Türkiye ve Avrupa AB Üyelik Görüflmeleri Bafllang c ndan Sonra ve Yeni Alman Hükümeti ile Dr. Hilmi Bengi Değerli konuklar Konrad Adenauer Vakfõ ve Türkiye Gazeteciler Cemiyetince düzenlenen 20. Türk Gazeteciler Semineri nde "Medya Merceğinde Almanya ve Türkiye" ilişkileri irdeleniyor. Türkiye nin turizm başkenti olarak nitelenen Antalya da böyle bir toplantõyõ organize ettiği için Konrad Adenauer Vakfõ ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ne teşekkür ediyorum. 53
Türkiye ve Avrupa AB Üyelik Görüflmeleri Bafllang c ndan Sonra ve Yeni Alman Hükümeti ile Dilerseniz Almanya- Türkiye ilişkilerinin bugünkü durumunun bir fotoğrafõnõ çekelim. Öncelikle şu tespiti yapmakta yarar var.almanya da hükümetin büyük kanadõnõ oluşturan Hõristiyan Demokrat Birlik (CDU) Hõristiyan Sosyal Birlik (CSU) partileri iktidar öncesi olduğu gibi açõk olmasa da şu anda da Türkiye ye AB ne tam üyelik verilmesi yerine imtiyazlõ ortaklõk tanõsõndan yana bir politika izlemekte. Almanya nõn şu andaki başbakanõ CDU nun genel başkanõ olan Angela Merkel, bu tezini geçen yõl Türkiye ye yaptõğõ resmi ziyaret sõrasõnda da dile getirdiği gibi özellikle Fransa da ve Almanya daki görüşmeleri sõrasõnda defalarca yineledi. CDU nun Almanya daki kardeş parti konumundaki CSU nun genel başkanõ ve Bavyera eyaleti başbakanõ Edmund Stoiber ise nüfusu yoğun olan Türkiye nin AB yi çökerteceğini, AB nin böyle bir gücü böyle bir yükü çekemeyeceğini ileri sürerek tam üyeliğe karşõ çõkmakta ve imtiyazlõ ortaklõğõ savunmaktadõr. Nitekim Stoiber, birkaç hafta önce Finlandiya ya yaptõğõ resmi ziyaret sõrasõnda da bu yöndeki görüşünü dile getirmişti. Almanya daki koalisyonun diğer büyük ortağõ Sosyal Demokrat Parti ise özellikle geçen yõlõn Kasõm ayõnda görevi bõrakmak zorunda kalan Almanya nõn eski başbakanõ Gerhard Schröder döneminde Türkiye nin tam üyeliğinden yana açõk bir tavõr aldõ. SPD, Türkiye nin Kopenhag kriterlerini yerine getirmesi durumunda AB ne tam üye olmasõ gerektiğini yineledi. Alman Sosyal Demokratlarõn bu tutumunda şu ana kadar bir değişiklik olmadõ. 11 Kasõm 2005 tarihinde CDU/CSU ve SPD arasõnda imzalanan koalisyon sözleşmesinde Türkiye nin AB ne tam üyeliğinin otomatik olma- 54
Dr. Hilmi Bengi yacağõ, ancak müzakerelerin ucu açõk bir şekilde sürdürülmesi gerektiği de yer aldõ. Sözleşmenin bu bölümünde "Türkiye ile ilişkilerinin karşõlõklõ olarak geliştirilmesi ve bu ülkenin AB ne bağlanmasõ Almanya nõn çõkarõnadõr. 3 Ekim 2005 tarihinde başlanan müzakereler ucu açõk sürdürülmeli ve bu sonucun şimdiden otomatik olarak tam üyeliğe götüreceği garanti edilmemeli. Çünkü, Türkiye ekonomik, demografik ve kültürel açõlardan önemle meydan okumalar ifade etmektedir. Bu bağlamda biz, Türkiye deki reform çabalarõnõ memnuniyetle karşõlõyoruz. Biz, NATO ile sõkõ ilişkiler içerisinde bulunan Türkiye deki demokratik hukuk devleti ve ekonomik alandaki gelişmeleri bütün gücümüzle destekleyeceğiz. AB nin yeni üye alabilme kapasitesi ile ilgili koşullara kesinlikle riayet edilmesinden yanayõz. Bu koşullar arasõnda temel hak ve özgürlüklerin yanõ sõra dini özgürlüklerin kullanõlmasõ da yer almaktadõr. Şayet AB yeni üye alabilecek durumda değilse ve Türkiye de tam üyelik için gereken koşullarõn hepsini eksiksiz olarak yerine getiremezse Türkiye ile AB arasõnda imtiyazlõ bir ilişki geliştirilmeli ve Türkiye Avrupa ya bağlanmalõdõr deniliyor. Koalisyon sözleşmesi õşõğõnda Almanya nõn şu andaki Başbakanõ Angela Merkel de Türkiye nin AB ne tam üyeliğinin kõsa sürede söz konusu olmadõğõna dikkat çekmekle birlikte, mümkün mertebe bu konuyu politik gündemin dõşõnda tutmaktan yana bir görüntü veriyor. Merkel, aynõ zamanda "Daha önceki dönemlerde atõlan imzalar bizim için de bağlayõcõdõr. Bu sözleşmelere sadõk kalacağõz diyerek Türkiye yi karşõsõna alacak bir görüntü vermemeye de özen gösteriyor. Muhalefetteki Yeşiller partisi 1980 li ve 90 lõ yõllarõnda Türkiye nin AB üyeliğine çok açõk bir şekilde karşõ çõkmalarõna rağmen, 1998-2005 yõl- 55
Türkiye ve Avrupa AB Üyelik Görüflmeleri Bafllang c ndan Sonra ve Yeni Alman Hükümeti ile larõ arasõndaki iktidarlarõ döneminde sürekli olarak Türkiye nin tam üyeliğine destek verdiler. Yeşiller de, başta o dönemin Federal Dõşişleri Bakanõ Joschka Fischer olmak üzere şu andaki eş genel başkanlarõ Claudia Roth bunun öncülüğünü yaptõlar. Şu anda muhalefet olan Yeşillerin bu tutumunda hala bir değişiklik yok. Diğer muhalefet partisi Hür Demkorat Parti (FDP) zaman zaman Türkiye nin AB üyeliğine tam sõcak bakmasa da son parti kurultaylarõnda Kopenhag kriterlerini yerine getirmesi halinde Türkiye nin AB ne üye olmasõnõ desteklediler. Sol Parti de ise Türkiye nin AB üyeliği konusunda henüz tam somutlaşmõş bir tutum mevcut değil. Partinin programõnda koşullarõn yerine getirilmesi durumunda Türkiye nin AB de yerini almasõ gerektiği savunulurken, sol parti meclis gurubu eş başkanõ Oskar Lafontaine Türkiye nin AB üyeliğine karşõ bir tutum sergiliyor. Almanya daki köklü partilerin, son dönemlerde Türkiye nin AB üyeliğinden ziyade Almanya da yaşayan Türklerin uyumu konusunu tartõştõklarõnõ gözlüyoruz. CDU/CSU göç yasasõnda değişiklik yapõlarak, Alman vatandaşlõğõna geçmek isteyen göçmenlerin "Vatandaşlõk kursuna katõlmasõnõ istiyorlar. Nitekim, Almanya nõn Baden Württemberg eyaleti Alman vatandaşlõğõna geçmek isteyen müslümanlara dönük olarak bir "vicdan testi" uygulamasõ başlattõ. Hessen Eyaleti de orta dereceli okul mezunu Almanlarõn bile bilmekte zorlanacağõ "vatandaşlõk testi ni uygulama girişiminde bulundu. 56
Dr. Hilmi Bengi Bunun her ikisi de tepki ile karşõlaşõnca "Vatandaşlõk kursu nda karar kõlõndõ. Hükümet ortağõ Sosyal Demokrat Parti de, CDU /CSU ağõrlõklõ eyaletlerin içişleri bakanlarõ tarafõndan gündeme getirilen vatandaşlõk kursunu desteklemek zorunda kaldõ. Yeşiller, FDP ve Sol parti ise vatandaşlõk kursuna katõlanlarõn sõnavdan geçirilmesine karşõ çõkmakta, ancak Alman vatandaşõ olmak isteyenlerin Almanca öğrenmeleri için dil kurslarõna katõlmasõna da destek vermekteler. Görüldüğü gibi Almanya Türkiye ilişkileri daha kontrollü bir çizgide. Bunun olumluya dönüştürülmesi, eski parlak günlerine kavuşturulmasõnõn iki ülkenin de yararõna olacağõ gibi, Türkiye nin Avrupa Birliği üyeliğini de kolaylaştõracaktõr. Bu noktada biz medya kuruluşlarõna büyük görev düşmektedir. Anadolu Ajansõ olarak biz Berlin Temsilciliğimizin yanõ sõra Almanya nõn Köln, Nürnberg, Oberhausen gibi yerleşim merkezlerindeki muhabirlerimizle üzerimize düşen görevi yapmaya hazõrõz. Almanya daki arkadaşlarõmõz, Öger Tur için özel bir yayõn çalõşmasõnõn hazõrlõklarõnõ yürütüyorlar. Avrupa Birliği sürecinde Türkiye çok önemli adõmlar attõ. Basõn mevzuatõnda da iyileştirmeler yaptõ. Basõn kanunu özgürlükçü bir bakõş açõsõyla yeniden düzenlendi. Türk basõnõ, birkaç marjinal istisna dõşõnda Avrupa Birliği ne olumlu bakõyor ve bu yolda atõlan adõmlara destek veriyor. Anadolu Ajansõ olarak bir yõllõk sürede Avrupa Birliği ile ilgili 4350 haber geçmişiz. Bu, günde 12 haber demek. Aktivitelere paralel olarak bu sayõ giderek artacaktõr. 57
Türkiye ve Avrupa AB Üyelik Görüflmeleri Bafllang c ndan Sonra ve Yeni Alman Hükümeti ile Gerek Türkiye deki gerekse başta Brüksel olmak üzere diğer Avrupa başkentlerindeki bürolarõmõzda görev yapan muhabirlerimiz gelişmeleri yakõndan izliyorlar. Bana göre Türkiye nin Avrupa Birliği ne girmek diye bir sorunu yoktur. Türkiye zaten Avrupa lõdõr. Eksik olan bunun tescil edilmesidir. Bu tescilin de en kõsa zamanda yerine getirileceğine inanõyorum. Teşekkür eder, saygõlar sunarõm. 58