KURTULUŞ SAVAŞINDA CEPHELER DOĞU CEPHESİ

Benzer belgeler
KURTULUŞ SAVAŞI CEPHELER

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük DİRİLİŞİN DESTANI: SAKARYA

KURTULUȘ SAVAȘI - Cepheler Dönemi - Burak ÜNSAL Tarih Öğretmeni

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

KURTULUŞ SAVAŞI ( ) Gülsema Lüyer

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir?

ÜNİTE 13 BAYBURT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ MİLLİ MÜCADELE DE BATI CEPHESİ I İÇİNDEKİLER HEDEFLER

SAYFA BELGELER NUMARASI

2- M. Kemal in fikir ve düşünce yaşamında etkili olan dört şehir hangileridir? ( Selanik, Manastır, İstanbul, Sofya)

3. ÜNİTE YA İSTİKLAL YA ÖLÜM #isakozan

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

Lozan Barış Antlaşması

T.C. İNKILAP TARİHİ ATATÜRKÇÜLÜK MİLLİ BİR DESTAN: YA İSTİKLAL YA ÖLÜM TEK FASİKÜL 3.ÜNİTE

L 1 S E ... TURKIYE CUMHURiYETi INKILAP TARiHi VE ATATURKÇULUK KEMAL KARA ÖNDE YAYINCILIK

Sorgulayınız:Kurtuluş Savaşı'na Doğudan başlanması bir rastlantı olabilir mi? Niçin ilk açılan cephe doğu cephesi olmuştur?

II. İNÖNÜ MUHAREBESİ (23 MART 1 NİSAN 1921) Nedenleri: Londra Konferansı ndan bir sonuç alınamaması, Sevr i TBMM ye zorla kabul ettirmek, İngiltere

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

KURTULUŞ SAVAŞINDA CEPHELER

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

BÖLÜKYAYLA ORTAOKULU 8. SINIFLAR İNKILAP TARİHİ DENEME SINAVI

T.C İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük

1. KONU: KURTULUŞ SAVAŞI

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Mustafa Kemal in Samsung a Çıkışı

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

2018-Inkilap Tarihi ve - Deneme Sınavı 7

İstiklal Mahkemeleri kuruldu.(18 Eylül 1920) Düzenli ordunun kurulmasına hız verildi.

Kazım Karabekir komutasındaki Osmanlı nın dağıtılmamış son ordusu olan 15. Kolurdu birlikleri ile mücadele edildi.

Mustafa Kemal ile mükemmel

Resim-2 Genelkurmay başkanlığı, Eskişehir - Afyon hattına yerleşen düşmanın savunma ve berkitme faaliyetleri ile bulunduğu bölgede daha fazla

KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ. Youtube Kanalı: tariheglencesi

BÖLÜM 3.1. Doğu ve Güney Cephesi KURTULUŞ SAVAŞI NDA CEPHELER 1. DOĞU CEPHESİ 2. GÜNEY CEPHESİ 3. ÜNİTE: KURTULUŞ SAVAŞI'NDA CEPHELER

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ÇALIŞMA SORULARI. A) Aşağıda yer alan LGS ye yönelik yayımlanan örnek MEB soruları yer almaktadır. Bu soruları yanıtla.

ÜNİTE BAYBURT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ MİLLİ MÜCADELE DE BATI CEPHESİ II İÇİNDEKİLER HEDEFLER

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH

KARMA TESTLER 03. A) Yalnız l B) Yalnız II. C) Yalnızlll D) I ve II E) I, II ve III. 2. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmesine,

Sakarya Zaferi 97 Yaşında

Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Ders Notları

1. Aile tarihimizi araştırırken aşağıdaki eşyalardan hangisi bize yararlı olabilir? A) Çeyiz sandığı B) Oyuncak kamyon C) Bilgisayar D) Tansiyon aleti

MUSTAFA İPEK HALİLİYE SÜLEYMANİYE İMAM HATİP ORTAOKULU

KURTULUŞ SAVAŞI MUHAREBELER DÖNEMİ

Komutanı olduğum 15. Kolordunun terhisini kabul etmiyorum ve Ermenilere karşı mücadele başlatıyorum.

Gazi Ahmet Muhtar Paşa

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER

İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ BENZER SORULAR

ATATÜRK. Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selanik'te doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde

6 Mayıs Başkomutanlık kanunu süresinin meclisçe tekrar uzatılması. 26 Ağustos Büyük Taarruzun başlaması

Edirne Tarihi - Edirne nin Yaşadığı İşgaller. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

9 EYLÜL 1922 BAKİ SARISAKAL

Başlangıcından Günümüze TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARİHİ

ÜNİTE İÇİNDEKİLER HEDEFLER TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNİN AÇILMASINDAN İTİBAREN YAŞANAN GELİŞMELER

T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TESTİ

1895: Selanik Askeri Rüştiyesi ni bitirdi, Manastır Askeri İdadisi ne girdi.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Asya toplumlarında Nevruz Bayramı her yıi coşku ile kutlanır ve ilkbaharın başlangıcı olarak kabul edilir.

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ MUSTAFA KEMAL İN SAMSUN A ÇIKIŞI GENELGELER KONGRELER

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

KURTULUŞ SAVAŞI KARTPOSTALLARI MEHMED İN HİKAYESİ *

Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi S. 56, Bahar 2015, s KİTAP TANITIMI

Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Ders Notları

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ BENZER SORULARI

Sarıkamış. Dersleri. Yılmadan Yorulmadan Dr. Cihangir Dumanlı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

1881: Selanik te doğdu.

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ II DERS NOTLARI

T.C. ĠNKILAP TARĠHĠ VE ATATÜRKÇÜLÜK 3.ÜNĠTE YA ĠSTĠKLAL YA ÖLÜM

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN ASKERLİK HAYATI

Evrensel Bakış Açısı. Fransız Taburunu Esir Alan

UNUTULAN SAVAŞLAR / KUTÜ L-AMMARE ZAFERİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

ENSTİTÜ/FAKÜLTE/YÜKSEKOKUL ve PROGRAM: MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ-ELEKTRIK-ELEKTRONIK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ DERS BİLGİLERİ. Adı Kodu Dili Türü Yarıyıl

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

KAMU PERSONELİ SEÇME SINAVI KPSS. GENEL KÜLTÜR ve GENEL YETENEK

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Ünite KURTULUŞ SAVAŞI NDA CEPHELER

I.DÜNYA SAVAŞI ve BALKANLAR

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

TEST 1. Yıl Sonu Tekrar. 6. Avrupa ülkeleri arasındaki çıkar çatışmaları, kendi aralarında bloklaşmalara neden oldu.

*Gazilik ve mareşallik unvanı Sakarya Savaşı *Güney sınırı Fransa-Ankara Ant.1921 *1.İnönü sonrası Londra Konferansı ve Moskova Ant.

Mustafa Kemal Atatürk ün Hayatı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK / SON 16 YIL OKS, SBS VE TEOG ÜNİTE BAZINDA SINIFLANDIRILMIŞ ÇIKMIŞ SORULAR FASİKÜLÜ

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ SORULARI

İÇİNDEKİLER... ÖN SÖZ... BİRİNCİ BÖLÜM SİYASİ, COĞRAFİ DURUM VE ASKERÎ GÜÇLER

T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük 8

PROJE KONUSU: KURTULUŞ SAVAŞI NDA CEPHELER

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK-TEOG DENEMESİ-14

Sınıf [ B-PİSA ] 1. Dönem - 1. Uygulama

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

Transkript:

KURTULUŞ SAVAŞINDA CEPHELER DOĞU CEPHESİ 3 Mart 1918 tarihli Brest-Litovsk Antlaşması ile Türkiye Kars, Ardahan ve Batum u geri almıştı. Fakat I. Dünya Savaşı ndan sonra imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması na göre Türk birlikleri Kafkasya dan çekilmek zorunda kalmıştı. Bundan sonra Kafkasya da Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan gibi küçük devletler kurulmuştu. Bunlardan Erivan, Gümrü ve Kars havalisinde kurulmuş olan Ermenistan Taşnak Hükümeti, Doğu Anadolu için istila emelleri beslemekteydi. İtilaf Devletleri de Sevr sürecinde görüldüğü üzere Doğu Anadolu da bir Ermenistan kurulmasını destekliyorlardı. Mondros Mütarekesi nden sonra Batılı devletlerin de desteğini alan Ermeniler, Doğu Anadolu daki bazı yerleri işgalle yetinmeyerek, bölgedeki Türkleri öldürüp, köyleri, kasabaları yakıp yıkmışlardı. Ermenilerin saldırganlığı yalnız Türkiye ye yönelik olmayıp Karabağ ve Nahcıvan bölgesini de hedef almıştı. Ermeniler bununla da kalmamış, Paris Barış Konferansı na da başvurarak, Türkiye de iki milyondan fazla Ermeni bulunduğunu ileri sürüp Vilayet-i Sitte (Altı vilayet: Erzurum, Van, Bitlis, Diyarbakır, Sivas ve Elazığ) dan başka Adana, Mersin, İskenderun, Tokat, Amasya, Trabzon u içine alan toprakların kendilerine verilmesini istemişti. Ermeni saldırılarının tehlikeli boyutlara ulaşması üzerine 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa Kars-Bakü yolunu açmak, Ermenilerin Müslüman halka yaptığı zulmü durdurmak ve Ermenilerin saldırısına fırsat vermeden Elviye-i Selaseyi (Kars, Ardahan, Batum) ele geçirmek için hazırlıklara başladı. Ermenilerin Müslümanlara karşı yaptıkları zulmün her geçen gün artması ve durumun artık katlanılamaz bir hal alması üzerine TBMM Hükümeti, 9 Haziran 1920 de Doğu Anadolu da geçici seferberlik ilan etti. Ermenilerin başlayan saldırılarına karşı BMM 7 Temmuz da bir ültimatomla Ermenilerden bu düşmanca faaliyetlerini durdurmasını istedi. Ültimatoma aldırmayan Ermeniler 24 Eylül de topyekün saldırıya geçti. Bunun üzerine Türk Birliklerine Ermenilere karşı taarruz emri verildi. 28 Eylül de başlayan hareket 7 Kasım da Gümrü nün ele geçirilmesiyle son buldu. Ermenilerin ateşkes istemesi üzerine 17 Kasım da ateşkes kabul edildi. Savaş sonrası yapılan müzakereler sonunda 3 Aralık 1920 tarihinde Gümrü Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma, TBMM Hükümeti nin ilk askeri başarısının diplomatik bir sonucuydu. Gümrü Antlaşmasıyla; 1878 De Rusya ya terk edilen Artvin, Posof Şavşat, Çıldır, Kars, Iğdır, Tuzluca, Sarıkamış ve Oltuyu geri aldı. Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır çizildi. Batılı devletlerin kurdurmak istediği Büyük Ermenistan hayali sona erdi. Ayrıca Yunanlılara karşı girişilecek harekette bu cephedeki kuvvetlerden de faydalanma imkanı doğdu. Gümrü Antlaşması ndan hemen sonra TBMM Hükümeti Gürcistan a bir nota vererek Ardahan, Artvin ve Batum un Türkiye ye iadesini istedi. Uzun görüşmelerden sonra Gürcü Hükümeti bu yerleri Türkiye ye bırakmak zorunda kaldı. GÜNEY CEPHESİ Güney Cephesi, Kurtuluş Savaşı döneminde Antep, Urfa ve Maraş'ta Türk askerlerinin Fransızlara karşı mücadele ettiği cephedir. Bu anlamda Güney Cephesine Fransız cephesi ya da Kilikya cephesi de denilmektedir. Güney Cephesinde sadece Fransızlara karşı değil, aynı

zamanda Ermenilere karşı da savaşılmıştır. Fransız askeri birliklerine Ermenilerden oluşan gönüllü birlikler de katılmışlardır. I.Dünya Savaşı sonrasında Fransa Sykes - Picot Antlaşması ile payına düşen yerleri almak için hareket geçmiştir. Bu antlaşmaya göre Maraş, Antep ve Urfa İngilizlere, Musul ise Fransızlara bırakılmıştır. Ancak İngiltere Musul petrolleri nedeniyle Fransa ile Suriye itilafnamesini imzalayarak verilen yerleri kendi aralarında değiştirmişlerdir. Bu durumda Maraş, Antep ve Urfa Fransızlara bırakılmıştır. Bu durum sonrası Güney Cephesi açılarak Fransızlarla Kuva-yı Milliye ordusu arasındaki mücadele başlamıştır. Güney Cephesindeki savaşın başkahramanı olan bu üç şehir, milli mücadele döneminin önemli olaylarına tanıklık etmişlerdir. Maraş: Monros Mütarekesi sonrası Anadolu'da birçok noktada işgaller yaşanmıştır. Maraş da bu işgallere maruz kalan tarihi yerlerden birisidir. Mütarekeden sonra işgal altına giren Maraş'ta ilk direniş 22 Ocak 1920'de Sütçü İmam tarafından başlatılmıştır. Sütçü İmam'ın hamamdan çıkan kadınlara sarkıntılık eden Ermeni askerlere saldırması sonucu Maraş'ta olaylar ateşlenmiştir. Maraş bu olayla Güney Cephesine dahil olmuştur. Maraş'a bu ayaklanma nedeniyle Kahraman ünvanı verilmiştir. Antep: Mütarekeden bir yıl sonra Fransızlar tarafından işgal edilen Antep'te 1920 Nisan'ında Türk Milli kuvvetleri tarafından bir ayaklanma çıkarılmıştır. Bu ayaklanma yaklaşık olarak 10 ay kadar sürmüştür. Güney Cephesinin Antep'te bulunan kısmı son derece kanlı geçtiği söylenmektedir. Ağır top ateşine tutulan Antep'te 6000 civarı Anteplinin şehit olduğu bu saldırılar sonucunda 9 Şubat 1921 de çaresizlikten teslim oldu. Kent halkının gösterdiği bu eşsiz direniş karşısında TBMM 6 Şubat 1921 tarihinde çıkardığı bir yasayla Gazi ünvanını verdi. Gaziantep 25 Aralık 1921 De Fransız işgalinden kurtuldu. Urfa: Güney Cephesindeki Fransızlarla mücadeleye Urfa'nın dahil olması halkın direnişinden çok jandarmanın girişimiyle olmuştur. O dönemde Güney Cephesinde Urfa'ya komutan olarak atanan Ali Saip Bey burada halkı örgütleyerek 3000 kişilik bir askeri güç oluşturmuştur. Bunlarla birlikte Urfa'nın 12 vatanseveri tarafından oluşturulan 12'ler adı verilen özel Kuvayi Milliye hareketi, Fransızlara şehri boşaltmaları için bir ültimatom vermişlerdir. Bu ültimatom sonrası Urfa'nın yarısı iki gün içerisinde geri alınmıştır. Geri kalan kısmında çıkan savaşta ise Fransız askerleri Urfa'nın aşiret birlikleri tarafından kılıçtan geçirilmiştir. Bu sayede Urfa'da alınarak Güney Cephesindeki mücadele son bulmuştur. Güney Cephesinin Kapanması ve Ankara Anlaşması Güney Cephesi fiilen tam anlamıyla Ankara Anlaşması ile son bulmuştur. 20 Ekim 1921 tarihinde Fransızlarla imzalanan bu anlaşma ile Güney Cephesi tamamen kapanmıştır. Ankara Anlaşması'na göre; Urfa, Antep ve Maraş Türkiye'ye bırakılmıştır. Sülayman Şah'ın mezarının bulunduğu Caber Kalesi'nin Türk malı olduğu ve burada Türk askerinin nöbet tutacağı belirtilmiştir. Güney Cephesini sona erdiren bu anlaşma sonrası bölgede genel af ilan edilmiştir. Fransız ve Türk tarafları ellerindeki esirleri karşılıklı olarak serbest bırakmışlardır. Güney Cephesinin Anadolu kısmı Misak-ı Milli adına kazançlı olarak kapatılmıştır. Ancak Musul daha sonra görüşülmeye bırakılmıştır.

BATI CEPHESİ Yunan ordusu İzmir e çıktığında buradaki direnişleri öncelikle halkın gönüllü birlikleriyle oluşturulan Kuva-yı Milliye birlikleri tarafından yürütülmüştür. Kuva-yı Milliye birlikleri Ayvalık, Bergama-Soma Cephesi, Akhisar, Salihli, Aydın ve Nazilli Cepheleri başta olmak üzere birçok yerde teşkil edilmişti. Bu birlikler içerisinde en güçlüsü Çerkez Ethem in komutanlığını yaptığı Kuva-yı Seyyare birlikleriydi. İlk başta başarılı çatışmalar yapmalarına rağmen ilerleyen zamanda düzenli bir ordu karşısında zaman zaman geri çekilen ve çoğu yerde ilerleyişi durduramayarak Yunan Ordusu nun bütün kıyı Ege yi işgaliyle sonuçlanan bu süreçte savaşın kesin bir zaferle sonuçlanabilmesi için düzenli bir ordu kurmak gerekli hatta zorunluydu. Düzenli orduya geçiş aşamasında bazı Kuva-yı Milliye önderleri TBMM karşı isyan ettiler. Ayaklanmaların bastırılmasından sonra ise arta kalan bütün milli kuvvetler TBMM Orduları adı altında birleştirilmiştir. Bundan sonra ise, TBMM Hükümeti düzensiz ordu fikrini ve siyasetini ortadan kaldırmak için, Batı cephesini Güney ve Batı cephesi olarak ikiye bölüp, Batı kısmına Albay İsmet Bey (İnönü), Güney kısmına da Albay Refet Bey (Bele) i tayin etmiştir. Fevzi Paşa (Çakmak) da aynı zamanda Milli Müdafaa Vekilliği (Milli Savunma Bakanlığı) ve Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği (Genelkurmay Başkanlığı) vazifesini üstlenmiştir. Böylece Yunanlılarla yapılacak olana savaşlara hızla hazırlıklar tamamlanmıştır Bu cephede Yunanlılarla a) I. İnönü Savaşı b) II. İnönü Savaşı c) Kütahya- Eskişehir Savaşları d) Sakarya Meydan Muharebesi e) Başkomutanlık Meydan Muharebesi (Büyük Taarruz) dir. I.İnönü Savaşı: (6-10 Ocak 1921) I. İnönü Savaşı, 6 Ocak 1921 tarihinde iki taraftan saldırıya geçen Yunan ordularıyla İnönü mevzilerinde savunmada olan Türk kuvvetleri arasında yapılan savaştır. 6 Ocak 1921 tarihine kadar Uşak ve Bursa bölgelerinde hazırlıklarını tamamlayan Yunan kuvvetleri, batı cephesindeki Türk birliklerinin Çerkez Ethem isyanını bastırmak için onun kuvvetleriyle çatışmasından da faydalanarak Eskişehir istikametinde taarruza geçmeye başladılar. 9 Ocak 1921 e kadar örtme ve emniyet kuvvetleri harekâtı şeklinde geçen çatışmaların ardından, İnönü mevzilerindeki muharebeler 10 Ocak 1921 de başladı ve bir gün sonra, Yunan kuvvetlerinin savaştan önceki hatlarına çekilmeleriyle son bulmuştur. 15 Mayıs 1919'da İzmir'i işgal eden Yunan kuvvetleri, ileri harekâta devam ederek Milne Hattı olarak da ifade edilen Ayvalık, Soma, Akhisar, Aydın sınırlarına kadar ulaştılar. 22 Haziran 1920'de iki koldan tekrar ileri harekâta geçen Yunan kuvvetleri, Kuzey Grubunun da desteğiyle Balıkesir ve Bursa yı da işgal etti. Afyon yönünde ilerlemeye devam eden Yunan ordusunun Güney Grubu ise, 29 Ağustos 1920'da Uşak ı işgal etti. Yaşanan tüm bu gelişmelerin ardından Yunanistan da yapılan seçimlerle kurulan hükümet, İtilaf Devletleri nin güvenini kazanmak için Anadolu da kalıcı bir askeri başarı elde etmenin gerekli olduğunu düşünmeye başladı. Yunanistan kralı Konstantin de Yunan meclisinin açılışında yaptığı konuşmayla, savaşa devam edeceklerini açık bir şekilde dile getirmişti. Yunan Hükümeti, savaş için zorlanıyordu. Batı Anadolu daki Türk kuvvetlerinin, 1920 yılı sonlarına gelindiğinde, Çerkez Ethem in başlattığı ayaklanmalar ile uğraşıyor durumda olması, Yunan Hükümetine ve Yunan kuvvetlerine bu siyasi zorlama için uygun bir askeri

ortam sağlamaktaydı. Gerçekten de Türk kuvvetlerinin önemli bir bölümü Çerkez Ethem in kuvvetleri ile mücadele etmekteyken cephe hattında büyük ölçüde örtme kuvvetleri bulunmaktaydı. İngilizlerin işgali altındaki İstanbul da bulunan Yunan Askeri Heyeti, Batı Anadolu da gözle görülür bir askeri hareketlilik olduğunu, Yunan Genelkurmayı na rapor etmekteydi. Bu yüzden, Yunan kuvvetlerinin bir an önce Türk kuvvetleri üzerine harekete geçmesi gerekli görülmeye başlandı. Böylece I. İnönü Savaşı başlamış oldu. Türk kuvveleri, I. İnönü Savaşı boyunca sürekli geri çekilmiş de olsa, Yunan ordularının Eskişehir yönündeki ilerlemelerini durdurmuş oldukları için I. İnönü Savaşı na kesin bir zafer olarak bakılmaktadır. Yunan tarafı ise, yapılan harekâtın zaten belirli hedefleri olduğu ve belirlenen hedeflere ulaşıldığı gerekçesiyle savaşın kaybedildiği fikrini reddetmekteydiler. 1. İnönü Savaşı nı Türk kuvvetlerinin zaferi olarak nitelendiren çevrelerde ileri sürülen görüşlerin temelinde, Türk tarafının belirli bir miktar malzeme kaybetmesine ve bölgedeki demiryollarının kendileri tarafından yok edilmiş olmasına karşın, hiçbir toprak parçası kaybedilmediği fikri vardır. Yunan kuvvetlerinin I. İnönü Savaşı nda geri çekilmesinin ise, gerek Türk, gerek dünya ve gerekse de Yunan kamuoyunda, Yunan kuvvetlerinin zaferi olarak algılanmadığı bilinmektedir. Bu algı ise, I. İnönü Savaşı sonrasında, kazanan tarafın, kaybeden tarafa iradesini kabul ettirdiği bir antlaşma bulunmamasından kaynaklanmaktadır. Zafer olarak nitelendirilen Birinci İnönü Savaşı sonrasında Ankara da geniş çaplı kutlamalar yapılmıştır. I. İnönü Savaşı nın önemli sonuçları şu şekilde sıralanabilir: TBMM tarafından kurulmuş olunan düzenli ordunun Batı Cephesi'ndeki ilk başarısı I. İnönü Savaşı olmuştur. Türk Hükümetinin Anadolu daki otoritesi artmıştır. Hükümet, I. İnönü Savaşı yla güven kazanmıştır. Bunun sonucunda vergi ve askere alma işlemleri belirli bir düzen içinde uygulanabilmiştir. İsmet Paşa, TBMM tarafından, albaylıktan tuğgeneralliğe yükseltilmiştir. Birinci İnönü Zaferi, yeni Türk devletinin uluslararası kamuoyundaki itibarını da arttırmıştır. Bunun bir sonucu olarak Sovyet Rusya ile Moskova Antlaşması imzalanmıştır. İtilaf Devletleri I. İnönü Savaşı ndan sonra ortaya çıkan yeni durumu görüşmek üzere Londra Konferansı'nı düzenlemişler ve TBMM'yi de bu konferansa davet etmişlerdir. Afganistan ile bir dostluk antlaşması imzalanmıştır. Bu dostluk antlaşması, TBMM'nin Müslüman bir ülke ile yaptığı ilk antlaşma olması bakımından önemlidir. Birinci İnönü Savaşı nın ardından yeni Türk devletinin ilk anayasası olan Teşkilat-ı Esasiye kabul edilmiştir. TBMM başkanı Mustafa Kemal Atatürk, savaşın ardından söylediği şu sözlerle I. İnönü Savaşı nın önemini ifade etmiştir: ''Yeni Türkiye Devleti nin küçük, fakat millî ülkülü genç ordusu, en dar bir hesapla üç kat üstün düşmanı İnönü Meydan Muharebesi nde mağlup etti. Strateji sanatının en nazik icraatını isabetle uyguladı. İç hatların kullanılmasında harp tarihine parlak bir misal yazdı.'' I.İnönü Savaşı sonunda içte ve dışta çok önemli gelişmeler yaşandı. Öncelikle yeni devletin ilk anayasası Teşkilat-ı Esasiye Kanunu çıkarıldı daha sonra İstiklal Marşımız kabul edildi.

Dışta ise Londra Konferansı düzenlendi ve TBMM Hükümeti de çağrıldı. Sovyetlerle ilişkilerin gelişmesinin önü açılarak Moskova Antlaşması imzalandı. 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu 20 Ocak 1921 de TBMM tarafından kabul edilen yeni Teşkilat-ı Esasiye Kanunu 23 madde ve bir ek maddeden oluşmaktadır. Yasanın 1. Maddesi açık söylememekle birlikte saltanat ve hilafeti hükümsüz kılmaktaydı. Çünkü milleti, egemenliğin kayıtsız şartsız kaynağı olarak kabul ediyordu. 2. Maddesi yasama ve yürütme yetkisini TBMM ye veriyordu. 9. Madde ile Meclis başkanına TBMM adına imza atma yetkisi verilmişti. Aynı madde Meclis başkanını vekiller heyetinin yani hükümetin başkanı olarak da tanımaktaydı. Bu durumda fiili olarak Meclis başkanını, hem icra organının başı olarak başbakan hem de devlet başkanı yapmaktaydı. Böylece Teşkilat-ı Esasiye Kanunu ile Türkiye de Kuvvetler birliği ilkesi ve meclis hükümeti sistemi yürürlüğe konmuş oluyordu. Bu kanun ile İstanbul Hükümeti yok sayılıyor ve yetkileri tamamen TBMM ye devrediliyordu. İstiklal Marşı nın Kabulü Türk Devleti nin bütün dünyaya duyuracak bir marşın yazılması için bir yarışma düzenlendi. Önceleri yarışmaya ödül konduğu için katılmayan Mehmet Akif Ersoy Kahraman Ordumuza ithaf ederek kaleme aldığı günümüzde örgün öğretime devam eden bütün Türk çocuklarının bildiği şiiri, TBMM tarafından Milli Marş olarak kabul edildi. (12 Mart 1921) daha sonra bu şiir Osman Zeki Üngör tarafından 1930 yılında bestelenerek bugünkü şeklini aldı. Londra Konferansı Londra Konferansı, TBMM Hükümetinin Sevr Antlaşması nı kabul etmemesi ve İtilaf Devletleri ni yurttan çıkarmak için harekete geçmesi üzerine yapıldı. Milli Mücadele esnasında Güney Anadolu da Fransızlara karşı başarı sağlanmış, Batı daki Yunan ilerleyişi durdurulmuş ve TBMM hükümeti Sovyetlerle görüşmeye başlamıştı. Tüm bu olumlu gelişmelerin üzerine I. İnönü Savaşı nın da kazanılması İtilaf Devletleri ni harekete geçirdi. İtilaf Devletleri, Sevr Antlaşması maddelerinde bazı değişiklikler yapmak üzere Türkiye ve Yunanistan ın da katılımıyla Londra da bir konferans yapmaya karar verdiler. İtilaf Devletleri TBMM hükümetini tanımadıkları için Londra Konferansı na sadece Osmanlı Hükümetini davet etti. Mustafa Kemal in de konferansa bir temsilci yollayabileceği veya kendisinin delege olarak katılabileceğini Osmanlı Hükümetine bildirdiler. Osmanlı Hükümeti de İtilaf devletlerinin yaptığı bu öneriyi TBMM başkanı olan Mustafa Kemal e götürdü fakat TBMM Hükümeti bu teklifi kabul etmedi ve çağırılmadıkları konferansa katılmayacaklarını bildirdiler. Bu gelişmeler üzerine İtilaf Devletleri, İtalya nın aracılığıyla TBMM Hükümetini resmen Londra Konferansı na davet etmek zorunda kaldı. Konferans, 23 Şubat 1921 de Londra da başladı. İtilaf Devletleri, Sevr Antlaşması nın maddeleri üzerinde küçük değişiklikler yapmak isteyince Türk delegeleri buna şiddetle karşı çıktılar. Osmanlı Hükümeti adına konuşması gereken Sadrazam Tevfik Paşa, konuşma sırası kendine gelince, "Ben sözü Türk Milletinin gerçek temsilcisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Baş delegesine bırakıyorum," diyerek konuşma yetkisini Bekir Sami Bey e bıraktı. Bunun üzerine İtilaf Devletleri her türlü görüşmeyi TBBM Hükümetinin oluşturduğu heyetle yapmak zorunda

kaldı. TBMM delegeleri, Misak-ı Milli ye dayanarak, Sevr Antlaşması nı hiçbir şekilde kabul etmeyeceklerini İtilaf Devletlerine bildirdiler. Bunun üzerine şiddetli tartışmalar çıktı ve Londra Konferansı hiçbir sonuç alınamadan dağıldı. Bekir Sami Bey konferansın dağılmasının ardından savaş esirlerinin karşılıklı geri verilmesi için 11 Martta Fransızlarla, 12 Martta İtalyanlarla ve 16 Martta İngilizlerle ayrı ayrı antlaşmalar yaptı fakat bu antlaşmalar TBMM Hükümeti tarafından onaylanmadığı için hiçbir zaman yürürlüğe girmedi. Londra Konferansı, bir sonuç alınamamasına rağmen İtilaf Devletlerinin TBMM Hükümetini resmen tanıması açısından önemli bir diplomatik başarıydı. Artık TBMM, İtilaf Devletleri tarafından resmen tanınıyordu. Londra Konferansı nın bu diplomatik başarı dışındaki önemli sonuçlarını ise, Yunan Ordusunun yeniden saldırıya geçmek için başladığı hazırlıklarını tamamlama imkânı bulması, TBMM Hükümetinin Misak-ı Milli ilkelerini ve Türk halkının haklı mücadelesini dünya kamuoyuna duyurmayı başarması, İtilaf Devletlerinin Sevr Antlaşması nı kabul ettiremeyeceklerini anlamaları ve konferansa katılan TBMM Hükümeti nin barış yanlısı olduğunu dünyaya gösterme fırsatı bulması olarak sıralayabiliriz. Moskova antlaşması, TBMM ve Rusya arasında karşılıklı menfaatler adına 16 Mart 1921 tarihinde imzalanmış bir antlaşmadır. Rusya'nın komünist ihtilaline maruz kalması sebebiyle savaştan çekilmesi, İtilaf devletlerinin tepkisine sebep olmuştu. Rusya'da kurulmuş olan Sovyet yönetimine tepki gösteren İtilaf devletleri, Anadolu'yu da işgal etmeye başlamıştı. İki ülkenin de düşmanı haline gelen İtilaf devletleri, TBMM ve Rusya'nın birbirine yakınlaşmasına sebep oldu. Kendisini güneyde ve Boğazlarda güvence altına almak isteyen Rusya'da kendine dost bir ülke arayışına girmişti. TBMM'nin Ermeniler ve Yunanlılara karşı kazandığı zaferler sebebiyle, Rusya TBMM'yi aradığı ülke olarak görmüştür. TBMM'de emperyalist ülkelerle mücadele halinde olduğundan, iki ülke birbirine yakınlaştı. Bu sebeplerle Rusya'ya gitmiş olan TBMM heyetiyle Rusya hükümeti arasında Moskova antlaşması imzalanmıştır. Türkiye için önemli bir yeri olan antlaşma sayesinde önemli bir ülke TBMM'yi resmen tanımıştı. Moskova antlaşmasının maddeleri: Ülkeler birbirlerinin tanımadığı ülkelerarası bir senedi tanımayacaktır. Rusya Misak-ı Milli'yi tanıyarak, kapitülasyonların kaldırılmasını kabul edeceklerdir. Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya'nın yaptığı anlaşmaların hükümsüz olduğu kabul edilmiştir. Aralarında mali, iktisadi ve sair anlaşmaların yapılmasını kabul etmişlerdir. Rusya TBMM Ermenistan ile Gürcistan arasında imzalanan antlaşmalarla tespit edilen sınırını, Batum'un Gürcistan'a geri verilmesi şartıyla kabul etmiştir. Türkiye'nin Batum limanını kullanmasını ve halka özerklik vermesini de kabul etmişlerdir. Türkiye'nin İstanbul'daki egemenliği tehlikeye atılmadan, boğazların ticaret gemilerine açılması için Karadeniz'e kıyısı bulunan devletlerle bir konferans yapılacaktı. Rusya elindeki esirleri 3 ay zarfında iade edecektir. Moskova antlaşmasının önemi Misak-ı Milli'yi ve TBMM'yi tanıyan ilk Avrupa ülkesi Rusya olmuştur. Kars ve Ardahan Türkiye'de kalmış, Batum Gürcistan'a verilmiştir. Bu Misak-ı Milli'den verilen ilk taviz olarak tarihe geçmiştir.

II. İnönü Savaşı Londra Konferansı nın barış önerilerinin TBMM Hükümeti nce reddedilmesi üzerine, İtilaf Devletleri nin isteklerini zorla Türklere kabul ettirmekle görevlendirilen Yunanlılar, Bursa üzerinden Eskişehir e, Uşak üzerinden Afyon a doğru 23 Mart 1921'de saldırıya geçtiler. Yunanlılar, Bilecik i, İnönü de Metris Tepe yi ve Uşak ı ele geçirmeleri üzerine, TBMM Muhafız Taburu cepheye gönderildi. Böylece güçlenen Türk kuvvetleri karşı saldırıya geçerek Yunan saldırısını püskürttü. Batı Cephesi Komutanı İsmet Bey in savaş süresince verdiği mevzilerin kesin olarak savunulması emri başarının elde edilmesinde etken oldu.1 Nisan 1921 de Yunan ordusu Bursa ya çekilmeye başladı. Böylece Yunanlılar İnönü de ikinci kez yenildiler. Sonuç olarak; TBMM Hükümeti varlığını bütün Avrupa devletlerine, resmen olmasa da kabul ettirdi; içte ve dışta nüfuz ve saygınlığı yükseldi. Avrupa ülkelerinde, İngiliz ve Yunan politikasına karşı güvensizlik ve muhalefet başladı. Ordu mensuplarında, her bakımdan kendilerine güven arttı. Bu durum karşısında, Fransızlar Zonguldak tan, İtalyanlar Güney Anadolu dan çekilmek zorunda kaldılar. Türk ordusunun kazandığı zaferler, İtilaf Devletleri ni Türkler hakkında yararlı kararlar almaya zorladı. II. İnönü Muharebesi nin kazanılmasından, Sovyet Rusya ve Afganistan gibi dost devletlerde büyük bir memnunluk duyulmuş ve bu resmen Türk Hükümeti ne bildirilmiştir. Kütahya-Eskişehir Savaşı İnönü Savaşları nda Yunan saldırılarını başarıyla püskürten Türk Ordusu Aslıhanlar- Dumlupınar çarpışmalarında henüz saldırı gücü olmadığını göstermişti. Bu durumdan yararlanmayı düşünen Yunan Genelkurmayı yeni bir plan hazırlayarak daha güçlü birliklerle İnönü, Eskişehir, Afyon, Kütahya arasındaki çizgide bulunan mevzilerimize yüklenerek buraları işgal etmek ve gerekirse Ankara ya kadar ilerlemek düşüncesindeydiler. Bu amaçla yeniden saldırıya geçen Yunanlılar karşısında zor tutunan TBMM ordusu başarılı olamayarak Kütahya ve Eskişehir i kaybettiler. Bu durum karşısında daha fazla direnmelerini istemeyen M. Kemal ordunun toparlanabilmesi ve zaman kazanabilmesi amacıyla Sakarya Irmağı nın doğusuna çekilme emri verdi. Eskişehir-Kütahya Savaşlarındaki yenilgi sonucunda Eskişehir, Afyon, Kütahya gibi önemli yerler kaybedilmiş, ordu Sakarya nın doğusuna çekilmişti. Yunanlılar, İç Anadolu sınırlarına girmiş, bu durum Türkiye Büyük Millet Meclisinde ve bütün yurtta karamsarlığa sebep olmuştu. Hatta yeni bir Yunan saldırısına karşı hükümet merkezinin Ankara dan taşınması bile düşünülmüş ve tartışma konusu olmuştur. Eskişehir Kütahya Muharebelerinin Sonuçları - Düzenli ordular ilk yenilgisini almıştır. - Eskişehir, Kütahya ve Afyon Yunanlıların eline geçmiştir. - Yunan saldırısına karşı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Ankara dan başka bir şehre taşınması gündeme gelmiştir. Ancak meclisteki tepkilerden dolayı vazgeçilmiştir. - Cephedeki bu başarısızlık mecliste sert tartışmalara yol açmıştır. - Mecliste Mustafa Kemal e karşı muhalefet artmıştır.

- Türkler arasında büyük üzüntü ve korkuya neden olmuştur. - Mustafa Kemal Paşa ya Başkomutanlık yetkisinin verilmesine ortam hazırlamıştır. Sakarya Meydan Muharebesi 23 Ağustos 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan. Türk milleti için bir ölüm kalım savaşı olan Sakarya Meydan Muharebesi; Kurtuluş Savaşı içinde kader tayin edici olmuştur. Bu savaştan önce Mustafa Kemal başkomutanlık yetkisini almış, Tekalif-i Milliye emirleri ile de ordunun ihtiyaçları karşılanmaya çalışılmıştır. Ayrıca Doğu Cephesi ve Merkez ordusundan bazı birlikleri Batı cephesine kaydırdı. Yunanlıların başlıca hedefi; Ankara yönünde ilerleyerek, Türk Ordusunu yok etmek ve Kurtuluş Savaşı nın sembolü ve direniş merkezi haline gelen Ankara yı ele geçirmekti. Böylece Türk azim ve direnme gücü yok edilmiş olacaktı. Mustafa Kemal Atatürk ün emir ve komutasında, Türk ulusunun kanıyla yapılan ve dünya harp tarihine en uzun meydan muharebesi; Türk Kurtuluş Savaş ı tarihine de subay muharebesi diye geçen Sakarya Destanı 21 gün 21 gece devam etmiş ve 13 Eylül günü Yunanlıların Sakarya Nehri nin doğusunu tamamen terk etmesiyle son bulmuştur. Başkomutan Mustafa Kemal, Sakarya Meydan Muharebesi sırasında ülke savunmasını şu şekilde ifade etmiştir. Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O sathı bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanı ile ıslanmadıkça bırakılamaz. Onun için küçük, büyük her birlik bulunduğu mevziden atılabilir; fakat, küçük büyük her birlik durabildiği noktadan yeniden düşmana karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder. Yanındaki birliğin çekilmek zorunda kaldığını gören birlikler, ona uymaz; bulunduğu mevzide sonuna kadar durmaya ve direnmeye mecburdur Taarruz insiyatifinin Türk Ordusu na geçmesini sağlayan Sakarya Zaferi, TBMM hükümetine siyasi başarı kapılarını aralamış Türk milletinin özgürlüğünü ve vatanını kurtaracağı inancını da kuvvetlendirmiştir. Sakarya Savaşı sonunda; Türk Ordusu nun 1683 yılındaki 2.Viyana Kuşatmasındaki yenilgisinden beri süregelen çekilmesi sona ermiştir. Bu savaş, Türk Ordusu nun son savunma savaşıdır. Düşman 10 Eylül de karşı taarruzla Afyon-Kütahya hattına kadar atılmıştır.savaş Türk ordusunun üstün zaferiyle sonuçlanmıştır. Sonuçları: Ulusal Kurtuluş Savaşının son savunma savaşıdır. Düşmanın saldırı gücü tükenmiş, Türk topraklarını ele geçirme istek ve umudu yok olmuş, savunmaya geçmişlerdir. Bu savaşa Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü Paşalar katılmıştır. Subaylar savaşıdır. M. Kemal e mareşallik rütbesi ve Gazi ünvanı ( 19 Eylül 1921) verilmiştir. Sovyetler Birliği ile Kars, Fransızlarla Ankara Antlaşmaları imzalanmıştır.

TBMM Anadolu da kesin egemenlik sağlamıştır. TBMM nin yaşama ve var olma mücadelesindeki en büyük başarısıdır Başkomutanlık Meydan Muharebesi (26-30 Ağustos 1922) Sakarya Zaferi sonrası moral gücü yükselen Türk ordusu, donanım ve cephanesinin azlığı, bazı muharip birliklerinin kayıpları ve kışın yaklaşması dolayısıyla geri çekilen Yunan kuvvetlerine son darbeyi vuramamıştı. Düşmanı Anadolu dan tamamen atmak için onun gücüne yakın veya fazla güce sahip olmak gerekliydi. Bu nedenle orduyu hazırlamak için girişimlere başlandı. M. Kemal de Başkomutanlık yetkisini 22 Temmuz 1922 tarihinde süresiz olarak uzatıldı. Ordunun ihtiyaçları ve eksikliklerinin tamamlanması üzerine Başkomutan Mustafa Kemal paşa, 1922 Haziranında taarruz kararı verdi. Bu karardan yalnızca üç kişi, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa, Cephe Komutanı İsmet Paşa ve Savunma Bakanı Kazım Paşa haberdardı.26 Ağustos sabahı başlayan taarruzda Yunan Kuvvetlerinin gücü: 6.564 subay, 218.000 er, 83.000 tüfek, 1.300 kılıç, 3.113 hafif makineli tüfek, 1280 ağır makineli tüfek, 418 top ve 50 uçak. Türk Kuvvetleri: 8.659 subay, 199.283 er, 100.352 tüfek, 5.000 kılıç, 2.025 hafif makineli tüfek, 839 ağır makineli tüfek, 340 top ve 8 uçak. Görüldüğü üzere Yunan kuvvetlerinin top, ağır makineli tüfek, uçak, teknolojik ve lojistik destek bakımından üstünlüğü bulunuyordu. 26-27 Ağustos günleri, yani ilk iki gün içinde, Afyonkarahisar ın güneyinde 50 ve doğusunda 20-30 km uzunluğundaki düşman cephesi düşmüştü. Asıl düşman kuvvetleri Aslıhanlar civarında perişan edilirken, Yunan ordusunun önemli kısmı, dört taraftan sarıldığı Dumlupınar da, bizzat Gazi Mustafa Kemal Paşa nın idare ettiği Başkomutanlık Meydan Savaşı nda yok edildi (30 Ağustos 1922) Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, kaçan Yunan ordusunun tekrar toparlanmadan imha edilmesini sağlamak için Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz dir İleri emrini vermiştir. Yunan başkomutanı General Trikopis iki gün sonra 2 Eylül 1922 de Uşak ta 12.000 kişilik tümeniyle Türk kuvvetlerine teslim olmak zorunda kaldı. Bu arada Gazi Mustafa Kemal in isteği ile Fevzi Paşa mareşalliğe, İsmet Paşa ferikliğe, diğer komutanlar da bir üst rütbeye terfi ettirildi. Bundan sonra Türk Ordusu 9 Eylül de İzmir e 10 Eylül de Bursa ya girdi. Büyük Taarruz sonucunda 2.318 şehit, 9.360 yaralı 101 esir ve 1.697 kayıp vermiştir. Bu kadar az kayıpla bir imha meydan muharebesi yapmak büyük bir strateji, askeri yetenek, taktik ve akılcı yönetim ile Türk askerinin tecrübe ve kahramanlığını göstermektedir. Büyük Taarruzun sonuçları kısaca şöyledir: 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi yle Anadolu nun kapısı Türklere vatan olarak açılmış, 26 Ağustos 1922 ise bu vatan yok olmaktan kurtarılmıştır. Bu büyük başarı yurtta milli bütünlüğü ve güveni sağladı. Hepsinden önemlisi Mudanya Ateşkesi ve Lozan Antlaşması nın imzalanmasını sağladı.