1.TANIM. 1.1.Genel Bilgiler. 1.1.1.Yer, Alan Tanımı ve Sınırlar



Benzer belgeler
TÜRKİYE SULAKALANLAR KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ Mayıs 2009 Eskikaraağaç Bursa

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

RAMSAR SÖZLEŞMESİ VE SULAK ALANLAR

Yıllar PROJE ADIMI - FAALİYET. Sorumlu Kurumlar. ÇOB, İÇOM, DSİ, TİM, Valilikler, Belediyeler ÇOB, İÇOM, Valilikler

Büyük baş hayvancılık

HAVZA SEÇİMİ YÖNTEM VE KRİTERLERİ

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ

Sorun Analizi (Sorunların Sektörlere Ayrılarak Belirlenmesi)

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

UZUN DEVRELİ GELİŞME PLANI HAZIRLAMA SÜRECİ VE BÖLGELEME

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.

Muhteşem Bir Tabiat Harikası SULTAN SAZLIĞI MİLLİ PARKI

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

RAMSAR SÖZLEŞMESİ VE SULAK ALANLAR

Ö:1/ /02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar

GÖL EKOSİSTEMİNDE EKOLOJİK KUŞAKLAR

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

Alanın Gelişimi ile İlgili Kriterler

Alanı gösterilmiş olan doğal sit alanlarımız, yerinin belirli olması nedeniyle gösterilmiştir. Resmi işlemlerde, ilgili Çevre ve Şehircilik İl

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA

2-TUZ GÖLÜ ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ. Nesli Tehdit ve Tehlike Altında Olan Tür ve Habitatların Korunması Peygamber Çiçeği.

1. Nüfus değişimi ve göç

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

Hidroloji ORM 424 SULAK ALAN EKOLOJİSİ. 5. Hafta Sulak Alan Canlıları Hayvanlar ve Mikroorganizmalar. Dr. Öğr. Ü.

İzmir Gediz Deltası nın UNESCO Doğa Mirası Kriterlerine Göre Değerlendirilmesi. Prof. Dr. Ahmet Karataş Yard. Doç. Dr. Erol Kesici Itri Levent Erkol

10. SINIF KONU ANLATIMI. 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler)


Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler

MARMARA BÖLGESi. IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132

DÜZCE NİN ÇEVRE SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÇALIŞTAYI 4 ARALIK 2012 I. OTURUM OTURUM BAŞKANI: PROF. DR. SÜLEYMAN AKBULUT

T.C. BALIKESĠR ÜNĠVERSĠTESĠ FEN-EDEBĠYAT FAKÜLTESĠ COĞRAFYA BÖLÜMÜ HAVZA YÖNETĠMĠ DERSĠ. Dr. ġevki DANACIOĞLU

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK

TOPRAK. Bitki ve Toprak İlişkisi ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 1

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

BÖLÜM 7. MEVCUT ÇEVRESEL ÖZELLİKLER. BÖLÜM 7.1. Giriş. BÖLÜM 7.2. Çalışma Alanı

Şimdiye kadar özelliklerini belirtmeye çalıştığımız Kütahya Yöresi'nin kuzey kesimi içerisinde de farklı üniteler ayırd etmek mümkündür.

Tanımlar. Bölüm Çayırlar

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

MANYAS KUŞ CENNETİ MİLLİ PARK SAHASI, GEL-GİT ZONUNDAKİ YAZ SEZONU MAKROFİTLERİ ÜZERİNE SİSTEMATİK BİR ÇALIŞMA

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI

Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi

GÜNEY EGE BÖLGE PLANI

GÖKSU DELTASI KIYI YÖNETİMİNİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ ÖZET

MANYAS GÖLÜ NDE YEREL HALKIN DOĞA KORUMA PROGRAMLARI VE DOĞA KORUMACILARI ALGILAMASI

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

AVRUPA TOPLULUĞU PEGASO PROJESİ

Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi

İZMİT KÖRFEZİ SULAKALANI. Hazırlayan : Bahar Bilgen

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM

KORUNAN ALANLAR ULUSAL SINIFLANDIRMASI

AVUSTURYA VE MACARİSTAN DA TAHIL VE UN PAZARI

Yeraltısuları. nedenleri ile tercih edilmektedir.

Önemleri. rk Prof. Dr. İzzet. II. Ulusal Taşkın n Sempozyumu Mart Afyonkarahisar

Türkiye'de Toprakların Kullanımı

Çevre Alanında Kapasite Geliştirme Projesi Düzenleyici Etki Analizi Ön Çalışma

Horzumalayaka-ALAŞEHİR (MANİSA) 156 ADA 17 PARSEL DOĞAL MİNERALLİ SU ŞİŞELEME TESİSİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Ötrofikasyon. Ötrofikasyon

Yumurtalık Lagünleri Yönetim Planlaması Projesi Kuş Çalışması Akyatan-Tuzla Lagünleri Yönetim Planlaması Projesi Kuş Çalışması 2009

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

T.C. GIDA,TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI TÜRKİYE TARIM HAVZALARI ÜRETİM VE DESTEKLEME MODELİ. 30 Havza

TRABZON İLİ SÜRMENE İLÇESİ ÇAMBURNU YÖRESİNDE ÇIKAN ORMAN YANGINI HAKKINDA RAPOR

ÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE

Marmara Kıyıları Hassas Alan Yönetimi

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

SABANCI ÜNİVERSİTESİ PEYZAJ PROJESİ

HİDROLOJİ Doç.Dr.Emrah DOĞAN

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER

SU KİRLİLİĞİ HİDROLOJİK DÖNGÜ. Bir damla suyun atmosfer ve litosfer arasındaki hareketi HİDROLOJİK DÖNGÜ

RES Projelerinin Değerlendirilmesinde Yer Seçiminin Önemi ve Dikkate Alınacak Ekolojik Parametreler

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Büyükşehir Belediye Alanlarında Tabiat Varlıklarının Yönetimi

ve 20 Tekne Kapasiteli Yüzer İskele

Yaşayan bir dünya için. Buket Bahar DıvrakD. 27 Mart 2008, İzmir

YEDİGÖLLER MİLLİ PARKI

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU

TÜRKİYE NİN YER ALTI SULARI ve KAYNAKLARI

Tarım Alanları,Otlak Alanları, Koruma Alanları Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar

ÇAMLIDERE (ANKARA) NEOJEN SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI PALEOEKOLOJİ-PALEOKLİMATOLOJİ

KORUNAN ALANLARDA ÇEVRE BİLİNCİ VE EĞİTİMİ

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme

BURDUR-YASSIGÜME KÖYÜNÜN, FİZİKİ COĞRAFYA AÇISINDAN, ÇEVRE SORUNLARI

İlgi Grupları ve Yerel Organizasyon. Samsun İli Doğa Turizmi Değerleri

Transkript:

1.TANIM 1.1.Genel Bilgiler 1.1.1.Yer, Alan Tanımı ve Sınırlar Coğrafi Koordinatlar:40 0 10 I Kuzey, 28 0 00 I Doğu, denizden yüksekliği su seviyesine bağlı olarak 14.50-17.50 metre arasında değişmektedir. İdari olarak Balıkesir ilinin Bandırma ve Manyas sınırları içerisindedir. Marmara Denizi nin güneyinde, Uludağ ile Biga Yarımadası arasında uzanan bir çöküntünün içinde yer almaktadır. Bu çöküntünün tabanını, Manyas ve Uluabat gölleri ile bu göllerin çevresinde yer alan geniş ovalar oluşturmakta, yüksek dağ ve yaylalar bu çöküntü alanını sınırlandırmaktadır. 1.1.2.Özet Tanımlama Doğu-Batı doğrultusunda uzanan Gölün uzunluğu 20 km., genişliği ise 14 km.dir. Gölün ortalama derinliği 3 m.dir. Mevsimlere göre su seviyesi değişmekte olup, gölün 15 metre kotunda kapladığı alan 16.400 hektardır. Suları tatlıdır ve kolloidal kil ihtiva ettiği için devamlı bulanıktır. Manyas Gölü, Manyas Çayı, Sığırcı Deresi, Mürüvvetler Deresi, Dutlu Deresi ve yeraltı suları ile beslenmektedir. Göl ün çıkışı ise Güneydoğuda yer alan Karadere ile olmaktadır. Göl kıyıları yer yer sazlık ve kamışlıklardan yer yer de çayırlıklardan oluşmaktadır. Manyas Çayı ve Sığırcı deresinin göle karıştığı yerlerde söğüt toplulukları ile sazlıklar bulunmaktadır. Doğal bitki örtüsü ve hayvan varlığı yönünden en zengin bölümleri Sığırcı Deresi ile Manyas Çayının oluşturduğu deltalardır. Sığırcı Deltası 1959 yılında Orman Bakanlığınca Milli Park olarak ilan edilmiştir. Kuşcenneti Milli Parkı 1976 yılında Avrupa Konseyi nce iyi korunan ve yönetilen koruma alanlarına verilen A sınıfı diploma ile ödüllendirilmiştir. Diploma 1981,1986,1991 ve 1996 yıllarında beş yıllık periyotlarla dört kez yenilenmiştir. Kuş Cenneti olarak adlandırılan bu alan, kuşlar için olduğu kadar, balıkların beslenmeleri ve üremeleri için de ideal bir ortam oluşturmaktadır. Manyas, su ürünleri yönünden de Türkiye'nin en zengin göllerinden biridir. Gölde sazan, yayın, turna ve tatlı su kefali gibi ticari değeri olan balıkların yanında kuşların beslenmesinde önemli yer tutan balık türleri de bulunmaktadır. 1.1.3.Mülkiyet Durumu 1

Göl alanının tamamı devletin tasarrufu altındadır. Gölün 64 hektarlık bölümünü kapsayan Milli Park Orman Bakanlığının mülkiyetindedir. Göl çevresindeki araziler, devlet, özel mülkiyet ve köy tüzel kişiliğine aittir. 1.1.4.Yönetim (Kurumsal) Alt Yapısı Sığırcı Deresi nin oluşturduğu 64 hektarlık delta 27.7.1959 tarihinde Milli Park ilan edilmiştir. Parkın yönetiminden Orman Bakanlığı, Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü, Balıkesir Milli Parklar Baş Mühendisliği sorumludur. Alanda, 2 si idari, 2 si koruma görevlisi ve 1 i araştırma görevlisi olmak üzere 5 personel görev yapmaktadır. Manyas Gölü ve yakın çevresini içine alan 25.0000 hektarlık alan ise 1996 yılında Yaban Hayatı Koruma Sahası ilan edilmiştir. Göl ve yakın çevresi 1981 yılında I. Derece Doğal Sit Alanı statüsüne kavuşturulmuştur. Doğal Sit sınırları içerisindeki uygulamalardan Kültür Bakanlığı sorumludur. Kuşcenneti Milli Parkı nın batısında yer alan ve sazlık, ıslak çayırlık alanlar ile çamur düzlüklerinden oluşan 120 hektarlık alanın Milli Park sınırlarına dahil edilmesi yönünde çalışmalar sürdürülmektedir. Bu arada Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından söz konusu alanın kullanım hakkı Kuşcenneti Koruma Birliği ne devredilmiştir. 1994 yılında Türkiye nin Ramsar (Özellikle Sukuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanların Korunması) Sözleşmesine taraf olmasıyla birlikte, gölün doğusunda kalan 10.200 hektarlık bölümü, 1998 yılında ise Gölün tamamı Ramsar Listesine dahil edilmiştir. 1.2.Çevresel Veriler 1.2.1.Fiziksel Veriler 1.2.1.1.İklim Yazları kurak ve sıcak, kışları ise yağışlı ve ılık geçen Manyas Havzası ve yakın civarında yağışların çoğunluğu Ekim-Nisan ayları arasında meydana gelmektedir. En yağışlı aylar Aralık ve Ocak aylarıdır. Ortalama 700 mm. dolayında olan yıllık yağışın 1/3 ü bu aylarda düşmektedir. Temmuz ve Ağustos ayları en kurak aylardır. Aylık sıcaklık ortalamalarına göre en soğuk ay Ocak ayı olup, en düşük sıcaklık -14 o C olarak kaydedilmiştir. Ocak ayı ortalaması 5 C dir. En sıcak aylar ise Ağustos ve Temmuz olup, ölçülen maksimum sıcaklık 41 C, bu ayların ortalaması ise 25 C dir. Yıllık ortalama göreli nem ise % 66 75 tir. Yıllık buharlaşma ortalama 1143 m 3 dür. 1.2.1.2.Hidroloji 2

Yağış Manyas (Kuş) Gölü su seviyesinde çok geniş yıllık varyasyonlar (1-3 m.) görülür. Bunlar havzaya düşen yağış miktarıyla yakından ilişkilidir. İlkbaharda karların erimesi ve şiddetli yağışlarla göl su seviyesinde hızlı yükselmeler meydana gelmektedir. Bölgede süregelen ve birbirini takip eden kurak ve yağışlı dönem 19-20 yıl kadar sürmektedir. Akımlar Manyas Gölü nü besleyen en önemli yüzey suyu kaynağı Manyas Çayıdır. Yağış alanı 2.308 km 2 olan Manyas Çayı nın ortalama akımı 19.5 m 3 /sn dir. Manyas Çayı nın dışında Göle kuzeyden dökülen Dutlu Dere ve Sığırcı Deresi ile güneyden dökülen Mürüvvetler Deresi diğer önemli yüzey suyu kaynaklarıdır. Gölden boşalım sağlayan nokta ise Karaderedir. Karadere, Ergili Köyü yakınından çıkar ve Karacabey Ovasının batı ve kuzey sınırlarını izleyerek kuzeyde Karacabey boğazında Manyas Çayına katılır. Karaderenin akımları Ergili ve Karadere regülatörleri nedeniyle yapay olarak kontrol edilmektedir. Göl su seviyesi Gölün güney kıyısı boyunca yapılan seddeler ve su çıkışını kontrol eden regülatörlerden sonra göl su seviyesinde önemli değişiklikler meydana gelmiştir. En yüksek göl su seviyesi 1996 yılında 17.8 m., en düşük su seviyesi 1983 yılında 14.4 m. olarak ölçülmüştür. Uzun yıllar ortalamasına bakıldığında en yüksek seviyeye Mart-Nisan, en düşük seviyeye ise Eylül-Ekim döneminde rastlanmaktadır. 1992 yılında su rejimine yapılan müdahalelerden sonra özellikle yaz ve sonbahar aylarında su seviyesi ortalama 1 metre daha yüksek seyretmiştir. Göl su seviyesinde meydana gelen değişimler ile bölgesel yağış ve Manyas Çayı akımları arasında paralellik bulunmaktadır. 1.2.1.3. Jeoloji ve jeomorfoloji Manyas Havzası nın morfolojik yapısı bölgenin jeolojik yapısı ile yakından ilişkilidir. Kuzeyde yer alan Kapıdağ ve Karadağ masiflerinin yüksek ve olgun topoğrafyası, şist, kristalize kireçtaşı ve granit gibi yaşlı metamorfik kayaçlar üzerinde oluşmuştur. Ovalar, kuvaterner yaşlı alüvyonlarla örtülüyken, alçak etek yaylaları, düşük dayanımlı neojen yaşlı birimler üzerinde geniş alanlar kaplayacak şekilde yayılmıştır. Manyas Havzası nda yaşlı masiflerin yüksek yerleri alçak yaylalardan, alçak yaylalar taraçalardan, taraçalar da ovalardan açık bir şekilde ayrılmışlardır. Bölge tektonik yönden aktiftir. Bu durum yörede sıkça eyim kırıklıkları yaratır ve Kocaçay ın yatak yükü taşımasına yol açar. Manyas Gölü nün drenaj alanında 3

bulunmakla birlikte yakın çevredeki önemli kırıklar Manyas Fayı, Uluabat fayı, Yenice- Gönen Fayı ve Edincik Fayıdır. Hidrojeoloji Manyas Gölü çevresinde yeraltı suyu bakımından en önemli birimler, Kuvartener yaşlı alüvyonlar ile Tersiyer e ait tüflerdir. Alüvyonlar Manyas Gölü çevresinde yaklaşık 140 km 2 lik bir alan kaplamaktadır. Kalınlığı farklılıklar gösteren alüvyonda kumlu-çakıllı seviyelerin yanı sıra siltli seviyeler de görülmektedir. Tüflerin sahip olduğu su alüvyon aracılığı ile göle ulaşmaktadır. Manyas Gölü nün batısında bulunan kireçtaşı, andezit ve neojen birimlerinin oluşturduğu topluluk, göl çevresinde bulunan ve yeraltı suyu içeren alüvyon tabakalarına oranla geçirimsizdir. Bu kesimde dar bir alüvyon şeridi ile yeraltı suyu göle iletebilmektedir. Tablo 1. Manyas Gölü Su Bütçesi Giriş (10 6 m 3 /yıl) Çıkış (10 6 m 3 /yıl) Manyas Çayı 608.0 Mürüvetler 23.2 Sığırcı 23.5 Ara havza 66.9 Yağış 100.0 Ergili 655.5 Buharlaşma 156.8 Sulama 9.3 Toplama 821.6 821.6 1.2.1.4.Toprak Manyas Gölü yakın çevresinde bulunan ana toprak grupları Alüviyal ve Vertisollerdir. Alüviyal Topraklar; Göl çevresinde yoğun tarımın yapıldığı toprak grubunu oluştururlar. Bu nedenle büyük önem taşımaktadırlar. Esas itibariyle akarsuların oluşturduğu bu topraklar belirli bir horizona sahip değildir. Bu toprakların ana maddesi kuaterner formasyonuna ait muhtelif orjinli genç alüvyonlardır. Suyun taşıma hızına göre bünyeleri değişmektedir. Topoğrafyaları düz olup, belirli bir doğal bitki örtüsüne sahip değillerdir. Vertisoller; Vertisol ana materyallerinin hemen hemen hepsi açık gri veya beyazımsı renkli, kil ve kireççe zengin marn veya marnlı neojen göl 4

sedimentleridir. Bu topraklarda topoğrafya düze yakın ve ondülelidir. Erozyonla taşınan toprakların bu alanlarda birikmesi nedeniyle renkleri koyu ve derin profillidir. Vertisoller ince bünyeli topraklar olup %30 dan fazla kil ihtiva etmektedirler. Doğal bitki örtüsü çayır ve mera bitkilerinden oluşmaktadır. Az miktarda ağaç ve ağaççıklar da görülmektedir. 1.2.2.Biyolojik Veriler 1.2.2.1.Flora Manyas (Kuş) Gölü ve yakın çevresinde 34 familyaya ait 92 bitki türü tespit edilmiştir. Ötrofik göllerdeki sucul vejetasyon üç ana zon altında incelenmektedir. Manyas Gölünde seddelerin bulunduğu gölün güney ve güneybatı kıyıları hariç bu zonlar görülmektedir. Karasal zon vejetasyonu tohumlu ve odunsu bitkilerle karakterize olmaktadır. Zengin bir bitki örtüsüne sahip olan Kuş Cenneti Milli Parkında baskın tür söğüt (Salix alba) tür. Geçiş zonu köklü su üstü bitkileri ile karakterize olmaktadır. Gölde bulunan yaygın sucul bitki türlerinin çoğu bu zonda görülmektedir. Beşparmak otu (Potentilla reptans), ılgın (Tamarix sp.), hasırotu (Juncus sp.), kamış (Typha sp.), saz (Pharagmites sp.) ve ayakotu (Carex sp.) gibi türler bulunmaktadır. Sucul zondaki bitki türleri köklü veya köksüz olmakla birlikte su yüzeyinde serbest yüzen sucul bitkileri içerir. Manyas Gölü nde bu zona ait yaygın türler Nymphaea alba, Lemna sp. ve Potamogeton sp. dir. Göl çevresinde yaygın olarak görülen diğer türleri ise aklar ot (Lythrum salicaria), hatmi (Althaea officinalis), yaban yasemini (Solanum dulcamara), nane (Mentha aquatica), köygöçüren (Cirsium arvensa), düğünçiçeği (Ranunculus saniculifolius), süsen (Iris pseudocorus) ve kırkboğum (Cyperus longus) dur. (Ek-1, Bitki Tür Listesi) 1.2.2.2.Fauna Gölün planktonlar ve dip canlıları bakımından zengin oluşu, gerek çeşitlilik ve gerekse yoğunluk bakımından çok yüksek düzeyde yaban hayatının barınmasına olanak sağlamaktadır. Gölde 200 ü aşkın kuş türü ile 23 balık türünün bulunması bunun en iyi göstergesidir. Balıklar: 5

Manyas gölünde yapılan araştırmalar sonucunda 23 balık türü tespit edilmiştir. Gölde bulunan balık türlerinin önemli bir kısmı ticari değer taşımamasına rağmen, göldeki ekolojik ilişkiler yönünden büyük önem taşımaktadırlar. Gölde tespit edilen türlerin bazıları sazan (Cyprinus carpio), yayın (Silurus glanis), turna (Esox lucius), tatlısu kefali (Leuciscus cephalus), filise (Caspiolasa maeotica), gümüş (Alburnus alburnus), havuz balığı (Carassius carassius), tatlısu kolyosu (Chalcalburnus chalcoides), kayabalığı (Cobitis sp.) ve kızılkanat (Scardinius erythrophthalmus) dur. Sürüngenler ve Çift Yaşamlılar: Göl ve çevresi sürüngenler ve çiftyaşamlılar bakımından oldukça zengindir. 4 tür semender (Salamandra salamandra, Triturus vittatus, Triturus vulgaris, Triturus crisiatus); 6 tür kurbağa (Hyla arborea, Bufo viridis, Bufo bufo, Pelobates syriacus, Rana ridibunda, Rana macronelis); 4 tür yılan (Coluber caspius, Natrix natrix, Natrix tessellata, Ophisarus apodus); 2 tür kertenkele (Ablepharus kitaibeli, Lacerta sp.) ve 2 tür kaplumbağa (Emys orbicular Testudo graeca) bulunmaktadır. Kuşlar: Hemen her mevsim kuşların barınmalarına imkan veren ılıman iklim koşullarına sahip olması; değişik türlerin beslenmesine, barınmasına ve güven içinde kuluçka yapmasına uygun habitatların bulunması; böcek, solucan, kurbağa, balık gibi besin maddelerince zengin olması nedeniyle Manyas Gölü kuşlar için ideal bir ortam haline gelmiştir. Bugüne kadar yapılan gözlemler neticesinde göl ve çevresinde 266 kuş türü tespit edilmiştir. Bunlardan 22 tür bazı yıllar, 66 tür ise düzenli olarak her yıl alanda kuluçkaya yatmaktadır. (Ek-2, Kuş Türleri Listesi) Tüm Avrupa için nesli tehlike altında olan türler listesinde bulunan Tepeli pelikan (Pelecanus crispus) ve Küçük karabatak (Phalacrocorax pygmeus) alanda önemli sayıda ürer. Ayrıca, gece balıkçılı, alaca balıkçıl ve kaşıkçı alanda üremektedir. Gölün diğer bölümlerinde üreyen kuşlar arasında sumru dikkat çekmektedir. Kuş cenneti Milli Parkında karabatak, küçük ak balıkçıl, gri ak balıkçıl ve çeltikçi koloniler halinde üremektedir. Alanda önemli sayıda üreyen kuş türleri Tepeli pelikan (Pelecanus crispus), Karabatak (Phalacrocorax carbo), Küçük karabatak (Phalacrocorax pygmeus), Gece balıkçılı (Nycticorax nycticorax), Alaca balıkçıl (Ardeola ralloides), Gri balıkçıl (Ardea cinerea), Küçük ak balıkçıl (Egretta garzetta) Çeltikçi (Plegadis falcinellus), Kaşıkçı (Platalea leucorodia), 6

Bıyıklı sumru (Sterna hybridus), Tepeli batağan (Podiceps cristatus) Manyas Gölü ve çevresinde kayda değer sayıda üreyen diğer kuş türleri ise sakarmeke (Fulica atra), çıkrıkçın (Anas querquedula), büyük kamışçın (Acrocephalus arundinaceus), kızıl sırtlı örümcekkuşu (Lanius collurio) ve karabaşlı kirazkuşu (Emberizza melanocephala) dur. Tepeli pelikan ve dikkuyruk ördek gölde düzenli olarak kışlamaktadır. Göç sırasında ak pelikanlar genellikle gölde konaklarlar. 1960 ların sonunda yapılan kış sayımlarında 60.000 e yakın su kuşu belirlenmiş olmasına karşın, güncel sayımlarda az sayıda su kuşu görülmüştür. Üreyen kuşlar için özel öneme sahip alanlar Gölün üreyen kuşlar açısından en önemli bölümleri, Sığırcı Deltası, Kocaçay Deltası ve Göl ün doğu kıyısını çevreleyen sazlık alanlardır. Sığırcı Deltası, kuşlar için ülkemizdeki en önemli kuluçka alanlarından biridir. İlkbaharda, suların yükselerek ağaç gövdelerinin su içinde kalması, ağaçlarda yuva yapan kuşların insanlardan ve yırtıcı hayvanlardan uzakta, güven içinde kuluçka yapmalarına olanak sağlamaktadır. Doğal olarak yerde kuluçkaya yatan tepeli pelikanlar, ilk kez 1968 yılında Milli Parkın batı kesiminde söğüt ağaçları üzerinde insan eli ile hazırlanan platform üzerindeki yuvalara gelerek yerleşmişlerdir. Milli Park görevlileri tarafından onarılan ve bakımı yapılan bu platformlarda her yıl 35-40 çift tepeli pelikan kuluçkaya yatmaktadır. Göl su seviyesindeki yükselme ve kirliliğin etkisiyle Sığırcı Deltası ndaki söğüt ağaçlarının önemli bir kısmı kurumuş ve sonuçta kuş üreme alanları önemli ölçüde zarar görmüştür. Kuşcenneti Milli Parkı nın sembolü olan ve Sığırcı Deltası nda önemli sayıda üreyen kaşıkçılar bu tahribattan etkilenmiş ve üreme sayıları büyük düşüş göstermiştir. Kuş Cenneti Milli Parkında üreyen kuşların büyük bir kısmının Manyas çayı Deltasında ve Uluabat Gölünde kuluçkaya yattıkları tahmin edilmektedir. Manyas Çayı Deltası, Sığırcı Deltası nda yaşanan olumsuzluklar sonucunda üreyen kuşlar için alternatif üreme alanı konumuna gelmiştir. Son iki yılda Deltada üreyen kuş sayısı artış göstermiştir. Başta gece balıkçılları olmak üzere alacabalıkçıl, gri balıkçıl ve kaşıkçılar üreme amacıyla Kocaçay Deltasını kullanmaya başlamışlardır. Sazlık Alanlar, özellikle Manyas Gölünün doğu kıyısı boyunca uzanan sazlık alanlar bahrilerin önemli kuluçka alanlarını oluşturmaktadır. Memeliler: 7

Bölgede memeliler konusunda sistemli bir araştırma henüz yapılmamıştır. Eldeki kayıtlara göre kirpi (Erinaceus concolor), köstebek (Talpa eurepa), karfaresi (Microtus nivalis), uzunayaklı yarasa (Myotis capaccinii) ve tilki (Vulpes vulpes) göl ve yakın çevresinde bulunmaktadır. Bereketli Köyü eski balıkçı barınağının bulunduğu bölgede yöre halkı tarafından su samuru (Lutra lutra) görüldüğü bildirilmiştir. 1.2.2.3.Bitki Toplulukları Göl ve yakın çevresinde yapılan araştırmalar sonucunda 10 bitki grubu tespit edilmiştir. Manyas (Kuş) Gölündeki bitki topluluklarının hemen hepsi helofit özellikte olan bitki topluluklarıdır. Bu gruplarda su derinliği mevsimsel olarak değişmektedir. Su içinde serbest yüzen bitkilerin oluşturduğu hidrofit bitkiler bölge florasında yer almasına karşın bitki grubu oluşturmamaktadırlar. Salix alba, Cyperus longus, Rorippa sylvestre ve Cirsium arvense bitki grupları kuş gölüne özgü bitki gruplarıdır. Bu grupların egemen bitkileri başka göllerde seyrek dağılış gösterirlerken Manyas (Kuş) Gölünde grup oluşturmaktadırlar. Göl kıyılarında ayrıca, meşe (Quercus sp.), kara ağaç (Ulmus sp.) ve kavak (Populus sp.) ın küçük topluluklar oluşturduğu görülmektedir. 1.2.3.Kültürel Veriler 1.2.3.1.Arkeoloji ve Geçmişteki Arazi Kullanımı Bölge, Dünyanın en eski yerleşimlerindendir. İlk insan yerleşimlerinin M.Ö 1200 de başladığına ilişkin bilgiler olmasına rağmen bölgedeki ilk insan yerleşimlerinin M.Ö.4000 de başladığı tahmin edilmektedir. Bölgede yürütülen kazılarda ilk Bronz çağına ait kalıntılar bulunmuştur. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna kadar bölge Bithyniansi, Lydians, Persians, Romans, Byizantines ve Ottomans egemenliğinde kalmıştır. Bazı kaynaklarda Romalılar zamanında bugünkü Kuş Cenneti Milli Parkın olduğu alanın cennetle (Paradise) aynı anlama gelen Paradiso olarak adlandırıldığı ifade edilmektedir. Alanda bir adet tarihi kent kalıntısı mevcut olup Daskyleon antik kenti olarak adlandırılmaktadır. Alandaki kazı çalışmaları devam etmektedir. Alanın sınırları ekte yer alan (Ek-3) Arkeolojik Sit Haritasında verilmektedir. Göl, tarih boyunca çevresinde yaşayan halkın ekonomik, kültürel ve sosyal yaşamında önemli roller oynamıştır. Göl kıyısında yaşayan topluluklar, 8

günümüzde olduğu gibi geçmişte de kendi ihtiyaçlarını karşılamak ve ticaret için gölün kaynaklarından yararlanmışlardır. Göle ilk müdahale 1940 lı yıllarda yapılmıştır. Göl çıkış ayağına regülatör inşa edilmiş, güney kıyıları sedde ile çevrilmiştir. Doğal durumunda ilkbaharda göl sularının yükselmesiyle özellikle güney kıyılarında geniş alanlar su ile kaplanmakta; suların çekilmesiyle ortaya çıkan alanlarda tarım yapılmakta veya mera olarak kullanılmaktaydı. 1943 ve 1992 yıllarında yapılan seddeler ile 6000 hektarlık taşkın alanları ortadan kaldırılmıştır. 1.2.3.2.Günümüzdeki Arazi Kullanımı Bölge, uygun iklim koşulları ve nitelikli topraklarıyla ülkemizin en verimli tarım alanlarına sahip yörelerinden biridir. Yöre halkı geçimini genellikle tarım ve tarıma dayalı sanayiden sağlamaktadır. Göl çevresindeki tarım alanlarında yaygın olarak yetiştirilen başlıca ürünler şeker pancarı, buğday, ayçiçeği, mısır, pirinç ve baklagillerdir. Gölün güneyindeki tarım alanlarının önemli bir kesiminde çeltik tarımı yapılmaktadır. Meyve ve sebze yetiştiriciliği de önemli alanlar kaplamaktadır. Göl çevresindeki mera alanları büyük ve küçükbaş hayvan otlatmasında kullanılmaktadır. 1980 li yıllardan sonra gölün kuzey kesimlerindeki tarım alanlarının önemli bir bölümü sanayi ve tavuk çiftliklerine ayrılmıştır. Göl balıkçılık için kullanılmaktadır. Gölün kuzeyinde yer alan ve 64 hektarlık bir alan kaplayan Kuş Cenneti Milli Parkı rekreatif amaçlı kullanılmaktadır. 1.2.3.3.Geçmişteki Yönetim ve Doğa Koruma Alan ilk kez 1 Nisan 1938 yılında balık tutmak için gelen Prof. Kurt Koswing tarafından keşfedilmiştir. Alanın sahip olduğu ekolojik değerler ve önemi nedeniyle Kurt Koswing tarafından koruma altına alınması önerilmiş ve Orman Bakanlığı yasasında yapılan bir değişiklik ile ilk kez orman rejimi dışında kalan bir alana Milli Park statüsü kazandırılarak Sığırcı Deresi nin oluşturduğu 64 hektarlık delta 27.7.1959 tarihinde Milli Park ilan edilmiştir. Alan daha sonra su ürünleri istihsal sahası olarak belirlenmiş ve su ürünleri avcılığı Su Ürünleri Kanunu kapsamında çıkarılan sirküler ile denetlenmeye başlamıştır. Alanın tamamının Yaban Hayatı Koruma Sahası kapsamına alınmasıyla birlikte Milli Park kapsamı dışında kalan alanlar için ilk kez kara avcılığı kontrol altına alınmıştır. 1.2.3.4.Halkın Alana İlişkin Talepleri 9

Havzanın sahip olduğu uygun iklim koşulları ve arazi kalitesiyle Göl çevresi çok verimli tarım arazileri ile kaplıdır. Gölün kuzeyinde yer alan köylerin tarımsal faaliyetlerde kullanmak için gölden sulama suyu temini için talepleri vardır. Karacabey ovasında ise daha fazla tarım alanının sulanması için göl su seviyenin yüksek tutulması talep edilmektedir. Buna karşın Kuş Cenneti Köyünde ise göl su seviyesine müdahale edilmemesi yönünde bir istek söz konusudur. Bereketli ve Kuşcenneti köylerindeki yerel halkın en büyük geçim kaynağını balıkçılık teşkil etmektedir. Balıkçılar gölde balıkçılığın sürdürülebilirliğinin sağlanması için göl su kalitesinin iyileştirilmesi yönünde baskı yapmaktadır. Kuş Cenneti Milli Parkının sahip olduğu peyzaj değerleri ve eko-turizm potansiyeli nedeniyle yine yerel halk tarafından alanın korunmasına ve iyileştirilmesine yönelik talepler söz konusudur. 1.2.3.5.Peyzaj Değerleri Manyas Gölü ve çevresinde; Topoğrafik yapı, Jeomorfolojik yapı, Hidrolojik yapı, İklim ve buna bağlı bitki örtüsü ile, Kaynakların kullanım şeklinin ortaya koyduğu sosyo-ekonomik özellikler (yapı) arazinin görsel peyzaj özelliklerini oluşturan temel bileşenler olmuştur. Göl yakın çevresinde düz ve düze yakın alanlar ile hafif eğimli alanlarda tarımsal peyzaj karakteri belirginleşirken, çevredeki dik eğimli alanlarda, yamaç ve tepelerde karışık meşcere tiplerinin oluşturduğu orman peyzajı önem kazanmaktadır. Arazideki en önemli peyzaj elemanları, Göl ve Göl'ü besleyen derelerin oluşturduğu su varlığıdır. Su, hem görsel hem de ekolojik açıdan yaşam destek sisteminin en önemli elemanıdır. Manyas Göl'ünün yükselip alçalmasına maruz kalan kıyılarda ve taban suyu yüksek yerlerde sazlıklar ve diğer habitatlar suyun ortaya koyduğu dördüncü boyut ile birleşerek görsel değeri çok yüksek bir göl peyzajı ortaya koymaktadır. Sosyo-ekonomik yapı ve doğal kaynak özelliklerinin belirlediği yerleşim karakteri ise kırsal peyzaj ile bütünleşmekte görsel peyzaj değerini çeşitlendirmektedir. Çalışma alanında ve özellikle Göl'ün kuzeyinde yoğun bir şekilde yer alan tavuk çiftlikleri; gerek su kaynaklarını kirletmelerini ve gerekse genel tarımsal peyzaj karakterini bozmaları nedeniyle görsel açıdan olumsuz etkiler yaratmaktadır. 10

İnşaat sektörüne hammadde sağlamak amacıyla oluşmuş kum-çakıl ocakları ve aynı sektörün bir uzantısı olan moloz döküm alanları; doğal ve tarımsal peyzaj özelliklerini görsel ve ekolojik açıdan olumsuz yönde etkilemektedir. Bu genel bilgi çerçevesinde Göl çevresi görsel açıdan altı ana başlık altında değerlendirilmiştir. Göl-Yol İlişkisinin Kurulduğu Alanlar: Göl çevresinde bulunan kırsal yerleşimleri birbirine bağlayan ve bu bağlantıyı Balıkesir-Bandırma karayolu ile ilişkilendiren ulaşım hattı boyunca Göl-Yol ilişkisi, Kuzeyde; Yenisığırcı, Bereketli, Külefli ve Çepni yakınlarındaki Höyücek Tepe'ye kadar olan hat boyunca, Batıda; Höyücek Tepe'den başlayarak Gölyaka ve Kocagöl yerleşimlerine kadar uzaan hat boyunca, Doğuda; Balıkesir-Bandırma karayolu Yenisığırcı köyü ayrımından yaklaşık 4 km. Güneye kadar görsel açıdan tam bir ilişki kurulmaktadır. Gölün Güneyindeki ulaşım hatlarından ise Göl ile görsel bir ilişki kurulamamaktadır. Göl-Kıyı İlişkisinin Kurulduğu Alanlar: Bu bölüm kapsaında Göl kıyısına inilebilen kesimler ile Göl arasındaki görsel ilişkiler irdelenmektedir. Balıkesir-Bandırma karayolundan ayrılarak Eskisığırcı yerleşiminden geçerek Milli Park'a ulaşan hattın son kısımlarında, Dutlu Deresinin Göle bağlandığı Karaahmet ağzı mevkiinde, Gölyaka kırsal yerleşimi civarında, Kocagöl yerleşimi yakınlarında Çalılı Derenin Göl'e döküldüğü mevkide, Hamalı yerleşiminden Göl kıyısına doğru uzanan yolun bitimindeki Kabakadası mevkiinde, Kızılköyden Göl'e inen ve DSİ kanalları ile birleşerek Ergili Regülatörüne kadar uzanan yol boyunca Göl kıyısına inilebilmekte ve Göl ile kıyı arasında görsel ilişki sağlanmaktadır. Kıyı-Tepe İlişkisinin Kurulduğu Alanlar: Bereketli kıyılarından Güneybatıya, Koyunkaya Tepe'sinden Güney-Doğu'ya, Gölyaka kıyılarından heryöne, Karadere çıkışından Doğu ve Kuzeydoğu'ya kıyı-tepe ilişkisi sağlanabilmektedir. Yol-Tepe İlişkisinin Kurulduğu Alanlar: Bereketli-Gölyaka yolunun Dutlu Deresini kestiği nokta, Gölyaka köyü girişinde, Çepni Gölyaka yolu, Küçüksoğuklar yerleşimine giden yol üzeri, Kocagöl-Akçaova arasındaki yol, Akçaova-Hamamlı-Salur ve Bölceağaç'ı birbirine bağlayan yol, 11

Ergili'yi anayola bağlayan ve Güney'e uzanan yol, Bandırma-Balıkesir karayolunun çalışma alanı içine giren bölümü, Tepe-Göl İlişkisinin Kurulduğu Alanlar: Bereketli köyü civarında Koyunkaya Tepe ile Çepni Köyü civarındaki Höyücek Tepe, Ergili Regülatörünün yanındaki Hisar Tepe ve Eskisığırcı-Ergili arasındaki yolda yer alan Köyağıl Tepe Göl'le yakın ilişkiyi sağlayan noktalardır. Ayrıca; Bandırma-Balıkesir karayolunun Doğusunda kalan tepeler, Ergili'nin Güneyinde yer alan Cılıztaş, Bakacak ve Koyunbayırı, Güneyde ve Güney-Batıda Salur, Akçaova, Hamamlı yerleşimlerinden sonra Güney'e doğru yükselen teperler ve Batıda Küçüksoğuklar-Büyüksoğuklar arasındaki Kocatepe uzak görsel ilişkinin sağlandığı noktalardır. Tepe-Arazi İlişkisinin Kurulduğu Alanlar: Ergili Kuzeyindeki tepelerden Güneye doğru, Eşen Köy ve Yeniköy'ün Kuzeyindeki tepelerden Kuzey-batı ve Güneye doğru, Hamamlı, Salur, Bölceağaç'ın Güneyindeki tepelerden Doğu ve Güneye doğru, Büyüksoğuklar çevresindeki tepelerden tüm yönlere, Çepni çevresindeki tepelerden tüm yönlere görsel ilişki kurulmaktadır. 1.2.4.Ekolojik İlişkiler ve Yönetim Uygulamaları Göl su seviyesi mevsimlere göre değişiklik göstermektedir. İlkbaharda Göl suları yükselerek kıyıları kaplamakta, Yaz aylarında ise geri çekilmektedir. Bu ritmik olay her yıl düzenli olarak tekrarlanmaktadır. Yaz aylarında suların çekildiği yerler çok çeşitli ve gür bitki örtüsüyle kaplanmakta ve sayısız küçük canlının üreyip gelişmesine olanak sağlamaktadır. İlkbaharda Göl sularının tekrar yükselmesiyle birlikte bu canlılar Göl suyuna karışmaktadır. Bu nedenle Kuş Cenneti Milli Parkının bulunduğu Sığırcı Deltası ve Manyas Çayı Deltası kuşlar için olduğu kadar balıkların da beslenmeleri ve üremeleri için ideal bir ortam oluşturmaktadır. Bu nedenle Manyas Gölündeki ekolojik ilişkilerin temelini su teşkil etmektedir. Göl suyunun yönetiminden sorumlu kuruluş olan DSİ Genel Müdürlüğünce Manyas Gölü bir su rezervuar alanı olarak ele alınmış ve Gölün güney kıyıları seddelerle çevrilerek Göl su rejimine ilk müdahale yapılmıştır. Bu uygulama sonucunda Gölün güneyinde yer alan 3800 ha.lık taşkın alanı tarıma açılmıştır. Diğer taraftan Gölün sularını boşaltan Karadere nin üzerine Ergili ve Karadere Regülatörleri inşa edilmiş ve Gölün doğal su rejimi bozulmuştur. Bu uygulama Göldeki mevcut ritmik su hareketini bozmuş ve kuşların güven içinde kuluçka yaptığı ağaçların kurumasına neden olmuştur. 12

30 yıl içinde havzada gelişen sanayi ve tavukçuluk Gölü besleyen suların kalitesinin bozulmasına neden olmuştur. Göldeki su kalitesinin ve doğal su rejiminin bozulması ekolojik döngü üzerinde etkili olmuş ve bazı türlerin alandan uzaklaşmasına sebebiyet vermiştir. Manyas Gölünde en fazla üreyen balık Caspialosa maeotica (Filise) dır. Yapılan çalışmalarda Kuş Gölünde Esox lucius (turna) populasyonlarının da çok fakirleştiği ortaya çıkmıştır. Alburnus, Rutilis gibi küçük Cyprinidlerle beslenen bu türün azalması sonucunda ekonomik olmayan pek çok Cyprinid türü göl faunasında baskın hale gelmeye başlamıştır. Manyas Gölünde turna balığının azalmasında yumurta bırakma alanlarının kirlilik tehdidi altında olması ve yoğun av baskısı ile yumurtlama alanlarının tahribi etken olabilir. Ötrofik bir göl ortamında karnivor (etçil) balık oranının %15-20 arasında olması gerekirken, Manyas Gölünde bu oran %1 civarına inmiştir. Et verimi ve kalitesi düşük olan Cyprinid türleri gerek besin gerekse habitat bakımından sazanla girdikleri rekabette sazanı tamamen rekabet dışı bırakmışlar ve bu türün gölde iyice azalmasına yol açmışlardır. Sazan, üremek için sakin ve sığ suları tercih eder ve sularla örtülü yaklaşık 30-40 cm derinlikte vejetasyonun bol olduğu kesimlerde ürer. Manyas Gölünde sazan miktarının azalmasında; su seviye değişimlerinin, baraj inşasının ve bahar aylarında taşkına maruz kalan alanlardaki vejetasyonun kurumasının önemli rolü olduğu düşünülmektedir. Ayrıca gölün morfometrisindeki dalgalanmalar kadar sedimantasyon, kirlenme ve diğer Cyprinidlerle olan rekabetin de sazanın Kuş Gölünde azalmasında önemli rolü vardır. Diğer taraftan göçmen bir balık türü olan yılan balığı (Anquilus anquilus) son yıllarda gölde görülemektedir. Bunun en önemli ndenini türün göç yolu olan Karadere üzerine inşa edilmiş olan regülatörler ile su kirliliği oluşturmaktadır. Alanda geçmişte önemli düzeyde enomik değeri olan kerevit diğer göllerde olduğu gibi Kuş Gölünde de görülen mantar hastalığına bağlı olarak ortadan kalkmıştır. 13

1.3. Kaynakça A.Ü.Z.F. TOPRAK BÖLÜMÜ, 1998. Manyas Gölü'nde Bor Kirliliği Araştırması. Sonuç Raporu, Çevre Bakanlığı, Çevre Koruma Genel Müdürlüğü, Ankara. ALTINAYAR, G., 1998. Manyas Gölü Sorunları, Nedenleri ve Önerilen Çözüm Yöntemleri Üzerine Değerlendirmeler. DSİ, Ankara. BALIK S., 1989. Kuş Gölü ve Kuş Cenneti Milli Parkı'nın Durumunun Saptanması ve Geliştirme Çarelerinin Araştırılması, E.Ü.Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü, İzmir. ÇEVRE BAKANLIĞI, 1997. Balıkesir İli Çevre Durum Raporu. Balıkesir. ÇEVRE BAKANLIĞI, 1998. Kuş Gölü, Ankara DHKD, 1996. Türkiye'nin Sulak Alanları Kış Ortası Sukuşu Sayımı, Doğal Hayatı Koruma Derneği, İstanbul. DİE, 1998. Ekonomik ve Sosyal Göstergeler, Balıkesir. Anakara. DSİ, 1980. Aşağı Susurluk Havzası Hidrojeolojik Etüd Raporu. Ankara. ERDEM O., 1995. Türkiye'nin Kuş Cennetleri, Çevre Bakanlığı, Çevre Koruma Genel Müdürlüğü, Yeşil Seri 5, Sayfa 54-57. ERGUN, L.H., 1983. A Resource Booklet for Ekological Excursions to the Bird Paradise Park on Lake Manyas. Kent State University, London. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ, 1995. Manyas Gölü Projesi, Çevre Bakanlığı, Çevre Koruma Genel Müdürlüğü, Ankara. ILEC, 1997. Conservation and Management of lakes, Reservoirs and Wetlands in Turkey. Japon. JOSEPH, G., IYENGAR, V. S., RATTAN, R., et al. 1996. Cameras for Indian Remote Sensing Satellite IRS-1C. Current Science, Vol. 70, No.7, India. KARADENİZ, N., 1995. Sultansazlığı örneğinde Islak Alanların Çevre Koruma Açısından Değerlendirilmesi Üzerine Bir Araştırma. Doktora Tezi, A.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Ankara. KAZANCI N., BAYHAN E., vd. 1997 Kuş Gölü Güncel Tortulları, A.Ü. Jeoloji Müh. Bölümü, H.Ü. Jeoloji Bölümü, Ankara. KÖY HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ, 1985. Balıkesir İli Veimlilik Envanteri ve Gübre İhtiyaç Raporu, Ankara. 14

KÖY HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ, 1997. Balıkesir İli arazi Varlığı ve Arazilerin Tarımsal Kullanıma Uygunluğu, Ankara. KÖY HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ, 1998. Hizmet Uygulamaları Genel Envanteri, Ankara. LAHNE E., 1948. Türkiye'nin Gölleri. MTA, Sayfa 21-24, Ankara. SEÇMAN Ö., LEBLEBİCİ E., 1987. Trakya, Marmara, Batı ve Orta Karadeniz, İç Anadolu ve Doğu Akdeniz Bölgesinde Bulunan Göl ve Bataklıkların Flora ve Vejetasyonu, TUBİTAK (TBGA) 654. Ankara. TARIMSAL ÜRETİM VE GELİŞTİRME GENEL MÜDÜRLÜĞÜ, 1994. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Türkiye'deki İçsular ve Balık Çiftlikleri İncelemesi, Ankara. TÜRKİYE ÇEVRE VAKFI, 1993. Türkiye'nin Sulak Alanları, Ankara. YARAR M., MAGNİN G., 1997. Türkiye'nin Önemli Kuş Alanları, Doğal Hayatı Koruma Derneği, İstanbul. 15

2. DEĞERLENDİRME 2.1.Ekolojik Değerlendirme 2.1.1.Sulak Alanın Durumu ve Boyutları Doğu-batı doğrultusunda uzanan Gölün uzunluğu 20 km. genişliği ise 24 km.dir. Gölün kuzeydoğusunda yer alan Milli Park 64 ha.lık bir alan kaplamaktadır. Göl kıyılarının tamamına yakınını kaplayan sazlık alanlar, ağaç ve çalılıklar 998.964 ha.dır. Göl çevresinde doğal karakterdeki çayır ve mera alanları ise 1175.70 ha. dır. (EK-4 başlıca vejetasyon tipleri haritası) 2.1.2. Biyolojik Çeşitlilik Manyas Gölü uygun iklim koşulları, zengin besin varlığı ve farklı ekolojik karakterdeki habitatlarıyla başta sukuşları olmak üzere Türkiye'nin en zengin yaban hayatına sahip sulak alanlarından birisidir. Alanda bugüne kadar 92 bitki, 23 balık, 18 amfibi ve sürüngen ve 266 kuş türü tespit edilmiştir. Göl ve çevresinde bulunan bitki ve hayvan türlerinin çeşitliliğinin yanı sıra bu türlerin büyük bir çoğunluğunun ulusal ve uluslararası düzeyde koruma altına alınmış türler olması alanın biyolojik çeşitlilik yönünden taşıdığı önemi daha da arttırmaktadır. Gölün planktonlar ve dip canlıları bakımından zengin oluşu, gerek çeşitlilik gerekse, yoğunluk bakımından yüksek düzeyde yaban hayatının gelişmesine ve barınmasına olanak sağlamıştır. Gölde 23 balık türünün bulunması bunun en iyi göstergesidir. Adından da anlaşılacağı üzere Manyas Gölü, kuş toplulukları yönünden Türkiye'nin en zengin göllerinden birisidir. Batı Palearktik bölgedeki kuş göç yollarından birisinin üzerinde olması nedeniyle Göle her yıl göç esnasında 3 milyona yakın kuş uğramaktadır. 2.1.3 Doğallık Manyas Gölü ekosisteminde insan müdahalesi olmasına karşın Göl doğal yapısını büyük ölçüde korumaktadır. Göl çevresindeki saz yatakları doğal gelişimlerini sürdürmektedir. Sedde içinde doğal durumunu sürdüren sazlık alanlar da doğal sistemin bir göstergesidir. Seddenin dışındaki alan yarı doğal olarak kabul edilebilir. Alanın çevresinde zarar görmemiş sulak çayırlar (Tamarix sp.) ve kavak plantasyonları mevcuttur. Gölün kuzeyinde, Bereketli Köyü ile Kuşcenneti Köyü arasında kalan Eşekölen tepesi ve Koyunkaya tepesi meraları günümüze kadar doğal yapısını korumuştur. 16

2.1.4.Nadirlik Alanda Küçük karabatak, tepeli pelikan gece balıkçılı, alaca balıkçıl ve kaşıkçı üremektedir. Nesli tehlikede olan tepeli pelikan ve küçük karabatak bütün yılı alanda geçirmektedir. Ak pelikan ise göç esnasında Gölde konaklamaktadır. Pürtüklü semender (Triturus cristatus), gece kurbağası (Bufo viridis), ağaç kurbağası (Hyla arborea) ile ince kertenkele (Ablepharus kitaibeli), benekli kaplumbağa (Emys orbicularis) ve adi tosbağa (Testudo graeca) ile 5 balık türü Bern Sözleşmesi ile koruma altına alınan türlerdendir. Sığırcı Deltasındaki 15-20 ha büyüklüğündeki söğütlük binlerce su kuşunun kuluçkaya yattığı nadir aynı zamanda tipik bir habitattır. Nesli tehlikedeki türlerden Tepeli pelikanın (Pelecanus crispus) 1968 yılından bu yana Kuş Cenneti Milli Parkında her yıl insan eliyle yapılan platformlarda kuluçkaya yatması yer yüzündeki tek örneği teşkil etmektedir. 2.1.5. Hassaslık Sığırcı Deresi ve Manyas Çayının oluşturduğu deltalar gölün en hassas ekosistemleridir. Deltalardaki biyolojik çeşitliliğin ve ekolojik işleyişin devamlılığı doğal su rejimine uygun su yönetimi ile mümkündür. 1992 yılında gölün Karadere çıkış ayağına regülatörlerin inşa edilmesi ve su seviyesinin yükseltilmesi sığırcı deltasındaki ağaçların kurumasına neden olmuştur. Yapılan araştırmalar, özellikle tavukçuluk işletmelerinden taşınan organik maddeler ile sanayiden kaynaklanan ağır metal kirliliği göldeki hassas ekolojik dengeyi tehdit eder boyutlara ulaştığını göstermektedir. 2.1.6. Tipiklik Manyas Gölü tipik bir tatlı su gölü olup, tatlı su ekosistemlerine iyi bir örnek teşkil etmektedir. Sığırcı Deltası bir sulak alan ekosistemindeki karmaşık ilişkileri ustalıkla sergileyen eşi bulunmaz bir açık hava laboratuarıdır. 2.1.7.Mevcut ve Kayıtlı Tarih Sığırcı Deresi nin oluşturduğu 64 hektarlık delta 1959 yılında Milli Park ilan edilmiştir. Manyas Gölü ve yakın çevresini içine alan 25.0000 hektarlık alan ise 1996 yılında Yaban Hayatı Koruma Sahası ilan edilmiştir. Göl ve yakın çevresi 1981 yılında I. Derece Doğal Sit Alanı statüsüne kavuşturulmuştur. 17

1994 yılında Türkiye nin Ramsar (Özellikle Sukuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanların Korunması) Sözleşmesine taraf olmasıyla birlikte, gölün doğusunda kalan 10.200 hektarlık bölümü Ramsar Listesine dahil edilmiştir. 1998 yılında ise Gölün tamamını kapsayacak şekilde Ramsar alanı 20.400 hektara genişletilmiştir. Bandırma yöresindeki endüstriyel tesislerin atık sularını arıtmak üzere 1993 yılında Çevre Bakanlığı tarafından ortak fiziksel arıtma tesisi inşa edilmiştir. Ancak, sanayi tesislerinin arıtma tesisine bağlantıları gerçekleştirilemediğinden arıtma tesisi atıl halde kalmıştır. 2.1.8.Potansiyel Değerler ve Uygulamalar Kuş Cenneti Milli Parkının iyi yönetim, tanıtım ve diğer olanakların artırılması halinde ornito-turizm açısından iyi bir potansiyel oluşturmaktadır. Yörede bulunan Daskyleon antik kentinde kazı çalışmaları başlatılmıştır. Bu çalışmaların tamamlanması alanın tanıtımı ve turizm faaliyetlerinin artmasına olanak sağlayacaktır. Koyunkaya mevkiindeki eski balıkhane tesislerinin kullanım hakkı eğitim, izleme ve yönetim merkezi kurulması amacıyla 49 yıllığına Çevre Bakanlığına devredilmiştir. Alanda sürekli ve düzenli izleme yapılması, araştırmaların sürdürülmesi ve alanın yönetimi için potansiyel bir değerdir. Ayrıca, ilerde gerçekleştirilebilecek bir araştırma ve geliştirme enstitüsü için de ilk adım olacaktır. 2.2.Sosyo-ekonomik Değerlendirme 2.2.1.Estetik, Kültürel ve Dini Değerler Tarih boyunca göl yöre halkının sosyal ve kültürel yararında önemli rol oynamaktadır. Her yıl Haziran ayında Milli Park ile Kuş Cenneti Köyü arasında kalan alanda Kuş Cenneti şenlikleri düzenlenmektedir. Şenliklere yöre halkının büyük ilgisi olmaktadır. 2.2.2.Sosyal ve Ekonomik Değerler Göl çevresinde göl ile ilişkili merkez dahil 19 yerleşim alanı bulunmaktadır. 1990 yılı sayımlarına göre nüfus 973.314 tür. 1965-1990 arasında gerçekleştirilen nüfus sayımlarına göre ise yıllık nüfus artışları 0.011-0.015 arasında değişmekte olup, bu değer her yerleşim birimi için farklılık göstermektedir. Buna karşın bu değer daha az gelişmiş yerlerde oldukça düşüktür. 19 yerleşim alanı içinde en yoğun nüfus Bandırma ilçesindedir. (Ek-5, Demografik Veriler) 18

Balıkçılık: 1953-1954 yıllarında balıkçılıkla ilgili olarak yapılan çalışmalarda Manyas Gölünde ticari değer taşıyan türlerin sazan (Cyprinus carpio), turna (Esox lucius), yayın (Silurus glanis) 'ndan ibaret olduğu belirlenmiştir. 1985 öncesi dönem için ortalama balık verimlerine ilişkin veriler Tablo 2 de verilmektedir. Tablo 2. 1985 öncesi dönemde yıllık ortalama balık verimleri Avlanan Yıllık Av Toplam verimdeki Hektardaki Balıklar Miktarı (ton) % oranı verim (kg) Sazan 450 97.40 27.77 Yayın 5 1.08 0.31 Turna 1 0.22 0.06 Diğerleri 6 1.30 0.37 Toplam 462 100.000 28.51 Gölde bu dönemde çoğunluğu sazan olmak üzere 300-400 ton/yıl balık avlanırken bu miktar 1993-1996 yılları arasında 45-65 ton/yıl arasında gerçekleşerek önemli bir düşüş göstermiştir. Manyas (Kuş) Gölünde balıkçılık yapan köyler, tekne sayıları ve avlanma şekillerine ilişkin veriler Ek-6'de tablo olarak verilmektedir. Grafik 1. Manyas (Kuş) Gölünde avlanan balık miktarları 400000 MANYAS GÖLÜNDE YILLARA GÖRE AVLANAN BALIK MİKTARI 200000 0 YILLAR 1953 1993 1994 1995 1996 1997 1998 MİKTAR 350,000 54,400 65,018 50,193 93,590 217,953 210,650 YILLAR MİKTAR Manyas Gölünde Balıkçılığı Etkileyen Faktörler: Gölün hidrobiyolojik özelliklerindeki şiddetli değişiklikler (Hidrolojik müdahaleler), 19

Yerli türlerin büyük ölçüde kaybolması, Endüstriyel tesislerden ve evsel atıklardan meydana gelen kirlenmeler, Üreme alanı tahribatı, Bir çok balık avcısının küçük gözlü ağlar kullanması ile aşırı avcılık, Spesifik populasyon patlamaları, Bulaşıcı hastalıklar olarak sıralandırılabilir. Rekreasyon: Kuşcenneti Milli Parkı, alanın en çok tanınan ve ziyaret edilen bölümüdür. Yoğun ve çeşitli bitki örtüsü ile ve özellikle de yüzlerce kuşu barındıran habitatları pek çok ziyaretçinin ilgisini çekmektedir. Bunun yanı sıra Milli Park içinde bulunan müze ilgiyi Milli Park ta yoğunlaştıran diğer bir unsurdur. Milli Park içinde bulunan ahşap gözlem kulesi güvenlik nedeniyle kaldırılmış, yenisinin yapımı için çalışmalar başlatılmıştır. Sanayi ve Ticaret: Yöredeki sanayi daha çok tarıma dayalı küçük işletmeleri kapsamaktadır. Bunlar, konserve, gübre, salça, un ve bitkisel yağ fabrikaları ile tavukçuluk işletmeleridir. Bunun yanı sıra Bandırma da, Etibank a ait boraks, asitborik ve sülfürik asit fabrikaları mevcuttur. Bandırma limanının yapılmasıyla birlikte kent, ülke çapında bir ticaret merkezi konumuna gelmiştir. Tarım: Yöre halkı geçimini genellikle tarım ve tarıma dayalı sanayiden sağlamaktadır. Sığır ve koyun yetiştiriciliği ile modern tavukçuluk oldukça gelişmiş olup yöre için önemli bir gelir kaynağıdır. Göl çevresinde gerçekleştirilen tarımsal faaliyetler ve hayvan yetiştiriciliğine ilişkin veriler Ek-7'de verilmektedir. 2.2.3.Kayıtlı Tarih Sosyo-ekonomik yapıdaki gelişmelere bağlı olarak bölgede gerçekleştirilen alt yapı faaliyetleri Ek-8'de verilmiştir. 2.2.4.Eğitim ve Halkın Bilinçliliği Göl ve çevresindeki yerleşim alanlarında 8 yıllık eğitime geçilmesinden sonra taşımalı eğitim programı uygulanmaya başlanmıştır. Eğitim, Bandırma ve Manyas İlçelerinde gerçekleştirilmektedir. Bölgede okuma-yazma bilmeyenlerin oranı %17.5 olup, bu oran erkeklerde %11.1 kadınlarda ise % 24 tür. 20

Yöre halkı, özellikle geçimini Manyas Gölünden sağlayan balıkçılar gölün ekolojik değeri hakkında oldukça bilinçlidir. Başta pelikanlar olmak üzere yaban hayatının korunması ve karşılıklı etkileşim konusunda bilinçlidirler. Pelikanlarla balıkçılık konusunda karşılıklı fayda sağlamaktadırlar. Pelikanlar balıkçılara balık sürülerinin yerini göstermekte, balıkçılarda ekonomik değeri olmayan balıklarla pelikanları beslemektedirler. Ancak, ekonomik olarak göle bağımlı olmaları nedeniyle, balık avı açılmadan bir süre önce ava başlamakta ve yumurtalarını henüz dökmemiş balıkları avlamaktadırlar. Tüm kullanıcıların ve ilgi gruplarının gerek Manyas (Kuş) Gölünün değer ve işlevleri, gerek ise bir sulak alan ekosisteminin yönetiminin nasıl gerçekleştirileceği konusunda bilgilendirilmesine yönelik olarak, Haziran 2000 de Çevre Bakanlığı tarafından bir kurs programı gerçekleştirilmiştir. Proje süresince ilki 1998 Nisan, ikincisi Ocak 2001 de olmak üzere 2 ayrı bilgilendirme toplantısı gerçekleştirilmiştir. Bu toplantılara özellikle alan kullanıcıları olmak üzere tüm ilgili kurum ve kuruluş temsilcilerinden oluşan çok geniş bir katılım sağlanmıştır. Milli Park içindeki ziyaretçi merkezinde, ziyaretçilere alanı tanıtıcı video gösterileri sunulmaktadır. Proje amaçlarından biri de bu merkezin daha etkin ve aktif bir hale getirilmesi ve bilinçlendirme çalışmalarının işlerliğinin arttırılmasıdır. 2.2.5.Akılcı Kullanım Alan yöre halkı için çok önemli ekonomik değere sahiptir. Buna karşın çok hassas bir doğal yapısı mevcut olup bu yapısı büyük bir ölçüde korunabilmiştir. Mevcut koşullar altında tüm alanın her türlü ekonomik ve sosyal faaliyete kapatarak korumak mümkün değildir. Alanın yöre halkı için sosyo-ekonomik önemi ve dolayısıyla da bu faaliyetlerden soyutlanarak korunmasının imkansızlığı göz önüne alındığında alan için gerek korumacılar, gerek kullanıcılar açısından en uygun ve kabul edilebilir çözüm sürdürülebilir kullanımdır. 2.3. Değerler ve İlgilerin Çatışması 2.3.1.İnsan Kaynaklı Dış Etkiler Su Rejimine Yapılan Müdahaleler Göl çevresi uygun iklim koşulları ve nitelikli topraklarıyla Türkiye nin en verimli tarım arazilerine sahiptir. Yöredeki su kaynaklarının yetersiz oluşu gölden su alımının kolay ve ucuz oluşu gibi nedenler Kuş Gölü nün sulama suyu kaynağı olarak görülmesine neden olmuştur. 21

1943 yılında Karacabey Ovasındaki tarım alanlarının sulanması amacıyla Göl ün çıkış ayağı üzerine bir regülatör inşaa edilmiş ancak bu regülatörün göl su rejimine önemli bir etkisi olmamıştır. Karacabey ve Manyas ovalarının sulanması ve taşkından korunması amacıyla 1983 yılında DSİ Genel Müdürlüğünce Aşağı Susurluk Manyas I. Merhale Projesi programa alınmıştır. Projenin planlama aşamasında (1988 yılında) ilgili kuruluşların katılımı ile bir dizi toplantı yapılmış göldeki yaban hayatının zarar görmemesi için gerekli olan aylık su seviye değerleri tespit edilmiştir. Proje planlanırken belirlenen bu su seviye değerlerinin sağlanması konusunda karar alınmıştır. Proje kapsamında; 1943 yılında yapılan regülatörün işletilememesi üzerine aynı yerde Ergili Regülatörü inşaa edilmiş ve 1992 yılında işletmeye açılmıştır. Göl sularını tahliye eden Karadere nin 9. km. sinde Karadere Regülatörü inşaa edilmiştir. Regülatörün bulunduğu yerden pompa ile su alınmakta ve Karacabey Ovasında 16.683 hektar tarım alanı sulanmaktadır. Bunun yanı sıra, Gölün güney kıyıları 22 km.lik sedde ile çevrilmiş, ilkbaharda su altında kalan 3800 hektarlık alan tarıma açılmıştır. Göldeki aylık su seviye değişimleri gölün doğal durumunda ve müdahale yapıldıktan sonra olmak üzere aşağıda verilmiştir. 1. Su rejimine müdahale yapılmadan önce 1969-1992 yılları arasındaki dönem Yağışlara bağlı olarak Kasım ayından itibaren su seviyesi her yıl düzenli olarak yükselmekte, bu durum Nisan ayına kadar devam etmektedir. 24 yıllık periyotta Nisan ve Mayıs aylarındaki ortalama su seviyesi 16.01 metre olarak tespit edilmiştir. Yağışların azalması ve buharlaşmanın etkisi ile haziran ayından itibaren su seviyesi düşmeye başlamaktadır. Bu düşüş düzenli olarak Ekim ayı sonuna kadar devam etmektedir. 24 yıllık periyotta su seviyesi, 1978 yılında Şubat, Mart ve Nisan aylarında 198 yılında Şubat ve Mart aylarında, 1982 yılında ise Ocak ve Şubat aylarında 17.00 m.nin üzerine çıkmıştır. Aynı dönemde sadece 1985 yılında Eylül ve Ekim aylarında 14.00 m.nin altına düştüğü tespit edilmiştir. 2. Su rejimine müdahaleler yapıldıktan sonra 1992-1997 yılları arasındaki dönem Gölden yeterli miktarda su tahliye edilemediği için 5 yıllık periyottaki aylık ortalama su seviyeleri, 24 yıllık ortalamalara göre yaklaşık 1 m. daha yüksek gerçekleşmiştir. 22

Bu nedenle, Milli Parkta ve göl kıyısında bulunan ağaçların gövdeleri yıl boyunca su altında kaldığı için tamamına yakını kurumuştur. Kirlilik Bandırma yöresinde irili ufaklı 50 civarında işletme bulunmaktadır. Bunlardan kirletici vasfı yüksek 20 işletme arıtma tesisini yapmış ve deşarj izin belgelerini almışlardır. Tavukçuluk işletmeleri; Başta Edincik yöresi olmak üzere göl civarında bulunan yumurta tavukçuluğu işletmelerinden sulu sistemle yapılan temizleme işlemleri sonucu günde 200 ton atık çıkmakta ve bu atıklar Sığırcı Deresi vasıtasıyla doğrudan göle ulaşmaktadır. Etibank Boraks ve Asit Fabrikaları; 1972 yılında kurulan fabrika, 1994 yılına kadar atık sularını Sığırcı Deresi vasıtasıyla göle vermiştir. 1994 yılında yapılan Ağıldere Atık Barajı kurulmuş ve atıklar burada biriktirilmeye başlamıştır. Fakat yapılan incelemelerde zaman zaman meydana gelen teknik arızalar ve sızıntılarla atık suların yine göle ulaştığı tespit edilmiştir. Evsel Atıklar; Havzada bulunan 13 köyün 10 unda kanalizasyon bulunmakta olup, kanalizasyon çıkışları dereler vasıtasıyla göle ulaşmaktadır. Tarımdan Kaynaklanan Kirlenmeler; Havzada genellikle sulu tarım yapılmaktadır. Tarımda kullanılan suni gübre ve zirai mücadele ilaçları yüzeysel akışla ve yeraltı sularıyla göle karışmaktadır. 2.3.2.Yasalardan Kaynaklanan Etkiler Koruma alanlarında uygulanmakta olan kanunların çokluğu önemli bir genel problemdir. Manyas (Kuş) Gölü, Milli Parklar Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Kara Avcılığı Kanunu, Su Ürünleri Kanunu ve Çevre Kanunlarıyla yönetilmektedir. Bu durum, alanda çok sayıda kategori, tip ve sistemlerin bulunmasına ve çok sayıda alan yönetiminden sorumlu kurumların yer almasına neden olmaktadır. Kanunlar aynı olmadığından birbiriyle uyumlu kriter ve prosedürlerin sağlanması zorlaşmaktadır. Bu nedenle farklı kanun uygulamaları değişiklik göstermekte ve hatta karmaşa yaratmaktadır. Aynı zamanda bu kanunlar kaynak ve personel yetersizliğinden dolayı uygulanamamaktadır. 23

2.3.3.Fiziksel Durumdan Kaynaklanan Dış Etkiler 2.3.4.Mevcut Kaynaklar Dünya Bankasınca GEF kaynaklarından deslenmekte olan ve Çevre Bakanlığı, Orman Bakanlığı ile Kültür bakanlığı işbirliğiyle yürütülmekte olan "Biyolojik Çeşitlilik ve Doğal Kaynak Yönetimi Projesi" kapsamında; Türkiye'deki biyolojik çeşitliliğin korunmasının önemi ve sağladığı imkanlar konusunda kamuoyuna ve ana kullanıcı gruplara özel bilgi aktarılmasını hedefleyen Ulusal Kamuoyu Bilinçlendirme Programı hazırlamak ve uygulamak; Biyolojik çeşitlilik üzerinde negatif etki yaratan sektörel politika ve yasal düzenlemeleri gözden geçirmek ve bu düzenlemelerde yapılması teklif edilen değişiklikleri hazırlamak gibi ulusal düzeyde uygulamayaya yönelik proje faaliyetleri yer almaktadır. Bu faliyetler proje uygulamalarına katkı sağlayacaktır. 24

İDEAL HEDEF; Manyas Gölünde bozulan ekolojik denge yeniden tesis edilerek kuş varlığının artırılması ve alanın akılcı kullanımın sağlanması için mekanizmaların geliştirilmesi UYGULAMA HEDEFLERİ: 1- Su kalitesinin iyileştirilmesi 2- Su rejiminin doğal sürecine uygun olarak yönetilmesi 3- Manyas Çayı Deltasındaki kuluçka alanlarının korunması 4- Kuş Cenneti Milli Parkındaki üreme alanlarının iyileştirilmesi 5- Yeni üreme alanlarının oluşturulması 6- Araştırma, eğitim ve izleme faaliyetlerine de imkan sağlayacak bir yönetim merkezinin kurulması 7- İlgi gruplarının Manyas Gölü yönetimine ve karar verme süreçlerine katılımının sağlanması 8- Alanın işlevleri, değerleri ve yönetimi konusunda eğitim çalışmalarının gerçekleştirilmesi 9- Gölde balıkçılığın sürdürülebilirliğinin sağlanması 10- Manyas Gölünde ziyaretçi yönetiminin sağlanması 25

FAALİYET HEDEFLERİ Faaliyet Hedefi 1 Su kalitesinin iyileştirilmesi Faaliyetler: 1.1. Evsel ve endüstriyel atık su kaynaklarının atıksu arıtma tesislerini gerçekleştirmeleri sağlanacak 1.2. Arıtma tesislerinin düzenli olarak çalıştırılması sağlanacak 1.3. Sığırcı, Dutlu ve Manyas Çayı ile Gölde su kalitesi izlenecek 1.4. Yumurta tavukçuluğu işletmelerinde bantlı sisteme geçişin sağlanması yönünde Mahalli Çevre Kurulunda karar alınacak 1.5. Mevcut tavukhane atıklarının toprak kanallara düzenli depolanması sağlanacak 1.6. Beldede yatırımı devam eden kompost işletmesi faaliyet geçtiğinde tavuk gübrelerinin verilmesi sağlanacak 1.7. Sığırcı Köyü kanalizasyon atıklarının çok gözlü çürütme çukurlarından geçirilerek deşarj edilmesi sağlanacak Faaliyet Hedefi 2 Su rejiminin doğal sürecine uygun olarak yönetilmesi Faaliyetler: 2.1. Göldeki su kotu protokolde öngörülen aylık su seviye değerlerini sağlayacak şekilde işletilecek 2.2. Su seviye değerleri günlük olarak ölçülecek ve her ay düzenli olarak kayıtlanacak ve raporlanacaktır. Faaliyet Hedefi 3 Manyas Çayı Deltasındaki kuluçka alanlarının korunması 3.1. Manyas çayı (Kocaçay deltası) deltasında çitle çevrilecek doğal alanların sınırları belirlenecek 3.2. Sınırlar çitle çevrilecek 3.3. İki koruma görevlisi atanacak 3.4. Alandaki kuş varlığı ve habitatlarındaki değişimler izlenecek 26