KAMU HARCAMALARI BİLEŞİMİNİN GELİR DAĞILIMI VE REFAH ETKİLERİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ. Doç. Dr. Cem DİŞBUDAK, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, İktisat Bölümü

Benzer belgeler
TABLO I: Bağımlı değişken; Tüketim,- bağımsız değişkenler; gelir ve fiyat olmak üzere değişkenlere ait veriler verilmiştir.

0, model 3 doğruysa a3. Variable Coefficient Std. Error t-statistic Prob.

A. Regresyon Katsayılarında Yapısal Kırılma Testleri

Dependent Variable: Y Method: Least Squares Date: 03/23/11 Time: 16:51 Sample: Included observations: 20

Yuvalanmamış F testi- Davidson- MacKinnon J sınaması

T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ İKTİSAT BÖLÜMÜ GENEL EKONOMİK SORUNLAR TÜFE NİN İŞSİZLİK ÜZERİNE ETKİSİ HAZIRLAYANLAR:

Normal Dağılımlılık. EKK tahmincilerinin ihtimal dağılımları u i nin ihtimal dağılımı hakkında yapılan varsayıma bağlıdır.

ADMIT: Öğrencinin yüksek lisans programına kabul edilip edilmediğini göstermektedir. Eğer kabul edildi ise 1, edilmedi ise 0 değerini almaktadır.

Courses Offered in the MSc Program

Courses Offered in the MsC Program

Normal Dağılımlılık. EKK tahmincilerinin ihtimal dağılımları u i nin ihtimal dağılımı hakkında yapılan varsayıma bağlıdır.

SAĞLIK HARCAMALARININ YILLARA GÖRE KARŞILAŞTIRILMASI ve SAĞLIK HARCAMALARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN İNCELENMESİ

500 BÜYÜK SANAYİ KURULUŞUNDA ÜRETİM, KÂRLILIK VE İSTİHDAM İLİŞKİLERİ. YÜKSEK LİSANS TEZİ Müh. Özlem KÖSTEKLİ. Anabilim Dalı: İşletme Mühendisliği

KUKLA DEĞİŞKENLİ MODELLERDE KANTİTATİF DEĞİŞKEN SAYISININ İKİ SINIF İÇİN FARKLI OLMASI DURUMU

Semester I. PSPA 105 Introductionto Law Hukuka Giriş C 3 5 ECON 101 Introduction to Economics İktisada Giriş I C 3 5

EVIEWS KULLANIMI (EVIEWS 8)

PARANIN TARİHÇESİ TÜRKİYE DE NAKİTSİZ EKONOMİ EKONOMİNİN FAYDALARI

KONU 1: TÜRKİYE EKONOMİSİNDE ( ) İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve YATIRIMLAR İLİŞKİSİ (DOĞRUSAL BAĞINTI ÇÖZÜMLEMESİ) Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-uzman)

1. YAPISAL KIRILMA TESTLERİ

BİRDEN ÇOK BAĞIMLI DEĞİŞKENİ OLAN MODELLER

Courses Offered in the PhD Program

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015

Eğitim / Danışmanlık Hizmetinin Tanımı

2002 HANEHALKI BÜTÇE ANKETİ: GELİR DAĞILIMI VE TÜKETİM HARCAMALARINA İLİŞKİN SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Bağımlı Kukla Değişkenler

Y = 29,6324 X 2 = 29,0871 X 3 = 28,4473 y 2 = 2,04 x 2 2 = 0,94 x 2 3 = 2,29 yx 2 = 0,19 yx 3 = 1,60 x 2 x 3 = 1,06 e 2 = 0,2554 X + 28,47 X 3-0,53

KUKLA DEĞİŞKENLİ MODELLER

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

Dersin Amacı: Bilimsel araştırmanın öneminin ifade edilmesi, hipotez yazımı ve kaynak tarama gibi uygulamaların öğretilmesi amaçlanmaktadır.

7.Ders Bazı Ekonometrik Modeller. Đktisat (ekonomi) biliminin bir kavramı: gayrisafi milli hasıla.

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

Kukla Değişken Nedir?

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

Türkiye Ekonomisi 2014 Bütçe Büyüklükleri ve Bütçe Performansı Raporu

TARIMSAL İSTİHDAMA DAİR TEMEL VERİLER VE GÜNCEL EĞİLİMLER

Araştırma Notu 14/165

1. Basitlik 2. Belirlenmişlik Y t = b 1 (1-r)+b 2 X t -rb 2 X t-1 +ry t-1 +e t 3. R 2 ölçüsü 4. Teorik tutarlılık 5. Doğru Fonksiyonel Biçim

FEDERAL ALMANYA EKONOMİK GELİŞMELER RAPORU Yılı. II. Çeyrek Dönem Değerlendirmesi. Berlin Ekonomi Müşavirliği

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MALİYE BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI

OTOKORELASYON OTOKORELASYON

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

Tablo 1. Seçilen Ülkeler için Yıllar İtibariyle Hizmetler Sektörü İthalat ve İhracatı (cari fiyatlarla Toplam Hizmetler, cari döviz kuru milyon $)

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

2017 ÖNCESİ NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ İKTİSAT NÖ-İÖ BÖLÜMLERİ LİSANS ÖĞRETİM PLANI

EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

EKONOMETRİDE BİLGİSAYAR UYGULAMLARI EVİEWS UYGULAMA SORULARI VE CEVAPLARI

Banka Kredileri ve Büyüme İlişkisi

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

MALİYE ARAŞTIRMALARI DERGİSİ RESEARCH JOURNAL OF PUBLIC FINANCE

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Büyüme Değerlendirmesi : Çeyrek

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Tabloda görüldüğü gibi, 2002 yılında, sektörlerin istihdam içerisindeki payları azalmıştır.

Büyümeyi Sürdürmek: Yurtiçi Tasarrufların Önemi

Bağımlı Kukla Değişkenler

Küresel İktisadi Görünüm

Bağımlı Kukla Değişkenler

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

TÜRKİYE DE 2013 YILINDA ENFLASYON YEŞİM CAN

DERS KODU DERS ADI ZORUNLU TEORİ UYGULAMA LAB KREDİ AKTS Atatürk İlkeleri ve İnkılap AIT181 Tarihi I Zorunlu

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD) Eurasian Journal of Researches in Social and Economics (EJRSE) ISSN:

İyi Bir Modelin Özellikleri

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

TÜRKİYE DE KATASTROFİK SAĞLIK HARCAMA ORANLARINDA YAŞANAN YÜKSELİŞ NEDENİNİN ARAŞTIRILMASI ÖN ÇALIŞMA SONUÇLARI

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Aralık 2011, No:16

Sosyoekonomi / / Deniz Aytaç. Sosyo Ekonomi

GRAFİKLERLE FEDERAL ALMANYA EKONOMİSİNİN GÖRÜNÜMÜ

Büyüme Değerlendirmesi: Çeyrek

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

2010 OCAK HAZİRAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

DIŞ TİCARETTE KÜRESEL EĞİLİMLER VE TÜRKİYE EKONOMİSİ

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı

SAĞLIK HARCAMALARINDA SON DURUM

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1

Araştırma Notu 12/134

IS-MP-PC: Kısa Dönem Makroekonomik Model

tepav Nisan2011 N DEĞERLENDİRMENOTU 2008 Krizinin Kadın ve Erkek İşgücüne Etkileri Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

EKONOMETRİYE GİRİŞ II ÖDEV 4 ÇÖZÜM

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

MESLEK KOMİTELERİ DURUM TESPİT ANKETİ

İşgücü Piyasası Görünümü: Mayıs 2013

21. ULUSLARARASI İKTİSAT ÖĞRENCİLERİ KONGRESİ. Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi. Nakitsiz Ekonomi: Türkiye Örneği

KUKLA DEĞİŞKENLİ MODELLER

Dependent Variable: Y Method: Least Squares Date: 03/23/11 Time: 16:51 Sample: Included observations: 20

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2013, No: 56

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti

Transkript:

KAMU HARCAMALARI BİLEŞİMİNİN GELİR DAĞILIMI VE REFAH ETKİLERİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ Doç. Dr. Cem DİŞBUDAK, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, İktisat Bölümü e-mail: dişbudak@mu.edu.tr ÖZ Günümüz dünyasına hâkim olan anlayış piyasa mekanizmasının rasyonel, etkin ve bireysel seçimlere olanak sağlayan bir ekonomik ve toplumsal yapı oluşturduğunu ileri sürmektedir. Bu düşünceye göre mal ve hizmet, işgücü, sermaye ve para piyasalarının birbiriyle uyum içinde işlemesi sonucunda kaynak dağılımı ve gelir bölüşümü optimal olarak gerçekleştirilmiş olur. Dolayısıyla piyasa mekanizmasının işleyişine herhangi bir biçimde devlet müdahalesine gerek olmadığı sonucuna ulaşılır ve müdahale olması durumunda etkinliğin ortadan kalkacağı ileri sürülür. Ancak, pratikte devletin kamu harcamaları aracılığı ile iktisadi yaşama yoğun bir biçimde müdahale ettiği bilinmektedir. Bu nedenle, kamu harcamalarının zaman içerisindeki miktar ve bileşimindeki değişimler, devletin rolü ve işlevindeki değişimi yansıtan bir özellik gösterir. Devletin uyguladığı ücret politikası, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik harcamalarının bütçe içindeki payının diğer harcamalara göre değişimi, kamu hizmetlerinin bedelsiz sunumu yerine piyasa mekanizmasına bırakılması, ücretli ve maaşlı kesimin bu mal ve hizmetler için kendi bütçelerinden harcama yapmalarını gerektirmekte bu da yoksullaşma oranını arttırdığı gibi bölüşüm ilişkilerini bu kitleler aleyhine bozmaktadır. 2001 krizi sonrası yaşanan süreç, dünya kapitalist sistemiyle eklemlenmeyi tamamlamış olan Türkiye nin ekonomik ve toplumsal yapıdaki dönüşümleri derinleştirdiği bir dönemdir. 2001 krizi sonrasında kamu harcamalarının miktar ve bileşiminde gerçekleşen değişimin ortaya konması ve bunun refah ve gelir dağılımı üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi bu bildirinin temel amacını oluşturmaktadır. Anahtar Kelimeler: Kamu harcamaları, Türkiye ekonomisi, Gelir dağılımı, Refah JEL Codes: H72, D31, THE EFFECTS OF PUBLIC EXPENDITURE COMPOSITION ON INCOME DISTRIBUTION AND WELFARE: THE TURKISH CASE The dominant understanding of contemporary world suggests that the market mechanism constitutes an economic and social structure that allows rational, effective and individual choices. According to this idea, as a result of processing goods and services, labor, capital and money markets, resource allocation and income distribution are realized optimally. Therefore, the functioning of the market mechanism is achieved in the absence of state intervention in any way, and in the case of intervention, it is proposed that the efficiency cannot be achieved. However, in practice, it is known that the state intensively interfered with economic life through public expenditures. For this reason, changes in the amount and composition of public expenditures over time reflect a change in the role and function of the state. The wage policy, the share of education, health and social security expenditures in the budget relative to other expenditures and leaving the public services to the market mechanism instead of public provision, the wage and salaried people must expend from their budget for these goods and services, which increases the rate of impoverishment and these implementations deteriorate distributional relations against these masses. The process that took place after the 2001 crisis is a period when Turkey, which has completed the articulation with the world capitalist system, deepens the transformations in the economic and social structure. The main purpose of this presentation is to demonstrate the change in the amount and composition of public expenditure after the 2001 crisis and to assess its impact on welfare and income distribution. Keywords : Public expenditures, Turkish Economy, Income distribution, Welfare JEL Codes: H72, D31, 1

GİRİŞ Devletin ekonomideki rolü iktisat teorisi ve politikasında en önemli konulardan biri olarak tartışılmakta ve hükümet politikalarının iktisadi süreçler üzerindeki etkisi önemli tartışma konularından biri olmaya devam etmektedir. Bu nedenle de hükümetlerin uyguladığı gelir ve harcama politikalarının ekonomik büyüme ve kalkınma, enflasyon ve istihdam üzerindeki etkilerinin yanı sıra refah ve gelir bölüşümü üzerindeki etkileri konusunda çok sayıda araştırma yapılmaktadır. Bu konuda Türkiye ekonomisinde de benzer bir eğilim söz konusudur. Türkiye nin küresel sistemle ilişkilerini derinleştirdiği 1980 yılı ile başlayan ve son yıllarda hız kazanan uygulamalarla ekonomik ve toplumsal yapısında önemli bir değişim yaşanmaktadır. Bu değişim sosyal ve ekonomik yaşamın hemen her alanında kendini göstermektedir. Kamu gelir ve giderlerinin bileşimi ve bunların ekonomik etkileri tüm toplumu özellikle sabit gelirliler ve ücretlileri ciddi ölçüde etkilemektedir. Devletin uyguladığı ücret politikası, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik harcamalarının bütçe içindeki payının diğer harcamalara göre değişimi, kamu hizmetlerinin bedelsiz sunumu yerine piyasa mekanizmasına bırakılması, ücretli ve maaşlı kesimin bu mal ve hizmetler için kendi bütçelerinden harcama yapmalarını gerektirmekte bu da yoksullaşma oranını arttırdığı gibi bölüşüm ilişkilerini bu kitleler aleyhine bozmaktadır. 2001 krizi sonrası yaşanan süreç, dünya kapitalist sistemiyle eklemlenmeyi tamamlamış olan Türkiye nin ekonomik ve toplumsal yapıdaki dönüşümleri derinleştirdiği bir dönemdir. 2001 krizi sonrasında kamu harcamalarının miktar ve bileşiminde gerçekleşen değişimin ortaya konması ve bunun refah ve gelir dağılımı üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi bu çalışmanın temel konusunu oluşturmaktadır. Bu amaçla bu çalışmada niceliksel yöntemin önemli bir aracı olan ekonometrik model kullanılarak, değişimin etkileri istatistiksel olarak belirlenmeye çalışılacaktır. KAMU HARCAMALARI: TEORİ VE TARİHSEL GELİŞİMİ 19. yüzyılın sonlarına doğru Adolph Wagner kamu harcamalarının zaman içerisinde giderek arttığına ilişkin bir görüş ileri sürdü ve genel kabul gören bu görüş Wagner Yasası olarak bilinmektedir. Bu yasaya göre kişi başına gelir arttıkça ekonomi içinde kamunun payı da artmaktadır. Sonraki yıllarda bu yasa tam olarak destek bulmasa da gelişmiş ülkelerdeki kamu harcamalarının gelir içindeki payının azgelişmiş ülkelerdekilere oranla daha yüksek payı olduğu verilerle doğrulanmaktadır. Gelişmiş ülkelerdeki merkezi hükümetin payı yüzde 32 civarındayken bu oran düşük gelirli ülkelerde yüzde 17 civarındadır (Baer ve Galvao, 2008). Peacock ve Wiseman, Wagner yasasının İngiltere nin 1890-1955 yılları arasındaki kamu harcamaları açısından geçerliliğini inceleyen bir çalışma yapmışlardır. Bu çalışmada Wagner yasasının geçerli olduğunu bulmuşlar ancak, kamu harcamalarının düz ve sürekli biçimde 2

değil ani ve sıçrama göstererek bir biçimde arttığını ortaya koymuşlardır. Özellikle savaş dönemlerinde kamu harcamaları sıçrama gösterir ancak var olan kamu gelirleri bu harcamaları karşılamaya yetmediğinden vergi oranları artırılır. Savaş sonrası bu vergi oranlarına alışıldığından artan gelirlere bağlı olarak harcamalar da artış göstermektedir. Kamu harcamalarının artışı konusunda harcamaların nispi değişimine dikkat çeken Musgrave devletin değişen rolünü vurgulamaktadır. Kamu harcamalarında eğitim, sağlık ve sosyal harcamaların payının giderek arttığını ileri sürmüştür. Diğer harcamaların oransal olarak fazla değişim göstermediğini çünkü kalkınma sürecinde insanların bu yöndeki taleplerin belirleyici olduğunu iddia etmiştir (Gatauwa, 2014; Kanca, 2014). Sonuç olarak, literatürde kamu harcamalarının zaman içerisinde arttığına ilişkin genel bir uzlaşma olduğu düşünülebilir. Artan kamu harcamalarının ise doğal olarak üretim, bölüşüm ve buna bağlı olarak tüketim süreçlerinde etkileri ortaya çıkmaktadır. Bölüşüm ilişkilerinin sermaye birikiminin gereklerine uygun olarak, kamu bütçesi yoluyla, özellikle kamu harcamaları yoluyla yeniden düzenlenmesi kaçınılmaz olarak ortaya çıkmaktadır. Sermaye birikimi sürecinin belirlediği koşullara bağlı olarak değişen kamu harcamaları yapısının, gelir bölüşümü üzerinde önemli etkileri olduğu sonucuna ulaşılabilir (Özuğurlu, 2005). Gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelerden daha fazla sosyal ve transfer harcaması yapması, ekonomilerin gelişmemesi ve zenginleşmesiyle birlikte bu tür harcamaların artacağı yönünde öngörüde bulunulabilir. Ancak bu harcamaların etkisinin ne olduğu konusunda önceden bir değerlendirme yapabilmek zor görünmektedir. Gelişmiş ülkelerde yapılan harcamaların gelir dağılımını iyileştirici etkisi konusunda çalışmalar bulunmakla birlikte az gelişmiş ülkelerde ortaya çıkan sonuçlar farklılıklar göstermektedir. De Mello and Tiongson (2006) yatay kesit verilerine dayanarak yaptıkları çalışmalarında eşitsizliğin yüksek olduğu ülkelerde yeniden bölüşüm harcamalarının daha az olduğunu göstermişlerdir. Aynı zamanda yeniden bölüşüm harcamalarının gelir bölüşümünde olumlu etkileri olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Clements (1997) Brezilya nın yaptığı kamu sosyal harcamalarının gelir dağılımında olumsuz etkileri olduğu bulgusuna ulaşmıştır. Öte yandan çok sayıda çalışma kamu harcamalarının refah ve gelir bölüşümü etkilerinin olumlu olmadığı yönünde bulgulara ulaşmıştır (Baer ve Galvao, 2008). Brezilya üzerine yapılan bu çalışmaların bu ülkede yapılan kamu harcamalarının bileşiminden kaynaklandığı ileri sürülebilir. Sarı (2003) yaptığı çalışmasında Tablo 1 de sunulan bilgileri çeşitli ülke grupları için hesaplamıştır. Bu tablonun açıkça gösterdiği gibi düşük ve orta gelirli ülkelerin sosyal güvenlik ve refah için ayırdıkları payların yüksek gelirli ülkelere kıyasla oldukça düşüktür. Brezilya örneğinde ise yapılan sosyal harcamaların bile eşitsizlik üzerinde etkilerinin en azından olumlu olmadığı yönde bulgulara ulaşılmıştır. Kamu harcamalarının uygun biçimde yapılmamasının etkili sonuçlar üretemediği ortaya çıkmaktadır. 3

Tablo 1: Devletin Fonksiyonel Görevlerine Göre Harcamalarının Toplam Kamu Harcamaları İçindeki Payları, 1993-2000 (%) Yüksek-Gelir Orta-Gelir Düşük-Gelir Savunma 8.9 7.3 8.0 Eğitim 9.9 16.3 13.2 Sağlık 9.5 7.1 5.5 Sosyal Güvenlik ve Refah 31.0 17.8 8.7 İskan 2.5 3.9 3.3 Faiz Ödemeleri 10.3 11.1 15.5 Kaynak: Sarı (2003) TÜRKİYE de KAMU HARCAMALARININ TARİHSEL GELİŞİMİ Kamu harcamalarının tümü merkezi yönetim ve özel bütçeli kuruluşlar tarafından yapılmamaktadır. Ancak Türkiye de kamu harcamalarının büyük bir kısmı bu bütçeler üzerinden gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle eğitim, sağlık, güvenlik ve sosyal güvenlik harcamalarında Türkiye de yerel yönetimlerin payının son derece küçük olduğu bilinmektedir. Bunun sonucu olarak merkezi yönetim harcamalarının bu konuda temel alınması doğal bir hal olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye de 1980 öncesinde uygulanan ithal ikameci birikim modelindeki iç pazara dönük üretim yapısı doğal olarak talebin de buna uyumlu olmasını gerektirmiştir. Dolayısıyla devlet kamu harcamalarını yaparken gelirin birikim koşullarına uygun biçimde bölüşümünü sağlamaya dönük davranmıştır. Böylece, bu dönemde ücretler, maaşlar ve tarımsal fiyatlar yükselmiştir. İhracata dönük büyümenin ve finansal serbestleşmenin amaçlandığı 1980 sonrası dönem, devletin uyguladığı iktisat politikaları ve piyasa ekonomisini yerleştirmek üzere kurumsal ve idari yapıda gerçekleştirdiği değişimler ile ekonomik ve toplumsal yaşamı yeniden yapılandırdığı, dolayısıyla devletin işlevinin değiştiği bir dönem olarak tanımlanabilir. Bu çerçevede 1980'lerin dışa açılma ve serbest rekabet söylemi, ekonomi içinde özel sektörün payını arttırmak üzere, sermaye kesimine yönelik kaynak aktarım mekanizmalarının alt yapısını oluşturmuştur. Bu politikaların 1980 sonrası konsolide bütçe üzerindeki etkisi incelendiğinde, yeni birikim modelinin sonuçları açık biçimde gözlenmektedir. Buna göre 1981 yılından 1989 yılına kadar personel harcamalarının konsolide bütçe içindeki payı sürekli bir düşüş eğilimi içine girmiştir. Personel harcamalarında gözlenen düşme eğilimi 1989-1993 ara dönemi dışında uzunca bir dönem devam etmiştir. 1989-1993 dönemi dışında personel harcamalarının konsolide bütçe içindeki payı ortalama olarak %22 düzeyinde gerçekleşmiştir (Özuğurlu, 2005). Yıllar içinde personel 4

giderleri çok büyük değişim göstermemiş ılımlı bir artış sonucunda 2015 yılında yüzde 25,2 olarak gerçekleşmiştir (Maliye Bakanlığı, 2016). Bütçe harcamaları içinde, faiz ödemeleri, kamu finansman ihtiyacının çok arttığı 1990 ların ikinci yarısı ve 2000-2001 yıllarında, konsolide kamu harcamalarında çok hızlı bir sıçrama yasandı. 1995 de GSYH nin %22 si seviyesinde olan merkezî konsolide bütçe harcamaları, faiz ödemelerinin hızla artması nedeniyle, 1996 da GSYH nin %29 una, 2000 de %40 ına, nihayet 2001 de %48 ine ulaştı. 2002 den itibaren hızla düşmeye başlayarak, 2006 da 1997 deki seviyesi olan %30 a oranına tekrar ulaştı (İnsel, 2008). Son yıllarda faiz ödemelerindeki düşme faizin büyüme içindeki payına da yansımıştır. Faiz ödemelerinin 2015 yılındaki bütçe içindeki payı yüzde 11,4 GSYH içindeki payı ise yüzde 2,8 e gerilemiştir (Maliye Bakanlığı, 2016). Bütçede yer alan eğitim harcamalarının GSYH deki payının, 1990 ların ikinci yarısından 2000 li yılların başlarında % 2,7 den %4 ler civarına ulaşmış olması dikkat çekici görünmektedir. Kamu açığı baskısı ve faiz yükünün son derece yüksek olduğu bu dönemde, bunlara rağmen kamu eğitim harcamalarının GSYH içindeki payı anlamlı bir sıçrama yapmıştır. 2000 li yıllar boyunca eğitin payı ılımlı bir biçimde artmış ve yüzde 4,6 ya ulaşmıştır. Sağlık hizmetlerinde de, 1994 de GSYH nin % 0,6 sını oluşturan Sağlık Bakanlığı harcamalarının, on iki yıl sonra GSYH nin %1,5 una çıktığını görüyoruz. Yeni GSYH verilerine göre, sağlık harcamaları 2006 de GSYH nin %1,1 ini, 2007 de de %1,2 sini oluşturdu (İnsel, 2008). Son yıllarda sağlık harcamalarının önemli bir artış gösterdiği ileri sürülmektedir ancak Maliye Bakanlığının verilerine göre sağlık harcamalarının payı 2015 yılı için yüzde 1,1 olarak görünmektedir (Maliye Bakanlığı, 2016). İnsel in kullandığı 2006 ve 2007 yılları için sırasıyla yüzde 4 ve yüzde 4.1 rakamlarına karşılık bütçe içindeki pay 2015 yılında yüzde 4,7 olarak gerçekleşmiştir 1990 lı yıllardan başlayarak Türkiye de kamu gelirleri üzerinde faiz giderlerinin önemli bir baskı oluşturduğu bilinen bir gerçektir. 1994 en itibaren hızlı artış gösteren faiz harcamaları, 1993 de GSMH nin %5,8 ine denk düsen bir büyüklükten 1999 da %13,6 ya ve 2001 mali krizi ortamında GSMH nin %23,2 si gibi son derece yüksek bir seviyeye ulaşmıştır. 2002 den itibaren ise, merkezi yönetim bütçesi içinde faiz harcamalarının payı düzenli olarak azalmış, 2004 de faiz harcamaları eski GSMH nin %13,2 sine, 2006 da GSMH nin 1994 den 2007 e kadar uzanan zaman içinde, kamu harcamalarında dikkat çeken birinci gelişme, faiz harcamalarının payının önce son derece hızlı yükselişi ve 2002 den itibaren istikrarlı biçimde düşüşe geçmesidir. Ancak faiz harcamalarının kamu bütçesi üzerinde büyük baskı oluşturduğu yıllarda, kamu harcamaları içinde özellikle eğitim harcamalarının GSYH içindeki payında istikrarlı bir artışın olması dikkat çekicidir (İnsel, 2008). 5

Savunma ve güvenlik harcamalarında incelenen dönemde gözlenen ters U eğrisinin aksine, incelenen dönemin başı ve sonu arasında, kamunun eğitim ve sağlık harcamalarında göreli istikrarlı bir artış gerçekleştirmiş olması, kamu harcamaları üzerindeki faiz giderleri baskısı dikkate alındığında daha da anlamlı olmaktadır (İnsel, 2008). Sonraki yıllarda faiz baskısının azalması bu harcamaların ılımlı olarak artışına neden olmuştur. Bu tür harcamalardaki artışlar kamu harcamalarının gelir dağılımını iyileştireceği yönünde bir beklenti oluşturmaktadır. Bu sonucun veriler aracılığı ile desteklenip desteklenmediği ekonometrik olarak sonraki bölümde irdelenmektedir. EKONOMETRİK MODEL, VERİLER ve ANALİZ SONUÇLARI Bu çalışmada zorunlu olarak En Küçük Kareler (EKK) tekniği kullanılacak ve parametreler tahmin edilecektir. Sabit parametre ve eğim parametrelerinin tahmini için kullanılan yöntemlerden biri olan EKK çalışmanın sınırlılığını oluşturan küçük örneklem durumunda da yeterli görülen ve parametre tahminlerinin yansız olduğu ileri sürülen bir ekonometrik teknik olarak düşünülmektedir. Veriler Çalışmada kullanılan veriler; Gini katsayısı, büyüme oranı, sosyal harcamaların bütçe içindeki payı, Faiz dışı bütçe harcamaları ve ücret olmak üzere beş tanedir Modelin bağımlı değişkeni olan Gini katsayısı, Türkiye de Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yalnızca 2002 yılından itibaren düzenli olarak hesaplanmaya başlandığı için tüm regresyona ait veriler 2002 yılından itibaren başlatılmaktadır. Çalışmadan kullanılan diğer veriler Kalkınma Bakanlığından elde edilmiştir. Tablo 2: Çalışmada Kullanılan Veriler (GSYİH ye oranlar) Yıllar Gini Büyüme Ücret Faiz hariç Sosyal bütçe harcamalar 2002 0,44 6,43 89,2 19,4 13,54 2003 0,42 5,61 86,8 18,2 14,26 2004 0,40 9,64 88,3 17,1 14,2 2005 0,38 9,01 90,7 17,6 14,3 2006 0,403 7,11 88,3 17,4 14,5 2007 0,387 5,03 91,1 18,4 14,8 2008 0,386 0,85 89,3 18,6 15,0 6

2009 0,394-4,70 88,8 22,6 17,3 2010 0,380 8,49 85,6 22,4 17,1 2011 0,383 11,11 87,1 21 16,8 2012 0,382 4,79 85,8 22,1 17,6 2013 0,382 8,49 85,8 22,9 18,1 2014 0,379 5,17 86,6 22,8 18,4 Regresyon Analizi: EKK yönteminin kullanıldığı regresyon modelinin Gini katsayısı bağımlı; diğer tüm değişkenler ise bağımsızdır. Serilerdeki veriler yıllık olup, Türkiye nin 2002-2014 dönemini kapsamaktadır. Modelin fonksiyonel biçimi ise şöyledir: GINI = β1 + β2*büyüme + β3*sosharb + β4*faizharicb + β5*ucret Tablo 3: Regresyon Sonuçları Bağımlı değişken: GINI Method: Least Squares Date: 03/31/17 Time: 09:57 Sample (adjusted): 2002 2014 Included observations: 13 after adjustments Değişken Katsayı Std. hata t-statistic Prob. BUYUME -0.000986 0.000813-1.211564 0.2602 SOSHARB -0.022553 0.004590-4.913306 0.0012 FAIZHARICB 0.009555 0.003572 2.674954 0.0281 UCRET -0.005150 0.002393-2.151709 0.0636 C 1.017938 0.243930 4.173068 0.0031 R-squared 0.807520 Mean dependent var 0.393544 Adjusted R-squared 0.711280 S.D. dependent var 0.018392 S.E. of regression 0.009883 Akaike info criterion -6.112346 Sum squared resid 0.000781 Schwarz criterion -5.895058 Log likelihood 44.73025 Hannan-Quinn criter. -6.157009 7

F-statistic 8.390675 Durbin-Watson stat 2.372421 Prob(F-statistic) 0.005806 Değişen Varyans H0: Sabit Varyans. H1: Değişen Varyans. Sabit varyans sınaması için uygulanan White ve Breusch-Pagan-Godfrey testleri için Prob değerleri>0.05 olduğu için H0 reddedilemez. Sabit varyans varsayımı kabul edilmektedir. Heteroskedasticity Test: Breusch-Pagan-Godfrey F-statistic 0.274042 Prob. F(4,8) 0.8867 Obs*R-squared 1.566616 Prob. Chi-Square(4) 0.8148 Scaled explained SS 0.532001 Prob. Chi-Square(4) 0.9703 Otokorelasyon Breusch-Godfrey otokorelasyon testi otokorelasyonun varlığı veya yokluğu hususunda sıklıkla kullanılan bir testtir. Söz konusu test, yıllık gözlem verilerinde uygun görülen 1 gecikme değeri için uygulanmıştır. Breusch-Godfrey Serial Correlation LM Test: F-statistic 0.422793 Prob. F(2,6) 0.6733 Obs*R-squared 1.605798 Prob. Chi-Square(2) 0.4480 H0: Otokorelasyon Vardır. H1: Otokorelasyon Yoktur. Prob. Chi-Square(1)>0.05 olduğu için H0 hipotezi reddedilir. Yani 1. dereceden otokorelasyon gözükmemektedir. Normallik Testi H0: Kalıntılar normal dağılıma uymaktadır. H1: Kalıntılar normal dağılıma uymamaktadır. 8

Probability=0.416760>0.05 olduğu için H0 hipotezi reddedilememektedir. Hata terimleri normal dağılmaktadır. 6 5 4 3 2 1 Series: Residuals Sample 2002 2014 Observations 13 Mean -3.42e-17 Median 0.003814 Maximum 0.007450 Minimum -0.013607 Std. Dev. 0.007738 Skewness -0.741577 Kurtosis 1.984159 Jarque-Bera 1.750491 Probability 0.416760 0-0.015-0.010-0.005 0.000 0.005 SONUÇ Çalışmanın gerek veri gerek teknik sınırlılıkları da göz önünde bulundurularak bu çalışmadan temel olarak aşağıdaki sonuçlara ulaşılabilir. Türkiye'de 1980'den bu yana uygulanan neoliberal politikaların devlet bütçesinde yarattığı dönüşümün gelir dağılımı üzerinde olumsuz etkileri olduğu düşünülmektedir. Bütçe alt kalemlerinden sosyal harcamaların gelir dağılımı üzerinde olumlu etkisi söz konusu iken bütçe harcamalarının gelir dağılımı bozucu etkileri bu çalışmada tespit edilmiştir. Harcamalar faiz dışı olarak kullanıldığında bile negatif etki göze çarpmaktadır. Kontrol amaçlı kullanılan ücret ve büyüme değişkenlerinden büyümenin istatistiki olarak anlamlı olmadığı ancak ücretlerde yükselmenin gelir dağılımını iyileştirdiği görülmektedir. Beklendiği gibi sosyal harcamaların ve ücretlerin artmasının gelir dağılımını düzeltmesi yoruma ihtiyaç bırakmamaktadır. Ancak gerek faiz dışı bütçe harcamalarının gelir bölüşümünü olumsuz etkilemesi ve büyümenin ise anlamsız görünmesi sorunlu görünmektedir. Kamunun faiz harcamaları dahil edilmiş toplam harcamalarının gelir dağılımını bozması beklenen bir sonuç olabilir ancak faiz dışı harcamaların böyle bir etkiye sahip olması siyasetçiler ve politika yapıcılar açısından dikkatle değerlendirilmelidir. Ayrıca büyümenin gelir dağılımı üzerinde etkisinin istatistiksel olarak anlamlı çıkmaması büyümeden geniş yığınların anlamlı bir pay alamadığının göstergesi olarak düşünülebilir. Bu konuda gerek siyasi iktidar gerek emek örgütleri gerekli dersleri çıkarmak durumundadır. KAYNAKÇA 9

Baer Werner ve Galvao Antonio Fialho Jr. (2008) Tax burden, government expenditures and income distribution in Brazil, The Quarterly Review of Economics and Finance 48 (2008) 345 358 Clements, B. (1997). Income distribution and social expenditure in Brazil (IMF Working Paper WP/97/120). De Mello, L.ve Tiongson, E. (2006). Income inequality and redistributive government spending. Public Finance Review, 34, 282 305. Gatauwa, James M. (2014) Advances in Management & Applied Economics, vol. 4, no.2, 2014, 131-145, 1792-7552(online) Scienpress Ltd, 2014 The 2008 Global Economic Crisis and Public Expenditure: A Critical Review of the Literature İnsel, Ahmet (2008) Türkiye de ve AB de kamu harcamaları: karşılaştırmalı bir inceleme, sayfa 19-32, (İçinde: KAMU HARCAMALARININ BİLEŞİMİNİN BÜYÜME VE REFAH ETKİLERİ, Betam, Bahçeşehir Üniversitesi yayınları Kanca, Osman Cenk (2014) Kamu Harcamalarının İktisadi Etkileri Ve Türkiye Örneği (1980-2011), Yayınlanmamış Doktora Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim Dalı Maliye Bakanlığı (2016) 2015 Yılı Genel Faaliyet Raporu Özuğurlu, Yasemin (2005) Kamu Harcamalarının Bölüşüm İlişkileri Üzerine Etkisi: Türkiye Açısından Bir Değerlendirme, Ekonomik Yaklaşım, Cilt:16-Sayı:55:69-88 Sarı, Ramazan (2003) Kamu harcamalarının dünyada ve Türkiye deki gelişimi ve Türkiye de ulusal gelir ile ilişkisi, İktisat İşletme ve Finans, Ağustos 2003:25-38 http://www.tuik.gov.tr/ http://www.kalkinma.gov.tr/pages/resmiistatistikprograminakatkilarimiz.aspx 10