ONDÖRDÜNCÜ BÖLÜM. TOPLAM HARCAMA VE MİLLİ HASILA DÜZEYİNİN BELİRLENMESİ (Basit Keynesyen Model)

Benzer belgeler
1. Toplam Harcama ve Denge Çıktı

1. Açık Bir Ekonomide Denge Çıktı (Gelir)

ÇALIŞMA SORULARI TOPLAM TALEP I: MAL-HİZMET (IS) VE PARA (LM) PİYASALARI

Dengede; sızıntılar ve enjeksiyonlar eşit olacaktır:

1. Açık Bir Ekonomide Denge Çıktı (Gelir)

1. Açık Bir Ekonomide Denge Çıktı (Gelir)

APC= = = + c bulunur. Bunun anlamı gelir arttıkça bireylerin ortalama tüketim

MİLLİ GELİRİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER: TÜKETİM, TASARRUF VE YATIRIM FONKSİYONLARI

TOPLAM TALEP I: IS-LM MODELİNİN OLUŞTURULMASI

[AI= Aggregate Income (Toplam Gelir); AE: Aggregate Expenditure (Toplam Harcama)]

1. Yatırımın Faiz Esnekliği

A. IS LM ANALİZİ A.1. IS

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

IS LM MODELİ ÇALIŞMA SORULARI

Tasarruf Paradoksu bir çiçek alın, ekonomiye can verin

SORU SETİ 2 TOPLAM HARCAMALAR VE DENGE ÇIKTI

1. KEYNESÇİ PARA TALEBİ TEORİSİ

FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ

PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ

2018/1. Dönem Deneme Sınavı.

2. HAFTA DERS NOTLARI İKTİSADİ MATEMATİK MİKRO EKONOMİK YAKLAŞIM. Yazan SAYIN SAN

TOPLAM TALEP VE TOPLAM ARZ: AD-AS MODELİ

1. Nominal ve Reel Toplam Çıktı

1. Mal Piyasası ve Para Piyasası

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

BAHAR DÖNEMİ MAKRO İKTİSAT 2 DERSİ KISA SINAV SORU VE CEVAPLARI

PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ

ÇALIŞMA SORULARI. S a y f a 1 / 6

BÖLÜM 6: PARA VE MALİYE POLİTİKASI ( )

7. BÖLÜM EKONOMİK İSTİKRARIN GERÇEKLEŞTİRİLMESİNDE PARA VE MALİYE POLİTİKALARININ ETKİNLİĞİ

MAL VE PARA PİYASALARINDA EŞ ANLI DENGE. Mal ve para piyasalarında eşanlı denge; IS ile LM in kesiştiği noktada gerçekleşir.

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA)

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

A İKTİSAT KPSS-AB-PS / Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli nedeni aşağıdakilerden

TOPLAM TALEP TOPLAM ARZ AD-AS MODELİ

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ

BÖLÜM 4 PLANLANAN HARCAMA ve HÂSILA DÜZEYİ: BASİT KEYNESYEN MODEL

BEŞİNCİ BÖLÜM DENGE HASILA DÜZEYİNİN BELİRLENMESİ; BASİT KEYNESYEN MODEL

Dolaysız ölçme. Dolaylı ölçme. Toplam üretim yaklaşımı. Toplam harcama yaklaşımı Toplam gelir yaklaşımı

İthalat 5 birim olduğuna göre, toplam talep kaç birimdir?

8. DERS: IS/LM MODELİ

M2 Para Tanımı: M1+Vadeli ticari ve tasarruf mevduatları (resmi mevduatlar hariç)

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ

gerçekleşen harcamanın mal ve hizmet çıktısına eşit olmasının gerekmemesidir

IS-LM MODELİNİN UYGULANMASI

Kamu bütçesi, Millet Meclisi tarafından onaylanıp kanunlaşan ve devletin planlanan gelir ve harcamalarını gösteren yıllık bir programdır.


AD AS MODELİ. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

MİLLİ GELİR DENGESİ

2. BÖLÜM MİLLİ GELİRİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER

4. HAFTA DERS NOTLARI İKTİSADİ MATEMATİK MİKRO EKONOMİK YAKLAŞIM. Yazan SAYIN SAN

V. Bölüm Dr. Vedat KAYA BÖLÜM V PLANLANAN HARCAMA, FAİZ HADDİ VE HÂSILA DÜZEYİ: IS-LM MODELİ ( ) Temel Varsayım: P=P i

IS-MP-PC: Kısa Dönem Makroekonomik Model

DERS NOTU 03 TOPLAM HARCAMALAR VE DENGE ÇIKTI - II

ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... XI BİRİNCİ BÖLÜM MAKRO İKTİSADA GİRİŞ

ÜRETİM VE MALİYETLER

PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ. Yrd. Doç. Dr. Hasan GÖCEN MELİKŞAH ÜNİVERSİTESİ

2001 KPSS 1. Aşağıdakilerden hangisi A malının talep eğrisinin sola doğru kaymasına neden olur?

İKTİSAT/KPSS MAKRO İKTİSAT SORULARI- I. 9. GSMH ve SMH değerlerine yönelik yapılan değerlendirmelerden

BÖLÜM 9. Ekonomik Dalgalanmalara Giriş

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

BÖLÜM 10: AÇIK BİR EKONOMİDE TOPLAM PLANLANAN HARCAMA ve HASILA DÜZEYİ

Klasik & Keynesyen İktisat Çalışma Soruları.

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ

A İKTİSAT KPSS-AB-PS/2007

= 2 6 Türevsel denkleminin 1) denge değerlerinin bulunuz. 2) Bulmuş olduğunuz dengenin istikrarlı olup olmadığını tespit ediniz.

Ekonomi. Doç.Dr.Tufan BAL. 3.Bölüm: Fiyat Mekanizması: Talep, Arz ve Fiyat

BÖLÜM FAİZ ORANI-MİLLİ GELİR DENGESİ. Bu bölümde, milli gelir ile faiz oranı arasındaki ilişkiler incelenecektir.

EKONOMİK İSTİKRARIN GERÇEKLEŞTİRİLMESİNDE PARA VE MALİYE POLİTİKALARININ ETKİNLİĞİ. Dr. Süleyman BOLAT

8.1 KLASİK (NEOKLASİK) MODEL Temel Varsayımlar: Rasyonellik; Para hayali yoktur; Piyasalar sürekli temizlenir.

3. Ünite Çoğaltan Analizleri

GENEL EKONOMİ DERS NOTLARI

SERMAYE VE DOĞAL KAYNAK PİYASALARI 2

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı Ekonomide Kıtlık ve Tercih

Ekonomi II. 21.Enflasyon. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ

9. DERS : IS LM EĞRİLERİ: MALİYE VE PARA POLİTİKALARI

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR

Ekonomi II. 23.Uluslararası Finans. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

İKTİSADA GİRİŞ - 1. Ünite 4: Tüketici ve Üretici Tercihlerinin Temelleri.

DERS NOTU 01 TÜKETİCİ TEORİSİ

16.Bölüm:Gelir ve Fiyat Düzeyinin Belirlenmesi: Toplam Talep-Toplam Arz Modeli. Doç.Dr.Tufan BAL

AZALAN VERİMLER KANUNU

BAŞABAŞ NOKTASI ANALİZİ

Tufan Samet ÖZDURAK THEMIS MAKRO İKTİSAT

Bölüm 4 ve Bölüm 5. Not: Bir önceki derste Fiyat, Piyasa kavramları açıklanmıştı. Derste notlar alınmıştı. Sunum olarak hazırlanmadı.

İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi, makro iktisadın kökenini oluşturur.

Ekonomi II. 20.Para Teorisi ve Politikası. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

ÜRETİM ve MALİYETLER. Üretim Fonksiyonu Kısa Dönemde Üretim Fonksiyonu. Doç.Dr. Erdal Gümüş

N VE PARA ARZININ ÖZELL

ÜNİTE. MATEMATİK-1 Yrd.Doç.Dr.Ömer TARAKÇI İÇİNDEKİLER HEDEFLER DOĞRULAR VE PARABOLLER


İktisadi Analiz Ders Notu: Doğrusal Üretim Modelleri ve Sraffa Sistemi

MODERN MAKROEKONOMİNİN KÖKLERİ

Tekelci Rekabet Piyasası

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU

ONÜÇÜNCÜ BÖLÜM KLASİK VE KEYNESYEN EKONOMİ

MİLLİ GELİR VE MARJİNAL TÜKETİM EĞİLİMİ

Transkript:

ONDÖRDÜNCÜ BÖLÜM TOPLAM HARCAMA VE MİLLİ HASILA DÜZEYİNİN BELİRLENMESİ (Basit Keynesyen Model)

Neler Öğreneceğiz? Toplam Harcamalar ve Tasarruflar Ortalama ve Marjinal Tüketim-Tasarruf Eğilimi Tüketim Harcamalarının Belirleyicileri Yatırım Harcamaları Firmaların Yatırım Harcamalarının Belirleyicileri Yatırım Türleri Denge Gelir Düzeyinin Belirlenmesi Stok Ayarlanmaları ve Denge Gelir Düzeyinin Belirlenmesi

Neler Öğreneceğiz? Denge Gelir Düzeyinin Formülasyonu Denge Gelir Düzeyinin Belirlenmesinde Yatırım Tasarruf Eşitliği Tasarruf Paradoksu Çoğaltan ve Hesaplanması Toplam Harcama Fonksiyonunun Eğilimi ile Çoğaltan Katsayısı Arasındaki İlişki Süper Çarpan ve Hızlandıran

Ekonomide ne kadar üretim yapılacak ve kaç kişi istihdam edilecek? Keynesyenler bu soruyu toplam harcamalar yada toplam talep belirler diye yanıtlarlar. Toplam harcamaları açıklarken şimdilik hanehalkı ve firmalardan oluşan iki sektörlü ekonomiyle analizimizi sınırlandıracağız. Modelimizi daha da basitleştirmek için kamu kesiminin ve dış ticaretin olmadığı bir ekonomiyi ele alacağız. Yine tüm tasarrufların hanehalkı tarafından ve tüm yatırımların firmalarca yapıldığını varsayacağız.

Bu durumda temel GSMH özdeşliği şu hale gelecektir. Bu özdeşliğin C+I Y C+S Sağ tarafı hanehalkları harcanabilir gelirlerini (Y) tüketim (C) ve tasarruf (S) arasında bölüştürdüğünü göstermektedir. Sol tarafı ise toplam harcamaların tüketim ve yatırımdan oluştuğunu, yani harcamalar yönünden milli geliri (Y) açıklamaktadır. Tüm bunlara ilave olarak, fiyatların tam istihdam düzeyine ulaşıncaya kadar sabit kaldığını varsayacağız.

TÜKETİM HARCAMALARI VE TASARRUFLAR Toplam harcamaların en büyük kısmını tüketim harcamaları oluşturur. Tüketim; tüketici karar birimleri yani hanehalkları tarafından mal ve hizmet alımı için yapılan harcamalardır. Tüketim harcamaları (C) harcanabilir gelire (Y d ) bağlıdır. Harcanabilir gelir; vergi ve sosyal güvenlik kesintileri düşüldükten ve transfer ödemeleri ilave edildikten sonra ulaşılan gelirdir. Hem tek tek hanehalkları için hem de bir bütün olarak toplum için harcanabilir gelir (Y d ) düzeyi ile tüketim harcamaları (C) arasında pozitif bir ilişki vardır. Harcanabilir gelirin tüketilmeyen kısmı ise tasarruf (S) olarak adlandırılır.

Tüketim ve Tasarruf Fonksiyonları Toplumdaki tüm bireylerin harcanabilir gelirleri ve tüketim harcamaları arasındaki ilişki, diğer koşullar sabitken, tüketim fonksiyonu olarak adlandırılır. Diğer koşullar sabitken, tasarruf ve harcanabilir gelir arasındaki ilişki de tasarruf fonksiyonu olarak isimlendirilir. Tasarruf gelirin tüketilmeyen kısmıdır. Gelir ya tüketilecek ya da tasarruf edilecektir. Yani; Y C S S Y C olur. Bu durumda tüketim fonksiyonundan ayrı bir tasarruf fonksiyonu geliştirmek gereksizdir. Yani tasarruf fonksiyonunu tüketim fonksiyonundan türetebiliriz.

TÜKETİM HARCAMALARI VE TASARRUFLAR Tablo 5.1 de planlanan harcamalar için sayısal değerler verilmiştir Dikkat edilirse tüketicilerin planladıkları harcama miktarı ve tasarruf gelirle birlikte artmaktadır. Ancak tüketimdeki ve tasarruftaki artış hızı gelirdeki artış hızından daha düşüktür. Çünkü gelirdeki artış bu ikisi arasında paylaştırılmaktadır. Gözlemler Harcanabilir Gelir (Milyar TL) Planlanan Tüketim Harcamaları (Milyar TL) Planlanan Tasarruf (Milyar TL) a 300 340-40 b 400 420-20 c 500 500 0 d 600 580 20 e 700 660 40 f 800 740 60 Grafik 5.1 de Keynesyen teoriye uygun temsili tüketim ve tasarruf fonksiyonları tablo 5.1 yardımıyla çizilmiştir.

Tasarruf (S) Tüketim (C) 900 800 740 700 600 500 400 340 300 200 100 100 50-50 -100-150 0 S 0 C 0 100 200 300 400 500 600 700 800 Harcanabilir Gelir (Y d ) 0 100 200 300 400 500 600 700 800 Y Eksi Tasarruf Eksi Tasarruf Tasarruf Tasarruf Harcanabilir Gelir (Y d ) C 100 0. 8Y d S 100 0. 2Y d Grafiğin alt panelinde tasarruf fonksiyonu yer almaktadır. Burada yatay eksen üst panel ile aynı olurken, dikey eksen tasarrufu ölçmektedir. Gelir 500 milyar TL ye ulaşıncaya kadar eksi tasarruf söz konusu iken, bu düzeyde sıfır olmakta ve daha yüksek gelir düzeylerinde ise tasarruf artmaktadır.

TÜKETİM HARCAMALARI VE TASARRUFLAR Hanehalklarının tüketim ve tasarruf fonksiyonları hakkında iki önemli noktaya dikkat çekmek istiyoruz: Hanehalklarının gelirleri olmasa dahi bir miktar tüketim yapacaklarıdır. Gelirden bağımsız olan bu tür tüketim harcamalarına otonom tüketim harcamaları denir ve cebirsel anlatımlarda C 0 ile sembolize edilir. Hanehalklarının harcanabilir geliri arttığında planlanan tüketim ve planlanan tasarruflar da artacaktır. Her ikisi de gelire bağlı olduğu için uyarılmış tüketim ve uyarılmış tasarruf olarak ifade edilirler.

TÜKETİM HARCAMALARI VE TASARRUFLAR Otonom ve uyarılmış değerleri bir arada ifade eden tüketim fonksiyonu ve tasarruf fonksiyonu matematiksel olarak şu şekilde yazılabilirler: biçimine dönüşür. Tüketim fonksiyonu: C C cy Tasarruf fonksiyonu: S Y-C 0 S Y-C cy 0 0 S -C (1-c)Y

TÜKETİM HARCAMALARI VE TASARRUFLAR Ortalama Tüketim ve Tasarruf Eğilimi Ortalama tüketim eğilimi (APC) her bir yıl için planlanan tüketim harcamalarının gelire (Y) oranlanmasıdır. Gelir arttıkça APC azalmaktadır. Benzer şekilde tasarrufun harcanabilir gelire oranlanmasıyla ortalama tasarruf eğilimi (APS) hesaplanmaktadır. Gelir arttıkça APS artmaktadır. Aslında geometrik olarak tüketim fonksiyonu üzerinde her bir gelir düzeyi için belirlenen noktayı orijinle birleştirdiğimiz doğrunun eğimi APC yi verir ve eğim gelir arttıkça azalmaktadır. Aynı şekilde tasarruf fonksiyonu üzerinde her bir noktayı orijinle birleştirdiğimizde, bu doğruların eğimlerine bakarak da APS nin arttığını gözlemleyebiliriz.

TÜKETİM HARCAMALARI VE TASARRUFLAR Harcanabilir gelir arttıkça ortalama tüketim eğilimi azalırken, ortalama tasarruf eğilimi artmaktadır. Bir başka ifadeyle gelir attıkça, bu gelirin tasarruf edilen kısmı artarken, tüketilen kısmı azalmaktadır. APC ve APS nin toplamları 1 e eşittir. Çünkü kişiler gelirlerini tüketirler, kalanı da tasarruf ederler. Y C S şeklindedir. Bu eşitliğin her iki tarafı harcanabilir gelire bölündüğünde Y Y C Y S Y ya da C 1 Y S Y olur. Her iki eşitliğin sağındaki ilk terim APC ikinci terim ise APS dir. Bu yüzden APC+APS=1 olur.

TÜKETİM HARCAMALARI VE TASARRUFLAR Marjinal Tüketim ve Tasarruf Eğilimi MPC,marjinal tüketim eğilimi, hanehalkları tarafından kazanılan ilave paranın hangi oranda tüketim harcaması için kullanıldığını gösterir. Bu tüketim harcamasındaki değişikliğin ( ) gelirdeki değişikliğe ( Y ) oranlaması ile elde edilir. C MPC Y Benzer şekilde kazanılan her ilave birim gelirin tasarruf edilen oranı Marjinal Tasarruf Eğilimini (MPS) gösterecektir. Yani MPS tasarruftaki değişmenin ( S) gelirdeki değişmeye ( Y) oranıdır. MPS yada (s) sembolleri ile tanımlanır. Bu aynı zamanda tasarruf fonksiyonunun eğimidir. MPS S Y C

Marjinal Tüketim ve Tasarruf Eğilimi MPC ve MPS nin toplamı bir olmak zorundadır. Çünkü gelirdeki artış ya tüketilecek yada tasarruf edilecektir. Yani; ΔY = ΔC + ΔS Bu eşitliğin her iki tarafı ΔY ile bölünürse Y Y C Y S Y eşitliğine ulaşılır. Sonuç olarak da 1= MPC+MPS ya da 1=c+s şeklinde yazabiliriz. Buradan biz c yi ya da s yi biliyorsak, diğerini kolayca hesaplayabiliriz, şöyle ki, s= 1 c ya da c = 1 s olur.

Şimdi tüketim fonksiyonu için sembollere göre açıklama yaparsak; C C 0 cy C 0: otonom tüketimi c :marjinal tüketim eğilimidir. Bu tür tüketim fonksiyonu için MPC daima APC den düşük değer alır. Benzer şekilde tasarruf fonksiyonu, C Y c MPC APC C Y 0 c olup, tasarruf fonksiyonun eğimidir. ya da S C0 (1 c) Y S C sy S 0 den MPS s Y Hem tüketim hem de tasarruf fonksiyonları planlanan ya da arzulanan tüketim ve tasarruf düzeylerini gösterir. Bunların mutlaka gerçekleşen tüketim ve tasarruf düzeylerini göstermediği akılda tutulmalıdır.

Tüketim Harcamalarının Gelir Dışındaki Belirleyicileri Tüketim harcanabilir gelirin bir fonksiyonu olmasına rağmen gelir dışı faktörlerde tüketim harcamalarını önemli ölçüde etkiler ve tüketim fonksiyonunun kaymasına neden olur. Tüketim harcamalarını etkileyen gelir dışı faktörleri şimdilik üç grupta toplayabiliriz; bekleyişler, reel faiz oranları hanehalklarının servetidir.

Tüketim Harcamaları (C) C Tüketim Harcamalarının Gelir Dışındaki Belirleyicileri Tüketim ve tasarruf fonksiyonları bu gelir dışı faktörlerin sabit kaldığı varsayımı altında çizilir. C 3 C 1 C 2 Eğer bu varsayım ihlal edilirse, tüketim ve tasarruf fonksiyonlarında kayma gözlenir. Örneğin; yandaki grafik her bir gelir düzeyinde fiyatlar hakkında bekleyişlerdeki değişmenin planlanan tüketim harcamalarını nasıl etkilediğini açıklamaktadır. 0 Harcanabilir Gelir (Y) Y Şayet tüketiciler gelecek yıl fiyatların yüksek olacağını bekliyorlarsa, bu yıl daha fazla tüketim malı alacaklardır ve tüketim fonksiyonu C 1 den C 3 ye kayacaktır. Ya da tüketiciler tersi bir bekleyiş içindelerse, muhtemelen daha az tüketim harcaması yapacaklar ve fonksiyon aşağı doğru kayacaktır. C 1 den C 2 ye.

YATIRIM HARCAMALARI Mal ve hizmet üretilmesine yönelik firmalarca sermaye mallarına yapılan her türlü harcama yatırım harcamasıdır. Bunlar, yeni bina, fabrika, makineler, üretime yardımcı öteki malları ve stokları kapsar. Bu şekildeki tanımlama gayri safi yatırım olup iki bileşeni vardır. Net yatırım olup mevcut sermaye stokuna ilaveyi açıklar. Yenileme yatırımı olup aşınan yada yıpranan sermayenin yerine konulmasını amaçlar.

YATIRIM HARCAMALARI Toplam harcamalar içerisinde en çok dalgalanma gösteren yatırım harcamaları ekonominin faaliyet düzeyi üzerinde ikili etkiye sahiptir. Yatırım harcamaları (I) ekonominin toplam çıktısının ve istihdam düzeyinin belirlenmesinde önemli rol oynar. Ekonominin sermaye stokunun artması nedeniyle büyümeye katkıda bulunur. Yani ekonominin mal ve hizmet üretme kapasitesi artar ve reel GSMH da artış meydana gelir.

Firmaların Yatırım Kararları Firmaların yatırım kararlarını bir çok faktör etkiler. Bunlar; Kar Bekleyişleri Hasılatlar ve maliyetler hakkında bekleyişler Faiz oranları Mevcut sermaye miktarı

Firmaların Yatırım Kararları Kar Bekleyişleri Yeni bir yatırımın karlılığı ne kadar yüksek beklenirse o yatırım derhal gerçekleştirilecek yatırım artacaktır. Faiz Oranları: Paranın Maliyeti Yatırımın karlı olup olmadığını belirlemede faiz oranı önemli bir faktördür. Düşük faiz oranlarının firmaları yatırma yönelteceği, yüksek faiz oranlarında çekici olmayan yatırımların yapılabileceğini ortaya koymaktır. İşte bu nedenle yatırım harcamaları ile faiz oranları arasında ters yönlü bir ilişki vardır.

Faiz (i) Yatırım Harcamaları ile Faiz Oranı İlişkisi i Grafik de gösterilen bu ilişki aslında yatırım talebi eğrisidir. Yani yatırım harcamalarını etkileyen diğer faktörler sabit iken, planlanan yatırım ve faiz oranı arasındaki ilişkidir. I 0 I 1 Bu ilişkiye göre faiz oranları düştüğünde yatırım harcamaları artar. 0 Yatırım (I) I Yani yatırım talebi üzerinde hareket eder. Sabit kabul edilen faktörlerdeki değişmeler ise yatırım talep eğrisini kaydırır.

Firmaların Yatırım Kararları Mevcut Sermaye Miktarı Ekonominin mevcut sermaye stoku iki şekilde yatırım kararlarını etkilemektedir. Ekonominin sermaye stoku ne kadar büyük ise, amortisman miktarı, dolayısıyla yenileme yatırımları da o kadar yüksek olacaktır. Mevcut sermayenin karlılık derecesi artıkça yatırım miktarı da artacaktır. Oysa durgunluk dönemlerinde sermayenin karlılığı azaldığı için yatırım miktarı da düşmektedir. Faiz dışındaki tüm bu faktörler yatırım talep eğrisindeki kaymaların nedenleridir.

Yatırım Harcamalarındaki İstikrarsızlık Keynes e göre toplam harcamalardaki dalgalanmaların asıl nedeni sürekli değişiklik gösteren yatırım harcamaları oranıdır. Yatırım harcamalarının tüketim harcamalarından daha az istikrarlı oluşunun nedenlerine kısaca bakarsak; Faiz oranlarının zaman içerisinde sürekli değişmesi Firmaların bekleyişleri Yatırım planlarının ertelenebileceği gerçeği Yatırım fırsatlarının düzensiz bir biçimde ve aniden ortaya çıkması

Yatırım Türleri Yatırımları iki ana gruba ayırarak incelemek mümkündür. milli gelirden bağımsız olarak yapılan otonom yatırımlar milli gelirdeki değişmelere bağlı olan uyarılmış yatırımlardır. Yatırım harcamaları tüketim ve tasarruflar kadar milli gelir ile sıkı bir ilişki içinde değildir. Hatta yatırımların önemli bir bölümünü otonom yatırım harcamaları oluşturur.

Yatırım Harcamaları (I) Otonom yatırım harcamaları I Otonom Yatırımlardaki Artış Otonom Yatırımlardaki Azalış 0 Gelir (Y) (a) Otonom Yatırım I 1 I 0 I 2 Y Grafiksel olarak gelir eksenine paralel yatırım fonksiyonu çizilerek, otonom yatırım harcamalarının gelirdeki değişmelere karşı duyarsız olduğu gösterilir. Yatırım harcamalarında değişikliğe neden olan gelir dışında reel faiz, bekleyişler gibi faktörler otonom yatırımların aşağı ya da yukarı doğru paralel kaymasına neden olur.

Yatırım Harcamaları (I) I I by Uyarılmış yatırımlar Yatırım harcamalarının bir bölümü ise milli gelirdeki değişmelerden etkilenen uyarılmış yatırımlardır. Uyarılmış yatırımlar şeklin b panelinde yer aldığı gibi pozitif eğimli olarak çizilir ve fonksiyonel olarak uyarılmış yatırım I= by şeklinde yazılır. 0 Gelir (Y) (b) Uyarılmış Yatırım Y Fonksiyonda yer alan b katsayısı marjinal yatırım eğilimi olup aynı zamanda yatırım fonksiyonunun eğimidir. Toplam yatırımlar ise otonom ve uyarılmış yatırım harcamalarının toplamına eşittir. Cebirsel olarak yatırım fonksiyonu aşağıdaki şekilde olacaktır. I I 0 by

DENGE GELİR DÜZEYİNİN BELİRLENMESİ Ekonomi biliminde denge kavramı ile birlikte akla öncelikle arz-talep eşitliği gelir. Burada da benzer bir yaklaşım ile toplam arz-toplam talep eşitliğinden hareket edebiliriz. İki kesimli modelde toplam talep, tüketim ve yatırım amaçlı harcamalardan oluşur. Bu durumda toplam harcama (AE) fonksiyonumuz şöyle oluşacaktır. AE C I ya da yatırımlar otonom alındığında, tüketim fonksiyonu ile birlikte toplam harcama fonksiyonumuz (AE) şöyle olacaktır. AE C0 cy I0 AE C0 I0 cy Harcama fonksiyonu her bir gelir düzeyinde planlanan harcamaların miktarını gösterir ve eğimini ise marjinal tüketim eğilimi (c) belirler.

Planlanan Harcamalar (AE) AE İki Kesimli Ekonomide Planlanan Toplam Harcamalar C I AE C0 I0 C C 0 cy cy Dikkat edilirse harcama fonksiyonu,tüketim fonksiyonuna çok benzer biçimde grafiği çizilir. C0 I 0 C 0 0 Gelir (Y) Y Çünkü yatırımları otonom aldığımız için AE fonksiyonu tüketim fonksiyonuna paralel olur. Tüm bunlar yan taraftaki grafik de çizim gösterilmiştir.

Planlanan Harcamalar (Milyar TL) Harcama Gelir Modeli Çerçevesinde Denge Milli Gelir Düzeyi 1200 1000 800 700 600 400 200 C 0 I 0 0 E F ARZ FAZLASI TALEP FAZLASI 0 100 200 300 400 500 600 700 800 900 1000 Gelir (Milyar TL) D M AE N 45 0 0 0 C I cy Grafikte dikey eksende planlanan harcamalar yatay eksende ise gelir gösterilerek, toplam talebi temsilen toplam harcama fonksiyonu (AE doğrusu) çizilmiştir. 45 0 lik doğru ile toplam arzı göstermiş oluruz. Şekilde iki fonksiyonun kesiştiği D * noktası toplam talebin toplam arza eşitlendiği mili gelir denge düzeyini vermektedir.

Stok Ayarlanmaları ve Denge Çıktı Düzeyi Gözlemler Toplam Çıktı ve Toplam Gelir (Milyar TL) Planlanan Tüketim Harcamaları (Milyar TL) Planlanan Yatırım Harcamaları (Milyar TL) Planlanan Tasarruf Harcamaları (Milyar TL) Planlanan Toplam Harcamalar (Milyar TL) Çıktının Yönü (Y) (C) (I) (S) (AE) a 300 340 40-40 380 Artış b 400 420 40-20 460 Artış c 500 500 40 0 540 Artış d 600 580 40 20 620 Artış e 700 660 40 40 700 Denge f 800 740 40 60 780 Azalış g 900 820 40 80 860 Azalış Tablodaki ilk sütun temsili ekonomimiz için üretilebilecek birkaç olası gelir ve çıktı (Y) düzeyini göstermektedir. Hatırlanacağı üzere toplam çıktı toplam gelire eşit olmak zorundadır. Firmaların 700 milyar TL tutarında üretimi satabileceklerine inandıklarını varsayalım. Bu düzeydeki üretimi gerçekleştirebilmek için emek, sermaye, toprak ve müteşebbis gibi ekonomik kaynakları istihdam ederler. Dolayısıyla bu faktörlerin sahipleri yani hanehalkları 700 milyarlık gelir elde eder ki, bu tam olarak toplam üretimin yani çıktının değerine eşittir.

Stok Ayarlanmaları ve Denge Çıktı Düzeyi Tablo 5.3 e göre bu koşulları sağlayan tek çıktı düzeyi 700 milyar TL seviyesidir. Diğer çıktı düzeylerinde ya çok fazla ya da çok az talep söz konusudur. Örneğin çıktı düzeyinin 800 milyar TL olduğunu düşünelim. Tablodan görüleceği üzere 800 milyarlık çıktı üretmek, 800 milyarlık gelir yaratmak demektir. Ancak dikkat edilirse tüm gelir, harcama biçiminde firmalara doğru akmayacaktır. Beşinci sütunda görüleceği üzere sadece 780 milyarlık harcama oluşacaktır. Bu durumda cari dönem üretiminin satışı gerçekleştirilemeyecektir. Böylece satılmamış malların oluşturduğu stoklar büyüyecektir. Bu stok artışı firmalara üretimlerini kısmaları için bir sinyal olacaktır. Sonuçta çıktı miktarı azaltılacak ve ekonomi dengeye doğru yönelecektir.

Planlanan Harcamalar (Milyar TL) 1200 1000 STOKLARDAKİ ARTIŞ (ARZ FAZLASI) 0 45 AE 800 780 700 600 540 500 400 a b c d e f g 200 STOKLARDAKİ AZALMA (TALEP FAZLASI) 0 0 100 200 300 400 500 600 700 800 900 1000 Gelir (Milyar TL)

Stok Ayarlanmaları ve Denge Çıktı Düzeyi Bir önceki slayttaki grafik den görüleceği üzere ne zamanki harcamalar çıktı düzeyinden fazladır ya da azdır, üreticiler çıktı düzeylerini değiştirmeye teşvik edilirler. Dengeye doğru harekette doğal bir eğilim vardır. Sürdürülebilecek tek çıktı düzeyi toplam harcamaların toplam gelire dolayısı ile toplam üretime eşit olduğu çıktı düzeyidir. Bu denge çıktı düzeyi olarak adlandırılır.

Denge Gelir Düzeyinin Formülasyonu Denge gelir düzeyinin belirlenişi, planlanan toplam harcamaların (AE) hasılaya ya da gelire (Y) eşit olması şeklindeki mal piyasası denge koşulunu kullanarak da ortaya konulur. AE=C+I olduğundan C ve I için davranışsal denklemimiz ya da tüketim veya yatırım fonksiyonumuz; C=C 0 +cy ve I=I 0 şeklinde tanımlandığı için, toplam harcamalar fonksiyonumuz AE=C 0 +cy+i 0 olur. C 0 +I 0 = A olup, (A) toplam otonom harcamaları simgelemektedir. Bu bilgilerden hareketle; AE=A+cY şeklinde toplam harcama fonksiyonunu elde ederiz.

Denge Gelir Düzeyinin Formülasyonu Denge düzeyi için AE=Y olduğundan, AE yerine Y yi yazıp eşitliği Y için çözümlersek; 1 Y A cy (1 c) Y A Y. A 1 c Bu sonuca göre denge üretim ve gelir düzeyi marjinal tüketim eğilimi (c) ve otonom harcamalara (A) bağlıdır. Otonom harcama düzeyi artığında ve marjinal tüketim eğilimi arttığında denge gelir düzeyi de yükselecektir.

DENGE GELİR DÜZEYİNİN BELİRLENMESİNDE ALTERNATİF YOL: TASARRUF-YATIRIM EŞİTLİĞİ Gelir ve harcama ekonominin aynı bütünü ifade eden madalyonun iki ayrı yüzü olduğundan; yazabiliriz. Kısaca; C S Y AE C I C S C I yazabiliriz. Eşitliğin iki tarafında C yi iptal edersek, temel denge şartını; S I şeklinde belirtebiliriz. Buna göre temel denge şartını yatırım-tasarruf eşitliği ile de ifade edebiliriz.

Tasarruf-Yatırım (I-S) Denge Şartı Olarak Yatırım-Tasarruf Eşitliği Şekilde toplam tasarrufun otonom yatırımlara eşitliği gösterilmiştir. 100 80 60 40 20 0-20 -40-60 -80-100 -120 STOKLAR 0 100 200 300 400 500 600 700 800 900 S C0 STOKLAR Gelir, Hasıla (Y) sy I I 0 Şayet gelir düzeyi Y * ın solunda ise planlanan yatırım tasarruflarından fazla olur. I 0 >S ve stoklar azalır, firmalar üretimlerini artırmaları yönünde teşvik edilmiş olurlar. Aksine gelir düzeyinin sağında ise, planlanan yatırım tasarruflardan azdır. I 0 <S ise stoklar artar. Stokların artması ise firmaları üretimlerini kısmaya yönlendirir.

Denge Şartı Olarak Yatırım-Tasarruf Eşitliği Denge durumunda planlanan harcamalar (toplam talep) hasılaya yada gelire, planlanan yatırımlar ise planlanan tasarrufa eşit olur. Mal piyasasında dengeyi incelemede kullanılan bu yöntem sızıntılar ve enjeksiyonlar biçiminde de tanımlanır. Burada ekonomide harcama akımları sırasında oluşan sızıntı sadece tasarruflardır. Ekonomiye enjekte edilen harcama ise yatırımlardır. Sızıntılar enjeksiyonlara eşit olduğunda denge gelir düzeyine ulaşılmış olur.

Tasarruf, Yatırım (S,I) Tasarruf Paradoksu Bir ekonomide bireylerin gelir seviyelerinde bir değişme olmadan daha fazla tasarrufta bulunmak istemeleri, yani halkın tutumluluğunun artması, tasarrufları artırmayarak bilakis geliri azaltacaktır. 150 100 50 0-50 -100-150 0 100 200 300 400 500 600 700 800 900 1000 S 2 S 1 I I 0 Gelir, Hasıla (Y) İlk olarak otonom yatırım durumunda tasarrufları artıralım,(s 1 den S 2 ye). Görüleceği üzere gelir düzeyi düşmüştür. Çünkü tasarrufların artması tüketimi azaltacak, bu ise toplam harcamaları yani toplam talebi düşürecektir. Toplam talepteki azalma milli hasılayı düşürecek ve stokların artmasına neden olacaktır. Stokların artması ise firmaların üretimlerini kısmalarına yol açacaktır, sonuçta hasıla ve gelir düzeyi azalacaktır.

Tasarruf, Yatırım (S,I) Tasarruf Paradoksu İkinci olarak uyarılmış yatırım durumunda tasarrufları artıralım,(s 1 den S 2 ye). 150 100 50 0-50 -100-150 S 2 S 1 I 0 100 200 300 400 500 600 700 800 900 1000 Gelir, Hasıla (Y) I 0 by Görüleceği üzere gelir düzeyi düşmüştür. Çünkü tasarrufların artması tüketimi azaltacak, bu ise toplam harcamaları yani toplam talebi düşürecektir. Toplam talepteki azalma milli hasılayı düşürecek ve stokların artmasına neden olacaktır. Stokların artması ise firmaların üretimlerini kısmalarına yol açacaktır, sonuçta hasıla ve gelir düzeyi azalacaktır. İki grafik arasındaki fark yatırımlar otonom iken, yatırım tasarruf miktarı değişmeden denge hasıla düzeyi azalmaktadır. Oysa yatırımların gelire bağlı bir kısmı da içermesi halinde (uyarılmış yatırım) tasarruflardaki bir artış yalnız gelir düzeyini düşürmekle kalmayıp tasarruf ve yatırım düzeyini de azaltmıştır.

Tasarruf Paradoksu İşte tasarruf fonksiyonunun yukarı doğru kaymasının sonucu olarak, milli gelir ve dolayısıyla toplam tasarrufları aşağı çekme olgusuna tasarruf paradoksu denir. Görülüyor ki, tek tek bireyler için takdir edilebilecek bir davranış olan tutumlu olma, yaygınlaştığı taktirde ekonominin tümü üzerinde olumsuz sonuçlar yaratabilmektedir. Tersine, planlanan tasarrufların artışı yerine azalışı ise denge gelir seviyesini yükseltecektir.

Tasarruf Paradoksu Tasarruf paradoksunun işlemesi ancak eksik istihdam düzeyindeki ekonomiler için geçerlidir. Yani toplam arz eğrisinin yatay olduğu Keynesyen durumda görülür. Ancak ekonomi tam istihdamda ise yani toplam arz eğrisi düşey ise, toplam talepteki azalma gelir düzeyini etkilemez sadece fiyatları düşürür. Bu durum toplam talep ve toplam arz analizi çercevesinde gösterilebilir.

Fiyat Düzeyi (P) Keynes e göre ekonomi tam istihdama (Y FE ) ulaşıncaya kadar AS yatay ancak tam istihdamda düşeydir. P AS Şayet ekonomi Y FE de iken tasarruflarda bir artışın yol açtığı AD deki azalma (AD 1 den AD 2 ye) çıktı düzeyinde bir değişikliğe neden olmamakta sadece fiyatlar genel düzeyini düşürmektedir. P 1 AD 1 P 2 0 Y4 Y3 Y FE AD 3 AD 4 Y AD 2 Oysa eksik istihdam durumunda tasarruflardaki bir artışın neden olduğu AD deki azalma (AD 3 den AD 4 e) hasıla düzeyinde azalmaya (Y 3 den Y 4 e) yol açmaktadır. Gelir, Hasıla (Y)

ÇOĞALTAN Denge gelir düzeyi sadece marjinal tüketim eğilimine (c) ve otonom harcamalara bağlıdır. Yani c deki değişmeler ve planlanan otonom harcamalardaki değişmeler temsili ekonomimizdeki gelir ve çıktının denge düzeyini değiştirecektir. Çünkü tüketicilerin ya da yatırımcıların harcama planları değiştiğinde harcama fonksiyonu paralel biçimde kayarken, c deki değişme ile harcama fonksiyonunun eğimi değişecek ve farklı bir denge noktasına ulaşılacaktır.

Toplam Planlana Harcamalar (AE) Planlanan harcama düzeyindeki bir değişmenin sonuçlarını gösterebilmek için, otonom yatırım harcamalarının 20 milyar TL artırılarak, her yıl için 60 milyar TL ye çıkarıldığını varsayalım. Bu etkileri aşağıdaki grafik yardımıyla gözleyebiliriz. 1200 1000 800 600 E D 0 D 1 0 45 AE AE 2 C 1 I2 1 C 1 I 1 400 ΔI 20 Milyar TL 200 ΔY 100 Milyar TL 0 Gelir, Hasıla (Y)

ÇOĞALTAN Grafikte toplam harcama fonksiyonu AE 1 =C 1 +I 1 den AE 2= C 1 +I 2 ye yükselmiştir. Dikkat ederseniz yatırım harcamaları 20 milyar artmasına rağmen toplam çıktı ya da toplam gelir 100 milyar artmıştır. İşte bu artışın nedeni çoğaltan etkisidir.

Çoğaltanın Hesaplanması Otonom harcamalardaki bir birimlik artışın denge gelir düzeyinde yol açtığı artışa çoğaltan ya da çarpan denir. Çoğaltan katsayısını α ya da k ile gösterirsek, 1 1 MPC ya da 1 MPS sembollerle 1 1 c ya da 1 s Çoğaltanı türetmek için şöyle bir yöntem izleyebiliriz. Toplam harcamalar (ΔAE) kadar artınca gelir ya da hasıla da ΔY kadar artmaktadır. Yani ΔY= ΔAE dir. Toplam harcamalardaki artışı: ΔAE = ΔA+ cδy şeklinde iki kısma ayırıp, yerine yazıp bu ifadeyi yeniden düzenlersek, Y Y (1 c) A Y A c Y 1. A ya da 1 c Y A

Toplam Planlanan Harcamalar (AE) Çoğaltanın anlamı ve işleyişini daha net görmek amacıyla aşağıdaki grafik çizilmiştir. A 2 A 1 AE 0 A E 1 Y E 2 Y1 Y2 Gelir, Hasıla (Y) 0 45 AE AE Y 2 A 2 1 1 cy A cy 1 ΔA ΔY 1 c Otonom harcamalarda ΔA kadarlık bir artış, toplam harcama (talep) fonksiyonunu AE 2 ye, denge noktasını da E 2 ye kaydıracaktır. Denge üretim düzeyindeki artış (Y 2 -Y 1 ) kadardır ve bu otonom talepteki artıştan daha fazladır. Bunun nedeni ise AE fonksiyonunun yatay değil pozitif eğimli olmasıdır. Bunun anlamı, çoğaltan katsayısının değerinin 1 den büyük olmasıdır, çünkü tüketim talebi hasılayla birlikte artmaktadır, yani hasıladaki artış talepte yeni bir artışa yol açmaktadır.

Toplam Planlanan Harcamalar (AE) Toplam Harcama Fonksiyonunun Eğilimi ile Çoğaltan Katsayısı Arasındaki İlişki AE E 1 E 2 Y AE AE2 A2 c2 2 Y AE1 A c1y AE 2 A 1 c2y AE1 A 1 c1y A 2 E 2 A E 1 Y 2 A 1 45 Y 1 1 A Y 1 c 0 Y1 2 Y Y 2 Gelir, Hasıla (Y) Y 1 Y Grafikteki kesikli çizgi ile belirtilen toplam harcama fonksiyonu düz çizgili doğruya göre daha büyük bir marjinal tüketim eğilimini yansıtmaktadır. Otonom harcamalarda A kadarlık bir artış, birinci toplam harcama doğrusunun geçerliliği halinde gelir düzeyinde Y 1 kadar artışa yol açarken, ikinci fonksiyonda Y 2 kadarlık ( Y 2 > Y 1 ) bir artış sağlamaktadır. Bunun nedeni daha büyük bir marjinal tüketim eğiliminin daha büyük çoğaltan etkisi yapmasındandır.

Toplam Harcama Fonksiyonunun Eğilimi ile Çoğaltan Katsayısı Arasındaki İlişki Çoğaltan ile ilgili analizimizin sonuçlarını üç noktada toplayabiliriz: Otonom harcamalarda bir artış denge gelir düzeyini yükseltir. Gelirdeki nihai artış, otonom harcamalardaki artışın belli bir katıdır. Marjinal tüketim eğilimi büyüdükçe, tüketim ile gelir arasındaki ilişkiden doğan çoğaltan katsayısının değeri büyür. Çoğaltan Mekanizmasının İşleme Şartları Çoğaltanın pratikte etkin olarak işlemesi için; Gelir akımlarının doğduğu her aşamada, üretimi artırabilmek için yeterli atıl işgücü bulunmalıdır. Üretimin artırılmasını ve işgücünün istihdamını sağlayacak yeterli atıl sermaye ve toprak bulunmalıdır. Hammadde temininde güçlükler olmamalıdır.

Uyarılmış Yatırım Durumunda Çoğaltan (Süper Çarpan ve Hızlandıran) Otonom yatırım harcamalarındaki artışın çoğaltan katsayısı katı kadar gelir artışına yol açtığını gördük. Y I. Bu gelir artışı tüketimi dolayısıyla toplam harcamaları ya da kısaca toplam talebi artırırken, artan talebin etkisiyle gelire bağlı uyarılmış yatırımlarda artırabilecektir. Yatırım fonksiyonumuzu; I = I 0 + by şeklinde tanımlamıştık. Burada gelirin önündeki b parametresinin; marjinal yatırım eğilimi olduğunu ve gelirdeki bir birimlik artışın yatırımları ne kadar artırdığını ölçen katsayı I olduğunu biliyoruz. b Y Bu katsayıda artık çoğaltan formülüne dahil edilecektir.

Uyarılmış Yatırım Durumunda Çoğaltan (Süper Çarpan ve Hızlandıran) Uyarılmış yatırım harcamalarını da dikkate alan milli gelir denklemimizi yeniden yazarsak, Y = C 0 + cy + I 0 + by Bu eşitliği Y için çözümlersek; Y(1-c-b) = C 0 + I 0 Y 1 1 c b A Otonom harcama önündeki kesirli terim uyarılmış yatırımları da dikkate alan çoğaltan katsayısıdır. Bu katsayıyı (γ) gamma ile gösterip süper çarpan olarak adlandıracağız. 1-c yerine s yazarak da süper çarpanı ifade edeceğiz. 1 1 c b ya da Süper çarpanın gelir artırıcı etkisi basit çoğaltana göre daha yüksektir. Çünkü payda küçüldüğü için katsayının değeri büyüyecektir. 1 s - b

Uyarılmış Yatırım Durumunda Çoğaltan (Süper Çarpan ve Hızlandıran) Marjinal yatırım eğilimini (b) dikkate alarak süper çarpanı hesapladık. Buradaki süreçte: Önce otonom yatırımlar artmakta, çoğaltan katsayısı ölçüsünde gelir artışına yol açmaktadır. Y I Artan gelir tüketim ve tasarruflarda artış yaratmaktadır. ΔY = ΔC + ΔS Tüketimin, yani toplam harcamaların ya da toplam talebin artması özellikle tüketim malı üreten yatırımcıların yatırımlarını artırmalarına neden olmaktadır. Böylece bu defa tekrar başa dönülmekte, uyarılmış yatırım artışı yeniden milli gelir artışına yol açmaktadır. Dolayısıyla, başlangıçtaki çoğaltan etkisi hızlanmaktadır. Bu yüzden süper çarpana, çarpan-hızlandıran da denilmektedir. Y I

Başlangıçta otonom yatırım harcamasının yol açtığı toplam harcamalardaki artış; uyarılmış yatırım dikkate alınmadığında milli geliri Y 2 ye artırırken, uyarılmış yatırım dahil edildiğinde gelir düzeyi Y 3 e yükselmiştir. Toplam Planlanan Harcamalar (AE) AE E 2 Y AE 2 AE2 A c2y AE2 A 2 c1y E 2 AE1 A 1 c1y A 2 E 1 1 ΔI s b ΔY A 1 45 1 ΔI s ΔY 0 Y1 2 Y Y 3 Gelir, Hasıla (Y) Y

Uyarılmış Yatırım Durumunda Çoğaltan (Süper Çarpan ve Hızlandıran) Kısaca, otonom yatırım harcamasındaki bir artış önce çoğaltan süreci yoluyla tüketim harcamalarını uyaracaktır. Otonom yatırım harcamasındaki ilk artışın ve uyarılmış tüketim harcamasının ortak sonucu yükselen gelir düzeyi hızlandıran vasıtasıyla ilave yatırım harcamasını uyarmaktadır. Yani gelirdeki bu daha büyük artışın nedeni (çoğaltan kanalıyla ortaya çıkan) uyarılmış tüketim harcaması ve hızlandıran yoluyla gelen uyarılmış yatırım harcamalarının ortak etkisidir.

Uyarılmış Yatırım Durumunda Çoğaltan (Süper Çarpan ve Hızlandıran) Hızlandıran katsayısını elde etmek için, ekonomideki ortalama sermaye-hasıla oranından hareket edilir. Ekonomideki tüm üretim araçlarının değerini sermaye (K), üretilen tüm nihai mal ve hizmetlerin tutarını hasıla (Y) olarak ifade edersek; sermaye hasıla katsayısını verir. K a İlave bir varsayım ile, üretimdeki teknik koşullar sabit kalırsa, marjinal ve ortalama değerler eşit olacağından olur. a K Y Sermaye stokundaki değişme net yatırım olarak tanımlandığı için ΔK = I yazarsak, Y K Y I a ya da I a. Y Y Bu formül hızlandıranın cebirsel ifadesidir. olur.