Yayın Değerlendirme / Book Reviews

Benzer belgeler
Dede Korkut. Emel TEKİN

Salur Kazan ın Atı kara göz(lü) müydü?

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

Semih Tezcan, Dede Korkut Oğuznameleri Üzerine Notlar, Yapı Kredi Yayınlan: 1457; Edebiyat: 394, İstanbul 2001, 424 s. İSBN

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 6. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

6. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 8. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ DERS SAATİ

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 4/ s , TÜRKİYE

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

MOĞOLCA İBNİ MÜHENNÂ LÜGATİ BÜLENT GÜL

2016 EYLÜL MUSTAFAKEMALPAŞA / BURSA T.C. MUSTAFAKEMALPAŞA İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİL VE ANLATIM DERSLERİ UYGULAMA SINAVI YÖNERGESİ

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

7. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN

OĞUZ KAĞAN DESTANI METİN-AKTARMA-NOTLAR-DİZİN-TIPKIBASIM

6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

PROF. DR. HÜLYA SAVRAN. 4. ÖĞRENİM DURUMU Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10.SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ "X" 1.YARIYIL 1.YARIYIL 2.YARIYIL 2.YARIYIL. Kodu Adı Z/S T+U AKTS Birleşti

Selahittin Tolkun, Özbekçede Fiilimsiler, Dijital Sanat Yayıncılık, Kadıköy, İstanbul, 2009, s. 269.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

5. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

PENTRU DISCIPLINA LIMBA ŞI LITERATURA TURCĂ MATERNĂ

Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Selçuk Üniversitesi Y. Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Cumhuriyet Üniversitesi

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK YILI BAHAR DÖNEMİ TÜRK DİLİ II (TURK 102) DERSİ İZLENCESİ

TANZİMAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER. Ufuk KÜSDÜL Arhavi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

EKİM ÜNİTE II ÖĞRETİCİ METİNLER

Edebi metin, dilin estetik amaçla kullanıldığı metindir. Bir Metnin Edebi Oluşunu Şu Şekilde özetleyebiliriz:

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

Türk Dili ve Edebiyatı Kaynak Sitesi

Tezkire-i Şeyh Safî (İnceleme-Metin-Dizin) Cilt I

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Afyonkarahisar Kocatepe

7. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI KDZ.EREĞLİ ANADOLU LİSESİ 11. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

DOÇ. DR. SERKAN ŞEN İN ESKİ UYGUR TÜRKÇESİ DERSLERİ ADLI ESERİ ÜZERİNE

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

YAZ DEMEDEN ÖNCE. Gülsemin ERGÜN KUCBA Türkçe Öğretmeni. Terakki Vakfı Okulları 2. Yazma Becerileri Sempozyumu

HOCA NAZAR HÜVEYDĀ RAHĀT-I DİL [İnceleme-Metin-Dizin]

ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI:

Tanıtma ve Değerlendirmeler 273

ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI-I ÇERÇEVE PROGRAMI. :Tercih Özel Öğretim Kursu :Kesikkapı Mah. Atatürk Cad. No.

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ İNSANİ BİLİMLER VE EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ DÖRT YILLIK-SEKİZ YARIYILLIK DERS PROGRAMI

DEDE KORKUT EYDÜR: KARA TAGDAN AŞAR OLSAN AŞIT VERSÜN, KANLI SUDAN GEÇER OLSAN GEÇİT VERSÜN!

ÖZEL BİLGE OKULLARI 2. SINIFLAR NİSAN AYI BÜLTENİ

Fen - Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

Yeni Osmanlılar Cemiyeti Kurucularından Mehmed Âyetullah Bey Dönem-İnsan-Eser

Metin Edebi Metin nedir?

1. BÖLÜM KURAMSAL ÇERÇEVE

SEYYİT MAHMUT HAYRANİ ANADOLU LİSESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

İLAN AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNDEN BAŞVURU TARİHİ VE ADRESİ

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

YAZILIYA HAZIRLIK SINAVI TÜRKÇE 5. SINIF

Müşterek Şiirler Divanı

RİSÂLE-İ MÛZE-DÛZLUK ÜZERİNE

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

1. Uluslararası Karadeniz Dil ve Dil Eğitimi Konferansı, Eylül 2017, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, SAMSUN

SEYYİT MAHMUT HAYRANİ ANADOLU LİSESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

KAZANIMLAR OKUMA KONUŞMA YAZMA DİL BİLGİSİ

TÜRKÇE 6. sınıf Haftalık ders sayısı 5, yıllık toplam 90 ders saati (öğrenim 18 haftada gerçekleşecektir)

Tragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl

BİLİMSEL ARAŞTIRMA NASIL YAPILIR I YRD. DOÇ. DR. İBRAHİM ÇÜTCÜ

Kültür Bilimi ve Yönetimi

PROF. DR. MURAT ÖZBAY IN TÜRKÇE ÖĞRETİMİ ÜZERİNE ARAŞTIRMA VE İNCELEMELER ADLI ESERİ ÜZERİNE

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. İLKOKULU 1. SINIF TÜRKÇE DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

..OKULU ÖZEL EĞİTİM SINIF I. EĞİTİM-ÖĞRETİM YLILI HAFİF DÜZEYDE ZİHİNSEL ENGELLİLER; SINIFLAR TÜRKÇE DERSİ ÇERÇEVE PLANI

DERS BĠLGĠLERĠ TÜRKÇE I: YAZILI ANLATIM TRD

4. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

KIŞ WINTER 2011 SAYI NUMBER 3 SAYFA PAGE ÖZET

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

ORTA DOĞU VE KAFKASYA UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 4/ s , TÜRKİYE DEDE KORKUT TA İKİ YAZIM YANLIŞI İLE İLGİLİ İKİ TAMİR TEKLİFİ

Bizim Yunus u Şerh Eyledi!..

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. İLKOKULU 2. SINIF TÜRKÇE DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? OCAK

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN

5. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

ÖZ GEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ BAHAR DÖNEMİ BÜTÜNLEŞİK DOKTORA DERS PROGRAMI DERS DERS DERS DERS. Karahanlıca I.

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ. : Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Telefon : (0212) : abulut@fsm.edu.tr

Kaynak ve Dipnot Gösterme Kuralları

FOLKLOR (ÖRNEK: 2000: 15)

..OKULU ÖZEL EĞİTİM SINIF I. EĞİTİM-ÖĞRETİM YLILI HAFİF DÜZEYDE ZİHİNSEL ENGELLİLER; SINIFLAR TÜRKÇE DERSİ ÇERÇEVE PLANI

YAZILI ANLATIM-I DERSİ ÖĞRETİM PLANI Türkçe Yazılı Anlatım-I TRA-209 Zorunlu Dersin Seviyesi. Dersin Adı Dersin Kodu Dersin Türü

DERS BİLGİLERİ TÜRKÇE I: YAZILI ANLATIM TRD

Karamanlıca Resimli Bir Çocuk Dergisi: Angeliaforos Çocuklar İçün (1872)

Transkript:

FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi FSM Scholarly Studies Journal of Humanities and Social Sciences Sayı/Number 9 Yıl/Year 2017 Bahar/Spring 2017 Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi DOI: 10.16947/fsmia.323403 - http://dergipark.gov.tr/fsmia - http://dergi.fsm.edu.tr Yayın Değerlendirme / Book Reviews - Geliş Tarihi / Received: 09.05.2017 Kabul Tarihi / Accepted: 29.05.2017 - FSMIAD, 2017; (9): 413-420 Yayın Değerlendirme / Book Reviews Sadettin Özçelik, Dede Korkut: Dresden Nüshası, Giriş-Notlar (c.1); Dede Korkut: Dresden Nüshası, Metin-Dizin (c.2), Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 2016, 9789751631756, 1927 s. Mehmet Aydın* Tanıtıp tartıştığım eserin yazarı Sadettin Özçelik, Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü 1981 yılında bitirmiş ve ardından yüksek lisans eğitimini Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde, doktora eğitimini İnönü Üniversitesinde ve Osman Nedim Tuna nın danışmanlığında tamamlamıştır. Urfa doğumlu olan Özçelik, Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Alanlar Eğitimi Bölümü Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Anabilim Dalında öğretim üyesidir. Özçelik, doktora eğitiminden sonra göreve başladığı Dicle Üniversitesi nde başka birçok çalışma yapmıştır. Yazarın Dede Korkut üzerinde uzun süredir çalıştığını ve metnin okunup ve yorumlanması ilgili sorunlara çözümler aradığını özellikle belirtmek gerekir. Dede Korkut un yepyeni ve dev gibi bir yayımı daha 2016 yılı içinde piyasaya çıktı. Nermi Uygur, kitaplar üzerine bir metin olan Tadı Damağımda (YKY 1994) adlı eserinde, kendi en kalın kitabından kalkarak eski Yunanlıların büyük kitap için büyük kötülük dediklerini hatırlatır. Bu hatırlatmanın etkisiyle midir nedir Yapı Kredi Yayınları Uygur un bu eserinin yeni bir baskısını yapmaya cesaret edememiş, ona ve eserine haksızlık etmiştir. Elbette her büyük kitap büyük kötülük değildir. Ben Büyük kitaplardan korkmamak gerektiğini özellikle Dîvânü Lugati t-türk ü zevkle okurken tecrübe ettim. Sadettin Özçelik in eseri, iki cilt ve tamı tamına 931 I. cilt ve 996 II. cilt olmak üzere 1927 sayfadır. 1927 sayfanın içinde Dede Korkut un Dresden Nüshasının tıpkıbasımı da var. * Prof. Dr., Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü, Bişkek/Kırgızistan, mehmeta@omu.edu.tr

414 FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 9 (2017) Bahar Bir eserin kapağını da metni bir parçası ve tamamlayıcısı olarak görmek gerekir. Bir tasarımcı olmadığım hâlde eserin iki cildinin kapağının metne uygun olduğunu söylemek istiyorum. İki cildin renkleri birbirinden farklı. Ayrıca bu kapakta Özçelik in yönlendirmesinin etkili olduğunu biliyorum. Son yirmi yıl içinde Dede Korkut la ilgili yeni çalışmalar yapıldı ve buna bağlı olarak yeni yayınlar ortaya çıktı. Bunlar arasında Semih Tezcan ile Boeschoten ın Dede Korkut Oğuznameleri (2001) ve Semih Tezcan ın Dede Korkut Oğuzname- leri Üzerine Notlar (2001), Sadettin Özçelik in Dede Korkut Araştırmalar, Notlar / Dizin /Metin (2005), Mustafa S. Kaçalin in, Dedem Korkut un Kazan Bey Oğuznamesi (2006), Oğuzların Diliyle Dedem Korkudun Kitabı (2006) ve Osman F. Sertkaya Dede Korkut un Dresden nüshasının giriş bölümünün transkripsiyonlu metni ile metin üzerine notlarını Dede Korkut Kitabı Dresden Nüshasının Giriş Bölümü (2006) adıyla yayımladı. Gerçekten ciddi çalışmaların ve büyük emeklerin ürünü olan eserler arasına elbette Mertol Tulum un henüz yayımlanmamış çalışması da eklenmelidir. * Ayrıca Gürol Pehlivan ın Ötüken yayınlarından 2015 yılı içinde çıkan Dede Korkut Kitabı nda Yapı İdeoloji ve Yaratım Dresden ve Vatikan Nüshalarının Mukayeseli Bir İncelemesi adlı çalışması da atlanmamalıdır. Bu çalışmaların özel olarak Dede Korkut ve genel olarak Türklük bilimi araştırmalarına önemli katkıları olmuştur. Elbette yeni çalışmalar, eski çalışmaları büsbütün hatırlardan silmemiştir. Bunların başında Orhan Şaik Gökyay ın ve Muharrem Ergin in çalışmaları gelir. Ayrıca daha eski Kilis Muallim Rifat Bilge nin Dede Korkut la ilgili çalışmasının hatırlatılması ve hatırlanması gerektir. Ettore Rossi nin çalışması da unutulmamalıdır. Bu çalışmanın Mahmut Şakiroğlu tarafından Türkçeye çevrildiği ve yayıma hazır durumda olduğu konuşulmaktadır. Azerbaycan da da Dede Korkut la ilgili önemli bir literatür olduğunu eklemek lazım. Azerbaycan da Hamit Araslı, Dede Korkut şinasların başında gelen isimlerden biridir. Dede Korkut Kitabının biri Dresden, öbürü Vatikan olmak üzere iki yazması vardır. Dresden yazmasında bir giriş ve on iki hikâye (boy), Vatikan yazmasında da bir giriş altı hikâye (boy) yer almaktadır. Dede Korkut un sözlü gelenekten yazıya aktarıldığı Dede Korkut araştırıcılarının ve Türklük bilimcilerin uzlaştığı bir husustur. İki yazma arasındaki ilişki konusunda öteden beri tartışmalar vardır. Muharrem Ergin, Vatikan yazmasının, Dresden den istinsah edilmiş (çekimlenmiş) olabileceği düşüncesindedir. * Mertol Tulum ile Mahur Tulum un eserle ilgili çalışmaları Dede Korkut Oğuznameler Oğuz Beylerinin Hikâyeleri adıyla Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı tarafından Aralık 2016 tarihinde yayımlanmıştır.

Yayın Değerlendirme / Book Reviews 415 S. Tezcan ile H. Boeschoten Dresden ve Vatikan yazmalarının ayrı iki metin olduğu görüşünü ileri sürmüşlerdir. S. Özçelik iki yazmanın da aynı yazmaya dayandığını düşünmektedir. (2016: 59). Eserin Vatikan nüshasını ve çevirisini yayımlayan Mustafa S. Kaçalin de Vatikan yazmasını ayrı bir metin olarak düşünmüş olmalıdır. S. Özçelik Dede Korkut metnindeki sözlü dil özellikleri üzerinde ayrıntılı olarak durmuştur. Dede Korkut un bir metin olarak sözlü dille ilişkisi ortadadır. Ancak yine de Özçelik bu ilişkiyi sağlam bir zemine oturtarak temellendirmek için birçok örneğe başvurmuştur. Sözlü dille yazılı dil ilişkisini iyice belirlemek ve temellendirmek gerekir. Kaynaklar kısıtlı olduğundan sözlü dil yazı arasındaki ilişkiler konusunda söylediklerimiz sınırlıdır ve sistematik değildir. Bu çerçevede bir sistematik oluşturmaya ihtiyacımız var. O zaman bu konuda yabancı kaynaklara ve çevirilere başvurulabilir. Bu konuda Walter J. Ong un Sözlü ve Yazılı Kültür Sözün Teknolojileşmesi adıyla Sema Postalcıoğlu Banon un Türkçeye çevirdiği eser ilgi çekici ve ufuk açıcı bir kaynak (Metis Yayınları 1995 ve 1999). Elbette başka kaynaklar da vardır. Bu şekilde sözlü dil ile yazı ilişkisi üzerinde duran eserlerin Özçelik in çalışmasına sağlayabileceği katkılar açıktır. Özçelik, ağız taklidi amacıyla ozanın bazı ünsüzleri değiştirdiğini kaydederek şunları söyler: Ozanın yaptığı ağız taklitleri, genel anlamda kelime başında b nin m ye çevrilmesidir. Ayrıca birer yerde kelime başındaki b yi p ye ve d yi t ye çevirerek ağız taklidi yapmıştır (Özçelik 2016: 79). Özçelik bu iddiasını istatistik yoluyla da desteklemiştir. Buradaki ozan bir bakıma anlatıcıdır. Elbette Dede Korkut da bir anlatı metnidir. O zaman Özçelik ten biraz daha anlatı bilimi alanının terimleriyle düşünüp yazması beklenebilirdi. Özçelik metindeki öznenin eksiltilmesi durumunu da özneyi atlama şeklinde ifade etmektedir. Eksilti sözlü dilin olduğu kadar edebî dilin de özelliklerindendir. Dede Korkut u bir edebiyat metni saymamak mümkün değildir. Öznenin eksiltildiği birkaç örnek daha sayan Özçelik Meger Tırabuzan Tekürinüƞ bir azim görklü, mahbub kızı varıdı, sağına solına iki koşa yay çekeridi, atdugı oh yere düşmezidi. Ol kızuƞ üç canvar kalınlığı kaftanlığı varıdı. [Tekür] Her kim ol üç canvarı bassa, yense, öldürse kızumı aƞa verürem deyü va de eylemişidi (Dres. 88a-11-88b.1) bu eklemeyi Özçelik le Tezcan ın yaptığını vurgulamış, Gökyay ın babası kelimesini eklediğini, Ergin in herhangi bir ekleme yapmadığını vurgulamıştır. Burada ne Ergin ne de Gökyay eksik ve yanlış bir iş yapmıştır. Elbette Özçelik le Tezcan ın eklemeleri de yanlış değildir, ama Dede Korkut u edebiyat metni sayarsak bu ekleme fazla ve gereksizdir. Edebiyat metinlerinde okurun doldurması gereken birtakım anlam boşlukları bulunmalı ve bu

416 FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 9 (2017) Bahar boşluklar okurlarca doldurulmalıdır. Okurun doldurması gereken boşluğu doldurmak okura haksızlıktır. Cümle ögelerinin yer değiştirmesi şiir dilinde de sık rastlanan bir durumdur ve elbette şiir dili de sözlü dile yakındır. Yahya Kemal in Itri şiirindeki mısralarda da böyle bir durum vardır. Nice bayramların sabah erken Göğü top sesleriyle gürlerken. Kalın sıradan kelimelerde /s / sesinin sin ile yazılması (s. 97) yalnızca Dede Korkut un Dresden nüshasında rastlanan bir yazım özelliği değildir. Bu yazım özelliğine Eski Türkiye Türkçesi metinlerinde çok sık rastlanır. Bu özelliğin Dede Korkut un Dresden nüshası bağlamında anlatılması yanlış değildir. Ancak bunun dönemle ve Uygur yazı geleneğiyle ilgili olduğu vurgulanabilirdi. Aynı kelimenin sad ve sin ile yazılması da (s. 102) bu çerçevede değerlendirilmesi gereken bir özelliktir. Sadettin Özçelik in eserinin en önemli bölümlerinden biri notlar kısmıdır. Bu bölüm çalışmanın en ayrıntılı ve en hacimli bölümüdür. Ancak bu bölümdeki tekrarlar gözlerden kaçmıyor. Tekrar sözlü dilin başta gelen özelliklerindendir ama yazıda tekrarlardan sakınmak gerekir. Ayrıca yıllarca eğitim-öğretim etkinliği içinde olanların da tekrardan kaçabilmesi pek kolay değildir. Özçelik, Drs.3.a.3 (ME 2.3) Resūl aleyhi s-selām zemānına yakın Bayat boyından Korkut Ata derler bir er kopdı. Oġuzuƞ ol (evvel) gişi temām bilicisiydi, ne derise olurdı, ġāyibden dürlü haber söyleridi kısmında geçen ve öbür yayıncılarca ol gişi şeklinde okunan öbekteki ilk kelimeyi Osman F. Sertkaya ile birlikte ol yerine yazılışa uygun olarak evvel biçiminde okumayı tercih ederek doğru yapmamıştır. Burada Sertkaya nınki de dâhil olmak üzere kandırıcı bir açıklama yoktur. Özçelik in kazaguça kıymayınca / kazakuça kıymayınca verileriyle ilgili tespit ve yorumları isabetli ve kandırıcıdır. Özçelik, Dresden 4a.4 teki yöririken verisini Vatikan yazmasındaki yazılıştan yola çıkarak yörügen şeklinde düzeltmiştir. Bu düzeltme anlamlı bir katkı gibi gözükmektedir. Bu düzeltme sırasında araştırıcının paralelizme yaptığı vurgu isabetlidir. Ancak bu yorumun sonunda verilen örnekler Özçelik in iddiasını zayıflatıyor. AgAn eki GAn ekinden farklı bir sıfat-fiil ekidir. Bu örneklerin, açıklamanın sonundan çıkarılmasının hayırlı olacağını düşündüğümü belirtmeliyim. Drs. 5a.11 (ME 6.11) Z. Vahidoğlu nun kıkı olarak okuduğu kelimenin fakı olarak okunması gerektiğini isabetle gören Özçelik bu açıklamayı desteklemek için fazla çaba harcamıştır. Bu notların eninde sonunda ancak bir uzmanlar grubu tarafından okunabileceğini unutmamak gerekir.

Yayın Değerlendirme / Book Reviews 417 Drs. 5b.6 (ME 7.1) de geçen solduran sop ve tolduran top ilgili notlar ve açıklamalar beni kandıramadı. Burada araştırıcıların bütün iyi niyetli çabalarına rağmen özellikle anlamlandırma sorununun tam olarak çözülemediğini düşünüyorum. Özellikle sorunlu olan tolduran top tur. Bunun için Dede Korkut metni üzerinde çalışmalar şimdiye kadar yapılan bütün yayınlara rağmen sürebilir. Başka bir ifadeyle henüz deyim yerindeyse, Dede Korkut metninin yeniden kurulabilmesi konusunda içtihat kapısı kapanmamıştır. Kadınların, biri olumlu üçü olumsuz dört tip olarak tanımlandığını söyleyen Özçelik, Dede Korkut la Rabguzi nin Kısasü l-enbiyası arasında metinler arası bağ kurmuştur. Yazar, değişik bağlamlarda Dede Korkut la başka metinler arasında da ilişkiler kurmuştur. Bu çerçevede metin dilbilimcilerin, bir metnin başka metinlerle bağ kurulmadan çözümlenemeyeceğini düşündüklerini hatırlatmak yerinde olabilir. Metinler arasılık, metin dilbilimciler tarafından yedi metinlik ölçütten biri kabul edilir. Dolayısıyla Dede Korkut u daha çok metinle ilişkilendirerek onu bir metinler örüntüsü içinde konumlandırarak çözümleyebileceğimizi unutmamalıyız. Araştırıcının bu bağlamdaki bütün vurguları anlamlıdır. Özçelik yorumlarının çoğunu isabetle metinlik ilişkilere dayandırmıştır. Drs. 6a.6 (ME 8.6) da depdenince, depdügince, depretince depitince şeklinde yorumlanıp okunan bir kelime vardır. Bunu Özçelik c/ç farkı dışında, Muharrem Ergin gibi depitinçe okumuş ve depit- fiiliyle ilişkilendirerek ayakla dürtmek biçiminde anlamlandırmıştır. Bu yorumda sorun yoktur. Ancak bu yorumun dayanağı olarak gösterilen Tarama Sözlüğü ndeki depit- fiilinin anlamlandırılmasında bir sorun vardır. Depit- fiiliyle ilgili Tarama Sözlüğü nde yalnızca bir örnek yer almaktadır. Bu örnek de Yunus Emre nin Risaletü n-nushiyye sindendir. Bu veriyi Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisine yazdığım bir yazıda tartışmıştım: Aydın, M. Risaletü n-nushiyye de Geçen debit- Fiili Üzerine Bir Not, OMÜ Eğitim Fakültesi Dergisi, S. 4, (Aralık - 1989), s. 60-62. Uzatmayayım. Bu yazıda depit- fiilinin Risaletü n-nushiyye deki kurutmak şeklinde anlamlandırılması gerektiğini savunmuş ve bununla ilgili gerekçeler sunmuştum. Gerekçelerimden en önemlisi Anadolu ağızlarında da bu fiilin kurutmak anlamıyla kullanılmasıydı. Buradan yola çıkarak Muharrem Ergin ve Sadettin Özçelik in okuyuş ve yorumlarının doğru olamayacağı sonucunu çıkar-mak mümkündür. Ayrıca Semih Tezcan ın da Ergin in depitince okuyuşu müm- kün olmakla birlikte depit- eylemine kaynaklarda rastlanmıyor. (Dede Korkut Oğuznameleri Üzerine Notlar, YKY, İstanbul 2001i s. 59) biçiminde ifadesinin düzeltilmeye ihtiyacı olduğu açıktır. Zira depit- eylemine kaynaklarda rastlanıyor. Drs. 6b.2 (ME 9.2) deki bunun gibi : böylesi ile ilgili nota gerek olmadığını düşünüyorum.

418 FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 9 (2017) Bahar Drs. 7a.3 (ME 10.3) teki Daha önce aşanmış-idi, aşanmış(ı)dı, eşenmişidi gibi okunan fiili Özçelik esenmişidi okumuş ve esen-: gerilmek, uzatılmak, açılmak biçiminde yorumlamıştır. Bu konuda ikna edici bir yoruma ulaşmak için Özçelik in çok çaba sarf ettiğini görmek gerekir. Drs. 9a.9 (ME 14.9) daki hacet dile- fiilinin de herhangi bir açıklamayı gerektirdiğini düşünmüyorum. Özçelik Drs. 9a.11 (ME 14.11) deki dişi olarak yazılmış ve Ergin, Gökyay, Tezcan ve Kaçalin tarafından dişi olarak okunmuş kelimeyi dahı olarak okumak gerektiğini ileri sürmüştür. Bunu Özçelik in Dede Korkut metninin yorumlanmasına katkılarında biri görmek mümkündür. Yazarın kalın (<kal-ın, kal- yükselmek, kalkmak ) kelimesini seçkin, değerli olarak yorumlarken kullandığı kal- fiilinin hangi metinde, nerede yükselmek, kalkmak anlamında kullanıldığını sormak gerekir. Her konuda isabetle metinlere başvuran Özçelik bu bağlamda herhangi bir metne gönderme yapmamıştır. S. Özçelik in Dede Korkut metninde agayıl şeklinde okunabilen kelimeyi Arapça efā il vezninde ağılın çokluğu olarak yorumlaması kabul edilemez değildir. Ama Dede Korkut, asla Evliya Çelebi Seyahatnâmesi değildir. Böyle bir örnek Seyahatnâme de bulunsa kolaylıkla Özçelik gibi ağılın çokluğu olarak yorumlanabilirdi. Dede Korkut tan başka örnekler bulunabilirse bu yorum kabul edilebilir. Bu çalışmadaki Dede Korkut ta renkler meselesi bir not veya açıklamadan çok, ayrı bir makale niteliği taşıyor. Burada yazar renklerin kullanılmasıyla ilgili bir sınıflandırma da yapmıştır. Bana kalırsa böyle bir bölümün girişe taşınması daha uygun düşerdi. Dede Korkut ta A! Edatının işlevleri için de açıklama veya not denemez. Bu kısa bölüm de bir bildiri veya makaleden farksızdır. Drs. 152b. 6 (ME 301.6) daki dirim, varalum çeri dere[lü]m yorumu Özçelik in metne önemli katkılarından biri sayılabilir. Buradaki iddia çok inandırıcı bir şekilde desteklenmiştir. Özçelik in çalışmasındaki notlar tek tip değildir, zaten böyle olması da farz veya vacip değildir. Ancak bu notların sınıflandırılması, yapılması gereken önemli bir iştir. Bunu araştırıcının kendisi de yapabilirdi. Benim yapacağım sınıflandırmanın da Özçelik in de kafasına yatmayacağını sanmıyorum. 1. Not olmayan bir makale veya bildiri niteliği taşıyan açıklama ve yorumlar. Bunlardan birkaçına işaret ettim. 2. Notlanmasına gerek olmayan veriler üzerine notlar. Bunları da göstermeye çalıştım.

Yayın Değerlendirme / Book Reviews 419 3. Başka araştırıcıların notlarını tamamlamaya ve desteklemeye yönelik notlar 4. Araştırıcının başkalarından farklı yorumladığı veriler üzerine notlar. Bu çerçevede yazarın Dede Korkut metninin yeniden kurgulanmasına önemli bir katkısının bulunduğu vurgulanmalıdır. Bu tür notlar kendi içinde de sınıflandırılabilir. S. Özçelik in örtük de olsa Dede Korkut metniyle ilgili bir temellük sorunu var, ama bu, bilimsel olarak hiç doğru değil, belki duygusal olarak doğru. Ben de Özçelik gibi bunca yıl aynı metne yoğunlaşsam bu sorunu yaşayabilir ve belki farkında olmazdım, ama muhtemelen Özçelik bunu hemen fark ederdi. Bu temellük sorununu bir Evliya Çelebi ve Seyahatname toplantısında ben de yaşadım. Yaşadığım bu sorun yüzünden onca yıl çalıştığım Seyahatname den biraz uzaklaştım. Ancak ne olursa olsun Evliya Çelebi ve Seyahatname den yaşadıkça büsbütün kopmam hiç mümkün değil. Bazılarının belli bir metin yine bazılarının da başka bir metinle ilgili tekel oluşturma çabaları herhalde ilk defa benim farkına vardığım ve konuştuğum bir sorun değil. Yazık ki böyle bir sorun var. Hiçbir sorun biz onun üstünü örtersek çözülmüş olmuyor. Bütün sorunlarla açık yüreklilikle yüzleşirsek baş edebiliriz. Metinlerle ve alanlarla temellük ilişkisinin yaşandığı böyle bir iklimin sağlıklı olmadığını düşünüyorum. Bu iklimden tez elden kurtulmak gerek. Kimse herhangi bir metin üzerinde düşünmekten ve yazmaktan men edilemez. Bu bağlamda yazdıklarım bütünüyle Sadettin Özçelik e ve çalışmasına yöneltilmiş eleştiriler olarak anlaşılmak yerine saha ile ilgili genel sorunların vurgulanması olarak yorumlanmalıdır. Sadettin Özçelik in çalışmasının ikinci cildini metin ve dizin oluşturmaktadır. Burada önce karşılıklı sayfalarda Dresden nüshasının tıpkıbasımı ile çeviri yazılı metin yer almaktadır. Aynı sayfalarda metnin çevirisi de yer alamaz mıydı? Daha sonra metnin dil içi çevirisi gelmektedir. Dil içi çeviri işlemi de bir dilden başka bir dile çeviri kadar olmasa da zor bir iştir ve ustalık ve özen gerektirir. Dil içi çeviri işlemini Özçelik aktarma olarak adlandırmıştır. Aktarma sorunlu bir terimdir. Hatta aktarmanın bir terim bile olmadığını söylemek mümkündür. Ancak bir araştırıcının kullanacağı terimleri seçme hakkının olmadığı söylenemez. Metnin çevirisinden sonra dizin(ler) gelmektedir. Oğul babanın sırrıdır benim kafama öteden beri yatmıyordu, hâlâ yatmıyor. Böyle bir kalıp olsaydı, bunun izi de kalırdı. O zaman buraya soru işareti konabilir. Bu da ibarenin henüz çözülemediği anlamına gelmiyor mu? Çözen varsa söylesin. Burada üç otuz ondan sonraki (3 3+10=100) bana kalırsa gereksiz (s. 620). Biraz da okur hayal gücünü işe koşsun. Her okur aslında bir şifre çözücüdür. Dolayısıyla araştırıcının, okurun elinden bunu almaya yeltenmemesi gerekir.

420 FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 9 (2017) Bahar Muharrem Ergin in Uşun okuduğu adı Oşun veya Öşün okuyarak çok önemli bir fark yaratmış olmayız. Bunu başka adlar çerçevesinde de söylemek mümkün. Beyrek/Beryek, Burla/ Borla, Dumrul, Domrul, Uruz/ Oruz vb. Dizinde öŋin al- fiili yolunu kesmek, çevirmek şeklinde anlamlandırılmıştır. Bunun için kelimenin kullanıldığı bağlamlara da baktım. Bu verinin engel olmak, engellemek şeklinde anlamlandırılmasının daha uygun olacağını düşünüyorum. Dizinde şehir kelimesi Farsça olarak gösterilmiştir (s. 541) benim baktığım sözlükler bu kelimenin Arapça olduğunu söylüyor. Bunun dikkatten kaçtığını sanıyorum. Elbette Özçelik in çalışmasındaki sorunlar benim sıraladıklarımla sınırlı değildir. Bir kere metnin üretildiği dönemle okunduğu, yorumlandığı, tüketildiği dönem arasında uzun bir zaman dilimi vardır. Buna paralel olarak metnin anlaşılıp yorumlanmasıyla ilgili birtakım sorunlar da çıkacaktır. Üstelik Dede Korkut herhangi bir metin değil, önemli bir metindir. En erken 15. yüzyılda yazılan bir metnin her araştırıcı tarafından aynı şekilde anlaşılması beklentisi doğru değildir. Söz konusu olan edebî bir niteliği olan bir metinse işler biraz daha karışır. Yap boz, yapı bozum, yapı çözüm bitmez. Sadettin Özçelik in Dede Korkut la ilgili eseri iyi ve önemli çalışmalar arasındaki yerini almıştır. Ancak iyi çalışmaların daha da iyi olması mümkündür. Her zaman iyinin iyisi aramak görevimizdir. Bunun için Türklük araştırmalarında metne dönük eleştiri geleneğinin kurumsallaşması gerekir. Zira esas olan metinlerdir. Dolayısıyla eleştiricinin metnin anlaşılmasına katkı yapmayı hedeflemesi beklenir. Alanımızda sağlıklı bir eleştiri geleneğinden söz etmek mümkün değildir. Gerçek böyledir diye eleştiriden uzak durmak anlamsızdır. Özçelik in çalışmasında yılların emeği vardır ve eleştirirken bu noktayı gözden kaçırmamak gerekir.