Seminerler/Muğla

Benzer belgeler
TÜRKÇEDE ÜÇÜNCÜ GRUP (ARA) EKLER

TÜRK LEHÇELERİNDE İŞTEŞLİK EKİ (-ş-) VE ÇOKLUK Cahit BAŞDAŞ

CJ MTP11 AYRINTILAR. 5. Sınıf Türkçe. Konu Tarama Adı. 01 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - I. 02 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - II

TÜRKÇE BİÇİM KISA ÖZET.

Selahittin Tolkun, Özbekçede Fiilimsiler, Dijital Sanat Yayıncılık, Kadıköy, İstanbul, 2009, s. 269.

TÜRKÇE / Fiilimsiler (Eylemsiler) FİİLİMSİLER (EYLEMSİLER)

ÜÇÜNCÜ KİŞİ İYELİK EKLERİNİN KELİME TÜRETME İŞLEVİ DERIVATIONAL FUNCTION OF THIRD PERSON POSSESIVE SUFFIXES Şahap BULAK

Dal - mış - ım. Dal - mış - sın. Dal - mış. Dal - mış - ız. Dal - mış - sınız. Dal - mış - lar. Alış - (ı)yor - um. Alış - (ı)yor - sun.

TÜRK DİLİ I DERSİ UZAKTAN EĞİTİM DERS SUNULARI. 11.Hafta

ÖZNESİ GÖSTERİLMEYEN BİR CÜMLE TİPİ DAHA. Selma GÜLSEVİN

ÜNİTE NO: VII YAPI BAKIMINDAN SÖZCÜKLER

VI. ULUSLARARASI TÜRK DİLİ KURULTAYI BiLDİRİLERi

TÜRK DİLİ I Yrd. Doç. Dr. Mediha MANGIR

Türk sözlük sistemi üzerine iki not. Ceval Kaya

ÜNİTE 14 ŞEKİL BİLGİSİ-II YAPIM EKLERİ. TÜRK DİLİ Okt. Aslıhan AYTAÇ İÇİNDEKİLER HEDEFLER. Çekim Ekleri İsim Çekim Ekleri Fiil Çekim Ekleri

FİİLER(EYLEMLER) 2-TÜREMİŞ FİLLER:FİİL YA DA İSİM KÖK VE GÖVDELERİNDEN YAPIM EKİ ALARAK TÜREMİŞ FİİLERDİR. ÖRN:SU-LA(MAK),YAZ-DIR(MAK)...

c. Yönelme Hâli: -e ekiyle yapılır. Yüklemin yöneldiği yeri, nesneyi ya da kavramı gösterir.

*Bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar, buraya, şuraya, oraya, burası, şurası, orası,

CÜMLE ÇEŞİTLERİ. Buna yükleminin türüne göre de denebilir. Çünkü cümleyi yüklemine göre incelerken yüklemi oluşturan sözcüklerin türüne bakılır.

EKLER VE SÖZCÜĞÜN YAPISI

RİSÂLE-İ MÛZE-DÛZLUK ÜZERİNE

FİİLİMSİLER. a)isim FİİL(MASTARLAR):Fiillere getirilen (MA y IŞ MAK) ekleriyle türetilen sözcüklere isim fiil denir.

» Ben işlerimi zamanında yaparım. cümlesinde yapmak sözcüğü, bir yargı taşıdığı için yüklemdir.

Kök, Gövde ve Kelime

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 6. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Güner, Galip, Kıpçak Türkçesi Grameri, Kesit Yayınları, İstanbul, 2013, 371 S.

Fiilden İsim Yapma Ekleri

ÜNİTE. TÜRK DİLİ I Yrd. Doç. Dr. Nurşat BİÇER İÇİNDEKİLER HEDEFLER TÜRKÇE ŞEKİL BİLGİSİ II

YÜKLEM, YALNIZ ÖZNEYİ Mİ İÇİNDE TAŞIR?

-DE, -DA VE -Kİ NİN YAZIMI

1.KÖK 2.EK 3.GÖVDE. Facebook Grubu TIKLA.

LATİNCE GRAMER 2 1. DERS DÜZENİ 2. DERSE DEVAM ZORUNLULUĞU 3. DERS İÇİN GEREKLİ KAYNAKLAR 4. DİJİTAL KAYNAKLAR 5. DERSİN İŞLENİŞ BİÇİMİ

6. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE TARİH İFADE ETMEK İÇİN KULLANILAN YAPILARIN SÖZ DİZİMİ BAKIMINDAN İNCELENMESİ *

SEYYİT MAHMUT HAYRANİ ANADOLU LİSESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

TÜRKÇEDE BAGLAYICI (YARDIMCI) SES KONUSU ÜZERİNE

karşılayan ögeler ekleşirken de 3. şahıs işaretsiz kalmaktadır. (örn.: sen çalışkan+//+sın Ali çalışkan+//+ø).

Ölçme Yöntemleri 1) Dilbilgisi ve dil bilimin temel kavramlarını tanır. 1,2 1,2


TÜRKÇEDE OLUMSUZLUK. Yard. Doç. Dr. Nadir İLHAN

DERS TANIMLAMA FORMU / Hakas Türkçesi. ARIKOĞLU E. (2007) Hakas Türkçesi, Türk Lehçeleri Temel Ders Kitabı

BAĞLAÇ. Eş görevli sözcük ve sözcük gruplarını, anlamca ilgili cümleleri birbirine bağlayan sözcüklere "bağlaç" denir.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

(saat/hafta) Teorik anlatım, tartışma, soru-cevap. Hacettepe TÖMER Öğretim Elemanları

EK FİİLLER VE FİİLİMSİLER

Çekim Ekleri. Çözümler. 1. Test. 4. Bölüm

Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Selçuk Üniversitesi Y. Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Cumhuriyet Üniversitesi

Adlar ADLAR (İSİMLER) Bütün sözcük türleri,iki gruba ayrılarak değerlendirilir. A)Ad Soylu Sözcükler: 1)Ad (İsim) 2)Sıfat (Önad) 3)Zamir (Adıl)

Dilek Ergönenç Akbaba * 1

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ARAPÇA I DKB

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 8. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ DERS SAATİ

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

Zeynep Korkmaz, Türkiye Türkçesi Grameri, s. 31. Süer Eker, Çağdaş Türk Dili, s. 274.

sesler ise küçük harfle gösterilir. Örn: -ma 2 olumsuzluk eki -ma ve -me şekillerinde gösterilebilir. değişebileceğini gösterir.

Baleybelen Müfredatı

SIFATLAR. ÖN ADLAR (Sıfatlar)

Ders Adı : TÜRK DİLİ II: CÜMLE VE METİN BİLGİSİ Ders No : Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3. Ders Bilgileri.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS MESLEKİ Y.DİL DKB

Karay The Trakai Dialect, Timur Kocaoğlu-Mykolas Firkovičius, Lincom Europa, 2006, 242 P.

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

EKLERİN ÖĞRETİMİ ÜZERİNE BİR İKİ SÖZ ÖZET. Türkçe, yapı bakımından sondan eklemeli bir dildir. Gerek yeni kavramlara karşılık

İDV ÖZEL BİLKENT ORTAOKULU SINIFLARINA KONTENJAN DAHİLİNDE ÖĞRENCİ ALINACAKTIR.

Danışman: Prof. Dr. H.Ömer KARPUZ

Dilbilimin Alt Alanları Ve Ekler. Sub-Branches Of Linguistics And Affixes. Hasan KARACA

İNGİLİZCE HAZIRLIK PROGRAMI SEVİYE 2 DERS MÜFREDATI

TÜRKÇE SORU BANKAM İLKÖĞRETİM. OKUL istik ( 1.KİTAP ) Genel Koordinatör. Osman BULKAN. Yazarlar. Ülkü KINA. Selda TURAN

ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? IS IT PARENT LANGUAGE OR OR MOTHER TONGUE?

6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

EBRU GÜNAY

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

International Journal of Languages Education and Teaching

İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Kongresi * UTEK Ağustos 2007

Kelimelerin çekimlenerek değişik yerlerde ve görevlerde kullanılmasını sağlayan eklere çekim eki denir.

HOCA NAZAR HÜVEYDĀ RAHĀT-I DİL [İnceleme-Metin-Dizin]

Pekiştirilmiş / Pekiştirmeli Özne Üzerine

Fiil kök ya da gövdeleri üzerine birtakım türetme ekleri getirilerek fiillerin özne ve nesnelerine göre göstermiş oldukları durumlara fiillerde çatı

Türkçede -DAn biri Yapılı Kelime Grupları Üzerine * 1 Leylâ Karahan **2. The Word Groups Constructed With -DAn biri In Turkish Language

Bir duygu, düşünce veya durumu tam olarak anlatan sözcük ya da söz öbeklerine cümle denir. Şimdi birbirini tamamlayan öğeleri inceleyeceğiz.

Erzincan ve Yöresi Ağızlarında -sa Enklitiği

1: İLETİŞİM, DİLVE KÜLTÜR

Canlı ve cansız varlıklara, çeşitli somut ve soyut kavramlara ad olan sözcük türüdür.

BURSA GÖÇMEN AĞIZLARI FİİL İŞLETİMİNDE ŞİMDİKİ ZAMAN Şükrü BAŞTÜRK * Mustafa ULUOCAK ** Erol OGUR *** Süleyman EROĞLU **** Hatice ŞAHİN ***** ÖZET

İŞLEVSEL DİL BİLGİSİNİN TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDEKİ YERİ

İŞLEVSEL DİL BİLGİSİNİN TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDEKİ YERİ Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2007, sayı:1,s:

BİRLEŞİK FİİL KURULUŞUNDA A-I-U ÜNLÜLERİ

DERS BĠLGĠLERĠ TÜRKÇE I: YAZILI ANLATIM TRD

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

ŞEKİL, İÇERİK VE ANLAM BAĞLANTISI BAKIMINDAN TÜRKİYE TÜRKÇESİ GRAMERCİLİĞİ. (ERCİYES, YIL: 31, SAYI: 362, ŞUBAT 2008, s ) Arş. Gör.

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Ortak Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

FIRAT ÜNİVERSİTESİ İNSANİ VE SOSYAL BİLİMLER FAKÜLTESİ/TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ/YENİ TÜRK DİLİ ANABİLİM DALI

OSMANİYE AĞZINDA KULLANILAN FİİLDEN AD TÜRETEN gel EKİ ÜZERİNE Yrd. Doç. Dr. Mustafa TANÇ

Zaman ve kişi eklerine bağlı olarak iş(kılış), oluş, hareket, durum bildiren sözcüklere fiil denir. Örnek : okumak. bilmek

TÜRKÇEDE BİLDİRME ÇEKİMİ VE PEKİŞTİRME- OLASILIK KATEGORİSİ

7. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

CÜMLENĐN SINIFLANDIRILMASINDA KULLANILAN OLUMLULUK-OLUMSUZLUK KATEGORĐSĐ ÜZERĐNE

ÖZNES GÖSTER LMEYEN B R CÜMLE T P DAHA

BİÇİMBİRİMLER. Türetim ve İşletim Ardıllarının Sözlü Dildeki Kullanım Sıklığı. İslam YILDIZ Funda Uzdu YILDIZ V. Doğan GÜNAY

Transkript:

TÜRKÇEDE EKLERİN HİYERARŞİSİ VE ARA EKLER Cahit BAŞDAŞ Yapı bakımından eklemeli diller arasında yer alan Türkçe, sistemli bir ek düzenine sahiptir. Çuvaşçadaki olumsuz emir eki an hariç tutulursa, Türkçede kelime yapımı ve çekiminde her zaman son ekler kullanılır (Çuvaşçada emir kipinin olumsuzluğunda ön ek (an) kullanılmaktadır: an kur görme an kursǐn görmesin (Ercilasun vd. 2007: 1319). Bugünkü yazı sistemine göre soldan sağa doğru dizilen ekler arasında güçlü bir hiyerarşik düzen mevcuttur. Önce yapım ekleri, sonra çekim ekleri gelir: uç-ak+tan [kök/gövde+yapım ek(ler)i+çekim ek(ler)i] iz+le-di+niz [kök/gövde+yapım ek(ler)i+çekim ek(ler)i] Yapım ekleri başlığı altında verilen ekler arasında da belirli bir diziliş sırası vardır: sev-gi+li göz+le-n-en yaz-dır-arak Çekim ekleri olarak değerlendirilen ekler aynı şekilde belirli diziliş kurallarına tabidir (Çuvaşçada kullanılan çokluk eki +sem, bu kurala tabi değildir): ev+ler+imiz+den (kök/gövde+çokluk eki+iyelik eki+hâl eki) Türkçede kullanılan ekler, genellikle yapım ekleri ve çekim ekleri olmak üzere iki ana gruba ayrılmaktadır. Yapım ekleri, kısaca eklendiği kelimenin anlamında değişiklik yapan, mevcut kök ya da gövdelerden yeni fiil veya isim gövdeleri türeten ekler biçiminde tanımlanmaktadır. Üzerine geldiği kelimenin anlamında değişiklik yapmayan, kelimeler arasında geçici anlam ilişkisi kuran ekler de çekim ekleri olarak değerlendirilmiştir. Tanımlar yapılırken iki ek grubu arasındaki temel fark, eklendikleri kelimenin anlamını değiştirip değiştirmeme olarak düşünülmüştür. Buna göre yapım ekleri dörde ayrılır: 1. İsimden isim yapan ekler 2. İsimden fiil yapan ekler 3. Fiilden isim yapan ekler 4. Fiilden fiil yapan ekler Türkçe gramerlerin çoğunda birinci ve ikinci maddelerde yer alan ekler, başka bir tasnife tabi tutulmadan sıralanırlar. Ancak üçüncü ve dördüncü maddelerdeki ekler, doğrudan sıralanmayıp farklı işlevleri doğrultusunda, yeniden gruplandırılırlar. Üçüncü maddede fiilden isim yapan ekler, genel nitelikleri dikkate alınarak önce ikiye ayrılır: a. Fiilden herhangi bir isim yapan ekler b. Fiilimsi ekleri Fiilimsi ekleri, yeniden sınıflandırılarak isim-fiil, sıfat-fiil ve zarf-fiil ekleri olmak üzere üç grupta incelenir.

Fiilden isim yapan eklerin alt başlıklar kullanılarak kendi aralarında yeniden gruplandırılması, bu eklerin işlevleri bakımından farklı niteliklere sahip olduklarını gösterir. Fiilimsi ekleri başlığı altında verilenler, adından anlaşılacağı üzere, diğer isim yapma eklerinden farklı olarak her zaman tek başlarına yeterli kavram veya nesne karşılığı bulunan kalıcı isimler yapmazlar. Bu ekler, çoğunlukla sözlüksel değer taşımayan, fiil ile isim arasında ayrı ve geçici bir gramer kategorisi oluştururlar. koşmak, koşan, koşarak yapılarında kullanılan -mak, -an ve -arak eklerinin koş- fiilinin anlamında kesin bir değişiklik yapmadıkları, sözlüksel değer taşıyan yeni ve ayrı bir nesne/kavram adı türetmedikleri açıktır. Halbuki uçak örneğinde -ak eki uç- fiilinden yeni bir nesne adı yaparak hem anlamda hem de kelime türünde belirli ölçüde değişiklik yapmıştır. Ancak bazı fiilimsi eklerinin belirli kelime tabanları üzerinde kalıplaşarak kalıcı isimler yaptıkları bilinmektedir. Mastar ekleriyle: çakmak, kaymak, tokmak, dolma, kazma, kavurma, dikiş, giriş, çıkış, yanlış; sıfat-fiil ekleriyle: ayran, düzen, sıçan, döner, keser, dolmuş, yiyecek; zarf-fiil ekleriyle: çevre, doğa, yara gibi pek çok kalıcı isim yapılmıştır. Dördüncü maddedeki fiilden fiil yapan ekler de benzer sebeplerle iki grupta incelenir: a. Fiilden herhangi bir fiil yapan ekler b. Çatı ekleri Fiilin anlamında belirli ölçüde değişiklik yapanlar, birinci grupta, temel anlamda köklü değişiklik yapmayanlar da ikinci grupta, çatı ekleri başlığı altında değerlendirilir. Zeynep Korkmaz, Türkiye Türkçesi Grameri (Şekil Bilgisi) adlı eserinde, konu ile ilgili tartışmalara dikkat çektikten sonra, çatı eklerinin fiilden fiil türeten ekler olduğunu, ancak fiilden fiil yapan ekleri özelliklerine göre iki alt gruba ayırmak gerektiğini belirtmiştir. Buna göre birinci gruptakiler, tür itibarıyla çatı ekleriyle birleşen fakat eklendikleri kök ve gövdelerde köklü anlam değişiklikleri yaparak, eskisinden farklı anlamda yeni fiiller türetmiş olan eklerdir. Bunların çoğu kök ve gövde ile kaynaşmış durumdadır (Korkmaz, 2003: 540): ayır-, barış-, çalış-, çevir-, vb. Korkmaz, bu tip eklerin çatı kavramı dışında tutulması gerektiğini, bunların fiilden fiil yapan ekler grubunda değerlendirilmesinin uygun olacağını ifade etmiştir. İkinci gruptakiler ve çatı kategorisine girenler ise, eklendiği fiilin temel anlamında köklü bir değişiklik yapmayan, fiilin nesne ve özne ile olan bağlantısında şekil ve durum değişikliği meydana getiren eklerdir (Korkmaz, 2003: 540): iç- / iç-il-, iç-ir-; giy- / giy-in-, giy-dir-; tanı- / tanı-ş-, tanı-ş-tır- vb.. Eklendiği fiilin bildirdiği hareket ya da oluşun gerçekleşmediğini ifade eden olumsuzluk eki -ma/me, tür değişikliği yapmadığı gibi sözlüksel kelime de oluşturmaz. Çekim ekleri arasında sayılan bazı ekler, zamanla belirli kelimler üzerinde kalıplaşarak, bilinen aslî görevlerinden kısmen ya da tamamen uzaklaşmıştır. Eski yön gösterme ekleri (+GArU, +ru): dışarı, içeri, ileri, yukarı, örneklerinde; eski vasıta eki (+In), kışın, yazın örneklerinde kalıplaşmıştır. Çekim ekleri arasında sayılan ve çekimli fiillerde, fiilin bildirdiği hareket veya oluşun birden fazla kişi (üçüncü şahıslar) tarafından yapıldığını gösteren, bir bakıma işteşlik eki (-ş) gibi, fiil-özne ilişkisini belirleyen -lar, isimler üzerinde kullanıldığında, kelimeler arasında herhangi bir anlam ilişkisi kurmaz. -lar, bu yönüyle çekim eki tanımına uymamaktadır. Eklendiği ismin anlamında belirli ölçüde genişleme yaparak aynı türden varlıkların çokluğunu

gösteren -lar, tür değişikliği de yapmamaktadır (elma/elmalar). Yapım ekleri arasında sayılan küçültme eklerinde de aynı durum söz konusudur. Kedi ölmüş ile Kedi+cik ölmüş cümlelerinde, +CIk eki herhangi bir kelime türetmemiş, tür değiştirmemiş, öge değiştirmemiş, unsurlar arasında bağlantı sağlamamıştır. Sadece, özne olan kedi kelimesine bir acıma, şefkat, küçültme fonksiyonu eklemiştir. Aile ve grup yapan +gil eki de bu kategoride değerlendirilebilir (Gülsevin 2004: 1278). Türkçede yaygın olarak kullanılan bazı örneklerin, eklerin gramerlerimizde verilen tanımlarına ve diziliş sıralarına uymadığı görülmektedir (Gülsevin 2004: 1267). anne+m+ler (isim+iyelik+çokluk) Tanımlara göre, önce çokluk sonra iyelik eklerinin gelmesi beklenirdi. O halde, burada, (anlam ve görev farkı bir yana) dizim açısından bir sıra dışılık (kuralsızlık, istisnailik) söz konusudur (Gülsevin 2004: 1267). anne+m+gil örneğinde, Gürer Gülsevin in işaret ettiği gibi, yapım eki (+gil) diziliş kuralına aykırı olarak çekim ekinden (+m) sonra gelmiştir. Aynı durum gün+de+lik için de söz konusudur. sen+siz örneğinde ise yapım ekleri arasında sayılan +sız, yapım eki almayan şahıs zamirine eklenmiştir (Gülsevin 2004: 1267). Yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi yapım ekleri arasında sayılan bazı ekler, eklendikleri kök veya gövdelerden her zaman sözlüksel değer taşıyan yeni bir kelime türetmeyip işlevleri bakımından çekim eklerine yaklaşmıştır. Aynı şekilde bazı çekim eklerinin de çeşitli sebeplerle kalıplaştığı ve kelimeler arasında ilişki kurma işlevini kısmen ya da tamamen kaybettiği, yerine göre türetme görevi üstlendiği görülmektedir. Bazı ekler, dilin gelişme sürecinde, çeşitli bakımlardan değişerek günümüze gelmiştir. Bir kısmında fonetik gelişmeler doğrultusunda, sadece şekil değişikliği meydana gelmiş; bir kısmının hem şekli hem de fonksiyonu değişmiştir. Hatta bazı ekler, başka ekler veya kelimelerle kalıplaşarak tanınmaz hâle gelmiştir. Bu durum, eklerin tasnifini güçleştirmektedir. Mevcut tanım ve tasniflere göre, işlev ve/veya diziliş düzeni bakımından kural dışında kalan, Gülsevin in ifadesiyle sıra dışı gibi görülen eklerin varlığı, yeni ve farklı tasnif önerilerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Viktor Grigoriyeviç Guzev (1990), Zikri Turan (2000), H. İbrahim Delice (2000) ve Gürer Gülsevin (2004) gibi bilim adamları, eklerin yeniden tasnifi konusunda farklı öneriler sunmuşlardır. Zikri Turan, ekleri sekiz gruba ayırmıştır: 1 Yapım eki 2 Çekim eki 3 Fiilimsiler 4 Çatı ekleri 5 Olumluluk-Olumsuzluk ekleri 6 Teklik-çokluk eki 7 Soru eki 8 Sıfatlama eki (+li, +siz) H. İbrahim Delice, ekleri yedi grupta incelemiştir (Delice 2000: 232-233):

1. Genişletme ekleri (-cik, -cağiz, -gil, -lar, olumsuzluk eki -ma, soru eki -mi, şahıs ekleri, kip ekleri, çatı ekleri) 2. Durum ekleri 3. Kurucu ekler 4. Dönüştürücü ekler 5. Yapım ekleri 6. Bütünleşik ekler 7. Temsil ekleri Gürer Gülsevin ise, ekleri dört başlık altında sınıflandırmıştır (Gülsevin 2004: 1278-1280). 1. Türetme Ekleri (Bunlar, isim veya fiillerden, yeni, kalıcı, sözlüksel kelimeler türetirler.) a İsimden isim türeten ekler b İsimden fiil türeten ekler c Fiilden isim türeten ekler d Fiilden fiil türeten ekler 2 Tür Değiştirici Ekler (Bunlar, sözlüksel kelime türetmezler. Eklendikleri isim veya fiilleri, sözlükte yer almayacak isim, sıfat ya da zarflar hâline getirirler.) a Fiillere eklenenler: Fiilimsiler (Mastar ekleri, sıfat-fiil ekleri, Zarf-fiil ekleri) b İsimlere eklenenler +ki ilgi eki +siz yokluk eki +li varlık eki 3 İşletme Ekleri (Bunların görevi, ne sözlüksel kelime türetmek, ne de kelimelerin türünü değiştirmektir. Cümlede kelimeler ve kelime grupları arasında ilişki kurarlar. a Öğeleri belirleyiciler (Hâl ekleri, çatı ekleri, şahıs ekleri, zaman ekleri, kip ekleri, bildirme ekleri) b Bağlantı kurucu ekler (iyelik ekleri, tamlayan eki) 4 Kategori Ekleri (Bunlar, sözlüksel kelime de türetmez, kelimelerde tür değişikliği de yapmaz. Eklendikleri kelimelerin kendileri ile sınırlı kalan değişik özellikler katarlar.) a. Çokluk kategorisi (+lar) b. Grup/aile kategorisi (+gil) c. Küçültme/sevimlilik kategorisi (+CIk, +CAğIZ, +CAcIk) d. Sıralama sayı kategorisi (+IncI) e. Üleştirme sayı kategorisi (+[ş]ar) f. Nitelik dereceleyici kategorisi (+ImsI, +Imtrak, +si, +CA,) g. Olumsuzluk kategorisi (-ma-)

Gülsevin, dört gruba ayırdığı eklerden sözlüksel değer taşıyan ve kalıcı kelime türetenleri birinci maddede türetme ekleri başlığı altında sıralamıştır. İkinci maddede tür değişikliği yapan ancak sözlüksel kelime türetmeyen ekler sıralanmıştır. Kelime ve kelime grupları arasında geçici anlam ilişkisi kuranlar üçüncü maddede işletme ekleri başlığı altında verilmiştir. Kalıcı kelime türetmeyen, tür değişikliği yapmayan ve kelimeler arasında ilişki kurmayan ekler ise dördüncü grup olarak kategori ekleri başlığı altında sıralanmıştır. Bu tasnif, beklentileri önemli ölçüde karşılamaktadır. Ancak eski alışkanlıkları terk etmek kolay olmadığı için, Türkçenin ekleri iki ana grup (yapım ekleri, çekim ekleri) hâlinde değerlendirilmeye devam etmektedir. Bu çalışmada eklerin sıralanış düzeni ve işlevleri, mevcut tanım ve tasnifler de dikkate alınarak, farklı bir bakış açısıyla yeniden değerlendirilecektir. Geleneksel gramer anlayışına göre, belli başlıklar altında verilen ekler, işlev ve diziliş bakımından belirli bir noktada, aynı değerde düşünülmüştür. Yani bütün yapım eklerinin eklendikleri kök ya da gövdelerde aynı oranda anlam ve/veya tür değişikliği yaptığı; bütün çekim eklerinin de kelimeler arasında eşit derecede anlam ilişkisi kurduğu var sayılmıştır. Yukarıdaki örnek ve tasniflerde, yeni kelime türetmeyen bazı eklerin anlam ilişkisi de kurmadığı, bazı eklerin ise bilinen diziliş kuralları dışında kullanıldığı görülmektedir. Kural dışı gibi görülen bu ekler, Gülsevin in işaret ettiği gibi, aslında yanlış kullanımlar ya da Türkçe ek düzenine aykırı şekiller değildir. Diziliş sırası ve görevi ne olursa olsun Türkçedeki bütün ekleri, birbirine eşit uzaklıktaki birer noktada değil, bir doğrunun farklı noktaları üzerinde düşünmek gerekir. Ekleri diziliş kuralları gereği A ve B noktalarını birleştiren bir doğru üzerinde düşünelim. Yapım eklerini doğrunun A noktasından orta noktasına kadar olan bölümü üzerinde, çekim eklerini ise, orta noktadan B noktasına kadar olan kısım üzerinde sıralayalım. Eklerin doğru üzerindeki yerleri, kullanılış sırasına göre belirlenecektir. Aşağıdaki tabloda soldan sağa doru sıralanan eklerden en solda (A noktasında) bulunanların sözlüksel değer taşıyan yeni bir kelime türettiği, en sağda (B noktasında) bulunanların geçici anlam ilişkisi kurduğu görülmektedir. A noktasından ortaya yaklaştıkça eklerin türetme/yapım görevinin zayıfladığı (-dık); B noktasından uzak olan eklerin ise (+lar) diğer kelimelerle anlam ilişkisi kurmadığı anlaşılmaktadır. Aşağıdaki örnekte eklerin diziliş sırası görülmektedir: aç- ık la dık lar ım dan kök+ 1.grup (yapım ekleri 2.grup (çekim ekleri) 3.grup(ara ekler) Şekil: 1 1. Grup: Yapım Ekleri 2. Grup: Çekim Ekleri A 3. Grup : A r a E k l e r B Şekil: 1

Her iki gruptan, orta noktaya yakın olan ve işlevleri bakımından geçiş niteliği taşıyan bu ara ekleri, üçüncü grup olarak değerlendirebiliriz. Ara ekler olarak adlandırdığımız üçüncü grup ekler, bilinen iki grubun dışında yer almayıp, esas itibariyle yapım ve çekim eklerinin bir bölümünü kapsar. Konuyu venn şeması ile açıklamak gerekirse; yapım ve çekim eklerini, şekil: 3 teki gibi, belli noktalarda kesişen iki kümede gösterelim. A kümesine yapım eklerini; B kümesine ise çekim eklerini yerleştirelim. Bu durumda A, B kümelerinin kesişen taranmış bölümünde ara ekler olarak adlandırmayı önerdiğimiz geçiş niteliğindeki üçüncü grup ekler yer alır. Matematiksel ifade ile; A= Yapım ekleri B= Çekim ekleri A B= Ara ekler Şekil: 2 İşlev ve kullanılışları bakımından yapım ekleriyle çekim eklerinin kesişme noktasında bulunduğunu düşündüğümüz başlıca ara ekler şunlardır: A grubunda yer alanlar (yapım ekleri grubu) Sıfat-fiil ekleri Zarf-fiil ekleri Mastar ekleri (-mak, -ma, -Iş) Olumsuzluk eki (-ma) Küçültme ekleri (+CIk, +CAğIZ) İlgi eki (+ki) Yokluk eki (+siz) Topluluk/beraberlik eki (+gil) B grubunda yer alanlar (çekim ekleri grubu)

Çokluk eki (+lar) Eski yön gösterme eki (-GArU) Eski vasıta eki (+In) Eşitlik eki (+ÇA) Yukarıda başlıklar halinde sıraladığımız eklere, benzer fonksiyonları tespit edilen başka ekler ilave edilebilir. SONUÇ Bütün yapım ekleri, kelimenin türünde ve anlamında aynı oranda değişiklik yapmaz. Bütün çekim ekleri de her zaman ve sadece kelimeler arasında anlam ilişkisi kurmaz. Türkçede kullanılan ekler kelime kök ya da gövdesi üzerinde, hiyerarşik bir düzen içinde, soldan sağa doğru dizilirler. Türetme işlevi bulunan ekler en solda yer alır. En sağdaki (kelime sonunda) ekler, çekim/işletme görevi olan eklerdir. Bilinen en eski metinlerde, bazı yapım ve çekim eklerinin fonksiyonları birbirine yakındır. Bir kısmının işlevi ise, tarihî süreç içinde birbirine yaklaşmıştır. Bu nedenle Türkçede kullanılan yapım ve çekim ekleri, eşit uzaklıktaki iki ayrı nokta üzerinde düşünülmemelidir. Kanaatimizce her iki ek grubu içerisinde, işlevleri birbirine yaklaşan veya kesişenlerin ara ekler olarak değerlendirilmesi uygun olacaktır. KAYNAKLAR ATALAY, Besim (1941), Türk Dilinde Ekler ve Kökler Üzerine Bir Deneme, İstanbul: TDK Yayınları. DELİCE, H. İbrahim (2000), Türk Dilinde İşlevsel Ek Tasnifi Denemesi, Sosyal Bilimler Dergisi, S. 24, s. 221-235, Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi Yayınları. DENY, Jean (Çeviren: O. Şahin, 1995), Türk Dili Gramerinin Temel Kuralları, Ankara: TDK Yayınları. GRÖNBECH, K. (Çev. M. Akalın, 1995), Türkçenin Yapısı, Ankara: TDK Yayınları. GÜLSEVİN, Gürer, (2004), Türkçede Sıra Dışı Ekler ve Eklerin Tasnif-Tanımlanma Sorunu Üzerine V. Uluslararası Türk Dili Kurultayı Bildirileri I, s. 1267-1283, Ankara: TDK Yayınları. HATİBOĞLU, Vecihe (1981), Türkçenin Ekleri, Ankara, TDK Yayınları. KORKMAZ, Zeynep (2003), Türkiye Türkçesi Grameri (Şekil Bilgisi), Ankara: TDK Yayınları. TURAN Zikri (2000), Türkçenin Yapım ve Çekim Düzeninde Yer Alan Eklerin Sınıflandırılması Nasıl Olmalıdır?, 4. Uluslarası Türk Dili Kurultayı, 25-29 Eylül 2000, Çeşme-İZMİR. ZÜLFİKAR, Hamza (1991), Terim Sorunları ve Terim Yapma Yolları, Ankara: TDK Yayınları.