OKULLARDA GÜVENLİ BESİN ve SAGLIKLI BESLENME Okul çağı; hızlı büyüme-gelişme ve öğrenme süreçlerini kapsayan, bu nedenle de sağlıklı beslenmenin önemli olduğu dönemlerden biridir. Sağlıklı beslenme ise hem yeterli ve dengeli beslenmeyi, hem de güvenli besin kavramlarını içeren bir terimdir. Bu yaş grubu çocuklarda sağlıklı beslenme ile bedensel, duygusal, sosyal gelişim ve okul başarısı/devamlılığı olumlu yönde etkilenmekte (1-4), aynı zamanda yetişkinlik dönemine temeloluşturan doğru beslenme alışkanlıklarının kazanılması ile bazı beslenme ilintili kronik hastalıklardan korunabilmek mümkün olabilmektedir (5-9). Okul çağı, çocuğun toplum yaşamına ilk kez bilinçli olarak girdiği ve ev dışında geçirilen sürenin giderek uzadığı bir dönemdir. Bu nedenle bu çağdaki çocuklar açısından beslenme; evde, okulda ve ev/okul dışında gerçekleşmektedir. Doğru beslenme alışkanlığı geliştirememiş çocuklarda ise sıklıkla öğün atlama, sağlıksız besin seçimi, dengesizltek yönlü beslenmenin yaygınlaşması ile beslenmeyle ilintili hastalık riskleri artmakta ve beslenmenin maliyeti yükselmektedir. Ülkemizde okul çağı çocuklarında yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı olarak şişmanlık-zayıf1ık, bodurluk (yaşa göre boy kısalı ğı) kemik/diş sağlığı bozuklukları, özellikle demir yetersizliği anemisine ek olarak diğer mineral (kalsiyum, iyot ve çinko) ve vitamin (D vitamini, Bı vitamini vb.) yetersizlikleri görülebilmektedir (5). Tüm dünyada, çocuk ve adölesanlarda şişmanlık prevalansı son 20 yılda ciddi boyutlarda artış göstermiştir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki artış, çocukluk çağı şişmanlığının hızla artan bir halk sağlığı sorunu olduğunu ve yakın gelecekte bu sorunun önemli bir sosyoekonomik yük oluşturacağını göstermektedir. çevresel (obezojenik) etmenler, çocukluk çağı şişmanlığının oluşmasında önemli bir etmendir. Çocuklarda beden kütle indeksi (BKİ), 5-7 yaşlarda artış göstermektedir ve bu duruma adipozite sıçraması (adiposity rebound) denilmektedir. Bu sıçrama zamanı çocukluk çağında şişmanlığın gelişimi için kritik dönem olarak nitelendirilmekte ve özellikle adölesanlar ile erken yetişkinlik dönemindeki yüksek BKİ ile ilişkisine dikkat çekilmektedir (10). Çocukluk çağı şişmanlığında roloynayan en önemli faktörler yanlış beslenme alışkanlıkları ve fıziksel aktivite yetersizliğidir. Ailelerin oyun alanlarını güvenli bulmaması (11), televizyon, bilgisayar ve video başında geçirilen sürenin giderek uzaması (12-14) ve uyku sürelerinin azalması (15,16) çocukluk çağı şişmanlığı riskini artırmaktadır. Beslenmeye ilişkin faktörler arasında öğün atlama (17), yetersiz sebze-meyve tüketimi (18,19) şeker eklenmiş besin ve içecek 1
tüketiminin artması (14,20,21), atıştırmalık besinlerin ve hızlı-hazır besin (fast food) tüketiminin yaygınlaşması (22) yer almaktadır. Toplumun geleceği alışkanlıklarının açısından olabildiğince erken yaşlardan itibaren geliştirilmesi ve hareketli bir yaşam tarzının benimsenmesi, doğru beslenme sağlıklı nesillerin yetiştirilmesi için önemlidir. Bu kapsamda okul çağı çocuklarının güvenli besine ulaşabilmesinin sağlanması ve çocukların sağlıklı beslenme konusunda bilinçlendirilebilmesi okul yönetimi-öğretmenleri kapsayan plan ve politikaların oluşturulması için; öğrenci-aile- ve en kısa zamanda yaşama geçirilmesi önemlidir. Çocuklarda fiziksel aktivite yetersizliğine ve sağlıksız beslenmeye neden olan faktörler tanımlanmalı ve bu engellerin kaldırılmasına yönelik stratejiler geliştirilmelidir (23,24). Okulda Beslenme: Sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivitenin arttırılması ile çocukların fazlaca maruz kaldığı obezojenik çevrenin azaltılmasında ailenin olduğu kadar okulların da rolü büyüktür. Bu yaş grubundaki çocuklar günde 1-2 öğününü okulda tüketmektedir. Bu nedenle okul, sağlıklı beslenme davranışlarının alımlarının dengelenmesine öğesi alımlarının geliştirilmesinde etkili olabilmekte ve çocukların enerji-besin katkı sağlayabilmektedir geliştirilmesine ögesi (25-28). Okul, çocukların besin ve besin de önemli katkıda bulunmaktadır (29-3 I). Çoğu Avrupa ülkesinde çocukların yaşamlarının en az 10 yılı, yılın yaklaşık 9 ayı, haftanın 5 günü ve günün en az 6 saati okulda geçmekte ve okulda tükettikleri atıştırmalık gereksinimlerine olan katkısı %50'ye kadar ulaşabilmektedir fiziksel uğraş seçeneklerinin de dahilolduğu ve öğünlerin günlük enerji (32). Dolayısıyla konuya yönelik yaşam biçimi değişikliği programlarının arttırılması gereği açıktır (33-39). Yurtdışındaki yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmeye yönelik uygulama örneklerine bakıldığında besin endüstrisinin toplam yağ, doymuş yağ asidi, sodyum (tuz) ve toplam şekeri azaltma hedefi ile ürünler geliştirmeyi teşvik eden politikalar mevcuttur. Yasakçı yaklaşım yerine bilime dayalı ve tüm besin sektörünü içine alacak düzenlemeler yapılmıştır. İngiltere örneğinde, sadece tuzlu yiyecekler değil, şeker ilaveli tatlı olan atıştırmalıkların da öğlen yemek saati dışında sunulmamasına yönelik bir uygulama vardır. Ayrıca yine İngiltere'de okul çağındaki çocukların alması gereken enerji ve besin ögeleriyle bunların kaynakları belirlenmiştir. Romanya'daki düzenleme ile belli kıstasları karşılamayan ürünlerin (porsiyon başına içerdiği enerji, toplam yağ, doymuş yağ asidi, şeker, tuz içeriğine göre) satılamayacağı dikkat çekmektedir. Dolayısıyla Türkiye'deki uygulamalarda da bunlara dikkat edilmesi önemli bir adım olabilecektir. Çocukların okul yemekhanelerini tercih etmeleri için koşulların iyileştirilmesi, ucuz ve sağlıklı; toplam yağ, doymuş yağ asidi, sodyum (tuz), ve şeker seviyeleri düşürülmüş, ülkenin özelliklerine 2
bağlı olarak kalsiyum, demir, riboflavin gibi besin öğelerinden zenginleştirilmiş uygun yiyecek/içeceklere ulaşımının kolaylaştırılması önemlidir. Oysa günümüzde hızlı hazır ve atıştırmalık yiyecek/içecek seçenekleri daha ucuz ve kolayelde yiyecek/içecek günlük ihtiyaca edilebilmektedir otomatı bulunma durumunun bile çocukların sebze/meyve (40). Okullarda tüketimiyle negatif, toplam yağ ve doymuş yağ asidi alımı ile pozitif ilişki gösterdiği belirlenmiştir (41). Ülkemizdeki Durum Ülkemizin de taraf olduğu Avrupa Obezite ile Mücadele Şartı, 17 Kasım 2006 yılında imzalanmış olmasına rağmen okullarımızdaki beslenme alışkanlıklarına ilişkin somut bir değişimin olmadığı düşünülmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı 'nın 17 Aralık 2007 tarih ve 3192 sayılı; 25 Mart 2008 tarih ve 1088 Sayılı genelgelerinde okul kantinlerinde satışa konu edilen gazlı içecekler, cipsler, kızartmaların satışlarının caydırılması ve 21 Temmuz 2011 tarih ve 41 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Genelgesi ile okul kantinlerinde doğal maden suları hariç, enerji yoğunluğu yüksek, besin değeri düşük olan (enerji içecekleri, gazlı içecekler, aromalı içecekler ve kolalı içecekler) ile kızartma ve cipslerin satışlarının yapılmaması" ibaresi ile ürünlerin satışı yasaklanmıştır. Ayrıca okullarda yemek hizmetlerine ilişkin olarak da 20 i0/22 sayılı Bakanlık genelgelerinde sağlıklı beslenmenin önemi de konu edilmiştir. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan "Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı (20102014 )"nda, öğretmen ve öğrencilerin yeterli ve dengeli beslenme ve fiziksel aktivite konularında bilgilendirilmesi, üniversitelerde çocukların ve gençlerin fiziksel aktivite, spor faaliyetleri ve sosyal aktivitelere yönlendirilmesi, okullarda verilen beslenme hizmetlerinde denetimlerin etkin şekilde yürütülmesi ve standardizasyonunun sağlanması gibi stratejilere yer verilmiştir. Sağlık Bakanlığı tarafından koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında, "Beslenme Dostu Okul Projesi" ile okulların sağlıklı beslenme ve hareketli yaşam koşullarına teşvik edilmesi, okullarda sağlıklı beslenme, obezitenin önlenmesi ve hareketli yaşam konularında duyarlılığın arttırılması ve bu konuda yapılan iyi uygulamaların desteklenmesi ile okul sağlığının daha iyi düzeylere çıkarılması hedeflenmiştir. Ayrıca Hacettepe Üniversitesi, Gazi Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümleri işbirliğinde Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan "Tam Gün Okullara Yönelik Geliştirilen hizmeti veren okullarda Menü Modelleri ve Örnek Öğle Yemeği Listeleri"nin uygulanmasının, toplu beslenme hizmetlerinin yemek kalitesi ve standardizasyonunun sağlanması açısından yararlı olacağı düşünülmektedir. T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ve Milli Eğitim Bakanlığı Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı işbirliği ile Temmuz 2011 tarihinde 26 bölgede ve 140 ilköğretim okulunda toplam 3
12301 çocuk ile yapılmış 'Türkiye'de İzlenmesi (TAÇBİ)' Okul çağı Çocuklarında (6-10 yaş grubu) Büyümenin raporunda (8) belirtildiği üzere taze sıkılmış meyve suları %14.9, hazır satılan %100 meyve suları %11.8, meyve suyu nektarları %15.9, şeker içeren gazlılkolalı içecekler %11.5 ve diyet veya light gazlı kolalı içecekler %3.6 oranları ile hergün tüketilmekte olup genelde kentseldeki tüketimleri kırsaldan biraz daha yüksek orandadır. Hergün ayran ve süt tüketenlerin oranları kırsal da biraz daha yüksek olmak üzere genelde sırasıyla %14.5 ve %30.0'dur. Buna karşılık şeker, şekerleme, bar, gofret ve çikolataların %25.4, cips ve patlamış mısırın %19.0, simit ve poğaçanın %15.9, hamburger, sosislilsucuklu sandviç vb nin ise %15.8 oranları ile hergün tüketildiği belirlenmiştir. Bunlardan simit ve poğaça ile hamburger, sosislilsucuklu sandviç vb. nin kentseldeki oranları, patates kızartmasının ise kırsaldaki oranları daha yüksektir. Sağlık Bakanlığı'nın hazırlamış olduğu "Okul Kantinleri İç Denetim Raporu"na göre okul çocuklarının neredeyse yarısının hiç sebze yemediği, %20-30'unun meyve tüketmediği, buna karşın atıştırmalıkları sık tüketlikleri ve öğün atladıkları belirtilmiştir (42). Okul çağı çocuklarında beslenme, yaşa, cinsiyete ve yapılan fıziksel aktiviteye bağlı olarak değişiklik beraber göstermekle büyüme ve gelişmedeki hızlanma nedeniyle yetişkinlerden farklıdır. Büyüme ve gelişmeye olumlu katkı sağlaması bakımından yaş grubuna ve cinsiyete göre enerji ve besin ögelerinin (karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve mineraller) günlük olarak yeterli miktarlarda alınması gerekmektedir. Ülkemizdeki okulların büyük çoğunluğunda öğrencilere, öğle öğünü ya da kuşluk ve ikindi gibi ara öğünler şeklinde bir uygulama yapılmamakta, yalnızca ilköğretim okullarının ilk kısmında, ara öğün şeklinde bir beslenme programı uygulanmaktadır. Bu uygulamada çocuklar, evden ya kendi isteklerine ya da öğretmenin belirttiği programa göre yanlarında yiyecek getirmekte ve beslenme saatinde bu yiyecekleri tüketmektedirler. Okul yönetimi de, hükümetin uyguladığı plan ve programlar haricinde, okulda satışı yapılan besinlerin ve içeceklerin besin ögesi içeriği ve kalitesini geliştirici politikalarla sağlıklı beslenme davranışlarının gelişiminde rol alabilmektedir ve uygulama faaliyetlerinin arttırılması "yasaklarna" seçeneğinin kullanılmamasına ve özellikle cı). çocuklardaki Yine konuya yönelik eğitim bu çalışmalar esnasında kesinlikle dikkat edilmesi pedagojik açıdan doğru bir yaklaşım olacaktır. Ayrıca özellikle ambalajlı olarak satılan besinlerin besin etiketlerinde yeterli ve dengeli beslenmeyi teşvik edici ve tüketilen besinin besin değeri hakkında anlaşılır bilginin varlığı büyük öneme sahiptir. Bu nedenle çocuklarımıza yeterli ve dengeli beslenmeyi teşvik etmek ve sağlıklı seçimler yapabilmelerine olanak tanıyacak eğitim çalışmalarına hız vermek gereklidir. Bu eğitim 4
çalışmalarında özellikle aktif yaşam, yeterli ve dengeli beslenme, besin etiketleri, porsıyon kontrolü ve dolayısıyla sağlıklı seçim yapabilmelerine yönelik konular yer almalıdır. SONUÇ ve ÖNERİLER Özellikle yemekhanesi olmayan okullar için kantinlerde bulunan yiyecek ve içecek ürün seçeneklerinin, Türk Gıda Kodeksi Etiketleme Yönetmeliği 'nde belirtilen ve porsiyon kontrolü konusunda bilinçlenmeye zemin hazırlayacak şekilde, tek porsiyon ve/veya daha küçük paketlerde satılmasının desteklenmesi gereklidir. Okul kantinlerinde satışı yapılan ürünlerin çeşitliliği artırılırken, meyve ve sebze içeriği yüksek menüler veya yiyeceklere ağırlıklı yer verilmeli, kantinlerde yeterli ve dengeli beslenmeyi teşvik edici; şeker, sodyum (tuz), toplam yağ ve doymuş yağ asidi değerleri okul çağı çocuğunun günlük ihtiyacına uygun olarak azaltılmış yiyecek ve içecekler yer almalıdır. Çocukların zamanının büyük bir kısmı okulda ve okul içi aktivitelerde geçmektedir. Bu nedenle okulortamı sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme alışkanlıklarını geliştirecek nitelikte olmalı ve fiziksel aktivite olanakları artırılmalıdır. Okul yönetimleri; öğrencilerin beslenme konusunda bilinçlendirilmesi (düzenli öğünler şeklinde beslenme, besin gruplarından yeterli tüketim, besin-sağlık-fiziksel aktivite ilişkileri ve önemi, güvenli besin tüketimi vb) ve yaşama geçirilmesi, yiyecek-içecek hizmetlerinde hijyenik-güvenli ortamların sağlanması ve ekonomik sağlıklı beslenme seçeneklerin artırılması yönünde politikalar geliştirmelidir. "Okul Sütü", "Okullarda Kahvaltı", "Okullarda Öğle Yemeği" vb okul programlarına verilecek olan devlet desteği önemlidir. Bu konuda mevcut tüzük ve yönetmelikler geliştirilmeli ve yaşama geçirilmesi konusunda duyarlılık/yaptırımlar artırılmalıdır. Ders müfredatlarında beslenmeye ilişkin bilgilerin yer alması çocukların beslenme bilgilerinin artırılması, doğru beslenme alışkanlık ve tutumlarının kazandırılması için gereklidir. Yemek verilen okullarda diyetisyenin görevalması sağlanarak güvenli ortamlarda yeterli ve dengeli menülerin oluşturulmasına olanak sağlanmalıdır. Çocukların beslenmeleri üzerinde etkili olduğu bilinen ve onların sağlıklı beslenme konusunda bilinçlendirilmesi konusunda medya desteği sağlanırken, olumsuz mesajlar içeren reklamların kontrolleri yapılmalıdır. Ülke genelinde, toplumun özelliklerine uygun olarak kısa süreli değil uzun dönemli "Okul Sağlığı Programları" planlanmalı, geliştirilmeli, yaşama geçirilmeli ve sürekliliği sağlanmalıdır. s
Okullarda düzenli olarak her eğitim döneminde çocukların vücut ağırlıkları ve boy uzunlukları ölçülerek, büyüme ve gelişmelerinin izlenmesi önemlidir. Okullar, beslenme ile ilintili; çocukluk çağı şişmanlığı, koroner kalp hastalığı, diyabet ve kanser gibi kronik hastalıkların önlenmesi için uygulanan ulusal çabaların önemli bir parçası olmalıdır. KAYNAKLAR 1. OToole TP et al.j Sch Health 2007;77(8):500-521. 2. Datar A et al.obes Res 2004; 12(1):58-68. 3. Mikkilti Vet al.public Health Nutr 2003; 6(1):49-56. 4. Position Paper of Journal of the American Dietetic Association, JADA 2008;108(6): 1038-1047. 5. Anne ve Çocuk Sağlığı Beslenmesi, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir, 2000. 6. Hauner H. Obesity in Childhood and Adolescence: Pediatric and Adolescent Medicine Vol 9. Basel: S Karger AG, 2004:219-228. 7. Obesity: Preventing and managing the global epidemic. Report of a WHO Consultation. WHO Technical Report Series no 894. Geneva: WHO, 2000. 8. Spruijt-Metz D. J Res Adolesc 2011; 21(1): 129-152. 9. Lobstein T et al.eur J Public Health 2005; 15(6):576-579. 10. TOÇBİ Araştırma Raporu, Ankara, Temmuz 2011. 11. Matthieu J. J Am Diet Assos 2008; 108(5): 774-775. 12. Adachi-Mejia AM et al.int J Obes 2007; 31: 644-651. 13. Stettler N et al.obes Res 2004; 12: 896-903. 14. Ludwig DS et al.lancet 2004; 364: 226-227. 15. Chaput Jp et al.int J Pediatr Obes 2007; 2(3):188-191. 16. Must A et al.int J Obes 2009; 33 (Suppl 1): 82-86. 17. Veugelers pj et al.cmaj 2005; 13;173(6): 607-613. 18. Lin BH et al.food Review 2002; 25:28-32. 19. Conrey E et al.am J Epidemio12004; 159: 75. 20. Brown CM et al.int J Obes 2008; 32 (Suppl 6): 28-34. 21. Giammattei J et al.arch Pediatr Adolesc Med 2003; 157(9): 882-886. 22. Jahns L et al.j Pediatr 2001; 138(4): 493-498. 23. Williden M et al.health Education Journal 2006; 65(2): 135-148. 24. Harrison F et al.health & Place, 2012;18: 639-648. 6
25. Condon EM, Crepinsek MK, Fox MK. J Am Diet Assoc. 2009; 109(2 Suppl):S67-78. 26. IOM, Nutrition Standards for Foods in Schools: Leading the Way Toward Healthier Youth. Washington, DC: National Academies Press; 2007. 27. Story M et al. Future Child 2006;16:109-142. 28. Koplan Jp et al. Preventing Childhood Obesity: Health in the Balance. Washington, DC: National Academies Press; 2005. 29. Aranceta Bartrina J et al.j Nutr 2006; 96 (Suppl 1): 78-81. 30. Briefel RR et al.j Am Diet Assoc 2009; 109(suppl 1): 79-90. 31. Sanigorski AM et al.eur J cıin Nutr 2005; 59(11): 1310-1316. 32. Story M et al., Nanney MS, Schwartz MB. Milbank Q 2009; 87(1):71-100. 33. Laurence S et al.health Promot Int. 2007;22(3):218-26. 34. Gonzalez-Suarez C et al.am J Prev Med. 2009; 37(5):418-27. 35. Hildebrand DA et al.j Nutr Educ Behav. 2012; 44(1):93-5. 36. Eisenmann JC et al.bmc Public Health. 2011; 29; 11:607. 37. Hendy HM et al.appetite. 2011;56(2):484-94. 38. Bevans KB et al.j Sch Health. 2011;81(7):424-9. 39. Clark MA et al.j Am Diet Assoc. 2009; 109(2 Suppl):S44-56. 40. Shepherd J et al.health Educ Res 2006; 21(2):239-57. 41. Kubik MY et al.am J Public Health 2003; 93(7):1168-1173. 42. T.C. Milll Eğitim Bakanlığı İç Denetim Birimi Başkanlığı Okul Kantinleri İç Denetim Raporu, 28 Aralık 2010-2010/11 7
OKULLARDA GÜVENLİ BESİN VE SAGLIKLI BESLENME Prof. Dr. Nilgün Karaağaoğlu (Oturum Ba=kanı) tft;1;;;;. Arş. Gör. Fatma Çelik (Raportör) ~ -=::::::==4-ı---- 06.04.2012 Katılımcılar Prof. Dr. H. Tanju Besler Prof. Dr. Gülden Pekcan Prof. Dr. Nevin Şanher Yrd. Doç. Dr. Eda Köksal Prof. Dr. Ayşe Özfer Özçelik Prof. Dr. Murat Baş Prof. Dr. Neriman İnanç Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu Prof. Dr. Filiz Açkurt Doç. Dr. Gülhan Samur Yrd. Doç. Dr. Fatih M Uyar Yrd. Doç. Dr. Şule Şakar Dr. Ayhan Dağ TDD Uz. Dyt. Sabriye Saruhan