534 Öğrencilerin Olumlu ve Olumsuz Mükemmeliyetçilik Özellikleri ile Akademik Başarıları Arasındaki İlişkiler Fatma ALTUN, Karadeniz Teknik Üniversitesi, KTÜ Fatih Eğitim Fak., faltun@ktu.edu.tr Hikmet YAZICI, Karadeniz Teknik Üniversitesi, KTÜ Fatih Eğitim Fak.,hyazici@ktu.edu.tr Özet Mükemmeliyetçilik genel olarak, kişinin performanslarında aşırı yüksek standartlar belirlemesi olarak tanımlanır. Gerçekçi olmayan aşırı derecede yüksek standartlar belirlemek, başarılarından tatmin olamamak, başarısızlık korkusu ile erteleme davranışında bulunmak mükemmeliyetçiliğin olumsuz boyutunu oluşturur. Ulaşılabilecek derecede yüksek standartlar belirlemek, esnek davranabilmek, başarılarından memnun olmak ve başarısızlık sonucunda yıkılmamak olumlu mükemmeliyetçilik boyutunda yer alan davranışlardır. Bu çalışmanın amacı öğrencilerin olumlu ve olumsuz mükemmeliyetçilik özellikleri ile akademik başarıları arasındaki ilişkileri incelemektir. Araştırma grubu Trabzon daki 19 farklı ilköğretim okulunda öğrenim görmekte olan 1100 ilköğretim ikinci kademe öğrencisinden (kız=571, erkek=529) oluşmaktadır. Araştırmada Kırdök (2004) tarafından geliştirilen Olumlu ve Olumsuz Mükemmeliyetçilik Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizi sonucunda, öğrencilerin akademik başarıları ile olumlu mükemmeliyetçilikleri arasında pozitif yönde (r=.14, p<.01), olumsuz mükemmeliyetçilikleri ile negatif yönde (r=-.15, p<.01) anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Olumlu ve Olumsuz Mükemmeliyetçilik, Akademik Başarı. GİRİŞ Literatür incelendiğinde mükemmeliyetçiliğin birçok araştırmacının dikkatini çeken bir konu olduğu ve bu konuyla ilgili sürekli yeni araştırmaların ve tanımlamaların yapıldığı görülmektedir.yapılan tanımlarda en çok vurgulanan özellik, kişinin performans ve davranışları üzerinde aşırı yüksek standartlar belirlemesidir (Slaney, Rice, Mobley, Trippi, & Ashby, 2001). Mükemmeliyetçiliği ilk tanımlayanlar arasında bulunan Freud a göre mükemmeliyetçilik, süper egonun bir özelliğidir ve başarı elde etmek için aşırı istek duyma şeklinde tanımlanabilir (Geçtan, 2006). Holender a (1965) göre ise mükemmeliyetçilik, bireyin kendisi ya da başkaları için aşırı yüksek standartlar belirlemesidir. Mükemmeliyetçi bireylerin mükemmele ulaşma isteklerinin altında yeteri kadar iyi değilim, daha iyisini yapmalıyım düşüncesinin yattığını söyleyen Hollender, mükemmeliyetçiliği olumsuz ve patolojik bir durum olarak ele almıştır (Akt. Mızrak, 2006). Yapılan ilk tanımların, sadece kişinin kendine yönelik mükemmeliyetçiliğini ele alan yaklaşımları içerdiği görülmektedir. Fakat zamanla bireyin kendi içindeki bileşenleri kadar kişiler arası bileşenleri üzerine de odaklanılmış ve mükemmeliyetçilik tek boyutlu bakış açısından ziyade çok boyutlu bir bakış açısıyla incelenmeye başlanmıştır. Örneğin, Hewitt ve Flett (1991) mükemmeliyetçiliği kendine yönelik, başkasına yönelik ve sosyal odaklı olmak üzere üç kısımda inceleyerek, mükemmeliyetçiliği çok boyutlu olarak ele almışlardır. Kendine yönelik mükemmeliyetçilik; kişinin kendine yönelik ve ulaşılması imkansız boyutta standartlar belirlemesidir. Buna kendine yönelik eleştiri ve hatalarını kabul etmeme eşlik eder. Başkasına yönelik mükemmeliyetçilik; kişinin başkaları için yüksek standartlar belirlemesi ve başkalarının bunlara uymasını beklemesidir. Sosyal kaynaklı mükemmeliyetçilik ise kişinin, başkalarının kendisinden ulaşılması imkansız şeyler beklediği yönünde bir inanca sahip olmasıdır. Frost, Marten, Lahart ve Rosenblate (1990) de mükemmeliyetçiliği çok boyutlu olarak ele almış, hata yapma endişesi, yüksek kişisel standartlar, davranışlardan şüphe, organizasyon, ebeveyn beklentisi ve ebeveyn eleştirisi olmak üzere altı boyutta incelemişlerdir. Hata yapma endişesi; hata yapmanın başarısızlıkla aynı anlama geldiği şeklinde bir inanca sahip olmaktır. Yüksek kişisel
535 standartlar; kişinin kendisi için oldukça yüksek standartlar belirlemesidir. Davranışlardan şüphe duyma; kişinin bir işi yaparken doğru yapamama korkusu ile yavaş yapma ve tekrar tekrar yapma ihtiyacı duymasıdır. Organizasyon; temiz ve düzenli olmayla ilgili aşırı bir dürtü duyma durumudur. Ebeveyn beklentisi; anne ve babanın dışsal bir baskı olarak görülmesidir. Aşırı ebeveyn eleştirisi; kişinin hatalara karşı ebeveynlerinin aşırı derecede eleştirel olduğunu hissetmesi durumudur (Akt. Antony ve Swinson, 2000). Bu son iki boyut mükemmeliyetçiliğin nedenlerini ve gelişimini açıklama konusunda yarar sağlayabilecek niteliktedir. Olumlu ve Olumsuz Mükemmmeliyetçilik İlk çalışmalarda mükemmeliyetçilik kavramı bazı araştırmacılar tarafından olumsuz bir bakış açısı ile ele alınmış ve patolojik bir kişilik özelliği olarak görülmüştür (Hewitt ve Flett, 1991; Greenspon, 2000; Pacht, 1984). Örneğin Pacht (1984) mükemmeliyetçiliği zararlı bir eğilim olarak görmüştür. Pacht e göre mükemmeliyetçilik, aslında var olmayan bir şeyi elde etme arzusudur ve bu karmaşayı yaşayan insanlarda birçok psikolojik problem yaratmaktadır. Bu nedenle Pacht, mükemmeliyetçiliği psikopatolojinin bir türü olarak görmektedir. Burns a (1980) göre ise mükemmeliyetçilik kişinin, gerçekçi olmayan amaçlar için aşırı bir çaba harcamasıdır ve sadece bireyin verimliliğini düşürmekle kalmayıp aynı zamanda kişinin sağlığını bozan, öz kontrolünü zayıflatan, kişilerarası ilişkilerini etkileyen ve benlik saygısını düşüren bir özelliktir (Akt.Ashby ve Rice, 2002). Buna karşın son yıllarda mükemmeliyetçiliğin olumlu (adaptive, normal, uyumlu) ve olumsuz (maladaptive, nevrotik, uyumsuz) olmak üzere iki boyutunun olduğuna dönük yaklaşım yaygın kabul görmektedir (Ashby ve Rice, 2002; Kottman, 2000; LoCicero ve Ashby, 2000; Parker, 2000; Rimm, 2007; Schuler, 2000; Silverman, 2007). Mükemmeliyetçiliğin olumlu ve olumsuz iki boyutunun olduğuna dikkat çeken ilk araştırmacılardan biri olan Adler e ( 2004) göre, üstünlük çabası tüm insanlarda var olan bir dürtüdür ve bütün yaratıcı eylemlerin arka planında bu çaba yer alır. Normal mükemmeliyetçiler bu çabayı toplumun yararına kullanabilen, sadece kendinin değil başkalarının da kazançlı çıkmasını sağlayacak şekilde davranabilen kişilerdir. Nevrotik mükemmeliyetçiler ise üstünlük sağlamada yanlış yol izleyen, çabalarını yaşamın yararsız taraflarına yönelten kişilerdir. Başka bir deyişle mükemmeliyetçilik çabası, bireyin potansiyellerini en üst düzeye çıkarmayı ve toplumsal ilgiyi içerdiği sürece sağlıklı bir özellik olarak görülürken, sadece diğer insanlardan üstün olma gereksinimini içerdiğinde sağlıksız bir özellik haline gelmektedir. Adler e göre, insan ne kadar sağlıklı ve normalse izlediği yolların tıkanması durumunda mükemmel olma amacına yönelik yeni yollar bulma konusundaki keşfetme yeteneği de o denli fazla olur. Fakat sağlıksız (nevrotik) mükemmeliyetçilerde üstünlük amaçlarına ulaşma konusunda ya hep ya hiç tarzı düşünce hakimdir, ürettikleri çözümler düşük düzeyde ve karşılaştıkları güçlükler onlar için bir hayli büyüktür. Hamacheck (1978) de mükemmeliyetçiliği normal ve nevrotik olarak iki kısımda incelemiştir. Hamacheck e göre normal mükemmeliyetçiler çok fazla çaba sarf ederek, kendilerini tatmin edecek bir sonuç elde etmeye çalışırken, nevrotik mükemmeliyetçiler, yaptıkları işin yeterince iyi olmadığını düşünerek yaptıklarından hiçbir zaman tatmin olamamaktadırlar. Normal mükemmeliyetçiler zayıflıklarının ve sınırlarının farkındadırlar ve kendilerini oldukları gibi kabul ederler. Normal mükemmeliyetçiler nevrotiklere göre daha esnek, daha heyecanlı, duygusal anlamda daha güçlüdür ve amaçlarına odaklanarak en doğru şekilde yapmanın yollarını aralar. Diğer taraftan nevrotik mükemmeliyetçiler asla memnuniyet duygusu hissedemezler çünkü onların gözünde hiçbir şey yeterince iyi değildir. Kapasitelerinin çok üzerinde hedefler belirlemeleri benlik saygılarının düşmesine neden olmaktadır. Hamacheck, nevrotiklerin, aşırı yoğun ve dikkatli davranışlara sahip olduklarını, bir göreve başlamadan önce çok fazla endişelenip duygusal olarak çökkünlük yaşadıklarını belirtmiştir (Akt. Schuler, 2000). Kottman a (2000) göre olumlu ve olumsuz mükemmeliyetçiler arasındaki farklar onların yüksek standartları ve düzen ihtiyaçlarını ele alış şeklinden kaynaklanmaktadır. Olumlu mükemmeliyetçiler bu eğilimleri, performans artırıcı bir yapı olarak kullanmaktadırlar. Buna ek olarak olumlu mükemmeliyetçiler yüksek standartlara ulaşmak için aşırı düzeyde kaygı yaşamazlar ve belirledikleri
536 amaçlara ulaşamadıklarında hevesleri kırılmaz, aksine daha sıkı ve akıllıca çalışmaları konusunda motive olurlar. Diğer taraftan olumsuz mükemmeliyetçiler, kendilerine belirledikleri yüksek standartlara ulaşma konusunda aşırı derecede kaygılıdırlar ve mükemmele ulaşamadıklarında kendilerini yıkılmış hissederler. Benzer şekilde Slaney ve diğerleri (2001), mükemmeliyetçiliği uyumlu ve uyumsuz olmak üzere iki alt boyutta incelemişlerdir. Araştırmacılara göre mükemmeliyetçilik, kişinin kendine belirlediği standartların kapasitesinin çok üzerinde olması durumunda olumsuz özellik taşır ve bireyi rahatsız edecek sonuçlar doğurur. Bunun dışında, kişinin kendine yüksek standartlar belirlemesi ve bunlara ulaşmak için belli bir düzen içerisinde çalışması kişiyi başarıya ulaştıran olumlu bir faktördür. Slaney ve diğerlerinin mükemmeliyetçiliği ölçme amacıyla geliştirdikleri ölçekte yüksek standartlar, düzen ve uyuşmazlık olmak üzere üç alt faktör bulunmaktadır. Bunlardan kişinin belirlediği yüksek standart ve beklenti düzeyini ifade eden yüksek standartlar alt faktörü ile kişinin düzen ihtiyacı ve organizasyon düzeyini ifade eden düzen alt faktörü, uyumlu mükemmeliyetçiliği ölçmeye yöneliktir. Bireyin performansı ile beklentileri arasındaki çelişkiyi ve bu çelişkili durumunun bireyde oluşturduğu rahatsızlık düzeyini ifade eden uyuşmazlık alt faktörü ise uyumsuz mükemmeliyetçiliği ölçmeye yöneliktir. Önceki araştırmalar mükemmeliyetçilik değişkeninin bireyin kişiliği ile sosyal ve akademik yaşamı üzerinde anlamlı etkileri olduğunu göstermektedir. Bu çalışmada mükemmeliyetçiliğin olumlu ve olumsuz boyutları ile akademik başarı arasındaki ilişkilerin incelenmesi amaçlanmaktadır. YÖNTEM Araştırma Grubu Araştırma grubunu, 2009-2010 eğitim-öğretim yılında, Trabzon daki 19 farklı ilköğretim okulunda öğrenim görmekte olan 1100 ilköğretim ikinci kademe öğrencisi (kız=571, erkek=529) oluşturmaktadır. Araştırmada Kullanılan Veri Toplama Araçları Bilgi Toplama Formu: Araştırmaya katılan öğrencilerin bazı demografik özelliklerinin ve akademik başarılarının belirlenmesi amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilmiştir. Bu formda, yaş, cinsiyet, sınıf, ikamet yeri, anne-baba eğitim durumu, ailenin sosyo-ekonomik düzeyi ve son dönem akademik not ortalamalarına ilişkin sorular bulunmaktadır. Olumlu ve Olumsuz Mükemmeliyetçilik Ölçeği: Olumlu ve Olumsuz Mükemmeliyetçilik Ölçeği (OOMÖ) Kırdök (2004) tarafından ilköğretim ikinci kademede okuyan ön ergenlerin olumlu ve olumsuz mükemmeliyetçilik özelliklerini ölçmeye yönelik geliştirilmiştir. Toplam 17 maddeden oluşan ölçeğin, olumlu mükemmeliyetçilik (10 madde) ve olumsuz mükemmeliyetçilik (7 madde) olmak üzere iki alt faktörü vardır. OOMÖ, 1 ile 4 arasında puanlanan likert tipi bir ölçek olup, toplam puanı bulunmamaktadır. Alt ölçeklerden alınan puanlar yükseldikçe olumlu veya olumsuz mükemmeliyetçiliğin düzeyi artmaktadır. Ölçekte ters puanlanan madde bulunmamaktadır.ölçeğin geliştirilme aşamaları içine kapsam geçerliği, yapı geçerliği ve ölçüt bağlantılı geçerlik türleri ile iç tutarlılık ve test tekrar test güvenirliği çalışmaları yapılmıştır. Faktör analizi sonucunda 10 maddeden oluşan olumlu mükemmeliyetçilik boyutu varyansın % 18, 22 sini, 7 maddeden oluşan olumsuz mükemmeliyetçilik boyutu % 14, 22 sini ve iki faktörün toplamı ise varyansın % 32,44 ünü açıklamaktadır. Ölçeğin güvenirlik çalışmaları sonucunda; olumlu mükemmeliyetçilik alt ölçeği Cronbach alfa iç tutarlılık katsayısı.81, olumsuz mükemmeliyetçilik alt ölçeği Cronbach alfa iç tutarlılık katsayısı.78 olarak bulunmuştur. OOMÖ alt ölçeklerinin test tekrar test analizleri sonucunda elde edilen güvenirlik katsayıları olumlu mükemmeliyetçilik alt ölçeği için.75; olumsuz mükemmeliyetçilik alt ölçeği için.78 dir. Her iki alt ölçek için kararlılık kat sayıları p<.01 düzeyinde anlamlı bulunmuştur. Araştırmada Kullanılan Veri Analiz Teknikleri Veriler SPSS 15.0 paket programı ile analiz edilmiştir. Bu kapsamda, araştırma grubuna ve çeşitli araştırma değişkenlerine ait bilgiler tanımlayıcı istatistik tekniklerinden yararlanılarak belirtilmiştir. Değişkenler arası ilişkileri belirlemede Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Katsayısı kullanılmıştır.
537 BULGULAR Tanımlayıcı Bulgular Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalamaları 13 (Ss=0.89), akademik ortalamaları ise 72.33 (Ss=14.39) dür. Araştırma grubuna ait diğer tanımlayıcı bilgiler Tablo 1 de özetlenmektedir. Tabloda görüldüğü gibi araştırmaya katılan kız öğrencilerin sayısı (n= 571) erkek öğrencilerin sayısından (n= 529) daha fazladır. Çalışmaya en çok yedinci sınıf öğrencileri katılmışlardır. Öğrencilerin büyük kısmı orta ekonomik gelir düzeyine sahiptir. Öğrencilerin çoğu şehir merkezlerinde ikamet etmektedir. Katılımcıların annelerinin çoğu (% 42 si) ilkokul mezunu iken babalarının çoğu (%28.5 i) lise mezunudur. Tablo 1: Araştırma Grubuna Ait Tanımlayıcı İstatistik Bulguları Faktör Değişken Katılımcılar (n=1100) f % Kız 571 51.9 Cinsiyet Erkek 529 48.1 6. Sınıf 360 32.7 Sınıf 7. Sınıf 382 34.8 8. Sınıf 358 32.5 Düşük 66 6 Ekonomik Orta 925 84.1 Gelir Düzeyi Yüksek 109 9.9 Köy 40 3.6 İkamet Yeri Belde 64 5.8 İlçe 33 3.0 Anne Eğitim Durumu Baba Eğitim Durumu Şehir Merkezi 963 87.5 Okur-Yazar Değil 28 2.5 İlkokul 470 42.7 Ortaokul 232 21.1 Lise 247 22.5 Üniversite 123 11.2 Okur-Yazar Değil 6 0.5 İlkokul 277 25.2 Ortaokul 231 21.0 Lise 313 28.5 Üniversite 273 24.8 Öğrencilerin Mükemmeliyetçilik Özellikleri ve Akademik Başarıları Arasındaki İlişki Katılımcıların olumlu ve olumsuz mükemmeliyetçilik özellikleri ve akademik başarıları arasındaki ilişkiler, Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Katsayısı (PMÇKK) ile incelenmiş ve sonuçlar Tablo 2 de özetlenmiştir. Buna göre öğrencilerin akademik başarıları ile olumlu mükemmeliyetçilikleri arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunurken (r=.13, p<.05), olumsuz mükemmeliyetçilik ile akademik başarıları arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir (r=.13, p<.05).
538 Tablo 2: Öğrencilerin Mükemmeliyetçilik Türleri ve Akademik Başarıları Arasındaki İlişkiler Akademik Ort. Olumlu Mük. Olumsuz Mük. Ort. Ss. Akademik Ort. 1 72.33 14.39 Olumlu Mükemmeliyetçi lik Olumsuz Mükemmeliyetçi lik ** P<.01.14** 1 33.46 5.15 -.15**.16** 1 19.24 4.73 TARTIŞMA VE YORUM Öğrencilerin olumlu mükemmeliyetçilikleri ile akademik başarıları arasında pozitif yönde anlamlı ilişki olduğu bulunmuştur. Bu bulgu, olumlu mükemmeliyetçiliğin performansı artıran ve bireyi başarıya götüren bir güç olarak görüldüğü çalışmaları destekler niteliktedir (Kottman, 2000; Parker, 2000; Slaney ve diğerleri, 2001; Stoeber & Eismann, 2007). Hamacheck e (1978) göre başarı ve başarı motivasyonu mükemmeliyetçiliğin olumlu boyutuyla ilgilidir (Akt. Schuler,2000). Buradan olumlu mükemmeliyetçilerin kendilerine ulaşabilecekleri standartlar belirledikleri ve bu amaçlarına ulaşmak için yüksek düzeyde motive oldukları, karşılaştıkları olumsuz durumlarda ise esneklik gösterebildikleri, bu sayede akademik başarılarının yüksek olduğu söylenebilir. Olumsuz mükemmeliyetçilik ile akademik başarı arasında ise negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür. Bu bulgu olumsuz mükemmeliyetçiliğin bireyin akademik motivasyonunu ve başarısını olumsuz yönde etkilediği yönündeki literatürdeki kuramsal bilgiler (Adler, 2004; Greenspon,2000) ve araştırma sonuçları (Short, Owens, Slade & Dewey, 1995; Stoeber & Rambow, 2007) ile benzeşmektedir. Olumsuz mükemmeliyetçilerin kendilerine ilişkin kuşkuları ya da onaylanmama, reddedilme korkuları yaptıkları işte yeterince başarılı olamamalarına neden olabilmektedir. Başarısızlık korkusu ile sorumluluk almama ve erteleme davranışı gösterme eğiliminde olan olumsuz mükemmeliyetçilerin (Frost ve diğerleri, 1990), bu nedenle akademik olarak bekledikleri yüksek performanslara ulaşamadıkları düşünülmektedir. Olumlu mükemmeliyetçiliğin hem akademik başarı hem de kişilik üzerindeki olumlu etkileri düşünüldüğünde öğrencilerin bu yöndeki mükemmeliyetçilik özelliklerinin desteklenmesi ve ailelerinin konu hakkında bilgilendirilmesi önerilebilir. Olumsuz mükemmeliyetçiliğin ise olası zararlarından öğrencileri korumak için mümkün olduğunca olumlu hale getirilmesi amacıyla çeşitli etkinlikler ve müdahale programları geliştirilebilir. KAYNAKÇA Adler, A. (2004). Yaşamın Anlam ve Amacı, (Çev. Kamuran Şipal) (7. Baskı). İstanbul: Say Yayınları. Antony, M. M. ve Swinson, R. P. (2000). Mükemmeliyetçilik Dost Sandığımız Düşman, (Çev. Aslı Açıkgöz). İstanbul: Kuraldışı Yayıncılık. Ashby, J. S. & Rice, K. G. (2002). Perfectionism, Dysfunctional Attitudes, and Self-Esteem: A Structural Equations Analysis. Journal of Counseling and Development, 80 (2), 197-204. Frost, R. O., Marten, P., Lahart, C. & Rosenblate, R. (1990). The Dimensions of Perfectionism. Cognitive Therapy and Research, 14 (5), 449-468. Geçtan, E. (2006). Psikanaliz ve Sonrası (12. Baskı). İstanbul: Metis Yayıncılık. Greenspon, T. S. (2000). Healthy Perfectionism is an Oxymoron!. Journal of Secondary Gifted Education, 11 (4), 197-209.
539 Hewitt, P. L. & Flett, G. L. (1991). Perfectionism in the Self and Social Contexts: Conceptualization, Assessment, and Association with Psychopathology. Journal of Personality and Social Psychology, 60, 456-470. Kırdök, O. (2004). Olumlu ve Olumsuz Mükemmeliyetçilik Ölçeği Geliştirme Çalışması. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana. Kottman, T. (2000). Perfectionist Children and Adolescents: Implications for School Counselors. Professional School Counseling, 3 (3), 182-189. LoCicero, K. A. & Ashby, J. S. (2000). Multidimensional Perfectionism in Middle School Age Gifted Students: A Comparison to Peers from the General Cohort. Roeper Review, 22 (3), 182-191. Mızrak, E. Ö. (2006). Anksiyete Bozukluğu veya Depresif Bozukluk Tanısı Alan Hastalarda Çok Boyutlu Mükemmeliyetçilik Ölçeği Uyarlama Çalışması. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Pacht, A. R. (1984). Reflections on Perfection. American Psychologist, 39 (4), 386-390. Parker, W. D. (2000). Healthy Perfectionism in The Gifted. Journal of Secondary Gifted Education, 11 (4), 173-183. Rimm, S. (2007). What's Wrong with Perfect? Clinical Perspectives on Perfectionism and Underachievement. Gifted Education International, 23, 246-253. Schuler, P. A. (2000). Perfectionism and Gifted Adolescents. Journal of Secondary Gifted Education, 11 (4), 183-197. Silverman, L. K. (2007). Perfectionism: The Crucible of Giftedness. Gifted Education International, 23, 233-245. Slaney, R. B., Rice, K. G., Mobley, M., Trippi, J. & Ashby, J. S. (2001), The Revised Almost Perfect Scale. Measurement and Evaluation in Counseling and Development, 34 (3), 130-146. Short, T. L. A., Owens, G. R., Slade, P.D. & Dewey, M.E. (1995). Positive and Negative Perfectionism. Personality and Individual Differences, 18 (5), 663-668. Stoeber, J. & Rambow, A. (2007). Perfectionism in Adolescent School Students: Relations with Motivation, Achievement and Well-Being. Personality and Individual Differences, 42 (7), 1379-1389. Stoeber, J. & Eismann, U. (2007). Perfectionism in Young Musicians: Relations with Motivation, Effort, Achievement and Distress. Personality and Individual Differences, 43 (8), 2182-2192.