Benzer belgeler
BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý



KÝPAÞ 2016 KATALOG HAVALANDIRMA.


Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

Tehlikeli Atýk Çözümünde EKOVAR...

Simge Özer Pýnarbaþý

Gelir Vergisi Kesintisi

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

GÝRÝÞ. Bu anlamda, özellikle az geliþmiþ toplumlarda sanayi çaðýndan bilgi

OTOMATÝK KAPI SÝSTEMLERÝ

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý


Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY


ݺletmelerin Rekabet Gücünün Artýrýlmasý. Dýºa Açýlmalarýna Mali Destek Programý

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

01 Kasým 2018

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK

Corporate Stars, Türkiye nin en iyi markalarını bir araya getiren sosyal bir iş platformudur.

O baþý baðlý milletvekili Merve Kavakçý veo refahlý iki meczup milletvekili þimdi nerededirler?

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr.

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.


Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,


KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)

SENDÝKAMIZDAN HABERLER

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme


ünite1 Sosyal Bilgiler

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr?

Platformdan Yeni ve Ýleri Bir Adým: Saðlýk ve Sosyal Güvence için Bir Bildirge

Corporate Stars, Türkiye nin en iyi markalarını bir araya getiren sosyal bir iş platformudur.


MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi


ASKÝ 2015 YILI KURUMSAL DURUM VE MALÝ BEKLENTÝLER RAPORU

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

Kanguru Matematik Türkiye 2015

TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝNÝN DIÞ ÝLÝÞKÝLERÝNÝN DÜZENLENMESÝ HAKKINDA KANUN

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor


7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

15 NİSAN 2010 PERŞEMBE ESNAF PAKETİ SAYI 8

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler 1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

Hiç Bitmeyen Destek. Örnek 100. Çözüm. Vakýflar 1. Bir hizmetin gelecekte

YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.


ÇALIùMA HAYATINA øløùkøn ANAYASA DEöøùøKLøKLERø "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasýnýn Bazý Maddelerinin Deðiþtirilmesi Hakkýnda Kanun" Av.

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir


BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?


Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta

30 SORULUK DENEME TESTÝ Gönderen : abana - 10/11/ :26

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

Neden sendikalý olmalýyýz?



BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI


ÝÞVEREN SENDÝKACILIÐI BAÐLAMINDA KAMU ÝÞVEREN SENDÝKACILIÐI Þerefettin GÜLER*

ASÜD 06 Mart 2009'da 13 süt ve süt ürünleri üreticisi tarafýndan kuruldu. 110'a ulaþan üye sayýsý ile süt sektörünün en büyük ve en yetkili kuruluþudu

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi



Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri

Özelleþme! TMMOB Örneði ile Meslek Odalarýnda HABER BÜLTENÝ DOSYA. Atilla GÖKTÜRK (Prof.Dr., Muðla Üniversitesi, Kamu Yönetimi Bölümü)

KAMU YÖNETÝMÝNDE YENÝDEN YAPILANMA: 1. Deðiþimin Yönetimi Ýçin Yönetimde Deðiþim





SIGARA VE SAÐLIK ULUSAL KONGRESÝ

ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ

Transkript:

ön kapak içi baskýsý

HAÞÝM AKMAN 1956 yýlýnda Nevþehir'de doðdu. Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatý Bölümü'nde okudu. 1979'dan itibaren çeþitli dergilerde yazýlarý yayýmlandý. 1989'da Nokta dergisinde redaktör olarak baþladýðý gazeteciliði, Tempo, Aktüel, atv haber merkezinde editör; Yeni Bin Yýl gazetesinde haber müdürü olarak sürdürdü. 2001 yýlýndan beri serbest editör olarak, Doðan Kitap, Metis Yayýnevi ve Ýþ Bankasý Kültür Yayýnlarý ile çalýþýyor. Aný ve kurumsal tarih çalýþmalarýnýn yaný sýra yazarlýðýný kendi yaptýðý kitaplarý da yayýnlamaktadýr. TASARIM: SÝS MATBAACILIK SAYFA UYGULAMA: KAMBER ERTEM KAPAK TASARIMI HASAN KÜÇÜK BASKI ÖNCESÝ HAZIRLIK KOORDÝNASYONU: DR. BETÜL ÇELÝKKALELÝ BASKI: SÝS CB BASIMEVÝ MATBAACILIK LTD. ÞTÝ. http://www.ersis.com.tr ISBN: 978-605-64879-2-7 ÝSTANBUL, ARALIK 2014 2014, TÜRKONFED 10.Yýlýnda TÜRKONFED

Türkiye'de Demokrasinin Geliþmesi Sürecinde Sivil Toplum Kuruluþu Olarak Ýþ Dünyasý Örgütleri: 10. Yýlýnda TÜRKONFED (2004-2014) Haþim Akman 10.yý

ÝÇÝNDEKÝLER SUNUÞ...6 GÝRÝÞ...7 1. KAVRAMSAL ÇERÇEVE...11 1.1. Demokrasilerde Temsil Sorunu...11 1.2. Temsili Demokrasiden Katýlýmcý Demokrasiye: Demokratik Kitle Örgütleri...12 1.3. Sivil Toplum Nedir?...14 1.4. Sivil Toplum Kuruluþu Nedir?...15 2. OSMANLIDAN CUMHURÝYETE MESLEK ÖRGÜTLERÝ...19 2.1. Meslek Örgütü Nedir?...19 2.2. Geçmiþten Günümüze Meslek Örgütleri...19 2.3. Türkiye'de Mesleki Örgütlenme...20 2.4. Çok Partili Dönem Ve Meslek Örgütleri...22 3. ÝÞ DÜNYASINDA ÖRGÜTLENME VE TÜSÝAD ÖRNEÐÝ...27 3.1. Sivil Örgütlenme Giriþimleri...27 3.2. Konferans Heyeti...27 3.3. Yeni Örgüt Ýhtiyacý Ve TÜSÝAD...29 4. KÜRESELLEÞME, KATILIMCI DEMOKRASÝ VE STK'LAR...39 4.1. Birleþik Devlet Fikri Ve Avrupa Birliði...39 4.2. Çaðdaþ Küreselleþme...40 4.3. Küreselleþme, AB Ve Türkiye...41 5. TÜRKONFED'E DOÐRU...47 5.1. Anadolu'dan Ýlk Adým: BUSÝAD...47 5.2. AB Kurumlarýnda Temsil Sorunu...48 5.3. Güç Birliði Arayýþlarý...50 5.4. TÜSÝAD Alana Ýniyor...53 5.5. TÜSÝAD-SÝAD Ýliþkileri Stratejisi...57 5.6. Türkiye SÝAD'lar Platformu Doðuyor...58 5.7. SÝAD Zirveleri...61 5.8. Sektörlerde Örgütlenme Çalýþmalarý...66 5.9. AB Standartlarýnda Üst Örgüt Arayýþlarý...69 5.10. TÜRKONFED Doðuyor...71 5.11. TÜRKONFED Kuruluþ Ve Faaliyet Stratejisi...78 6. GÜNÜMÜZDE TÜRKONFED...83 6.1. Geniþleme Ve Derinleþme Çalýþmalarý...83 7. ULUSLARARASI TEMSÝLE DOÐRU: UEAPME Üyeliði...91 8. SONUÇ...97 9. EKLER...101 9.1. TÜRKONFED Ýþ Etiði Davranýþ Ýlkeleri...101 9.2. TÜRKONFED Yönetim ve Denetim Kurullarý'nda Görev Yapan Üyeler...104 9.3. TÜRKONFED-SÝAD Platformu Zirveleri ve Baþkanlar Konseyi Toplantýlarý... 107 9.4. TÜRKÝYE SÝAD Platformu Çalýþma Ýlkeleri ve Zirve Bildirilerinden Örnekler...108 9.5. TÜRKONFED Baþkanlar Konseyi - Zirve Sonuç Bildirilerinden ve Basýn Açýklamalarýndan Örnekler...120 9.6. TÜRKONFED Tarafýndan Yayýnlanan Bazý Raporlardan Özetler...134 9.7. 10. Yýlýnda SEDEFED-REF Rekabet Kongresi ve Türkiye'nin Rekabet Gücü...148 9.8. Kaynaklar...151 9.9. Teþekkür...151 10. ALBÜM...155 10.Yýlýnda TÜRKONFED

SUNUÞ Deðerli Okur, Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaþlarý tarafýndan atýlan temel üzerine inþa edilen Cumhuriyetimiz, þüphesiz en büyük kazanýmýmýzdýr. Demirini Atatürk ilkeleri, çimentosunu yurttaþlarýmýzýn birlik ve sevgisinin oluþturduðu güçlü yanýmýz Cumhuriyet'le, dünyanýn geliþmiþ ülkeleri arasýnda yer alma yürüyüþümüzü devam ettirmeye çalýþýyoruz. Özel sektör temsilcileri bu yürüyüþün en önemli aktörleri arasýnda yer alýyor. Türkiye, birçok deðer ve kazanýmýný özel sektör marifetiyle elde etti. Serbest piyasa ekonomisine geçiþ sonrasý tabana yayýlan ve güç kazanan özel sektör, birlikteliðini 1990'lý yýllarda kurulan SÝAD'larla göstermeye baþladý. Üreten, istihdam yaratan, dýþ ticaret gerçekleþtiren iþ insanlarý yaþadýklarý kentin geliþimine katký saðlarken yönetim sürecinde söz söyleme yetisini, üye olduklarý SÝAD'larla aldý. Birlikteliðin getirdiði sinerjiyle yaratýlan projeler kent sýnýrlarýný aþtý, sektörel ve bölgesel federasyonlarý beraberinde getirdi. 20 yýl önce, SÝAD'lar platformu kurulurken yaþadýðýmýz heyecan, mevzuat engelinin aþýlmasýyla 10 yýl sonra 'Türk Giriþim ve Ýþ Dünyasý Konfederasyonu'nun kurulmasýyla taçlandý. Bundan 10 yýl önce, kurulmasý için ilk imza atanlarýn içerisinde olmaktan onur duyduðum Konfederasyonumuz, yola 5 bölgesel, 1 sektörel federasyon ve 61 dernekle çýkmýþtý. 10'uncu yýlýmýzý kutladýðýmýz TÜRKONFED bugün 23 federasyon ve 155 derneðe ulaþmýþ durumda. Türkiye'nin hemen her bölgesinde yapýlanmasýný tamamlamýþ olan Konfederasyonumuz, etkinliðini Avrupa KOBÝ Birliði (UEAPME) üyeliði ve Brüksel Temsilciliði'yle ülke sýnýrlarý dýþýna taþýdý. Anadolu iþ dünyasý ve KOBÝ'lerinin sesi olan TÜRKONFED, her yýl üzerinde çalýþtýðý konular ve raporlarla ülke kalkýnma sürecine katký saðlamanýn gururunu yaþadý. Meslek okullarý konusundan kadýnýn iþ hayatýndaki yerine, KOBÝ'lerin finansmana eriþiminden orta gelir tuzaðý raporlarýmýza kadar her çalýþmamýz, ekonomi yönetiminin baþvuru kaynaðý oldu. Ýþ dünyasýnýn geliþimine yönelik çýkarýlan yasalarda, uygulanan programlarda TÜRKONFED'in söylem ve önerilerinin deðer bulmasýnda, tarafsýz ve baðýmsýz duruþumuz etkili oldu. Taraf olduðumuz konular da vardý elbette: Ekonomik geliþmeyle at baþý gitmesi gerektiðini savunduðumuz demokratikleþme konusunda tarafýz. Cumhuriyet ilkeleri, hukukun üstünlüðü, AB üyeliði konusunda net ve taraflý duruþumuz devam ediyor. Kadýnýn iþ hayatýna kazanýmý, 'Barýþ Süreci'ne destek konularýndaki tarafýmýz da biliniyor. Gönüllülük esasýna dayalý, baðýmsýz, tarafsýz, baðlantýsýz, sivil toplum kuruluþu anlayýþýyla hareket etmeyi düstur edinen TÜRKONFED'in öyküsünü anlatmak dile, yazmak kaleme kolay gelebilir. Ýþten, eþten, çocuklardan uzak kalma pahasýna özveride bulunmak, çalýþmakla geçen uykusuz geceler, kat edilen kilometreler, engelleri aþma karþýsýndaki mücadele ve sabrýn eseri olan TÜRKONFED, 10 yýlý geride býraktý. Türkiye'nin son 10 yýlýnda ekonomi ve siyasette tarihe not düþülecek onlarca geliþme yaþandý. Bu süreçte Konfederasyonumuzu farklý kýlan duruþu, demokrasiye ve hukukun üstünlüðü ilkesine sahip çýkan tavrýmýz belirledi. Demokrasi ve büyümenin birlikte geliþmediði sürece anlam bulmayacaðýný her fýrsatta vurgulayan Konfederasyonumuz, nice 10 yýllara kuruluþunda belirlenen temel ilkelerle ilerliyor. "Türkiye'ye TÜRKONFED ilelebet lazým" sloganý ile bu kutlu yürüyüþe emek veren her arkadaþýmýzý ayrý ayrý yürekten kutluyorum. Aramýzdan ayrýlanlara Allah'tan rahmet diliyorum. Elinizde tuttuðunuz bu kitapta, Konfederasyonumuzun hangi yollardan geçerek bugüne geldiði ve bugünün ýþýðýnda nerelere varabileceði anlatýlýyor. Bu çalýþma TÜRKONFED Ailesi için anýlarý tazeleme imkaný sunarken, 'Türkiye'de iþ dünyasý STK'larýnda geliþim' alanýnda araþtýrma yapanlara ve aramýza sonradan katýlacak iþ insanlarýmýz için baþvuru kaynaðý olacaðýna inanýyorum. Saygýlarýmla. Süleyman Onatça Yönetim Kurulu Baþkaný 10.Yýlýnda TÜRKONFED 5

GÝRÝÞ Son derece hassas bir coðrafyanýn ortasýnda, siyasi açýdan olgunlaþmasýný sürdüren, buna karþýn dinamizmi, enerjisi ve genç nüfusu ile gerekli deðiþimlerini büyük bir hýrsla gerçekleþtirme sürecindeki bir ülkede yaþýyoruz. Ekonomideki yapýsal sorunlarýmýzý geride býrakma ve sosyal sorunlarýmýzý da benzersiz bir dayanýþma içinde aþtýðýmýz hýzlý bir deðiþim süreci içindeyiz. Ýþte böylesi bir dönemde, iþ dünyasý, daha iyi bir gelecek yaratmak için kendi üstüne düþen sorumluluklarýnýn bilincinde olarak, öncü ve giriþimci bir rol üstlenmiþ durumda. Giriþim ve Ýþ Dünyasý Konfederasyonu'nun kuruluþuna da, bu rolün gereklerini en iyi þekilde yerine getirebilme arzusu ýþýk tuttu. Türk Giriþim ve Ýþ Dünyasý Konfederasyonu'nun (TÜRKONFED) nasýl bir ortama doðduðunu, Yönetim Kurulu Baþkaný Enis Özsaruhan 10 yýl önce bu sözlerle duyuruyordu. 1 TÜRKONFED, hiç þüphesiz boþ bir alanda, bir anda ortaya çýkmýþ bir oluþum deðildi. Üstelik geçmiþ dönemlerin farklý tarihlerinde ve benzer amaçlarla kurulmuþ gibi görünen derneklerin yarattýðý bir "rekabet" ortamý da söz konusuydu. Bu ortam ve koþullarda, mevcutlardan farklý olarak, yurt çapýnda ulusal ve yerel düzeyde faaliyet gösteren sanayici ve iþadamý dernekleri, toplamda 20 yýllýk bir süreye yayýlan yoðun çabalar sonunda belirledikleri ortak ilke ve hedefler etrafýnda birleþti. Yasal zeminin elveriþli hale gelmesinin ardýndan da hiç vakit yitirmeksizin TÜRKONFED çatýsý altýnda bir araya geldi. Daha en baþýndan itibaren, TÜRKONFED'i oluþturan giriþimlerin ayýrt edici özellikleri, konfederasyonun, geçerliliði bugün de sürmekte olan kuruluþ amacýnda þu sözlerle tanýmlanýyordu: 2 Türkiye sýnýrlarý içerisinde faaliyet gösteren, ortak amaç, ilke ve hedefleri benimseyen, bölgesel ve sektörel sanayici ve iþadamlarý federasyonlarýnýn ortak sesi olarak bölgesel, sektörel ve ulusal ekonomik politikalarýnýn oluþturulmasýna katkýda bulunmak; bölgesel ve sektörel kalkýnma vizyonlarý geliþtirerek uluslararasý entegrasyona ve rekabet gücünün artýrýlmasýna yardýmcý olmak; projeler geliþtirmek, iþ dünyasýný ilgilendiren sorunlarý ve çözüm önerilerini kamuoyuna, yetkili kurumlara duyurmak amacýyla, üyeleri arasýnda güç birliði saðlayarak ortak çalýþma zemini oluþturmaktýr. Ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkýnmasýna katkýda bulunmak üzere, Atatürk'ün çizdiði Türkiye Cumhuriyeti vizyonu ve çaðdaþ uygarlýk hedefini esas alarak bölgesel ve sektörel potansiyellerin en iyi þekilde deðerlendirilmesi için faaliyetlerde bulunmak; demokratik, laik bir hukuk devleti anlayýþý içinde, sivil toplumun kurumsallaþmasý ve özel giriþimciliðin yaygýnlaþmasýna çalýþmak; sanayici ve iþadamlarýnýn sorunlarýna sahip çýkarak toplumdaki öncü ve giriþimci niteliklerini geliþtirmek üzere baðýmsýz bir platformda, temsil tabaný geniþ, güçlü bir örgütlenme gerçekleþtirmektir. Bu amaç çerçevesinde TÜRKONFED'i benzerlerinden ayrýþtýrarak farklý kýlan iki önemli hususun altýnýn çizilmesi gerekmektedir: Sivil toplumun kurumsallaþmasý ve özel giriþimciliðin yaygýnlaþmasýna çalýþmak; Sanayici ve iþadamlarýnýn sorunlarýna sahip çýkarak toplumdaki öncü ve giriþimci niteliklerini geliþtirmek üzere baðýmsýz bir platformda, demokratik temsil tabaný geniþ, güçlü bir örgütlenme gerçekleþtirmek. 1 TÜRKONFED, altý kurucu federasyonun (BASÝFED, DASÝFED, DOGÜNSÝFED, ÝÇASÝFED, MAKSÝFED ve SEDEFED) 4 Kasým 2004 te bir araya gelmesiyle Giriþim ve Ýþ Dünyasý Konfederasyonu adýyla kuruldu. Merkezi Ýstanbul da bulunan kuruluþ, 14 Nisan 2005 tarihinde "Türk" adýný resmen alarak Türk Giriþim ve Ýþ Dünyasý Konfederasyonu (TÜRKONFED) olarak tüzel kiþilik kazandý. 2 TÜRKONFED Haziran 05 Haziran 06 Faaliyet Raporu, S.5. 6 10.Yýlýnda TÜRKONFED

Bir baþka þekilde ifade edersek TÜRKONFED, laik, demokratik ve insan haklarýna saygýlý bir hukuk devleti ile piyasa ekonomisi gerekleri doðrultusunda çalýþmayý amaçlamýþ bir sivil toplum kuruluþudur. Bu ortam ve koþullarda, mevcutlardan farklý olarak, yurt çapýnda ulusal ve yerel düzeyde faaliyet gösteren sanayici ve iþadamý dernekleri, toplamda 20 yýllýk bir süreye yayýlan yoðun çabalar sonunda belirledikleri ortak ilke ve hedefler etrafýnda birleþti. Yasal zeminin elveriþli hale gelmesinin ardýndan da hiç vakit yitirmeksizin TÜRKONFED çatýsý altýnda bir araya geldi. Bu doðrultuda yola çýkan TÜRKONFED, 10 yýl gibi kýsa bir sürede 23 federasyon altýnda topladýðý 155 dernekle 200 milyar dolarýn üzerinde iþ hacmine sahip, bir milyonu aþkýn kiþiye istihdam saðlayan, 65 milyar dolardan fazla ihracat yapan, 11 binin üzerinde iþ insanýný temsil eder hale geldi. Rakamlar hiç þüphesiz bir baþarýyý iþaret etmekte, ama konunun ekonomiyi ilgilendiren kýsmýný bir yana býrakacak olursak, burada asýl görülmesi gereken bir baþka gerçek söz konusudur: Temsili demokrasiden katýlýmcý demokrasiye evrilmekte olan günümüz toplumsal-siyasal yaþamýnda TÜRKONFED, ilk adýmýný attýðý andan beri baðýmsýz, þeffaf ve tamamen gönüllülük esasýna dayalý bir sivil toplum kuruluþu olmayý seçti. Bu niteliðiyle hýzla geliþip alanýnda öne çýkan TÜRKONFED, 10 yýl içinde Türkiye'de kazandýðý itibarýný, Avrupa Esnaf, Sanatkâr ve KOBÝ Birliði'nin (European Association of Craft, Small and Medium-sized Enterprises - UEAPME) üyeliðine kabulüyle uluslararasý alana da taþýdý. Böylece TÜSÝAD'ýn "BusinessEurope" üyeliði ile büyük firmalarýmýz AB nezdinde temsil edilirken TÜRKONFED de UEAPME üyesi olarak aðýrlýklý olarak KOBÝ'lerin gönüllü STK' sý niteliði ile AB çerçevesinde eksik olan temsiliyeti tamamlamýþ oldu. Bu çalýþma, bugünden geriye doðru gidildiðinde, 20 yýllýk bir azim, kararlýlýk ve özveri çabasýnýn geldiði sonucu ve bundan sonra yöneldiði istikameti anlatmayý amaçlýyor. Türkiye'nin irili ufaklý çeþitli noktalarýnda kendisine, kentine, bölgesine daha da faydalý olmak üzere yatýrým yapýp varlýðýný geliþtirmek üzere güç birliði ederek dernekleþen iþ insanlarý, aradan geçen 20 yýl içinde yerel sýnýrlarýný aþýp Türkiye'nin en etkin kuruluþu haline geldi ve bir baþarý öyküsü yarattý. Her öykü "giriþ-geliþme-sonuç" kalýbý üzerine kuruludur. Ancak burada anlatacaðýmýz öykü, sona ermek bir yana, devam etmekte olan, zaman geçtikçe daha da zenginlikler kazanacak bir öyküdür. Dolayýsýyla, TÜRKONFED'in 10 yýl içinde ulaþtýðý baþarý kadar bu baþarýya doðuran nedenler üzerine de yoðunlaþacaktýr. TÜRKONFED'in ne için, ne zaman, nereden ve nasýl geldiðini bilmek, bugününü anlamanýn yaný sýra geleceðine de ýþýk tutacaktýr. 10.Yýlýnda TÜRKONFED 7

1. KAVRAMSAL ÇERÇEVE 10.yý

1. KAVRAMSAL ÇERÇEVE 1.1. Demokrasilerde Temsil Sorunu Farklý çýkarlara sahip olsalar da bir amaç çerçevesinde bir arada yaþamak durumunda olan birey, grup ve katmanlardan oluþan herhangi bir toplumsal yapýnýn varlýðýný uyum içinde sürdürebilmesi ancak toplumsal iliþkilerin de sýnýrlarýný belirleyen bir düzen ve otorite sayesinde mümkündür. Toplumsal iliþkilerin günümüze kadar geçirdiði evrim, hak ve görevlerin saðlýklý iþlemesini saðlayan toplumsal denetim mekanizmalarý ile hukuki düzeni koruyup gözeten devlet aygýtýný doðurmuþtur. Sözlük anlamýyla devlet, "Toprak bütünlüðüne baðlý olarak siyasal bakýmdan örgütlenmiþ millet veya milletler topluluðunun oluþturduðu tüzel varlýktýr." 3 Burada tanýmlanan devlet, "tüzel" ya da ayný anlama gelmek üzere "hukuki bir varlýk" olarak soyut bir kavramdan ibarettir. Oysa gerçekte devlet, bir ülkede devlet yetkilerini (zorla yaptýrým) elinde tutan ve bunu siyasi ve hukuki kurumlar aracýlýðýyla yönetilenler üzerinde uygulayan bireylerden oluþan halk topluluðudur. Yine de devletin soyut bir kavram olmaktan çýkýp ete kemiðe bürünmüþ bir varlýk haline gelebilmesi, devlet yetkilerini elinde tutarak devleti yönetme gücüne sahip bir siyasal iktidarýn varlýðýný gerektirir. Burada siyasal iktidarýn kim ya da kimler tarafýndan ve nasýl belirleneceði kilit bir sorun olarak karþýmýza çýkar. Siyasal iktidarý önceleri fizik güce sahip olanlar, daha sonra ise tanrýsal güçler, servet ve veraset iliþkileri belirlemiþtir. Yöneten-yönetilen iliþkileriyle birlikte siyasal iktidar sahibinin yetkileri ve bu yetkileri nasýl kullanacaðý da tartýþýlýr hale gelmiþtir. Zamanla, siyasal iktidarda cisimleþen yönetici iradeye yönetilenlerin müdahalesi, demokrasinin doðmasýna yol açmýþtýr. Günümüzde hâlâ tartýþýlan bir kavram olmakla birlikte demokrasiyi, genel anlamda, iktidarýn kaynaðýný halkta bulan, halkýn halk tarafýndan ve halk iradesi doðrultusunda yönetilmesini, yani yöneten - yönetilen özdeþliðini saðlamayý amaçlayan, özgürlüðe ve eþitliðe dayalý bir yönetim biçimi olarak tanýmlayabiliriz. Tarihsel geliþimi içinde demokrasi, toplumsal yaþam koþullarýna baðlý olarak farklý þekillerde uygulana gelmiþtir. Yönetenler ile yönetilenlerin bir anlamda özdeþ olduðu, kamusal faaliyetlerin doðrudan halk tarafýndan gerçekleþtirildiði doðrudan demokrasiyi bir yana býrakýrsak, günümüz dünyasýnda temel olarak temsili, çoðulcu ve katýlýmcý olmak üzere üç tür demokrasiden söz edebiliriz. Her toplumsal yapý tarihsel, sosyal, ekonomik ve siyasal bakýmdan kendine özgü süreçlerden geçerek olgunlaþýr. Bir yönetim biçimi olarak demokrasiyi benimsemiþ ülkelerin demokrasi anlayýþlarý, demokrasinin tüm kurum ve kuruluþlarýyla yerleþiklik ve iþleyiþi de farklýlýklar gösterebilir. Burada kabaca tanýmlanan üç demokrasi biçimi de birbirinden net bir þekilde ayrýlamaz. Üzerinde genel mutabakat saðlanan gerçek, zaman zaman uygulamadaki sorunlarýna raðmen demokrasinin insanlýðýn çok uzun bir deneyim sürecinden geçerek günümüze kadar geliþtirebileceði en iyi siyasal rejim olduðudur. Demokrasi, asýl olarak özgür ve eþit bireylerin seçimlerine dayandýðýndan, bireysel ve dolayýsýyla toplumsal geliþmelere koþut olarak geliþen ve zenginleþen bir arayýþtýr. 3 TDK Sözlüðü. 10.Yýlýnda TÜRKONFED 11

Temsili demokraside yurttaþa biçilen rol pasiftir. Yurttaþ, seçimden seçime oy kullanýp kendi adýna siyasal gücü kimin kullanacaðýný belirler. Bir sonraki seçime kadar da, kurulan hükümetin koyduðu kurallar çerçevesinde üretip tüketerek sistemin saðlýklý iþlemesini saðlar. Ýktidardaki siyasal gücün baþarý derecesini, yenilenen seçimler sýrasýnda deðerlendirir; ya hükümetin devamýndan ya da deðiþmesinden yana tercih belirler. Çoðulcu demokrasilerde ise yurttaþ, pasif rolün dýþýna çýkmýþtýr. Bu yönetim biçiminde yurttaþ, kendi çýkarlarýný savunmak üzere örgütlüdür. Ancak, yararcý bir bakýþ açýsý doðrultusunda örgütlü yurttaþlar, hak ve isteklerinin gerçekleþmesini kamusal alanda müzakere eder ve eleþtirirken siyasal özne iddiasýnda deðil, siyasal öznelerin kararlarýný kendi yararlarý doðrultusunda deðiþtirme çabasýndadýr. Daha geliþmiþ bir demokrasi biçimi olarak katýlýmcý demokraside ise yurttaþ, pasif konumundan tamamen sýyrýlmýþtýr. Bu aþamada yurttaþ, grup çýkarlarýný müzakere edip yarar saðlamanýn ötesinde, birey olarak da yaþamýnda doyum saðlama peþindedir; istekler yelpazesi geniþlemiþtir. Siyaset dýþýnda kalarak toplumsal özne olmak, topluma sunacaklarý faaliyetlerle saygýnlýk kazanmak, toplumun genelde benimsediði yaþam kalýplarý dýþýnda yaþamak, yeni kültürel deðerler yaratmak ve bu sayede yaþam doyumunu artýrmak isteyebilir. Bunun gerçekleþmesi ise iki koþula baðlýdýr. Öncelikle bireyin özne haline gelip kendisi için bir þey yapma iradesini edinmiþ aktif yurttaþ olmasý gerekir. Ýkincisi ise siyasal sistemin buna uygun, verici bir karakter taþýmasýdýr. Aktif yurttaþlýðýn ve katýlýmcýlýðýn geliþmesinde en büyük engel, temsili ve çoðulcu demokrasilerde himayeci ya da kayýrmacý siyaset uygulamalarýdýr. Demokrasinin ilk evrelerinde siyasal partiler, ilan edilmiþ siyasi programýn baþarýsýna dayalý örgütlenirken, sonraki dönemlerde bu anlayýþ deðiþime uðramýþtýr. Parti içi iktidarý kontrol etmek isteyenler, iktidar olduklarýnda, parti üyelerine ve yandaþlarýna siyasal sadakat karþýlýðý çýkar daðýtýr hale gelmiþtir. Kayýrmacýlýk üzerine kurulu siyaset, yurttaþý pasifize etmiþ, onu olaylarýn dýþýnda býrakmýþtýr. Bu tür toplumlarda birey, kayýrmacý uygulamalar sayesinde elde ettikleriyle yetinir hale gelmiþtir. Bu, toplumun siyasete duyduðu güveni de aþýndýran bir süreçtir. Oysa bir toplumda katýlýmcýlýðýn baþarýyla geliþebilmesi, iktidarýn sunduðuyla yetinen, kayýrmacý uygulamalara kolayca razý olabilen bireylerden çok, kendi isteklerini, yaþam projesini baþkalarýnýn yapmasýný beklemeden, kendi adýna kendisi gerçekleþtirmek isteyen aktif yurttaþ olmakla mümkündür. Aktif yurttaþlýk bilinçle elde edilebilen, kaynaðýný kendine bakýþtan alan, yaratýcýlýk, baþarý ve öðrenme ile geliþtirilebilen bir anlayýþtýr. Bireyler, bulunduklarý her yerin imkân ve sorunlarýnýn farkýnda olarak yenilikçi çözümler ürettikçe özgüvenleri artar, yaþamlarýnda paylaþýlan yeni heyecanlar doðar ve pasif konumdan çýkarak aktifleþir. 1.2. Temsili demokrasiden Katýlýmcý Demokrasiye: Demokratik Kitle Örgütleri ve STK'lar Siyasal iktidarýn var olduðu her toplumda onu þu ya da bu þekilde etkilemeye çalýþan gruplar olmuþtur. Bu tür toplumsal yapýlarda birey ve toplumsal gruplar, siyasal erk karþýsýnda bir beklenti içindedir. Beklentileri isteðe dönüþtürmenin ve gerçekleþtirilmesi için uðraþ vermenin yöntemleri bellidir. Bireyler, tek baþlarýna yerine getiremedikleri istek ve amaçlarýný, ayný doðrultuda bir araya gelen benzerleriyle dayanýþma içinde, örgütlü olarak gerçekleþtirmeye yönelir. Ortaya çýkan örgütün baþarýsý "baský grubu" niteliðiyle kendini gösterir. 12 10.Yýlýnda TÜRKONFED

XIX. yüzyýldan itibaren ekonomik alanda ortaya çýkan geliþmelerin yarattýðý toplumsal ve siyasal farklýlaþmalar (birlik, oda, cemiyet, dernek gibi), örgütlenmiþ baský gruplarýnýn doðmasýna ve yaygýnlaþmasýný neden olmuþtur. Sanayileþmeyle tasfiye olan geleneksel toplumda bireylerin daha önce sahip olduklarý deðer ve tutumlar da geçerliliðini yitirmiþtir. Ýçine düþtükleri yoksunluk, yalnýzlýk ve güvencesizlik ortamýndan kurtulma güdüsüyle bir araya gelen bireylerin baský grubunun ilk örneðini, üyeler arasý dayanýþmayý ve siyasal iktidarý etkilemeyi amaçlayan meslek örgütleri oluþturmuþtur. Zaman içinde siyasal sistemin demokratikleþmesine koþut olarak, örgütlenmenin yaygýnlaþmasý ve saðladýðý avantajlar fark edildikçe, çýkar temeline dayalý örgütlerde olduðu gibi, deðer ve tutumlara göre oluþan örgütlenmeler de birer baský grubu olarak varlýk göstermeye baþlamýþtýr. Her þeyden önce ifade özgürlüðünün etkili bir aracý olan baský gruplarý, siyasi bir hedefi olsun olmasýn, farklý meslek, düþünce ve ideolojiye sahip bireylerin belli bir çýkarý savunmak ve gerektiðinde siyasi çözümler de üretmek üzere bir araya gelmesiyle ortaya çýkan demokratik oluþumlardýr. Baský gruplarýnýn siyasi iktidarý etkilemek üzere sergilediði irade, bir grup adýna olduðu gibi toplumun bütünün çýkarýna yönelik de olabilir. Baský, iktidardan talep edilen þeyin elde edilmesi için harcanan çabadýr. Her baský grubu, hedefine ulaþmak amacýyla (milletvekillerini etkileme ve halkla iliþkiler -PR faaliyeti de içinde olmak üzere kullanabildiði bütün demokratik araçlarla), ikna edebildiði en geniþ kamuoyunu yanýna alýp, iþbirliði içindeki resmi kuruluþlarla da temasa geçerek devlet üzerindeki etkisini artýrmaya çalýþýr. Baský gruplarý, çýkar, tutum ve amaç birliði içindeki kiþilerden oluþan, siyasal iktidarý kendi amaç, tutum ve görüþleri doðrultusunda etkilemeye çalýþmakla birlikte, siyasal iktidara geçmeyi hedeflemeyen ve bu çabasý süreklilik gösteren örgütlü topluluklardýr. Baský gruplarý, toplumun deðiþik kesimlerinin istek ve eðilimlerini öðrenmek, bunlarý birleþtirerek sistemin yetkili kurumlarýna aktarmak, sisteme bilgi ve bazý uzmanlýk hizmetleri sunmak, siyasal sistemde veya siyasal iktidarýn meþruiyetini artýrmak, onu belli ölçülerde denetlemek ve toplumu politize etmek bakýmýndan siyasal sistem, toplum ve siyasal iktidar açýsýndan yararlý oluþumlardýr. Ancak onlarýn bu iþlevi demokrasinin, katýlýmcýlýðýn yeterince geliþmediði siyasal ve toplumsal sistemlerde toplumsal huzuru bozmak, kaynaklarýn dengesiz daðýlýmýna yol açmak, siyasal gerilimi týrmandýrmak gibi gerekçelerle zararlý görülebilir. Kaldý ki zaman zaman demokratik ortamý kötüye kullanma peþinde olan ya da kullanan gruplarýn varlýðý da yadsýnamaz. Bilinçli toplumlarýn geliþmiþ demokrasilerinde bu durum devletin acýmasýz gücü ile deðil, halkýn doðru tutumu sayesinde zaman içerisinde elimine edilir. Baský gruplarý, temsil ettikleri toplumsal kesimlerin büyüklüðü, gücü ve etkisi oranýnda siyasal partiler ile devletin de ilgi odaðýnda yer alýr. Siyasal iktidarlar, güç ve etkilerini dikkate almazlýk edemediði baský gruplarýyla zaman zaman iþbirliði içine girerek onlardan yararlanma ve kontrol altýnda tutma ya da zaman zaman yasalar yoluyla baský gruplarýný baskýlamayý tercih ederler. Oysa baský gruplarý modern dönemde toplumun sivil alanýnda yer alan, toplum ile devlet arasýnda bir köprü iþlevi gören sivil toplum kuruluþlardýr. Dolayýsýyla, týpký siyasi partiler gibi, demokratik yaþamýn vazgeçilmez unsurlarýndan biri haline gelmiþtir. 10.Yýlýnda TÜRKONFED 13

1.3. Sivil Toplum Nedir? Sivil toplum, týpký demokrasi gibi Batý kaynaklý, ortaya çýktýðý andan günümüze kadar farklý þekillerde tanýmlanmýþ siyasal bir kavramdýr. Herkesçe kabul gören basit bir tanýmý bulunmamakla birlikte, sivil toplum, en genel düzeyde üç farklý þekilde tanýmlanmaktadýr. Bunlardan birincisi, sivil toplum, devlet iktidarýnýn baskýsý ve denetimi altýnda olmayan gönüllü örgütlerin yer aldýðý alandýr. Ýkinci olarak, sivil toplum, bir toplumun kendisini ve eylemlerini bir bütün olarak, devlet iktidarýnýn baskýsý ve denetimi altýnda olmayan gönüllü örgütler yoluyla örgütlemesidir. Bu tanýmda sivil toplum, bir ülkede toplumsal yaþamýn devlet denetiminden baðýmsýz olarak kendisini örgütleyebileceði, kendi etkinliklerini bu örgütler yoluyla koordine edebileceði ve yine bu örgütler yoluyla kendi taleplerini siyasi alana taþýyabileceðini simgeleyen bir kavram olarak öne çýkmaktadýr. Üçüncü ve söz konusu iki tanýma alternatif olarak, son yýllarda benimsenen yeni yaklaþýmla, sivil toplumu, toplumsal sorunlara etkili ve uzun dönemli çözüm bulma sürecine aktif olarak katýlan ve bu temelde de siyasi aktörleri bu çözümleri yaþama geçirecek politikalar üretmeye yönlendirmek için çalýþan farklý gönüllü örgütlerin devlet denetimi dýþýnda kurduðu ortak alan olarak da tanýmlamak mümkündür. Tanýmlardaki yaklaþým farklýlýklarýna raðmen, günümüz sivil toplum anlayýþýnýn þu beþ ana unsur etrafýnda görüþ birliðine vardýðý söylenebilir: 1. Sivil toplum, çeþitli düzeylerde örgütlenmiþ kurumlardan oluþur. Bu kurumlarýn iþlevi sadece iktisadi deðil, dini, kültürel, sosyal vb. faaliyetleriyle toplumsal entegrasyon sürecine katkýda bulunmaktýr. 2. Bireylerin sivil toplum kuruluþlarýna aidiyeti gönüllülük esasýnda gerçekleþir. Baþka deyiþle sivil toplum kuruluþlarýna üyelik ne siyasi, ne de doðal sayýlan herhangi bir zorunluluða dayandýrýlamaz. 3. Sivil toplumun temeli hukuktur. Sivil toplumun devletten baðýmsýz olmasý hukuki zeminden yoksun olduðu anlamýna gelmez. Demokratik ilkeler, ifade özgürlüðü ve özel yaþam, sivil toplumun temellerini teþkil eder. 4. Sivil toplum, yurttaþlarýn temsil edilebildiði ve ortak iradenin oluþtuðu bir zemindir. Dolayýsýyla sivil toplum, devlet ile bireyleri birleþtiren bir "araç" konumunda olup, bunlarýn dýþarýda býrakýldýðý bir ortamda demokratik söylem oluþamaz. 5. Sivil toplum bir tür "yerini alma" ilkesi getirmekte ve böylece devlet erkindeki bazý yetkiler (devletin onayý ile) sivil toplum yetkililerine devredilebilmektedir. Tanýmlara bakýldýðýnda sivil toplumun bazý temel özellikleri öne çýkmaktadýr. Bunlar, gönüllülük, özerklik, katýlým, çoðulculuk, hoþgörü, kamusal yaþam gibi deðerlerdir. Sivil toplumun geliþebilmesi ve güçlenebilmesi büyük ölçüde toplumdaki demokrasi anlayýþýyla baðlantýlýdýr. Demokrasinin geliþmesinin önündeki engeller ayný zamanda sivil toplumun geliþimini de olumsuz etkiler. Dolayýsýyla insanlarýn kendilerini "birey" olarak hissetmediði toplumlarda sivilleþme yeterli düzeye ulaþamaz, kurulan sivil toplum örgütleri de gerçek iþlevler üstlenemez. Demokratik katýlým mekanizmalarýnýn iþleyiþi ve niteliði, toplumsal tepki verme konusundaki çekingen tavýr, kiþilerin devlet karþýsýndaki konumu ve devlete bakýþ açýsý, siyasi ve kültürel miras, örgüt kültürü gibi etkenler sivil toplumun niteliði konusunda belirleyici olmaktadýr. 14 10.Yýlýnda TÜRKONFED

1.4. Sivil Toplum Kuruluþu Nedir? Sivil toplumun tanýmlanmasýnda yaþanan tartýþmalar, sivil toplum kuruluþu kavramýnda da kendini göstermektedir. Türkiye'de birbirlerinden hem yapý hem de iþlev olarak ayrýþmýþ, pek çok açýdan birbiriyle taban tabana zýt olan örgütler, dernekler, vakýflar, iþçi sendikalarý, iþveren örgütleri, kamu kurumu niteliðindeki meslek kuruluþlarý, hayýr kurumlarý vb. ayný isimle, sivil toplum kuruluþu olarak adlandýrmakta ve öyle anýlmaktadýr. Sivil toplum kavramýnýn her durumda devletin dýþýnda kalan ve devlete karþý bir var oluþu ifade eden temel özelliðinden hareket edildiðinde, bir yapýlanmanýn sivil toplum kuruluþu sayýlabilmesi için dört ana unsur belirgin bir biçimde öne çýkmaktadýr. Bunlar: * Devletten baðýmsýz olmak * Gönüllülük esasýna dayanmak * Toplum yararýna hareket etmek * Kâr amacý gütmemek olarak belirtilebilir. Buna göre sivil toplum kuruluþlarý, belirli bir ortak kültürel, sosyal, politik, dini vb amaç veya amaçlar bütünü etrafýnda gönüllü olarak bir araya gelmiþ vatandaþlarýn üyesi olduðu, söz konusu amaçlar doðrultusunda var olan yapýnýn iyileþtirilmesine uðraþan ve kamu kesiminden kaynak almadan ve kâr amacý gütmeden çalýþan örgütler olarak tanýmlanabilir. Bu taným çerçevesinde ülkemizde pek çok örgüt sivil toplum kuruluþu sayýlsa da, bu nitelendirmeyi daha çok kiþisel ya da grupsal çýkar saðlamak peþinde koþmayan, demokratikleþme, çaðdaþlaþma gibi temel hak ve özgürlükleri korumayý amaçlayan örgütler hak etmektedir. Gerçekten sivil toplum kuruluþlarýnda, devletten baðýmsýz olma, gönüllü birlikteliðe dayanmaktan öte, üyelerin/örgütün çýkarlarýndan çok genel toplumsal yararlarýn saðlanmasý, yani grup çýkarlarýndan ziyade toplumsal çýkarlarýn hedeflenmesi söz konusudur. Genel toplumsal yararlarý salt ekonomik-mali nitelikli çýkarlar yönünden deðil, bunun yanýnda geniþ anlamda toplumun demokratikleþmesi, geliþimi, toplumsal sorunlarýn çözümü, toplumda refah, huzur ve sosyal barýþýn tesisi gibi temel amaçlarý kapsayýcý olarak geniþ anlamýyla düþünmek gerekmektedir. Bu noktada sivil toplum kuruluþlarý ile sadece çýkar grubu niteliði taþýyan örgütlenmeler birbirinden ayrýlmaktadýr. Sivil toplum kuruluþlarý, en baþta, demokrasinin geliþimi, katýlýmcýlýk ve çoðulculuðun saðlanmasý noktasýnda iþlev görürler. Zaten merkeziyetçi anlayýþla yönetilemeyen toplumlarda toplumsal ihtiyaçlar, talepler ve mevcut sorunlar ancak toplumun yerel, bölgesel ve ulusal, her düzeyde etkin katýlýmýyla karþýlanabilir; çözülebilir. Bireylerin ve toplumun çeþitli kesimlerinin sürece katýlmadýðý, dýþlandýðý durumlarda toplumsal sorunlarýn zamanýnda, etkili ve doðru olarak çözülebilmesi de söz konusu olmayacaktýr. Bu nedenle, sivil toplum kuruluþlarýnýn her alanda aktif katýlýmý önem kazanmaktadýr. Gönüllülük temelinde ortaya çýkan gruplar bazý toplumsal ihtiyaçlarýn karþýlanmasýnda, bu amaçla çeþitli hizmetlerin yerine getirilmesinde rol üstlenmektedirler. Böylece hem üyelerin veya hedef kitlenin ihtiyaçlarý karþýlanmakta, hem de devletin yükü hafifletilmiþ olmaktadýr. Ayrýca, bu kuruluþlar faaliyetleriyle devleti de kendi amaçlarý doðrultusunda etkilemektedirler. 10.Yýlýnda TÜRKONFED 15

Sivil topum kuruluþlarý, amaçlarý doðrultusunda düþünsel faaliyetler ve gerektiðinde lobi çalýþmalarý da yürütürler. Ancak varlýk nedenleri arkalarýnda bir kitle tabanýnýn olmasý ve asýl faaliyet alanlarý da, bu kitlenin desteðini almasýdýr. Sivil toplum kuruluþlarý bu ana faaliyetlerinin yaný sýra, bilgi toplama, analiz yapma, politika önerileri geliþtirme ve yayma, izleme, belirli hizmetler verme, aracýlýk yapma ve proje finanse etme gibi iþlevlerden bazýlarýný da yapabilirler. Sivil toplum kuruluþlarý temsil ettikleri kitlelerin, toplumsal yaþamýn tüm yönlerine iliþkin görüþ, endiþe ve taleplerinin yetkili mercilere iletilmesine, tartýþýlmasýna aracýlýk etmekte ve sorunlarýn çözümünde taraf olarak çeþitli katkýlar sunmaktadýr. Demokratik katýlým mekanizmalarý kullanýlarak, devlet ile toplum arasýnda köprü olma iþleviyle, toplumsal talepler kamusal alana havale edilir, politika haline getirilir ve çözümü saðlanýr. Tek tek bireyler tarafýndan gündeme getirilmesi veya beklentiler yönünde çözülebilmesi ihtimali zayýf olan talepler, aralarýnda amaç ve çýkar birliði olan bireylerin oluþturduðu örgütlü topluluklar tarafýndan dile getirildiðinde ve bunun için siyasal mekanizmalar kullanýlarak baský oluþturulduðunda gerçekleþme ihtimali yükselir. Böylece sivil toplum kuruluþlarý toplumda bireylerin, gruplarýn ve sýnýflarýn, farklý bir yolla siyasal hayata katýlmalarýný da saðlamýþ olurlar. Bu noktaya kadar çizilen genel kavramsal çerçeve, ekonomik, toplumsal, tarihsel ve kültürel farklýlýklarý ve geliþme dinamikleri bir yana býrakýlmak kaydýyla, modern toplumlarýn tümü için geçerlidir. Modernleþme yönünde ilk somut adýmlarýn Tanzimat (1839) döneminde atýldýðý Osmanlý toplumu da izleyen yýllarda benzer bir sürece girmiþ, modern (Batý tarzý) kurum ve kuruluþlarla günümüz Türkiye'sine evrilmiþtir. Çaðdaþ modern toplumlarýn temel dayanaðý hiç þüphesiz anayasal hukuk ve buna baðlý örgütsel iþleyiþin (parlamento, siyasal partiler, demokratik kitle örgütlerinin uyum içinde bir arada yaþamasý) varlýðýdýr. Bu çalýþma kapsamýnda, diðerlerine yeri geldikçe deðinmek üzere, özel olarak iþ dünyasý meslek örgütlenmesi üzerinde durulacaktýr. 16 10.Yýlýnda TÜRKONFED

2. OSMANLI'DAN CUMHURÝYET'E MESLEK ÖRGÜTLERÝ 10.yý

2. OSMANLI'DAN CUMHURÝYET'E MESLEK ÖRGÜTLERÝ 2.1. Meslek Örgütü Nedir? Meslek örgütlerini, belli bir mesleði icra edenleri bir araya getiren, toplum, devlet ve meslek mensuplarý bakýmýndan çeþitli iþlevler üstlenen, hukuki, idari, ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel ve mesleki yönleri bulunan çok boyutlu kuruluþlar olarak tanýmlamak mümkündür. Mesleki dayanýþma ve yardýmlaþmanýn gerçekleþmesi, mesleðin ve meslek mensuplarýnýn çýkarlarýnýn korunmasý ve geliþtirilmesi, mesleki faaliyetlerin belli standartlara uygun yürütülmesinin saðlanmasý, meslek ahlakýnýn korunmasý, meslek mensuplarý ile toplum arasýndaki iliþkilerin düzenlenmesi, bu amaçlar doðrultusunda ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel etkinliklerin gerçekleþtirilmesi, meslek örgütlerinin temel iþlevleri arasýndadýr. Bu örgütlenmeler esas olarak kendiliðinden, gönüllü, devletten baðýmsýz ve iþlev odaklý bir nitelik gösterir. Ancak bazý toplumlarda belli meslekleri icra edenleri veya belli mesleki faaliyetleri kontrol altýnda tutmak, siyasi, ekonomik ve sosyal bazý amaçlarla toplumsal yararlarý korumak bakýmýndan devlet güdümündeki mesleki örgütlenmelere de rastlanýr. Her iki durumda da, meslek mensuplarýnýn grup çýkarlarý ile genel toplumsal yararlarýn dengeli bir þekilde korunmasý arayýþý söz konusudur. 2.2. Geçmiþten Günümüze Meslek Örgütleri Dünyanýn hemen her yerinde, çeþitli mesleklerle/iþlerle uðraþan insanlar, tarih boyunca nitelikleri birbirinden farklýlaþan loncalar, dernekler, ticari ortaklýklar, sendikalar, korporasyonlar, odalar, birlikler gibi çeþitli örgütler içinde bir araya gelmiþtir. Bu örgütlerin en eskisi, ekonomik ve toplumsal hayatta önemli iþlevler üstlenen loncalardýr. Loncalar, kamu otoritesinin belirlediði ilkeler çerçevesinde, ayný meslekteki esnaf ve zanaatkârlarýn, ticaret ve meslek erbabýnýn gönüllü olarak bir araya gelerek oluþturduðu birliklerdir. Kent nüfuslarýndaki artýþ, üretim biçimlerindeki deðiþme, meslek ve iþlerdeki çeþitlenme ve çalýþan sayýlarýndaki büyüme sonucunda ortaya çýkan iþbölümü ve uzmanlaþma örgütlenmeyi etkilemiþ, bu örgütler zaman içinde çeþitli deðiþimlere uðrayarak XIX. yüzyýla kadar varlýklarýný korumuþlardýr. Ekonomik yapýnýn korunmasý, ihtiyaç duyulan üretim ve tüketimin sorunsuzca sürdürülebilmesi ve toplumsal sorunlarýn önlenmesi bakýmýndan devletler de kimi zaman bu örgütlenmeleri teþvik etmiþ kimi zaman da bizzat kurdurmuþtur. Baþlangýçta loncalar, siyasi otoritenin hükmü dýþýnda, kendiliðinden oluþan mesleki birliklerdi. Bu birlikler, ürün kalitesini korumak, adil fiyat ve adil ücret düzenlemek gibi meslek ahlakýný koruyup geliþtirme, ustakalfa-çýrak iliþkileri ve birlik mensuplarý arasýnda yardýmlaþma baðlarýyla da mesleki dayanýþmayý güçlendirmekle uðraþýrken, asýl olarak üyelerinin çýkarlarýný koruma endiþesiyle kurulmuþ, kapalý kuruluþlardý. Ýlk olarak Ýngiltere'de doðan kapitalizm zamanla tüm ülkelerde uygulanan bir ekonomik sistem halini alýnca, üretim iliþkilerindeki bu deðiþim mesleki örgütlenmelerde de kendini gösterdi. Kapitalizm geliþtikçe merkezi hükümetin kontrolüne giren eskinin lonca sistemi de tasfiye oldu. Bazý ülkelerde loncalar yerini ticaret ve sanayi odalarýna terk etti, bazýlarýndaysa hem lonca sistemi dönüþtürülerek lonca benzeri esnaf ve sanatkâr odalarý oluþturuldu, hem de sanayici ve iþadamlarýný içine alan yeni ticaret ve sanayi odalarý kuruldu. Loncayla baþlayan ve sonraki dönemlerde yaygýn bir þekilde "dernek" veya "oda" þeklinde kurulan bu örgütler diðer meslek mensuplarýnýn örgütlenmelerine de örnek oluþturdu. Sanayi Devrimi sonrasý, yeni ekonomik düzen ve bunun yansýmasý olarak ortaya çýkan siyasi, sosyal ve diðer faktörlerin bir sonucu olarak 10.Yýlýnda TÜRKONFED 19

iþçi ve iþveren örgütlenmeleri yanýnda, çeþitli meslekleri icra edenlerin (eczacý, tabip, avukat/hukukçu, noter, mimar, mühendis, muhasebeci vb. serbest/profesyonel meslekler) kurduklarý meslek örgütleri de ortaya çýktý. Bu tür meslekleri icra edenlerin ekonomik, siyasal ve sosyal hayattaki konumlarý geliþip kurmuþ olduklarý meslek örgütlerine kayýtlý üye sayýsý arttýkça meslek kuruluþlarý da önemli aktörler haline geldiler. Tüm ülkelerde ayný adý (oda gibi) taþýmasalar bile, ortak bazý niteliklere sahip meslek kuruluþlarý özellikle ekonomik, mesleki ve sosyal iþlevler üstlendiler. Meslek örgütlerinin kuruluþ amaçlarý, nitelikleri, iþlevleri ve faaliyet konularý genel olarak tüm toplumlarda benzerlik göstermiþtir. Mesleðin ve meslek mensuplarýnýn korunmasý, güçlendirilmesi ve kontrol altýnda bulundurulmasý biçiminde ifade edilebilecek bu genel benzerlik yanýnda, örgütlenmede benimsenen yaklaþým, örgütlenme modeli, yönetim ve finansman usulleri, üyelik esasý, devletle iliþkiler, kamusal görev ve ayrýcalýklarý gibi yönlerden bazý farklý uygulamalar da söz konusudur. Meslek örgütlerinin yapýsý, bulunduklarý ülkenin ekonomik, hukuki, siyasal, sosyal ve kültürel koþullar tarafýndan belirlenen örgütlenme kültürü ile devletin örgütlenme biçiminden baðýmsýz düþünülemez. Devletin yapýsý ve sözü edilen koþullarýn belirlediði örgütlenme kültürü, devlet aygýtýnýn yapýsýný, iþlevlerini ve niteliðini belirlediði gibi, o toplumdaki mesleki örgütlenme modellerinin de belirleyicisi olmaktadýr. Diðer deyiþle, bir ülkedeki mesleki örgütlenme modeli o toplumdaki devlet ve toplum yapýsýndan baðýmsýz olmamakta, tarihsel süreç içerisinde þekillenen toplum yapýsý ayný þekilde devleti ve her alandaki örgütlenmeyi olduðu kadar, mesleki örgütlenmeyi de etkilemekte ve þekillendirmektedir. Örgütlenme modeli bakýmýndan ele alýndýðýnda, mesleki örgütlenmenin devletle ve sivil toplumla olan iliþkisinin ve üstlenilen iþlevlerin ortaya çýkardýðý iki temel model öne çýkmaktadýr. Birincisi yasayla veya diðer hukuki düzenlemelerle devlet aygýtý içine alýnarak kamusal görev, yetki ve sorumluluklarla donatýlmýþ mesleki örgütlenmedir. "Dernek" adýyla kurulmuþ olsa da bazý oluþumlar, oda, birlik, federasyon ve konfederasyonlar bu grup içinde yer alýr. Ýþ yapabilmek için meslek mensuplarýna bu örgütlere üye olma zorunluluðu getirilmiþtir. Ýkincisi ise üyeliðin isteðe baðlý olduðu, kuruluþ amaçlarýnýn ve faaliyet alanlarýnýn kurucular/üyeler tarafýndan belirlendiði, devletle organik bir iliþkinin söz konusu olmadýðý, ayný mesleði icra edenlerin gönüllülük esasýna dayalý olarak oluþturduklarý meslek örgütleridir. Elbette ilgili yasa ve yönetmelikler çerçevesinde kurulan bu örgütler, sivil toplumun bir parçasýný oluþtururlar. 2.3. Türkiye'de Mesleki Örgütlenme Türkiye'de mesleki örgütlenme, tarihsel sürece baðlý olarak ahi birliklerinden loncalara ve loncalardan oda/birlik ve yaný sýra cemiyet/dernek þekillerinde süregelmiþtir. Bu oluþumlarý günümüzde genel olarak "sivil toplum kuruluþu" niteliði taþýyan dernek, federasyon ve konfederasyonlar ile "kamu kurumu niteliði taþýyan" dernekler, odalar/birlikler olarak deðerlendirmek mümkündür. Dernekler, ayný meslekten kiþilerin belli bir amaç için gönüllü olarak bir araya gelmesiyle kurulmuþ baðýmsýz örgütlerdir. Odalar/birlikler ise belli yönlerden kamu hukuku hükümlerine tabi, üyeliðin zorunlu olduðu ve yasayla kurulan, her anlamda devletin denetim aðý içinde yer alan meslek kuruluþlarýdýr. 20 10.Yýlýnda TÜRKONFED

Türkiye'deki meslek örgütlenmelerinin geçmiþi Anadolu Selçuklu dönemindeki Ahi birliklerine kadar dayandýrýlmaktadýr. Osmanlý Ýmparatorluðu'ndaki loncalar da bu oluþumun devamý niteliðindedir. Her iki tarihsel dönemdeki mesleki örgütlenme de, bir yanýyla Anadolu'daki sivil toplum geleneðinin bir parçasý olarak deðerlendirilmekle birlikte, gerek Selçuklular gerekse XVIII. yüzyýldan önce Osmanlý Ýmparatorluðu'ndaki kuruluþlarýn (ahi teþkilatý, loncalar, esnaf ve sanatkâr birlikleri) merkezi otoriteden ekonomik, kültürel ve idari anlamda baðýmsýz bir hareket alanýnýn, Batý'da görüldüðü þekliyle mülkiyet haklarýna sahip bir niteliðinin bulunmadýðý da açýktýr. Geleneksel toplum yapýsýnda zaman içinde baþ gösteren sosyal, ekonomik ve siyasal dönüþümler, var olan kurum ve kuruluþlarý da etkileyerek farklý örgütlenme ihtiyaçlarý yaratmýþtýr. Osmanlý'da cemiyet (dernek) adýyla ortaya çýkan örgütlenme çalýþmalarýnýn baþlangýcý da böyle bir tarihsel kýrýlma noktasýna denk gelmiþtir. Osmanlý'daki ilk cemiyet (dernek) örneði XIX. yüzyýlýn ilk çeyreðinde görülse de (Beþiktaþ Cemiyet-i Ýlmiyesi-1815), Tanzimat (1839) sonrasýnda ivme kazanmýþtýr. Ancak asýl dernekleþme çalýþmalarý II. Meþrutiyet'in ilanýný (1908) izleyen dönemde bir "hak ve özgürlük" temeline oturmuþtur. Bu dönemde iþçi dayanýþma cemiyetlerinden çeþitli spor kulüplerine kadar, hayatýn pek çok alanýný kuþatan dernekler kurulmuþtur. Örgütlenme özgürlüðü, çýkartýlan ilk Cemiyetler Kanunu (1909) ile yasal güvenceye kavuþtuktan sonra esnaf ve çeþitli meslek mensuplarý çeþitli cemiyetler halinde bir araya gelmiþlerdir. 1910 sonrasý kurulan esnaf cemiyetleri ve Osmanlý Sanatkâran Cemiyeti, iktisadi-mesleki dernekler arasýnda yer almýþtýr. Ticaret ve Ziraat ve Sanayi Cemiyet-i Milliyesi, Çiftçiler Derneði, Cemiyet-i Matbuat-ý Osmaniye ve Cemiyet-i Müteþebbise gibi örgütler de mesleki yönleri aðýr basan kuruluþlardýr. Osmanlý'da mesleki, siyasi, sosyal ve iktisadi nitelik taþýyan cemiyetlerin, Batý'daki pek çok örneði gibi XIX. yüzyýlýn hemen baþýnda ortaya çýktýðý halde, süreklilik saðlayýp sivil toplumun oluþumuna eþ zamanlý olarak öncülük edememesi izaha muhtaç bir durum yaratmaktadýr. Batý'da sivil topluma öncülük eden örgüt ve kuruluþlar, sosyoekonomik geliþmeye paralel olarak toplumun iç dinamikleri tarafýndan oluþturulmuþtur. Osmanlý-Türk toplumu ise tarihsel nedenlerle sanayileþmeyle geç tanýþmýþ ve bu süreci Batýlý ülkelere göre geç tamamlamýþtýr. Genel olarak "Batýlýlaþma" kavramýyla karþýlanan dönüþüm sürecine devlet öncülük etmiþ bu durum sosyal politikalara da yansýmýþtýr. Batýda sivil toplum ve bu kesimi oluþturan örgütler devletin iradesi dýþýnda þekillenip onun güdümüne, doðrudan veya dolaylý müdahalelerine kapalý bir özellik gösterirken, Türkiye'de bunun aksine, devletin bu yöndeki çabasý etkili olmuþtur. Böylece de her þeyi devletten bekleyen bir anlayýþ yerleþmiþtir. Toplumun kendi iç dinamikleri ve koþullarý gereði örgütlenme ihtiyacý hissetmemesi, örgütlenme konusundaki zayýf iradesi ve devlete bakýþ açýsý da bunda etkili olmuþtur. Sonuçta, Osmanlý'da Batý'dakine benzer örgütler kurulsa bile bu anlayýþ, devlet kurumlarý karþýsýndaki konum, amaç ve faaliyetler bakýmýndan Batýlý anlamda bir sivil toplum oluþturamamýþtýr. Benzer durum cumhuriyet döneminde de sürmüþ, örgüt kültürü demokratik unsurlarla dönüþtürülememiþ ve demokratik bir örgütlenme geleneði oluþturulamamýþtýr. 1923'de Türkiye Cumhuriyeti'nin baðýmsýz bir modern ulus-devlet olarak ortaya çýkýþýyla baþlayan dönemde Osmanlý'dan devralýnan yapý varlýðýný korumuþtur. 10.Yýlýnda TÜRKONFED 21

1924 Anayasasý da, týpký 1908 Anayasasý'nda olduðu gibi, çeþitli alanlardaki örgütlenmeleri hak ve özgürlük çerçevesinde deðerlendirmiþ, 1909 tarihli Cemiyetler Kanunu geçerliliðini sürdürmüþtür. Ancak, nüfusunun neredeyse yüzde 90'ýnýn kýrsal alanda yaþadýðý, tarýma dayalý geleneksel deðerlere dayalý toplumda tek partinin merkezi otoriter anlayýþýyla biçimlenmiþ olan devlet, sivil toplumu kendi ideolojik aygýtý içinde modernleþmeyi pekiþtiren bir araç olarak gördüðünden, buna uygun bulduðu örgütlenmeleri desteklemiþ, diðerlerinin geliþimine set çekmiþtir. Bu tutum, büyük ölçüde cumhuriyetin sonraki dönemlerinde de geçerli olmuþtur. Osmanlý'dan devralýnýp yeniden yapýlandýrýlan mesleki örgütlenmelerin en önemlisi, 1925 yýlýnda kabul edilen 655 sayýlý yasayla kurulan Ticaret ve Sanayi Odalarý'dýr. Yasa, "tüzel kiþilik" tanýdýðý ticaret ve sanayi odalarýnýn iþlev ve görevlerini tanýmlamýþ, belirlenen tanýma uygun tüccar ve sanayicilere bulunduklarý yerdeki ticaret ve sanayi odalarýna üye olma zorunluluðu getirip odalarýn gelir kaynaklarýný da düzenlemiþtir. Böylece esnaf cemiyetlerine ait iþleri yapmakla da görevlendirilen odalar, aynen Osmanlý Devleti'nde olduðu gibi, Ticaret Vekâleti'nin (Ticaret Bakanlýðý) denetimine baðlanmýþtýr. Düzenlemeler, ticaret ve sanayi odalarýnýn geliþimine büyük katký saðlasa da, kýsa süre sonra "kamu kurumu" kimliðinin hükümetin odalar üzerindeki siyasi nüfuzunu artýracaðý, bunun da baðýmsýzlýða zarar vereceði yönünde eleþtiriler gecikmemiþ, hükümetin odalara dünyadaki uygulamalara benzer þekilde özerklik tanýmasý yönünde talepler dile getirilmiþtir. 655 sayýlý Kanun, 1943 yýlýnda çýkartýlan 4355 sayýlý Ticaret ve Sanayi Odalarý, Esnaf Odalarý ve Ticaret Borsalarý Kanunu'yla yürürlükten kaldýrýlmýþ ve ticaret ve sanayi odalarý yeniden düzenlenmiþtir. Ancak, Ýkinci Dünya Savaþý koþullarýnda çýkartýlan ikinci yasa, merkezi yönetime belli konularda verdiði görev ve yetkilerle odalar ile devlet arasýnda bir vesayet iliþkisi kuran ilk yasaya göre, devletin odalar üzerindeki denetim yetkisini daha da geniþletmiþtir. Yeni yasa Ticaret Vekâleti'ne, odalarý kurmaktan faaliyet alanlarýný belirlemeye, deðiþtirmeye, seçilmiþ organlarýný feshetmeye ve odalarý laðvetmeye kadar geniþ yetkiler tanýmýþtýr. Yönetim kurulu baþkanlarýný seçilmiþ yönetim kurulu üyeleri arasýndan belirleme ve teþkilatta idari amir konumundaki genel sekreteri atama yetkisi de bakanlýða verilmiþtir. Yasaya göre, bakanlýk ayrýca gerekli gördüðü yerlerde mesleki amaçlý ve tüzel kiþiliðe sahip ticaret ve sanayi odalarý, esnaf odalarý ve ticaret borsalarý kurabilecektir. Bu durum, Ýkinci Dünya Savaþý'nýn sonuna kadar geçerliliðini korumuþtur. 2.4. Çok Partili Dönem ve Meslek Örgütleri Mesleki örgütlenmenin tarihi açýsýndan 1950 yýlý bir dönüm noktasý olmuþtur. Ýkinci Dünya Savaþý'nýn hemen ardýndan oluþan iki kutuplu yeni dünya düzeninde Türkiye Batý'nýn galip devletleri yanýnda yer almýþ, çeyrek yüzyýlý aþan tek parti iktidarý demokrasiye geçiþle sona ermiþtir. Yeni kurulan Demokrat Parti (DP), 1946 yýlýnda yapýlan genel seçimlerde sýnýrlý sayýda milletvekili çýkartarak parlamentoya girmiþ, bir sonraki seçimlerde ise (1950) ezici bir çoðunlukla iktidar olmuþtur. Devletçilik yerine liberal ekonomik politikalarýn uygulanmaya baþladýðý bu dönemde, ticaret ve sanayi kesiminin odalarýn daha özerk hale getirilmesi talepleri de dikkate alýnarak, mevcut yasa yenisiyle (5590 sayýlý Kanun) yer deðiþtirmiþtir. Böylece odalar, nispeten daha özerk bir yapýya kavuþmuþtur. Yasanýn 22 10.Yýlýnda TÜRKONFED

yürürlüðe girmesiyle birlikte birçok mesleðin yerel düzeyde faaliyet gösteren meslek kuruluþlarýný içine alan ve ülke düzeyinde faaliyet gösteren merkezi örgütlenmeler (birlik, üst kuruluþ) bundan sonra ortaya çýkmýþtýr. Çok partili siyasal yaþama geçiþ, mesleki örgütlenmeler alanýný geniþletmiþ olmakla birlikte, baþlangýçtan beri yaþanan sorun net bir þekilde çözüme kavuþturulamamýþtýr. Çýkartýlan yasa ve yönetmeliklerle getirilen tanýmlarla, mesleki örgütlenmelerin "kamu kurumu" ve/veya "kamu kurumu niteliðinde" kuruluþlar olarak kabulü, mevcut veya kurulacak örgütler üzerinde devletin denetleyici rolünü ortadan kaldýrmamýþtýr. Bu durum, sonraki yýllarda, hem 1961 hem de 1982 Anayasasý'nda da devam etmiþtir. 1961-1982 arasý dönemde çýkarýlan yasalarla üç yeni alanda örgütlenme gerçekleþmiþtir. Bunlardan ilki, Türkiye Esnaf ve Sanatkârlarý Konfederasyonu'dur (TESK). Cumhuriyet döneminde ticaret ve sanayi odalarýnýn gözetiminde olan esnaf cemiyetleri, deðiþik tarihlerde çýkartýlan yasalarla, ticaret ve sanayi odalarýndan baðýmsýz hale getirilmiþtir. Ancak umulan yarar saðlanamamýþtýr. Nihayetinde faaliyetlerini bir düzen ve disiplin altýna almak, çalýþma imkânlarýný artýrmak ve geliþmelerini saðlamak amacýyla, esnaf ve küçük sanatkârlarý örgütlendirmek, murakabelerini temin etmek üzere sýrasýyla dernek, birlik, federasyon ve konfederasyon þeklinde, Türkiye Esnaf ve Sanatkârlarý Konfederasyonu (TESK) adýyla kademeli olarak örgütlendirilmiþlerdir (1964). Diðer iki meslek örgütü ise, Türkiye Noterler Birliði (1972) ve Türkiye Seyahat Acentalarý Birliði'dir (TÜRSAB-1972). 10.Yýlýnda TÜRKONFED 23

3. ÝÞ DÜNYASINDA ÖRGÜTLENME VE TÜSÝAD ÖRNEÐÝ 10.yý

3. ÝÞ DÜNYASINDA ÖRGÜTLENME VE TÜSÝAD ÖRNEÐÝ 3.1. Sivil Örgütlenme Giriþimleri Ýkinci Dünya Savaþý yýllarýna kadar dýþ dünyaya kapalý, kendi kendine yeten bir iktisadi politika izleyen Türkiye, savaþýn hemen ertesinde çok partili demokrasiye geçerek Batý dünyasýyla bütünleþmek üzere ilk adýmlarý attý. Marshall Yardýmý kapsamýna alýnan Türkiye, NATO ve OECD'ye üye oldu. Saðlanan dýþ kredilerle gerçekleþtirilen altyapý yatýrýmlarý, ekonomiye belli ölçüde bir canlýlýk kazandýrdý. Ancak, özel sektör ile kamuya dayalý karma ekonomik kalkýnma modelinin saðlýklý iþlemesi saðlanamadý. Aksine, "kapalý ve kamu güdümlü ekonomik sistem" 1960 sonrasýnda da korundu. Kaynaklarýn daðýtýlmasýnda serbest rekabet yerine, bu dönemde kurulan Devlet Planlama Teþkilatý kilit rol üstlendi. Dahasý, izlenen ekonomik ve sosyal politikalarla birlikte Türk iþ dünyasý üvey evlat muamelesi görür hale geldi. Ýþadamý olmanýn küçük görülmeyi hak eden bir durum olduðuna dair bir algý yaratýldý. Soðuk Savaþ döneminin 1950-1970 yýllarý arasýný kapsayan bu döneminde Batý dünyasýnýn büyük bir kýsmýnda benzer sosyal ve siyasal kutuplaþmalar hüküm sürüyordu. Ancak Batý iþ dünyasý kendini koruma, devletle ve kamuoyuyla iletiþime geçip sorunlarýna çözüm üretmekte güçlü araçlara sahipti. Dünyadaki geliþmeleri yakýndan izleyen Türk iþ dünyasý da Batý'daki meslektaþlarý gibi davranmak üzere harekete geçmekte gecikmedi. 1970'li yýllara kadar Türkiye'de iþ dünyasý kuruluþlarýnýn en büyüðü, zorunlu üyeliðe dayalý olarak faaliyet gösteren Ticaret ve Sanayi Odalarý ile Ticaret Borsalarý Birliði'nin çatý örgütü Türkiye Odalar ve Borsalar Birliði'ydi (TOBB). Çatý örgüt olarak TOBB'da, sanayicilerden çok Anadolu'daki ticaret erbabýnýn aðýrlýðý söz konusuydu. Diðer deyiþle devlet denetimindeki TOBB, sanayici ve iþadamlarýný temsilden uzak, onlarýn sorunlarýna karþý kayýtsýzdý. Bu durum, diðerlerine göre nispeten sanayileþmiþ illerde bulunan bazý iþadamlarýný harekete geçirdi. Eskiþehir Sanayi Odasý Baþkaný Mümtaz Zeytinoðlu'nun öncülük ettiði bir grup iþadamý, bazý sanayi odalarý baþkanlarýyla birlikte, herhangi bir yasal statü arayýþýna girmeden, Sanayi Odalarý Birliði'ni oluþturdu ve sanayicilerin sorunlarýný ve görüþlerini kamuoyuna aktarma çabasý içine girdi. Ancak yasal mevzuatýn yetersizliði nedeniyle bu giriþim sonuçsuz kaldý. Bundan baþka, önceki yýllarda kurulmuþ olan Türkiye Ýþveren Sendikalarý Konfederasyonu (TÝSK-1962) ile Madeni Eþya Sanayicileri Sendikasý (MESS-1959), büyük sanayicilerin sorunlarýna yakýn ilgi gösteriyordu. Ýstanbullu iþadamlarýnýn öncülüðü ile kurulan Ýktisadi Kalkýnma Vakfý (ÝKV-1965), Türk Sevk ve Ýdare Derneði (1961), Türk Ekonomik Hukuk Araþtýrmalarý Vakfý (1969) ve Ýktisadi Araþtýrmalar Vakfý (ÝAV-1962), özel sektörü ilgilendiren araþtýrmalar yapýyor, toplantýlar düzenliyordu. 3.2. Konferans Heyeti 1950-1970 dönemi içinde, TOBB dýþýnda varlýk gösteren iþ dünyasý kuruluþlarýnýn her biri kendi alanlarýnýn dar sýnýrlarý içinde üstlendiði iþlevi yerine getiriyordu. Dünya ekonomik sistemi küreselleþirken, onun bir parçasý olmayý hedefleyen Türkiye, genel gidiþin tersine bir çizgide duruyordu. Serbest piyasa ekonomisinin güçlendirilmesini savunan ve iþ dünyasýnýn sorunlarýnýn çözümü için çaba gösterilmesini isteyen iþadamlarýnýn görüþleri ne mevcut meslek örgütlerinde ne de parlamentoda yeterince yanký buluyordu. Bu doðrultuda etkin bir araç yaratma çabasý içindeki baþka bir grup iþadamýnýn arayýþý da Ekonomik ve Sosyal Etüdler Konferans Heyeti adýyla sürüyordu. 10.Yýlýnda TÜRKONFED 27