İktisat Tarihi II III. Hafta
İkinci Devrimin Başlangıcı Tarih öncesi marangozluğun tacı: TEKERLEK Tekerlek yalnızca taşıma işlerine devrim getirmekle kalmadı imalat endüstrisinde de kullanıldı. Hayvanlarla çekilen arabalar kullanılınca haberleşme hızlanmış ve mal taşımı kolaylaşmıştır.
At da ilk önce süt sağmak ve binmek için evcilleştirilmiştir. Deniz ulaşımında da karayolundakine paralel gelişmeler meydana gelmiştir. İnsanlar deniz ulaşımındaki mekanik zorlukları aşmıştır. Adı geçen sanat, yöntem ve süreçler deney birikimlerinden doğan bilgi ve uygulamaların dışa dönük anlatımlarıdır.
İnsan ekonomisinin gelişmesinde göçler etkili olmuştur. Kültürlerin çarpışması yeni düşüncelerin yayılmasını kolaylaştırır. Yerleşik ekonomi uygun bir ideoloji ile sağlamlaştırılır. Göç ve istila oligarşiyi doğurur. Bu bugün Doğu Afrika yahut OrtaÇağ da Avrupa da çok görülen bir yöntemdir.
Köyün bulunduğu alanda farklı mimari ve eşya kalıntılarının bulunması sosyal gelenekten kopulduğunu gösterir. İkinci devrim gerçekleşmeden önce bir tür savaşa girişilmiştir. Bu savaşın ekonomik etkileri olmuştur. Tarih çağının başlangıcında tutsaklık düzeni eski endüstrinin temeli ve sermaye birikiminde etken bir araç olmuştur.
Tahta varan tek yol ülkeyi ele geçirmek değildir. Ekonomik başarı ya da büyüsel saygınlıkla de erişilebilir. Sanıda bulunmakla etken olmak arasındaki fark basit insanlar için güçtür. Takvimin icadı matematiksel astronomi için bir zafer ve bilimin olayları önceden saptayabilmesinin ilk kanıtıdır.
Kentsel Devrim Kendine yeterli toplumların ekonomik bağımsızlıklarını yitirme yolunda önemli bir gelişme Nil Vadisi, Dicle ve Fırat ve İndus Irmağı kıyılarında olmuştur. Arkeologların bulduğu eşyalardaki değişme bu eşyaları üreten ekonomideki değişikliğin yansımasıdır.
Ekonomik alanda ikinci devrimin sonuçları üç bölgede de aynıdır. Buna karşın devrim somut bir biçimde genelleştirilemez. Mimarideki değişimin temeli dine dayanmaktadır.
Neolitik köylerde büyücüler rahip biçiminde ortaya çıkmış ve tanrısal yetkileri benimsemiştir. Tanrının gelirleri arttıkça muhasebesini tutmak da güçleştiğinden rahipler yazı ve rakam düzeni geliştirmek zorunda kalmışlardır. Uğraş geleneklerine ve yeni uygulamalı bilimsel buluşlara bağlı olarak zanaatkarlar çok daha gelişmiş ürünler yapabiliyordu.
Doğuda ticaret hiçbir zaman balyalar dolusu eşyanın bir yerden diğerine nakli değildir. Ticaret gerçekte bir kültür alışverişi ve düşünlerin uluslararası çapta yaygınlaşmasını sağlayan bir yoldu. Topraktan ve kabile bağlarından kopan zanaatkar da devingendi.
İkinci devrimin ekonomik sürekliliği etnolojik ve politik alanda geçerli değildir. Yaşanan çok sayıda istilaya karşın Mezopotamya da Tanrılar ve tapınaklar krizleri atlatmış, rahipler yerlerini korumuştur. Her tanrının yeryüzünde sermaye birikiminin de çekirdeğini oluşturan bir evi vardır.
MÖ 3000de her kentte Tanrının yanı sıra bir de başbuğ ortaya çıkmıştır. Başbuğ ya da kral besin ve gerçek varlık olarak sermaye birikimini hızlandırmıştır. Ordunun da desteği ile kent devletlere oranla çok daha uygun bir politik düzen yaratılacaktır.
Babil ancak MÖ 1800 yıllarında politik bir gerçek olabildi. Mısır daki politik birleşme ise ikinci ekonomik devrimle aynı döneme rastlar. Ekonomik yöntemi değiştirebilecek kaynaklar toplum tanrısının tapınağında değil kralın elindeydi. MÖ 2000 yıllarına dek Mısır daki kayıtlar mezar kalıntılarına dayanır.
Firavunlardan önceki dönemde mezarlarda bulunan yerini ithal malı lüks eşyalara bırakmıştır. Mühür ve tahta yazıtlardaki kayıtlar ilkel de olsa bir yazı yönteminin başladığını göstermektedir. Mısır ın birleşmesi Sümerdeki kentsel devrimde olduğu gibi aynı yeni sınıfları ve yeni meslekleri yaratmıştır.
Mısır işçiliğinde titizlik ve kesinlik tükenmek bilmeyen sabra ve yinelenen deney-yanılgıdeney döngüsüne bağlıdır.
Mısırlıların ölüler konusundaki garip inançları uygulamalı bilimsel buluşları esinlemiştir. Ölünün içi rahatlasın diye ayrılan kaynak ve varlıkların resimleri mezarların duvarlarına çizilirdi. Bu resimlerde belirtilen ekonomik birim kentten çok ortaçağ konaklarını andırmaktadır.
Mısır ile Mezopotamya arasındaki farklılık sadece uğraşıların ürünlerinde değildir. Hind de devrimin MÖ2500 yıllarında başladığına inanılmaktadır. Kabaca bir sınıf ayrımı olsa da sermaye birikiminin kökeni belli değildir. Her bir devrim Mezopotamya, Mısır ve Hindistan da aynı dönemde başlamış, aynı bilimsel buluşlara dayanmış ve aynı toplumsal sınıfları yaratmıştır.
Kentsel uygarlık bir merkezden diğerine taşınıp yerleşmiş olamaz. Yeni ekonomi merkezde kurulup ikinci derece özeklere yayılmıştır. (Mısır Biblos, Asur/Babil Kapadokya) Yeni kentlerde yalnızca ekonomik yapı benimsenmekle kalmamış muska, mühür harf gibi yapay unsurlar da benimsenmiştir. İkinci devrim mal ve düşün alışverişiyle yaygınlaşmıştır.
İkinci devrimin yaygınlaşmasında emperyalizmin etkisi vardır. Buna karşın işe silahın karışması uygarlığın yayılmasını engellemiştir. Akadlı Sargon un yaptığı fetihler kentsel uygarlığın yerleştirilmesini ve kendine yeterli köylerin endüstri ve ticaret kentlerine dönmesini sağlamıştır. Ekonomik emperyalizme karşı koyma çabaları da ikinci ekonomik devrimi yaygınlaştırmıştır. (Asur, K. Suriye, Luristan, Elam)
İnsan Bilgisinde Devrim Ekonomik devrim deneylerin aktarılması için yeni yöntemlere, bilginin örgütlenmesi için yeni yollara neden olmuştur. Yazının, matematiğin ve ölçülerin uyarlılığı devrimle aynı zamana rastlar. MÖ 3000 yılından sonra hesap, anlaşma ve işaret listelerinden başka belgeler de bulunmuştur. Çivi yazısının gelişmesi bunda etkendir.
Sümer rahipleri büyü ve batıl inançların temsilcisi olarak değil dünyasal bir varlığın yöneticileri olarak yazıyı bulmuşlardır. Okuma ancak çok uzun eğitim döneminden sonra yüksek konum için öğrenebilmektedir. Tarih öncesi çağlarda nesnel gelişme teknik ilerleme sonucu olsa da bunu sağlayan zanaatlar küçümsenirdi.
Eski çağlarda kuramsal bilimlerin amaç açısından zanaatlarla ilgisi çok yakındı. Ölçü kuşkusuz devrimle başlamamıştır. Tüm ölçme işlevi soyut düşünme gereksindirir. Ticaretin yeterince uluslararası bir nitelik kazanması nedeniyle bir ülkenin standart ölçüleri başka bir ülke tarafından benimsenebiliyordu.
Sümer tapınağının ya da Mısır firavunlarının gelirleri basit sayı sayma yöntemleri ile hesaplanamazdı. Kentsel devrimin toplum yaşamına getirdiği sorunlar ve değişiklikler daha gelişkin matematiksel yöntemleri gerektiriyordu.
Sümer ve Mısır yazıcıları kentsel devrimin eşsiz gelişmeleri nedeniyle yabancı bir alanda yollarını bulmaya çalışıyordu. Babil de ticaretin büyük önem taşıması aritmetik yönteminin basitleştirilmesinde büyük pay sahibiydi. Mezopotamya Mısır a göre ticarete daha yatkındı, ticaret yollarının kavşağındaydı. Kentsel ekonominin koşulları geometrik ihtiyaçlar doğurdu.
Mısır da insanlar deniz yolculuğu ve tarım gereksinimleri için gökyüzündeki varlıkları incelemek zorundaydılar. MÖ 2000 yıllarında yazılmış bir yazıda yılın başlangıcındaki şölen yılı, büyük yıl ve küçük yıl kavramlarından söz edilmektedir. Babilliler ay takvimi kullandıklarından gökyüzünü sürekli gözetleyen memurlar vardı.
Fabrikalarda ve çiftliklerde çalışmak için gün ve gecenin eşit parçalara bölünmesi gerekiyordu.