S tma. Nurittin ARDIÇ (*), Vedat TURHAN (**)

Benzer belgeler
Sıtma Tedavisi ve Profilaksisi

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

CO RAFYA SICAKLIK. Kavram Dersaneleri 6. ÖRNEK 1 : Afla daki haritada, Türkiye de y ll k günefllenme sürelerinin da l fl gösterilmifltir.

CO RAFYA. DÜNYA NIN fiekl N N VE HAREKETLER N N SONUÇLARI ÖRNEK 1 :

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

MALARYA (SITMA) Prof. Dr. Saim Dayan Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Hepatit B. HASTALIK Hepatit B nin etkeni nedir? Hepatit B hepatit B virüsü (HBV) ile meydana getirilen bir hastal kt r.

Ülkemizde 2007 yılı verilerine göre 358 sıtma olgusu Sağlık Bakanlığı Sıtma Savaş Daire Başkanlığı kayıtlarında bulunmaktadır.

Diyarbak r da s tma: son üç y l n de erlendirilmesi

ÇOCUK ve ERGENL KTE GUATR

SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi Asinetobakterli Hastalarda DAS Uygulamalar ve yilefltirme Çabalar

İMPORTE sitma TÜRKİYE İÇİN TEHDİT MİDİR? Dr. GÜNAY TUNCER ERTEM SBÜ Ankara Sa lık Uygulama Ara tırma Merkezi

CO RAFYA KONUM. ÖRNEK 2 : Afla daki haritada, Rize ile Bingöl il merkezlerinin yak n ndan geçen boylam gösterilmifltir.

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6)

Dünyada ve Türkiye de Güncel Verilerle HIV/AIDS. Hacettepe Üniversitesi AIDS Tedavi ve Araflt rma Merkezi (HATAM)

Kötü Hava. Dr. Kaya Süer. Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

TEST 10. Afla daki noktal yerlere uygun sözcükleri bularak cümleyi tamamlay n z. 1. Dünya n n flekli...

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV Sayfa ISBN

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Pnömokokal hastal klar

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

Afrika Seyahati Sonrası İmporte Bir Sıtma Olgusu. A Case Imported Malaria After a Travel to Africa

CO RAFYA AKARSULAR. ÖRNEK 1 : Afla daki haritada bir yöredeki akarsular gösterilmifltir.

6 MADDE VE ÖZELL KLER

HIV/AIDS HASTALI INDA SON GEL fimeler

Seramik nedir? alfabesi 6

Çocuk ve Tüberküloz (Verem)

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD)

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

Fen ve Teknoloji VÜCUDUMUZDAK S STEMLER Ünite 1

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

GENÇ YET fik NLERDE BÜYÜME HORMONU EKS KL

Sosyal Bilgiler. Uygulamal Etkinlik. Afla daki boflluklar uygun ifadelerle tamamlay n z.

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ

K MYA K MYASAL TEPK MELER VE HESAPLAMALARI ÖRNEK 1 :

Is Büzüflmeli Ürünler 3

6. Tabloya bakt m za canl lardan K s 1 CEVAP B. 7. Titreflim hareketi yapan herfley bir ses kayna d r ve. II. ve III. yarg lar do rudur.

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

Sıtma ve Ülkemizdeki Son Durumu Doç.Dr. Özlem MİMAN

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

Tablo 3.3. TAKV YES Z KANAL SAC KALINLIKLARI (mm)

Mercedes-Benz Orijinal Ya lar

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

VERG NCELEMELER NDE MAL YET TESP T ED LEMEYEN GAYR MENKUL SATIfiLARININ, MAL YET N N TESP T NDE ZLEN LEN YÖNTEM

TULAREMİ KONTROL ve KORUNMA. Dr. Kemalettin ÖZDEN

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

CO RAFYA. TÜRK YE DE YERfiEK LLER VE ETK LER

TÜBERKÜLOZ EP DEM YOLOJ S

OLGULARLA KLİNİK PARAZİTOLOJİ

MATEMAT K. Hacmi Ölçme

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

Zika Virüs: Panik Olmayalım, Akıllı Olalım / Cavit Işık Yavuz

VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D

Do al Say lar Do al Say larla Toplama fllemi Do al Say larla Ç karma fllemi Do al Say larla Çarpma fllemi Do al Say larla Bölme fllemi Kesirler

11. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: KUVVET ve HAREKET 4. KONU AĞIRLIK MERKEZİ - KÜTLE MERKEZİ ETKİNLİK ÇÖZÜMLERİ

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

5.2 CEPHE PANEL K YÜZÜ METAL M NERAL YÜN YALITIMLI SANDV Ç PANEL DÜfiEY CEPHE PANEL UYGULAMASI

Araştırma Notu 15/177

GAZLAR ÖRNEK 16: ÖRNEK 17: X (g) Y (g) Z (g)

standartlar Standartlar ve Sertifikalar sertifika

ORHAN YILMAZ (*) B SAYILI YASADA YAPILAN DE fi KL KLER:

Hipertansiyon tan m ve s n flamas

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

ACİL SERVİSTE NÖBET YÖNETİMİ UZ DR SEMRA ASLAY YDÜ HASTANESİ ACİL SERVİS MART 2014

TEST Lambalar özdefl oldu- 6. K ve L anahtarlar LAMBALAR. ε ε ε. K anahtar aç k iken lambalar n uçlar aras ndaki gerilimler:

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet

Pizza! Geliflen Pizza Pazar

ELEKTRON K DEVRE ELEMANLARI

SITMA. KEAH ACİL TIP - Dr. Yasin Bozkurt

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif

Tablo 45 - Turizm İşletme Belgeli Tesislerde Konaklama ve Belediye Sayıları

Sıtma: 115 Olgunun İrdelenmesi #

ÇOCUKLUKTA ve ERGENL KTE KEM K SA LI I

ZARLARLA OYNAYALIM. Önden = = + = Arkadan = = + + = = + + =

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

B anka ve sigorta flirketlerinin yapm fl olduklar ifllemlerin özelli i itibariyle

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari

6. SINIF MATEMAT K DERS ÜN TELEND R LM fi YILLIK PLAN

TOPLUMSAL VE KÜLTÜREL YAPI

Balans Vanalar Termostatik Radyatör Vanalar.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

F Z K BASINÇ. Kavram Dersaneleri 42

T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de

SITMA. Prof. Dr. Recep AKDUR

4. Sistem dengede oldu una. hareketli piston. P o. esnek CEVAP E. balon ESEN YAYINLARI P X. 6atm 5L. .g 200 = 8 (20 + V D. Buna göre; 25 = 20 + V D

Hasta Rehberi Say 6. KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ Kolay okunabilir rehber

Türk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi.

elero SoloTel Kullan m talimat Lütfen kullan m k lavuzunu saklay n z!

UZMANLIK TEZİ. TEZ DANIŞMANI Doç. Dr. İ. Soner KOLTAŞ

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

Uzay Keflfediyoruz. Günefl Sistemi Nerede? Her Yer Gökada Dolu! n yaln zca biri! evrendeki sonsuz Dünya bizim evimiz ve

ÇOCUKLUK ve ERGENL KTE D YABETLE YAfiAM

SA LIK SORUNLARI ve BARINMA KO ULLARI

kesri 3 tane Bu kesri yedide üç fleklinde okuruz. Yukar daki bütün 7 efl parçaya ayr lm flt r. Buna payda denir. 3

H. Atilla ÖZGENER* Afla daki ikinci tabloda ise Türkiye elektrik üretiminde yerli kaynakl ve ithal kaynakl üretim yüzdeleri sunulmufltur.

Transkript:

S tma Nurittin ARDIÇ (*), Vedat TURHAN (**) (*) GATA Haydarpafla E itim Hastanesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Servisi, stanbul (**) GATA Haydarpafla E itim Hastanesi nfeksiyon Hastal klar ve Klinik Mikrobiyoloji Servisi, stanbul ÖZET S tma çok eski ça lardan beri bilinen, ciddi morbidite ve mortaliteye yol açan bir hastal kt r. Dünyada s tma nedeniyle her y l iki milyonun üzerinde insan ölmektedir. Bu derlemede s tman n önemi, etyolojisi, klinik bulgular, laboratuvar tan s, tedavisi, korunma ve gelinen durum irdelenmifltir. Anahtar sözcükler: S tma, plasmodium SUMMARY Malaria Malaria is a disease that is known since ancient era and causes to serious morbidity and mortality. Malaria accounts for over two million deaths yearly worldwide. In this article, we have rewieved importance, etiology, clinical signs, laboratory diagnosis, prvention of malaria and the situation in these times. Key words: Malaria, plasmodium G R fi S tma ya da di er ad ile malaria, Plasmodium ad verilen, tek hücreli ve hücre içi parazit ile oluflan bulafl c bir hastal kt r. Bafll ca belirtisi atefl olan bu hastal n, batakl klardan yükselen kötü havan n solunmas yla olufltu u düflüncesinden dolay, kötü hava anlam na gelen malaria ad verilmifltir (1, 2). Dünya nüfusunun %40 s tma riski alt ndad r. Y lda yaklafl k 160-170 milyon yeni s tma olgusu ortaya ç kmakta, y ll k klinik olgu say s ise -500 milyonu bulmakta ve bir milyona yak n befl yafl alt çocuklar olmak üzere, iki milyonu aflk n insan ölmektedir. Gerek paraziti tafl yan kifliler, gerekse sivrisinekler arac l ile, s tman n kontrol alt nda oldu u ülkelere de sürekli tafl nmaktad r. Bu nedenle yerli olgu görülmeyen ve kontrol alt na al nm fl ülkeler de s tma riski alt ndad r (3, 4, 5). Anadolu'da eski medeniyetlerin çöküflünde önemli bir rol oynam fl olan s tma, Kurtulufl Savafl ve onu izleyen y llarda ülkemizdeki en yayg n hastal klar n bafl nda gelmifltir. Cumhuriyetin ilk y llar nda Sa l k Bakanl bütçesinin %35'lere varan oranlarda s tma ile mücadeleye ayr ld belirtilmektedir. Bunun sonucunda s tma olgu say s iki binlere kadar inmifltir. Daha sonra s tmaya verilen önemin azalmas sonucunda tekrar yüz binli rakamlara ulaflm flt r (6). Son y llarda al nan ciddi önlemler ve uygun politikalar sayesinde olgu say s nda yeniden bir düflüfl gözlenmifltir (7). Türkiye'de P.vivax n etken oldu u s tman n hafif seyretmesi ve do rudan hastal a ba l ölümler yapmamas, hastal n önemsenmemesine neden olmaktad r. Buna karfl n düflük, ölü do um, düflük do um a rl kl bebek ve anne ölümüne yol açarak oldukça önemli say larda ölüme neden olmaktad r (6). SINIFLANDIRMA S tma etkeni olan parazitler Protozoon'lar n Apicomplexa flubesi, Eucoccidiida tak m, Plasmodiidae ailesi ve Plasmodium cinsi içerisinde yer al r. nsan sa l yönünden önemi olan türler P. vivax, P. malariae, P. ovale ve P. falciparum'dur (2). 277

YAfiAM DÖNGÜSÜ VE GENEL ÖZELL KLER Sivrisinekteki dönem Anofel cinsi sivrisinekler s tmal insandan mikro ve makro gametositleri al r. Bunlar sivrisine in midesinde h zla gametlere dönüflür. Mikrogametositlerde 10-12 dakika içerisinde eksflajellasyon ile çekirdek bölünmesi bafllar ve eritrositleri patlatan mikrogametositler d flar ç kar. Makrogametosit de geliflimini sürdürerek gamete dönüflür. Makrogamette çekirdek yüzeye yaklafl p bir ç k nt oluflturur. Mikrogamet bu ç k nt ya penetre olur ve döllenme bafllar. Döllenmifl makrogamete zigot denir. Yaklafl k 20 dakika sonra, protoplazmas n n bir yöne ak fl yla bir yalanc ayak ç karan zigot, füziform flekle dönüflür. Bu yeni yap - ya ookinet ismi verilir ve hareketlidir. Ookinet geliflimini sürdürüp mide epitel hücresine penetre olurken difli ve erkek çekirdekler kaynafl rlar. Ookinet, salg lar yla ince bir duvar oluflturur ve ookist haline geçer. Ookistler 50 μm veya daha büyük olabilirler ve sivrisine in hemosöline do ru hareket eder. Olgunlaflan ookistin içinde çekirdek bölünür ve etraf n sitoplazma çevirerek sporozoit ad verilen binlerce yap lar oluflur. Sporozoitler s cakl a ba l olarak, sivrisine in gametositleri almas ndan itibaren 4-15 gün içerisinde oluflur. Evrimin bundan sonraki safhas nda ookist patlar, binlerce sporozoit hemosöle ve buradan da sivrisine in vücudunun di er bölgelerine da l r. Daha sonra tükrük bezine yerleflerek, konaktan beslenmek için kan emen difli sivrisinek taraf ndan yeni kona a enjekte edilir. Erkek sivrisinek ise kan emmez, bitki özsuyu ile beslenir. Sporozoitler kompleks yap dad r ve kal n bir hücre duvarlar vard r. Çeflitli flekillerde dar, hafif e ri veya orak fleklinde olabilirler. Uzunluklar 10-14 μm aras nda de iflir. Periferik fibrilleri sayesinde hareket edebilirler. Mitokondrileri vard r, ancak pigmentleri yoktur. Omurgal Canl daki Dönem Karaci erdeki dönem Sivrisinekler kan emerken omurgal canl vücuduna verdikleri sporozoitler bir saat içinde kandan kaybolurlar. Bu sürede sporozoitler karaci er parankim hücrelerine penetre olurlar. Buradaki geliflmelerine doku dönemi, ekzoeritrositer dönem veya preeritrositer flizogoni dönemi denmektedir. Sporozoitler yuvarlak ve oval bir flekle dönüflür, çekirdekleri h zla bölünür. Bu yap ya ekzoeritrositik flizont denir. fiizontlar n pigmenti yoktur, türlere göre büyüklükleri 24-60 μm aras nda de iflir. Ekzoeritrositik flizogoni sonucunda olgunlaflm fl ekzoeritrositik flizontlardan çok say da ekzoeritrositik merozoitler aç a ç kar. Bu dönem merozoitlerin eritrosit içine girmesiyle sonlan r. P. vivax ve P. ovale de sporozoitlerin bir k sm hepatositler içinde uyku dönemine geçerek hipnozoit form ad n al rlar. Bu hipnozoitler zaman zaman aktifleflerek relapslara neden olurlar. Hepatositin parçalanmas sonucunda merozoitlerin bir k sm eritrositlerin içine girer, büyük bir k sm ise fagositler taraf ndan yok edilirler. Karaci erden kana geçen merozoitler art k karaci ere geri dönmezler. Bu nedenle transfüzyon sonucu oluflan s tmada hipnozoit oluflamaz. Kandaki dönem Ekzoeritrositer dönem sonunda oluflan kriptomerozoitler eritrosit ve retikülosit içine girerler. Merozoitlerin eritrosite yap flmas n sa layan, yap flkan yüzeyi, roptrilerden oluflan bir apikal kompleksi, mikronemleri ve invazyon için polar halkas vard r. Merozoitler spesifik reseptör bölgeleriyle eritrosit zar - na yap fl rlar. Parazit, lokalize oldu u eritrosit zar ndan endositik invajinasyonla eritrosit içine girer. Bu esnada baz türlerde merozoitin d fl tabakas kaybolur. Eritrositin içine giren merozoit vakuollü, tek çekirdekli, yüzük fleklinde ve amöboid yap dad r. Çekirdek bölünmesi olana kadar devam eden bu yap ya trofozoit form denir. Hemoglobinle beslenir. Hemoglobini tamamen kullanamaz, dolay s yla globin ve demirli porfirin olan hematin kal nt lar kal r. Plasmodium pigmenti hematin ve protein birlefliminden oluflur. Mitozla çekirde in bölünmesi, amöboid hareketlerin yavafllamas, vakuolün dolmas yla trofozoit geliflir, önce flizont, sonra olgun flizont haline dönüflür. Olgun flizontta çekirdek parçac klar n n etraf n sitoplazman n sarmas ve eritrositin parçalanmas yla eritrositik flizogoni tamamlan r. Eritrositik merozoitler kana dökülür, bir ço u immun yan t n etkisiyle ölür, fakat di erleri baflka eritrositlere girerek yeni eritrositik flizogoniyi bafllat r. 278

N. Ard ç, V. Turhan, S tma ki veya üç eritrositik jenerasyondan sonra gametogenesis olay bafllar. Eritrositin içine giren merozoitlerin baz s nda flizont geliflmez, mikro ve makrogametosit geliflir. Bunlar n özel bir stimulus veya özel tip bir flizont taraf ndan geliflip geliflmedi i bilinmemektedir (8). nsan sa l yönünden önemi olan Plasmodium'lar n temelde, yukar da belirtildi i flekilde ortak özellikleri olmakla birlikte, bu türlerin birbirinden farkl, kendilerine özgü özellikleri de bulunmaktad r. Bu özelliklerden baz lar Tablo 1'de gösterilmektedir. Parazitin türüne göre üç ya da dört günde bir tekrarlayan bu klasik s tma nöbetleri birbirini izleyen üç evreden oluflur (9, 10): Birinci evre üflüme-titreme (so uk) evresi olup yar m ile iki saat aras nda sürer. Hasta üflür, titrer ve diflleri birbirine vurur. kinci evre yüksek atefl (s cak) evresi olup atefl 41 o C'ye kadar ç kabilir. Hastan n yüzü k rm z, nab z taflikardik, tansiyonu yüksetir. Ajitasyon belirtileri, bafl a r s, bulant, kusma görülür. Bu evre 2-7 saat sürer. Tablo 1. nsan s tma parazitlerinin baz özellikleri (1) S tma Türü P. vivax P. ovale P. falciparum P. malariae Selim tersiyer s tma Selim tersiyer s tma Habis tersiyer s tma Kuartan s tma Enfekte eritrositlerin yafl Genç eritrositler Genç eritrositler Tüm yafltaki eritrositler Yafll eritrositler Enfekte eritrositin büyüklü ü Normalden büyük Normalden büyük Normal Normal Eritrositte pigment Schüffner granülleri Schüffner granülleri Maurer granülleri Ziemann granülleri Kanda parazit say s ~30.000/ml <10.000/ml 50.000-200.000/ml <10.000/ml Olgun trofozit flekli Halka fleklinde Halka fleklinde Halka fleklinde, bir eritrositte Band fleklinde birden fazla say da olabilir Gametositler Yuvarlak Yuvarlak Muz fleklinde Yuvarlak Kanda bulunan flekiller Tüm flekiller Tüm flekiller Halka flekilleri ve gametositler Tüm flekiller Önemli Özellikleri En s k görülen ve en selim flekil Hipnozoit flekli olmad için Hipnozoit flekli relaps görülmez, Karasu hummas na (hemoglobinüri) ve serebral s tmaya neden olabilir olmad için relaps görülmez. Böbrek tutulumu görülebilir. Kuluçka süresi 12-14 gün 14-17 gün 7-9 gün 28-30 gün KL N K S tma klini i etkenin türüne göre baz de ifliklikler gösterse de ortak olan belirtiler yüksek atefl, üflümetitreme ve bol terlemedir (9, 10). Parazitin karaci erde üreme evresinde genellikle hiçbir belirti yoktur. S tman n kuluçka süresi 7-30 gün kadar olup, türlere göre ayr m göstermektedir (Tablo 1). Kuluçka süresinin sonunda ve doku merozoitlerinin kana döküldü ü s rada 2-4 gün süren bir prodromal dönem geçirilir. Bu dönemde tipik s tma nöbet ve semptomlar yoktur. Atefl düzensiz aral klarla yükselir, düfler veya devaml d r. Hastada halsizlik, k rg nl k, ifltahs zl k, bafl a r s, miyalji gibi nonspesifik infeksiyon belirtileri görülür (10). Bu dönemin sonunda eritrositer dönemin yerleflmesi ve olgun merozoitlerin eritrositleri rüptüre ederek kana yay lmas sonucunda tipik periyodik nöbetler bafllar. Son evre ise terleme evresi olup 2-4 saat sürer. Bol terleme ile birlikte atefl düfler. Belirtiler ortadan kalkar ve hasta ço unlukla uykuya dalar. P. vivax ve P. ovale'de 48 saat eritrosit içi, 12 saat eritrosit d fl olmak üzere nöbetler yaklafl k üç günde bir ortaya ç kar. Bu nedenle bunlara tersiyana s tmas denmektedir. P. malariae'da ise 72 saat sonra ç kt için kuartana s tmas ad n almaktad r. P. falciparum s tmas nda ise atefl 48 saatte bir ortaya ç kabilir, ancak genellikle düzensizdir ve belirgin bir periyot görülmez. Bu klasik atefl nöbetleri genellikle hastal n erken dönemindeki ataklarda görülür. Bu nedenle klasik nöbet döneminin olmay fl s tmay ekarte ettirmez (2, 9, 6). Türkiye'de yayg n olarak görülen tür P. vivax't r. Klini i di er türlere göre daha hafif olup, fatalitesi 279

düflüktür. Bu nedenle tersiyana s tmas denmesinin yan nda benign s tma da denmektedir. Tedavi edilmezse karaci erdeki hipnozoitlerin tekrar aktive olmas sonucunda rekürrensler ortaya ç kabilir. Rekürrenslerde tipik nöbetler görülmeyebilir ve olgular gözden kaçar. Özellikle Türkiye'de Strata I'de ve buralara gidip gelenlerde akla gelmelidir (6). S tmada fizik muayenenin yarar s n rl d r. Ço u olgularda ateflten baflka pozitif bulgu yoktur. Splenomegali yayg n olmakla birlikte erken dönemde görülmez. Ayr ca hepatomegali, sar l k, hipotansiyon ve abdominal duyarl kl k görülebilir. Lenfadenopati görülmez (9). Tan da gecikme olursa özellikle P. falciparum s tmas nda fliddetli komplikasyonlar geliflebilir. En s k ve fliddetli komplikasyon serebral malaria ve derin anemidir. Serebral malariada %15-50'ye varan ölüm bildirilmektedir. Ayr ca hiperparazitemi, fliddetli hipoglisemi, laktik asidoz, uzam fl hipertermi, flok, pulmoner, renal, karaci er ve kardiyak disfonksiyonlar, epilepsi, spontan kanama, fliddetli diyare ve kusma gibi komplikasyonlar da görülmektedir. Özellikle bu komplikasyonlar yafll lar, çocuklar, hamileler, nonimmun kifliler ve kronik hastal olan kiflilerdir. Bunlar n d fl nda Gram negatif bakterilere ba l sepsis, aspirasyon pnömonisi ve dalak rüptürü ortaya ç - kabilir. Özellikle endemik bölgelerde ve nonimmun kiflilerde yüksek P. falciparum konsantrasyonu ile iliflkili hemoglobinemi ve hemoglobinüri ile karekterize "karasu atefli" geliflir (9, 11). EP DEM YOLOJ S tman n esas bulaflma yolu anofel cinsi difli sivrisineklerdir. Ayr ca plasental (konjenital s tma) ve kan/kan ürünleri ile geçifl (edinsel s tma) de söz konusudur (1). Parazitin kanda bulundu u sürece bulaflt r c l k özelli i devam eder. Hiç tedavi edilmeyen P. vivax s tmas nda kanda parazit varl bir buçuk y l kadar sürer, ancak befl y la kadar da uzayabilir (6). S tma, esas olarak tropikal ve subtropikal bölgelerin hastal d r. Vektör anofellerin yaflamlar n sürdürebilmeleri ve parazitin sinekteki evriminin tamamlanabilmesi ancak s cak, nemli ve l man iklim kufla- nda mümkün olabilmektedir. Bunun için uygun koflullar 17-30 o C s cakl k ve %60-80 nem olarak ifade edilebilir. Bu uygun koflullar, 64 o kuzey ile 32 o güney enlemleri aras nda kalan tüm bölgelerde mümkündür. Bu bölgeler aras nda Afrika, Ortado u, Güneydo u Asya, Orta ve Güney Amerika, Meksika, Haiti ve Okyanusya say labilir. Ancak bunlar n d - fl nda özellikle seyahatler sonucunda di er bölgelerde de gözlenebilmektedir. Örne in ABD ve Avrupa'da endemik geçifl tamamen eradike edilmifl olmakla birlikte, ABD'de her y l bin kadar olgu bildirilmektedir (11, 12). P. ovale s tmas na yaln zca Bat Afrika ve Pasifik yerlilerinde rastlanmaktad r. Di er üç tür ise dünyan n her taraf nda görülebilmektedir. Ancak Afrika yerlilerinin, P. falciparum s tmas na di er rklara göre daha duyarl olduklar, P. vivax'a ise dirençli olduklar bildirilmektedir. Bu özellik, parazitin Duffy kan grubu pozitif olanlarda hücreye girmek için bu determinant kulland n göstermektedir. Çünkü özellikle Bat Afrika'da insanlar n ço u Duffy-negatiftir ve P. vivax buralarda görülmez. Haiti ve Yeni Gine yerlileri de P. falciparum'a daha duyarl d r ve bu nedenle bu yörelerde daha yayg n görülür. P. vivax s tmas na ise Güneydo u Asya; Güney Amerika ve Okyanusya'da daha s k rastlanmaktad r (2, 13). S tma parazitini tafl yan sivrisinekler çevresel faktörlerden çok fazla etkilenir. Bu nedenle de hastal k her yerde ayn s kl kta görülmez. S tma savafl hizmetlerinin planlanabilmesi ve etkili biçimde yürütülebilmesi için hastal n hangi yörelerde ve ne s kl kta görüldü ünün bilinmesi gereklidir. Bu amaçla s tma haritalar ç kar l r ve ülke s tma aç s ndan bölgelere ayr l r. Bu bölgelere strata ad verilir. Türkiye'de de s tma haritalar yap lm fl olup, ülkemiz dört strataya ayr lm flt r (12): Strata I: Anamur Burnundan Van Gölü'nün kuzeyine çekilen hatt n güneyinde kalan bölgedir. Bu bölgede hastal k sürekli olarak bulunmakta ve yerli bulafl yapmaktad r. Di er bir anlat mla bu bölge hastal n endemik olarak görüldü ü bölgedir. Bunlardan da Hatay, Adana ve Mersin illeri strata Ia, Güneydo u Anadolu illeri ise strata Ib olarak ayr lm flt r. Bu iki bölge aras nda göçer iflçi nedeniyle masa tenisi iliflkisi fleklinde parazitler iki bölgeden birbirine geçifl göstermektedir. 280

N. Ard ç, V. Turhan, S tma Strata II: Anamur Burnu'nun bat s nda kalan di er Akdeniz Bölgeleri ile Ege ve Trakya bölgesinden oluflur. Bu bölgede hastal k yer yer ve zaman zaman görülmez olur. D flar dan parazit getirilmesi halinde salg nlar görülür. Hastal n epidemiler halinde seyretti i bölgedir. Strata III: Genellikle ç Anadolu Bölgesine denk düfler. Bu bölgede s tma kontrol alt ndad r ve genellikle yerli bulafl görülmez. D flar dan parazit gelmesi halinde küçük salg n odaklar oluflabilir. Strata IV: Karadeniz Bölgesi ve Kuzeydo u Anadolu illerinden oluflan bölgedir. Yerli bulaflman n olmad, dolay s yla salg nlar n olmad bölgedir. Yaln zca d flar dan gelen (import) s tma olgular görülebilir. Parazitin zaman da l m özelli i yoktur. Ancak bölgedeki vektör sivrisine in yaflam özelliklerine göre olgular n zamana da l m farkl özellik gösterir. Örne in subtropikal bölgede, bu arada Türkiye'deki anofeller k fl uykusuna yatan cinsten olup, çevre s - cakl n n belli derecelerin alt na düfltü ü mevsimlerde aktivitesini durdurarak uykuya yatar ve bulafl olmaz. Bu nedenle olgular Mart ay ndan itibaren artmaya bafllar, yaz ve sonbahar aylar nda en yüksek say lara ulafl r. Ekim-Kas m aylar ndan sonra ise olgu say s h zla azal r. Özetle s tma, Türkiye'de mevsimsel da l m göstermektedir (12, 7). Tropikal bölgede vektörlük eden sivrisinekler k fl uykusuna yatmaz ve aktivitelerini y l boyunca ayn s kl kta sürdürür (12). TANI Komplike olmam fl s tmada de iflik laboratuvar tablolar görülebilir. Normokrom normositer anemi, trombositopeni, lökositoz veya lökopeni, hipoglisemi, hiponatremi, karaci er ve renal fonksiyon testlerinde yükseklik, proteinüri saptanabilir. Eozinofili görülmez. Komplike olgularda ise hemoglobinemi ve hemoglobinürinin efllik etti i intravasküler hemoliz görülebilir (2). S tma tan s nda en de erli yöntem periferik kanda parazitin saptanmas d r. Kal n ve ince yayma preparatlar fleklinde yap lan bu yöntemde tan flans, özellikle ataklar s ras nda çok yüksektir. P.vivax s tmas nda eritrositlerin ancak %1-2'si parazitler taraf ndan tutulur. P. falciparum'da ise bu oran %10'a varmaktad r. Bu nedenle yeterli süre bak lmad nda özellikle P. vivax s tmas nda paraziti görme flans m z azal r. S tmada kal n yayma yap lmas n n nedeni de, lam n mililitresi bafl na düflen parazitli eritrosit say s n artt rarak etkeni görme sans m z yükseltmektir. Kal n yayma yapman n esas amac parazitin olup olmad n saptamak, ince yayman n amac ise türünü belirlemektir (6,14). Periferik kandan bak ifllemi halen alt n standart olma özelli ini korumakta ise de, bunun d fl nda tan yöntemleri de vard r. Bunlar serolojik yöntemlerden immunopresipitasyon, IFAT, ELISA, RIA; moleküler biyolojik tan yöntemleri; yo unlaflt rma (QBC gibi) yöntemleri, ICT-Malaria Pf, parasight F, makro-mal, determine gibi h zl tan testleri fleklinde özetleyebiliriz. Bunlardan h zl tan testleri ile 15 dakika içerisinde sonuç al nabilmektedir ve %90 dolaylar nda bir duyarl l a sahiptir. Di er yöntemlerin ise komplike ve pahal olmas gibi nedenlerle henüz rutin kullan m yoktur (4, 5, 15, 16, 17, 18). TEDAV S tma tedavisinde kullan lan ilaçlar n etkisi, etkenin yaflam evresine ve türüne göre, hatta ayn türün sufllar aras nda bile farkl olabilmektedir. Bu yüzden dünyan n bir bölgesinde geçerli olan tedavi flemas ndaki genelleme, baflka bölgeler için geçerli olmayabilir. Antimalarial ilaçlar parazitin yaflam evresine etkinliklerine göre flu flekilde s n fland rabiliriz (19): 1. Sporontosidal ilaçlar: Bu grup içerisinde proguanil ve pirimetamin yer al r. Ookist oluflumunu engelleyerek sivrisinekteki geliflimini bloke eder. Böylece s tma bulafl n keser. 2. Doku flizontlar na etkili ilaçlar: Parazitin karaci- erde üremesi s ras ndaki ve karaci erden kana dökülen merozoitleri etkilerler. Böylece eritrosite ulaflmalar engellenir. Bunun sonucunda gerek klinik atak, gerekse relaps ortaya ç kmaz. Bu nedenle P. falciparum'da hastal önleme ve korunmada, P. vivax ve P. ovale'de relapslar önlemede kullan l r. Proguanil, pirimetamin, pamakin, primakin bu gruptad r. 281

3. Hipnozoitler üzerine etkili ilaçlar: Pamakin, pirimakinin yer ald bu grup, P. vivax ve P. ovale infeksiyolar nda relapslar önlemek için kullan l r. 4. Kan flizontlar üzerine etkili ilaçlar: Bu grupta klorokin, kinin, kinidin, amodiakin, meflokin, halofantrin, artemisinin bulunmaktad r. Eritrositlerdeki ço- alma veya bu ço alma sonucunda kana dökülen eritrositer merozoitler üzerine etkili olur. Bu özellikleri nedeniyle esas olarak ataklar n tedavisinde kullan l r. Ayr ca atak öncesi verildi inde ata n engellenmesi veya bask lanmas nda da etkilidir. 5. Gametositler üzerine etkili ilaçlar: Pamakin, pirimakin burada yer al r ve parazitin kandaki seksüel formuna etkilidir. Böylece insandan sivrisine e gametositlerin geçiflini engelleyerek bulafl önler. S tmada radikal tedavi, gerek karaci er, gerekse kandan tüm parazitlerin temizlenmesi fleklinde olmal - d r. P. falciparum ve P. malariae da hipnozoit formlar bulunmad için yaln zca kan flizontositlerinin uygulanmas yeterlidir. P. vivax ve P. ovale'de ise ayr ca doku flizontositlerinin de uygulanmas fleklinde olmal d r. Bu flekilde hem klinik atak ortadan kald r lm fl, hem de relapslar önlenmifl olur. Bir direnç olay söz konusu de ilse dört türün hepsinde en kullan fll ilaç klorokindir. Hem oldukça etkin, hem de iyi tolere edilir ve ucuzdur (11). Standart s tma tedavisinde izlenecek yol Tablo-2'de gösterildi i gibidir. Klorokin dirençli P. falciparum s tmas n n tedavisi Orta Amerika ve Karayipler d fl ndaki endemik bölgelerde klorokin direnci cok yayg nd r. Dolay s yla klorokin dirençli P. falciparum s tmas n n tedavisi etkenin al nd bölgeye göre de ifliklik gösterir. Örne in ABD de iki türlü rejim uygulanmaktad r. Birincisi meflokin; ikincisi ise kinin+doksisiklin veya primetamin/sülfadoksin fleklindedir. Ancak meflokin ve primetamin/sülfadoksine de bir çok bölgede h zla direnç geliflmektedir. Baflka ülkelerde bu amaçla artemisinin deriveleri ve halofantrin de yayg n olarak kullan lmaktad r (11, 19). P. vivax n oldukça yüksek oranda direnç kazand Papua Yeni Gine ve Endonezya d fl ndaki bölgelerdeklorokin halen oldukça etkin ilaç olarak kullan lmaktad r. P. ovale ve P. malariae'da da önemli bir direnç henüz söz konusu de ildir (2). Tablo 2. 14 günlük radikal tedavide ilaç dozlar (10) Klorokin (mg) a Primakin (mg) b 1. gün 2. gün 3. gün 14 gün 0-5 ay 37.5 37.5 37.5 d 6-11 ay 3. 1-4 yafl 3. 5-9 yafl 7.5 10-14 yafl 450 15 15+yafl 600+c 15 Gebe 600+c d a. Bir tablet klorokin mg baz içerir. b. Bir tablet pirimakin 7.5 veya 15 mg baz içerir. c. Dört tablet ile tedaviye bafllan r, alt saat sonra iki tablet daha verilir. Klorokin ve pirimakine ayn gün bafllan r. d. Pirimakine çocuklarda alt ayl ktan sonra, gebelerde ise do umdan alt ay sonra bafllan r. 282

N. Ard ç, V. Turhan, S tma Tablo 3. Risk bölgelerine göre önerilen profilaksi (20) Bölge Özellikler Önerilen profilaksi A B Genellikle az ve mevsimsel risk söz konusudur, bölgelerin ço unda özellikle flehirlerde risk yoktur. P. falciparum s tmas yoktur veya klorokine direnç geliflmemifltir. Ço u bölgelerde düflük risk vard r. Tek bafl na klorokin P. vivax a karfl koruyucudur. Proguanil-klorokin kombinasyonu P. falciparum a karfl k smi koruma sa lar ve profilaksiye ra men infeksiyon geliflirse Klorokin veya çok düflük risk söz konusu ise gerek yoktur Klorokin+proguanil, ikinci seçenek olarak meflokin veya düflük risk sözkonusu ise gerek yoktur C hafif geçmesini sa layabilir. Afrika da yer alan bölgenin yüksek kesimleri haricinde risk yüksektir. Asya ve Amerika da yer alan bölgelerde risk az, Amazon bölgesinin yüksek kesimlerinde ise fazlad r. Sülfadoksin-primetamine (Fansidar) direnç Asya daki bölgede yayg n, Afrika ve Amerika da de iflkendir. lk seçenek meflokin, Kamboçya, Myanmar, Tayland s n rlar nda doksisiklin; ikinci seçenek doksisiklin, üçüncü seçenek klorokin+proguanil veya çok düflük risk sözkonusu ise gerek yoktur. Profilaksi S tman n profilaksisi dünyan n farkl bölgelerinde farkl flekillerde önerilmekte ve uygulanmaktad r. Bu amaçla endemik bölgeler risk yönünden A, B, C olmak üzere üç bölgeye ayr lm flt r (Tablo 3). Türkiye, bunlardan A bölgesinde yer almaktad r. Ülkemizde daha çok Güneydo u Anadolu ve Amikovas ile Çukurova bölgelerinde May s-ekim aylar aras nda iyi huylu s tma (P. vivax) riski mevcuttur. Bat ve Güneybat bölgelerinde yer alan bafll ca turistik bölgelerde s tma riski yoktur. Riskli bölgelerde önerilen profilaktik ajan klorokindir (20). P. falciparum s tmas n n endemik oldu u bölgeye seyahat durumunda klorokin veya meflokin profilaksisi seyahatten iki hafta, doksisiklin kullan lacaksa 1-2 gün önce bafllan r, bölgede kal nd sürece kullan l r ve döndükten sonra bir ay daha devam edilir. P. vivax ve P. ovale'de ise, ancak anlaml risk varsa seyahat dönüflünde 14 gün süreyle primakin al nmal d r (20). KORUYUCU ÖNLEMLER S tmadan korunma ve hastal n kontrol alt na al nmas nda bafll ca iki yol bilinmektedir. Bunlardan birisi çevredeki sivrisinekleri yok etmek suretiyle bulaflmay engelleme, yani sivrisinek mücadelesidir. Di eri ise, s tma paraziti tafl yan insanlar bulup tedavi etmek suretiyle kaynak yok etmedir. Eskiden s tmay kontrol alt na almada en etkili ve kolay yolun sivrisinekle mücadele oldu u san l rd. Oysa günümüze dek yaflanan deneyimler bunun yanl fl oldu unu göstermifltir (6). Bir ülke veya bölgede s tmay en kolay kontrol alt - na alman n yolu hastalar bularak erken tan ve tedavisini yapmak, yani paraziti kontrol alt na almak ve kayna yok etmektir. Kayna yok etmeye yönelik çal flmalar flunlard r (6, 10): 1. Aktif sürveyans: En etkili yöntemdir. Tüm aileler 15 günde bir ziyaret edilerek s tma flüphesi olanlardan kal n yayma yap larak s tmal olan kifliler radikal tedaviye al n r. 2. Seçici aktif sürveyans: S tman n endemik oldu u bölgeye giden veya oradan gelenlere aktif sürveyans iflleminin yap lmas d r. ki kez yap l r. 3. Pasif sürveyans: Sa l k kurum ve birimlerine baflvuran flüpheli olgulardan kal n yayma yap lmas d r. 4. Kitle tarama: Bir yerleflim birimindeki tüm birey- 283

lerden kal n yayma yap lmas d r. Pahal olmas nedeniyle, yerleflim biriminin izole bir yerde olmas ve olgu say s n n toplumun %5'inden fazlas nda bulunmas gereklidir. 5. Kitle tedavisi: Bir yerleflim biriminde yaflayan ve primakinin kontrendike olmad herkesin, ayn anda radikal tedaviye al nmas d r. Bunun için yerleflim biriminin izole olmas ve olgu say s n n %10'dan fazla olmas gereklidir. Vektör kontrolüne yönelik çal flmalar (6, 10): 1. Çevre düzenleme çal flmalar : Sivrisinekler akar suya ve 60-70 cm'den daha derin suya yumurtas n b rakmaz. Bu nedenle göl, baraj, batakl k gibi yerlerin 60 cm derinlikte duvarla çevrilerek ak flkan hale getirilmesi ve çevredeki otlar n temizlenmesi yeterlidir. Ayr ca günlük hayatta oluflturulan su birikintilerinin önüne geçilmelidir. 2. Kimyasal savafl: Bu amaçla çeflitli insektisit kimyasal ajanlar kullan lmaktad r. Bunlardan bafll calar organik klorlular, organik fosforlular, karbamatlar ve piretroitlerdir. a. Ergin sivrisinek savafl : Çok çeflitli biçimleri varsa da en çok baflvurulan yöntemler, kal c ev içi püskürtme ve alan sislemesi fleklinde yap lanlard r. Birinci yöntemde, binalar n iç yüzeylerine insektisitler püskürtülür ve temas eden sivrisinekler ölür. kincisi ise bu kimyasallar n aç k alanlara püskürtülmesi fleklinde olup, pek baflar l de ildir ve özellikle mazotta emdirilmifl insektisitler önerilmez. b. Larva savafl : Uygun kimyasal ajanlarla yap ld - nda çok etkili bir yöntemdir. Ancak bu amaçla mazot kullan lmamal d r. Çünkü çevreye zarar vermektedir. En uygun yöntem ise Gambusia gibi bal klarla veya Bacilus thuringiensis ve B. sphaericus gibi bakterilerle yap lan biyolojik savaflt r. 3. Sivrisinek-insan iliflkisinin kesilmesi: Bu yöntem sivrisinek kontrolü aç s ndan önemsiz, ancak s tmadan korunmada yararl d r. Bunlar n en yayg n ve bilineni, evlerin kap ve pencerelerinin tel kafeslerle kaplanmas, cibinlik kullan lmas ve kal n elbiselerle vücudun kapat lmas d r. Yine mat kullan lmas, krem veya losyon fleklinde deriye sürülerek kullan - lan sivrisinek kovucular etkili kimyasal yöntemlerdir. Çocuklarda bunlar yaln zca d fl ortamda kullan lmal d r. Kapal ortama girildi inde deri y kanmal, gözüne ve a z na bulaflt rmamas için eline sürülmemelidir. AfiI ÇALIfiMALARI Malaria immunite oluflturmad ndan plasmodial infeksiyonlara karfl etkili bir immunite modeli yoktur. Parazitin doku dönemine, kan dönemine, geçifli önleyici etkisi olan veya bunlar n kombine flekli afl lar denenmektedir. Bu ba lamda afl için aday olarak kullan labilecek antijenler ise; sporozoit antijenler (CSP), merozoit antijenler (MSP-1, EBA-1, RAP- 1, AMA-1), gametosit antijenler (Pfs-25)'i içermektedir (2, 4). Son y llarda Malaria Genome Sequencing Consortium, gerek yeni ilaçlar, gerekse afl için hedefi ortaya koyabilmek amac yla malaria genom projesi ad alt nda çal flmalar n sürdürmektedir (5). KAYNAKLAR 1. Heyneman D: Medical parasitology Brooks GF, Butel JS, Morse SA (eds): Jawetz, Melnick and Adelberg s Medical Microbiology s. 561, 20th ed, McGraw-Hill Comp., International Ed (2001). 2. Dündar H: S tma (Malaria-Paludism-Plasmodiasis) Topçu AW, Söyletir G, Do anay M (Eds), nfeksiyon Hastal klar ve Mikrobiyolojisi s. 659, Nobel T p Kitabevleri, stanbul (2002). 3. Schwartlander B: Global burden of disease. Lancet 350: 141 (1997). 4. Guerin PJ, Olliaro P, Nosten F, Druilhe P, Laxminarayan R, Binka F, Kilama WL, Ford N, White NJ: Malaria: current status of control, diagnosis, treatment, and a proposed agenda for research and development. Lancet Infect Dis 2: 564 (2002 ). 5. Phillips RS: Current status of malaria and potential for control. Clin Microbiol Rev 14: 208 (2001). 6. Akdur R: l E itimcileri çin S tma E itim Rehberi. s.1, 1. Bas m, TC Sa l k Bakanl S tma Savafl Daire Baflkanl, Ankara (1998). 7. Gökç nar T, Kal pç S: Current malaria situation in Turkey. Med Parazitol (Mosk). 1: 44 (2001). 8. Özçelik S, Çeliköz A: Plasmodium türlerinde yap ve yaflam döngüsü. Özcel MA (Ed): S tma: Malaria, s. 13, Türkiye Parazitoloji Derne i Yay n No: 16, zmir (1999). 9. Kuman A, Yolas maz A: S tman n klini i. Özcel 284

N. Ard ç, V. Turhan, S tma MA (Ed): S tma: Malaria, s. 119, Türkiye Parazitoloji Derne i Yay n No: 16, zmir (1999). 10. Akdur R: S tma. s. 1, 1. Bas m, TC Sa l k Bakanl S tma Savafl Daire Baflkanl, Ankara (1999). 11. http://gsbs.utmb.edu/microbook/ch083.htm 12. Akdur R: S tman n epidemiyolojisi. Özcel MA (Ed): S tma: Malaria, s. 51, Türkiye Parazitoloji Derne i Yay n No: 16, zmir (1999). 13. Carter R, Mendis KN: Evolutionary and historical aspects of the burden of malaria. Clin Microbiol Rev 15: 564 (2002). 14. Akdur R: S tma Laboratuvar Teknisyeni El Kitab. s. 1, 1. Bas m, TC Sa l k Bakanl S tma Savafl Daire Baflkanl, Ankara (1997). 15. Özbilgin A, Yereli K, Balc o lu C, De erli K: Kan inceleme yöntemleri Özcel MA, Alt ntafl N (Eds): Parazit Hastal klar nda Tan s. 63, Türkiye Parazitoloji Derne i Yay n No: 15, zmir (1997). 16. Araz E, Tanyuksel M, Ardic N, Tabuk C: Performance of a commercial immunochromatographic test for the diagnosis of vivax malaria in Turkey. Tran Roy Soc Trop Med Hyg 94: 55 2000). 17. Moody A. Rapid diagnostic tests for malaria parasites. Clin Microbiol Rev 15: 66 (2002). 18. Bell D, Moody A: Malaria rapid diagnostic tests: One size may not fit all. Clin Microbiol Rev 15: 771 (2002). 19. Ok ÜZ, Girginkardefller N, Kilimcio lu AA: S tmada sa alt m ve kemoprofilaksi. Özcel MA (Ed): S tma: Malaria, s. 191, Türkiye Parazitoloji Derne i Yay n No: 16, zmir (1999). 20. Ok Ü: S tma ve seyahat. II. Ulusal Tropikal Hastal klar Kongresi (25-29 Eylül 2000, fianl urfa) Kitab, s. 35 (2000). 285