Tiroit nodüllerinin ince iğne aspirasyon biyopsilerinde iğne çapının tanısal yeterlilik üzerine etkisi

Benzer belgeler
Tiroid nodüllerinde TİRADS skorlamasının güvenirliliği

Giriş Güncel cerrahide tanı ve tedavi planlamalarında ultrasonografinin önemli bir yeri bulunmaktadır. Ultrasonografinin cerrah tarafından gerçekleşti

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

ARAŞTIRMA Original Article. Endokrinolojide Diyalog 2012; 9(4):

Renal Biyopsi İşlemine Bağlı Ağrının Değerlendirilmesi

HAMDİ ÖZŞAHİN,GÜRKAN YETKİN,BÜLENT ÇİTGEZ,AYHAN ÖZ, MEHMET MİHMANLI, MEHMET ULUDAĞ

Tiroid Nodüllerinde Endikasyonlara Göre İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi Sonuçları

Biyopsisinde 21 G ve 22 G Enjektör İğnelerinin Karşılaştırılması*

Araştırma. Deniz Özel*, Fuat Özkan*, Betül Duran Özel**, Yüksel Demir*, Özgür Özer*, Zafer Ünsal Çoşkun* GİRİŞ

Nodüler Guatr hastasını nasıl izleyelim? Dr.Fırat Tutal Şişli Kolan Interna4onal Hastanesi Genel cerrahi

Tiroid ince iğne aspirasyon biyopsilerinin histopatolojik sonuçlar ile retrospektif olarak değerlendirilmesi

PATOLOJİ PREANALİTİK SÜREÇTE TETKİK İSTEK FORMU: KLİNİSYEN İLGİ VE ALGI DÜZEYİ

TİROİT NODÜLLERİNDE RADYOLOJİ-SİTOLOJİ BİRLİKTELİĞİ PROF. DR. ÖZLEM AYDIN, F.I.A.C.

ARAŞTIRMA. Anahtar Kelimeler: Tiroid Nodülleri, US, ultrasonografi, İİAB, ince iğne aspirasyon biyopsisi.

Gülay Aydoğdu, Pınar Fırat, Yasemin Özlük, Dilek Yılmazbayhan

Tiroid nodüllerinin değerlendirilmesinde tru-cut biyopsi yöntemi kullanılmalı mı?

MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ

TİROİD NODÜLLERİNE YAKLAŞIM

NODULER GUATR DA CERRAHİNİN GENİŞLİĞİ. Dr. Serkan SARI SB İstanbul EAH

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı

Ötiroid multinodüler guatrlı olguların sitoloji ve histopatoloji sonuçları: Ultrasonografi özellikleri ile karşılaştırılması

YÜKSEK RİSK PREMALİGN LEZYONLARDA YAKLAŞIM. Dr.Ayşenur Oktay Ege Ün Tıp Fak Radyoloji AD

OP. DR. YELİZ E. ERSOY BEZMİALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ AD İSTANBUL

TRANSBRONŞİAL İĞNE ASPİRASYONU (TBNA) Dr. Z. Toros Selcuk Hacettepe Ü. Tıp F. Göğüs Hastalıkları ABD.

KARACİĞER KİST HİDATİĞİNİN PERKÜTAN TEDAVİSİNDE SEKDİNGER VE TROKAR TEKNİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI. Dr. Mustafa Özdemir

Multidisipliner Konseyin Endokrin Hastalıkların Tanı Ve Tedavi Süreci Üzerine Etkisi

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

Graves Hastalığında Nodül Sıklığı, Nodüllerin Ultrasonografik ve Sitopatolojik Özellikleri

PLEVRAL MALİGN MESOTELYOMA: HİSTOPATOLOJİK TİP VE GİRİŞİMSEL TANI YÖNTEMLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

TİROİD NODÜLLERİNİN SIVI BAZLI (SurePath) SİTOLOJİSİ: 3 Yıllık Histopatolojik Korelasyon

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

Nurdan Fidan 1, Mehtap Beker Acay 2, Ersen Ertekin 3, Yılmaz Baş 4, Özlem Demircioğlu 5 1

Lokalizasyon çalışmalarının şüpheli olduğu primer hiperparatiroidi olgularında 99 Tc-MIBI intraoperatif gama-prob kullanımı: Kohort değerlendirme

Ondokuz Mayıs Üniversitesi nde 2 Yıllık Süreçte Baş Boyun Kitlelerinde İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi Deneyimimiz 50 vaka

Tiroid Nodüllerinde Ultrason Rehberliğinde İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi. Ultrasonography Guided Fine Needle Aspiration Biopsies On Thyroid Nodules

Konya il merkezinde hizmet veren iki hastanenin tiroidektomi endikasyonlarının değerlendirilmesi *

A UNIFIED APPROACH IN GPS ACCURACY DETERMINATION STUDIES

Orijinal makale/original article

Bezi Ultrasonografisi

Servikal smearlerde RİA etkisinin incelenmesi

Tiroid Nodüllerinde Ultrasonografi Eşliğinde İnce İğne Aspirasyon Sitolojisi: Sitohistolojik Korelasyon

Nodüler Guatr da Klinik Yaklaşım Kime cerrahi? / Kime takip? Dr.Bülent ÇİTGEZ Şişli Hamidiye E@al EAH

KOLOREKTAL KARSİNOMLU HASTALARDA PRİMER İLE METASTAZ ARASINDA KRAS DİSKORDANSI

Temel ve Uygulamalı Araştırmalar için Araştırma Süreci

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

START Çalışmasının Sonuçları: Antiretroviral Tedavide Yeni Bir Dönem mi Başlıyor?

Non-palpabl meme lezyonlarında cerrahi yaklaşım

Basit Guatr. Yrd.Doç.Dr. Okan BAKINER

Papiller Tiroid Karsinomunda Santral Lenf Nodu Diseksiyonu

Meme Kanseri Cerrahisinde İntraoperatif Değerlendirme Ne kadar güvenebiliriz?

BIRADS Ultrasonografi Solid Meme Lezyonlarında Biopsi Öncesi Yeterli Fikir Verebilir Mi?

Halime Önver 1, Ali Osman Özbey 2, Mahmut Duymuș 3, Ömer Yılmaz 1, Pınar Nercis Koșar 1

ÇOCUK YOĞUN BAKIMDA ULTRASONOGRAFİ EŞLİĞİNDE SANTRAL KATETER UYGULAMALARI

Fazýl Serdar GÜREL 1

İnsidental kanser. Dr. Ali İlker Filiz Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

Papiller Mikrokarsinomlara Yaklaşım Türkiye Perspektifi

Cerrahi patoloji pratiğinde makroskopi teknisyeninin yeri. Dr. Ahu Senem Demiröz Standardizasyon Komisyonu 22. Ulusal Patoloji Kongresi

Doppler Ultrasonografi: Karotis ve Vertebral Arterler. Dr.S.Süreyya Özbek EÜTF Radyoloji

TAKD olgu sunumları- 21 Kasım Dr Şebnem Batur Dr Büge ÖZ İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Patoloji AD

ACCURACY OF GPS PRECISE POINT POSITIONING (PPP)

Hemşirelerin Hasta Hakları Konusunda Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi

Tiroid nodüllerinin değerlendirilmesinde Bethesta 2007 sınıflamasının klinik sonuçları

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi. Meme Kanserinde Đntraoperatif Konsültasyon. Dr Handan Kaya. Patoloji AbD. Đstanbul-Türkiye. Patolog Gözü ile???

Tiroid Nodüllerinde Elastografi. Doç.Dr. Bekir ÇAKIR 4. Tiroid Kongresi Ultrasonografi Kursu 8 Nisan 2010 İstanbul

Bethesda Klasifikayonu. Prof Dr Gülnur Güler Yıldırım Beyazıt Üniversitesi

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

Ameliyat Öncesi Tanı / Nodüler Hastalıkta Kalsitonin Yeri

LOKALİZE EDİLEMEYEN PRİMER HİPERPARATİROİDİLİ HASTALARDA SELEKTİF VENÖZ ÖRNEKLEMENİN YERİ

Diyaliz hastalarında morbidite ve mortalite oranı genel populasyondan kat daha yüksektir.*

ULUSAL ENDOKRİN CERRAHİ KONSENSUS KONFERANSI

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması

SERVİKS KANSERİ TARAMA KALİTE KONTROL SÜREÇLERİ. Dr. Serdar Altınay Istanbul B.Eğitim Araştırma Hastanesi

PSA DEĞERİ 4.0 NG/ML NİN ALTINDA OLAN HASTALARDA PROSTAT KANSERİ SAPTANMASINDA TRANSREKTAL ULTRASONOGRAFİNİN TANI DEĞERİ

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi

Meme kanser cerrahisinde sentinel lenf nodunu değerlendirmede intraoperatif sitolojinin tanı değeri

DOKTORA TEZİ PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI

Total Tiroidektomi yapılan hastalarda MSKKM Nomogramının Değerlendirilmesi

KHDAK IMRT sinde Tedavi Planlama Sistemlerinin Monte Carlo Yöntemi ile Karşılaştırılması

Dr.Bahar Müezzinoğlu Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Santral Bölge Diseksiyonunda Lenf Bezi Diseksiyon Genişliği ve Lokalizasyonunun Değerlendirilmesi

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ

Servikal Kanser Taramasında HPVDNA Testlerinin Önemi

Birincil IgA Nefropatisinde C4d Varlığının ve Yoğunluğunun Böbrek Hasarlanma Derecesi ve Sağkalımı ile Birlikteliği

Tiroid Nodüllerinde Ultrasonografi ile Malignite Kriterlerinin Değerlendirilmesi

ORTOPEDİK CERRAHİ GİRİŞİMLERLE İLİŞKİLİ İNFEKSİYONLARIN İRDELENMESİ. Dr. Hüsrev DİKTAŞ Girne Asker Hastanesi/KKTC

Dr. Aslıhan Yazıcıoğlu, Prof. Dr. Aydan Biri Yüksek İhtisas Üniversitesi Koru Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Tamamlayıcı Tiroidektomilerde Gama Dedektör Yardımlı Cerrahinin Rolü

Anormal Uterin Kanamalarda Tanısal Yaklaşım ve Örneklemede İlk Yöntem Ne Olmalıdır

Çok Kesitli Bilgisayarlı Tomografik Koroner Anjiyografi Sonrası Uzun Dönem Kalıcı Böbrek Hasarı Sıklığı ve Sağkalım ile İlişkisi

Mavi Boya ile Sentinel Lenf

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

Hashimoto Tiroiditi Olan Hastalarda Malignensi Tesbitinde İnce İğne Aspirasyon Biyopsisinin Etkinliği

MEME RADYOLOJİSİ DEĞERLENDİRME Kabul Şekli 1 (Bildiri ID: 39)/Meme Kanserinin Mide Metastazı Poster Bildiri KABUL POSTER BİLDİRİ

İnsidental Medüller Tiroid Kanserinde Ne Yapalım

T.C. Sağlık Bakanlığı İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2007 yılı servikovajinal smear sonuçlarının retrospektif incelenmesi

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Genel Cerrahi Kliniği, 2 Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Cerrahi Kliniği, İstanbul

Transkript:

doi:10.5222/terh.2015.013 Klinik Araştırma Tiroit nodüllerinin ince iğne aspirasyon biyopsilerinde iğne çapının tanısal yeterlilik üzerine etkisi Effect of needle size on the diagnostic adequacy in fine needle aspiration of thyroid nodules Ramazan Aslaner 1, Hilal Şahİn 1, Murat Şahİn 1, Dudu Solakoğlu Kahraman 2, Nuri Erdoğan 1 1 Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Radyoloji Kliniği, İzmir 2 Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Laboratuvarı, İzmir ÖZET Amaç: Tiroit nodüllerinin ince iğne aspirasyon biyopsisinde iğne çapının spesimen yeterliliği üzerindeki etkisini değerlendirmek. Yöntemler: Kurumumuzun geçmişinde tiroit nodüllerinin ince iğne aspirasyon biyopsisi için 21 G den 25 G ye kadar değişen farklı iğne çapları kullanılmıştır. Bu çalışmada, yaş ve cinsiyet denkliği sağlanan iki grup hastada biyopsi yeterliliği oranları araştırılmıştır. Gruplar aynı radyolog tarafından ve aynı teknik kullanarak (nodüllerden 4-5 iğne geçişi yapmak suretiyle), ancak her bir grupta farklı iğne çapları kullanılan (21 G veya 25 G) hastalardan oluşmaktaydı. Çalışmaya çapı 1 cm yi aşan solid veya solid bileşeni bulunan nodüller dâhil edildi. Kistik içerik aspirasyonu olan nodüller çalışma dışı bırakıldı. Bulgular: İstatistiksel analiz sonucunda kalın iğnelerle yapılan biyopsilerde spesimen yeterliliği oranı belirgin olarak (p=0,002) yüksek bulundu. Bu oran 21 G grubunda %22,5, 25 G grubunda %40,7 idi. Sonuç: Bildiğimiz kadarıyla bu çalışma tiroit nodüllerinin ince iğne aspirasyon biyopsisinde iğne çapının spesimen yeterliliği üzerindeki etkisini değerlendiren ilk çalışmadır. Sonuçlar tartışılmış, 25 G iğnelerle yapılan biyopsi sonuçlarının iyileştirilmesine yönelik öneriler sunulmuştur. Anahtar kelimeler: İİAB, tiroit nodülleri, MNG ABSTRACT Objective: To evaluate the effect of needle size on diagnostic adequacy of the specimens in fine needle aspiration of thyroid nodules. Methods: In our institution, various needle sizes have been used in fine needle aspiration of thyroid nodules, ranging from 21 G to 25 G. In this study, we have retrospectively compared the adequacy rates of biopsy specimens in two age-and-sex matched groups of patients. The groups consisted of patients in whom the specimens were collected by the same radiologist, using the same biopsy technique (4-5-core biopsies), however with different needle sizes (21 G or 25 G) in each group. Only the solid nodules or nodules with solid component, with diameters exceeding 1 cm were included in the study. Aspirates with cystic content were not included in the analyses. Results: Statistical analysis revealed that rates of specimen adequacy were significantly higher (p=0.002) in biopsies performed with larger (25 G) needles (22.5% vs. 40.7% in 21 G and 25 G groups, respectively). Conclusion: To our knowledge, this is the first study to show that needle size may have an impact on the adequacy rates of the specimens in fine needle aspiration of thyroid nodules. Results are discussed with suggestions to improve the biopsy results performed with 25 G needles. Key words: FNAB, thyroid nodules, MNG Alındığı tarih: 24.02.2015 Kabul tarihi: 20.03.2015 Yazışma adresi: Ass. Ramazan Aslaner, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Radyoloji Kliniği, İzmir e-mail: draslaner.rad@gmail.com 13

GİRİŞ Tiroit nodüllerinin genel toplumdaki prevelansı %4-%7 arasındadır (1). Tiroit nodüllerinin ince iğne aspirasyon biyopsisi (TNİİAB) maligniteyi doğru tespit etmedeki başarısına rağmen, yetersiz örnekleme oranı çoğu zaman yüksektir ve bazı çalışmalarda %20 oranını aşmaktadır (2). Bu durum biyopsi yinelenmelerine, hasta anksiyetesinin artmasına ve gereksiz cerrahi girişimlere neden olmaktadır. Doğruluk oranını artırmak için çeşitli uygulamalar vardır. Bunlar kılavuz olarak palpasyon yerine ultrasonografi (USG) kullanımı, iğne çapının artırılması, lezyondan geçiş sayısının artırılması, yerinde (on site) sitopatolojik değerlendirme, sitolojik preparatların hazırlanma yöntemlerini ve patoloğun raporlama yöntemini değiştirmek gibi uygulamalardır (3). Amerika Birleşik Devletlerindeki Ulusal Kanser Enstitüsü (National Cancer Institute), hücreden fakir ve tatmin edici olmayan örnekleme oranlarını azaltmak için 22-27 G kalınlığındaki iğnelerle lezyonu 2 ila 5 kez geçerek yapılan uygulamayı önermektedir (4). Ayrıca uygulayıcı ile sitopatolog arasında etkin bir iş birliği sağlanmasını ve yerinde değerlendirilen preparatlarla uygulamanın optimize edilmesini önermektedir. USG nin işlemde rehber olarak kullanılması kaçınılmazdır. Diğer taraftan patolog tarafından yerinde değerlendirme yapılması konusu hâlâ tartışmalıdır (5). İğnenin doku içersindeki hareket sayısı, işlem anında aspirasyon yapılıp yapılmaması gibi konularda ise bir kurumdan diğerine değişen uygulamalar mevcuttur (2). Bu nedenlerden dolayı TNİİAB tekniği dünya çapında standardize olmuş bir uygulama değildir. Bu çalışmada, iki farklı iğne kalınlığı kullanarak yapılan TNİİAB lerde spesimen yeterliliği oranlarını retrospektif olarak kıyasladık. Amacımız iğne kalınlığının spesimen yeterliliği üzerindeki etkisini araştırmaktır. Bu amaçla hastanemiz kayıtlarında bulunan veriyi kullandık. Kurumumuzda TNİİAB ler uzun bir süre en kolay temin edilebilen 21 G (yeşil uçlu) iğnelerle sürdürülmüştür. Belirli bir tarihten sonra iğne kalınlığı literatürde tanımlanan sınırlar (22 G-27 G) arasına çekilmiş ve 25 G iğnelerle (turuncu uçlu) sürdürülmüştür. Her ne kadar literatür bu aralığı önerse de klinik tecrübemiz daha ince iğne kullanmanın tanısal yeterliliği azalttığı yönündedir. Çalışmamız bu ön kanaati sorgulama amacını gütmektedir. GEREÇ ve YÖNTEM Çalışmamız İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde Ocak 2012 ve Şubat 2013 tarihleri arasında klinisyenler tarafından TNİİAB için radyoloji kliniğine gönderilen 252 hastayı kapsamaktadır. Hasta Grupları ve Demografik Özellikleri Araştırmada 21 G (yeşil uçlu) ve 25 G (turuncu uçlu) iğnelerle biyopsi yapılan hastalar olmak üzere iki grup oluşturuldu (Bundan sonra 21 G ve 25 G grubu olarak adlandırılacaktır). Gruplar farklı zaman dilimleri içinde biyopsi yapılmış farklı hastalardan oluşmaktaydı. Hastaların seçiminde aşağıdaki kriterler göz önüne alındı: 1. Aynı kişinin (Dr. NE) yaptığı 2. Aynı biyopsi tekniğini kullanarak (ultrason eşliğinde, lezyon içinde farklı yönlere doğru 4-5 geçiş yaparak) biyopsi yaptığı hastalar seçildi. Toplam 40 erkek ve 212 kadın hastada 252 tiroit nodülü değerlendirilmiştir. 21 G grubunda 129 hasta (%51,2), 25 G grubunda 123 hasta (%48,8) bulunmaktadır. Her iki grup birlikte değerlendirildiğinde (n=252) hastalarımızın yaşları 11 ila 76 yıl aralığında değişmekteydi. 21 G ve 25 G gruplarında hastaların yaş ve cinsiyet dağılımları Bulgular kısmında daha ayrıntılı olarak ele alınmaktadır. Biyopsi Tekniği Bütün biyopsiler aynı radyolog tarafından yapıldı (Dr. NE). Önce hastalara aydınlatılmış onam çalışması yapıldı. Biyopsi işlemine onay veren hastalar inceleme masasına alındı. İşlem Toshiba Nemio Doppler USG cihazı (XG SSA 580A, Toshiba Medical Systems, Tochigi-Ken, Japan) ve 7,5 MHz lineer prob kullanarak yürütüldü. Hastanın birden fazla 14

R. Aslaner ve ark., Tiroid nodüllerinin ince iğne aspirasyon biyopsilerinde iğne çapının tanısal yeterlilik üzerine etkisi nodülü var ise en büyüğü ve malignite yönünden en şüphelisi (hipoekoik, mikrokalsifikasyon içeren, kenarları düzensiz veya longitudinal ekseni transvers ekseninden geniş nodül) seçildi. Önce biyopsi yapılacak deri yüzeyi ve görüntülemeyi sağlayacak olan USG probu povidone-iodine solusyonuyla sterilize edildi. Lokal anestezik kullanılmadı. 21 G veya 25 G kalınlığındaki iğneler USG görüntüsü eşliğinde nodul içine tatbik edilerek nodül içinde iğnenin 4-5 kez ileri geri kareket ettirilerek nodülü geçmesi sağlandı. Hiçbir hastada iğne geçişi dördün altına inmedi veya beşin üzerine çıkmadı. İğneye eşlik eden enjektör haznesinin büyüklüğü değişmekteydi. Olgularda hazneye uygulanan negatif basınç radyoloğun kendi eliyle ürettiği, standart olmayan basınçtı. Otomatik biyopsi cihazı kullanılmadı. İşlemden sonra biyopsi örnekleri direkt olarak cam şeritlerin üzerine yayılarak havayla kurutuldu. Hastalar işlemden 10 dk. sonra olası komplikasyonları dışlamak için kontrol USG ile değerlendirildi. Bütün örneklerler patoloji birimine gönderilerek çalışmaya kör patologlar tarafından değerlendirilmekteydi. Çalışmaya Dahil Edilme Kriterleri Çalışma hastanede bulunan patoloji kliniğinin arşiv kayıtları üzerinden gerçekleştirildi. Arşiv kayıtlarının çalışmaya dâhil edilme kriterleri aşağıdaki gibidir: 1. Çapı 1 cm yi aşan nodüllerden 2. Solid bileşeni bulunan (solid bileşenden alınmış olan) 3. Tanısal olarak yeterli/yetersiz ifadeleri konusunda kesinlik taşıyan patoloji raporları değerlendirmeye alındı. Çalışmaya Dahil Edilmeme Kriterleri Arşiv kayıtlarının çalışmaya dahil edilmeme kriterleri aşağıdaki gibidir: 1. Tanısal olarak yeterli/yetersiz ifadeleri konusunda kesinliğe sahip olmayan patoloji raporları 2. Çapı 1 cm nin altında olan ve saf kist sıvısı aspire edilen (solid bileşeni olmayan) nodüller değerlendirme dışı bırakılmıştır. Bu lezyonlarda kurumumuzdaki uygulama sıvı içeriğini enjektör içinde patoloji bölümüne göndermektir. Tanısal Yeterlilik Kriterleri Raporlarda kriter olarak tanısal bilgi değil, tanısal yeterlilik gözetildi. Tanısal yeterlilik kriterleri aşağıdaki gibidir. Tanımlanan kriterlerden herhangi birinin olmaması hâlinde örnek yetersiz olarak kabul edilmiştir. 1. Bütün slaytlarda her grupta en az 10 hücre olan 6 grup foliküler hücrenin varlığı 2. Sayısına bakılmaksızın belirgin sitolojik atipisi olan foliküler hücreler 3. Sayısına bakılmaksızın çok sayıda enflamatuvar hücre görülmesi 4. Foliküler hücrelerin sayısına bakılmaksızın yoğun ve kalın kolloid varlığı. İstatistiksel Analiz Tanısal yeterliliğin varlığı dikotom değişken olarak sınıflandırılmıştır. İki farklı grupta (21 G ve 25 G) elde edilen dikotom değişkenlerin kıyaslanmasına yönelik ki-kare testi uygulanmıştır. İstatistiksel anlamlılık düzeyi olarak %5 in altı seçilmiştir (p< 0.05). BULGULAR Çalışmamızda buluna hastalara ait demografik bulgular (yaş, cinsiyet) ve yetersiz histopatolojik tanı oranları Tablo 2 de sunulmuştur. Buna göre: 1. 21 G grubunda 129 hasta (%51,2), 25 G grubunda 123 hasta (%48,8) bulunmaktadır. 2. Her iki grup birlikte değerlendirildiğinde (n=252) hastalarımızın yaşları 11 ila 76 yıl aralığında değişmekteydi. Yaş ortalamaları 21 G ve 25 G gruplarında sırasıyla 49,3±14,6 ve 51,2±14,1 yıldı. İstatistiksel analiz ile gruplar arasında yaş itibarıyla farklılık saptanmadı (p>0,05). 3. Her iki grupta da hastaların çoğu kadındı (Tablo 1). Gruplar arasında cinsiyet dağılımı açısından fark saptanmadı (p>0,05). 4. Toplam 79 olguda elde edilen örneklerin (%31,3) histopatolojik açıdan yetersiz olduğu görül- 15

Tablo 1. Çalışmamızda bulunan olguların istatistiksel analizi. Gruplar 21 G 25 G Anlamlılık Olgu Sayısı 129 (%51,2) 123 (%48,8) p>0,05 dü. Bu oran 21 G grubunda %22,5 (29 olgu), 25 G grubunda %40,7 idi (50 olgu). ki-kare analizinde yetersiz tanı oranları arasında anlamlı bir farklılık bulundu (p=0,002). Yalnızca kadınları içeren 21 G ve 25 G gruplarında da anlamlı farklılık olmasına rağmen, anlamlılık değeri göreceli olarak daha yüksekti (p=0,011). Hastaların yaşı ile yetersiz tanı oranı arasında ilişki saptanmadı. TARTIŞMA Yaş (yıl) 49,3±14,6 51,2±14,1 p>0,05 Cinsiyet 108 kadın; 21 erkek 104 kadın; 19 erkek p>0.05 Yetersiz Tanı 29 (%22,5) 50 (%40,7) p=0.002 Biyopsiyi uygulayan kişinin spesimen yeterliliğini sağlamak ve deneyimli kurumlardaki yetersizlik oranına ulaşmak için akla gelebilecek yöntemler şunlardır: 1. İğne çapının artırılması 2. Lezyondan geçiş sayısının artırılması 3. Enjektör haznesine uygulanacak negatif basıncın yüksek tutulması veya standardize edilmesi için biyopsi cihazları kullanılması 4. Yerinde sitopatolojik değerlendirme için patologla iş birliği yapılması. İğne çapının ve lezyondan geçiş sayısının artırmak kanama ve diğer komplikasyonları artmasına neden olabilir. Bununla birlikte, bu çalışmaya yönelik literatür bilgileri toplarken bu etkenlerin çeşitli komplikasyonları artırdığına yönelik bilgiye ulaşmak olası olmamıştır. Bunun nedeni olasılıkla -çalışmamızda olduğu gibi- komplikasyon oranlarının çok düşük olması (istatistiksel kıyaslama için büyük seriler gerekmesi) ve küçük kanamaların kantifiye edilmesindeki güçlüktür. Tecrübemiz, özellikle iğne çapının artırılmasının (21 G ile yapılan işlemlerde) kanama komplikasyonunu artırdığı yönündedir. Literatürde enjektör haznesine uygulanacak yardımcı biyopsi cihazlarının biyopsi etkinliğini artırdığına dair yayınlar mevcuttur (6-8). Ancak, bu tür cihazların uygulanması evrensel olarak kabul görmüş ve etkinliği kanıtlanmış değildir. Kurumumuzda bu tür bir cihaz bulunmamaktadır. Biyopsi etkinliğini artırabilecek bir başka kurumsal önlem patoloğun spesimeni yerinde (on site) değerlendirmesidir. Kurumumuzda iş yoğunluğu nedeniyle patoloğun işleme eşlik etmesi olanağı yoktur. Olsaydı bile bu uygulamanın getireceği yarar bilimsel olarak tartışmalıdır (5). Bu çalışmada yukardaki etkenlerden yalnızca biri olan iğne kalınlığının tanısal yeterlilik üzerine etkisi iki ayrı hasta grubunda 21 G ile 25 G iğneler kullanılarak kıyaslanmış ve 25 G kalınlığındaki iğnenin tanısal olarak yetersiz sonuç üretme oranı daha yüksek bulunmuştur. Literatürde iğne çapı ile tanısal yeterlilik arasındaki ilişkiyi araştıran çalışmalar sınırlıdır. Tangpricha ve ark. (9) 21 G ile 25 G iğneyi kıyasladıkları çalışmalarında, 21 G iğne ile hücre miktarında artış elde etmişlerdir. Ancak, hücre miktarındaki artış tanısal yeterlilik anlamına gelmeyebilir. Hanbidge ve ark. (11) da 23 G ve 27 G iğneleri kıyaslayan çalışmalarında, benzer bir biçimde iğneler arasında fark bulmamışlardır. İnci ve ark. (12), iğne büyüklüğünün yanı sıra nodüllerin sonografik özelliklerini de araştırmıştır. Bu çalışmada, bir biyopsi cihazı ve 20, 22 ve 24 G lik iğneler kullanılmıştır. Farklı iğne büyüklükleri kullanıldığında tanısal yeterlilik istatistiksel olarak aynı bulunmuştur. Sonografik özellikler arasında bulunan nodülün heterojen ekoda olması, yetersiz materyal olasılığını artırmaktadır. Bunun nedeni heterojen nodüllerin daha fazla fibrotik, hemorajik ve nekrotik bileşenler içermesi olabilir. Bu çalışmada nodül büyüklüğünün tanısal yeterlilik üzerinde etkisi bulunmamıştır. Buna karşılık Değirmenci ve ark. nın (10) çalışmasında, heterojen eko, kanlanma derecesi ve büyüklük dahil sonografik özelliklerin tanısal yeterlilik üzerinde etkisi bulunmamıştır. Yirmi, 22 ve 24 G iğnelerin kendi aralarında kıyaslanmasında istatistiksel fark yoktur. Bununla birlikte, standart bir aspirasyon basıncı uygulayan cihaz kullanımı da yoktur. Bu çalışmaların gerek birbiriyle gerekse bizim çalışmamızla kıyaslanmasında sorunlar mevcuttur. Şöyle ki: 16

R. Aslaner ve ark., Tiroid nodüllerinin ince iğne aspirasyon biyopsilerinde iğne çapının tanısal yeterlilik üzerine etkisi 1. Çalışmalarda tümünde standart bir aspirasyon basıncını sağlayacak cihaz kullanılmamıştır. Oysa aspirasyon basıncının önemi Haseler ve ark. nın (6) bir çalışmasında vurgulanmıştır. 2. Her çalışmada lezyondan iğne ile geçiş sayıları farklıdır. 3. Bazı çalışmalarda biyopsi alan kişi sayısı birden fazladır. Bu durum uygulamada standardizasyon şüphesi yaratmaktadır. 4. Nodülün sonografik özellikleri her çalışmada vurgulanmamıştır. Kistik nodüllerin yeterlilik üzerinde etkisi olacağı bellidir, ancak solid nodüllere ait sonografik özelliklerin etkisi -yukardaki literatür özetinden anlaşılabileceği üzere- bilinmemektedir. 5. Patoloğun etkisi (değerlendiren kişilerin sayısıve tecrübesi) standart değildir. Bu bilgiler ışığında kendi çalışmamıza göz atacak olursak çalışmanın en önemli sınırlılığı spesimen yeterliliğini değerlendiren patologların çok sayıda ve tecrübelerinin farklı olmasıdır. Ancak, her iki grupta hasta sayılarını fazla olması nedeniyle patoloji laboratuvarının tecrübeli veya tecrübesiz bütün uzman doktorlardan oluşan tek bir gövdeden oluştuğu varsayılarak sonuçların kıyaslanması yoluna gidilebilir. Bu değişkenin kontrol edilmesi güçlük taşımaktadır, yüzlerce hastanın hepsini aynı koşullarda değerlendirebilecek tecrübeli bir uzman doktorla çalışma olanağı kısıtlıdır. Bir başka kısıtlılık da çalışmamızda aspirasyon basıncını yüksek tutacak bir cihaz bulunmamasıdır. Bu uygulamanın evrensel olmadığı düşünülerek bu etken ihmal edilmiştir. Daha ince iğnelerle yapılan biyopsilerde spesimen yeterliliği düşük bulunduğuna göre biyopsi etkinliğini artırmak için ne yapılabilir? İlk akla gelen kalın iğne kullanımı ise de bu iğnelerle komplikasyon oranını ve hasta rahatsızlığını artırma olasılığı vardır. Diğer bir olasılık lezyondan geçiş sayısını artırmaktır: Bize göre iğne çapının hücresel yeterlilikle ilişkisi basit bir hesaplamaya dayandırılabilir. İğne çapı için uluslarası standart olan Gauge sistemine göre 25 G iğne için normal duvarlı iğnenin iç çapı 0,260 mm, 21 G iğne için normal duvarlı iğnenin iç çapı ise 0,514 mm dir (13). Buna göre çap oranı: 0,50 dir. Çalışmamızda kulalnılan 25 G iğnenin uzunluğu 20 veya 25 mm, 21 G iğnenin uzunluğu ise 38 mm dir. İğnenin 1 cm çaplı bir nodülü tamamen geçtiğini ve aspirasyon basıncının yeteri kadar yüksek olduğunu varsayalım. Bu durumda aspire edilen dokunun hacim olarak değeri, 25 G için normal duvarlı iğne için 0.260 mm x 10 mm = 2,6 mm 2, 21 G için normal duvarlı iğne için 0.514 mm x 10 mm = 5,1 mm 2 olacaktır. Yani 21 G iğne ile alınan biyopside aynı doku miktarına ulaşmak için normalden yaklaşık iki kat daha fazla geçiş yapmak gerekmektedir. Bu hesaplamada aspirasyonda kullanılan negatif basıncın etkisi araştırılmamıştır. Ayrıca aspire edilen doku miktarı tanısal yeterlilikle korelasyon göstermeyebilir. Yukardaki mantığa dayanarak hastanemizde 25 G iğne kullanımı ile oluşan tanısal yetersizlik sorununu aşmak için daha kalın iğne kullanma yoluna gidilmemiştir. Bunu nedeni kalın (yeşil uçlu, 21 G) iğnelerle kanama komplikasyonunun daha sık olduğuna dair ampirik gözlemdir. Aslında TNİİAB sonrası oluşan kanamalar minimaldir ve yaşamı tehdit edici nitelikte değildir. Ancak işlem sonrası USG kontrolünde kanamanın saptanması hastaya ayıracak zamanı belirgin bir şekilde uzatmaktadır. Bunun nedeni radyoloğun kanamanın durduğunu görmeden hastayı eve göndermek istememesidir. TNİİAB nin zorunlu olarak daha az tecrübeli hekimler tarafından yapıldığı kurumlarda kalın iğneler genel olarak komplikasyon oranının artmasına yol açabilir. Bu nedenle uyguladığımız strateji kalın iğne kullanmak yerine aynı ince (25 G) iğne ile lezyondan geçiş sayısını iki katına çıkarmak şeklindedir. Bu stratejinin sonuçları ayrı bir çalışmayla değerlendirilecektir. Sonuç olarak, TNİİAB nde iğne çapı -literatürde belirtilenin eksine- spesimenin tanısal yeterliliğinin sağlanmasında önemli bir etken olarak görünmektedir. Bununla birlikte iğne kalınlığı spesimen etkinliğinini artırabilecek etkenlerden yalnızca biridir. Çalışmamızda elde ettiğimiz düşünce bundan sonraki benzer çalışmalarda hem iğne çağının hem de tekniği oluşturan diğer bileşenlerin (standart ve yüksek aspi- 17

rasyon basıncı, lezyondan geçiş sayısı, spesimeni değerlendirecek patoloğun tek bir tecrübeli kişi olması) birleştirilmesi gerektiğini göstermektedir. Zira TNİİAB de tanısal kategorilere ulaşmanın temelinde örneklemenin yeterliliği yatmaktadır. KAYNAKLAR 1. Sriram U, Patacsil LM. Thyroid nodules. Disease-a-month: DM 2004;50:481. http://dx.doi.org/10.1016/j.disamonth.2004.08.001 2. Naïm C, Karam R, Eddé D. Ultrasound-guided fine-needle aspiration biopsy of the thyroid: methods to decrease the rate of unsatisfactory biopsies in the absence of an on-site pathologist. Can Assoc Radiol J 2013;64:220-225. http://dx.doi.org/10.1016/j.carj.2012.03.003 3. Paschke R, Hegedus L, Alexander E, et al. Thyroid nodule guidelines: agreement, disagreement and need for future research. Nat Rev Endocrinol 2011;7:354-361. http://dx.doi.org/10.1038/nrendo.2011.1 4. Pitman MB, Abele J, Ali SZ, et al. Techniques for thyroid FNA: a synopsis of the National Cancer Institute Thyroid Fine-Needle Aspiration State of the Science Conference. Diagn Cytopathol 2008;36:407-424. http://dx.doi.org/10.1002/dc.20829 5. O Malley ME, Weir MM, Hahn PF, et al. US-guided fineneedle aspiration biopsy of thyroid nodules: adequacy of cytologic material and procedure time with and without immediate cytologic analysis. Radiology 2002;222:383-387. http://dx.doi.org/10.1148/radiol.2222010201 6. Haseler LJ, Sibbitt RR, Sibbitt WL, et al. Syringe and needle size, syringe type, vacuum generation, and needle control in aspiration procedures. Cardiovasc Intervent Radiol 2011;34: 590-600. http://dx.doi.org/10.1007/s00270-010-0011-z 7. Abele JS. Putting aspiration back into thyroid fine-needle biopsy-the re-emerging role of vacuum assistance. Cancer Cytopathol 2012;120:366-372. http://dx.doi.org/10.1002/cncy.21256 8. Tao LC, Smith JW. Fine-needle aspiration biopsy using a newly-developed pencil-grip syringe holder. Diagn Cytopathol 1999;20:99-104. http://dx.doi.org/10.1002/(sici)1097-0339(199902)20:2<99::aid- DC12>3.0.CO;2-R 9. Tangpricha V, Chen BJ, Swan NC, et al. Twenty-one-gauge needles provide more cellular samples than twenty-fivegauge needles in fine-needle aspiration biopsy of the thyroid but may not provide increased diagnostic accuracy. Thyroid 2001;11:973-976. http://dx.doi.org/10.1089/105072501753211055 10. Degirmenci B, Haktanir A, Albayrak R, et al. Sonographically guided fine-needle biopsy of thyroid nodules: the effects of nodule characteristics, sampling technique, and needle size on the adequacy of cytological material. Clin Radiol 2007; 62:798-803. http://dx.doi.org/10.1016/j.crad.2007.01.024 11. Hanbidge AE, Arenson AM, Shaw PA, et al. Needle size and sample adequacy in ultrasound-guided biopsy of thyroid nodules. Can Assoc Radiol J 1995;46:199-201. 12. İnci MF, Özkan F, Yüksel M, et al. The effects of sonographic and demographic features and needle size on obtaining adequate cytological material in sonography-guided fine-needle aspiration biopsy of thyroid nodules. Endocrine 2013;43:424-249. http://dx.doi.org/10.1007/s12020-012-9784-y 13. Needle gauge. URL: http://en.wikipedia.org/wiki/needle_gauge 18