T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü Çevre Envanteri ve Bilgi Yönetimi Dairesi



Benzer belgeler
İNTERNET

HAVA KİRLİLİĞİ KONTROLÜNDE BİLGİ YÖNETİMİ: PERFORMANS GÖSTERGELERİ YAKLAŞIMI

ÇEVRESEL GÖSTERGELER 2016

Grafik 16 - Yıllara Göre Çevre ve Çevresel Harcamaların GSYH deki Payları (%)

6.1. SU VE TOPRAK YÖNETİMİ İSTATİSTİKLERİ 2. Mevcut Durum

HAVA YÖNETİMİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Emisyon Kontrolünün Geliştirilmesi Projesi

10. ÇEVRE İSTATİSTİKLERİ

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

Sera Gazlarının İzlenmesi ve Emisyon Ticareti. Politika ve Strateji Geliştirme. Ozon Tabakasının Korunması. İklim Değişikliği Uyum

YATAY (1) NO. MEVZUAT NO MEVZUAT ADI Aarhus Sözleşmesi Espoo Sözleşmesi

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, AB SÜRECİ VE ÇEVRE

Yıllar PROJE ADIMI - FAALİYET. Sorumlu Kurumlar. ÇOB, İÇOM, DSİ, TİM, Valilikler, Belediyeler ÇOB, İÇOM, Valilikler

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

GÜNEY EGE BÖLGE PLANI

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İĞİ MEVZUATI ÇERÇEVESİNDE 2011 YILINDA ANKARA'DA YAŞANAN İĞİ. Erkin ETİKE KMO Hava Kalitesi Takip Merkezi Başkanı. 12 Ocak Ankara

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

ÇEV 455 Tehlikeli Atık Yönetimi

DÜZCE NİN ÇEVRE SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÇALIŞTAYI 4 ARALIK 2012 I. OTURUM OTURUM BAŞKANI: PROF. DR. SÜLEYMAN AKBULUT

KONYA İLİ HAVA KALİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ NİYET EDİLEN ULUSAL OLARAK BELİRLENMİŞ KATKI

AYDIN TİCARET BORSASI

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

TÜRKİYE ÇEVRE POLİTİKASINA ÖNEMLİ BİR DESTEK: AVRUPA BİRLİĞİ DESTEKLİ PROJELER

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım 2013

Enerji ve İklim Haritası

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

AYDIN COMMODITY EXCHANGE ARALIK 2013 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ.

ATAŞEHİR İLÇESİ HAVA KALİTESİ ÖLÇÜMLERİ DEĞERLENDİRMESİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat 2012

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı

GEDİZ HAVZASI Gediz Nehri nin uzunluğu 275 km 175 km si Manisa ili 40 km si Kütahya ili 25 km si Uşak 35 km si İzmir

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu Çalışma Grupları

ENERJİ TESİSLERİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ

Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği 25 Kasım 2014 tarihli ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Vizyonumuz Ülkemizin, çevre ve iş güvenliği alanlarında ulusal ve uluslararası rekabet gücünü artıracak çalışmalarda öncü olmaktır.

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YER SEVİYESİ OZON KİRLİLİĞİ BİLGİ NOTU

EKONOMİK GELİŞMELER Mart


Ülkemizde 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çerçevesinde birçok hüküm, ilgili AB Direktifi ile uyumludur.

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos 2013

Minamata Sözleşmesi Türkiye de Ön Değerlendirme Projesi. Bursev DOĞAN ARTUKOĞLU Ankara

AYDIN TİCARET BORSASI

GENEL SOSYOEKONOMİK GÖRÜNÜM

AYDIN TİCARET BORSASI

TÜİK ENERJİ SEKTÖRÜ. Dr. Ali CAN. T.C.BAŞBAKANLIK Türkiye İstatistik Kurumu

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak

2001 yılında Marakeş te gerçekleştirilen 7.Taraflar Konferansında (COP.7),

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak 2014

EKONOMİK GELİŞMELER Mart 2012

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ

T.C. KIRŞEHİR VALİLİĞİ ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK İL MÜDÜRLÜĞÜ

CEV 314 Yağmursuyu ve Kanalizasyon. Türkiye deki Atıksu Altyapısı ve Atıksu Mevzuatı

RUSYA FEDERASYONU ÜLKE RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz 2013

Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

SÜRDÜRÜLEBİLİR ŞEHİRLER ve TÜRKİYE. Rifat Ünal Sayman Direktör, REC Türkiye SBE16 Swissotel, İstanbul 14 Ekim 2016

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği 25 Kasım 2014 tarihli ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran 2013

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

EKONOMİK GELİŞMELER Eylül

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Tablo 1. Seçilen Ülkeler için Yıllar İtibariyle Hizmetler Sektörü İthalat ve İhracatı (cari fiyatlarla Toplam Hizmetler, cari döviz kuru milyon $)

Çevre İçin Tehlikeler

EKONOMİK GELİŞMELER Mart 2016

Biyosistem Mühendisliğine Giriş

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs 2013

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ULUSAL BİLDİRİMLERİNİN HAZIRLANMASI PROJESİ 6. ULUSAL BİLDİRİM TURİZM BÖLÜMÜ

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ VE DİYARBAKIR

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık 2013

BELEDİYELERCE BİLGİ SAĞLANACAK İDEP EYLEMLERİ

TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ. NÜFUS ve KENTLEŞME

Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı. Gaziantep 2014

Türkiye de Yeşil Büyüme : Zorluklar ve Fırsatlar. Prof. Dr. Erinç Yeldan Bilkent Üniversitesi

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak

ENERJİ VERİMLİLİĞİ (ENVER) GÖSTERGELERİ VE SANAYİDE ENVER POLİTİKALARI

AYDIN TİCARET BORSASI

MARMARA BÖLGESİNDEKİ HAVZA KORUMA EYLEM PLANI

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık

ENTEGRE KATI ATIK YÖNETİMİ

KENTLERDE HAVA KALİTESİNİN GELİŞTİRİLMESİ PROJESİ KENTAİR & ERZURUM TEMİZ HAVA EYLEM PLANI. İ. Yusuf GÖDEKMERDAN 2014

Transkript:

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü Çevre Envanteri ve Bilgi Yönetimi Dairesi Başkanlığı ÇEVRESEL GÖSTERGELER 2013 1

YAYIN NO: 24 YAYIN İÇERİĞİ HAKKINDA BİLGİ İSTEKLERİ VE SORULARINIZ İÇİN Çevre Envanteri ve Bilgi Yönetimi Daire Başkanlığı Veri Değerlendirme Şube Müdürlüğü Tel: +90 (312) 410 17 00 Faks: +90 (312) 419 21 92 e-posta: cebyd@csb.gov.tr Katkıda bulunan tüm kamu kurum ve kuruluşlarına teşekkür ederiz. İNTERNET http://www.csb.gov.tr/gm/ced/ ISBN 978-605-5294-33-5 T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ, İZİN VE DENETİM GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Vekâletler Cad. No:1 Bakanlıklar/Ankara YAPIM Bu yayının 5846 Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu na göre her hakkı T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığına aittir. Gerçek veya tüzel kişiler tarafından izinsiz çoğaltılamaz ve dağıtılamaz. 2

ÖNSÖZ Çevre konusunda farkındalığın oluşturulması, çevre politikalarının geliştirilmesi, sonuçlarının değerlendirilmesi açısından doğru verilere ulaşılması büyük önem taşımaktadır. Çevresel göstergeler, çevre üzerindeki baskının, çevresel durumdaki değişimin ve uygulanan çevre politikalarının başarısının değerlendirilmesinde kullanılan temel araçlar olma özelliğindedir. Çevresel Göstergeler Kitapçığı ile çevrenin, mümkün olan tüm sektörlerle arasındaki ilişkisini yansıtmak, zaman içerisindeki değişimlerin izlenebilmesini sağlayarak anlaşılabilir sonuçlar üretmek amaçlanmıştır. Güncel verilerle hazırlanan Çevresel Göstergeler 2013 kitapçığının çevresel konularda kamuoyunun bilgilendirilmesi, çevreyle ilgili tüm kurum ve kuruluşlara rehberlik etmesi, çevresel kararların alınmasında yol gösterici olmasını temenni ederim. İdris GÜLLÜCE Çevre ve Şehircilik Bakanı 3

DİĞER YAYINLAR Yayın No 1: Ankara İli Çevre Durum Raporu, 1994 Yayın No 2: İl Çevre Sorunları ve Öncelikleri Envanteri-96, 1996 Yayın No 3: Çevreyi Öncelikle Etkileyen Bazı Sanayiler ve Temel Sektör Faaliyetleri, 1996 Yayın No 4: Türkiye Çevre Atlası 96, 1997 Yayın No 5: Türkiye Çevre Durum Raporu, 2007 Yayın No 6: Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Envanteri Değerlendirme Raporu (2005-2006), 2008 Yayın No 7: Çevresel Göstergeler Kitapçığı 2008, 2009 Yayın No 7: Environmental Indicators 2008, 2009 Yayın No 8: Çevresel Göstergeler Kitapçığı 2009, 2010 Yayın No 8: Environmental Indicators 2009, 2010 Yayın No 9: Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Envanteri Değerlendirme Raporu (2007-2008), 2010 Yayın No 10: Çevresel Göstergeler Kitapçığı 2010, 2011 Yayın No 10: Environmental Indicators 2010, 2011 Yayın No 11: Türkiye Çevre Durum Raporu, 2011 Yayın No 12: Çevresel Göstergeler Kitapçığı 2011, 2012 Yayın No 12: Environmental Indicators 2011, 2012 Yayın No 13-1: 2011 Çevre Denetimi Raporu, 2012 Yayın No 13-2: Environmental Inspection Report of Turkiye in 2011, 2012 Yayın No 14: Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Envanteri Değerlendirme Raporu, 2012 Yayın No 15: Çevre Durum Raporu 2012 Yılı Özeti İller Yayın No 16: Çevre Denetim Raporu 2012, 2013 Yayın No 16-2: Environmental Inspection Report 2012, 2013 Yayın No 17: Çevresel Göstergeler Kitapçığı 2012, 2013 Yayın No 17: Environmental Indicators 2012, 2013 Yayın No 18: Çevresel Etki Değerlendirmesi Etkiler- Önlemler, 2013 Yayın No 19: Çevre İzin ve Lisansları, 2013 Yayın No 20: Çevre Denetiminin Temelleri ve Türkiye de Çevre Denetimi, 2013 Yayın No 21: Uluslararası ÇED Kongresi Bildiri Kitabı 08-10 Kasım 2013 Yayın No 22-1: Çevre Denetim Raporu 2013, 2014 Yayın No 22-2: Environmental Inspection Report 2013, 2014 4

GÖSTERGELERİN SINIFLANDIRILMASI...7 GÖSTERGELER ÖZET TABLO...9 YÖNETİCİ ÖZETİ...12 1- NÜFUS 1.1-Nüfus Artış Hızı...18 1.2-Kentsel Nüfus...19 2- EKONOMİ 2.1- Kamu Sektörü Toplam Çevresel Harcamaları...20 2.2- İstihdamın Sektörel Dağılımı...21 3- HAVA- ATMOSFER- İKLİM 3.1- Sera Gazı Emisyonları...22 3.2- Sektörlere Göre Toplam Sera Gazı Emisyonları...24 3.3- Yağış...25 3.4- Sıcaklık...26 3.5- Deniz Suyu Sıcaklığı...27 4- HAVA KALİTESİ 4.1- Hava Kirleticileri Emisyonu...29 4.2- Hava Kirleticileri...31 4.3- Hava Kirleticileri Kısa Vadeli Sınır Değerlerin Aşım Sayısı...32 4.4- Hava Kalitesi İzleme İstasyon Sayısı...33 5- SU- ATIKSU 5.1- Su Kullanımı...34 5.2- Nehir Sularında Oksijen Tüketen Maddeler...35 5.3- Tatlı Su Kaynaklarında Besi Maddeleri...36 5.4- Yüzme Suyu Kalitesi...37 5.5- Belediye İçme ve Kullanma Suyu Kaynakları...39 5.6- Atıksu Arıtma Tesisi ile Hizmet Verilen Belediyeler...40 İÇİNDEKİLER 6- ATIK 6.1- Belediye Atıkları ve Bertarafı...42 6.2- Atıkların Düzenli Depolanması...43 6.3- Tıbbi Atıklar...44 6.4- Atık Yağlar...46 6.5- Bitkisel Atık Yağlar...47 6.6- Atık Pil ve Akümülatörler...48 6.7- Ambalaj Atıkları...49 6.8- Ömrünü Tamamlamış Lastikler...52 6.9- Ömrünü Tamamlamış Araçlar...53 6.10- Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyalar (AEEE)...54 6.11- Maden Atıkları...55 6.12-Tehlikeli Atıklar...56 6.13- Poliklorlu Bifeniller (PCB)...57 6.14- Gemi Atıklarının Yönetimi...58 6.15- Risk Değerlendirme ve Acil Müdahale...60 7- ARAZİ KULLANIMI 7.1- Genel Arazi Örtüsü Dağılımı...61 7.2- Tarım Arazilerinin Amaç Dışı Kullanımı...62 7.3- Erozyon Tehlikesi Altındaki Alan...63 8- BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK 8.1- Toplam Tür Sayısı, Tehdit Altındaki Türler, Endemizm Oranı (%)...64 8.2- Korunan Alanlar...66 8.3- Korunan Kıyı Uzunluğu...67 8.4- Yaban Hayatı Faaliyetleri...68 8.5- Ormanlık Alanlar...69 8.6- Orman Alanlarının Ağaç Türlerine Dağılımı...72 5

İÇİNDEKİLER 8.7- Fonksiyonel Ormancılık...72 13- TURİZM 9- ALTYAPI VE ULAŞTIRMA 13.1- Turist Sayıları...93 9.1- Karayolu- Demiryolu Yol Ağı ve Ulaşım Altyapısı...73 13.2- Çevreye Duyarlı Konaklama Tesisi...94 9.2-Ulaştırma Türlerine Göre Taşınan Yolcu ve Yük Miktarı...74 13.3- Mavi Bayrak Uygulamaları...95 9.3- Motorlu Kara Taşıtı Sayısı...76 14- AFETLER 10- ENERJİ 14.1- Orman Yangınları...96 10.1- Yakıta Göre Birincil Enerji Tüketimi...77 14.2- Türlerine Göre Afetler...98 10.2- Kişi Başına Birincil Enerji Tüketimi...78 14.3- Mali Sorumluluk Sigortası...99 10.3- Sektörlere Göre Toplam Enerji Tüketimi...79 15- DİĞER...101-102-103 10.4- Birincil Enerji Üretimi...80 15.1- Çevre Mevzuatı Kapsamında Faaliyet Gösteren Laboratuvarlar...101 10.5- Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Tüketim İçindeki Payı...81 15.2- Çevresel Etki Değerlendirmesi Kararları...102 10.6- Birincil ve Nihai Enerji Yoğunluğu...82 SEKTÖRLERE GÖRE SU, ATIKSU VE ATIK VERİLERİNİN 2008, 2010 ve 10.7- Binalarda Enerji Verimliliği...84 11- TARIM 11.1- Kişi Başına Tarım Alanı...85 11.2- Kimyevi Gübre Tüketimi...86 11.3- Tarım İlacı Kullanımı...88 11.4- Organik Tarım Uygulamaları...89 11.5- İyi Tarım Uygulamaları...90 12- BALIKÇILIK 12.1- Su Ürünleri Üretimi...91 12.2- Balıkçılık Filosunun Kapasitesi...92 2012 YILI KARŞILAŞTIRMASI...104 TANIMLAR...105-106-107-108-109-110-111-112-113-114-115 KAYNAKLAR...116-117-118 6

GÖSTERGELERİN SINIFLANDIRILMASI GÖSTERGELERİN SINIFLANDIRILMASI Dünya da, çevresel göstergelerin geliştirilmesine yönelik olarak farklı yaklaşımlar uygulanmakta, farklı kavramsal çerçeveler ya da modeller dahilinde gösterge setleri oluşturulmaktadır. Bunlardan biri; Baskı-Durum-Tepki (PSR) çerçevesidir. 1994 yılında OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) tarafından çevresel politikalar ve raporlama çalışmalarına baz teşkil etmek üzere geliştirilmiş ve kapsamlı bir gösterge sistemi oluşturulmuştur. Diğer bir model olan DPSIR çerçevesi AÇA (Avrupa Çevre Ajansı) tarafından toplum ve çevre arasındaki ilişkiyi tanımlamak üzere 2004 yılında, PSR çerçevesi geliştirilerek oluşturulmuştur. Bu model İtici güç (Driving force), Baskı (Pressure), Durum (State), Etki (Impact), Tepki (Response) olarak beş elemanı içermektedir. Bu yaklaşımla; uygulanan tedbirlerin ne derece etkin olduğunun ölçülmesi, diğer bir deyişle itici güçler ve etkiler arasındaki varlık ilişkisinin açıklanması mümkün olabilmektedir. İtici Güç Göstergeleri: Çeşitli değişkenlerin arkasında yatan faktörlerdir. Genel olarak ifade etmek gerekirse, tüm ekonomik faaliyetler bu sınıfa girer. Baskı Göstergeleri: Çevresel sorunlara neden olan ya da olabilen değişkenleri tanımlarlar. Bu göstergeler, doğrudan problemlerin kaynakları üzerinde yoğunlaşan göstergelerdir. Genel olarak ifade edilirse, tüm emisyonlar bu sınıfa girer. Durum Göstergeleri: Çevrenin mevcut durumunu ortaya koymaya yönelik göstergelerdir. Genel olarak tüm konsantrasyon ölçümleri bu sınıfa girer. Etki göstergeleri: Çevresel değişikliklerin yol açtığı, neden olduğu en uç noktadaki etkilerdir. Genel olarak çevresel değişikliklerin yol açtığı sağlık sorunları ile ilgili göstergeler bu sınıfa girer. Tepki göstergeleri: Tepki göstergeleri, çevrenin durumundaki değişiklikler karşısında toplumun ve bireylerin gösterdiği tepkileri ve bu değişiklikleri önlemek, telafi etmek, iyileştirmek ya da bu değişikliklere adapte olmak amacıyla yapılan resmi teşebbüsleri içermektedir. Yani çevre kirliliğine karşı getirilen çözümlerle ilgili göstergeler bu sınıfa girer. 7

GÖSTERGELERİN SINIFLANDIRILMASI Kitapçıktaki göstergeleri buna göre aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz; İtici Güç Göstergeleri Baskı Göstergeleri Durum Göstergeleri Etki Göstergeleri Tepki Göstergeleri Nüfus Artış Hızı Kentsel Nüfus Türlerine Göre Yolcu ve Yük Taşımacılığı Yakıta Göre Birincil Enerji Tüketimi Kişi Başına Birincil Enerji Tüketimi Sektörlere Göre Toplam Enerji Tüketimi Birincil Enerji Üretimi Nihai Enerji Yoğunluğu Hava Kirleticileri Emisyonu Su Kullanımı Belediye İçme ve Kullanma Suyu Kaynakları Atık üretim miktarları Tarım Arazilerinin Amaç Dışı Kullanımı Karayolu ve Demiryolu Ağı Motorlu Kara Taşıtı Sayısı Kimyevi Gübre Kullanımı Tarım İlacı Kullanımı Su Ürünleri Üretimi Balıkçılık Filosunun Kapasitesi Turist Sayıları Türlerine Göre Teknolojik Kazalar İstihdamın Sektörel Dağılımı Sera Gazı Emisyonları Sektörlere Göre Toplam Sera Gazı Emisyonları Yağış Sıcaklık Hava Kirleticileri Hava Kirleticileri Kısa Vadeli Sınır Değerlerin Aşım Sayısı Nehir Sularında Oksijen Tüketen Maddeler Tatlı Su Kaynaklarında Besi Maddeleri Yüzme Suyu Kalitesi Genel Arazi Örtüsü Dağılımı Kişi Başına Tarım Alanı Erozyon Tehlikesi Altındaki Alan Ormanlık Alanlar Orman Alanlarının Ağaç Türlerine Dağılımı Mavi Bayrak Uygulamaları Orman Yangınları Trafik Kazalarında Ölüm Deniz Suyu Sıcaklığı Tarım Arazilerinin Amaç Dışı Kullanımı Tehdit Altındaki Tür Sayısı (Biyolojik Çeşitlilik) Türlerine Göre Doğal Afetler Kamu Sektörü Toplam Çevresel Harcamaları Hava Kalitesi İzleme İstasyon Sayısı Atıksu Arıtma Tesisi ile Hizmet Verilen Belediyeler Biyolojik Çeşitlilik için Korunan Alanlar Yaban Hayatı Faaliyetleri Orman Tesis Çalışmaları Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Tüketim İçindeki Payı Birincil Enerji Yoğunluğu Binalarda Enerji Verimliliği Organik Tarım İyi Tarım Uygulamaları Belediye Atıkları Bertarafı Çeşitli Atıkların Bertaraf ve Geri Kazanımı Çevreye Duyarlı Turizm Konaklama Tesisi Sayısı Mali Sorumluluk Sigortası Çevre Mevzuatı Kapsamında Faaliyet Gösteren Laboratuvar Sayısı Çevresel Etki Değerlendirmesi Kararları 8

GÖSTERGELER ÖZET TABLO (ÇEVRE AÇISINDAN ÖNCEKİ YILA GÖRE EĞİLİM) Anahtar Olumsuz Gelişmeler Artan Eğilim Olumlu Gelişmeler Artan Eğilim Nötr Gelişmeler Olumsuz Gelişmeler Azalan Eğilim Olumlu Gelişmeler Azalan Eğilim Karşılaştırmalı Veri Bulunmamaktadır. NÜFUS Nüfus Nüfus Artış Hızı Kentsel Nüfus EKONOMİ Kamu Sektörü Toplam Çevresel Harcamaları Kamu Sektörü Toplam Çevresel Harcamalarının GSYH İçerisindeki Payı (%) HAVA- ATMOSFER- İKLİM Sera Gazı Emisyonları Sektörlere Göre Toplam Sera Gazı Emisyonları Yağış Sıcaklık Deniz Suyu Sıcaklığı HAVA KALİTESİ Hava Kirleticileri Emisyonu Hava Kalitesi İzleme İstasyon Sayısı SU- ATIKSU Su Kullanımı Nehir Sularında Oksijen Tüketen Maddeler Tatlı Su Kaynaklarında Besi Maddeleri Yüzme Suyu Kalitesi Belediyeler Tarafından İçme ve Kullanma Suyu Şebekesi için Çekilen Su Miktarı Atıksu Arıtma Tesisi ile Hizmet Verilen Belediyeler ATIK Düzenli Depolama Tesisi Sayısı Düzenli Depolama Tesisi ile Hizmet Verilen Nüfus Tıbbi Atık Bertarafı (Sterilizasyon) Atık Yağ Geri Toplama Miktarı Atık Pil Toplama Miktarı 9

GÖSTERGELER ÖZET TABLO Atık Akü Toplama Miktarı Ambalaj Atıkları Geri Dönüşüm Miktarı Ömrünü Tamamlamış Lastiklerin Geri Kazanım Miktarı Ömrünü Tamamlamış Araç Sayısının Trafikteki Toplam Motorlu Araç Sayısına Oranı Toplanan Atık Elektrikli ve Elektronik Eşya Miktarı Maden Atıkları Düzenli Depolama Tesis Sayısı Tehlikeli Atıkların Geri Kazanım Oranı Gemi Atık Alım Hizmeti Veren Liman Sayısı ARAZİ KULLANIMI Yapay Bölgeler Tarımsal Alanlar Orman Yeri ve Yarı Doğal Alanlar Sulak Alanlar Tarım Arazilerinin Amaç Dışı Kullanımı Erozyon Tehlikesi Altındaki Alan BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK Toplam Tür Sayısı, Tehdit Altındaki Türler, Endemizm Oranı (%) Korunan Alanlar Korunan Kıyı Uzunluğu Yaban Hayatı Faaliyetleri Ormanlık Alanlar Orman Tesis Çalışmaları Fonksiyonel Ormancılık ALTYAPI VE ULAŞTIRMA Karayolu Yol Ağı Demiryolu Yol Ağı Karayolu Yolcu Taşımacılığı Karayolu Yük Taşımacılığı Demiryolu Yolcu Taşımacılığı Demiryolu Yük Taşımacılığı Motorlu Kara Taşıtı Sayısı ENERJİ Yakıta Göre Birincil Enerji Tüketimi Kişi Başına Birincil Enerji Tüketimi Sektörlere Göre Toplam Enerji Tüketimi Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Tüketim İçindeki Payı Birincil Enerji Yoğunluğu Nihai Enerji Yoğunluğu Binalarda Enerji Verimliliği 10

GÖSTERGELER ÖZET TABLO TARIM Kişi Başına Tarım Alanı Kimyevi Gübre Tüketimi Tarım İlacı Kullanımı Organik Tarım Alanlarının Toplam Tarım Alanları İçerisindeki Oranı (%) İyi Tarım Uygulamaları Üretim Alanı BALIKÇILIK Deniz Balıkçılığı Su Ürünleri Yetiştiriciliği Balıkçılık Filosunun Toplam Motor Gücü TURİZM Turist Sayıları Çevreye Duyarlı Konaklama Tesisi Mavi Bayrak Uygulamaları AFETLER Orman Yangınları Orman Yangını Başına Düşen Yanan Alan Miktarı Mali Sorumluluk Sigortası DİĞER Çevre Mevzuatı Kapsamında Faaliyet Gösteren Laboratuvarlar 11

YÖNETİCİ ÖZETİ YÖNETİCİ ÖZETİ Çevresel Göstergeler Kitapçığı nın amacı; çevre ile sektörler arasındaki ilişkiyi yansıtmak, çevresel etkileri olan bazı faaliyetlerin zaman serisinde gözlenebilmesini, uygulanan çevre politikalarının sonuçlarının izlenebilmesini sağlamak, yapılacak plan, program ve politikaların belirlenmesinde, mevzuat hazırlanmasında yardımcı olmak ve bilgilendirme yapmaktır. Kitapçıkların ilki olan Çevresel Göstergeler 2006 kitapçığı 11 başlık ve 24 göstergeden oluşurken, kitapçıklar zaman içinde yenilenip gelişmiş olup, Çevresel Göstergeler 2013 kitapçığı 15 başlık ve 69 gösterge içerecek şekilde hazırlanmıştır. Çevresel Göstergeler 2013 kitapçığının içeriğine göre; Türkiye de toplam nüfus, 2013 yılı verilerine göre 76.667.864 kişidir. Türkiye de 2012 yılında %1,2 olan nüfus artış hızı, 2013 yılında %1,37 ye yükselmiştir. Kamu sektörünün toplam çevresel harcamaları 2012 yılında 12,8 milyar TL olarak gerçekleşmiş olup, 2010 yılına göre %25,44 oranında artmıştır. Ancak, kamu sektörü için çevresel harcamalar toplamının GSYH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) içindeki payı, 2010 yılında % 0,93 iken, 2012 yılında % 0,91 e düşmüştür. Ülkemizde tarım sektörünün payı gelişmiş ülkelere kıyasla yüksektir. Sanayi ve hizmetler sektörlerindeki istihdamın payı artmaktadır. Ancak hizmetler sektörü gelişmiş ekonomilerde istihdamda %70-80 oranında pay alırken, ülkemizde hala bu düzeye ulaşılabilmiş değildir. 12 Türkiye nin toplam sera gazı emisyonu 1990-2012 yılları arasında 188,4 milyon ton CO 2 eşdeğerinden, 439,9 milyon ton CO 2 eşdeğerine yükselmiştir. Türkiye kalkınma ve sanayileşme düzeyi açısından, henüz diğer OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) ülkeleri, birçok BMİDÇS (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi) Ek-1 ülkesi ve bazı Ek-1 dışı ülkenin gerisinde kalmaktadır. Benzer şekilde Türkiye nin bir birim GSYH yaratırken yol

YÖNETİCİ ÖZETİ açtığı emisyon miktarı da OECD ve dünya ortalamalarının altındadır. Diğer taraftan Türkiye nin sanayi devriminden bu yana en önemli yutak alanı olan atmosferde biriken sera gazı emisyonlarına tarihsel katkısı sadece binde 4 tür. CO 2 eşdeğeri olarak, 2012 yılı sera gazı emisyonları ele alındığında, en büyük payı %70,2 ile enerji kaynaklı emisyonlar alırken, bunu sırasıyla %14,3 ile endüstriyel işlemler, %8,2 ile atık ve %7,3 ile tarımsal faaliyetler takip etmiştir. Türkiye de 2013 yılında ortalama 564,1 mm yağış kaydedilmiş olup 2013 yılında, yağışlarda normaline göre %13, 2012 yıl yağışına göre ise % 24 azalma gözlenmiştir. 2013 yılı Türkiye ortalama sıcaklıkları ise 14,1 C ile 1981 2010 ortalaması olan 13,5 C nin 0,6 C üzerinde gerçekleşmiştir. 1990-2012 yılları hava kirleticileri emisyonlarının durumu incelendiğinde; genel olarak artış görülmektedir. 1990 yılına göre en çok NO X (%93) emisyonlarında artış olduğu, bunu sırasıyla CO (%64), SO 2 (%57), NMVOC (%25), PM 10 (%15) ve NH 3 (%10) emisyonlarının takip ettiği görülmektedir. 2011 yılına göre karşılaştırma yapılırsa; en çok artışın aynı oranla NH 3 (%11) ile PM 10 (%11) emisyonlarında olduğu, bunları CO ve NMVOC emisyonlarının izlediği, NO x emisyonlarında ise azalma olduğu anlaşılmaktadır. Sulama verileri için Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ), diğer su kullanım veri için Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı (TÜİK) verilerinden hareketle Türkiye de 2012 yılı itibariyle çekilen suyun %70,4 ü tarımsal sulamada, %17,2 si sanayide, %12,4 ü içme ve kullanma suyu olarak kullanılmıştır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) nün 2012 de yayınlanan 2006 yılı verilerine göre; su kaynaklarının dünyada %69 u sulama, %19 u sanayi, %12 si kentsel tüketimde, Avrupa da ise %22 si sulama, %57 si sanayi ve %22 si kentsel tüketimde kullanılmaktadır. 2013 yılı verilerine göre; Ergene, Akarçay, Gediz, Susurluk ve Sakarya havzalarında yer alan yüzey suyu izleme noktaları, Yüzeysel Su Kalitesi Yönetimi Yönetmeliği nde yer alan sınır değerler dikkate alınarak değerlendirildiğinde yayılı baskılardan ve noktasal kaynaklardan gelen kirlik sebebiyle havzalarda birçok noktada su kalitesinin IV. kalite (çok kirlenmiş su) sınıfında olduğu görülmektedir. Yapılan çalışma kapsamında, nehir suları kalitesinde özellikle Ergene Havzasının kirliliği dikkat çekerken, göllerden Sarıyer Barajı (Ankara), Eber Gölü (Afyonkarahisar) ve Akgöl (Sakarya) nın kirliliği dikkat çekicidir. Yıllar itibariyle elde edilen sonuçlar kıyaslandığında ülkemizde yüzme suyu kalitesinde sürekli bir iyileşmenin olduğu görülmektedir. 2013 yılında yapılan değerlendirmede, 1208 adet yüzme alanının %82 si A (çok iyi/mükemmel), %16 sı B (iyi kalite) ve %2 si ise C (kötü kalite) sınıfında yer almıştır. 2012 yılında, içmesuyu şebekesi ile hizmet edilen belediye nüfusunun Türkiye nüfusu içindeki payı %83, toplam belediye nüfusu içindeki payı ise %98 olarak tespit edilmiştir. 13

YÖNETİCİ ÖZETİ 2013 yılı sonu itibariyle, atıksu arıtma tesisleri ile hizmet verilen belediye nüfusunun toplam belediye nüfusuna oranı %73 e ulaşmıştır. TÜİK 2012 verileriyle, Türkiye de arıtılan atıksuyun %38,3 üne gelişmiş, %32,9 una biyolojik, %28,5 ine fiziksel ve %0,3 üne doğal arıtma uygulanmıştır. TÜİK verilerine göre; 2010 yılında, Türkiye de en az ikincil (biyolojik) atıksu arıtma tesisine bağlı nüfus oranı %37,58 dir. EUROSTAT (Avrupa İstatistik Ofisi) verilerine göre, 2010 yılında bu oran; B.Britanya için %99,5, Hollanda için %99,4, İsviçre için %97,3, Almanya için %95,3, İspanya için %93, Finlandiya için %83, Polonya için %64,5 dur. 2013 yılı itibariyle Türkiye de, atık düzenli depolama tesisleri ile hizmet verilen nüfusunun toplam belediye nüfusuna oranı %69 dur. 2012 yılında Türkiye nin tüm sağlık kuruluşlarının tıbbi atık miktarı yaklaşık 84.000 ton/yıl olarak hesaplanmıştır. 2013 yılında toplanan atık yağ miktarı 39.645 ton dur. 2013 yılında toplanan atık pil miktarı 560 ton dur. 2013 yılında toplam 61.000 ton akü toplanmış, buradan da 36.600 ton kurşun geri kazanılmıştır. 2011 yılında 2.224.977 ton ambalaj atığı geri kazanılmıştır. 14 2013 yılında 89.000 ton ömrünü tamamlamış lastik geri kazanım tesislerine gönderilmiş, 29.600 tonu çimento fabrikalarında ek yakıt olarak kullanılmıştır. 2013 yılı verilerine göre Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından kaydı silinen 223.429 aracın, %14 ü M1 ve N1 kategorisinde hurda araç olarak değerlendirilmiştir. 2013 yılı itibari ile AEEE (Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyalar) toplama miktarı yaklaşık 9.000 tondur. TÜİK tarafından gerçekleştirilen anket sonuçlarına göre; maden işletmeleri tarafından 2012 yılında 952 milyon ton atık oluşturulmuştur. Toplam oluşturulan atığın 3,2 milyon tonunun, tehlikeli atık niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Sanayiden kaynaklanan tehlikeli atık miktarları Tehlikeli Atık Beyan Sistemi ile derlenmekte olup, sistem sonuçlarına göre 2011 yılı için Türkiye geneli işlem gören tehlikeli atık miktarı: 938.498 ton olarak belirlenmiştir. Bu atıklara maden sektörü atık miktarları dahil edilmemiştir. Bunun 714.466 ton u geri kazanıma yönlendirilmiştir. Türkiye de 1990-2006 yılları arasında tarımsal alanlar ve orman-yarı doğal alanlar azalırken, yapay alanlarda ve su kütlelerinde artış gözlenmektedir. Türkiye de, 2001-2013 döneminde, toplam 974.282 ha tarım arazisinin tarım dışı kullanımına izin verilmiştir.

YÖNETİCİ ÖZETİ Ülkemizde tanımlanmış 15.061 adet tür/alttür bulunmakta olup, bunların 3.930 unu endemik türler oluşturmaktadır. Nadir ve tehlike altındaki tür sayısı 1.284, soyu tükenmiş tür sayısı ise 11 dir. Türkiye denizlerindeki yabancı türlerin sayısı 2005 yılında 263 iken, bu sayı 2011 yılında toplam 422 olmuş, artmaya devam etmektedir. Ülkemizde 2012 yılında toplam korunan alanın ülke yüzölçümüne oranı %7,75 iken bu oran 2013 yılında %10,11 e yükselmiştir. 2010 verileriyle dünya yüzölçümünün yaklaşık %13 ü korunan alandır. Ülkemizde memelilerden 120, kuşlardan 374 ve sürüngenlerden 129 olmak üzere toplam 623 tür koruma altındadır. Türkiye nin toplam orman alanı, 2012 yılı itibariyle 21.678.134 ha dır. Ancak, ülkemiz ormanlarının yarısı bozuk vasıflı olup verimsizdir. Verimsiz orman alanlarının rehabilite edilerek verimli hale dönüştürülmesi önem taşımaktadır. 2013 yılında orman tesis çalışması olarak, 46.656 ha alanda ağaçlandırma, 106.182 ha alanda rehabilitasyon, 83.964 ha alanda erozyon kontrolü, 9.920 ha alanda mera ıslahı, 1975 ha alanda özel ağaçlandırma, 8.921 ha alanda suni tensil çalışması yapılmıştır. Yaşlı orman alanı terimi; kritik durumdaki çoğu orman çalısı türünün yaşamını sürdürme yeteneğinin korunması için gerekli alan olarak tanımlanabilir. Yaşlı orman alanı oranının en az %10 olması beklenir. Ülkemizde bu oran %4,6 dır. 2011 verilerine göre; Türkiye de, 100.000 nüfusa düşen karayolu 90 km, demir yolu 13 km dir. AB 27 ülkelerinde ise bu rakamlar ortalama olarak, sırasıyla; 360 km ve 45 km dir. Yüzölçümü açısından değerlendirildiğinde Türkiye de 1000 km 2 ye düşen karayolu 83 km, demiryolu ise 12 km dir. AB 27 ülkelerinde ise bu rakamlar sırasıyla 422 km ve 52 km dir. 2012 yılı verileriyle karayolu, yurt içi yolcuda (yolcu-km olarak) %91 ve yurt içi yükte (ton-km olarak) %88,1 taşıma payı ile ulaştırma hizmetlerini karşılamada en büyük paya sahiptir. 1979 yılında 1.566.405 olan toplam motorlu kara taşıtı sayısı, özellikle 2004 yılından itibaren hızla artarak, 2013 yılında 17.939.447 ye ulaşmıştır. Türkiye de, 1990 yılı itibariyle, taşkömürü (%11,6), linyit (%18,43), asfaltit (%0,23), kok (%0,13) ve petrokok (%0,5) yakıtlarından kaynaklanan birincil enerji tüketiminin tüketimdeki toplam payı %30,89 dir. 2012 yılı itibariyle ise, taşkömürü (%16,91), linyit (%12,85), asfaltit (%0,39), kok (%0,23) ve petrokok (%2,33) yakıtlarından kaynaklanan birincil enerji tüketiminin tüketimdeki toplam payı %32,71 dir. Türkiye de yıllar itibariyle kişi başına birincil enerji tüketimi olarak katı yakıt tüketiminde bir miktar artma eğilimi görülürken, petrol tüketiminde fazla bir değişiklik olmamıştır. Ancak, yıllar itibariyle kişi başına gaz tüketim miktarının belirgin bir şekilde arttığı 15

YÖNETİCİ ÖZETİ görülmektedir. 1990 yılında kişi başına gaz tüketimi 0,05 TEP (Ton Eşdeğer Petrol) iken, 2012 yılında 0,49 TEP olmuştur. 1990 yılında Türkiye de toplam enerji tüketimi içerisinde yenilenebilir enerji katkısı %18 civarında iken, artan enerji ihtiyacına paralel olarak TÜİK verilerine göre 2012 yılı itibariyle bu oran %10 lara kadar gerilemiştir. TÜİK verilerine göre 2000 yılında enerji ihtiyacının karşılanması için ithalata bağımlılık oranı %67,6 iken, 2012 yılında %74,3 olmuştur. Türkiye de toplam tüketilen enerjinin %40 ı bina sektöründe tüketilmektedir. 2013 yılı sonu itibariyle toplam 139.507 adet bina için Enerji Kimlik Belgesi düzenlenmiştir. 2013 yılı itibariyle, toplam ekilebilir alan (23.811.000 ha) dikkate alındığında kişi başına 0,31 ha tarım alanı düşmektedir. Bitki besin maddesi bazında toplam kimyevi gübre tüketimi 1988 yılında 1.613.692 ton iken, 2013 yılında 2.312.724 ton olmuştur. TÜİK verilerine göre 23,8 milyon ha ekilebilir tarım alanı olduğu dikkate alındığında, 2013 yılı itibariyle hektar başına gübre kullanımı (B.B.M. bazında) 97 kg civarındadır. 2009 verileriyle hektar başına gübre kullanımı (B.B.M. bazında) AB-27 ülkeleri ortalaması 82,5 kg/ha, AB-15 ülkeleri ortalaması ise 95 kg/ha dır. Ülkemizde münferit bazı bölgelerde ve ikinci ürün, üçüncü ürün yetiştirilen alanlarda aşırı gübre kullanımı olmaktadır. 16 Türkiye de toplam pestisit kullanımı 2000 yılında 46.428.641 kg/lt (kg veya lt) iken, 2013 yılında 39.438.637 kg/lt ye düşmüştür. Türkiye de 2013 yılı için toplam organik üretim alanının, toplam tarım alanına oranı %1,95 dir. 2012 yılında, dünyada tarım alanlarının %1 i, Avrupa Birliği ülkelerinde ise tarım alanlarının %7,8 i organik üretim alanıdır. TÜİK verilerine göre; su ürünleri üretimi 2013 yılında bir önceki yıla göre %5,8 azalarak 607.515 ton olarak gerçekleşmiştir. Balıkçı filosunun eriştiği kapasite, kaynaklarımızda avlanabilecek balık miktarı için gerekli olandan üç kat fazladır. Aşırı avcılık sonucu azalan stoklar dolayısıyla gemilerin kw cinsinden elde ettikleri ürün miktarı yıllar itibariyle azalmıştır. Türkiye de 2003 yılında 15.774.505 olan turist sayısı, 2013 yılında 37.794.908 olmuştur. Son 10 yıllık (2004-2013) verilerine göre, ülkemizde yıllık ortalama 2230 adet orman yangını çıktığı ve yılda ortalama 9039 ha orman alanının zarar gördüğü anlaşılmaktadır. Son 10 yılda (2004-2013) yangın başına düşen ortalama alan 4,1 ha olarak gerçekleşmiştir. Türkiye de 1894-2013 yılları arasında meydana gelen (Türkiye Ulusal Afet Arşivi kriterlerine uyan) afet oluş sayıları değerlendirildiğinde, 2082 (%33) adet ile orman yangınlarının en başta geldiği görülmektedir. Bunu 979 (%15) ile heyelan, 691 (%11) ile fırtına, 397

YÖNETİCİ ÖZETİ (%6) ile dolu takip etmektedir. Aynı dönemde, afetlerde en fazla ölüm %95 (94.081 kişi) ile depremlerde olmuştur. Trafik kazalarında %1 (1251 kişi), maden kazalarında %1 (1033 kişi), %3 (2908 kişi) diğer afetlerden ölüm gerçekleşmiştir. Çevre sorunları sadece üretim süreçlerinin bir sonucundan ibaret olmayıp, yaşam tarzımızla ve tüketim alışkanlıklarımızla doğrudan ilgilidir. Günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası olan tüketim alışkanlıklarımızın çevreye olan etkileri de oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Dolayısıyla, tüketim alışkanlıklarımızın çevreye olan etkileri konusunda bilinç düzeyinin ve çevre dostu malların tüketiminin artması bu konudaki baskıyı azaltacaktır. Yasalarla çıkarılan çevre politikalarının uygulanmasının yanında; çevre sorunlarımıza, üretimde teknolojik yaklaşımlar ve tüketimde alışkanlıklarımızın değiştirilmesinin yanı sıra, özellikle de ulaşım, enerji ve tarım sektörlerinin çevreye daha az zarar veren yöntemlere odaklanılması gerekmektedir. Sağlıklı bir kalkınma alt yapısı oluşturulması amacıyla, vatandaşların geniş tabanlı desteğine sahip olan tutarlı, uzun dönemli ve buna rağmen esnek politikaların uygulanması gerekmektedir. Bu da, etkili politika üretmek için kamu bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarının giderek daha vazgeçilmez hale geleceği anlamına gelmektedir. 17

1-NÜFUS 1.1-Nüfus Artış Hızı YILLAR İTİBARİYLE NÜFUS VE NÜFUS ARTIŞ ORANLARININ DEĞİŞİMİ Nüfus artışı, çevre üzerinde baskı yaratan insan faaliyetleri arkasındaki en önemli itici güç olması bakımından önemlidir. 1990-2008 yılları arası ve 2010-2012 yılları arasında nüfus artış hızında azalmalar görülmekle birlikte Türkiye nüfusu sürekli artmıştır. Türkiye de 2012 yılında %1,2 olan nüfus artış hızı 2013 yılında %1,37 ye yükselmiştir.2013 yılı verilerine göre, Türkiye de toplam nüfus 76.667.864 kişi, km 2 başına düşen nüfus ise 2012 ye göre 2 kişi artarak 100 kişi olarak gerçekleşmiştir. Ülkemizde 2012 yılında 30,1 olan ortanca yaş, 2013 yılında önceki yıla göre artış göstererek 30,4 olmuştur [1]. Birleşmiş Milletler in 2012 yılı nüfus projeksiyonlarına göre dünya nüfusu yaklaşık 7 milyar 52 milyon kişidir. 2012 yılında dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 1,1 ini oluşturan Türkiye, nüfus bakımından dünyanın en büyük 18. Ülkesidir [2]. Kaynak: Genel Nüfus Sayımı Sonuçları, 1985-2000 ve Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları, 2007-2013 Not: Yıllık nüfus artış hızı hesaplanırken, bir önceki sayım yılındaki nüfus dikkate alınmaktadır. YILLAR 1990 Nüfus (Bin Kişi) 56.473 Nüfus Artış Hızı (%) 2,17 2000 2008 2009 2010 2011 2012 2013 67.804 71.517 72.561 73.723 74.724 75.627 76.668 1,83 1,31 1,45 1,59 1,35 1,20 1,37 18

1-NÜFUS 1.2-Kentsel Nüfus YILLAR İTİBARİYLE KENTSEL VE KIRSAL NÜFUS ORANLARI Kentsel nüfus çevre değerleri üzerinde itici bir güç olarak karşımıza çıkmaktadır. Kentsel nüfusun hızla artması, buna bağlı olarak kentlerin genişlemesi, alt yapı, ulaşım, konut, sanayi alanı, enerji ihtiyaçlarını arttırırken; atıksu, gürültü, hava kirliliği gibi çevre sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Kentleşme, sanayileşme ve ekonomik gelişmeye paralel olarak yaşanan önemli süreçlerden biridir. Genelde sanayileşmiş ülke nüfuslarının %75 i kentlerde yaşamaktadır. 1927 yılında gerçekleştirilen ilk sayıma göre nüfusu 13.648.270 olan Türkiye de, halkın %75,8 i belde ve köylerde, %24,2 lik bölümü ise il ve ilçe merkezlerinde yaşarken, 1950 sonrasında nüfus kentsel alanlarda toplanmaya başlamıştır. 2013 yılı adrese dayalı nüfus kayıt sistemi verilerine göre; kentsel nüfusumuz 70.034.413, kırsal nüfusumuz 6.633.451 olarak kaydedilmiştir. İl ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlerin oranı 2012 yılında %77,3 iken, 14 ilde büyükşehir belediyesi kurulması ve büyükşehir statüsündeki 30 ilde, belde ve köylerin ilçe belediyelerine mahalle olarak katılmasının önemli etkisiyle bu oran 2013 yılında %91,3 olarak gerçekleşmiştir. Bunun sonucu olarak belde ve köylerde yaşayanların toplam nüfus içindeki oranı %8,7 ye gerilemiştir [1]. Kaynak: TÜİK. Not: 1927-2000 yılları arası Genel Nüfus Sayımı Sonuçları ve 2010-2013 yılları arası Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçları kullanılmıştır. 19

2- EKONOMİ 2.1- Kamu Sektörü Toplam Çevresel Harcamaları KAMU SEKTÖRÜNDE ÇEVRESEL HARCAMALAR Ülkelerin çevresel performansları, ekonomik refah düzeyleri ile doğrudan ilişkilidir. Çevresel harcamalar, çevresel değerlerin korunmasına yönelik, tepki göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Kamu sektörünün toplam çevresel harcamaları 2012 yılında 12,85 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Çevresel harcamaların 2010 yılına göre %25,44 oranında arttığı gözlenmiştir. Ancak, kamu sektörü için çevresel harcamalar toplamının GSYH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) içindeki payı, 2010 yılında %0,93 iken, 2012 yılında %0,91 e düşmüştür. Toplam çevresel harcamaların 7,97 milyar TL sini cari harcamalar, 4,88 milyar TL sini yatırım harcamaları oluşturmaktadır. Çevresel harcamaların %79,7 si belediyelere, %3,3 ü mahalli idare birliklerine, %2,2 si il özel idarelerine ve %14,8 i diğer kamu kurum ve kuruluşlarına aittir [3]. Kamu sektörü toplam çevresel harcamalarının %37,5 ini su hizmetleri, %29,9 unu atık yönetimi hizmetleri, %16,5 ini atıksu yönetimi hizmetleri ve %16,1 ini ise diğer çevresel harcamalar oluşturmaktadır [3]. YILLAR Kamu sektörü toplam çevresel harcamaları (Milyon TL) 3.970 Kamu sektörü çevresel cari harcamalar (Milyon TL) Kamu sektörü çevresel yatırım harcamaları (Milyon TL) Kamu sektörü toplam çevresel harcamalarının GSYH içerisindeki payı (%) 20 2.431 1.539 0,87 Kaynak: TÜİK. Not: Kamu sektörü verileri Belediyer, il özel idareleri, mahalli idare birlikleri ve diğer kamu kuruluşlarından derlenmektedir. Tabloda bulunan değerlerde 2005 yılına kadar belediyeler ve diğer kamu kuruluşları, 2005 yılından itibaren il özel idareleri ve 2006 yılından itibaren mahalli idare birlikleri verileri içerilmiştir. 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2012 4.716 5.437 7.234 9.628 8.136 10.078 10.241 12.848 2.925 3.400 3.913 4.734 5.632 6.589 6.518 7.973 1.791 2.037 3.321 4.894 2.862 3.490 3.723 4.875 0,84 0,84 0,95 1,14 0,86 1,06 0,93 0,91

2- EKONOMİ 2.2- İstihdamın Sektörel Dağılımı Bir ülkede çalışan nüfusun sektörler arası dağılımı, nüfusun çevre üzerindeki baskısının niteliğini ve boyutunu etkilemektedir. Kalkınmanın neredeyse kaçınılmaz bir sonucu olarak tarımdaki istihdam düşmekte, sanayinin ve en çok da hizmetlerin payı artmaktadır. İSTİHDAMIN SEKTÖREL DAĞILIMI YILLAR 2000 2010 2013 Bin Kişi Bin Kişi Bin Kişi (+15 yaş) % (+15 yaş) % (+15 yaş) % TOPLAM 21.580 100 22.594 100 25.524 100 Tarım 7.769 36,00 5.683 25,15 6.015 23,57 Sanayi 3.810 17,66 4.496 19,90 4.956 19,42 İnşaat 1.364 6,32 1.431 6,33 1.782 6,98 Hizmetler 8.637 40,02 10.986 48,62 12.771 50,04 Gelinen nokta itibarıyla ülkemizde tarım sektörünün payı gelişmiş ülkelere kıyasla hala yüksektir. Ülkemizde sanayi ve hizmetler sektörlerindeki istihdamın payı artmaktadır. Ancak hizmetler sektörü gelişmiş ekonomilerde istihdamda %70-80 oranında pay alırken, ülkemizde hala bu düzeye ulaşılabilmiş değildir [4]. Türkiye de 2000 yılından bu yana özellikle tarım sektörü istihdamında azalma yaşanırken, hizmetler sektörü istihdamında artış kaydedilmiştir. Kaynak: TÜİK, Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçları (http://www.tuik.gov.tr/ustmenu.do?metod=temelist) Not: 1) İki bin kişiden az gözlem değerlerinde örnek büyüklüğü güvenilir tahminler için yeterli değildir. Kat görevlileri 2011 yılına kadar idari ve destek hizmet faaliyetleri grubunda yer alırken, 2011 yılından itibaren, alınan karar gereği Gayrimenkul faaliyetleri kapsamı altına alınmıştır. 2) İktisadi Faaliyet Sınıflamasında 2009 yılına kadar NACE Rev-1 kullanılmış, 2009 yılından itibaren ise NACE Rev-2 ye geçilmiştir. 21

3- HAVA- ATMOSFER- İKLİM 3.1- Sera Gazı Emisyonları SERA GAZI EMİSYONLARININ YILLARA GÖRE DEĞİŞİMİ (milyon ton CO 2 eşdeğeri) Sera gazı emisyonları, ülkenin iklim değişimine katkısı ve bu katkının kaynaklara göre dağılımı, emisyonların izlenmesi ve kontrolü açısından önemli olup bir durum göstergesidir. YILLAR CO 2 CH 4 N 2 0 F Bileşenli Gazlar 1990 141,56 1995 174,09 2000 225,61 2005 259,79 2006 277,26 2007 308,65 2008 297,85 2009 299,67 2010 326,85 2011 345,73 2012 357,50 34,05 47,39 53,68 52,55 53,53 55,59 54,03 53,75 57,30 58,05 61,62 12,22 16,82 17,14 14,67 16,05 13,65 13,00 13,91 14,15 13,73 14,79 0,60 0,52 1,66 3,73 4,05 4,49 3,86 3,81 5,19 6,58 5,97 Türkiye nin toplam sera gazı emisyonu 1990 yılında 188,4 milyon ton CO 2 eşdeğerinden, 2012 yılında 439,9 milyon ton CO 2 eşdeğerine yükselmiştir. 2012 yılı toplam CO 2 eşdeğeri emisyonlarının %81,27 ünü CO 2, %14 ünü CH 4, %3,36 ünü N 2 O, %1,36 ünü ise F bileşenli gazlar oluşturmaktadır. CO 2 eşdeğeri olarak 2012 yılı toplam sera gazı emisyonu, 1990 yılına göre %133,4 artış göstermiştir. 2012 yılı sera gazı emisyonlarının CO 2 olarak %70,2 si enerji, %14,3 ü endüstriyel işlemler, %8,2 si atık ve %7,3 ü tarımsal faaliyetler kaynaklıdır. 1990 yılında kişi başı CO 2 eşdeğer emisyonu 3,42 ton/kişi olarak hesaplanırken, bu değer 2012 yılında 5,9 ton/kişi olarak hesaplanmıştır. 22 Kaynak: TÜİK. Not: Arazi kullanımı, arazi kullanım değişikliği ve ormancılıktan kaynaklanan emisyonlar ve yutaklar hesaplamalara dahil edilmemiştir. N 2 O CH 4 CO 2

3- HAVA- ATMOSFER- İKLİM Toplam CO 2 emisyonlarının 2012 yılında, %84,4 ü enerji, %15,6 sı endüstriyel işlemlerden kaynaklanmıştır. CH 4 emisyonlarının %55,7 si atıktan, %34,8 i tarımsal faaliyetlerden ve %9,5 i ise enerji ve endüstriyel işlemlerden kaynaklanmıştır. N 2 O emisyonlarının ise, %73,4 ünün tarımsal faaliyetlerden, %12,8 inin atıktan, %7,1 inin endüstriyel işlemlerden ve %6,7 sinin enerjiden kaynaklandığı görülmüştür [5]. bileşenli gazlar oluşturmuştur. AB-27 sera gazı emisyonlarının büyük yayıcıları; Almanya (%20,1), İngiltere (%12,1), Fransa (%10,7), İtalya (%10,7) ve Polonya (%8,8) olmuştur [7]. 2. Ulusal Bildirimin 2. ve 3. Bölümlerinde Türkiye nin, OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) ve BMİDÇS (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi) Ek-1 listesi ülkeleri arasında kişi başı sera gazı salımı, tarihsel sorumluluk ve kişi başı birincil enerji tüketimi bakımından en düşük değerlere sahip olduğu ortaya konulmuştur. Ayrıca, Türkiye kalkınma ve sanayileşme düzeyi açısından, henüz diğer OECD ülkeleri, birçok BMİDÇS Ek-1 ülkesi ve bazı Ek-1 dışı ülkenin gerisinde kalmaktadır. Benzer şekilde Türkiye nin bir birim GSYH yaratırken yol açtığı emisyon miktarı da OECD ve dünya ortalamalarının altındadır. Diğer taraftan Türkiye nin sanayi devriminden bu yana en önemli yutak alanı olan atmosferde biriken sera gazı emisyonlarına tarihsel katkısı sadece binde 4 tür [6]. 2011 yılı itibariyle Avrupa daki duruma bakılacak olursa, 1990 seviyelerine göre, AB-27 ortalama emisyonları %18,4 azalmıştır. 2011 yılında, toplam sera gazı emisyonları (arazi kullanımı, arazi kullanımı değişikliği ve ormancılıktan kaynaklanan emisyonlar ve yutaklar hariç); AB-27 de 4.550 milyon ton CO 2 eşdeğeri olmuştur. Bunun %82,2 ünü CO 2, %8,5 sını CH 4, %7,4 sini N 2 O, %1,9 unu F 23

3- HAVA- ATMOSFER- İKLİM 3.2-Sektörlere Göre Toplam Sera Gazı Emisyonları Yıllar itibariyle, sera gazı emisyonlarının sektörel dağılımına bakıldığında, toplam emisyonlardaki artışın büyük oranda enerji üretim ve tüketiminden kaynaklandığı görülmektedir. Bunu endüstriyel süreçlerden kaynaklanan emisyonlar takip etmektedir. 2005 yılından itibaren tarımsal faaliyetler ve atıklardan kaynaklanan emisyonların ise fazla değişmediği görülmektedir. Enerji sektöründen kaynaklanan sera gazı emisyonları, 1990 yılında 133 milyon ton CO 2 eşdeğeri iken, 2012 yılında 309 milyon ton CO 2 eşdeğerine yükselmiştir. YILLAR İTİBARİYLE SEKTÖRLERE GÖRE TOPLAM SERA GAZI EMİSYON DAĞILIMI (milyon ton CO 2 eşdeğeri) YILLAR 1990 1995 2000 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Enerji 133 162 213 242 259 289 278 279 285 301 309 Endüstriyel Prosesler 15 24 24 29 31 31 32 33 56 59 63 Tarım Atık 1990 Yılına Göre Değişim (%) 30 10-29 24 27 28 33 58 26 33 76 27 34 86 27 35 103 25 33 96 26 33 97 27 36 114 29 35 125 32 36 133 CO 2 eşdeğeri olarak, 2012 yılı sera gazı emisyonları ele alındığında, en büyük payı %70,2 ile enerji kaynaklı emisyonlar alırken, bunu sırasıyla %14,3 ile endüstriyel işlemler, %8,2 ile atık ve %7,3 ile tarımsal faaliyetler takip etmiştir [5]. Sera gazı emisyonlarının sınırlandırılması ve iklim değişikliğine uyum sağlanması amacıyla hazırlanan İklim Değişikliği Eylem Planında (İDEP) 2011 yılında uygulanmaya başlanmıştır. İDEP te yer alan 541 eylemin gerçekleşme durumunun takip edildiği internet tabanlı İDEP İzleme Sistemi 2013 yılı itibariyle aktif bir şekilde kullanılmaktadır. Kaynak: TÜİK. 24

3- HAVA- ATMOSFER- İKLİM 3.3- Yağış Ülkemiz genelinde yıllık yağış normali 646 mm civarındadır. 2013 yılında (01 Ocak 31 Aralık) ortalama 564,1 mm yağış kaydedilmiştir. Yıllara göre yağış dağılımı incelendiğinde, kurak geçen 2006, 2007 ve çok kurak geçen 2008 yıllarından sonra 2009 yılından itibaren yurdumuzun daha yağışlı bir döneme girdiği görülmektedir. 2013 yılında, yağışlarda normaline göre %13, 2012 yılı yağışına göre ise %24 azalma gözlenmiştir. Bölgesel olarak normaline göre artış sadece % 11 ile Ege Bölgesi nde görülmüş olup, bu artış 70 mm civarındadır. En fazla düşüş ise % 27 ile (100 mm civarında) İç Anadolu Bölgesi nde gerçekleşmiştir. Küresel yağışlar değerlendirildiğinde, 2013 yılında küresel ortalama yağışlar 1961-1990 normalleri civarında (1033 mm) gerçekleşmiştir. Bununla birlikte bazı bölgelerde yağışlar büyük ölçüde değişkenlik göstermiştir [8]. Kaynak: Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Meteoroloji Genel Müdürlüğü 25

3- HAVA- ATMOSFER- İKLİM 3.4-Sıcaklık DÜNYADA VE TÜRKİYE DE YILLIK ORTALAMA SICAKLIK DEĞİŞİMİ 2013 yılı okyanus ve karaların küresel ortalama sıcaklıkları 14,52 C ile 20. yüzyıl ortalaması olan 13,9 C nin üzerinde gerçekleşmiştir. 2013 yılı Türkiye ortalama sıcaklıkları ise 14,1 C ile 1981 2010 ortalaması olan 13,5 C nin 0,6 C üzerinde gerçekleşmiştir. 2013 yılında en düşük sıcaklık -31,5 C ile Ocak ayında Erzurum da, en yüksek sıcaklık ise 44,6 C ile Temmuz ayında Cizre de kaydedilmiştir [9]. 1940-2013 dönemine bakıldığında, Türkiye de en yüksek yıllık ortalama sıcaklık 2010 yılında 15,2 C, en düşük yıllık ortalama sıcaklık ise 1992 yılında 12,3 C olarak gerçekleşmiştir [10]. Türkiye ortalama sıcaklıklarında 1994 yılından bu yana (1997 ve 2011 yılları hariç) pozitif sıcaklık anomalileri mevcuttur [9]. Kaynak: Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Meteoroloji Genel Müdürlüğü 26

3- HAVA- ATMOSFER- İKLİM 3.5- Deniz Suyu Sıcaklığı Atmosferdeki hava olaylarının ve hava kütlelerinin asıl oluşum kaynağı okyanus ve denizlerdir. İklim değişikliğinin en doğru göstergesi deniz suyundaki ısınma ve soğumalardır. Deniz suyunun ısınması ya da soğuması denizlerdeki ekolojik yapıyı değiştirerek pek çok canlıyı etkilediği gibi, denizlerden ekonomik olarak yararlanan önemli bir kesimi de yakından ilgilendirmektedir. 2013 yılı ortalama deniz suyu sıcaklıkları Akdeniz de 21,8 C, Ege Denizi nde 18,9 C, Marmara Denizi nde 15,9 C ve Karadeniz de 15,7 C olarak gerçekleşmiştir. 1970-2013 yılları arası denizlerde ölçülen yıllık ortalama deniz suyu sıcaklıkları ( C olarak) aşağıdaki grafiklerde verilmektedir. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre Türkiye de uzun yıllar ortalama deniz suyu sıcaklıklarında az da olsa bir artış eğilimi görülse de küresel ölçekte ısınmadan şu aşamada söz etmek doğru değildir. Bu sürecin izlenebilmesi amacına yönelik Meteoroloji Genel Müdürlüğü tüm kıyılarımızı temsil edecek nitelikte deniz suyu sıcaklığı ölçüm çalışmalarını bütün denizlerimizi kapsayacak şekilde 2013 yılı sonu itibarı ile tamamlamıştır. Bu sayede denizlerimizle ilgili daha yüksek çözünürlükte bir veri kaynağına sahip olunacaktır. 27

3- HAVA- ATMOSFER- İKLİM DENİZLERDE ÖLÇÜLEN YILLIK ORTALAMA DENİZ SUYU SICAKLIKLARI ( C) Kaynak:Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Meteoroloji Genel Müdürlüğü 28

4- HAVA KALİTESİ 4.1- Hava Kirleticileri Emisyonu Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE) Uzun Menzilli Sınır Aşan Hava Kirliliği Sözleşmesi (CLRTAP) ile ilgili ve sözleşmenin EMEP (Avrupa da Hava Kirleticilerinin Uzun Menzilli Taşınımının İzlenmesi ve Değerlendirilmesi İçin İşbirliği Programının Uzun Dönemli Finansmanı) Protokolü kapsamındaki çalışmalar Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. İlk raporlama 2010 yılında gerçekleştirilmiş olup, yıllık olarak iyileştirmeler hayata geçirilmektedir. Emisyon hesaplamaları uluslararası kabul görmüş rehber dokümandan alınan emisyon faktörleri kullanılarak yapılmıştır. Raporlamaya esas kirleticiler; NO X (azot oksitler), SO 2 (kükürtdioksit), NMVOC (metan olmayan uçucu organik bileşikler), NH 3 (amonyak), PM 10 (partiküler madde), CO (karbonmonoksit) olarak çalışılmaktadır. 1990-2012 yılları emisyonlarının durumu incelendiğinde; genel olarak artış görülmektedir. 1990 yılına göre en çok NO X (%93) emisyonlarında artış olduğu, bunu sırasıyla CO (%64), SO 2 (%57), NMVOC (%25), PM 10 (%15) ve NH 3 (%10) emisyonlarının takip ettiği görülmektedir. 2011 yılına göre karşılaştırma yapılırsa; en çok artışın aynı oranla NH 3 (%11) ile PM 10 (%11) emisyonlarında olduğu, bunları CO ve NMVOC emisyonlarının izlediği, NO x emisyonlarında ise azalma olduğu anlaşılmaktadır. 2012 yılı SO 2 emisyonları; %50 ile elektrik santralleri, %24 ile evsel ısınma ve %18 ile endüstri tesislerinden kaynaklanmıştır. 2012 yılı NO X emisyonları, %34 ile ağır vasıtalar ve %25 ile elektrik santrallerinden kaynaklanmıştır. 2012 yılı NMVOC emisyonları %21 oranı ile evsel ısınmadan kaynaklanmıştır. NH 3 emisyonlarının başlıca nedeni hayvancılık, daha sonra da sentetik gübrelerdir [6]. 2012 YILI HAVA KİRLETİCİLERİ EMİSYONLARININ 1990 VE 2011 YILLARINA GÖRE % (YÜZDE) OLARAK DEĞİŞİMİ % (Yüzde) olarak; SO 2 NO X NMVOC NH 3 CO PM 10 Eğilim (1990-2012) 57 93 25 10 64 15 Eğilim (2011-2012) 3-3 4 11 9 11 Kaynak: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü 29

4- HAVA KALİTESİ 1990-2012 HAVA KİRLETİCİLERİ ULUSAL EMİSYON TOPLAMLARI NO X SO 2 NMVOC NH 3 PM 10 CO Kaynak: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü 30

4- HAVA KALİTESİ 4.2- Hava Kirleticileri 81 ilde Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı kapsamında, Hava Kalitesi Ölçüm İstasyonlarından alınan veriler devamlı olarak izlenmektedir. Bu istasyonlardan alınan veriler sürekli ve çevrimiçi olarak www. havaizleme.gov.tr internet adresinden halkın bilgisine sunulmaktadır. 2013 Yılı PM 10 ortalamalarının en yüksek bulunduğu hava kalitesi izleme istasyonları sırasıyla; Ankara (Sıhhiye), Batman, Afyonkarahisar, Siirt, Bolu, Kahramanmaraş (Elbistan), Manisa, Sakarya, Ankara (Demetevler) ve Denizli 1 dir. SO 2 ortalamalarının en yüksek bulunduğu istasyonlar ise sırasıyla; Afyonkarahisar, İzmir (Şirinyer), Muğla 1, İzmir (Çiğli), Kahramanmaraş (Elbistan), Karabük, Edirne, Batman, Yozgat ve Karaman dır. Hava Kalitesi İzleme İstasyonlarından alınan doğrulanmış saatlik ortalama verilerinden %90 ve üzeri olanlar esas alınarak oluşturulan 2013 yılı ortalamaları değerlendirildiğinde; Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği ne göre PM 10 parametresinde, 2013 yılı için 60 μg/m 3 olan Uzun Vadeli Sınır Değerinin (UVS) 43 istasyonda aşıldığı görülmektedir. SO 2 parametresinde ise 150 μg/m 3 olan UVS değerini aşan istasyon bulunmamaktadır [11]. 2013 YILINA AİT PM 10 ve SO 2 ORTALAMALARININ EN YÜKSEK OLDUĞU HAVA KALİTESİ İZLEME İSTASYONLARI PM İstasyon Adı * 10 (μg/m 3 )** İstasyon Adı * SO 2 (μg/m 3 )** ANKARA (SIHHIYE) 103 AFYONKARAHİSAR 68 BATMAN 97 İZMİR (ŞİRİNYER) 57 AFYONKARAHİSAR 94 MUĞLA 1 46 SİİRT 93 İZMİR (ÇİĞLİ) 41 BOLU 88 KAHRAMANMARAŞ (ELBİSTAN) 38 KAHRAMANMARAŞ (ELBİSTAN) 84 KARABÜK 34 MANİSA 83 EDİRNE 34 SAKARYA 83 BATMAN 30 ANKARA (DEMETEVLER) 82 YOZGAT 26 DENİZLİ 1 82 KARAMAN 25 * 2013 Yılı PM 10 ve SO 2 ortalamaları Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağına bağlı hava kalitesi izleme istasyonları baz alınarak hesaplanmıştır. ** İstasyonlardan alınan valide edilmiş saatlik ortalama verilerinden %90 ve üzeri olanlar esas alınarak değerlendirilmiştir. Kaynak: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, 2013 Yılı, Hava Kalitesi Haber Bülteni 31

4- HAVA KALİTESİ 4.3- Hava Kirleticileri Kısa Vadeli Sınır Değerlerin Aşım Sayısı 2013 yılında hava kalitesi izleme istasyonlarından alınan günlük (24 saatlik) ölçüm verileri kısa vadeli sınır (KVS) değerine göre incelendiğinde; PM 10 ortalamalarında KVS değerini (100 μg/m 3 ) aşan ilk on istasyon sırasıyla; Ankara (Sıhhiye), Batman, Afyonkarahisar, Ankara (Cebeci), Iğdır, Karaman, Kocaeli (Dilovası), Kahramanmaraş (Elbistan), Ankara (Kayaş) ve Ankara (Demetevler) istasyonlarıdır. Aynı dönemde, SO 2 ortalamalarında KVS Değeri (250 μg/m 3 ) ise Şırnak, Hakkari, Tekirdağ, Muğla2 (Yatağan), Afyonkarahisar, Muğla1, Trabzon1, Denizli1, İzmir (Güzelyalı) ve Yozgat istasyonlarında aşılmıştır [11]. Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği ile temel olarak 13 kirleticiye (SO 2, NO 2, PM 10, NO X, Pb, Benzen, CO, Ozon, Arsenik, Kadmiyum, Civa, Nikel ve Polisiklik Aromatik Hidrokarbonlar (PAH)) dair, insan sağlığı ve çevrenin korunabilmesi için sağlanması gerekli olan limit değerler belirlenmiştir. Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği nde belirtilen kısa vadeli sınır değerlerin hedeflenen sınır değere ulaşılana dek kademeli olarak azaltıldığı göz önünde bulundurulduğunda gelecek dönemlerde de sınır değer aşım sayılarının giderek artacağı öngörülmektedir. 32 2013 YILINA AİT GÜNLÜK PM 10 VE SO 2 ORTALAMALARINDA KISA VADELİ SINIR DEĞERİN AŞILDIĞI HAVA KALİTESİ İZLEME İSTASYONLARI VE AŞIM SAYILARI İstasyon Adı PM 10 KVS Aşım Sayısı * İstasyon Adı SO 2 KVS Aşım Sayısı * ANKARA (SIHHIYE) 167 ŞIRNAK 68 BATMAN 127 HAKKARİ 38 AFYONKARAHİSAR 115 TEKİRDAĞ 14 ANKARA (CEBECİ) 103 MUĞLA 2 (YATAĞAN) 13 IĞDIR 102 AFYONKARAHİSAR 10 KARAMAN 101 MUĞLA 1 8 KOCAELİ (DİLOVASI) 100 TRABZON 1 5 KAHRAMANMARAŞ (ELBİSTAN) 97 DENİZLİ 1 4 ANKARA (KAYAŞ) 93 İZMİR (GÜZELYALI) 3 ANKARA (DEMETEVLER) 92 YOZGAT 3 *: Sınır değer aşım sayıları 24 saatlik ölçüm sonuçları üzerinden HKDYY nde belirtilen 2013 yılı için PM 10 parametresinde 100 μg/m 3 sınır değeri, SO 2 parametresinde ise 250 μg/m 3 sınır değeri baz alınarak hesaplanmıştır. KVS: Kısa Vadeli Sınır Değeri ifade eder. HKDYY: 06.06.2008 tarihli ve 26898 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği Kaynak: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, 2013 Yılı, Hava Kalitesi Haber Bülteni İnsan sağlığı ve çevrenin korunabilmesini teminen ülkemizde hava kalitesi sınır değerleri her yıl azalmakta; dolayısıyla mevcut hava kalitesinin iyileştirilmesi için atılması gerekli adımların önemi her geçen yıl daha da artmaktadır.

4- HAVA KALİTESİ 4.4- Hava Kalitesi İzleme İstasyon Sayısı Ülkemizde kurulu bulunan 169 istasyonun büyük bir çoğunluğu kentsel alanda kurulu olup ısınma kaynaklarını temsil eden istasyon tipi özelliğindedir. Kısıtlı sayıdaki istasyonlar trafik ve sanayi kaynak tiplerini temsil etmektedir. Ancak Avrupa Birliği normlarına göre istasyonların temsil ettiği alan tiplerine göre kentsel, kent çevresi ve kırsal; kaynak tiplerine göre ise trafik, ısınma ve sanayiyi temsil eder nitelikte kurulması gerekmektedir. Bu amaçla kurulacak istasyonların yerlerini tespit etmek amacıyla 2011 yılından itibaren ön değerlendirme çalışmaları yürütülmektedir. Avrupa birliği normlarına göre kurulacak istasyon sayılarının belirlenmesinde etken olan nüfus verileri referans alındığında mevcut istasyon sayısının en az 330 adet olması gerekmektedir. Bu kapsamda Bakanlığımızca 2017 yılına kadar bu sayıya ulaşacak şekilde istasyon kurulumları devam etmektedir. YILLAR İTİBARİYLE HAVA KALİTESİ İZLEME İSTASYONLARININ SAYISI Kaynak: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ÇED, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü, Laboratuvar, Ölçüm ve İzleme Dairesi Başkanlığı 33