Sekonder Kore-Ballizm: Otoimmün: Sydenham koresi (Romatik kore) Gebelik koresi (Korea gravidarum) Sistemik lupus eritematozus Periarteritis nodoza



Benzer belgeler
KORE. Yrd.Doç.Dr.M.Uğur Çevik D.Ü.T.F.Nöroloji A.B.D

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

Demans ve Alzheimer Nedir?

Parkinson hastalığı beyindeki hücre dejenerasyonu (işlev kaybı ile hücre ölümü) ile giden bir nörolojik

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ

Antipsikotik ilaçlar

FEBRİL NÖBETLER. Doç Dr. Sema Saltık

Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, Antalya. Demans, bilişsel (kognitif) kapasitenin edinsel ve ilerleyici kaybı şeklinde

Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS)

Küçük Damar Hastalığı; Semptomatoloji. Kürşad Kutluk Dokuz Eylül Üniversitesi 27 Mayıs 2017, İzmir

TRİNÜKLEOTİD TEKRAR HASTALIKLARI. Yrd. Doç. Dr. Ünal ULUCA

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri

Romatizma ve Tedavisi Hakkında Yanlışlar ve Doğrular

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

Motor Nöron ve Kas Hastalıkları. Uzm Dr Pınar Gelener

REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER. Dr Selda KORKMAZ Ģubat 2012

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik

HAREKET SİSTEMİ. Yrd. Doç.Dr. Ertuğrul UZAR. Aktif hareket: Kişinin iradesi dahilinde ve kendi katkısı ile olandır. İstemli hareket.

NÖROMUSKÜLER HASTALIKLAR TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

PARKİNSON HASTALIĞI. Dr Efdal AKKAYA Nöroloji ABD Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi

Dr. Can CELİLOĞLU Adana Numune E.A.H. Çocuk Sağ.ve Hast. Kliniği

Gebelik ve Trombositopeni

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği

Romatizma BR.HLİ.066

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 14 Şubat 2018 Çarşamba. Dr.

IV. FAKTÖR VII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı

FETAL DİSRİTMİLERDE TANI VE YÖNETİM. Rukiye Eker Ömeroğlu Prof. Dr

Tikler Tik bozuklukları: Tik davranışlarını arttıran etmenler: Tik bozukluğuna yol açabilen diğer durumlar:

Antidepresanlar. Duygu durumu dengeleyici ilaçlar. Timoleptik ilaçlar

EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI POST-POLİO SENDROMU. Hasta Kitapçığı PROF.

HEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14

NÖROMUSKÜLER HASTALIKLAR

DEMANS ya da BUNAMA olarak bilinen hastalık

PSİKOFARMAKOLOJİ 3. Antipsikotikler Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları

Karotis ve Serebrovasküler Girişimlerde Komplikasyonlar ve Önlenmesi. Doç Dr Mehmet Ergelen

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE TIP FAKÜLTESİ DÖNEM 3 DERSLERİ

Düşmeler, tıbbi hata kapsamında değerlendirilebilir mi?

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk

anosognozi birincil sıra belirtiler görsel varsanılar

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ

Yaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi

Ayrıca sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki bazı kimyasal maddelerin üretimi de azalır.

Nedenleri tablo halinde sıralayacak olursak: 1. Eksojen şişmanlık (mutad şişmanlık) (Bütün şişmanların %90'ı) - Kalıtsal faktörler:

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

Hemikore İle Prezente Olan İskemik İnme:Olgu Sunumu Ischemic Stroke Presented With Hemichorea: Case Report. Yakup TÜRKEL Erbaa Devlet Hastanesi, Tokat

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor.


Multipl Skleroz da semptomatik tedavi

Omurga-Omurilik Cerrahisi

PSİKOFARMAKOLOJİ 6. Duygudurum Bozuklukları Tedavisi Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji AD Prof. Dr. Filiz Aydın

ALS: MSS ve PSS tutan, ilerleyici ve fatal bir motor noron hastalığıdır.

Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS)

Blau Hastalığı/ Jüvenil Sarkoidoz Nedir

EPİLEPSİLİ HASTAYA GEBELİK DÖNEMİNDE OBSTETRİK YAKLAŞIM

TEK GEN KALITIM ŞEKİLLERİ

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin;

Santral Sinir Sistemi Enfeksiyonlarında Acile Başvuru Şikayetleri ve Gözümüzden Kaçanlar. Doç. Dr. Evvah Karakılıç MD, PhD.

Referans: e-tus İpucu Serisi K.Stajlar Ders Notları Sayfa:353

İYİ HUYLU SÜT ÇOCUĞU NÖBETLERİ. Doç. Dr. Uluç Yiş DEÜTF Çocuk Nöroloji İzmir

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır.

VIII. FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta

Nörolojik Hastalarda Tüple Beslenme Endikasyonları Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman

Prof. Dr. Demir Budak. Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Asiye Nurten

Ekstrapiramidal Sistem ve İstemsiz Hareketler. Dr.Eşref AKIL. Nöroloji AD

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ

Parkinson Hastalığı ile α-sinüklein Geni Polimorfizmlerinin İlişkisinin Araştırılması

Parkinson Hastalığı Olarak Yanlış Tanı Almış Huntington Hastası: Olgu sunumu

Uyku skorlama-2 (Temel EEG grafo elemanlar)

OKB DE KOMORBİDİTENİN VARLIĞI TEDAVİYİ NASIL ETKİLER? Dr.Abdulkadir Tabo

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi. (Nöro-Onkolojik Cerrahi)

Özellikle beyin sapı ve serebellumun tutulumu ile karakterize, kalıtımsal geçiş gösteren dejeneratif bir hastalıktır.

ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM?

Psikofarmakolojiye giriş

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xiii Şekiller Listesi...

Otozomal Dominant ve Otozomal Resesif Bozukluklar. Hüseyin Çağsın 18/09/2015

Ses Kısıklığı Nedenleri:

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

ENG Mesleki İngilizce-II İNGİLİZCE ENG Mesleki İngilizce-II İNGİLİZCE

Transkript:

KORE VE BALLİZM Kore aritmik, hızlı, sıçrayıcı veya akıcı, basit veya kompleks özellikte genellikle ekstremitelerin distalini tutan küçük amplitüdlü istemsiz hareketler olarak tanımlanır. Eğer bu istemsiz hareketin amplitüdü büyükse ve ekstremitenin proksimalini tutuyorsa buna ballizm adı verilir. Koreik ve ballistik hareketler bazen bir arada bulunurlar veya bir hastalığın seyri esnasında birbirlerini izleyebilirler. Koreik hareketler bazen çok belirsiz olabilir ve özellikle çocuklarda normal hareketlerle içiçe geçebilirler. Anormal solunum sesleri, sırıtma ve ekstremitelerde hipotoni koreye eşlik edebilir. Ballizm çoğunlukla hemoraji veya infarkt gibi serebrovasküler hastalıklar sonucu ortaya çıkar. Ballizm vücudun bir yarısına sınırlıysa hemiballizm, her iki vücut yarısında görülüyorsa biballizm, bir ekstremiteye sınırlıysa monoballizm adını alır. Koreik ve ballistik hareketler için putamen, globus pallidus ve subtalamik nukleus kritik yapılardır; ancak ballistik hareketler daha çok subtalamik nukleustaki patoloji sonucu ortaya çıkarlar. Kore-ballizmi altta yatan sebebin niteliğine göre primer ve sekonder olmak üzere iki ana gruba ayırmak mümkündür. Primer kore-ballizm doğrudan beyni tutan nörodejeneratif ya da herediter hastalıklar sonucu ortaya çıkar. Buna karşın sekonder kore-ballizm beyni ikincil olarak etkileyen bozukluklar ya da hastalıklar sonucu ortaya çıkar ve altında pek çok neden yatabilir. Aşağıda kore-ballizme sebep olabilecek hastalıklar liste halinde verilmiştir (Tablo 5). Tablo 5. Kore-ballizm yapabilen hastalıklar Primer Kore-Ballizm: Huntington hastalığı Huntington benzeri hastalık 1,2,3,4 Striatodentat kalsinozis Nöroakantositozis Mc Leod sendromu Ataksi telanjiektezi Dentatorubropallidoluysian atrofi Spinoserebellar ataksiler Prion hastalıkları Selim herediter kore Paroksizmal koreoatetoz Wilson hastalığı Nöroferritinopati Selim kalıtsal kore Sekonder Kore-Ballizm: Otoimmün: Sydenham koresi (Romatik kore) Gebelik koresi (Korea gravidarum) Sistemik lupus eritematozus Periarteritis nodoza Henoch-Schönlein purpurası Behçet hastalığı Antifosfolipid antikor sendromu İmmünizasyon veya infeksiyon sonrası Yapısal nedenler: Serebrovasküler hastalıklar (İnfarkt, Hemoraji) Arteriyovenöz malformasyon Travmatik beyin hasarı Anoksik ensefalopati Multipl skleroz Neoplazmlar Nöroşirürjikal girişimler (talamatomi, subtalamatomi, şant operasyonları) Metabolik:

Beyin demir birikimi Tip I Nöronal lipofüksinozis Pantotenat kinazla ilişkili kore Leigh hastalığı Hipo-hipernatremi Hipokalsemi Hipo-hiperglisemi Hipomagnezemi Hipertiroidizm Hipoparatiroidizm Nütrisyonel (tiamin, vitamin B12 eksikliği) Böbrek hastalıkları Hepatik ensefalopati, hepatoserebral dejenerasyon Porfiri Kernikterus Aminoasid metabolizma hastalıkları Leigh hastalığı Lesch-Nyhan hastalığı Lipid metabolizma hastalıkları Mitokondiriyal miyopati Toksinler ve İlaçlar: Karbonmonoksit Cıva Etanol Talyum Toluen Nöroleptikler Kokain, amfetamin Serotonin geri alınım inhibitörleri Levodopa Antikonvülzanlar Kontraseptifler Lityum Trisiklik antidepresanlar Amantadin Dopamin agonistleri Beta adrenerjikler Teofilin Steroidler Digoksin İnfeksiyonlar ve diğer nedenler: Ensefalitler (Herpes simpleks, HIV) Toksoplazma Sifiliz Tüberküloz Difteri Lyme hastalığı

Kriptokok Creuzfeldt-Jacob hastalığı Sarkoidoz Kardiyak cerrahi sonrası Polisitemi Serebral felç Aşağıda primer ve sekonder koreye neden olan hastalıklardan göreceli olarak sık görülenler ele alınacaktır. Huntington hastalığı Huntington hastalığı (HH) veya Huntington koresi genelde korenin baskın olduğu hareket bozukluğu (kore, distoni, parkinsonizm), psikiyatrik bulgular ve demansın eşlik ettiği herediter nörodejeneratif bir hastalıktır. Hastalık 4. kromozomun kısa kolundaki huntingtin proteinini kodlayan IT-15 veya huntingtin geninin mutasyonu sonucu olur. Huntington hastalığı otozomal dominant geçişlidir ve çok büyük oranda ailevidir; yeni mutasyonlar sonucu sporadik vakaların ortaya çıkması çok nadirdir. Huntington hastalığı çoğunlukla 4. veya 5. dekadda başlar ve kadın-erkek eşit olarak etkilenir. Hastalık yaklaşık %10 oranında 20 yaşından önce (Jüvenil HH) ve %10 oranında da 60 yaşından sonra ortaya çıkar. Huntington hastalığının klinik bulguları motor, psikiyatrik ve kognitifdir. Erişkin başlangıçlı HH genellikle hafif motor koordinasyon güçlüğü, beceriksizlik veya yerinde duramama ile başlar. Daha sonra belirgin koreik hareketler klinik tabloya hakim olur. Kore hastalığın en belirgin bulgusu olmasına rağmen, parkinsonizm bulguları da hastaların hemen hemen hepsinde görülür. Zamanla hastalar akinetik-rijit hale gelirler ve distonik postür ortaya çıkabilir. Yürümede güçlük ve düşmeler sıktır. Okülomotor bulgular HH'nın erken belirtisi olabilir ve hareket bozukluğu olmadan nörolojik muayenede bulunabilir. Sakkadik göz hareketlerinde yavaşlama, göz hareketine başlamada güçlük ve yavaş izleme hareketinde duraksamalar başlıca okülomotor bulgulardır. Dizartri ve disfaji hastalığın ileri basamaklarında görülür, anartriye kadar ilerleyebilir ve aspirasyona sebep olabilir. Terminal dönemde hasta yatağa bağımlı hale gelir. Ölüm aspirasyon pnömonisinden veya diğer tıbbi komplikasyonlardan olur. Bulguların ortaya çıkmasından sonra ölüme kadar geçen ortalama yaşam süresi genellikle 15-20 yıl arasındadır. Kognitif ve psikiyatrik bulgular hareket bozukluğundan önce görülebilir. Kognitif bozukluk ilk olarak sıklıkla hastanın mental esnekliğinde, reaksiyon hızında azalma ile ortaya çıkar ve ön planda frontal işlev bozukluğu ile karakterizedir. Hastalık ilerledikçe global bir mental yıkım, dolayısıyla demans tablosu gelişir. HH'nda en sık görülen psikiyatrik bozukluk depresyondur. Bundan başka mani, obsesif-kompülsif bozukluk, irritabilite, anksiyete, ajitasyon, impulsivite ve apati olabilir. Hastalarda intihara da sık rastlanır.

Jüvenil başlangıçlı HH (Westphal varyantı) erişkin başlangıçlı hastalıktan birkaç özelliği ile ayrılır. Jüvenil başlangıçlı hastalarda görülen hareket bozukluğu genellikle koreden çok parkinsonizmdir. Kore hastalığın seyrinde hiç görülmeyebilir. Hastalığın başlangıç bulguları sıklıkla dikkat güçlüğü, davranış ve kişilik değişikliği, okul performansında düşme, distoni, bradikinezi ve bazen de tremordur. Epileptik ataklar ve hızlı seyirli demans da görülebilir. Bu varyantın ölüme kadar geçen hastalık süresi erişkin vakalardan daha kısadır. Huntington hastalığında en belirgin patoloji kaudat nukleus ve putamende olan atrofidir. Daha az oranda globus pallidus, korteks, talamus ve subtalamusta da atrofi görülür. Mikroskopik olarak korteks, kaudat nukleus ve putamende nöron kaybı vardır ve buna gliozis eşlik eder. Striatumdaki orta büyüklükteki dikensi nöronlarda büyük oranda kayıp gözlenir. Nörogörüntülemede ilerleyici korteks ve kaudat nukleus atrofisi göze çarpar. Huntington hastalığına neden olan 4. kromozomun kısa kolundaki mutasyon, huntingtin geninde normalden fazla CAG trinükleotid tekrarına ve bunun sonucunda da huntingtin proteinindeki glutamin miktarında artışa neden olur. CAG tekrarı 40'ın üzerinde olursa HH ortaya çıkar. CAG tekrar sayısı 30-35 arasında ise premutasyon, 36-39 arasında ise düşük penetranslı hastalık söz konusu olur. Patolojik CAG tekrar sayısı normal sınıra yaklaştıkça, hastalığın ortaya çıkış süresi de genellikle uzar. Huntingtin geninin ürünü olan huntingtin proteininin görevi henüz bilinmemektedir. Huntington hastalığının kesin tanısı huntingtin genindeki CAG tekrar sayısındaki artışın gösterilmesi ile konur. Asemptomatik bireyler için prediktif ve prenatal tanı da mümkündür. HH'nın tedavisi günümüzde sadece semptomatiktir. Korenin tedavisi için dopamin reseptör blokerleri (haloperidol, pimozid, flufenazin, klozapin, olanzapin, ketiapin, risperidon, vb.), benzodiazepinler, dopamin depolarını boşaltan ilaçlar (rezerpin, tetrabenazin), valproat kullanılabilir. Dopaminerjik nörotransmisyonu azaltan ilaçlar hastalığın ileri evrelerinde ve juvenil başlangıçlı hastalarda parkinsonizmi arttırabileceğinden çok dikkatli kullanılmalıdır. Hastada bradikinezi ve rijidite ağırlıklı ise dopamin yararlı olabilir ancak dopaminin koreyi arttırabileceği de unutulmamalıdır. Depresif semptomlar için serotonin geri alınım inhibitörleri kullanılabilir. Sydenham Koresi (romatik kore, St. Vitus dansı, kore minör) Sydenham Koresi (SK) akut romatizmal ateşin majör kriterlerinden biridir. Hastalık A grubu streptokokların neden olduğu farenjit epizodundan sonra haftalar içinde gelişir. Bu süre infeksiyonun başlangıcından 6 ay sonraya kadar uzayabilir ve bazı hastalarda infeksiyon öyküsü alınmayabilir. Sydenham Koresi genellikle 5-15 yaş arasında başlar ancak erişkin yaşlarda da görülebilir. Kızlarda erkeklere göre iki kat daha sıktır. Obsesif-kompülsif bozukluk, irritabilite, öğrenme güçlüğü ve hiperaktivite sık başlangıç bulgularıdır. Bu bulgular koreden önce ortaya çıkabilir, nadiren ensefalopati ve konfüzyon da görülebilir, dizartri, basit vokal tikler tabloya eklenebilir. Kore ani veya basamaksal olarak başlar ve hızlıca jeneralize olma eğilimindedir; ancak

hastaların % 20'sinde hemikore olarak kalabilir. Kas tonusu genellikle azalmıştır ve bu bazen ciddi olarak hastayı yatağa bağlayabilir. Korenin en şiddetli olduğu dönem olan 3-6 ay geçtikten sonra hastalık kendi kendini sınırlar ve 6-9 ay içinde düzelme eğilimi gösterirse de nadir olarak kore daha uzun sürebilir. Bazı çocuklarda hatta erişkin bireylerde tekrarlayan kore atakları olabilir. Gebelik, oral kontraseptif kullanımı ve yeni streptokokal infeksiyonlar atakları tetikleyebilir. Sydenham koresinin patofizyolojisinde otoimmün mekanizmaların rol oynadığı düşünülmektedir. Otoimmün hipoteze göre A grubu streptokoklara karşı yapılan antikorlar, muhtemelen genetik olarak duyarlı kişilerde subtalamus ve kaudat nukleustaki nöronlarla çapraz antikor reaksiyonu oluştururlar. Bazı hastaların kortikostreroidler, plazmaferez ve immünglobulinlerden yararlanması bu hipotezi desteklemektedir. Streptokok infeksiyonunu araştırmaya yönelik tetkikler (antistreptolizin-o, diğer antistreptokokal antikorlar, A grubu streptokoklar için pozitif boğaz kültürü, lökositoz) infeksiyonu göstermek için yararlıdır. Ancak kore genellikle infeksiyonu takiben, bazen de uzun süre sonra ortaya çıktığı için bu tetkikler normal bulunabilir. Beyin omurilik sıvısı analizi nadiren görülen hafif lenfositoz dışında normaldir. Streptokok infeksiyonlarının çocuklarda kore olmadan da tikler, obsesif-kompülsif bozukluk ve diğer psikiyatrik bozukluklara yol açabildiği düşünülmektedir. Bu tablo pediatrik otoimmün nöropsikiyatrik bozukluk ve streptokokal infeksiyon birlikteliği olarak adlandırılır (PANDAS=Pediatric autoimmune neuropsychiatric disorders associated with streptococcal infections). Ancak bu birlikteliğin gerçekten ayrı bir sendrom olup olmadığı hala tartışmalıdır. Syndenham koresinin tedavisinde valproik asit ve nöroleptikler kullanılabilir. Kore hafif ise tedavi gerekmez. Ağır ve ilaçlara dirençli vakalarda kortikosteroidler, intravenöz immünglobulin ve plazmaferez gibi immünsupresif tedavilerin etkili olduğu bildirilmiştir. Aktif streptokokal infeksiyon yirmibir yaşına kadar penisilinle tedavi edilmelidir. Nöroakantositozis Nöroakantositozis kore, distoni, parkinsonizm, oromandibuler diskineziler, motor ve vokal tikler gibi zengin nörolojik bulguların eşlik ettiği nadir nörodejeneratif bir hastalıktır. Çoğunlukla otozomal resesif geçişle uyumlu aile öyküsü vardır. Hastalık genellikle 3. veya 4. dekadda başlar ancak her yaşta görülebilir. Ekstremitelerdeki kore ve orofasyal diskineziler en göze çarpan klinik özelliklerdir. Vakaların üçte birinde nöbetler ve yarısında demans vardır. Periferik aksonal nöropati ve amiyotrofi olabilir. Hastalarda depresyon, anksiyete, paranoid delüzyonlar, obsesif kişilik, kişilik değişiklikleri, apati ve impulsivite gibi psikiyatrik bulgular görülebilir. Yukarıda bahsedilen klinik bulgularla beraber periferik yaymadaki akantosit sayısı % 15'den fazla ise tanı koyulur. Hastaların büyük çoğunluğunda kas enzimleri artmıştır.

Postmortem incelemelerde kaudat nukleus ve putamende belirgin atrofi, gliozis ve nöron kaybı görülür. Ayrıca periferik sinirlerde aksonal dejenerasyon vardır. Hastalığa CHAC genini kodlayan 9. kromozomun uzun kolundaki mutasyon neden olur. Tanı klinik özellikler, uygun aile öyküsü ve periferik yaymada artmış akantositlerin görülmesi ile koyulur. Nöroakantositozisin kesin tedavisi yoktur. Hareket bozukluklarına ve psikiyatrik bulgulara semptomatik olarak yaklaşılabilir. İyi Huylu Herediter Kore İyi huylu herediter kore otozomal dominant geçişli nadir bir hastalıktır. Genellikle erken çocukluk çağında başlar. Çoğunlukla koreik hareketlerden başka nörolojik bulgu yoktur, bazen distoni eklenebilir ve tanımı itibarıyla hastalık ilerleyici değildir. Bazen kore erişkin hayatta tamamıyla düzelir ve çoğunlukla tedaviye ihtiyaç göstermez. Gebelik Koresi (Korea Gravidarum) Gebelik esnasında ortaya çıkan koredir. Hastaların üçte birinden fazlasında geçirilmiş Sydenham koresi öyküsü bulunur. Koreye, gebelikteki progesteron ve östrojen düzeylerindeki yükselmeler sonucu bazal ganglia metabolizmasında olan değişikliklerin rol açtığı düşünülmektedir. Benzer şekilde kore, östrojen veya progesteron alan kadınlarda da ortaya çıkabilir. Gebelik koresi nadiren fetusu da etkiler ve genellikle doğumdan sonra antikoreik ilaç kullanmaya gerek olmadan düzelir. Sistemik Lupus Eritematozus (SLE) ve Antifosfolipid Sendromu Sistemik lupus eritematozuslu hastaların % 5'inden azında kore görülür. Kore SLE'nin tek ve ilk bulgusu olabilir, SLE tanısı korenin başlangıcından yıllar sonra konabilir. Kore genellikle hastalığın erken evrelerinde ortaya çıkar ve hemikore daha sık görülür. Korenin ortaya çıkış nedeni bilinmemektedir. Sistemik lupus eritematozusa eşlik eden kore steroidlere cevap verebilir. Benzer şekilde antifosfolipid antikor sendromunda da kore görülebilir. Kore-Ballizm Tedavisi Kore-ballizmin tedavisi esas nedene yönelik olarak yapılmalıdır. Eğer hareket bozukluğu günlük yaşam aktivitelerinde kısıtlanmaya neden oluyor ya da yaşam kalitesini etkiliyorsa ilaç tedavisi ile kore-ballizm baskılanabilir. Yan etkiler göz önünde tutularak ilaç tedavisine uzun süre devam etmekten kaçınılmalıdır. Koreik ve ballistik hareketlerin semptomatik tedavisi temelde dopaminerjik nörotransmisyonun azaltılmasına dayanır. Dopamin reseptör blokerleri (haloperidol, pimozid, flufenazin, olanzapin, risperidon, ketiapin, klozapin) ve presinaptik dopamin depolarını boşaltan ilaçlar (tetrabenazin, rezerpin) bu grupta yer alırlar. Bunlardan başka benzodiazepinler (klonazepam, diazepam, oksazepam) ve antikonvülzanlar (fenitoin, karbamazepin, valproik asit) tedavide kullanılabilir. Ballizm ilaç tedavisine

oldukça dirençli olabilir. Dirençli vakalarda talamatomi gibi bir cerrahi girişim düşünülebilir. KAYNAK:İTF NÖROLOJİ E-KİTAP