214 Özkıyım girişimi öyküsü olan ve olmayan bipolar bozukluk olgularının mizaç ve klinik Araştırma / Original article Özkıyım girişimi öyküsü olan ve olmayan bipolar bozukluk olgularının mizaç ve klinik özelliklerinin karşılaştırılması Serhat TUNÇ, 1 Yelda YENİLMEZ, 2 Kürşat ALTINBAŞ 3 ÖZET Amaç: Bipolar bozukluğun (BB) gidişinde özkıyım girişimiyle sık olarak karşılaşmaktayız. Son yıllarda BB hastalarının klinik özellikleri ile mizaç özellikleri arasındaki ilişkiyi araştıran birçok çalışma yapılmıştır. Buradan hareketle bu araştırmada siklotimik, irritabl ve depresif mizaç özelliklerinin özkıyım girişimiyle ilişkili olduğu varsayımını sınamak için özgül mizaç özelliklerini ve klinik özellikleri, hastalık öyküsünde özkıyım girişimi olan ve olmayan BB hastalarında karşılaştırmayı amaçladık. Yöntem: Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde DSM-IV-TR ölçütlerine göre bipolar bozukluk-remisyonda tanısıyla izlenen, öyküsünde özkıyım girişimi olan 50 ve olmayan 50 hasta olmak üzere 100 hasta alınmıştır. Kişiler çalışmaya alınmadan önce bilgilendirilmiş ve yazılı onayları alınmıştır. Sosyodemografik veri formu ve TEMPS-A uygulanmıştır. Sonuçlar: Özkıyım girişimi olan BB hastalarının depresif, siklotimik ve irritabl mizaç puanları özkıyım girişimi olmayan BB hastalarından daha yüksek bulundu. Özkıyım girişimi olan BB hastalarında sigara ve alkol kullanımı, ailede psikiyatrik hastalık öyküsü, diğer psikiyatrik hastalıkların olması, çocukluk çağı travma öyküsü, hastalık döneminin süresi, hipomanik/manik kayma öyküsü özkıyım girişimi olmayan BB hastalarından daha yüksek bulundu. Tartışma: Çalışmamız intihar davranışı ile ilişkili risk etkenleri üzerine literatürde bildirilen diğer bulguları doğruladı. Buna ek olarak, biz de depresif, siklotimik ve irritabl mizaç puanlarının özkıyım girişimi olan BB hastalarında daha yüksek olduğunu saptadık. Mizaç değerlendirmesi olası intihar davranışını yordamak için hastaların değerlendirilmesine yardımcı bir değişken olabilir. (Anadolu Psikiyatri Derg 2014; 15:214-220) Anahtar sözcükler: Bipolar bozukluk, mizaç, özkıyım ABSTRACT Comparison of temperament and clinical features of bipolar disorder patients with and without suicide attempt history Objective: Suicide attempt is quite frequently encountered in the course of bipolar disorder (BD). In recent years many studies were conducted for examining the relationship between temperamental characteristics and clinical characteristics of patients with BD. The aim of this study is to compare the specific temperament features and clinical features of BD patients with and without a history of suicide attempt (SA) to test the hypothesis that depressive, cyclothymic and irritable temperament scores are higher in bipolar patients with suicide history. Methods: We enrolled a total of 100 patients, 50 of them with a history of SA, 50 without at Bakirkoy Training and Research Hospital for Psychiatry, Neurology and Neurosurgery. All patients were diagnosed according to DSM- IV-TR criteria for 'bipolar disorder in remission' and signed a written informed consent before study entry. Sociodemographic data were collected and temperament was assessed by the means of TEMPS-A. Results: Depressive, cyclothymic and irritable temperament scores were significantly higher in BD patients with SA than in those without. Moreover cigarette and alcohol consumption, family history for psychiatric illness, presence of other 1 Uzm.Dr., Kars Devlet Hastanesi, Psikiyatri Kliniği, Kars, Türkiye 2 Yrd.Doç.Dr., Kars Kafkas Üniversitesi, Psikiyatri Kliniği, Kars, Türkiye 3 Yrd.Doç.Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Psikiyatri Kliniği, Çanakkale, Türkiye Yazışma adresi / Address for correspondence: Uzm.Dr. Serhat TUNÇ, Kars Devlet Hastanesi, Psikiyatri Kliniği, P.K. 36200 Kars/Türkiye E-mail: drserhattunc@gmail.com Geliş tarihi: 03.06.2013, Kabul tarihi: 23.01.2014, doi: 10.5455/apd.37574
Tunç ve ark. 215 psychiatric disorders, history of childhood trauma, episode duration, history of hypo/manic switch were also significantly higher in the group with than without SA. Discussion: Our study confirmed other findings reported in the literature on risk factors associated with suicide behavior. In addition, we also found that depressive, cyclothymic and irritable temperament scores are higher in patients with SA. The assessment of temperament could be added in the evaluation of patients in order to predict possible suicide behavior. (Anatolian Journal of Psychiatry 2014; 15:214-220) Key words: bipolar disorder, temperament, suicide GİRİŞ Mizaç emosyonel uyarılara doğuştan yapısal olarak belli bir şekilde otomatik tepki gösterme eğilimi; karakter ise bireyin görece olarak değişmeyen, nesnel olarak gözlenebilen davranışları ve öznel olarak bildirilen iç deneyimleri olarak tanımlanmaktadır. 1 Kraepelin (1909-1915) dört temel duygulanım görünümünü belirtmiştir: Tipik depresyonla ilişkili depresif tip, unipolar maniyle ilişkili manik veya hipertimik tip, atipik depresyonla ilişkili irritabl (sinirli) tip ve hem mani, hem de depresyonla ilişkili siklotimik tip. Kraepelin, 1921 - de affektif mizaç ile affektif patoloji arasında bir süreklilik önermiştir. 2 Akiskal ve arkadaşları Kraepelin in temel durumlar kavramını yeniden yaşama geçirerek mizacı duygudurum bozukluklarının temeli olarak sunmuş ve depresif, hipertimik, siklotimik, irritabl ve anksiyöz (endişeli) mizaç olmak üzere beş temel duygulanım mizaç özelliği tanımlamıştır. 3 Sonraki yıllarda affektif mizaç ve bipolar bozukluk (BB) ilişkisine yönelik birçok araştırma yapılmış 4-6 ve farklı affektif mizaç özelliklerine sahip BB hastalarında, hastalığın farklı klinik ve gidiş özellikleri taşıdığı gösterilmiştir. 7 Öte yandan yetersiz tedavi gören veya tedavi görmeyen BB hastalarının yaklaşık %20 sinde özkıyım girişimi görülür 8 ve genel topluma göre özkıyım riski 15 kat fazladır. 9 Özkıyım davranışının nedenleri arasında majör depresif bozukluk (MDB) ve olumsuz yaşam olayları kadar, mizaç özellikleri de önemlidir. 10-12 Birçok çalışma, yetişkinlerde özgül mizaç özellikleriyle özkıyım davranışı arasında güçlü ilişki olduğunu ortaya koymuştur. 10,12,13-21 Biz de buradan hareketle bu araştırmada siklotimik, irritabl ve depresif mizaç özelliklerinin özkıyım girişimi ile ilişkili olduğu varsayımını sınamak için özgül mizaç özelliklerini ve klinik özellikleri, hastalık öyküsünde özkıyım girişimi olan ve olmayan BB hastalarıyda karşılaştırmayı amaçladık. YÖNTEM Çalışmanın örneklemi Çalışmamıza, Ağustos-Aralık 2011 tarihleri arasında Bakırköy Prof.Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Raşit Tahsin Duygudurum Merkezi nde (RTDDM) izlenmekte olan, 18-65 yaşları arasında, en az ilkokul mezunu, DSM-IV-TR ölçütlerine göre bipolar bozukluk tanılı ve en az bir aydır remisyonda olan, Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği puanı <7 ve Young Mani Derecelendirme Ölçeği puanı <5 olan, organik mental bozukluğu olmayan, epilepsi ve/veya başka bir majör nörolojik bozukluk veya nörolojik komponenti bulunan bir fiziksel hastalığı olmayan hastalar çalışmayla ilgili bilgilendirilip katılmayı kabul ettiğine ilişkin yazılı onam verenler çalışmaya alınmıştır. İşlem Çalınmaya alma-dışlama ölçütlerini karşılayan hastalardan ardışık olarak öyküsünde özkıyım girişimi olan 50 ve özkıyım girişimi olmayan 50 hasta araştırmaya alındı. Hastaların sosyodemografik ve klinik gidiş özelliklerine ilişkin bilgiler ülkemizde duygudurum merkezlerinde yaygın kullanılan bir izleme çizelgesi ile toplandı. 22 Hastaların mizaç özellikleri TEMPS-A ile değerlendirildi. Hastalara uygulanan bilgilendirilmiş onam, sosyodemografik veri formu ve ölçekler hastanemiz tıbbi etik kurulu tarafından onaylandı (13.9.2011 gün ve B.10.4.İSM.04.34.26.08-121 sayı). Gereçler Sosyodemografik ve Klinik Veri Formu: RTDDM de izlenen hastalar, Türkiye Psikiyatri Derneği Duygudurum Bozuklukları Bilimsel Çalışma biriminden Özerdem ve Yazıcı 22 tarafından ülkemizdeki duygudurum merkezlerinde kullanılmak üzere geliştirilmiş bulunan Sistematize Kayıt İzleme Programı Türkiye (SKIP-Türk) formu temelinde oluşturulmuş ve geniş bir değerlendirme içeren hasta izleme dosyası ile izlenmektedir. Bu dosyalarda hastaların sosyodemografik verileri, birinci ve ikinci derece akrabalarındaki psikiyatrik bozukluk öyküsü, güncel tedavileri, başvuru anında saptanan bulgu ve belirtileri, yaşam çizelgesi, SCID-I e göre eksen; Anadolu Psikiyatri Derg 2014; 15:214-220
216 Özkıyım girişimi öyküsü olan ve olmayan bipolar bozukluk olgularının mizaç ve klinik I tanıları, bozukluğun gidişiyle ilgili özellikleri; mani, hipomani, depresyon ve karma dönemlerine ilişkin bilgileri çalışmamızda kullanılmak üzere alınmıştır. Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği (HDDÖ): Hamilton tarafından geliştirilen ölçek 17 maddelidir. HDDÖ nün en sık olarak kullanılan 17 maddeli formu dışındaki diğer formları da zaman zaman kullanılmaktadır. Bedensel yakınmaları daha ön planda değerlendirme eğilimindedir. Her madde 0-4 arasında puanlanır. En yüksek puan 53 tür. Türkiye de güvenilirlik ve geçerlilik çalışması Akdemir ve arkadaşları tarafından yapılmıştır. 23,24 Çalışmaya alınan olguların depresif belirtilerinin değerlendirilmesi ve remisyonun belirlenmesi için uygulanmıştır. Young Mani Derecelendirme Ölçeği (YMDÖ): YMDÖ 11 maddeden oluşan ve her biri beş şiddet derecesi ölçen bir derecelendirme ölçeğidir. YMDÖ nün güvenilirlik ve geçerlilik çalışması Karadağ ve arkadaşları tarafından yapılmıştır. 25 Çalışmamızda remisyonun değerlendirilmesi için uygulanmıştır. Mizaç Özelliklerinin Değerlendirilme Ölçeği (TEMPS-A) (Temperament Evaluation of Memphis, Pisa, Paris, San Diego Autoquestionaire): Baskın affektif mizacı değerlendirmek için Akiskal ve arkadaşları tarafından düzenlenmiştir. Özgün ölçek erkekler için 109, kadınlar için 110 maddedir. Türkçeye uyarlanmış şekli depresif, hipertimik, irritabl ve anksiyöz mizaçları belirlemek için 100 maddeden oluşur. Türkçe çevirisinin test-tekrar test güvenilirliği 0.73-0.93 ve Cronbach alfa katsayısı 0.75-0.84 arasındadır. 26 Kişi tüm yaşamını düşünerek maddelere evet veya hayır yanıtı verir. Evet yanıtları 1 puan, hayır yanıtları 0 puanla değerlendirilir. TEMPS-A da depresif mizaç 18 madde, siklotimik mizaç 19 madde, hipertimik mizaç 20 madde, irritabl mizaç 18 madde, anksiyöz mizaç 24 madde ile sorgulanmaktadır. Baskın mizacı değerlendirmek için kesim noktaları sırasıyla 13, 18, 20, 13 ve 18 puandır. Çalışmamızda TEMPS-A öncelikli olarak mizaç özelliklerini belirlemek ve belirlenen hasta gruplarının mizaç özelliklerini karşılaştırmak amacıyla kullanılmıştır. İstatiksel Değerlendirme Çalışmada elde edilen bulgular değerlendirilirken, istatistiksel analizler için SPSS 16 for Windows kullanılmıştır. Çalışma verileri değerlendirilirken tanımlayıcı istatistiksel teknikler (ortalama, standart sapma, frekans) kullanıldı. Normal dağılım gösteren verilerin ikili karşılaştırmasında Student t testi, göstermeyen parametrelerin iki grup arası karşılaştırmalarında Mann Whitney U test kullanıldı. Niteliksel verilerin karşılaştırılmasında ise ki-kare testi, beklenen frekansların karşılanmaması durumunda Fisher ın exact testi kullanıldı. Anlamlılık p<0.05 ve p<0.01 düzeyinde değerlendirildi. BULGULAR Çalışmaya katılanların %60 ı kadın, %52 si evli ve %63 ü çalışmıyordu. Hastaların yaş ortalaması 41.65±8.51 yıl, eğitim süreleri ortalaması 9.98±3.76 yıldı. Bozukluğun ortalama başlangıç yaşı 22.9±6.9 ve bozukluk süresi 18.9±7.8 yıl olarak saptandı. İlk nöbetin tipi hastaların Tablo 1. Özkıyım girişimi olan ve olmayan bipolar bozukluk hastalarının sosyodemografik verileri Özkıyım yok Özkıyım var Sayı % Sayı % Test p Yaşı (Ort.+SS) 40.72±8.83 42.58±8.14 t=-0.32 0.752 Eğitim (Ort.+SS) 9.89±3.82 10.10±3.73 t=-1.10 0.276 Cinsiyet χ 2 =0.17 0.838 Kadın 29 58 31 62 Erkek 21 42 19 38 Medeni durum χ 2 =5.20 0.074 Bekar 19 38 13 26 Evli 27 54 25 50 Boşanmış/dul 4 8 12 24 Çalışma durumu χ 2 =1.54 0.214 Çalışıyor/öğrenci 22 44 15 30 Çalışmıyor 28 56 35 70
Tunç ve ark. 217 %52 sinde mani, %42 sinde depresyon ve ortalama yatış sayısı 2.9±2.4 olarak saptandı. Özkıyım girişimi olan ve olmayan hastaların sosyodemografik özellikleri karşılaştırıldığında istatistiksel açıdan anlamlı farklılık saptanmadı (Tablo 1). Özkıyım girişimi olan grupta sigaraalkol kullanımı olanların oranı özkıyım girişimi olmayan gruba göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksekti (p<0.01). Özkıyım girişimi olmayan grupta aile öyküsü olmayanların oranı özkıyım girişimi olanlara göre daha yüksekti (p<0.05). Bununla birlikte özkıyım girişimi olan grupta diğer psikiyatrik bozuklukları olanların oranının daha yüksek olduğu bulundu (p<0.05). Klinik değişkenler karşılaştırıldığında bozukluğun başlangıç yaşı (p=0.77, t=-0.29), bozukluk süresi (p=0.67, t=-0.42), ilk nöbetin tipi (p=0.09, χ 2 =4.3), toplam bozukluk nöbeti sayısı (p=0.59, z:-0.54) ve toplam yatış sayısı (p=0.34, z=-0.96) açısından özkıyımı olan ve olmayan hastalar arasında istatistiksel açıdan farklılık saptanmadı. Ancak özkıyım girişimi olan BB hastalarında travma öyküsü bulunanların oranı özkıyım girişimi olmayanlardan istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksekti (p=0.001, χ 2 =14.5). Özkıyım girişimi olanların nöbet süresi özkıyım girişimi olmayanlardan istatistiksel olarak anlamlı düzeyde uzundu (p<0.05). Özkıyım girişimi olan grupta manik kayma yaşayanların oranının özkıyım girişimi olmayan gruptan istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksekti (p<0.01). Tablo 2. Özkıyım girişimi olan ve olmayan BB hastalarının TEMPS-A puanları TEMPS-A Özkıyım yok Özkıyım var alt ölçekleri Ort.±SS Ort.±SS Test p Depresif 5.66±3.72 7.22±3.98 t=-2.02 0.046 Siklotimik 6.34±5.35 8.48±5.52 z=-1.98 0.048 Hipertimik 7.38±4.03 8.70±3.82 t=-1.68 0.090 Irritabl 2.08±2.12 3.64±3.61 z=-2.13 0.031 Anksiyöz 4.22±4.42 6.60±6.11 z=-1.94 0.053 TEMPS-A ortalama mizaç puanları depresif mizaç için 6.4±3.9, siklotimik mizaç için 7.4±5.5, hipertimik mizaç için 8.1±3.9, irritabl mizaç için 2.8±3.1 ve anksiyöz mizaç için 5.4±5.4 olarak bulundu. Tüm örneklemde baskın mizaç özelliği olan hasta sayısı oldukça azdı (altı depresif, üç anksiyöz, bir siklotimik). Özkıyım girişimi olan ve olmayan BB hastalarının TEMPS-A alt ölçeklerinden aldıkları puanlar karşılaştırıldığında, özkıyım girişimi olan hastaların depresif, siklotimik ve irritabl mizaç puanları istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulundu (Tablo 2). TARTIŞMA Bildiğimiz kadarıyla bu çalışma hastalık sürecinde özkıyım girişimi olan ve olmayan BB hastalarının TEMPS-A ile değerlendirilen mizaç özelliklerini karşılaştıran ilk çalışmadır. Bu araştırmada depresif, siklotimik ve irritabl mizaç puanları özkıyım girişimi olan hastalarda özkıyım girişimi olmayan BB hastalarına göre daha yüksek saptandı. Bu sonuç bazı mizaç özelliklerinin özkıyım davranışına yatkınlıkla ilişkili olduğu görüşünü desteklemektedir. 15 Rihmer ve arkadaşları 12 TEMPS-A yı kullanarak duygulanımsal mizaç özelliklerini araştırdıkları 150 özkıyım girişimi olan ve 717 sağlıklı kontrolde, özkıyım girişimcilerinde depresif, siklotimik, irritabl ve anksiyöz mizaç özelliklerini anlamlı olarak yüksek saptamıştır. Bu çalışmada özkıyım girişimi olan grupta depresif mizaçtan sonra anksiyöz mizaç özkıyım riski ile en kuvvetli ilişkilendirilen mizaç özelliği olmuştur. Hipertimik mizaç özelliği ise kişiyi özkıyımdan koruyucu mizaç özelliği olarak değerlendirilmiştir. 12 Akbaş ve arkadaşları MDB li 9-18 yaşları arasındaki 114 çocuk ve ergeni annelerini değerlendirmiş, özkıyım girişimi olan grupta anksiyöz mizaç puanları diğer ergenlerden daha yüksek saptanmıştır. MDB li özkıyım girişimi olanların annelerinin irritabl mizaç özelliği özkıyım girişimi için risk etkeni olarak değerlendirilmiştir. 14 Kuşkusuz, bu araştırmanın BB örnekleminde yapılmamış olması nedeniyle bizim araştırmamızla karşılaştırmak güçtür; yine de bizim araştırmamızla benzer biçimde özkıyım ile özgül mizaç özelliklerinin ilişkisine dikkat çekmesi açısından önemlidir. İrritabl mizaç özelliğinin özkıyım girişimi için risk etkeni olarak değerlendirilmesi; daha Anadolu Psikiyatri Derg 2014; 15:214-220
218 Özkıyım girişimi öyküsü olan ve olmayan bipolar bozukluk olgularının mizaç ve klinik karamsar, huzursuzluk yaşayan, yoğun duygu dışa vurumu olan, eleştirel, alaycı tavırlara sahip ve dürtüsel bireyler olarak 3 ve aynı zamanda bozuk sosyal işlev ve kişilerarası ilişkilerle karakterize olması 7 ile ilişkilendirilebilir. Özkıyım girişimi olmayanların annelerindeki hipertimik mizaç özelliği özkıyımdan koruyucu mizaç olarak değerlendirilmiştir. Hipertimik mizacın kişiyi özkıyımdan koruyucu mizaç özelliği olarak değerlendirilmesi, hipertimik mizacın iyimserlik, dışa dönüklük, sosyal olma ve kendine güvenme gibi özellikleri 3 ile ilişkilendirilebilir. Pompili ve arkadaşları, 27 duygudurum bozukluğu olan 346 yetişkin hastayla yaptıkları çalışmada, siklotimik-depresif-anksiyöz mizaç paternini özkıyım riski ile ilişkili olarak saptamıştır. Kesebir ve arkadaşlarının 7 50 özkıyım girişimi olgusu ve 50 özkıyım girişimi olmayan psikiyatri polikliniği olgusunu iyilik döneminde değerlendirdikleri çalışmalarında depresif, siklotimik ve anksiyöz mizaç özkıyım girişimi olan olgularda daha sık görülmüştür. Bu sıklık kadınlarda depresif ve siklotimik mizaç için, erkeklerde anksiyöz mizaç için daha çok olarak saptanmıştır. Azorin ve arkadaşlarının 28 1090 BB hastasını kohort olarak araştırdıkları çalışmada, %35 inin yaşamında en az bir kez özkıyım girişiminde bulunduğu ve özkıyım girişimini tetikleyen etkenlerden biri olarak siklotimik mizaç saptanmıştır. Akiskal 4 siklotimik mizacın gergin duygudurum, patlayıcılık ve öfke nöbetleri, kendini aşırı eleştirme, dürtü ile durgunluk arasında kısa ve düzensiz değişimler, yaratıcı dönemleri verimsiz dönemlerin izlemesi ile ilişkili olduğunu bildirmiştir. Bu özellikler siklotimik mizaç özelliğinin özkıyım için risk etkeni olarak değerlendirilmesine yatkınlık yaratabilir. Özkıyım girişimi olan BB hasta grubunda sigara veya alkol kullanan hasta sayısı, literatürle benzer şekilde anlamlı olarak yüksek saptandı. Madde kötüye kullanımı ve alkol bağımlılığı, sigara içme özkıyım davranışı ile ilişkilidir. 29 Alkol bağımlılığı, madde kötüye kullanımı ve sigara içme agresivite ve dürtüsellikle ilişkili bulunmuştur. 30 Özkıyım girişimi olan olguların daha fazla sigara içmeleri, hastaların nikotinin anksiyolitik, antiagresif ve antiimpulsif etkilerine daha fazla gerek duymasıyla ilişkili olabilir. Aile öyküsü olanlarda özkıyım girişiminin daha yüksek olması ve özkıyım girişimi olan grupta diğer (şizofreni, bipolar ve unipolar dışında) psikiyatrik bozuklukları olanların oranı daha yüksek bulundu. Normal toplum ve özkıyım girişimi olmayan psikiyatri hastalarının kontrol grubu olduğu özkıyım girişiminde bulunanların ailelerinde artmış özkıyım davranışları bildirilmiştir. 31 İkiz çalışmaları monozigotlarda dizigotlara göre daha fazla özkıyım 32 ve özkıyım davranışı 33 için yüksek konkordans bildirmiştir. Buradan genetik etkenlerin özkıyım davranışına yatkınlıkla ilişkili olduğu çıkarılabilir. Araştırmamızın bir diğer önemli bulgusu, özkıyım girişimi olan BB hastalarında travma öyküsü oranının anlamlı derecede yüksek olmasıydı. Bulgumuz, Leverich ve arkadaşlarının 34 BB li 648 hastada özkıyım girişimi ile ilişkili etkenleri inceledikleri çalışmalarının sonuçları ile benzer şekilde çocukluk çağı psikososyal stresörlerinin (örneğin, fiziksel veya cinsel kötüye kullanım veya anne-baba kaybı) yanı sıra, olumsuz yaşam olayları veya sürekli stresörler (yakın akraba veya yakın arkadaşların ölümü, ayrılık, işsiz kalma veya majör finansal sorunlar) BB hastalarında özkıyım girişimi ve tamamlanmış özkıyım için risk olarak gösterildiği genel literatür bilgisi ile uyumludur. 35 Özkıyım girişimi olanların bozukluk nöbeti süresi özkıyım girişimi olmayanlardan anlamlı olarak uzun saptandı. Bu bulgu özkıyım girişimi olan grupta bozukluğun daha ağır seyrettiğinin bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Özkıyım girişimi olan grupta kayma yaşayanların oranının özkıyım girişimi olmayan gruptan anlamlı düzeyde yüksek olduğu saptandı. Mizaç dalgalanmasının tetiklenmesi ve özkıyım eğilimi ilk bakışta birbirleriyle çok ilişkili değil gibi görünse de, antidepresanların depresif hastalarda karma durumlar ve ajitasyon çıkartabileceği veya El-Mallakh ve arkadaşlarının 36 1500 hastayı alarak yaptıkları STEP-BD çalışmasında tanımladıkları Antidepresanlarla ilişkili kronik irritabl disfori (AKİD) de göz önüne alınırsa, aynı zamanda özkıyım eğilimini/girişimlerini de artırabileceği söylenebilir. 37 Duygudurum dengesizliği hızlı kaymalı BB hastalarında erken başlangıç ile ilişkili olmasının yanında, 38-41 MacKinnon ve arkadaşlarının 42 1574 BB li aile üyesiyle yaptıkları çalışmada özkıyım eğilimi ve özkıyım davranışı için de risk olarak saptadıkları literatür bilgisi ile uyumludur. Birçok çalışma özkıyım girişimlerinin bozukluğun erken başlangıç yaşında, bozukluk başlangıcında, ilk depresif nöbet süresince, bozukluğun erken başlangıç döneminde 43-48 daha sık olduğu bildirilmiş ve hastalık süresinin uzunluğu ve ilk tedavi yaşının genç olması özkıyım girişimi ile ilişkilendirilmiştir. Bizim çalışmamızda bu klinik değişkenler açısından anlamlı bir fark saptanmadı. Bu durum çalışmaya özelleşmiş bir
Tunç ve ark. 219 merkezde düzenli izlenen hastaların alınmasından kaynaklanıyor olabilir. Bu sonucun genelleştirilebilmesi için daha geniş kapsamlı, rasgele seçilmiş hastalardan oluşan çalışmalara gerek duyulduğu söylenebilir. Araştırmamızın diğer sınırlılıkları örneklem sayısının görece azlığı, sağlıklı bireylerden oluşan bir kontrol grubunun olmaması ve mizaç özelliklerinin değerlendirilmesinde özbildirim araçlarının kullanılması olarak sayılabilir. Hasta gruplandırması yapılırken özkıyım girişimi öyküsünün temel alınması, henüz özkıyım girişiminde bulunmamış, ancak ileride bulunması olası bazı hastaların özkıyımı olmayan grupta değerlendiriliyor olmasına neden olmuş olabilir. Bu durumu tamamen dışlamak olası olmasa da, bir diğer sınırlılık olarak dikkat çekmektedir. SONUÇ Bulgularımız, BB hastalarında farklı mizaç özellikleriyle özkıyım davranışı arasında bir ilişki olduğuna işaret etmektedir. Bu nedenle, özkıyımla ilişkili özgül mizaç özellikleri ve klinik değişkenlerin belirlenmesi, özkıyımla ölüm riskinin en yüksek olduğu BB hastalarında özkıyımın öngörülmesi ve önlem alınmasını sağlayabilir. KAYNAKLAR 1. Akiskal HS, Hirschfeld MA, Yerevanian BI. The relationship of personality to affective disorders. Arch Gen Psychiatry 1983; 40:801-810. 2. Akiskal HS, Pinto O. Soft bipolar spectrum: footnotes to Kraepelin on the interface of hypomania, temperament and depression. A Marneros, J Angst, (Eds.), Bipolar Disorders: 100 Years After Manic-Depressive Insanity. Dordrecht: Kluwer, 2000, p.37-62. 3. Akiskal HS, Mallya G. Criteria for the soft bipolar spectrum: treatment implications. Psychopharmacol Bull1987; 23:68-73. 4. Akiskal HS. The temperamental foundations of affective disorders. Interpersonal origin and course of affective disorders. C Mund (Ed.), London: Gaskell, Royal College of Psychiatrists, 1996, p.3-30. 5. Akiskal HS, Hantouche EG, Bourgeois ML, Azorin JM, Sechter D, Allilaire JF, et al. Gender, temperament and the clinical picture in dysphoric mixed mania (EPIMAN). J Affect Disord 1998; 50:175-186. 6. Brieger P, Ehrt U, Marnernos A. Frequency of comorbid personality disorders in bipolar and unipolar affective disorders. Compr Psychiatry 2003; 44:28-34. 7. Kesebir S, Vahip S, Akdeniz F, Yüncü Z. Bipolar bozuklukta mizaç ile klinik özelliklerin ilişkisi. Türk Psikiyatri Dergisi 2005; 16:164-169. 8. Khuri R, Akiskal HS. Suicide prevention: the necessity of treating contributory psychiatric disorders. Psychiatr Clin North Am 1983; 6:193-207. 9. Maj M, Akiskal HS, Lopez-Ibor JJ, Sartorius N. İki Uçlu Bozukluk. ET Oral (Çev. Ed.), İstanbul: CSA Medikal Yayın Ajansı, 2002. 10. Rihmer Z. Suicid risk in mood disorders. Curr Opin Psychiatry 2007; 20:17-22. 11. Oquendo MA, Galfalvy H, Russo S, Ellis SP, Grunebaum MF, Burke A, et al. Prospective study of clinical predictors of suicidal acts after a major depressive episode in patients with major depreşsive disorder or bipolar disorder. Am J Psychiatry 2004; 161:1433-1441. 12. Rihmer A, Rozsa S, Rihmer Z, Gonda X, Akiskal KK, Akiskal HS. Affective temperaments, as measured by TEMPS-A, among nonviolent suicide attempters. J Affect Disord 2009; 116:18-22. 13. Zouk H, Tousignant M, Seguin M, Lesage A, Turecki G. Characterization of impulsivity in suicide completers: clinical, behavioral and psychosocial dimensions. J Affect Disord 2006; 92:195-204. 14. Akbaş S, Kesebir S, Böke Ö, Karabekiroğlu K, Sarısoy G, Pazvantoğlu O, et al. Hastaneye başvurusu özkıyım girişimiyle olan ve olmayan majör depresif bozukluklu ergenlerin ve annelerinin mizaç özellikleri. Anadolu Psikiyatri Derg 2010; 11:9-17. 15. Kaplan SJ, Pelcovitz D, Salzinger S. Adolescent physicalabuse and suicide attempts. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 1997; 36:799-808. 16. Nordstrom P, Gustavsson P, Edman G. Temperamental vulnerability and suicide risk after attempted suicide. Suic Life Threat Behav 1996; 26:380-394. 17. Engstrom G, Persson B, Levander S. Temperament traits in male suicide attempters and violent offenders. Eur Psychiatry 1996; 14:278-283. 18. Maser JD, Akiskal HS, Schletter P. Can temperament identify affectively ill patients who engage in lethal or non-lethal suicidal behaviour? A 14 year prospective study. Suic Life Threat Behav 2002; 32:10-32. 19. Kochman FJ, Hantouche EG, Ferrari P. Cyclothymic temperament as a prospective predictor of bipolarity and suicidality in children and adolescent with major depressive disorder. J Affect Disord 2005; 81:181-189. 20. Van Heeringen C, Audenaert K, Van Laere K, Dumont F, Slegers G, Mertens J, et al. Prefrontal 5-HT2a receptor binding index, hopelessness and personality characteristics in attempted suicide. J Affect Disord 2003; 74:149-158. Anadolu Psikiyatri Derg 2014; 15:214-220
220 Özkıyım girişimi öyküsü olan ve olmayan bipolar bozukluk olgularının mizaç ve klinik 21. Grucza RA, Przybeck TR, Spitznagel EL. Personality and depressive symptoms: a multidimensional analysis. J Affect Disord 2003; 74:123-130. 22. Tırpan K, Özerdem A, Tunca Z, Yazıcı O, Oral ET, Kurt E, Vahip S. A Computerized Registry Program for Bipolar Illness in in Turkey. J Affect Disord 2004; 78(Supp.1):142. 23. Aydemir O, Deveci A, İçelli İ. Hamilton Depresyonu Değerlendirme Ölçeği Yapılandırılmış Görüşme Kılavuzu Mevsimsel Duygu Durumu Bozukluğu Versiyonu nun Güvenilirlik ve Geçerliliği. Türkiye de Psikiyatri 2006; 8:18-21. 24. Akdemir A, Örsel S, Dağ İ, Turkcapar H, İşcan N, Ozbay H. Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği nin geçerliği, güvenilirliği ve klinikte kullanımı. 3P Dergisi 1996; 4:251-259. 25. Karadağ F, Oral ET, Yalçın FA. Young Mani Derecelendirme Ölçeğinin Türkiye de Geçerlik ve Güvenilirliği. Türk Psikiyatri Dergisi 2001; 13:107-114. 26. Vahip S, Kesebir S, Alkan M, ve ark. Affective temperaments in clinically-well subjects in Turkey: initial psychometric data on the TEMPS-A. J Affect Disord 2005; 85:113-125. 27. Pompili M, Innamorati M, Rihmer Z, Gonda X, Serafini G, Akiskal H, et al. Cyclothymic-depressive-anxious temperament pattern is related to suicide risk in 346 patients with major mood disorders. J Affect Disord 2012; 136:405-411. 28. Azorin JM, Kaladjian A, Adida M, Hantouche E, Hameg A, Lancrenon S, et al. Risk factors associated with lifetime suicide attempts in bipolar I patients: findings from a French National Cohort. Compr Psychiatry 2009; 50:115-120. 29. Brent DA, Johnson BA, Perper J, Connolly J, Bridge J, Bartle S, et al. Personality disorder, personality traits, impulsive violence, and completed suicide in adolescents. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 1994; 33:1080-1086. 30. Mann JJ, Currier D. Özkıyımı anlama ve önleme. DJ Stein, DJ Kupfer, AF Schatzberg. Duygudurum Bozuklukları Temel Kitabı, ET Oral (Çev. Ed.), İstanbul: Sigma Yayınları, 2007, s.488. 31. Roy A. Family history of suicide. Arch Gen Psychiatry 1983; 40:971-974. 32. Roy A, Segal NL, Centerwall BS, Robinette CD. Suicide in twins. Arch Gen Psychiatry 1991; 48:29-32. 33. Roy A, Segal NL, Sarchiapone M. Attempted suicide among living co-twins of twin suicide victims. Am J Psychiatry 1995; 152:1075-1076. 34. Leverich GS, Altshuler LL, Frye MA, Suppes T, Keck PE Jr, McElroy SL, et al. Factors associated with suicide attempts in 648 patients with bipolar disorder in the Stanley Foundation Bipolar Network. J Clin Psychiatry 2003; 64:506-515. 35. Goodwin FK, Jamison KR. Suicide: Manic-Depressive Illness. New York: Oxford University Press, 2007. 36. El-Mallakh RS, Ghaemi SN, Sagduyu K, Thase ME, Wisniewski SR, Nierenberg AA, et al., STEP- BD Investigators. Antidepressant-associated chronic irritable dysphoria (ACID) in STEP-BD patients. J Affect Disord 2008; 111(2-3):372-377. 37. Grunze HC. Switching, induction of rapid cycling, and increased suicidality with antidepressants in bipolar patients: fact or overinterpretation? CNS Spectr 2008; 13(9):790-795. 38. MacKinnon DF, Zandi PP, Gershon E, Nurnberger JI Jr, Reich T, DePaulo JR. Rapid switching of mood in families with multiple cases of bipolar disorder. Arch Gen Psychiatry 2003; 60:921-928. 39. Carter TD, Mundo E, Parikh SV, Kennedy JL. Early age at onset as a risk factor for poor outcome of bipolar disorder. J Psychiatr Res 2003; 37:297-303. 40. Craney JL, Geller B. A prepubertal and early adolescent bipolar disorder-i phenotype: review of phenomenology and longitudinal course. Bipolar Disord 2003; 5:243-256. 41. Perlis RH, Miyahara S, Marangell LB, et al. Longterm implications of early onset in bipolar disorder: data from the first 1000 participants in the Systematic Treatment Enhancement Program for Bipolar Disorder (STEP-BD). Biol Psychiatry 2004; 55:875-881. 42. MacKinnon DF, Potash JB, McMahon FJ, Simpson SG, Depaulo JR Jr, Zandi PP; National Institutes of Mental Health Bipolar Disorder Genetics Initiative. Rapid mood switching and suicidality in familial bipolar disorder. Bipolar Disord 2005; 7(5):441-448. 43. Guze SB, Robins E. Suicide and primary affective disorders. Br J Psychiatry 1970; 117:437-438. 44. Tsuang MT, Woolson RF. Mortality in patients with schizophrenia, mania, depression and surgical conditions. Br J Psychiatry 1977; 130:162-166. 45. Weeke A. Causes of death in manic-depressives. M Schou, E Stromgren, (Eds.), Origin, Prevention and Treatment of Affective Disorders, London: Academic Press, 1979, p.289-299. 46. Johnson GF, Hunt G. Suicidal behavior in bipolar manicdepressive patients and their families. Compr Psychiatry 1979; 20:159-164. 47. Roy-Byrne PP, Post RM, Hambrick DD, Leverich GS, Rosoff AS. Suicide and course of illness in major affective disorder. J Affect Disord 1988; 15:1-8. 48. Engström C, Brändström S, Sigvardsson S, Cloninger CR, Nylander PO. Bipolar disorder. III: Harm avoidance a risk factor for suicide attempts. Bipolar Disord 2004; 6:130-138.