2013 / 2014 SAYI: 5 Öğrencilerimiz Tiyatroda Haftanın Bazı Başlıkları Anne Baba Olabilme Gerçeğinde Tutarlılık Uçmak Özgürlüktür Öğrencilerimiz Tiyatroda Meclis Başkanlığı Seçimi Küresel Isınma ve Yol Açtığı Sorunlar Sunumu Kalbimiz Cumhuriyet İçin Atıyor
Anne Baba Olabilme Gerçeğinde Tutarlılık Anne baba olabilmek bir sanattır. Desem sanırım iddialı bir cümle söylememiş olurum. Çocuklarımız hayatta en kolay elde ettiğimiz ancak onları hayata hazırlamak için en üst düzeyde çaba harcamamızı gerektiren, eşsiz varlıklarımızdır. Çocuğumuz dünyaya gelmeden onunla ilgili planlar yapmaya, hayaller kurmaya başlarız. Onu nasıl yetiştireceğimizden tutunda abartıp hangi üniversiteden mezun olacağına, hatta eş seçimine kadar tüm detayları düşünürüz. Korumasız ve savunmasız olarak dünyaya gelen çocuğumuzun her şeyini düşünmek kadar doğal bir şey olamaz. Ancak bebeklik döneminden başlayarak en çok dikkat edilmesi gereken temel kural hep gözden kaçar ya da düşünülemez. Bu kural; Anne baba olarak tutarlı olabilmektir. Çocuk yetiştirme bir sanattır derken söz etmek istediğim asıl konu da bu; geçmişimizde bize öğretilenler, yaşam felsefemiz, çocuğumuza bağlılığımız, onun adına mükemmeli istememiz, farkında olabildiğimiz ya da olamadığımız kişisel eksiklerimiz, çevresel duyumlarımız, kültürel ve toplumsal etkiler, okuduğumuz kitaplar, makaleler, gazeteler vb. etkenler, anne veya baba olarak tutarlı davranmamıza engel olabilmektedir. Tutarlı davranamama, hem kendi içimizde hem de eşimizle ortak tavırlarımızda yaşadığımız durumdur. Şu hep anımsanmalıdır ki, tutarlı olabildiğimiz sürece iyi ve doğru bir model olabiliriz. Çocuklarımız bir Ayna gibidir. Onlar anne babalarının bir yansımasıdır. Çocuğumuza iyi bir model olunmalıdır, çünkü siz ona ne verirseniz o da size aynısını geri verecektir. Doğru, dürüst olmasını istiyorsak; önce anne babanın yalan söylememesi gerekmektedir. Somut yaşanmış bir örnek ile detaylandırmak gerekirse; varsayalım evinizdesiniz henüz okula gitmeyin çocuğunuz salonda oyuncakları ile oynuyor, sizde televizyon izliyorsunuz. Cep telefonunuz çaldı. Baktınız pek hoşlanmadığınız bir arkadaşınız sizi arıyor. Açmadınız, kapatmasını beklediniz. Aradan kısa bir süre geçer ve yine telefon çalar, bakarsınız numaraya yine aynı arkadaşınız. Bu arada çocuğunuz oyuncakları ile oynamaktadır. Siz sıkıntınızı belli eden sözcükler söyler telefonu açarsınız. Arkadaşınızla telefonda, inanılmaz derece samimi ve güler yüzle konuşursunuz, sanki o telefonu açmaktan hoşlanmayan siz değilmiş gibi. Arkadaşınız telefonda size evde olup olmadığınızı sorar ve sizinle görüşmek istediğini söyler. Sizin pek hoşlanmadığınız bir arkadaşınız olduğu için gelmesini istemezsiniz. Ve kendisine dışarıda bir arkadaşınızı ziyarette olduğunuzu söylersiniz. Başka bir zaman beklerim diyerek telefonu kapatırsınız. Kapattığınız gibide sıkıntınızı belli eden sözcükler çıkar ağzınızdan. Bu arada çocuğunuzun hala oyuncakları ile ilgilidir. Elbette ki çocuğunuzun sizin yalan söylediğinizi anlamamış olduğunu düşünüyorsunuz. Çünkü o sizinle, yaptığınız görüşme ile hiç ilgilenmedi. Ama gözden kaçırdığınız bir gerçek var ki, çocuklarımız çevrelerinde olup biten her şeyi belleklerine bilinçli ya da bilinçsiz olarak kayıt etmektedirler. Yukarıda yaptığınız görüşmeden bir süre sonra 2
bir arkadaşınız sizinki ile aynı yaşlarda olan çocuğunu alıp sizi ziyarete gelir. Çocuklarınız salonda oynarken sizde yanlarında oturuyorsunuz. Bir ara çocukların oyununa gözünüz takılır. İkisinin de elinde oyuncak cep telefonları birbirleri ile konuşuyorlar. Sizin çocuğunuz diğer çocuğa, evde olmadığını, dışarıda başka arkadaşında olduğunu belirten cümleler kurar. Ve o anda siz bir gerçeğin farkına varırsınız. Karşınızda yansımanız durmaktadır. Siz bir model oldunuz ve çocuğunuza bir şey öğrettiniz. Hem de düşünmeden farkına varmadan. Elbette ki çocuğunuz dünyaya gelmeden öncede anne baba olarak yaptığınız planların içinde bunu öğretmek yoktu. Ancak düşüncenizle davranışınız tutarsız oldu ve siz pekte iyi olmayan bir model oldunuz. Çocuğumuzun eğitiminde tutarlı davranmamızı ve model olmamızı etkileyen etkenlerden toplumsal ve kültürel farklara ilişkin dinamiklere dikkat çekmek istiyorum. İçinde yaşadığımız toplum ve o toplumdan aldığımız kültürel değerler de, çocuğumuza yaklaşımımızı etkiler. Çocuklarını yetiştirirken kimi anne babalar çocuklarına özgür düşünceyi ön planda almayı hedeflerken bazen çocuklarını aşırı sevgi yoğunluğu içerisine düşürmektedir, kimileri ise itaat ve boyun eğmeyi bir meziyet olarak ön plana almayı hedeflerken aşırı baskıcı davranışlarla çocuğa katı bir disiplin içeren eğitim vermektedirler. Aynı toplum içerisinde yetişmiş bile olsa anne babaların yukarıdaki gibi kültürel değerlere bakış açılarındaki farklar, çocuklarını yetiştirmekte tutarsızlıklara neden olabilmektedir. Örneğin, anne, ilkokuldaki çocuğunu aşırı bir sevgi ile sarıp sarmalayıp, bebekmiş gibi davranıyorsa, buna karşılık babanın, okuldaki ve evdeki kurallara uyma konusunda oldukça katı tutum sergilemesi, çocuğun kendine ait düşüncelerini söylemesini engellemesi, itaatkarboyun eğici davranmasını istemesi, çocukta karmaşaya ve tutarsızlığa neden olacaktır. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu analiz etmekte zorlanacak ve dengesizlikler yaşamaya başlayacaktır. Bu tür çelişik tutumla yetiştirilen çocuklar, yaşamlarının ileriki yıllarında nevrotik olma riski taşırlar. Bazı anne babalar çocuklarını yetiştirirken, yetersiz sevgi ve aşırı disiplin içeren sıkı eğitim vermektedir. Örneğin; annenin, sıkı disiplin içeren, genellikle aşırı cezaların uygulandığı, belki de şiddet yolunu seçtiği durumlarda, çocuk aşağılandığını ve horlandığını hissedecektir. Bunun yanı sıra babanın, sevgisini göstermemesi, tamamen çocuğa karşı disiplinsiz ve ilgisiz bir tutum sergilemesinde ise çocuk kendini değersiz ve önemsiz hissedecektir. Böyle bilinçsiz ve tutarsızlıklar içeren bir eğitim alan çocuklarda, saldırgan ve anti sosyal davranışlara eğilim artarken bu tür çocuklarda, karşı çıkma ve saldırganlık gibi yollarda kendilerini kabul ettirme ve kendi iç dünyalarını açıklamakta zorlanma ortaya çıkar. Yukarıdaki örneklerden de görüleceği üzere anne babalar çocuk yetiştirme sanatını icra ederken, sevgi ve eğitim dengesine dikkat etmeleri gerekmektedir. Sevgi ve eğitimi tutarlı verebilen anne babaların yetiştirdiği çocuklar, bağımsız, kendini ifade edebilen, temel güven duyguları gelişmiş, fikirlerini serbestçe söyleyebilen, girişimci, sorumluluk alabilen, yaratıcı, kendisine ve çevresine karşı saygılı, kendilerini gerçekleştirebilen bireyler olarak yetişirler. Bu tür aile ortamında, Anne baba, kurallar koymaz, kuralların yerinde prensipler vardır ve bu prensipleri, anne baba çocuk beraberce belirler. Aynı zamanda, anne baba birbirlerine ve çocuğa olan duygularında açık davranır. Aile içinde güven ve şeffaflık vardır. Problemlerle nasıl baş edebileceğini birlikte araştıran, huzurlu bir aile ortamı vardır. Çocuğunun güçlü bir kişilik yapısına sahip olabilmesini her anne baba ister. Bunun için de çocuğun, tutarlı bir aile ortamında yetişmesi gerekmektedir. Anne babanın uyumlu, tutarlı, dengeli, sevgi ve saygı ilişkisine dayalı baskıcı olmayan bir aile ortamı kurmasına ve yaşatmasına her çocuğun ihtiyacı vardır. 3 Sibel Emniyet Uzm. Psikolojik Danışman
Uçmak Özgürlüktür Okulumuz 4. sınıf öğrencileri, 22 Ekim Salı günü Konak Kültür Evi nde 18. Bursa Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali kapsamında Uçmak Özgürlüktür isimli tiyatro oyununu izlediler. Hezarfen Ahmet ÇELEBİ nin başarma öyküsünü anlatan oyununu öğrencilerimiz büyük bir beğeni ile izlediler. Türk Tiyatrosunun geleneksel öğeleriyle harmanlanan oyun, kuklalar ile esprili bir şekilde seyirciye aktarılmıştır. Karagöz ve Hacivat, kanto, hayal perdesi gibi ayrıntılar da kullanılarak sergilenen oyun öğrencilerimizden büyük alkış aldı. 4
Öğrencilerimiz Tiyatroda 5
Okulumuz 6. sınıf öğrencileri 23 Ekim Çarşamba günü Tiyatro Boğaziçi Topluluğu nun sunduğu Musahipzade ile Temaşa oyununu izledi. Osmanlı döneminde İstanbul u anlatan tiyatro; ortaoyunu ve Karagöz oyunlarının da özelliklerini yansıtan diliyle tüm öğrencilerimizin beğenisini kazandı. 6
Meclis Başkanlığı Seçimi İlkokul öğrencilerimiz 23 Ekim Çarşamba günü kendilerini temsil edecek meclis başkanlarını seçtiler. Yapılan oylama sonucunda oy çokluğuyla Lara KİBAROĞLU ve ekibi İlkokul Meclis Başkanı seçildi. 7
Öğrencilerimizi tebrik ediyor, başarılar diliyoruz. 8
Küresel Isınma ve Yol Açtığı Sorunlar Sunumu Eğitimci yazar Sevgi BALCI nın, Küresel Isınma ve İklim Değişikliğinin Nedenleri ve Yol Açtığı Doğal Afetlerle Bağlantısı konulu sunumu ve imza günü 11 Ekim 2013 Cuma günü okulumuzun Dilek Özcan Oditoryumunda yapıldı. Eğitimci yazarımızın öğrencilerimiz için çevre bilinci; bu konuda üzerimize düşen görevler; hayvan, doğa, kitap sevgisi ve çocuklarda paylaşımla ilgili kitapları sunum günü satışa sunuldu. Okulumuzda gün boyu devam eden satışlardan sonra öğrencilerimiz aldıkları bu kitapları yazarımıza imzalattılar. Yapılan etkinlikler ve satışı yapılan kitaplarla öğrencilerimizin çevreye karşı daha bilinçli olmalarına önemli katkı sağladı. 9
Kalbimiz Cumhuriyet İçin Atıyor 3.ve 4.sınıflarla Görsel Sanatlar Dersinde keçeli kalemlerimizle Kalbimiz Cumhuriyet İçin Atıyor temalı madalyon çalışması yaptık. 10