T.C.. KAYMAKAMLIĞI Özel Anaokulu Müdürlüğü Sayı : 999.405.01/ Tarih :03/01/2014 Konu : 2. Aile Eğitimi Semineri (3 ve 4. Konular) Sayın Velimiz, Anaokulumuzda 25/10/2013 tarihli duyurumuzla düzenlediğimiz, Aile Eğitimleri Seminerleri ile ilgili belirttiğimiz konuları içeren seminerlerimizin 2. si 11/01/2014 tarihinde yapılacaktır. Bu Konular; 1- Tüm öğrenim kademelerinde okuma, aritmetik ve dil testlerinde daha başarılı oldukları, 2- Okul Öncesi Eğitimi alan çocukların, almayan çocuklara oranla daha fazla başarılı oldukları, konuları olup, bu semineri anaokulumuz Psikologu.. tarafından anlatılacaktır. Belirtilen gün ve saatte anaokulumuzda olmanız dileğiyle, gereğini bilgilerinize rica ederim Okul Müdürü
T.C... KAYMAKAMLIĞI Özel.. Anaokulu Müdürlüğü Sayı : 999.405.01/ Tarih :11/01/2014 Konu : 2. Aile Eğitimi Semineri (3 ve 4. Konular) Okul Müdürü.: Sayın Velilerimiz 2. Aile Eğitim Seminerimize geldiğiniz için anaokulumuz adına hepinize çok teşekkür ediyoruz. 1- Okul Öncesi Eğitimi Alan çocukların tüm öğrenim kademelerinde okuma, aritmetik ve dil testlerinde daha başarılı oldukları, 2- Okul Öncesi Eğitimi alan çocukların, almayan çocuklara oranla daha fazla başarılı oldukları anlatılacaktır. Bu seminerimizi anaokulumuz Psikoloğu. tarafından anlatılacaktır. Psikolog.: Sayın velilerimiz 25/10/2013 tarihinde yaptığımız seminerin yararlı olduğunu düşünüyoruz. Eğer geçen seminerle ilgili konularımızda yaşam içerisinde uygunluğu konusunda söyleyecekleriniz var ise, katılımcılarla paylaşalım dedi. Veli : Anne, Baba dışında evde bulunan diğer büyüklerimiz çocuklara sık müdahale ediyorlar. Bizde Anne-Baba olarak saygısızlık etmemek adına bir şey söyleyemiyoruz. Konuyla ilgili yapmamız gereken neler olabilir? Psikolog.: Sayın velilerimiz, diğer büyüklerle ilişkilerde dikkatli olması gerektiği konusunda bu şikayeti her zaman duyabilmekteyiz. Müdahale etmeleri konusunda, çocukların davranışlarının değiştiğini, eğitimin verilmesinin zaman zaman zorlaşabildiği, arkadaşları ile ilişkilerinde verilen öğretileri, görevleri yerine getirmesinde sorumluluğunu aksatabildiğini uygun dille anlatılmalıdır dedi. Veli.: Kardeşler arasında ister istemez kıskançlık konusunda sorunlar çıkabilmektedir. Bazı zaman ister istemez, farklı davranış sergileyebiliyoruz. Düşünceleriniz neler olabiliyor dedi. Psikolog.: Kardeşlik bağı, bir sevgi kaynağıdır. Kardeşler arasında zaman zaman rekabet ve problemler söz konusu olabilir. Kardeşlerin iyi ilişkiler kurması ve bunu sürdürebilmesi zordur, fakat imkânsız değildir. Kardeşler arasında anlaşmazlıkların olması normaldir. Yetişkinler nedenini bilmedikleri tartışmaların içine girmemeli ve taraf olmamalıdır. Çocuklar anne-babadan yardım alamayacağını, tartışma konusunu kendilerinin çözmeleri gerektiğini bilmelidirler. Çocuklardan birinin korunması halinde, diğer çocukta kardeşine ve anne-babasına karşı öfke ve düşmanca duygular oluşabilir. Bu nedenlerle aralarında çıkan tartışmalarda, her zaman taraf değil, arabulucu olmaya gayret edin dedi. Okul Müdürü : Sayın velilerimiz başka sorunuz yoksa konulara geçelim dedi. Velilerden başka soru olmadığında Seminer konularına geçildi. Veli..: Aile Eğitim Semineri 3 konumuzla ilgili, aslında her iki konumuz arasında bir bağlantı bulunmaktadır. Seminerimizin anlatımı sırasında her iki konuda zaman zaman beraber işlenecektir. Sayfa-1
Psikolog.: Sayın velilerimiz, bazı çocuklarda öğrenme güçlüğü gerilik, bozukluk, ya da konuşma, dil, okuma, yazma, aritmetik gibi gelişimsel alanların bazılarında gecikmeler veya beyin hasarına ya da duygusal, davranışsal bozukluklara bağlı olarak ortaya çıkan psikolojik düzensizliklerin sonucu oluşan başarısızlıklar olarak tanımlanır. Öğrenme güçlükleri ile ilgili olarak yapılan tanımlara bakıldığında şu temel yapının ön planda olduğu görülebilir. Öğrenme güçlükleri bireylerin kendi içlerinde ve bireyler arasında olmak üzere farklı yapılarda kendini gösterebilir. Bireylerin kendi içlerinde güçlü yanları olabildiği gibi güçsüz yanları da olabilir. Ayrıca bireyler arasında da buna benzer farklılıklar olmaktadır. Öğrenme güçlükleri bireylerin okuma, dinleme, konuşma, yazma ve/ veya aritmetik becerileri kazanımları ve kullanımları sırasında yaşadıkları zorluklar sonucunda ortaya çıkar. Öğrenme güçlüklerinin temelinde kalıtsal özellikler bulunabilir. Bu durum merkezi sinir sisteminin gelişimindeki farklılıkla ilişkili olabilir. Bu gelişimsel farklılıklar zaman içinde kendiliğinden ortadan kaybolmaz fakat farklı yaşam dönemlerinde ağırlık derecesi ve ifade edilme durumu açısından değişiklikler de bulunabilir. çok çeşitli bilişsel becerilerin gelişmiş olması gereklidir. Öğrenme, normal gelişim aşamalarından geçmenin yanı sıra bazı becerilerin gelişmesine de bağlıdır. Bunun için de dikkat, algılama, kavrama, sıralama, canlandırma, akılda tutma, isimlendirme, analiz-sentez gibi ARİTMETİK BECERİLERİN GELİŞİMİ: Normal gelişen çocuklar, gelişim basamakları içinde matematik becerileri de sırayla kazanırlar. Çocukların aritmetik öğrenmeye başlamadan önce belirli gelişim aşamalarından geçmesi gereklidir. Örneğin miktar kavramı, aradaki farkı kavrama aritmetik işlemlerin önkoşuludur. Çocuk önce her rakamın belli obje sayısını temsil ettiğini, sayıların parçalardan oluşan bir bütünü temsil ettiğini öğrenir. Çocuklar ancak bunları anladıktan sonra aritmetik ile ilgili kavramları tanıması önemli olmakla birlikte bazı çocuklar konuşulan dil ile de bağlantılı ve matematiksel simgeler, çizimler (somut) ile matematiksel düşünme (soyut) arasında bir köprü görevinin öğrenilmesi önemlidir. Matematiksel dil edinilmesi de, konuşulan dil, dinleme, okuma-yazmaya hazırlık becerileriyle yakından ilişkilidir. Sayfa-2
Çocuklar yaşamlarının ilk yıllarında nesnelerin şekillerini onu ağzına alarak veya ona dokunarak keşfedebildikleri, iki nesneli bir grubun, üç nesneli bir gruptan farklı olduğunu algılayabildikleri saptanmıştır. Benzer şekilde, erken yıllarda çocukların, küçük nesne grupları sunulduğunda, hangi grubun daha fazla olduğunu anlayabildikleri ve bir gruba nesne eklendiğinde o grubun fazlalaştığını algılayabildikleri, toplama ve çıkarmanın temel ilkelerine sahip olabildikleri tespit edilmiştir. Üç ve dört yaşındaki çocukların bir, iki, üç, dört, beş, altı diyerek sayması, beş yaşındaki çocuğun ise sayıların yanında şekiller ve biçimlerle ilgilenmesi, yaptığı binanın ne kadar büyük olduğunu anlatması, kuleleri temsil eden iki silindir ile bir kale yaparak ve üzerlerine üçgen bloklar koyarak üç boyutlu simetrik yapılar oluşturması matematik gelişiminin erken yıllarda görünür şekilde ortaya çıkmış olduğunun önemli kanıtlarından sayılmıştır. Günümüzdeki araştırmacılar ise erken çocukluk yıllarında çocukların matematiği öğrenmesi için günlük deneyimin yanı sıra içinde bulundukları çevrenin önemine de dikkat çekmektedirler çünkü çocuklar matematiği çevrelerindeki dikkat çeken ve dikkati etkileyen durumlarla bağlantılı olarak anlayabilmektedirler Çocukların içinde bulundukları ilk çevreleri ev ortamıdır. Araştırma sonuçları, ailelerin ev ortamında matematiksel gelişim için yaptığı uygulamaların sıklığının ve çeşidinin çocuklarda matematiksel gelişimi desteklemede etkili olduğunu göstermektedir Ailenin eğitim durumunun, matematiğe olan bakış açılarının, evde çocuğa sunulan matematiksel etkinliklerin kalitesinin, karşılaştıkları problemleri çözmede onlara verilen desteğin çocukların matematik gelişimleri üzerinde önemli etkisinin bulunduğu kabul edilmektedir. Anaokulumuzda matematik dilini sıklıkla kullanıldığında, çocukların matematiksel bilgileri gün boyunca ve program çerçevesinde kazanmalarına yardımcı olmaları gerekmektedir Sayfa-3 Çocuklar, okulöncesi eğitim kurumlarında serbest oyun oynarlarken, sınıf içinde, genellikle, uygulanan biçimsel etkinliklere nazaran daha fazla dille ilgili etkileşim içine girerler. Konuşmaya yönelik ihtiyaçlarını tatmin edebileceklerini keşfederler yine konuşmaya yönelik yeterlilik kazanırlar ve dile gereken önemi vermeyi öğrenirler. Karşılıklı iletişimde etkileşim çok önemlidir. Çocuklar hamur, çamur, boyama,
bloklarla, çivilerle oynama ya da kum ve su etkinlikleri içindeyken hem konuşur hem de karşılarındakini dinlemeye çalışırlar. Konuşurken kendilerini rahat hissederlerse, dille ilgili deneyimlerden daha da zevk alırlar. Evcilik köşesi gibi alanlarda oynarlarken bildikleri rolleri taklit eder ve birbirleriyle iletişime girerler. Kahvaltı ya da yemek zamanları doğal konuşma örneklerinin oluşturulmasında önemli rol oynamaktadır. Biz öğretmenler olarak, çocukların ilgilerine yönelik sağlayacağımız deneyimler, çocukların hiç bilmedikleri yeni durumlar hakkında konuşmalar yapmasına olanak sağlayarak dili zenginleştirmeleri yönünde önemli rol oynamaktayız. Anaokulumuzda verdiğimiz kavram eğitimi ile film, slayt, video, tiyatro vb. görme-işitme araçlarından yararlanma ve ilgili yorumları yapma; şiir-tekerleme-parmak oyunları; müzik (Şarkı söyleme, radyo-teyp gibi araçlardan yararlanarak müzik dinleme), drama; hikâye anlatma ve dinleme etkinlikleri; aritmetiksel oyunlar, günlük yaşantısı sırasında, her durumda çocuğun sorduğu soruları cevaplandırma; çocuğun veya yetişkinin yaptığı işleri sözel olarak ifade etme ve karşılıklı tartışma gibi etkinlikler çocuklara yeni sözcükler kazandırarak, sözcük dağarcığının gelişimini desteklemekte ve çocuğun çocuk ile olan iletişimini olumlu yönde pekiştirmektedir. Okul öncesi dönemde gelişim ve öğrenmenin çok hızlı olduğu ve birçok davranış özelliğinin kazanıldığı bilinmektedir. Okul öncesi dönemi kapsayan ilk altı yaş dönemi çocukların bedensel, zihinsel ve sosyal gelişimlerinin çok hızlı olduğu bir dönemdir. Öğrenmenin doğumla başladığı ve erken yaşlardaki öğrenmenin sonraki yaşlardaki öğrenmeye temel oluşturduğu düşünüldüğünde, eğitimin erken yaşta başlamasının önemi de ortaya çıkmaktadır. Bu dönemde çocuklar kendi gelişim özelliklerini, yeteneklerini, gereksinimlerini ve ilgi alanlarını tanımadıklarından, duygu ve düşüncelerini ifade etmede güçlük içinde olduklarından dolayı, onlarla ilgilenen yetişkinlerin çok bilinçli ve dikkatli olmaları gerekmektedir dedi. Veli : Çocuklar yaşamlarında matematiği pek sevemiyorlar. Okul ortamında bulunan çocukların bu yaşlarda sevmeleri açısından öğretmenlerin materyallerle eğitici oyunları öğretmesi, çocuklar arasındaki işbirliğine çok önem vermeleri gerekiyor dedi. Psikolog.:: Çocuklar dil kurallarına uygun bir şekilde konuşmayı doğal olarak öğrenmektedirler. Hikâye dinleme, müzik, dramatizasyon, şiir okuma gibi etkinlikler; çocuğun dinleme, anlama, dili kullanma, eleştirme, taklit etme, bağımsız düşünebilme ve sonuç çıkarma gibi becerilerini geliştirdiği için dil gelişimi etkinlikleri arasında yer almaktadır. Sayfa-4
Yapılan İlgili Araştırmalarda, Anlar çocukta dil gelişimi ve dil gelişimi üzerinde ana baba eğitim düzeyinin etkisini incelendiği araştırmasında; ana babalarının eğitim düzeyi yüksek olan çocukların, ana babalarının eğitim düzeyi daha düşük olan çocuklardan daha ileri olduklarını ve aradaki farkın 12-60 aylar arasında istatistiksel olarak anlamlı olduğunu belirtmiştir. Farklı sosyoekonomik ve kültürel çevreden gelen ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin dil gelişimine okulun etkisi incelenmiş, araştırma sonucunda, öğrenim yılı başı ve sonunda alt ve üst sosyoekonomik Kültürel düzeylerden gelen ilkokul birinci sınıf öğrencilerine uygulanan testler sonucunda; alt sosyoekonomik düzey ve çevreden gelen öğrencilerin yılsonu puanları, üst sosyoekonomik düzey ve çevreden gelen öğrencilerin ilkokula başlama zamanındaki puanlarından düşük bulunmuştur. Yine yapılan bir araştırmada da, anaokulunun dil gelişimine etkisi incelenmiş ve araştırma sonucunda; özellikle anaokuluna devam eden daha düşük zekâ bölümüne sahip ve alt sosyoekonomik düzeyden gelen ayrıca anneleri ilk ve orta eğitim düzeyinde olan çocukların, anaokulunda alınan eğitim sonucunda dil gelişimlerinin olumlu yönde etkilendiği görülmüştür. Yine yapılan bir diğer araştırmada da; okulöncesi eğitim kurumlarına giden ve gitmeyen ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin alıcı ve ifade edici dil düzeyleri karşılaştırılmıştır. Araştırma sonucunda, okulöncesi eğitim kurumuna giden ve gitmeyen öğrencilerin alıcı ve ifade edici dil düzeyleri arasında okulöncesi eğitim kurumuna giden öğrenciler lehine anlamlı fark bulunmuştur. Okulöncesi eğitim kurumuna giden öğrencilerin sözcük dağarcıkları ve dili anlama ve kullanma düzeylerinin okulöncesi eğitim kurumlarına gitmeyen öğrencilerden daha yüksek olduğu ve ilkokula başlamak için daha hazır oldukları bulunmuştur. Bu anlamda alt sosyoekonomik düzeyden gelen ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin sözcük dağarcıkları ve dil düzeylerinin düşük olduğu ve ilkokula yetersiz dil düzeyi ile başladıkları belirtilmiştir. Cinsiyete göre, alıcı ve ifade edici dil düzeyleri karşılaştırıldığında ise, kız ve erkek öğrenciler arasında alıcı ve ifade edici dil düzeyleri bakımından anlamlı bir fark bulunmadığı saptanmıştır dedi. Veli : Konunun bu kısmını anlayamadım! Cinsiyete göre, alıcı ve ifade edici dil düzeyleri nedir? Kız ve erkek öğrenciler arasında alıcı ve ifade edici dil düzeyleri arasındaki fark neler olabilir ki? dedi. Psikolog.:: Yapılan bir araştırmada beş yaş çocuklarının geldikleri sosyoekonomik düzeye göre dil gelişimleri karşılaştırılmış, orta ve alt sosyoekonomik düzeyden gelen 36 çocuğa öncelikle Peabody Dil Gelişim Testi uygulanmıştır. Çocuklar sosyoekonomik düzeyine, cinsiyetine, yaşına, sözel becerilerine göre gruplandırılmıştır. Sonuçta her iki grup arasında dil öğelerinin kullanım sıklığı yönünden istatistiksel bir farklılık bulunmamıştır. Sayfa-5
Ancak, orta sosyoekonomik düzeyden gelen çocukların kullandığı toplam sözcük sayısının, diğer gruptaki çocuklara göre daha fazla olduğu görülmüş, ayrıca cümlelerdeki zarfların kullanımında da kız ve erkek çocuklarının arasında farklılık olduğu gözlenmiştir. Erkek çocuklar kız çocuklarına oranla kurdukları cümlelerde daha çok zarf kullanmıştır. Orta sosyoekonomik düzeyden gelen çocukların özne olarak daha çok isimleri, buna karşılık alt sosyoekonomik düzeyden gelen çocukların ise, özne olarak daha çok zamirleri kullandığı görülmüş dedi. Veli : Genelde anaokuluna gelen çocukların aile düzeyleri aynı olur diye düşünüyorum. Yapılan bu araştırmalardan bizim çıkaracağımız anlamlar ve sonuçlar neler olabilir? dedi. Araştırmanın Amacı Psikolog Bu Araştırmanın amacına baktığımızda; Genel olarak Bu araştırmanın genel amacı, farklı sosyoekonomik düzeylerdeki okulöncesi eğitimi almış ve almamış kız ve erkek çocukların ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin dil gelişimlerini karşılaştırmaktır. Bu amaçla aşağıdaki sorulara yanıt aranmıştır; 1. Okulöncesi eğitimi alan ilkokul birinci sınıf öğrencileri ile, okulöncesi eğitimi almayan ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin dil gelişim düzeyleri arasında anlamlı bir fark var mıdır? 2. Farklı sosyoekonomik düzeylerdeki ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin dil gelişim düzeyleri arasında anlamlı bir fark var mıdır? 3. Cinsiyete göre ilköğretim birinci sınıf öğrencilerinin dil gelişim düzeyleri arasında anlamlı bir fark var mıdır? 4. Okulöncesi eğitimi alan ve almayan farklı sosyoekonomik düzeylerdeki ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin dil gelişim düzeyleri arasında anlamlı bir fark var mıdır? 5. Okulöncesi eğitimi alan ve almayan ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin dil gelişim düzeyleri arasında cinsiyet açısından anlamlı bir fark var mıdır? 6. Farklı sosyoekonomik düzeylerdeki ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin dil gelişim düzeyleri arasında cinsiyet açısından anlamlı bir fark var mıdır? 7. Okulöncesi eğitimi alıp almama ve sosyoekonomik düzeyin ortak etkisi bakımından ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin dil gelişim düzeyleri arasında cinsiyet açısından anlamlı bir fark var mıdır? Gibi sonuçlara ulaşılmak istenmiştir. Araştırmanın Önemi Çocuğun doğumundan altı yaşa kadar olan dönem anadili eğitimi için en elverişli yaşlardır. Ayrıca bu yaşlar, okulöncesi eğitim dönemine denk gelen yaşlardır. Aile, bu dönemde çocuğun dil gelişimine çok etkili olması gerekir. Ancak, her çocuk bu yönden şanslı olamamakta, genellikle eğitim düzeyi yüksek olan ana babalar, insan yaşamında, dili doğru ve zengin kullanmanın farkında olmalı ve dili başarının bir aracı olarak görmek zorundalar. etmelisiniz. Sayfa-6 Çocuklarınızla her konuda konuşarak, sorularına tatmin edici, ayrıntılı cevaplar vermeniz ve gramer kurallarına uygun konuşarak, resimli kitaplar, sesli oyuncaklar gibi eğitim materyallerini çocuklarınıza sağlayarak çocuklarınızın dili iyi kullanmayı teşvik
Bu konuda yapacağınız düzgün gramer yanında çeşitli eğitim materyalleri de kullanılırsa çocuklar tarafından kavranılması daha çabuk olur. Veli : Okul öncesinde verilen eğitimin daha etkin olabilmesi açısından yapılabilecekler nelerdir? dedi. Psikolog.: Sayın velilerimiz, Okulöncesi eğitimde verilen eğitimin daha etkin olabilmesi için, aile ile işbirliği yapılmasının eğitime katkısının çok olumlu olduğunu söyleyebiliriz. Bizler, sizlerle yani velilerimizle sürekli işbirliği yapmak durumundayız. Biz Çocukların gelişimini sizlere veli iletişim notlarımızla bildirmekteyiz. Ayrıca, aileler çocuklar için nasıl daha iyi bir model olunabileceği konusunda zaman zaman iletişime geçmemiz, karşılıklı bilgilendirilmemiz gerekmektedir. Televizyon izleme konusunda da bilgiler vermek istiyorum. Çocuklar üzerindeki televizyonun etkisi düşünülerek, çocuklara evde ve anaokulumuzda sadece çocukların sözcük dağarcıklarını geliştirebilecek, dil ve kavram gelişimini sağlayabilecek ve telaffuzun doğru kullanıldığı eğitsel programları izlettirmemiz gerekmektedir. Televizyon ve videoda çocuklara uygun olmayan ve dilin yanlış kullanıldığı hatta argo kullanıldığı magazin programlarının izlettirilmemesi gerekmektedir. Bunun için anaokulumuzdaki öğretmenlerin ve özellikle ana babaların, çocuklarına program izletmekte seçici olmak durumundayız. Ayrıca, çocuklarınıza daha fazla zaman ayırarak ve bu zamanı kitap okuyarak, öykü anlatarak, oyun oynayarak geçirmenizi öneriyoruz. Bu yapılacak çalışmalar çocuklarının dil gelişimlerine ve diğer gelişimlerine katkısı çok büyük olacaktır dedi. SEMİNERİ HAZIRLAYANLAR....... 11/01/2014. Okul Müdürü Sayfa 7