Yazý Dizisi 4DE 2 DE 7 DE



Benzer belgeler
Fiskomar. Baþarý Hikayesi

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)



Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

Kanguru Matematik Türkiye 2015

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr.

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ


.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

Gelir Vergisi Kesintisi

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi


Kanguru Matematik Türkiye 2017

VIII MALÝ PÝYASALAR 125

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?


1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

Kanguru Matematik Türkiye 2017

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler 1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

ünite1 Sosyal Bilgiler

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi




TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için


ACADEMY FRANCHISE AKADEMÝSÝ FRANCHISE ALIRKEN VERÝRKEN ÝÞLETÝRKEN. bilgi kaynaðýnýz. iþbirliði ile

ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ


SIGARA VE SAÐLIK ULUSAL KONGRESÝ

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM

Yat, Kotra Ve Her Türlü Motorlu Özel Tekneler Ýçin Geçerli Olan KDV Ve ÖTV Ora

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

01 Kasým 2018


2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

TABLO-2'nin devamý. Sanayi ve Ticaret Bakanlýðý


ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

BASIN DUYURUSU ( ) 2002 Öðrenci Seçme Sýnavý (ÖSS) Yerleþtirme Sonuçlarý

10. 4a5, 2b7 ve 1cd üç basamaklý sayýlardýr.

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði

Simge Özer Pýnarbaþý

Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Hadler

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

Dünya Gýda Günü 2006 Sempozyumu na katýlýmýnýz bizi onurlandýracaktýr.

1. BÖLÜM. 4. Bilgi: Bir üçgende, iki kenarýn uzunluklarý toplamý üçüncü kenardan büyük, farký ise üçüncü kenardan küçüktür.

ASÜD 06 Mart 2009'da 13 süt ve süt ürünleri üreticisi tarafýndan kuruldu. 110'a ulaþan üye sayýsý ile süt sektörünün en büyük ve en yetkili kuruluþudu


YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý


Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017

ÖNSÖZ. Güzel bahar günlerini ve sýcacýk anlarý birlikte paylaþmak dileðiyle

DOÐALGAZ ÝÇ TESÝSAT MÜHENDÝS YETKÝLENDÝRME KURSU DÜZENLENDÝ


01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

GLOBAL GAP STANDARTLARINDA ÜRETÝM YAPIYORUZ.

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

3. Tabloya göre aþaðýdaki grafiklerden hangi- si çizilemez?

Kanguru Matematik Türkiye 2018

Kanguru Matematik Türkiye 2017

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

17 ÞUBAT kontrol

Transkript:

Yarýn öbür gün baþkasýnýn oðlu da ölse aynýdýr' dedi. Cengiz Sarýbaþ'ýn amcasý 'Ölen de öldüren de bu ülkenin evladý' demiþti Henüz hiçbir örgütün üstlenmediði Tokat'taki saldýrý provokatif bir eylem olarak deðerlendirilirken, cenaze törenlerindeki görüntüler bu deðerlendirmeyi doðrular nitelikteydi. Asker ailelerinin Türkiye'ye ders olacak barýþ mesajlarýna törenlerde atýlan provokatif slogan ve görüntülerle gölge düþtü. Tokat'ýn Reþadiye ilçesinde düzenlenen saldýrýda hayatýný kaybeden 7 asker dün ve önceki gün düzenlenen törenle topraða verildi. Törende asker aileleri Türkiye'ye ders olacak barýþ mesajlarý verdi. Jandarma Er Cengiz Sarýbaþ ýn amcasý Salim Sarýbaþ kendisine uzatýlan mikrofonlara 'Bu savaþýn bitmesi lazým. Ölenlerde bu ülkenin çocuklarý, kurþun sýkanlarda bu ülkenin çocuklarý..." þeklinde açýklama yaptý. Jandarma Er Yakup Mutlu'nun Muþ'taki cenaze töreninde, 'Kanýn durmasýný istiyoruz. Biz barýþ istiyoruz' diyen baba Kazým Mutlu Kürtçe aðýt yaktý. Baba Mutlu, Bu savaþý durdursunlar, barýþ istiyoruz. Yarýn öbür gün baþkasýnýn oðlu da ölse aynýdýr, farketmez. Bu Yakup tur, öbür Yakup da aynýdýr. Bunu durdurmak istiyoruz. Erdoðan ýn, Bahçeli nin, Baykal'ýn oðlu yok onlarýn içinde. Mehmetciðin ne günahý var? Allah kabul etmesin. Ben istiyorum ki kan dökülmesin. Barýþ ve özgürlük istiyoruz diye konuþtu. Ancak cenaze törenlerinde atýlan provokatif sloganlar ve görüntülerle, ailelerin barýþ mesajlarýna gölge düþürülmeye çalýþýldý. Cengiz Sarýbaþ ýn Ýstanbul'da düzenlenen cenaze törenine katýlan bir grup töreni tahrik etmeye çalýþtý. Adana'da topraða verilen Uzman Çavuþ'un cenaze töreninde de benzer görüntüler yaþandý. Üstelik Tokat'taki saldýrýnýn hangi örgüt tarafýndan gerçekleþtirildiði henüz netleþmemiþken, törenlerde ellerinde Türk bayraklarý olan bir grup PKK'yi adres göstererek, 'Kahrolsun PKK', Þehitler ölmez vatan bölünmez' sloganlarýný attý. Sokaktaki binalara da Türk bayraklarý asýldý. 'Saldýrýdan Önce Konuþtum' Saldýrýda ölen er Ferit Demir in cenazesi de Muþ'un Malazgirt ilçesine baðlý Erence köyünde topraða verildi. Cenaze törenine Ferit Demir'in annesi Muhteber Demir, kardeþleri ve yakýnlarý ile yetkililer katýldý.törende, anne Muhteber Demir ve kýz kardeþlerinden Sýdýka Demir fenalýk geçirdi. Oðlu ile saldýrýdan birkaç saat önce telefonda görüþtüðünü ifade eden anne Demir, ''Saldýrýdan önce devriye görevine çýkacaðýný söylemiþti, ben de kendisine iyi bakmasýný tembihlemiþtim. Bana çok iyi olduðunu söylemiþti. Bu felaket baþýmýza geldi'' diye konuþtu. BirGün Yazý Dizisi 4DE 2 DE Kýrþehir il merkezinde kale olarak bilinen yerin 50 yýl önce arkeologlar tarafýndan incelendiði ve ilk yüzeysel araþtýrmanýn Arkeolog Prof. Dr. Bahadýr Alkým tarafýndan yapýldýðý biliniyor. Yapýlan incelemelerde kale olarak bilen yükseltinin höyük olduðu tespit edildi. Kýrþehir Müze Müdürlüðü ve Ahi Evran Üniversitesi Arkeoloji bölümünün üstlendiði kazýlar, 15 gün önce baþlamýþtý. Kýrþehir'in merkezinde bulunan kalehöyük, halk tarafýndan bilinen bir çok efsaneye sahip. Kalede oluþan çökmelerden dolayý üstünde bulunan Aleaddin Camii ve Kýzýlýrmak Lisesinin tam kullanýmý saðlanamýyor. Sürekli tadilattan geçen binalar dan Aleaddin Camii uzun süredir ibadete kapalý. Kalehöyük'teki kazýlarýn devam ettiði ve arkeoloji bölümü öðrencilerin çalýþtýðý kazýlarýn baþýnda bulunan Arkeolog Prof. Dr. Neþe Atik, "10 metreye... 3 DE 7 DE Körfez ilçesinde önceki gece evinin önünde yürürken, kendisine kimlik soran polisler tarafýndan araya alýnýp tekme tokat dövüldüðü iddia edilen nakliyatçý 41 yaþýndaki Yýlmaz Kuþçu komaya girdi. Yýlmaz Kuþçu'nun eþi Nurcan Kuþçu, kocasýný en az 10 polisin ortaya alarak tekme tokat dövdüðünü öne sürdü. Önceki gün saat 11.00 sýralarýnda Körfez ilçesi Esentepe Mahallesi Çayýrbaþý Sokak ta iki çocuk babasý Yýlmaz Kuþçu, yürüyüþ yapýyordu. 3 DE Dieter Duhm, korkuyu tüm halleriyle incelediði Kapitalizmde Korku da, kapitalist sistemin olmazsa olmaz temel bileþenini (korku) açýða çýkarýyor. Yaþadýðýmýz sistemde, ideolojik, reel kaynaklara sahip olan korkunun, bir kez ailede, anne baba figürüyle, bebeklikten yetiþkinliðe kadar olan bir süre kapsamýnda bireye nasýl aþýlandýðý ve daha sonradan da irrasyonel hale nasýl dönüþtüðüyle ilgili analizle karþýlaþtýðýmýz kitapta, bir toplumsal yapýnýn temel iskeletini tanýtýyor önce Duhm. Vicdan, ahlak gibi anlamlarýn nasýl oluþtuðunun yaný sýra, insan iliþkilerinden üretim iliþkilerine odaklanýyor. can alýcý noktasý da burada baþlýyor. 5 DE TEKEL in alkol ve sigara birimlerinin satýlmasýndan sonra, TTA (Tütün, Tuz ve Alkol Ýþletmeleri A.Þ. Genel Müdürlüðü) ismi ile iki yýldýr Özelleþtirme Ýdaresi ne baðlý olarak faaliyet gösteren kurum için de artýk kapanýþ süreci baþlamýþ bulunuyor. Türkiye geneline yayýlmýþ 60 Yaprak Tütün Ýþletme Müdürlüðünün kapatýlmasýna iliþkin ÖYK (Özelleþtirme Yüksek Kurulu) kararý alýnmýþ bulunmaktadýr. 2009 yýlýnda son kez 107.619 ekiciden 20.408.000 kg yaprak tütün satýn alarak piyasadan çekilen TEKEL in hali hazýrda Ýzmir, Diyarbakýr, Adýyaman ve Bitlis illerinde faaliyet göstermekte olan yaprak tütün iþleme fabrikalarý da kapatýlmaktadýr. Böylece, ülkemizde uygulanmakta olan kamu iþletmelerinin elden çýkarýlmasýna yönelik özelleþtirme politikalarýnýn neticesi olarak; yýllarca Kurumlar vergisi þampiyonu olmuþ, hem tarýmsal alanda...

2 Ali Babacan ýn açýklamalarýna göre IMF ile görüþmeler elektronik ortamda sürmekteymiþ ve durum olgunlaþýnca IMF heyeti Türkiye ye (herhalde stand-by anlaþmasýný kesinleþtirmek için) gelecekmiþ. Peki, IMF hükümetten ne istemektedir? Bu köþede birkaç kere yazdým: 2008 den bu yana IMF iki farklý reçete önermektedir. Tuzu kuru olanlara; yani, emperyalist sistemin metropolünde yer alanlara ve kriz ortamýna rahat koþullarda giren (Çin gibi) çevre ekonomilerine lahana turþusu Yani, iç talebin pompalanmasý; öncelikle kamu harcamalarýnýn yükseltilmesi Bizlere ise, yani yüksek cari açýk, yüksek dýþ borç koþullarýnda (yani kýrýlgan konumda) krizle yüzleþen çevre ekonomilerine ise perhiz, yani kemer sýkma Ýþin tuhafý, lahana turþusu reçetesini izleyen tuzu kuru takýmý, bunu IMF yi es geçerek yapýyor. Stand-by anlaþmasý için IMF nin kapýsýný çalanlar ise, dýþ kaynak akýmlarý kesildiði için küçülmeye baþlayan ülkelerdir ve ilaveten perhiz reçetesi, buralardaki bunalým ortamýnýn daha da derinleþmesine yol açabilecektir. Uygulama da böyle mi gerçekleþiyor? Yani, IMF ile yapýlan anlaþmalar çevre ekonomilerinde ekonomik krizin daha da derinleþmesine katký mý yapýyor? ABD de Center for Economic and Policy Research (CEPR) adýný taþýyan kuruluþ bu sorular üzerinde bir araþtýrma yapmýþ. Mark Weisbrot ve dört arkadaþýnýn yaptýðý çalýþma (bk. www.cepr.net ), bu yakýnlarda IMF nin anlaþma yaptýðý 41 ekonomiyi inceliyor ve bunlarýn 31 inde uygulamaya konan IMF programlarýnýn daraltýcý (yani bunalýmý daha da derinleþtiren) makro-ekonomik öðeler (maliye ve para politikalarý) içerdiðini belirliyor. IMF programlarýnýn biraz daha insaflý göründüðü 10 ülke, en yoksullara özgü (stand-by dýþý) anlaþmalarý imzalayanlar arasýndadýr. Bizi biraz daha yakýndan ilgilendiren gruba bakalým: Kasým 2008 den bu yana (Türkiye yi andýran) kýrýlgan konumda krizle karþýlaþan ve stand-by anlaþmalarý imzalayan sekiz ülke (Beyaz Rusya, Bosna- Hersek, Letonya, Macaristan, Pakistan, Romanya, Sýrbistan, Ukrayna) üzerinde odaklaþalým. Weisbrot ve arkadaþlarý, bu anlaþmalarý maliye ve para politikasý hedefleri bakýmýndan inceliyorlar ve Sýrbistan dýþýndaki yedi ülkede IMF programýnýn daraltýcý etkilerinin egmen olduðunu ortaya koyuyorlar. Sýrbistan da ise, daraltýcý maliye politikalarýnýn sonuçlarý, geniþletici para politikalarýyla dengelenmektedir. Programlarýn altýsýnda, kamu çalýþanlarýnýn maaþücretlerinde kýsýntýlar (bazen emeklileri de kapsayarak) öngörülmekte; bazý ülkelerde özelleþtirme-türü yapýsal reformlar ve durumu aðýrlaþtýrýlan hastayý rahatlatacak müsekkinler (daralan kamu giderleri içinde sosyal harcamalarýn artýþý) yer almaktadýr. CEPR nin eleþtirileri, IMF yi rahatsýz ediyor ve Yakýn Geçmiþteki Kriz Programlarýnýn Gözden Geçirilmesi baþlýðýný taþýyan bir çalýþmayla savunmaya geçiyor. Ancak, bazý hususlarý itiraf etmek zorunluluðu doðuyor: Bazý ülkelere perhiz, yani daraltýcý reçeteler önerildiði kabul ediliyor. Kimlere? Borçlanmanýn sürdürülebilirliði endiþe uyandýran, borç yüklerinde anlamlý artýþlar yaþayan ve zayýf yapýsal mali durumu olan ülkelere Yine itiraf ediyorlar ki IMF programý izleyen ülkelerde, kamu harcamalarý diðerlerine göre daha fazla kesintiye uðramýþtýr. Ancak, bir teselli de var: Harcamalardaki kýsýntýlar, önceki krizlerdekinden daha azdýr; üstelik kriz-öncesindeki daha yüksek boyutlu geniþlemeleri izlemiþtir. IMF nin bir savunmasý daha var: Programý izleyen ülkelerin çoðunda, kamu harcamalarý daraltýlmýþtýr; ama kamu açýklarýnýn milli gelire oraný düþmemiþ; aksine, artmýþtýr. Weisbrot ve arkadaþlarý bu savunmayý ayrýca yanýtlayarak eleþtiriyorlar: Stand-by anlaþmalarý, kamu giderlerini düþürkerek, ekonomik daralmayý tetiklemekte; milli geliri aþaðý çekmekte, daralma vergi hasýlatýný da azaltmakta; sonunda kamu açýðýnýn küçülen milli gelir içindeki payý yükselmektedir. IMF programýnýn yol açtýðý bir kýsýr döngü söz konusudur. CEPR takýmýnýn IMF ye tavsiyesi þudur: Kriz ortamýnda geleneksel kemer sýkma reçetelerini býrak. Dünya ekonomisi daralýrken, borç verdiðin ülkelerin, ABD, AB, Japonya gibi geniþleyici makroekonomik politikalar uygulamasýna imkân taný. Sürdürülemez borç yükü, cari iþlem ve bütçe açýklarý verenlerin, uyum saðlayacak politikalara yönelmeleri için dünya ekonomisindeki daralmanýn son bulmasýný bekle; gerekirse hýzlý borç silme operasyonlarýna yeþil ýþýk yak T.C. yetkililerine ise müzakere masasýnda IMF heyetlerine þu mesajý iletmeleri tavsiye olunur: Yüksek cari açýk, yüksek dýþ borç ortamýnda krizle karþýlaþtýðýmýz için bize kemer-sýkma ve daralma öneriyorsunuz; ama, unutmayýn ki, bu ortama on yýl boyunca harfiyen izlediðimiz IMF programlarý sonunda ve onlarýn katkýsýyla girdik. Sorumluluðunuzu itiraf edin; hesap verin ve gereðini yapýn. BirGün Elif Görgü Doktorlar, hemþireler, eczacýlar; iþ býrakmalar, mitingler, eczane kapatmalar...on binlerce saðlýk çalýþanýnýn aylardýr süren tepkisine raðmen AKP Hükümeti saðlýkta yýkým kararýndan dönmüyor. Meclis te bekleyen yasa tasarýlarý da kabul edilirse saðlýk hizmetinin özelleþtirilmesi ve tamamen paralý hale getirilmesi sürecinde önemli adýmlar atýlmýþ olacak. Bu tasarýlardan biri de Kamu Hastaneleri Birliði Yasa Tasarýsý. Bakanlar Kurulu tarafýndan TBMM ye sevk edilen tasarý henüz yasalaþmadý. Ancak kamu saðlýk hizmeti için ciddi tehlikeler barýndýrýyor. Yasalaþýrsa devlet hastaneleri sýnýflandýrýlacak, hastaneler birleþtirilerek özerkleþtirme adý altýnda özelleþtirilecek, devlet saðlýk hizmetinden elini tamamen çekecek, hastanelerin gelirlerini karþýlamak vatandaþa düþecek! Kalitesiz Devlet Hastanesi! Konu ile ilgili gazetemize konuþan Ýstanbul Tabip Odasý (ÝTO) Saðlýk Politikalarý Komisyonu Baþkaný Dr. Süheyla Aðkoç, tasarýnýn içeriði hakkýnda bilgi verdi. Buna göre, yasa ile Saðlýk Bakanlýðý na baðlý Devlet Hastaneleri ve Üniversite Hastaneleri gibi ikinci ve üçüncü basamak saðlýk kurumlarý, birliðe dönüþtürülecek. Ayný ilde birden fazla birlik kurulabileceði gibi, birden fazla ili kapsayacak þekilde de birlik kurulabililecek. Hastaneler, hizmet altyapýsý, organizasyonu, kalite, verimlilik ve hasta memnuniyeti gibi konularda deðerlendirmeye tabi tutulacak ve deðerlendirme sonuçlarýna göre hastanelere yüz üzerinden puan verilecek. Bu puanlara göre hastaneler A, B, C, D ve E olmak üzere beþ sýnýfa ayrýlacak. Bu þekilde sýnýflara ayrýlan hastanelerin, kapasite ve kaynaklarý birleþtirilerek hastane gruplarý oluþturulacak. Bakanlýk tarafýndan yürütülecek. Yani devlet kendi hastanelerini kaliteli, kalitesiz diye sýralayacak. Kaliteli hastane pahalý, Kalitesiz hastane ucuz olacak. Saðlýkta Serbest Piyasa Dr. Süheyla Aðkoç bu durumun, Hastanalerin özelleþtirilmesi anlamýna geldiðini belirterek ekliyor, Saðlýk hizmetlerinde katký paylarýnýn ödenmeye baþladýðý, ödenen tutarlarýn artýrýldýðý bir ortamda, hastanelerin özelleþtirilmesinin vatandaþýn cebinden yapacaðý ödemeleri artýracaðý açýk. Ayrýca kamuya ait hastanelerin saðlýk hizmetleri daha ucuzdur. Bu hastanelerin özelleþtirilmesi saðlýk ortamýnda kamunun aðýrlýðýnýn azalmasýna, zamanla yok olmasýna neden olacak ve tam bir serbest piyasa uygulamasý egemen olacak Bu durumun devletin kamu hastanelerine desteði kesmesine neden olacaðýna dikkat çeken Aðkoç, böylece bu hastanelerin bütçesinin halktan karþýlanacaðýný vurgulayarak ekliyor, Vatandaþ, özelleþtirilmiþ saðlýk kurumlarý tarafýndan verilen saðlýk hizmetlerini cepten ödeyerek alacak. Çünkü hastanelere kamudan para desteði olmayacak, bu hastaneler gelir ve giderlerini kendileri ayarlamak zorunda kalacaklar. Bu da ancak hastalardan para almak yoluyla gerçekleþecek Saðlýk hakkýnýn özelleþtirilmesi sürecinin 1980 lerde baþlayan ve 1990 lý yýllardan beri hýzla uygulamaya konan yýkým politikalarýnýn tamamlayýcýsý olduðunu kaydeden ÝTO Saðlýk Politikalarý Komisyonu Baþkaný Dr. Süheyla Aðkoç, tüm saðlýk çalýþanlarýna ve bu hakký elinden alýnan vatandaþlara mücadele çaðrýsý yapýyor. Hastaneleri Satma Yetkisi! Dr. Aðkoç un verdiði bilgilere göre, oluþturulacak Hastane Birlikleri nin yedi kiþilik yönetim kurulunun yetkileri ise sýnýrsýz: Hastaneleri kiralamak, satmak, devir iþlemlerini yürütmek, tahsis etmek, iþletmek, iþlettirmek. Birer iþletmeci olmalarý beklenen saðlýkçýlarýn görevleri arasýnda bir tek Vatandaþýn saðlýk hakkýný korumak yok! Saðlýk Çalýþanlarýný Nasýl Etkileyecek? Dr. Aðkoç, bu yasanýn saðlýk emekçilerine etkilerini ise þöyle sýraladý: *Saðlýk çalýþanlarý sözleþmeli çalýþacaklar. Bu güvencesiz ve geleceksiz bir çalýþma demek. *Ücretlerin çoðunlukla performans ve döner sermaye üzerinden ödenmesi planlanýyor. *Emekliliðe yansýyan temel ücretler düþük olacak. Gider-gelir dengesi üzerinden arta kalacak döner sermaye üzerinden ödenecek bir para takdir edersiniz ki düzenli ve sabit ödenemeyecektir. *Var olan 657 sayýlý devlet memuru kadrosundan çalýþanlarý nasýl bir gelecek beklediðini bilmiyoruz. Belki sözleþmeli çalýþmaya zorlanabilirler. Evrensel

Sulucakarahöyük/ KIRÞEHÝR Kýrþehir il merkezinde kale olarak bilinen yerin 50 yýl önce arkeologlar tarafýndan incelendiði ve ilk yüzeysel araþtýrmanýn Arkeolog Prof. Dr. Bahadýr Alkým tarafýndan yapýldýðý biliniyor. Yapýlan incelemelerde kale olarak bilen yükseltinin höyük olduðu tespit edildi. Kýrþehir Müze Müdürlüðü ve Ahi Evran Üniversitesi Arkeoloji bölümünün üstlendiði kazýlar, 15 gün önce baþlamýþtý. Kýrþehir'in merkezinde bulunan kalehöyük, halk tarafýndan bilinen bir çok efsaneye sahip. Kalede oluþan çökmelerden dolayý üstünde bulunan Aleaddin Camii ve Kýzýlýrmak Lisesinin tam kullanýmý saðlanamýyor. Sürekli tadilattan geçen binalar dan Aleaddin Camii uzun süredir ibadete kapalý. Kalehöyük'teki kazýlarýn devam ettiði ve arkeoloji bölümü öðrencilerin çalýþtýðý kazýlarýn baþýnda bulunan Arkeolog Prof. Dr. Neþe Atik, "10 metreye 10 metrelik bir alaný 2 metreye yakýn kazdýklarýný söyledi. Arkeolog Atik, "Ýndiðimiz bu yerde ilk mimari tabaklarýmýzý da bulduk. Görülen duvarlar, Osmanlý dönemine ait çünkü bu duvarlar hizasýnda bulduðumuz çanak çömlek aðýrlýklý olarak, Osmanlý dönemine ait" dedi. Bulunan parçalarýn karýþýk dönemlere ait fakat az miktarda olduðunu da sözlerine ekleyen Atik, "Bazý duvar süslemelerinde kullanýlan mozaik dediðimiz, Bizans dönemine ve daha eski dönemlere ait malzemelerde çýkmaktadýr. Araþtýrmalarýmýz Osmanlý dönemine ait" þeklinde konuþtu. Kale höyükteki çalýþmalarýnýn, þuan üstünde bulunduklarý Osmanlý tabakasýna yönelik olduðunu hatýrlatan Atik, "Bir çok döneme ait malzeme bulsak da þimdi Osmanlý dönemini araþtýrýyoruz. M.Ö 5.inci yüzyýla ait kap parçasý bulduk ama bunlar çok az. Yoðunluk Osmanlý döneminde. Bizim iþimiz bu ele geçen malzemeler ve yapýlarýn neye ait olduðunu araþtýrmak" diyerek, bazý ip uçlarý olduðunu da belirtti. Taþtan tekneler ve piþmiþ topraktan yapýlmýþ künklerin çok açýk vaziyette görüldüðü kazý alanýn'da iþ yeri olma ihtimalini deðerlendiren Atik, "Belli ki burada bir iþ yapýlýyor. Bir þeyler üretiliyor. Mesela büyükbaþ hayvan kemiði çok çýkýyor, bu kasap olabilir, tutkal üretim yeri olabilir bunlarý araþtýrýyoruz. Ýlerleyen zaman içinde bunu tespit edeceðiz. Kale höyükteki beklentilerinin, Osmanlý döneminin altýndaki tabaka olduðunu" ifade etti. Atik, "Tabakanýn altýnda bir önceki döneme ait yapýlar bekliyoruz. Bu daha önceki döneme de ait olabilir. Çünkü höyüklerin üst üste bir çok kültürü ve katlarý olabiliyor.o yüzden herkes merak içinde ne olacaðýný bekliyor" ifadelerini kullandý. Kale höyükte çalýþan öðrenciler titiz bir çalýþma ile bulduklarý malzemeleri ve buluntularý temizleyerek numaralandýrýyor. Kale höyükteki kazýlara valilik ve belediye yardým ediyor. Kent Haber Kent Haber Eðitim Sen Genel Merkezi tarafýndan, 13 Aralýk Pazar günü Hacýbektaþ Veli Kültür Merkezi Küçük Salon Nevþehir Bölgesi Ýþyeri temsilcileri ve Hacýbektaþ Temsilciliði üyerine yönelik eðitim semineri yapýlacaktýr. Toplantýnýn ev sahipliðini ve organizasyonunu Eðitim Sen, Nevþehir Ve Hacýbektaþ Temsilcilikleri yapacaktýr. Böylesi bir etkinliðin ilçemizde düzenlenmesi Hacýbektaþ'ta bulunan Eðitim Sen üyeleri ve diðer tüm eðitim emekçisi arkadaþlarýmýz için bir fýrsat olacaktýr. Toplantý tüm eðitim emekçilerine açýktýr. Seminer programý aþaðýya yazýlmýþtýr. Tüm arkadaþlarýmýzýn duyarlýlýk gösterip toplantýya katýlmalarý umuduyla saygýlarýmýzý sunarýz. Eðitim Sen Hacýbektaþ Temsilciliði Temsilciler Kurulu SEMÝNER PROGRAMI - 9.30 Açýlýþ - 9.45-12 Kamuda yapýlmak istenilen dönüþüm ve yeni personel sistemi. -12.00-13.00 Toplu öðle yemeði - 13.00-14.00 Toplumsal cinsiyet sorunlarý - 14.00-14.30 Dinlenme( çay saati) -14.30-16.45 Ýþyeri temsilcilerinin yetki, görev ve sorumluluklarý. 16.45-17.00 Kapanýþ. GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam 441 3009 Kaymakamlýk Yazý Ýþ. 441 34 10 Sos. Yar. ve Day. 441 39 77 Özel Ýdare 441 31 01 Nüfus 441 31 02 Belediye Baþkanlýðý 441 37 44 Milli Eðitim Müd. 441 30 16 Halk Eðitim Müd. 441 30 48 Askerlik Þubesi 441 30 10 Kapalý Spor Salonu 441 35 20 Devlet Hastanesi 441 30 15 Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. 441 36 32 Tapu Sicil 441 32 49 C.Savcýlýðý 441 35 38 Adliye 441 30 18 Kütüphane 441 30 19 H.B.V Kültür Merkezi 441 33 94 Müze 441 30 22 Turizm Danýþma 441 36 87 Emniyet Amirliði 441 26 97 Karakol Amirliði 441 36 66 Jandarma 441 38 08 Ýlçe Tarým 441 30 20 Lise 441 37 74 Kýz Meslek Lisesi 441 31 08 Mal Müdürlüðü 441 30 56 Kadastro 441 35 37 Karaburna Belediye 453 51 30 Kýzýlaðýl Belediye 455 61 29 PTT. 441 35 55 T.M.O. 441 30 11 Türkiye Ýþ Bankasý 441 35 00 Ziraat Bankasý 441 33 26 Þoförler Cemiyeti 441 30 74 Esnaf Odasý 441 37 42 Tarým Kredi Koop. 441 32 76 TEDAÞ 441 31 42 Çiftci M.K.Baþkanlýðý 441 36 80 Rýfat Kartal Huzurevi 441 33 38 Sulucakarahöyük Gzts 441 39 47 Taþýyýcýlar koop 441 20 06 Nevþehir Seyahat 441 30 43 Þanal Seyahat 441 33 59 Mermerler Seyehat 441 21 73 Dergah Taksi Duraðý 441 25 25 Terminal Taksi 441 27 97 Huzurevi 441 33 38 Hacýbektaþ Noterliði 441 35 23 Hacýbektaþ Öðretmen evi 441 31 20

ARAÞTIRMA Sermaye eksenli neoliberal politikalarla, küçük ve orta ölçekli üreticiler ya tasfiye edilip kentlere göç etti ya da kendi topraklarýnda ýrgatlaþarak sözleþmeli üreticilere dönüþtü MEYVE SUYU TÜKETÝMÝ 10 LÝTREYE ULAÞTI Meyve suyu sektöründe 2000 yýlýnda 4.4 litre olan kiþi baþý yýllýk tüketim 2007 de 10 litreye çýktý. Ancak bu miktar AB ülkelerinde 20, ABD de ise 30 litreye ulaþýyor. Toplam 710 milyon litrelik tüketimden; meyve nektarý %70.8, aromalý içecek %17.0, meyve suyu %8.8 ve meyveli içecek %3.4 pay alýyor. Sektörde 2007 itibariyle 34 þirket rekabet ediyor. Dimes ve Cappy (Coca-Cola) %25 lik paylarýyla lider konumda. Aroma nýn 3. sýrada yer aldýðý pazarýn diðer önde gelen markalarý Tamek, Pýnar, Ülker ve Meysu. SU VE SODA PAZARINDA REKABET YOÐUN 2007 yýlýnda parasal büyüklüðü 1.2 milyar dolarý bulan ambalajlý su sektöründe Saðlýk Bakanlýðý ruhsatlý 200 ü aþkýn kuruluþ faaliyet gösteriyor. Pazar payý Nestlé nin %29, Coca- Cola nýn %18.4, Danone nin %10.5, Yaþar Grubu nun %13.7, Aytaç ýn %14.3. Piyasanýn %70 i yabancýlarýn kontrolünde. Büyüklüðü 200 milyon litreyi aþan soda pazarýnýn %15 ini meyveli çeþitler oluþturuyor. Sektörde Saðlýk Bakanlýðý ruhsatlý 38 þirket faaliyet gösteriyor. 2002 de 2.5 litre olan kiþi baþý yýllýk tüketim 2008 de 6.5 litreye yükseldi. Pazarýn üçte ikisini üç marka (Freþa, Frutti, Akmina) kontrol ediyor. BÝRA YERLÝ, RAKI YABANCILARIN Türkiye de bira hariç alkollü içki pazarýnýn büyüklüðü 2 milyar TL olarak tahmin ediliyor. Pazarýn lideri Mey Ýçki rakýda %70, votkada %60 pazar payýna sahip. Burgaz Raký ise 5 yýlda alkollü içecek pazarýnýn %20'sine sahip oldu. Efe Raký'nýn pazar payý ise %9. Aðustos 2009 da Mey Ýçki'nin Burgaz'ý satýn almasýyla sektördeki pazar payý %80'lere ulaþtý. Büyüklüðü 2 milyar TL olan birada kiþi baþýna yýllýk tüketim 11 litre dolayýnda. 2001 yýlýnda Carlsberg e geçen Türk Tuborg hisselerini 2008 de Israel Beer Breweries satýn aldý. Pazarýn yaklaþýk %80 i Efes Pilsen in elinde. Onu %17 lik payýyla Tuborg izliyor. Organize gýda perakendeciliðinde tekelleþme ve yabancýlaþma Türkiye de gýda perakendeciliðinde yeniden yapýlanma 1954 yýlýnda Migros Türk ün (Ýsviçre Migros Kooperatifler Birliði ve Ýstanbul Belediyesi nin ortak giriþimi), 1956 da Gima nýn (Ankara da bir devlet kuruluþu) ve 1973 te Tansaþ ýn (Ýzmir de bir belediye kuruluþu) kurulmasýyla kendini göstermiþtir. 1950 li yýllarýn baþýndan itibaren büyük kentlerde var olan sektör asýl geliþimini 1985 yýlýndan itibaren büyük alýþveriþ merkezleri ve süpermarket zincirlerinin kurulmaya baþlamasýyla gerçekleþtirmiþtir. 1990 lý yýllarýn ortalarýnda, artýk kentlerdeki perakende sektörünün %30 luk kýsmýný süpermarketler kontrol etmekteydi. Bu deðiþime, 1980 lerin sonlarýna doðru yabancý perakendeci þirketlerin Türkiye piyasasýna girmesi ve önde gelen yerli sermaye gruplarýnýn perakende sektöründe de yatýrým yapmaya baþlamasý gibi iki ana etmenin yol açtýðý söylenebilir. Bu iki geliþme birbiriyle iliþkiliydi çünkü sektörde faaliyete baþlayan yabancý þirketlerin çoðu, yerli sermayeyle ortak giriþimler kurmak ve bayilik ve lisans anlaþmalarý yapmak yoluyla Türkiye piyasasýna girmiþlerdir (Yenal, 2001). Türkiye 1990 lý yýllardan itibaren geleneksel perakendecilikten organize perakendeciliðe geçiþin baþlamasýyla birlikte (ayný zamanda toptancýlýktan daðýtýcýlýða geçiþin baþladýðý dönem) hýzlý bir süpermarketleþme sürecine girmiþtir. Bu süreç gýda üretim ve perakendeciliði sektörleri arasýndaki iliþkiler açýsýndan önemli sonuçlar doðurmuþtur. Artýk gýda sanayii için tüketici pazarýna ulaþmanýn yolu yalnýzca çok sayýda küçük ölçekli satýcý ve toptancýyla daðýtým anlaþmalarý yapmaktan geçmemektedir. Pazara ulaþmak için ürünlerin kalitesi ve fiyatlarý, daðýtým koþullarý ve raf alaný gibi konularda önde gelen süpermarket zincirleriyle pazarlýk yapmak, gýda üreticileri için bir zorunluluk haline gelmiþtir. Gýda perakendeciliði sektöründeki sermaye yoðunlaþmasýyla birlikte ürünlerin daðýtýmý ve pazarlanmasýna iliþkin konularda, perakendeci þirketlerin üretici þirketlere karþý pazarlýk ve yaptýrým güçleri giderek artmýþ; bu durum, gýda üreticisi büyük yerli sermaye gruplarýnýn gýda perakendeciliðine girmelerine neden olmuþtur. Bu durumu, genel olarak gýda ve tarým sektöründe dikey bütünleþme çabalarýnýn bir parçasý olarak da görebiliriz (Yenal, 2001). Geleneksel kanaldan organize perakendeye geçiþ sürecinde geleneksel kesimi oluþturan bakkallar yerlerini organize perakendecilere (hiper, zincir, süpermarket) býrakmaktadýr. 1998 yýlýnda 2 bin 135 olan hiper, süper ve zincir market sayýsý 2008 yýlý itibariyle 8 bin 252 ye ulaþmýþ; yani 4 kat artmýþtýr. Özellikle küresel zincirlerin (Metro, Carrefour, Tesco) Türkiye ye yönelik yatýrýmlarýyla yerli zincirlerin (Migros, BÝM) sayýlarýný artýrmasý bu rakamlarýn artmasýnda önemli rol oynamýþtýr. AC Nielsen in verilerine göre bakkal ve orta marketlerde 1998 yýlýnda yaklaþýk 167 binlerde olan sayý 2008 yýlýnda 128 binlere düþmüþtür. Sayýlardaki düþüþ bakkal kanalýndan kaynaklanmýþ; son 10 yýlda bakkal sayýlarý 155 binden 113 bine gerilemiþtir (Tablo 7). Sektörde geleneksel kanaldan zincir perakendeye doðru bir dönüþüm söz konusu olup; geleneksel kesimi oluþturan bakkallar yerlerini organize perakendecilere býrakmaktadýr. Yani dünyanýn her yerinde olduðu gibi Türkiye de de piyasa kurallarýnýn dayatýlmasýyla küçük ve orta ölçekli iþletmeler yok olmaktadýr. 2007 yýlý itibariyle süpermarket zincirlerinin gýda perakende satýþlarýndaki payý %47 ye ulaþmýþtýr (Bölük ve Koç, 2008). 2005 organize perakende sektöründeki deðiþimin baþlangýç yýlý olmuþtur. 2005 yýlýna kadarki devralmalar yoðunlaþmaya yol açmayan, yeni giriþler ya da özelleþtirmeler yoluyla gerçekleþen, baþka bir deyiþle yalnýzca mülkiyet deðiþikliðine yol açan, ancak piyasa yapýsýný etkilemeyen iþlemlerdi. 2005 sonrasý yaþanan devralmalar önceki yýllardan farklý olarak organize perakende içinde de önemli yoðunlaþmaya yol açmýþtýr. 2005 yýlýndaki CarrefourSA nýn Gima yý, Migros un Tansaþ ý devralmasýyla birlikte organize perakendede ilk 4 þirketin yoðunlaþma oranýnda (CR4) 10 puanýn üzerinde artýþ gerçekleþmiþtir (Tablo 8). Özet ve sonuçlar 1980 sonrasýnda devletçe korunan ve desteklenen tarýmdan devlet desteði giderek artan bir biçimde çekilmiþ; bu süreç 1999 sonrasýnda ivme kazanmýþtýr. Son 30 yýldýr uygulanan neoliberal saldýrý politikalarý tamamen köylülüðü tasfiyeye yöneliktir. Bu politikalarla sermaye hayatýn her alanýnda belirleyici hale getirilmiþ; köylü ile doðrudan iliþkiye giren devletin yerini köylüyü sermaye ile yüz yüze býrakan devlet almýþtýr. Bu süreçte küçük ve orta ölçekli üreticiler ya tasfiye edilip kentlere göç etmiþler ya da kendi topraklarýnda ýrgatlaþarak sözleþmeli üreticilere dönüþmüþlerdir. Girdi saðlamadan üretime, iþleme ve pazarlamaya kadar tüm süreç ise çokuluslu tarým/gýda þirketleri, onlarýn taþeronlarý ya da yerli tekelci sermayenin denetimine girmeye baþlamýþtýr. Bu süreç, sözleþmeli üretim aracýlýðýyla yabancý þirketlerin tarýmý doðrudan kontrol etmesi ya da hibrit tohum ve onun zorunlu girdilerinin -gübre, hormon, tarým ilacý gibidaðýtýmý yoluyla da ivme kazanmaktadýr. Çiftçi üretim için gerekli tohum ve girdileri Monsanto, DuPont, Sygenta, Bayer gibi biyoteknoloji ve agro-kimya devlerinden satýn almakta; çokuluslu þirketler toprak satýn alma, kiralama ya da sözleþmeli tarým modeli ile üretime girmektedir. Yabancý ortaklý/sermayeli bankalarýn çiftçiye kredi vermesiyle birlikte tarým arazileri yabancýlarýn eline geçmektedir. Öte yandan yabancýlar son 5 yýlda toplam 10 milyar dolarlýk taþýnmaz satýn almýþlardýr. Gýda sektörü Nestlé, Cargill, Unilever, Kraft, Coca-Cola, PepsiCo, Danone, Cadbury, P&G ya da onlarýn ortaklarý/taþeronlarý tarafýndan denetlenmektedir. Migros, Carrefour, Metro ve Tesco gibi yabancý sermayeli perakende devleri pazardan %60 oranýnda pay almaktadýrlar. KAYNAKLAR APAK S. ve A. TAV?ANCI. 2008. Türkiye de Yabancý Bankacýlýðýn Geliþimi ve Ekonomi Politikalarý Ýle Uyumu, Maliye Finans Yazýlarý, Sayý: 80, Temmuz, s.33 53. BÖLÜK, G. ve A. KOÇ (2008), Gýda Perakende Sektörde Tekel Gücünün Belirlenmesi, Ekonomi ve Rekabet Sempozyumu, 1 Kasým 2008, Türkiye Rekabet Kurumu ve Pamukkale Üniv. ÝÝBF, Denizli. DPT. 2007. Dokuzuncu Kalkýnma Planý Gýda Sanayii Özel Ýhtisas Komisyonu Raporu, Yayýn No: 2720, Ankara. EKONOMÝST. 2005. Perakende Liginde Devlerin Yarýþý, 20 26 Kasým, Sayý: 2005/47 EK?Ý, A. 1992, Türkiye de Gýda Sanayinin Durumu ve Geleceði, Gýda Dergisi, Cilt: 17, Sayý: 1, s. 3 6. EK?Ý, A.; O. YURDAKUL, M. EMÝROÐLU, E. GÜNE?, M. ATAMER, E. TOPAL, O. DEVECÝ ve F. TA?DÖÐEN. 2005. Gýda Sanayiinde Yapýsal Deðiþimler, Türkiye Ziraat Mühendisliði VI. Teknik Kongresi, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasý, Ankara, s. 1001 1018. ERDOÐAN, T. 2005. Organize Perakende Sektörünün Ekonomik Dinamikleri: Rekabet Politikasý Açýsýndan Deðerlendirme, Rekabet Dergisi, Sayý: 24, s. 27 63. GÜNAYDIN, G. 2009. Tarým Bankacýlýðýnda Yabancýlaþma. Baðýmsýz Dergisi, Sayý: 1, s.54 59. ORAL, N. 2006. Türkiye Tarýmýnda Kapitalizm ve Sýnýflar, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasý, Ankara. ORAL, N. 2009. Türkiye'de Tarým ve Gýda Sektöründe Yabancýlaþma ve Tekelleþme, Mülkiye Dergisi, 33(262):325 344. SÖNMEZ, M. 1992. 100 Soruda 1980 lerden 1990 lara Dýþa Açýlan Türkiye Kapitalizmi, Gerçek Yayýnevi, Ýstanbul. T.C. MERKEZ BANKASI. 2009. Finansal Ýstikrar Raporu, Mayýs, Sayý: 8. http://www.tcmb.gov.tr/yeni/evds/yayin/finist/ Fir_TamMetin8.pdf TZOB. 2009. Çiftçilerimizin kredi borçlarý arttý. TZOB Basýn Bülteni, 29 Haziran, Ankara, http://www.tzob.org.tr/tzob_web/basin_bulten/ 2009/28_06_2009.htm TAYFUN, A. ve C. TOKMAK. 2007. Tüketicilerin Türk Usulü Fast Food Ýþletmelerini Tercih Etme Sebepleri Üzerine Bir Araþtýrma. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, Güz 2007, 6(22):169 183. TOZANLI, S.; M. DONDURAN ve A. ATAY. 2007. Uluslararasý Rekabet Stratejileri: Türkiye Gýda Sanayii, TÜSÝAD, Yayýn No: 442, Ýstanbul. TÜMAY, Ý. 1998. Tarým ve Köylü: Sizi Ýlgilendiriyor mu?. Mürekkep, Sayý 10/11, Ankara, s. 160 194. USDA. 2008. Turkey Food Service Sector (Prepared by: O. Cakiroglu), GAIN Report Number: TU8034, HYPERLINK "http://www.fas.usda.gov/gainfiles/200807/14 6295228.pdf" http://www.fas.usda.gov/gainfiles/200807/146 295228.pdf UZUNLU, V. 2007. Bankacýlýk Sektörünün Güncel Sorunlarý, http://www.dp.org.tr/arge/belgeler/bankacil ik_sektorunun_guncel_sorunlari-06032007.pdf YENAL, N. Z. 2001. Türkiye de Tarým ve Gýda Üretiminin Yeniden Yapýlanmasý ve Uluslararasýlaþmasý, Toplum ve Bilim, Sayý: 88, Ýstanbul, s. 32 54. HYPERLINK "http://www.argemar.com/" http://www.argemar.com HYPERLINK "http://www.capital.com.tr" http://www.capital.com.tr HYPERLINK "http://www.dunyagazetesi.com.tr/" http://www.dunyagazetesi.com.tr HYPERLINK "http://www.ekonomist.com.tr/" http://www.ekonomist.com.tr HYPERLINK "http://www.hurriyet.com.tr" http://www.hurriyet.com.tr http://www.milliyet.com.tr HYPERLINK "http://www.radikal.com.tr" http://www.radikal.com.tr HYPERLINK "http://www.referansgazetesi.com" http://www.referansgazetesi.com HYPERLINK "http://www.rekabet.gov.tr" http://www.rekabet.gov.tr HYPERLINK "http://www.sutdunyasi.com" http://www.sutdunyasi.com Fast-food ve cateringde de lider yabancýlar 1980 li yýllardan itibaren özellikle büyük kentlerde yaþanan hýzlý çalýþma temposu, ev ve iþ arasý mesafelerin uzaklýðý, zamanýn kýsýtlýlýðý gibi öðeler Türkiye de dýþarýda yeme alýþkanlýðýný artýrdý. Dýþarýda yemek yeme oranýndaki artýþa paralel olarak fast-food (hýzlý beslenme) sektörü hýzlý bir yükseliþ dönemi yaþadý, hýzla büyüdü. Fast-food restoranlar sýnýrlý yiyecek ve içecek sunan, tüketicilerin hazýr paket ürünleri evlerine götürebildikleri, self servis uygulamasýnýn çoðunlukla uygulandýðý, ucuz restoranlar olarak tanýmlanmaktadýr (Tayfun ve Tokmak, 2007). Halen fast-food sektöründe yaklaþýk 3 bin 400 restoran faaliyet göstermekte olup, 2008 yýlý itibariyle sektörün büyüklüðü 1,2 milyar TL dolayýndadýr. Kayýtdýþýnýn yoðun olduðu catering (hazýr yemek) sektörünün büyüklüðü ise 4.5 milyar dolar dolayýnda olup; halen 6 milyon kiþiye hizmet veren sektörün lider þirketleri Ýngiliz-Fransýz ortaklýðý Sofra ile Fransýz sermayeli Sodexho dur.

Dieter Duhm, korkuyu tüm halleriyle incelediði Kapitalizmde Korku da, kapitalist sistemin olmazsa olmaz temel bileþenini (korku) açýða çýkarýyor. Yaþadýðýmýz sistemde, ideolojik, reel kaynaklara sahip olan korkunun, bir kez ailede, anne baba figürüyle, bebeklikten yetiþkinliðe kadar olan bir süre kapsamýnda bireye nasýl aþýlandýðý ve daha sonradan da irrasyonel hale nasýl dönüþtüðüyle ilgili analizle karþýlaþtýðýmýz kitapta, bir toplumsal yapýnýn temel iskeletini tanýtýyor önce Duhm. Vicdan, ahlak gibi anlamlarýn nasýl oluþtuðunun yaný sýra, insan iliþkilerinden üretim iliþkilerine odaklanýyor. Sorunun can alýcý noktasý da burada baþlýyor. Korkunun tüm çeþitlerinin anaforlaþtýðý toplumda, sorunun çözümüne doðru ilerleyen Duhm, þimdiye kadar bu yapýyý görmemiþ ya da görmek istememiþ psikiyatrizme karþý da bir duruþ sergiliyor. Zira geçmiþten günümüze katlanarak gelen devleþmiþ sorunlar, yani psikolojik sorunlar öyle durduk yerde, kendiliðinden oluþmuyor. Sadece hasta bireyin sorunuymuþ gibi, toplumdan ve üretim iliþkilerinden baðýmsýz ele alýnan psikolojik sorunlarýn çözülmesi bir yana, katlanarak büyümesi, -bilinçli göz ardý edilen- temel mekanizmayý anlamayý daha çok gerektiriyor. Ýnsaný Önce Aile Þekillendirir Doðal olarak bu mekanizmayý görmeyen psikolog ve psikiyatrlar da sistemin temel bileþeni olan korkuyu eksik ve manipülatif yaklaþýmlarla beslemiþ oluyorlar. Kapitalizmde Korku da, Duhm, Marx ýn artý-deðer teorisi ve yabancýlaþma kavramýndan yola çýkarak. Ýnsan davranýþlarýný, nevrotik insan ve normal insaný tam da beslendiði, þekillendiði zemin üzerinde incelerken, psikiyatrinin tüm ögelerini sýralýyor. Duhm, insanýn þekillenmesini önce aileden baþlayarak inceliyor. Sonra da halka halka geniþleyerek diðer yapýlara doðru yol alýyor. Ne yazýk ki, Duhm ýn çalýþmasý, bizleri hiç de iyi bir sonun beklemediðinin bilgisini veriyor. Duhm ý, okuyunca anlýyoruz ki, alçakgönüllü, uyumlu, sempatik olmak hiç de bize öðretildiði gibi olumlu birer davranýþ özelliklerini yansýtmýyorlar. Aksine, söz konusu davranýþlarý ön planda olan bireyler, topluma ve karþýlarýndakine kendilerini kabul ettirmek için en çok çabalayan ve baskýlanmayý çocukluklarýnda diðer bireyler gibi yoðun yaþayan karakterler olarak çýkýyorlar karþýmýza. Kapitalizmde Korku kitabýnda Duhm üst-ben in toplumdaki iliþki biçimini yönlendirdiðini en temel ve en tayin edici geriye itme sürecinin, üst benin oluþmasýyla baþladýðýný söylüyor. Ýliþkilerimizin Meta Karakteri Korkunun önce ailede, anne-babanýn çocuðunun üzerindeki iktidarýyla baþladýðýnýn altýný çiziyor Duhm. Tabii anne ve babanýn bütün bunlarý çocuðunu korkutmak amacýyla yapmadýðýný belirtelim. Daha önceden kendisi de çocuk olan anne-babalar edindikleri davranýþ kurallarýný ve deðerleri týpký kendilerine yapýldýðý gibi çocuklarýna da uyguluyorlar. Zira içinde yaþadýklarý toplumsal, sosyalekonomik örgütlenme biçiminin en önemli ilk halkasý olan aile, geniþ bir yapýnýn önemli bir yansýmasý oluyor. Toplum modeli, ekonomik modele uygun iþlediðinden, insanlarla olan iliþkilerimizin meta karakteriyle doðal bir yansýtma iþlevi görüyor. Korkuya karþý koymanýn tipolojisiyle ilgili oldukça tanýdýk örnekler sunuyor Dieter Duhm: Don Juan, baþtan çýkarýcý kadýn, dünyadan elini eteðini çekmiþ adam, filozof, modanýn esiri taþ bebek, çevreyi etkileyen yaman adam, cesur erkek, kendini beðenmiþ, alçakgönüllü kadýn, suskun çok nazik ve lütufkâr kadýn, geçimsiz insan, oportünist, uyumsuz, vs. Yazarýn da gösterdiði gibi, bizler de söz konusu özelliklerden birine sahip olabiliriz kuþkusuz. Zaten Duhm da bu toplumsal yapýnýn insaný olan bizlerin bundan kaçýnamayacaðýnýn altýný çiziyor. Bunlarýn her birinde, belli bir genel iþaret nörotik karakter oluþumu söz konusudur; bu oluþumun yardýmýyla, korku üreten çatýþmalar öyle iþlenmiþtir ki, geriye mümkün olduðu kadar az derecede akut korku kalýr. Karakter yapýsýnýn oluþumu, davranýþlarý belirleyici dinamikler, en önemlisi de insan iliþkileri (dostluk, sevgi, aþk, cinsellik), sosyal-ekonomik yapý, Kapitalizmde Korku nun ana temasýný oluþturuyor. Yaþamda tanýk olduklarýmýzýn yaný sýra, sosyal-tarihsel arka planda görünenler (Hitler faþizmi, Irak iþgali, günlük trajediler vs) gibi gerçeklerden yola çýkmasý bile yetmiþ aslýnda Duhm ýn korkuyu temellendirmesine. En önemli saptamanýn, korkunun kaynaðýnýn bilinmemesiyle ilgili olduðunu söyleyebiliriz. Ýktidarlarýn, egemenliðin var olabilmek için korkuyu ürettiklerini bilmek, belki de korkmamak için bir baþlangýç olabilir. BirGün Çiftçi çocuðu olarak doðdu, öðretmen oldu. Yýllarca köylerde çalýþtý. Romanlar yazdý. Yazdýklarý hoþa gitmediðinden sürüldü, açýða alýndý. 'Ben edebiyatta yaþamý öne aldýðým için amacým köy romaný deðil, köydeki yaþamýn romanýný yazmaktý' diyen Fakir Baykurt hakkýnda minik bir test hazýrladýk. Haydi buyurun... 1- Fakir Baykurt Fakir adýný mahkeme kararýyla almýþtýr. Gerçek adýný biliyor musunuz? a- Bayram b- Ahmet c- Tahir d- Haceli 2- Fakir Baykurt un roman kahramanlarý genellikle dürüst, çalýþkan, yiðit ve cömert olurlar. Kýr Abbas da bunlardan biridir. Hangi romanýnýn kahramanýdýr Kýr Abbas? a- Keklik b- Kaplumbaðalar c- Köygöçüren d- Týrpan 3- Fakir Baykurt, Yýlanlarýn Öcü ve Irazca nýn Dirliði romanlarýný hangi romanla devam ettirmiþtir? a- Onuncu Köy b- Amerikan Sargýsý c- Keklik d- Kara Ahmet Destaný 4- Yýlanlarýn Öcü iki kez sinemaya uyarlanmýþtýr. 1985 te, ikinci kez sinemaya uyarlayan Þerif Gören di. Ýlkini hatýrlayabildiniz mi? a- Metin Erksan b- Ö. Lütfi Akad c- Atýf Yýlmaz d- Halit Refið 5- Fakir Baykurt un romanlarýndan biri iki edebiyat ödülü birden kazanmýþtýr. Hangisi olabilir? a- Yýlanlarýn Öcü b- Kara Ahmet Destaný c- Týrpan d- Onuncu Köy 6- Fakir Baykurt, üç roman yazarak yurt dýþýndaki Türk iþçilerin yaþamlarýný ele almýþtýr. Bu üçleminin adýný bildiniz mi? a- Duisburg Üçlemesi b- Kölelerin Senfonisi c- Kanlý Emek d- Yazýk Hayatlar 7- Fakir Baykurt u üne kavuþturan ilk romaný Yýlanlarýn Öcü 1958 de hangi gazetede tefrika edilmiþti? a- Vatan b- Ulus c- Yeni Ýstanbul d- Cumhuriyet 8- Ayný yýl Yýlanlarýn Öcü yle hangi ödülü kazanmýþtý? a- TDK Roman Ödülü b- Yunus Nadi Roman Ödülü c- Orhan Kemal Roman Ödülü d- TRT Roman Ödülü 9- Sansür kurulu tarafýndan yasaklanan Yýlanlarýn Öcü filmi, zamanýn Cumhurreisinin Ne varmýþ bu filmi yasaklayacak, çözümün ilk adýmý gerçeðin gösterilmesidir. Millet bu filmi görmelidir demesi üzerine gösterime girmiþtir. Kimdi bu Cumhurreisi?a- Ýsmet Ýnönü b- Cemal Gürsel c- Celal Bayar d- Cevdet Sunay 10-1965 te hangi sendikanýn kurucu baþkaný olmuþtu? a- KESK b- MTTB c- TÖS d- TÝP Cevap anahtarý: 1c, 2b, 3d, 4a, 5c, 6a, 7d, 8b, 9b, 10c Radikal Kitap

Reþadiye Provokasyondur. Serap Eser den sonra her yer yangýn yeridir. Demokrasi dediðimiz þey rengarenk ýþýltýlar meclisidir. DTP kapatýlmamalýdýr. Bunca sorunun içinde çetin kýþ koþullarýnda, ne zaman ülkemizde, bahara doðru bir rüzgâr hissedilse; bir çýð düþer baþýmýza. Çýð daðdan düþer; ama aslýnda düþürenler kenttedir. Karanlýk dehlizlerde yaþar; yeri zamaný gelince Tokat- Reþadiye de olur; yedi askerimizi katlederler. 1993 te otuzüç askerimizi þehit ettikleri gibi. Ateþ sadece yedi eve düþmedi. Hepimizin evi yangýn yeri. Kimse þiddetten medet ummasýn. Eline silah alanlar; kim olurlarsa olsunlar, yapmak zorunda kalacaklarý son þey; kendi kendilerini vurmak olacaktýr. Þiddet Tarihi diye bir tarih var ise eðer; o tarih bize bunu söylüyor. Kürt Açýlýmý, Alevi Açýlýmý, Demokratik Açýlým söylemleriyle; aylardýr, ne yapacaðýný, neyi açacaðýný doðrusu hiçbirimizin bilmediði bu muðlaklýðý gidermenin zamaný çoktan gelmiþtir. Sadece hükümet deðil, tüm ilgililer açýk ve net Çok mutlu gitmiþtin askere Çok yakýnda alacaktýn teskere Git yiðidim git güle güle Kýþýn karda daðda ovada Islanýrdýn yaðan yaðmurda Sizi bekleyenler vardý burada Kanýnýzla yýkadýlar elini Tuzak kurup kesmiþlerdi yolunu Bir gül idin kopardýlar dalýný Sana vuran eller kýrýlsýn gitsin Evinin damýnda baykuþlar ötsün Çürüsün bedeni yaþamý bitsin Yerde insan gökte melek aðladý Analarýn yüreðini daðladý Dereler coþtu göller çaðladý Kanlarýnýz al bayraða yansýyor Gece olunca hüzün basýyor Tabutunu Mehmetçikler taþýyor Kurban olsun size Deste bacý Aldýðýmýz haber çok büyük acý Türk askerine yetmez kimsenin gücü Þehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Türkiye min baþý sað olsun. Ailelerine sabýr diliyorum. 07.12.2009 Deste KARAGÜL olmalýdýrlar. Açacaklarý þey gazoz kapaðý deðildir zira. Reþadiye provokasyonundan etkilenmemeli, milleti ikna etmeli, girdikleri yoldan emin iseler eðer, cesaretle yürümelidirler. Þehit babalarýndan biri ne güzel söyledi: Asker ya da deðil, bu çocuklarýn hepsi bizim çocuklarýmýz. Bu kaný durdurun. Bu yarayý iyileþtirin. Barýþý saðlayýn. Serap Eser; hepimizin kýzýdýr. Yüzbinlerce Serap var bu ülkede. Kendi dünyasýnda kim bilir, kendince ne hayalleri vardý?... Seraplar ýn hayallerini karatmayýn. Serap ý Þehit, ona Molotof atan yaþýtlarýný katil yapmayýn artýk. Anayasa Mahkemesi nezdinde, Demokratik Toplum Partisi nin kapatýlmasý talebiyle açýlan dava, son aþamaya gelmiþ durumda. Anayasa Mahkemesi þu günlerde karar verecek. Ya ülkemizi karatacak ya da ýþýtacak. Zira bilinir ve herkesçe de kabul edilir ki; siyasi Partiler olmadan demokrasi olmaz. Programlarýna, çözüm önerilerine, dünya görüþlerine katýlmayabiliriz. Oy vermeyebiliriz. Onaylamayabiliriz. Ama söz söyleme, proje üretme, aktör olma haklarýný da ellerinden alamayýz. Þiddet içermedikçe, þiddete baþvurmadýkça her partinin demokrasi yelpazesinde yeri vardýr ve kuþkusuz ki bu bir haktýr. Demokrasi dediðimiz yaþam alanýnýn erdemi de buradadýr. Anayasa Mahkemesi nin deðerli üyelerinin bu titizlikle davranacaklarýný ümit ediyor, ýþýltýlý bir Türkiye panoramasýna katkýda bulunacaklarýný bekliyoruz. Saygýlarýmýzla.09.12.2009 Ali BALKIZ Genel Baþkan Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR Yaþar Alkan Nevþehir Belediyesi Kapadokya Eðitim Merkezi tarafýndan Üniversitelerin Güzel Sanatlar Fakültelerinde özel yetenek sýnavý ile öðrenci alýmý yaptýðý resim bölümünde, eðitimlerini sürdürmek isteyen kabiliyetli öðrencilere yönelik olarak düzenlenen resim kursu,hem öðrencilerin yeteneklerini pekiþtiriyor,hem de mesleki anlamda bilgilerinin daha da geniþlemesine katký saðlýyor. Nevþehir Anadolu Meslek ve Kýz Meslek Lisesi nin Resim ve grafik tasarýmý bölümünde eðitim gören öðrencilerin yaný sýra,resime merak duyan genç kýz ve erkeklerin ilgi gösterdiði kurs çalýþmalarý,resim atölyelerini aratmayacak görüntülere sahne oluyor. 2010 Haziran ayý sonuna kadar devam etmesi planlanan kursta öðrenciler resim konusunda gerek teorik ve gerekse de pratik olarak bilgi ve becerilerini geliþtirme imkaný bulacaklar. Her hafta sonu yaklaþýk 3 saat süre ile devam eden Resim kursuna 18 öðrenci katýlýyor. Þakir ÞENOL Son günlerde yaþanan olaylar can yakýcýdýr. Yaþananlar demokratikleþme çabalarýndan vaz geçirmemelidir. Bir arada eþit, özgür ve müreffeh yaþam arzumuzdan geri dönemeyiz. Partimiz Genel Baþkaný Sayýn Alper Taþ ýn gündemle ilgili açýklamasýný Kýrþehir Basýný ve Kamuoyu ile paylaþmayý bir borç biliriz. Þakir Þenol ÖDP Kýrþehir Ýl Baþk. BOSNA OLMAYALIM BÝR ARADA YAÞAMI SAVUNALIM Türkiye toplumu bir þiddet cenderesinin içerisine doðru sürükleniyor. Sýkýlan her kurþun, patlayan her bomba, kaybedilen her can kardeþlik ve bir arada yaþama imkânlarýný tüketiyor. Yaþanlar karþýsýnda herkes þiddete bir neden arýyor, AKP þiddetin sorumlusu olarak DTP'yi göstererek, kendi sorumluluðunu üzerinden atmaya çalýþýyor. Yaþanan tek gerçek ise ölümdür ve acýdýr. Ýstanbul'da üniversiteye hazýrlanan 17 yaþýndaki Serap Eser'in, Diyarbakýr Dicle Üniversitesi öðrencisi 23 yaþýndaki Aydýn Erdem'in, Tokat'ta ölen 7 askerin de ocaklarýna düþen, yüreðimize düþen, ayný acýdýr. Acýlarýmýz ortaktýr. Yaþanan acýlardan siyasi rant devþirmeye çalýþanlar bugün yaþanan tablonun gerçek sorumlularýdýr. Milliyetçi ve faþizan yaklaþýmlarla halklar arasýna kin ve nefret tohumlarý ekenler, yýllardýr süren savaþýn yarattýðý büyük yýkým ve acýlarý biçmektedir. AKP'nin 'açýlýmý' Kürt sorununa gerçek bir çözüm aramanýn ötesinde, Kürt hareketini etkisizleþtirmeye yönelik sorunu daha da derinleþtiren bir yaklaþýmdýr. DTP'nin kapatýlma davasý kosununda da AKP, kendine müslüman sözde demokrat tutumunu sergileyerek, bir yandan 'parti kapatmaya karþýyýz' derken diðer yandan da DTP'yi hedef göstermekten geri durmamaktadýr. AKP siyasi rant hesaplarýný bir yana býrakýp, çözüm için adým atmalýdýr. Kürt halkýnýn ortaya koyduðu talepler Türkiye toplumunun benimseyebileceði taleplerdir. Bunun için özgür bir tartýþma ve diyalog sürecine ihtiyaç vardýr. Dil, kültür, kimlik talepleri ve bunlarýn yasal güvence altýna alýnmasý, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, herhangi bir etnik kimliðe dayalý olmayan anayasal yurttaþlýk talebi asgari demokratik taleplerdir. 'Açýlým' sonrasýnda ifade edildiði gibi 'cin þiþeden çýkmýþtýr', bu sürecin hayal kýrýklýðýyla sonuçlanmasý, bugün iþaretlerini gördüðümüz gibi çatýþmanýn toplumsal alana doðru geniþlemesine yol açacaktýr. Tarihsel bir eþikteyiz. Ya Kürt sorununu eþitlik temelinde çözeceðiz, bir arada yaþamý güçlendireceðiz ya da kapýda bizi bekleyen bir iç çatýþmadýr, Bosnalaþmadýr. Bu süreçte herkese büyük sorumluluk düþmektedir. Gerçek barýþ toplumun birbirini anlamasý ile mümkün olacaktýr. Toplumu gerecek, kutuplaþtýracak dilden, davranýþlardan uzak durmak herkesin görevidir. Unutulmamalý ki barýþ ancak halklarýn bir arada yaþama iradeleri olduðunda mümkün olabilecektir. Linç giriþimleri kýþkýrtanlara, bir arada yaþamý tahrip eden þiddet eylemlerine giriþenlere karþý bir arada yaþamý, etnik barýþý ýsrarla, inatla ve kararlýlýkla savunacaðýz. Barýþ içinde bir arada yaþadýðýmýz eþit, özgür ve demokratik bir ülke için, bir arada olacaðýz, omuz omuza olacaðýz, geleceði birlikte kuracaðýz. DÝJÝTAL SÝSTEMLER Otomatik kaþe Logolu kaþe Ýmza kaþesi Düz ve Oval kaþe Cep kaþeleri Kaþeler kendi imalatýmýzdýr OKUL ÇANTALARI Defter, Kalem,Silgi ve tüm okul kýrtasiye ihtiyaçlarý uygun fiyatlarla HER MARKA FOTOKOPÝ, FAX, YAZICI Kartuþ ve Tonerleri Sarf Malzemeleri HACIBEKTAÞ 441 38 41 Alper TAÞ ÖDP Genel Baþkaný

7 Sadri Alýþýk Tiyatrosu, yerli oyunlar zincirinin son halkasýna, bu sezon sergiledikleri Orhan Kemal in, sýradan insanlarýn mahpus damýndaki dramýný anlattýðý 72. Koðuþ adlý oyununu ekledi. Usta Yazar Orhan Kemal in önce uzun hikaye olarak düþündüðü ve daha sonra sahne metni olarak kurguladýðý 72. Koðuþ ta toplumsal düzenin eþitsiz iþleyiþinden maðdur olmuþ insanlarýn mahpus damýnda kendilerine reva görülen koþullara karþý verdikleri onur mücadelesi anlatýlýr. Bu mücadele, kimi zaman onlarýn var olma savaþýmý biçiminde kimi zaman da arkadaþlarý ile birlikte idareye karþý verilen bir kavga biçiminde ya da koðuþ içinde kendilerine baský kuran ve yýldýrmaya çalýþan koðuþ aðalarýna karþý tezahür eder. Devlet Tiyatrosu yönetmenlerinden Kemal Baþar ýn sahne yorumu ile izleyici karþýsýna çýkarýlan 72. Koðuþ un müzikleri, ayný zamanda ilk sahne deneyimini yaþayan halk müziði sanatçýsý Yavuz Bingöl e ait. Dekor-kostüm tasarýmýný Malike Baþkan ýn gerçekleþtirdiði oyunun koreografisi ise Kerem Kuraner imzasýný taþýyor. 72. Koðuþ ta oyuncu olarak dünya güzellik yarýþmasýnda birinci olan Azra Akýn da görev alarak ilk sahne deneyimini yaþýyor. Dönem, 2. Dünya Savaþý nýn tüm acýmasýzlýðý ile devam ettiði ve toplumun büyük çoðunluðunun yoksulluk ve açlýkla mücadele ettiði yýllardýr. Savaþ koþullarýnda hukukun askýya alýndýðý, insan haklarý ve özgürlüklerin hiçe sayýldýðý bir dönemdir. Bu koþullarda sadece içeridekiler in deðil sokakta, iþyerinde ve evde de ilkel bir toplumsal düzenin hüküm sürdüðü bir zaman diliminde içerideki mahkumlarýn dramý, büyük yazar Orhan Kemal in usta ve yetenekli kalemine konu olmuþtur. Farklý sosyal statüde insanlarýn, iþsizler, lümpenler ve köylülerin iç içe bir dama týkýlmasý ve onlarýn yaþamsal ihtiyaçlarý, saðlýk sorunlarý ve yaþam güvenceleri, rüþvetçi mahpushane yöneticileri ve koðuþ aðalarýnýn vicdanlarýna terk edilmiþtir. Bu kimsesiz insanlar, sistemin çarpýklýðýndan trajik bir hayatýn girdabýnda kendilerine bir yaþama alaný bulmak için kimi yerde güçlüye yardakçýlýk, kimi yerde kendi aralarýnda itiþme ve kavgalarla toplumsal bir dramýn kurbaný olurlar. Yönetmen Kemal Baþar, sahne yorumunda bütün mahkumlarý, bir akýl hastanesi olarak düzenlenmiþ mahpus damýnda, ilkel koþullarda ve insani iliþkilerden uzakta, hukuk kurallarýnýn oluþmadýðý, güçlü olanýn güçsüze baský ve tahakküm uyguladýðý bir ortamda, hayatta kalmak için karþýlaþtýklarý her türden baský ve zulme amenna diyen lümpenler topluluðu olarak gösteriyor. Baþar ýn bu yorumu gerçekçi bir yaklaþým içerse de, son kertede mahkumlara böyle bir uygulamayý reva görmesi, aslýnda dozajý iyi ayarlanmamýþ bir haksýzlýðý da içeriyor. Toplumsal baðlamda sistemi oluþturan bütün kurumlarý ve yöneticileri de deliler sisteminin bir uygulayýcýsý ve yeniden yaratýcýsý olarak imliyor. Bu anlamda sorun tam olarak anlatýlýp anlamlandýrýlamýyor. Yani suçlu o dama düþen mi, yoksa onlara bu uygulamayý reva gören sistem mi, ya da yöneticiler m,i doðrusu pek anlaþýlamýyor. Oysa Orhan Kemal de bu sorunsal net ve berrak bir biçimde ortaya konuluyor. Baþar ýn yorumunda bir gerçeði vurgulamakta yarar var; oyuncular, bu yorumun anlatýmcýsý olarak üzerlerine düþen görevi baþarý ile yerine getiriyorlar. Her bir oyuncu yansýladýðý ya da yorumladýðý rolü, yaþayan birer varlýk olarak inandýrýcý bir biçimde sahneye getiriyor. Hem kadýnlar koðuþunda bulunan oyuncular hem de erkekler koðuþunun mahkumlarý, içinde bulunduklarý ortamý ve kendilerine reva görülen uygulamalarý baþarýlý ve inandýrýcý bir ruh hali ve tavýrla seyirci karþýsýna çýkarýyorlar. Oyuncular bu sahici oyunculuk örneði ile hem anlatýmýn önemli bir unsuru olduklarýný gösteriyorlar hem de rejinin konseptine özel bir katký sunuyorlar. Sinema ve dizilerdeki oyunculuðu ile sanat çevrelerinde kendinden söz ettirmeyi baþaran halk müziði sanatçýsý, yorumcu Yavuz Bingöl, ilk sahne deneyimini yaþadýðý 72. Koðuþ ta önemli bir aðýrlýk oluþturuyor. Üzerinde ilk sahneye çýkmanýn verdiði belirgin bir heyecanla Kaptan rolünü yorumlayan Bingöl, sesiyle sorun yaþýyor ama duygu yoðunluðu olarak iyi bir oyuncu olabileceðinin iþaretini de veriyor. Bingöl gibi yine ilk sahne hayatýna atýlan ve oyunculuðu bir meslek olarak yapma gayretinde olan dünya güzeli Azra Akýn da sempatisi ile göz dolduruyor. Ama her ikisinin de sýký bir pratik yapmak gibi bir zorunluluklarý olduðu da gerçek. Umarým ikisi de sahnede kalmak için çaba sarf eder. Oyunda Berbat rolü ile karþýmýza çýkan Kerem Alýþýk, her zamanki sahne sempatisini koruyor ama ayný zamanda oyunculuðuna dönük belli bir deðiþim ve geliþimi de yaþýyor. Kerem Alýþýk ý daha çok sanat ve tiyatro aþkýndaki tutumu ve bu aþký her yýl daha yoðun yaþamasý ile konuþmak gerekiyor. Sonuç olarak Orhan Kemal in 72. Koðuþ oyunu, ilk yazýldýðýndan bugüne kendi kýymetini koruyabilmiþ ve bu güncel metin, Sadri Alýþýk Tiyatrosu nda, bugün baðlamýnda hâlâ kanayan bir yara olan cezaevi gerçeðini yeniden düþünmemize aracýlýk etmiþtir. Evrensel Körfez ilçesinde önceki gece evinin önünde yürürken, kendisine kimlik soran polisler tarafýndan araya alýnýp tekme tokat dövüldüðü iddia edilen nakliyatçý 41 yaþýndaki Yýlmaz Kuþçu komaya girdi. Yýlmaz Kuþçu'nun eþi Nurcan Kuþçu, kocasýný en az 10 polisin ortaya alarak tekme tokat dövdüðünü öne sürdü. Önceki gün saat 11.00 sýralarýnda Körfez ilçesi Esentepe Mahallesi Çayýrbaþý Sokak ta iki çocuk babasý Yýlmaz Kuþçu, yürüyüþ yapýyordu. Ayaðýnýn kýrýlmasý ve alçýnýn çýkmasýndan sonra doktor yürüyüþ yapmasýný tavsiye etmiþti. Yürüyüþ sýrasýnda polis ekiplerince durdurulup kimlik kontrolü yapýlmak istendi. Evinin önünde olduðunu ve yanýnda kimliðinin bulunmadýðýný söyleyen Yýlmaz Kuþçu ya polisler, Niye kimlik taþýmýyorsun? diye tepki gösterdi. Bu yüzden çýkan tartýþmanýn ardýndan 10 polis, iddiaya göre Kuþçu yu aralarýna alarak tekme tokat dövdü. Yerde hareketsiz kalan Yýlmaz Kuþçu yakýnlarý tarafýndan hastaneye kaldýrýldý. Derince Devlet Hastanesi Göðüs Cerrahi Servisinde tedavi altýna alýnan ve tramva geçirdiði anlaþýlan Yýlmaz Kuþçu nun þuurunun yerinde olmadýðý belirtildi. Olayý gören eþi Nurcan Kuþçu polislerin Yýlmaz Kuþçu nun tekme tokat ve copla vurduklarýný iddia etti. Aðabeyinin vucudunda ciddi kýrýklar oluþtuðunu söyleyen Sema Yýlmaz da, Göðüs kafesinde kýrýlan kemiklerin kalbin damarlarýný kesebileceði için hayati tehlikesi oluþtuðunu öðrendik diye konuþtu. (dha)

Tütün Eksperleri Derneði yayýnladýðý bir basýn bildirisiyle Tekel Yaprak Tütün iþletmelerinin kapatýlasýný protesto etti. TEKEL in yaprak tütün piyasalarýndan çekilmesi ile birlikte destekleme alýmlarýnýn kaldýrýlmasý ile çok uluslu sigara tekellerinin insafýna terk edilen yaklaþýk 200.000 tütün üreticisinden sonra Türkiye genelinde yaklaþýk olarak 100.000 tütün ekicisi de kaderi ile baþ baþa kalmýþ bulunmaktadýr. Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðýnýn uygulamaya çalýþtýðý tütüne alternatif ürün projesi de kâðýt üstünde ve basýn mülakatlarýnda verilmiþ süslü beyanlar olmaktan öteye gidememiþtir. denilen bildiri þöyle Tütün Eksperleri Derneði Basýn Bildirisi (8 Aralýk 2009) 147 Yýllýk Tekel in Kalan son Birimi de yok Ediliyor! TTA nýn Yaprak Tütün Ýþletmeleri Kapatýlýyor- TEKEL in alkol ve sigara birimlerinin satýlmasýndan sonra, TTA (Tütün, Tuz ve Alkol Ýþletmeleri A.Þ. Genel Müdürlüðü) ismi ile iki yýldýr Özelleþtirme Ýdaresi ne baðlý olarak faaliyet gösteren kurum için de artýk kapanýþ süreci baþlamýþ bulunuyor. Türkiye geneline yayýlmýþ 60 Yaprak Tütün Ýþletme Müdürlüðünün kapatýlmasýna iliþkin ÖYK (Özelleþtirme Yüksek Kurulu) kararý alýnmýþ bulunmaktadýr. 2009 yýlýnda son kez 107.619 ekiciden 20.408.000 kg yaprak tütün satýn alarak piyasadan çekilen TEKEL in hali hazýrda Ýzmir, Diyarbakýr, Adýyaman ve Bitlis illerinde faaliyet göstermekte olan yaprak tütün iþleme fabrikalarý da kapatýlmaktadýr. Böylece, ülkemizde uygulanmakta olan kamu iþletmelerinin elden çýkarýlmasýna yönelik özelleþtirme politikalarýnýn neticesi olarak; yýllarca Kurumlar vergisi þampiyonu olmuþ, hem tarýmsal alanda hem de sanayide yarattýðý istihdam ve katma deðerle birinciliði tescillenmiþ, ismi marka olmuþ bir buçuk asýrlýk bir kurum olan TEKEL, artýk tarihin tozlu sayfalarý arasýndaki yerini almýþ olacaktýr. Reji den millileþtirilerek devralýnan TEKEL in özelleþtirilerek elden çýkarýlmasý aslýnda hazin ve uzun bir öykü dür. TEKEL in yaprak tütün piyasalarýndan çekilmesi ile birlikte destekleme alýmlarýnýn kaldýrýlmasý ile çok uluslu sigara tekellerinin insafýna terk edilen yaklaþýk 200.000 tütün üreticisinden sonra Türkiye genelinde yaklaþýk olarak 100.000 tütün ekicisi de kaderi ile baþ baþa kalmýþ bulunmaktadýr. Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðýnýn uygulamaya çalýþtýðý tütüne alternatif ürün projesi de kâðýt üstünde ve basýn mülakatlarýnda verilmiþ süslü beyanlar olmaktan öteye gidememiþtir. Bu arada TEKEL in stoklarýnda bulunan tütünler ise son yýllarda komik rakamlarla dünya piyasalarýna satýlarak ülke tütüncülüðünün pazar ve pazarlýk gücü zayýflatýlmýþtýr. 300 Tütün Ekpsperi ve 900 Memur Havuza Bu süreçte, TEKEL de uzun yýllar yurdun doðusu batýsý demeden güç koþullarda ve yýlda ortalama 6 ay süreli geçici görevlerle çalýþtýrýlan Tütün Eksperleri de Devlet Personel Baþkanlýðý havuzuna alýnmak sureti ile Tarým Ýl Müdürlükleri baþta olmak üzere deðiþik kamu kurum ve kuruluþlarýna gönderileceklerdir. Kuþkusuz gidecekleri kurumlarda da özveri ile çalýþacak olan meslektaþlarýmýz, kendi uzmanlýk alanlarýnda çalýþamayacaklarý için mesleki deneyimlerini iþ yaþamlarýna yansýtmaktan uzak kalacaklardýr. Türkiye de her þeye raðmen tütüncülük, tarým ve sanayi sektöründe önemli bir istihdam alaný olmaya devam etmektedir. Doðu ve Güneydoðu Anadolu, Ege, Trakya, Marmara ve Karadeniz bölgelerinde tütün tarýmý ile uðraþan 750.000 kiþiye ek olarak, tütün ve tütün mamulleri sektöründe toplam 25.000 kiþi çalýþmaktadýr. Tütün piyasasýnda 51 firma faaliyette olup tütün ihracatýmýz 2008 yýlýnda 152.033.388 kg olarak gerçekleþmiþtir. Bunun ekonomiye katkýsý 428.442.344 dolardýr. Tütün mamulleri piyasasýnda 7 þirket üretim yapmakta olup 2008 yýlý sonu itibarýyla üretilen 135,04 milyar adet sigaranýn 25,6 milyar adeti ihraç edilerek karþýlýðýnda 229 milyon dolar gelir elde edilmiþtir. Yurtiçinde 107,8 milyar adet sigara satýþý gerçekleþmiþ ve tütün mamullerinin satýþýndan elde edilen vergi geliri ise 11 milyar TL yi bulmuþtur. Ülkemizde ekonomik büyüklüðü 23 milyar lirayý aþan bir yaprak tütün ve tütün mamulü sektörü var iken ve bu sektör saðlýk boyutu dâhil yeterince denetlenip kontrol edilemiyor iken, bu alanda yetiþmiþ Tütün Eksperlerinin kendi uzmanlýk alanlarý ve iþ sahalarý dýþýnda istihdam edilmeye çalýþýlmalarý, akýlcýlýktan uzak bir yaklaþýmdýr. Böylesine önemli ekonomik büyüklüðe sahip bir sektörü TAPDK nýn sadece Ankara ve Ýzmir de bulunan iki birim ile yönetmesi, kontrol edip sorunlarýna çözüm bulmasý mümkün deðildir. Bu nedenle, kamunun elindeki bu tecrübeli ve iyi yetiþmiþ personelini asli görevlerini icra edecekleri TAPDK, Dýþ Ticaret Müsteþarlýðý, Gümrük Müsteþarlýðý, Sanayi ve Ticaret Bakanlýðý veya Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý içerisinde oluþturulabilecek Tütün Genel Müdürlüðü gibi bir kurumda çalýþtýrýlmalarý rasyonel bir davranýþ olacaktýr. 12.000 ÝÞÇÝ 4 /C KAPSAMINA Yurt genelinde TTA bünyesindeki yaprak tütün iþletme müdürlüklerinde çalýþmakta olan 12.000 iþçi (en yenisi 13 yýllýk çalýþma süresine sahip olmak üzere) kamuoyunda 4/C uygulamasý adýyla bilinen Özelleþtirme Uygulamalarý Sonucunda Ýþsiz Kalan ve Bilahare Ýþsiz Kalacak Olan Ýþçilerin Diðer Kamu Kurum ve Kuruluþlarýnda Geçici Personel Statüsünde Ýstihdam Edilmelerine Dair Bakanlar Kurulu Kararý doðrultusunda deðiþik kamu kurum ve kuruluþlarýna gönderileceklerdir. Bu kapsama alýnan çalýþanlarda önemli ölçüde gelir eksikliðinin yaný sýra sosyal haklar açýsýndan da ciddi kayýplar yaþanmaktadýr. Ne iþçi ne de memur statüsünde kabul edilmeyen 4/C liler, iþçi sendikalarýna mý yoksa memur sendikalarýna mý üye olabilecekleri belirlenemediði için de sendikal haklarýný kullanamamaktadýr. Ayrýca, bir yýldan az süre ile çalýþmalarý öngörüldüðü için ücret ve sosyal haklarýný en fazla 10 ay süreyle alabilmekte, geriye kalan 2 aylýk sürede ne sosyal güvenceleri ne de ücret haklarý bulunmamaktadýr. 4 ayda 2 günden fazla saðlýk raporu alamayan ve mazeret izni kullanamayan 4/C lilerin hasta olmaya dahi haklarý yoktur. TEKEL Sigara fabrikalarýnýn BAT a ihale edildiði gün, zamanýn Özelleþtirme Ýdaresi Baþkaný Sayýn Metin KÝLCÝ ihalenin hemen ardýndan sýcaðý sýcaðýna yaptýðý açýklamada TEKEL iþçisinin 4/C ye muhatap edilmeyeceðini açýklarken acaba sadece günü mü kurtarýyordu.? Bu vesile ile þimdi Enerji Bakanlýðý nda Müsteþarlýk görevini yürütmekte olan Sayýn KÝLCÝ yi açýklama yapmaya davet ediyoruz. TEKEL iþçisi söz verdiðiniz gibi 4/C dýþýna alýnýyor mu? Böyle bir çalýþma yaptýnýz mý? Devlette devamlýlýk esas olduðuna göre bu konuyu takip ediyor musunuz.? Kamuoyunu etkilemek ve özelleþtirme faaliyetlerini meþru göstermek amacýyla özelleþtirme bünyesine alýnan diðer kurum ve kuruluþlara yapýldýðý gibi devletin sýrtýnda sürekli bir yük olarak gösterilen TEKEL, çekildiði piyasalarda büyük bir boþluk býrakmýþtýr. Sektörden geçimini saðlayan yüz binler bir yana kamuoyu bu boþluðu sahte içkiden kaynaklý ölümler ve kaçak - sahte sigara haberleri ile de yakýndan takip etmiþtir. Yaklaþýk yüzde 30 pazar payý olan TEKEL in sigara biriminin 2008 yýlýnda 1,72 milyar dolar gibi düþük bir fiyatla BAT þirketine satýlmasýyla ortaya çýkan hazin tablonun faturasý bir kez daha tütün üreticilerine, iþçisi, memuru ve Tütün Eksperiyle TEKEL çalýþanlarýna çýkarýlmaktadýr. Sayýn Baþbakan Recep Tayyip ERDOÐAN 5 Aralýk 2009 tarihinde bir açýlýþta yaptýðý konuþmada, yatarak maaþ kazanma devrinin bittiðini söylemiþtir. Sayýn Baþbakanýmýza hatýrlatmak isteriz ki, 147 yýldýr ülke ekonomisine büyük katkýlar saðlayan TEKEL i çalýþanlarý deðil kendileri komik bir ücret karþýlýðýnda özelleþtirmiþler ve oluþan duruma çözüm bulmayarak yine kendileri bu hale getirmiþlerdir. TEKEL in hiçbir çalýþaný yatarak ücret almayý istememiþtir. Hiç istememelerine raðmen, mademki TEKEL satýlýyor, o halde, baþka kurumlarda insan onuruna yakýþýr biçimde çalýþalým demiþ konuyla ilgili hükümetten çözüm beklemiþlerdir. Kurumlar vergisi þampiyonu olmuþ, hem tarýmsal alanda hem de sanayi de yarattýðý istihdam ve katma deðerle birinciliði tescillenmiþ, ismi marka olmuþ bir buçuk asýrlýk bir kurum olan TEKEL Ý bu seviyeye çalýþanlarý yatarak deðil TEKEL vatandýr anlayýþý ile cansiparane çalýþarak ulaþtýrmýþlardýr Doðu ve Güneydoðu açýlýmýnýn konuþulduðu þu günlerde yetkililere sormak istiyoruz Doðu ve Güneydoðuda tütünden geçimini saðlayan 100.000 tütün ekicisi bu yýldan sonra tütün dikemeyecektir bu ekiciler bundan sonra ailelerinin geçimini nasýl saðlayacaklardýr? TEKEL in Yaprak Tütün Ýþletmelerinde çalýþan binlerce iþçi mali ve sosyal hak kayýplarý ile nasýl yaþamlarýný sürdüreceklerdir? Hükümetin bu açýlýmlarý yaparken bölgenin ekonomik sorunlarýný görmezden gelmesi ne kadar doðrudur? Bunu kamuoyunun takdirine býrakýyoruz. Türkiye hala sosyal hukuk devleti ise, milyonlarýn geçimini saðladýðý tütün sektörüne ve bu sektör çalýþanlarýnýn sesine kulak verilmelidir. Onlarýn maðduriyetini azaltacak tedbir ve tasarruflar konusunda gereði yapýlmalýdýr. Tüm sorumlularý sektöre sahip çýkmak için ortak akýl geliþtirmeye davet ediyoruz. Saygýlarýmýzla. Tütün Eksperleri Derneði Yönetim Kurulu Karasaban.net