Türkiye Bankalar Birliği Türkiye de Yabancı Bankalar KONFERANS-SEMİNER AVRUPA BİRLİĞİ. Avrupa Merkez Bankası Asgari Karşılıklar Sistemi



Benzer belgeler
Türkiye de Yabancı Bankalar *

Mali Eylem Görev Gücü nün (FATF) Dokuz Özel Tavsiyesi

Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesi Politikası

NADİR METAL RAFİNERİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş. SUÇ GELİRLERİNİN AKLANMASININ VE TERÖRÜN FİNANSMANININ ÖNLENMESİ HAKKINDAKİ ŞİRKET POLİTİKASI VE UYGULAMA

İÇİNDEKİLER v xiv xv xvi

Nüfus Cüzdanı No: Sürücü Belgesi No: Pasaport No: İkamet Tezkeresi No: Diğer (Adı ve Numarası): Ev:

KARAPARA AKLANMASININ ÖNLENMESİ

Terörle Mücadele Mevzuatı

TÜRK PARASI KIYMETİNİ YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2015 III. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

: Nispetiye Caddesi Akmerkez B.3 Blok Kat. 7 Etiler Beşiktaş -İSTANBUL

Türkiye de Bankacılık Sektörü

Türkiye de Bankacılık Sektörü Mart

[Vergiler] [Muhasebe-Finansal Danışmanlık]

Türkiye de Bankacılık Sektörü Eylül

Türkiye de Bankacılık Sektörü Mart

Türkiye de Bankacılık Sektörünün Son Beş Yıllık Görünümü 2011

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ BANKALAR YASASI. (39/2001 Sayılı Yasa)

Türkiye de Bankacılık Sektörü Aralık

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ

Türkiye de Bankacılık Sektörü Aralık

FİNANSAL SİSTEM DÜZENLEMELERİ VE EKONOMİK BÜYÜME

5549 Sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun İle Getirilen Temel Değişiklikler

MAXİS GİRİŞİM SERMAYESİ PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU. 1 Ocak Eylül 2018

EK: 1 SERMAYE YETERLİLİĞİ ANALİZ FORMU (.../.../...TARİHİ İTİBARIYLE)

II. MALİ SEKTÖRÜN GENEL YAPISI

Türkiye de Bankacılık Sektörü

TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI. 23 Kasım 2011

EK : 1 SERMAYE YETERLİLİĞİ ANALİZ FORMU (.../.../...TARİHİ İTİBARIYLE)

: Bu rapor 01 Ocak Aralık 2012 çalışma dönemini kapsamaktadır.

7536 İKİNCİ BÖLÜM Görev, Yetki ve Sorumluluklar

BİRİNCİ KISIM KARAPARA AKLANMASININ ÖNLENMESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar

Finansal Hesaplar 2013

TERÖRİZMİN FİNANSMANININ ÖNLENMESİ HAKKINDA KANUN YAYIMLANDI

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2014 II. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Türkiye de Bankacılık Sektörü

BANKA DIŞI FİNANS KESİMİNİN GELİŞİMİ VE GELECEĞİ DR. GÜRMAN TEVFİK KURUMSAL YATIRIMCI YÖNETİCİLERİ DERNEĞİ

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

SEDEFED REKABET KONGRESİ Büyüme Dinamikleri Üzerine Bir Tartışma

Bankacılık sektörü 2010 Ocak-Eylül dönemindeki gelişmeler. Ekim 2010

BANK MELLAT Merkezi Tahran İstanbul Türkiye Merkez Şubesi 1 OCAK 31 MART 2010 ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

BANKALAR BİRLİĞİ TOPLANTISI

BANKALAR TARAFINDAN YAPILACAK REPO VE TERS REPO İŞLEMLERİNE İLİŞKİN ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK TASLAĞI

SUÇ GELİRLERİNİN AKLANMASININ VE TERÖRİZMİN FİNANSMANININ ÖNLENMESİ KAPSAMINDA İŞLEMLERİN ERTELENMESİNE DAİR YÖNETMELİK YAYIMLANDI

Av. Ayşegül ÖZKURT BANKACILIK HUKUKUNDA TÜZEL KİŞİLİK PERDESİNİN KALDIRILMASI

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2011 I. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

REPO İŞLEMLERİNE İLİŞKİN ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞ (III-45.2) (6/12/2015 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.)

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2014 III. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

TÜRK PARASININ KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER HAKKINDA BİLGİLENDİRME

KONSOLİDE EDİLMEMİŞ MALİ TABLOLAR ESAS ALINARAK DÜZENLENE SERMAYE YETERLİLİĞİ ANALİZ FORMU (.../.../...TARİHİ İTİBARIYLE)

YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE SON 10 YILDA YAŞANAN GELİŞMELER BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU 2010

ARAP TÜRK BANKASI A.Ş. VE KONSOLİDASYONA TABİ BAĞLI ORTAKLIĞI 1 OCAK 31 MART 2016 KONSOLİDE ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,

BAKIŞ MEVZUAT KONU TERÖRİZMİN FİNANSMANININ ÖNLENMESİ HAKKINDA KANUN 2013/043 SAYI

D) Hesap Özeti nde Yer Alan Vergi Provizyonundan Sonraki Dönem Karı ve GeçmişYıllar Karı Toplamı

Türkiye de Bankacılık Sektörü Aralık

ŞEKER PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş DÖNEMİ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU UYGUNLUĞU HAKKINDA SINIRLI DENETİM RAPORU

KURUMLAR KISA ÖZET KOLAYAOF

KANUN TERÖRİZMİN FİNANSMANININ ÖNLENMESİ HAKKINDA KANUN. Kanun No Kabul Tarihi: 7/2/2013

BANKALARLA KARŞILAŞTIRMALI OLARAK HUKUKİ YÖNDEN ÖZEL FİNANS KURUMLARI

Ekonomide ve bankacılık sektöründe gelişmeler ve öneriler

Kabul Tarihi: 31/12/2004 Resmi Gazete Tarihi : 31/12/2004

FİNANSAL KURUMLAR PARA PİYASASI KURUMLARI

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ 31 MART 2015 ARA DÖNEM KONSOLİDE FAALİYET RAPORU

TEBLİĞ. Konsolide özkaynak kalemlerine ilişkin bilgiler: Cari Dönem Önceki Dönem

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

ARAP TÜRK BANKASI A.Ş. VE KONSOLİDASYONA TABİ BAĞLI ORTAKLIĞI 1 OCAK 30 HAZİRAN 2016 KONSOLİDE ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2016/ Sayılı Kanun Kapsamında Yurt Dışındaki Varlıkların Türkiye ye Getirilmesine İlişkin Tebliğ Yayımlandı.

2010 Yılı Faaliyet Raporu

Türkiye de Bankacılık Sektörü Eylül

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/165 Ref: 4/165

İçindekiler. Yatırım Fonları. Şirket Profili IV. II. Kimler Varlık Yönetimi Servisi Alır? Şirket Bonosu III. Varlık Yönetimi Strateji

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI FASIL 4: SERMAYENİN SERBEST DOLAŞIMI

Küresel gelişmeler, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü. 21 Ocak 2015

79/267/EEC sayılı direktife göre izin verilmiş ve bu direktifte yer alan faaliyetleri yürüten sigorta şirketini;

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2015 I. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı HATA BİLDİRİM FORMU (Usulsüzlük, Yolsuzluk, Etik Kural İhlali)

SUÇ GELİRLERİNİN AKLANMASININ VE TERÖRÜN FİNANSMANININ ÖNLENMESİ POLİTİKASI

BANKA KREDİLERİ EĞİLİM ANKETİ

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ 31 MART 2015 ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

4) Merkezi takas kurumu na üye olabilmenin kriterleri aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

Bankacılık sektörü Mart. Mayıs 2008

MALİ SUÇLARLA MÜCADELE

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI SN. ABDULLATİF ŞENER İN BASEL-II YE GEÇİŞE İLİŞKİN KONUŞMA METNİ. Değerli Basın Mensupları ve Konuklar;

MASAK Şüpheli. Tebliğ

VAKIFBANK BANKA BONOLARINI HALKA ARZ EDİYOR TALEP TOPLAMA MAYIS 2013

Rezerv para Rezerv Parasal taban Parasal Parası AKTİF: PASİF: Rezerv para Parasal Taban, Merkez Bankası Parası

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2016/66

Aklamanın Aşamaları ve Yöntemleri

ANKARA ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ

ÜST FONLARA KAYNAK AKTARIMINA İLİŞKİN KARAR. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

OECD Ticaretin Kolaylaştırılması Göstergeleri - Türkiye

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar

TEBLİĞ. h) Bu maddede sayılanların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri ile birlikleri,

T.C. Ziraat Bankası A.Ş.

TEB HOLDİNG A.Ş YILI 2. ARA DÖNEM KONSOLİDE FAALİYET RAPORU

Transkript:

ISSN 13-0217 BANKACILAR TÜRKİYE BANKALAR BİRLİĞİ MAKALE Türkiye Bankalar Birliği Türkiye de Yabancı Bankalar Oktay Üstün Mali Eylem Görev Gücü nün (FATF) Dokuz Özel Tavsiyesi Yrd. Doç. Dr. Güven Sayılgan - Mustafa Doğan Neden Artan Vergi Oranları İşletmeleri Borçla Finansmana Özendirir? KONFERANS-SEMİNER Prof. Dr. Seza Reisoğlu Hukuki Açıdan Akreditif ve Uygulama Sorunları Prof. Dr. Fevzi Şahlanan 4857 Sayılı Kanun un İş Güvencesine İlişkin Hükümleri AVRUPA BİRLİĞİ ÇEVİRİ RİSK YÖNETİMİ Alpan İnan Avrupa Birliği Ekonomik Yaklaşımı: Lizbon Stratejisi ve Maastricht Kriterleri Avrupa Merkez Bankası Asgari Karşılıklar Sistemi Mart 2005 SAYI 52 MEVZUAT Piyasa Riski Çalışma Grubu Opsiyonların Riske Maruz Değerinin Hesaplanması Bankacılığa İlişkin Mevzuat ve Yeni Düzenlemeler

BANKACILAR Yayın türü : Yerel süreli Basım yeri : İstanbul Yılı : 16 Sayısı : 52 - Mart 2005 Türkiye Bankalar Birliği adına İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Doç. Dr. Ekrem KESKİN Genel Yayın Yönetmeni: Melike ALPARSLAN Yayın Danışmanları: Tülin ERSEL Ali GÜNGÖR Prof. Dr. Ahmet KIRMAN Prof. Dr. Seza REİSOĞLU B. Cahit SABIR Abdullah TAŞÇIOĞLU Özcan ULUDAĞ İdare Merkezi: Nispetiye Caddesi Akmerkez B3 Blok Kat:13 34340 Etiler-İSTANBUL Tel : 212-282 09 73 Faks : 212-282 09 46 Web sitesi: www.tbb.org.tr Baskı-Yapım Graphis Matbaa San. ve Tic. Ltd Şirketi Yüzyıl Mahallesi Matbaacılar Sitesi 1. Cadde No.139 Bağcılar 34560, İstanbul Tel: 212-629 06 07 Faks: 212-629 03 85 Bankacılar Dergisi 3 ayda bir yayımlanır. Para ile satılmaz. ISSN 1300-0217 Bankacılar Dergisi - Bankacılar dergisi, finans ve bankacılık konularında yapılan çalışmaları ilgili çevrelerin bilgisine sunmak amacıyla yayımlanmaktadır. - Dergide yayımlanacak yazılara karar verilmesinde, Yayın Danışmanları ve Birlik uzmanlarının değerlendirmelerine ve/veya konunun uzmanı hakemlerin görüşlerine başvurulabilir. - Dergiye gönderilecek yazının daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış olması gerekmektedir. - Basılması istenilen yazılar derginin arka iç kapağında belirtilen biçim kurallarına uygun olarak hazırlanmalı ve değerlendirmeye girmek üzere, Bankacılar Dergisi Türkiye Bankalar Birliği Bankacılık ve Araştırma Grubu Başkanlığı Nispetiye Cad. Akmerkez B3 Blok Kat.13 Etiler- İSTANBUL adresine gönderilmelidir. - Dergide yayımlanan yazılar Türkiye Bankalar Birliği nin resmi görüşlerini yansıtmaz, yazar ve görüş sahiplerini bağlar. - Dergide yer alan çalışmalar kaynak gösterilmek suretiyle izinsiz yayımlanabilir. - Yayımlanacak yazılarda yazım kurallarına ve biçime ilişkin değişiklikler yapılabilir veya bunların yapılması yazardan istenebilir. - Dergide yayımlanmayan yazılar geri gönderilmez. - Yazılar yayımlanmak üzere kabul edildiği takdirde Bankacılar dergisi yazılı ve elektronik ortamda olmak üzere tüm yayın haklarına sahiptir.

Bankacılar Dergisi, Sayı 52, 2005 İçindekiler MAKALE sayfa Türkiye Bankalar Birliği Türkiye de Yabancı Bankalar 3 Oktay Üstün Mali Eylem Görev Gücü nün (FATF) Dokuz Özel Tavsiyesi 10 Yrd. Doç. Dr. Güven Sayılgan - Mustafa Doğan Neden Artan Vergi Oranları İşletmeleri Borçla Finansmana Özendirir? 28 KONFERANS-SEMİNER Prof. Dr. Seza Reisoğlu Hukuki Açıdan Akreditif ve Uygulama Sorunları 39 Prof. Dr. Fevzi Şahlanan 4857 Sayılı Kanun un İş Güvencesine İlişkin Hükümleri 56 AVRUPA BİRLİĞİ Alpan İnan Avrupa Birliği Ekonomik Yaklaşımı: Lizbon Stratejisi ve Maastricht Kriterleri 67 ÇEVİRİ Avrupa Merkez Bankası Asgari Karşılıklar Sistemi 87 RİSK YÖNETİMİ TBB Piyasa Riski Çalışma Grubu Opsiyonların Riske Maruz Değerinin Hesaplanması 94 MEVZUAT Bankacılığa İlişkin Mevzuat ve Yeni Düzenlemeler (15 Şubat- 15 Nisan 2005) 103 1

Türkiye Bankalar Birliği nin 2004-2005 dönemindeki yayınlarında (yayımlanan ya da yayımlanmayan) hakem olarak görev aldıkları ve değerli katkıları nedeniyle teşekkürlerimizi sunarız. Alparslan Çakır, Türk Ekonomi Bankası A.Ş., Yönetici Ayşe Sunguroğlu, Oyakbank A.Ş., Müdür Doç. Dr. Burak Saltoğlu, Marmara Üniversitesi, İngilizce İktisat Bölümü, Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burç Ülengin, İstanbul Teknik Üniversitesi, İşletme Fakültesi, Öğretim Üyesi Dr. Coşkun Küçüközmen, BDDK, Araştırmalar Dairesi Başkan Yardımcısı Ercan Türkan, TC Merkez Bankası, I. Danışman Gökhan Yılmaz, TC Merkez Bankası, Araştırma Genel Müdürlüğü, Uzman Hasan Candan, T. İş Bankası A.Ş., Risk Yönetimi, Müdür Hüseyin Özdemir, Yapı ve Kredi Bankası A.Ş., Yönetmen Kasım Akdeniz, Yapı ve Kredi Bankası A.Ş., Bölüm Yönetmeni Kıvanç Eren, Familiy Finans Kurumu A.Ş., Risk Yönetimi Başkanlığı, Yönetmen Prof. Dr. Mehmet Bolak, Galatasaray Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Öğretim Üyesi Mehmet Sertbudak, TC Merkez Bankası, Emisyon Genel Müdürü Prof. Dr. Ömer Faruk Çolak, Muğla Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Dekan Önder Halisdemir, Akbank T.A.Ş., Müdür Prof. Dr. Öner Günçavdı, İstanbul Teknik Üniversitesi, İşletme Fakültesi, Öğretim Üyesi Savaş Şakar, T. Garanti Bankası A.Ş., Yetkili Yönetmen Semra Kuran, T. Garanti Bankası A.Ş., Yönetmen Sertan Kargın, T. Garanti Bankası A.Ş., Ekonomist Prof. Dr. Yaman Öztek, Galatasaray Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Öğretim Üyesi

Bankacılar Dergisi, Sayı 52, 2005 Türkiye de Yabancı Bankalar * I. Giriş: Uluslararası bankacılık faaliyetleri, geçen yüzyılın ikinci yarısından itibaren uluslararası ticaret akımlarının ve doğrudan yabancı yatırım faaliyetlerinin artmasına bağlı olarak önemli ölçüde büyümüştür. Yabancı sermaye hareketlerini etkileyen başlıca faktörler; serbestleşme politikaları, yabancı bankaların faaliyetlerine izin veren yaklaşımlar, bankacılık krizleri ve banka sisteminin yeniden yapılandırılması, uluslararası ekonomik işbirliğine artan katılım ve teknolojik yenilikler olarak sıralanabilir. 1990 lı yıllarda birçok ülkede uygulanan serbestleşme politikaları ile yabancı bankaların şube açmalarına ve banka kurmalarına imkan tanıyan düzenlemeler, gelişmekte olan ülkelerde yaşanan bankacılık krizleri, uluslararası sermaye akımları, teknolojik yenilikler özellikle gelişmekte olan ülkelerde yabancı bankaların sektördeki payının önemli ölçüde artmasına yol açmıştır. Bu gelişmelere bağlı olarak, yakın dönemde bir çok gelişmekte olan ülkede yapısal değişiklikler yaşanmıştır ve yaşanmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde yaşanan değişim sürecinde görülen gelişmeler şöyle sıralanabilir; Özel sektörün rolünün artması, Uluslararası entegrasyon çabası, Piyasa mekanizmasının gelişmesi, Finansal sektörün büyümesi ve işlevinin artması, Bankacılığın rekabete açılması, Uluslararası kurallara yaklaşılmasıdır. Gelişmekte olan ülkelerin uluslararası ekonomik ilişkilere daha fazla katılmaları sadece mal ve hizmet hareketi ile sınırlı kalmamış, sermaye hareketleri de dikkati çeken bir seyir izlemiştir. Önce resmi kanallardan başlayan bu hareket daha sonra bankalar üzerinden sürmüştür. Son dönemde ise doğrudan banka dışı özel sektöre ve sermaye piyasalarına yönelik hareketler dikkati çeken bir büyüklüğe ulaşmıştır. Bu ülkelerde konsolidasyon süreci hızlanmış, bankacılık sisteminin korumacı yapısı hızla değişmiştir. Yerli piyasaları yabancı bankaların rekabetine açan yaklaşımlar, gelişmekte olan ülkelerde bankaların düzenlenmesi ve denetimine ilişkin uluslararası standartlara yönelik değişiklikler, yabancıların gelişmekte olan ülkelerde gördükleri gelişme potansiyeli ve daha yüksek karlılık gibi fırsatlar bu ülkelerdeki bankacılık faaliyetini etkilemiştir. Bu arada, finansal hizmetlerde küresel gelişmeler gelişmiş ülkelerdeki bankalar için ö- zellikle sermaye piyasalarından ve banka dışı kesimlerden gelen çok ciddi bir rekabet baskısı yaratmıştır. Gelişmiş ülkeler açısından finansal hizmetler sektörüne yönelik gelişmeler; Küresel rekabet, Banka dışı sektörlerden gelen baskı, Geleneksel hizmetlerin kar marjlarının düşmesi, * TBB, Bankacılık ve Araştırma Grubu. 3

Türkiye Bankalar Birliği 4 Sınır ötesi faaliyetlerin cazip hale gelmesi, Operasyon giderlerinin düşürülmesi amacıyla ölçek ekonomisi arayışı olmuştur. Bu baskı geleneksel hizmetlerin faiz marjının düşmesine ve karlılığın azalmasına neden olmuş, bu da bankaların marka değerini etkilemiş ve bankaları yeni arayışlara itmiştir. Öte yandan, bilgiye, güçlü iletişime, sermayeye ve rekabete dayalı bir sektör olan bankaların sınır ötesi faaliyetlerinin maliyetini düşüren çok önemli gelişmeler olmuştur; uluslararası bankalar hem yerli piyasada hem de sınır ötesinde faaliyetlerini büyütme çabasına girmiştir. Operasyon giderlerinin düşürülmesine imkan sağlayan ölçek ekonomilerini kullanma fırsatlarını değerlendirmeye çalışmıştır. Pazar paylarını artırma çabasına giren bankalar hızla artan rekabet altında gerek ürün bazında gerekse bölgesel bazda ürün yelpazesini genişletmek durumunda kaldılar. Tabii ki yeni riskler üstlendiler. Buna karşılık risk yönetimlerini geliştirdiler. Büyük ölçekli bankalar kendi ülkelerinde doyuma yakın hale gelen pazarın yanında off-shore bankacılığa ve gelişmekte olan yeni pazarlara girmeye başladılar. Global tecrübesi olan bankalar uluslararası yatırımlara girdiler, diğerleri daha çok bölgesel kurumlar halinde yapılandılar. Bu arada, yerli piyasaların özelliklerinin, müşterilerin davranışlarının bilinmemesi ve kültürel farklar gelişmekte olan piyasalardaki yapılanmayı etkileyen faktör olmaya devam etti. Bu nedenle bazı uluslararası bankalar faaliyetlerini belli bölgelerle sınırlı tutmuşlardır. Yabancı bankalar üzerine yapılan çalışmalar, bu bankaların gelişmekte olan ülke piyasalarına ilk önce sınırlı hacimde şubeler olarak girmeyi tercih ettiklerini ve daha çok sermaye piyasalarında faaliyet gösterdiklerini ortaya koymaktadır. Yabancı sermayeli bankalar, gittikleri ülkelerdeki perakendeci bankaların hisselerinin alınması yoluyla ortaklık kurma ya da yeniden yapılandırılan banka hisselerinin alınması yönünde davranış göstermektedir. Bazı yabancı bankalar ise ulusal sermayeli perakendeci bankalarda azınlık hisseleri almayı tercih etmektedirler. Yabancı bankalar, finansal kriz sonrası süreçte hükümetlerin yeniden sermayelendirmeye tabi tuttukları bankaları satın almak yoluyla da perakendeci pazarlara yönelmektedirler. Bazı ülkelerde yabancı bankaların sayısı ulusal bankaların sayısını geçmektedir. Yabancı sermayeli bankaların sektör payları incelendiğinde; AB nin gelişmekte olan ülkelerinde yabancı bankaların sektör toplam sermayesi içindeki payının yüzde 50 lerin üzerine çıktığı görülmektedir. Çek Cumhuriyeti nde sektörde yabancı bankaların payı yüzde 80 nin, Macaristan da yüzde 70 in, Polonya da yüzde 60 ın üzerindedir. Bu oran Latin Amerika ülkelerinden Arjantin te yüzde 50 ye, Brezilya da ise yüzde 30 a yakındır. AB üyesi gelişmiş ülkelerde, AB ve diğer ülkelerden gelen yabancı sermayeli bankaların sektör payı Avusturya da yüzde 20, Danimarka da yüzde 17, Fransa da yüzde 19, Almanya da yüzde 5, İtalya da yüzde 8, Hollanda da yüzde 11, İspanya da yüzde 10, Yunanistan da yüzde 20 dir. Ancak, bu oranların önemli bir bölümünü AB üyesi ülkelerden gelen bankalar oluşturmaktadır. Bu ülkelerde AB dışı ülkelerden gelen yabancı sermayeli bankaların payı oldukça düşüktür. II. Türkiye de Yabancı Sermayeli Bankalar Ülkemizde, özellikle liberalizasyon sürecinden sonra yabancı banka girişleri artmıştır. Bunda 1989 yılında sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi ve uluslararası ticaretin artması

Bankacılar Dergisi özellikle etkili olmuştur. Ancak, yabancı bankaların sayısı yıllar itibariyle artmasına rağmen aktif paylarında önemli bir değişme olmamıştır. Nitekim, 1980 yılında 4 olan yabancı sermayeli banka sayısı 2000 yılı sonunda 21 olmuştur. Bu sayı 2004 yılı sonunda ise 15 tir. Türkiye de Yabancı Bankalar 1980 1990 2000 2004 Yabancı bankalar 4 26 21 15 Mevduat bankaları 4 23 18 13 Türkiye de kurulmuş bankalar 2 7 5 6 Türkiye de şube açan bankalar 2 16 13 7 Mevduat kabul etmeyen bankalar 0 3 3 2 Sektör 43 66 79 48 Mevduat bankaları 40 56 61 35 Mevduat kabul etmeyen bankalar 3 10 18 13 Kaynak: TBB Buna karşılık, yabancı sermayeli bankaların toplam aktiflerinin sektör içindeki payı yüzde 5 in altında kalmıştır. Koçbank A.Ş. ve Türk Ekonomi Bankası A.Ş. deki ortaklıklar da dahil edildiğinde bu oran yüzde 6 ya yaklaşmaktadır. Bu bankaların krediler içindeki payı yüzde 5, mevduattaki payı yüzde 2,5 düzeyindedir. Bu bankalar sektör özkaynaklarının yüzde 5 ine sahiptir. Yabancı Sermayeli Bankaların Sektör Payı (Yüzde) 1980 1990 2000 2004 Aktif 2,9 3,5 5,4 3,4 Kredi 1,8 3,5 2,8 4,7 Mevduat 2,3 2,4 3,2 2,5 Özkaynak 2,2 3,8 7,6 4,5 Kaynak: TBB 2004 sonu itibariyle yabancı sermayeli bankaların toplam aktifleri 7,7 milyar dolar, kredileri ve mevduatları 3,5 milyar dolar ve özkaynakları 1,5 milyar dolardır. Toplam Aktifler (Milyon dolar) 1980 1990 2000 2004 Yabancı bankalar 538 1.990 8.403 7.716 Mevduat bankaları 16.975 52.530 148.045 219.907 Sektör 18.622 57.564 154.947 228.347 Kaynak: TBB Toplam Krediler (Milyon dolar) 1980 1990 2000 2004 Yabancı bankalar 179 959 1.438 3.476 Mevduat bankaları 8.549 23.866 46.219 70.106 Sektör 10.017 27.057 50.919 74.061 5

Türkiye Bankalar Birliği 6 Toplam Mevduat (Milyon dolar) 1980 1990 2000 2004 Mevduat bankaları 9.120 32.224 101.884 142.363 Yabancı bankalar 213 768 3.300 3.513 Toplam Özkaynaklar (Milyon dolar) 1980 1990 2000 2004 Yabancı bankalar 22 222 810 1.553 Mevduat bankaları 874 5.175 9.037 30.427 Sektör 1.020 5.842 10.719 34.257 Tablolar için kaynak: TBB Türkiye de yabancı sermayeli bankaların 9 tanesi AB, 2 tanesi ABD, 1 tanesi Bahreyn, 1 tanesi İran, 1 tanesi Libya, 1 tanesi Pakistan kaynaklıdır. Yabancı sermayeli bankalar sektördeki istihdamın yüzde 5 ine, şubelerin ise yüzde 3 üne sahiptir. Yabancı Bankaların Sektör Payı (Yüzde) 1980 1990 2000 2004 İstihdam 1 2 2 5 Şube 2 2 2 3 Kaynak: TBB Seçilmiş rasyolara göre yabancı sermayeli bankaların kredilerinin toplam aktiflere ve özkaynaklarının toplam aktiflere oranı hem mevduat bankaları ortalamasının hem de sektör ortalamasının üzerindedir. Öte yandan, gerek aktif karlılığı gerekse özkaynak karlılığına göre önceki yıllarda yabancı sermayeli bankalar lehine olan fark son dönemde kalmamıştır. Bu arada dikkati çeken önemli bir gelişme Türkiye de yerleşik bankaların başta AB ülkeleri olmak üzere şube açarak, banka kurarak veya diğer mali iştiraklere katılım yoluyla yurtdışındaki faaliyetlerini artırmalarıdır. Türkiye deki bankaların yurtdışında sahip olduğu mali iştirak sayısı 52 dir. Bunun en önemli nedeni Türkiye deki bankalar ile yurtdışındaki bankalar arasında yerleşikler aleyhine ortaya çıkan haksız rekabete neden olan düzenlemeler ile parasal ve vergisel yüklerdir. Dünyada rekabete en açık sektör olan bankacılıkta ülkelerin aracılık maliyetlerini etkileyen düzenlemelerin tam olarak uyumlu hale getirilememesinin bir sonucu olarak bankalar rekabetin daha iyi sağlandığı ve müşterilerine en ucuz hizmeti sunabilecekleri finans merkezlerine yönelmektedir. 2004 itibariyle Türkiye deki bankaların yurtdışı şubelerinden kullandırdıkları kredilerin toplamı 10 milyar dolar olmuştur. Bu tutar yurtiçinden kullandırılan kurumsal kredilerin dörtte birine eşittir. Özkaynak/Toplam Aktifler (Yüzde) 1980 1990 2000 2004 Yabancı bankalar 4,2 11,1 9,6 20,1 Mevduat bankaları 5,1 9,9 6,1 13,8 Sektör 5,5 10,1 6,9 15,0

Bankacılar Dergisi Toplam Krediler/Toplam Aktifler (Yüzde) 1980 1990 2000 2004 Yabancı bankalar 33,3 48,2 17,1 45,0 Mevduat bankaları 50,4 45,4 31,2 31,9 Sektör 53,8 47,0 32,9 32,4 Takipteki Krediler/Toplam Krediler (Yüzde) 1980 1990 2000 2004 Yabancı bankalar 0,0 0,6 0,6 0,8 Mevduat bankaları 0,0 1,1 4,6 0,7 Sektör 0,0 1,2 4,3 0,7 Dönem Net Karı (Zararı)/Toplam Aktifler (Yüzde) 1980 1990 2000 2004 Yabancı bankalar 2,1 2,7 0,6 2,3 Mevduat bankaları 1,2 2,3-3,4 2,0 Sektör 1,3 2,3-3,0 2,1 Dönem Net Karı (Zararı)/Özkaynaklar (Yüzde) 1980 1990 2000 2004 Yabancı bankalar 50,0 24,5 6,2 11,5 Mevduat bankaları 23,1 23,7-55,4 14,7 Sektör 24,2 22,5-43,7 13,8 Tablolar için kaynak: TBB Ülkemizde faaliyette bulunan yabancı sermayeli bankaların bir çoğu kendi ülkelerinde veya uluslararası piyasalarda daha istikrarlı bir faaliyet ortamına sahip olmanın yanı sıra daha düşük aracılık maliyeti yaratan düzenlemelere de tabidir. Yerleşik bankalar için yasak olan bir çok faaliyet bu bankaların Türkiye ile olan faaliyetleri için serbesttir. Türkiye Bankalar Birliği tarafından bu konularda ilgili kurumlar nezdinde gerekli girişimler yapılmıştır. Bazı konularda olumlu mesafe alınmasına rağmen bir çoğu henüz gündemdeki yerini korumaktadır. Türkiye de Yerleşik Bankaların Yurtdışındaki Mali İştiraklerinin ve Ortaklıklarının Sayısı 1990 2000 2001 2002 2003 Yurtdışı iştirak ve bağlı ortaklık - 87 63 57 52 Bankalar - 49 32 33 32 Kaynak: TBB Yabancı bankaların ve yabancı yatırımcıların Türkiye ekonomisi ile ilişkisi sadece banka sistemi ile sınırlı değildir. Yurtdışındaki bankaların Türkiye ile yaptıkları işlem hacminde de önemli bir artış vardır. Yabancıların doğrudan kamu kağıdı yatırımları 2004 sonunda 11 milyar dolara ulaşmıştır. Bu rakam Şubat 2005 sonunda 15 milyar doları aşarak iç borç stokunun yüzde 8 ine yakın bir oranı oluşturmuştur. 7

Türkiye Bankalar Birliği İç Borçlanma ve Yabancı Bankalar 2004 İç borç 169 Türkiye deki bankalar 87 Banka dışı kesimler 74 Yurtdışında yerleşikler 11 Diğer 9 Dış Borçlanma ve Yabancı Bankalar (Milyar dolar) 2004 Dış borç stoku 153 Alacaklılara göre Ticari bankalar 42 Özel kesim kredileri 25 Tahvil 28 Borçlulara göre Kamu 71 MB 21 Özel 61 Bankalar 19 Banka dışı kesim 42 Kaynak: Hazine Eylül 2004 itibariyle, alacaklılara göre dış borç stokunun dağılımına bakıldığında, yurtdışındaki ticari bankaların alacaklarının 42 milyar dolar, yurtdışındaki özel kesim tarafından açılan kredilerin ise 25 milyar dolar olduğu görülmektedir. Tahvil ihracı yoluyla sağlanan borç ise 28 milyar dolardır. Buna göre resmi olmayan kurumlardan ve bankalardan sağlanan dış borç, toplam borç stokunun yüzde 62 isini oluşturmaktadır. Diğer taraftan, borçlulara göre dış borç stoku incelendiğinde, Türkiye deki bankalar tarafından sağlanan krediler 19 milyar dolar, banka dışı kesimlerin dışarıdan sağladığı krediler ise 42 milyar dolardır. Bu tutar Türkiye deki bankaların yurt içinde kullandırdıkları kurumsal kredilerden -ki 39 milyar dolardır- daha fazladır. Öte yandan, elimizde Türkiye de yerleşiklerin yurtdışındaki mevduatları hakkında detaylı bir bilgi yoktur. III. Türkiye de Yabancı Bankalar Açısından Düzenlemeler ve Değerlendirme Türkiye de yabancı bankalarla Türk bankaları arasında düzenlemeler açısından bir ayırım bulunmamaktadır. Yabancı bankaların Türkiye de faaliyet göstermesine ilişkin hususlar 4389 Sayılı Kanunun 7 maddesi üçüncü fıkrasında Türkiye'de şube açmak suretiyle faaliyet gösterecek yurtdışında kurulu bankaların; a)türkiye ye ayrılan ödenmiş sermayelerinin (2) numaralı fıkranın (d) bendinde belirtilen miktardan az olmaması, b) Kuruldukları veya faaliyette bulundukları ülkelerde mevduat kabul etmelerinin veya bankacılık işlemleri yapmalarının yasaklanmamış veya kısıtlanmamış olması, şarttır. hükmüyle düzenlenmiştir. 8

Bankacılar Dergisi Uygulamada yabancı bankaların Türkiye de şube açma talepleri hakkında ilgili ülke gözetim otoritelerinin görüşü alınmaktadır. Ayrıca, Kanunun 3 ncü madde 10 ncu fıkrasına dayanılarak yapılacak ikili anlaşmalarda bu hususa ilişkin hüküm konulabilmektedir. Görüldüğü gibi, Türkiye de asıl önemli sorun yerleşik bankaların yabancı bankalar karşısında rekabet gücünü olumsuz etkileyen düzenlemeler ve sınırlandırmalardır. Bu noktada üzerinde durulması gereken konu söz konusu hususların ortadan kaldırılmasıdır. Türkiye de bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılmasına yönelik gerçekleştirilen düzenlemeler, etkin gözetim ve denetimin gerçekleştirilmesi, uluslararası düzenlemelere büyük ölçüde uyumun sağlanması ve makro ekonomik istikrarın sağlanması yönündeki çabalar önümüzdeki dönemde daha fazla yabancı bankanın ve sermayenin ülkemize ve sektörümüze olan ilgisi için uygun ortam yaratabilecektir. Bu ortam, Türkiye deki bankaların da arzu ettiği bir ortamdır. Yabancı bankalardan ve sermayeden beklenen faydanın sağlanması için liberalizasyon sürecinin ve bununla ilgili ihtiyatlı düzenlemelerin doğru zamanda gerçekleştirilmesi, doğru denetim sisteminin oluşturulması büyük önem taşımaktadır. Finansal sektörün büyümesinde önemli bir faktör de özel girişimcilerin bu sektörde faaliyet gösteren kurumlara yatırım yapmasını ve özkaynaklarını büyütmesini özendirmektir. Risklerin yüksek buna karşılık karlılığın yetersiz olması yanında, yakın dönemde yaşanan gelişmeler nedeniyle kurallara uygun davranan banka sahiplerine ve yöneticilerine haksız eleştiriler yapılmış, tepkisel düzenlemeler getirilmiştir. Ekonomide yeniden yapılanmanın sürdüğü bir dönemde bankacılık sistemine hassasiyetle yaklaşılmalıdır. Ekonomik yapılanmanın kalbi olan bankacılık sektöründe sermaye özenle korunmalı ve artırılması özendirilmelidir. Sektörün büyümesi ve sağlıklı hale gelmesinin öncelikli koşulu budur. Diğer önemli koşul ise tasarrufların ve bankaların kaynaklarının Türk Lirası cinsinden büyümesidir. Ekonomik politikalar, finansal kurumların düzenlenmesi ve denetimi, vergi politikaları bu ilke çerçevesinde oluşturulmalı ve uygulanmalıdır. Yatırımların, milli gelirin, istihdamın ve vergi gelirlerinin artması, mali disiplinin sürdürülmesi, yeniden yapılanmanın tamamlanması için reformlar her kesimde eş anlı olarak yapılmalı, kayıtdışılık azaltılmalı ve haksız rekabet önlenmelidir. 9

Bankacılar Dergisi, Sayı 52, 2005 10 Giriş Mali Eylem Görev Gücü nün (FATF) Dokuz Özel Tavsiyesi Oktay Üstün * Mali Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force - FATF), 1989 yılında Paris te toplanan G-7 ülkelerinin (ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya ve Kanada) temsilcileri tarafından alınan karar üzerine karapara aklama ile mücadele edilmesi amacıyla kurulan ve bu amaç 1 doğrultusunda uluslararası düzeyde politika ve standartlar geliştiren bir kuruluştur. OECD bünyesinde faaliyet gösteren FATF a bugün itibariyle 31 devlet ve 2 uluslararası kuruluş üyedir. 2 Kuruluş amacı itibariyle; Karapara aklama tehlikesine karşı bütün dünyaya mesaj vermek ve bu kapsamda, FATF üyeliğinin genişlemesine dayalı olarak dünya çapında aklamaya karşı girişimleri desteklemek, Karapara aklamaya karşı yasal, finansal, operasyonel ve uluslararası konularda tedbirler alınması için yayınladığı Kırk Tavsiyenin üye ülkelerce uygulanmasını takip etmek ve değerlendirmek, Karapara aklama teknik ve trendlerine karşı tedbirler ve stratejiler geliştirmek gibi üç tür misyon üstlenen FATF, karapara aklama ile mücadele standartlarını ortaya koyan 40 Tavsiye Kararını 1990 yılında yayınlamış ve bu tavsiye kararlarını bazı değişikliklerle yenileyerek 1996 yılında tekrar yayınlamıştır. 11 Eylül 2001 tarihinde ABD de meydana gelen olayların, terörist eylemlerle birlikte terörizmin finansmanının önlenmesi konusunu ön plana çıkarması üzerine, 29-30 Ekim 2001 tarihlerinde Washington D.C. de yapılan FATF olağanüstü toplantısında, FATF ın karapara aklama ile mücadele misyonuna terörizmin finansmanın önlenmesi de eklenmiş ve bu amaçla hazırlanan 8 Özel Tavsiye 31 Ekim 2001 tarihinde yayınlanmıştır. Terörizmin finansmanının önlenmesi konusu ile birlikte karapara aklama ile mücadele a- lanındaki son gelişmeler de dikkate alınarak revize edilen ve yeniden hazırlanan 40 Tavsiye, Haziran 2003 tarihindeki FATF Genel Kurul toplantısında kabul edilmiş ve yayınlanması kararlaştırılmıştır. Yeni 40 Tavsiye ile terörizmin finansmanının önlenmesi konusundaki 8 Özel Tavsiye, karapara aklama ile birlikte terörizmin finansmanı ile mücadelenin ortak temelini oluşturmuştur. 2003 FATF tavsiyelerinin 1996 tavsiyelerine göre en belirgin farklılığı terörizmin finansmanı ile mücadeleye dair hususları da içermesidir. * TC Maliye Bakanlığı, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı, Şube Müdür V.

Bankacılar Dergisi Aşağıdaki özet tablo, 2003 tavsiyelerinin terörizmin finansmanı ile mücadeleyi de ilgilendiren maddelerini göstermektedir. Tavsiye No Terörizmin Finansmanı Konusunu da İlgilendiren Tavsiyelerin Özeti 5 Finansal kuruluşların isimsiz hesap açmaması Müşterini Tanı tedbirlerinin uygulanması ve bu tedbirlerin uygulanmasında risk kategorilerinin dikkate alınması 7 Sınır ötesi bankacılık işlemleri için özel dikkat gösterilmesi 13 Finansal kuruluşların şüpheli işlem bildiriminde bulunması 15 Finansal kuruluşlar politika, prosedür, eğitim ve denetim programları geliştirmesi 16 Avukat, Noter, Muhasebeci gibi meslek sahiplerinin de şüpheli işlem bildiriminde bulunması 17 Tavsiyelerde öngörülen hususları uygulamayan gerçek ve tüzel kişilere yaptırımlar uygulanması 18 Ülkelerin shell bankaların kurulmasına ve faaliyette bulunmasına izin vermemesi, finansal kuruluşların shell bankalarla muhabir bankacılık ilişkisine girmemesi 19 Belirli miktarın üzerindeki nakit işlemlerin periyodik olarak bildirilmesini sağlayacak sistem kurulması 20 Tavsiye hükümlerinin iş ve meslek sahiplerine de uygulanması 23 Mali kuruluşların yeterli düzenleme ve denetime tabi olması Temel Prensiplere tabi olan banka, sigorta ve sermaye piyasası kurumlarının terörizmin finansmanı ile mücadele prensiplerine de tabi olması Diğer kuruluşların da yeterli düzenleme ve denetime tabi olması 24 Kumarhanelerin kapsamlı bir düzenleyici ve denetleyici rejime tabi tutulması Diğer mali olmayan kuruluşların da etkin bir gözetim sistemine tabi tutulması 25 Finansal kuruluşlara kılavuz ve feedback (geribildirim) sağlanması 26 Şüpheli işlemleri ve diğer bilgileri alan analiz eden ve dağıtan bir Mali İstihbarat Birimi kurulması 27 Kontrollü teslimat gibi özel soruşturma tekniklerinin desteklenmesi 29 Denetleyiciler yeterli denetim gücüne sahip olması 30 Karapara aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadelede yer alan birimlerin yeterli finansal kaynağa, personele ve teknik donanıma sahip olması 31 Politika üreten makamlar, yasal uygulama ve denetim birimleri arasında işbirliği ve koordinasyon olması 32 ŞİB leri, soruşturma, dondurma, zapt ve müsadere konularında istatistikler çıkarılması 35 Viyana, Palermo ve Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Sözleşmelerinin tam olarak uygulanması ve Strazburg Konvansiyonu ve Inter Amerikan Sözleşmesinin onaylanması 36 Karapara aklama ve terörizmin finansmanında hızlı, etkin ve yapıcı karşılıklı adli yardımlaşma sağlanması Adli yardımlaşma talebi, konunun finansal ve gizli olduğu ileri sürülerek reddedilmemesi 11

Oktay Üstün 31 Ekim 2001 de yayınlanan terörizmin finansmanının önlenmesine dair 8 Özel Tavsiye şu ana başlıkları ihtiva etmektedir: 1. Birleşmiş Milletler belgelerinin derhal onaylanması ve yürürlüğe konulması, 2. Terörizmin finansmanının, terörist eylemlerin ve terörist örgütlerin suç olarak kabul edilmesi, 3. Terörist mal varlıklarının dondurulması, 4. Terörizmle bağlantılı şüpheli işlemlerin bildirilmesi, 5. Ülkeler arasında karşılıklı yardımın sağlanması, 6. Alternatif havale sistemlerinin kontrol altına alınması, 7. Elektronik fon transferlerinde kimlik tespitinin güçlendirilmesi, 8. Kar amacı gütmeyen kuruluşların istismar edilmesinin önlenmesi. Daha sonra nakdin, yolcu beraberinde sınırlardan geçirilmesi konusunun terörizmin finansmanı ile mücadelede dikkate alınması gereken önemli bir husus olduğu görüşünden hareket eden FATF, 22 Ekim 2004 tarihindeki Genel Kurul toplantısında nakit taşıyıcılar konusunu gündemine taşımış ve nakit taşıyıcılar konusundaki (Cash Couriers) IX. Özel Tavsiyeyi kabul etmiştir. Böylece FATF ın terörizmin finansmanı ile mücadeleye yönelik olarak yayınladığı Özel Tavsiyelerin sayısı 9 olmuştur. Terörizmin finansmanının önlenmesi konusunda yayınlanan 9. tavsiye metni şöyledir: - Ülkeler, para ve para yerine geçen finansal araçların sınır ötesi fiziki naklini tespit etmek için bir beyan sistemi ya da diğer açıklama yükümlülüklerini içeren uygun önlemler almalıdır. - Ülkeler, yetkili makamlarının, terörizmin finansmanı veya karapara aklama ile bağlantısı olduğundan şüphelenilen veya yanlış ya da yanıltıcı olarak beyan edilen veya açıklanan para veya para yerine geçen finansal araçların durdurulması ya da engellenmesi konusunda yasal yetkilere sahip olmalarını sağlamalıdır. - Ülkeler, yanlış veya yanıltıcı beyanda bulunan ya da açıklama yapan kişilerle ilgili olarak etkili, orantılı ve caydırıcı yaptırımların uygulamaya konmasını sağlamalıdır. Para veya para yerine geçen finansal araçların terörizmin finansmanı ya da karapara aklama ile bağlantılı olması durumunda söz konusu değerlerin müsaderesine imkan veren Tavsiye 3 ve Özel Tavsiye III e uygun önlemleri de içeren tedbirleri almalıdır. Tavsiyelerin tam metinleri ve bunlarla ilgili bilgiler sırasıyla müteakip bölümde açıklanmıştır 3. A. Özel Tavsiyeler I. Birleşmiş Milletler Belgelerinin Onaylanması ve Uygulanması Her ülke 1999 tarihli Birleşmiş Milletler Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Sözleşmesi ni onaylamak ve tam olarak uygulamak için acil tedbirler almalıdır. Ülkeler, terörist eylemlerin finansmanının önlenmesi ve durdurulmasına ilişkin Birleşmiş Milletler Kararlarını, özellikle 1373 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararını derhal uygulamalıdır. 12

Bankacılar Dergisi Tavsiyede adı geçen ve 9 Aralık 1999 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşme 4, taraf devletlerin; - Sözleşmenin 2 nci maddesinde tanımlanan terörizmin finansmanını suç olarak kabul etmesini ve bunun için cezai hükümler getirmesini (Md. 4), - Terörizmin finansmanı suçuna karışan tüzel kişileri de sorumlu tutarak bunları cezai, hukuki ve idari yaptırımlara tabi tutmasını, (Md. 5), - Terörizmin finansmanı suçunun işlenmesi için oluşturulan veya kullanılan fonların veya Sözleşmenin 2 nci maddesinde belirtilen suçlardan temin edilen kazançların tespitini, teşhisini ve dondurulmasını veya el konulmasını sağlamasını (Md.8), - Terörizmin finansmanı suçunun soruşturulması ve kovuşturulması için gerekli tedbirleri almasını (Md.9-10), - Diğer ülkelerle adli yardımlaşmada bulunmasını ve adli yardımlaşma talebini, konusu mali veya siyasi suç olduğu veya banka gizliliği taşıdığı gerekçesi ile geri çevirmemesini (Md. 12-13-14), - Finansal kuruluşların, kimlik tespiti yapmak, isimsiz hesap açmamak, kayıtları muhafaza etmek ve şüpheli işlem bildiriminde bulunmak gibi yükümlülükleri yerine getirmesini sağlamasını, nakit hareketleri izlemesini ve para transferi yapan kurumları denetlemesini (Md. 18), öngörmüştür. Tavsiyede uyulması istenilen ikinci husus olarak belirtilen BMGK nin, terörist faaliyetlerin önlenmesi konusunda muhtelif kararları bulunmaktadır. Bunlardan bazıları; 1267 (1999), 1269 (1999), 1333 (2000), 1373 (2001), 1390 (2001) sayılı kararlardır. Bunların içinde en önemlisi olan ve tavsiye de özellikle vurgulanan BMGK nin 28 Eylül 2001 tarihinde 4385 inci oturumunda kabul edilen Kararıdır. 1373 (2001) sayılı Karar gereğince bütün devletlerin; - En kısa sürede, 9 Aralık 1999 tarihli Terörizmin Finansmanın Önlenmesine ilişkin Uluslararası Sözleşme de dahil olmak üzere, terörizmle mücadele konusundaki uluslararası sözleşme ve protokollere taraf olmaları ve Güvenlik Konseyi nin 1269 (1999) ve 1368 (2001) sayılı Kararlarını uygulaması, - Terörizmin finansmanını suç olarak kabul etmesi ve bu konuda cezai hükümler getirmesi, - En geniş şekilde karşılıklı adli yardımlaşmaya katılması ve bilgi değişimini sağlaması, - Terörist eylemlerde bulunanların, bu eylemlere teşebbüs edenlerin, bu eylemleri kolaylaştıranların mal varlıklarını dondurması, 13

Oktay Üstün - Terörist eylemlere mali kaynak sağlayanlara, bunları örgütleyenlere ya da bu eylemleri işleyenlere ya da faillerine yardım veya yataklık edenlere sığınma hakkı vermemesi ve destek sağlamaması istenilmiştir. 14 II. Terörizmin Finansmanının ve buna bağlı Karapara Aklamanın Suç Olarak Kabul Edilmesi Her ülke, terörizmin finansmanını, terörist eylemleri ve terörist örgüt kurmayı suç o- larak kabul etmelidir. Ülkeler, bu suçların karapara aklamanın öncül suçları olarak düzenlenmesini sağlamalıdır. Tavsiye, ülkelerin, terörizmin finansmanı, terörist eylemler ve terörist örgüt kurma olarak saydığı üç konuyu suç olarak kabul etmesini ve bu suçları, karapara aklamanın öncül suçu olarak belirlemesini öngörmektedir. Terörizmin finansmanı, 1999 tarihli Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Sözleşmesinin 2 nci maddesinde belirli eylemlere atıf yapılarak tanımlanmıştır. Sözleşmeye göre, terörizmin finansmanına konu olan eylemler iki grupta belirlenmiştir. Bunlardan ilki sözleşme ekinde yer alan 9 sözleşmenin suç saydığı eylemler olup bu kapsamdaki sözleşmeler şunlardır: 1. Uçakların Yasadışı Ele Geçirilmesinin Önlenmesi Sözleşmesi (16 Aralık 1970, Lahey) 2. Sivil Havacılık Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesi Sözleşmesi (23 Eylül 1971, Montreal) 3. Diplomatik Ajanlar Dahil Uluslararası Korunan Kişilere Karşı Suçların Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi (14 Aralık 1973, New York) 4. Rehin Almalara Karşı Uluslararası Sözleşme (17 Aralık 1979, New York) 5. Nükleer Maddelerin Fiziki Korunması Sözleşmesi (3 Mart 1980, Viyana) 6. Uluslararası Sivil Havacılığa Hizmet veren Havalimanlarında Yasadışı Şiddet Eylemlerinin Önlenmesi Protokolü, Sivil Havacılık Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesi Sözleşmesine Ek Protokol (24 Şubat 1988, Montreal) 7. Denizcilik Seferyollarının Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesi Sözleşmesi (10 Mart 1988, Roma) 8. Kıta Sahanlığında Kurulu Sabit Platformların Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesi Hakkında Protokol (10 Mart 1988, Roma) 9. Terörist Bombalamaların Önlenmesi Sözleşmesi (15 Aralık 1997, New York) Terörizmin finansmanı suçunun dayandığı ikinci gruptaki eylemler ise bir tanım içerisinde ifade edilmiştir. Sözleşmenin 2 nci maddesinde yer alan bu tanıma göre; Niteliği veya kapsamı itibariyle bir halkı korkutmak ya da bir hükümeti veya uluslararası kuruluşu herhangi bir işi yapmaya veya yapmamaya zorlamak amacı taşıyan bir olayda bir sivili ya da silâhlı çatışmaya doğrudan katılmayan herhangi bir kişiyi öldürmeye veya ağır şekilde yaralamaya yönelik eylemler terörizmin finansmanına konu teşkil eden ikinci gruptaki eylemler olarak belirtilmiştir. Sözleşmenin 2 nci maddesine göre, gerek yukarıda sıralanan 9 sözleşmenin suç saydığı eylemler, gerekse tanımda belirtilen eylemlerin, tümüyle veya kısmen gerçekleştirilmesinde

Bankacılar Dergisi kullanılması niyetiyle veya kullanılacağını bilerek, doğrudan veya dolaylı olarak, yasa dışı bir şekilde fon sağlanması veya toplanması terörizmin finansmanı suçunu oluşturmaktadır. Sözleşmeye göre, terörizmin finansmanı suçuna konu olan fon terimi; - her ne suretle edinilmiş olursa olsun, maddî veya gayrî maddî, menkul veya gayrimenkul, her türlü kıymeti, - bu kıymetler üzerinde bir mülkiyet hakkı veya çıkarı kanıtlayan, elektronik veya dijital form da dahil, her türlü belge ve yasal araçları, - banka kredilerini, seyahat çeklerini, para havalelerini, hisse senetlerini, teminatları, tahvilleri ve kredi mektuplarını kapsamaktadır. Özel Tavsiye II de geçen öncül suç, işlenmesi suretiyle karapara elde edilen her türlü suç fiilidir. Tavsiye, sayılan üç eylemden (terörizmin finansmanı, terörist eylemler ve terör örgütü kurma) elde edilen karaparanın aklanması halinde karapara aklama suçu yönünden kovuşturma yapılması gerektiğine işaret etmektedir. III. Terörist Malvarlıklarının Dondurulması ve Müsaderesi Terörist eylemlerin finansmanının önlenmesi ve durdurulmasına ilişkin Birleşmiş Milletler Kararları uyarınca, her ülke, teröristlerin, terörizmi finanse edenlerin ve terörist örgütlerin fonlarının veya diğer malvarlıklarının gecikmeksizin dondurulması için gerekli tedbirleri uygulamalıdır. Her ülke, terörizmin, terörist eylemlerin veya terörizmin finansmanı için kullanılan veya kullanılması için tasarlanan veya tahsis edilen malvarlığına el konulması ve müsaderesi bakımından yetkili makamlara imkan sağlayan tedbirleri (yasa gerektiren tedbirler de dahil) almalı ve uygulamalıdır. Özel Tavsiye III, ülkelere iki yükümlülük getirmektedir. İlk yükümlülük terörizm bağlantılı fonların BMGK Kararı uyarınca gecikmeksizin dondurulması, ikincisi ise bu fonların zapt ve müsadere edilmesidir. FATF ın, bu tavsiye kapsamındaki bazı terimlerle ilgili açıklamaları şöyledir: Dondurma (Freezing): Dondurma, yetkili bir mercii veya bir mahkeme tarafından başlatılan bir hukuki sürece dayalı olarak fonların veya diğer mal varlıklarının belli bir geçerlilik süresince transferinin, dönüştürülmesinin, tasarrufunun veya hareketinin yasaklanmasıdır. Dondurulan fonlar veya diğer mal varlıkları, dondurma anında bunlar üzerinde hakkı olan kişi ve kuruluşların mülkiyetinde olup dondurma süreci gereğince bir işlem başlatılmadan önce bu kişi ve kuruluşların tevdii etmiş olduğu finansal kuruluşlar veya diğer kurumlarca yönetilebilir. El koyma (Seizure): El koyma, yetkili bir mercii veya bir mahkeme tarafından başlatılan bir hukuki sürece dayalı olarak fonların veya diğer mal varlıklarının transferinin, dönüştürülmesinin, tasarrufunun veya hareketinin yasaklanması anlamına gelmekle birlikte dondurmadan farklı olarak yetkili bir mercii veya bir mahkemenin bu fon veya mal varlığını kontrol etme yetkisi bulunmaktadır. 15

Oktay Üstün Müsadere (Confiscation): Müsadere, yetkili bir mercii veya bir mahkemenin aldığı bir karar ile fonlardan ve diğer mal varlıklarından zilyet veya malikin sürekli olarak mahrum bırakılması anlamına gelmektedir. Müsadere ile fon ve diğer mal varlığının mülkiyeti devlete geçmektedir. Müsadere durumunda ilgili kişi ve kuruluşlar müsadere edilen mal varlığı üzerindeki tüm haklarını kaybederler. Fonlar veya diğer malvarlıkları (Funds or other assets): Fonlar veya diğer mal varlıkları, fiziki ya da kaydi, taşınır ya da taşınmaz olsun, edinilmiş olan her çeşit fonları, mali varlıkları, ekonomik kaynakları, banka kredilerini, yolcu ve banka çeklerini, havaleleri, hisseleri, menkul kıymetleri, bonoları, poliçeleri, teminat mektuplarını, herhangi bir faizi, temettü veya geliri veya bu gibi fonlardan elde edilen değerleri kapsayan ancak bunlarla da sınırlı olmayan hakkı ya da istifadeyi kanıtlayan elektronik ya da dijital da dahil herhangi bir formdaki yasal belge ve araçları ifade etmektedir. Belirli kişiler (Designated persons): Belirli kişiler, 1267 sayılı BMGK Kararı ile o- luşturulan Yaptırımlar Komitesi tarafından belirlenen kişi ve kuruluşlar ya da ülkelerin 1373 sayılı BMGK Kararı uyarınca belirledikleri ve kabul ettikleri kişi ve kuruluşları kastetmektedir. FATF ın Özel Tavsiye III ile ilgili olarak öngördüğü bazı hususlar özet olarak şu şekildedir: 1. Ülkeler, terörizmle bağlantılı fonların transferini, dönüştürülmesini, tasarrufunu ya da hareketini zecri tedbirlerle yasaklamalıdır. Buna göre ülkelerin; - dondurma veya dondurmama kararını vermeye, bu süreci yönetmeye ve bu kararları uygulayamaya yetkili bir makam ya da mahkemeyi tayin etmesi veya yetkilendirmesi veya - mal varlığı dondurulacak kişi ve kuruluşlara ait fonları elinde bulunduran kişi ve kuruluşlara, bunları dondurma sorumluluğu ve buna uymamaları halinde gerekli yaptırıma tabi tutulmalarını öngören yasayı çıkarması gibi iki seçeneği bulunmaktadır. Hangi seçenek seçilirse seçilsin zecri tedbirlerin uygulanmasından sorumlu olan yetkili bir makamın açıkça belli olması gerekmektedir. 2. Ülkeler, fonların gecikmeksizin ve belirli kişi ve şirketlere öncelik verilmeksizin dondurulmasına yönelik prosedürler geliştirmeli ve uygulamalıdır. Bu tür fonları elinde bulunduran kişi ve kurumların bunları dondurma yükümlülüğü yasa ile düzenlenmeli ve bu yükümlülüğe uyulmaması durumunda yaptırımlara tabi olmaları sağlanmalıdır. Ülkeler, dondurma mekanizmaları kapsamında alınan kararların mali sektöre iletilmesi için etkili ve etkin sistemler geliştirmelidir. 3. Ülkeler, uluslararası yükümlülüklere ve ulusal yasal ilkelere uygun olarak belirli kriterlerin karşılanması şartı ile BMGK nin yayınladığı listelerden çıkarılma taleplerinin değerlendirilmesine ve listeden çıkarılan kişi ve şirketlere ait fonlar üzerindeki dondurma kararının kaldırılmasına ilişkin prosedürler hazırlamalı ve uygulamalıdır. 16

Bankacılar Dergisi 4. Belirli kişiler ile aynı ismi taşıyan kişi ve kuruluşlar dondurma mekanizmasından haksız olarak etkileneceğinden, bu kişi ve kuruluşların gerçekte belirli kişiler olmadığının teyit edilmesi halinde, söz konusu fon veya mal varlığı üzerindeki dondurma kararının kaldırılmasını öngören prosedürler geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. 5. Dondurma kararına konu kişi ya da kuruluşların, yetkili bir otorite ya da mahkemenin yeniden değerlendirmesi için söz konusu dondurma kararına karşı başvuruda bulunabilmelerini sağlayacak bir mekanizma oluşturulmalıdır. IV. Terörizmle İlgili Şüpheli İşlemlerin Bildirilmesi Karaparanın aklanmasının önlenmesine dair yükümlülüklere tabi olan finansal kuruluşlar veya diğer işletmeler ya da kurumların, fonların terörizm, terörist eylemler veya terörist örgütlerle bağlantılı veya ilgili olduğundan ya da bunlar için kullanıldığından şüphelenmeleri durumunda veya şüphelenmek için geçerli nedenleri olduğunda, bu şüphelerini derhal yetkili otoritelere bildirmelidirler. Tavsiyede geçen şüphe, işleme konu olan fonların terörist bağlantılı olduğuna dair işlemi yürüten kişi ve kuruluş nezdindeki bilgi, sezgi veya benzer bulgusuna dair sübjektif bir kaygısını gösterirken, şüphelenmek için neden bulunması hali bu konuda daha objektif bir malumata işaret etmektedir. Şüpheli işlemleri bildirim yükümlülüğü FATF genel tavsiyelerinde de açıkça belirtilmiştir. FATF ın 5 ve 13. tavsiyeleri ile bunların yorumlayıcı notlarına göre; finansal kuruluşlar, fonların suç faaliyetinden elde edildiğinden veya terörizmin finansmanı ile ilgili olduğundan şüphelenmesi durumunda bu şüpheleri ile ilgili bilgilerini derhal ilgili mali istihbarat birimine (Financial Intelligence Unit) 5 bildirmelidir. Ayrıca finansal kuruluşların; - Müşterinin veya lehdarın kimlik bilgilerini tespit edemediği ve teyidini gerçekleştiremediği, - Tüzel kişiler ve ortaklıklarda mülkiyet ve kontrolün kimlere ait olduğunu tespit edemediği, - Yapılmakta olan işlemin türü ve amacı hakkında bilgi sahibi olamadığı durumlarda da söz konusu işlemle ilgili olarak şüpheli işlem bildiriminde bulunmaları öngörülmüştür. Belirtilen tavsiye maddelerine göre, finansal kuruluşların, şüpheli işlemle karşılaşmaları durumunda, yapılan işlemin sürekli veya geçici olup olmadığı veya herhangi bir parasal sınırı aşıp aşmadığını dikkate almaksızın ilgili müşterinin kimliğini tespit ederek durumu mali istihbarat birimine bildirmeleri gerektiği belirtilmiştir. FATF, terörizmin finansmanının tespitine yönelik olarak finansal kuruluşlar için bir rehber hazırlamış ve bu rehberde şüpheli işlem tiplerini örnek olarak belirlemiştir. Buna göre belirlenmiş olan muhtelif şüpheli işlem tiplerinden bazıları şöyledir: - Uzun süredir işlem görmeyen bir hesaba düzenli aralıklarla para yatırılması, - İşlem görmeyen küçük meblağlı bir hesaba bir dizi işlemle para yatırılması, daha sonra bunların yatan miktarın toplamına baliğ oluncaya kadar hesaptan çekilmesi, 17

Oktay Üstün - Bir hesap açılırken müşterinin, finansal kuruluşun istediği bilgileri vermeyi reddetmesi veya yetersiz veya yanıltıcı bilgi vermesi, - Birkaç kişinin imza yetkisinin olduğu ancak bu kişilerin birbirleriyle bir iş ilişkisinin ya da aile bağının olmadığı hesapların açılması ve çalıştırılması, - Kısa bir süre önce kurulmuş bir tüzel kişi adına hesap açılması ve bu hesaba o tüzel kişinin kurucularının gelirlerine göre daha büyük miktarda mevduat girişi yapılması, - Aynı kişi adına küçük ölçekte birçok hesabın açılması ve bu hesaplar toplamının müşterinin tahmini geliriyle orantılı olmaması, - Bir ticari kuruluş için çeşitli parasal araçlar kullanılarak açılan ancak bu tür bir ticari kuruluşun normal faaliyeti bakımından tipiklik özelliği göstermeyen hesaba mevduat girişlerinin olması (örneğin, ticari çekleri, maaş ödeme çeklerini ve sosyal sigorta çeklerini ihtiva eden para girişleri), - Normalde nakit çalışmayan bir ticari hesaptan büyük miktarlarda nakit çekişleri olması, - İşlemlerini genel olarak çeklerle ya da diğer ödeme araçları ile yürüten bir şahıs veya kurumun, hesabına büyük miktarda para yatırması, - Gerekli olmadığı halde bir hesapta nakit ve diğer işlemlerin karışık olarak yapılması, - Bir finansal kuruluşun aynı şubesinde ancak farklı vezneleri kullanmak suretiyle aynı gün çok sayıda işlem yapılması, - Aynı finansal kuruluşun çeşitli şubeleri aracılığıyla ya da bir şubede aynı zamanda farklı bireyler tarafından meblağın küçük miktarlara bölünerek hesap açılması, - Düzenli bir şekilde, kimlik tespiti ya da bildirim yükümlülüğünü gerektiren parasal eşiklerin biraz altındaki tutarlarda çok sayıda para yatırılması veya çekilmesi, Açıkça kimlik tespiti ya da bildirim yükümlülüğüne tabi olmaktan kaçınmak amacıyla düşük tutarlı elektronik fon transferi yapılması, - Transfer işleminde göndericiye ya da işlemin adına yapıldığı kişiye ilişkin bilgilerin yer almaması, - Çok sayıda şahsi ve ticari hesabın ya da kar amacı gütmeyen kuruluşların hesaplarının fon toplamak ve akabinde bu fonları hemen ya da kısa bir süre sonra az sayıdaki yabancı lehdara aktarmak için kullanılması, - Nakit işlem yapan kişilerin belirtilen iş kolu ile uyumlu olmayan bir yeri veya bir işyerini müşterek adres olarak göstermesi, - Transferi yapanın belirttiği meslek, işlemin hacmi ya da türüyle uygunluk göstermemesi, 18

Bankacılar Dergisi - Bir ekonomik amacı görülmeyen ya da kuruluşun belirtilen faaliyeti ile işlem tesisine konu olan diğer taraflar arasında herhangi bir bağlantı kurulamayan finansal işlemlerin gerçekleştirilmesi, - Müşterinin ticari faaliyetinin bilinmediği ya da böyle bir faaliyetin kiralık bir kasa kullanımına gerekçe teşkil etmediğinin anlaşıldığı durumlarda ticari bir işletme adına kiralık bir kasa kiralanması, - Müşterinin kimlik tespiti ya da kimlik bilgilerinin doğrulanması sürecinde izaha muhtaç tutarsızlıkların ortaya çıkması, - Fonun, dikkat gösterilmesi gereken ülkelere (FATF la İşbirliği yapmayan ülke ve bölgeler) havalesini müteakip başka bir para birimine çevrilmesi veya buna benzer kambiyo işlemlerine tabi tutulması, - Mevduat hesabı açıldıktan kısa bir süre sonra, hesabın dikkat gösterilmesi gereken ülke veya bölgelere transfer edilmesi, - Bir müşterinin, makul bir açıklaması olmaksızın dikkat gerektiren ülke veya bölgelerle finansal işlemleri gerektiren ticari faaliyette bulunması, - Dikkat gerektiren bölgelere ve/veya bu bölgelerden uluslararası transfer işlemleri yolu ile fon gönderilmesi ya da alınmasıdır. V. Uluslararası İşbirliği Her ülke, karşılıklı yasal yardım veya bilgi değişimine dair bir anlaşma, düzenleme veya diğer bir mekanizmaya dayanarak bir diğer ülkeye, terörizmin, terörist eylemlerin ve terörist örgütlerin finansmanına ilişkin cezai, hukuki, idari soruşturma, sorgulama ve tahkikatlarda mümkün olan en geniş yardımı sağlamalıdır. Ülkeler, terörizmin, terörist eylemlerin veya terörist örgütlerin finansmanı ile suçlanmış şahıslar için güvenli sığınaklar sağlamamayı temin etmek için mümkün olan tüm önlemleri almalı ve mümkünse bu şahısların iade edilmesi için uygun prosedürlere sahip olmalıdır. Tavsiye, karşılıklı adli yardımlaşma ve idari bilgi değişimini vurgulamaktadır. Adli yardımlaşma, yabancı ülkelerin; delil toplama, kişilerin ifadelerini alma, arama, el koyma, dondurma, eşya ve yer incelemesi yapma gibi taleplerinin yerine getirilmesine dair hususları kapsar. Genelde istinabe talepleri şeklinde cereyan eden adli yardımlaşma, uluslararası sözleşmelerde müstakil madde hükmü olarak yer aldığı gibi ilgili ülkeler arasındaki özel anlaşmalarla da düzenlenmektedir. FATF ın 36, 37 ve 38. tavsiyeleri adli yardımlaşma ile ilgilidir. Bu tavsiyelere göre; - Ülkeler; karapara aklama ve terörizmin finansmanıyla ilgili inceleme, soruşturma ve tahkikat sürecinde mümkün olduğunca kapsamlı, süratli, yapıcı ve etkin karşılıklı yasal yardımlaşmada bulunmalıdır. Karşılıklı yasal yardımlaşmanın yerine getirilmesine ilişkin açık ve etkin prosedürler olmalıdır. 19

Oktay Üstün - Yetkili makamlar; finansal kuruluşlar ve kişiler tarafından tutulan kayıtların sağlanması, bina ve müştemilatının aranması, delillerin ele geçirilmesi ve elde edilmesi için zorunlu tedbirleri kullanabilmelidir. - Yargı yeri karışıklığına sebebiyet vermemek için, birden çok ülkede soruşturmaya konu olan olaylarda, sanıkların kovuşturulacağı yerin belirlenebilmesi için uygun mekanizmalar kurulmalı ve uygulanmalıdır. - Fiilin her iki tarafta suç olmaması (non dual criminality) durumunda bile ülkeler mümkün olduğunca en geniş biçimde karşılıklı yasal yardımlaşmada bulunmalıdır. - Karşılıklı yasal yardımlaşma veya suçluların iadesi için fiilin, iki taraf ülkede de suç olmasının şart kılındığı durumlarda (dual criminality), suçun aynı kategoride olmasına veya aynı terminolojiyle adlandırılmasına bakılmaksızın, söz konusu fiilin her iki ülkede de suç olması kaydıyla, yardımlaşma için gerekli şart yerine getirilmiş sayılmalıdır. - Yabancı ülkelerin tespit, dondurma, zapt veya müsadere taleplerinde acil mukabele etme yetkisi olan merciler bulunmalıdır. Ayrıca, müsadere edilen mal varlığın paylaşılmasını da içerebilecek el koyma ve müsadere işlemlerinde işbirliğine yönelik anlaşmalar yapılmalıdır. Tavsiyenin vurguladığı ikinci tür işbirliği şekli bilgi değişimidir. Bilgi değişimi, uygulamada mali istihbarat birimleri arasında istihbarı ve idari mahiyetteki bilgilerin talep üzerine veya kendiliğinden (spontaneously) karşı ülke muadili kuruluşlara sağlanması şeklinde gerçekleştirilen bir yardımlaşma türüdür. Mali istihbarat birimleri arasındaki bilgi değişiminin genellikle iki ülke arasında düzenlenen ve mutabakat muhtırası (memorandum of understanding) olarak adlandıran belgedeki esaslara göre de gerçekleştirildiği görülmektedir. Bu durumda iki ülke muadili kurumları arasındaki bilgi değişimi belirli esaslara bağlanmış olmaktadır. Karapara aklama ile mücadele alanında mali istihbarat birimleri arasında bilgi değişimini temin etmek üzere 1995 yılında kurulmuş bulunan Egmont Group a üye 6 mali istihbarat birimleri arasındaki bilgi değişimi Egmont Secure Web aracılığı ile sağlanmaktadır. Egmont Group tarafından 13 Haziran 2001 tarihinde yayınlanan Mali İstihbarat Birimlerinin Amaç Bildirgesi nde, mali istihbarat birimleri arasındaki bilgi değişimimin karapara aklama ile birlikte terörizmin finansmanı ile mücadele konularını da kapsadığı vurgulanmıştır. VI. Alternatif Havale Her ülke, resmi olmayan para veya değer transfer sistemi veya ağı aracılığıyla transfer hizmeti sağlayan acentalar da dahil olmak üzere, para veya değer transferi hizmeti veren şahıs veya tüzel kişilerin faaliyet izni almaları veya kayıtlı olmaları ve banka ve banka dışı mali kurumlara uygulanan tüm FATF Tavsiyelerine tabi tutulmalarını sağlamak için gerekli önlemleri almalıdır. Her ülke, bu hizmeti yasadışı bir şekilde yerine getiren şahısların veya tüzel kişilerin idari, hukuki veya cezai yaptırımlara tabi olmasını sağlamalıdır. Alternatif havale, fiziki nakit hareketi olmaksızın paranın, resmi ya da geleneksel bankacılık kullanılmadan ve ulusal mali ve idari kontrol dışında tutularak dünyanın bir bölgesinden diğerine intikalini sağlayan havale yöntemini ifade etmektedir. 20