Uzun Süreli Sürdürümde Lamotrijin Öncesi ve Sonrası. bir karşılaştırma: Kan düzeyinin etkisi



Benzer belgeler
İki Uçlu Bozuklukta Koruyucu Sağaltım

Bipolar bozukluk idame tedavisi: duygudurum düzenleyiciler mi atipik antipsikotikler mi? Prof. Dr. Cengiz AKKAYA

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Anksiyete Bozuklukları

Serhat Tunç 1, Yelda Yenilmez Bilgin 2, Kürşat Altınbaş 3, Hamit Serdar Başbuğ 4 1

Orta-ileri ve Genç Yaş Mani Hastalarının Karşılaştırılması

BİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ Bipolar II Bozukluk

Bipolar Bozuklukta Mizaç İle Klinik Özelliklerin İlişkisi

Bipolar Bozukluk Tip I ile Tip II nin Depresyon Atakları Arasındaki Farklılıklar Differences between Depression Episodes of Bipolar Disorder I and II

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

Mevsimsel Mizaç Bozukluğunda Tek Uçlu ve İki Uçlu Farkı: Deksametazon Baskılama Testi

AĞIR ŞİDDETTE DEPRESYON SAĞALTIMI

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Karma belirtili depresyon sağaltımı. Dr. Sibel Çakır İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi, Psikiyatri A.D Duygudurum Bozuklukları ve Geropsikiyatri Birimi

Duygudurum bozuklukların tedavisinde amaç, Tedaviye Dirençli Bipolar Hastalarda Lamotrijin Kullanımı

Anksiyete Bozukluklarının Tedavisinde Antidepresanlar. Doç Dr Selim Tümkaya

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

İki Uçlu Bozukluğu Olan Hastalarda Depresif Belirtilerin Tedavisinde Antidepresan Tercihlerinin Değerlendirilmesi

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125: Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

Dr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

DEPRESYON SAĞALTIM KILAVUZU KAYNAK KİTABI. Editörler. Olcay Yazıcı E. Timuçin Oral Simavi Vahip. Türkiye Psikiyatri Derneği Yayınları

BASKIDA. Tedaviye Dirençli İkiuçlu Depresyonda Aripiprazol Güçlendirmesi: İki Olgu Sunumu. Dr. Figen KARADAĞ 1, Dr. Devran TAN 2, Dr.

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

BİPOLAR BOZUKLUKTA KORUYUCU SAĞALTIM

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

Genç Erişkin İki Uçlu Hastalarda Kimlik Duygusu: Karşılaştırmalı Bir Çalışma

Bipolar depresyonu ayırt etmek her zaman kolay mı?

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

Kadın ve Erkek Psikiyatri Kapalı Servislerinde Fiziksel Tespit Uygulamasının Klinik Özelliklerle İlişkisi

Kronik Migrende Botulinum Toksin (BOTOX) Deneyimi

Bipolar Bozuklukta Psikoeğitimin Relapslara Etkisi: Sistematik Bir Derleme


Bipolar bozuklukta cinsiyete göre klinik ve. ve sosyodemografik özelliklerin karşılaştırılması

PSİKOFARMAKOLOJİ 6. Duygudurum Bozuklukları Tedavisi Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

Depresif Dönem İki Uçlu Bozukluk Tip I, Tip II ve Tek Uçlu Bozukluk ta Farklı mıdır?

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

Hızlı Döngülü Bipolar I Hastalarının Afektif Mizaç Özellikleri. Temperament in Bipolar I Patients with Rapid Cycling

3. Ulusal Bağımlılık Kongresi Poster Ödülleri Birincilik: Mır sal, H., Ö.A. Kalyoncu, Ö. Pektaş,

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 5 PSİKİYATRİ STAJ TANITIM REHBERİ

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

Yatarak Tedavi Gören Psikiyatri Hastalarında İntihar Girişiminin Klinik Özellikler ve Sosyodemografik Değişkenlerle İlişkisi

Araştırmacı olarak: 2008: Janssen Cilag 2009: Janssen Cilag 2010: Janssen Cilag Danışmanlık: 2008: 2009: 2010: Konuşmacı olarak: 2008: 2009: 2010:

Yatarak Tedavi Görmüş Geriyatrik Unipolar Depresyon ve Bipolar Bozukluk Hastaların Klinik ve Sosyodemografik Özelliklerinin Karşılaştırılması

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

SERVİKAL YETMEZİĞİNDE MCDONALDS VE MODDIFIYE ŞIRODKAR SERKLAJ YÖNTEMLERININ KARŞILAŞTIRILMASI

Doğum Ardı Psikoz Tanısı Konulan Hastaların Uzun Süreli İzlemi

OKB DE KOMORBİDİTENİN VARLIĞI TEDAVİYİ NASIL ETKİLER? Dr.Abdulkadir Tabo

BİPOLAR HASTALARDA DEPRESİF DÖNEM ÖYKÜSÜ VARLIĞINA GÖRE KLİNİK VE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİN KARŞILAŞTIRILMASI

BASKIDA. İki Uçlu Bozuklukta İçselleştirilmiş Damgalanma: Klinik Özellikler, Yaşam Kalitesi ve Tedaviye Uyum ile İlişkisi

Unipolar Mani. Fatih Volkan Yüksel 1, Aydýn Kurt 1, Verda Tüzer 2, Erol Göka 3 DERLEME SUMMARY ÖZET. Unipolar Mania

Bipolar hastaların ilk afektif epizodları %40-60 oranında

Bipolar-I, Bipolar-II ve Majör Depresif Bozuklukta Ayrışan Sosyodemografik, Klinik ve Mizaç Özellikleri

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

Bipolar bozukluğun ve şizofreninin remisyon ve psikotik belirtili dönemlerindeki hastaların bilişsel işlevler açısından karşılaştırılması

Bir üniversite hastanesi psikiyatri kliniğinde elektrokonvülzif tedavi uygulanan hastaların demografik ve klinik özellikleri

ANKSİYETE BOZUKLUKLARINA EŞLİK EDEN BİPOLAR BOZUKLUK VE FARMAKOTERAPİSİ. Uzm Dr Özlem Kuman Tunçel Ege Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM

KULLANILAN MADDE TÜRÜNE GÖRE BAĞIMLILIK PROFİLİ DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR MU? Kültegin Ögel, Figen Karadağ, Cüneyt Evren, Defne Tamar Gürol

Bipolar bozukluk belli bir düzen olmaksızın tekrarlayan depresif, manik ya da. Bipolar Bozukluğun Sürdürüm Tedavisi DERLEME

SoCAT. Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Türkiye de Bipolar I Bozukluğu Hastalarının, Sosyodemografik ve Klinik Özellikleri-HOME Çalışması

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

AÇIKLAMA Araştırmacı:Abdi İbrahim Otsuka. Konuşmacı: - Danışman: -

Psikiyatri Acil Servise Başvuran Perinatal Dönemdeki Hastaların Sosyodemografik ve Klinik Özellikleri

Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri

Karmakarışık Gebelik ve Lohusalık. Doç Dr Esra Yazıcı Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Zirvesi

Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi

İntihar Girişimlerinde İlk Yardım: Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler. Danışman: Halise DEVRİMCİ ÖZGÜVEN

Psikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi

Bipolar Bozuklukta Koruyucu Tedavi Long-term Treatment in Bipolar Disorder

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Agomelatin: Yeni Antidepresan İlaç ve Yeni Bulgular

Bipolar Bozukluk Sınıflandırmasında Karma Dönem

SĠSTEMĠK ĠZOTRETĠNOĠN TEDAVĠSĠ ALAN AKNE VULGARĠSLĠ HASTALARDA SERUM B12 VE FOLĠK ASĠT DÜZEYLERĠ

Türkiye de bipolar bozukluğun ele alınmasında pratik uygulamalar ve hasta özelliklerinin kesitsel incelenmesi

Obsesif Kompulsif Bozukluğun Eşlik Ettiği ve Etmediği İki Uçlu Bozukluk Hastalarında Mizaç ve Dürtüsellik

METASTATİK KÜÇÜK HÜCRELİ DIŞI AKCİĞER KANSERİ TANISI SAĞKALIMI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Madde Bağımlılığı Olan Hastaların Ebeveynlerinde Psikiyatrik Hastalıklar. Yard. Doç.Dr. Suat Ekinci

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Şizoaffektif bozukluk hastalarının sosyodemografik ve klinik özelliklerinin değerlendirilmesi

DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar

Both Typical and Atypical Long-Acting Injectable Antipsychotics in Bipolar Disorder: A Retrospective Chart Review

BASKIDA. Bipolar Bozukluk Hastalarının İlaç Kullanım Sürelerinin Sosyodemografik ve Hastalık Özellikleri ile İlişkisi

Siklotimik bozukluk, hipomani ve hafif þiddette

Hemşirelerin Hasta Hakları Konusunda Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi

Major Depresif Bozukluk (MDD) Dünyada maluliyete sebep olan en sık ikinci hastalık Amprik tedavi yaklaşımı İlaca yanıt Yan etki bireysel farklılıklar

Unipolar Mani: Ayrı Bir Antite mi, Bir Manik Baskınlık Özelliği mi?

TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ

Bipolarite ve İmpulsivite. Prof. Dr. Sermin Kesebir Üsküdar Üniversitesi, NPİstanbul Beyin Hastanesi

Deskriptif psikiyatrinin en önemli ismi Kraepelin,

Transkript:

Original Papers / Araştırmalar DOI: 10.5455/jmood.20120730123734 Uzun Süreli Sürdürümde Lamotrijin Öncesi ve Sonrası bir karşılaştırma: Kan düzeyinin etkisi Sermin Kesebir 1, Fisun Akdeniz 2, Aysun Demir 3, Mustafa Bilici 1 ÖZET: Uzun süreli sürdürümde lamotrijin öncesi ve sonrası bir karşılaştırma: Kan düzeyinin etkisi Amaç: Bu çalışmanın varsayımı, lamotrijinin, iki uçlu bozukluktaki etkinliğinin serum düzeyi ile ilişkili olduğudur. Amacımız, lamotrijin kullanan iki uçlu olgularda, lamotrijin öncesi ve sonrası dönemi karşılaştırmak, lamotrijin kan düzeyinin klinik gidiş ile bir ilişkisi olup olmadığını incelemektir. Yöntem: Bu amaçla lityum, antikonvulzan ya da atipik antipsikotik, herhangi bir duygudurum dengeleyici ile birlikte, en az 2 yıldır lamotrijin kullanan, DSM-IV e göre, iki uçlu bozukluk tip I tanılı 40 olgu ardışık olarak değerlendirilmiştir. İki uçlu olgular ayaktan tedavi merkezimize olağan kontrolleri sırasında başvuran, çalışmaya katılmayı kabul ederek bilgilendirilmiş onam veren olgulardır. Bu olgularda değerlendirme için iyilik döneminde olma şartı aranmıştır. İki uçlu olgularla tanı görüşmesi SCID-I ile yapılmıştır. SKIP-TURK Duygudurum Bozuklukları Hasta Kayıt ve İzlem Formu nda koruyucu sağaltım öncesi ve sonrasına ait bölümler, hasta ve hasta yakını ile birlikte doldurulmuştur. İki uçlu olgular lamotrijin kan düzeyi bakılmak üzere kan vermişlerdir. Bulgular: İki uçlu olgularda lamotrijinle uzun süreli sürdürümün öncesi ve sonrası karşılaştırıldığında, lamotrijin başlandıktan sonra, toplam atak sıklığı ve depresif atak sıklığının azaldığı, atak şiddetinin daha düşük olduğu (p<0.001, 0.039 ve 0.04, sırası ile) ve hızlı başlangıç ve bitiş oranının azaldığı (p=0.027) saptanmıştır. Bu değişkenlere göre değerlendirildiğinde, uzun süreli sürdürümde lamotrijine yanıt iki uçlu olgular arasında %77.5 oranındadır. Lamotrijine yanıt veren olgularda lamotrijin kan düzeyleri daha yüksek bulunmuştur (3.8±1.9/2.0±1.1 ug/ml) (p= 0.005). Sonuç: Lamotrijin iki uçlu bozukluğun uzun süreli sürdürüm sağaltımında etkili bir seçenektir, bu etkinliğin kan düzeyi ile ilişkisi, bundan sonraki çalışmalarla desteklenmelidir. Anahtar sözcükler: lamotrijin, iki uçlu bozukluk, kan düzeyi Journal of Mood Disorders 2013;3(2):47-51 ABS TRACT: A comparison before and after lamotrigine use in long term continuation treatment: effect of blood level Objective: The hypothesis of this study is that the efficacy of lamotrigine is related with blood level in bipolar disorder. Our aim is to compare the periods before and after lamotrigine use in cases with bipolar disorder and to investigate whether there has been any relation between lamotrigine blood level and clinical progress or not. Method: For this aim, 40 consecutive cases diagnosed with bipolar disorder type I according to DSM-IV criteria, using lamotrigine for at least two years in combination with any mood-stabilizing agent such as lithium, anticonvulsants or atypical antipsychotics have been evaluated. The cases who applied to our outpatients clinic for their routine controls and who additionally accepted to participate to the study and gave informed consent have been included in the study. For the evaluation, being in remission period was set as a criterion for these cases. The interview for confirming the bipolar diagnosis was carried out by using SCID-I. The sections before and after maintenance treatment present in the SKIP-TURK Mood Disorders Diagnosis and Patient Registration Form were filled in together with the patients and their relatives. Blood samples were collected from the cases in order to analyze lamotrigine blood level. Results: In bipolar cases, when the periods before and after long term maintenance treatment with lamotrigine were compared, it was determined that after using lamotrigine, total episode frequency and depressive episode frequency were decreased, episode severity was less severe (p<0.001, 0.039 and 0.04, respectively) and fast onset and termination ratios were decreased (p=0.027). When evaluated according to these variables, in long term maintenance the ratio of treatment response to lamotrigine among bipolar cases was 77.5%. In cases with treatment response to lamotrigine, lamotrigine blood levels were found to be higher (3.8±1.9/2.0±1.1 µg/ml) (p=0.005). Conclusion: Lamotrigine is an efficient choice in long-term maintenance treatment of bipolar disorder and the relationship between this efficacy and the blood level should be supported with future studies. Key words: lamotrigine, bipolar disorder, blood level Journal of Mood Disorders 2013;3(2):47-51 1 Doç. Dr., Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul-Türkiye 2 Profesör Dr., Ege Üniversitesi, Psikiyatri AD, İzmir-Türkiye 3 Asistan Dr., Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul-Türkiye Ya zış ma Ad re si / Add ress rep rint re qu ests to: Doç. Dr. Sermin Kesebir, Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul-Türkiye Elekt ro nik pos ta ad re si / E-ma il add ress: serminkesebir@yahoo.com Ka bul ta ri hi / Da te of ac cep tan ce: 30 Temmuz 2012 / July 30, 2012 Bağıntı beyanı: S.K., F.A., A.D., M.B.: Yazarlar bu makale ile ilgili olarak herhangi bir çıkar çatışması bildirmemiştir. Declaration of interest: S.K., F.A., A.D., M.B.: The authors reported no conflict of interest related to this article. GİRİŞ Bir feniltirazin derivesi olan lamotrijin, sodyum ve kalsiyum kanallarında ve presinaptik nöronlarda inhibitör, nöronal membranda stabilize edici özelliktedir (1). İki uçlu depresyonda lamotrijin, yayınlanan 4 çift kör, plasebo kontrollü çalışmanın sadece ikisinde plasebodan üstün bulunmuştur (2). 5 çalışmanın metanalizinde ise 47

Uzun süreli sürdürümde lamotrijin öncesi ve sonrası bir karşılaştırma: Kan düzeyinin etkisi ağır olgularda plasebodan üstün olacağı belirtilmiştir. İki uçlu depresyonda lamotrijin ekleme ya da birlikte kullanım çalışmalarının sonuçları ise değişkendir. Uzun süreli sürdürümde, 4 geniş, random ve kontrollü çalışmanın sonuçlarına göre, iki uçlu bozuklukta herhangi bir yeni bir dönem nedeniyle müdahale zamanını, anlamlı olarak geciktirmektedir (3-6). Bu etki depresif dönem için en uzun ve en büyük anlamlılıktadır. İki uçlu bozuklukta hem akut stabilizasyonda hem de uzun süreli sürdürümde kullanılan diğer antikonvulzanların etkinliği ve yan etki profili, serum düzeyleri ile ilişki göstermektedir (7). Bu çalışmanın varsayımı, sodyum ve kalsiyum kanallarında ve presinaptik nöronlardaki engelleyici aktivitesi ve nöronal membran stabilize edici özelliği ile aynı zamanda bir antikonvulzan olan lamotrijinin, iki uçlu bozukluktaki etkinliğinin serum düzeyi ile ilişkili olduğudur. Amacımız, lamotrijin kullanan iki uçlu olgularda, lamotrijin öncesi ve sonrası dönemi karşılaştırmak, lamotrijin kan düzeyinin klinik gidiş ile bir ilişkisi olup olmadığını incelemektir. YÖNTEM Örneklem Bu amaçla lityum, antikonvulzan ya da atipik antipsikotik, herhangi bir mizaç düzenleyici ile birlikte, en az 2 yıldır lamotrijin kullanan, DSM-IV e göre, iki uçlu bozukluk tip I tanılı 40 olgu ardışık olarak değerlendirilmiştir. İki uçlu olgular ayaktan tedavi merkezimize olağan kontrolleri sırasında başvuran, çalışmaya katılmayı kabul ederek bilgilendirilmiş onam veren olgulardır. Bu olgularda değerlendirme için iyilik döneminde olma şartı aranmıştır. 16 erkek, 24 kadın iki uçlu olgunun yaş ortalaması 43.3±11.8 dir. Araçlar SCID-I (Structured Clinical Interview for DSM-Axis 1 Disorders-SCID-I) (8): DSM- IV eksen 1 bozuklukları için yapılandırılmış klinik görüşme formu Türkçe örneği. SKIP-TURK Duygudurum Bozuklukları Tanı ve İzlem Formu (9): Hastalığın başlangıç yaşı, hastalık süresi, tedaviye başlama yaşı, öyküde fiziksel ve cinsel kötüye kullanım, fiziksel hastalık öyküsü, akademik ve sosyal işlevsellik, premenstrüel sendrom, sigara, alkol ve madde kullanım öyküsünü; ilk atak tipi, atak öncesi stresör, atak şiddeti, doğum sonrası başlangıç, depresyon alt tipi, psikotik bulgulu dönem, özkıyım girişimi, hastaneye yatış, atak süresi, ne ile düzeldiği; koruyucu sağaltım öncesi ve sonrası toplamda ve her bir dönem için atak sayıları, atak öncesi stresör, atak şiddeti, atak süresi, psikotik bulgulu dönem, özkıyım girişimi, hastaneye yatış, egemen gidiş örüntüsü, mevsimsellik, ani başlangıç ve bitiş, süreğenlik (kronisite) ve hızlı döngülülük, kayma, tam düzelme olup olmadığını sorgulamaktadır. Uygulama İki uçlu olgularla tanı görüşmesi SCID-I ile yapılmıştır. SKIP-TURK Duygudurum Bozuklukları Hasta Kayıt ve İzlem Formu nda koruyucu sağaltım öncesi ve sonrasına ait bölümler, hasta ve hasta yakını ile birlikte doldurulmuştur. İki uçlu olgular daha sonra lamotrijin kan düzeyi bakılmak üzere kan vermişlerdir. Koruyucu sağaltım için önceki mizaç düzenleyicilerin değil, lamotrijinin başlandığı tarih baz alınmıştır. Uzun süreli sürdürümde lamotrijine iyi yanıt ya da kötü yanıt, lamotrijin başlanmadan öncesi ve sonrası için (mirrorimage evaluation) (10), şu değişkenlerle değerlendirilmiştir: tüm dönemlerin toplam sayısı için ve her bir dönemin sayısı için atak sıklığı (atak sayısı/yıl), atak şiddeti (hafif, orta, psikotik bulgusuz ağır ve psikotik bulgulu ağır), ortalama atak süresi (ay), hızlı başlangıç ve bitiş (mizaç döneminin tüm ile 1 hafta içerisinde ortaya çıkması ve tüm belirtileri ile 1 hafta içerisinde ortadan kalkması) (11), mevsimsellik, hızlı döngülülük, kayma, tam düzelme, süreğenlik, özkıyım ve yatış olup olmadığı. Lamotrijin başlanmadan öncesinde ve sonrasında bu değişkenler arasında fark olup olmadığı istatistiksel olarak incelenmiştir. Fark bulunan değişkenler için örneklem her bir olgu bazında incelenerek, iki uçlu olgular iyi yanıt veren ve vermeyen olgular olmak üzere ikiye ayrılmıştır. İyi yanıt veren ve vermeyen iki uçlu olgular arasında, iki uçlu bozukluğun klinik özellikleri ve lamotrijin kan düzeyi karşılaştırılmıştır. Bu çalışmanın yapıldığı tarihte etik kurullar faaliyet göstermediğinden, gerekli izin, Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Eğitim Planlama Komisyonundan alınmış, lamotrijin kan düzeyinin bakılmasından doğan ücret, Hastane Araştırma Bütçe Fonundan karşılanmıştır. 48

S. Kesebir, F. Akdeniz, A. Demir, M. Bilici İstatistiksel Analiz Sayısal değişkenlerin karşılaştırılması t-test (SS/ortalama< 0.3 olduğundan) ile, sınıfsal değişkenlerin karşılaştırılması ki-kare testi ile yapılmıştır. İstatistiksel anlamlılık p< 0.05 olup tüm testler iki uçludur. BULGULAR İki uçlu olgularda lamotrijinle uzun süreli sürdürümün öncesi ve sonrası karşılaştırıldığında, lamotrijin başlandıktan sonra, toplam atak sıklığının ve depresif atak sıklığının azaldığı, atak şiddetinin daha düşük olduğu (p<0.001, 0.039 ve 0.04) ve hızlı başlangıç ve bitiş oranının azaldığı (p=0.027) saptanmıştır (Tablo 1). Bu değişkenlere göre değerlendirildiğinde, uzun süreli sürdürümde lamotrijine yanıt iki uçlu olgular arasında %77.5 oranındadır. Lamotrijine yanıt veren olgular, diğerleri ile karşılaştırıldığında, lamotrijine yanıt veren olgularda, lamotrijin başlanmadan önce, ataklar arası düzelmenin ve depresif atakta antidepresanla düzelmenin daha sık (p=0.03 ve p=0.029) olduğu, hastalık başlangıç yaşının ve tedaviye başlangıç yaşının daha erken (p=0.036 ve 0.04) olduğu bulunmuştur (Tablo 2). Lamotrijine yanıt veren ve vermeyen olgular, ilk atak tipi ve şiddeti, depresyon alt tipi, psikotik bulgu, doğum sonrası başlangıç, mevsimsellik, aile öyküsü ve atak öncesi stresör olup olmadığı, akademik ve sosyal işlevsellik düzeyi yönünden benzerdir. Lamotrijine yanıt veren olgularda lamotrijin kan düzeyi daha yüksek bulunmuştur (3.8±1.9/2.0±1.1 ug/ml) (p=0.005). Tab lo 1: Lamotrijinle uzun süreli sürdürüm tedavisinin öncesi ve sonrasının karşılaştırılması Lamotrijinle Lamotrijinle Analiz sürdürüm öncesi (s= 40) sürdürüm sonrası (s= 40) t/χ 2 p Toplam atak sıklığı 1.7±0.1 0.9±0.1 3.8 < 0.001 Manik atak sıklığı 0.8±0.2 0.6±0.3 0.9 0.512 Depresif atak sıklığı 1.3±0.3 0.5±0.1 2.6 0.039 Karma atak sıklığı 0.3±0 0.2±0.1 0.9 0.538 Atak şiddeti 3.2±0.7 1.2±0.6 2.6 0.040 Atak süresi (ay) 2.8±1.2 1.1±0.5 1.1 0.133 Ani başlangıç ve bitiş (%) 77.5 25 14.631 0.027 Mevsimsellik (%) 12.5 12.5 0.023 0.986 Hızlı döngülülük (%) 12.5 10 0.517 0.775 Kayma (%) 7.5 12.5 0.842 0.653 Düzelme (%) 72.5 77.5 1.035 0.422 Kronisite (%) 27.5 22.5 0.978 0.504 Özkıyım (%) 35 30 1.124 0.397 Hastane yatışı (%) 27.5 22.5 0.951 0.518 Tab lo 2: Lamotrijinle uzun süreli sürdürüm tedavisine yanıt veren ve vermeyen olguların karşılaştırılması Lamotrijine Lamotrijine Analiz yanıtlı olgular (s= 31) yanıtsız olgular (s= 9) t/χ 2 p Cinsiyet (erkek/kadın), (s) 12/19 4/5 3.125 0.348 Yaş 34.5±3.9 40.1±6.3 0.8 0.321 Eğitim yılı 11.7±5.8 11.2±4.1 0.1 0.648 Başlangıç yaşı 19.2±1.8 25.5±3.2 2.5 0.036 Koruyucu tedavi başlangıç yaşı 20.6±1.8 26.9±2.5 2.5 0.040 Aile öyküsü (%) 14.5 11.1 0.813 0.589 İlk atak öncesi stresör (%) 48.3 44.4 1.078 0.503 İlk atak tipi (mani/depresyon), (%) 45.2/54.8 44.4/55.5 0.712 0.698 Depresyon alt tipi (atipik/melankolik), (%) 42.5/5.2 55.5/11.1 2.401 0.136 Psikotik bulgu (%) 42.5 55.5 4.175 0.096 Postpartum başlangıç (%) 9.6 11.1 1.132 0.471 İlk depresif atakta antidepresanla düzelme (%) 100 77.7 12.482 0.029 Lamotrijin kan düzeyi (ug/ml) 3.8±1.9/ 2.0±1.1 3.2 0.005 49

Uzun süreli sürdürümde lamotrijin öncesi ve sonrası bir karşılaştırma: Kan düzeyinin etkisi TARTIŞMA Bu çalışma iki uçlu bozukluk tip 1 tanılı olgularda lamotrijine yanıt veren ve vermeyen olguları, klinik özellikler ve kan düzeyi yönünden karşılaştıran ilk çalışmadır. Bizim bulgularımıza göre uzun süreli sürdürümde lamotrijine yanıt iki uçlu olgular arasında %77.5 oranındadır. İki uçlu bozuklukta uzun süreli sürdürüme yanıtın geriye dönük olarak değerlendirildiği, açık, doğal gözlem çalışmasında, uzun süreli sürdürüme tam yanıt (koruyucu tedavi başlandıktan sonra hiç dönem geçirmemek), lityum, valproat, karbamazepin, lamotrijin ve olanzapin ile %30, %13, %0, %11 ve %25 olarak bulunmuştur (12). Bizim iyi yanıt oranlarımızın yüksekliği ile kıyaslamadan önce, Garnham ve arkadaşlarının çalışmasında (12) uzun süreli sürdürümün tekli tedavisi şeklinde olduğu ve tam yanıt ölçütünün, hiç atak geçirmemek şeklinde tanımlandığı gözden kaçırılmamalıdır. Uzun süreli sürdürümde lityumun tek başına başarısız olduğu olgulara eklenen lamotrijinden, geriye dönük yapılan değerlendirmede %29 olgunun yarar gördüğü saptanmıştır (13). Tedavi yanıtının göstergesi olarak lamotrijinle, toplam atak ve depresif dönem sıklıklarının azalması, önceki uzun süreli sürdürüm çalışmalarından gelen, lamotrijinin, herhangi bir yeni bir dönem nedeniyle ve özellikle depresif atak nedeniyle müdahale zamanını, anlamlı olarak geciktirmesi (3-6) şeklindeki veri ile uyumlu bir bulgudur. 20 iki uçlu olgunun lamotrijin başlandıktan sonraki 18 ayını, öncesi ile karşılaştıran, benzer desenli çalışmalarında Born ve arkadaşları (10), manik, depresif ve karma atak sıklığında azalma ve manik atak süresinde kısalma saptamışlardır. Çalışmamızda depresif ve toplam atak sıklıklarına ek olarak atak şiddetinde ve hızlı başlangıç ve bitiş oranında azalma, çalışmamızda yanıt göstergeleri olarak belirlenmiştir. Lamotrijine yanıt veren olgular, diğerleri ile karşılaştırıldığında, lamotrijine yanıt veren olgularda, lamotrijin başlanmadan önce, ataklar arası düzelmenin ve depresif atakta antidepresanla düzelmenin daha sık olduğu, hastalık başlangıç yaşının ve tedaviye başlangıç yaşının daha erken olduğu bulunmuştur. Dönemler arası düzelme ve depresif dönemde antidepresanla düzelme, erken başlangıç ve erken tedaviye başlama yaşı, iki uçlu bozuklukta lamotrijine iyi yanıt göstergeleri olarak yorumlanabilir. Lamotrijine iyi yanıt veren ve vermeyen olgular arasında, ilk atak tipi ve şiddeti, depresyon alt tipi, psikotik bulgu, doğum sonrası başlangıç, mevsimsellik, aile öyküsü ve atak öncesi stresör olup olmadığı, akademik ve sosyal işlevsellik düzeyi yönünden fark gösterilmemiştir. İki uçlu bozuklukta uzun süreli sürdürüm tedavisine yanıtı değerlendirmenin güçlükleri vardır. Literatürde uzun süreli sürdürüm tedavisine yanıt sıklıkla lityumla çalışılmıştır (14). Çalışmaların pek çoğu, bizim çalışmamızda da olduğu gibi, geriye dönük değerlendirmenin kısıtlılığını taşımaktadır. Bu kısıtlılık hastalık öyküsünün, yaşam çizelgesi kullanılarak ve yaşam çizelgesinin hasta ve iki hasta yakınının bilgisine başvurarak doldurulması ile aşılmaya çalışılmıştır. Bir diğer önemli kısıtlılık ise, uzun süreli tedavi yanıtını değerlendirebilecek, üzerinde uzlaşılmış araçların bulunmayışı ve çalışma deseninin belirlenememişliğidir (15). Uzun süreli tedavi yanıtı literatürde sıklıkla dönem sıklığı ve iyi geçirilen süre ile değerlendirilmektedir. Bazı çalışmalarda ise uzun süreli sürdürüme tam yanıt, atak geçirmemek; kısmi yanıt, atak sıklığında %50 azalma ve bunun da olmadığı, yanıtsızlık şeklinde değerlendirilmiştir (16). Bu çalışmada kullanılan ve lamotrijinin uzun süreli tedaviye eklendiği tarihin öncesi ve sonrası için yapılan değerlendirmelerin karşılaştırıldığı mirror-image evaluation yöntemi, uzun süreli tedavi yanıtını değerlendirmede tercih edilir bir yöntem olarak tanınmaktadır (10). Son olarak, çok sayıda karşılaştırma ile tesadüfi anlamlılık elde etme şansı, bu çalışmada bir kısıtlılık olarak belirtilmelidir. Diğer taraftan lamotrijine yanıt veren ve vermeyen olgular arasında ilaç kan düzeyi açısından elde edilen farkın bu kısıtlılığın üzerinde olduğu düşünülmektedir. İki uçlu bozuklukta hem akut stabilizasyonda hem de uzun süreli sürdürümde kullanılan diğer antikonvulzanların etkinliği ve yan etki profili, serum düzeyleri ile ilişki göstermektedir (7). Lamotrijin için de benzer bir durumun sözkonusu olabileceği savından hareket ederek planladığımız bu çalışmada, uzun süreli sürdürümde lamotrijine iyi yanıt veren olgularda, lamotrijin dozları diğerleri ile benzer iken, lamotrijin kan düzeyleri daha yüksek bulunmuştur. Sonuç olarak lamotrijin iki uçlu bozukluğun uzun süreli sürdürüm tedavisinde etkili bir seçenektir, bu etkinliğin kan düzeyi ile ilişkisi, bundan sonraki çalışmalarla desteklenmelidir. 50

S. Kesebir, F. Akdeniz, A. Demir, M. Bilici Kaynaklar: 1. Seo HJ, Chiesa A, Lee SJ, Patkar AA, Han C, Masand PS, Serretti A, Pae CU. Safety and tolerability of lamotrigin: 12 placebo controlled clinical trials and clinical implications. Clin Neuropharmacol. 2011;34:39-47. 2. Geddes JR, Calabrese JR, Goodwin GM. Lamotrigine for treatment of Bipolar Depression: independent mata-analysis and metaregression of individual patient data from five randomized trials. Br J Psychiatry. 2009;194:4-9. 3. Calabrese JR, Bowden CL, Sachs G, Yatham LN, Behnke K, Mehtonen OP, Montgomery P, Ascher J, Paska W, Earl N, DeWaugh- Geiss. A placebo controlled 18 mounth trial of lamotrigine and lithium maintanence treatment in recently depressed patients with Bipolar 1 Disorder. J Clin Psychiatry. 2003;64:1013-24. 4. Bowden CL, Calabrese JR, Sachs G, Yatham LN, Asghar SA, Hompland M, Montgomery P, Earl N, Smooth TM, DeWaugh- Geiss. A placebo controlled 18 mounth trial of lamotrigine and lithium maintanence treatment in recently manic and hypomanic patients with Bipolar 1 Disorder. Arch Gen Psychiatry. 2003;60:392-400. 5. Goodwin GM, Bowden CL, Calabrase JR, Grunze H, Kasper S, White R, Greene P, Leadbetter R. A pooled analysisi of 2 placebo controlled 18 mounth trial of lamotrigine and lithium maintanence in Bipolar 1 Disorder. J Clin Psychiatry. 2004;65:432-41. 6. McElroy SL, Zarate CA, Cookson J, Suppes T, Huffman RF, Greene P, Ascher J. A 52 week, open label continuation study of lamotrigine in the treatment of Bipolar Disorder. J clin Psychiatry. 2004;65:204-10. 7. Allen MH, Hirschfeld RM, Wozniak PJ, Baker JD, Bowden CL. Lineer relation of valproic acid serum consantration to response and optimal serum level for acute mania. Am J Psychiatry. 2006;163:272-5. 8. Çorapçıoğlu A, Aydemir Ö, Yıldız M. DSM-IV Eksen I Bozuklukları (SCID-I) İçin Yapılandırılmış Klinik Görüşme, Klinik Versiyon. Ankara, Hekimler Yayın Birliği 1999. 9. Özerdem A, Yazıcı O, Tunca Z, Mood Disorders Study Group, Psychiatric Association of Turkey and K Tırpan. Establishment of Computerized Registry Program for Bipolar Illnes in Turkey: SKİP- TÜRK. J Affect Disord. 2004;73:112-24. 10. Born C, Bernhard B, Dittmann S, Seemüller F, Grunze H. Lamotrigine in bipolar disorder: results of a mirror-image evaluation using the NIMH Lifechart-Methodology. J Affect Disord. 2009;115:241-5. 11. Hegerl U, Bottner AC, Merql R, Holtschmidt-Taschner B, Seemüller F, Scheunemann W, Schütze M, Grunze H, Henkel V, Angst J, Born C. Speed of onset of depressive episodes: a clinical criterion helpful for seperating uni from bipolar disorders. Neuropsychiatr. 2008;22:92-99. 12. Garnham J, Munro A, Slaney C, Macdougall M, Passmore M, Duffy A, O Donovan C, Teehan A, Alda M. Prophylactic treatment response in bipolar disorder: results of a naturalistic observation study. J Affect Disord. 2007;104:185-90. 13. Ghaemi SN, Schrauwen E, Klugman J, Berv DA, Shirzadi AA, Pardo TB, Goodwin FK. Long-term lamotrigine plus lithium for bipolar disorder: One year outcome. J Psychiatr Pract. 2006;12:300-5. 14. Suwalska A, Sobieska M, Rybakowski JK. Serum brain-derived neurotrophic factor in euthymic bipolar patients on prophylactic lithium therapy. Neuropsychobiology. 2010;62:229-34. 15. Rohayem J, Baylé JF, Richa S. Predictors of prophylactic response to lithium. Encephale. 2008;34:394-9. 16. Pfennig A, Schlattmann P, Alda M, Grof P, Glenn T, Müller- Oerlinghausen B, Suwalska A, Rybakowski J, Willich SN, Bauer M, Berghöfer A. Influence of atypical features on the quality of prophylactic effectiveness of long-term lithium treatment in bipolar disorders. Bipolar Disord. 2010;12:390-6. 51