SGK Başkanı Fatih Acar Sağlıkta 2012 Yılı Projeksiyonları ve Genel Değerlendirmeler Toplantısında Konuştu BAŞKAN FATİH ACAR; -E-REÇETE UYGULAMASINA YIL SONUNA KADAR BAŞLAYACAĞIZ. -ROBOTİK CERRAHİ İŞLEMLERİ, SUDA DOĞUM, GREENLİGHT GİBİ YENİ İSTİSNAİ SAĞLIK HİZMETLERİ SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİ NİN (SUT) REVİZE EDİLMESİNİ ZORUNLU KILMIŞTIR. -AVUÇ İÇİ DAMAR İZİ TARAMA YÖNTEMİYLE KİMLİK DOĞRULAMA SİSTEMİ ÖZEL HASTANELERDE UYGULAMAYA 1 TEMMUZ 2012 İTİBARIYLA BAŞLATMAYI PLANLIYORUZ. GSS GENEL MÜDÜRÜ MURAT KARAŞEN; -SAĞLIK BAKANLIĞININ YAPTIĞI BİR ARAŞTIRMAYA GÖRE TÜRKİYE DE GEREKSİZ İLAÇ KULLANIMI %45 LERDE. Sağlıkta 2012 Yılı Projeksiyonları ve Genel Değerlendirmeler toplantısı 25 Ocak ta Antalya da yapıldı. Toplantıya Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Fatih Acar, SGK Başkan Yardımcısı Yadigar Gökalp, SGK Yönetim Kurulu Üyeleri Kazım Ergün, Salih Kılıç, Mehmet Açıkel, Tandoğan Tokgöz, Murat Balanlı, Sinan Özkan, SGK Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü Murat Karaşen ve ilgili Daire Başkanları, SGK İl Müdürleri, Özel Sağlık Sektörü Temsilcileri ve Sağlık Bakanlığı ndan yetkililer katıldı. Acar: Sağlık Hizmetlerindeki Artış, Bir Ülkenin Gelişmişliğinin Göstergesidir Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Fatih Acar, toplantıda yaptığı konuşmada, sağlık hizmetlerine ulaşmanın artık çok daha kolay olduğunu kaydederek, Engellerin ortadan kaldırılması ile hekime müracaat sayıları önemli ölçüde arttı. Buna paralel olarak memnuniyet oranı da arttı. Bu durum sağlık harcamalarını da etkilemiştir. Kamu sağlık harcaması, 2002 yılında yaklaşık 10 milyar TL iken, 2011 yıl sonu itibarıyla 45 milyar TL ye ulaştığını görmekteyiz. Sağlık hizmetlerindeki artış, bir ülkenin gelişmişliğinin göstergesidir. dedi. Artan maliyetlerden şikayetçi olmadıklarını ifade eden Fatih Acar, sürdürülebilir bir sağlık ödeme sistemi oluşturulmasının son derece önemli olduğuna vurgu yaparak, Sağlıkta sürekli artan bir maliyet var. Biz bundan şikayetçi değiliz ama bu maliyetler sürekli artmaya devam ederse uzun vadede ülke olarak büyük sıkıntılar çekeriz. Bu konuda şimdiden önlem almak zorundayız. açıklamasını yaptı. Acar: Tamamlayıcı Sağlık Sigortacılığının Önünü Açmalıyız SUT( Sağlık Uygulama Tebliği) değiştirilemez eleştirisine katılmadığını belirten Başkan Acar, Eğer bir sorun varsa buna birlikte çözüm üretmeliyiz. Sadece SUT u değil sistemi tartışmamız gerekiyor. her şeyi devletten bekleyen bir anlayışı kabul etmiyorum. Özel sektör devlet el ele sağlık sektörünün geleceği ile ilgili önemli kararlar almamız gerekiyor. dedi. Gelişmiş Avrupa ülkeleri ve ABD de uygulanan sağlık sigortacılığı sisteminin incelenmesi gerektiğine vurgu yapan Fatih Acar; Ülkemizde uygulanan sağlık sigortacılığı sistemi tüm vatandaşlarımızı kapsıyor. Ama uzun vadede bu sistemi sürdürebilmemiz zor. Demografik yapımız değişiyor. Geleceğimizi de düşünmek zorundayız. Bu sistemin yanında tamamlayıcı sağlık sigortacılığının önünü açmalıyız. Bu sistemi uygularken tüm vatandaşlarımızın memnun olacağı, hiç kimsenin mağdur olmayacağı bir çözüm bulmalıyız. şeklinde konuştu. Fatih Acar 2012 yılı içerisinde akılcı ilaç kullanımı, tedavi maliyetlerinin belirlenmesi, güncel tanı ve tedavi rehberlerinin oluşturulması, güncel ilaç kullanım rehberlerinin oluşturulması ve bu rehberlerin hekimler tarafından kullanılmasının zorunlu hale getirilmesi gibi önemli çalışmalar yapacaklarını da ifade ederek, Vatandaşlarımızın sağlık harcamaları hakkında bilinçlendirilmesinin yanı sıra bu konuda farkındalık oluşturulması konusunda çalışmalar yapacağız. dedi.
Acar: Yeni Sözleşme Gelişen Teknoloji ve Yeni Tedavi İmkanları Düşünülerek Hazırlandı Bütün hizmetlerde olduğu gibi sağlık hizmetlerinin sunumunda da vatandaş memnuniyetini vazgeçilmez unsur olarak gördüklerinin altını çizen Acar, bu düşünce ile devam eden değişim ve dönüşüme paralel olarak yeni bir sözleşme hazırlandığını söyledi. Başkan Acar; Yeni sözleşme, vatandaşımıza sağlık hizmetlerinin belli standartlarda sunulması, sade ve anlaşılır olması, fiillerle cezalar arasında hakkaniyetin tesis edilmesi, bürokrasinin azaltılması ve sağlık hizmetleri sunumunda sürekliliğin sağlanması ilkelerine göre hazırlandı. diye konuştu. Yeni sözleşmenin, uzun süre değişmeden kullanılabileceğini kaydeden Acar, uygulamada tek düzelik sağlayacak bir anlayışla yaklaşık 40 kişilik bir teknik ekip oluşturulduğunu ve ilgili tüm kesimlerin tavsiye ve değerlendirilmelerinin dikkate alınarak hazırlandığını açıkladı. Yeni sözleşmenin çağın gereklerine uygun olarak hazırlandığına dikkat çeken Fatih Acar gelişen teknoloji ve yeni tedavi imkanlarının bu çerçevede kapsama alındığını belirtti. Acar sözleşme kapsamına yeni tedavilerin girdiğini söyleyerek, Robotik cerrahi işlemleri, suda doğum, greenlight gibi yeni istisnai sağlık hizmetleri SUT un revize edilmesini zorunlu kılmıştır. Bu düzenlemeler resmi gazetede yayımlandı ve yürürlüğe girdi. şeklinde konuştu. Acar: Salgın Hastalıklar ve Acil Hallerde Özel Hastaneler için Kota Uygulaması Olmayacak Yeni uygulamada yeşil alan hastası dediğimiz salgın hastalıklar hastaları ve gerçek acil hastalarının da mağduriyetine neden olan hasta grubuna hem katılım payı çıkarılacak, hem de özel hastaneler bu hastalardan ilave ücret alabilecek diyen Başkan Acar salgın hastalıklar ve acil hallerde özel hastaneler için kota uygulaması olmayacağını belirtti. Acar, SUT düzenlemesi ile özel hastaneleri finansal açıdan rahatlatmak için tek yataklı odalardan 3 katına kadar alınabilecek ilave yatak ücretine ek olarak, 2 yataklı odalardan da 1,5 katına kadar ilave yatak ücreti uygulaması getirilmiştir diye konuştu. Acar: E-Reçete Pilot Uygulamasına Başlandı E-reçete uygulamasıyla, reçete üzerinden yapılan usulsüzlüklerin önemli ölçüde azaltılmasına yönelik çalışmaların yapıldığını dile getiren SGK Başkanı Acar, Reçetelerin kağıt ortamı yerine elektronik ortamda düzenlenmesi ve eczanelerce MEDULA sistemi üzerinden reçete sorgulanarak işlem yapılması uygulamasının yıl sonunda tamamlanması planlanmaktadır. Pilot olarak Ankara 29 Mayıs Özel Hastane sinde e-reçete pilot uygulamasına başlandı. diye konuştu. Sağlık karnesinin ve vizite kağıdı uygulamasının kaldırılması ile kişilere TC kimlik numarası üzerinden sağlık hizmeti sunulmaya başlandığına da değinen Acar, Bu durum sağlık hizmetleri verildiği halde verilmiş gibi gösterme şeklindeki suiistimallerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu suiistimallerin önüne geçilmesine yönelik olarak Avuç içi damar izi tarama yöntemiyle kimlik doğrulaması yapılabilmesine ilişkin bir çalışma yürütmekteyiz. Çalışmayı tamamlayarak özel hastanelerde uygulamayı 1 Temmuz 2012 de başlatmayı planlıyoruz. dedi. Acar: Veriye Dayalı, Şeffaf, Etkin ve Yerinde Bir Denetim Sisteminin Temelleri Atılacak Başkan Acar, sağlık alanında yapılan suiistimalleri önlemek için 18 model içeren risk odaklı denetim modeli üzerinde data madenciliği sisteminin bir kısmının tamamlandığını da belirterek, Verilerin bir kısmı tamamlandı ve elde edilen veriler teftiş kuruluna analiz yapılması için gönderildi. Yaklaşık 40 müfettişten oluşan ekip, sağlık alanında tüm ülke sathında belirtilen risk alanlarına odaklanarak ve çok daha etkili ve verimli sonuçlar elde edeceğine inandığımız denetim çalışmasına kısa sürede başlayacaklar. Söz konusu denetim sisteminde, veriye dayalı, şeffaf, etkin ve yerinde bir denetim sisteminin temellerinin atılması hedeflenmektedir diye konuştu. Üniversitelerle de Global Bütçe uygulamasına geçileceğini ifade eden Başkan Acar, bu konuda edindikleri tecrübeleri üniversite hastanelerinde de uygulamak istediklerini açıkladı. Sözlerinin sonunda bu tür eğitim toplantılarının sektörün sorunlarının çözümü için önemli olduğunu kaydeden Acar, organizasyonda emeği geçenlere teşekkür etti. Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Başkanı Dr. Reşat Bahat ise konuşmasında Sağlık Uygulama Tebliği nin (SUT) acil olarak değişmesi gerektiğini savundu. Bahat, SUT fiyatlarını vatandaşa anlatmamız gerekiyor. Sağlık hizmetlerinde yüzde 80 memnuniyet oranı varsa bunda özel hastanelerin payı çoktur. Karşılıklı anlayış içerisinde hiç kimseyi zor durumda bırakmayacak bir anlaşmanın en kısa süre içerisinde imzalanacağı inancındayım dedi. Özel sağlık hizmeti yapanların toplumda sürekli olumsuz olarak konuşulduğunu belirten, Özel Hastaneler Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmet Altuğ ise Hiçbir sektör toplumda bu kadar olumsuz olarak konuşmayı hak etmemektedir. Çok özverili olarak çalışıyoruz. Mutlaka SUT
fiyatlarının değişmesi lazım. 3 aylık süreci iyi değerlendirip önemli kısımları gözden geçirilerek revize edelmesi gerekiyor. Fark ücreti almamayı da teklif edebiliriz. diye konuştu. Türkiye de hiçbir sektörün sağlık kadar hareketli olmadığını belirten Akdeniz Sağlık İşletmeleri Derneği (AKSİD) Başkanı Dr. Ahmet Karakayalı da, Türkiye de 500 milyon kişi ve onların refakatçileri 1 yıl içerisinde sağlıkla iç içe. Türkiye de çok fazla özel hastane açıldı. Sadece Antalya da 30 tane özel hastane var. Tıp merkezlerini daha saymıyorum. Kapsam o kadar genişlerdi ki batılı ülkelerden ikili anlaşmadan dolayı 30 bin insan Su fiyatı ile bizden muayene oluyorlar dedi. Toplantının öğleden sonra yapılan ikinci oturumunda ise Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü İzleme ve Değerlendirme Daire Başkanı Mehmet Özdemir, E-reçete ve Avuç içi Damar izi uygulamaları, denetim ve mevzuat usul ve esas çalışmaları hakkında sunum yaptı. Sunumun ardından kürsüye çıkan Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü Murat Karaşen ise Türkiye de gereksiz ilaç kullanımının %45 lerde olduğuna işaret ederek, Biz bir yılda sağlığa 16 milyar para ödüyoruz. Bunu gereksiz ilaç kullanımı ile orantılarsak 7-8 milyar gibi bir paranın boşa gittiğini görüyoruz. dedi. Gereksiz ilaç kullanımı ile ilgili vatandaşların mutlaka bilgilendirilmesi gerektiğini vurgulayan Karaşen, Biz bu kaynağı başka yerlere harcarsak ülkede sıkıntı çekilen bir çok konu halledilmiş olur. diye konuştu. Yurt dışına giden hastalar için çok büyük bedeller ödendiğini dile getiren Karaşen, Bizim tedavi hizmetimiz bir çok ülkeden daha ilerde. Ülkemizde yapılamayan ama yurt dışında tedavisi yapılan hastalıkların mutlaka ülkemizde de yapılması gerekiyor. Bu konuda SGK olarak bizde teşvik edici çalışmalar yapmalıyız. Değerlendirmesinde bulundu. Kan ve Kan Ürünlerinin Türkiye de üretilmesinin artık bir zorunluluk olduğunu vurgulayan Karaşen, Kan ve kan ürünlerini artık dışardan almamalıyız. Türkiye de üretim yapmaya başlamalıyız. Bu konuda bizim bilgimizde, teknolojimizde, insan kaynağımızda mevcut. dedi.