ÖZET LATHEMENOLOGY TO PHENOMOLOGY: SCHIZENCEPHALY, SCHIZOTAXIA, SCHIZOPHRENIA ABSTRACT



Benzer belgeler
GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Uygulama Önerisi : ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

ERKEN BAfiLANGIÇLI VE YET fik N T P fi ZOFREN DE KL N K BEL RT LER

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6)

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme

İÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2

KRON K fi ZOFREN, fi ZOAFFEKT F BOZUKLUK VE B POLAR AFFEKT F BOZUKLUKTA TANISAL STAB L TE

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari

GENÇ YET fik NLERDE BÜYÜME HORMONU EKS KL

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

Deomed Medikal Yay nc l k

ÇOCUK ve ERGENL KTE GUATR

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

Hart Walker, gövde deste i ve dengeli tekerlek sistemi sayesinde, geliflim düzeyi uygun olan çocuklar n, eller serbest flekilde yürümesini sa lar.

Tablo 3.3. TAKV YES Z KANAL SAC KALINLIKLARI (mm)

Mercedes-Benz Orijinal Ya lar

Beynimizi Nas l De ifltiriyor? Çeviri: DEN Z BENER

T bbi Makale Yaz m Kurallar

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

ÜN TE II L M T. Limit Sa dan ve Soldan Limit Özel Fonksiyonlarda Limit Limit Teoremleri Belirsizlik Durumlar Örnekler

PS K YATR DE KULLANILAN KL N K ÖLÇEKLER

VERG NCELEMELER NDE MAL YET TESP T ED LEMEYEN GAYR MENKUL SATIfiLARININ, MAL YET N N TESP T NDE ZLEN LEN YÖNTEM

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 05 Kasım :07 - Son Güncelleme Perşembe, 05 Kasım :29

ÇOCUKLUKTA ve ERGENL KTE KEM K SA LI I

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES

SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi Asinetobakterli Hastalarda DAS Uygulamalar ve yilefltirme Çabalar

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

Basit Elektrik Devresi FEN VE TEKNOLOJ

CO RAFYA. TÜRK YE DE YERfiEK LLER VE ETK LER

6. Tabloya bakt m za canl lardan K s 1 CEVAP B. 7. Titreflim hareketi yapan herfley bir ses kayna d r ve. II. ve III. yarg lar do rudur.

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ

S STEM VE SÜREÇ DENET M NDE KARfiILAfiILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNER LER

Hasta Rehberi Say 11. ÇO UL H POF Z HORMONU EKS KL Orta kolayl kta okunabilir rehber

H. Atilla ÖZGENER* Afla daki ikinci tabloda ise Türkiye elektrik üretiminde yerli kaynakl ve ithal kaynakl üretim yüzdeleri sunulmufltur.

OHSAS fl Sa l ve Güvenli i Yönetim Sisteminde Yap lan De iflikliklere Ayr nt l Bak fl

2. Projelerle bütçe formatlar n bütünlefltirme

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler

Girifl Marmara Üniversitesi Eczac l k Fakültesi Farmakoepidemiyoloji Araflt rma Birimi (MEFEB) Ecz. Neslihan Güleno lu

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

Hepatit B. HASTALIK Hepatit B nin etkeni nedir? Hepatit B hepatit B virüsü (HBV) ile meydana getirilen bir hastal kt r.

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

Ak ld fl AMA Öngörülebilir

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

İstanbul Beyin Merkezleri

KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

United Technologies Corporation. Tedarikçilerden fl Hediyeleri

Duygusal ve Davran sal Bozukluklar n Tan m 2

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

Depresyon 1. Depresyon nedir? 2. Depresyon (çökkünlük) sanıldığı kadar sık mı? 3. Depresif belirtiler ile depresyon farklı mıdır?

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

ISI At f Dizinlerine Derginizi Kazand rman z çin Öneriler

Dr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ

Araflt rmalar/researches M. Emül, M. Dalk ran, fi. Turan, R. Yavuz, A. Duran, M. U ur

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz.

Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama

Pnömokokal hastal klar

K MYA K MYASAL TEPK MELER VE HESAPLAMALARI ÖRNEK 1 :

6. SINIF MATEMAT K DERS ÜN TELEND R LM fi YILLIK PLAN

REFLEKS F HAREKETLER DÖNEM

ÇOCUKLUK ve ERGENL KTE D YABETLE YAfiAM

KDU (Kazanım Değerlendirme Uygulaması) nedir?

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.8 Finansal Raporlama çin Maliyet Yaklafl m

Cep Yönderi Dizisi. Cep Yönderi Dizisi yöneticilerin ifl yaflam nda her gün karfl laflt klar

Topolojik Uzay. Kapak Konusu: Topoloji

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

CO RAFYA KONUM. ÖRNEK 2 : Afla daki haritada, Rize ile Bingöl il merkezlerinin yak n ndan geçen boylam gösterilmifltir.

Belediyelerde e-arfliv Uygulamalar ile Dijitallefltirme Çal flmalar nda zlenmesi Gereken Yol Haritas

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

6 MADDE VE ÖZELL KLER

NTERNET ÇA I D NAM KLER

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul

Baflkanl n, Merkez : Türkiye Bilimsel ve Teknik Araflt rma Kurumu Baflkanl na ba l Marmara Araflt rma Merkezi ni (MAM),

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

Varolmak Ö renmek Paylaflmak Etkilemek ve Yönlendirmek Mutlu Olmak...7

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü

ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim :19 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim :22

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

GAZLAR ÖRNEK 16: ÖRNEK 17: X (g) Y (g) Z (g)

Ard fl k Say lar n Toplam

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

Transkript:

L ATOMENOLOJ DEN FENOMENOLOJ YE: fi ZANSEFAL, fi ZOTAKS VE fi ZOFREN GİRİŞ fiizofreni araflt rmalar ndaki en önemli problem, henüz kesin bir gen bölgesinin veya beyinde anlafl labilir nöral devrelerin bulunamay fl - d r. Bu nedenle de, birçok ç kan ilâc kullan rken, beynin hangi bölgesini hedef alaca m z tam olarak bilemiyoruz. Klinik düzeyde en önemli sorun flizofrenin ne oldu unu tan mlamadaki eksikliktir. Bu gözden geçirme yaz s nda önce Euger Bleuler taraf ndan ilk kez yap lan flizofreni tan m ve bugünkü anlam özetlenecek, daha sonra flizofrenide Meehl in 1962 de yapt flizotaksi tan - m aç klan p, Andreasen in ileri sürdü ü flizansefali kavram gözden geçirilecektir. fiizofreni tan s, belirtilerin s ralanmas yerine kognitif bozukluklar temelinde yap lmal d r. Fenomenoloji (eski Yunanca da phenomenon: görünen fley) objektif olarak nitelenen belirti ve bulgular anlam n içermektedir. Latomenoloji (eski Yunanca da lathein: yüzeyin alt nda yatan veya görünmeyen fley) ise Ali Özgen*, Cenk Özdemir*, Sunar Birsöz** ÖZET *Arafl.Gör., Akdeniz Üniversitesi T p Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dal / sbirsoz@yahoo.com **Profesör, Akdeniz Üniversitesi T p Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dal fiizofreni kavram psikiyatrik literatürde hâlâ bir t bbî belirsizlik ve toplumda sosyal bir utanç ve önyarg ile an lmaktad r. Yaflam ileri derecede k s tlayan bu kronik hastal a iliflkin bilmediklerimiz büyük olas l kla bildiklerimizden daha fazlad r. Günümüzde flizofreni tek bir hastal k olmay p, farkl bir hastal klar grubu (sendrom) olarak de erlendirilmektedir. Fenomenolojik olarak ünitarien bir yaklafl m veya zihinde ve kiflilikte bir parçalanmay tan mlayan flizofreni terimi, bu hastal anlamada ve tan mada yetersiz kalmaktad r. Bunun yerine, neo-bleulerien bir de erlendirmeyle, Andreasen fiizansefali terimini ortaya atarak, altta yatan nedenlerle klinik belirtileri aç klamaya çal flmakta ve fenomenoloji yerine latomenolojiye yönelerek, kiflilikteki bölünme yerine ensefalondaki bölünmeyi ön plâna ç karmaktad r. fiizotaksi ise ileri sürülen bir baflka terim olup, henüz psikozun oluflmad dönemdeki bozukluklar, bir di er tan mla, potansiyel flizofreni ve buna iliflkin belirti ve tedavi yaklafl mlar n belirtmektedir. Bu yaklafl m ve bak fl aç lar flizofreninin erken tan m, stigma örtüsünün kald r lmas, etiyoloji ve klini i birlefltirmeye yönelik aray fllar olarak de erlendirilmelidir. Anahtar Kelimeler: flizofreni, flizansefali, flizotaksi LATHEMENOLOGY TO PHENOMOLOGY: SCHIZENCEPHALY, SCHIZOTAXIA, SCHIZOPHRENIA ABSTRACT Schizophrenia term still reflects a medical enigma and social stigma in psychiatric literature. The unknown things are probably more than the known things related to this debilitating disease. Schizophrenia is accepted as a syndrome, which is from different etiology and with different prognostic course. Bleulerien unitarist concept is mainly related with the phenomenology of the disease. Then Andreasen proposed the term of Schizencephaly to describe the schism that is not in mind or phrenia but the schizm is in the encephalon. So she tries to make a heuristic approach which pathophysiology and pathologic manifestation of the disease. Schizotaxia is a new term to determine potential or latent schizophrenia, which is not appeared yet, but there is something wrong in the brain. If it is detected cautiously, some manifestation of the disease can be understood and real illness can be prevented. This lathemenological approaches could be evaluated the efforts of being early diagnosis of schizophrenia, destigmatization of the disease and to make a bridge with the symptoms and the brain pathology. Keywords: schizophrenia, schizencephaly, schizotaxia d fltan görünümü sa layan altta yatan süreç anlam ndad r (Tulvin 1983). Yüzeysel olarak bakt m zda, flizofreni belirtileri ve bulgular son derece heterojendir. Farkl özellikteki semptomlar aç klamak s kl kla klinik aç dan sorun yaratan bir durum olmufltur. Bir örnekle aç klarsak, flizofreninin bir ucunda karmafl k bir sanr sal sisteme sâhip, garip inan fllar olan, sesler duyan ve sanr lar na yönelik eylemleri plânlayacak kadar kognitif aç dan sa lam bir hasta, di er ucunda ise öykü al namayacak kadar dezorganize olmufl, günün büyük bir k sm n televizyon izleyerek geçiren, sürekli sigara içen, yemek yemeyen veya katatonik bir hasta bulunmaktad r. Tüm bu hastalar flizofreni tan s almakla birlikte, ortak hiçbir semptomlar bulunmamaktad r. Bütün bu bulgular ayn hastal kla nas l ba daflt rabiliriz? Veya, hiç bir ortak semptomu olmamas na ra men, bu iki hasta nas l olur da flizofreni tan s alabilmektedir? Sanr, varsan ve dezorganize konuflma gibi pozitif belirtilerin yan nda irâde azalmas, anhedoni, anerji, fakirleflme ve duygusal s l k gibi negatif belirtiler flizofreni tan s n koymam za yard mc olmakla birlikte, bunlar n di er psikiyatrik hastal klarda da görebildi- imiz bulgular olmas, bizleri baflka tan mlamalar n da yap lmas gereklili ine itmektedir. Yukar daki sorular n cevab flu olabilir: fiizofreni farkl etiyolojilerden oluflan, tedavi ve prognozu farkl l klar gösteren bir hastal klar toplulu u, yâni bir SENDROM dur. S Y M P O S I U M Yeni Symposium 40 (2): 49-56, 2002 49

Fenomenoloji terimi yerine latomenoloji, deskriptif olma yerine etiyoloji ve patofizyoloji; Bleuler in ça r fl mlarda kopukluk u yerine Misconnection Syndrome ve Cognitive Dysmetria kavramlar ; bölünmüfl phrenia yerine ensefalonda bölünme terimleri bu kar fl kl tan mlamaya yard mc olabilir. fiizofreninin ilk tan mlamalar ndan birini Emil Kraepelin yapm flt r. Mental fenomenleri rehber alarak Demantia Praecoks (Erken Bunama) tan mlamas - n ortaya atm flt r. Bunda hastal n erken bafllang çl, kronik gidiflli ve mental y k m ile sonuçlanmas etkili olmufltur. Daha sonra E. Bleuler The Group of Schizophrenias adl kitab nda kiflilikte bölünme veya parçalanma anlam na gelen flizofreni tan mlamas n getirmifltir (Bleuler 1950). Klâsik e itim alan Bleuler, ruhsal fenomenlerin tan mlanmas için Yunanca da bulunan encephalon, phrene ve psyche kelimelerinden phrene yi seçmifltir. Bleuer in zihindeki parçalanma anlam na gelen flizofreni tan m n yapmaktaki amac hastal n sâdece Kraepelin in kulland demans prekoks yâni erken dönemde görülen kronik bir nörodejeneratif bir hastal k olmad n belirtmektir. Bleuler, hastal n ayn zamanda bir nörokognitif bozukluk oldu unu düflünmüfltür. Scheneider de daha çok pozitif belirtileri vurgulayarak, hastal n klini- ini aç klam flt r. Bu ünitarist modeli insan genom ve insan beyninin mükemmel haritaland günümüzde den gözden geçirmek ihtiyac do mufltur. Bu amaçla son kullan lan kavramlardan birisi Andreasen in ensefalonda yar lma ve kognitif dismetriyi târif etti i flizansefali terimidir. ŞİZANSEFALİ NEDİR? Sanr ve varsan lar, daha önce de de inildi i gibi, patognomonik de ildir. Mani, deliryum, depresyon gibi baflka hastal klarda da görülebilir. Bu nedenle, flizofreniyi de iflik dönemlerde farkl belirtiler gösteren bir continuum olarak görebiliriz. Bâzen çocukluk ve orta yafl aras herhangi bir dönemde bafllay p sâbit bir gidifl, hattâ bir düzelme izlenebilir. Bu semptomlardaki farkl l n alt nda yatan mekanizma, nöral devrelerdeki ortak bir ifllev bozuklu udur. Modern kognitif model içinde ele al n rsa, belirli bir nöropatolojisi olmayan heterojen bir hastal kt r. Etiyolojisinde nöral geliflim bozukluklar n n oldu u (genetik, do- um travmas, virüsler, stres, beslenme) sonucuna var lm flt r. Bu etkenler erken eriflkinlik dönemine kadar olan beyin geliflimini etkilemektedir. Beyindeki bu etkileflim nöron oluflumu, göç, sinaptogenez, sinaptik budanma, apoptoz ve eyleme dönük de iflikliklere etki etmektedir. Bu dönem flizofreni gelifliminde esas patofizyolojiyi oluflturmakta ve nöral etkileflimde anatomik ve/veya ifllevsel olarak bir kesintiye yol açmaktad r. Böylelikle, kognitif süreçlerde bir bozulma meydana gelmektedir. Andreasen bu dönemi hastal n latemenolojik dönemi olarak tan mlamaktad r. lerleyen dönemde ise dikkat, hâf za, dil, yürütücü ifllevler ve duygulan mda bir bozulma oluflmakta ve klinik olarak varsan, sanr, negatif semptomlar, dezorganize konuflma ve dezorganize davran fl gibi flizofreni tan s n koymaya yarayan belirtiler ortaya ç kmaktad r. fiekil 1 de flizofreni geliflim modeli gösterilmektedir. Bu neo-bleulerien model, esas bozuklu un düflünce bozuklu u olarak belirtildi i hastal - a etiyoloji, fizyopatoloji, müdahale etme ve hattâ korunma yönünde yol gösterici bir model oluflturabilir. Stigmatize edici flizofreni yâni kiflilik bölünmesi yerine, fiizansefali yâni ensefalonda bölünme kavram daha kolay kabûl edilebilir. Bu kavram içinde flizofreni, temel mental sürecin bir bozuklu u olarak de erlendirilir (Andreasen 1997). Motor aktivite ve düflünce aras ndaki koordinasyon ve senkronisite serebral korteks-serebellum aras ndaki h zl bir on-line ba lant n n düzenli olarak ifllemesi ile sa lan r. Senkronisiteyi talamus yönlendirir ve bu nöral devre kortiko-serebello-talamo-kortikal devre (CCTCC) olarak isimlendirilir. CCTCC deki motor ve somatosensöriyel komponentin önemi y llar önce tan mlanm flt r. Bu komponent bireylerin karmafl k motor ifllevler için gerekli h zl uyum sa lamas nda rol oynar (Kandel ve ark. 1991). Bu düzenekteki bir bozukluk düzgün yürüme, ard s ra yap lan hareketler veya parmak-burun testindeki hatalar gibi koordinasyon bozukluklar ve dismetrilere neden olabilir (Holmes 1939). Bu alandaki zay f koordinasyon mental sürecin zamanlama ve s ralamas nda da bozulmaya yol açar ve bu bozulma dikkat, hâf za gibi klâsik kognitif sistemleri de etkiler. Bunun sonucu, sâdece fizyolojik koordinasyon bozuklu u ve dismetri olmay p, ayn zamanda mental süreçteki normâl senkronizasyonun bozulmas ve Kognitif Dismetri dir (Andreasen ve ark. 1998, Wiser ve ark. 1998). O hâlde, bozulan tek bir sistem de ildir ve bozulan ifllevler bir meta-süreç ya da meta-sistemlerdir. Kognitif dismetri nöral devrelerdeki bozulma sonucu oluflur. fiizansefalinin, beyin geliflim sürecindeki çoklu etkenlerle meydana geldi i kabûl edilir. Kortiko-serebello-talamo-kortikal devredeki 3 önemli alan hem normâl kognitif ifllevlerde hem de flizofrenide önemli bir role sâhiptir. Bu alanlar prefrontal korteks, talamus ve serebellumdur. fiizofrenide meydana gelen disfonksiyon sâdece bu üç alanla s n rl de ildir. Talamus ve serebellum ile geri- bildirimli iliflki içindeki hippokampus ve temporal bölgelerin de önemli yer tuttu u belirtilmektedir. Prefrontal korteks ve serebellumun insanlarda flempanzelere göre 1/3 oran nda daha büyük olmas, bu bölgelerin kompleks dil kullan m ve epizodik hâf za gibi karmafl k mental aktivitelerde nöral substrat olabilece ini düflündürmektedir (Passingham 1975). Günümüze kadar yap lan çeflitli çal flmalarda, flizofrenide prefrontal kortekse iliflkin çeflitli anormâllikler oldu u 50 Yeni Symposium 40 (2): 49-56, 2002 S Y M P O S I U M

tesbit edilmifltir. Manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ve pozitron emisyon tomografi (PET) çal flmalar nda total (genellikle sol) frontal lob anomalileri ve hipofrontalite gösterilmifl olup, bu durum hiç ilâç almam fl ilk epizod flizofrenlerde de saptanm flt r (Andreasen ve ark. 1986, Nopoulos ve ark. 1995, Wible ve ark. 1995, Breier ve ark. 1992, Buchsbaum ve ark. 1996). Sonuçta, flizofreni Kortiko-Serebello-Talamo- Kortikal devrenin (CCTCC) bir disfonksiyonu olarak de erlendirilebilir. Prefrontal korteks konuflma, plânlama ve soyut düflünce gibi entellektüel ifllevlerin yan nda, serebro- fiekil 1: fiizofreni geliflim modeli Etiyoloji } DNA Gen Ekspresyonu Çeflitli Etiyolojik Faktörler Virüsler Toksinler Beslenme Do um Travmas Psikolojik Deneyimler Patofizyoloji Nöron Oluflumu lk Embriyoloik Dönemden Erken Eriflkinli e Kadar Beyin Geliflimi Göç Sinaptogenez Budanma Apopitoz Aktiviteye Ba l De ifliklikler Latemenoloji } } } Nöronoral leti ve letiflimde Anatomik ve fllevsel Kesilme Biliflsel Süreçlerde Temel Bozukluk Di er kincil Biliflsel Süreçlerde Bir veya Daha Fazlas nda Bozukluk Fenomenoloji Dikkat Hâf za Dil Yürütücü fllevler Duygu fiizofreni Semptomlar Varsan lar Sanr lar Negatif Belirtiler Dezorganize Konuflma Dezorganize Davran fl S Y M P O S I U M Yeni Symposium 40 (2): 49-56, 2002 51

Tablo 1: fiizofren hastalar n yak nlar ndaki bozulmufl nöropsikolojik ifllevler TEST Çocuk ve ergen yak nlar Eriflkin yak nlar Motor yetenek + + / - Alg sal motor h z + + Yak n dönem hâf za + / - - Dikkati sürdürme + + Sözel yetenek ve dil? + / - Sözel ö renme ve hâf za? + Görsel-uzaysal ö renme ve hâf za? + / - Yürütücü ifllevler + + / - +Bozulmufl; -Bozulma yok; +/- Çeliflkili sonuçlar;? Yetersiz bilgi. Tablo 2: fiizotaksinin de erlendirilmesi için öncül araflt rma kriterleri Dâhil Edilme Kriterleri Ön de erlendirme Klinik Nöropsikolojik D fllanma Kriterleri 1. derece akrabada flizofreni 19-50 yafl aras eriflkin Anadili ngilizce IQ>70 Onay formu SANS ta 6 veya daha fazla itemde 3 veya daha yüksek skor 3 özel kognitif alanlar n en az birinde defisit kincil kognitif alanlarda defisit Hayat n herhangi bir evresinde psikotik bozukluk öyküsü Çal flma süresinden 6 ay öncesine kadar olan dönemde madde kötüye kullan m öyküsü 5 dakikadan fazla süren bilinç kayb n n efllik etti i kafa travmas öyküsü Nörolojik hastal k veya hasar öyküsü Kognitif sekele yol açan t bbî hastal k öyküsü Elektrokonvülzif tedavi öyküsü serebellar ba lant y kontrol etme gibi ifllevlerden de sorumludur. Serebellar sistem biliflsel koordinasyon, ard s ra hareketler ve zamanlaman n koordinasyonunu üstlenmifltir. Bu devrelerin bozuklu unda zaman intervallerini düzenlemede hatalar görülür. Serebellum normâl olarak di er beyin bölgelerine göre genifl bir yüzeye sâhip olup, serebellar hacim azl kötü prognoz öncüsüdür (Wassink ve ark. 1999). Talamus ise beyindeki merkezî yerleflimi, yo un ba lant a lar içermesi ve sanki bir filtre sistemi gibi çal flmas ndan dolay, flizofrenide özel bir öneme sahiptir (Carlsson 1990). Tüm alg ve deneyimlerin kesiflti i bölgedir. Gereksiz bilgiler at l rken, gerekli olanlar ay klan r. Bu nedenle talamus defekti olan kifli afl r bilgi bombard man sonucu flaflk n ve kontrolsüz bir duruma düfler. Bu üç sistemin yan nda, limbik sistemin de flizofrenide önemi vard r. Limbik sistem hippokampus, amigdala ve inferior frontal korteksten oluflur. Duygular ve anlamlar n düzenleyip, sonuçta sosyal bir yarg ve adaptif cevaplar n oluflmas n sa lar. Limbik disfonksiyon flizofrenideki duygusal s l k, uygunsuz duygulan m ve davran fllara yol açar. KOGNİTİF DİSMETRİNİN KLİNİK GÖRÜNÜMÜ Hastal fenomenolojik ve deskriptif aç dan aç klamaya çal fl rsak, tüm hastalar n paylaflt ortak semptomlar n n olmad n görürüz. Bu nedenle latomenolojik ve kognitif dismetri tan mlamalar daha uygun bir seçenek olarak görülebilir. Misconnection sendromunda gerçek ile gerçek olmayan, önemli ve önemsiz bilgiler ay rt edilemez. Sonuçta varsan, yanl fl yorumlama ve dil veya düflünceler aras ndaki on-line sistemin bozulmas ile, dezorganize düflünce ve konuflmalar ortaya ç kar. Davran fllar n uygun ayarlanamay fl, utangaçl k, afl r agresyon veya anormâl davran fllar gibi sosyal becerilerde bozulmalara yol açar. Bu monitörizasyonun bozulmas bâzen katatoni gibi donakal m durumuna, inhibisyonun kontrolsüzlü ü ise katatonik eksitasyona neden olur. nhibisyo- 52 Yeni Symposium 40 (2): 49-56, 2002 S Y M P O S I U M

nun bozulmas ayn zamanda irâde kayb, içine kapanma ve zevk almama gibi negatif belirtileri oluflturabilir. Bu durumu bir bilgisayarda sinyallerin do ru yere ya da do ru oranda gönderilememesi durumunda karfl laflt m z kilitlenme durumuna benzetebiliriz. Kognitif dismetri tan m flizofrenideki birbirinden farkl semptomlar, artm fl silik nörolojik belirtileri ve temel kognitif süreçteki genel bozulmay da aç klay c nitelikte görünmektedir. Bütün bunlarla birlikte, kognitif dismetri modelinin eksik yönleri de bulunmaktad r. San Diego Üniversitesi nden David Braff bu ünitarist latomenolojik yaklafl m n eksikliklerini flöyle s ralamaktad r: 1) Kognitif dismetri, fenomenolojik heterojen belirtileri aç klamada yararl ancak, altta yatan latomenolojik nedenler bu bozuklu- un ötesinde daha yayg n ve heterojendir. 2) Okulda baflar l, parlak, uyumlu bir kiflide birden bafllayan pozitif belirtilerle, uyumsuz, baflar s z, sosyal iliflkileri bozulmufl bir çocukta geliflen derin izolasyon ve sosyal geri çekilme gibi kötüye gidifl belirtilerini kognitif dismetri ile aç klamak güçtür. 3) Serebellumun serebral korteks ile h zl bir on-line ba lant kurmas ve bunun özellikle zamanlama ifllevine hizmet etmesi, bugüne kadar flizofreni çal flmalar nda ihmâl edilmifl olan bu mükemmel dokulu organ n hastal ktaki önemini belirleme yönünden anlaml d r (Braff 1999). Ancak, pek çok araflt rmac flizofrenideki di er alanlar n da ayn derecede bilgi izlemede etkili olduklar - n belirtmifltir ve bu nedenle flizofreni beynin tamam n n bir hastal olarak de erlendirilmelidir. ŞİZOTAKSİ NEDİR? fiizofreniyi den tan mlayan bu terimlerle birlikte konuya bir baflka aç dan yaklaflacak olursak, son zamanlarda flizotaksi teriminin den kullan lmaya baflland n görüyoruz. Hastal n tedavisi ile u raflan araflt rmac lar n bir amac psikozu tam olarak düzeltmek olup, bir baflka amaçlar da kimlerde flizofreni geliflece ini çeflitli belirleyicilerle önceden saptamaya çal flmakt r. lk kez 1962 de Paul Meehl taraf ndan genetik olarak flizofreniye yatk nl tan mlamak için flizotaksi terimi kullan lm flt r (Meehl 1962, Meehl 1989). fiizotaksik bireylerde çevresel flartlara ba l olarak flizotipi veya flizofreni geliflebilece i öne sürülmüfltür. Ancak, bu terim psikiyatrik literatüre pek fazla girmemifl, sâdece çal flmalarda flizofreninin premorbid ve nörolojik semptomlar n içeren bir ön belirti olarak de erlendirilip, klinik olarak anlaml bir sendrom olabilece inin üzerinde durulmam flt r. Psikiyatrik bozukluklarda genellikle klinik tan mlama benzer semptomlar gösteren hastalardan elde edilirken, flizotaksinin klinik tan mlamas genetik olarak flizofreniye yatk n kiflilerden yâni flizofren hastalar n yak nlar ndan köken alm flt r. fiizofren hastalardan ve yak nlar ndan elde edilen klinik ve nörobiyolojik bozukluklar yard m yla flizotaksinin klinik görünümü 3 ana bafll kta incelenmifltir: A) Psikiyatrik Belirtiler: Yap lan çeflitli âile, evlât edinme ve ikiz çal flmalar sonucunda, flizofren hastalar n yak nlar n n fiizotipal Kiflilik Bozuklu u için yüksek risk alt nda bulundu u fikri oluflmufl ve en s k hangi flizotipal belirtilerin yo un olarak görüldü ü saptanmaya çal fl lm flt r (Torgerson 1985, Battaglia ve Torgerson 1996). Bir çal flmada, flizofreni hastalar n n yak nlar nda en s k olarak sosyal izolasyon, kifliler aras iliflkilerde bozulma ve affektif alanda s laflma saptanm flt r. Bu çal flmada, ayr ca, Borderline Kiflilik Bozuklu u tan s konmufl flizofren yak nlar nda tekrarlay c yan lsamalar ve büyüsel düflünce gibi silik psikotik belirtiler s k görülmüfltür (Gunderson ve ark. 1983). Tsuang ve arkadafllar (1991), flizofren âilelerinde özellikle duygusal s l k ve irâde azalmas gibi negatif belirtilerin belirgin olarak artt n bildirmifltir. Bu bulgular eflli inde, flizofren hastalar n yak nlar nda pozitif belirtilerden ziyâde negatif belirtilerin a rl k kazand görüflü hâkim olmufltur. Özetlersek, bugünkü literatür bilgileri, flizofren hastalar n psikotik olmayan yak nlar n n flizotipal kiflilik özellikleri için risk alt nda oldu unu desteklemektedir. Yine literatür bilgileri, flizofren hasta yak nlar n n s kl kla negatif belirtilere pozitif belirtilerden daha s k olarak sâhip oldu unu göstermektedir. B) Nöropsikolojik bulgular: fiizofren hastalar n yak nlar nda saptanan nörolojik bozukluklar anormâl göz hareketleri, silik nörolojik bulgular, belirleyici iflitsel uyar lm fl potansiyeller, nöropsikolojik yeti yitimi ve MRI ile saptanm fl yap sal beyin anomalileridir (Levy ve ark. 1994, Kremen ve ark. 1994, Seidman 1997). fiizotaksideki nöropsikolojik bulgular için hem çocuklarda hem de yetiflkinlerde çal flmalar yap lm flt r. Bu çal flmalar n iki grupta da yap lmas n n çeflitli yararlar vard r. Çocuklar henüz yetiflkinler gibi flizofreni için risk periyodu olan zaman geçirmemifllerdir. Oysaki yetiflkinler bu sürenin tamam n veya bir k sm n atlatm flt r. Bu nedenle, her iki grup da flizotaksik bireyler içermektedir. Bu çocuk çal flma gruplar nda daha sonra flizofreni ortaya ç kma olas l - yüksek olacakt r. Çocuk yak nlar ile eriflkin yak nlar aras ndaki bir farkl l k motor yetenek testlerinde görülmüfltür. Motor yetenekteki bozulma, dengesizlik, koordinasyon bozulmas, ayna çiziminde bozulma ve yürüyüflte bozulma gibi silik nörolojik bulgular olarak saptanm flt r (Asarnow ve Goldstein 1986, Lifshitz ve ark. 1985). Motor ifllevlerde ise flizofren hastalar n yak nlar nda daha az bozulma görülür. Benzer biçimde, flizofren hastalar n çocuklar nda ve eriflkin yak nlar nda yap - lan alg sal-motor h z testlerinde belirgin defisit oldu- u yönünde bulgular mevcuttur (Sohlberg 1985). Hepsinde olmamakla birlikte, yak n dönem hâf za testlerinin uyguland çal flmalar n ço unlu unda, S Y M P O S I U M Yeni Symposium 40 (2): 49-56, 2002 53

flizofren hastalar n çocuklar daha düflük bir performans sergilemifllerdir (Keefe ve ark. 1994). Eriflkin yak nlar nda ise böyle bir defisit saptanamam flt r. Devaml performans testleriyle ölçülen vijilans bozuklu- u, flizofren hastalar n eriflkin ve çocuk yak nlar nda da saptand. fiizofren hastalar n çocuklar na sözel yetenek ve dil ile ilgili nöropsikolojik testler çok az uygulanabilmifltir. Eriflkin yak nlara uygulanan bu testlerde ise, ço unlukla sözel yetenekte anlaml fark bulunmamakla birlikte, bir çal flmada sözcük skorlar nda bir kay p saptanm flt r (Romney 1990). Dildeki bu tür zorluklar iletiflim kaymas çal flmalar nda da gözlenmifltir. Bu tür gözlemler, bize, flizofren hastalar n yak nlar nda da düflünce bozuklu u belirtilerinin oldu unu ispatlamaktad r. Düflünce bozuklu u ve iletiflim kaymas s kl kla birbirleriyle yak ndan iliflkilidir ve flizofren yak nlar nda görülen düflünce bozuklu u hiç bir zaman flizofrenlerdeki kadar a r boyutta de- ildir (Auerbach ve ark. 1993). Ancak, otistik mant k, kelime bulmada zorlanma, perseverasyon ve alg sal dezorganizasyon gibi benzer özellikleri niteliksel olarak paylafl r. fiizofren hastalar n çocuklar nda ö renme yetene- i ve ö renilen bilgileri geri ça rma ile ilgili oldukça az bilgi bulunmaktad r. Bununla birlikte, eriflkin yak nlar nda yap lan testlerde k sa öyküleri hat rlamada bir zorluk saptanm flt r. Plânlama, organizasyon ve di- er kognitif süreçlerde bu bilgileri kullanmay içeren yürütücü ifllevlerde flizofren hastalar n çocuklar nda düflük skorlar saptanm flt r. Tablo-1 de flizofren yak nlar ndaki nöropsikolojik testlerde elde edilen sonuçlar k saca özetlenmifltir. C) Psikososyal ifllevsellik: fiizotaksi klinik olarak belirgin bir durum ise, ifl, okul ve sosyal iliflkilerde bir bozulmayla iliflkili olmal d r. Eriflkin yak nlar için bu tür bir bozulma nöropsikolojik testlere bak larak anlafl labilir. Örne in, yürütücü ifllevler ve vijilanstaki bozulmaya ba l olarak flizotaksik hasta organize ifller yapmakta zorlanacak ve dikkatini uzun süre sürdüremedi i için kifliler aras iliflkilerde güçlükle karfl laflacakt r. Ayr ca, flizotaksiye daha çok negatif bulgular n efllik etmesinden dolay, bu grup hastalarda okul ve ifl hayat nda devaml l sürdürmede güçlük, yarat c ilgi ve aktivitelerde azalma, cinsel aktivitede azalma, arkadafl ve aile iliflkilerinde bozulma görülür. fiizofren hastalar n çocuklar yla yap lan New York Yüksek Risk Projesi nde bu hastalar n çocuklar nda di er psikiyatrik hastal a sâhip kiflilere ve normâl kontrol grubuna göre sosyal ifllevlerde zay flama ve ilgi alanlar nda bir s n rlama oldu u saptanm flt r. Çocuklardaki bu sosyal uyumun çocukluk ve erken adolesan dönemleri aras nda azald, ancak, erken ve geç adolesan dönemde stabil kald görülmüfltür (Dworkin ve ark. 1994). 1992 de srail de yap lan yüksek risk çal flmas nda, flizofren ebeveyni olan erkek çocuklar n flizofren ebeveyne sâhip olmayan erkek çocuklara göre daha fazla içine kapan k davran fl özellikleri gösterdikleri saptand (Hans ve ark. 1992). fiizofreniye benzer bozukluk geliflen erkek çocuklar utangaç, içine kapan k veya agresif veya antisosyal olduklar görüldü (Cornblatt ve Keilp 1994). Danimarka da yap lan yüksek risk çal flmas nda da, benzer olarak, flizofrenlerin çocuklar ö retmenleri taraf ndan pasif ve sosyal aç dan izole olarak tan mlan rken, anneleri taraf ndan pasif ve agresif olarak tan mland lar. Bu bulgular k saca özetlersek, flizofren hastalar n yak nlar nda nöropsikolojik bozulmaya benzer flekilde belirgin bir psikososyal ifllev bozuklu u da efllik etmektedir. Ayr ca, çocuklarda yap lan çal flmalar nöropsikolojik ve psikososyal alanlardaki bozulmalar n birbirleriyle olan iliflkisini de iflâret etmektedir. Nöropsikolojik bozulma s kl kla erken yafllarda olmakta ve sonraki geliflim dönemlerinde sosyal ifllev bozuklu una yol açmaktad r. Örne in erken yafllardaki bir dikkat bozuklu u çocu un kifliler aras iletiflim sürecinde bir kesintiye ve sonras nda sosyal etkileflimde yetersizli e neden olmaktad r. Psikososyal ifllevsellikte bozulman n olas ana nedeni nöropsikolojik defisitlerdir (Faraone ve ark. 1995). Bu bize flizotaksik bireylerdeki nöropsikolojik defisitlerin tedavisiyle psikososyal ifllevselli in korunabilece ini veya gelifltirilebilece ini düflündürmektedir. fiizotaksi negatif semptomlar n ve bâz nöropsikolojik defisitlerin efllik etti i ancak, psikozun görülmedi i bir çeflit beyin disfonksiyon sendromunun alt grubudur. Bu durum flizofren hastalarda görülen belirtilere niteliksel olarak benzer ancak henüz ondan daha az ciddi bir sendromdur. fiizotaksinin tan sal bir s n flamada yer almas için özel bir tak m kriterlere sâhip olmas gerekir. Ancak, flimdiye kadar böyle bir kriterler toplulu u henüz oluflturulamam flt r. Çünkü flizotaksik bireylerin hemen hepsinde her zaman için flizofreni veya flizotipal kiflilik geliflmemektedir. Faraone n 1995 te yapt bir çal flmada, flizotaksinin çekirdek özelli ini oluflturan negatif belirtiler ve nöropsikolojik testlerdeki bozulman n, flizofren hastalar n akrabalar nda sâdece %20 ilâ % 50 sinde bulundu unu ve yine flizofren hastalar n akrabalar nda fiizotipal Kiflilik Bozuklu u tan s n n %10 dan daha az oranda konulaca n saptam flt r (Tsuang ve ark. 2000). fiizotaksi henüz psikiyatrik literatürde ve tan sal s n flamada yerini almam fl olsa da, flu aç dan çok önem kazanmaktad r: Acaba bir kiflide flizofreni geliflece i önceden tespit edilip, çeflitli yollarla tedavi edilerek önlenebilir mi? Tsuang, 1999 da yapt bir çal flma için öncül flizotaksi kriterleri oluflturdu. Bu kriterler tablo-2 de gösterilmifltir. Çal flmaya dâhil edilen 6 flizotaksik hastaya atipik antipsikotik olan risperidon verildi. 0.25 mg/gün olarak bafllanan risperidon dozu 2 mg/güne kadar yükseltildi. Alt haftan n sonunda, 3 hastan n negatif semptomlar de erlendirme skalas nda %50, 54 Yeni Symposium 40 (2): 49-56, 2002 S Y M P O S I U M

2 hastada ise %25 düzelme saptand. Bir hasta tedaviye hiç yan t vermedi. Bu hastada saptanan ilginç bir özellik ise zekâ seviyesinin 75 dolay nda olmas yd. Bu aç dan bak ld nda, tedavinin flizotaksi belirtileri için etkili olabildi i ancak s n rl entellektüel yeteneklere sâhip kiflilerde ise etkisiz oldu u söylenebilir. Bulgular öncül olup, çal flmadaki denek say s n n azl -, kontrol grubunun olmamas ve flizotaksinin bir sendrom olarak geçerlili inin henüz sa lanmam fl olmas elde edilen sonuçlar n kesinli ine gölge düflürmektedir (Tsuang ve ark. 2000). SONUÇ Son y llarda flizofreninin erken bulgu ve belirtilerini tesbit etmek konusunda yo un ilgi vard r. Bu ilginin nedeni psikozun erken tan nmas ve tedavisinin daha iyi klinik sonuçlarla iliflkili olmas d r ve bu da psikozun erken tesbitinin mümkün olup olmad konusunu gündeme tafl m flt r. Yap lan çal flmalar özellikle premorbid döneme yönelik olmaktad r. fiizotaksinin gerek flizofreniye benzer bir belirtiler zinciri olmas, gerekse flizofren hastalar n yak nlar nda daha s k görülmesi ve sonradan bu bireylerde flizofreni geliflmesi ihtimâlinin yüksek olmas, flizofreninin erken tan nmas ve önlenmesi konusunda odak nokta hâline gelmesini sa lam flt r. Bunun yan s ra, flizotaksi olarak de erlendirilen birçok hastan n da herhangi bir flizofrenik yak n olmad da yap lan az say da kontrol çal flmalar nda gösterilmifltir. Erken tan koyma ve tedavi için yap lacak çal flma deseni, ayn zamanda, kimlerin flizofreni için yüksek risk alt nda olduklar n n belirlenmesiyle yap labilir. fiizofren hastalar n adolesan yak nlar böyle bir çal flma için oldukça uygun olabilir. Bu grup, flizofreni geliflmesi için ayn yafl grubundaki di er adolesanlara göre 10 kat daha fazla riske sâhiptir. Ancak, bu gruptaki kiflilerin riskinin bu kadar yükselmesine ra men, sâdece %10 unda flizofreni veya benzer bir psikotik tablo geliflmektedir. Bu nedenle, böyle bir önleyici çal flma deseni için risk büyüklü ü tan mlamas yetersizdir. Araflt rmalar, flizotaksinin de erlendirilmesinin, flizofreni için özellikle yüksek risk alt ndaki kifliler için önemli oldu unu ortaya koymufltur. Yine de bu ve benzeri çal flmalar ileride kimlerde flizofreni geliflece ini ve bunun nas l önlenece i konusunda bizlere yard mc olacakt r. Teorik olarak, bu riskin tan mlanmas moleküler genetik çal flmalar n flizofreni oluflumuna yol açan gen veya genlerin keflfiyle, dramatik olarak artacakt r. Linkaj çal flmalar sâyesinde, flizofreniye sebep olabilecek 5 kromozom bölgesi saptanm flt r: 22q11-q13, 6p23, 8p22-21, 15q13-q14 ve 10p14-p12. Ancak, bu bölgeler ve çal flmalar henüz araflt rma aflamas nda olup, flizofreni için henüz kesin bir gen bölgesi bulunamam flt r. Genetik bilimciler flizofreniye neden olan mutasyonlar tan mlad ktan sonra, bu sonuçlarla flizotaksik belirtiler birlefltirilerek, bu bozukluk için yüksek risk grubu daha net olarak saptanabilecektir. Böylece, flizofreni geliflmeden önce, yâni beyne o toksik durumu yaflatmadan önce, risk grubu tan mlanabilecek ve gerek farmakolojik gerekse psikososyal destek yaklafl mlar yla önlem al nm fl olacakt r. Elbette ki burada en önemli sorun potansiyel flizofreni geliflecek kiflilerin tan mlanmas d r. Bunu yaparken herkese veya birtak m belirtileri gösteren kiflilere olas flizofren hastas etiketini yap flt rmamak, dikkat edilmesi gereken en önemli ve etik bir kural olmal d r. Amac m z ileride psikoz geliflecek bireyleri önceden saptamak ve bu durumu en etkin biçimde tedavi etmek iken, flizofreni geliflmeyecek mâsum bireylere ve yak nlar na da hastal k damgas n vurarak, onlar böyle bir kaotik ortama sokmak olmamal d r. Bu nedenle, flizotaksinin genetik kökenlerinin tan mlanmas, risk faktörlerinin saptanmas, patofizyolojisinin ayr nt l olarak aç klanmas ve neden flizotaksik bireylerin hepsinde flizofreni geliflmedi inin saptanmas ileride yap lacak olan araflt rmalar n ana konusu olmal d r. KAYNAKLAR Andreasen NC, Nasrallah HA, Dunn VD, Olson SC, Grove WM, Ehrhardt JC, Coffman JA. Structural abnormalities in the frontal system in schizophrenia: a magnetic resonance imaging study. Arch Gen Psychiatry 1986; 43:136-144. Andreasen NC, Paradiso S, O Leary DS. Cognitive dysmetria as an integrative theory of schizophrenia: a dysfunction in cortical-cerebellar circuitry? Schizophr Bull 1998; 24:203-218. Andreasen NC. Linking mind and brain in the study of mental illness: a project for a scientific psychopathology. Science 1997; 275:1586-1593. Asarnow JR, Goldstein MJ. Schizophrenia during adolescence and early adulthood: a developmental perspective on risk research. Clin Psychology Review 1986; 6:211-235. Auerbach J, Hans S, Marcus J. Neurobehavioral functioning and social behavior of children at risk for schizophrenia. Israel Journal of Psychiatry and Related Science 1993; 30:40-49. Battaglia M, Torgerson S. Review article schizotypal disorder: At the crossroads of genetics and nosology. Acta Psyc Scandinavica 1996; 94:303-310. Bleuler E. Dementia praecox of three groups of the schizophrenias. Zinkin J, trans. New York, NY, International Universities Pres, 1950. Perry W, Geyer MA, Braff DL. Sensorimotor gating and thought disturbance measured in close temporal proximity in schizophrenic patients. Arch Gen Psychiatry 1999 Mar; 56(3):277-281. Breier A, Buchanan RW, Elkashef A, Munson RC, KirkpatrickB, Gellad F. Brain morphology and schizophrenia: a magnetic resonance imaging study of limbic, prefrontal, cortex and caudate structures. Arch Gen Psychiatry 1992; 49:921-926. Buchsbaum MS, Someya T, Teng CY, Abel L, Najafi A, Haier RJ, Wu J. PET and MRI of the thalamus in never-medicated patients with schizophrenia. Am J Psychiatry 1996; 153:191-199. S Y M P O S I U M Yeni Symposium 40 (2): 49-56, 2002 55

Carlsson M, Carlsson A. Schizophrenia: a subcortical neurotransmitter imbalance syndrome? Schizophr Bull 1990; 16:425-432. Cornblatt BA, Keilp JG. Impaired attention, genetics and the pathophysiology of schizophrenia. Schizophr Bull 1994; 20:31-46. Dworkin R, Lewis J, Cornblatt B, Erlenmeyer-Kimling L. Social competence deficits in adolescents at risk for schizophrenia. Journal of Nervous and Mental Disease 1994; 182(2):103-108. Faraone SV, Kremen WS, Lyons MJ, Pepple JR, Seidman LJ, Tsuang MT. Diagnostic accuracy and linkage analysis: how useful are schizophrenia spectrum phenotypes? Am J Psychiatry 1995; 152:1286-1290. Faraone SV, Seidman LJ, Kremen WS, Pepple JR, Lyons MJ, Tsuang MT. Neuropsychological functioning among the nonpsychotic relatives of schizophrenic patients: A diagnostic efficiency analysis. J Abnormal Psychology 1995; 104:286-304. Gunderson JG, Siever LJ, Spaulding E. The search for a schizotype: crossing the border again. Arch Gen Psychiatry 1983; 40:15-22. Hans SL, Marcus J, Henson L, Auerbach JG, Mirsky AF. Interpersonal behavior of children at risk for schizophrenia. Psychiatry 1992 Nov; 55(4):314-335. Holmes G. The cerebellum of man. Brain 1939; 62:1-30. Kandel ER, Schwartz JH, Jessell TM. Principles of neural science 3rd ed. New York, NY, Elsevier Science Inc, 1991. Kremen WS, Seidman LJ, Pepple JR, Lyons MJ, Tsuang MT, Faraone SV. Neuropsychological risk indicators for schizophrenia: a review of family studies. Schizophr Bull 1994; 20:103-114. Landau R, Harth P, Othnay N, Scharfhertz C. The influence of psychotic parents on their children s development. Am J Psychiatry 1989; 129:70-75. Levy DL, Holzman PS, Matthysse S, Mendell NR. Eye tracking and schizophrenia: a selective review. Schizophr Bull 1994; 20:47-62. Lifshitz M, Kugelmass S, Karov M. Perceptual-motor and memory performance of high-risk children.schizophr Bull 1985; 11:74-84. Meehl PE. Schizotaxia revisited. Arch Gen Psychiatry 1989; 46:935-944. Meehl PE. Schizotaxia, schizotphy, schizophrenia. Am Psychol 1962; 17:827-838. Nopoulos P, Torres I, Flaum M, Andreasen NC, Ehrhardt JC, Yuh WTC. Brain morphology in first-episode schizophrenia. Am J Psychiatry 1995; 152:1721-1724. Passingham RE.Changes in the size and organization of the brain in man and his ancestors. Brain Behav Evol 1975; 11:73-90. Romney DM. Thought disorder in the relatives of schizophrenics: a meta-analytic review of selected published studies. J Nervous and Mental Disease 1990; 178:481-486. Seidman LJ. Clinical neuroscience and epidemiology in schizophrenia. Harvard Review of Psychiatry 1997; 3: 338-342. Sohlberg SC. Personality and neuropsychological performance of high-risk children. Schizophr Bull 1985; 21: 48-60. Torgerson S. Relationship of schizotypal personality disorder to schizophrenia: genetics. Schizophr Bull.1 985; 11:554-563. Tsuang MT, Gilbertson MW, Faraone SV. Genetic transmission of negative and positive sypmtoms in the biological relatives of schizophrenics. In: Positive vs. Negative Schizophrenia. New York, NY. Springer-Verlag, 1991. p. 265-291. Tsuang MT, Stone WS, Faraone SV. Towards the prevention of schizophrenia. Biol Psychiatry. 2000; 48:349-356. Tulving E. Elements of episodic memory. New York, NY. Oxford University Press, 1983. p. 123. Wassink TH, Andreasen NC, Nopoulos P, Flaum M. Cerebellar morphology as a predictor of symptoms and psychosocial outcome in schizophrenia. Biol Psychiatry 1999; 45(1):41-48. Wible CG, Shenton ME, Hokoma H, Kikinis R, Jolesz FA, Metcalf D, McCarley RW. Prefrontal cortex and schizophrenia: a quantitative magnetic resonance imaging study. Arch Gen Psychiatry 1995; 52:279-288. Wiser AK, Andreasen NC, O Leary DS, Watkins GL, Ponto LLB, Hichwa RD. Dysfunctional cortico-cerebellar circuits cause cognitive dysmetria in schizophrenia. Neuroreport 1998; 9:1895-1899. 56 Yeni Symposium 40 (2): 49-56, 2002 S Y M P O S I U M