bu «Câsiye» sûresi Mekkîdir. Buna «"eriat» sûresi ve «Dehir» sûresi dehi denilir.

Benzer belgeler
da rivayet etmi)lerdir. Kur'anda Secde sûresi namiyle ikisûrevardır.birisibu,di'eri de «

1- Mübtedâ veya haber, veya yemin ve yahut nidâ (seslenmek, ünlem)dır.

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

Bu Nahil sûresinin medenî olduuna dair dahi bir kavil nakledilmi ise de dorusu Mekkîdir. Hasen, Ata,

Mekkîdir. Hebe hicretinden evvel Mekkede nâzil olmutur. Ancak secde âyetinin sonradan Medinede

İbadetin Manası ve Çeşitleri

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

í gibi sabikundandır.

ÒŠ Ë bè Ó ìï å ß ÒŠ Ë» âyetinden dolayı da Guref denilmi%tir.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

Asr-ı Saadette İçtihat

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

AYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK.

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

á y» dedir. Sh:»4333 AHKÂF Buna «Ahkâf» sûresi denir. Mekkîdir. Bir iki âyetinin Medenî oldu"una dâir de bir rivayet vardır ki «

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

KİTAPLARA İMAN. 1 Vahiy nedir? Allah Teâla nın Cebrail (aleyhisselam) vasıtasıyla peygamberlerine bildirdiği ilahî emirlerdir.

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

Rahmân ve Rahîm Allah ' ın adıyla

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Ankebût örümcek demektir, Allahdan ba ka evliya ittihaz edenlerin hâlâtını vedünyayı avlamak için

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır.

KEŞKE (ŞAYET/EĞER) KELİMESİNİ KULLANMANIN HÜKMÜ

Sh:»5686 BÜRÛC. Buruc Sûresi bilâ hilâf Mekkîdir. Âyetleri-Yirmiikidir. Kelimeleri - Yüz dokuzdur. Harfleri - Dört yüz elli sekizdir.

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- nurdan mı yaratılmıştır? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

HAC SURESİ İniş Sırası: 103 Mushaf Sırası: 22 Medeni Sure 78 Ayettir. Rahmân ve Rahîm Allah ın adıyla

;» kavli kerîmi istisnâ edilmitir.

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

6» dadır. ágggggggggggg 2. Sh:»4218 URÂ. » dahi denilir. urâ Sûresi mekkîdir « » yâhud yalnız «Õ Ç

Dua ve Sûre Kitapçığı

sh:»3339 ENBYA Mekkîdir. Âyetleri yüz on ikidir. harfleridir. Fasılası : - ágggggggggggg 2

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE ORUÇ

» Mekkîdir. Ancak altı veya üç âyeti müstesna. %bni Abbas radıyallahüanh demi'tir

TEVRAT VE İNCİL DE İSLÂM A UYGUN ABDEST, NAMAZ, ORUÇ, HAC, ZEKAT, KURBAN İBÂDETİ VE ÎMAN ESASLARI

_MEYVENIN ÇEKİRDEĞİ AĞACIN ÇEKİRDEĞİN NE AYNDIR NE GAYRDIR..._

Sh:»3937 SEBE' Sebe' Sûresi mekkîdir. Yalnız bni atıyye « » âyetinin. medenî oldu$u hakkında bir kavil de nakl etmi&tir.

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

Sh:»4081 SÂD. SûresiMekkidir,birismi de sûrei Davuddur (Besair). Âyetleri - Kûfîde seksen, Hicazî, Bısrî, +amîde seksen altıdır.

بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti)

Sûrei Hacc, esas i'tibarile Mekkîdir, nüzulü Mekkede ba lamı tır. Maahaza medenî olan âyetleri de

Fussilet sûresi Sûrei secde, Sûrei hâmimissecde, Sûrei mesabîh, ve sûrei Akvat dahi denilen bu Sûre de

كيف سيكون حساب ال فر الا خرة

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

Sh:»3715 KASAS. Kasas Sûresi, hepsi mekkîdir. Ancak bir rivayette « » hicret esnasında Cuhfede nâzil olmu(tur. Âyetleri - Bil'ittifak seksen sekizdir.

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.


Kur an ın Bazı Hikmetleri

NOT : ÎMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu Seyyid Nakib Şeyh Ferid Buhari'ye yazmıştır.

Nefsini Bilen Rabbini Bilir

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Tefsir II ILH

Muhammed Salih el-muneccid

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI

GENEL YAYIN YÖNETMENÝ VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ TALÝP ARSLAN

Muhammed Salih el-muneccid

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

Kur ân da Dua Ayetleri

Kur an'daki selaset, selamet, tesanüd, tenasüb, teavün ve tecavüb mucizevî boyutlarındandır; bunları izah edebilir misiniz?

TEFSİR TARİHİ VE USULÜ

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

Sûrei «Fetih» Medenîdir. Fakat Medînenin içinde nâzil olmu! ma'nâsına de%il, hicretten sonra nâzil

Sistem-atik Membran Kapak Sipariş Takip ve Üretim Takip Sistemi;

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın

Sh:»4263 ZUHRUF. Zuhruf sûresi Mekkiyyedir. Âyetleri - Seksen dokuz. Kelimeleri - Sekiz yüz otuz üç. Harfleri - Üç bin dört yüzdür. harfleridir.

Cennâtin tecriy min tahtihe-l-enhâr

dört âyette Âhiri 5sraîl.

«Vel'mürselât Sûresi» Urf Sûresi dahi denilir, Mekkîdir. &bni Mes'ud radıyallahü anhten sıhahta merviy

Sh:»4002 YÂSÎN. Yâsîn Sûresi Mekkîdir. Âyetleri - Kûfîde seksen üç, maadasında seksen ikidir. Kelimeleri - Yedi yüz yirmi yedidir.

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil

1. EÛZÜ ÖĞRENELİM ANLAMI. 1. Kovulmuş Şeytan dan Allah a sığınırım.

Question. Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir?

Rahmân ve Rahîm Ne Demektir?

Hafta Konu Ön Hazırlık Öğretme Metodu

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF

bu Enfal Sûresi medenîdir. Bedir muharebesinin ganaiminde ve sureti taksiminde beynelmüslimîn

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

"İşte, Rabbimizi bize târif eden Kur ân-ı Hakîm; şu kitab-ı kebîr-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi..."

ZAFER TALHA ÇİMEN 8/E

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır:

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

Transkript:

Sh:»4305 CASYE òî qbv Ûa ñ ì TU bu «Câsiye» sûresi Mekkîdir. Buna «"eriat» sûresi ve «Dehir» sûresi dehi denilir. Âyetleri - Otuz yedidir. Kelimeleri - Dört yüz seksen sekizdir. Harfleri - ki bin yüz altmı birdir. Fasılası - æpâ harfleridir. «Câsiye», toplu yâhud diz çökmü demek olup bu Sûre «b 6 è 2bn ó Û a ó Ç m ò ß a 3 òî qbu ò ß a 3 ô Šmë» âyeti sebebiyle bu

nâmı almıtır. ággggggggggggî y ŠÛa å à y ŠÛa é ÜÛa ágggggggggggg 2 áî Øz Ûa Œí ŒÈ Ûa é ÜÛa å ß lbn Ø Ûa 3í Œ äm R á y Q ó Ïë T åî ä ß ªì à Ü Û pbí ü üaë paì à Ûa ó Ï æ a S Ò5 n aë U 6æì ä Óì í â ìô Û pbí a ò 2 a å ß s jí bßë á Ø Ô Ü é 2 bî ybï Ö å ß õ bà Ûa å ß é ÜÛa 4Œ ãa bßë bè äûaë 3 î Ûa = æì Ü Ô Èí â ìô Û pbí a bí ŠÛa Ñí Š më bè m ìß È2 üa Sh:»4306 È2 sí y ôb jï 7 Õz Ûb 2 Ù îüç bçì Ü nã é ÜÛa pbí a Ù Ü m V Éà í X = áî qa Úb Ïa 3 Ø Û 3 íë W æì ä ß ªì í é mbí aë é ÜÛa b 7 è Èà í áû æb a Š j Øn ß Š í á q é îüç ó Ü n m é ÜÛa pbí a bçˆ ma? b d î bä mbí a å ß á ÜÇ a aë Y áî Ûa laˆè 2 ê Š jï

üë 7 á äèu á è ö a ë å ß QP 6 åî è ß laˆç á èû Ù Û ë a a 6 ë Œ ç 7õ bî Û ëa é ÜÛa æë å ß aë ˆ mabß üë b d î aì j bß á è äç ó ä Ì í pbí b 2 aë Š1 åí ˆ Ûaë 7ô ç aˆ ç QQ 6 áî ÄÇ laˆç á èûë ; áî Ûa Œ u å ß laˆç á èû á è 2 Meali "erifi á y 1 Kitabindirilmek o azîz, hakîm Allahdan 2 Her halde Göklerde ve Yerde mü'minler için âyetler var 3 Hayvanâtı tenevvü' ettirip üreterek sizi yaratmasında da yakîn edinecek bir kavm için çok âyetler var 4 Geceile gündüzün ıhtilâfında ve Allahın Semâdan bir rızkindirip de onunla Arzı ölümünden sonra diriltmesinde ve rüzgârları çevirmesinde de aklı olan bir kavm için bir çok âyetler var 5 te bunlar Allahın âyetleri, sana onları bihakkın okuyoruz 6 Artık Allahın âyetlerine Sh:»4307 inanmadıktan sonra hangi söze inanırlar? 7 Veyl o her bir vebal yüklü sahtekâra 8 Allahın âyetleri

karısında okunurken iitir de sonra kibrinden hiç iitmemi gibi ısrar eyler, ite onu elîm bir azâb ile müjdele 9 Âyetlerimizden bir ey, ma'lûmu oldudu vakıt da onu edlenceye tutar, ite onlar için mühîn bir azâb var 10 Pelerinde Cehennem ve onlardan ne kazandıkları bir ey def'edebilir, ne de Allahdan baka evliya edindikleri eyler, hem onlara azîm bir azâb var 11 Bu bir iraddır,rablarının âyetlerine küfredenler ise onlara en fenâsından bir elîm azâb var 12 1. á y - mübtedâ haber, yâhud kasem, yâhud nidâdır 2. é ÜÛa å ß lbn Ø Ûa 3í Œ äm - TENZL, masdarı ma'lûm indirmek veya masdarı mechul indirilmek, yâhud masdar bima'nâ mef'ul indirilme kitab ma'nâlarına gelebilir. Ya'ni bu á y sesleri Allahdan kitab indirme, indirilmedir, yâhud bu kitab Allahdan indirilmi kitabdır, yâhud bir kimseye kitab indirilmek risalet verilmek veya bu kitabın indirilii áî Øz Ûa Œí ŒÈ Ûa é ÜÛa å ß o azîz, hakîm Allahdandır. - Kesbile yapılmaz, çalımakla uydurulmaz, çünkü Allah azîz, emrinde galib ve tedbirinde hakîmdir. Binaenaleyh bu kitab da azîz, hakîmdir. Binaenaleyh bu kitab da azîz, hakîmdir. 3. åî ä ß ªì à Ü Û pbí ü üaë paì à Ûa ó Ï æ a übhesiz ki göklerde

ve Yerde mü'minler için çok âyetler var. - Ya'ni delîl ve bürhana inanmak, tasdık etmek anından olan kimseler için çok delîller, huccetler, alâmetler vardır ki Allah tealânın varlıdına, ızzet ve kudretine, hikmetine delâlet ederler. "u halde iymanı olanlar Semavâtı vearzı müâhede ve tetkık ile onlardaki âyâtı peyderpey kefederek delâlet ettikleri hikmeti ilâhiyyeyi fehm-ü istihrac edip ona göre güzel güzel hakîmâne ameller yapmada çalımak Sh:»4308 lâzım gelir. Onun için sonraki müslimanların bu âyetlerden, bu ılimlerden gafil kalmaları sükutlarına sebeb olmu ve fünunun tabiatciler elinde ilhada sapmasına meydan vermitir. (Âli Imranda «üaë paì à Ûa Õ Ü ó Ï æ a» âyetine bak). 4. á Ø Ô Ü ó Ïë sizin yaradılıınızda ò 2 a å ß s jí bßë ve üretip durdudu hayvanlarda da - ya'ni Allahın bir dabbeden bir çoklarını tenevvu' ve tekessür ettirerek üretip durdudu hayvanatta da 6æì ä Óì í yakîn edinecek kimseler için âyetler vardır. - Hayvanâtta uzviyyetin â ìô Û pbí a teekkülünde, tegaddisinde, tenemmîsinde, tevellüd ve tenâsülünde ve böyle ibtidaî bir hucreden balayıp tekâmül, tenevvu' ederek üremesinde ve a'za vezaifinde ve bahusus meb'hasi beerde tecellî eden hayat

hâdiseleri, her nev'ın ve hattâ her ferdin tahavvülâtında iraeettidi tekâmül safhaları i'tibariyle sâde fizik ve kimyayı gayri uzvî hâdiselerinden çok daha mütekâmil ve binaenaleyh Sanı' tealânın kudret ve hikmetine delâlette daha kavî ve daha zâhir oldudu ve birde enfüs âfâkı câmi' bulundudu için bunlar iykan âyetleri olarak gösterilmitir. Demekki hayvanâtın güzel bir tasnîfi ve hılkati beerin tetkıkı ile mütezammın oldukları âyâtı hikmeti istihracaçalımak dahi ehli iykanın vezaifindendir. 5. Gece ve gündüzün ıhtilâfında - dedimesinde yâhud bè äûaë 3 î Ûa Ò5 n aë birbiri arkasından gelmesinde, ki zamanın gidiini, ömürlerin geçiini gösterir. Ö å ß õ bà Ûa å ß é ÜÛa 4Œ ãa bßë VeAllahın Semâdan indirdidi rızıkta - ya'ni rızka sebeb olmak ı'tibariyle hem kudret ve hem rahmet cihetinden âyet olan yadmurvekarda üa é 2 bî ybï indirip de onunla Arza hayat vermesinde - hayatın ilk alâmeti olan bir ihtizaz ne'esile topradı deprendirip türlü türlü nebatlar, ekinler, meyveler yetitirmesinde, Sh:»4309 hem de bè m ìß È2 o Arzın ölümünden sonra - hayattan eser kalmayıp kuvvei namiyesi

tükendikten, otlar kuruyup adaçlar yapraklarını, meyvelerini döktükten sonra bí ŠÛa Ñí Š më ve rüzgârları çevirmesinde = æì Ü Ô Èí â ìô Û pbí a akıl edecek bir kavm için âyetler var. - Zamanın cereyanını ve ömrün geçiini ve zaman-ü mekân üzerinde Allah tealânın dodrudan dodrutesarrufatını gösteren bu tehavvülât, her tehavvülde bir Âhırete dodru gidildidini ve kıyası temsilî tarikıyle ba's ba'del'mevti ifâdeettidi cihetle bu âyetlerde bilhassa aklın, aklı husni isti'mal etmenin ehemmiyyeti tasrih olunmutur ki bunda iki sahîfe sonra zikri gelecek olan dehrîlerin akıllarındaki noksana da bir tenbih vardır. 6. Ù Ü m te bunlar - bu ıhtar olunan tekvînî âyetler ve onları anlatan bu tenzîlî âyetler, bu Sûre é ÜÛa pbí a Allahın âyetleridir. - Allahın kudret ve irâdesini, hikmet ve ahkâmını anlatmak için ikame ve tenzîl buyurdudu delillerdir. æì ä ß ªì í é mbí aë é ÜÛa È2 sí y ôb jï Allah ve âyetlerinden sonra artık hangi söze inanacaklar - ya'ni Allaha ve âyetlerine inanmadıktan sonra o iymansızlar hangi söze inanırlar, hiç? 7. 8. ƒûa é ÜÛa pbí a Éà í P = áî qa Úb Ïa 3 Ø Û 3 íë Ebû cehil ve Nadr ibni Hâris gibiler hakkında nâzil olmutur. a Š j Øn ß Š í á q - ısrarın aslı, eedin kulaklarını dikip kıçın kıçın dayatmasıdır.

Sh:»4310 ê Š ßb 2 éî Ï Ù Ü 1 Ûa ô Š vn Û Š zj Ûa á ØÛ Š ô ˆ Ûa é ÜÛa QR bß á ØÛ Š ë QS 7æë Š Ø m á Ø ÜÈÛë é Ü šï å ß aì Ìn jn Ûë pbí ü Ù Û ó Ï æ a 6 é ä ß b Èî àu üa ó Ï bßë paì à Ûaó Ï æì u Šíü åí ˆ Ü Û aë Š 1 Ìí aì äß a åí ˆ Ü Û 3 Ó QT æë Š Ø1ní â ìô Û 3 àç åß QU æì j Øí aì ãb bà 2 b ß ìó ô Œ vî Û é ÜÛa âb ía æì Èu Š m á Ø 2 ó Û a á q b 9 è îüèï õ b a åßë 7 é 1ä ÜÏ b z Ûb ñ ì j äûaë á Ø z Ûaë lbn Ø Ûa 3c ö aš a ó ä2 bä îm a ÔÛë QV QW 7åî àûbè Ûa óüç á çbä Ü šïë pbj î ÀÛa å ß á çbä Ó ë á çõ bu bß È2 å ß ü a a ì 1Ün a bàï 7 Š ß üa å ß pbä î2 á çbä îm aë bàî Ï òà î Ô Ûa â ìí á èä î2 ó š Ôí Ù 2 æ a 6 á èä î2 b î Ì2 = á Ü È Ûa Š ß üa å ß òèí Š ó ÜÇ Úbä ÜÈu á q QX æì 1 Ün í éî Ï aì ãb åû á è ã a QY æì àü Èíü åí ˆ Ûa õ aì ça É j nm üë bè È j mbï 7 œ È2 õ bî Û ëa á è š È2 åî à Ûb ÄÛa æ aë b 6 d î é ÜÛa å ß Ù äç aì ä Ì í

åî Ô n à Ûa ó Ûë é ÜÛaë Sh:»4311 RQ æì ä Óì í â ìô Û òà y ë ô çë b äü Û Š ö b 2 aˆ ç RP aì äß a åí ˆ Ûb á èüè vã æa pbd î Ûa aì yšn ua åí ˆ Ûa k y âa ; æì à Ø zíbß õ b 6 á è mbàßë á çbî zß õ aì = pbz Ûb Ûa aì Ü àçë Meali "erifi Allah odur ki sizin için denizi musahhar kıldı, onda emri ile gemiler aksın diye, hem fadlından talebde bulunasınız diye ve gerek ki ükredesiniz 13 Hem Göklerde ne var Yerde ne varsa hepsini kendinden olarak sizin için musahhar kıldı, übhesiz ki bunda düünecek bir kavm için âyetler var 14 Söyle iyman edenlere: Allah günlerini ümid etmiyen kimselere madrifetle muamele etsinler, çünkü her kavmı kesibleriyle cezalandıracak 15 Her kim iyi bir i yaparsa kendi lehine, her kim de kötü yaparsa kendi

aleyhinedir, sonra hep döndürülüp rabbınıza götürüleceksiniz 16 "anım hakkı için, biz vaktıyle Beni sraîle kitab vermi, huküm vermi, nübüvvet, vermitik ve kendilerini pâk rızıklardanmerzukkılmıtık,hem âlemlerin üstüne geçirmitik 17 Bu emirden onlara beyyineler de vermitik,imdi ıhtilâf etmeleri sırf kendilerine ılim geldikten sonra aralarında bagy-ü ıhtırastan dolayıdır,muhakkakkirabbın onların ıhtilâf edip durdukları eyde Kıyamet günü beyinlerinde hukmünü verecektir 18 Sonra emirden bir erîat üzere seni me'mur kıldık, onun için sen o erîate ittiba' eyle de ılmi olmıyanların Sh:»4312 hevalarına uyma 19 Çünkü onlar Allahdan gelecek hiç bir ey'i senden def'edemezler ve çünkü zalimler birbirlerinin veliyleri, Allah ise müttekilerin veliysidir 20 Bu (Kur'an) insanlara basîret nurları ve yakîn edinecek bir kavm için mahzı hidâyet ve rahmettir 21 Yoksa o kötülükleri yapıp duran kimseler, kendilerini o iyman edip salih ameller yapan kimseler gibi yapacadız? Hayat ve memâtlarını müsavî kılacadız mı sandılar? Ne fena hukmediyorlar? 22 12. ô ˆ Ûa é ÜÛa Allah: ülûhiyyet münhasıren kendinin hakkı olan zülcelâli velkemal o kadir

mün'ımdir ki Š zj Ûa á ØÛ Š size yâhud sizin için denizi teshîr buyurmutur.- TESHÎR, bir ey'i zorla hizmete komak, itaatveinkıyad ettirmektir. Ve «á ØÛ Š» de «ü â» sıla veya ta'lil olmak muhtemildir. Sıla olduduna göre size musahhar kıldı demek olur, ta'lil olduduna göre de sizin için, ya'ni sizin menfeatiniz gaye ve hikmeti içinemriylemusahharkıldı demek olur, «ê Š ßb 2» kaydi buna bir iaret gibidir. ê Š ßb 2 éî Ï Ù Ü 1 Ûa ô Š vn Û Emriyle onda gemiler cereyan etsin diye - ya'ni sizin menfeatiniz içinise de sizin emrinizle dedil onun emrile cereyan etmek için musahhar kıldı. - Emri,izn-üirâdesi, ve ona delâlet eden hukmi üunu demektir ki hem geminin hacmı ile aynı hacimdaki su arasındaki hıffetvesıklet nisbetine ve hem onunla muharrik kuvvet arasındaki iddet ve mukavemet nisbetine hem de muhıtteki ahval ve eriatın onlarla mütenâsib bir surette sevk-u idâresi ahkâmına amil olur. Yoksa insanlar her istedikleri gibi denizde tesarruf edemezler, Allahın emrine tatbık etmeden sırf kendi emirlerile gemi yürütemezler. Allahın emriyle gemi yürüsün é Ü šï å ß aì Ìn jn Ûë ve Sh:»4313

Allahın fadlından isteyip arayasınız diye - ticâret, dalgıçlık,avcılık ve sair teharri ve iktisab suretiyle berr-ü behirde tesarruf edip kazanasınız 7 hem de gerek ki ükredesiniz - bu æë Š Ø m á Ø ÜÈÛë ni'metler yalnız onun oldudunu bilip ma'bud yalnız onu tanıyasınız ve onun emirlerini nehîlerini tanıyarak ona ıbadet ve kulluk edesiniz, irkten, nankörlükten kaçınasınız. "ükür yalnız ni'meti ve ni'metin zevk-u ne'esini sezmek dedil, mün'ımitanımak ve ni'meti mukabelesinde ta'zîm etmektir. Hem onun ni'meti bu kadarla kalmıyor. 13. 6 é ä ß b Èî àu üa ó Ï bßë paì à Ûaó Ï bß á ØÛ Š ë Hem Göklerde ne var ve Yerde ne varsa hepsini kendisinden sizin için teshîr buyurdu - baka birinin tevassutıyle dedil, yalnız kendisinin halk-u teshîriyle olarak hepsini sizin menafi ve mesalihinize hizmet ettirmektedir, yâhud size musahhar kılmıtır.tarafı subhânîsinden bir lûtfolmak üzere hepsini bir suretle istihdam edebilirsiniz. æë Š Ø1ní â ìô Û pbí ü Ù Û ó Ï æ a "übhe yok ki bunda: bu teshîrde tefekkür edecek bir kavm için çok âyetler vardır - ki Allah tealânın insan üzerindeki ni'metinin çokluduna ve insana olan fadl-u ınâyetinin ehemmiyyetine ve insanın Allahdan bakasına kulludu câiz olamıyacadına delâlet eder. Bu âyet çok calibi dikkat bir âyettir. Evvelâ, müfessirîn buradaki «é ä ß b Èî àu» kaydının i'rabında bir kaç vecih göstermilerdir. Zemaherî «é ä ß b Èî àu»

kavlinde «é ä ß» nin ma'nâsı nedir ve i'rabdan mevkıi ne oluyor? Suâline karı der ki: hal mevkiındedir: ya'ni udur: «é ãa ó ä Èí ê ä Ç å ß òü byë é ä ß òä öb õ bc ü a ê ˆ ç Š é ã a é nà Ø yë é m Ô 2 bç uì ßë bè ã ìø ß» o, bütün bu eyayı ondan olarak onun ındinden husule gelmi olarak teshîr etti, ya'ni o kudret ve hikmeti ile onların mükevvin ve mucidi, sonra da halkına teshîr edenidir, Mahzuf bir mübtedânın Sh:»4314 haberi olmak da câizdir: «á ØÛ Š» ü te'kid olmak «é ä ß b Èî àu é ä ß b Èî àu óç» demek olur. Bir de «á ØÛ Š üa ó Ï bßë paì à Ûaó Ï bß» yukarıdaki «6» diye balanılmak ta câizdir. «üa ó Ï bß» mübteda «é ä ß» haber olmak ta câizdir. ça g. Taberîibni Abbastan: «ó ÛbÈm å ß ì ç» ya'ni her ey Allah é ÜÛa õ ó 3 tealâdandır diye nakleder. Ki bütün müfessirîn ve muhaddisîn bunu Zemaherînin dedidi gibi Allah tealâ

tarafından halk-u iycad olunmutur diye anlarlar. Hikâye olunur ki Harunı Reidin huzurunda Nesarâ rahiblerinden birisi Hazreti Isâhakkındaki ı'tikadına Kur'andan «é 9 ä ß ë ë áí Šß ó Û a bèî Ô Ûa 7 é nà Ü ë ß» kavliyleistidlâl etmek istemi «å» teb'ız ifâde eder demiti, ona karı Hüseyin ibni Alî ibni vâkıd de bu âyeti okumu «é ä ß b Èî àu» ne ise «é ä ß ë» de odur. Her ey Allahın cüz'ü demek olamayıp Allahın mahlûku demek oldudu gibi Isâda Allah tarafından halkedilmi bir ruh demek oldudunu anlatmıtır. Vahdeti vücudcu Sofiyyenin ise burada bakabirne'esi vardır: Alûsînin beyanı vechile Sofiyyeden eyh brahimi Gûranî demitir ki: mahlûkat vücudı müfâzın teayyünatıdır,vücudı müfâz, amâ tesmiye olunan nefesi Rahmanînin suretidir. "öyle ki: amâ nefsel'emirde mütemeyyiz ümurı ademiyyeden ıbaret olan hakaik üzere inbisat eylemitir,inbisat hâdistir, ve amâ mahiyyâta ıktiranı haysiyyetinden, Hak tealânın zatının gayrıdır. Çünkü zati Hak sübhânehu mahiyyâta ıktiranetmiyenvücudimahızdır. Binaenaleyh mevcudat, amâde hâdis ve bununla kaim suretlerdir. Allah tealâ da onların kayyumudur. Zira celle ve alâ o suretlere beka ile imdad eden evveli batındır. Ve bundan havadisin zati hakk ile kıyamı lâzım gelmez. Ve Hak subhanehunun onda olması da lâzım gelmez. Çünkü hakk tealânın vücudu, mahiyyattan mücerreddir: onlara gayri mukterindir, onlara göre müteayyin olan ancak amâdır ki vücudı müfâzdır. g ça. Buifâde halkı

irak nazariyyesine bir tatbık oluyor, halk-u iycad Sh:»4315 ta'biri yerine ifazai vücud ta'birini koymak daha nezih bir ifâde dedildir. Bunun için beyan olundudu üzere müfessirîn ve muhaddisînin ifâdeleri daha vazıh vedahaziyadeayanı tercihtir. Bizim zevkımızakalırsa, «é ä ß» «é ä ß b ä öb a Šî m» ma'nâsiyle «Š» den mef'uli mutlak olmak makamı minnete daha muvafıktır. Ya'ni bu teshîr ne insanlardan ne de eyadan bir sebebiyyet ve ıktizaile dedil mahza Allahın insanlara bir lûtf-u ınâyetinden ne'et etmitirveonuniçin yalnız ona ubudiyyet ile ükreylemelidir. Bu anlaıldıktan sonra gelelim dider bir ikâle: burada «á ØÛ Š» gerek «size teshîr etti» demek olsun gerekse «sizin için teshîr etti» demek olsun ikisinde de insanların bütün eyadan daha ehemmiyyetli oldudunu ifâde eder. Zira bütün Semavât ve Arzdaki eyanın insana musahhar olması insanın hepsine hâkimiyyetini ifâde edecedi gibi insan için musahhar olması da insanın gayei hılkat olmasını ifâde eder, her ikitakdirde ise insan dider eyadan daha mütekâmil bir hılkatte yaratılmı demek olacadından «b äûa Õ Ü å ß Šj a üaë paì à Ûa Õ Ü Û» âyetiyle bu âyet beyninde bir teâruz olmaz mı? Diye bir suâl hatıra gelir. Müfessirlerden buna tearruz

edenine müsadif olmadıdımdan âyetin lüzum gösterdidi tefekkür ile bunu öyle anlıyabilecedimizi arzederim: nsanın iki haysiyyeti vardır, birisi bedenî, birisi de ruhî haysiyyetidir. Beden haysiyyetiyle bedihîdir ki insanın hılkati Semavât ve Arzın yanında bir zerre denemiyecek kadar küçüktür. Lâkin ruh haysiyyetine gelince «ó å ß o 1ãë» izafetiyle ereflendirilmi ve «yë éî Ï ó 2 Š ßa å ß ë ŠÛa 3 Ó» beyaniyle i'lâ edilmi olan ruhı insanî dider ecram ve escam âleminin hâiz olmadıdı yüksek bir cem'ıyyeti hâizdir. Ve ite bu âyette beyan buyurulan teshîr de bu haysiyyetledir. nsanın bir nazarla Arz ve Semâdan ne kadar geni bir sahayı görebildidi mülâhaza olunursa bu teshîrin bir lâhzası mütalea edilmi olur. Bu âyetin bilhassa Sh:»4316 tefekkür âyeti olmak üzere ıhtar edilmi olması da gösterir ki buradaki umumî teshîrden murad, teshîri ruhânîdir, teshîri fı'lîonaterettüb eder. Bu suretle bu âyet daha çok tefekkürlerle terakkıyemüsâıd ise de bu kadar iâret elverir. Yalnız unu bir daha ıhtar edelim ki bu tefekkürün ilk netîcesi insana bu teshîri ınâyet

buyurmu olan zati ecell-ü alânın vahdaniyyetini bilerek ni'metlerine ükretmek kazıyyesi olacadını unutmıyalım. 14. é ÜÛa âb ía æì u Šíü åí ˆ Ü Û aë Š 1 Ìí aì äß a åí ˆ Ü Û 3 Ó iyman edenlere söyle o Allah günlerini ümid etmiyen kimselere madrifetle muâmele etsinler - Arablar, harb gibi büyük tarihî vak'alara eyyam ta'bir ederler. Meselâ Arabın büyük tarihî vak'alarına eyyamı Arab denilir ki mehur bir mecazdır. Bu suretle eyyamullah da Allahın dümanlarına iyka' ettidi vekayı', yâhud Allahın mü'minlere nusratı, sevab ve mükâfatı, va'di, kâfirlere kahr-u azâbı, vaîdiiçinta'yin buyurdudu vakıtlar demek olur ki ununla iyzah edilmitir de denebilir: æì j Øí aì ãb bà 2 b ß ìó ô Œ vî Û bir kavmı kesibleriyle cezalandırmakiçin - olan günler, yâhud cezalandıracadıiçinmadrifet etsinler. Bu cümle, emrin, yâhud cevâbı olan «aë Š 1 Ìí» nun ılletidir. Yâhud da eyyamullahın beyanı mesabesinde kaydi olup dolayısiyle emrin hikmetini de ifâde eder. Kavm de mü'minler, yâhud kâfirler, yâhud her ikisi olabilir, ceza da ona göre mücazat ve mükâfâta amildir. Birisi Hazreti Ömere sebbetmi, o da onu yakalamak istemi, afvetmesi için bu âyet nâzil olmutur deniliyor. Maksud, lüzumunda harbden nehiy dedil, ferdî olarak adî münazealardan nehiydir. Binaenaleyh kıtal âyetlerile bunun neshı lâzım gelmez, hattâ eyyamullah ile ona iaret vardır.

- «b 9è îüèï õ b a åßë 16. 3c ö aš a ó ä2 bä îm a ÔÛë» hukmünün yalnız ferdde dedil, cem'ıyyette de cereyanına misaldir. Netekim Sh:»4317 6bèÜÏ «sra»da «á m b a æ aë á Ø 1 ã á n ä ya á n ä ya a» buyurulmutubak lbn Ø Ûa kitab - Tevrat, yâhud Zebur ve ncîle dahi amil olmak üzere cinsi ü æ kitab á Ø z Ûaë huküm - hükûmet ñ ì j äûaë ve nübüvvet - çünkü Beni srâilde çok Enbiya gelmitir. 17. 7 Š ß üa å ß pbä î2 á çbä îm aë ve onlara bu emirden beyyineler verdik - bu dîn emrinden açık delîller, yâhud mu'cizeler verdik. bni Abbas Hazretleri demitir ki bu emirden murad emri nebiy sallâllahü aleyhi vesellemdir. Ya'ni Hatemül'enbiyanın gelecedini ve Tihameden Yesribe hicret edecedini beyan etmiti. Surei «Bakare» ye bak. òà î Ô Ûa â ìí Kıyamet günü - Allah günlerinden bir gün ki o günkü kazâ, hakkıle müâhaze ve cezadır. 18. Š ß üa å ß òèí Š ó ÜÇ Úbä ÜÈu á q sonra emirden bir erîat üzere seni me'mur kıldık - Bahirde der ki: kelâmı Arabda erîat, nâsın ırmaklardan ve emsalinden su almada vardıkları

mevzı'dir,dînerîati de bu mâ'nâdandır, çünkü nâs ondan Allahın emirlerine ve rahmetine ve kurbüne irer. Ragıb da demitirki:erı' aslında masdardır.sonraaçık ve geni yola isimyapılmı erı', ir'a ve erîat denilmitir. Bu da dînde tarikati ilahiyyeye istiare edilmitir.ba'zıları erîate eriat denilmesi erîai maye u vechile bir tebih oldudunu söylemilerdir. Çünkü hakıkatvesıdk üzere ona sülûk eden hem kanar, hem temizlenir, kanmaktan murad ba'zı hukemânın dedididir: içerdim kanmazdım,vaktâkiallahı tanıdım içmeden kandım, temizlenmekten murad da «á Š èà íë o îj Ûa 3 ça u ŠÛa á Ø äç k ç ˆ î Û é ÜÛa í Š í bà ã a 7 Šî è Àm» mazmunudur. Burada «òèí Š» de tenvin ta'zîm içindir, emir, dîn ii, yâhud Allahın emri demektir, ya'ni bu Kur'anda beyan Sh:»4318 olundudu üzere Allahın sana vahyeyledidi emr-ü nehyinden bir büyük ve geni yol, muazzam bir erîat üzere seni me'mur ettik bè È j mbï onun için o eriate ittiba' et - kendini ona uydur da æì àü Èíü åí ˆ Ûa õ aì ça É j nm üë bilmiyenlerin hevalarına uyma - Allahın ahkâmına ılmi bulunmıyanveyaılmin muktezasına tâbi' olmıyan kimseler sırf kendi keyf-ü heveslerinin

arkasından koarlar. Hevalar iseferde göre ıhtılâf eder, Beni sraîl gibi ıhtılâfa düürür, Allahın gadabına götürür. "erîat isetoplar, tevhid ile rızasına götürür. "erîatı ta'kıyb et de cahillerin hevalarına uyma 19. b 6 d î é ÜÛa å ß Ù äç aì ä Ì í åû á è ã a çünkü onlar Allahdan gelecek hiç bir ey'i senden def'edemezler, - onlara uydudun takdirde Allahdan gelecek olan azâb ve ıkabdan seni hiç bir suretle kurtaramazlar 7 œ È2 õ bî Û ëa á è š È2 åî à Ûb ÄÛa æ aë ve çünkü zâlimler birbirlerinin veliyleridir. - Onun için onlara yalnız zalim olanlar uyar dost olur åî Ô n à Ûa ó Ûë é ÜÛaë Allah ise müttekıylerin veliysidir. - Zulümden, haksızlıktan korunanları sever, onlara yardım eder. Onun için sen o cahillere, zâlimlere uyma da, takvaya devam et korun. 20. aˆ ç Bu - Kur'an yâhud bilhassa bu ödüd veya erîateittiba'ile ittikaemri b äü Û Š ö b 2 insanlara basîret nurlarıdır. - Heva, ehevata ittiba'insanların kalblerini körlettidi, hakkı idrâklerine mâni' oldudu gibi Allahın kelâmını Sh:»4319

ve emirlerini tutarak erîatine ittiba' etmek de insanların hakka dodru kalb gözlerini açan basîret nurlarıdır. æì ä Óì í â ìô Û òà y ë ô çë Veiykan anından olan kimseler için hak ve savabı gösteren bir hidâyet ve saadete irdirecek bir rahmettir. 21. aì yšn ua åí ˆ Ûa k y âa Yoksa kötülükler ileyip pbd î Ûa duran: seyyiat ilemekle bulaık ve yaralı olan kimseler sandılarmı = pbz Ûb Ûa aì Ü àçë aì äß a åí ˆ Ûb á èüè vã æa ki kendilerini o iyman edip salih ameller yapan kimseler gibi yapacadız 6 á è mbàßë á çbî zß õ aì dirimleri ölümlerini müsavî kılacadız? - Öylemi sandılar? Ya'ni Dünya hayatta kendileri hakkında «é ÜÛa âb ía æì u Šíü åí ˆ Ü Û aë Š 1 Ìí» diye afv-ü müsameha ile emrettik diye Âhırette ;æì à Ø zíbß de öyle olacaklar, mü'minler gibi madrifeteirecekler mi zannettiler õ b ne fena hukmediyorlar. Halbuki: 3 ô Œ v n Ûë Õz Ûb 2 üaë paì à Ûa é ÜÛa ÕÜ ë RR ˆ ma åß o íašïa RS æì àü Ä íü á çë oj bà 2 1ã 3Èuë é j ÜÓë é È à ó ÜÇ án ë á Ü Ç ó ÜÇ é ÜÛa é Ü aë éí ìç éè Û a

æëš ˆm 5Ïa 6 é ÜÛa È2 å ß éí èí åàï 6 ñëb Ë ê Š 2 ó ÜÇ Sh:»4320 bßë bî zãë pì àã bî ã Ûa bä mbîy ü a ó ç bß aì ÛbÓë RT æì ä Äí ü a á ç æ a 7 á Ü Ç å ß Ù Û ˆ 2 á èû bßë 7 Š ç Ûa ü a bä Ø Ü è í æa ü a á èn v y æb bß pbä î2 bä mbí a á è îüç ó Ü n m a aë RU á Øî î z í é ÜÛa 3 Ó RV åî Ó b á n ä æ a bä ö b2 b 2 aì n öa aì ÛbÓ å Ø Ûë éî Ï k í ü òà î Ô Ûa â ìí ó Û a á Ø Èà ví á q á Ø nî à í á q ; æì àü Èíü b äûa Šr a Meali "erifi Halbuki Allah o Gökleri ve Yeri hakk ile halk etti, hem de her nefsi hiç hakları yenmeksizin kazandıdıi le cezalandırmakiçin 23 Ya imdi baksan a o kimseye ki ilâhını hevası ittihazetmi, Allah da onu bir ılm

üzerine aırtmı, kuladını ve kalbini mühürleyip gözüne de bir perde çekmitir,artık onu Allahdan sonra kim yola getirir? Hâlâ da düünmezmisiniz? 24 Hem dediler ki o hayat sırf bizim Dünya hayatımızdan ıbarettir ölürüz ve yaarız ve bizi ancak dehir helâk eder, halbuki buna dâir bir ılimleri yoktur, onlar sâde zannederler 25 Karılarında açık açık beyyineler halinde âyetlerimiz okunurken öyle demekten baka bir tutunacakları yoktur: haydi babalarımızı getirin dodruiseniz! 26 De ki size Allah hayat veriyor, sonra sizi o öldürür, sonra da sizi Kıyamet gününe toplayacak ve lâkin nâsın ekserisi bilmezler 27 Sh:»4321 22. üaë é ÜÛa ÕÜ ë Halbuki Allah o Gökleri ve Õz Ûb 2 paì à Ûa Yeri hakk ile halk etti - zulm ile dedil, hakk-u hakkaniyyete mülâbis olarak her birinin hususıyyetinde gerek birbirine ve gerek hâlıklarına nazaran vacib olan adl-ü hikmeti gözeterek yarattı. Bu âyet evvelki hukme bir delîl sıyakındadır. Çünkü hakk ile yaradı zalimden mazlûmun hakkını alıvermek,veiyiile kötüyü müsavî tutmayıp iyiye, iyilidinin, kötüye de kötülüdünün cezâsını vermek demek olan adâleti ıktıza eder. "u halde bu, bu gün u Dünyada olmuyorsa yarın Âhıretteolmaklâzım gelir. Onun için bu ma'nâ tasrih olunarak buyuruluyor ki

æì àü Ä íü á çë oj bà 2 1ã 3 ô Œ v n Ûë hem her nefis hakları yenmeksizin kazandıdıyle cezalandırılmak, ya'ni iyiyeiyi, kötüye kötü karılıdı verilmek için yaradılmıtır. Binaenaleyh kötülük yapanların istıkbali iyilik yapanların istıkbaline müsavî olamaz, birisi mücazat görürken dideri mükâfat görecektir, böyle olunca 23. éí ìç éè Û a ˆ ma åß o íašïa gördün a imdiokimseyikiilâhını hevası ittihaz etmi - hakkı düünmeyip keyfi ne isterse onu ma'bud edinmi, kendi zevkının sevdasına dümü á Ü Ç ó ÜÇ é ÜÛa é Ü aë Allah da bir ılm üzerine onu aırtmı - ya'ni bir ılmi olmakla beraber aırtmı «=» kabîlinden á Ü È Ûa á çõ bu bß È2 å ß ü a a ì 1Ün a bàï olmu é j ÜÓë é È à ó ÜÇ án ë ve kuladını ve kalbini üstünden mühürlemi 6 ñëb Ë ê Š 2 ó ÜÇ 3Èuë ve gözüne bir perde çekmitir. - Zira heva ve ehvet gözü kör, kuladısadır, kalbi hissiz eder, o kimse âlim de olsa ılmine radmenhakkı duymaz olur netekim feylesofların ve Dünya hayatına dükün dîn âlimlerinin bir çodu böyle olmutur. Sh:»4322

6 é ÜÛa È2 å ß éí èí åàï artık onu Allahdan sonra yola getirebilir. - Ya'ni Allah aırttıktan sonra kimin haddine ki hidâyet etsin æë Š ˆm 5Ïa ya hâlâ düünmiyecekmisiniz? - Bu ıhtarat karısında hevaları bırakarak ılmin muktezasına göre bir düünüp hakk-u âkıbeti anlamıyacakmısınız? Bunların dalâllerini ve sem'-u kalblerinin hatmi ahkâmını beyan ile buyuruluyor ki 24. aì ÛbÓë ve dediler - ya'ni ılme karı hevalarını ilâh ittihaz edenler sapgınlıklarından dediler ki bî ã Ûa bä mbîy ü a ó ç bß Dünya hayatımızdan baka hayat yoktur - hayat denilen ondan ıbarettir bî zãë pì àã ölürüz ve yaarız - ölecedimizi bilmekle beraber Dünya hayatı yaarız, ondan ötesi yoktur 7 Š ç Ûa ü a bä Ø Ü è í bßë bizi baka dedil, ancak dehir helâk eder. - DEHR, aslında âlemin müddeti bekası demekti. éjüë ôa êšç fılinden masdar da olur. Ragıb der ki: dehir, âlemin vücudunun balangıcından nihayetine kadar olan müddetin ismidir «Š ç Ûa å ß åî y æb ã üa óüç ó ma 3ç». Sonra çok bir müddete dahi ıtlak edilir, zaman az bir müddete de ıtlak edilmek i'tibariyle bundan farklıdır. Filânın dehri onun müddeti hayatı demek olur. Bir de dehir masdar olur «a Š ç òj öbã b ã5 Ï Šç» denilir, filâna bir felâket bir sarı sardı demektir g ça. "u halde dehir ya masdar ya ism olur. Masdar olduduna göre kahr-u galebe ve

istîlâ ma'nâsına gelir, ismoldudu vakıtdaasıl ma'nâsı zamânı kül, ya'ni bütün âlemin batan nihâyete kadar cereyanı müddetidir ki bu bilhassa «müddeti kesîre ma'nâsına gelir ki lâmsız nekire olarak «â ü» ile «Š ç Ûa» dir. Bundan mâadâ bir de uzun bir zaman a Š ç» denildidi zaman bu ma'nâ daha mütebâdirdir. mamı a'zam Ebu hanîfe Hazretleri nekire olan bu Sh:»4323 dehrin ma'nâsında, ya'ni ne kadar bir zamana ıtlak edildidinde tevakkuf etmitir. Zaman kelimesi ise dehrin az veya çok bütün eczasında da kullanıldıdı cihetle eam ve küllî olmu oluyor. Zaman, mazı, hal ve istıkbal kısımlarına ayrılır. «Š ç Ûa» ise âlemin batan ahire kadar bir imtidadının ifâdesi demek oldudundan zaman, dehrin makamatından olarak mülâhaza olunur. Burada «Š ç Ûa» üç ma'nâ dan her birine hamlolunabilir ise de en ziyâde müruri zeman, tuli zeman diye tefsir edilmitir. Çünkü mevzuı bahsolan ihlâk, âlemin nihayeti olan ihlâkı küllî dedil ihlâkı ba'zdır. òçb Ûa âì Ôm â ìíë 6 üaë paì à Ûa Ù Ü ß é Ü Ûë RW ò ß a 3 òî qbu ò ß a 3 ô Šmë RX æì Ü À j à Ûa Š í ˆ ß ìí

aˆ ç RY æì Üà Èm á n ä bß æ ëœ v m â ìî Ûa b 6 è 2bn ó Û a ó Ç m æì Üà Èm á n ä bß ƒ än ã b ä b ã a 6 Õz Ûb 2 á Ø îüç Õ À äí bä 2bn á è 2 á è Ü îï pbz Ûb Ûa aì Ü àçë aì äß a åí ˆ Ûa b ßbÏ SP aë Š1 åí ˆ Ûa b ßaë SQ åî j à Ûa ì1 Ûa ì ç Ù Û 6 é nà y ó Ï b ß ìó á n ä ë á m Šj Øn bï á Ø îüç ó Ü n m ó mbí a å Øm áüïa åî ß Š v ß Sh:»4324 bèî Ï k í ü òçb Ûaë Õy é ÜÛa Çë æ a 3î Ó a aë SR å zã bßë b äã ü a å Äã æ a = òçb Ûa bß ô ã bß á n Ü Ó á è 2 Öbyë aì Ü àç bß pbd î á èû a 2ë SS åî ä Ô în à 2 á nî, ã bà á Øî, äã â ìî Ûa 3î Óë ST æ @ ªë Œ èn í é 2 aì ãb bß SU åí Š bã å ß á ØÛbßë b äûa á Øí ë bßë aˆ ç á Ø ß ìí õ bô Û b 7 î ã Ûa ñì îz Ûa á Ø m ŠËë a ë Œ ç é ÜÛa pbí a á m ˆ ma á Ø ãb 2 á Ø Û àz Ûa é Ü ÜÏ SV æì jn Èn í á çüë bè ä ß æì uš íü â ìî ÛbÏ

éûë SW åî àûbè Ûa l üa l ë paì à Ûa l áî Øz Ûa Œí ŒÈ Ûa ì çë : üaë paì à Ûa ó Ï õ bí Š j Ø Ûa Meali "erifi VeAllahındır bütün Göklerin ve Yerin mülkü, ve o gün ki saat gelecek o gün o mubtıller hep husrâna düeceklerdir 28 Ve her ümmeti görürsün ki diz çökmütür,herümmetkitabına da'vet olunuyordur, bu gün o yaptıdınız amellerin cezâsı verilecek tekitabımız, yüzünüze karı hakkı söylüyor,çünkübizsizin yaptıklarınızı hep istinsah ediyorduk 29 teoiyman edip de yaraıklı iler yapmı olan kimseler o vakıt onları Sh:»4325 rabları rahmeti içine koyacak, iteofevzi mübîn o * Küfredenlere gelince: dedilmi karınızda benim âyetlerim okunurdu da siz kibirlenmek istedinizdi ve mücrim bir kavm idiniz? * Hem Allahın va'dı haktır ve o saatın gelecedinde übhe yoktur denildidinde demitiniz ki: bilmiyoruz saat nedir? Yalnız bir zandır

zannediyoruz fakat biz yakîn edinmi dediliz * Derken onlara yaptıkları amellerin kötülüklerini yüz göstermi ve o istihza edip durdukları ey kendilerini kuatıvermitir * Ve denilmitir ki bu gün biz sizi sizin bu gününüzün gelecedini unuttudunuz gibi unutacadız,yatadınız atetirvesiziniçin yardımcılardan bir eser de yoktur * Bunun sebebi, çünkü siz Allahın âyetlerini edlence yerine tuttunuz ve Dünya hayat sizi madrur etti, onun için bu gün atetençıkarılmazlar ve kendilerinden tarzıye de kabul edilmez * Binâenaleyh hamd, Allahın, o Göklerin rabbı, Yerinderabbı rabbil'âlemînin * Ve Göklerde, Yerde büyüklük onun, o öyle azîz, öyle hakîm * 27. òçb Ûa âì Ôm â ìíë - SAAT,aslında Râgıbın beyan ettidi vechile zamanın eczasından bir cüzdür; buna tebîhen Kıyamete de denilir. «åç Ùãì Üd í P 7 òçb Ûa á Ü Ç ê ä Çë P òçb Ûa o2šn Ó a òçb Ûa» gibi. Bunun iki vechi vardır:birisi «å î j bz Ûa ÊŠ a ì çë» buyuruludûdu üzere hısabının sur'atidir. Birisi de öyle tebyîn olunan mazmundur «áû P bèî z ëa ò î, Ç ü a a ì rj Üí áû bèã ëší â ìí á è ãb òçb Ûa âì Ôm â ìíë P 6 bèã å ß òçb ü a a ì rj Üí» evvelkisi Kıyamet,ikincisi zamanın bir cüz'i kalîlidir. Bir de denilmitirkikıyamet ma'nâsına saat üçtür: - 1) Saati

kübrâ ki insanların muhasebe için ba'sidir netekim «j È í ó nyë z1 nûaë z 1 Ûa Šè Äí ó ny òçb Ûa âì Ôm ü Ù Û Š îë ó Û a PP bäí Ûaë áç Ûa» fuhu ve tefahhu açıklanıncıya ve dirhem-ü dînara tapılıncıya ilh... öyle öyle oluncıya kadar saat kıyam etmez» hadîsinde aleyhissalâtü vesselâm buna iaret buyurmutur. 2- ) Saati vustâ, bir karn ehalîsinin ölümüdür. Netekim rivayet olundudu üzere alehissalâtü vesselâm Abdullah bni Üneysi görmü, bu gulâmın ömrü uzarsa saat kıyam edinciye kadar ölmez buyurmu idi Sh:»4326 ki müarünileyh sahabenin en son vefat edenidir deniliyor. 3- ) Saati sugrâ, insanın ölümüdür ki her insanın saati kendi ölümüdür. «òçb Ûa á è mõ bu a a ó ny 6 é ÜÛa õ bô Ü 2 aì 2 ˆ åí ˆ Ûa Š Ó òn Ì2» gibi ba'zı âyetlerde de saat bu ma'nâyadırg ça. «é nßbî Ó oßbó ÔÏ pbß åß» Maamafih bizim anladıdımıza göre hangi ma'nâca olursa olsun Kıyamete saat denilmesi, ındallah müsemmâ bir ecelin, bir vaktın hulûlü saati olması ı'tibariyledir. Netekim lisanımızda da vakt-ü saat gelmi

ta'biri ma'ruftur. Burada da saat Kıyamet ma'nâsınadır. òî qbu 28. 3 ô Šmë ve her ümmeti câsiye görürsün - câsiye ikima'nâile ò ß a tefsîr edilmitir. Birisi diz çökmü ma'nâsına ki lâzımı muraddır. Zira diz çökmek derli toplu en ı'tinalı veen hurmetli vaz'ıyyettir. Birisi de toplanmı cemaat ma'nâsınadır ki «gelmi ta yıdınına denir. Murad, Sûrei «í» de «æë Šš z ß bä í Û Éî àu b àû 3 æ a ñì r u» den me'huzdur. Bir araya ;» buyuruldudu üzere hakkın huzurunda hisab için toplanmaktır.