Gluteal Yerleşimli Yaygın Hidradenitis Supurativa ile İlgili Cerrahi Deneyimlerimiz



Benzer belgeler
SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

OP. DR. YELİZ E. ERSOY BEZMİALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ AD İSTANBUL

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

Hemoroidal Hastalık, Anal Fissür, Kist Dermoid. Prof.Dr.Tayfun Karahasanoğlu

ADRENAL KORTİKAL KANSER TEDAVİSİNDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ

Yediyüzyetmişiki Akciğer Kanseri Olgusunda Cilt Metastazı: 5 Yıllık Deneyimin Analizi

KÜRATİF TEDAVİ SONRASI PSA YÜKSELMESİNE NASIL YAKLAŞALIM? Doç. Dr. Bülent Akduman Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji A.D.

Vaka Eşliğinde Güncel Pratik Yaklaşım: Oligometastatik Meme Kanserine Yaklaşım. Prof. Dr. Feyyaz ÖZDEMİR K.T.Ü Tıbbi Onkoloji B.D.

Radyasyon Koliti Oluşturulmuş Sıçanlarda Ghrelinin Barsak Anastomozu Üzerine Etkisi Dr. Ebubekir Gündeş

Limberg Flep Tekniği Uygulanan Pilonidal Sinüs Hastalığında Dren Kullanımının Etkinliği

4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI

Baş ve Boyun Doku Defektlerinin Rekonstrüksiyonu: 33 Serbest Flebin Analizi

Pilonidal Sinüs Hastal nda Komplikasyon ve Nüks Aç s ndan Hastaya Ait Faktörlerin ncelenmesi

ACİL CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN ENDOKRİN PATOLOJİLER: ERKEN TANI & HIZLI TEDAVİ

PERİANAL ABSE PERİANAL FİSTÜL. Prof. Dr.Tayfun KARAHASANOĞLU

Safra Yolları Kanserlerinde SistemikTedaviler. Dr.M.Oktay TARHAN İzmir K.Ç.Ü. Atatürk E.A.H. Tıbbi Onkoloji Kliniği

TÜRK KOLON ve REKTUM CERRAHİ DERNEĞİ ANALKANS

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

AYAK TIRNAK BATMASININ SEGMENTER MATRÝKS

SERVİKAL YETMEZİĞİNDE MCDONALDS VE MODDIFIYE ŞIRODKAR SERKLAJ YÖNTEMLERININ KARŞILAŞTIRILMASI

Sakrokoksigeal Pilonidal Sinüsün Cerrahi Tedavisinde Karydakis Flep Ameliyatı ile Primer Kapamanın Karşılaştırılması

Mide Tümörleri Sempozyumu

Düşüğe Neden Olan Bir Hipertansif Fibromusküler Displazi Vakası. A Case of Hypertensive Fibromuscular Dysplasia Leading To Abortus

Saat 25 Eylül 2017 Pazartesi 26 Eylül 2017 Salı 27 Eylül 2017 Çarşamba 28 Eylül 2017 Perşembe 29 Eylül 2017 Cuma. Seminer

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız

DÖNEM 4 -GENEL CERRAHİ ( CTB 402) 1. HAFTA EYLÜL 2014 PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA

Multidisipliner Konseyin Endokrin Hastalıkların Tanı Ve Tedavi Süreci Üzerine Etkisi

Onkoplastik meme cerrahisi ve yenilikler

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir.

Tiroid Papiller Kanserde Güncel Kanıtlar ve Gerçekler. Kılavuzlara göre Ameliyat Stratejisi Değişti mi?

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

MEMENİN PAGET HASTALIĞI. Doç. Dr. M. Ali Gülçelik Ankara Onkoloji Hastanesi

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması

ELAZIĞ İLİNDEKİ TİROİD KANSER SIKLIĞI VE ALT TİPLERİ: BEŞ YILLIK DENEYİM

Tiroidektomi Sonrası Hipokalsemi Gelişiminde İnsidental Paratiroidektominin, Hastaya Ait Özelliklerin ve Cerrahi Yöntemin Etkilerinin İncelenmesi

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu

ELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSUZ KOPYADIR.

Pilonidal Sinüs ün Cerrahi Tedavisinde Limberg Flep ile Modifiye Limberg Flep Karşılaştırılması

Akciğer Kanserinde Cilt Metastazları

KOLOREKTAL KARSİNOMLU HASTALARDA PRİMER İLE METASTAZ ARASINDA KRAS DİSKORDANSI

Meme Kanseri Cerrahisinde İntraoperatif Değerlendirme Ne kadar güvenebiliriz?

PRC 29 H 2 PRC 7002 MAKALE SAATİ

DÖNEM IV 3. GRUP DERS PROGRAMI

Diferansiye Tiroid Kanserlerinde tiroid beze yönelik cerrahi, boyutları, üst ve alt laringeal sinire ve paratiroid bezlere yaklaşım. Dr.

Adrenokortikal Karsinom Tek merkezin 10 yıllık deneyimi

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni

(RANULA : TEKRARLAYAN BİR OLGU) RANULA : AĞIZ TABANINDA TEKRARLAYAN BİR OLGU ÖZET

MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ

REKTUM KANSERİNDE NEO / ADJUVAN RADYOTERAPİ. Ethem Nezih Oral İstanbul Üniversitesi İTF Rad Onk AD

ARAŞTIRMA YAZISI / ORIGINAL ARTICLE. H.Murat ÇAYCI 1, Yaşar BOZKURT 2, Hıdır SARI 3, Salim BİLİCİ 4, Murat KAPAN 5

Malignite ve Transplantasyon. Doç. Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

Dr. Fatma PAKSOY TÜRKÖZ Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji

Kanser Hastalarında Dental Yaklaşım. Dr.Kıvanç Bektaş-Kayhan İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene Cerrahisi Anabilim Dalı

Hisar Intercontinental Hospital

Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim

Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DPE 603 Fiziksel, psikolojik, sosyal gelişim ve davranış

Coğrafi temel yaklaşım farklılıkları

Tiroid nodüllerinde TİRADS skorlamasının güvenirliliği

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı

EVDE BAKIM HİZMET DENEYİMLERİ:KAMUDA

Başlık: Yanık Olgularında Enfeksiyon Gelişim Nedenleri ve Enfeksiyonların Önlenmesi Üzerine Yapılan Çalışmalar

HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma

Performance of Cytoreductive Surgery and early postoperative intraperitoneal chemotherapy in a Gastric Carcinoma Patient with Huge Krukenberg tumor

Dr. Mehmet TÜRKELİ A.Ü.T.F İç Hastalıkları A.D Medikal Onkoloji B.D 5. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi Mart 2014-Antalya

HEMŞİRELİKTE ÖZEL ALANLAR

ALT EKSTREMİTEDEKİ FLEP UYGULAMALARI

Diyabetik Ayak Yarası ve İnfeksiyonunun Tanısı, Tedavisi ve Önlenmesi: Ulusal Uzlaşı Raporu

Yrd.Doç.Dr. RAHŞAN ÇAM

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları

Evre III KHDAK nde Radyoterapi

Santral Sinir Sistemi Rabdoid Teratoid Tümörü Radyoterapisi. Dr. Ayşe Hiçsönmez AÜTF Radyasyon Onkolojisi Nisan 2013

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Metastatik böbrek tümörlerinde Nefrektomi ve metastazektomi. Prof.Dr.Faruk Özcan İ.Ü İstanbul Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı

KOLOREKTAL KARSİNOMA VE ÖNCÜ LEZYONLARINDA MİKROSATELLİT İNSTABİLİTESİNİN İMMÜNHİSTOKİMYASAL OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

Papiller Tiroid Karsinomunda Santral Lenf Nodu Diseksiyonu

Servikal Preinvazif Lezyonlarda Tedavi Sonrası Takip. Dr. Murat DEDE GATA Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Sjögren sendromu (SS) lakrimal bezler ve tükrük bezleri başta olmak üzere, tüm ekzokrin bezlerin lenfositik infiltrasyonu ile karakterize, kronik,

HEM501 (3,0)3 Sağlık Tanılaması

Dr Dilşen Çolak Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Kliniği

İatrojenik Bilateral İliak Arter Komplikasyonunda Başarılı Hibrit Tedavi

MELANOMA DIŞI DERİ KANSERLERİNİN NÜKS ORANLARI: 11 YILLIK RETROSPEKTİF ANALİZ *

Giriş Güncel cerrahide tanı ve tedavi planlamalarında ultrasonografinin önemli bir yeri bulunmaktadır. Ultrasonografinin cerrah tarafından gerçekleşti

ELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSUZ KOPYADIR.

Genellikle 50 yaş üstünde görülür ancak seyrekte olsa gençler de de görülme olasılığı vardır.

Prof.Dr. İlkkan DÜNDER

REKTUM KANSERİNDE ADJUVAN NEOADJUVAN TEDAVİ YAKLAŞIMLARI. Prof Dr Gökhan Demir İstanbul Bilim Üniversitesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı

Lokal Hastalıkta Hangi Hasta Opere Edilmeli? Doç. Dr. Serdar Akyıldız E ge Ü n i v e r sitesi Tı p Fakültesi K B B Hastalıkları Anabilim D a l ı

Tıbbı Onkoloji Dışkapı Yıldırım Beyazıt E.A.H Görevler: Görev Unvanı Görev Yeri Yıl Uzman Doktor-

MEMENİN SELİM PREKANSERÖZ HASTALIKLARININ YÖNETİMİ. Op. Dr. Gülden BALLI İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

Üroonkoloji Derneği. Prostat Spesifik Antijen. Günümüzdeki Gelişmeler. 2 Nisan 2005,Mudanya

BİRİNCİ BASAMAKTA DİYABETİK AYAK İNFEKSİYONLARI EPİDEMİYOLOJİSİ VE ÖNEMİ. Doç. Dr. Serap Çifçili Marmara Üniversitesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı

ENDOMETRİAL KARSİNOM SPORADİK Mİ? HEREDİTER Mİ? Dr Ş.Funda Tanay Eren Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Anormal Servikal Sitolojide Yönetim. Dr. M. Coşan Terek Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim dalı

Derin İnfiltratif Endometriozis. Prof.Dr.Ahmet Göçmen Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi

TEDAVİSİ. Dr. Oğuz ÇETİNKALE. İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı

Transkript:

ÖZGÜN MAKALE Gluteal Yerleşimli Yaygın Hidradenitis Supurativa ile İlgili Cerrahi Deneyimlerimiz Surgical Approach to Extensive Hidradenitis Suppurativa in the Perineal / Peri-anal and Gluteal Regions emre balık, tayfun eren, sümer yamaner, türker bulut, dursun buğra, yılmaz büyükuncu, necmettin sökücü İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, İSTANBUL ÖZET Amaç: Verneuil hastalığı ya da perianal hidradenitis supurativa (HS) sinüs formasyonu, fibrozis ve sklerozise eğilim ile giden kronik süpüratif bir hastalıktır. Apokrin tez bezlerinin bir hastalığı olan bu antite söz konusu bezlerin kalıcı olarak bulunmakta olduğu tüm lokalizasyonlarda gelişebilir. Bu bölgeler koltukaltı, meme başları, göbek, perine, kasıklar ve gluteadır. Bu çalışmada yaygın hidradenitis supurativa olgularında tedavi yöntemleri ve sonuçlarını içeren deneyimlerimizi sunmayı amaçladık. Yöntemler: İstanbul Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı B Servisinde yaygın perineal/perianal ve/veya gluteal hidradenitis supurativa tanılarıyla Ocak 1990 ile Temmuz 2003 yılları arasında takip ve tedavi edilen on hastanın tıbbi kayıtları retrospektif olarak incelendi. Biz, bu çalışmamızda bahsedilen on hastayı değerlendirerek perineal/perianal ve gluteal bölge yerleşimli yaygın HS üzerinde mevcut olan deneyimlerimizi sunmayı amaçladık. Bulgular: Gluteal, perineal/perianal ya da kasık bölgelerinde yaygın hidradenitis supurativa mevcut olan 10 hastaya cerrahi ksizyon uygulandı. Hastaların tümü erkek (100%) olup ortalama yaş 42.5 olarak hesaplandı. Hastaların takip ve tedavileri sırasında toplam 13 ameliyat gerçekleştirildi. 6 hastanın yaraları sekonder iyileşmeye bırakıldı ve bu grupta tam iyileşme için gerekli ortalama sürenin 12.2 (9.5-22) hafta olduğu saptandı. İki hastada rotasyon flepleri ile primer yara kapatılması gerçekleştirildi ve yaralarında yaklaşık iki hafta İletişim Adresi: Op. Dr. Emre BALIK, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, İSTANBUL e-posta: ebalik@istanbul.edu.tr Kolon Rektum Hast Derg 2007;17:27-32 içerisinde tam iyileşme elde edilebildi. Yaraları ilk ameliyattan sonra açık bırakılan diğer iki hastaya gecikmiş cilt greftlemesi uygulandı ve bu hastalarda total yara iyileşmesinin yaklaşık iki ayda gerçekleştiği gözlendi. Greftleme yapılmış olan bu iki hastadan birine saptırıcı kolostomi uygulandı. Çalışma grubunda başka herhangi bir hastaya saptırıcı işlem gereksinimi olmadı. Total eksizyon ve rotasyon flepleri ile primer onarım gerçekleştirilmiş olan hastalardan birinin eksizyon materyallerinin patolojik incelemeleri sonucunda yassı epitel hücreli karsinom saptandı. Ayaktan takiplerinin 6. ayında perianal bölgede kanser nüksü gelişen bu hastaya abdominoperineal rezeksiyon gerçekleştirilmesine rağmen ameliyat sonrası ikinci ayında malignitenin sistemik yayılımı nedeniyle kaybedildi. Ortalama 5 yıllık takip süresinin sonunda diğer hastaların hiçbirinde nüks lehine bulgu saptanmadı ve tümü hastalıktan arınmış olarak kabul edildi. Sonuç: HS, cilt ve citaltı yağlı dokunun kronik ve tekrarlayıcı bir inflamatuar hastalığıdır. Yaygın gluteal ve perineal/perianal HS ciddi bir sosyal problem oluşturmaktadır. Sıklıkla cerrahi girişimlere gereksinim duyulmakta ve bu girişimler total radikal rezeksiyonlar şeklinde gerçekleştirilmektedir. Ayrıca bazı olgularda geçici stoma oluşturulması gereksinimi doğabilir. HS tedavisi multidisipliner takım çalışması ve sıklıkla hastanede uzun yatış süresi gerektirmektedir. Tedavi seçenekleri olarak radikal yöntemler seçilmez ya da tam iyileşme elde edilinceye kadar hastalar yeterince sistematik ve sıkı takip edilmezlerse nüks hemen her zaman kaçınılmazdır. Anahtar kelimeler: Hidradenitis supurativa, perineal / perianal, gluteal, cerrahi tedavi

28 BALIK ve ark. Kolon Rektum Hast Derg, Mart 2007 ABSTRACT Purpose: Verneuil s disease or peri-anal hidradenitis suppurativa (HS) is a chronic suppurative disease with a tendency to sinus formation, fibrosis and sclerosis. It is a disease of the apocrine sweat glands and may arise on each of the localizations where apocrine glands are prominent: axilla, nipples, umbilicus, perineum, groin and the buttocks. In this study, we present our experience on extensive hidradenitis suppurativa cases including our treatment methods and outcomes. Methods: A retrospective review of ten patients medical records from January 1990 to July 2003. Results: Ten patients underwent treatment for hidradenitis suppurativa in the gluteal, perineal / peri-anal and inguinal areas with surgical excision. All patients were males (100%). The median age was calculated to be 42.5. All patients underwent a total number of 13 operations during their treatment periods. 6 patients wounds were left open for secondary healing and the mean time for complete wound healing was found to be 12.2 weeks in this group (9.5-22 weeks). Two patients underwent primary wound closure by the application of rotation flaps and their complete healing times were observed to be approximately 2 weeks. Delayed skin grafting was used for the remaining two patients in whom the wounds had been left open after the first operation. In this group complete wound healing took a total time period of two months. Only one diverting colostomy was performed that was in the delayed skin grafting group. Squamous cell carcinoma was diagnosed in the specimens of one patient treated with total excision and rotation flap. This patient had had complaints of gluteal discharge for about 30 years. The cancer recurred after 6 months in the peri-anal region and immediate abdominoperineal resection had to be performed. This patient died in the postoperative 2nd month due to systemic spread of the malignancy. At the end of a 5-year-median follow-up period, all remaining patients were determined to be disease free. Conclusion: Conservative treatment methods have little or no effects in perineal / peri-anal hidradenitis suppurativa. Therefore surgical excision must be considered in the early stages of the disease to prevent further complications such as abscesses, sinus tract formations, fistulizations and scarring. The management of the wound following wide excision should be carried out via different methods according to each individual patient. Despite the low incidence, accompanying squamous cell carcinoma remains to be the most serious complication. The treatment of HS needs to be carried out by multidisciplinary team work and often requires long hospital stay. If the treatment is not performed in a radical manner or if the patients are not followed close enough until definitive healing, recurrence is almost inevitable. Key words: Hidradenitis suppurativa, perineal / peri-anal, gluteal, surgical treatment Giriş Hidradenitis supurativa (Yunanca: hidros, ter ve aden, bezler), Verneuil hastalığı ya da akne inversa olarak da bilinir. 1 Cilt ve ciltaltı yağlı dokunun kronik, tekrarlayıcı, inflamatuar bir hastalığı olup görülme sıklığı kadınlarda erkeklere oranla dört kat fazladır. 1,2 Hastalık ilk olarak 1839 da bir hastasında koltukaltı, meme ve perianal bölgeleri tutan kronik iltihap varlığını bildiren Velpeau tarafından tanımlanmıştır. 3 Bu hastalığın apokrin ter bezlerinden kaynaklandığı gerçeği ise ilk olarak Aristide Verneuil tarafından bildirilmiş ve hidradenitis supurativa günümüze kadar terminolojideki Verneuil hastalığı ismiyle birlikte anılmıştır. 3 Patofizyolojisi tam olarak anlaşılamamış olmakla beraber, apokrin ve/vaya foliküler porların tıkanması sonucu bezlerde genişleme ve bakteriyel süperinfeksiyon oluştuğu, bunu takiben bezlerde yırtılma ve subkutan doku planlarında enfeksiyonun yayılmasının gerçekleştiği düşünülmektedir. Tekrarlayıcı ağrılı abseler ve kötü kokulu akıntı gibi beraberinde getirdiği kötü deneyimler nedeniyle ileri derecede debilizan bir hastalık olan hidradenitis supurativa, hastalar için fiziksel ve psikososyal bir yük oluşturmakta ve sosyal izolasyona eğilim, insan ilişkilerinde başarısızlık ve dolayısıyla depresyon ile sonuçlanmaktadır. Bu çalışmada, yaygın hidradenitis supurativa teşhisi ile kliniğimizde değerlendirilen on hastada cerrahi tedavi yöntemlerimizi ve sonuçlarını içeren deneyimlerimizi bildirmeyi amaçladık. Yöntemler Ocak 1990 ile Temmuz 2003 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi

Vol. 17, No. 1 HİDRADENİTİS SUPURATİVA 29 Anabilim Dalı B Servisinde perineal / perianal, inguinal ve gluteal bölgeleri tutmuş olan yaygın hidradenitis supurativa tanısı ile takip ve tedavi edilmiş olan on hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların tıbbi kayıtları yaş, cins, lezyonların lokalizasyonları, yandaş hastalıklar, cerrahi tedavi modaliteleri, ameliyat sonrası dönemde gözlenen tam iyileşme süresi, erken ve geç dönem komplikasyonlar ve nüks oranları ile ilgili parametreler açısından araştırıldı. Hidradenitis supurativa teşhisi tüm hastalarda fizik muayeneye dayanan morfolojik klinik bulgular ile konuldu. Cerrahi girişimleri takiben rezeke edilen tüm doku örnekleri İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Patoloji Anabilim Dalı nda histopatolojik incelemeye tabi tutularak HS tanısı kesinleştirildi. Tüm hastalara genel anestezi altında litotomi, jack knife ya da prone pozisyonlarda gerçekleştirilen birincil ameliyatlarda radikal total eksizyon uygulandı. Cerrahi teknik tüm hastalıklı cilt ve ciltaltı yağlı dokunun kas tabakasına kadar yapılan geniş eksizyonunu içermekteydi. Tüm ameliyatlar bistüri ve/veya elektrokoter kullanımı ile gerçekleştirildi. Lezyonların çevresel olarak minimal sağlıklı dokuyla birlikte çıkarılmaları suretiyle sağlıklı ve dolayısıyla güvenli sınırlar elde edildi. Süpürasyona ait kanıt varlığında, gerekli olduğu saptanan vakalarda testisler de eksize edilerek feda edildi. Yara iyileşmesi, sekonder cerrahi yara bakımı, gecikmiş cilt grefti tatbiki ya da rotasyon flepleri ile primer kapama gibi yöntemler yardımı ile sağlandı. Gecikmiş cilt grefti tatbiki, ilk ameliyatı takiben en az iki haftalık bekleme süresinin sonunda uygulandı. Ameliyattan sonraki yatış süreci sonrasında hastaneden çıkarılarak evine gönderilen hastalar, tam yara iyileşmesi gözlenene kadar haftalık poliklinik kontrollerine tabi tutuldular ve ayrıca bu dönemi takiben ilk üç aylık süre içerisinde ise ayda bir fizik muayene ve yara kontrolü için çağırıldılar. Nüks veya diğer komplikasyonlar klinik olarak tespit edildi. Bulgular Çalışmada on hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Tüm çalışma grubu erkek hastalardan oluşmakta (%100) olup ortalama yaş 42.5 (23-66) olarak hesaplandı. Hiçbir hastada herhangi bir yandaş hastalık anamnezi mevcut olmamasının yanı sıra ameliyat öncesi hazırlık dönemlerinde de saptanmadı. Hastalar üzerinde toplam 13 cerrahi girişim gerçekleştirildi. Altı hastanın (%60) yaraları sekonder iyileşme için açık bırakılarak yara bakımı uygulandı (Resim 1, 2). İki hastaya (%20) rotasyon flepleri ile primer yara onarımı uygulandı (Resim 3,4). Diğer iki hastaya (%20) ise gecikmiş cilt grefti tatbik edildi (Resim 5,6) (Tablo 1). Cilt grefti tatbik edilen iki hastadan birine saptırıcı kolostomi uygulanması gerekti ki bu hasta çalışma grubunda gastrointestinal saptırıcı girişim uygulanan tek hasta idi. Bu hastada gerek stoma oluşturulması sonrası, gerekse de kapatılması sonrası erken veya geç dönem cerrahi komplikasyon gelişmedi (Tablo 1). Total eksizyon ve rotasyon flepleri ile onarım uygulanan hastalardan birinin doku örneklerinin histopatolojik olarak incelenmesi sonucunda yassı epitel hücreli kasinom varlığı saptandı. Bu hasta ilk başvuru anında 30 yılı aşkın süredir gluteal akıntı şikayetlerinin mevcut olduğunu tariflemekteydi. Evine gönderildikten sonra rutin poliklinik kontrollerinin yapıldığı takip sürecinin 6. ayında perianal bölgede nüks saptanan hastaya abdominoperineal rezeksiyon uygulandı. Bu hasta, son ameliyatından sonraki 2. ayında maligniteye bağlı sistemik yayılım nedeniyle kaybedildi (Tablo 1). Diğer tüm hastalar ortalama 5 yıllık takip süresinin sonunda hastalıktan arınmış olarak kabul edildiler. Total eksizyon sonrası sekonder iyileşmeye bırakılan hastalarda tam yara iyileşmesi için geçen süre ortalama 12.2 (9.5-22) hafta olarak hesaplandı. Total eksizyonu takiben gecikmiş cilt grefti tatbik edilen hastalarda tam yara iyileşme süresi iki ay olarak belirlenirken yine Tablo 1. Hastaların tedavi yöntemleri, komplikasyonları ve iyileşme sürelerine göre dağılımı. Hastalar (%) Saptırıcı kolostomi (%) Yassı epitel hücreli ca. (%) Takip süresi içerisinde tam yara iyileşmesi için gereken ortalama zaman (hafta) Sekonder iyileşme 6 (60) - - 12.2 Rotasyon flepi 2 (20) - 1 (10) 2 Cilt grefti tatbiki 2 (20) 1 (10) - 8

30 BALIK ve ark. Kolon Rektum Hast Derg, Mart 2007 Resim 1,2. Eksizyondan sonra sekonder iyileşme total eksizyon ve rotasyon flepleri ile primer tamir yapılan hastalarda bu süre 2 hafta olarak saptandı (Tablo 1). Hiçbir hastada total ya da parsiyel greft ya da flep kaybı gelişmedi. Hiçbir hastada ek olarak ikincil bir eksizyon gereksinimi doğmadı. Malignite gelişmiş olan tek hasta dışında hiçbir hastada nüks gelişmedi. İrdeleme Hidradenitis supurativa, sıklıkla apokrin bez duktusunun bir keratin tıkacıyla tıkanması sonucu duktal dilatasyon ve glandüler komponentte staz gelişimi nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Bunu sekonder enfeksiyon gelişimini takiben aktif folikülit oluşumu ve daha sonra da bezlerin rüptürü ile enfeksiyonun ciltaltı yağlı dokuda yayılımı izler. Örneklerin histopatolojik incelemelerinde en önemli bulgu folikülit olup lezyonların %67 sinde mevcuttur. 7,8 Glandüler tıkanmanın nedeni halen aydınlatılamamıştır. Apokrin bezlerin boyutu ve dağılımı ile ilgili yapılan çalışmalar sonucunda deodoranlar, pudra, kimyasal depilasyon gibi olası etyolojik faktörlerin ve ayrıca genetik farklılıkların rolü henüz kanıtlanamamıştır. 9 Şişmanlık ile ilişkisinin iyi biliniyor olmasına ek olarak diyabet, bozuk hijyen, deodoranlar, ve kimyasal depilasyon gibi hidradenitis supurativa ile ilişkili olabileceği düşünülen birçok durum da mevcuttur. 4 Hastalık hemen her zaman püberteden sonra ve 40 yaşından önce görülür ki bu da patogenezde hormonal bir komponentin varlığının olabileceğini düşündürür. 1 Bunun yanı sıra patogenezde genetik bir komponent de mevcut olabilir. 110 hastayı içeren bir çalşmada %38 hastada bu hastalığa dair aile hikayesinin müspet olduğu bildirilmiştir. 1,5 Bu bulgular da otozomal Resim 3,4. Rotasyon flepleri ile onarım

Vol. 17, No. 1 HİDRADENİTİS SUPURATİVA 31 tadır. Hastalığın erken dönemlerinde abse ya da selülit benzeri lezyonlarla presente olmaktadır. Bu lezyonlar kendi kendilerine drene olsalar dahi yüksek oranda tekrarlama eğilimleri mevcuttur. Uygun tedaviye rağmen hidradenitis supurativa kronik bir sürece ilerleyebilir. İleri evre hastalıkta ise genel olarak perine, kasıklar, gluteal alan, uyluk bölgeleri ve skrotum ya da vulvada çok sayıda nodüller, fibrozisle çevrilmiş süperfisyal sinüsler ya da fistüller mevcuttur. Eğer hastalık perianal bölgeye sınırlı ise Crohn hastalığı, perianal fistül ya da pilonidal sinüs hastalığı ile karıştırılabilinir. 10,12,13 Tedavi, medikal ya da cerrahi yöntemlerle yürütülebilinir. Medikal tedavi yöntemleri antiseptik solüsyonların tatbiki, radyoterapi ve lokal ya da sistemik antibiyoterapiyi içermektedir. Fakat antibiyotik tedavileri ile henüz tatminkar sonuçlar elde edilememektedir. 9,11 En radikal ve başarılı sonuç elde edilen tedavi yönteminin cerrahi olduğu kabul görmektedir. Hidradenitis supurativaya cerrahi yaklaşım geniş cerrahi total eksizyon ve küretajı takiben sekonder iyileşme için açık yara bakımı, rotasyon flepleri ile primer onarım ya da gecikmiş cilt grefti tatbiki gibi metodlarla tam yara iyileşmesinin sağlanması prensiplerine dayanmaktadır. Seçilecek cerrahi tekniğe daha çok cerrahın önceliklerine ve birbirinden farklı lezyonları olan her hastanın bir birey olarak sahip olabileceği farklı tedavi gereksinimlerine göre karar verilmelidir. Ameliyat sırasında saptanabilecek olan anal veya rektal fistül ya da iskiorektal sepsis varlığı bu kararı vermede önemli Resim 5,6. Geciktirilmiş cilt grefti ile tedavi dominant bir kalıtımla geçen ailesel bir formun varlığını yansıtıyor olabilir. 1,6 Öte yandan supuratif tabiatına rağmen HS nin başlangıcının infeksiyonla ilişkili olmadığını ve hatta apokrin tez bezlerini etkileyen bir hastalık dahi olmadığını savunan bazı yazarlar da mevcuttur. Ayrıca HS gelişimi ile cinsiyet, ırk ve lezyonların lokalizasyonu arasındaki ilişki konusunda henüz bir ortak karara varılınamamıştır. Koltukaltı lokalizasyonunun sıklığı kadınlarda artmış olarak görülmekte iken kasık bölgesi ve perianal yerleşimli lezyonlara erkeklerde daha sık rastlanmaktadır. Hidradenitis supurativa daha çok genç erişkinlerde ve sıklıkla püberteden sonra ortaya çıkmaktadır. 10,11 Bizim çalışma grubumuzda tüm olgular erkek hastalar (%100) olup ortalama yaş 42.5 (23-66) olarak hesaplanmıştır. HS tanısı primer olarak fizik muayene ile konulmak- basamakları oluşturacaktır. 13-15 Cerrahi sonrası hidradenitis supurativaya ait nüks oranları %17 ile %67 arasında değişmektedir. Nükslerin nedeni hemen daima birincil ameliyatlarda yapılmış olan yetersiz rezeksiyonlardır. Bizim çalışmamızda ortalama 5 yıllık takip süresinin sonunda hiçbir hastada nüks saptanmadı. Sadece bir hastada ameliyat sonrası piyeste patolojik incelemede, yassı epitel hücreli kanser saptanmıştır. Bu hastaya ameliyat sonrası dönemde kemoterapi ve radyoterapi tedavisi de uygulanmasına rağmen perianal bölgede saptanan kanser nüksü nedeniyle ameliyat sonrası 8. ayda sistemik hastalıktan kaybedilmiştir.

32 BALIK ve ark. Kolon Rektum Hast Derg, Mart 2007 Konservatif tedavi yöntemlerinin perineal / perianal hidradenitis supurativa üzerinde etkileri yetersizdir. Bu nedenle abse ve sinüs formasyonu, fistülizasyonlar ve skar oluşumu gibi ileri komplikasyonların önlenmesi amacıyla hastalığın erken dönemlerinde cerrahi total eksizyon kararı göz önünde bulundurulmalıdır. Geniş eksizyonu takiben yapılacak olan yara bakımı her hastanın bireysel özelliklerine göre farklılıklar arz eder. Düşük insidansına rağmen yassı epitel hücreli karsinom hidradenitis supurativanın en tehlikeli ve önemli komplikasyonu olarak karşımıza çıkmaktadır. 11-18 Sonuç olarak, perianal hidradenitis süpürativa, kronik bir hastalık olup, tedavisinde geçikme olduğunda malignite gelişme olasılığı olan başta kişisel hijyen ve sosyal sorunlar yaratan bir hastalıktır. Hastalığın tedavisinde çok çeşitli tedavi yöntemleri tanımlanmış olsa da gluteal yerleşimli geniş olgularda tedavide radikal geniş eksizyonların yapılması önerilmektedir. Yara iyileşmesi için çeşitli seçenekler mevcuttur. Tedavide geçikme olması halinde hastalarda malignite gelişme riski yüksektir. Kaynaklar 1. Shah N. Hidradenitis Suppurativa: A Treatment Challenge. Am Fam Physician. 2005;72:1547-52. 2. Kagan RJ, Yakuboff KP, Warner P, Warden GD. Surgical treatment of hidradenitis suppurativa: a 10-year experience. Surgery. 2005;138:734-40; discussion 740-1. 3. Soldin MG, Tulley P, Kaplan H, Hudson DA, Grobbelaar AO. Chronic axillary hidradenitis--the efficacy of wide excision and flap coverage. Br J Plast Surg 2000;53:434-6. 4. Slade DE, Powell BW, Mortimer PS. Hidradenitis suppurativa: pathogenesis and management. Br J Plast Surg. 2003;56:451-61. 5. Von der Werth JM, Williams HC. The natural history of hidradenitis suppurativa. J Eur Acad Dermatol Venereol 2000;14:389-92. 6. Von der Werth JM, Williams HC, Raeburn JA. The clinical genetics of hidradenitis suppurativa revisited. Br J Dermatol 2000;142:947-53. 7. Parks RW, Parks TG. Pathogenesis, clinical features and the management of hidradenitis suppurativa. Ann R Coll Surg Engl 1997;79:83-9. 8. Jemec GB, Hansen U. Histology of the hisradenitis suppurativa. J Am Acad Dermatol 1996;34:994-9. 9. Morgan WP, Leicester G. The role of depilation and deooderants in hidradenitis suppurativa. Arch Dermatol; 1982;118:101-2. 10. Wiltz O, Schoetz DJ Jr, Murray JJ, Roberts PL, Coller JA, Weidenheimer MC. Perianal hidradenitis suppurativa and perianal Crohn disease. Int J Colorectal Dis 1993;8:117-9. 11. Dicken CH. Powell ST, Spear KL. Evaluation of isotretinoin treatment of hidradenitis suppurativa. J Am Acad Dermatol 1984;11:500-2. 12. Zachary LS, Robson MC, Rachmaninoff N. Squamous cell carcinoma occuring in hidradenitis suppurativa. Ann Plast Surg 1987; 18:71-3. 13. Bocchini SF, Habr-Gama A, Kiss DR. Gluteal and perineal hidradenitis suppurativa. Surgical treatment by wide excision. Dis Colon Rectum 2003;46:944-9. 14. Chalfant WP, Nance FC. Hidradenitis suppurativa of the perineum: treatment by radical excision. Am Surg 1970;36:331-4. 15. Endo Y, Tamura A. Ishikawa O, Miyachi Y. Perineal hidradenitis suppurativa: early surgical treatment gives good results in chronic or recurrent cases. Br J Dermatol 1998;136:906-10. 16. Ariyan S. Krizek TJ. Hidradenitis suppurativa of the groin, treated by excision and spontaneous healing. Plast Reconstr Surg 1976;58:44-7. 17. Jemec GB. Effect of localized surgical excision in hidradenitis suppurativa. J Am Acad Dermatol 1988;18:1103-7. 18. Black SB, Woods JE. Squamous cell carcinoma complicating hidradenits suppurativa. J Surg Oncol 1982;19:25-6.