Supraglottik larinks karsinomlarında tümör ilişkili doku eozinofilisinin prognostik parametreler ile ilişkisi



Benzer belgeler
Mide Kanseri Tanısı Olan Hastalarda Lenf Nodu Tutulum Oranı ve Sağkalım İlişkisi

Kolorektal Adenokarsinomlarda Tümör Tomurcuklanmasının Kolonoskopik Biyopsi ve Rezeksiyon Materyalleri Arasındaki Uyumu

NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

Larenks kanserlerinde tümör yerleşimine göre invazyon derinliği ve tümör çapının değerlendirilmesi

SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU

DİLDE EPİDERMOİD KANSERLERDE YAŞ, CİNSİYET, SİGARA VE ALKOL KULLANIMININ PROGNOZA ETKİLERİ

MEME KARSİNOMLARINDA GATA 3 EKSPRESYONU VE KLİNİKOPATOLOJİK PARAMETRELER İLE İLİŞKİSİ

Klasik Hodgkin Lenfoma Vakalarında PD-L1 Ekspresyonunun Sıklığı, EBV ile İlişkisi, Klinik ve Prognostik Önemi

CORRELATION of CLINICAL and HISTOPATHOLOGICAL PARAMETERS to SURVIVAL and NECK METASTASIS in LARYNGEAL SQUAMOUS CELL CARCINOMA

KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA VENÖZ İNVAZYON SAPTANMASINDA MORFOLOJİK BULGULARIN ve EVG nin ROLÜ

Nod-pozitif Meme Kanserinde Lenf Nodu Oranı Nüks ve Mortaliteyi Belirleyen Bağımsız Bir Prognostik Faktördür

ANKARA MEME HASTALIKLARI DERNEĞİ BİLİMSEL TOPLANTISI

28. Ulusal Patoloji Kongresi Çıkar İlişkisi Beyanı

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

Lokal Hastalıkta Hangi Hasta Opere Edilmeli? Doç. Dr. Serdar Akyıldız E ge Ü n i v e r sitesi Tı p Fakültesi K B B Hastalıkları Anabilim D a l ı

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

10. ULUSAL RADYASYON ONKOLOJİSİ KONGRESİ Nisan 2012, Antalya

SENTİNEL LENF NODU BİOPSİSİ VE ADJUVAN KEMOTERAPİ. Dr. Orhan TÜRKEN

LARİNKS BAZALOİD-SKUAMÖZ HÜCRELİ KARSİNOMU

KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA HPV NİN ROLÜ VE KARSİNOGENEZ AÇISINDAN P53 VE BCL-2 İLE İLİŞKİSİ

Meme Olgu Sunumu. Gürdeniz Serin. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. 3 Kasım Antalya

Oral kavite skuamöz hücreli kanserlerinde evreleme ile perinöral, vasküler ve ekstrakapsüler invazyon bulgularının ilişkisi

Dr. Fatma PAKSOY TÜRKÖZ Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji

AZ DİFERANSİYE TİROİD KANSERLERİ. Prof. Dr. Müfide Nuran AKÇAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ERZURUM

Akciğer Dışı Tümör Olgularında İzole Mediasten FDG-PET Pozitif Lenf Nodlarının Histopatolojik Değerlendirilmesi

ENDOMETRİUMUN ENDOMETRİOİD ADENOKARSİNOMLARDA GLUT-1 VE MASPİN EKSPRESYON İNSİDANSI, REKÜRRENS VE SAĞKALIM İLE İLİŞKİSİ

KOLOREKTAL KARSİNOMA VE ÖNCÜ LEZYONLARINDA MİKROSATELLİT İNSTABİLİTESİNİN İMMÜNHİSTOKİMYASAL OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

Meme kanser cerrahisinde sentinel lenf nodunu değerlendirmede intraoperatif sitolojinin tanı değeri

METASTATİK KÜÇÜK HÜCRELİ DIŞI AKCİĞER KANSERİ TANISI SAĞKALIMI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi

Akciğer Karsinomlu Olgularda İntraoperatif Plevra Yıkama Sıvısında Malign Hücre Saptanmasının Sağkalıma Etkisi #

Gupse Turan Sevgiye Kaçar Özkara. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı, Kocaeli

Larinks Kanserinde TNM Evrelendirmesi: Günümüzdeki Klinik Önemi. Doç.Dr.Halit AKMANSU Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi K.B.B. Hastalıkları A.D.

KOLOREKTAL KARSİNOMLU HASTALARDA PRİMER İLE METASTAZ ARASINDA KRAS DİSKORDANSI

SERVİKS KANSERİNDE LESS RADİKAL CERRAHİ

MEME KANSERLERİNDE, TÜMÖR KÖK HÜCRE BELİRTEÇLERİNİN (ALDH1, SOX2) PROGNOZ ve DİĞER PROGNOSTİK PARAMETRELER ile İLİŞKİSİ

Adrenokortikal Karsinom Tek merkezin 10 yıllık deneyimi

Larenks kanserinin preoperatif, intraoperatif ve postoperatif evrelemelerinin karşılaştırılması

Dr. A. Nimet Karadayı. Hastanesi, Patoloji Kliniği

GERM HÜCRELİ OVER TÜMÖRLERİNDE CERRAHİ EVRELEME GEREKLİ MİDİR?

Evre I Seminom Dışı Testis Tümörlerinde (NSGHT) Tedavi

Larenks Kanserli Hastalarda Yaklaşımımız

Çocukluk çağı özofajitleri: Eozinofilik Özofajit...? Reflü Özofajit...?

THE ETIOLOGICAL ROLE OF SMOKING IN HEAD AND NECK TUMORS

ELAZIĞ İLİNDEKİ TİROİD KANSER SIKLIĞI VE ALT TİPLERİ: BEŞ YILLIK DENEYİM

LARİNKS SKUAMÖZ HÜCRELİ KANSERİ PAPİLLER TİROİD KANSERİ BİRLİKTELİĞİ VE TEDAVİ YAKLAŞIMI

MELANOMA PATOLOJİSİ KLİNİSYEN PATOLOGTAN NE BEKLEMELİDİR?

PROSTAT ADENOKARSİNOMLARINDA MAMMALIAN TARGET OF RAPAMYCIN (mtor) YOLAĞININ PROGNOZA ETKİSİ

Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi

Kliniğimizde Alt Dudak Kanseri Nedeniyle Opere Edilen Hastaların Retrospektif Analizi

MESANE TÜMÖRLERİNİN DOĞAL SEYRİ

Dr.Bahar Müezzinoğlu Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

MEME PATOLOJİSİ Slayt Semineri Oturum Başkanları: Dr. Osman ZEKİOĞLU - Dr. Gülnur GÜLER

Tiroid Patolojisi Slayt Semineri

Papiller Mikrokarsinomlara Yaklaşım Türkiye Perspektifi

Papiller Tiroid Karsinomunda Santral Lenf Nodu Diseksiyonu

LARENKS KANSERİ OLGULARIMIZIN RETROSPEKTİF ANALİZİ

HASEKi TIP BULTENI. the medical bulletin of haseki hospital. Editör: Doç. Dr. Mustafa YENİGÜN HASEKİ HASTANESİ VAKFI VAYIN ORGANI

MEME PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ

Mide Rezeksiyon Materyallerine Yaklaşım, Evreleme ve Raporlama

Larenks kanserlerinde, servikal metastaz sıklığı ile tümöre ait faktörlerin ilişkisi ve bu olguların cerrahi tedavi sonuçları

Otolarengoloji. Larenks Skuamöz Hücreli Karsinomlar nda Tümör nvazyon Derinli i ile Servikal Lenf Nodu Metastaz Aras ndaki liflkinin De erlendirilmesi

ET İ UYGULAYALIM MI?


OLGU. 57 yaşında Sağ memede son 10 ayda hızla büyüyen kitle

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız

Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim

Akciğer Kanserinde Cilt Metastazları

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni

SKUAMÖZ HÜCRELİ LARİNKS KANSERİNDE P53 MUTASYONU VE P21 SİKLİN BAĞIMLI KİNAZ İNHİBİTÖRÜ EKSPRESYONUNUN SAĞKALIM VE PROGNOSTİK FAKTÖRLERLE İLİŞKİSİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

Yediyüzyetmişiki Akciğer Kanseri Olgusunda Cilt Metastazı: 5 Yıllık Deneyimin Analizi

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

N0 boyun tedavisinde selektif boyun disseksiyonunun tedavideki rolü ve etkinliği

Glottik Tümörlerin Tedavisinde Vertikal ve Suprakrikoid Parsiyel Larenjektomi

Tıbbı Onkoloji Dışkapı Yıldırım Beyazıt E.A.H Görevler: Görev Unvanı Görev Yeri Yıl Uzman Doktor-

İNVAZİV MESANE TÜMÖRLERİ. -Patoloji- Dilek Ertoy Baydar Hacettepe Ün. Patoloji AD

DİFFÜZ GASTRİK KANSER TEDAVİSİNDE CERRAHİ TEDAVİ YETERLİ MİDİR? Dr. İlter Özer. Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Gastroenteroloji Cerrahisi Kliniği

TİROİD PAPİLER MİKROKARSİNOMLARDA SANTRAL LENF NODU METASTAZINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER

Dr. Filiz FİLİZ. T.C.S.B. Nusaybin Devlet Hastanesi

Dr. Serdar Turhal Marmara Üniversitesi

Kolorektal kanserler: Tek merkez 12 yıllık sonuçları

Tiroidektomi Sonrası Hipokalsemi Gelişiminde İnsidental Paratiroidektominin, Hastaya Ait Özelliklerin ve Cerrahi Yöntemin Etkilerinin İncelenmesi

Tiroid nodüllerinde TİRADS skorlamasının güvenirliliği

KOLOREKTAL KANSERLERİN MOLEKÜLER SINIFLAMASI. Doç.Dr.Aytekin AKYOL Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı 23 Mart 2014

Predictive and prognostic factors in locally advanced breast cancer: effect of intratumoral FOXP3+ Tregs

Serviks Kanserinde Fertilite Koruyucu Tedavi

Savaş Baba, Sabri Özden, Barış Saylam, Umut Fırat Turan Ankara Numune EAH. Meme Endokrin Cerrahi Kliniği

ÇOCUKLUK ÇAĞI PAPİLLER TİROİD KANSERİNDE BRAF V600E MUTASYONU İLE KLİNİKOPATOLOJİK ÖZELLİKLER ARASINDAKİ İLİŞKİ VE NÜKS ORANI ÜZERİNE ETKİSİ

Meme Kanseri Cerrahisinde İntraoperatif Değerlendirme Ne kadar güvenebiliriz?

Vaka Eşliğinde Güncel Pratik Yaklaşım: Oligometastatik Meme Kanserine Yaklaşım. Prof. Dr. Feyyaz ÖZDEMİR K.T.Ü Tıbbi Onkoloji B.D.

MEMENİN PAGET HASTALIĞI. Doç. Dr. M. Ali Gülçelik Ankara Onkoloji Hastanesi

Erken Evre Akciğer Kanserinde

Evre IB1 serviks kanserli hastalarda tedavi sonuçları: Tek merkez deneyimi

Bethesda Klasifikayonu. Prof Dr Gülnur Güler Yıldırım Beyazıt Üniversitesi

KOLON ADENOKARSİNOMLARINDA TÜMÖR-STROMA ORANI, TÜMÖR KÖK HÜCRELERİ İLE ENTROPİNİN İLİŞKİSİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ. Yasemin Çakır DEÜTF Tıbbi Patoloji AD

Baş ve boyun yassı epitel hücreli kanserlerinde boyun yayılım modelleri

Düşük Riskli Diferansiye Tiroid Kanserlerinde RAİ Tedavisi

Dr Ahmet Midi Maltepe Üniversitesi Patoloji

Transkript:

Dicle Tıp Dergisi / A. Süner ve ark. Supraglottik larinks karsinomları 2013; 40 (1): 45-49 Dicle Medical Journal doi: 10.5798/diclemedj.0921.2013.01.0222 ÖZGÜN ARAŞTIRMA / ORIGINAL ARTICLE Supraglottik larinks karsinomlarında tümör ilişkili doku eozinofilisinin prognostik parametreler ile ilişkisi The relationship between prognostic parameters and tumor associated tissue eosinophilia in supraglottic laryngeal tumors Ali Süner 1, Ediz Tutar 2, Mehmet Emin Kalender 1, Ülkü Kazancı 2, Sibel Karahan Arslan 2, Ozan Balakan 1, Erkan Karataş 2, Muzaffer Kanlıkama 2 ÖZET Amaç: Tümör ilişkili doku eozinofilisi () birçok insan kanserinde izlenebilir, klinik gidiş ile ilişkisi değişik sonuçlar gösterebilir. Bu çalışmada ile supraglottik karsinomların prognostik parametrelerinin ilişkisi analiz edilmiştir. Gereç ve yöntem: Merkezimizde supraglottik skuamöz hücreli larinks kanseri tanısı alan ve cerrahi uygulanan 62 olgu incelendi. Olgular her büyük büyütme alanındaki (400x) ortalama eozinofil sayısına göre şu şekilde 3 kategoriye ayrılmıştır: 0 (negatif), 1-5 (derece 1+) ve 5 den çok (derece 2+). Bulgular: Olgular 24 -negatif (%38,7) ve 38 Tİ- DE-pozitif (%61,3) olarak saptandı. Tümör evresi, tümör diferansiasyon derecesi, lenf nodu metastaz varlığı, lenfovasküler invazyon varlığı, perinöral invazyon ve hasta yaşı ile eozinofilik reaksiyonun derecesi arasında anlamlı ilişki saptanmadı. Beklendiği gibi lenfovasküler invazyon ile lenf nodu metastazı görülmesi arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki saptandı (p= 0,001). Sonuç: Bu çalışmanın sonuçları supraglottik larinks skuamöz hücreli karsinomlarında, tümör ilişkili doku eozinofilisi ile yaş, tümör diferansiasyon derecesi, tümör evresi, vasküler invazyon, perinöral invazyon, lenf nodu metastazı gibi prognostik faktörler arasında bir ilişki olmadığını göstermiştir. Bu bulgular stromal eozinofil infiltrasyonunun supraglottik larinks karsinomlarının biyolojik agresivitesini belirlemede kullanılamayacağını telkin etmektedir. Anahtar kelimeler: Larinks karsinomu, supraglottik, eozinofili, prognostik parametreler ABSTRACT Objective: Tumor-associated tissue eosinophilia (TATE) has been noted in human cancers, sometimes with different results regarding their association with clinical outcome. In this study, the association between TATE and prognostic parameters of supraglottic laryngeal cancer was analyzed. Materials and methods: Sixty-two patients with diagnosis of supraglottic laryngeal squamous cell carcinoma and who treated surgically in our center were evaluated. The cases were divided into 3 categories according to the average number of eosinophils per high-power field (400x): 0 (negative), 1-5 (grade 1+), more than 5 (grade 2+). Results: We found 24 TATE-negative (38.7%) and 38 TATE-positive (61.3%) cases. There was not any statistically significant correlation between TATE and tumor differentiation, vascular invasion, perineural invasion, lymph node metastasis, patients ages, T stages (p>0.05). As expected, vascular invasion correlated with lymph node metastasis (p=0.001). Conclusion: The results of this study showed that TATE has no correlation with prognostic parameters such as histologic differentiation, vascular invasion, perineural invasion, lymph node metastasis, patients ages and T stages in supraglottic laryngeal squamous cell carcinoma. The data suggest that stromal eosinophilic infiltration is not useful for determining biological aggressiveness in supraglottic laryngeal cancer. Key words: laryngeal carcinoma, supraglottic, eosinophilia, prognostic parameters 1 Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi, Gaziantep Onkoloji Hastanesi, Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı, Gaziantep, Türkiye 2 Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı, Gaziantep, Türkiye Yazışma Adresi /Correspondence: Mehmet Emin Kalender, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı, Gaziantep, Türkiye Email: kalender@gantep.edu.tr Geliş Tarihi / Received: 06.09.2012, Kabul Tarihi / Accepted: 28.11.2012 Copyright Dicle Tıp Dergisi 2013, Her hakkı saklıdır / All rights reserved

46 A. Süner ve ark. Supraglottik larinks karsinomları GİRİŞ Larinks karsinomlarının %90 dan fazlasını skuamöz hücreli karsinomlar oluşturur. Yerleşim yerlerine göre glottik, supraglottik ve subglottik olarak üçe ayrılırlar. 1 Supraglottik karsinomların lenf nodu metastaz insidansları yüksektir ve %25-50 oranında olduğu bildirilmektedir. 2 Eozinofiller ilk defa 1879 yılında Paul Ehrlich tarafından tanımlanmıştır. Eozinofiller, kemik iliğinden gelişen ve diferansiasyonlarını tamamlamış lökositlerdir. İnsan eozinofilleri 8 µm çapında olup 4 farklı granül grubu içerirler (primer, sekonder, küçük ve lipid granülleri). Bu granüller, bir kısmı özel enzimatik aktiviteye sahip çok sayıda protein içerirler. 3 Eozinofillerin allerjik ve otoimmün hastalıklar, vaskülitler, granulomatöz hastalıklar, interstisyel ve diğer akciğer hastalıkları, transplantasyon greft reddi, neoplastik ve myeloproliferatif hastalıklarda patojenik rol oynadığı düşünülmektedir. 3 Tümörü infiltre eden eozinofillerin degranüle olduğu, böylece tümör mikroçevresine toksik inhibitör faktörlerin salınarak tümör dokusunda hasara neden olduğu düşünülmektedir. 4 Tümör çevresi ve içinde gelişen inflamatuar reaksiyonda bulunan eozinofiller, tümör ilişkili doku eozinofilisi () olarak tanımlanır. 5 ile kanser arasındaki ilişki birçok kanser türünde çalışılmıştır. Örneğin serviks High-grade squamous intraepithelial lesion (HSIL) insizyonel biyopsi örneklerinde, eozinofil sayısı yüksek olduğunda invazyon riskinin arttığı bildirilmiştir. 6 İnvaziv meme karsinomlarında ise eozinofillerin olmadığı belirtilmektedir. 7 Larinks skuamöz hücreli karsinomlarında ile prognoz ilişkisi araştırılmış, ancak tartışmalı sonuçlar elde edilmiştir. 8,9 Bu araştırmada, supraglottik yerleşimli larinks skuamöz hücreli karsinomlarında hastanın yaşı, tümör evresi, tümörün histopatolojik differansiasyonu, lenf nodu metastazı, vasküler ve perinöral invazyon ile ilişkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM Bu çalışmaya Ocak 1996-Aralık 2008 tarihleri arasında hastanemizde gerektiğinde boyun disseksiyonu ile birlikte parsiyel veya total larinjektomi yapılmış, supraglottik yerleşimli larinks skuamöz hücreli karsinom tanısı almış 62 olgu dahil edildi. Olguların tümü, tek primer tümörü olan ve cerrahi öncesi başka bir tedavi almamış hastalardan oluşmaktaydı. Preparatların histopatolojik incelemesi, hastalara ait klinik bilgilerden haberdar olmayan bir patolog tarafından ışık mikroskobunda (Nikon Eclipse E600, Japan) gerçekleştirildi. Tümörün histolojik diferansiasyon derecesi, perinöral veya vasküler invazyon varlığı ve büyük büyütme alanındaki (BBA) (Nikon Eclipse E600, 10 oküler x 40 objektif) eozinofil sayısı saptandı. Her preparatta, tümör çevresi stromada 10 büyük büyütme alanındaki eozinofil sayısı saptanarak bir BBA ortalama eozinofil sayısı hesaplandı. Bu ortalama eozinofil sayısı, daha önceki araştırmamızda uyguladığımız şekilde: 5 ve 5 in altı olanların derecesi 1+, 6 ve üstü olanlar 2+ derece olarak kabul edildi. 10 Eozinofil saptanmayan olgular, negatif olarak kabul edildi. 10 Histolojik olarak tümör diferansiasyon derecesi, iyi, orta ve az diferansiye şeklinde sınıflandırılarak yapıldı. Bulguların istatistiksel değerlendirilmesi, Windows işletim sistemi ile çalışan SPSS (v10,0) programı ile yapıldı. İstatiksel yöntem olarak Ki-kare testi (gerektiğinde continuity correction ve Fisher s exact test ) uygulandı. Değerlendirmede p değerinin 0,05 den küçük olması anlamlı olarak kabul edildi. BULGULAR Olguların 3 ü (%4,8) kadın, 59 u erkek (%95,2) hastalardan oluşmaktaydı. Hastaların ortalama yaşı 56 (40-89) yıl ve ortanca yaş ise 56 yıl olarak saptandı. Tüm olguların tanısı skuamöz hücreli karsinom olup, 22 (%35,5) olgu iyi diferansiye, 27 (%43,5) olgu orta derecede diferansiye ve 13 (%21) olgu az diferansiye olarak değerlendirildi. Tümör diferansiasyon derecesi ile eozinofilik reaksiyonun derecesi karşılaştırıldığında istatiksel anlamlı bir fark saptanmadı (Tablo 1, p>0.05). Tablo 1. Supraglottik larinks skuamöz hücreli karsinomlarında diferansiasyon ve karşılaştırılması. Histolojik Derece Negatif 1+ 2+ Toplam İyi 6 9 7 22 Orta 12 11 4 27 Az 6 3 4 13 c 2 = 3.773, p=0,438. : Tümör ilişkili doku eozinofilisi

Hastaların 24 ünde (%38,7) eozinofilik reaksiyon negatif olarak saptandı. Eozinofilik reaksiyon derecesi 23 (%37,1) olguda 1+, 15 (%24,2) olguda ise 2+ olarak belirlendi. Tümör evreleri, (TNM evrelemesine göre) şu şekildeydi: 12 (%19,4) olgu T1, 31 (%50) olgu T2, 12 (%19,4) olgu T3, 7 (%11,3) olgu T4. T1-T2 tümör evreleri ile T3-T4 evreleri arasında, eozinofilik reaksiyon derecesi açısından istatiksel anlamlı bir fark saptanmadı (Tablo 2, p>0,05). Tablo 2. Supraglottik larinks skuamöz hücreli karsinomlarında tümör evreleri ile karşılaştırılması. Tümör Evresi Negatif 1+ 2+ Toplam T1-T2 14 17 12 43 T3-T4 10 6 3 19 c 2 =2.396, p=0,302. : Tümör ilişkili doku eozinofilisi Olguların 24 ünde (%38,7) lenf nodu metastazı vardı. Lenf nodu metastaz varlığı ile eozinofilik reaksiyon derecesi istatiksel olarak analiz edildi ve bu parametreler arasında istatiksel anlamlı bir fark bulunmadı (Tablo 3, p>0,05). 50 yaş altı yaş grup ile 50 yaş ve üstü yaş grupları arasında eozinofilik reaksiyon derecesi açısından a µnlamlı bir fark saptanmadı (Tablo 4, p>0,05). Tablo 3. Supraglottik larinks skuamöz hücreli karsinomlarında lenf nodu metastazı ile karşılaştırılması. A. Süner ve ark. Supraglottik larinks karsinomları 47 Lenf nodu metastazı Negatif 1+ 2+ Toplam Yok 12 14 12 38 Var 12 9 3 24 c 2 =3.504, p=0.173. : Tümör ilişkili doku eozinofilisi Tablo 4. Supraglottik larinks skuamöz hücreli karsinomlarında yaş ile karşılaştırılması. Yaş Negatif 1+ 2+ Toplam Yaş< 50 7 8 5 20 Yaş 50 17 15 10 42 c 2 = 0.180, p=0.914. : Tümör ilişkili doku eozinofilisi Lenfovasküler invazyon saptanan grup ile saptanmayan grup arasında eozinofilik reaksiyon derecesi açısından istatiksel anlamlı bir fark tespit edilmedi (Tablo 5, p>0,05). Lenfovasküler invazyon ile lenf nodu metastazı görülmesi arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki saptandı (Tablo 6, p< 0,05). Tablo 5. Lenfovasküler invazyon ile karşılaştırılması. Lenfovasküler invazyon Negatif 1+ 2+ Toplam Yok 15 17 11 43 Var 9 6 4 19 c 2 = 0.867, p=0.648. : Tümör ilişkili doku eozinofilisi Tablo 6. Lenfovasküler invazyon ile lenf nodu metastazının karşılaştırılması. Lenf nodu metastazı Lenfovasküler invazyon Yok Var Toplam Yok 33 10 43 Var 5 14 19 Toplam 38 24 62 c 2 =12.079, p=0,001. Perinöral invazyon 10 (%16,1) olguda izlenirken, 52 (%83,9) olguda saptanmadı. Perinöral invazyon varlığı ile pozitif, negatif gruplar arasında istatiksel anlamlı bir fark saptanmadı (p> 0,05). TARTIŞMA Larinksin en sık görülen malign tümörleri epidermoid karsinomlar olup, baş-boyun bölgesindeki epidermoid kanserlerin %26 sı larinksde yerleşmiştir. 10 Larinks kanserlerinde prognostik bilgiler, hastalığın tedavisinde önemlidir. TNM evrelemesi yanında vasküler invazyon, perinöral invazyon, tümör diferansiasyon derecesi prognostik önemi olan parametrelerdir. 9 Kanserlere karşı vücudumuzda immün sistemin aktive olduğu uzun zamandır bilinmektedir. Ancak bugün için bu olaydaki mekanizmalar tam olarak bilinmemektedir. Tümör çevresi ve içinde gelişen inflamatuar reaksiyonda bulunan eozinofiller,

48 A. Süner ve ark. Supraglottik larinks karsinomları olarak tanımlanır. 5 Eozinofillerin tümör hücrelerine, direkt öldürücü etkiden çok, tümör mikroçevresinde yaptığı değişikliklerle etki ettiği düşünülmektedir. 11 Literatürde baş-boyun karsinomlarında ile prognoz ilişkisini araştıran çok sayıda araştırma bulunmaktadır. Fujii ve arkadaşlarının nazofarinks karsinomlarında yaptıkları bir çalışmada, epidermal growth factor receptor (EGFR) pozitif olan tümörlerde 5 yıllık sağkalımın pozitif olanlarda daha iyi olduğu gözlenmiştir. 12 İnverted papillomlarda eozinofil sayısı az olan olgularda, skuamoz hücreli karsinom gelişme riskinin daha fazla olduğu bildirilmiştir. 13 Tadbir ve arkadaşları, oral skuamöz hücreli karsinomlarda yaptıkları bir çalışmada, ile tümör diferansiasyonu, lokal bölge metastazı, perinöral ve vasküler invazyon arasında istatiksel bir fark olmadığını bildirmektedirler. 14 Sessions ve arkadaşları 653 supraglottik karsinomda yaptıkları bir çalışmada, lenf nodu metastazı ve tümör evresinin prognozu etkilediğini göstermişlerdir.15 Aynı çalışmada klinik olarak lenf nodu negatif olarak değerlendirilen supraglottik karsinomların %13,6 sında patolojik incelemede metastaz saptanmıştır. Ayrıca 65 yaş üstü hastalarda prognozun daha kötü olduğu gösterilmiştir. 15 Başka bir araştırmada supraglottik larinks kanserlerinde TNM evrelemesine göre ileri T evresi ve histolojik diferansiasyonunun kötüleşmesi ile lenf nodu metastazının ilişkili olduğu bildirilmektedir. 16 Bu araştırmada supraglottik larinks karsinomlarında ile tümör evresi, tümör diferansiasyonu, perinöral invazyon, lenfovasküler invazyon ve lenf nodu metastazı arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Bu bulgular larinks karsinomlarında yapılmış çalışmalar ile benzerlik göstermektedir. 8,9 Supraglottik larinks kanserlerinde 65 yaş üstü hastalarda prognozun kötüleştiği gösterilmiştir. 15 Ercan ve arkadaşları, 60 yaşından büyük larinks kanserli hastalarda pozitifliğinin azaldığını bildirmişlerdir. 9 Oysa bu çalışmamızda supraglottik larinks karsinomlarında ile yaş arasında istatiksel anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Bu bulgu daha önce tüm larinks karsinomlarını içine alan çalışma sonuçlarımız ile benzer niteliktedir. 8 Tataroğlu ve arkadaşları da başka bir çalışmada, kolorektal karsinomlarda eozinofil reaksiyonu ile tümör anjiogenezi, tümörün invazyon derinliği ve lenf nodu metastazı arasında anlamlı bir ilişki saptamamışlardır. 17 Olguların 24 ünde (%38,7) lenf nodu metastazı saptanmıştır. Bu yüksek oran, supraglottik larinks karsinomları için beklenen bir bulgudur. 2 Lenfovasküler invazyon ile lenf nodu metastazı görülmesi arasında istatiksel olarak oldukça anlamlı bir ilişki vardır. Bu nedenle patologlar larinks karsinom biyopsi ve cerrahi materyallerini incelerken lenfovasküler invazyon varlığına dikkat etmeli ve raporlarında bildirmelidirler. Bu çalışmamızda supraglottik larinks skuamöz hücreli karsinomlarında, tümör ilişkili doku eozinofilisi ile prognostik faktörler (yaş, tümör diferansiasyon derecesi, tümör evresi, vasküler invazyon, perinöral invazyon, lenf nodu metastazı) arasında bir ilişki saptanmamıştır. Biyolojik davranışı diğer larinks karsinomlarından farklı olan supraglottik larinks karsinomlarında, tümör ilişkili doku eozinofilisinin prognostik faktörlerle ilişkisinin daha geniş hasta gruplarında çalışılması gerektiğini düşünmekteyiz. KAYNAKLAR 1. Kirchner J A, Crater D. Pathology of the Larynx In: Mills SE, Carter D, Greeson JK, Stoler MH, Oberman HA, eds. Stenberg s Diagnostic Surgical Pathology. 4 th edn. Philadelphia: Lippincott Williams and Wilkins; 2004; 1007-31. 2. Myers EN, Alvi A. Management of carcinoma of the supraglottic larynx: evolution, current concepts, and future trends. Laryngoscope 1996;106:559-67. 3. Lotfi R, Lee JJ, Lotze MT. Eosinophilic granulocytes and damage-associated molecular pattern molecules (DAMPs) role in the inflammatory response within tumors. J Immunother 2007;30:16-28. 4. Carusa R A, Ieni A, Fedele F, et al. Degranulation patterns of eosinophils in advanced gastric carcinoma: an electron microscopic study. Ultrastruct Pathol 2005;29:29-36. 5. Dorta RG, Landman G, Kowalski LP, Lauris JR, Latorre MR, Oliveira DT. Tumour-associated tissue eosinophilia as a prognostic factor in oral squamous cell carcinomas. Histopathology 2002;41:152-7. 6. Spiegel GW, Ashraf M, Brooks JJ. Eosinophils as a marker for invasion in cervical squamous neoplastic lesions. Int J Gynecol Pathol 21:117-24. 7. Amini RM, Aaltonen K, Nevanlinna H, et al. Mast cells and eosinophils in invasive breast carcinoma. BMC Cancer 2007;7:165. 8. Tutar E, Karataş E, Kibar Y, Bağlam T, Durucu C. Larinks karsinomlarında stromal eozinofilik reaksiyonun prognostik parametreler ile ilişkisi. KBB-Forum 2006;5:142-4. 9. Ercan I, Çakır B, Başak T, Özdemir T, Sayın İ, Turgut S. Prognostic significance of stromal eosinophilic infiltration in cancer of the larynx. Otolaryngol. Head Neck Surg 2005;132:869-73.

A. Süner ve ark. Supraglottik larinks karsinomları 49 10. Cann CI, Fried MP, Rothman KJ. Epidemiology of squamous cell cancer of the head and neck. Otolaryngol Clin North Am 1985;18: 367-88. 11. Ali S, Kaur J, Patel KD. Intercellular cell adhesion molecule-1, vascular cell adhesion molecule-1, and regulated on activation normal T cell expressed and secreted are expressed by human breast carcinoma cells and support eosinophil adhesion and activation. Am J Pathol 2000;157:313-21. 12. Fujii M, Yamashita T, Ishiguro R, Tashiro M, Kameyama K. Significance of epidermal growth factor receptor and tumor associated tissue eosinophilia in the prognosis of patients with nasopharyngeal carcinoma. Auris Nasus Larynx 2002; 29:175-81. 13. Katori H, Nozawa A, Tsukuda M. Histopathological parameters of recurrence and malignant transformation in sinonasal inverted papilloma. Acta Otolaryngol 2006;126:214-8. 14. Tadbir AA, Ashraf MJ, Sardari Y. Prognotic significance of stromal eosinophilic infiltration in oral squamous cell carcinoma. J Craniofac Surg 2009;20:287-9. 15. Sessions DG, Lenox J, Spector GJ. Supraglottic laryngeal cancer: analysis of treatment results. Laryngoscope 2005;115:1402-10. 16. Rodrigo JP, Dominguez F, Alvarez C, Manrique C, Herrero A, Suarez C. Expression of E-cadherin in squamous cell carcinomas of the supraglottic larynx with correlations to clinicopathological features. Eur J Cancer 2002;38:1059-64. 17. Tataroğlu C, Polat A, Kargı A, Şengiz S, Çamdeviren H, Küpelioğlu A. Kolorektal karsinomlarda invazyon derinliğinin neovaskülarizasyon, peritümöral NK hücresi, makrofaj ve eozinofil lökositlerle ilişkisinin araştırılması. Türk Patoloji Dergisi 2005;21:49-53.