Ateroskleroz - Aterotromboz Prof. Dr. Rasim Enar

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Ateroskleroz - Aterotromboz Prof. Dr. Rasim Enar"

Transkript

1 İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri Ateroskleroz; Koroner, Serebral, Periferik Arter Tutulumu Sempozyum Dizisi No: 52 Ekim 2006; s Ateroskleroz - Aterotromboz Prof. Dr. Rasim Enar Giriş: Kardiyovasküler hastalık (KVH) gelişmekte olan ülkelerde önde gelen ölüm sebebidir; örneğin günümüzde yaklaşık Amerikalıda bir veya daha fazla KVH bulunmaktadır (ABD nin toplam nüfüsü 240 milyon). Her yıl dünya genelinde >19 milyon insanın akut kardiyak olay (akut koroner sendrom ve/veya ani kardiyak ölüm) geçirdiği tahmin edilmektedir(abd de>1 milyon, Türkiye de > ?). Bu hastaların büyük bölümünün kardiyak olay öncesinde semptomları bulunmamaktadır. Dolayısı ile ani kardiyak olayların altında yatan patolojik süreci teşhis ve tedavi etmeye büyük ihtiyaç olduğu düşünülmektedir (erken teşhis ve tedavi). Fatal ve Nonfatal Kardiyak Olayların Altında Yatan Sebepler: Akut kardiyak olayların altında yatan sebepler; (a) koroner ateroskleroz ile veya iskemik kalp hastalıkları (okluziv trombus: +/- ), (b) koroner ateroskleroz olmayan veya aterosklerozun yaptığı miyokard hasarı (sadece miyokard hasarının- oluşturduğu faktörler: primer ileti bozuklukları). Okluziv veya subpkluziv trombus bulunsun bulunmasın; trombus, yırtılmış veya yırtılmamış aterosklerotik plağı tanımlamaktadır. Fatal AMİ ve/veya ani koroner ölümlerin yaklaşık %70 de görülen Plak rüptürü en sık plak komplikasyonudur. Trombotik koroner ölüm ve AKS ye sebep olan plağın özellikleri ve trombusun ile ilişkilendirilmiş klinik tablo aşağıdaki Şeklide (Plak hassasiyerti ve trombus) sunulmuştur. Akut Koroner Sendromlar; Fizyopatolojik Spektrumu: İnflamasyon, trombozis, trombosit aktivasyonunun markerleri akut koroner sendromun klinik ciddiyeti ile paralel bir ilişki gösterir. İnflamasyonun akut markerinden CRP, stabil koroner arter hastalığında %13, ASAP ta %65, AMİ de %76 sıklıkta saptanmıştır. Benzer şekilde C. Pneumoniae karşı antikorlar akut koroner sendromhastalarında yüksek titrede rastlanmıştır. Aktive edilmiş trombositler ve devam eden tromboziste artmış Fibrinopeptid-A, akut koroner sendromlarda daha sık bulunmuştur. Anjiyografi ve anjiyoskopide miyokardiyal iskemi boyunca ayni bulguları gösterir. Anjiyografik çalışmalar sıklıkla trombositten-zengin ASAP lı hastalarda ve ST-Elevasyonsuz Mİ de yapılmış ve bunlar ST-Elevasyonlu Mİ deki Kırmızı Trombus ile mukayese edilmiştir. Bunların esasını teşkil eden çalışmada; akut ST-Elevasyonlu Mİ hastalarında intrakoroner trombus fogarty kateteri ile aspire edildi. ST-elevasyonlu Mİ hastalarının koroner anjiyografisinde infarkt arterinde total tıkanma bulunmuştur, 9

2 Prof. Dr. Rasim Enar aktive edilmiş makrofajlara plağın rüptüre olan zayıf noktalarında sıklıkla rastlandı, bunların rüptüre yardımcı olduğu bildirilmiştir. Stabil angina hastalarında Nonaktif Lezyonlar ; simetrik konsantrik ve kenarları düzgün), koroner anjiyografide düzgün kenarlı, saat camı şeklinde, intraluminal radyolusen görüntü (trombus) bulunmayan, tipik deformiteler oluşturur lezyonlar. Lümen içerisindeki trombus, gradient meydana getirerek akut koroner sendromların klinik spektrumunda herhangi birisini oluşturabilir. Akut koroner sendromların basitçe tanımı inflamasyonlu aterosklerotik plağın (aktif plak) yırtılması, trombus teşekkülü (aterotrombotik kitle), vazokonstriksiyon ve mikroembolizasyonun meydana getirdiği miyokardın oksijen sunumunun primer akut veya subakut azalmasıdır. 1- Plak Rüptürü ve Erozyonu: Ateroskleroz devamlı, linear bir süreç değildir, fakat hastalığın değişken fazları bulunmaktadır (stabil ve anstabil). Plak yırtılması ile semptomlarda ani ve öngörülemeyen değişiklikler görülmektedir. Yırtılma eğilimi olan plakların; büyük lipid nüvesi, düz kas hücre yoğunluğu düşük olup, kollagen ve doku faktörü konsantrasyonu iyi organize olmamış ince fibroz kapsülü vardır. Lipid nüveplağın kollajen matriksinde hücresel kitle oluşturmuştur. Köpük hücrelerinin ölümünden sonra lipid nüvemetalloproteyinazlar ile kollajende aktif çözülme meydana getirebilir. Rüptür eğilimindeki plakların nüvesinde kolesterol esterlerinin yüksek konsantrasyonu ile yüksek orandaki poliansatüre yağ asidleri (PAS-YA) vardır. PAS-YA yırtılmış plakların kenarlarında merkezine göre daha düşük oranda gözlenmiştir. Farklı yağ asitlerinin rölatif oranları; lokal trombositleri ve trombus teşekkülünü etkilemektedir. Plak yırtılması değişik mekanizmaların kombinasyonları sonucundadır; (a) Aktif rüptür: Makrofajlardan fibröz kapsülü zayıflatan proteolitik enzimlerin sekresyonu ile ilgilidir. (b) Pasif plak yırtılması: Fiziksel kuvvetler ile ilgili olup, bunlar fibröz kapsülün en zayıf noktasında oluşmaktadır, burası; fibröz kapsülün en ince bölümüne uymaktadır, plak ile sağlam damar duvarının birleştiği nokta ( plağın omuzu ). Plağın hassasiyetinin bağlın olduğu faktörler; çevresel duvar stressi, plağın lokalizasyonu, büyüklük ve lipid nüvesinin muhtevası ve plağın lümen yüzeyinde akımın etkileri. (c) Plak erozyonu: Plak rüptürünün yanlarında görülmüştür, akut koroner sendromların mekanizmalarından birisidir. Kadınlar, diyabetikler ve hipertansif hastalarda sık görülmektedir. Koroner lümeninde yüksek derecede darlık yapan stenozların üzerinde ve sağ koronerde lokalize stenozlarda daha sık meydana gelmektedir. Ani koroner ölümde plak erozyonu prevalansı %40 bildirilmiştir, AMİ deki prevalansı ise %25 bulunmuştur, prevalansı kadınlarda erkeklere göre daha yüksektir. Plak rüptürü için bu kadınlarda %37, erkeklerde %18 dir. Erozyon oluştuğunda, trombus plak yüzeyine yapışmaktadır, plak rüptüründe ise trombus plağın lipid nüvesine doğru derin tabakalarına girmekte, pozitif 10

3 Ateroskleroz-Aterotromboz remodellingi meydana getirmekte, bunun sonucu; plağın hızlı büyümesi ve progresyonu. 2- İnflamasyon: Fibröz kapsülde genellikle yüksek konsantrasyonda Tip- I kollajen vardır ve kırılmadan kapsülün yüksek gerilme kuvvetini, kırılmadan destek olmaktadır. Bu dinamik bir yapı olup, büyüme faktörlerinin düzenlediği kollajen sentezi ile aktive makrofajların metalloproteinazlarının yaptığı kollajen parçalanması arasındaki devamlı dengeyi sağlamaktadır. Ayrıca düz kasların apoptozisi fibröz kapsülü zayıflatmakta ve plak rüptürüne yardımcı olmaktadır. Makrofaj infiltrasyonu; rüptür olmuş plaklarda stabil plaklara göre 6-9 kat daha fazla bulunmuştur. Plaklarda makrofajların bulunması inflamatuvar süreci yansıtmaktadır, bu ayrıca rüptür bölgesinde aktive T-lenfositlerin bulunması ile karakterizedir. Buradaki T-lenfositler, makrofajları aktive eden ve düz kas proliferasyonu artıran değişik sitokinler salmaktadır. Bu hücrelerin ekstrasellüler matriksi sindiren metalloproteyinazlar meydana getirdiği ima edilmiştir. İn vitro; makrofajlar insandaki fibroz kapsüldeki kollajen parçalanmasını yapmaktadır ve metalloproteyinaz inhibitörleri, bu süreci ve plağın kenarlarında bulunan mast hücrelerini bloke edebilmektedir. Patolojide, direksiyonel aterektomi ile alınan anstabil plak kesitlerinin %40 da neointimal hiperplazi görülmüştür. Karakteristikleri; yoğun ekstrasellüler matriks. Bu neointimal hiperplazi çeşitli inflamatuvar büyüme faktörleri tarafından uyarılabilir (hücre, trombus, veya düz kas hücresinde asıl olan ve açığa çıkarılan). 3- Trombus Oluşumu: Trombozis plak rüptürü veya erozyonu tarafından meydana getirilmekte, stenozun ciddiyetinde hızla değişikliğe sebep olabilir ve koroner arterde subtotal veya total okluzyon gelişebilir. Plak rüptüründen sonra plağın diğer komponentlerine daha yüksek konsantrasyonda doku faktörü ihtiva eden oldukça trombojenik lipid nüvesi açığa çıkmaktadır. Doku faktörü aktivitesi ile makrofajların varlığı arasında kuvvetli korelasyon bulunmuştur. ASAP da sistemik monositlerin prokoagulan aktivitesi dramatik olarak yükseldiği saptanmıştır. Hiperkoagülabiliteyi etkileyen ayrıca oluşturan faktörler; hiperkolesterinemi, fibrinojen, bozulmuş endojen fibrinoliz ve infeksiyonlardır. Bunların hepsi de trombus oluşumunu kolaylaştırmaktadır. Akut koroner sendromlarda oluşan trombus esas olarak trombositten zengindir. Spontan tromboliz geçici trombotik damar okluzyonu/ subokluzyon epizodlarını açıklayabilir. Bunlara geçici semptomlar ve EKG değişiklikleri eşlik etmektedir. Plağın rüptür bölgesinde trombus oluşumu küçük partiküllere parçalanabilir. Bunlar aşağıya- akıma karışarak arteriyoller ve kapillerleri tıkayabilirler. Bu trombosit emboliler epikardiyal koronerarterde 11

4 Prof. Dr. Rasim Enar okluzyon olmadan küçük nekroz bölgelerine sebep olurlar (minimal miyokard hasarı, küçük infarktlar; infarktüscükler, mikroinfarkt). 4- Vazokonstriksiyon: Trombositten zengin trombusserotonin ve tromboksan A2 gibi vazokonstriktör maddeler salmaktadır. Bunlar plağın rüptür bölgesi veya mikrodolaşımda vazokonstriksiyon meydana getirmektedir. Prinzmetal varyant anginada bu vazokonstriktör etki dominant faktördür. Koroner segmentte öncesinde miyokardın oksijen ihtiyacı artmadan geçici, ani konstriksiyon ile karakterizedir. Akut transmural iskemi epizodları lokalize olmuş koroner vazospazm ile meydana getirilmektedir. Sonucu; bir veya daha fazla büyük epikardiyal arterin ciddi olarak sıkıştırılması veya tıkaması. Akut Koroner Olaydan Sorumlu Koroner Lezyonların Altında Saptanmış Patolojiler: A- Yırtılmış plaklar ( %70). Stenotik ( %20). Nonstenotik ( %50). B- Yırtılmamış plaklar ( %30). Erozyon. Kalsifik nodül. Diğerler/bilinmeyen. Rüptüre-eğilimli plak, ince kapsüllü fibroateroma olarak isimlendirilmiştir. Bazı olgularda derin plak hasarı tanımlanamamıştır. Trombus, sağlam plak veya endotelsiz yüzeye oturmuştur. Bu tipteki yüzeyel plak hasarlarına plak erozyonu denmektedir. Yırtılmamış plaklar, plak erozyonu veya nodüler kalsifikasyon genellikle lümen içerisinde trombus ile birliktedir. Üzerine trombus oturmuş tüm olgularda alttaki lezyon stenotik veya nonstenotik olabilir. Ancak nonstenotik lezyonlar stenotik plaklardan daha fazladır; sorumlu yırtılmış plakların büyük bölümü. Trombozis olmayan ani kardiyak ölümün hipotezi; - Koroner spazm, - Distal intramural damarlara embolizasyon, - Geçmişteki lezyon ile ilişkilendirilmiş miyokard hasarı terminal aritmik epizoda sebep olabilir. Ateroskleroz: Tarihsel gelişimi: Aterosklerozun patogenezi, 19 uncu yüzyılda iki hipotez ile açıklanmakta idi; (1) Üzerinin kabuk bağlaması ( İncrusatation-hipotezi ; 1852, Rokitansky) ve (2) Lipid hipotezi (1856, Virchow). Bu hipotezler; fibrin 12

5 Ateroskleroz-Aterotromboz depolanmasına, lipid birikimine ve ekstrasellüler matriks oluşumuna odaklanmıştır. Bunlara ilave olarak ise ilk defa Virchow endarteritis deformans ismini kullanmış; bunu, yaklaşık 100 yıl sonraki Ross un (1995) lezyonacevap hipotezine göre gelişen inflamasyon ve hastalık ile ilişkilendirmiştir. Lipoproteyin retansiyonu ve kronik inflamasyon hastalığın erken fazları ile yakinen ilgilidir. İnflamasyon ayrıca plak rüptürü ve trombus gelişiminde rol oynamaktadır. Sonuç olarak; yukarıdaki hipotezler aterotromboz başlığı altında birleştirildiğinde bütünleşirler. Aterozis + Sklerozis: Aterosklerozis ismi olgunlaşmış plakları ima etmektedir; bunlar tipik olarak iki komponent ihtiva etmektedirler: (1) lipidten zengin ve yumuşak ateromatöz lapa ve (2) kollajenden zengin ve sert sklerotik doku (Figür 1). Stenotik koroner plaklarda sklerotik komponent daha hacimli olup, plağın muhtevasının >%70 ni tutmaktadır. Bu komponent rölatif olarak benindir, çünkü düz kas hücrelerinden salgılanan kollajen plakları stabilize etmektedir (yırtılmaya karşı plağı korumakta). Bunun aksine yumuşak ateromatöz lapa ( gruel ), plakları destabilize etmektedir; rüptüre hassas ve sonraki trombusoluşumu riski yüksek. Anlamlı ateromatöz komponent, sıklıkla trombusun yönettiği akut koroner sendromlardan sorumludur. Ateromatöz nüvenin karakteristikleri; kollajen desteği eksiktir ve ekstrasellüler lipidlerden (kolesterol ve esterlerinden) zengindir, avasküler ve hiposellülerdir (makrofaj köpük-hücreler, sıklıkla nüvenin periferinde bulunmaktadırlar) ve lapa gibi yumuşaktırlar. Genel olarak inanılan makrofajköpük hücreleri nekroz ve apoptozise gitmektedir; bu sürecin olası sebebi ise makrofajlar tarafından ( scavenger-reseptörleri ile; çöpçü-reseptörler ) alınan oksidize-ldl in toksik etkileri; sonuç olarak bu patoloji ekstrasellüler lipid birikmesinde ve nüve oluşumunda önemli rol oynamaktadır. Yakalanmış lipoproteyinlerin sabunlaştırılması ve ekstrasellüler boşlukta bırakılması ekstrasellüler lipid birikimi, nüve oluşumu ve nüvenin büyümesine yardımcı olmaktadır. Tanımı: Ateroskleroz, lipidler ile doldurulmuş orta ve büyük areterlerin içteniçe devam eden (sinsice), multifokal, immuno-inflamatuvar hastalığıdır (Earling Falk: JACC 2006;47:C7-12). Endotel hücreleri, lokositler ve intimal düz-kas hücreleri bu hastalığın gelişiminde majör rol oynamaktadır. Aterosklerozun en zararlı sonuçları; kalp krizi (AMİ), inme; bunlara aterosklerotik lezyon üzerine trombus oturması sebep olmaktadır. Ateroskleroz yıllarca süren yavaş ve sessiz gelişme sonrasında, aniden lümen içerisinde trombus gelişimi ile komplike olmaktadır. Şayet treombozis-eğilimli plalklar saptanır ve trombozisin yönü değiştirilebilirse aterosklerozis daha benin bir hastalık olacaktır. 13

6 Prof. Dr. Rasim Enar Figür 1. -Koroner arterde rüptür- eğilimi olan plak kesiti; (1) Lipidten-zengin büyük nekrotik nüve (Oranj-yıldız), (2) ince fibröz kapsül (Mavi-ok), (3) Dışa-doğru pozitifremodeling (Yeşil-ok). (4) Vasa vazorum ve neovaskülarizasyon O- şekli çember). (JACC 2006;47:C7-12) 14

7 Ateroskleroz-Aterotromboz Fatal koroner trombusların yaklaşık %76 sı plak rüptürü tarafından presipite olmaktadır. Plak rüptürü erkeklerde kadınlardan daha sık koroner trombozis sebebidir ( sırası ile %80 ve %60). Yırtılmış plağın karakteristikleri; lipidten-zengin büyük nüve, çok az düz-kas hücresi ve çok sayıda makrofaj ihtiva eden ince fibröz kapsül, anjiyogenezis, adventisyal inflamasyon, ve dışa-doğru remodeling. Plak rüptürü, koroner trombozisin en sık sebebidir. Yırtılmış plaklar ve bundan çıkan mana ile; rüptüreğilimli plakların in vivo görüntüleme ile aranmalarında kullanışlı patoanatomik özellikleri bulunmaktadır bakınız; hassas-plak, Figür 1). Ateroskleroz, koroner arter hastalığı, karotis arter hastalığı ve periferik arter hastalığının altındaki en sık sebeptir. Ateroskleroz tek başına nadiren öldürücüdür. Yırtılmış (rüptür) veya aşınmış (erozyon) aterosklerotik plak üzerine oturmuş trombus fatal olayları (akutkoroner sendromlar ve inme) presipite etmektedir. Bundan alınacak pratik ders: trombus- eğilimli plakların oluşmasını önlemek veya var olanların ise bulunup, yaşam için ve/veya miyokard, beyin kaybı riski yüksek olanların (beslediği, jeopardize alanı yaşamsal olarak kritik) tedavisi. Hassas-Plak: Olgunlaşmış komplike olmamış plakların küçük bir alt grubu anstabil ve yırtılmaya-eğilimlidir. Plakların rüptür olmaya-eğiliminin 3 majör belirleyicisi bulunmaktadır; (1) Ateromatöz nüvenin büyüklüğü ve muhtevası; (2) nüveyi örten fibröz kapsülün kalınlığı; (3) kapsülün inflamasyon ve tamiri, aşağıdaki şekildeki gibi: Plak hassasiyeti, yırtılması- trombozis). Kapsülün yorgunluğu ayrıca rol oynamaktadır. Uzun dönemde tekrarlayan siklik stresler kapsülün materyalini zayıflatmamakta ve kırılma hassasiyetini artırmaktadır. Sonuç; ani ve provoke edilmemiş (tetiklenmemiş) mekanik yetersizlik ve yırtılma. Ateroskleroz Patogenezi: 1- Aterojenik uyarı: Birçok kardiyovasküler risk faktörünü arasından, yükselmiş kolesterol düzeyi, diğer bilinen risk faktörlerinin yokluğuna rağmen aterosklerozun gelişiminin sağlanmasında yeterli olan muhtemel tek risk faktörüdür. Şayet bütün erişkinlerin plazma kolesterol düzeyi <150 mg/dl olursa; semptomatik hastalık seyrek olacaktır. Hipertansiyon, diyabet, sigara, erken cinsiyet ve muhtemelen inflamatuvar markerler (CRP, sitokinler ve diğerleri) gibi diğer risk faktörleri; aterojenik lipoproteyinler (LDL) ile başlatılan ve sürdürülen hastalığı hızlandırmaktadır. Bunu nasıl yaptıkları belirsizdir; (1) LDL nin aterojenitesini artırarak (partikül büyüklüğü, sayısı, içeriği) veya (2) arteriyel duvarın duyarlılığını artırmak (permeabilite, glikasyon, inflamasyon ve diğerleri). Kolesterolün ötesinde diğer risk faktörlerinin önemi; kolesterol düzeyi aynı olan hastalar arasındaki klinik hastalığın yansımasındaki büyük farkı göstermektedir. 15

8 Prof. Dr. Rasim Enar 2- Koruyucu Faktörler: Alkol, egserisiz, ve HDL ve bunun majör lipoproteyini apoa-i, aterotrombozun sebep olduğu hastalığa karşı koruyucu görülmektedir. Diğerlerinin arasında, değişikliklerini HDL/apoA-I LDL nin aterojenik önlemektedir; geriye kolesterol transportu nu hızlandırmak, bu mekanizma plak progresyonunu yavaşlatmakta ve hızlı regresyonuna sebep olabilir. Aterotrombozis: Ateroskleroz ve arteryel sistemdeki oluşturduğu lezyonun klinik manifestasyonlarına ve anatomik progresyonuna hemen her zaman trombozis eşlik etmektedir (intralumen, intraplak). Bundan dolayı yeni görüşte Aterotrombozis aterosklerozun yerine geçmiş görünmektedir. Aterotrombozis sistemik arteriyel bir hastalıktır. En fazla büyük ve orta büyüklükteki arterlerin intimasını tutmaktadır (karotis, aorta, koroner ve periferik arterler). Aterotrombotik plakların ana komponentleri: (1) konnektif doku- ekstrasellüler matriks içeriği; kollajen, proteoglikanlar ve fibronektin elastik fibriller; (2) kolesterol kristalleri, kolesterol esterler, ve fosfolipidler; (3) monositlerden oluşmuş makrofajlar, T- lenfositler ve düz kas hücreleri; (4) trombotik materyal; trombositler ve fibrin depolanması ile farklı plaklarda bu 16

9 Ateroskleroz-Aterotromboz komponentler değişen oranlarda meydana gelmiştir ve lezyonlara oldukça geniş bir spektrumda heterojenite sağlamaktadır. Bu komponentler primer olarak intimayı etkilemekte fakat mediya ve adventisyada da vasa vazorumların gelişimi dahil sekonder değişiklikler olmaktadır. Ateroskleroz lipid nüvenin ekspansiyonuna doğru ve fibröz kapsülü yırtacak makrofajların plağın kenarlarına birikmesi ile progresyon göstermektedir (Figür 2). Figür 2. Yırtılmış plak üzerine oturmuş non-okluziv trombositten zengin trombus; ince kapsülün altında lipdten-zengin nüve. Tiyokrom boyası; trombus-kırmızı, kollajen-mavi ve lipidler-renksiz. (JACC 2005; 46: ). Plak rüptürünü tayin eden risk faktörleri; yükselmiş total kolesterol/hdl oranı, fibrö kapsülün kalınlığı(%95 i 64 micm). Buna göre patolojide hassas plağın tarifi; fibröz kapsülünün kalınlığı <65 micm ve büyük miktarda makrofajlar ile infiltre olmuştur. İnsanda en sık koroner trombozu oluşturan odak plak rüptürüdür. Ancak %30-40 koroner trombus gelişen yerlerin %30-40 da plak rüptürüne rastlanmamıştır. 17

10 Prof. Dr. Rasim Enar Koroner trombozise uyan akut kardiyak-ölümlerin yaklaşık yarısında trombus yüzeyel erozyonun (proteoglikan düz kas hücrelerinden zengin plak) üzerinde görülmüştür, kapsül yırtılması saptanmamıştır. Aşınmış plaklar pre-menapozal kadınlarda sıklıkla görülmüştür. Aşınmış plaklar daha az stenotiktir ve daha düşük miktarda makrofaj infiltrasyonuna sahiptirler ve bunlarda kalsifikasyon insidensi çok daha az gösterilmiştir (Figür 3). Figür 3. Plak erozyonu; stenotik aterosklerotik plak üzerine oturmuş tıkayıcı trombus; plak-trombus ara yüzeylerinde endotel kaybolmuştur, fakat aksi tarafta plak yüzeyi sağlam. Trokrom boyası; trombus-kırmızı, kollajen-mavi. (JACC 2005; 46: ). Sonuçta, arteriyel trombus meydana getiren iki farklı mekanizma vardır; plak rüptürü ve erozyon (Figür 2, 3). Yüksek-riskli veya hassas kelimeleri, artmış trombozis riskli plakları tarif etmek için kullanılmıştır. Bu kelimelere ilave olarak diğer kelimeler; sorumlulezyon, iltihaplanmış ince-kapsüllü fibroateroma, kalsifik nodül, tromboze plak, ve hassas-hasta kullanılmaktadır. Aterosklerotik lezyonlar, (plaklar) AHA tarafından fonksiyonel anlamlarından çok histolojik özellikleri dikkate alınarak 6 tipe ayrılmıştır (Figür 4). Burada plakların kompleksliği giderek artmaktadır: Tip-I (başlangıç değişiklikleri), Tip- 18

11 Ateroskleroz-Aterotromboz II (yağlı çizgiler), Tip-III (pre-ateroma), Tip-IV (ateroma), Tip-V (fibroateroma), Tip- VI (komplike plak). Bu sınıflamada tromboze olmuş plaklar ile ilişkilendirme çok basittir, bütün tromboze plaklar komplike olmuş lezyonlar gibi Tip-VI içerisindedir. Bu 6 tipin herhangi biri trombozise sebep olabilir. Özellikle dikkat edilmesi histolojik anormallik bulunmayan endotel disfonksiyonunda trombozis meydana gelebilir. Hassas/yüksek-riskli plaklar histolojik olarak en fazla Tip- IV (ateroma) veya Tip-V (fibroateroma) görünümündedir. Aterotrombozun Fazları: Stary tarafından, plak progresyonu patolojik/klinik olarak 5 faza ayrılmıştır. Faz 1 (Erken): Lezyonlar küçük olup genellikle genç kişilerde görülmektedir. Bunlar aşağıdaki gibi 3 tipte kategorize edilmektedir: Tip-I lezyonlar, makrofajlardan yapılmış ve yağ damlacıkları içeren köpük hücrelerini ihtiva ederler. Tip-II lezyonlar, hem makrofajları, hem düz-kas hücrelerini ve hafif ekstrasellüler lipid depolanması ihtiva ederler. Tip- III lezyonlar, ekstrasellüler konnektif doku, fibriller ve lipid depoları ile çevrilmiş düz-kas hücrelerini ihtiva eder. Faz 2 (İlerlemiş): Lezyonlar stenotik olması gerekmemektedir. Yüksek miktardaki lipid muhtevası, artmış inflamasyon ve ince fibröz kapsülünden dolayı rüptür eğilimi olabilir. Bu plaklar morfolojik iki varyantından biri olarak kategorize edilmektedir: Tip- IV lezyonlar, karışık hücresel lezyonlar ile normal intima ile kapsülün dış tabakası arasına karışmış büyük miktarda ekstrasellüler lipid; veya Tip- Va lezyonlar, ekstrasellüler lipid nüve oluşmuş fibröz kapsül ile örtülmüştür. Faz 2 plaklar akut fazlar 3 ve 4 e ilerleyebilmektedir. Faz 3: Bu lezyonlar akut komplike Tip-VI lezyonlar ile karakterizedir. Rüptüre olmuş veya aşınmış lezyonlardan (Tip-IV veya Va) kaynaklanmıştır ve mural, non-obstrüktüftromboza yol açarlar. Bu süreç klinik olarak sessiz olup, nadiren angina başlatabilir. Faz 4: Bu lezyonlar akut komplike olmuş Tip-VI lezyonlar, sabitleşmiş veya tekrarlayan tıkayıcı trombozis ile karakterize olmuştur. Bu süreç akut koroner sendrom (AKS) gelişmesi ile klinik olarak aşikar hale gelmektedir, ancak sessiz kalması seyrek değildir. AKS lerin 2/3 üne non-stenotik plakların üzerinde gelişen tıkayıcı trombus sebep olmaktadır, 1/3 ünde ise trombus stenotik plakların üstünde olmaktadır. Fazlar 3 ve 4 deki, tıkayıcı veya mural trombusun konnektif doku ile organize olması tıkayıcı veya anlamlı darlık yapan, fibrotik plakların gelişmesine götürmektedir. Faz 5: Bu lezyonlar Tip-Vb (kalsifik) veya Vc (fibrotik) lezyonlar ile karakterizedir. Anginaya sebep olabilirler. İskemi ile ilişkilendirilmiş okluzyon veya stenozun öncesinde olabilir. Kollateraller ile korunmuş miyokardta bu lezyonlar sessiz ve klinik olarak belirsiz olabilirler. 19

12 Prof. Dr. Rasim Enar Figür 4. İnsanda ateroma dan (1) tromboz ve stenoz ile klinik manifestasyonlara (5,6,7) sebep olan; Aterogenezis : 1- Normal koroner arter; 2- Endotel hücrelerinde lezyonun başlaması; hiperlipoproteyinemi gibi risk faktörleri ile aktive edilmişadezyon ve kemoreaktan moleküllerinin ekspresyonu sonucunda bu evrede innflamasyon hücreleri (lokosit, T-lenfositler) göç etmeye ve intimada birikmeye başlar; 3- Fibro- fatty evreye evolusyonu;arter dıvarına göç etmiş monositler makrofaja dönüşürler ve reseptörler eksprese ederek ( scavenger reseptör)lipoproteyinlere bağlanır ve onları modifiye ederler;makrofajlar modifiye edilmiş lipoproteyinleri fasgosite ederek köpük hücrelerine ( Foam-cell ) dönüşürler. Lokositler ve damar duvarının kendi hücreleri lökosit gelişini şiddetlendiren ve düz kas hücre göçü ve proliferasyonuna sebep olan inflamatuvar sitokinler ve büyüme faktörleri ( growth factors ) salgılarlar; 4- Lezyonun gelişmesi ile; inflamatuvar mediyatörler güçlü pro-koagulan doku faktörü ekspresyonuna sebep olurlar, ve matriks-parçalayıcı proteyinezlar plağın fibröz kapsülünü zayıflatırlar; 5- Fibröz kapsül zayıfladığı noktada yırtılır; kandaki koagulasyon faktörleri lipid-nüvenin doku faktörü içeriği iletrombojenik özellik kazanır;non-okluziv aterosklerotik plağın üzerinde trombus oluşumuna sebep olur;özellikle bu bölgede protrombotik ve fibrinolitik mekanizmalar arasındaki denge trombus lehine olduğunda intrakoroner trombus gelişimi sonucu akut koroner sendroma sebep olabilir; 6- Trombus rezorbe olduğunda trombozis ile ilişkilendirilmiş ürünler; trombin ve degranüle trombositlerden salınmış mediyatörler gibi iyileşme cevabının oluşmasına sebep olmaktadır;artmış kollajen birikmi ve düz kas hücre gelişimi; fibro-fatty lezyon ilerlemiş fibröz ve sıklıkla anlamlı darlığa sebep olan kalsifik plağa dönüşür ve hastanın stabil angina pektoris semptomları meydana gelir; 7- Bazı olgularda endotelyal tabakanın yüzeyel erozyonu sonucunda okluziv trombus meydana gelebilir (fibröz kapsül rüptürü olmadan). Mural trombus oluşumu; lokal protrombotik ve fibrinolitik dengeye bağlı olup AMİ ye sebep olabilmektedir. Yüzeyel erozyonlar sıklıkla burada gösterilen ilerlemiş ve daralmış lezyonlar ile komplike olmaktadır. Yüzeyel erozyonunfibröz kapsülün yırtılmasından sonra oluşması gerekmemektedir. (Circulation 2001; 104: /Nature 2002; 420: ) 20

13 Ateroskleroz-Aterotromboz 1994, AHA sınıflaması plak erozyonu ve TCFA (Thin-cap fibroatheroma; ince-kapsüllü fibroateroma) tanımını kısaltmıştır. Bu iki kategoriyi ihtiva eden farklı sınıflama Virmani ve ark. Tarafından yapılmıştır. Aterosklerozun Manifestasyonları: 1- Plak Rüptürü: Plak rüptürünü tetikleyen birbirinden bağımsız veya birleşik iki mekanizma vardır. (A)- Birincisi; fiziksel kuvvetler ile ilişkili olup ve sıklıkla fibröz kapsülün en ince, köpük hücreleri ile yoğun olarak infiltre olmuş, daha sonra zayıflamış yerinde olmaktadır (Tablo 1: Yırtılmış plakların özellikleri). Tablo 1. Yırtılmış plakların özellikleri 1- Trombus 2- Büyük lipidten- zengin nüve (plağın >%30-40 ı). 3- Lipidten- zengin nüveyi kaplayan ince fibröz kapsül; İnce (kalınlığı<100 micm), çok sayıda makrofaj (inflamasyon), çok az düz kas hücresi (apoptozis). 4- Lümeni korunmuş dışa doğru remodeling. Vasa vazorumlardan neovaskülarizasyon. Adventisyal/perivasküler inflamasyon. Eksantrik plaklarda burası omuz bölgesidir veya komşu normal damar duvarı ile plak arasıdır. İn vitro izole fibröz kapsül ile yapılan mekanik testler sonucunda rüptür olmaya hassasiyet birçok faktöre bağımlı bulunmuştur; çevresel duvar stresi veya kapsül yorgunluğu, lokalizasyonu, büyüklüğü ve ateromatöz nüvenin muhtevası ve kan akımı karakteristikleri, özellikle plağın proksimal yüzüne akımın etkisi (akım şekli ve plakla yaptığı açı). (B)- İkinci mekanizma; plak içerisindeki aktif mekanizmanın yol açtığı rüptür. Aterektomi örneklerinde makrofajlar ve mast hücrelerinden zengin bölgeler saptanmıştır. Bu hücreler ekstrasellüler matriksi fagositoz ve salgıladıkları proteolitik enzimler ile parçalayabilmektedir. Plazminojen aktivatörleri ve matriks metalloproteyinazlar (MMP) gibi enzimler, kollagenazla, elastazlar ve jelatinazla, strımelizinler dahil hücresel ekstrasellüler matriksin komponentlerini parçalarlar. Fibröz kapsülü zayıflatarak rüptür olmaya predispozisyon yaratırlar. İn vitro durumlarda insanda monositlerden oluşmuş makrofajlar MMP-1 (intertisyel kollajenaz) ve MMP-2 (jelatinolitik) ekspresyonu yaparak fibröz kapsülün kollajenini parçalar. Bunların aktivite ve etkileri kültür ortamında MMP- inhibitörleri tarafından engellenmektedir. Bu MMP ler insan koroner plakları ve köğük hücrelerinde saptanmıştır. Plakların destabilizasyonunda 21

14 Prof. Dr. Rasim Enar özellikle aktiftirler. Daha ötesi bu MMP lerin ve inhibitörlerinin kanda tespit edilmesi insanda aterogenezin derecesi ile korelasyon göstermektedir. MMP ler kalpteki birçok non-aterosklerotik sürece katılmaktadır. En önemlisi önceden bahsedildiği gibi adventisya/mediyayı infiltre eden monositler tarafından (çoğunlukla neovaskülarizasyon bölgesinde MMP ler salarak) internal elastik laminanın (IEL) yırtılması; bunun plak rüptürününe anlamlı derecede yardımcı olduğu görülmektedir. Bu özelliklerden trombus hariç diğerleri rüptüre eğilimli hassas plakta da bulunmaktadır. Sorumlu plak üzerine yapılan çalışmalarda hassas plağı tarif eden kriterler aşağıda verilmiştir. Hassas Plağın Tarifinde Araştırmalarda Kullanılan Kriterler: A. Majör Kriter; Aktif inflamasyon (monosit/makrofaj ve bazen T-hücre infiltrasyon). İnce kapsül ile lipid nüve. Endotelyal soyulma ile yüzeyel trombosit agregasyonu. Fissüre plak. Stenoz>%90. B. Minör Kriter; Yüzeyel kalsifiye olmuş nodül. Parlak yeşil (anjiyoskopide görüntü). İntraplak hemoraji, Ebndotelyal disfonksiyon. Pozitif remodeling (dışa doğru). 2- Akut Koroner Trombozis: Yüksek riskli hassas plağın yırtılması plak geometrisini değiştirerek koroner trombozisi tetiklemektedir. Plağın geometrisindeki hızlı değişim akut okluzyon veya subokluzyona sebep olabilmektedir. Bunlar anstabil angina ve diğer AKS ler gibi klinik manifestasyonların kaynağı olabilirler. Daha sık olarak hızlı değişiklikler belirgin klinik semptomları olmayan mural trombusta görünmektedir. Trombus organizasyonu rüptür bölgesinin kollajen (Tip-III) tarafından tamir edilmesi ile yönetilmektedir, fakat bunun sonucunda plağın hacminin artışı aterotrombozun progresyonuna yardımcı olmaktadır. Plağa daha spesifik olarak; plağa- bağımlı çok sayıda trombojenik kaynak ve odak, reoloji ve sistemik prokoagulan aktivite trombusun büyüklüğü ve stabilitesini ve sonuçta koroner sendromun şiddetini etkilemektedir (Tablo 2: Virchow Triyadı). Trombus Oluşumu Kompleksinin Mekanizmaları: 1- Plağa bağımlı trombojenik kaynak: Lokal arter bölgesinde trombojenik odakların açığa çıkması trombojenitenin belirlenmesinde anahtar rol 22

15 Ateroskleroz-Aterotromboz oynamaktadır (Tablo 2: Virchow-Triyadı). Plağın muhtevasındaki heterojenite ayni hastadaki plaklarda dahi değişmektedir. Tablo 2. Trombojenitenin Virchow Triyadı 1- Lokal damar duvarı kaynakları: - Ateroskleroz; plak yırtığının derecesi (erozyon, ülserasyon), damar duvarı inflamasyonu, plak muhtevası (lipid nüve), makrofajlar ve mikropartiküller oluşumu (doku faktörü içeriği). - Girişim sonrası damar duvarı hasarı; PTCA, aterektomi, stentleme ile plak yırtılması. Trombinden zengin düz-kas hücrelerinin hasarı. 2- Reoloji: - Yüksek sürtünme kuvveti; ciddi stenoz (plak yırtılması ile geometrinin değişmesi, rezidüel trombus, Vazokonstriksiyon (serotonin, tromboksan-a2, trombin, disfonksiyonel endotel). - Osilatuvar sürtünme kuvveti; arterlerin bifürkasyonu, plak düzensizliği. - Girişim sonrası yavaş akım/ lokal staz (disseksiyon, anevrizma). 3- Dolaşım kanındaki sistemik faktörler: - Metabolik veya hormonal faktörler; Dislipoproteyinemi (trigliseridler, artmış LDL veya oksidize-ldl kolesterol, azalmış HDL-kolestero lipoproteyin (a)). Diyabetes mellitus (glikosilasyon) Katekolaminler; sigara, stres, kokain kullanımı. Renin- anjiyotensin sistemi; yüksek-renin hipertansiyon. Hemostazın plazma değişkenleri; Doku faktörü, Faktör-VII, fibrinojen, trombin teşekkülü (fragmanlar 1 ve 2), trombin aktivitesi (fibrinopeptid A), PAİ-1 (plazminojen aktivatör inhibitörü), tpa (doku-plazminojen aktivatörü). İnfeksiyonlar; Klamidiya pnömoni, Sitomegalovirus, Helikobakterpilori. Hücresel kan elementleri; monositler ve beyaz-kan hücreleri. Lipidten zengin plaklar en fazla trombojenik olanlardır; AKS ye sebep olan koroner trombozun en sık sebebidirler. Ayrıca trombojenite DF içeriği tarafından değiştirilmektedir (en fazla makrofajlardan zengin bölgelerde bulunmaktadır). Rezidüel mural trombusun kendiside oldukça trombojeniktir; trombinin monosit/df-ilişkiliaktivasyonu. Doku faktörü, küçük molekül ağırlıklı bir glikoproteyindir; ekstrensek koagulasyon kaskadını başlatmaktadır. Koagülasyon, hemostaz, ve trombozun majör regülatörü olarak bilinmektedir. DF koagülasyon faktörleri ile yüksekaffiniteli kompleks oluşturmaktadır; VII/VIIa, DF/VIIa kompleksi faktörler IX 23

16 Prof. Dr. Rasim Enar ve X u aktive etmektedirler, bunların aktivasyonu süreci Trombin oluşumuna götürmektedir (Şekil 1: Koagülasyon kaskadı). Şekil 1. Damariçi endotel- doku hasarının tetiklediği, Koagulasyon Kaskadı: (TF- Doku faktörü, PK-Prekallikrein, PL-Fosfolipidler, YK-Yüksek moleküllü kininojen); Ekstrensek-yol TF ile başlatılmakta (Faktör-VII ile bağlanak), intrenstrensek-yol ise faktörler-ix, XI, XII aktivasyonu ile başlatılır. Faktör-X un aktivasytonu ile iki yol aynı noktaya gelir (Trombin: en güçlü trombosit aktivatörü). Anstabil anginada DF ile makrofajlar arasında güçlü ilişki bulunmuştur, bunun sonucu; AKS hastalarında hücresel-yönetilen trombojeniteden bahsedilmektedir. DF özellikle apoptotik makrofajlarda bulunmaktadır; AKS de lokal DF nin rolü dikkat çekicidir. Ayrıca vasküler DF nin spesifik inhibisyonu (r-df yolu inhibitörü ile) insan lipidten zengin plaklarında akut trombus oluşumu anlamlı derecede azaltmıştır. Aksine, doğal DF yolu inhibitör yolu trombolizden sonra parçalanmakta; DF ekspresyonu bölgelerinde prokoagulan aktiviteyi artırmaktadır; AMİ de İV-trombolizden sonra erken reokluzyonu artırmaktadır. 2- Reoloji ve Trombozis: Yırtılmış plağın sebep olduğu stenozun derecesi ve üzerindeki mural trombus lokal arter bölgesinde trombojeniteyi belirleyen 24

17 Ateroskleroz-Aterotromboz anahtar faktörlerdir. Spesifik olarak; sürtünme hızı direk olarak akım hızı ile ilgilidir ve ters olarak iselumen çapının üçüncü kuvveti (r 3 ) ile ilişkilendirilmiştir. Sonuçta plak rüptüründen sonra akut trombosit birikmesi rüptür sonrası darlığın derecesi ile oldukça ilişkilidir. Geometrinin değişmesi trombosit depolanmasını artırmaktadır. Lezyon bölgesinde aniden trombus gelişimi daha sonra stenoz ve trombotik okluzyon meydana getirmektedir. En yüksek sürtünme hızının geliştiği Stenozun tepesine trombositler depolanmaktadır. Bunun ötesinde mural trombus oluşumuna trombositlerden kaynaklanan serotonin ve Tromboksan-A2 nin yaptığı vazokonstriksiyon yardımcı olmaktadır: Artmış sürtünme kuvveti-bağımlı trombosit depolanması. 3- Prokoagulan Aktivite: Koroner trombozların %30 kadarı fibrotik plağın yüzeyel erozyonu bölgesinde meydana gelmektedir (Figür 3). Bu olgularda komplike olmuş trombus sistemik faktörler tarafından tetiklenmiş hipertrombotik durum bağımlıdır. Sistemik prokoagulan aktivite ile sıkıca bağlanmış (karışmış) iki yol vardır; koroner risk faktörleri ve DF (Şekil 1: Koagulasyon kaskadı). Lipid metabolizmasındaki değişiklikler, sigara içmek, hiperglisemi, diğer artmış trombojenite ile ilişkilendirilmiş faktörler (Tablo 2: Virchov Triyadı). LDL-kolesterol düzeyi kan trombojenitesini ve trombus gelişimini artırmaktadır. LDL-kolesterol düzeyinin düşürülmesi trombus gelişimini yaklaşık %20 azaltmaktadır. Sigara içmek; katekolamin salımını artırmakta trombosit aktivasyonu şiddetlendirmekte, fibrinojen düzeyini artırmaktadır. Katekolamin-bağımlı etkiler emosyonel ve fiziksel stresler sonrasında ani ölüm ve kardiyovasküler olayların indensinin artmasını açıklayabilir. Diyabetli hastalar, özellikle kötü kontrol edilen diyabet trombojeniteyi artırmaktadır; trombositlerin artmış reaktivitesi ve hiperagregabilitesi, değişik aktivasyonbağımlı adezyon proteyinlerini meydana çıkarması. Bu anormal trombosit fonksiyonları artmış trombosit tüketimi ve değişmiş damar duvarına artmış trombosit kümelenmesi tarafından yansıtılmaktadır. Yüksek LDL-kolesterol, sigara içmek ve diyabet ile ilişkilendirilmiş trombojenik durum ana biyolojik yolu paylaşabilirler. Bu durumlarda saptanmış olan DF ve trombin aktivasyonu ile ilişkilendirilmiş lokosit-trombosit etkileşiminin akltivasyonudur (özellikle diyabetiklerde). Bunun ötesinde bu risk faktörlerinin düzeltilmesi ve değiştirilmesi hücre-hücre etkileşimini değiştirmektedir (özellikle statinler). Kardiyovasküler hastalıkta DF antijeninin yükseldiği gösterilmiştir. Dolaşan DF antijeni, AKS ve kronik koroner arter hastalarında kanın artmış trombojenitesi ile ilişkilendirilmiştir. DF-pozitif prokoagulan mikropartiküller patofizyolojik durumlardaki hastaların kanında bulunmaktadır, lezyonların içerisindeki makrofajlar ile DF ilişkilendirilmiştir. Aterosklerotik plaklarda yüksek düzeyde dökülmüş apoptotik mikropartiküller bulunmuştur. Bu mikropartiküller ile artmış DF aktivitesinin 25

18 Prof. Dr. Rasim Enar monositik kaynaklı olduğu görünmektedir. Bu, dökülmüş membran mikropartikülleri ile plak muhtevasındaki prokoagulan aktivite arasındaki nedensel ilişkiyi işaret etmektedir. DF ayrıca koroner arterde oluşmuş trombusun içerisinde de tanımlanmıştır; trombus oluşumunun beşinci dakikasında, fibrin liflerine ve trombositlere bağlanmış membran veziküllerinde bulunmuştur. Nötrofiller ve monositler SONUÇ: Aterotrombozis kompleks bir hastalıktır; kolesterol depolanması, inflamasyon ve trombus oluşması (trombozis) en büyük rolü oynamaktadır. Yüksek- riskli, hassas plak koroner trombus oluşumundan sorumludur. Klinik manifestasyonlara götürmektedir; anstabil angina, akut miyokard infarktüsü ve ani kardiyak-ölüm. Plak rüptürü en sık trombozis tetikleyicisidir. Ancak plak erozyonu da anlamlı rol oynamaktadır. Hastalık uzun süre asemptomatiktir ve trombozis ile komplike olduğunda dramatik olarak seyri değişmektedir. Bu senaryo beş fazda özetlenmiştir; erken lezyonlar plak rüptürüne, trombozis ve plak iyileşmesi, fibro-kallsifikasyon ile takip edilmektedir (Şekil: Stary evrelendirmesi). Yakın geçmişteki çalışmalar kompleks aterotromboziste artmış neovaskülarizasyon ve plak içi hemoraji saptamıştır. Doku faktörü (DF) koagulasyon kaskadının en güçlü tetikleyicisidir, plağın trombojenitesinde kritik rolde görünmektedir. Dolaşan DF mikropartikülleri dolaşımdaki monositler ile ilişkilendirilmiştir; inflamasyon- plak rüptürü ve aterotromboz arasındaki bağlantıyı kapatmaktadır. Nötrofiller ve monositler, anti-df antikorları kullanılarak dolaşım kanından izole edilmişlerdir. Aterosklerotik plaklardaki mikropartiküller ve apoptotik makrofajlardan, dolaşım kanındaki aktive olmuş monositler DF mikropartiküllerinin kaynağı görünmektedirler. Bu bulgular, trombotik olayları kolaylaştıran bahsedilen risk faktörleri ve diğerlerinin aktivasyonu sonuçlarına uymaktadır. Şekil 2 deki bu sistemik fenomenin manifestasyonun bir bölümünü CRP ve CD40L öngörücü değeri gösterilmiştir. CRP, fibrinojen gibi akut faz-cevabı bir proteindir ve düşük-dereceli inflamasyonun duyarlı bir markeridir. Karaciğerde, damar duvarındaki inflamasyon (makrofajlar) tarafından veya ekstravasküler (dolaşımdaki monositler) oluşturulan interlökin-6 mediyatörünün sonucunda üretilmektedir. Yükselmiş CRP düzeyi akut koroner olayı bağımsız olarak öngörmektedir (lipid düzeyleri normal populasyonun mediyan düzeyinin altında olsa dahi). Statin tedavisi, yüksek CRP düzeyli ve rölatif olarak normal LDL-kolesterollü hastalarda koroner olayları önlemektedir. İlginç olarak statinlerin, CRP yi düşürücü etkisi, lipid düzeylerine olan etkisinden bağımsızdır. CRP, aterosklerotik plakların ve dolaşım kanının inflamatuvar komponentlerini yansıtmaktadır. Plak gelişimi veya trombus oluşum sürecinde biyolojik aktiv element veya bunları temsil edecek (vekil olan, yerine geçen) bir 26

19 Ateroskleroz-Aterotromboz marker olabileceği bilinmemektedir. CRP, kandaki monositlerin ve endotel hücrelerini aktive etmektedir. Şekil 2. Aterotrombozun kaynağı: Multifaktöryel Teori (Aterosklerotik risk faktörleri; endotel disfonksiyonu; trombosit aktivasyonu, reaktivasyonu, hiperaktivasyonu; sistemik ve lokal inflamatuvar olay). Hiperkolesterinemi Diğer risk Fakt. Artmış LDL permeabilitesi Artmış Hücresel alım Kolesterol birikmesi *Artmış köpükhücresi oluşumu ATEROMA *Plak yırtılması ile üzerindeki Trombusun organizasyonu Endotel Disfonk. Trombosit Reakt. PDGF salımı Düz-kas hücre proliferasyonu KAYNAKLAR 1. Falk E. Pathogenesis of atherosclerosis. JACC 2006;47: C Libby P., Falk E. Etal. From vulnerable plague tı vulnerable patient. Circulation 2003;108: Fuster V, Moreno PR, Badimon JJ. Atherothrombosis and high-risk plgue. JACC 2005; 46: Enar: AMİ Kitabı. Nobel tıp kitabevleri Enar R. AMİ: Trombokardiyoloıji. Nobel tıp kitabevleri

ADEZYON MOLEKÜLLERĐ ve SĐTOKĐNLER. Dr. Sabri DEMĐRCAN

ADEZYON MOLEKÜLLERĐ ve SĐTOKĐNLER. Dr. Sabri DEMĐRCAN ADEZYON MOLEKÜLLERĐ ve SĐTOKĐNLER Dr. Sabri DEMĐRCAN Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji ABD 2 ŞUBAT 2002 ÇARŞAMBA KARDĐYOLOJĐ SEMĐNERĐ GĐRĐŞ - 1 Tüm dünyada KAH, MI, stroke ve periferik

Detaylı

Kronik Total Oklüzyon Tanım ve Patofizyoloji. Prof.Dr.Deniz Kumbasar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Kronik Total Oklüzyon Tanım ve Patofizyoloji. Prof.Dr.Deniz Kumbasar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Kronik Total Oklüzyon Tanım ve Patofizyoloji Prof.Dr.Deniz Kumbasar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Kronik Total Oklüzyon (KTO) Tanım: Nativ koroner arter(ler)de 3 aydan daha

Detaylı

Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D.

Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D. Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D. Endotel zedelenmesi ATEROSKLEROZ Monositlerin intimaya göçü Lipid yüklü makrofajlar Sitokinler İntimaya kas h. göçü

Detaylı

ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER

ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER Endotel Damar duvarı ve dolaşan kan arasında tek sıra endotel hücresinden oluşan işlevsel bir organdır Endotel en büyük endokrin organdır 70 kg lik bir kişide, kalp kitlesix5

Detaylı

ĐNFLAMASYON ĐNFEKSĐYON ve ATEROSKLEROZ. Dr. Sabri DEMĐRCAN

ĐNFLAMASYON ĐNFEKSĐYON ve ATEROSKLEROZ. Dr. Sabri DEMĐRCAN ĐNFLAMASYON ĐNFEKSĐYON ve ATEROSKLEROZ Dr. Sabri DEMĐRCAN Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji ABD 2 ŞUBAT 2002 ÇARŞAMBA KARDĐYOLOJĐ SEMĐNERĐ GĐRĐŞ - 1 Tüm dünyada KAH, MI, stroke ve periferik

Detaylı

Hiperlipidemiye Güncel Yaklaşım

Hiperlipidemiye Güncel Yaklaşım İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri Sık Görülen Kardiyolojik Sorunlarda Güncelleme Sempozyum Dizisi No: 40 Haziran 2004; s. 69-74 Hiperlipidemiye Güncel Yaklaşım Prof. Dr. Hakan

Detaylı

ST YÜKSELMESİZ AKUT KORONER SENDROMDA GİRİŞİMSEL TEDAVİ STRATEJİSİ

ST YÜKSELMESİZ AKUT KORONER SENDROMDA GİRİŞİMSEL TEDAVİ STRATEJİSİ ST YÜKSELMESİZ AKUT KORONER SENDROMDA GİRİŞİMSEL TEDAVİ STRATEJİSİ Sabahattin Umman İTF Kardiyoloji Anabilim Dalı 1 /18 Akut Koroner Sendromlar Önemleri Miyokart Hasarı Fonksiyon kaybı, Patolojik Fonksiyon

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel LİPOPROTEİNLER LİPOPROTEİNLER Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı olarak çözündüklerinden, taşınmaları için stabilize edilmeleri gerekir. Lipoproteinler; komplekslerdir. kanda lipidleri taşıyan

Detaylı

Endotel disfonksiyonuna genel bir bakış

Endotel disfonksiyonuna genel bir bakış Endotel disfonksiyonuna genel bir bakış Prof. Dr. A. Tuncay Demiryürek Gaziantep Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Farmakoloji Anabilim Dalı TFD-Trabzon Ekim 2007 Endotel Endotel tabakası, - fiziksel bariyer

Detaylı

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi TEMEL SLAYTLAR Kardiyovasküler Hastalıkların Epidemiyolojisi

Detaylı

SON DÖNEM BÖBREK YETMEZLİKLİ HASTALARDA VASKÜLER SERTLİK İLE VASKÜLER HİSTOMORFOMETRİK BULGULARIN KORELASYONU

SON DÖNEM BÖBREK YETMEZLİKLİ HASTALARDA VASKÜLER SERTLİK İLE VASKÜLER HİSTOMORFOMETRİK BULGULARIN KORELASYONU SON DÖNEM BÖBREK YETMEZLİKLİ HASTALARDA VASKÜLER SERTLİK İLE VASKÜLER HİSTOMORFOMETRİK BULGULARIN KORELASYONU Müge Özcan 1, Kenan Keven 1, Şule Şengül 1, Arzu Ensari 2, Selçuk Hazinedaroğlu 3, Acar Tüzüner

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi

RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi, Nefroloji Bilim Dalı Renal arter stenozu Anatomik bir tanı Asemptomatik Renovasküler hipertansiyon

Detaylı

T.C. Dr. Siyami Ersek. Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi. İstanbul

T.C. Dr. Siyami Ersek. Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi. İstanbul T.C. Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi İstanbul AKUT KORONER SENDROM HASTALARINDA KORONER ARTER HASTALIĞININ CİDDİYETİ İLE Lp-PLA2 NİN İLİŞKİSİ Kardiyoloji Uzmanlık Tezi Tez Yöneticisi

Detaylı

SERT DOKUNUN SULU (KĠSTĠK) LEZYONU. Dr Arzu AVCI ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ TIBBİ PATOLOJİ KLİNİĞİ 17 Kasım 2011

SERT DOKUNUN SULU (KĠSTĠK) LEZYONU. Dr Arzu AVCI ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ TIBBİ PATOLOJİ KLİNİĞİ 17 Kasım 2011 SERT DOKUNUN SULU (KĠSTĠK) LEZYONU Dr Arzu AVCI ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ TIBBİ PATOLOJİ KLİNİĞİ 17 Kasım 2011 OLGU 9 Y, K Sağ humerus proksimali 2 yıl önce kırık Doğal iyileşmeye bırakılmış

Detaylı

Koagülasyon Mekanizması

Koagülasyon Mekanizması Koagülasyon Mekanizması Dr Cafer Adıgüzel Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD, Hematoloji BD 1 Hemostaz (Hemostasis or haemostasis) (Eski Yunanca: αἱμόστασις haimóstasis "styptic (drug)")

Detaylı

Akut Koroner Sendromlar ve Güncel Yaklaşım. Yrd.Doç.Dr. Hasan Büyükaslan Harran üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A.D.

Akut Koroner Sendromlar ve Güncel Yaklaşım. Yrd.Doç.Dr. Hasan Büyükaslan Harran üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A.D. Akut Koroner Sendromlar ve Güncel Yaklaşım Yrd.Doç.Dr. Hasan Büyükaslan Harran üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A.D. Kılavuzlar 2011 Israrcı ST-segment yükselmesi belirtileri göstermeyen hastalarda

Detaylı

PERİFERİK ARTER HASTALIĞI. Dr Sim Kutlay

PERİFERİK ARTER HASTALIĞI. Dr Sim Kutlay PERİFERİK ARTER HASTALIĞI Dr Sim Kutlay ENDOTEL Nitrik oksit Endotelin-1 Anjiotensin II Nitrik oksit NF-kB aktivasyonu Anjiotensin II Aktivatör protein-1 aktivasyonu Nitrik oksit Doku faktörü Plazminojen

Detaylı

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul Öğrenim hedefleri Mezenterik vasküler olay şüphesi ile gelen hastayı değerlendirmede kullanılan

Detaylı

Antianjinal ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer

Antianjinal ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer Antianjinal ilaçlar Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 2 2 1 Koroner iskemi, anjina, enfarktüs ve antianjinal tedavi Kalp dokusu, oksijene ihtiyacı bakımından vücuttaki pek çok organa göre daha az

Detaylı

46 I15.9 Sekonder hipertansiyon, tanımlanmamış 72 I20 Angina pektoris 101 I20-I25 İskemik kalp hastalıkları 102 I20.0 Unstable angina 85 I20.

46 I15.9 Sekonder hipertansiyon, tanımlanmamış 72 I20 Angina pektoris 101 I20-I25 İskemik kalp hastalıkları 102 I20.0 Unstable angina 85 I20. CODE NAME 113 E04 Toksik olmayan guatr, diğer 114 E04.0 Toksik olmayan diffüz guatr 115 E04.1 Toksik olmayan tek tiroid nodulü 67 E04.2 Toksik olmayan multinodüler guatr 121 E04.8 Toksik olmayan guatr

Detaylı

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü Tip 1 diyabete giriş Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü ENTERNASYONAL EKSPER KOMİTE TARAFINDAN HAZIRLANAN DİABETİN YENİ SINIFLAMASI 1 - Tip 1 Diabetes

Detaylı

Hemodiyaliz Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Sıklığı ve Tromboembolik İnmeden Koruma Yönelimleri

Hemodiyaliz Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Sıklığı ve Tromboembolik İnmeden Koruma Yönelimleri Hemodiyaliz Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Sıklığı ve Tromboembolik İnmeden Koruma Yönelimleri Nuri Barış Hasbal, Yener Koç, Tamer Sakacı, Mustafa Sevinç, Zuhal Atan Uçar, Tuncay Şahutoğlu, Cüneyt Akgöl,

Detaylı

İçerik. Plak Oluşumu. Plak görüntüleme BT- BTA. Karotis Plağı: patofizyolojiden görüntülemeye. Karotis Plağı Kompozisyonu BT de dansitesine göre

İçerik. Plak Oluşumu. Plak görüntüleme BT- BTA. Karotis Plağı: patofizyolojiden görüntülemeye. Karotis Plağı Kompozisyonu BT de dansitesine göre İçerik Karotis Plağı: patofizyolojiden görüntülemeye Dr Ercan KARAARSLAN Acıbadem Maslak Hastanesi, Radyoloji Hassas plak tanımı Plak oluşum kaskatı Plak kompozisyonu MR ile tanıma Medikal tedavinin plak

Detaylı

NADİR Mİ, YOKSA?! Doç. Dr.Hülya KAŞIKÇIOĞLU. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi HAZİRAN 2010

NADİR Mİ, YOKSA?! Doç. Dr.Hülya KAŞIKÇIOĞLU. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi HAZİRAN 2010 NADİR Mİ, YOKSA?! Doç. Dr.Hülya KAŞIKÇIOĞLU Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi 11-12 HAZİRAN 2010 1.Olgu 55 yaşında erkek hasta Akut inferior miyokard infarktüsü nedeniyle

Detaylı

Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar-

Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar- Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar- Dr. Lale Sever 9. Ulusal Çocuk Nefroloji Kongresi, 24-27 Kasım 2016 - Antalya Glomerülonefritlerin pek çoğunda (patogenez çok iyi bilinmemekle birlikte)

Detaylı

KORONER ARTER HASTALIĞINDA BETA BLOKERLER GÖZDEN DÜŞÜYOR MU?

KORONER ARTER HASTALIĞINDA BETA BLOKERLER GÖZDEN DÜŞÜYOR MU? KORONER ARTER HASTALIĞINDA BETA BLOKERLER GÖZDEN DÜŞÜYOR MU? TABİ Kİ HAYIR, HER HASTAYA VERMELİYİZ DR. SABRİ DEMİ RCAN Beta Blokerler Adrenerjik reseptörler katekolaminler tarafından stimüle edilen G-protein

Detaylı

ATRİYAL FİBRİLASYON Atriyal fibrilasyon En sık görülen aritmi Epidemiyoloji Aritmiye bağlı hastaneye yatanların 1/3 ü AF li. ABD de tahmini 2.3 milyon, Avrupa da 4.5 milyon insan AF ye sahip. Sıklığı

Detaylı

Lipoproteinler. Dr. Suat Erdoğan

Lipoproteinler. Dr. Suat Erdoğan Lipoproteinler Dr. Suat Erdoğan Lipoproteinler Kan plazmasında dolaşan yağlar lipoprotein adı verilen yapılar ile paketlenerek taşınırlar. Lipoproteinler yağların taşıt araçlarıdır. Lipoproteinlerin yapıları

Detaylı

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Ani ölümün önemli bir nedenidir Sıklığı yaşla birlikte artar 50 yaş altında nadir rastlanır E>K Aile

Detaylı

Dr Talip Asil Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı

Dr Talip Asil Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Dr Talip Asil Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Karotis Arter Hastalığı İskemik İnmelerin yaklaşık %20-25 inde karotis arter darlığı Populasyonda yaklaşık %2-8 oranında

Detaylı

Karotis ve Serebrovasküler Girişimlerde Komplikasyonlar ve Önlenmesi. Doç Dr Mehmet Ergelen

Karotis ve Serebrovasküler Girişimlerde Komplikasyonlar ve Önlenmesi. Doç Dr Mehmet Ergelen Karotis ve Serebrovasküler Girişimlerde Komplikasyonlar ve Önlenmesi Doç Dr Mehmet Ergelen 1-Karotis Girişimleri 2-Akut İskemik İnme de MekanikTrombektomi Karotis Girişimleri Komplikasyonlar 1-Karotid

Detaylı

KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK

KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK Uzun süreli immobilizasyon sonucu: - Nitrojen ve protein dengesi bozulur. - İskelet kasının kitlesi, kasılma kuvveti ve etkinliği azalır. - İskelet kaslarında

Detaylı

Koroner Anjiyografi Darlık Derecesinin Değerlendirilmesi

Koroner Anjiyografi Darlık Derecesinin Değerlendirilmesi Koroner Anjiyografi Darlık Derecesinin Değerlendirilmesi Prof. Dr. Bülent Mutlu Marmara Üniversitesi, Kardiyoloji AbD İstanbul İstanbul Girişimsel Kardiyoloji Kursu, 2011 Koroner Değerlendirme Anatomik

Detaylı

Fibrinolytics

Fibrinolytics ANTİPLATELET İLAÇLAR Fibrinolytics Adezyon Aktivasyon (agonist bağlanma) Agregasyon Aktivasyon (şekil değişikliği) Antiplatelet İlaçlar Antiplatelet ilaçlar Asetilsalisilik asit (aspirin) P2Y12 antagonistleri

Detaylı

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ İçerik Dolaşım sisteminin kısa anatomi ve fizyolojisi Egzersizde periferal dolaşımın düzenlenmesi-etkili mekanizmalar Damar endotelinin ve Nitrik Oksitin (NO) periferal

Detaylı

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem Prof.Dr.Mitat KOZ Mikrodolaşım? Besin maddelerinin dokulara taşınması ve hücresel atıkların uzaklaştırılması. Küçük arteriyoller her bir doku

Detaylı

A) Plazma hücrelerinin infiltrasyonu. B) Multinükleer histiyositik dev hücreleri. C) Lenfositlerden zengin inflamasyon. D) Fibrozis.

A) Plazma hücrelerinin infiltrasyonu. B) Multinükleer histiyositik dev hücreleri. C) Lenfositlerden zengin inflamasyon. D) Fibrozis. Genel olarak bakıldığında soru dağılımı beklenen dışında değildi. Her sınavda sorulan bazı başlıkların sorulmaması dahi olasılık dahilindeydi. Zorluk yönünden geçen sınavlardan pek farklı değildi. Yine

Detaylı

T.C. Dr. Siyami Ersek. İstanbul

T.C. Dr. Siyami Ersek. İstanbul T.C. Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi İstanbul KORONER ARTER HASTALARINDA POSTPRANDİYAL GLİSEMİ İLE GENSİNİ SKORU İLE BAKILAN KORONER ARTER HASTALIĞI CİDDİYETİNİN İLİŞKİSİ Kardiyoloji

Detaylı

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Kahramanmaraş 1. Biyokimya Günleri Bildiri Konusu: Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Mehmet Aydın DAĞDEVİREN GİRİŞ Fetuin-A, esas olarak karaciğerde

Detaylı

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI Organizmalarda daha öncede belirtildiği gibi hücresel ve humoral bağışıklık bağışıklık reaksiyonları vardır. Bunlara ilave olarak immünoljik tolerans adı verilen

Detaylı

Kolesterol yaşam için gerekli olan mum kıvamında yağımsı bir maddedir.

Kolesterol yaşam için gerekli olan mum kıvamında yağımsı bir maddedir. On5yirmi5.com Kolesterol Nedir? Kolesterol yaşam için gerekli olan mum kıvamında yağımsı bir maddedir. Yayın Tarihi : 21 Haziran 2011 Salı (oluşturma : 11/3/2015) Kolesterol beyin, sinirler, kalp, bağırsaklar,

Detaylı

NORMAL LDL KOLESTEROL DÜZEYLERİNE SAHİP BİREYLERDE APOLİPOPROTEİN DÜZEYLERİ VE METABOLİK SENDROM VARLIĞININ SERUM LİPOPROTEİN DÜZEYLERİ İLE İLİŞKİSİ

NORMAL LDL KOLESTEROL DÜZEYLERİNE SAHİP BİREYLERDE APOLİPOPROTEİN DÜZEYLERİ VE METABOLİK SENDROM VARLIĞININ SERUM LİPOPROTEİN DÜZEYLERİ İLE İLİŞKİSİ T.C Sağlık Bakanlığı Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Dahiliye Kliniği Şef: Prof. Dr. Aytekin Oğuz NORMAL LDL KOLESTEROL DÜZEYLERİNE SAHİP BİREYLERDE APOLİPOPROTEİN DÜZEYLERİ VE METABOLİK SENDROM

Detaylı

AKUT MİYOKARD İNFARKTÜSLÜ HASTALARDA KAROTİS ARTER İNTİMA-MEDİA KALINLIĞININ ERKEN PROGNOZ İLE İLİŞKİSİ VAR MIDIR?

AKUT MİYOKARD İNFARKTÜSLÜ HASTALARDA KAROTİS ARTER İNTİMA-MEDİA KALINLIĞININ ERKEN PROGNOZ İLE İLİŞKİSİ VAR MIDIR? T.C. Sağlık Bakanlığı İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi 3. İç Hastalıkları Kliniği Klinik Şefi : Dr. Burhan Bedir AKUT MİYOKARD İNFARKTÜSLÜ HASTALARDA KAROTİS ARTER İNTİMA-MEDİA KALINLIĞININ ERKEN

Detaylı

KORTİZOL, METABOLİK SENDROM VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR

KORTİZOL, METABOLİK SENDROM VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR KORTİZOL, METABOLİK SENDROM VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR Prof.Dr. ARZU SEVEN İ.Ü.CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI DİSMETABOLİK SENDROM DİYABESİTİ SENDROM X İNSÜLİN DİRENCİ SENDROMU METABOLİK

Detaylı

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Femoral Komplikasyonlar External kanama ve hematom (%2-15) Psödoanevrizma (%1-5) Retroperitoneal hematom (

Detaylı

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Akut Mezenter İskemi Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Tanım Epidemiyoloji Anatomi Etyoloji/Patofizyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Giriş Tüm akut mezenter iskemi

Detaylı

Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki

Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki Nimet Aktaş*, Mustafa Güllülü, Abdülmecit Yıldız, Ayşegül Oruç, Cuma Bülent

Detaylı

KOMİTEYE KATILAN ANABİLİM DALLARI VE ÖĞRETİM ÜYELERİ

KOMİTEYE KATILAN ANABİLİM DALLARI VE ÖĞRETİM ÜYELERİ OKAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2017 2018 AKADEMİK YILI FAZ II KOMİTE V HASTALIKLARIN BİYOLOJİK TEMELLERİ I KOMİTESİ (TIP 206) 5 HAFTA (24.04.2018 25.05.2018) KOMİTE-V KOD DİSİPLİN TEORİK PRATİK TOPLAM

Detaylı

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONLARI TİP I TİP II TİPII TİPIII TİPIV TİPIV TİPIV İmmün yanıt IgE IgG IgG IgG Th1 Th2 CTL Antijen Solübl antijen Hücre/

Detaylı

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 Hipertansiyon HT Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 Bu sunum Arş. Gör. Dr. Neslihan Yukarıkır ve Arş. Gör. Dr. Dilber Deryol Nacar

Detaylı

DİYALİZAT MATRİKS METALLOPROTEİNAZ DÜZEYİ BİZE NE SÖYLÜYOR?

DİYALİZAT MATRİKS METALLOPROTEİNAZ DÜZEYİ BİZE NE SÖYLÜYOR? DİYALİZAT MATRİKS METALLOPROTEİNAZ DÜZEYİ BİZE NE SÖYLÜYOR? Muhittin Ertilav 1, Özge Timur 2, Ender Hür 5, Devrim Bozkurt 5, Haşim Nar 2, Turan Koloğlu 3, Pınar Çetin 2, Özlem Purçlutepe 2, Sait Şen 4,

Detaylı

Takiplerde hastalarda hangi özelliklere dikkat edilmesi gerektiğini

Takiplerde hastalarda hangi özelliklere dikkat edilmesi gerektiğini Dönem IV Kardiyoloji Stajı Konu: Atrial fibrilasyonlu hastaya yaklaşım Amaç: Bu dersin sonunda dönem IV öğrencileri atrial fibrilasyonu tanımlayabilecek, hastaya yaklaşımdaki temel prensipleri belirtebileceklerdir.

Detaylı

VIII. FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013

VIII. FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013 ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013 FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ VIII. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KALITSAL FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ Dr. M. Cem Ar ve THD Hemofili Bilimsel

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

Prediyabetik ve Tip 2 Diyabetik Kadınlarda Kardiyovasküler Risk: Gerçekten Erkeklerden Daha Yüksek Mi?

Prediyabetik ve Tip 2 Diyabetik Kadınlarda Kardiyovasküler Risk: Gerçekten Erkeklerden Daha Yüksek Mi? Prediyabetik ve Tip 2 Diyabetik Kadınlarda Kardiyovasküler Risk: Gerçekten Erkeklerden Daha Yüksek Mi? Prof Dr Füsun Saygılı EgeÜTF Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıBD DM Mortalite ve morbiditenin

Detaylı

Küçük Damar Hastalığı; Semptomatoloji. Kürşad Kutluk Dokuz Eylül Üniversitesi 27 Mayıs 2017, İzmir

Küçük Damar Hastalığı; Semptomatoloji. Kürşad Kutluk Dokuz Eylül Üniversitesi 27 Mayıs 2017, İzmir Küçük Damar Hastalığı; Semptomatoloji Kürşad Kutluk Dokuz Eylül Üniversitesi 27 Mayıs 2017, İzmir KÜÇÜK DAMAR HASTALIĞINDA KLİNİK BULGULAR Yok Özel fokal nöroloik semptomlar Sinsi gelişen global nörolojik

Detaylı

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA KORONER AKIM REZERVİ VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIK İLİŞKİSİ

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA KORONER AKIM REZERVİ VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIK İLİŞKİSİ PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA KORONER AKIM REZERVİ VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIK İLİŞKİSİ Yaşar Çalışkan 1, Halil Yazıcı 1, Tülin Akagün 1, Nadir Alpay 1, Hüseyin Oflaz 2, Tevfik Ecder 1, Semra Bozfakıoglu

Detaylı

4/12/2019. Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu. Homeostaz. Serpin (Serin proteaz inhibitörü) Trombin

4/12/2019. Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu. Homeostaz. Serpin (Serin proteaz inhibitörü) Trombin Homeostaz Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu Dr. M. Cem Ar İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa İç Hastalıkları Hematoloji Yaşamın devamını sağlamak için organizmanın düzenleyici

Detaylı

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması Halil Yazıcı 1, Abdullah Özkök 1, Yaşar Çalışkan 1, Ayşegül Telci 2, Alaattin Yıldız 1 ¹İstanbul

Detaylı

Homeostaz. Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu. Serin proteaz 27.09.2014

Homeostaz. Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu. Serin proteaz 27.09.2014 Homeostaz Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu Dr. M. Cem Ar İç Hastalıkları Anabilim Dalı Hematoloji Bilim Dalı Yaşamın devamını sağlamak için organizmanın düzenleyici sistemler

Detaylı

İNFLAMASYON DR. YASEMIN SEZGIN. yasemin sezgin

İNFLAMASYON DR. YASEMIN SEZGIN. yasemin sezgin İNFLAMASYON DR. YASEMIN SEZGIN yasemin sezgin Inflamasyon Hasara karşı vaskülarize dokunun dinamik yanıtıdır Koruyucu bir yanıttır Hasar bölgesine koruma ve iyileştirme mekanizmalarını getirir İnflamasyonun

Detaylı

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı Fiziksel Aktivite ve Sağlık Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı 1 Fiziksel İnaktivite Nedir? Haftanın en az 5 günü 30 dakika ve üzerinde orta şiddetli veya haftanın en az 3 günü 20 dakika

Detaylı

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ Sami Uzun 1, Serhat Karadag 1, Meltem Gursu 1, Metin Yegen 2, İdris Kurtulus 3, Zeki Aydin 4, Ahmet

Detaylı

YÜKSEK KOLESTEROL VE İLAÇ KULLANIMI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT

YÜKSEK KOLESTEROL VE İLAÇ KULLANIMI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT YÜKSEK KOLESTEROL VE İLAÇ KULLANIMI Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Yüksek kolesterolde ilaç tedavisi üzerinde çok tartışılan bir konudur. Hangi kolesterol düzeyinde ilaç başlanacağı gerçekten yorumlara açıktır

Detaylı

SİNOVİTLER. Dr. Güldal Esendağlı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 16 Ekim 2015

SİNOVİTLER. Dr. Güldal Esendağlı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 16 Ekim 2015 SİNOVİTLER Dr. Güldal Esendağlı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 16 Ekim 2015 Sinovyal Dokunun Non-tümöral ve Tümör-benzeri Lezyonları Non-tümöral Lezyonlar Reaktif Tümör-benzeri Lezyonlar

Detaylı

DOLAŞIM SİSTEMİ TERİMLERİ. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

DOLAŞIM SİSTEMİ TERİMLERİ. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire DOLAŞIM SİSTEMİ TERİMLERİ Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Dokuların oksijen ve besin ihtiyacını karşılayan, kanın vücutta dolaşmasını temin eden, kalp ve kan damarlarının meydana getirdiği sisteme dolaşım

Detaylı

KORONER ARTER HASTALIĞI MAJÖR RİSK FAKTÖRLERİ VE C-REAKTİF PROTEİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

KORONER ARTER HASTALIĞI MAJÖR RİSK FAKTÖRLERİ VE C-REAKTİF PROTEİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI HAYDARPAŞA NUMUNE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTAHANESİ 5. İÇ HASTALIKLARI KLİNİĞİ Şef: Dr. YILDIZ BARUT KORONER ARTER HASTALIĞI MAJÖR RİSK FAKTÖRLERİ VE C-REAKTİF PROTEİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Detaylı

Tedavi. Tedavi hedefleri;

Tedavi. Tedavi hedefleri; Doç. Dr. Onur POLAT Tedavi DVT tanısı konduktan sonra doğal gidişine bırakılırsa, ölümcül komplikasyonu olan PE ve uzun dönemde sakatlık oranı son derece yüksek olan posttromboflebitik sendrom ve Pulmoner

Detaylı

KRONİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA ENDOTEL PROGENİTÖR HÜCRELERİ, İNFLAMASYON VE ENDOTEL DİSFONKSİYONU

KRONİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA ENDOTEL PROGENİTÖR HÜCRELERİ, İNFLAMASYON VE ENDOTEL DİSFONKSİYONU KRONİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA ENDOTEL PROGENİTÖR HÜCRELERİ, İNFLAMASYON VE ENDOTEL DİSFONKSİYONU Abdullah Özkök¹, Esin Aktaş², Akar Yılmaz 3, Ayşegül Telci 4, Hüseyin Oflaz 3, Günnur Deniz², Alaattin

Detaylı

AKUT ST ELEVASYONLU MİYOKARD İNFAKTÜSÜNDE ISI ŞOK PROTEİNİ 60 IN HASTANE İÇİ VE KISA DÖNEM PROGNOSTİK DEĞERİ

AKUT ST ELEVASYONLU MİYOKARD İNFAKTÜSÜNDE ISI ŞOK PROTEİNİ 60 IN HASTANE İÇİ VE KISA DÖNEM PROGNOSTİK DEĞERİ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ AKUT ST ELEVASYONLU MİYOKARD İNFAKTÜSÜNDE ISI ŞOK PROTEİNİ 60 IN HASTANE İÇİ VE KISA DÖNEM PROGNOSTİK DEĞERİ Recep KARATAŞ TIPTA UZMANLIK TEZİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM

Detaylı

Hipertansiyon ve akut hipertansif atakta ne yapmalı? Prof. Dr. Zeki Öngen İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Hipertansiyon ve akut hipertansif atakta ne yapmalı? Prof. Dr. Zeki Öngen İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Hipertansiyon ve akut hipertansif atakta ne yapmalı? Prof. Dr. Zeki Öngen İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Sağlıklı kişi Hipertansiyon: ne yapmalı? Risk faktörlerinden ölüme kardiyovasküler

Detaylı

Kalp Hastalıklarından Korunma

Kalp Hastalıklarından Korunma Kalp Hastalıklarından Korunma AsılRezzan Dr alt başlık Deniz stilini Acardüzenlemek için tıklatın Kalp- Damar hastalıkları (KDH) birçok Avrupa ülkesinde ve Türkiye de orta ve ileri yaş grubunda en önemli

Detaylı

Dr. Gökhan AKSAN Şişli Hamidiye Etfal E.A.H Kardiyoloji Kliniği 22/04/16

Dr. Gökhan AKSAN Şişli Hamidiye Etfal E.A.H Kardiyoloji Kliniği 22/04/16 Dr. Gökhan AKSAN Şişli Hamidiye Etfal E.A.H Kardiyoloji Kliniği 22/04/16 AMAÇ Diabetes mellitus (DM) önemli bir kardiyovasküler risk faktörüdür. Tüm diyabetik hasta ölümlerinin %70-80 inden kardiyovasküler

Detaylı

HIV ile İlişkili Komorbiditeler Simpozyumu: Multidisipliner Bakım Ağı Oluşturma 4 Kasım 2016,(İstanbul)

HIV ile İlişkili Komorbiditeler Simpozyumu: Multidisipliner Bakım Ağı Oluşturma 4 Kasım 2016,(İstanbul) HIV ile İlişkili Komorbiditeler Simpozyumu: Multidisipliner Bakım Ağı Oluşturma 4 Kasım 2016,(İstanbul) Kardiyovasküler Sorunlu Hasta Dr. Cihan YEŞİL Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları

Detaylı

ARTERİYEL DİSSEKSİYON: TANI, MEDİKAL ve ENDOVASKÜLER TEDAVİ

ARTERİYEL DİSSEKSİYON: TANI, MEDİKAL ve ENDOVASKÜLER TEDAVİ ARTERİYEL DİSSEKSİYON: TANI, MEDİKAL ve ENDOVASKÜLER TEDAVİ Prof. Isil Saatci *, Prof. Saruhan Cekirge **, Yüksek İhtisas Üniversitesi Koru Hastaneleri, Bayındır Hastaneleri, Ankara * Proctoring agreement

Detaylı

KORONER ANJİYOGRAFİ YAPILAN KADINLARDA KORONER ARTER HASTALIĞI YAYGINLIĞI İLE OSTEOPOROZ YAYGINLIĞI ARASINDAKİ İLİŞKİ

KORONER ANJİYOGRAFİ YAPILAN KADINLARDA KORONER ARTER HASTALIĞI YAYGINLIĞI İLE OSTEOPOROZ YAYGINLIĞI ARASINDAKİ İLİŞKİ T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Prof. Dr. Armağan ALTUN KORONER ANJİYOGRAFİ YAPILAN KADINLARDA KORONER ARTER HASTALIĞI YAYGINLIĞI İLE OSTEOPOROZ YAYGINLIĞI

Detaylı

Diyet yoluyla Menakinon alımı, daha az Koroner Kalp Hastalığı riski ile ilişkili: Rotterdam Çalışma

Diyet yoluyla Menakinon alımı, daha az Koroner Kalp Hastalığı riski ile ilişkili: Rotterdam Çalışma Diyet yoluyla Menakinon alımı, daha az Koroner Kalp Hastalığı riski ile ilişkili: Rotterdam Çalışma Johanna M. Geleijnse,* Cees Vermeer,** Diederick E. Grobbee, Leon J. Schurgers,** Marjo H. J. Knapen,**

Detaylı

T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI. Tez Yöneticisi Prof. Dr. Fatih ÖZÇELİK

T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI. Tez Yöneticisi Prof. Dr. Fatih ÖZÇELİK T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Prof. Dr. Fatih ÖZÇELİK AKUT KORONER SENDROM VE STABİL ANGİNA PEKTORİSLİ HASTALARDA OSTEOPROTEGERİN DÜZEYLERİ İLE KORONER

Detaylı

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS Aerobik Antrenmanlar Sonucu Kasta Oluşan Adaptasyonlar Miyoglobin Miktarında oluşan Değişiklikler Hayvan deneylerinden elde edilen sonuçlar dayanıklılık antrenmanları

Detaylı

TÜMÖR ANJiYOGENEZİ TUMOR ANGIOGENESIS. Reha Aydın. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

TÜMÖR ANJiYOGENEZİ TUMOR ANGIOGENESIS. Reha Aydın. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi TÜMÖR ANJiYOGENEZİ TUMOR ANGIOGENESIS Reha Aydın İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi TÜMÖR ANJiYOGENEZİ TUMOR ANGIOGENESIS Reha Aydın, İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Türkçe

Detaylı

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA KARDİYOVASKÜLER HASTALIK GELİŞME RİSKİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA KARDİYOVASKÜLER HASTALIK GELİŞME RİSKİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA KARDİYOVASKÜLER HASTALIK GELİŞME RİSKİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Erol Demir¹, Sevgi Saçlı¹,Ümmü Korkmaz², Ozan Yeğit², Yaşar Çalışkan¹, Halil Yazıcı¹, Aydın Türkmen¹, Mehmet Şükrü

Detaylı

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Diyabetes Mellitus Komplikasyonları Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Diyabetes mellitus komplikasyonlar Mikrovasküler Makrovasküler Diyabetik retinopati Diyabetik

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI KARTAL KOŞUYOLU YÜKSEK İHTİSAS EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KARDİYOLOJİ KLİNİĞİ

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI KARTAL KOŞUYOLU YÜKSEK İHTİSAS EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KARDİYOLOJİ KLİNİĞİ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI KARTAL KOŞUYOLU YÜKSEK İHTİSAS EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KARDİYOLOJİ KLİNİĞİ KORONER ARTER HASTALIĞI TANISIYLA ÇIPLAK METAL STENT VE İLAÇ SALINIMLI STENT İMPLANTE EDİLEN HASTALARDA

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

Akut Koroner Sendromların Tanımı ve Sınıflandırılması

Akut Koroner Sendromların Tanımı ve Sınıflandırılması Akut Koroner Sendromların Tanımı ve Sınıflandırılması Prof. Dr. Azem Akıllı EÜTF Kardiyoloji Anabilim Dalı İzmir Hipertansiyonla Mücadele Derneği X. Ege Hipertansiyon Haftası Hipertansiyon Eğitim Kursu,

Detaylı

HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM ETİYOPATOGENEZ

HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM ETİYOPATOGENEZ HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM ETİYOPATOGENEZ Dr. Nurcan Cengiz 1955 de tanımlandı (Gasser) Çocukluk çağında akut böbrek yetmezliğinin en sık nedenlerindendir. Batıda kronik böbrek yetmezliğinin de önemli sebeplerinden

Detaylı

GLOMERULUS HASTALIKLARI

GLOMERULUS HASTALIKLARI ÜRİNER SİSTEM Böbrekler II GLOMERULUS HASTALIKLARI AKUT GLOMERULONEFRİTİS SUBAKUT GLOMERULONEFRİTİS KRONİK GLOMERULONEFRİTİS AMİLOİDOZİS Özel Patoloji I Prof.Dr.İbrahim FIRAT Çoğu zaman farklı segmentlerde

Detaylı

Diyaliz hastalarında serebrovasküler olay:önleme ve tedavi. Nurol Arık

Diyaliz hastalarında serebrovasküler olay:önleme ve tedavi. Nurol Arık Diyaliz hastalarında serebrovasküler olay:önleme ve tedavi Nurol Arık Serebrovasküler hastalık/tanım İnme (Stroke) Geçici iskemik atak (TIA) Subaraknoid kanama Vasküler demans İskemik inme Geçici iskemik

Detaylı

KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU

KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU Türkiye ulusal düzeyde ölüm nedenleri arasında ilk sırayı 205.457 ölümle kardiyovaskülerhastalıklar (tüm ölüm nedenlerinin %47,73 ü) almaktadır. Kardiyovasküler

Detaylı

Chapter 10. Summary (Turkish)-Özet

Chapter 10. Summary (Turkish)-Özet Chapter 10 Summary (Turkish)-Özet Özet Vücuda alınan enerjinin harcanandan fazla olması durumunda ortaya çıkan obezite, günümüzde tüm dünyada araştırılan sağlık sorunlarından birisidir. Obezitenin görülme

Detaylı

Yeni Tanı Hipertansiyon Hastalarında Tiyol Disülfid Dengesi

Yeni Tanı Hipertansiyon Hastalarında Tiyol Disülfid Dengesi Yeni Tanı Hipertansiyon Hastalarında Tiyol Disülfid Dengesi İhsan Ateş 1, Nihal Özkayar 2,Bayram İnan 1, F. Meriç Yılmaz 3, Canan Topçuoğlu 3, Özcan Erel 4, Fatih Dede 2, Nisbet Yılmaz 1 1 Ankara Numune

Detaylı

AKUT KORONER SENDROMLU HASTALARDA PLASMA ASİMETRİK DİMETİL ARGİNİN (ADMA) DÜZEYLERİNİN MORTALİTE ÜZERİNE ETKİSİ

AKUT KORONER SENDROMLU HASTALARDA PLASMA ASİMETRİK DİMETİL ARGİNİN (ADMA) DÜZEYLERİNİN MORTALİTE ÜZERİNE ETKİSİ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI HASEKİ EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ 3. İÇ HASTALIKLARI KLİNİĞİ ŞEF Doç.Dr. A.Baki KUMBASAR AKUT KORONER SENDROMLU HASTALARDA PLASMA ASİMETRİK DİMETİL ARGİNİN (ADMA) DÜZEYLERİNİN

Detaylı

ACE İnhibitörleri ve Yeni Çalışmalar: Mİ ve Kalp Yetersizliğinde Ne Değişti?

ACE İnhibitörleri ve Yeni Çalışmalar: Mİ ve Kalp Yetersizliğinde Ne Değişti? ACE İnhibitörleri ve Yeni Çalışmalar: Mİ ve Kalp Yetersizliğinde Ne Değişti? Prof. Dr. Barış İlerigelen İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Kardiyovasküler Korunmada

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD

Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD KOMPLEMAN SİSTEMİ Kompleman sistem, (Compleman system) veya tamamlayıcı sistem, bir canlıdan patojenlerin temizlenmesine yardım eden biyokimyasal

Detaylı

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ CEMRE URAL 1, ZAHİDE ÇAVDAR 1, ASLI ÇELİK 2, ŞEVKİ ARSLAN 3, GÜLSÜM TERZİOĞLU 3, SEDA ÖZBAL 5, BEKİR

Detaylı

Kardiyovasküler Komplikasyonlar ve HIV. Doç.Dr. Barış İki.mur İÜ Cerrahpaşa Tıp Fak. Kardiyoloji AD

Kardiyovasküler Komplikasyonlar ve HIV. Doç.Dr. Barış İki.mur İÜ Cerrahpaşa Tıp Fak. Kardiyoloji AD Kardiyovasküler Komplikasyonlar ve HIV Doç.Dr. Barış İki.mur İÜ Cerrahpaşa Tıp Fak. Kardiyoloji AD Genel Bakış : Sorun Ne? AIDS ve infeksiyonla ilişkili mortalite Subklinik ateroskleroz! Semptoma.k Kardiyovasküler

Detaylı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı LİPOPROTEİN METABOLİZMASI Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Lipoprotein Nedir? 1- Lipidler Hidrofobik lipidler çekirdekte (Trigliserit, Kolesterol esterleri)

Detaylı

Karotis Hastalığında Görüntüleme. Dr. Nilüfer Yeşilot

Karotis Hastalığında Görüntüleme. Dr. Nilüfer Yeşilot Karotis Hastalığında Görüntüleme Dr. Nilüfer Yeşilot 27.05.2017 Bilinen veya kuşkulanılan karotis stenozu olan asemptomatik hastalarda DUS Bilinen veya kuşkulanılan karotis stenozu olan asemptomatik hastalarda

Detaylı