ZĐRAAT PORTFÖY YÖNETĐMĐ A.Ş. 01 OCAK HAZĐRAN 2010 DÖNEMĐNE AĐT YÖNETĐM KURULU FAALĐYET RAPORU

Transkript

1 ZĐRAAT PORTFÖY YÖNETĐMĐ A.Ş. 01 OCAK HAZĐRAN 2010 DÖNEMĐNE AĐT YÖNETĐM KURULU FAALĐYET RAPORU I-GĐRĐŞ: 1- Raporun Dönemi : Ortaklığın Unvanı : ZĐRAAT PORTFÖY YÖNETĐMĐ A.Ş. 3- Dönem içinde Yönetim ve Denetim Kurullarında görev alan başkan ve üyelerin, murahhas üyelerin ad ve soyadları, yetki sınırları, bu görevlerinin süreleri (başlangıç ve bitiş tarihleri) : a- Yönetim Kurulu Üyeleri : Dr. Ümran DEMĐRÖRS : Yönetim Kurulu Başkanı Cem ÖZŞEN : Yönetim Kurulu Başkan Vekili Đsmail Erdal MAZLUM : Yönetim Kurulu Üyesi Birol ÖZÇARIKÇI : Yönetim Kurulu Üyesi Devam Devam Devam Devam Dr. Murat Levent ÖZER : Yönetim Kurulu Üyesi Ramazan ÜLGER : Yönetim Kurulu Üyesi Devam b- Denetim Kurulu Üyeleri : Ertuğrul ÖZGÜN : Devam Ahmet Haşmet BĐLGĐNER : Devam 1

2 4- Dönem içinde esas sözleşmede değişiklik yapılmışsa bunun nedenleri ve yapılan değişikliklerin neler olduğu: Dönem içerisinde esas sözleşmede herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. 5- Ortaklığın sermayesinde dönem içinde meydana gelen değişiklikler, sermaye artırımı yapılmışsa, hisse senedi dağıtıp dağıtmadığı, dağıtmamışsa nedenleri, ortak sayısı, hisse senetleri fiyatlarının yıl içinde gösterdiği gelişme, son üç yılda dağıtılan temettü oranları, ortaklık sermayesinin %10 undan fazlasına sahip olan ortakların adları, paylarının miktar ve sermayedeki oranları: Dönem içerisinde sermaye artırımı yapılmamıştır. Hisse senedi dağıtılmamıştır. Şirketimizin ortak sayısı 5 tir (beş). Şirketimiz halka açık değildir yılı vergi sonrası ve diğer mali yükümlülüklere ilişkin karşılıklar ayrıldıktan sonra kalan net kar ,36 TL olup, bu kardan ,51 TL temettü (%91,31) dağıtılmıştır yılı vergi sonrası ve diğer mali yükümlülüklere ilişkin karşılıklar ayrıldıktan sonra kalan net kar ,45 TL olup, bu kardan ,05 TL temettü (%91,25) dağıtılmıştır yılı vergi sonrası ve diğer mali yükümlülüklere ilişkin karşılıklar ayrıldıktan sonra kalan net kar ,64 TL olup, bu kardan ,95 TL temettü (%91,27) dağıtılmıştır yılı vergi sonrası ve diğer mali yükümlülüklere ilişkin karşılıklar ayrıldıktan sonra kalan net kar ,32 TL olup, Genel Kurul Kararı ile olağanüstü yedekler hesabına aktarılmıştır YILLARI KAR VE TEMETTÜ DAĞILIMI NET KAR TEMETTÜ 2

3 Ortaklık sermayesinin %10 undan fazlasına sahip olan ortakların adları, paylarının miktarı ve sermayedeki oranları aşağıda belirtildiği gibidir: ORTAKLIĞIN UNVANI PAY MĐKTARI ORANI (%) T.C. ZĐRAAT BANKASI A.Ş ,00 ZĐRAAT YATIRIM MEN. DEĞ. A.Ş ,90 GROUPAMA EMEKLĐLĐK A.Ş ,90 PAY MĐKTARI T.C. ZĐRAAT BANKASI A.Ş. ZĐRAAT YATIRIM MEN. DEĞ. A.Ş. GROUPAMA EMEKLĐLĐK A.Ş. T. HALK BANKASI A.Ş. HALK YATIRIM MEN. DEĞ. A.Ş. 6- Varsa, çıkarılmış bulunan menkul kıymetlerin (tahvil, kar ve zarar ortaklığı belgesi, finansman bonosu, kara iştirakli tahvil, hisse senetleri ile değiştirilebilir tahvil, intifa senedi ve benzeri) tutarı, bunların ortaklığa getirdiği yük ve ödeme imkanları: Tahvil, kar ve zarar ortaklığı belgesi, finansman bonosu, kara iştirakli tahvil, hisse senetleri ile değiştirilebilir tahvil, intifa senedi ve benzeri çıkarılmış menkul kıymet bulunmamaktadır. 7- Ortaklığın faaliyet gösterdiği sektör ve bu sektör içerisindeki yeri: Şirketimizin kuruluş faaliyet amacı; Sermaye Piyasası Kanunu, Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri dairesinde sermaye piyasası araçlarından oluşan portföyleri müşterilerle portföy yönetim sözleşmesi yapmak suretiyle vekil sıfatı ile yönetmek ve sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunmaktır. Şirketimiz portföy yönetimi kapsamında yatırım fonları ve yatırım ortaklıkları, emekli sandıkları, sigorta şirketleri, vakıflar ve diğer tüzel kişiler portföylerini de yine vekil sıfatıyla ve yapılacak portföy yönetim sözleşmeleri çerçevesinde yönetmek konusunda faaliyet göstermek amacıyla tarihinde kurulmuş olup, Sermaye Piyasası Kurulu nun tarihli ve PYŞ/PY-21/16 sayılı Portföy Yöneticiliği Yetki Belgesi ile faaliyetine başlamıştır. 3

4 T.C. Ziraat Bankası A.Ş. nin kurucusu olduğu altı menkul kıymet yatırım fonu, Groupama Emeklilik A.Ş. tarafından kurulan dokuz emeklilik yatırım fonu ve Ziraat Yatırım Menkul Değerler A.Ş. nin kurucusu olduğu dört menkul kıymet yatırım fonu olmak üzere ondokuz adet yatırım fonu yönetilmektedir. Ayrıca Temmuz 2005 yılından itibaren kurumsal portföy yönetimi hizmeti verilen Şirketimizde iki adet tüzel kişi portföyü de yönetilmektedir tarihi itibarıyla Şirketimizce yönetilen fonların toplam portföy büyüklüğü milyon TL olup; bu tutarın milyon TL sini menkul kıymet yatırım fonları, 579 milyon TL sini emeklilik yatırım fonları ve 34 milyon TL sini ise tüzel kişi portföyler oluşturmaktadır tarihi itibarıyla Sermaye Piyasası Kurulu verilerine göre, 23 portföy yönetim şirketi tarafından yönetilen toplam milyon TL tutarındaki fon piyasasında %4,80 pazar payı ile Şirketimiz beşinci sırada bulunmaktadır. 8- Ortaklığın gelişimi hakkında yapılan öngörüler: Amacı, portföy yönetimi hakkında mevcut düzenleme ve ilkeler çerçevesinde müşterilerimize etkin portföy yönetim hizmeti sağlamak olan Şirketimizin ana hedefleri ise; Sektörde istikrarlı bir büyüme sağlamak amacıyla kurumsal müşteriler edinmek, Piyasa şartlarına paralel bir dinamizm oluşturmak, Uzun vadede ürün çeşitliliğiyle pazar payını artırmak, Bireysel emeklilik yatırım fonları ve menkul kıymet yatırım fonları piyasasından T.C. Ziraat Bankası A.Ş. nin büyüklüğüne paralel bir pay almak amacıyla portföy yönetim hizmeti sunmak şeklinde ifade edilebilir. Yukarıda belirtilen amaç ve hedefler doğrultusunda, Şirkete yeni kurumsal ve tüzel portföyler kazandırarak, hem kar hem de işlem hacminin artırılması yoluyla Şirketin pazar payının yükseltilmesi hedeflenmektedir. 9- Ortaklığın performansını etkileyen ana etmenler, Şirketin faaliyette bulunduğu çevrede meydana gelen önemli değişiklikler, Şirketin bu değişikliklere karşı uyguladığı yatırım ve temettü politikası: 2010 yılının ilk yarısında küresel ekonomide devam eden toparlanma sürecinde başta Asya ülkeleri olmak üzere gelişmekte olan ülkelerde ekonomik aktivitedeki canlanma sürmektedir. Ancak, gelişmekte olan ülkelerde toparlanma açısından bölgeler arasında ayrışma gözlenmekte ve en zayıf performansı gelişmekte olan Avrupa ülkeleri göstermektedir. Gelişmiş ülkelerde ise ekonomik aktivitede iyileşme gözlenmekle birlikte kriz öncesi dönemin oldukça gerisindedir. Yılın ilk yarısında küresel piyasaların yönünü belirleyen en önemli olaylar Yunanistan borç krizi ile özellikle gelişmiş ülkelerde görülen yüksek bütçe açıkları olmuştur. Yılın ilk çeyreğinde Yunanistan ın borç stokunun sürdürülebilirliğinin sorgulanmasıyla piyasalarda başlayan tedirginliğin, Euro Alanında yüksek kamu borcu ve bütçe açığı olan Đspanya, Đrlanda ve Portekiz gibi ülkelere de yansıması bu bölgede kamu borç stoku ve bütçe açıklarının sürdürülebilirliğine ilişkin endişelerin devam etmesine neden olmuştur. Ancak, artan bütçe açığına ilişkin sorunlar sadece Euro Alanı ülkeleri için söz konusu olmayıp, benzer endişeler ABD, Đngiltere ve Japonya gibi ülkeler için de zaman zaman gündeme gelmektedir. Nitekim G-20 Zirvesinde son dönemde kamu maliyesine ilişkin göstergeleri önemli ölçüde bozulan ülkelerin bütçe açıklarını 2013 yılına kadar yarıya indirmeleri ve 2016 ya kadar kamu borç stoku/gsyh oranına istikrar kazandırmaları konusunda uzlaşmaya varılmıştır. Yunanistan da başlayan krizin tüm Euro Alanında endişe yaratmasının sebeplerinden bir diğeri de krizin bankacılık sektörüne yayılması riskidir. Nitekim, Đspanya da Merkez Bankasının küçük ölçekli bir bankaya el koyması Avrupa nın bankacılık sistemiyle ilgili endişelerin piyasalar üzerinde baskı yaratmasına neden olmuştur. 4

5 Diğer taraftan gelişmiş ülkelerin finansman ihtiyacı çok yüksek düzeylere ulaşmış olup, bu durum gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımları açısından da önem taşımaktadır. Hükümetlerin yanısıra bankaların da finansman ihtiyacının yüksek olması önümüzdeki dönemde ülkelerin borç çevirmede bir miktar zorlukla karşılaşabileceğine işaret etmektedir. Gelişmiş ülkelerde finans sistemine yönelik olarak alınan veya alınması planlanan tedbirler de piyasalarda kaygı yaratmaya devam etmektedir. Nitekim Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), aşırı regülasyonların ABD, Euro Alanı ve Japonya da gelecek beş yılda ekonomik büyümeyi %3 azaltabileceği ve 10 milyon kişinin işini kaybetmesine neden olabileceği yönünde uyarıda bulunmuştur. Bu çerçevede G-20 Zirvesinde bankalara global bir vergi uygulanması yönünde karar alınmaması piyasalar tarafından olumlu karşılanmıştır yılında FED ve ECB genişleyici para politikası uygulamalarından çıkmaya başlamıştır. Her iki merkez bankası da geleneksel olmayan para politikası araçlarının kullanımını sonlandırmaya başlamış ancak enflasyonun ılımlı seyrinin de desteğiyle politika faizlerinde artışa gitmeyerek ekonomilerinin toparlanmasına destek olmaya devam etmiştir. Önümüzdeki dönem beklentilerine bakıldığında geleneksel olmayan araçların kullanımının azaltılmasına devam edileceği tahmin edilirken politika faizlerinde yılın sonlarına kadar artış yapılması beklenmemektedir. ABD Merkez Bankası (FED), yılın ilk yarısında kısa vadeli faiz oranlarını değiştirmeden %0-0,25 aralığında bırakmıştır. FED Haziran tarihlerinde yaptığı yılın ilk yarısının son toplantısında faiz oranlarını uzun bir süre daha düşük seviyelerde tutacağı ifadesini yinelemiştir. Öte yandan, FED in bir önceki toplantısının tutanaklarında finansal koşulların genel ekonomik büyümeyi daha az destekler hale geldiğini açıklaması dikkat çekmiştir. FED, enerji fiyatlarındaki gerilemenin yanısıra düşük kaynak kullanım oranına da atıfta bulunarak enflasyonun düşük düzeylerdeki seyrinin sürmesinin öngörüldüğünü belirtmiştir. Avrupa Merkez Bankası (ECB) da yılın ilk yarısında kısa vadeli faiz oranlarını piyasa beklentileri paralelinde değiştirmeyerek %1 seviyesinde bırakmıştır. ECB, Haziran da 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin büyüme ve enflasyon tahminlerini revize ettiğini açıklamıştır. ECB 2010 yılı için büyüme tahminini dış talep koşullarının güçlü seyri nedeniyle %0,8 den %1 e yükselttiğini açıklarken, 2011 yılı için ise büyüme tahminini iç talep koşullarındaki belirsizlikler nedeniyle %1,5 ten %1,2 ye indirdiğini belirtmiştir. ECB, enflasyon oranının ise 2010 ve 2011 yıllarında sırasıyla %1,5 ve %1,6 seviyesinde gerçekleşeceğini öngörmektedir. Yılın ilk yarısında yatırımcıların Euro Alanına yönelik risk algılamasındaki bozulmayla birlikle Euro Dolar karşısında değer kaybetmiştir. Nitekim 2009 sonunda 1,4327 seviyesinde bulunan Euro Dolar paritesi 7 Haziran da dip yaparak 1,1923 seviyelerine kadar gerilemiş ve yılın ilk yarısını 1,2235 seviyesinden kapatarak, yaklaşık %14,60 değer kaybetmiştir. ABD ekonomisindeki toparlanma sürecine ilişkin endişelerin yeniden gündeme gelmesi /$ paritesindeki aşağı yönlü eğilimin kırılmasına neden olmuştur. Reel kesimin canlanması açısından önemli bir gösterge olan petrol fiyatları $ bandında hareket etmiş olup Mayıs ayı başında ekonomik verilerdeki toparlanma ile 89 $ seviyesine kadar yükselmiştir. Ardından Euro Alanı kaynaklı endişelerin petrol talebini düşürebileceğine yönelik görüşün güçlenmesi nedeniyle $/varil 72 seviyesine kadar gerilemiştir. Ancak, ay sonunda arz yönlü baskıların artması nedeniyle petrol fiyatları yeniden yükselmiştir. 30 Haziran itibarıyla Brent türü petrol fiyatları $/varil 74,7 seviyesindedir. Risk algılamasındaki bozulma nedeniyle yatırımcıların nispeten güvenli yatırım aracı olarak algıladığı altına yönelmeleri sonucunda Haziran ayı içerisinde altın fiyatları $/ons ile tarihi yüksek seviyeye ulaşmış, ay sonunda $/ons seviyesinden işlem görmüştür. 5

6 Brent $ Altın $ Brent Altın Yurtiçindeki gelişmelere bakıldığında, gelişmekte olan piyasalara yönelik ilgi devam etmesine rağmen Türkiye de piyasalar siyasi gelişmeler ve Yunanistan borç krizi nedeni ile yılın ilk yarısında beklenen ivmeyi yakalayamamıştır. Ancak Mart ayı ikinci yarısından itibaren siyasi gelişmelerin etkisinin azalmasıyla birlikte yurtiçi piyasalar da uluslararası piyasalar paralelinde yükseliş eğilimine girmiştir. Euro Alanında yaşanan gelişmelerin risk algılamasını artırması Mayıs ayında yurtiçi piyasalara da yansımıştır. Mayıs sonunda ĐMKB-100 endeksi 14 Nisan da ulaştığı yılın en yüksek seviyesine göre %8 düşmüştür. Bu noktadan sonra tekrar toparlanma eğilimine giren endeks yılın ilk yarısı itibarıyla yılsonuna göre %,3,81 artmıştır. Ancak, Euro Alanındaki borç krizinin bankacılık sektörüne yayılması riski yurtiçi piyasalar üzerinde de baskı oluşturmaktadır ĐMKB IMKB Yabancı Payı Yabancı Payı (%) 6

7 Türkiye de piyasaları etkileyen en önemli gelişmelerden biri olan Orta Vadeli Programda yer alan mali kural uygulamasına ilişkin kanun tasarısı Mayıs ayında açıklanmıştır. Söz konusu tasarının TBMM de onaylanmasının ardından 2011 yılından itibaren uygulamaya konulması hedeflenmektedir. Mali kuralda genel yönetim bütçe açığının GSYH ye oranının uzun dönemli hedefi %1 ve potansiyel büyüme hızı %5 olarak belirlenmiştir. Yıl içinde genel yönetim açığının mali kural ile belirlenen hedeflerden sapması halinde gerekli tedbirlerin alınması planlanmaktadır. Mali kural uygulaması ile 5-10 yıllık süreçte kamu borç stokunun GSYH ye oranının %30 seviyesine, daha uzun vadede ise %15 e kadar gerileyeceği tahmin edilmektedir. Dünya genelinde krizin ikinci aşaması olarak adlandırılan ve bütçe açıkları ile yüksek borç stoklarının sürdürülebilirliğine ilişkin gelişmelerin global piyasaların gündemini oluşturduğu bir dönemde Türkiye nin mali kural uygulamasını açıklaması olumlu karşılanmıştır. Nitekim kredi derecelendirme kuruluşu Moodys mali kuralın yasalaşması halinde Türkiye nin kredi notunun artabileceğini açıklamıştır. Mali kural uygulamasının kamu maliyesi politikalarının öngörülebilirliğini artırmak ve risk primleri ile borçlanma maliyetlerinin azalmasını sağlamak açısından olumlu bir gelişme olduğu düşünülmektedir. Türkiye ekonomisi 2010 un ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %11,7 oranında büyümüştür. Kaydedilen büyümede ekonomik aktivitedeki toparlanmanın yanı sıra 2009 yılının ilk çeyreğindeki %14,5 lik daralmadan kaynaklanan baz yılı etkisi de önemli rol oynamıştır. Önümüzdeki dönemde baz yılı etkisinin azalmasıyla birlikte büyümenin yavaşlayan bir seyir izleyeceği düşünülmektedir. Bu dönemde Türkiye nin en büyük ihracat pazarı olan Euro Alanındaki sorunların derinleşmesi ihtimali Türkiye ekonomisi açısından önemli bir risk unsuru olmaya devam edecek ve iç talep koşullarındaki nispi iyileşmeye karşılık dış talep koşullarına ilişkin belirsizlikler net ihracat üzerindeki baskısını sürdürecektir. 7

8 Sanayi üretimi Mayıs ta geçen yılın aynı ayına göre %14,8 lik ortalama piyasa beklentisinin hafif üzerinde %15,6 oranında arttı. Üretim, takvim etkisinden arındırıldığında ise yıllık bazda %15,1 arttı. Üretimde çift haneli artışlar baz etkisine bağlı olarak sürerken, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış üretim aylık bazda Mayıs ta bir önceki aya göre %1,9 ile Kasım 2009 dan sonraki en yüksek artışını kaydetti. Böylece üretim seviye olarak Temmuz 2008 in üzerine çıktı. Ocak-Mayıs 2009 döneminde %20 daralan üretim bu yılın aynı döneminde %17 artış kaydetti. Aylık Sanayi Üretim Endeksi Ekonomide görülen toparlanmaya ve enflasyondaki yükselişe rağmen işsizliğin yüksekliği, kapasite kullanımının düşüklüğü, Avrupa daki büyümenin kırılganlığı gibi nedenlerle TCMB yılın ilk yarısında faiz oranlarını değiştirmemiş, 17 Haziran daki son toplantısında bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının %7 düzeyinde sabit tutulmasına karar vermiştir. Toplantı sonrasında yapılan açıklamada, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın devam ettiği ve iç talebin göreli olarak istikrarlı bir artış sergilediği belirtilmiştir. Buna karşılık, dış talebe ilişkin belirsizliklerin arttığı dile getirilmiştir. Enflasyona ilişkin olarak ise, çekirdek enflasyon göstergelerinin yılsonu hedefinin altında ve orta vadeli hedeflerle uyumlu seyretmeye devam 8

9 edeceği ifade edilmiştir. Böylece, politika faiz oranlarının uzun bir süre düşük düzeylerde seyretmesi gerekebileceği belirtilmiştir. Mayıs ayında ihracat 9,9 milyar Dolar ile 9,1 milyar Dolar olan beklentilerin üzerinde gelirken, ithalat beklentilere paralel 14,7 milyar Dolar olarak gerçekleşti. Böylece dış ticaret açığı beklentilerin altında 4,8 milyar Dolar oldu. Mayıs ayı ihracat verileri AB ekonomilerindeki sorunların etkilerinin ihracatımızda erken hissedilmeye başlandığını göstermektedir. Önümüzdeki dönemde bu etkilerin bir miktar daha derinleşmesi beklenebilir. Nisan ayında, cari işlemler dengesi beklentiler paralelinde $4,4 milyar açık vermiştir. Böylece, yılın ilk dört ayındaki cari açık $14,3 milyara ulaşırken, 12 aylık kümülatif bazda cari işlemler açığı da $24,7 milyara yükselmiştir. Cari açık iç talepteki nispi canlanmanın etkisiyle genişlemeye devam etmektedir. Öte yandan, turizm gelirlerinin 2010 un ilk dört ayında %11 daralması da cari açıktaki artışta etkili olmuştur yılının ilk çeyreğinde yükselme eğilimdeki tüketici fiyatları Nisan ayından itibaren düşüş trendine girmiş ve yılın ilk yarısını %8,37 seviyelerinden kapatmıştır. Tüketici Fiyatları Endeksi Yıllık Değişim Oranları (%) 11,00 10,00 9,00 9,50 10,13 10,19 9,56 9,10 8,00 8,19 7,89 8,37 7,00 6,00 5,00 7,73 6,13 5,24 5,73 5,39 5,33 5,27 5,08 5,53 6,53 4,00 Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık

10 Önümüzdeki dönemde piyasalar tarafından Euro Bölgesinde yaşanan borç krizi ve buna karşı alınan önlemler yakından takip edilecektir. Bu süreçte ülkelerin büyüme oranları ve enflasyonist etkiler önemli rol oynayacaktır. Yurtiçinde ise bu faktörlerin yanında Orta Vadeli Mali Planın uygulanmasına yönelik çalışmalar Türkiye yi diğer ülkelerden olumlu yönde ayrıştırabilecektir. Tüm dünyada ve buna bağlı olarak Türkiye deki finansal piyasalarda görülen toparlanma sürecinde piyasalar yakından takip edilerek Şirketimizce yönetilen portföylerde gerekli değişiklikler yapılmıştır. Etkin portföy yönetimi anlayışı çerçevesinde önümüzdeki dönemde de belirlenen risk seviyesinde maksimum getiri sağlama hedefine odaklanılacaktır. II-FAALĐYETLER A-YATIRIMLAR: 1- Yatırımlardaki gelişmeler: Cari dönemde; 2.206,50 TL lik maddi duran varlık alımı yapılmıştır. 2- Teşvik tedbirlerinden yararlanma durumu, yararlanılmışsa ne ölçüde gerçekleştirildiği: Teşvik tedbirlerinden yararlanılmamıştır. B- MAL VE HĐZMET ÜRETĐMĐNE ĐLĐŞKĐN FAALĐYETLER: 1- Đşletmenin üretim birimlerinin nitelikleri, kapasite kullanım oranları ve bunlardaki gelişmeler, genel kapasite kullanım oranı: Yoktur. 2- Faaliyet konusu mal ve hizmet üretimindeki gelişmeler, miktar, kalite, sürüm ve fiyatların geçmiş dönem rakamlarıyla karşılaştırmalarını içeren açıklamalar: Yoktur. 3- Faaliyet konusu mal ve hizmetlerin fiyatları, satış hasılatları, satış koşulları ve bunlarda yıl içinde görülen gelişmeler: Yoktur. 4- Randıman ve prodüktivite katsayılarındaki gelişmeler, geçmiş yıllara göre bunlardaki önemli değişikliklerin nedenleri: Yoktur. C- FĐNANSAL YAPIYA ĐLĐŞKĐN BĐLGĐLER: 1- Başlıca Finansal Büyüklükler (TL): 30 Haziran Haziran Aralık 2009 Mali Tablolar Mali Tablolar Mali Tablolar Toplam Aktifler , , ,53 Nakit ve Nakit Benz , , ,34 Özsermaye , , ,22 Net Kar , , ,63 10

11 Başlıca Finansal Oranlar (%): 30 Haziran Haziran Aralık 2009 Mali Tablolar Mali Tablolar Mali Tablolar Özsermaye Karlılığı 11,95 16,88 27,27 Aktif Karlığı 11,79 16,29 26,42 Hisse Başına Kar (TL) 0, , ,012 Bu bölümdeki bilgilerin ayrıntıları ilişikte sunulan AKT YEMĐNLĐ MALĐ MÜŞAVĐRLĐK VE BAĞIMSIZ DENETĐM A.Ş. nin hazırlamış olduğu dönemine ait Finansal Tablolar ve Bağımsız Denetim Raporunda açıklanmıştır. 11