2007 Küresel Finansal Krizinin Işığında Anglo-Sakson Kapitalizminin Finansal Kriz Yaratma Potansiyeli Üzerine Bir Değerlendirme.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "2007 Küresel Finansal Krizinin Işığında Anglo-Sakson Kapitalizminin Finansal Kriz Yaratma Potansiyeli Üzerine Bir Değerlendirme."

Transkript

1 2007 Küresel Finansal Krizinin Işığında Anglo-Sakson Kapitalizminin Finansal Kriz Yaratma Potansiyeli Üzerine Bir Değerlendirme Ersan Bocutoğlu 1 Özet İkinci Dünya Savaşı sonrası uygulamalarını esas alarak kapitalizmi, sosyal piyasa ekonomisine ağırlık veren kara Avrupası kapitalizmi ve serbest piyasa ekonomisine ağırlık veren Anglo-Sakson kapitalizmi başlıkları altında sınıflandırmak mümkündür. Kara Avrupası kapitalizminin finansal kriz yaratma potansiyelinin düşük olmasına karşın, Anglo-Sakson kapitalizminin küreselleşme ile birlikte finansal kriz üreten ana kaynak haline geldiği ileri sürülmektedir. Bu bildirinin amacı, 2007 Küresel Finansal Krizinden alınan derslerin ışığında Anglo-Sakson kapitalizminin finansal kriz yaratma potansiyelini değerlendirmektir. Bilimsel bulgular Anglo-Sakson kapitalizminin monolitik olmadığını, finansal piyasaları düzenleme (regülasyon-deregülasyon) derecesine göre Anglo-Sakson kapitalizminde de farklılıkların bulunduğunu göstermektedir. Anglo-Sakson dünyaya mensup ABD, İngiltere, Kanada ve Avusturalya kapitalizmleri karşılaştırıldığında, ABD ve İngiltere deki kapitalizm uygulamaları finansal piyasalarda yüksek deregülasyona, Kanada ve Avusturalya daki kapitalizm uygulamaları ise yüksek regülasyona sahip bulunmaktadır. Bu nedenle 2007 Küresel Finansal Krizi ABD ve İngiltere ve onlar üzerinden bazı kara Avrupa ekonomilerini derinden etkilediği halde, Kanada ve Avusturalya ekonomilerini ya etkilememiş veya önemsiz derecede etkilemiştir. Anahtar Kelimeler: 2007 Küresel Finansal Krizi, Finansal Hizmetler Endüstrisi, Regülasyon, Deregülasyon, Kara Avrupası Kapitalizmi, Anglo-Sakson Kapitalizmi JEL Sınıflandırması: E38, E44, P17 Abstract An Evaluation on the Financial Crisis Potential of Anglo-Saxon Capitalism in the Light of 2007 Global Financial Crisis In terms of the experience of capitalism after the Second World War, it can be classified broadly into two: the continental European capitalism that depends on social markets and the Anglo-Saxon capitalism on free markets. Historical evidence suggests that the Anglo-Saxon capitalism is a source of severe financial crisis under the increasing globalism while the continental European capitalism seems relatively stable. The aim of this paper is to evaluate the financial crisis potential of Anglo-Saxon capitalism under the lessons learned from 2007 Global Financial Crisis. Scientific findings show that the Anglo-Saxon capitalism is not monolithic and it differs significantly in the extent of regulation and deregulation in financial markets. In this context when compared are capitalisms of the USA, England, Canada and Australia, countries belonging to the Anglo-Saxon World, capitalism practices in the USA and England are of higher deregulation in financial markets while higher regulation in the rest. Therefore the economies of Canada and Australia remained either unaffected or less severely affected by the Crisis while the Crisis had exacerbated tremendously the economic situation in the USA and England, and some of the continental European countries via these two economies. Keywords: 2007 Global Financial Crisis, Financial Services Industries, Regulation, Deregulation, Continental European Capitalism, Anglo-Saxon Capitalism JEL Classifications: E38, E44, P17 1 Prof. Dr., Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü, (ebocutoglu@ktu.edu.tr)

2 1.Giriş Kapitalizmin bugünü ve geleceği ile ilgili tartışmalar çok geniş bir yelpazede yapılıyor. Tartışmalar sosyalizme benzer şekilde kapitalizmin de sonunun geldiğini ileri süren Eric Hobsbawm gibi bir uçtan (Hobsbawm (2009); demokrasinin ve piyasa ekonomisinin insanlığın ulaştığı son safha olduğunu ve bu safhanın bütün toplumları, piyasaya dayalı yeni bir tektipliğe yönelteceğini ileri süren Fukuyama gibi diğer uca (Fukuyama (1992, p. xiv) uzanan geniş bir yelpazedeki düşünürler arasında sürüyor. Kapitalizmin uzun dönemde durgunluğa girebileceğini, Adam Smith, Jean-Baptiste Say ve David Ricardo gibi klasik iktisadın kurucuları da öngörmüşledir. Uzun dönemde, bir taraftan firmalar arası rekabetin öte taraftan da artan işçi ücretleri ve hammadde fiyatlarının kar oranlarını düşürmesi, kapitalizmi durgunluğa sürükleyecektir. Smith ve Say gibi iyimser klasikler, sanayi sektöründeki ölçeğe göre artan getirinin söz konusu durgunluğu öteleyeceğini düşünürken, Ricardo gibi kötümser klasikler tarımdaki ölçeğe göre azalan getirinin, sanayi sektöründeki ölçeğe göre artan getiriyi sıfırlayacağını ve kapitalizmin daha kısa sürede durgunluğa gireceğini öngörmektedir. Bununla birlikte Robert Malthus hariç klasik öncülerin tamamı, Say Yasasının ve Klasik Faiz Teorisinin kapitalizmi kısa dönemde krize düşmekten alıkoyacağını varsaymaktadır. Kapitalizmin kısa dönemde krizlere düşmesini engelleyen klasik delillerden birisi Say Yasası ve Klasik Faiz Teorisi ise öteki de Paranın Klasik Miktar Teorisidir. Klasik Miktar Teorisine göre, tam istihdam seviyesinde dengede bulunan ekonomide nominal değişkenlerin reel değişkenleri etkileme ihtimali yoktur, bu nedenle para yansız ve önemsizdir. Klasik Dikotomi ilkesi olarak ifade edilen paranın yansızlığı argümanı, finansal sektörün kriz yaratma potansiyeli taşımadığını, sadece fiyatlar genel seviyesini yükseltme tehlikesi içerdiğini öngörmektedir. Klasiklere göre piyasalar hem optimal iktisadi refahı hem de bölüşüm adaletini kendiliğinden sağlayabildiği için, ekonomiye dışarıdan yapılan müdahaleler hoş karşılanmaz. Liberal kapitalizm, radikal bir kamu müdahalesi karşıtı söyleme sahiptir. Devlet sorunların çözümünü sağlayamaz çünkü devletin kendisi bir sorundur (Konzelmann et al. (2012, p. 502)) İktisadi Buhranı, yukarıda özetlenen klasik delilleri çürütmüş ve kapitalizmin John Maynard Keynes eliyle yeniden modellenmesine yol açmıştır. Artık ekonominin

3 daima tam istihdam seviyesinde dengede bulunduğunu öngören klasik varsayım geçersizdir. Eksik istihdam dengesinde çakılıp kalan ekonomiyi yerinden oynatmak için devlet müdahalesine gerek bulunmaktadır. Dikkatleri uzun dönemden kısa döneme çeken Keynesçi yaklaşım, kapitalizmin doğası gereği kriz yaratmaya açık olduğunu ileri sürmektedir. Bu tespitten hareketle, klasiklerin önerdikleri küçük bütçeye dayanan ve iktisadi hayata para ve maliye politikaları ile müdahale etmeyen devlet ilkesi terkedilmiş, devletin kamu harcamaları ile toplam talebi etkilediği yeni bir kapitalizm aşamasına gelinmiştir. Artık klasik geleneğin varsayımlarına dayanan tek bir kapitalizm türü yoktur. Kapitalizm dinamik bir sistem olarak, değişen şartlara göre kendini sürekli ayarlamakta, varsayımlarını gözden geçirmekte ve kendini tekrar üretmektedir. Kapitalizmin değişen konjonktüre göre orijinal varsayımlarını tedrici olarak terk etmesi ve zaman içinde değişik türlere evrilmesi, artık bütün kapitalizm türlerinde devleti önemli bir iktisadi aktör haline getirmiştir. Bu nedenle devlet müdahalesine minimum seviyede yer veren Smith-Marshall-Pigou kapitalizmine uygun kapitalizm (capitalism proper) adı verilecekse, devlete iktisadi aktör olarak önemli bir yer veren Smith-Marshall-Pigou sonrası kapitalizm türlerini yönetilen kapitalizm (managed capitalism) olarak isimlendirmek yanlış olmaz (Fulcher (2004, p. 58)). Tarihi süreçte ticari kapitalizmden sınai ve finansal kapitalizme doğru evrilen yönetilen kapitalizmin çok sayıda türü bulunmaktadır. Hangi tür esas alınırsa alınsın kapitalizmin ortak kurumları kar amacıyla faaliyet, ücretli emek, piyasa ve rekabettir. (Fulcher (2004, pp )). Yönetilen kapitalizm farklı toplumlarda gelişirken, çok farklı örgütsel ve kurumsal özellikler kazanmış, şekiller almıştır lı yıllarda ortaya çıkan krizlerden sonra, kapitalizmin neo-liberal modeli entelektüel ve ideolojik olarak hakim konuma geldi. Bu modelin bütün toplumları, piyasaya dayalı yeni bir tektipliğe (uniformity) zorladığı gözlenmektedir (Fukuyama (1992, p. xiv), Fulcher (2004, p. 58)). Bu bağlamda kapitalizmin önde gelen temsilcisi ve sistemdeki bütün radikal değişmelerin öncüsü olan ABD, 1970 lerde başlatılan bir süreç ile 1980 ve 1990 larda kendi kendini düzenleyen piyasalara (Etkin Piyasa Hipotezi) keskin bir dönüş yaptı. Keynesçilik terkedildi, kamu harcamaları kısıldı, bazı endüstriler deregülasyona tabi tutuldu, bazı hizmetler özelleştirildi ve devletin sosyal rolü zayıflatıldı.

4 Sermaye mobilitesinin ve menkul kıymetlere yapılan yatırımların artması, finansal hizmetler endüstrisinin gelişmesi ABD de anonim şirketlerin hisse senedi sahipliği değerini arttırdı. Kısa sürede moda haline gelen hisse senedi sahipliği değeri doktrinine göre anonim şirket yönetiminin amacı; şirketin geleceğine yatırım yapmak, şirketi genişletmek ve şirketin çıkarları arasında uyum sağlamak gibi uzun dönemli hedeflerden uzaklaştı, sadece şirketin hisse senedi değerini yükseltmek gibi kısa dönemli bir nokta hedefe dönüştü. Şirket yöneticilerinin bu yeni hedefi gerçekleştirmesini kolaylaştırmak için de onlara şirket hissesinden pay verildi. Bu süreç sonunda yöneticiler şirket içindeki konumlarını güçlendirdiler. ABD de 1980 ortalarından 1990 sonlarına kadar geçen dönemde, emeğin daha düşük ücretle daha uzun süreler çalıştırılmasıyla anonim şirketlerin karları, dolayısıyla da hisse senedi sahipliği değerleri yükseldi. Ekonomi büyüdüyse de bu uzun soluklu olmadı. Ekonomide büyüme esas itibariyle bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerle ve bu gelişmelerin doğurduğu genişlemelerle (boom) at başı gitti ların sonunda ihracat zayıflamaya başlayınca, büyüme borçlanmayla finanse edilen, sürdürülemez nitelikteki iç taleple sağlandı. Anonim şirketlerin ve yatırımcıların dikkatlerini aşırı ölçüde hisse senedi fiyatları üzerinde yoğunlaştırmaları, balonların oluşumunu hızlandırdı ve bu balonlar esnasında oluşan fiyatlar, karlar ve diğer kazançlar haklı gösterilemeyecek seviyelere yükseldi. Uzun dönemli çıkarları dikkate almayan ve tamamen kısa dönemli hisse senedi fiyatlarına odaklanan bu yaklaşım, Enron ve WorldCom finansal skandallarına yol açtı, finansal sistemin kalbi olan Wall Street e olan güveni sarstı, gelecekle ilgili belirsizler artı. Irak a askeri müdahale ve Irak ın yeniden yapılandırılması amaçlı kamu harcamalarındaki artış, vergi indirimi, genişletici para politikası ve düşük faiz oranları resesyonu durdurarak, büyümeye geçişi sağladı. İhracatın azalması, kamu harcamaları ve iç tüketimin artması Amerikan toplumunun uluslararası, kamusal ve bireysel seviyede borç yükünü arttırdı. Bütün bu gelişmeler 2000 li yıllarda ortaya çıkan krizlerin alt yapısını oluşturdu. Kapitalizmin zaman içindeki bu evrimi, kapitalizmin icracı (performative) karakterini ortaya koymaktadır. Kapitalizm daima yeni projeleri tecrübe etmeye meyillidir. Sürekli denemeler ve vazgeçmelerle yüz yüze olduğu için de her konjonktüre uyum göstermektedir. Uyumcu özelliği nedeniyle kapitalizmin, sürekli mutasyon geçiren bir yapıya sahip olduğu söylenebilir. Riskler ve belirsizliklerin bulunduğu bir ortamda

5 kapitalizm, uygulamalarını sürekli olarak değiştirme kabiliyetine sahip görünmektedir. Joseph Schumpeter in ileri sürdüğü yaratıcı yıkım teorisi, piyasalardan silinen firmaların yanında piyasalara yeni giren firmaların bulunduğu dinamik bir ortamda belki de kapitalizmin bu uyumcu yönüne dikkat çekmektedir (Thrift (2005, p. 3)). İkinci Dünya Savaşı sonrası uygulamalarını esas alarak kapitalizmi, sosyal piyasa ekonomisine ağırlık veren kara Avrupası kapitalizmi ve serbest piyasa ekonomisine ağırlık veren Anglo-Sakson kapitalizmi başlıkları altında sınıflandırmak mümkündür. Kara Avrupası kapitalizminin finansal kriz yaratma potansiyelinin düşük olmasına karşın, Anglo-Sakson kapitalizminin küreselleşme ile birlikte finansal kriz üreten ana kaynak haline geldiği ileri sürülmektedir. Bu bildirinin amacı, 2007 Küresel Finansal Krizinden elde edilen derslerin ışığında Anglo-Sakson kapitalizminin finansal kriz yaratmaya yatkınlığını değerlendirmektir. Bu amaca ulaşabilmek için ilk olarak kapitalizmin kara Avrupası ve Anglo-Sakson türlerinin karşılaştırmalı olarak analizi gerekmektedir. İkinci olarak Anglo-Sakson kapitalizminin monolitik olup olmadığı araştırılacaktır. Bilimsel bulgular Anglo- Sakson kapitalizminin kendi içinde uygulama bütünlüğü taşımadığını, finansal piyasaları düzenleme (regülasyon-deregülasyon) derecesine göre farklılıklara sahip bulunduğunu göstermektedir. Buna göre Anglo-Sakson kapitalizminin ABD, İngiltere (Bu makalede Birleşik Krallık yerine kullanılmaktadır.), Kanada ve Avusturalya uygulamaları finansal hizmetler endüstrisi ve konut finansman sistemleri açısından karşılaştırılarak, uygulamaların finansal kriz yaratma potansiyeli irdelenecektir. Bu bildirinin yazılmasında Sue Konzelman, Marc Fovargue-Davies ve Gerhard Schnyder in The Faces of Liberal Capitalism: Anglo-Saxon Banking System in Crisis adlı makalesi (Konzelmann et al. (2012)) ile Michel Albert in, Kapitalizme Karşı Kapitalizm başlıklı kitabının (Albert (1992)) esin kaynağı olduğunu vurgulamak gerekir Küresel Finansal Krizi ve Anglo-Sakson Finansal Sistemleri

6 2007 Küresel Finansal Krizinin genel olarak kapitalizmin krizi olmaktan çok, Anglo- Sakson kapitalizminin krizi olduğu konusunda yorumlar bulunmakla birlikte, krizin Anglo-Sakson finansal sistemlerine etkileri farklı olmuştur. Bu etkiler, Anglo-sakson dünyasının önde gelen temsilcileri olan ABD, İngiltere, Kanada ve Avusturalya finansal sistemlerinde bankaların borsa değerlerindeki değişmeler ve bankaların kamulaştırılmaları açılarından değerlendirilebilir (Konzelmann et al. (2012, pp )): 1. Kriz döneminde ABD ve İngiltere bankalarının borsa değeri düşerken, Kanada ve Avusturalya bankalarının borsa değeri yükselmiştir. İnceleme konusu yapılan bankalar dünyanın en büyük 50 bankası arasında yer almakta ve doğal olarak adı geçen ülkelerin en büyük bankalarını oluşturmaktadır Küresel Finansal Krizinin en derin durgunluk (depression) dönemini de kapsayan yılları arasında; ABD bankalarının borsa değeri kaybı 633 milyar dolar, İngiltere bankalarınınki milyar dolar iken, Kanada bankalarının borsa değeri artışı 97.5 milyar dolar, Avusturalya bankalarınınki 85.6 milyar dolar olmuştur yılı Mart ayına kadar, ABD ve İngiltere de banka kurtarma operasyonlarına kamunun harcadığı tutar, ABD GSYİH nın % 6.8 i ve İngiltere GSYİH nın %19.8 i kadardır. Buna karşılık Kanada da banka kurtarma operasyonu yapılmamış, Avusturalya nın banka kurtarma operasyonlarına harcadığı tutar ise Avusturalya GSYİH nın sadece % 0.1 i kadar olmuştur. Bu bulgular Anglo-Sakson Kapitalizminin monolitik olup olmadığının ve finansal kriz yaratma potansiyelinin araştırılmasına anlamlı bir başlangıç noktası sağlayabilir Küresel Finansal Krizinde Konut Kredilerinin Rolü G-20 ülkeleri liderlerinin 15 Kasım 2008 de Washington da yaptıkları başlangıç toplantısından sonra yayınladıkları bildiride (White House (2008)), 2007 Küresel Finansal Krizinin kök sebepleri şöyle özetlenmektedir: Geçen on yıllık dönemde ortaya çıkan sağlıklı bir küresel büyüme döneminden, artan sermaye akımlarından ve uzun süren iktisadi istikrardan sonra, piyasa aktörleri titiz bir çalışma yapmadan ve

7 riskleri gereği gibi değerlendirmeden yüksek getiriler aramaya başladılar. Aynı zamanda zayıf aracılık yükleniciliği (underwriting) standartları, çürük risk değerlendirme yönetimi pratikleri, artan ölçüde karmaşık ve şeffaflıktan uzak (konut kredilerine dayalı, parantez içindeki ek yazarındır) finansal ürünler ve buna karşılık gelen yüksek kaldıraçlar, sistemde kırılganlık yaratacak şekilde bir araya toplanmıştır. Politika yapıcıları, regülatörler ve rehberler, bazı gelişmiş ülkelerde, finansal piyasalarda kümelenen riskleri gereği gibi değerlendirmemiş ve kamu oyuna duyurmamışlar, finansal yenilikleri yakından takip etmemişler ve iç regülasyon eylemlerinin sistemik sonuçlarını hesaba katmamışlardır (White House (2008, Article 3.)). ABD Finansal Kriz Tahkikat Komisyonu tarafından hazırlanan ve 2011 yılında sunulan Finansal Kriz Tahkikat Raporunda, 2007 Küresel Finansal Krizinin nedenleri üzerinde ayrıntılı bir araştırmanın yapıldığı görülmektedir. Rapora göre (The Financial Crisis Inquiry Report (2011, pp. xvi-xxv), krize yol açan faktörlerin yıllar önce oluştuğu, krizi başlatan unsurun düşük faiz oranları, kolay konut kredisi koşulları, gevşek düzenlemeler ve zehirli konut kredisi senetleri tarafından şişirilen konut balonunun patlaması olduğu açıkça belirtilmektedir. Rapor 2007 Küresel Finansal Krizi ile ilgili bulguları şöyle özetlemektedir: 1. Finansal kriz kaçınılmaz hale gelmiştir. 2. Finansal regülasyonlardaki ve rehberlikteki yaygın başarısızlıklar, ABD nin finansal piyasalarının istikrarına yıkıcı zararlar vermiştir. 3. Krizin anahtar sebeplerinden birisi, sistemik olarak son derece önemli olan finansal kurumlardaki anonim şirket idaresi ve risk yönetiminin başarısız olmasıdır. 4. Aşırı borçlanma, riskli yatırımlar ve şeffaflığın bulunmayışından oluşan üçlü bileşim, finansal sistemi kriz esnasında yıkıma götüren yola sokmuştur. 5. Hükümet krize karşı gerekli hazırlığı yapmamıştır ve hükümetin tutarsız tepkileri ve tedbirleri, finansal piyasalardaki belirsizliği ve paniği körüklemiştir. 6. Muhasebeleştirme ilkelerine uymada ve iş ahlakında sistemik bir çöküntü ortaya çıkmıştır.

8 7. Konut kredisi verme standartlarının düşürülmesi ve konut kredilerinin finansallaştırılması krizi ve krizin yayılma mekanizmasını hazırlamıştır. 8. Tezgah üstü (over-the-counter) türev finansal ürünler, krizin oluşumuna büyük katkı yapmıştır. 9. Kredi derecelendirme kuruluşlarının başarısızlıkları, finansal yıkım çarkının temel dişlilerini oluşturmuştur. Gerek White House Bildirisinde gerekse Finansal Kriz Tahkikat Raporunda açıkça yer almayan önemli bir husus, finansal hizmetler endüstrisinin hükümet üzerinde uyguladığı deregülasyoncu lobi baskısının eşik altı (subprime) konut kredileri balonunun oluşmasındaki rolüdür. Gerçekten de ABD eşik altı balonu, vahşi konut kredisi uygulamalarını kısıtlayan regülasyonların birbiri ardınca gevşetilmesi için yapılan başarılı lobi çalışmalarının kaçınılmaz bir sonucudur. Eşik altı konut kredilerinin finansallaştırılması kredi verirken riske girilmesini cesaretlendirirken, rücu edilebilir (non-recourse) kredilerin sisteme hakim olması da kredi alınırken riske girilmesini cesaretlendirmiştir. Etkin olmayan konut politikası da düzenlemenin ve yol göstericiliğin bulunmadığı bir türev ürünler piyasası sisteminde eşik altı kredileri özendirmiştir. Amerikan konut finansman sisteminde risk problemini dikkate almayan politikalar, özel sektörün devlet üzerinde arzu edilmeyen tesirlerinin bulunduğunu göstermiştir. Devlet ve özel sektör arasındaki göreceli güç dengesi ve bu ikisi arasındaki ilişkilerin karakteri, Anglo-Sakson kapitalizminin sınıflandırılmasında önemli rol oynamaktadır (Konzelmann et al. (2012, pp )) Küresel Finansal Krizinin sebepleri hakkında çeşitli görüşler bulunmakla birlikte (Davidson (2008), Soros (2008), Galbraith (2008), Blanchard (2009), Romer (2009), Krugman (2009), Blankenburg-Parma (2009), Crotty (2009), Perez (2009), Morgan (2009), Wade (2009), Bocutoğlu (2011)), krizin ana kaynağının konut finansman sistemi, yani konut kredileri ile bağlantılı olduğu konusunda görüş birliği vardır. 4.Kara Avrupası ve Anglo-Sakson Kapitalizmleri ların Kapitalist Tek Kutuplu Dünyası

9 Michel Albert 1990 ların başı itibariyle kapitalizmin başlıca üç zafer kazandığını ileri sürmektedir (Albert (1992, pp.7-8)): Kapitalizmin birinci zaferi devletin iktisadi hayat içindeki ağırlığının azaltılmasıdır Dünya Buhranı ile birlikte kapitalizm devletin iktisadi hayata müdahalesini rasyonel temellere oturtan türler geliştirdi. Devlet müdahaleciliği ise, teorik olarak, kapitalist teoriyi kirletti. Kapitalizmi kirleten devlet müdahaleciliğine karşı kapitalizmin savaşı, Margaret Thatcher ile İngiltere de ve Ronald Reagan ile ABD de başlatıldı. Sermaye sahiplerinin vergisinin düşürülmesine dayanan muhafazakar devrim, ekonomide devletin rolünün küçültülmesini amaç edinmişti de ABD de federal hükümet yüksek gelir gurubundaki yurttaşları % 75 oranında vergilendirirken, 1989 da bu oran % 33 e düşürüldü. Margaret Thatcher ise İngiltere de İşçi Partisi hükümetlerinin % 98 seviyelerine çıkardığı bu vergiyi % 40 mertebesine indirdi. Son iki yüz yıldır sürekli artma eğiliminde bulunan vergi yükünün dramatik olarak azaltılması devrim niteliğindedir. Kapitalizmin ikinci zaferi, piyasa ekonomilerinin merkezi planlı ekonomilere sağladığı üstünlüktür. İkinci Dünya Savaşından sonra iki kutuplu hale gelen dünya, yaklaşık yarım yüzyıl boyunca akla gelebilecek her alanda ABD-SSCB rekabetine şahit oldu. İki kutuplu silahlanma ürkütücü boyutlar kazandı. 9 Kasım 1989 günü Berlin Duvarı nın tek bir mermi bile atılmadan çökmesi, küresel konjonktürün merkezi planlı ekonomilerden piyasa ekonomilerine doğru kaymasına yol açtı. Kapitalizmin üçüncü zaferi ise demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün ABD öncülüğünde oluşan koalisyonun aracılığıyla Irak a kabul ettirilmesidir. Bu zafer, halkını piyasa ekonomisinden mahrum eden diktatörlere karşı kapitalizmin bir zaferi olarak yorumlanmaktadır. Kapitalizmin demokrasi ile birlikte dünyayı şekillendireceği sinyalini veren bu gelişme aynı zamanda Washington Konsensüsü nün de bir zaferi olarak görülebilir (Bocutoğlu (2012b, p. xi )). Greenspan a göre (Greenspan (2008, p )) merkezi planlama ekonomik bir yapılanma şekli olarak geçerliliğini yitirmiş olsa da, serbest piyasa kapitalizmi ve küreselleşmenin düşünsel savaşı kazanmış olduğu söylenemez. Piyasa ekonomileri;

10 yüzyıllar boyu tüketici talebini algılayıp, bunu en etkin işgücü ve sermaye kaynağı ile birleştirebilenleri ödüllendirerek, verimsiz ve yetersiz olanları ayıklamayı başarmıştır. Yeni teknolojiler, bu hataları hiç affetmeyen, kapitalist süreci gün geçtikçe dünya çapında daha fazla yaygınlaştırmaktadır. Hükümetler toplumları, katı rekabet baskısı olarak algıladıkları şeyden ne derece korurlarsa, kendi halklarına maddi açıdan o derece düşük düzeyde bir hayat standardı sağlarlar. Bütün bunlara rağmen, kapitalizm hala bir çok insan için kabul edilmesi zor, tamamen benimsenmesi daha zor bir yapıdır. Buradaki sorun, kapitalizmi tanımlayan ve acımasız piyasa rekabetini temsil eden dinamiğin, insanoğlunun istikrar ve belirlilik arzusuna ters düşmesidir. Daha da önemlisi, toplumun büyük bölümünde kapitalizmin getirilerinin adil dağılmadığı yönünde giderek yaygınlaşan bir kanı oluşmasıdır. Kapitalizmin en büyük gücü olan rekabet, herkeste endişe duygusu yaratır. Bunun önde gelen örneği, kişinin işini kaybetme korkusudur. Daha derinden hissedilen diğer bir korku da rekabetin çoğu insana rahat ve konfor sağlayan status quo yu ve hayat tarzını, iyi veya kötü yönde sürekli değiştirecek olmasıdır. Refah yaygınlaştıkça veya bu yaygınlaşmanın sonucunda, bir çok insan öz saygısı için kritik bir unsur olan statü duygusunu tehdit edebilecek rekabet ve değişimden korkar. Mutluluk; insanın maddi açıdan ne durumda olduğu ile ilgili olmaktan ziyade, kendi gelir seviyesini kendine eşdeğer gördüğü, hatta örnek aldığı insanların gelir seviyesi ile kıyaslamasıyla ilgilidir. Mutluluk sadece maddi şartlara bağlı olsaydı, kapitalizmin bütün biçimleri, aralarında en dinamik ve en verimli olan ABD modeli etrafında birleşirlerdi. Ancak bu durum aynı zamanda özellikle işgücü piyasasında en fazla stres yaratan modeldir. Kapitalizmin bu zaferlerine karşın, küresel ölçekte sağladığı hakimiyet bizzat kapitalizmin doğasına terstir. Çünkü kapitalizmin en önemli kurumu piyasa, yani rekabettir. Küresel hakimiyet bu sistemi neredeyse rakipsiz bırakmıştır Kapitalizmin rakipsiz konumu bir süre sonra kendi içinde ayrışmasına yol açmıştır. Albert bu durumu Kapitalizme Karşı Kapitalizm olarak nitelemekte ve kapitalizm içindeki ayrışmanın Germen-Japon Modeli ve Anglo-Sakson Modeli etrafında şekillendiğini ileri sürmektedir (Albert (1992, pp )). Bu makalede kara Avrupası kapitalizmi olarak nitelenen tür, kapitalizmin esas itibariyle Alman ve Japon uygulamalarını esas alan ve ilke olarak kara Avrupa sına egemen olan Germen-Japon Modelidir. Anglo- Sakson kapitalizmi ise başta ABD olmak üzere İngilizce konuşulan alanı kapsayan

11 İngiltere, İrlanda, Kanada, Avusturalya ve Yeni Zelanda da uygulanan kapitalizmi esas almaktadır. 4.2 Kara Avrupası Kapitalizmine Karşı Anglo-Sakson Kapitalizmi Albert, 1990 lı yılların başında kara Avrupası kapitalizmi ile Anglo-Sakson kapitalizmi arasındaki farkları başlıca on başlık altında toplamaktadır (Albert (1992, pp.13-23)). Bu farklar aşağıda özetlenmektedir. Birinci fark göçmen politikaları ile ilgilidir. Kara Avrupa kapitalizmini benimseyen ülkeler göçmen işçi kabul etmekle birlikte göçmenleri kendi toplumlarına entegre etme amacı gütmez. Buna karşılık Anglo-Sakson dünyası kabul ettiği göçmenleri, kültürünün oluşturduğu bir melting pot aracılığıyla kendi toplumlarına entegre etmeyi hedef alır. İkinci fark fakirlere olan yaklaşım ile ilgilidir. Japonya hariç kara Avrupası modeli fakiri bir suçlu gibi değil bir kurban gibi algılamakta ve sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınmasını öngörmektedir. Buna karşılık ABD ve Japonya da fakir; zavallı, işe yaramaz, başarısız, tembel, şüpheli hatta suçlu birisi olarak görülür. Bu nedenle bu iki ülkede kısmi/konjonktürel kamu yardımları bulunmakla birlikte sistematik olarak fakirleri koruyan kurumlar bulunmaz. Üçüncü fark sosyal güvenlik sistemi ile iktisadi gelişme ilişkisinin ele alınışı ile ilgilidir. Japonya hariç kara Avrupası modelinde sosyal güvenlik, iktisadi büyümenin sonuçlarından adil olarak toplumu istifade ettiren bir mekanizma olarak görülmektedir. Buna karşılık Anglo-Sakson modelinde sosyal güvenlik sistemi iktisadi büyümeyi engelleyen bir unsur olarak algılanmaktadır. Bütün liberalleştirme çabalarına rağmen Thatcher in milli Sağlık Dairesi ne dokunmakta zorlandığını hatırlatmakta yarar vardır. Dördüncü fark ücretler hiyerarşisi ile ilgilidir. Kara Avrupası modelinde ücretler hiyerarşisini dar sınırlar içinde tutma çabası vardır. Ücretlerin belirlenmesi dahil olmak üzere bütün kararların birlikte alındığı, işletme vatanseverliğinin ücretten daha motive edici bir etken olduğu Japon modeli de aynı eğilimdedir. Kara Avrupa sında

12 Ren ülkeleri adı verilen İsviçre, Avusturya ve Almanya da ücretler arasındaki farkın dar tutulması görüşü hakimdir. Anglo-Sakson modelinde ücret hiyerarşisi apriori olarak kapitalizmin mantığında yerine başka bir şey konulması imkansız olan bir etkinlik aracıdır. Eğer işçilerin etkin çalışması isteniyorsa, onlara marjinal verimliliklerine göre ödeme yapılmalıdır. İşe almada ve işten çıkarmada da temel kriter işçinin üretime yaptığı marjinal katkı olmalıdır. Beşinci fark tasarruf ve borçlanma ile ilgilidir. Kara Avrupası modelinde tasarruf eğilimi yüksek ve bu nedenle de borçlanma oranı düşük iken, Anglo-Sakson modelinde tasarruf eğilimi düşük ve borçlanma oranı yüksektir. Bu nedenle yüksek tasarruf yapan Alman ve Japon aileler, düşük tasarruf yapan Amerikan ve İngiliz aileleri finanse etmektedir. Vergi politikasının geniş ölçüde kolaylaştırdığı tasarruf, Almanya ve Japonya da bir erdemdir. Altıncı fark mevzuatla ilgilidir. Kara Avrupası modelinde mevzuat son derece katı, yaygın ve fazladır. Mevzuatın fazlalığı, Alman ve Japon vatandaşların kurallara uymadaki yüksek hassasiyeti tarafından hafifletilmektedir. Bir Japon için mahkemeye dava açmak, bir psikoloğa gitmek kadar insan onurunu zedeleyen bir iştir. Buna karşılık Anglo-Sakson modelinde mevzuat minimum seviyede tutulur. Bu nedenle anlaşmazlıklar fazladır. ABD deki avukat sayısının çiftçi sayısından fazla olması da bu durumun açık bir göstergesidir. Yedinci fark bankaların ve borsaların finansal sistem içindeki konumu ile ilgilidir. Kara Avrupası modelinde finansal sisteme bankalar, Anglo-Sakson modelinde borsalar hakimdir. Servet yapmanın başlıca iki yolu vardır: spekülasyonda rekabetçilik veya üretimde rekabetçilik. Borsaya oranla bankalara ayrıcalık tanıyan kara Avrupası modelinde hızlı servet yapmak daha zordur de ABD ekonomisinde mali kaynak sağlamada bankaların payı % 80 iken, 1990 larda bu oran % 20 ye düşmüştür. Bunun anlamı finansal sistem içinde bankaların payı azalırken menkul kıymet borsalarının payının artmasıdır. Anglo-Sakson modelinde borsa bankanın yerine geçmiştir. Sekizinci fark anonim şirketlerde iktidarın hisse senedi sahipleri ile yönetim, yani tekno-strüktür arasındaki dağılımı ile ilgilidir. Kara Avrupası modelinde anonim

13 şirket yönetiminde iktidar, karşılıklı bir uzlaşma süreci sonuncunda yönetim, bankalar ve çalışanlar tarafından paylaşılır. Demek ki yönetim, bankalar ve çalışanlar ile hisse senedi sahiplerinin gücü belirli bir diyalog süreci sonucunda dengelenmektedir. Anglo-Sakson modelinde hisse senedi sahipleri, yönetimin serbestçe tasarruf ettiği basit bir mal gibi algılanmaktadır. Anonim şirket yöneticileri, hissedarlar üzerinde belirli bir kontrol gücüne sahiptir. Dokuzuncu fark mesleki eğitim konusunda işletmelerin rolü ile ilgilidir. Kara Avrupası modelinde işletmelerin işgücünün mesleki eğitiminin sağlanması, yeni istihdam imkanlarının yaratılması ve rekabet gücünün arttırılması gibi bir dizi amacı yerine getirmesi beklenmektedir. Halbuki Anglo-sakson modelinde işletmelerden beklenen amaç sadece kar elde etmektir. İşletmelerin işgücüne mesleki eğitim vermesi, uzun vadede sonucu görülecek bir verimlilik için, kısa dönemde katlanılması gereken bir maliyet olarak algılanmaktadır. İşletmelerin uzun dönemli projeler yerine, kısa dönemde karı maksimize edecek çabalar içinde bulunması esastır. Onuncu fark iktisadi sistem içinde sigortacılığın rolü ile ilgilidir. Kara Avrupası modelinde sigortacılık, işletmelerin ve bireylerin güvenliğini sağlamak amacıyla oluşturulmuş bir kurumdur. Bu yaklaşım dayanışmacı ve cemaatçı bir güvenlik anlayışını temsil etmektedir. Buna karşılık Anglo-Sakson modeli sigortacılığı basit bir pazar faaliyeti gibi görmektedir. Bu model para oyunlarına, yani spekülasyonlara, bireysel risk almaya ve ticari maceralara açıktır. Albert in 1990 lı yılların başında yaptığı bu değerlendirme ve başlıca iki kapitalizm türü arasında ortaya koyduğu farklar, Washington Konsensüsünün zaman içinde kazandığı yaygınlık nedeniyle keskinliğini kaybetmiştir Küresel Finansal Krizine kadar geçen dönemde, Anglo-Sakson kapitalizmi uygulamaları yaygınlaşmış ve kara Avrupası kapitalizmi ile arasındaki farkların büyük bir kısmını törpülemiştir. Bu gelişmelerden en fazla etkilenen hususun, sosyal güvenlik sistemi ile ilgili olan fark olduğu söylenebilir. Nitekim küreselleşme, siyasetçilere istihdam piyasasında ve sosyal devletle ilgili bir çok alanda reform yapma imkanı sunmaktadır. Küreselleşme süreci durdurulamayacağı için. Reform baskısı daha da artmaktadır (Şanlıoğlu (2011, pp )). Kara Avrupası kapitalizmi son 20 yılda kendi sosyal güvenlik sistemlerini gözden geçirmiş ve deregülasyona daha açık konuma gelmiştir.

14 5. Anglo-Sakson Kapitalizminin Farklı Yüzleri Yukarıdaki izahattan son yirmi yıldır kapitalizmin Anglo-Sakson ve kara Avrupası başlıkları altında gruplandırıldığı görülmektedir. Son yıllarda bu iki kapitalizm türü arasındaki farklar giderek grileşmekte ve serbest piyasalara ağırlık veren Anglo- Sakson kapitalizmi küresel ölçekte yaygınlık kazanmaktadır. Bilimsel çalışmalardan Anglo-Sakson türü kapitalizmin monolitik bir yapı göstermediği, özellikle finansal hizmetler endüstrisindeki ve konut finansmanındaki uygulamaları bakımından, kendi içinde farklılaştığı görülmektedir. Anglo-Sakson kapitalizmi ile ABD, İngiltere, Kanada, İrlanda, Avusturalya ve Yeni Zelanda da uygulanan kapitalizm pratikleri kastedilmektedir. Bu ülkelerden ABD, İngiltere, Kanada ve Avusturalya kurumsal ve iktisadi yapı bakımından büyük ölçüde benzerlikleriyle tanınmışlardır. İrlanda ve Yeni Zelanda ile birlikte İngiliz etki alanını oluştururlar ve kapitalizmin liberal piyasa ekonomisi türü içinde gruplandırılırlar (Konzelman et al. (2012, p.496)). Keynesçi toplam talep politikalarının ve geleneksel Phillips eğrisi analizinin etkisiz kaldığı 1970 li yıllar boyunca süren ve 1980 li yılların başına sarkan stagflasyon süreci, Anglo-Sakson dünyasının, teorik önderliğini Friedrich von Hayek ve Milton Friedman ın yaptığı, iktisadi liberalizme yönelmesine yol açmıştır. Bununla birlikte iktisadi liberalizmin uygulanmasında Anglo-Sakson ülkelerinin farklı yollar izlediği gözlenmektedir. Bu farklılıkların ortaya çıkmasında, özel sektör ile devlet arasındaki ilişkilerin başat rol oynadığı söylenebilir. Ekonomik sistem içinde reel sektör ile finans sektörünün göreceli payları yanında, finansal hizmetler endüstrisine, devletin sıkı regülasyonuna tabi olan ticari bankacılığın mı yoksa gevşek regülasyonlara veya tamamen regülasyon dışı pratiklere tabi olan yatırım bankacılığının (finans piyasasının) mı hakim olacağı sorusu, liberal kapitalizm uygulamaları arasındaki farkların kaynağını gösterir. ABD de Reaganomics ve İngiltere de Thatcherism terimleri ile popüler olan liberal kapitalizm dikkatleri toplam talebin canlandırılması ve istihdam seviyesinin

15 yükseltilmesi gibi Keynesçi hedeflerden uzaklaştırdı ve özel sektörün verimliliğinin yükseltilmesi hedefine yöneltti. Bu bağlamda özel sektör ve serbest rekabet piyasaları öne çıkarıldı, devletin iktisadi hayata müdahalesi deregülasyonlarla sınırlandırıldı ve devletin sorumluluğundaki sosyal güvenlik politikaları piyasaya devredildi. Kanada ve Avusturalya da da Keynesçi politikalar ve devletin ekonomiyi idaredeki kabiliyeti sorgulanmakla birlikte, sosyal güvenlik politikalarının devletin sorumluluğunda bulunması fikrine olan destek sürdü. Benzer şekilde piyasaların rekabetçi gücünün üstünlükleri takdir edilmekle birlikte; devletin temel sağlık, temel eğitim ve gelir güvenliği alanındaki sorumluluklarından vazgeçilmedi. İktisadi liberalizm piyasaların etkin işlemesini sağlayan düzenlemelerle birlikte yürürken, devlet kamusal çıkarların düzenlenmesindeki güçlü rolünü sürdürdü. İktisadi liberalizm uygulamaları ABD ve İngiltere de muhafazakar sağ eğilimli hükümetler ve karizmatik liderler tarafından yürütülürken, Kanada ve Avusturalya da liberal ve sosyal demokrat hükümetler sürece önderlik etti. ABD ve İngiltere de muhafazakar sağ deregülasyona ağırlık veren politikalar izlerken, Kanada ve Avusturalya da muhafazakar sağ ile sosyal demokrasi işbirliği yaparak regülasyonları gevşetmeden liberal politikalar uyguladı. Kanada ve Avusturalya da merkezi hükümete karşı güçlü bölgesel hükümetler, endüstrinin patronlarına karşı işçiler, finans sektörüne karşı reel sektör gibi dengeleyici güçlerin varlığı, iktisadi liberalizmi daha dengeli bir hale getirdi. İktisadi liberalizm Kanada ve Avusturalya devletlerinin kapasitesini arttırdı. ABD finansal hizmetler endüstrisinin kalbi Wall Street ile İngiltere finansal hizmetler endüstrisinin kalbi the City nin devlet ile geliştirdiği ilişkiler, finansal liberalleşme sürecinde finansal hizmet endüstrisinin çıkarları ile devletin çıkarlarının uyumlaştırılması ile sonuçlandı. ABD de finansal hizmetler endüstrisi, hem federe hem de federal seviyede çok sayıda yaygın, dağınık ve karmaşık yapıya sahip finansal kurumlardan oluşurken; İngiltere de finansal hizmetler endüstrisi bütünleşik bir sisteme sahiptir. Bu sisteme göre tek bir üniversal düzenleyici, finansal hizmetler endüstrisinin bütün sektörlerinde finansal kurumlarla birlikte tüketici ve yatırımcının çıkarlarını da gözetir. Her iki ülkedeki finansal sistemin ortak özelliği, sürekli olarak genişleyen finansal hizmetler endüstrisi üzerinde etkin bir denetime sahip

16 olamamasıdır. Finansal hizmetler endüstrisini modernize etme çabaları memnuniyetle karşılanırken, endüstriyi regüle etmeyi amaçlayan reform çabaları, bizzat finansal hizmetler endüstrisinin içindeki unsurların ve bu unsurların ortak hareket ettiği siyasi mahfillerin muhalefeti ile karşılaşmaktadır. Finansal hizmetler endüstrisinin, bu endüstrinin çıkarları doğrultusunda deregüle edilmesinin, uluslararası sermayeye cazip gelmesine karşın, finansal istikrarsızlık riskini arttırdığı da bir gerçektir. Bu açıklamalardan anlaşıldığına göre, Anglo-sakson kapitalizminin farklı yüzleri, öz olarak finansal hizmetler endüstrisinin yapısındaki farklardan kaynaklanmaktadır. Aşağıda bu yapısal farklar üzerinde daha ayrıntılı olarak durulmaktadır. 6. Anglo-Sakson Finansal Hizmetler Endüstrilerinin Yapısı Anglo-Sakson finansal hizmetler endüstrisinin yapılarını karşılaştırmalı olarak ele alan bu bölüm, değerli araştırmacılar Konzelman ve arkadaşlarının (Konzelmann et al. (2012, pp )) çalışmalarının geniş bir özetini kapsamaktadır. 6.1 ABD Finansal Hizmetler Endüstrisi 1863 tarihli ABD Milli Bankacılık Yasası, kafi sermayesi olan ve Nakit Murakıpları Ofisi nin sıkı düzenlemelerine uymayı kabul eden bankaların kurulmasına izin verdi. Ancak bu bankaların kurulduğu federe devlet içinde gerekli izni almadan veya kurulduğu federe devlet dışında şube açmasına müsaade edilmedi. Federe devlet bankalarının sayısı arttı fakat şube açmaya izin vermeyen federe devletlerde bankalar küçük ve kuruldukları federe devletin ekonomik performansına bağlı kaldılar yılında ülkenin belli başlı finans merkezlerinde 12 federal rezerv bankası kuruldu. Görevi federe devlet bankalarını, ikincil milli bankaları ve bankaların holding şirketlerini denetlemekti Büyük Dünya Buhranı esnasında ABD bankalarının üçte biri battı. Bunun üzerine Kongre büyük ölçekli reformlara girişti, FED yeniden yapılandırıldı ve Federal Mevduat Sigorta şirketi (FDIC) kuruldu tarihli Glass-Steagal Yasası, ticari bankaları yatırım bankalarından ayırdı. Esas işi bankacılık olan kurumları (ticari bankaları), aracılık yükleniciliği (underwriting) ve hisse senetleri ile ilgilenen kurumlardan (yatırım bankalarından) ayırmak suretiyle, Glass-Steagal yasası, parasına güvenli bir liman arayan tasarrufçu ile parası ile spekülasyon yapmak isteyen

17 yatırımcıyı birbirinden ayırdı ve aralarındaki çıkar çatışmasını önledi tarihli Banka Holdingleri Yasası, bankaların holding şirketlerini de aynı kritere göre ayırıma tabi tuttu. Glass-Steagal Yasasının Q düzenlemesi, vadesiz mevduata faiz ödenmesini yasakladı, vadeli mevduata ödenecek faize de sınır koydu. Mahalli bankaların topladığı vadeli mevduatı, spekülasyon amacı güden daha büyük bankalara ödünç vermesini engellemek ve bu tür mevduatın kredilere dönüştürülmesini sağlamak maksadıyla tedbirler aldı. Bütün bu düzenlemelere rağmen farklı isimler altında çok sayıda banka, küçük tasarruf sandığı, banka holding şirketi ve kredi birliği hem federal hem de federe seviyede farklı otoriteler tarafından düzenlemeye tabi tutulmaya devam etti. Bu yapısıyla ABD, dünyanın en az düzenlemeye tabi tutulan finans sistemine sahip bulunmaktadır. Bununla birlikte 1929 Menkul Kıymetler Borsasının çöküşünün ve Büyük Dünya Buhranının acı izlerinin taze olduğu İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde, ABD finans piyasası istikrarlı bir seyir izledi lı ve 1970 li yılların hızlanan enflasyon ve artan yapısal ekonomik sıkıntıları ile birlikte durum değişmeye başladı. Finansal regülasyonlarda ciddi gevşemelerle birlikte, sistem ciddi darboğazlara girdi ve bu gelişmeler sıkıntılı sonuçlar doğurdu. Ortaya çıkan ilk sıkıntı, Amerikan Tasarruf ve Ödünç (SL) krizidir lerde, artan enflasyon nedeniyle faiz oranları, Glass-Steagal Yasasının Q düzenlemesinin vadeli mevduat üzerine koyduğu faiz tavanını aştığında, yatırımcılar geleneksel vadeli mevduatlarına ve fonlarına daha yüksek kazanç getiren ve SL ye alternatif olan alanları araştırmaya başladılar. Bu gelişme kısa vadeli fon ve toplayıp uzun vadeli kredi veren ve sıkıca regüle edilen SL endüstrisinde stres yarattı. Çok sayıda SL nin batma riskini azaltmak için, SL endüstrisindeki regülasyonlar gevşetildi tarihli Mevduat Toplayan Kurumların Deregülasyonu ve Parasal Kontrol Yasası, SL ler ile bankalar arasındaki farkı ortadan kaldırdı ve vadeli mevduat hesabı üzerindeki faiz tavanını kaldırdı. Bu durumda artan enflasyon ve rekabetçi baskılar, SL lerin ödemek zorunda oldukları faizleri yükseltti ve büyük zararlara ve bazı iflaslara yol açtı. Buna karşılık büyük ölçekli tedbirler alınmadığı gibi, Federal SL Sigorta Şirketi (FSLIC), zor durumdaki SL lere destek verecek yeterli kaynaklara sahip değildi. Federal Konut Kredileri Kurulu (FHLBB) de SL lere yol göstermede gevşek davrandı.

18 1982 Garn-St Germain Mevduat Toplayan Kurumlar Yasası, federal düzeydeki SL lerin kendi kredileri ile finanse edeceği projeler yapmasına izin verdi. Bu ise SL lerin federal (milli) konumdan federe konuma dönüşmelerine sebep oldu ve ticari konut balonunu şişirdi. Konut kredisi verirken yapılan hatalar ve aşırı kaldıraçlar SL krizinin temellerini attı. Bu kaldıraç kısmen Drexel Burnham Lambert adlı yatırım bankası tarafından sağlanmaktaydı ve bu banka 1987 de Imperial Tasarruf Birliği için ilk teminatlı borç yükümlüğünü (Colleteralized Debt Obligation (CDO)) sağlayan kuruluştu. CDO da, krediler paketlenerek borsada satılmaktaydı. Bu durumda Imperial Tasarruf Birliği varlıklarını bilançosundan çıkarmakta ve yeni krediler için nakit yaratmaktaydı. Süreç esnasında kaldıraç ta artmaktaydı. Bu sürecin en zayıf yönü, sürekli artan veya hiç olmazsa yerinde sayan gayrimenkul fiyatları ile ucuz kredilere bağımlı oluşuydu. Konut fiyatlarındaki bir düşüş veya faiz oranındaki bir yükseliş balonun patlamasına yol açtı lerde, yükselen faiz oranları çoğu SL nin dayandığı ucuz fonlamaya son verdi. Gayrimenkulde vergi muafiyetlerinin kalkmasıyla birlikte fonlar kurudu ve 747 SL nin batması, 1929 dan beri en büyük finansla krizi ortaya çıktı. Toplam maliyetler, Federal SL Sigorta Şirketi nin sigortalı mevduatı ödeme gücünü aşınca, 210 milyar dolarlık sigorta güvencesini ödemek için, ABD vergi ödeyenlerinden ve endüstriden yardım istendi da yeni seçilen Bush hükümeti SL endüstrisine finansal destek verilmesi için bir yasa hazırladı. Finansal Kurumları İyileştirme ve Güçlendirme Yasası, Federal SL Sigorta Şirketini (FSLIC) kapattı ve varlıklarını Federal Mevduat Sigorta Şirketine (FDIC) aktardı. Federal Konut Kredileri Kurulu (FHLBB) yerine Tasarruf Yönlendirme Ofisi kuruldu, Ayrıca sorunlu finansal kurumları parçalara bölmek ve birleştirmek göreviyle donatılan Resolution Trust Company kuruldu lerdeki SL krizi pek çok bakımdan 2007 Küresel Finansal Krizine benzemekle birlikte aralarındaki en önemli fark, SL krizinin Amerikan finansal hizmetler endüstrisinin sadece bir sektörü ile sınırlı bulunması, ulusal ve uluslararası küresel finansal sisteme güveni sarsacak çapta olmamasıdır. Sonuç olarak SL kirizi ABD yi, finansal hizmetler endüstrisinin tamamının regülasyonunu gözden geçirmeye zorlayacak kadar panikletmedi. Sonunda reform taleplerine rağmen krize verilen cevap, daha fazla deregülasyon oldu.

19 1970 ve 80 lerde rekabetçi deregülasyon, liberalleşme sürecini hızlandırdı. ABD 1974 te, 1960 larda koyduğu sermaye kontrollerini kaldırdı. 1 Mayıs 1975 te New York Borsası (NYSE) kendi komisyonunun yapısını deregüle etti, rekabete izin vererek hisse senedi alışverişlerini piyasanın arz ve talep koşullarına açtı ve komisyonları ikinci plana attı. New York Borsasının bu uygulaması; bireysel ticarette karlılığın azalması, ticaret erbabına azalan karının ticaret hacmini arttırarak telafi etme imkanı sağlanması ve ticaret erbabının dikkatlerinin araştırma ve analizden satışlara yönlendirilmesi ile sonuçlandı. ABD de 1960 yılından beri bankerler, Glass-Steagal Yasasının getirdiği kısıtlamaların gevşetilmesi için politikacılar üzerinde lobi yapmaktaydılar. Finansal hizmetler endüstrisi, para piyasası ortak fonları ve mevduatlar ile hisse senedi arasındaki ayırımı muğlaklaştıran diğer karmaşık finansal enstrümanlar geliştirerek, Glass-Steagal kısıtlamaları devrinin artık geçmiş olduğunu ileri sürdüler. Diğer ülkelerdeki finansal dergülasyonların ülke dışına sermaye çıkışını arttıracağı endişesiyle, hükümetteki çevrelerinin önemli bir kısmı da deregülasyona sıcak bakmaktaydı. Thatcher in Londra da başlattığı büyük finansal deregülasyon, ABD finansal kurumlarına yasanın geçerli olmadığı denizaşırı şubeleri aracılığıyla Glass-Steagal Yasasını delme fırsatı verdi yılında FED, bankalar üzerindeki Glas-Steagal kısıtlamalarını gevşetti ve bankaların, yatırım bankacığından elde ettikleri gayrisafi gelirlerin % 5 e kadarını elde tutup; ticari kağıtlar, belediye bonoları ve konut kredisi destekli hisse senetleri almalarına izin verdi de FED Başkanlığına atanan Alan Greenspan, Glass- Steagal Yasasının bankaların gayrisafi gelirlerinin %10 u kadarıyla belirli borç senetleri ve hisse senetleri alışverişi yapmalarına izin verecek şekilde yorumlanmasına fırsat verdi yılında bu oran % 25 e yükseltildi ve Glass- Steagal Yasası fiilen etkinliğini yitirdi tarihli Riegle-Neal Federe Devletlerarası Banka ve Şube Etkinliği Yasası, federe devletlerarası bankacılık ve şubeleri üzerindeki kısıtlamaları kaldırırken, 1999 tarihli Gramm-Leach-Bliley Yasası finansal kurumlar için bankacılık, hisse senedi ve sigortacılık operasyonlarının birleştirilmesi ile ilgili kısıtlamaları kaldırdı. Wall Street tabanlı çokuluslu finansal şirketler topluluklarının büyümesi, hisse senedi yatırımcılarının ve anonim şirket yönetimlerinin tamamen kar ve hisse senedi fiyatı odaklı baskıları ve bilgisayar teknolojisinin bireyselleşmesi finansal riski arttırdı, risk

20 yönetimini zorlaştırdı. Böylece 1999 da Clinton idaresi altında Glass-Steagal Yasasının ortadan kaldırılması, aslında fiilen ortadan kalkmış bir yasanın sonlandırılmasından başka bir anlam taşımadığı için, dikkat çekmedi. Yasasının ortadan kaldırılması, gerçekte, artan ölçüde riskli konut kredilerinin finansallaştırılmasını hızlandırmak suretiyle eşik altı (subprime) balonların şişmesine yardımcı oldu. 6.2 İngiltere Finansal Hizmetler Endüstrisi İngiltere de İkinci Dünya Savaşından sonra Hazine Bakanlığı para politikası ile inşaat derneklerinin, kar amacı gütmeyen kuruluşların, sağlık, hayat ve emeklilik sigortalarının ve bazı tasarruf bankalarının düzenlenmesi; Ticaret ve Sanayi Bakanlığı hisse senetleri ile sigortaların regülasyonu; millileştirilen Bank of England ise bankaların regülasyonu ile görevlendirildi. Böylece Hazine Bakanlığı, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı ve Bank of England dan oluşan üçlü bir finansal hizmetler endüstrisi yapısı ortaya çıkmış oldu. Bank of England ın finansal rehberlik yaklaşımı tarihi olarak enformeldir ve banka finansal hizmetler endüstrisinin tümünü kapsayan bu sorumluluğunu finansal aracılar ile İdareciler ve Brokerler Düzenleme Birliği vasıtasıyla yerine getirir. Sistem iyi çalışmakla birlikte 1970 li yılların başında, bir kısım yerel banka sıkıntıya düştü. Buna İkincil Bankacılık Krizi adı verildi. Gayrimenkul balonu, ucuz krediler ve aşırı kaldıraçlarla başlayan kriz, Bank of England ın sağladığı olağanüstü likidite ile atlatıldı. Krizden sonra Hazine Bakanlığı, bankacılık düzenlemelerini bir statüye bağladı Bankacılık Yasası, Bank of England ın finansal hizmetler endüstrisine olan rehberlik yetkisini güçlendirdi, aynı zamanda Resmen Tanınmış Bankalar ile Lisanslı Kurumlardan meydana gelen ikili bir yapı oluşturdu. Ayrıca banka iflasları durumunda küçük tasarrufçuyu kurtaracak bir plan sundu. John Matthey Bankers in 1984 yılında çökmesi, 1979 Bankacılık Yasasında zayıf noktaların ve düzenleyici sistemin kendisinde bazı hataların bulunduğunu ortaya koydu. John Matthey Bankers in en önemli oyuncu olduğu Londra şehri altın piyasasına olan güvenin sarsılmasını önlemek için, Bank of England tekrar devreye girdi. Fakat Bank of England ın hükümete bilgi vermeden harekete geçmesi, banka ile hükümet arasında gerilime sebep oldu ve üçlü yapıya sahip finansal hizmetler endüstrisinin etkinliği konusunda şüpheler doğurdu. Bu gerilim hisse senetleri, finansal piyasalar ve sigortacılık ile ilgili regülasyonlarda

21 değişiklik yapılmasını gündeme getirdi yılında hisse senedi yatırımcılarının korunması, finansal kurumların fonksiyonu ve rolü ile ilgili değerlendirmeler, 1986 Finansal Hizmetler Yasasını ortaya çıkardı. Bu yasa hisse senetleri endüstrisini ve piyasalarını kapsamlı bir şekilde düzenleyen ilk yasadır. Hisse Senetleri ve Yatırım Kurulu (SIB) oluşturuldu. Görevi, kendi kendini düzenleyen (SROs) çeşitli finansal örgütlerin gözlem altında tutulmasıydı. İngiltere de iş tutan the City firmalarına, kendi kendini düzenleyen örgütlere üye olma veya Hisse Senetleri ve Yatırım Kurulu nun doğrudan rehberliğini edinme zorunluluğu getirildi. Hisse Senedi ve Yatırım Kurulu nun üyeleri Hazine Bakanlığı tarafından atandığı için, ortaya çıkan değişiklikler Bank of England ın düzenleyici otoritesini aşındırdı ler boyunca, hisse senetlerinin ve sigortanın rehberlik hizmetleri Ticaret ve Sanayi Bakanlığı nın sorumluluğunda kaldı. Bununla birlikte finansal kurumlar arasındaki ayırım berraklığını kaybedince, Hazine Bakanlığı 1993 de finansal hizmetlerin, 1998 de de sigortanın düzenlenmesi sorumluluğunu aldı de Bank of England operasyonel bağımsızlık kazandı ve para politikasının yürütülmesi görevini üstlendi tarihi Finansal Hizmetler ve Piyasalar Yasası, Finansal Hizmetler İdaresini (FSA) yarattı ve FSA finansal hizmetlerin tek ve bütünleşik düzenleyicisi haline geldi. Hazine, FSA üzerinde operasyonel veya finansal kontrole sahip değildi. Çünkü FSA özel şirket olarak kurulmuştu, garantilerle sınırlı ve bağımsızdı. Bu üç finansal otoritenin birbirlerine karşı sorumluluklarını gösteren formel bir düzenleme bulunmadığı için, aralarında bir mutabakat belgesi teşkil edildi. Bu durum bankanın enformalite geleneğine uygundu. Mutabakat belgesine göre hazine yasal çerçeveden, banka bütün olarak finansal sistemin istikrarından ve FSA bireysel firmalara rehberlik yapmaktan sorumluydu ve 80 lerde rekabetçi deregülasyon, liberalleşme sürecini hızlandırdı. İngiltere, 40 yıllık sermaye kontrollerini 1979 yılında kaldırarak ABD yi izledi ortalarında Londra finansal merkez olarak New York un gerisine düştü. Thatcher Hükümeti bu gerilemeyi, finansal hizmetler endüstrisindeki aşırı regülasyona ve eski kuşakların temsil ettiği modası geçmiş finansal kültüre bağlayarak, her ikisini ortadan kaldırmak için düğmeye bastı yılında başlatılan tepeden inme (big bang) liberalleşme, finans alanında radikal kültür değişmesine ve süratli finansal

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt ÖNAL 6. HAFTA 4. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ Gelişmekte olan ülkeler, son 25 yılda ekonomik olarak oldukça

Detaylı

Bölüm 1 Firma, Finans Yöneticisi, Finansal Piyasalar ve Kurumlar

Bölüm 1 Firma, Finans Yöneticisi, Finansal Piyasalar ve Kurumlar Bölüm 1 Firma, Finans Yöneticisi, Finansal Piyasalar ve Kurumlar Yatırım (Sermaye Bütçelemesi) ve Finanslama Kararları Şirket Nedir? Finansal Yönetici Kimdir? Şirketin Amaçları Finansal piyasalar ve kurumların

Detaylı

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Makro İktisat II Örnek Sorular 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Tüketim harcamaları = 85 İhracat = 6 İthalat = 4 Hükümet harcamaları = 14 Dolaylı vergiler = 12

Detaylı

FİNANSAL PİYASALAR VE KURUMLAR. N. CEREN TÜRKMEN

FİNANSAL PİYASALAR VE KURUMLAR. N. CEREN TÜRKMEN FİNANSAL PİYASALAR VE FİNANSAL KURUMLAR N. CEREN TÜRKMEN cturkmen@sakarya.edu.tr 1 FİNANSAL SİSTEM Bir ekonomide fonları talep edenler, fonları arz edenler bunlar arasındaki fon akımlarını düzenleyen kurumlar

Detaylı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ ÜNİTE EKONOMİK VE FİNANSAL SİSTEM İKİNCİ ÜNİTE PARANIN ZAMAN DEĞERİ

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ ÜNİTE EKONOMİK VE FİNANSAL SİSTEM İKİNCİ ÜNİTE PARANIN ZAMAN DEĞERİ İÇİNDEKİLER BİRİNCİ ÜNİTE EKONOMİK VE FİNANSAL SİSTEM 1 13 1. EKONOMİK SİSTEM 2 2. FİNANSAL SİSTEM 5 3. FİNANSAL SİSTEMİN UNSURLARI 8 4. FİNANSAL PİYASALARIN YAPISI 9 4.1. Borç ve Öz Sermaye Yapısı 9 4.2.

Detaylı

Bölüm 1. Reel ve Finansal Varlıklar. Yatırımlar: Temel Kavramlar. Reel ve Finansal Varlıklar

Bölüm 1. Reel ve Finansal Varlıklar. Yatırımlar: Temel Kavramlar. Reel ve Finansal Varlıklar Bölüm 1 Yatırımlar: Temel Kavramlar Reel ve Finansal Varlıklar Reel ve Finansal Varlıklar Bir yatırımın temel özelliği: Şu andaki tüketimi gelecekte daha fazla tüketebilmek ümidiyle azaltmaktır. Reel Varlıklar

Detaylı

Yeni gerçekler karşısında finans sistemi kendini ne şekilde revize ediyor, etmeli?

Yeni gerçekler karşısında finans sistemi kendini ne şekilde revize ediyor, etmeli? Yeni gerçekler karşısında finans sistemi kendini ne şekilde revize ediyor, etmeli? Yeni ABD Düzenlemesi: Dodd-Frank Yasası T. Sabri Öncü Kadir Has Üniversitesi NYU-Stern Finans Sektörü Reformları Çalışma

Detaylı

ABD Eşik Altı (Subprime) Finans Krizi. Yrd. Doç. Dr. Cem Demiroğlu Koç Üniversitesi

ABD Eşik Altı (Subprime) Finans Krizi. Yrd. Doç. Dr. Cem Demiroğlu Koç Üniversitesi ABD Eşik Altı (Subprime) Finans Krizi Yrd. Doç. Dr. Cem Demiroğlu Koç Üniversitesi Kriz nasıl oluştu? Emlak balonu + Aşırı kaldıraç kullanımı ABD konut fiyatı endeksi Kaynak: S&P/Case-Shiller Home Price

Detaylı

SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN

SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ NAZİLLİ İİBF İKTİSAT BÖLÜMÜ VE AVRUPA ARAŞTIRMALAR MERKEZİ TARAFINDAN DÜZENLENEN GÜNCEL EKONOMİK SORUNLAR KONGRESİ NDE YAPACAĞI Açılış Konuşmasının

Detaylı

Küresel Kriz ve. Bekir Sıtkı ŞAFAK Sermaye Piyasası Kurulu

Küresel Kriz ve. Bekir Sıtkı ŞAFAK Sermaye Piyasası Kurulu Küresel Kriz ve Sermaye Piyasaları Bekir Sıtkı ŞAFAK Sermaye Piyasası Kurulu Sunum Akışı Küresel Krizin Oluşumu Kriz Neden Önlenemedi? Krize Karşı Tepkiler Düzenleyiciler Açısından Yapılması Gerekenler

Detaylı

İçindekiler kısa tablosu

İçindekiler kısa tablosu İçindekiler kısa tablosu Önsöz x Rehberli Tur xii Kutulanmış Malzeme xiv Yazarlar Hakkında xx BİRİNCİ KISIM Giriş 1 İktisat ve ekonomi 2 2 Ekonomik analiz araçları 22 3 Arz, talep ve piyasa 42 İKİNCİ KISIM

Detaylı

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2007 YILI 12 AYLIK FAALİYET RAPORU

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2007 YILI 12 AYLIK FAALİYET RAPORU GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2007 YILI 12 AYLIK FAALİYET RAPORU 1.- Ekonominin Genel durumu ABD de başlayan ve ardından tüm gelişmiş ülke piyasalarına

Detaylı

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR SORULAR 1- Genişletici maliye politikası uygulanması sonucunda faiz oranının yükselmesine bağlı olarak özel yatırım harcamalarının azalması durumuna ne ad verilir? A) Dışlama etkisi B) Para yanılsaması

Detaylı

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ALTIN EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2013 YILI 6 AYLIK FAALİYET RAPORU 1-Ekonominin Genel durumu Dünya ekonomisi 2013 ü genel olarak bir toparlanma dönemi olarak geride bıraktı.

Detaylı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik

Detaylı

Küresel Kriz Sonrası Türkiye de Finansal Sistem Bankacılık Sektörü

Küresel Kriz Sonrası Türkiye de Finansal Sistem Bankacılık Sektörü Küresel Kriz Sonrası Türkiye de Finansal Sistem Bankacılık Sektörü Ekrem Keskin Mayıs 2010 Sunum Uluslararası gelişmeler Türkiye deki gelişmeler Bankacılık sektörüne yansıma Sonuç 2 Yapılanlar Ortak çaba:

Detaylı

15.433 YATIRIM. Ders 19: Menkul Kıymet Analizi. Bahar 2003

15.433 YATIRIM. Ders 19: Menkul Kıymet Analizi. Bahar 2003 15.433 YATIRIM Ders 19: Menkul Kıymet Analizi Bahar 2003 Giriş Piyasada gözlemlediğimiz fiyatlar nasıl açıklanır? Etkin bir piyasada, fiyat kamuya açık olan tüm bilgileri yansıtır. Piyasa bilgisini piyasa

Detaylı

3. Keynesyen Makro İktisat Teorisi nin Bazı Özellikleri ve Klasik Makro İktisat Teorisi İle Karşılaştırılması

3. Keynesyen Makro İktisat Teorisi nin Bazı Özellikleri ve Klasik Makro İktisat Teorisi İle Karşılaştırılması BOCUTOĞLU 109 yemek pişirirken yağı, salçayı, soğanı, eti, sebzeyi, suyu aynı anda tencereye doldurmaz; birinci adımda yağı ve salçayı hafifçe kızartır, ikinci adımda soğanı ve eti ilave ederek pişirmeye

Detaylı

Bölüm 1 (Devam) Finansal Piyasalar & Kurumlar

Bölüm 1 (Devam) Finansal Piyasalar & Kurumlar Bölüm 1 (Devam) Finansal Piyasalar & Kurumlar İşlenecek Konular Finansal piyasalar ve kurumların önemi Tasarrufların şirketlere akışı Finansal piyasaların ve aracıların fonksiyonları Değer maksimizasyonu

Detaylı

Bankacılık sektörü. 2011 değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

Bankacılık sektörü. 2011 değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri Bankacılık sektörü 2011 değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri Şubat 2012 İçerik Bankacılık sektörünü etkileyen gelişmeler ve yansımalar 2012 yılına ilişkin beklentiler Gündemdeki başlıca konular 2

Detaylı

Genel Görünüm. ABD, Euro Bölgesi, İngiltere ve Japonya merkez bankaları da kısa dönemde faiz artırımı yapmayacaklarının sinyalini vermişlerdir.

Genel Görünüm. ABD, Euro Bölgesi, İngiltere ve Japonya merkez bankaları da kısa dönemde faiz artırımı yapmayacaklarının sinyalini vermişlerdir. Genel Görünüm 2008 yılı son çeyreğinde tüm dünya ekonomilerini ve finans piyasalarını derinden etkileyen küresel kriz, tüm ülke hükümetlerinin aldıkları mali ve para politikası önlemleri ile 2009 yılı

Detaylı

2001 2013 Döneminde Türk Bankacılık Sektörü

2001 2013 Döneminde Türk Bankacılık Sektörü 2001 2013 Döneminde Türk Bankacılık Sektörü Prof. Dr. Sudi Apak Beykent Üniversitesi İçerik 2 Slayt 1 - Türk Bankalarında kurum riski bulunmaktadır. 140,00% Türk Bankacılık Sektörünün Aktif Büyüklüğü /

Detaylı

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU Hazırlayan: Sıla Özsümer Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı Türkiye Düzenli Ekonomi Notu ve Raporun İçeriği Hakkında

Detaylı

Finansal Piyasalar ve Bankalar

Finansal Piyasalar ve Bankalar Finansal Piyasalar ve Bankalar Genel Olarak Finansal Piyasalar Piyasa neresidir? Finansal Piyasaların Ekonomi İçindeki Yeri Finansal Sistemi Oluşturan Piyasalar Finansal Piyasalar Para Piyasaları Sermaye

Detaylı

KURUMLAR KISA ÖZET KOLAYAOF

KURUMLAR KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. FİNANSAL KURUMLAR KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

BÖLÜM BANKALARIN FAALİYET ALANLARININ GELİŞİMİ

BÖLÜM BANKALARIN FAALİYET ALANLARININ GELİŞİMİ İÇİNDEKİLER SUNUŞ...xiii ÖN SÖZ... xv TABLOLAR LİSTESİ... xvii ŞEKİLLER VE GRAFİKLER LİSTESİ... xix BİRİNCİ BÖLÜM BANKALARIN FAALİYET ALANLARININ GELİŞİMİ 1. Bankacılık Faaliyet Alanları... 1 1.1. Mevduat

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR Bu rapor ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. Gelir Amaçlı Esnek Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.01.2008-31.12.2008 dönemine ilişkin

Detaylı

SERMAYE PİYASALARI VE FİNANSAL KURUMLAR

SERMAYE PİYASALARI VE FİNANSAL KURUMLAR DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. SERMAYE PİYASALARI VE FİNANSAL KURUMLAR

Detaylı

Fon Bülteni Kasım Önce Sen

Fon Bülteni Kasım Önce Sen Fon Bülteni Kasım 216 Önce Sen Fon Bülteni Kasım 216 NN Hayat ve Emeklilik Fonları Sektör Karşılaştırmaları Yüksek Getiri! Son 1 Yıl - 31/1/21-31/1/216 2 2 1 1-9,96 9,38 9,7 1,1 7,96 7,96 7,96 7,33 7,8

Detaylı

İÇİNDEKİLER III. Önsöz

İÇİNDEKİLER III. Önsöz İÇİNDEKİLER Önsöz BİRİNCİ BÖLÜM PARA, EKONOMİ VE FİNANSAL SİSTEM 1.1.Paranın Doğuşu 1.2.Para ve Ekonomi 1.3. Finansal Sistem 1.3.1. Finansal Sistemin Tanımı Ve Yapısı 1.3.2. Finansal Sistemin Temel Fonksiyonları

Detaylı

Türkiye de Yabancı Bankalar *

Türkiye de Yabancı Bankalar * Bankacılar Dergisi, Sayı 52, 2005 Türkiye de Yabancı Bankalar * I. Giriş: Uluslararası bankacılık faaliyetleri, geçen yüzyılın ikinci yarısından itibaren uluslararası ticaret akımlarının ve doğrudan yabancı

Detaylı

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI 1 DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI Durgunluk Tanımı Toplam arz ile toplam talep arasındaki dengesizlik talep eksikliği şeklinde ortaya çıkmakta, toplam talebin uyardığı üretim düzeyinin o ekonominin üretim

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR Bu rapor ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş Para Piyasası Likit Emeklilik Yatırım Fonu(KAMU) Emeklilik Yatırım Fonu nun

Detaylı

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı Büyüme: Yatırım ve Tasarrufun Fonksiyonu Büyüme : Büyümenin Temel Unsuru : Üretimin Temel Faktörleri : Üretimin Diğer

Detaylı

MERKEZ BANKASI VE FİNANSAL İSTİKRAR

MERKEZ BANKASI VE FİNANSAL İSTİKRAR MERKEZ BANKASI VE FİNANSAL İSTİKRAR Sermaye Hareketleri ve Döviz Kuru Politikaları Türkiye Ekonomi Kurumu Paneli Doç.Dr.Erdem BAŞÇI Başkan Yardımcısı, TCMB 11 Aralık 2010, Ankara 1 Konuşma Planı 1. Merkez

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR Bu rapor ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş Gruplara Yönelik Gelir Amaçlı Esnek Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.01.2008-31.12.2008

Detaylı

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ DERS İÇERİĞİ Ders Adı Ders Türü Finansın İlkeleri Zorunlu DERS HEDEFİ Finansın İlkeleri dersini alan öğrenciler aşağıdaki becerileri kazanacaktır: Finans nedir ve çalışma alanları nelerdir sorularına cevap

Detaylı

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2014 II. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2014 II. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2014 II. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU 1 İ Ç İ N D E K İ L E R I. GENEL BİLGİLER 1. Şubenin Gelişimi Hakkında Özet Bilgi 2. Şubenin Sermaye ve Ortaklık Yapısı 3.

Detaylı

Ulusal Finans Sempozyumu Dr. İbrahim M. Turhan Başkan Yardımcısı

Ulusal Finans Sempozyumu Dr. İbrahim M. Turhan Başkan Yardımcısı Ulusal Finans Sempozyumu Dr. İbrahim M. Turhan Başkan Yardımcısı 13 Ekim 2011 Malatya KÜRESEL KRİZ ORTAMINA NASIL GELİNDİ? Net Bugünkü Değer Yöntemi Varlık fiyatlarının indirgenmiş nakit akımları (Net

Detaylı

FİNANSAL YÖNETİME İLİŞKİN GENEL İLKELER. Prof. Dr. Ramazan AKTAŞ

FİNANSAL YÖNETİME İLİŞKİN GENEL İLKELER. Prof. Dr. Ramazan AKTAŞ FİNANSAL YÖNETİME İLİŞKİN GENEL İLKELER Prof. Dr. Ramazan AKTAŞ 1 İçerik Finansal Yönetim, Amaç ve İşlevleri Piyasalar, Yatırımlar ve Finansal Yönetim Arasındaki İlişkiler İşletmelerde Vekalet Sorunu (Asil

Detaylı

EKONOMİK KRİZİN EMEK PİYASALARINA ETKİLERİ

EKONOMİK KRİZİN EMEK PİYASALARINA ETKİLERİ EKONOMİK KRİZİN EMEK PİYASALARINA ETKİLERİ 1990 sonrasında peş peşe gelen finansal krizler; bir yandan teorik alanda farklı açılımlara hız kazandırırken bir yandan da, küreselleşme süreci ile birlikte,

Detaylı

tepav Mart2011 N201139 POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

tepav Mart2011 N201139 POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı POLİTİKANOTU Mart2011 N201139 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Sarp Kalkan 1 Politika Analisti, Ekonomi Etütleri Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Cari açık, uzun yıllardan

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... 1-20 1.1. Temel Makro Ekonomik Göstergelere Göre Türkiye nin Mevcut Durumu ve Dünyadaki Yeri... 1 1.2. Ekonominin Artıları Eksileri; Temel

Detaylı

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA Problem 1 (KMS-2001) Kısa dönem toplam arz eğrisinin pozitif eğimli olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

Detaylı

TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI. 23 Kasım 2011

TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI. 23 Kasım 2011 TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI 23 Kasım 2011 Almanya Sermaye Piyasası Kurumları Bankacılık Sermaye Piyasaları Sigortacılık BankacılıkDüzenlemeve Denetleme Kurulu (BDDK) Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Hazine Müsteşarlığı

Detaylı

YEDİNCİ BÖLÜM MAKROEKONOMİ: TANIM, KAPSAM VE GELİŞİM

YEDİNCİ BÖLÜM MAKROEKONOMİ: TANIM, KAPSAM VE GELİŞİM YEDİNCİ BÖLÜM MAKROEKONOMİ: TANIM, KAPSAM VE GELİŞİM Neler Öğreneceğiz? Makroekonominin tanımı Makroekonomi ve Mikroekonomi Ayrımı Makroekonominin Gelişim Süreci ve Tarihi Düşünce Okullarının Makroekonomik

Detaylı

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI GENEL DEĞERLENDİRME Küresel kriz sonrası özellikle gelişmiş ülkelerde iktisadi faaliyeti iyileştirmeye yönelik alınan tedbirler sonucunda küresel iktisadi koşulların bir önceki Rapor dönemine kıyasla olumlu

Detaylı

BANKA DIŞI FİNANS KESİMİNİN GELİŞİMİ VE GELECEĞİ DR. GÜRMAN TEVFİK KURUMSAL YATIRIMCI YÖNETİCİLERİ DERNEĞİ

BANKA DIŞI FİNANS KESİMİNİN GELİŞİMİ VE GELECEĞİ DR. GÜRMAN TEVFİK KURUMSAL YATIRIMCI YÖNETİCİLERİ DERNEĞİ BANKA DIŞI FİNANS KESİMİNİN GELİŞİMİ VE GELECEĞİ DR. GÜRMAN TEVFİK KURUMSAL YATIRIMCI YÖNETİCİLERİ DERNEĞİ SERMAYE PİYASASI KURUMU KONFERANSI 8 MAYIS 2003 1 FİNANSAL SİSTEMİN İŞLEVLERİ I Malların, hizmetlerin

Detaylı

Şirket Finansmanı ve Halka Açılmada Yeni Yol Haritası: Girişim Sermayesi ve Özel Sermaye Şirketleri Konferansı 21 Mart 2008-İstanbul

Şirket Finansmanı ve Halka Açılmada Yeni Yol Haritası: Girişim Sermayesi ve Özel Sermaye Şirketleri Konferansı 21 Mart 2008-İstanbul Holding A.Ş. ve Özel Sermaye Şirketleri Sedat Orbay İş Geliştirme ve Stratejik Planlama Direktörü Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası Finansal Yönetim Enstitüsü Şirket Finansmanı

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014 ORTA VADELİ PROGRAM (2015-201) 8 Ekim 2014 DÜNYA EKONOMİSİ 2 2005 2006 200 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 T 2015 T Küresel Büyüme (%) Küresel büyüme oranı kriz öncesi seviyelerin altında seyretmektedir.

Detaylı

II. MALİ SEKTÖRÜN GENEL YAPISI

II. MALİ SEKTÖRÜN GENEL YAPISI II. MALİ SEKTÖRÜN GENEL YAPISI Türk mali sektörü 27 yılının ilk altı ayında büyümesini sürdürmüştür. Bu dönemde bankacılık sektörüne yabancı yatırımcı ilgisi de devam etmiştir. Grafik II.1. Mali Sektörün

Detaylı

Fon Bülteni Ekim Önce Sen

Fon Bülteni Ekim Önce Sen Fon Bülteni Ekim 216 Önce Sen Fon Bülteni Ekim 216 NN Hayat ve Emeklilik Fonları Sektör Karşılaştırmaları Yüksek Getiri! Son 1 Yıl - 3/9/21-3/9/216 2 2 1 1-11,6 13,74 9,7 12,3 14,74 12,44 8,72 9,7 9,3

Detaylı

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici Ödemeler Dengesi Doç. Dr. Dilek Seymen Araş. Gör. Aslı Seda Bilman 1 Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom

Detaylı

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME PARA VE BANKA SORULAR

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME PARA VE BANKA SORULAR SORULAR 1- Değişimi yapılan finansal aracın hemen teslim edildiği ve ödemenin hemen yapıldığı piyasalar hangisidir? A) Birincil Piyasa B) İkincil Piyasa C) Organize Piyasa D) Tezgahüstü Piyasa E) Spot

Detaylı

Yurtdışına kâr transferi 8 yılda 54 milyar doları aştı

Yurtdışına kâr transferi 8 yılda 54 milyar doları aştı Tarih: 16.01.2011 Sayı: 2011/01 Yurtdışına kâr transferi 8 yılda 54 milyar doları aştı 2003-2010 yıllarını kapsayan 8 yılda, şirketlerin kâr aktarımı, faiz ödemeleri ve portföy yatırımları aracılığıyla,

Detaylı

Rezerv para Rezerv Parasal taban Parasal Parası AKTİF: PASİF: Rezerv para Parasal Taban, Merkez Bankası Parası

Rezerv para Rezerv Parasal taban Parasal Parası AKTİF: PASİF: Rezerv para Parasal Taban, Merkez Bankası Parası Türkiye Ekonomisi PARA - BANKA 1 1. Kavramlar: Türkiye ekonomisinde banknot çıkartma yetkisi 1930 yılında faaliyete geçen Merkez Bankası A.Ş.'ye verilmiştir. Türkiye'de MB, emisyonu belirlemenin dışında

Detaylı

DÜNYA EKONOMİSİ 1987 WALL STREET KRİZİ KARA PAZARTESİ

DÜNYA EKONOMİSİ 1987 WALL STREET KRİZİ KARA PAZARTESİ DÜNYA EKONOMİSİ 1987 WALL STREET KRİZİ KARA PAZARTESİ 1 Dr. Öğr. Üyesi Caner EKİZCELEROĞLU HAZIRLAYAN: MELTEM ZENGİN 2160704341 ULUSLARARASI İLİŞKİLER 2 İÇİNDEKİLER KRİZİN NEDENLERİ NEYDİ? 1987 WALL STREER

Detaylı

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ 2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ TEPAV EPRI Dış Politika Etütleri AB Çalışma Grubu 9 Kasım 2005 Ankara Zeynep Songülen

Detaylı

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU A

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU A CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU A. TANITICI BİLGİLER PORTFÖYE BAKIŞ Halka Arz Tarihi : 26/03/2012

Detaylı

109 MİLYAR DOLARLIK YABANCI PORTFÖYÜ VAR

109 MİLYAR DOLARLIK YABANCI PORTFÖYÜ VAR -1- 109 MİLYAR DOLARLIK YABANCI PORTFÖYÜ VAR Yabancıların, 8 Haziran itibariyle Türkiye de 53 milyar 130 milyon dolarlık hisse senedi, 38 milyar 398 milyon dolar devlet iç borçlanma senedi (DİBS) ve 407

Detaylı

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı Mikroekonomik Analiz I IKT751 1 3 + 0 8 Piyasa, Bütçe, Tercihler, Fayda, Tercih,

Detaylı

BANKA KREDİLERİ EĞİLİM ANKETİ

BANKA KREDİLERİ EĞİLİM ANKETİ BANKA KREDİLERİ EĞİLİM ANKETİ OCAK - MART 216 8 NİSAN 216 İstatistik Genel Müdürlüğü Reel Sektör Verileri Müdürlüğü İÇİNDEKİLER Sayfa ANKET SONUÇLARININ GENEL DEĞERLENDİRMESİ i TABLOLAR Tablo 1 İşletmelere

Detaylı

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni GSO-TOBB-TEPAV Girişimcilik Merkezinin Açılışı Kredi Garanti Fonu Gaziantep Şubesi nin Açılışı Proje Değerlendirme ve Eğitim Merkezi nin Açılışı Dünya Bankası Gaziantep Bilgi Merkezi Açılışı 23 Temmuz

Detaylı

https://www.garantiemeklilik.com.tr/fon-ile-ilgili-duyurular.aspx internet adreslerinden

https://www.garantiemeklilik.com.tr/fon-ile-ilgili-duyurular.aspx internet adreslerinden GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ALTERNATİF STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2013 YILI 6 AYLIK FAALİYET RAPORU 1- Ekonominin Genel durumu Dünya ekonomisi 2013 ü genel olarak bir toparlanma dönemi olarak

Detaylı

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu?

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu? Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu? Yrd. Doç. Dr. Elif UÇKAN DAĞDEMĠR Anadolu Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü Öğretim Üyesi 1. GĠRĠġ Avrupa Birliği (AB)

Detaylı

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2014 III. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2014 III. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2014 III. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU 1 İ Ç İ N D E K İ L E R I. GENEL BİLGİLER 1. Şubenin Gelişimi Hakkında Özet Bilgi 2. Şubenin Sermaye ve Ortaklık Yapısı 3.

Detaylı

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR 13 1.1.İktisadın Konusu ve Kapsamı 14 1.2. İktisadın Bölümleri 15 1.2.1.Mikro ve Makro İktisat 15 1.2.2. Pozitif İktisat ve Normatif İktisat

Detaylı

FİNANSAL SİSTEM VE FİNANSAL PİYASALAR

FİNANSAL SİSTEM VE FİNANSAL PİYASALAR FİNANSAL SİSTEM VE FİNANSAL PİYASALAR FİNANSAL SİSTEM Fon talep edenler, fon arz edenler, fon akımını sağlayan araçlar, kuruluşlar ve piyasanın işleyişini düzenleyen hukuki ve idari kurallardan oluşan

Detaylı

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2010 YILI 9 AYLIK FAALİYET RAPORU

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2010 YILI 9 AYLIK FAALİYET RAPORU GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2010 YILI 9 AYLIK FAALİYET RAPORU 1.- Ekonominin Genel durumu ABD ekonomisindeki büyümenin ikinci çeyrekte %1.7 olarak

Detaylı

KÜRESEL KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ K. ÖNDER ERGÜN MALİYE UZMANI

KÜRESEL KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ K. ÖNDER ERGÜN MALİYE UZMANI KÜRESEL KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ K. ÖNDER ERGÜN MALİYE UZMANI SUNUM PLANI 1 KÜRESEL KRİZİN GELİŞİMİ 2 KÜRESEL KRİZİN TÜRKİYE YE ETKİLERİ 3 4 TÜRKİYE NİN KONUMU KRİZDE SON DURUM KÜRESEL KRİZ 1929 DÜNYA

Detaylı

Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi

Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi T.C İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı Finans Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi Özeti Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi Prof.

Detaylı

Ödemeler Dengesi Doç. Dr. Dilek Seymen Araş. Gör. Aslı Seda Bilman 1 Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom

Detaylı

Original Sin olgusu ve BRIC-T ülkelerinin Dış finansmana Dayalı Kalkınması. Tahsin BAKIRTAŞ

Original Sin olgusu ve BRIC-T ülkelerinin Dış finansmana Dayalı Kalkınması. Tahsin BAKIRTAŞ 5 inci İSTANBUL EKONOMİ ve FİNANS KONFERANSI 26-27 Kasım 215 Original Sin olgusu ve BRIC-T ülkelerinin Dış finansmana Dayalı Kalkınması Tahsin BAKIRTAŞ Original Sin olgusu Bugünün dünya finans düzeninde,

Detaylı

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Doç. Dr. Turan EROL un

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Doç. Dr. Turan EROL un Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Doç. Dr. Turan EROL un Şirket Finansmanı ve Halka Açılmada Yeni Yol Haritası: Girişim Sermayesi ve Özel Sermaye Şirketleri Panelinde Yaptığı Konuşma 21.03.2008 Oditoryum,

Detaylı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI 24 Şubat 2016 Ankara Özet: Makroekonomik Görünüm ve Para Politikası Dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmeler ve tüketici kredilerinin ılımlı seyri cari dengedeki iyileşmeyi

Detaylı

1. Temel Finansal Kavramlar. 2. Finansal Analiz ve Planlama. 3. Yatırım ve Çalışma Sermayesi. 4. Fizibilite Etüdleri- Yatırım Kararının Alınması

1. Temel Finansal Kavramlar. 2. Finansal Analiz ve Planlama. 3. Yatırım ve Çalışma Sermayesi. 4. Fizibilite Etüdleri- Yatırım Kararının Alınması 1. Temel Finansal Kavramlar 2. Finansal Analiz ve Planlama 3. Yatırım ve Çalışma Sermayesi 4. Fizibilite Etüdleri- Yatırım Kararının Alınması 5. Girişimcilikte Finansal Destekler 1 6. Alternatif Finansal

Detaylı

İÇİNDEKİLER YAZAR HAKKINDA

İÇİNDEKİLER YAZAR HAKKINDA İÇİNDEKİLER YAZAR HAKKINDA... ii ÖNSÖZ... iii 2. BASIM İÇİN ÖNSÖZ... iv İÇİNDEKİLER... v ŞEKİLLER... xi TABLOLAR... xiii KISALTMALAR... xv GİRİŞ... 1 BÖLÜM 1: FİNANSAL SİSTEMİN EKONOMİ İÇERİSİNDEKİ YERİ...

Detaylı

FAİZ HAREKETLİLİĞİ. Mehmet ÖZÇELİK. Bilgi Raporu Ekonomik Araştırmalar ve Proje Müdürlüğü. KONYA Nisan, 2016 www.kto.org.tr

FAİZ HAREKETLİLİĞİ. Mehmet ÖZÇELİK. Bilgi Raporu Ekonomik Araştırmalar ve Proje Müdürlüğü. KONYA Nisan, 2016 www.kto.org.tr Mehmet ÖZÇELİK Bilgi Raporu Ekonomik Araştırmalar ve Proje Müdürlüğü KONYA Nisan, 2016 www.kto.org.tr İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ... 1 2. POLİTİKA FAİZİ... 2 3. GECELİK FAİZ... 4 4. FAİZ ve YATIRIM-TASARRUF İLİŞKİSİ...

Detaylı

Finansal Sistem ve Bankalar. 1. Bankacılık İşlemleri ve Banka Türleri. 2. Dünya da ve Türkiye de Bankacılığın Gelişimi

Finansal Sistem ve Bankalar. 1. Bankacılık İşlemleri ve Banka Türleri. 2. Dünya da ve Türkiye de Bankacılığın Gelişimi Finansal Sistem ve Bankalar 1. Bankacılık İşlemleri ve Banka Türleri 2. Dünya da ve Türkiye de Bankacılığın Gelişimi 3. Türk Finans Sektöründe Bankacılık Sistemi 4. Bankacılıkta ve Sigortacılıkta Risk

Detaylı

Banka Bilançosunun Özellikleri Pazar, 26 Aralık 2010 18:24

Banka Bilançosunun Özellikleri Pazar, 26 Aralık 2010 18:24 Ticari bir işletme olarak bankaların belirli bir dönem içerisinde nasıl çalıştıklarını ve amaçlarına dönük olarak nasıl bir performans sergilediklerini değerlendirebilmenin yolu bankalara ait finansal

Detaylı

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Finansal Piyasa Dinamikleri Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Neleri İşleyeceğiz? Finansal Sistemin Resmi Makro Göstergeler ve Yorumlanması Para ve Maliye Politikaları Merkez Bankası ve Piyasalar Finansal Piyasalardaki

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI. Dr. Süleyman BOLAT

8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI. Dr. Süleyman BOLAT 8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI 1 STAGFLASYON Stagflasyon: Üretimde görülen durgunluk ve fiyatlarda yaşanan artışın bir araya gelmesidir. - Durgunluk içinde enflasyon: Reel ekonomik

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI 6. Ekonomik Yaklaşım Kongresi Gazi Üniversitesi Erdem Başçı Başkan Yardımcısı Ankara 6 Kasım 2009 1 Ekonomik İstikrara Bütünsel Bakış 1. Fiyat İstikrarı 2. Finansalİstikrar

Detaylı

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ İÇİNDEKİLER BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ Giriş... 1 1. Makroekonomi Kuramı... 1 2. Makroekonomi Politikası... 2 2.1. Makroekonomi Politikasının Amaçları... 2 2.1.1. Yüksek Üretim ve Çalışma Düzeyi...

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni 17 Ağustos 2015, Sayı: 23 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül

Detaylı

Küreselleşme devam ediyo mu?

Küreselleşme devam ediyo mu? Küreselleşme devam ediyo mu? Küreselleşme-ulus devlet ilişkisine ilişkin görüşler 1.Küreselleşme modern ulus devleti zayıflatmış, yerine DÜZENLEYİCİ DEVLETi ikame etmiştir görüşü 2.Küreselleşmenin ulus

Detaylı

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015 28.Eylül.2015 1 Giriş Temel Kavramlar Politika Etkilerinin Analizi 2 nın Yürütülmesi Tanımlar Giriş Temel Kavramlar Politika Etkilerinin Analizi İktisat kıt kaynakların etkin dağılımı üzerine çalışır.

Detaylı

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL Ekonomi II 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 13.1.Makroekonomi Nedir?

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR Bu rapor ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş Gruplara Yönelik Gelir Amaçlı Kamu Borçlanma Araçları

Detaylı

ÜNİTE:1. Para ve Finansal Sistem ÜNİTE:2. Mali Varlık Fiyatlarının Belirlenmesi ÜNİTE:3. Finansal Kurumlar ve Piyasalar ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Para ve Finansal Sistem ÜNİTE:2. Mali Varlık Fiyatlarının Belirlenmesi ÜNİTE:3. Finansal Kurumlar ve Piyasalar ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Para ve Finansal Sistem ÜNİTE:2 Mali Varlık Fiyatlarının Belirlenmesi ÜNİTE:3 Finansal Kurumlar ve Piyasalar ÜNİTE:4 Bankacılık Sektörü ve Banka Yönetimi ÜNİTE:5 1 Para Arzının Belirlenmesi ve

Detaylı

01/01/2013 31/12/2013 DÖNEMİNE İLİŞKİN GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 12 AYLIK RAPORU BU RAPOR EMEKLİLİK YATIRIM FONLARININ KAMUYU AYDINLATMA AMACIYLA DÜZENLENEN

Detaylı

TEB MALİ YATIRIMLAR A.Ş. 2010 YILI 1. ARA DÖNEM KONSOLİDE FAALİYET RAPORU. Raporun Ait Olduğu Dönem : 01.01.2010 31.03.2010

TEB MALİ YATIRIMLAR A.Ş. 2010 YILI 1. ARA DÖNEM KONSOLİDE FAALİYET RAPORU. Raporun Ait Olduğu Dönem : 01.01.2010 31.03.2010 TEB MALİ YATIRIMLAR A.Ş. 2010 YILI 1. ARA DÖNEM KONSOLİDE FAALİYET RAPORU Raporun Ait Olduğu Dönem : 01.01.2010 31.03.2010 Şirketin Ticaret Ünvanı : TEB Mali Yatırımlar A.Ş. Genel Müdürlük Adresi : Meclis-i

Detaylı

TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE

TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE 20 Eylül 2013, İstanbul DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ 1 Sayın Maliye Bakanım, Yurt dışından gelen değerli misafirlerimiz,

Detaylı

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ Bugünki dersin içeriği: 1. MALİYE POLİTİKASI VE DIŞLAMA ETKİSİ... 1 2. UYUMLU MALİYE VE

Detaylı

İÇİNDEKİLER. BİRİNCİ BÖLÜM EKONOMİNİN GENEL İŞLEYİŞİ ve FİNANSAL SİSTEM İKİNCİ BÖLÜM FİNANSAL SİSTEM VE İŞLEYİŞİ

İÇİNDEKİLER. BİRİNCİ BÖLÜM EKONOMİNİN GENEL İŞLEYİŞİ ve FİNANSAL SİSTEM İKİNCİ BÖLÜM FİNANSAL SİSTEM VE İŞLEYİŞİ İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM EKONOMİNİN GENEL İŞLEYİŞİ ve FİNANSAL SİSTEM İKİNCİ BÖLÜM FİNANSAL SİSTEM VE İŞLEYİŞİ REEL KESİM DENGESİ 2 TOPLAM TALEP 3 Harcamalardaki Değişmeler ve Denge 3 Para Arzı Değişmeleri

Detaylı

GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM ORTAKLIĞI SİSTEMİ

GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM ORTAKLIĞI SİSTEMİ GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM ORTAKLIĞI SİSTEMİ Genellikle profesyoneller tarafından oluşturulan Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı sistemi genç, dinamik, hızlı büyüme ve yüksek karlılık potansiyeli olan

Detaylı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ ÜNİTE FİNANSAL YÖNETİM VE FONKSİYONLARI 1. GİRİŞ... 19

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ ÜNİTE FİNANSAL YÖNETİM VE FONKSİYONLARI 1. GİRİŞ... 19 İÇİNDEKİLER BİRİNCİ ÜNİTE FİNANSAL YÖNETİM VE FONKSİYONLARI 1. GİRİŞ... 1 2. FİNANSAL YÖNETİMİN FONKSİYONLARI... 2 2.1. Yatırım Kararları... 2 2.1. Finansman Kararları... 3 2.1. Dividant Kararları... 4

Detaylı

Finansal Hesaplar İstatistik Genel Müdürlüğü

Finansal Hesaplar İstatistik Genel Müdürlüğü Finansal Hesaplar İstatistik Genel Müdürlüğü Parasal ve Finansal Veriler Müdürlüğü İçindekiler I-Giriş... 2 II- Mali Kuruluşlar... 3 III. Genel Yönetim... 6 1 I-Giriş Son yıllarda uluslararası kuruluşlar

Detaylı

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ YATIRIM MALĐYETLERĐ AÇIKLIK EKO OMĐK VE POLĐTĐK ĐSTĐKRAR FĐ A SAL ĐSTĐKRAR

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ YATIRIM MALĐYETLERĐ AÇIKLIK EKO OMĐK VE POLĐTĐK ĐSTĐKRAR FĐ A SAL ĐSTĐKRAR FDI doğrudan yabancı yatırım, bir ülke borsasında işlem gören şirketlerin hisselerinin bir diğer ülke veya ülkelerin kuruluşları tarafından satın alınmasını ifade eden portföy yatırımları dışında kalan

Detaylı