BİYOLOJİ ANABİLİM DALI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "BİYOLOJİ ANABİLİM DALI"

Transkript

1 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Ümit ZAN ESMERON (ROCURONIUM BROMÜR) UN İNSAN PERİFERAL LENFOSİTLERİNDE IN VITRO GENOTOKSİK ETKİLERİ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI ADANA, 2007

2 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ESMERON (ROCURONIUM BROMÜR) UN İNSAN PERİFERAL LENFOSİTLERİNDE IN VITRO GENOTOKSİK ETKİLERİ Ümit ZAN YÜKSEK LİSANS BİYOLOJİ ANABİLİM DALI Bu tez././ 2007 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği İle Kabul Edilmiştir. İmza. Prof. Dr. Mehmet TOPAKTAŞ DANIŞMAN İmza. Prof.Dr.Rüştü HATİPOĞLU ÜYE İmza. Doç.Dr.Eyyüp RENCÜZOĞULLARI ÜYE Bu tez Enstitümüz Biyoloji Anabilim Dalında hazırlanmıştır. Kod No: Prof. Dr. Aziz ERTUNÇ Enstitü Müdürü İmza-Mühür Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.

3 ÖZ YÜKSEK LİSANS TEZİ ESMERON (ROCURONIUM BROMÜR) UN İNSAN PERİFERAL LENFOSİTLERİNDE IN VITRO GENOTOKSİK ETKİLERİ Ümit ZAN ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI Danışman : Prof. Dr. Mehmet TOPAKTAŞ Yıl : 2007, Sayfa : 68 Jüri : Prof. Dr. Mehmet TOPAKTAŞ Prof. Dr. Rüştü HATİPOĞLU Doç.Dr. Eyyüp RENCÜZOĞULLARI Bu çalışma, genel anestezide kas gevşetici olarak kullanılan Esmeron un genotoksik etkiye sahip olup olmadığını insan periferal lenfositlerinde in vitro kardeş kromatid değişimi, kromozom aberasyonu ve mikronukleus testleri ile araştırmak amacıyla yürütülmüştür. Bu çalışmada insan periferal lenfositleri 60, 80, 100 µg/ml konsantrasyondaki esmeron ile 24 ve 48 saat muamele edilmiştir. Esmeron 24 ve 48 saatlik muamelelerde KKD yi uyarmadığı halde KA yı uyarmıştır. Proliferasyon indeksi (PI) ve Mitotik indeks i (MI) düşürmemiştir. Esmeron mikronukleus oluşumunu uyarmış, fakat nukleus bölünme indeksini (NBI) düşürmemiştir. Anahtar Kelimeler: Esmeron, İnsan periferal lenfositleri, Kardeş kromatid değişimi, Kromozom anormallikleri, Mikronükleus I

4 ABSTRACT MSc THESIS IN VITRO GENOTOXIC EFFECTS OF ESMERON IN HUMAN PERIPHERAL LYMPHOCYTES Ümit ZAN DEPARTMENT OF BIOLOGY INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES UNIVERSITY OF ÇUKUROVA Supervisor : Prof. Dr. Mehmet TOPAKTAŞ Year : 2007, Pages : 68 Jury : Prof. Dr. Mehmet TOPAKTAŞ Prof. Dr. Rüştü HATİPOĞLU Assoc.Prof.Dr. Eyyüp RENCÜZOĞULLARI The aim of this study was to determine possible genotoxic effects of esmeron, which is used as an anesthesia agent in general anesthesia, by using sister chromatid exchange (SCEs), chromosome aberration (CAs) and micronucleus (MN) tests in human peripheral lymphocytes. In the present study, the human peripheral lymphocytes were treated with three concentrations of esmeron (60, 80, 100 µg/ml) for 24 and 48 hours treatment periods. Esmeron increased the frequency of CAs but did not increase the frequency of SCEs. Esmeron didn t decrease the proliferation index (PI) and mitotic index (MI). And also esmeron stimulated the frequency of MN however, did not decrease the nuclear division index (NDI). Key Words: Esmeron, Human peripheral lymphocytes, Sister chromatid exchange, Chromosome aberration, Micronucleus II

5 TEŞEKKÜR Tez konumun belirlenmesi, yürütülmesi ve çalışmalarım boyunca beni yönlendiren, çalışmamı değerli kılan, öğrencisi olmaktan onur duyduğum Sayın Hocam Prof. Dr. Mehmet TOPAKTAŞ a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Çalışmalarım boyunca ilgi ve desteğini esirgemeyen, yardımlarını her zaman yanımda hissettiğim Sayın Hocam Doç.Dr.Eyüp RENCÜZOĞULLARI na sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Yardımlarından dolayı Sayın Hocam Doç. Dr. Hasan Basri İLA ya, Ar.Gör. Ayşe YAVUZ, Biyolog Semir CANIMOĞLU ve Biyolog Şebnem PARLAK a teşekkür ederim. Projemizi maddi yönden destekleyen Ç.Ü. Araştırma Fonu yöneticilerine de teşekkür ederim. III

6 İÇİNDEKİLER SAYFA ÖZ...I ABSTRACT...II TEŞEKKÜR...III İÇİNDEKİLER...IV SİMGELER VE KISALTMALAR...VIII ÇİZELGELER DİZİNİ...IX ŞEKİLLER DİZİNİ...X 1. GİRİŞ ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Anestezik İlaçlar İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Diazepam ile Yapılmış Olan Genotoksisite Çalışmaları Hexenal ile Yapılmış Olan Genotoksisite Çalışmaları Propofol ile Yapılmış Olan Genotoksisite Çalışmaları Sodyum Tiopental ile Yapılmış Olan Genotoksisite Çalışmaları Ketamin ile Yapılmış Olan Genotoksisite Çalışmaları Anestezik Gazlar İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Azot oksid İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Desflurane İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Dioxychlorane ve Dioxyflurane İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Divinil eter İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Enflurane İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Etil Vinil Eter İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Fluroxene İle Yapılmış ve Genotoksisite Çalışmaları Halothane İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Isoflurane İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Kloroform İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Metoksiflurane İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Sevoflurane İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları...19 IV

7 Synthane İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Trikloretilen İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Atık anestezik gazlarla Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları MATERYAL VE METOD Kullanılan Kimyasal Maddeler ve Deney Ekipmanları Kullanılan Kimyasal Maddeler Esmeron Kromozom Medyumu Mitomycin C (MMC) Kolşisin (Kolkisin) Hipotonik Eriyik Fiksatif Bromo-2 -deoxyuridine (BrdUrd) Sorensen Tamponu (Sorensen Buffer) Standart Saline Citrate (SSC) Eriyiği Giemsa Entellan Nitrik Asit (HNO 3 ) Kullanılan Deney Ekipmanları Hassas Terazi Santrifüj Mikroskop İnkübatör ph Metre Lamların Temizlenmesi Kardeş Kromatid Değişimini (KKD) (Sister Chromatid Exchange=SCE) ve Kromozom Anormalliklerini (KA) (Chromosomal Aberration=CA) Saptamak Amacıyla Hücre Kültürünün Yapılması, Test Maddelerinin Kültüre İlave Edilmesi, Preparatların Hazırlanması, Boyanması ve Mikroskobik İncelemeler...29 V

8 Kardeş Kromatid Değişimini (KKD) ve Kromozom Anormalliklerini (KA) Saptamak Amacıyla Hücre Kültürünün Yapılması, Test Maddelerinin Kültüre İlave Edilmesi ve Preparatların Hazırlanması Preparatların Boyanması Mikroskobik İnceleme KKD ve Proliferasyon İndeksinin (PI) (Replikasyon İndeksi=RI) Saptanması (1). KKD Sayısının Saptanması (2). Proliferasyon İndeksinin (PI) (Replikasyon İndeksi=RI) Saptanması Kromozomal Anormallikler (KA) ve Mitotik İndeksin (MI) Saptanması (1). Kromozom Yapı ve Sayı Anormalliklerinin Saptanması (2). Mitotik İndeksin (MI) Saptanması Mikronukleus (MN) Sayısını Saptamak Amacıyla Hücre Kültürünün Yapılması, Test Maddelerinin Kültüre İlave Edilmesi, Preparatların Hazırlanması, Boyanması ve Mikroskobik İncelemeler Mikronukleus Sayısını Saptamak Amacıyla Hücre Kültürünün Yapılması, Test Maddelerinin Kültüre İlave Edilmesi ve Preparatların Hazırlanması Preparatların Boyanması Mikroskobik İnceleme Mikroskopta Fotoğraf Çekme İstatistik Analiz ve Sonuçların Değerlendirilmesi BULGULAR Esmeron un (Rocuronium bromür) Kardeş Kromatid Değişimi (KKD) Üzerindeki Etkileri Esmeron un Yapısal Kromozom Aberasyonlarının (KA) Oluşumu Üzerindeki Etkileri...45 VI

9 4.3. Esmeron un DNA Replikasyonu ve Mitoz Bölünme Üzerindeki Etkileri Esmeron un Mikronukleus (MN) Oluşumları ve Nukleus Bölünmesi Üzerindeki Etkileri TARTIŞMA Esmeron un KKD, KA ve MN Oluşumu Üzerindeki Etkileri SONUÇ VE ÖNERİLER...61 KAYNAKLAR...62 ÖZGEÇMİŞ...68 VII

10 SİMGELER VE KISALTMALAR BrdUrd : 5 - Bromo 2 - Deoxyuridine CA : Chromosome Aberration CHO : Chinese Hamster Ovary dt : Deoxytimidin du : Deoxyuridine DNA : Deoksiribonukleik Asit HNO 3 : Nitrik Asit KA : Kromozomal Anormallik KCl : Potasyum klorür KKD : Kardeş Kromatid Değişimi MI : Mitotik İndeks MMC : Mitomycin C MN : Mikronukleus NaCl : Sodyum klorür NBI : Nukleus Bölünme İndeksi PI : Proliferasyon İndeksi RI : Replikasyon İndeksi rpm : Round (Rotor) Per Minute SCE : Sister Chromatid Exchange SCD : Sister Chromatid Differentiation SSC : Standart Saline Citrate UV : Ultraviyole VIII

11 ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA Çizelge 4.1. Değişik Dozda Esmeron (Rocuronium bromür) ile 24 ve 48 Saat Muamele Edilen İnsan Periferal Lenfositlerinde Ortalama KKD Sayısı...44 Çizelge.4.2. Değişik Dozda Esmeron ile 24 ve 48 Saat Muamele Edilen İnsan Periferal Lenfositlerinde Yapısal Kromozom Anormallikleri ve Anormal Hücre % si...46 Çizelge 4.3. Değişik Dozda Esmeron ile 24 ve 48 Saat Muamele Edilmiş İnsan Periferal Lenfositlerinde PI ve MI...52 Çizelge 4.4. Değişik Dozlarda Esmeron ile 24 ve 48 Saat Muamele Edilmiş İnsan Periferal Lenfositlerinde Mikronükleuslu Binükleer Hücre Yüzdesi ve Nükleus Bölünme İndeksi...54 IX

12 ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA Şekil 3.1. Kardeş Kromatid Değişiminin Olduğu ve Olmadığı Durumun Şematik Olarak Gösterilmesi...32 Şekil 3.2. Deoxytimidin (dt), Bromodeoxyuridin (BrdUrd) ve Deoxyuridin (du) in Kimyasal Yapıları...33 Şekil 3.3. BrdUrd in DNA Yapısına Girmesi ile 1., 2. ve 3. Mitoz Bölünmeyi Geçiren Hücrelerin Ayırt Edilmesinin Şematik Olarak Açıklanması...35 Şekil 3.4. Birinci Mitoz Bölünmeyi Geçiren Hücreye Ait Kromozomlar. x Şekil 3.5. İkinci Mitoz Bölünmeyi Geçiren Hücreye Ait Kromozomlar.x Şekil 3.6. Üçüncü Mitoz Bölünmeyi Geçiren Hücreye Ait Kromozomlar.x Şekil 3.7. Bir Nükleuslu Hücre...41 Şekil 3.8. İki Nükleuslu Hücre...41 Şekil 3.9. Üç Nükleuslu Hücre...42 Şekil Dört Nükleuslu Hücre...42 Şekil 4.1. Farklı Dozlarda Esmeron ile 24 ve 48 Saat Muamele Edilen İnsan Periferal Lenfositlerinde KKD/Hücre...45 Şekil 4.2. Farklı Dozlarda Esmeron ile 24 ve 48 Saat Muamele Edilen İnsan Periferal Lenfositlerinde Yapısal KA...46 Şekil 4.3. Esmeron İle Muamele Edilen İnsan Periferal Lenfositlerinde Kromatid Kırığı (100 µg/ml, 48 saat, ) ( 1000)...47 Şekil 4.4. Esmeron ile Muamele Edilen İnsan Periferal Lenfositlerinde Kromatid Kırığı (60 µg/ml, 48 saat, ) ( 1000)...47 Şekil 4.5. Esmeron İle Muamele Edilen İnsan Periferal Lenfositlerinde Kromatid Kırığı (100 µg/ml, 48 saat, ) ( 1000)...48 X

13 Şekil 4.6. Esmeron İle Muamele Edilen İnsan Periferal Lenfositlerinde Kromatid Kırığı (100 µg/ml, 24 saat, ) ( 1000)...48 Şekil 4.7. Esmeron ile Muamele Edilen İnsan Periferal Lenfositlerinde Kromatid Kırığı (80 µg/ml, 48 saat, ) ( 1000)...49 Şekil 4.8. Esmeron ile Muamele Edilen İnsan Periferal Lenfositlerinde Kromozom Kırığı (100 µg/ml, 24 saat, ) ( 1000)...49 Şekil 4.9. Esmeron ile Muamele Edilen İnsan Periferal Lenfositlerinde Kromozom Kırığı (80 µg/ml, 48 saat, ) ( 1000)...50 Şekil Esmeron ile Muamele Edilen İnsan Periferal Lenfositlerinde Fragment (100 µg/ml, 24 saat, ) ( 1000)...50 Şekil Esmeron ile Muamele Edilen İnsan Periferal Lenfositlerinde Endoreduplikasyon (60 µg/ml, 48 saat, ) ( 1000)...51 Şekil Farklı Dozlarda Esmeron ile 24 ve 48 Saat Muamele Edilen İnsan Periferal Lenfositlerinde Proliferasyon İndeksi...52 Şekil Farklı Dozlarda Esmeron ile 24 ve 48 Saat Muamele Edilen İnsan Periferal Lenfositlerinde Mitotik İndeks...53 Şekil Farklı Dozlarda Esmeron ile 24 ve 48 Saat Muamele Edilen İnsan Periferal Lenfositlerinde MN li Binükleer Hücre %si...54 Şekil Esmeron ile Muamele Edilen İnsan Periferal Lenfositlerinde Bir Mikronükleus İçeren Binükleer Hücre (60 µg/ml, 48 saat, ) ( 1000)...55 Şekil Esmeron ile Muamele Edilen İnsan Periferal Lenfositlerinde Farklı Büyüklükte İki Mikronükleus İçeren Binükleer Hücre (100 µg/ml, 24 saat, ) ( 1000)...55 Şekil Esmeron ile Muamele Edilen İnsan Periferal Lenfositlerinde Bir Mikronükleus İçeren Binükleer Hücre (80 µg/ml, 24 saat, ) ( 1000)...56 Şekil Farklı Dozlarda Esmeron ile 24 ve 48 Saat Muamele Edilen İnsan Periferal Lenfositlerinde NBI...56 XI

14 1. GİRİŞ Ümit ZAN 1. GİRİŞ Kas gevşetici ilaçların anesteziye girişi, Güney Amerika yerlilerinin zehir olarak oklarının ucuna sürdükleri kürarın, nöromusküler blok oluşturucu etkilerinin öğrenilmesi ile başlar. Fransız fizyolog Claude Bernard, yılları arasında doğrudan kas uyarısı yardımıyla, kürarın etki mekanizmasının ilkelerini aydınlattı. Böylece nöromusküler bloğun kantitatif olarak ölçülmesinin temelleri atılmıştır. Kürar, ilk kez 1942 yılında Harold Griffith tarafından klinikte uygulanmıştır (Işık, 1996). Anesteziyi uygulamada kullanılan üç ana ilaç grubu; kas gevşeticiler, analjezikler ve hipnotiklerdir (Işık, 1996). Ayrıca İnhalasyon (nefes yoluyla alınan) anestezikleri dediğimiz anestezik gazlar da kullanılmaktadır. Kas gevşetici ilaçlara endotrakeal entübasyonun (hava yoluna yapay solunum yapılabilmesi için tüp takılması) ve cerrahi girişimin yapılabilmesi ve bunun yanı sıra kontrollü solunumun rahatça uygulanabilmesi için gereksinim duyulur. Dengeli anestezi uygulamasının temel unsurlarından biri olan kas gevşeticiler, tek reseptöre spesifik ilaç olup periferde impuls iletimini sağlayan reseptörler üzerine doğrudan etki ederler (Işık, 1996). Aynı zamanda kas gevşeticiler, anestezinin diğer unsurlarını oluşturan hipnotik ve analjezik gereksinimini de azaltmaktadır. Kas gevşeticilerin tanımlanmasında, kas gevşetici ilacın varılmak istenen bir hedefi vardır. Bu da şu şekilde tarif edilebilir: İdeal bir kas gevşetici güçlü olmalıdır, depolarizasyon (sinir uyarısı) oluşturmamalı, kardiyovasküler yan etkileri olmamalı, etkisi hızlı başlayıp birikim etkisine neden olmadan etkisi çabuk ortadan kalkmalıdır. Metabolize edilmeleri sonucunda inaktif ve toksik olmayan metabolitlere dönüşmeli, eliminasyonları böbrek ve karaciğer fonksyonlarından bağımsız olmalıdır (Işık, 1996). Kas gevşeticiler kan-beyin bariyerini geçemediklerinden santral sinir sistemi üzerine etkileri bulunmamaktadır. Suda erirler, glomerüler filtrasyon ile atılırlar ve reabsorbe olmazlar. Bu özellikleri yukarıda bahsedildiği gibi kan-beyin bariyerini ve plasenta gibi lipofilik membranları geçmelerine engel olur (Işık, 1996). Kas gevşeticiler etki mekanizmalarına göre iki ana grupta toplanırlar: 1

15 1. GİRİŞ Ümit ZAN A. Depolarizan Blok Yapan Ajanlar Sinirler, kasla temas ettikleri yerlerde nöromüsküler bağlantı ya da motor son plak adını verdiğimiz bir yapı oluştururlar. İşte burada bu depolarizan kas gevşetici ilaçlar asetilkolin gibi depolarizasyon (impuls, uyarı) yaparlar. Ancak asetilkolinesteraz tarafından parçalanmadıkları için oluşturdukları depolarizasyon asetilkoline göre daha uzun süreli olur. Bu süre içinde sinir yolu ile gelen uyarıya kas lifi cevap vermez. Süksinilkolin ve dekametonyum bu şekilde etki eder (Işık, 1996). B. Non-Depolarizan Kas Gevşeticiler Bu ajanlar ise sinir ile kasın birleşme noktasının membranındaki kolinerjik nikotinik reseptörler için asetilkolinle rekabete girerler. Reseptörlerle reversibl olarak birleşerek asetilkolinin reseptörlerle birleşmesini önlerler. Böylece asetilkolinin kas son plağı üzerindeki depolarizan etkisini azaltır veya tamamen engellerler. Bu ilaçlar reseptörlerle reversible olarak birleşirler, doğal olarak reseptördeki etki yerlerinden ayrılır ve tekrar birleşirler. Bu arada reseptörün serbest kaldığı anda asetilkolin reseptörü etkileyebilir. Bu çalışmada test maddesi olarak kullanılan esmeron (rocuronium bromür), steroidal nondepolarizan bir kas gevşetici olup, etki süresi de orta derecededir. Kimyasal olarak vecuroniumun 3-hidroxy metabolitinin bir türevidir (Işık, 1996). Metabolizması ve eliminasyonu karaciğer ve böbrekler yolu ile olmaktadır. Hayvan çalışmalarında daha çok safra yollarının kullanıldığı gösterilmiştir. Metaboliti, 17-deasetilrocuronium un etkisi rocuroniumun 1/5 i kadardır. Büyük dozlarda vagalitik etkisi (vagus sinirinin uyarılması sonucu kalp hızı ve kan basıncının artması) olan rocuronium, çocuklarda ve yaşlılarda etki farklılığı göstermektedir. Rocuronium, halothan ve fentanil uygulanan anestezide kardiyovasküler sisteme etkisi olmamaktadır. Arttırılan dozlarda kalp hızında hafif artış yapmasına karşılık histamin salınımına neden olmadığı bildirilmiştir. Sezaryen olgularında 0.6 mg/kg rocuroniumun anne ve bebekte kardiyovasküler sistem üzerine yan etkisi olmadığı ve bu dozun sezaryende güvenle kullanılabileceği önerilmektedir. 2

16 1. GİRİŞ Ümit ZAN İnsan hayatının her aşamasında karşılaşabileceği anestezik maddeler ve onunla birlikte kullanılan kas gevşeticilerin genotoksik risk taşıyıp taşımadığının araştırılması gerekir. Perry ve Evans (1975) tarafından mutajen ve kanserojenlerin kardeş kromatid değişimi (KKD) (Sister Chromatid Exchange=SCE) ve kromozom aberasyonunu (KA) (Chromosomal Aberration=CA) uyardıklarının saptanmasından sonra, KKD ve KA testleri mutajen ve kanserojenlerin kısa sürede belirlenmesi amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. Genotoksisitenin belirlenmesinde kullanılan bir başka metod mikronükleus (MN) testidir. Mikronükleus hücre bölünmesinin anafaz evresinde kromozomların geri kalmasından ya da asentrik kromozom fragmentlerinden kaynaklandığı gibi, multipolar anafaz ve telofaz da mikronükleus oluşumuna sebep olmaktadır (Topaktaş ve Rencüzoğulları, 1995). Uzun zamandan beri uygulanan sitogenetik bir teknik olan MN testi mitoz bölünme geçiren tüm bitki, hayvan ve insan hücrelerinde, fiziksel ve kimyasal ajanların meydana getirdiği genotoksik etkilerin belirlenmesinde güvenli olarak kullanılmaktadır. Anestezide kullanılan bazı ilaçlarla ilgili yapılan genotoksisite çalışmaları şunlardır. Waskell (1978), salmonella-sıçan karaciğer mikrozomal testini kullanarak daha çok solunum yolu anestezikleri ve birkaç metabolitlerinin mutajenitesi ile ilgili bir çalışma yapmıştır. Çalışmasında, hem bir sedatif hem de Trikloretilen in metaboliti olan Kloral hidrat ın zayıf bir mutajen olduğunu saptamıştır. Test edilen diğer bileşimler olan Halothane, Isoflurane, Metoksiflurane, Diazepam ve Chlordiazepoxide in de mutajenik olmadığını saptamıştır. Klimova ve Paskevich (1984), anestezik ilaçlardan barbitüratlar grubuna dahil olan hexenal ve sodyum thiopental in in vitro koşullarda kontrol grubuna oranla, kromozom aberasyonu frekansını iki misli arttırdığını ve bu etkinin doza bağlı olmadığını bulmuşlardır. In vivo koşullarda ise kromozom aberasyonu frekansının, sodium thiopental kullanımından sonra kontrol düzeyinde iken, hexenal kullanımından sonra önemsiz bir artış gösterdiğini bulmuşlardır. Husum ve ark. (1985a), Diazepam ın tek ve büyük bir dozu ile tedavi edilen hastalardan alınan periferal lenfosit kültüründe KKD testi kullanılarak, Diazepam ın 3

17 1. GİRİŞ Ümit ZAN mutajenik potansyelini araştırmışlardır. Bu araştırmada 18 i erkek, 16 sı da kadın olmak üzere ameliyat olacak 34 kişinin periferal lenfositleri incelenmiş ve diazepam ameliyat günü 0.2mg/kg dozunda oral yolla hastalara verilmiştir. Operasyondan 2-5 saat öncesi ve sonrasında kan örnekleri alınarak periferal lenfositler incelenmiştir. Araştırıcılar, Diazepam ın sigara içen ve içmeyen hastalarda KKD yi arttırmadığını ve bundan dolayı da Diazepam ın bu teste göre mutajenik bir etkisinin olmadığı kanısına varmışlardır. Huong ve ark. (1988), diazepam veya kimyasallar ile kendini zehirleyen hamile bayanların lenfositlerinde KKD ve KA testlerini kullanarak sitogenetik etkilerini araştırmışlardır. Bu çalışmada kendini zehirleyen 18 hamile olan ile 16 hamile olmayan kadınların lenfositleri incelenmiş ve hamile olmayan 31 kişi de kontrol amacıyla kullanılmıştır. Elde ettikleri sonuçları, hamile olmayan bayanların sonuçları ile karşılaştırmışlardır. Çalışma sonucunda her iki testte de kontrole kıyasla bir artış saptanmıştır. Benzodiazepin ilaç grubuna dahil olan Diazepam, epilepsi tedavisinde anksiyetenin (kaygı) giderilmesi ve sedasyonun (hastanın sakinleştirilmesi) sağlanması amacıyla kullanılan bir ilaçtır. Leal Garza ve ark. (1998), bu ilacın mutajenik aktivitesini incelemek amacıyla farelerin kemik iliği hücrelerinde KKD ve MN analizi yapmışlardır. 60 fare (30 erkek ve 30 dişi ) 12 şerli gruplar halinde sınıflandırılmıştır. 12 tanesi kontrol, diğer 12 tanelik fare grubu da pozitif kontrol olarak gruplandırılmıştır. Kontroldeki farelere fizyolojik tuz enjekte edilmiştir. Pozitif kontrol olarak 0.5 mg/kg Mitomycin C kullanılmıştır. Bunun dışında da diazepam enjekte edilen ve yine 12 fareden oluşan üç grup daha oluşturulmuştur. Bu gruplardan birincisine 0.1 mg/kg, ikincisine 0.2 mg/kg, sonuncusuna da 0.4 mg/kg diazepam enjekte edilmiştir. Yapılan çalışmalar, kontrole kıyasla tüm dozlarda MN lu eritrosit oranının anlamlı bir artış gösterdiğini ortaya koymuştur. KKD sonuçlarında ise 0.2 mg/kg ve 0.4 mg/kg lık dozlarda kontrole kıyasla belirgin bir artış olduğu gözlenmiştir. Sonuç olarak Diazepam ın fare kemik iliği hücrelerinde mutajenik ve genotoksik etkileri gözlenmiştir ve bu ilacın insan sağlığı için de bir risk faktörü olabileceği vurgulanmıştır. 4

18 1. GİRİŞ Ümit ZAN Yin ve ark. (1998), Diazepam ın aneugenik potansyelini belirlemek için, farelerin oositlerini in vitro koşullarda bu ilaca maruz bırakmışlardır. 5 µg/ml ve 25 µg/ml lik diazepam dozları kullanılmıştır. İğ oluşumu, hücre siklusunun ilerlemesi, kromozom davranışları ve mitokondrilerin dağılımı kromozomal aberasyonların kriterleri olarak ele alınmıştır. Çalışma neticesinde Diazepam ın mayoz bölünmede gecikmeye ve aneuploidiye neden olduğunu saptamışlardır. Ibrulj ve Nefic (1999), Diazepam ın genotoksik etkilerini insan kan lenfositlerinden hazırlanan kültürlerde araştırmışlardır. Neticede Diazepam ın lenfositlerin mitotik aktivitelerini azalttığını, sayısal kromozomal aberasyonlara (daha çok hipodiploidi) neden olduğunu ve sitotoksik etki gösterdiğini saptamışlardır. Görülen etkilerin frekansı ve anlamlılığı ile test edilen konsantrasyonların yoğunluğu arasında korelasyon olduğunu vurgulamışlardır. Karahalil ve ark.(2005), diazepam ve propofol anestezik ilaçların açık kalp cerrahisi boyunca kullanıldıklarında herhangi bir genotoksik etkileri olup olmadığını KA testi ile saptamaya çalışmışlardır. 45 hastadan anesteziden önce ve sonra olmak üzere kan örnekleri alınarak kültürler hazırlanmıştır. Sonuç olarak periferal kan lenfositlerinde herhangi bir kromozomal aberasyona neden olmadıklarını saptamışlardır. Görüldüğü gibi ameliyatlarda kas gevşetici ilaç olarak kullanılan esmeron (rocuronium bromür) un genotoksik etkiye sahip olup olmadığı şimdiye kadar araştırılmamıştır. Bu çalışmada, Esmeron un genotoksik etkiye sahip olup olmadığı insan periferal lenfositlerinde in vitro kardeş kromatid değişimi (KKD), kromozom aberasyonu(ka) ve mikronukleus(mn) testleri ile araştırılmıştır. 5

19 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ümit ZAN 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Anestezi uygulamasında kullanılan ilaçlar (analjezikler, kas gevşeticiler ve hipnotikler) ve anestezik gazlarla ilgili daha önce yapılan genotoksisite çalışmaları aşağıdaki şekilde özetlenebilir Anestezik İlaçlar İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Diazepam ile Yapılmış Olan Genotoksisite Çalışmaları Waskell (1978), salmonella-sıçan karaciğer mikrozomal testini kullanarak daha çok solunum yolu anestezikleri ve birkaç metabolitlerinin mutajenitesi ile ilgili bir çalışma yapmıştır. Çalışmasında, hem bir sedatif hem de Trikloretilen in metaboliti olan Kloral hidrat ın zayıf bir mutajen olduğunu saptamıştır. Diazepam ın ise mutajenik olmadığını saptamıştır. Husum ve ark. (1985a), Diazepam ın tek ve büyük bir dozu verilen hastalardan alınan periferal lenfosit kültüründe KKD testi kullanılarak, Diazepam ın mutajenik potansiyelini araştırmışlardır. Bu araştırmada 18 i erkek, 16 sı da kadın olmak üzere ameliyat olacak 34 kişinin periferal lenfositleri incelenmiş ve diazepam ameliyat günü 0,2mg/kg dozunda oral yolla hastalara verilmiştir. Operasyondan 2-5 saat öncesi ve sonrasında kan örnekleri alınarak periferal lenfositler incelenmiştir. Araştırıcılar, Diazepam ın sigara içen ve içmeyen hastalarda KKD yi arttırmadığını saptamışlar ve bundan dolayı da Diazepam ın bu teste göre mutajenik bir etkisinin olmadığı kanısına varmışlardır. Huong ve ark. (1988), diazepam veya kimyasallar ile kendini zehirleyen hamile bayanların lenfositlerinde KKD ve KA testlerini kullanarak sitogenetik etkilerini araştırmışlardır. Bu çalışmada kendini zehirleyen 18 hamile ile 16 hamile olmayan hastanın lenfositleri incelenmiş ve hamile olmayan 31 kadın da kontrol amacıyla kullanılmıştır. Elde ettikleri sonuçları, hamile olmayan bayanların sonuçları ile karşılaştırmışlardır. Çalışma sonucunda her iki testte de kontrole kıyasla bir artış saptanmıştır. Leal Garza ve ark. (1998), Diazepam ın mutajenik aktivitesini incelemek amacıyla farelerin kemik iliği hücre kültürlerinde KKD ve MN analizi yapmışlardır. 6

20 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ümit ZAN 60 fare (30 erkek ve 30 dişi ) 12 şerli gruplar halinde sınıflandırılmıştır. 12 tanesi negatif kontrol, diğer 12 tanelik fare grubu da pozitif kontrol olarak gruplandırılmıştır. Negatif kontroldeki farelere fizyolojik tuz enjekte edilmiştir. Pozitif kontrol olarak 0.5 mg/kg Mitomycin C kullanılmıştır. Bunun dışında da diazepam enjekte edilen ve yine 12 fareden oluşan üç grup daha oluşturulmuştur. Bu gruplardan birincisine 0.1 mg/kg, ikincisine 0.2 mg/kg, sonuncusuna da 0.4 mg/kg diazepam enjekte edilmiştir. Yapılan çalışmalar, kontrole kıyasla tüm dozlarda MN lu eritrosit oranında anlamlı bir artış gösterdiğini ortaya koymuştur. KKD sonuçlarında ise 0.2 mg/kg ve 0.4 mg/kg lık dozlarda negatif kontrole kıyasla belirgin bir artış olduğu gözlenmiştir. Sonuç olarak Diazepam ın fare kemik iliği hücrelerinde mutajenik ve genotoksik etkileri gözlenmiştir ve bu ilacın insan sağlığı için de bir risk faktörü olabileceği vurgulanmıştır. Yin ve ark. (1998), Diazepam ın aneugenik potansyelini belirlemek için, farelerin oositlerini in vitro koşullarda bu ilaca maruz bırakmışlardır. 5 µg/ml ve 25 µg/ml lik diazepam dozları kullanılmıştır. İğ oluşumu, hücre siklusunun ilerlemesi, kromozom davranışları ve mitokondrilerin dağılımı kromozomal aberasyonların kriterleri olarak ele alınmıştır. Çalışma neticesinde Diazepam ın mayoz bölünmede gecikmeye ve aneuploidiye neden olduğunu saptamışlardır. Ibrulj ve Nefic (1999), Diazepam ın genotoksik etkilerini insan kan lenfositlerinden hazırlanan kültürlerde araştırmışlardır. Neticede Diazepam ın lenfositlerin mitotik aktivitelerini azalttığını, sayısal kromozomal aberasyonlara (daha çok hipodiploidi) neden olduğunu ve sitotoksik etki gösterdiğini saptamışlardır. Görülen etkilerin frekansı ve anlamlılığı ile test edilen konsantrasyonların yoğunluğu arasında korelasyon olduğunu vurgulamışlardır. Karahalil ve ark.(2005), anestezik ilaç olarak açık kalp cerrahisi boyunca kullanıldıkları Diazepam ın herhangi bir genotoksik etkisi olup olmadığını KA testi ile saptamaya çalışmışlardır. 45 hastadan anesteziden önce ve sonra olmak üzere kan örnekleri alınarak kültürler hazırlanmıştır. Sonuç olarak periferal kan lenfositlerinde Diazepam ın herhangi bir kromozom aberasyonuna neden olmadığını saptamışlardır. 7

21 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ümit ZAN Hexenal ile Yapılmış Olan Genotoksisite Çalışmaları Klimova ve Paskevich (1984), anestezik ilaçlardan barbitüratlar grubuna dahil olan hexenal ın insan periferal lenfosit kültürlerinde in vitro koşullarda kontrol grubuna oranla, kromozom aberasyonu frekansını iki misli arttırdığını ve bu etkinin doza bağlı olmadığını bulmuşlardır. In vivo koşullarda ise kromozom aberasyonu frekansının, hexenal kullanımından sonra önemsiz bir artış gösterdiğini bulmuşlardır Propofol ile Yapılmış Olan Genotoksisite Çalışmaları Tomioka ve Nakajo (2000), Propofol ün Chinese hamster yumurtalık hücrelerinde in vitro koşullarda KKD yi uyarmadığını saptamışlardır. Karahalil ve ark.(2005), anestezik ilaç olarak açık kalp cerrahisi boyunca kullanıldıkları Propofol ün herhangi bir genotoksik etkisi olup olmadığını KA testi ile saptamaya çalışmışlardır. 45 hastadan anesteziden önce ve sonra olmak üzere kan örnekleri alınarak kültürler hazırlanmıştır. Sonuç olarak araştırıcılar Propofol ün periferal kan lenfositlerinde herhangi bir kromozom aberasyonuna neden olmadığını saptamışlardır Sodyum Tiopental ile Yapılmış Olan Genotoksisite Çalışmaları Klimova ve Paskevich (1984), anestezik ilaçlardan barbitüratlar grubuna dahil olan sodyum thiopental in in vitro koşullarda kontrol grubuna oranla, kromozom aberasyonu frekansını iki misli arttırdığını ve bu etkinin doza bağlı olmadığını bulmuşlardır. In vivo koşullarda ise kromozom aberasyonu frekansının, sodium thiopental kullanımından sonra kontrol kadar olduğu saptanmıştır Ketamin ile Yapılmış Olan Genotoksisite Çalışmaları Adhvaryu ve ark. (1986), barbitürat ilaç grubundan olmayan anestezik ajan Ketamin in, Chinese hamster yumurtalık hücrelerinde genotoksik potansiyelini belirlemek amacıyla KKD testi yapmışlar ve sonuç olarak bu ilacın in vitro koşullarda genotoksik olduğunu saptamışlardır. 8

22 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ümit ZAN 2.2. Anestezik Gazlar İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Azot oksid İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Grant ve ark. (1977), solunum yolu anestezikleri olan Azot oksid in kromozomal anormallikler üzerine etkisini Vicia faba (bakla) bitkisinin kök ucu hücrelerinde araştırmışlardır. Bu ajanın mitotik indekste geçici bir artış sağladığı ve anormal hücre sayısını arttırdığını saptamışlardır. Görünen bu anormalliklerin de anestezik ajanların iğ faaliyetleri üzerine olan etkisi ile ortaya çıktığını vurgulamışlardır. Fakat araştırıcılar bu anestezik ajanın kromozom mutasyonuna neden olmadığını belirlemişlerdir. Husum ve Wulf (1980), ameliyathane personellerinin lenfositlerinde KKD ni araştırmışlardır. Azot oksit gibi atık anestezik gazlara uzun süre maruz kalan insanlarda KKD nin artmadığını saptamışlardır. Kundomal ve Baden (1985), Drosophila melanogaster de eşeye bağlı resesif letal mutasyon analizi ile solunum yolu anesteziklerinin mutajenitesini araştırmışlardır. Yaptıkları çalışma sonucunda Azot oksid in test edilen konsantrasyonlarda resesif letal mutasyonu uyarmadığını saptamışlardır. Baden ve Kundomal (1987), Halothane, Enflurane ve Isoflurane ın Azot oksid varlığında mutajenik potansyellerini Drosophila melanogaster de araştırmışlardır. Resesif letal mutasyonları genetik indikatör olarak kullanmışlardır. Netice olarak Halothane ın Azot oksid varlığında resesif letal mutasyonların oranında doza bağlı bir artışa neden olduğunu belirlemişlerdir. Fakat ne Enflurane ne de Isoflurane nın, Azot oksid varlığında mutajenik bir etkiye sahip olmadığını saptamışlardır. Karelova ve ark. (1992), anestezi çalışanlarının periferal lenfositlerinde KKD ve KA testlerini kullanarak Azot oksid anestezik gazının genotoksik etkisini araştırmışlardır. Aynı zamanda bu kişilerin idrarının da mutajenik potansyelini Salmonella typhimurium un TA98 ve TA100 suşlarını kullanarak Ames testi ile araştırmışlardır. Periferal lenfositlerin sitogenetik analiz neticesinde, Azot oksid e maruz kalan çalışanlarda kontrolle kıyaslandığında hem KA lı anormal hücrelerin 9

23 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ümit ZAN hem de KKD nin anlamlı bir artış gösterdiğini saptamışlardır. İdrarın mutajenite testinde ise negatif sonuç elde edilmiştir. Hoerauf ve ark. (1999), Isoflurane ve Azot oksid in ameliyathanede çalışan personeller üzerindeki genetik zararlarını, mikronukleus sayısı ve kardeş kromatid değişimine bakarak araştırmışlardır. Yaptıkları çalışma sonucunda, mikronukleus sayısında kontrole kıyasla önemli olmayan bir artış, kardeş kromatid değişiminde ise kontrole kıyasla önemli bir artış gözlemişlerdir. Bunun yanı sıra günde sigara içen bir bireyle karşılaştırıldığında, bu kardeş kromatid değişiminin düşük bir oran olduğunu ortaya koymuşlar ve her iki testteki artışın nedeninin daha çok araştırılması gerektiğini vurgulamışlardır. Pasquini ve ark. (2001), Azot oksid e maruz kalan ameliyathane çalışanlarından 46 anestezistin periferal kan lenfositlerinde kardeş kromatid değişimi ve mikronükleus oluşumunu incelemişlerdir. Neticede erkek anestezistlerde kontrole oranla düşük frekansta bir kardeş kromatid değişiminin arttığını belirlemişlerdir. Mikronükleus frekansının da kadınlarda belirli bir derecede yüksek olduğunu fakat erkeklerde böyle bir durumun gözlenmediğini saptamışlardır. Ayrıca araştırıcılar mikronükleus frekansının artışına bakıldığında bu gaza maruz kalan bayan anestezistlerde genotoksik riskin daha muhtemel olduğunu bildirmişlerdir. Lewinska ve ark. (2005), ameliyathanede çalışan hemşirelerin periferal kan lenfositleri üzerinde yaptıkları çalışmada Azot oksid in mikronükleus frekansı üzerine etkisini ve hangi tip kromozomal zarara (klastojenik veya aneugenik) neden olduğunu araştırmışlardır. Bu çalışmada, kontrole oranla mikronükleus sayısının anlamlı bir artış gösterdiği saptanmıştır. Fakat bu artışın da istatistiksel olarak küçük bir artış olduğunu ve Azot oksid in kesin olmamakla beraber pro-aneugenik etkiye sahip olduğunu bildirmişlerdir Desflurane İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Karpinski ve ark. (2005), solunum yolu anesteziği olan Desflurane nın insan periferal lenfositlerinde in vitro genotoksik etkisini araştırmışlardır. Desflurane ın genotoksik etkisini, genotoksik ajan olduğu kanıtlanmış olan Halothane ın genotoksisitesi ile comet testi kullanarak karşılaştırmışlardır. Sonuç olarak 10

24 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ümit ZAN Desflurane a maruz kalan hastalar veya çalışanlar üzerinde bu ajanın daha az zararlı bir etkiye sahip olduğunu saptamışlardır. Akın ve ark. (2006), yaptıkları çalışmada, anestezide solunum ajanı olarak kullanılan Desflurane nin genotoksik aktivitesini, kardeş kromatid değişimi üzerine olan etkisine bakarak, insan periferal lenfositlerinde anestezi süresince ve sonrasında araştırmışlardır. Çalışma sonucunda araştırıcılar Desflurane nin kardeş kromatid değişimini arttırdığını ve bu ajanın genetik zararlara yol açabileceği kanısına varmışlardır Dioxychlorane ve Dioxyflurane İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Baden ve ark. (1982), solunum yolu anestezikleri olan Dioxychlorane ve Dioxyflurane nın mutajenitelerini belirlemek amacıyla, Salmonella typhimurium un TA1535 ve TA100 mutantlarını kullanmışlar, araştırıcılar yaptıkları bu çalışmada söz konusu anestezik ajanların her ikisinin de mutajenik olmadığını saptamışlardır Divinil eter İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları White ve ark.(1979), solunum yolu anesteziği olan Divinil eter in kardeş kromatid değişimi üzerine olan etkisini ve karsinojenik potansyellerini çalışmışlardır. Kanserojenitenin genetik indikatörü olarak Ames testini kullanmışlar ve bu ajanın bakterilerde mutasyona neden olmadığını bulmuşlardır. Halbuki, Chinese hamster yumurtalık hücrelerinde Divinil eter in KKD ni arttırdığını saptamışlardır Enflurane İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Baden ve ark. (1977), Salmonella typhimurium un histidin bağımlı iki farklı suşunu (TA 1535 ve TA 100) kullanarak Enflurane ın mutajenik etkisini araştırmışlardır. Netice olarak Enflurane ın mutajenik olmadığını ortaya koymuşlardır. White ve ark. (1979), Enflurane ın kardeş kromatid değişimi üzerine olan etkisini ve karsinojenik potansyellerini çalışmışlardır. Kanserojenitenin genetik indikatörü olarak Ames testini kullanmışlar ve bu gazın bakteriyel mutasyona neden 11

25 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ümit ZAN olmadığını saptamışlardır. Aynı araştırıcılar Chinese hamster yumurtalık hücrelerinde Enflurane in KKD sayısını arttırmadığını saptamışlardır. Land ve ark. (1981), Enflurane a maruz bırakılan farede spermlerindeki morfolojik değişimleri inceleyerek yaptıkları çalışmada Enflurane in kontrole kıyasla anormal spermatozoidlerin oranını, istatistiksel anlamda önemli derecede arttırmış olduğunu saptamışlardır. Husum ve ark. (1981), Enflurane anestezisinden sonra insan lenfositlerinde KKD ni incelemişlerdir. Bu incelemeler neticesinde in vivo koşullarda enflurane a anestezik konsantrasyonlarda (%1) kısa dönem maruz kalan insan lenfositlerinde mutajenik etkiye dair herhangi bir belirti olmadığına karar vermişlerdir. Kundomal ve Baden (1985), Drosophila melanogaster de eşeye bağlı resesif letal mutasyon analizi ile solunum yolu anesteziklerinin mutajenitesini araştırmışlardır. Yaptıkları çalışma sonucunda Enflurane nın test edilen konsantrasyonlarda mutajenik etkileri olmadığını saptamışlardır. Trudnowski ve ark. (1987), Enflurane in mutajenik potansiyelinin Chinese hamster akciğer hücrelerinde, kardeş kromatid değişimi aracılığı ile araştırdıkları bir çalışma yapmışlardır. Chinese hamster akciğer hücreleri enflurane ile oksijen karışımı, %5 karbon dioksit ve nitrojene maruz bırakılmışlardır. Kontroller ise oda havasına ve %5 karbon dioksite maruz bırakılmıştır. Muamele grubunun KKD sayısı kontrollerle karşılaştırıldığında önemli bir fark olmadığı gözlenmiştir. Baden ve Kundomal (1987), Enflurane in Azot oksid varlığında mutajenik potansyellerini Drosophila melanogaster de araştırmışlardır. Resesif letal mutasyonlarını genotoksik risk indikatörü olarak kullanmışlardır. Bu gazın Azot oksid varlığında mutajenik bir etkiye sahip olmadığı saptanmıştır. Pasquini ve ark. (2001), daha çok Enflurane ve Azot oksid e maruz kalan ameliyathane çalışanlarından 46 anestezistin periferal kan lenfositlerinde kardeş kromatid değişimi ve mikronükleus oluşumunu incelemişlerdir. Neticede erkek anestezistlerde kontrole oranla düşük frekansta bir kardeş kromatid değişiminin artışını gözlemlemişlerdir. Mikronükleus frekansının da kadınlarda belirli bir derecede yüksek olduğunu fakat erkeklerde böyle bir durumun gözlenmediğini saptamışlardır. Ayrıca araştırıcılar mikronükleus frekansının artışına bakıldığında 12

26 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ümit ZAN gazlara maruz kalan bayan anestezistlerde genotoksik riskin daha muhtemel olduğunu bildirmişlerdir Etil Vinil Eter İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları White ve ark.(1979), Etil vinil eter in genotoksisitesini kardeş kromatid değişimi ve ames testi ile araştırmışlardır ve bu gazın bakterilerde mutasyon meydana getirmediğini bulmuşlardır. Halbuki etil vinil eter Chinese hamster yumurtalık hücrelerinde KKD yi uyarmıştır Fluroxene İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Baden ve ark. (1977), Salmonella typhimurium un histidin bağımlı iki farklı suşunu (TA 1535 ve TA 100) kullanarak Fluroxene in mutajenik etkisini araştırmışlardır. Araştırıcılar Fluroxene in yüksek bir mutajenik ajan olduğunu ve ameliyathane çalışanları ile hastalar için tehlikeli bir ajan olabileceğini bildirmişlerdir. White ve ark.(1979), solunum yolu anesteziklerinin kardeş kromatid değişimi üzerine olan etkisini ve karsinojenik potansyellerini çalışmışlardır. Karsinojenitenin genetik indikatörü olarak Ames testini kullanmışlar ve kullanılan anestezikler arasında sadece Fluroxene nin bakteriyel mutasyona neden olduğunu saptamışlardır. Bir diğer çalışmada da, Chinese hamster yumurtalık hücrelerinde KKD testi ile Fluroxene nin genotoksik etkisini araştırmışlar ve bu ajanın KKD yi arttırdığını saptamışlardır. Kundomal ve Baden (1985), Drosophila melanogaster de eşeye bağlı resesif letal mutasyon analizi ile solunum yolu anesteziklerinin mutajenitesini araştırmışlardır. Yaptıkları çalışma sonucunda Fluroxene in doza bağlı olarak önemli derecede resesif letal mutasyona neden olduğunu saptamışlardır Halothane İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Baden ve ark. (1976), Halothane in mutajenitesini in vitro mikrobiyal test sistemi ile, Salmonella typhimurium un mutantlarında (TA98 VE TA100) 13

27 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ümit ZAN araştırmışlardır. Halothane ve onun bir metaboliti olan trifloroasetik asidin mutajenik olmadığını ortaya koymuşlardır. Grant ve ark. (1977), solunum yolu anesteziği olan Halothane ın kromozomal anormallik üzerine etkilerini Vicia faba (bakla) bitkisinin kök ucu hücrelerinde araştırmışlardır. Bu ajanın mitotik indekste geçici bir artış sağladığı ve anormal hücre sayısını arttırdığını saptamışlardır. Görünen bu anormalliklerin Halothane ın iğ faaliyetleri üzerine olan etkisi ile ortaya çıktığını vurgulamışlardır. Fakat araştırıcılar bu anestezik ajanın kromozom mutasyonuna neden olmadığını belirlemişlerdir. Garro ve Phillips (1977), Halothane ın metaboliti olan 2-bromo-2-kloro-1,1- difloroetilen in Salmonella typhimurium da hem nokta hem de çerçeve kayması mutasyonuna neden olduğunu saptamışlardır. Waskell (1978), salmonella-sıçan karaciğer mikrozomal testini kullanarak daha çok solunum yolu anestezikleri ve birkaç metabolitlerinin mutajenitesi ile ilgili bir çalışma yapmıştır. Araştırıcı bu çalışmada Halothane ın mutajenik olmadığını belirlemiştir. Kramers ve Burm (1979), Drosophila melanogaster de Halothane in mutajenik olup olmadığını araştırmışlardır. Eşeye bağlı resesif letal mutasyonun indüksyonunu, genetik zararların indikatörü olarak kullanmışlardır. Sonuç olarak çalışılan koşullarda Halothane in zayıf bir mutajenik aktiviteye sahip olduğunu saptamışlardır. Edmunds ve ark.(1979), Halothane in volatil metabolitlerinin mutajenik etkilerini çalışmışlardır. Çalışma Ames testi ile yapılmış olup sonuç olarak, Halothane in metabolitlerinden olan CF3CH2Cl (2-kloro-1,1,1-trifloroetan) ve CF2CBrCl (2-bromo-2-kloro-1,1-difloroetilen) nin mutajenik olmadıklarını belirlemişlerdir. Fakat diğer bir metabolit olan CF2CHCl (2-kloro-1,1- difloroetilen) nin de çok zayıf bir mutajenik özelliğe sahip olduğunu saptamışlardır. Bununla birlikte uzun süreli maruz kalmalarda etkinin nasıl olduğu tam anlamıyla bilinememiştir. White ve ark.(1979), solunum yolu anesteziklerinin kardeş kromatid değişimi üzerine olan etkisini ve karsinojenik potansyellerini çalışmışlardır. Kanserojenitenin genetik indikatörü olarak Ames testini kullanmışlar ve Halothane in bakteriyel 14

28 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ümit ZAN mutasyona neden olmadığını ortaya koymuşlardır. Chinese hamster yumurtalık hücrelerinde de genotoksik etkilerini araştırmışlar ve bu ajanın KKD yi uyarmadığını belirlemişlerdir. Husum ve Wulf (1980), ameliyathane personellerinin lenfositlerinde KKD ni araştırmışlardır. Halothane ve azot oksit gibi atık anestezik gazlara uzun süre maruz kalan insanlarda KKD nin artmadığını saptamışlardır. Basler ve Rohrborn (1981), Halothane ın genotoksik etkisini in vivo koşullarda KA, MN, KKD ve dominant letal mutasyon testleri ile araştırmışlardır. Chinese hamsterler 3 saat süre için %1 oranında, 3 saat süre için %2 oranında veya 24 saat boyunca % 0.5 oranında Halothane a maruz bırakılmalarından sonra kemik iliği hücrelerinde KA frekansında artış olmadığı saptanmıştır. KKD analizinde de 3 saat süre için %1 veya 12 saat süre için % 0.5 lik Halothane a maruz bırakılan hamsterlerin kemik iliği hücrelerinde KKD nin uyarılmadığını belirlemişlerdir. Çalışma sonucunda 16 günlük embriyoların karaciğer hücrelerinde monosomik ve trisomik hücreler gözlenmemiştir. Dominant letal mutasyon oranında ve mikronukleus sayısında da herhangi bir artış gözlenmemiştir. Araştırıcilar bu bilgiler ışığında in vivo koşullarda Halothane in genotoksik risk taşımadığına karar vermişlerdir. Husum ve ark. (1981), Halothane anestezisinden sonra insan lenfositlerinde KKD ni incelemişlerdir. Bu incelemeler neticesinde in vivo koşullarda Halothane a anestezik konsantrasyonlarda (%1) kısa dönem maruz kalan insanların lenfositlerinde mutajenik etkiye dair herhangi bir belirti olmadığına karar vermişlerdir. Kundomal ve Baden (1985), Drosophila melanogaster de eşeye bağlı resesif letal mutasyon analizi ile solunum yolu anesteziklerinin mutajenitesini araştırmışlardır. Yaptıkları çalışma sonucunda Halothane ın doza bağlı olarak önemli derecede resesif letal mutasyona neden olduğunu saptamışlardır. Husum ve ark. (1985b), ortopedi ameliyatı olacak olan ve sigara içen hastalarda, Halothane ın kardeş kromatid değişimi testi aracılığı ile genotoksik potansyelini araştırmışlardır. Çalışma sonucunda sigara içen hastaların lenfositlerinde kardeş kromatid değişiminin uyarılmadığını saptamışlar ve bu nedenle Halothane ın herhangi bir genotoksik etkisinin olmadığı sonucuna varmışlardır. 15

29 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ümit ZAN Baden ve Kundomal (1987), Halothane in Azot oksid varlığında mutajenik potansiyellerini Drosophila melanogaster de araştırmışlardır. Resesif letal mutasyonları genetik indikatör olarak kullanmışlardır. Netice olarak Halothane ın Azot oksid varlığında resesif letal mutasyonların oranında doza bağlı bir artışa neden olduğunu belirlemişlerdir. Karelova ve ark. (1992), anestezi çalışanlarının periferal lenfositlerinde KKD ve KA testlerini kullanarak anestezik gazların (halothane ve azod oksid) genotoksik etkilerini araştırmışlardır. Aynı zamanda bu kişilerin idrarının da mutajenik potansiyelini Salmonella typhimurium un TA98 ve TA100 suşlarını kullanarak Ames testi ile araştırmışlardır. Periferal lenfositlerin sitogenetik analizi neticesinde, gazlara maruz kalan çalışanlarda kontrolle kıyaslandığında hem KA lı anormal hücrelerin hem de KKD nin anlamlı bir artış gösterdiğini saptamışlardır. İdrarın mutajenite testi de negatif olarak sonuçlanmıştır. Georgieva ve ark. (1993), daha önce ameliyat olmuş 7 hastadan alınan periferal lenfositlerde Halothane nın klastojenik aktivitesini araştırmışlardır. Lenfosit kültüründe KKD ve KA analizi yapılmıştır. Kan örnekleri ameliyattan önce, ameliyatın başında anestezi etkisini gösterir göstermez ve ameliyattan 24 saat sonra olmak üzere 3 defa alınmıştır. Yapılan testler neticesinde Halothane in klastojenik aktivitesinin çok düşük bir ihtimal olduğunu ortaya koymuşlardır. Robbiano ve ark. (1998), fare hücrelerinde solunum yolu anestezikleriyle yaptıkları deneyde, MN testini kullanarak bu ajanların genotoksik aktivitelerini araştırmışlardır. Sonuç olarak Halothane ile muamele edilen farenin hücreleri arasında binükleer olanların frekansında bir düşme olduğunu ve bunun nedeninin de hücre bölünmesi üzerindeki toksik etkilerinden kaynaklandığını ortaya koymuşlardır. Bu nedenlerden dolayı, bu ajanın fareler için potansiyel genotoksik aktiviteye sahip olduğu kanısına varmışlardır. Jaloszynski ve ark.(1999), commet testi ile Halothane ın insan periferal lenfositlerinde genotoksik etkilerini araştırmışlar ve çalışmaları sonucunda Halothane ın genotoksisitesinin yüksek olduğunu ve hücre ölümüne neden olduğunu saptamışlardır. 16

30 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ümit ZAN Topouzova Hristova ve ark.(2006), commet testini kullanarak solunum yolu anestezik ajanı olan Halothane ın insandaki A549 akciğer epitel hücrelerinde DNA hasarlarına neden olduğunu saptamışlardır. Zarar görmüş hücrelerin büyük çoğunluğunun iyileşemediğini ve direkt olarak hücre ölümü gerçekleştiğini vurgulamışlardır Isoflurane İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Baden ve ark. (1977), Salmonella typhimurium un histidin bağımlı iki farklı suşunu (TA 1535 ve TA 100) kullanarak Isoflurane in mutajenik etkilerini araştırmışlardır. Sonuç olarak Isoflurane in mutajenik olmadığını ortaya koymuşlardır. Waskell (1978), salmonella-sıçan karaciğer mikrozomal testini kullanarak daha çok solunum yolu anestezikleri ve birkaç metabolitlerinin mutajenitesi ile ilgili bir çalışma yapmıştır. Çalışmasında, Isoflurane in mutajenik olmadığını saptamıştır. White ve ark.(1979), Isoflurane in genotoksisitesini Chinese hamster yumurtalık hücrelerinde kardeş kromatid değişimi ve S. typhimurium da gen mutasyon testleri ile araştırmışlardır. Bu çalışmada bu anestezik maddenin genotoksik risk taşımadığını ve KKD yi de uyarmadığını saptamışlardır. Kundomal ve Baden (1985), Drosophila melanogaster de eşeye bağlı resesif letal mutasyon analizi ile Isoflurane in mutajenitesini araştırmışlardır. Yaptıkları çalışma sonucunda Isoflurane in test edilen konsantrasyonlarda mutajenik etkisi olmadığını saptamışlardır. Husum ve ark. (1985b), ortopedi ameliyatı olacak olan ve sigara içen hastalarda, Isoflurane in kardeş kromatid değişimi testi aracılığı ile genotoksik potansiyelini araştırmışlardır. Çalışma sonucunda sigara içen hastaların lenfositlerinde kardeş kromatid değişiminin uyarılmadığını saptamışlardır. Bu sonuçlar da Isoflurane in herhangi bir genotoksik etkisi olmadığını göstermektedir. Trudnowski ve ark. (1987), Chinese hamster akciğer hücrelerinde Isoflurane ın mutajenik potansyelinin kardeş kromatid değişimi testi ile araştırmışlardır. Chinese hamster akciğer hücreleri isoflurane ile oksijen karışımı, %5 karbon dioksit ve nitrojene maruz bırakılmışlardır. Kontroller ise oda havasına ve 17

31 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ümit ZAN %5 karbon dioksite maruz bırakılmıştır. Muameleli grubun KKD sayıları kontrollerle karşılaştırıldığında önemli bir fark olmadığı gözlenmiştir. Baden ve Kundomal (1987), Isoflurane in Azot oksid varlığında mutajenik potansyellerini Drosophila melanogaster de araştırmışlardır. Resesif letal mutasyonları genetik risk indikatörü olarak kullanmışlardır. Netice olarak Isoflurane in Azot oksid varlığında mutajenik bir etkiye sahip olmadığı saptanmıştır. Jaloszynski ve ark.(1999), commet testi ile solunum yolu anestezikleri olan Isoflurane in insan periferal lenfositlerinde genotoksik etkilerini araştırmışlar ve çalışmaları sonucunda Isoflurane ın tamir edilebilir DNA zararlarına neden olduğunu belirlemişlerdir. Hoerauf ve ark. (1999), Isoflurane ve Azot oksid in ameliyathanede çalışan personeller üzerindeki genetik zararlarını, mikronukleus sayısı ve kardeş kromatid değişimine bakarak araştırmışlardır. Yaptıkları çalışma sonucunda, mikronukleus sayısında kontrole kıyasla önemli olmayan bir artış, kardeş kromatid değişiminde ise kontrole kıyasla önemli bir artış gözlemişlerdir. Bunun yanı sıra günde sigara içen bir bireyle karşılaştırıldığında, saptanan kardeş kromatid değişimi sayısının düşük olduğunu ortaya koymuşlar ve her iki testteki artışın nedeninin daha çok araştırılması gerektiğini vurgulamışlardır. Karabıyık ve ark.(2001), Isoflurane in insan lenfositlerinde genotoksik etkilerini comet testi ile karşılaştırmışlardır. Isoflurane altında anesteziye maruz kalan hastaların periferal lenfositleri anestezi öncesi, devamı ve sonrası süreçlerinde incelenmiş ve elde edilen sonuçlar bu gaza hiç maruz kalmayan kontrol grubunun periferal lenfositlerindeki sonuçlarla karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak anestezi süresince Isoflurane in DNA zararlarına yol açtığını saptamışlardır. Fakat bu zararların ameliyattan sonraki 50 gün içinde hücreler tarafından tamir edilebildiğini de vurgulamışlardır Kloroform İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları White ve ark.(1979), Kloroform un kardeş kromatid değişimi üzerine olan etkisini ve karsinojenik potansyelini araştırmışlardır. Kanserojenitenin genetik indikatörü olarak Ames testini kullanmışlar ve Kloroform un bakteriyel mutasyona 18

32 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ümit ZAN neden olmadığını ve Chinese hamster yumurtalık hücrelerinde de KKD yi uyarmadığını saptamışlardır. Land ve ark.(1981), solunum yolu anesteziği olan Kloroform a maruz bırakılan farede spermlerdeki morfolojik değişimleri inceleyerek yaptıkları çalışmada, Kloroform un kontrole kıyasla anormal spermatozoidlerin oranını, istatistiksel anlamda önemli derecede arttırmış olduklarını saptamışlardır Metoksiflurane İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Grant ve ark. (1977), solunum yolu anesteziklerinden biri olan Metoksiflurane in kromozomal anormallik üzerine etkilerini Vicia faba (bakla) bitkisinin kök ucu hücrelerinde araştırmışlardır. Bu ajanın mitotik indekste geçici bir artış sağladığı ve anormal hücre sayısını arttırdığını saptamışlardır. Görünen bu anormalliklerin de anestezik ajanın iğ faaliyetleri üzerine olan etkisi ile ortaya çıktığını vurgulamışlardır. Fakat araştırıcılar Metoksiflurane in kromozom mutasyonuna neden olmadığını belirlemişlerdir. Baden ve ark. (1977), Salmonella typhimurium un histidin bağımlı iki farklı suşunu (TA 1535 ve TA 100) kullanarak Metoksiflurane in mutajenik etkisini araştırmışlardır. Sonuçlar Metoksiflurane in mutajenik olmadığını ortaya koymuştur. Waskell (1978), salmonella-sıçan karaciğer mikrozomal testini kullanarak Metoksiflurane in genotoksik etkilerini araştırmıştır. Bu çalışmada araştırıcı Metoksiflurane in mutajenik olmadığını saptamıştır. White ve ark.(1979), Metoksiflurane nin genotoksik etkiye sahip olup olmadığını KKD ve ames testi ile araştırmışlardır. Bu çalışmada araştırıcılar test maddesinin bakterilerde mutasyona neden olmadığını saptamışlardır ve ayrıca araştırıcılar bu maddenin Chinese hamster yumurtalık hücrelerinde de KKD yi uyarmadığını belirlemişlerdir Sevoflurane İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Baden ve ark. (1982), bir solunum yolu anesteziği olan Sevoflurane nin mutajenitesini belirlemek amacıyla, Salmonella typhimurium un TA1535 ve TA100 19

33 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ümit ZAN mutantlarını kullanmışlar, araştırıcılar yaptıkları bu çalışmada söz konusu anestezik ajanın mutajenik olmadığını saptamışlardır. Eger ve ark. (1997), sevoflurane nin bir ayrışım ürünü olan bileşik A nın, Chinese hamster yumurtalık hücrelerinde kardeş kromatid değişimi üzerine etkisini araştırmışlardır. Araştırıcılar sevofluranın minimum alveoler konsantrasyonda ( 1 atm.basınç altındaki alveoler anestezik parsiyel basıncın yüzdesi) kullanıldığında kardeş kromatid değişimini arttırdığını saptamışlardır. Karabıyık ve ark.(2001), sevoflurane nın insan lenfositlerinde genotoksik etkilerini in vivo comet testi ile araştırmışlardır. Sevoflurane a maruz kalan hastaların periferal lenfositleri anestezi öncesi, devamı ve sonrası süreçlerinde incelenmiş ve bu gaza hiç maruz kalmayan kontrol grubunun sonuçları ile karşılaştırılmışlardır. Bu çalışmada sevoflurane nın DNA zararlarına yol açtığı saptanmıştır. Fakat bu zararların ameliyattan sonraki 50 gün içinde hücreler tarafından tamir edilebildiğini de vurgulamışlardır. Alleva ve ark. (2003), ortopedi cerrahisi altındaki 20 hastanın lenfositlerinin DNA ları üzerinde solunum yolu anesteziği olan Sevoflurane nin genotoksisitesini araştırmışlardır. Sevoflurane nin genotoksisitesi DNA zararlarının analiz edilmesi, apopitoz ve DNA tamir enzim aktivitesi kullanılarak çalışılmıştır. Sonuç olarak Sevoflurane dan kaynaklı riskin çok az olduğunu saptamışlardır. Fakat elde ettikleri bulgular, DNA zararlarının tamir mekanizmasının anlaşılması yönünden katkı sağlamıştır. Krause ve ark.(2003), sevoflurane anestezisinin çocukların periferal kan lenfositlerinde kardeş kromatid değişiminin üzerine etkisini araştırmışlar ve kısa süreli sevoflurane anestezisi uygulanmasında, bu ajanın çocukların T lenfositlerinde kardeş kromatid değişimine neden olmadığını saptamışlardır. Szyfter ve ark.(2004), anestezik solunum yolu ajanı olan Sevoflurane nin genotoksisitesini in vivo ve in vitro koşullarda araştırmışlardır. Araştırıcılar bu çalışmada genotoksik aktiviteleri daha önce bilinen Halothane ve Isoflurane anestezik ajanlarının genotoksik aktiviteleri ile Sevoflurane nin genotoksik aktivitesi commet testi ile karşılaştırılmıştır. Netice olarak araştırıcılar hem in vivo hem de in 20

34 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ümit ZAN vitro koşullarda Sevoflurane nin herhangi bir genotoksik etkisi olmadığı kanısına varmışlardır. Lüleci ve ark. (2005), Sevoflurane nin hücre bölünmesi ve kardeş kromatid değişiminin düzeyine etkisini inceledikleri çalışmalarında, sevoflurane nın anestezide uygulandığında insanlarda hücre bölünmesini etkiliyebileceği ve ayrıca bu ajanın DNA üzerinde mutajenik etkiye sahip olabileceğini saptamışlardır. Bu çalışmada sigara içmeyen 42 hastaya anestezide % 8 sevoflurane % 100 oksijen verilirken, nöromusküler blok ve endotrakeal entübasyon (yapay solunum yapılabilmesi için hava yoluna tüp takılması) için de 0.1 mg/kg vecuronium verilmiştir. Kan örnekleri, kontrol olarak kullanılmak üzere anesteziden önce, anesteziden 60 dakika sonra, 24 saat sonra ve son olarak da anesteziden 5 gün sonra olmak üzere 4 defa alınmıştır. Anestezinin sürdüğü 60 dakika boyunca KKD nin arttığını, anesteziden 24 saat sonra alınan kan örneklerinde yapılan incelemelerde ise KKD nin bir önceki incelemeye kıyasla düştüğünü saptamışlardır. Anesteziden 5 gün sonraki kan örneği incelemelerinde de KKD nin normal seviyesine döndüğünü belirlemişlerdir Synthane İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Baden ve ark. (1982), solunum yolu anesteziği olan Synthane nin mutajenitelerini belirlemek amacıyla, Salmonella typhimurium un TA1535 ve TA100 mutantlarını kullanmışlar, araştırıcılar yaptıkları bu çalışmada söz konusu anestezik ajanın mutajenik olmadığını saptamışlardır Trikloretilen İle Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Waskell (1978), salmonella-sıçan karaciğer mikrozomal testini kullanarak daha çok solunum yolu anestezikleri ve birkaç metabolitlerinin mutajenitesi ile ilgili bir çalışma yapmıştır. Çalışmasında, hem bir sedatif hem de Trikloretilen in metaboliti olan Kloral hidrat ın zayıf bir mutajen olduğunu saptamıştır. Land ve ark.(1981), solunum yolu anestezik ajanı olan Trikloretilen in fare spermlerindeki morfolojik değişimler üzerine olan etkisini araştırmışlar, 21

35 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ümit ZAN Trikloretilen in kontrole kıyasla anormal spermatozoidlerin oranını istatistiksel anlamda önemli derecede arttırmış olduğunu saptamışlardır. Robbiano ve ark. (1998), Trikloretilen in genotoksisitesini farelerde MN testini kullanarak araştırmışlar ve Trikloretilen ile muamele edilen fare hücreleri arasında binükleer olanların frekansında bir düşme olduğunu ve bunun nedeninin de hücre bölünmesi üzerindeki toksik etkilerinden kaynaklandığını ortaya koymuşlardır. Bu nedenlerden dolayı, bu ajanın fareler için potansiyel genotoksik aktiviteye sahip olduğu kanısına varmışlardır Atık anestezik gazlarla Yapılmış Genotoksisite Çalışmaları Husum ve ark. (1983), atık anestezik gazlara düşük konsantrasyonlarda uzun süreli maruz kalmalardan sonra, insanlarda muhtemel kromozomal zararları araştırmışlardır. Ameliyathane personellerinin periferal lenfositlerinde kardeş kromatid değişimi ve kromozom aberasyonlarını incelemişlerdir. KKD için her bir kişide 30 hücre, KA için de 100 hücre incelenmiştir. Toplam 45 kişinin kan örnekleri incelenmiştir. Netice olarak bu atık anestezik gazların (halothane ve azot oksid) eser konsantrasyonlarına uzun süre maruz kalan ameliyathane personellerinin lenfositlerinde herhangi bir mutajenik etkiye rastlanmamıştır. Lamberti ve ark. (1989), ameliyathanede çalışan ve anestezik gazlara maruz kalan personellerin genotoksik risk taşıyıp taşımadıklarını KKD ve kromozom aberasyonu testi ile araştırmışlardır. Çalışmada 45 ameliyathane çalışanından kan örnekleri alınmış, bunlardan 15 i anestezik gazlara maruz bırakılırken diğer 15 i de anestezik gazlara ve iyonize radyasyona maruz bırakılmıştır. Son 15 kişi de kontrol grubunu oluşturmuştur. Sonuç olarak KKD nin kontrole kıyasla düşük bir oranda arttığını, fakat kromozom aberasyonunun kontrole kıyasla anlamlı bir artış gösterdiğini saptamışlardır. Araştırıcılar her iki artışın da istatistiksel olarak çok önemli olmadığını da vurgulamışlardır. Sardas ve ark. (1992), ameliyathanede çalışan 67 personelin periferal lenfositlerinde KKD testi ile anestezik gaz atıklarından (halothane, isoflurane, azot oksid) kaynaklı bir mutajenik etkinin olup olmadığını araştırmışlardır. Sağlıklı 50 kişilik bir grup da kontrol grubu olarak kullanılmıştır. Neticede KKD nin kontrole 22

36 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Ümit ZAN kıyasla anlamlı bir artış gösterdiğini ve bu artışın sigara içmeyen ameliyathane çalışanlarında gözlendiğini ortaya koymuşlardır. Bozkurt ve ark. (2002), periferal lenfositlerde atık anestezik gazların genotoksisitesiyle ilgili bir çalışmayı KKD testini kullanarak yapmışlardır. Çalışmanın amacı, maruz kalınan atık anestezik gazların genotoksik riski oluşturup oluşturmadığını araştırmaktır. Bu çalışmanın sonucunda, bu gazların bir takım kromozomal lezyonlara neden olabildiğini, fakat bu zararların çok hızlı bir şekilde tamir edilebildiğini saptamışlardır. 23

37 3. MATERYAL VE METOD Ümit ZAN 3. MATERYAL VE METOD Bu çalışmada materyal olarak sağlıklı ve sigara içmeyen aynı yaşlarda iki bayan (19 ve 20 yaşlarında) ve iki erkekten (18 ve 20 yaşlarında) alınan periferik kan ve test maddesi olarak esmeron kullanılmıştır Kullanılan Kimyasal Maddeler ve Deney Ekipmanları Kullanılan Kimyasal Maddeler Esmeron Hastalara genel anestezi uygulamasında kullanılan ilaç gruplarından bir tanesi de kas gevşeticilerdir. Esmeron kas gevşetici bir ilaç olup klinikte hala ameliyatlarda kullanılmaktadır. Bu ilaç damar yolundan hastaya enjekte edilir ve etkisini hemen gösterir. Organon ilaç firması bu ürünü 1994 de ABD de Zemuron olarak kullanıma sunmuştur. O zamandan bu yana dünyada 79 ülkede Esmeron adı altında ruhsat almıştır ve çeşitli enjeksiyon dozları bulunmaktadır. Türkiye de Esmeron 50mg/12 şişe formu mevcuttur. Esmeron kas üzerinde hızlı bir şekilde etkisini gösterir. Verilmesinden yaklaşık 1 dakika sonra kas gevşemesi sağlanır. Bu, hasta açısından riskleri en aza indirmektedir. Metabolizması ve eliminasyonu karaciğer ve böbrekler yolu ile olmaktadır. Esmeron un kimyasal özellikleri ve esmeron hakkındaki diğer bilgiler aşağıda verilmiştir. Ticari adı : Esmeron, Zemuron Kimyasal adı : Rocuronium bromür, 1-(17β-Acetoxy-3α-hydroxy-2βmorfolino- 5α-androstan-16β-yl)-1- allylpyrrolidiniumbromid Kapalı formülü : C 30 H 49 BrN 2 O 4 Molekül ağırlığı : CAS No : Açık formülü : 24

38 3. MATERYAL VE METOD Ümit ZAN Kromozom Medyumu Bu çalışmada Biochrom firmasının ürettiği Chromosome Medium B (cat. no. F5023), hücre kültürü için kullanılmıştır. Chromosome Medium B nin her litresinde aşağıdaki bileşikler verilen miktarlarda bulunmaktadır: MEM JOKLIK with Non essential Amino Acids ml Fetal Calf Serum ml Heparin E Penicillin G, Sodium Salt E Streptomycin Sulphate...50 mg Phytohemagglutinin M mg Bu medyum her tüpe 2.5 ml olacak şekilde paylaştırılmış ve bu miktarlarda kullanılmıştır. Kültür tüpleri steril olarak temin edilmiştir Mitomycin C (MMC) Pozitif kontrol olarak kullanılmıştır. MMC steril saf suda 0.25μg/ml olacak şekilde hazırlanmış ve buzdolabında saklanmıştır Kolşisin (Kolkisin) Kromozom preparatlarının hazırlanmasında mitotik zehir olarak Colchicine (kolkisin) (Sigma cat. No. C9754) kullanılmıştır. Kolşisin eriyiği steril saf su içerisinde hazırlanmış ve kromozom medyumunun her ml sinde 0.06 µg olacak şekilde (0.06 µg/ml) 2.5 ml lik kromozom medyumuna ilave edilmiştir. 25

39 3. MATERYAL VE METOD Ümit ZAN Hipotonik Eriyik Hipotonik eriyik olarak %0,4 lük KCl (Merck) kullanılmıştır. Eriyik bidestile su içinde stok halinde hazırlanıp ağzı kapalı bir cam kapta buzdolabında (+4 ºC) saklanmıştır. Her preparasyondan yaklaşık 2 saat önce yeteri kadar miktar alınıp 37ºC deki inkübatörde ısıtılıp kullanılmıştır Fiksatif KKD ve KA için kullanılan fiksatif, 1 hacim glasial asetik asit in 3 hacim metanol ile karıştırılması sonucu hazırlanmıştır. MN için ise iki farklı fiksatif kullanılmıştır. İlk fiksatif 1 hacim glasial asetik asit in 5 hacim metanol ile karıştırıldıktan sonra 1/1 oranında %0.9 NaCl ile seyreltilmesiyle hazırlanmıştır. Diğer fiksatifler ise NaCl ilave edilmeden kullanılmıştır. Fiksatif kullanılmadan iki saat önce hazırlanmış ve buzdolabında saklanmıştır. Her seferinde preparat yapım işleminden iki saat önce taze olarak hazırlanıp kullanılmıştır Bromo-2 -deoxyuridine (BrdUrd) BrdUrd Sigma firmasından (Cat. No. B 5002) temin edilmiştir. BrdUrd eriyiği bidistile su içerisinde hazırlanmış, daha sonra 0.2 µm çapındaki membran filtre (Sartorius marka) ile steril edilmiştir. Bu eriyikten kültür tüpleri içerisindeki kromozom medyumuna 10 µg/ml olacak şekilde ilave edilmiştir Sorensen Tamponu (Sorensen Buffer) KKD ni incelemek amacıyla preparat yapımı sırasında preparatlar Sorensen tamponu içerisinde UV lambası ile ışınlandırılmıştır. Ayrıca bu tampon %5 lik Giemsa boyası hazırlanmasında da kullanılmıştır. Bu tampon eriyik tampon A ve tampon B olmak üzere iki stok çözelti halinde hazırlanmış olup bu çözeltiler çalışmanın amacına uygun olarak birbirleriyle değişik miktarlarda karıştırılarak kullanılmıştır. 26

40 3. MATERYAL VE METOD Ümit ZAN Hazırlanışı: Tampon A : gr KH 2 PO ml saf su içinde eritilmiştir (ph=4.8). Tampon B : gr Na 2 HPO 4.12H 2 O 250 ml saf su içinde eritilmiştir (ph=9.3) Standart Saline Citrate (SSC) Eriyiği Bu eriyik ışınlamadan sonra kardeş kromatidler arasındaki kontrast farkını artırmak amacıyla kullanılmıştır. SSC eriyiğini hazırlamak için gr trisodyum sitrat (C 6 H 5 Na 3 O 7.2H 2 O) ve 21.9 gr NaCl kullanılmıştır. Bu iki madde ayrı ayrı kaplarda bir miktar saf su içerisinde çözülmüş, daha sonra aynı kaba aktarılarak birbirleriyle karıştırılmış ve üzerlerine 500 ml oluncaya kadar saf su ilave edilmiştir. Hazırladığımız bu stok eriyik 5xSSC dir ve bu eriyik buzdolabında saklanmıştır. Deneyimizde, bu stoktan 20 ml alıp üzeri 100 ml oluncaya kadar saf su ile tamamlanarak elde edilen 1x SSC kullanılmıştır Giemsa Giemsa boyası Merck firmasından (cat. no. 9204) temin edilmiş olup deneylerimizde Sorensen tamponu içinde hazırlanmış olan %5 lik boya eriyiği preparatların boyanmasında kullanılmıştır Entellan Preparat kapatma solüsyonudur (Merck, cat. no. 7961). Preparatlar daimi hale getirilirken lam ve lamelin birbirlerine yapıştırılmasında kullanılmıştır Nitrik Asit (HNO 3 ) Lamları temizlemek amacıyla 1 N HNO 3 çözeltisi olarak hazırlanmıştır. Bu çözelti plastik şişede saklanarak her defasında tekrar tekrar kullanılmıştır. 27

41 3. MATERYAL VE METOD Ümit ZAN Kullanılan Deney Ekipmanları Hassas Terazi Hava akımlarına karşı özel cam paravanlarla korunan ve 0,0001 gr hassasiyetindeki GEC AVERY marka terazi kimyasalların tartılmasında kullanılmıştır Santrifüj Rotor çapı 21 cm olan ve 4000 rpm e kadar yükselebilen devir hızı, 99dk. lık zaman ayarlayıcı ve 28 tüp kapasiteli HETTICH UNIVERSAL marka santrifüj çalışmalarda kullanılmıştır Mikroskop Koordinat cetveli ve immersiyon objektifi olan PRIOR marka binoküler ışık mikroskobu preparat incelemeleri sırasında kullanılmıştır. Fotoğraflar ise Olympos marka dijital fotoğraf makinalı mikroskopta çekilmiştir İnkübatör Hücrelerin 37ºC de inkübe edilmesi için Dedeoğlu marka inkübatör kullanılmıştır ph Metre Kimyasalların ph değerlerini saptamak için WTW 315i (Germany) marka ph metre kullanılmıştır Lamların Temizlenmesi Kültür süresinin bitiminden iki gün önce etiketlenmiş olan lamlar şaleye dizilerek üzerlerini iyice örtecek şekilde 1 N nitrik asit konmuştur. Şalenin ağzı kapatılarak bu şekilde 24 saat bekletilmiştir. Süre bitiminde lamlar yarım saat akan 28

42 3. MATERYAL VE METOD Ümit ZAN çeşme suyunda iyice yıkanmıştır. Lamlar 3-4 defa saf sudan geçirildikten sonra şale saf su ile doldurularak lamlar buzdolabında saklanmıştır Kardeş Kromatid Değişimini (KKD) (Sister Chromatid Exchange=SCE) ve Kromozom Anormalliklerini (KA) (Chromosomal Aberration=CA) Saptamak Amacıyla Hücre Kültürünün Yapılması, Test Maddelerinin Kültüre İlave Edilmesi, Preparatların Hazırlanması, Boyanması ve Mikroskobik İncelemeler Kardeş Kromatid Değişimini (KKD) ve Kromozom Anormalliklerini (KA) Saptamak Amacıyla Hücre Kültürünün Yapılması, Test Maddelerinin Kültüre İlave Edilmesi ve Preparatların Hazırlanması Sağlıklı ve sigara içmeyen yaşları birbirine yakın iki erkek ve iki bayandan alınan 1/10 oranında heparinize edilmiş kan örnekleri kromozom medyumlarına steril şartlarda 6 damla (0.2 ml) (Rencüzoğulları ve Topaktaş, 1991) ekilmiştir. Yine steril şartlarda ve daha önce hazırladığımız BrdUrd eriyiğinden her tüpe son konsantrasyonu 10 µg/ml olacak şekilde ilave edilerek iyice karıştırılmış ve hücre kültürü inkübatörde 37±1 C de 72 saat için inkübe edilmiştir. Esmeron un etkisini incelemek için kültür süresinin bitimine 24 ve 48 saat kala esmeronun daha önce belirlenmiş konsantrasyonları olan 60, 80 ve 100 µg/ml lik miktarları kültür tüplerine ilave edilmiştir. Esmeron 5 ml lik flakonlar halinde sıvı olarak hazırlanmış bir ilaçtır. Ayrıca 24 ve 48 saatlik muamele sürelerinde pozitif kontrol olarak MMC kullanılmıştır. MMC tüplere 0.25 µg/ml olacak şekilde verilmiştir. Kültür süresinin bitiminden 2 saat önce (yani kültürün 70. saatinde) her tüpe hazırlanan kolşisin eriyiğinden ilave edilmiş (0.06 µg/ml) ve tüpler hafifçe sallanarak iyice karıştırılmıştır. Hücreler 2 saat süresince (37 C de) kolşisin ile ön muameleye tabi tutulmuştur. Kültür süresi olan 72. saatin bitiminde kültür tüpleri 1200 rpm de 15 dk. santrifüj edilmiş, süpernatant atılmıştır. Dipte kalan ve hücreleri ihtiva eden ml lik sıvı iyice karıştırıldıktan sonra tüplere, etüvde 37 C de tutulan hipotonik 29

43 3. MATERYAL VE METOD Ümit ZAN eriyik ilave edilmiştir. Bu eriyiğin ilavesi damla damla ve karıştırılarak yapılmıştır. Aksi halde hücrelerde kümeleşme olmakta ve amaca uygun olmayan preparatlar hazırlanmaktadır. Her tüpe 5 ml hipotonik eriyik ilave edildikten sonra tüpler, ağzı kapatılarak inkübatöre konulmuştur. Hücreler 12 dk. hipotonik eriyikte 37 C de muamele edilmiştir. Sürenin sonunda tüpler 15 dk rpm de santrifüj edilmiş, süpernatant atılmıştır. Bu sefer hipotonik eriyik ilavesi gibi yavaş yavaş ve karıştırarak her tüpe 5 ml olacak şekilde soğuk fiksatif ilave edilmiştir. Oda sıcaklığında 20 dk. fiksatif ile muamele edilen hücreler 1200 rpm de 15 dk. santrifüj edilmiş ve süpernatant atıldıktan sonra tüplere tekrar fiksatif ilave edilmiştir. Bu işlem 3 kere tekrarlanmıştır. 3. fiksatif muamelesinin sonunda tüpte kalan sıvının tamamen berraklaştığı görülmüştür. Eğer sıvı berraklaşmamışsa tekrar fiksatif muamelesine devam etmek gerekir. Her fiksatif ilavesinden sonra tüpler santrifüj edilerek üstteki sıvı atılmıştır. Son santrifüjden sonra dipte ml sıvı kalacak şekilde süpernatant atıldıktan sonra preparat yapma işlemine geçilmiştir. Tüpün dibinde toplanan hücreler pasteur pipeti ile karıştırılarak homojen hale getirilmiştir. Pasteur pipetine 4-5 damla olacak şekilde bu hücre süspansiyonundan çekilmiştir. Özel olarak hazırlanmış düzeneğe tutturulan pasteur pipetinden daha önce temizlenmiş ve saf su içerisinde buzdolabında saklanmış lamların üzerine 75 cm yükseklikten farklı alanlara 1 er damla olmak üzere hücre süspansiyonu damlatılarak (her lama 3-4 damla) hücrelerin ve dolayısıyla kromozomların lam üzerinde yayılması sağlanmıştır. Hücre süspansiyonunun lamlara damlatılması esnasında damlaların üst üste düşmemesine dikkat edilmiştir. Bu şekilde hazırlanan preparatlar kurumak üzere 24 saat oda sıcaklığında bekletilmiştir Preparatların Boyanması Bir kromozoma ait kardeş kromatidlerin farklı boyanmasını (Sister chromatid differentiation=scd) sağlamak amacıyla Speit (1984), Speit ve Haupter (1985) in geliştirdikleri metod modifiye edilerek kullanılmıştır. Bu amaçla bir günlük preparatlar ışınlama kabına konarak üzeri bir film gibi örtülecek şeklide Sorensen 30

44 3. MATERYAL VE METOD Ümit ZAN tamponu ile kapatılmıştır. Işınlama eriyiği, 5 ml tampon A, 5 ml tampon B den alınıp bu karışımın destile su ile 100 ml ye tamamlanmasıyla hazırlanmıştır (ph=6.8). Işınlama eriyiğinin fazla veya az olması kardeş kromatidler arasındaki kontrast farkını önemli derecede etkilediği görülmüştür. Bu şekilde ince bir tabaka halinde ışınlama eriyiği ile örtülen preparatlar, karanlıkta 15 cm yükseklikten 30W lık 254 nm dalga boyunda ışık yayabilen tek ultraviyole lambası ile 30 dk. ışınlanmıştır. Işınlama bittikten sonra preparatlar 1xSSC eriyiği içerisinde C arasındaki sıcaklıklarda 60 dk. inkübe edilmiştir. İnkübasyon süresi bitmeden 15 dk. önce %5 lik Giemsa boya eriyiği hazırlanmıştır. %5 lik Giemsa nın Hazırlanması: 5 ml tampon A, 5 ml tampon B ve 5 ml Giemsa karıştırılarak üzerleri 100 ml oluncaya kadar saf su ile tamamlanmıştır (ph=6.8). Sonra bu boya dik bir şale içine filtre kâğıtları ile süzülmüştür. İnkübasyon süresinin sonunda preparatlar 1xSSC eriyiğinden alınarak direkt olarak boya içerisine konmuş ve yaklaşık olarak 20 dk. boya içerisinde bekletilmiştir (kardeş kromatidler arasındaki en iyi kontrast farkı bu sürede sağlanmıştır). Bu sürenin sonunda preparatlar boyadan çıkarılmış, üç ayrı kaptaki saf su içinden geçirilerek preparatlar üzerindeki fazla boyanın akması sağlanmıştır. Bundan sonra preparatlar dik vaziyette konularak kurumaya bırakılmıştır. Kuruyan preparatlar entellan ile kapatılarak daimi hale getirilmiştir. Entellan kuruduktan sonra bu daimi preparatlarda mikroskobik incelemeler yapılmıştır Mikroskobik İnceleme Hazırlanmış olan daimi preparatlar Prior marka binoküler ışık mikroskobunda immersiyon objektifi ile incelenmiştir (10x100=1000 büyütmede). 31

45 3. MATERYAL VE METOD Ümit ZAN KKD ve Proliferasyon İndeksinin (PI) (Replikasyon İndeksi=RI) Saptanması (1). KKD Sayısının Saptanması KKD sayısı, her kişinin kan kültürüne ait preparatlardan iyi dağılmış ve ikinci mitozu geçiren 25 hücrede (4 kişiden toplam 100 hücrede) saptanmıştır. KKD sayısı bir kromozomun açık boyanmış kromatidindeki koyu boyanmış parçaların veya koyu boyanmış kromatidindeki açık boyanmış parçaların sayılmasıyla belirlenmiştir (Topaktaş ve Speit, 1990). Ortadan bir parça değişimi olmuş ise bu iki KKD olarak değerlendirilmiş (Şekil 3.1.a), uçtan parça değişimi olmuş ise bu da bir KKD olarak sayılmıştır (Şekil 3.1.b). Ancak bu incelemeler esnasında kromatidlerin primer boğum bölgelerinden dönüm yapıp yapmadıklarına dikkat etmek gerekir. Bu durumdaki kromozomlarda KKD yoktur (Şekil 3.1.c). Şekil 3.1. Kardeş Kromatid Değişiminin Olduğu ve Olmadığı Durumun Şematik Olarak Gösterilmesi (Topaktaş ve Speit, 1990) (2). Proliferasyon İndeksinin (PI) (Replikasyon İndeksi=RI) Saptanması Esmeron un DNA replikasyonu üzerindeki etkilerini saptamak amacı ile PI bulunmuştur. Bunun için her bireyden tesadüfi seçilmiş 100 hücre incelenmiştir. Bu incelemeler sırasında gözlenen birinci, ikinci ve üçüncü metafaz devresindeki hücreler sayılmıştır. Bu verilerden yola çıkarak PI şu şekilde hesaplanmıştır: PI= 1xM 1 +2xM 2 +3xM 3 /100 M 1 : 1. Mitozdaki hücre sayısı 32

46 3. MATERYAL VE METOD Ümit ZAN M 2 : 2. Mitozdaki hücre sayısı M 3 : 3. Mitozdaki hücre sayısı Birinci, ikinci ve üçüncü metafazlar şu şekilde ayırt edilmiştir (Topaktaş ve Speit, 1990): BrdUrd, deoxytimidin (dt) ve deoxyuridin (du) birbirlerinin analoğu olan bileşiklerdir (Şekil 3.2). BrdUrd, dt ve du arasındaki tek fark taşıdıkları benzen halkasındaki 5.C atomuna dt de CH 3, BrdUrd de Br ve du da H atomunun bağlı olmasından kaynaklanmaktadır. O O O CH3 Br H HN HN HN O N O N O N HO CH 2 O HO CH 2 O HO CH 2 O OH OH OH Deoxytimidin (dt) Bromodeoxyuridin (BrdUrd) Deoxyuridin (du) Şekil 3.2. Deoxytimidin (dt), Bromodeoxyuridin (BrdUrd) ve Deoxyuridin (du) in Kimyasal Yapıları. BrdUrd, DNA nın yapısında bulunan timin bazlarının analoğu olduğundan dolayı kültür ortamına BrdUrd koyduğumuzda hücre DNA sını replike ettiği sırada (1.S fazında) yeni sentezlenen polinükleotid ipliği içine timinin yerine ortamda bulunan BrdUrd ni alacaktır. Böyle hücrelerinin kromozomları boyandığında bir kromozomun her iki kromatidi de (dt/brdurd:dt/brdurd) homojen koyu renkte boyanacaktır. Bu hücreler 1. mitoz bölünmeyi geçiren hücrelerdir (Şekil 3.3.A ve Şekil 3.4). Birinci mitoz bölünmeyi geçiren hücrelerden meydana gelen yavru hücreler tekrar S fazına girdiğinde (BrdUrd'li ortamda 2.S fazı) timin ihtiva eden polinükleotid ipliğine komplementer olarak sentezlenen yeni DNA ipliğinde BrdUrd yer alacaktır. Bu iki polinükleotid ipliği bir kromozomun koyu boyanan kromatidini (dt/brdurd) oluşturacaktır. BrdUrd'li ipliğe komplementer olarak sentezlenen yeni ipliğe de BrdUrd girecektir ve bir kromatidi oluşturan iki polinükleotid ipliği de 33

47 3. MATERYAL VE METOD Ümit ZAN BrdUrd ihtiva ettiklerinden (BrdUrd/BrdUrd) bu kromatid aynı kromozomun açık boyanan kromatidini oluşturacaktır. İşte bu hücrenin metafaz devresinde preparat yapıldığında hücrenin tüm kromozomlarının (dt/brdurd:brdurd/brdurd) kromatidlerinden biri koyu diğeri ise açık renkte boyanacaktır. Bunlar da ikinci mitoz bölünmeyi geçiren hücrelerdir (Şekil 3.3.B ve Şekil 3.5). Bu hücreler tekrar S fazına girdiğinde (BrdUrd'li ortamda 3.S fazı) ikinci mitozda açık boyanan kromatidden tüm polinükleotid ipliklerine BrdUrd girmiş olan bir kromozom meydana gelecektir ve bu kromozomun her iki kromatidi de açık renkte boyanacaktır (BrdUrd/BrdUrd:BrdUrd/BrdUrd). İkinci mitozda koyu boyanan kromatidden ise, bir kromatidin her iki ipliği BrdUrd'li ve diğer kromatidin bir ipliği BrdUrd'li diğer ipliği timinli olan bir kromozom oluşacaktır. Bu kromozom da boyandığında bir kromatidi koyu renkte, bir kromatidi de açık renkte boyanacaktır (dt/brdurd:brdurd/brdurd). İşte böyle hücrelerin metafaz devresinde preparat yapıldığında bazı kromozomların her iki kromatidi açık renkte, bazı kromozomların bir kromatidi açık, diğer kromatidi de koyu renkte boyanacaktır. Bu hücreler de 3. mitoz bölünmeyi geçiren hücrelerdir (Şekil 3.3.C ve Şekil 3.6). İşte bu şekilde 1., 2. ve 3. mitoz bölünmeyi geçiren hücreler ayırt edilmiş, bu hücrelerin 100 hücre içindeki sayısı saptanmış, bundan da yukarıda belirtilen formüle göre proliferasyon indeksi (PI) hesaplanmıştır. 34

48 3. MATERYAL VE METOD Ümit ZAN Şekil 3.3. BrdUrd in DNA Yapısına Girmesi ile 1., 2. ve 3. Mitoz Bölünmeyi Geçiren Hücrelerin Ayırt Edilmesinin Şematik Olarak Açıklanması (During 1985 e göre Topaktaş ve Speit 1990 den). 10 µm Şekil 3.4. Birinci Mitoz Bölünmeyi Geçiren Hücreye Ait Kromozomlar. 35

49 3. MATERYAL VE METOD Ümit ZAN 10 µm Şekil 3.5. İkinci Mitoz Bölünmeyi Geçiren Hücreye Ait Kromozomlar. 10 µm Şekil 3.6. Üçüncü Mitoz Bölünmeyi Geçiren Hücreye Ait Kromozomlar. 36

GENETİK LABORATUVARI

GENETİK LABORATUVARI GENETİK LABORATUVARI Laboratuvar sorumluları: Prof. Dr. Mehmet TOPAKTAŞ Prof. Dr. Hasan Basri İLA Temel Araştırma Alanımız: Genetik, Sitogenetik, Genotoksikoloji Genetik laboratuvarında günlük hayatta

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Şebnem PARLAK GIDA KORUYUCU MADDESİ OLAN BİFENİL İN İNSAN LENFOSİTLERİNDE KARDEŞ KROMATİD DEĞİŞİMİ, KROMOZOM ANORMALLİĞİ VE MİKRONÜKLEUS

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Arzu YAVUZ BENZOL PEROKSİT İN İNSAN PERİFERAL LENFOSİTLERİNDE IN VITRO GENOTOKSİK ETKİLERİ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI ADANA, 2005 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ Ayşe YAVUZ KOCAMAN ACETAMIPRID VE ALPHA-CYPERMETHRIN PESTİSİDLERİNİN TEK BAŞINA VE KARIŞIM HALİNDE KULLANILDIKLARI ZAMAN İNSAN PERİFERAL LENFOSİTLERİNDEKİ

Detaylı

GENOTOKSİK MADDELERİN BİTKİLER ÜZERİNE ETKİLERİ

GENOTOKSİK MADDELERİN BİTKİLER ÜZERİNE ETKİLERİ Lise Öğretmenleri Fizik, Kimya, Biyoloji, Matematik Proje Danışmanlığı Eğitimi Çalıştayı LİSE-2 (Çalıştay 2012) GENOTOKSİK MADDELERİN BİTKİLER ÜZERİNE ETKİLERİ Doç. Dr. Cüneyt AKI ÇOMÜ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Rima ÇELİK 4-METİLİMİDAZOL UN İNSAN PERİFERAL LENFOSİTLERİNDE IN VITRO GENOTOKSİK ETKİLERİ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI ADANA, 2013 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

KAS GEVŞETİCİ İLAÇLAR. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

KAS GEVŞETİCİ İLAÇLAR. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN KAS GEVŞETİCİ İLAÇLAR Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Kas Gevşeticiler Myorelaksanlar Nöromuskuler Blokörler 2 Nöromuskuler Blokörler NÖROMÜSKULER KAVŞAK Nöromüsküler kavşak, yapısı ve fonksiyonları bakımından

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Erman Salih İSTİFLİ AMOXICILLIN ANTİBİYOTİĞİNİN İNSAN PERİFERAL LENFOSİTLERİNDE IN VITRO GENOTOKSİK ETKİLERİ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI ADANA,

Detaylı

REMERON (MİRTAZAPİN) UN İNSAN PERİFERAL LENFOSİTLERİNDE KARDEŞ KROMATİD DEĞİŞİMİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

REMERON (MİRTAZAPİN) UN İNSAN PERİFERAL LENFOSİTLERİNDE KARDEŞ KROMATİD DEĞİŞİMİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ REMERON (MİRTAZAPİN) UN İNSAN PERİFERAL LENFOSİTLERİNDE KARDEŞ KROMATİD DEĞİŞİMİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Effects Of Remeron (Mirtazapin) On Sister Chromatid Exchange in Human Perıpheral Lymphocytes Mostafa

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ ENDEMİK BİR TÜR OLAN STACHYS PETROKOSMOS BİTKİ EKSTRAKTININ METABOLİK AKTİVATÖR VARLIĞINDA VE YOKLUĞUNDA İNSAN LENFOSİTLERİNDE GENOTOKSİK

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ Ahmet KAYRALDIZ SODYUM METABİSÜLFİT İN SIÇAN KEMİK İLİĞİ HÜCRELERİNDE İN VİVO GENOTOKSİK ETKİLERİ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI ADANA, 2005 ÇUKUROVA

Detaylı

İNHALASYON ANESTEZİKLERİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

İNHALASYON ANESTEZİKLERİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN İNHALASYON ANESTEZİKLERİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN ANESTEZİ DERİNLİĞİ VE MİNİMUM ALVEOLAR KONSANTRASYON Minimum alveoler konsantrasyon (MAC) : 1 atmosfer basınç altında ağrılı bir stimulusa karşı oluşan

Detaylı

SODYUM BENZOAT VE POTASYUM BENZOAT IN İNSAN PERİFERAL LENFOSİTLERİNDE GENOTOKSİK ETKİLERİNİN BELİRLENMESİ. Nazmiye ZENGİN YÜKSEK LİSANS TEZİ BİYOLOJİ

SODYUM BENZOAT VE POTASYUM BENZOAT IN İNSAN PERİFERAL LENFOSİTLERİNDE GENOTOKSİK ETKİLERİNİN BELİRLENMESİ. Nazmiye ZENGİN YÜKSEK LİSANS TEZİ BİYOLOJİ SODYUM BENZOAT VE POTASYUM BENZOAT IN İNSAN PERİFERAL LENFOSİTLERİNDE GENOTOKSİK ETKİLERİNİN BELİRLENMESİ Nazmiye ZENGİN YÜKSEK LİSANS TEZİ BİYOLOJİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MAYIS 2009

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Fezel NİZAM FLUOKSETIN İN İNSAN PERİFERAL LENFOSİTLERİNDE IN VITRO GENOTOKSİK ETKİLERİ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI ADANA, 2010 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ Songül BUDAK DİLER ETİL METANSULFONAT (EMS) ve MİTOMİSİN C (MMC) ye İNSAN KROMOZOMLARININ HASSASİYETİ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI ADANA,2006 ÇUKUROVA

Detaylı

ÇUKUROVA ÜN VERS TES YÜKSEK L SANS TEZ

ÇUKUROVA ÜN VERS TES YÜKSEK L SANS TEZ ÇUKUROVA ÜN VERS TES FEN B L MLER ENST TÜSÜ YÜKSEK L SANS TEZ Mehmet BÜYÜKLEYLA THYMOL ÜN NSAN LENFOS TLER NDE KARDE KROMAT D DE M, KROMOZOM ANORMALL VE M KRONÜKLEUS OLU UMU ÜZER NE ETK LER B YOLOJ ANAB

Detaylı

ÖZEL TOKSİK ETKİLER KİMYASAL MUTAJENEZİS, KARSİNOJENEZİS, TERATOJENEZİS KAYNAKLAR: 1. Toksikoloji, Prof. Dr. Nevin VURAL

ÖZEL TOKSİK ETKİLER KİMYASAL MUTAJENEZİS, KARSİNOJENEZİS, TERATOJENEZİS KAYNAKLAR: 1. Toksikoloji, Prof. Dr. Nevin VURAL ÖZEL TOKSİK ETKİLER KİMYASAL MUTAJENEZİS, KARSİNOJENEZİS, TERATOJENEZİS KAYNAKLAR: 1. Toksikoloji, Prof. Dr. Nevin VURAL 2. Casarett and Doll s Toxicology. The Basic Science of Poisions. KİMYASAL MUTAJENEZİS

Detaylı

DEĞİŞİK TAZE GAZ AKIM HIZLARININ PEROPERATİF KAS GEVŞETİCİ TÜKETİMİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

DEĞİŞİK TAZE GAZ AKIM HIZLARININ PEROPERATİF KAS GEVŞETİCİ TÜKETİMİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI DEĞİŞİK TAZE GAZ AKIM HIZLARININ PEROPERATİF KAS GEVŞETİCİ TÜKETİMİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Berna UYAN, Hasan Ali KİRAZ, Dilek ÖMÜR *, Mesut ERBAŞ, Serpil EKİN, Hasan ŞAHİN, Hüseyin TOMAN,

Detaylı

PERKLORETİLEN (PERC) İN SİTOTOKSİK VE İN- VİTRO GENOTOKSİK ETKİSİNİN FARKLI TEST SİSTEMLERİ İLE ARAŞTIRILMASI

PERKLORETİLEN (PERC) İN SİTOTOKSİK VE İN- VİTRO GENOTOKSİK ETKİSİNİN FARKLI TEST SİSTEMLERİ İLE ARAŞTIRILMASI ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI 2013-YL-061 PERKLORETİLEN (PERC) İN SİTOTOKSİK VE İN- VİTRO GENOTOKSİK ETKİSİNİN FARKLI TEST SİSTEMLERİ İLE ARAŞTIRILMASI Ümit

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Ahmet İLHAN TAMIFLU NUN İNSAN PERİFERAL LENFOSİTLERİNDE IN VITRO GENOTOKSİK VE SİTOTOKSİK ETKİLERİ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI ADANA, 2009 ÇUKUROVA

Detaylı

Brown ve Wu 1977 de Triasulfuron gibi sulfonylurea grubu ilaçlarından biri olan Chlorpropamide in in vitro V79 Çin hamster hücrelerinde KKD sayısını

Brown ve Wu 1977 de Triasulfuron gibi sulfonylurea grubu ilaçlarından biri olan Chlorpropamide in in vitro V79 Çin hamster hücrelerinde KKD sayısını 1 1.GİRİŞ Günümüzde hızlı endüştrileşmeye bağlı olarak çevre kirliliğinin giderek artması canlıların daha fazla fiziksel ve kimyasal etmene maruz kalmasına neden olmaktadır. Fiziksel ve kimyasal etmenlerin

Detaylı

MONOSODYUM GLUTAMAT (MSG) IN İNSAN PERİFERAL LENFOSİTLERİNDE KARDEŞ KROMATİD DEĞİŞİMİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ *

MONOSODYUM GLUTAMAT (MSG) IN İNSAN PERİFERAL LENFOSİTLERİNDE KARDEŞ KROMATİD DEĞİŞİMİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ * MONOSODYUM GLUTAMAT (MSG) IN İNSAN PERİFERAL LENFOSİTLERİNDE KARDEŞ KROMATİD DEĞİŞİMİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ * Effects Of Monosodium glutamate (MSG) On Sister Chromatid Exchange in Human Peripheral Lymphocytes

Detaylı

BAZI GIDA KATKI MADDELERİNİN GENOTOKSİK ETKİLERİ. Serkan YILMAZ DOKTORA TEZİ BİYOLOJİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KASIM 2008 ANKARA

BAZI GIDA KATKI MADDELERİNİN GENOTOKSİK ETKİLERİ. Serkan YILMAZ DOKTORA TEZİ BİYOLOJİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KASIM 2008 ANKARA BAZI GIDA KATKI MADDELERİNİN GENOTOKSİK ETKİLERİ Serkan YILMAZ DOKTORA TEZİ BİYOLOJİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KASIM 2008 ANKARA Serkan YILMAZ tarafından hazırlanan BAZI GIDA KATKI MADDELERİNİN

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Fatma Funda KAYA GIDA KATKI MADDESİ OLAN POTASYUM BROMAT IN İNSAN PERİFERAL LENFOSİTLERİNDE IN VITRO GENOTOKSİK ETKİLERİ BİYOLOJİ ANABİLİM

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Semir CANIMOĞLU GIDA TATLANDIRICISI OLARAK KULLANILAN MALTİTOL UN İNSAN LENFOSİTLERİNDE SİTOGENETİK ETKİLERİ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI ADANA,

Detaylı

GIDA KATKI MADDESİ OLARAK KULLANILAN SODYUM SORBAT VE POTASYUM SORBAT IN İNSAN PERİFERAL LENFOSİTLERİNDE GENOTOKSİK ETKİLERİ.

GIDA KATKI MADDESİ OLARAK KULLANILAN SODYUM SORBAT VE POTASYUM SORBAT IN İNSAN PERİFERAL LENFOSİTLERİNDE GENOTOKSİK ETKİLERİ. GIDA KATKI MADDESİ OLARAK KULLANILAN SODYUM SORBAT VE POTASYUM SORBAT IN İNSAN PERİFERAL LENFOSİTLERİNDE GENOTOKSİK ETKİLERİ Sevcan MAMUR YÜKSEK LİSANS TEZİ BİYOLOJİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Detaylı

BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2

BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2 İÇİNDEKİLER Sayfa BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2 CANLILARIN OLUŞUMU... 5 CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ... 9 CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI... 11 SİSTEMATİK... 13 BİTKİ VE HAYVANLARIN

Detaylı

Çocuklarda Sevofluran ve Desfluran ın Periferik Lenfositler Üzerine Genotoksik Etkilerinin Comet Assay Yöntemiyle Araştırılması

Çocuklarda Sevofluran ve Desfluran ın Periferik Lenfositler Üzerine Genotoksik Etkilerinin Comet Assay Yöntemiyle Araştırılması Özgün Araştırma / Original Article DOI: 10.4274/haseki.3056 Med Bull Haseki 2016;54:144-51 Çocuklarda Sevofluran ve Desfluran ın Periferik Lenfositler Üzerine Genotoksik Etkilerinin Comet Assay Yöntemiyle

Detaylı

KROMOZOM DÜZENSİZLİKLERİ

KROMOZOM DÜZENSİZLİKLERİ KROMOZOM DÜZENSİZLİKLERİ KROMOZOM ANOMALİLERİ 1- Sayısal kromozom anomalileri 2- Yapısal kromozom anomalileri SAYISAL KROMOZOM ANOMALİLERİ 1- Öploidi: Bir organizmanın hücrelerinde normal kromozom sayısının

Detaylı

Kas Gevşeticiler ve Etki Mekanizmaları. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O.

Kas Gevşeticiler ve Etki Mekanizmaları. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Kas Gevşeticiler ve Etki Mekanizmaları Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Kas Gevşeticiler N ö r o m u s k u l e r b l o k e r l e r diye de isimlendirilirler. Analjezik, anestezik

Detaylı

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof.Dr. Filiz AYDIN

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof.Dr. Filiz AYDIN İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof.Dr. Filiz AYDIN Fertilizasyonda 46 kromozom Her bir kromozom çift kromadit-(92) Hücre bölündükten sonra her hücre de 46 kromozom bulunur Mitoz bölünme G1

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Handan ERBOĞA ÜREME ÇAĞINDAKİ KADINLARDA ADET DÖNGÜSÜ HORMONLARINDAKİ PERİYODİK DEĞİŞİMLERE BAĞLI OLARAK ORTAYA ÇIKAN KROMOZOM HASSASİYETLERİ

Detaylı

ÇOK HÜCRELİ ORGANİZMALARIN GELİŞİMİ

ÇOK HÜCRELİ ORGANİZMALARIN GELİŞİMİ ÇOK HÜCRELİ ORGANİZMALARIN GELİŞİMİ Seçici gen ifadesi embriyonun gelişmesini sağlayan 4 temel işlevi denetler: 1. Hücre çoğalması 2. Hücre farklılaşması 3. Hücre etkileşimleri 4. Hücre hareketi HÜCRE

Detaylı

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Anestezi Teknikerlği Ders Programı. Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Anestezi Teknikerlği Ders Programı. Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma 1. YIL ilk yarıyıl (güz dönemi) BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Anestezi Teknikerlği Ders Programı Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma 09.00-09.50 SHMY101 ANES-101 ANES-101

Detaylı

Sayfa BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2

Sayfa BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2 İÇİNDEKİLER Sayfa BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2 CANLILARIN OLUŞUMU... 6 CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ... 11 CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI... 13 SİSTEMATİK... 34 BİTKİ VE

Detaylı

MESLEKi TOKSİKOLOJİ AÇISINDAN KİMYASAL MARUZİYET

MESLEKi TOKSİKOLOJİ AÇISINDAN KİMYASAL MARUZİYET MESLEKi TOKSİKOLOJİ AÇISINDAN KİMYASAL MARUZİYET DOÇ. DR. M. SERTAÇ YILMAZ ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ FARMAKOLOJİ ANABİLİM DALI PARASELSUS (1493-1541) TÜM MADDELER ZEHİRDİR. İLACI, ZEHİRDEN

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ SALVIA FRUTICOSA BİTKİ EKSTRAKTININ METABOLİK AKTİVATÖR VARLIĞINDA VE YOKLUĞUNDA İNSAN LENFOSİTLERİNDE GENOTOKSİK VE ANTİ-GENOTOKSİK ETKİSİ

Detaylı

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Ders Tanıtım Formu Dersin Adı Öğretim Dili Sitogenetik Laboratuarı Türkçe Dersin Verildiği Düzey Ön Lisans () Lisans (X) Yüksek Lisans( ) Doktora( ) Eğitim Öğretim Sistemi Örgün Öğretim (X) Uzaktan Öğretim(

Detaylı

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması Melis Demirci, Özlem Tünger, Kenan Değerli, Şebnem Şenol, Çiğdem Banu

Detaylı

1- Aşağıdakilerden hangisi Aşındırıcı sembolüdür? a. b. c. d. CEVAP: D. 2- Aşağıdakilerden hangisi Yanıcı sembolüdür? a. b. c. d.

1- Aşağıdakilerden hangisi Aşındırıcı sembolüdür? a. b. c. d. CEVAP: D. 2- Aşağıdakilerden hangisi Yanıcı sembolüdür? a. b. c. d. 1- Aşağıdakilerden hangisi Aşındırıcı sembolüdür? 2- Aşağıdakilerden hangisi Yanıcı sembolüdür? 3- Aşağıdakilerden hangisi Zararlı Madde sembolüdür? 4- Aşağıdakilerden hangisi Oksitleyici (Yükseltgen)

Detaylı

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 10.03.2009

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

LABORATUVAR-6 KONU-2 Hücre - IV.Kromozomlar ve Genler

LABORATUVAR-6 KONU-2 Hücre - IV.Kromozomlar ve Genler LABORATUVAR-6 KONU-2 Hücre - IV.Kromozomlar ve Genler Biçimlenmiş ve yoğunlaşmış kromatin materyaline kromozom denir. Kromozomlar Mitoz ve/veya Mayoz bölünmenin Profaz safhasında görülmeye başlar ve Metafaz

Detaylı

Yatıştırıcı ve Uyku Doğurucu İlaçlar

Yatıştırıcı ve Uyku Doğurucu İlaçlar Yatıştırıcı ve Uyku Doğurucu İlaçlar Prof.Dr. Ender YARSAN A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi MSS nin ılımlı-hafif-orta derecede baskı altına alınması Etkileri

Detaylı

Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel, Füsun Güzelmeriç, Tuncer Koçak

Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel, Füsun Güzelmeriç, Tuncer Koçak Koroner Arter Bypass Greftleme Operasyonlarında Esmolol Hidroklörür ve Magnezyum Sülfatın Laringoskopi ve Trakeal Entubasyona Bağlı Hemodinamik Yanıta Etkileri Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel,

Detaylı

PREİMPLANTASYON GENETİK TANIDA KULLANILAN YÖNTEMLER ve ÖNEMİ

PREİMPLANTASYON GENETİK TANIDA KULLANILAN YÖNTEMLER ve ÖNEMİ PREİMPLANTASYON GENETİK TANIDA KULLANILAN YÖNTEMLER ve ÖNEMİ Yrd. Doç. Dr. Hakan GÜRKAN Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı PGT NEDİR? Gebelik öncesi genetik tanı (PGT) adı verilen

Detaylı

KROMOZOMLAR ve KALITIM

KROMOZOMLAR ve KALITIM KROMOZOMLAR ve KALITIM 2 https://en.wikipedia.org/wiki/chimpanzee_genome_project GENETİK KOD RNA da üçlü gruplar halinde bulunan ve protein sentezleme sırasında üretilen aminoasit dizilerinin düzenini

Detaylı

İyonize Radyasyonun Hücresel Düzeydeki Etkileri ve Moleküler Yaklaşımlar

İyonize Radyasyonun Hücresel Düzeydeki Etkileri ve Moleküler Yaklaşımlar İyonize Radyasyonun Hücresel Düzeydeki Etkileri ve Moleküler Yaklaşımlar Aysun Manisalıgil, Ayşegül Yurt Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Medikal Fizik Anabilim Dalı Hücre ve Moleküller

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #4

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #4 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #4 1) Bir hücrenin X maddesini difüzyonla almakta olduğu görülmüştür. Bu hücre ve içerisinde bulunduğu ortamla ilgili, I. Ortamdaki X yoğunluğu hücreden daha fazladır. II. X in

Detaylı

MYCOBACTERIUM TUBERCULOSIS KOMPLEKS KLİNİK İZOLATLARINDA İZONİAZİD DİRENCİNE NEDEN OLAN DIŞA ATIM POMPALARININ SAPTANMASI

MYCOBACTERIUM TUBERCULOSIS KOMPLEKS KLİNİK İZOLATLARINDA İZONİAZİD DİRENCİNE NEDEN OLAN DIŞA ATIM POMPALARININ SAPTANMASI MYCOBACTERIUM TUBERCULOSIS KOMPLEKS KLİNİK İZOLATLARINDA İZONİAZİD DİRENCİNE NEDEN OLAN DIŞA ATIM POMPALARININ SAPTANMASI Özlem Tuncer¹, Orhan Kaya Köksalan², Zeynep Sarıbaş¹ ¹Hacettepe Üniversitesi Tıp

Detaylı

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ KKTC YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ Edim MACİLA BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR PROGRAMI YÜKSEK LİSANS TEZİ LEFKOŞA,

Detaylı

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI DÖNEM İÇİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME FORMU

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI DÖNEM İÇİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME FORMU T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI DÖNEM İÇİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME FORMU ÖĞRENCİNİN ADI SOYADI : OKUL NUMARASI :. STAJ DÖNEMİ :. STAJ YAPTIĞI KURUM :. ÖĞRENCİNİN

Detaylı

S Bulun, T Kudsioğlu, N Yapıcı, A Aygün, Z Tuncel, I Doğusoy, T Okay, Z Aykaç

S Bulun, T Kudsioğlu, N Yapıcı, A Aygün, Z Tuncel, I Doğusoy, T Okay, Z Aykaç S Bulun, T Kudsioğlu, N Yapıcı, A Aygün, Z Tuncel, I Doğusoy, T Okay, Z Aykaç Dr.Siyami Ersek Göğüs ve Kalp Damar Cerahisi Eğitim Araştırma Hastanesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği TAV akciğer

Detaylı

UFUK ÜNİVERSİTESİ ANESTEZİ TEKNİKERLİĞİ PROGRAMI UYGULAMA DOSYASI

UFUK ÜNİVERSİTESİ ANESTEZİ TEKNİKERLİĞİ PROGRAMI UYGULAMA DOSYASI UFUK ÜNİVERSİTESİ ANESTEZİ TEKNİKERLİĞİ PROGRAMI UYGULAMA DOSYASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ UFUK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU MESLEKİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME FORMU FOTOGRAF Öğrencinin Adı

Detaylı

DÖNEM I 3. DERS KURULU 9 Şubat 3 Nisan 2015. Prof.Dr. Mustafa SARSILMAZ

DÖNEM I 3. DERS KURULU 9 Şubat 3 Nisan 2015. Prof.Dr. Mustafa SARSILMAZ DÖNEM I. DERS KURULU 9 Şubat Nisan 0 Dekan : Prof.Dr. Mustafa SARSILMAZ Dönem I Koordinatörü : Ders Kurulu Başkanı : Doç.Dr. Doç.Dr. KURUL DERSLERİ TEORİK PRATİK TOPLAM AKTS DERS VEREN ÖĞRETİM ÜYELERİ

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18 1) Bakterilerin gerçekleştirdiği, I. Kimyasal enerji sayesinde besin sentezleme II. Işık enerjisini kimyasal bağ enerjisine dönüştürme III. Kimyasal bağ enerjisini ATP enerjisine

Detaylı

Farmasötik Toksikoloji Nükleik asitler ile etkileşim MUTAJENİK (GENOTOKSİK) ETKİ. Hedef moleküller

Farmasötik Toksikoloji Nükleik asitler ile etkileşim MUTAJENİK (GENOTOKSİK) ETKİ. Hedef moleküller Hedef moleküller Farmasötik Toksikoloji 2015 2016 Nükleik asitler ile etkileşim Prof.Dr. Gül ÖZHAN Proteinler Yapısal proteinler Enzimler Taşıyıcı proteinler Reseptörler Koenzimler Lipitler Nükleik asitler

Detaylı

1. Sınıf Güz Dönemi I. Hafta Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Ders Saati

1. Sınıf Güz Dönemi I. Hafta Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Ders Saati I. Hafta Ders Saati 15.09.2014 16.09.2014 17.09.2014 18.09.2014 19.09.2014 Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi I: Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi I: Makromoleküller (Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ataş) Türk Dili

Detaylı

Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır.

Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır. DAĞILIM AŞAMASINI ETKİLEYEN ÖNEMLİ FAKTÖRLER Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır. Bu bağlanma en fazla albüminle olur. Bağlanmanın en önemli özelliği nonselektif

Detaylı

Mitoz. - Mitozda 2 yavru hücre oluşur ve bunların genetik yapısı birbirinin ve ana hücrenin aynıdır.

Mitoz. - Mitozda 2 yavru hücre oluşur ve bunların genetik yapısı birbirinin ve ana hücrenin aynıdır. Mitoz - Mitozda 2 yavru hücre oluşur ve bunların genetik yapısı birbirinin ve ana hücrenin aynıdır. - 2n --- 4n (anafaz) ------2n - İdentik kardeş kromatidler ayrılarak yavru hücrelere giderler. - Somatik

Detaylı

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da bir yıllık sürede, bebeğin en önemli gıdasını anne sütü

Detaylı

1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ

1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 9.Hafta ( 10-14 / 11 / 2014 ) 1.)İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ 2.) İLAÇLARIN VERİLİŞ YOLLARI VE ETKİSİNİ DEĞİŞTİREN FAKTÖRLER Slayt No : 13 1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #13

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #13 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #13 1) Canlılarda özelliklerin genlerle kontrol edildiği ve her genin en az bir özellikten sorumlu olduğu bilindiğine göre, I. Diploid canlılarda her özellik için iki gen bulunması

Detaylı

Yerel Anestezikler. Prof. Dr. Ender YARSAN. A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Yerel Anestezikler. Prof. Dr. Ender YARSAN. A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yerel Anestezikler Prof. Dr. Ender YARSAN A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yerel olarak sinir dokusuyla temasta iletiyi dönüşümlü olarak engellerler İleti

Detaylı

Şekil 1. Mitoz bölünmenin profaz evresi.

Şekil 1. Mitoz bölünmenin profaz evresi. KONU 9. HÜCRE BÖLÜNMESİ MİTOZ BÖLÜNME Mitoz bölünme tek hücreli canlılardan, çok hücreli canlılara ve insana kadar birçok canlı grubu tarafından gerçekleştirilebilir. Mitoz bölünme sonunda bölünen hücrelerden

Detaylı

Anksiyolitik, sedatif, hipnotik ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer

Anksiyolitik, sedatif, hipnotik ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer Anksiyolitik, sedatif, hipnotik ilaçlar Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 2 2 1 Anksiyolitik, sedatif, hipnotik ilaçlar Anksiyete, kesin olarak tanımlanabilir bir uyarıya bağlanamayan, huzursuzluk,

Detaylı

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: I- TEMEL BİLİMLER Anesteziye Giriş: Anestezide Fizik Kurallar Temel Monitörizasyon Medikal Gaz Sistemleri Anestezi Cihazı Vaporizatörler Soluma sistemleri,

Detaylı

HÜCRENİN YAŞAM DÖNGÜSÜ

HÜCRENİN YAŞAM DÖNGÜSÜ HÜCRENİN YAŞAM DÖNGÜSÜ *Hücrenin yaşam döngüsü: Hücrenin; bir bölünme sonundan, ikinci bir bölünme sonuna kadar olan zaman sürecinde; geçirdiği yaşamsal olaylara hücrenin yaşam döngüsü denir. Hücreler,

Detaylı

ACEPHATE VE MEPHOSFOLAN İNSEKTİSİTLERİNİN İNSAN LENFOSİT KÜLTÜRÜNDE GENOTOKSİK ETKİLERİ. Deniz ÖZKAN YÜKSEK LİSANS TEZİ BİYOLOJİ

ACEPHATE VE MEPHOSFOLAN İNSEKTİSİTLERİNİN İNSAN LENFOSİT KÜLTÜRÜNDE GENOTOKSİK ETKİLERİ. Deniz ÖZKAN YÜKSEK LİSANS TEZİ BİYOLOJİ ACEPHATE VE MEPHOSFOLAN İNSEKTİSİTLERİNİN İNSAN LENFOSİT KÜLTÜRÜNDE GENOTOKSİK ETKİLERİ Deniz ÖZKAN YÜKSEK LİSANS TEZİ BİYOLOJİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ŞUBAT 2009 ANKARA Deniz ÖZKAN tarafından

Detaylı

HÜCRE BÖLÜNMESİ. 1- Amitoz Bölünme 2- Mitoz Bölünme 3- Mayoz bölünme. -G1 -Profaz -S -Metafaz -G2 -Anafaz -Telofaz

HÜCRE BÖLÜNMESİ. 1- Amitoz Bölünme 2- Mitoz Bölünme 3- Mayoz bölünme. -G1 -Profaz -S -Metafaz -G2 -Anafaz -Telofaz HÜCRE BÖLÜNMESİ 1- Amitoz Bölünme 2- Mitoz Bölünme 3- Mayoz bölünme A:İNTERFAZ B: MİTOZ -G1 -Profaz -S -Metafaz -G2 -Anafaz -Telofaz TERİMLER Sentromer Metafaz aşamasında kromozomlar üzerindeki boğumlanma

Detaylı

1. BÖLÜM: GENETİK BİLİMİNE GİRİŞ 2. BÖLÜM: MENDEL VE KALITIMIN İLKELERİ

1. BÖLÜM: GENETİK BİLİMİNE GİRİŞ 2. BÖLÜM: MENDEL VE KALITIMIN İLKELERİ İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM: GENETİK BİLİMİNE GİRİŞ 1.1. Genetiğin Tanımı... 1 1.2. Genetik Biliminin Tarihçesi... 2 1.2.1. Mendel Öncesi Dönem... 3 1.2.1.1. Linne ve Türlerin Değişmezliği Doktrini... 3 1.2.1.2.

Detaylı

TOKSİKOLOJİ. Risk değerlendirmesine giriş Introduction to risk assessment

TOKSİKOLOJİ. Risk değerlendirmesine giriş Introduction to risk assessment TOKSİKOLOJİ Risk değerlendirmesine giriş Introduction to risk assessment Ankara Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Tandoğan, Ankara Eczacılık Fakültesi Toksikoloji Anabilim Dalı R İ S K D E Ğ E R L E N

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I. III. KURUL DERS PROGRAMI GENETİK BİLGİNİN AKIŞI- DOKUYA GİRİŞ (15 Ocak Mart 2018 )

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I. III. KURUL DERS PROGRAMI GENETİK BİLGİNİN AKIŞI- DOKUYA GİRİŞ (15 Ocak Mart 2018 ) 2017 2018 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I III. KURUL DERS PROGRAMI GENETİK BİLGİNİN AKIŞI- DOKUYA GİRİŞ (15 Ocak 2018-9 Mart 2018 ) Dekan Baş Koordinatör Dönem I Koordinatörü Dönem I Koordinatör Yardımcısı

Detaylı

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI VİH-YL 2007 0002 DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE

Detaylı

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM 9.11.2015 ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM Konular Doğum öncesi gelişim aşamaları Zigot Doğum öncesi çevresel etkiler Teratojenler Doğum Öncesi G elişim Anneyle ilgili diğer faktörler Öğr. Gör. C an ÜNVERDİ Zigot

Detaylı

Lokal Anestetikler ve Lokal Anestezi

Lokal Anestetikler ve Lokal Anestezi Plan Lokal Anestetikler ve Lokal Anestezi Dr. Cenker EKEN AÜTF Acil Tıp Anabilim Dalı Farmakoloji ve patofizyoloji Endikasyonlar Lokal anestezik ajanlar Lokal anestezi Giriş Halstead WS: Practical comments

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I. III. KURULDERS PROGRAMI GENETİK BİLGİNİN AKIŞI - DOKUYA GİRİŞ (15 Ocak Mart 2018 )

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I. III. KURULDERS PROGRAMI GENETİK BİLGİNİN AKIŞI - DOKUYA GİRİŞ (15 Ocak Mart 2018 ) 2017 2018 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I III. KURULDERS PROGRAMI GENETİK BİLGİNİN AKIŞI - DOKUYA GİRİŞ (15 Ocak 2018-9 Mart 2018 ) Dekan Baş Koordinatör Dönem I Koordinatörü Dönem I Koordinatör Yardımcısı

Detaylı

Domitor. ~etis. Medetomidin Hidroklorid. Kopek ve kedilerde enjeksiyon ve inhalasyon ile olu~turulan genel anesteziler oncesi preanestezik olarak

Domitor. ~etis. Medetomidin Hidroklorid. Kopek ve kedilerde enjeksiyon ve inhalasyon ile olu~turulan genel anesteziler oncesi preanestezik olarak Domitor Medetomidin Hidroklorid FORMULASYONU Her ml'de etkin madde olarak 1 mg medetomidin hidroklorid i~ermektedir. ENDiKASYONLARI Domitor kopek ve kedilerde sedasyon ve analjeziyi gerekli k1lan muayene

Detaylı

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111 HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111 asli.memisoglu@deu.edu.tr KONULAR HAYVAN HÜCRESİ HAYVAN, BİTKİ, MANTAR, BAKTERİ HÜCRE FARKLARI HÜCRE ORGANELLERİ

Detaylı

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Kahramanmaraş 1. Biyokimya Günleri Bildiri Konusu: Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Mehmet Aydın DAĞDEVİREN GİRİŞ Fetuin-A, esas olarak karaciğerde

Detaylı

İçme Sularının Dezenfeksiyonunda Çinko Oksit Nanomateryalinin Kullanımı

İçme Sularının Dezenfeksiyonunda Çinko Oksit Nanomateryalinin Kullanımı İçme Sularının Dezenfeksiyonunda Çinko Oksit Nanomateryalinin Kullanımı F. Elçin Erkurt, Behzat Balcı, E. Su Turan Çukurova Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Giriş Su, tüm canlılar için en önemli

Detaylı

(ZORUNLU) MOLEKÜLER İMMÜNOLOJİ I (TBG 607 TEORİK 3, 3 KREDİ)

(ZORUNLU) MOLEKÜLER İMMÜNOLOJİ I (TBG 607 TEORİK 3, 3 KREDİ) T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TIBBİ BİYOLOJİ VE GENETİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL (ZORUNLU) MOLEKÜLER

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ İMAR ÖZELLİKLERİNİN TAŞINMAZ DEĞERLERİNE ETKİLERİ. Yeliz GÜNAYDIN

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ İMAR ÖZELLİKLERİNİN TAŞINMAZ DEĞERLERİNE ETKİLERİ. Yeliz GÜNAYDIN ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ İMAR ÖZELLİKLERİNİN TAŞINMAZ DEĞERLERİNE ETKİLERİ Yeliz GÜNAYDIN TAŞINMAZ GELİŞTİRME ANABİLİM DALI ANKARA 2012 Her hakkı saklıdır ÖZET Dönem Projesi

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ (Tüm gelişmeleri bugünden başlayarak geriye doğru sıralayınız)

ÖZGEÇMİŞ (Tüm gelişmeleri bugünden başlayarak geriye doğru sıralayınız) 1. GENEL ÖZGEÇMİŞ (Tüm gelişmeleri bugünden başlayarak geriye doğru sıralayınız) DÜZENLEME TARİHİ 13/04/2014 SOYADI, ADI ÖNER, Deniz DOĞUM TARİHİ 05/10/1962 YAZIŞMA ADRESİ: Feyzullah Mah. Nuray Sok. No:4

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. ESMERON 50 mg/ 5 ml enjeksiyon için solüsyon içeren flakon İntravenöz olarak kullanılır.

KULLANMA TALİMATI. ESMERON 50 mg/ 5 ml enjeksiyon için solüsyon içeren flakon İntravenöz olarak kullanılır. KULLANMA TALİMATI ESMERON 50 mg/ 5 ml enjeksiyon için solüsyon içeren flakon İntravenöz olarak kullanılır. Etkin madde: Roküronyum bromür. Yardımcı maddeler: Sodyum asetat, sodyum klorür, asetik asit,

Detaylı

Küçük Hücreli Dışı Akciğer Karsinomlarının EGFR Mutasyon Analizinde Real-Time PCR Yöntemi ile Mutasyona Spesifik İmmünohistokimyanın Karşılaştırılması

Küçük Hücreli Dışı Akciğer Karsinomlarının EGFR Mutasyon Analizinde Real-Time PCR Yöntemi ile Mutasyona Spesifik İmmünohistokimyanın Karşılaştırılması Küçük Hücreli Dışı Akciğer Karsinomlarının EGFR Mutasyon Analizinde Real-Time PCR Yöntemi ile Mutasyona Spesifik nın Karşılaştırılması Dr.M.Çisel Aydın, Doç.Dr.Sevgen Önder, Prof.Dr.Gaye Güler Tezel Hacettepe

Detaylı

GEN MUTASYONLARI. Yrd. Doç. Dr. DERYA DEVECİ

GEN MUTASYONLARI. Yrd. Doç. Dr. DERYA DEVECİ GEN MUTASYONLARI Yrd. Doç. Dr. DERYA DEVECİ Gen mutasyonları 2 temel mekanizma ile gerçekleşir. A. İnsersiyon; Bir veya daha fazla nükleotidin araya girmesiyle B. Delesyon; Bir veya daha fazla nükleotidin

Detaylı

N-ASETİL SİSTEİNİN AÇIK KALP CERRAHİSİ SONRASI NÖROKOGNİTİF FONKSİYONLARA ETKİSİ. Uzm.Dr. Canan ÜNLÜ Dr. Fatma UKİL

N-ASETİL SİSTEİNİN AÇIK KALP CERRAHİSİ SONRASI NÖROKOGNİTİF FONKSİYONLARA ETKİSİ. Uzm.Dr. Canan ÜNLÜ Dr. Fatma UKİL N-ASETİL SİSTEİNİN AÇIK KALP CERRAHİSİ SONRASI NÖROKOGNİTİF FONKSİYONLARA ETKİSİ Uzm.Dr. Canan ÜNLÜ Dr. Fatma UKİL N-ASETİL SİSTEİNİN AÇIK KALP CERRAHİSİ SONRASI NÖROKOGNİTİF FONKSİYONLARA ETKİSİ Anestezi

Detaylı

Herediter Meme Over Kanseri Sendromunda. Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tı p Fakültesi T ı bbi Genetik Anabilim Dalı

Herediter Meme Over Kanseri Sendromunda. Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tı p Fakültesi T ı bbi Genetik Anabilim Dalı Herediter Meme Over Kanseri Sendromunda Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tı p Fakültesi T ı bbi Genetik Anabilim Dalı Herediter Meme Over Kanseri (HBOC) %5-10 arası kalıtsaldır Erken başlama

Detaylı

Artan bilgi ile birlikte hasta ve ailelerin bilinçlendirilmesi

Artan bilgi ile birlikte hasta ve ailelerin bilinçlendirilmesi Bugün gelinen noktada genetik Artan bilgi ile birlikte hasta ve ailelerin bilinçlendirilmesi «Genetik bilgiden hastaların ve ailelerin yararlanması için tüm sağlık çalışanları insan genetiğinin temelinde

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I. III. KURULDERS PROGRAMI GENETİK BİLGİNİN AKIŞI- DOKUYA GİRİŞ (16 Ocak Mart 2017 )

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I. III. KURULDERS PROGRAMI GENETİK BİLGİNİN AKIŞI- DOKUYA GİRİŞ (16 Ocak Mart 2017 ) 2015 2016 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I III. KURULDERS PROGRAMI GENETİK BİLGİNİN AKIŞI- DOKUYA GİRİŞ (16 Ocak 2017-10 Mart 2017 ) Dekan Baş Koordinatör Dönem I Koordinatörü Dönem I Koordinatör Yardımcısı

Detaylı

PEDİYATRİK KALP CERRAHİSİNDE REKTAL YOLLA VERİLEN KETAMİN, MİDAZOLAM VE KLORALHİDRAT PREMEDİKASYONLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

PEDİYATRİK KALP CERRAHİSİNDE REKTAL YOLLA VERİLEN KETAMİN, MİDAZOLAM VE KLORALHİDRAT PREMEDİKASYONLARININ KARŞILAŞTIRILMASI PEDİYATRİK KALP CERRAHİSİNDE REKTAL YOLLA VERİLEN KETAMİN, MİDAZOLAM VE KLORALHİDRAT PREMEDİKASYONLARININ KARŞILAŞTIRILMASI Dr. Mehmet ÇİMEN, Dr. Halide Oğuş,Dr Banu Şebnem Saraç, Dr. Füsun GÜZELMERİÇ,Dr.

Detaylı

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA ANABİLİM

Detaylı

Onkolojide Sık Kullanılan Terimler. Yrd.Doç.Dr.Ümmügül Üyetürk 2013

Onkolojide Sık Kullanılan Terimler. Yrd.Doç.Dr.Ümmügül Üyetürk 2013 Onkolojide Sık Kullanılan Terimler Yrd.Doç.Dr.Ümmügül Üyetürk 2013 Kanser Hücrelerin aşırı kontrolsüz üretiminin, bu üretime uygun hücre kaybıyla dengelenemediği, giderek artan hücre kütlelerinin birikimi..

Detaylı

MSS ni Uyaran İlaçlar

MSS ni Uyaran İlaçlar MSS ni Uyaran İlaçlar Prof.Dr. Ender YARSAN A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi MSS ve solunum uyarıcıları Baskı altına alınmış solunum merkezini uyarırlar Nefes

Detaylı

BAKTERİLERDE GENETİK MADDE AKTARILMASI

BAKTERİLERDE GENETİK MADDE AKTARILMASI BAKTERİLERDE GENETİK MADDE AKTARILMASI Bakterilerde genetik maddenin bir kısmı bakteriden bakteriye aktarılabilmekte ve bunun sonucunda önemli genetik değişmeler olmaktadır Verici hücre ile alıcı hücre

Detaylı

HIZLI SERİ ENTÜBASYON. Yrd. Doç. Dr. Fırat BEKTAŞ Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

HIZLI SERİ ENTÜBASYON. Yrd. Doç. Dr. Fırat BEKTAŞ Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı HIZLI SERİ ENTÜBASYON Yrd. Doç. Dr. Fırat BEKTAŞ Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı GİRİŞ Tanım Metod Araçlar İlaçlar Protokol Öneriler Öğrenim Hedefleri 1. Hava yolu girişimi gereksiniminin

Detaylı

Çiftlik Hayvanlarında Cinsiyetin Denetimi

Çiftlik Hayvanlarında Cinsiyetin Denetimi Çiftlik Hayvanlarında Cinsiyetin Denetimi Cinsiyetin belirlenmesi Demokritus (MÖ: 470-402) Sağ testisten erkek, sol testisten dişi yavruların dünyaya geldiğini ileri sürmüştür. Fötal yaşamda cinsiyetin

Detaylı

Takrolimus konsantrasyonunda oluşan dalgalanmalar antikor gelişiminde etkili mi?

Takrolimus konsantrasyonunda oluşan dalgalanmalar antikor gelişiminde etkili mi? Takrolimus konsantrasyonunda oluşan dalgalanmalar antikor gelişiminde etkili mi? Gülşah Kaya Aksoy Elif Çomak Atilla Gemici Mustafa Koyun Bülent Aydınlı Halide Akbaş Fahri Uçar Sema Akman Takrolimus (FK506)

Detaylı

2- Tek yumurta ikizleri olan Ceyda ve Şeyda yı gören arkadaşları şu yorumları yapmışlardır.

2- Tek yumurta ikizleri olan Ceyda ve Şeyda yı gören arkadaşları şu yorumları yapmışlardır. 1-3- Fen Bilimleri öğretmeni Yusuf tan tahtada verilen kavramları basitlik karmaşıklık özelliklerine göre eşleştirmesini istemiştir. Yusuf aşağıdakilerden hangisini yaparsa doğru yapmış olur? A)1-a B)1-b

Detaylı