ÖKSÜZ VE YETİMLERİN TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞME PROBLEMİ: DİYARBAKIR. YETİŞTİRME YURDU UYGULAMASI * M. Cengiz YILDIZ **

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÖKSÜZ VE YETİMLERİN TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞME PROBLEMİ: DİYARBAKIR. YETİŞTİRME YURDU UYGULAMASI * M. Cengiz YILDIZ **"

Transkript

1 YETİŞTİRME YURDU UYGULAMASI * M. Cengiz YILDIZ ** ÖKSÜZ VE YETİMLERİN TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞME PROBLEMİ: DİYARBAKIR ÖZET Öksüz ve Yetimlerin Toplumsal Bütünleşme Problemi: Diyarbakır Yetiştirme Yurdu Uygulaması Çocukların bedensel, zihinsel ve ruhsal açıdan sağlıklı bir gelişim gösterebilmeleri için; anne, baba ve kardeşlerden oluşan aile içinde yetişmelerinin gerekli olduğu biçimindeki olgu, farklı dallardaki bilim adamları tarafından ortaya konulmaktadır. Aile yuvasının yakınlığı, sevisi ve anne-babanın şefkat ve sıcak ilgisinden yoksun kalan çocukların, şahsiyet gelişimi bozukluklarına maruz kalmaları, topluma uyum sağlayamamaları ve gelişme açısından birtakım eksiklikleri üzerlerinde barındırmaları kaçınılmazdır. Çocuklar; anne-babadan birisinin veya her ikisinin ölmesi, savaş, doğal afet, annebabanın ayrılması vb. nedenlerle aile ortamından yoksun kalabilirler. Bahsedilen durumlara maruz kalan çocuklar; sevgi, ilgi, yaşama ortamı, eğitim vs. açısından yetersizlik içinde kalabilmektedirler. Bu eksiklikleri üzerinde barındıran çocukların ileriki yaşamında; birtakım sapma davranışlarda (ferdi/adi suç, yaygın suç/terör, hırsızlık, uyuşturucu madde kullanımı vs.) bulunması ve ömrü boyunca başka insanlara yük olması kaçınılmazdır. Anne, baba ya da hem anne ve babanın ölmesi sonucu, korunmaya muhtaç olan çocukların topluma kazandırılması yönünde farklı teknikler kullanılmaktadır. Bunlar; kurum bakımı, grup evleri, koruyucu evleri, evlat edinme ve çocuklara kendi aileleri / yakın akrabaları yanında hizmet sağlanması biçiminde sıralanabilir. Dünyada birçok ülkede olduğu gibi, ülkemizde de kurum bakımı uygulaması yaygındır. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu nun denetimi altında olan çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtları, öksüz ve yetim kalan çocukların büyük bir kısmına hizmet vermeyi amaçlamıştır. Ancak, en mükemmel yetiştirme yurdu ve çocuk yuvasının bile, ailedeki hava yı veremediği bir gerçektir. Nitschke; annenin şefkat ve bakımını veya onun yerini tutacak duygusal bağı bulamayan çocuğun, dünyaya bir giriş kapısı bulamayacağını belirtir. Öksüz ve yetimlerin sosyal bütünleşmelerinin konu edinildiği bu çalışmada, Diyarbakır Yetiştirme Yurdu nda kalan; annesi, babası ve hem annesi hem babası ölmüş çocuklar ele alınacaktır. Bahsedilen çocukların, şu an devam edegelen ve ileride görülmesi muhtemel olan toplumsal bütünleşme problemleri incelenecektir. Çocuklar şu anda, az-çok adapte oldukları bir sosyal çevre (yurt arkadaşı, öğretmen vs.) içinde bulunuyor olsalar da, bu kurumdan ayrıldıktan sonra, onları yabancı bir çevrenin / toplumun beklediği bir gerçektir. Bahsedilen bu doğal çevre içinde yaşanmadığından dolayı, bahsedilen kişilerin, buranın değerleri ve normlarına karşı alışılmışın dışında bir karşılık vermeleri ve bundan dolayı da göreli bir uyumsuzluk hali içinde olmaları olasıdır. Yetiştirme yurdunda kalan ve reşit yaş a gelince de buradan ayrılması kaçınılmaz olan çocukların, daha sonraki yaşamlarına ilişkin öngörüleri, toplumsal bütünleşmelerini etkileyebilecek düzeydedir. Bahsedilen kurumdan ayrılarak topluma katılan çocukların, acınacak kimseler olarak toplumda yer edinmemeleri ve topluma yabancılaşmamaları için, bu kesimin problemlerinin tespit edilip çözümler üretilmesi gerekmektedir. Bahsedilen adımların atılmasında kamu kuruluşları yanında, özel kuruluşların ve yine sivil toplum kuruluşlarının eşgüdüm halinde olmaları, bütünleşmenin en yüksek düzeyde olmasını sağlayabilecektir.

2 2 Anahtar Kelimeler: Öksüz, Yetim, Sosyal Bütünleşme, Yetiştirme Yurdu, Kurum Bakımı, Diyarbakır ABSTRACT Orphans Social Integration Problems: Applied to Diyarbakır Orphanage The phenomenon about the necessity of growing child in such a family consists of mother, father and brothers or sisters due to physically, intellectually and psychologically healthy of child is emphasized by scientists from various disciplines. As a consequence of lack of family love, sincerity, compassion and hotness; character defeats, lack of social adaptation and some physical defects for children are unavoidable. Children may be deprived of family because of dying one or both of mother and father, divorcement, war or natural disaster etc. Children, suffered from this situation, take up such an insufficient position from the point of love, care, living environment and education etc. Bearing these deficiencies, for children, to behave certain number of behavior disorder (personal / ordinary crime, common crime / terror, burglary, drug addiction etc.) and to be a burden for other people throughout his or her life is inevitable. As a result of dying one or both of mother and father, to gain children in need of guarding back to society various techniques are used. These are institutional care, group houses, protective houses, adoption of a child and providing services near by families and close relatives. Likewise most of the countries, institutional care application is common in our country, too. Nursery schools and orphan asylums under supervision of Society for Social Utilities and Protection of Children aim to serve most of orphan children. Nevertheless, it is a fact that even the most perfect nursery school and orphan asylum cannot give the atmosphere existing in a family. Nitschke indicates there is no entrance to come into world for a child who didn t found mother compassion and care. Social integration of orphans as subject matter of this study, children live in Diyarbakır Society for the Protection of Children whose one or both of mother and father died will be dealt with. Possible further and current social integration problems of these children will be examined. Although they are in an environment more or less socially adapted (friend, teacher etc.), it s a fact that an unfamiliar environment/society is waiting for them when they left these institutions. Not being lived in this natural environment results in possibility of different response to the norms and values of this environment from which we accustomed to and so being in relatively discrepancy manner. Children, live in orphan asylum but inevitably leave when they come into adult age, respect such a view related to their further life in level will be able to affect their social integration. It s a necessity that problems must be determined and solutions must be derived for these children not to make them pity and peculiar after they leave these institutions and take part into society. To take a step mentioned above, private institutions beside official institutions and their coordination will be able to satisfy this integration at the highest level. Key Words: Orphan, Fatherless Child, Social Integration, Orphanage, Maintenance of Foundation, Diyarbakır GİRİŞ Ġnsanın bedensel, zihinsel ve ruhsal açıdan sağlıklı bir geliģim gösterebilmesi için; anne, baba ve kardeģlerden oluģan aile içinde yetiģmesinin gerekli olduğu biçimindeki olgu, farklı

3 3 dallardaki bilim adamları tarafından ortaya konulmaktadır. Aile yuvasının yakınlığı, sevgisi ve anne-babanın Ģefkat ve sıcak ilgisinden yoksun kalan çocukların, Ģahsiyet geliģimi bozukluklarına maruz kalmaları, topluma uyum sağlayamamaları ve yine geliģme açısından birtakım eksiklikleri üzerlerinde barındırmaları kaçınılmazdır. Çocuklar; anne-babadan birisinin veya her ikisinin ölmesi, savaģ, doğal afet, annebabanın ayrılması, yurt dıģına gidilmesi, evlilik dıģı iliģkilerin varlığı vs. nedenlerle aile ortamından uzaklaģabilirler. Bahsedilen durumlara maruz kalan çocukların; sevgi, ilgi, yaģama ortamı, eğitim vs. açısından yetersizlik içinde bulunmaları ise kaçınılmaz olacaktır. Bu eksiklikleri üzerinde barındıran çocukların, ileriki yaģamında birtakım sapma davranıģlarda (ferdi/adi suç, yaygın suç/terör, hırsızlık, uyuģturucu madde kullanımı vs.) bulunmaları ve ömrü boyunca baģka insanlara yük olma ları ihtimali bulunmaktadır. Anne, baba ya da hem anne ve babanın ölmesi sonucu korunmaya muhtaç olan çocukların topluma kazandırılması yönünde farklı teknikler kullanılmaktadır. Bunlar; kurum bakımı, grup evleri, koruyucu evleri, evlat edinme ve çocuklara kendi aileleri / yakın akrabaları yanında hizmet sağlanması biçiminde sıralanabilir. Aile ortamından uzak kalan çocukların, toplumsallaģmaları için farklı teknikler varken, bunlardan en baģarılı olanın koruyucu aile bakımı olduğu, yapılan araģtırmalarla ortaya çıkmıģtır. Koruyucu aile bakımı, ülkemizde çok uygulanan bir teknik olmazken, geliģmiģ ülkelerin çoğunluğu bu alanda yoğunlaģma göstermektedirler. Spitz, Bowlby, Aubry gibi bilim adamları, çocuklar üzerinde yaptıkları araģtırmalarda, anne sevgisinden mahrum olarak yetiģen çocukların ruh sağlığının, ileride telafi edilemeyecek düzeyde bozulduğunu ifade etmektedirler 1. Koruyucu aile bakımı, çocuk için uygun bir ortam meydana getirme yanında, ailesizlikten dolayı olumsuzluklar yaģamıģ çocuklar için, yeniden uyum sağlama (readaptation) gibi bir iģlev de görmektedir. Yapılan araģtırmalarda, koruyucu aile bakımı için uygun olan yaģın 13 ve daha aģağısı olduğu ortaya çıkmıģtır. Bu yaģın üstündeki çocuklarda, kiģilik oluģumu büyük oranda gerçekleģmiģ ve aile sevgisi ve ilgisine olan gereksinim azalmıģ olacağından, bu tekniğin olumlu sonuçlar verme ihtimali düģebilmektedir 2. Ülkemizde yapılan birçok araģtırmada; çocuk yuvası, yetiģtirme yurdu, ıslahevi gibi kurumlarda kalan çocukların zihinsel, psikolojik ve toplumsal açıdan uyum problemleri içinde oldukları ortaya çıkmıģtır yaģ arası gençlerin en çok; psiko-fizyolojik ve cinsel geliģim, kiģilik yapısı, ekonomik durum ve boģ zamanların değerlendirilmesi açılarından sorun yaģadıkları bilindiğinden 4, birçok araģtırmanın, bu problem alanlarını esas aldığı dikkat çekmektedir.

4 4 Dünyada, birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de, kurum bakımı uygulaması yaygındır. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu nun denetimi altında olan çocuk yuvaları ve yetiģtirme yurtları, ailesinden ayrılma durumunda kalan çocukların büyük bir kısmına hizmet vermeyi amaçlamıģtır. Ancak, en mükemmel yetiģtirme yurdu ve çocuk yuvasının bile, ailedeki hava yı veremeyeceği bir gerçektir. Çocuk yuvası ve yetiģtirme yurdu biçimindeki oluģumların, insanların toplumsallaģması ve bireysel geliģimini sağlamasından dolayı, tampon kurum 5 olarak nitelendirilmesi mümkündür. Öksüz ve yetimlerin sosyal bütünleģmelerinin konu edinildiği bu çalıģmada, Diyarbakır YetiĢtirme Yurdu nda kalan; annesi, babası ve hem annesi hem babası ölmüģ çocuklar ele alınacaktır. Bahsedilen çocukların, Ģu an devam edegelen ve ileride görülmesi muhtemel olan toplumsal bütünleģme problemleri üzerinde durulacaktır. Çocuklar Ģu anda, az-çok adapte oldukları bir sosyal çevre (yurt arkadaģı, öğretmen vs.) içinde bulunuyor olsalar da, bu kurumdan ayrıldıktan sonra, onları, yabancı bir çevrenin / toplumun beklediği bir gerçektir. Bahsedilen bu doğal çevre içinde yaģanmadığından dolayı, bahsedilen kiģilerin, buranın değerleri ve normlarına karģı alıģılmıģın dıģında bir karģılık vermeleri ve bundan dolayı da göreli bir uyumsuzluk hali içinde olmaları olasıdır. ÖKSÜZ VE YETİM KAVRAMLARI Öksüz; annesini kaybetmiģ, annesi ölmüģ çocuk, anasız, hem annesini, hem de babasını kaybetmiģ çocuk biçiminde tanımlanabilirken, yetim ise; babası veya hem babası, hem annesi ölmüģ çocuk olarak ele alınmaktadır 6. Günlük kullanıģta öksüz, annesini kaybeden çocuk, yetim ise, babası olmayan çocuk anlamında kullanılmaktadır. Kur an ın birçok ayetinde (Bakara:215, Bakara:220, Nisa:2-3, Nisa:6, Nisa:8-10, Nisa:36, Nisa:127, Nisa:152, Enfal:41, Ġsra:34, Kehf:82, HaĢr:7, GaĢiye:17, Fecr:17, Beled:14-16, Duha:6, Duha:9), öksüz ve yetimlerin korunması, onlara haksızlık edilmemesi gibi konular iģlenirken, Ġncil de, Yakup un Mektubuna GiriĢ 1:27 de, kiģinin öksüzlerle dulları ziyaret etmesi ve onlarla ilgilenmesi, dindarlığın en önemli ölçütlerinden birisi olarak ele alınmaktadır. TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞME KiĢinin sosyalleģmesinde; aile, okul, iģ, oyun, arkadaģ grubu, akran, kitle iletiģim araçları, sanat ürünleri vs. unsurlar etkin rol oynarken, yetiģtirme yurdu ve çocuk yuvası da, bir yönüyle ailenin görevini, bir yanıyla da okulun iģlevini tamamlamaktadır. Bahsedilen iģlevin gereğince yerine getirilmesinin ölçüsü, yurt ya da yuvanın aile ortamına benzeme derecesidir. Bu kurumlarda, aile havası yakalanabildiği ölçüde, toplumsal açıdan bütünleģme problemi yaģamayan veya bu problemi çok hafif atlatan kiģilerin topluma kazandırılmaları mümkündür.

5 5 ToplumsallaĢmada, önemli olan kurumların etki dereceleri ve öncelikleri önemli bir konudur. ToplumsallaĢmada, birinci derecede önde olan kurum aile olmalıdır. Bunu okul, iletiģim aracı, çevre gibi unsurlar takip etmelidir. Bahsedilen sıralamanın gerçekleģmemesi, sosyalleģmenin ya da toplumsal bütünleģmenin sağlıklı olduğu konusunda birtakım Ģüpheleri akla getirmektedir. SosyalleĢmek kısaca, benimsemek olarak ele alınabilir. Toplumun düģünce kategorilerine, fikir sistemine, inançlarına, geleneklerine, ahlaksal değerlerine uyum sağlanılması, toplumsal bütünleģme çerçevesinde ele alınabilir. Aynı zamanda, bir grup ya da topluluğun yaģam biçiminin ve davranıģ örüntülerinin öğrenilmesi; değer, norm ve beklentilerin benimsenerek kiģilikle bütünleģtirilmesi de bu çerçevede değerlendirilebilir. Toplumun yaģama biçimi, bilgi birikimi ve deneyimleri, becerileri, alıģkanlıkları, ilgileri, değer yargıları, inanç sistemi, yaptırımları, davranıģ kalıpları, beklentileri, idealleri gibi unsurlar, bütünleģme ya da toplumsallaģmada önemli faktörler olarak ele alınabilir 7. SosyalleĢme, ayrıca; bireyin, içinde yaģadığı toplumun, normlarını, değerlerini, kendisinden beklenen rolleri, tutumları ve davranıģ yapılarını, toplumsal etkileģim için gerekli becerileri, benlik ve kimlik duygusunu kazanma, içinde yaģadığı kültürü içselleģtirme süreci 8 olarak da tanımlanabilir. Marshall, toplumsallaģma-toplumsal bütünleģme kavramını Ģöyle ele alır; gerek toplumun norm ve değerlerini içselleģtirerek, gerekse toplumsal rolleri (iģçi, arkadaģ, yurttaģ vb.) yerine getirmeyi öğrenerek, toplum üyeleri haline gelmeyi öğrenme süreci 9. Bu çalıģmada, toplumsal bütünleģme; sosyalleģme, toplumsallaģma ya da sosyalizasyon gibi kavramlarla eģ anlamlı olarak kullanılacaktır. BütünleĢme kavramı çerçevesinde kiģinin; bedensel, duygusal, sosyal, ahlaksal, dinsel, eğitsel, mesleksel, ekonomik, zihinsel vs. özellikleri ele alınacak ve bu özellikler açısından kiģinin geliģim düzeyi hakkında değerlendirmelerde bulunulacaktır. TÜRKİYE DE KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARLA İLGİLİ KURUMLARIN KISA TARİHİ Türk dünyasında yardımlaģma amaçlı vakıfların temelinin, Uygur Türkleri tarafından atılmıģ olduğu, yapılan araģtırmalarda ortaya çıkmıģtır 10. Türk insanı, yardımlaģma ve muhtaçların korunmasını, dinsel bir görev gibi bilmiģ ve geçmiģten günümüze kadar, bu görevi vakıflar aracılığıyla yerine getirilmesini sağlamıģtır 11. Vakıf sisteminin, Ġslam ın kuruluģ dönemlerinden itibaren oluģmaya baģladığı görülmektedir. Osmanlı da kurulan vakıfların en önemlileri Fatih Vakıfları olurken, bu vakıflarda, çocukların korunmasına iliģkin özel hükümler bulunmaktadır. 18. yüzyılın baģlarında, kimsesiz çocuklara verilmek üzere, hayvan sahiplerinden, tacirlerden ve maden

6 6 sahiplerinden vergiler alınmıģtır lı yıllardan sonra, bakımsız, yetim ve öksüzler için yuvalar açılmıģtır. Bu yuvalarda, çocukların durumuna uygun birçok sanat öğretilmiģ 12 ve bu sayede, bu çocukların / gençlerin kısa sürede hayatını kazanmaları sağlanmıģtır. Osmanlı da kimsesizlerin, yoksulların, talebelerin, misafirlerin vs. kalabilecekleri mekanlar, genel olarak imaret adı altında ele alınabilir. Evliya Çelebi, 18 krallık ve padiģahlık gezdiğini ve Osmanlı daki kadar imarete hiçbir yerde rastlamadığını ifade etmektedir te DarüĢĢafaka, 1896 da Darülaceze, 1899 da 14 sadece çocuklara bakmak üzere kurulan ve ücretsiz olan ġiģli Çocuk Hastanesi, 1915 te ise Darüleytamlar açılmaya baģlanmıģtır. Himaye-i Etfal Cemiyeti, Atatürk ün direktifleri doğrultusunda 1921 de kurulmuģtur. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ise, tarihinde çıkarılan 2828 sayılı yasa ile, ilgili kurumların bir devamı olarak faaliyete baģlamıģtır 15. Korunmaya muhtaç çocuk kavramı, kanunda (SHÇEK Kanunu, m.3/b); beden, ruh ve ahlak geliģimleri ve Ģahsi güvenlikleri tehlikede olup, ana veya babasız, ana ve babasız, ana veya babası veya her ikisi birden terkedilen, ana veya babası tarafından ihmal edilip, fuhuģ, dilencilik, alkollü içkileri veya uyuģturucu maddeleri kullanma gibi her türlü sosyal tehlikelere ve kötü alıģkanlıklara karģı savunmasız bırakılan ve baģıboģluğa sürüklenenler 16 biçiminde nitelendirilmiģtir. Korunmaya muhtaç çocukların; Türk örf, adet, inanç ve milli ahlakına sahip, kendisine güvenen, insan sevgi ve saygısıyla dolu, Atatürkçü düģünceye uygun olarak yetiģtirilmeleri, bir iģ ve meslek sahibi yapılmaları, koruma kararı kalktıktan sonra da, toplum içinde izlenmeleri ve imkanlar ölçüsünde desteklenmeleri nin, devletin bir görevi olduğu kanunla belirlenmiģtir lı yıllarda, 150 civarında yuva ve yetiģtirme yurdu ve buralarda kalan civarında çocuk / genç bulunmaktadır 18. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, 81 Ġlde Ġl Müdürlükleri ve bağlı kuruluģları ile, ülkemizde korunmaya muhtaç çocuk, genç, yaģlı, özürlü kiģi ve ailelere gündüzlü ve yatılı hizmet götüren en büyük aile olarak görülmektedir. Korunmaya muhtaç çocuklara iliģkin hizmetler ise, kurumun öncelikli hedefleri arasında yer almaktadır 19. Çocuk yuvalarının en genel amaçları; 0-12 yaģları arasındaki korumaya muhtaç çocukların, bedensel ve psiko-sosyal geliģimlerini sağlamak, onların eğitilmesine imkan tanımak, sağlıklı bir kiģilik ve iyi alıģkanlıklar kazandırmak biçimindedir 20. YetiĢtirme yurdunun amaçları ise; çocukları korumak, bakımını temin etmek, bir iģ ve meslek edinmelerini sağlamak ve topluma yararlı kiģiler olarak yetiģtirmek biçiminde sıralanmıģtır 21.

7 7 Türkiye genelinde 107 yetiģtirme yurdu ve 82 adet çocuk yuvası bulunurken 22, çocuk sitesi, karma ve kız-erkek ayrı ayrı olmak üzere, toplam 101 kuruluģta korunmaya muhtaç çocuğa / gence hizmet verilmektedir. KuruluĢlarda korunma altında bulunan çocuklardan / gençlerden 7047'si ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim kurumlarında eğitimlerine devam etmekte, 340 ı, çeģitli meslek edindirme programlarından, kamu, özel sektör iģletmelerinde iģ ve meslek öğrenmekte, özel iģ yerinde ve kuruluģ atölyesinde çalıģmakta, 444 çocuk da, özürleri sebebiyle alt özel sınıflara ve eğitilebilir iģ okullarına devam etmekte, gidecek yeri bulunmayan, 18 yaģın altında bulunan, iģ bekleyen 626 çocuğun, kuruluģlardaki korunma ve bakımları sürdürülmektedir. Çocukların en iyi bakılıp korunacağı yer, sağlıklı bir aile ortamıdır düģüncesi ile, 780 çocuk ayni-nakdi yardımla desteklenerek, ailesi ya da yakınları yanında bakılmakta, 75 çocuk ise koruyucu aile hizmetinden yararlanmaktadır eğitim-öğretim döneminde, toplam 359 genç, üniversite öğretimine devam etmekte, bunlardan 18 tanesi, yurt dıģındaki çeģitli üniversitelerde eğitimlerini sürdürmektedir 23. YÖNTEM AraĢtırmanın evrenini, Diyarbakır YetiĢtirme Yurdu nda kalan çocuklar / gençler oluģturmaktadır. Yurtta barınan çocuk / genç sayısı 110 dur. Yurttaki çocukların / gençlerin tamamına anket uygulanmıģtır. Annesi, babası, annesi-babası olmayanlar konumuzla ilgili olduğu için, sadece 74 anket değerlendirmeye alınmıģtır. Geriye kalan anketlerle birlikte, elde edilen diğer verilerin, ayrı bir yayın olarak hazırlanması planlanmıģtır. Alan çalıģması, Ekim 2002 ayı içinde gerçekleģtirilmiģtir. Bilgi toplama tekniği olarak yalnızca anket kullanılmamıģ, yeri geldiğince gözlem ve enformel görüģme tekniği de kullanılarak farklı birtakım bilgilere ulaģılmaya gayret edilmiģtir. Diyarbakır YetiĢtirme Yurdu nda; 1 sosyal hizmet uzmanı, 4 öğretmen, 5 memur, 4 hizmetli, 4 aģçı, 2 Ģoför, 2 bekçi, 1 müdür, 2 müdür yardımcısı, 3 hemģire, 1 terzi, 1 kaloriferci, 1 sofracı, 1 kütüphaneci ve 1 çamaģırcı bulunmaktadır. Yurtta, Ekim 2002 tarihi itibariyle, 110 öğrenci barınırken, bu sayı yaz aylarında a kadar düģebilmektedir. Diyarbakır, uzun yıllar terör hadiselerinin yaģandığı bir bölgede yer almıģ olduğundan, yetiģtirme yurdu ve burada barınan çocuklarla / gençlerle ilgili problemler ele alınırken, bölge ve il e özgü birtakım özelliklerin gözden kaçırılmaması gerekmektedir. VARSAYIM Aile ortamından uzak bir Ģekilde yaģayan çocukların / gençlerin; bedensel, duygusal, sosyal, ahlaksal, dinsel, eğitsel, mesleksel, ekonomik, zihinsel vs. alanlarda yaģadığı

8 8 problemlerin, toplumsallaģmaya engel olma ihtimali bulunmaktadır. Bahsedilen alanlardaki problemlerin uzun süreli olması, kiģilik yapısını etkileyebilir ve toplumsallaģamama durumunun akut hale gelmesi, ferdin ya pasif ya da agresif bir kiģilik yapısına sahip olması sonucunu doğurabilir. Toplumsal bütünleģmeyle ilgili olduğu varsayılan; aile, gelecek duygusu, okul ve arkadaģlık iliģkileri, kiģisel ve sağlık (bedensel-duygusal) durumları, temel değiģkenler olarak ele alınmıģtır. Farklı bölge ve illerde bulunan yetiģtirme yurtlarında kalan çocukların / gençlerin problemlerinin, genel olarak benzeģ olduğu, ancak, bölge ya da il e özgü birtakım problemlerin de varolduğu sayıtlısından hareket edilmiģtir. BULGULAR VE DEĞERLENDİRME Bu bölümde, bazı değiģkenlerle ilgili bilgiler betimsel olarak verilecek ve çocuğun / gencin sosyal bütünleģmesinde etkili olduğu varsayılan unsurlarla ilgili bilgilerin değerlendirilmesi yoluna gidilecektir. YaĢ, kiģilerin toplumsal iliģkilerini belirleyen temel değiģkenlerden birisi olarak kabul edilmektedir. SHÇEK e bağlı kurumlar olan Çocuk Yuvası ve YetiĢtirme Yurdu na çocuklar / gençler yerleģtirilirken, yaģ unsuru gözönüne alınmakta ve yine bu kurumlardan ayrılmada yaģ, önemli bir faktör olarak görülmektedir. YetiĢtirme yurdunda kalanların yaģlarına iliģkin dağılım aģağıdaki gibidir. Tablo 1: Öksüz ve Yetimlerin YaĢ Durumuna Göre Dağılımı YaĢ Durumu s % 12 yaģ yaģ yaģ yaģ yaģ yaģ yaģ YaĢ dağılımına bakıldığında, en büyük oransal paya (%36.45) sahip yaģın, 15 yaģ olduğu görülmektedir. 12 yaģ ve 18 yaģa doğru gidildikçe, oranlarda bir düģme gerçekleģmektedir. YetiĢtirme yurdunda, hem çok büyük yaģta ve hem de çok küçük yaģta olanların paralel bir dağılım göstererek, oransal olarak düģtükleri, asıl yığıģmanın ise, yaģları arasında olduğu dikkat çekmektedir.

9 9 YetiĢtirme yurdunda kalan çocukların / gençlerin doğum yerleri, onların ileriki yaģamları için önemli bir kriter olarak ele alınabilir. Doğum yeri, bazen, belli anlayıģların oluģumunu ve değiģmezliği durumunu ortaya çıkaracağından, önemli görülmektedir. Doğum yerine iliģkin dağılım Ģu Ģekildedir. Tablo 2: Doğum Yerine ĠliĢkin Dağılım Doğum Yeri s % Ġl merkezi Ġlçe merkezi Kasaba Merkez köy Ġlçe köy Diğer Doğum yerinde en büyük oransal paylar (%31.1), il merkezi ve ilçe köy e aittir. Toplam oranlara bakıldığında ise, doğum yeri itibariyle kır ve kent arasında bir eģitlik olduğu görülmektedir. Buna göre, yetiģtirme yurdunun, hem kırsal ve hem de kentsel alanda doğan çocuklara / gençlere, eģit biçimde, hizmet vermekte olduğu görülmektedir. Doğum yeriyle, gelinen yerleģim birimi arasında doğrudan bir iliģki bulunduğu söylenebilir. KiĢiler, göç yoluyla, doğum yerinden ayrılabilmekte ve yeni bir yerleģim biriminin bir üyesi olabilmektedirler. Doğum yeriyle, gelinen yerleģim birimi arasında, oransal açıdan büyük bir benzerlik olduğu dikkat çekmektedir. Doğum yerine göre, il merkezinin oranında bir artıģ görülmekte, ilçe köy oranında bir düģme olmaktadır. Bu veriler, ilçe köyden, ilçe merkezine ve özellikle de il merkezine doğru bir göçün olduğunu akla getirmektedir. Hem doğum yeri ve hem de gelinen yerleģim birimine bakılarak, yetiģtirme yurdunda barınan çocukların birtakım durumları (eğitim, kültür, inanç, anlayıģ, zihniyet vs.) hakkında bazı çıkarımlarda bulunmak olası hale gelebilmektedir. Kırsal ve kentsel kesim, hem sosyo-kültürel ve hem de fiziksel özellik bakımından birbirinden çok farklı özellikler göstermektedir 24. ĠletiĢim ve ulaģım teknolojilerinin yaygınlaģmasına rağmen, bu farklılık, ancak bir ölçüde azalmıģtır. Buna göre, uzun süre kırsal kesimde (köy, kasaba) kalan çocukların, Ģehir ortamında yetiģenlere göre, yetiģtirme yurdunda daha fazla problem yaģamaları ihtimali bulunmaktadır. Yapılan araģtırmalarda, kırsal kesimde uzun süre kaldıktan sonra, yurt hayatı gibi ortamlara yerleģen çocukların, diğerlerine oranla daha fazla uyum problemi yaģadıkları görülmüģtür 25. Buna göre, 2/5 lik bir orandan daha fazla

10 10 çocuğun / gencin, diğerlerine nispetle problemlerle karģılaģma olasılığının daha fazla olduğu söylenebilir. YetiĢtirme yurdunda kalan çocukların / gençlerin öğrenim durumlarına iliģkin dağılım aģağıdaki tabloda görüldüğü gibidir. Tablo 3: YetiĢtirme Yurdu Öğrencilerinin Öğrenim Durumuna Göre Dağılımı Öğrenim Durumu s % Ġlköğretim birinci kademe Ġlköğretim ikinci kademe Lise YetiĢtirme yurdunda kalanların yarısından fazlası (%52.7), liseye devam etmektedir. Ġlköğretim ikinci kademeye devam edenler %41.9, ilköğretim birinci kademede bulunanlar ise %5.4 oranına sahiptir. Ġlköğretim birinci kademeye devam edenlerin tamamı, öğrenime geç baģlayanlardan oluģmaktadır. Öyle ki, 12 yaģında olmasına rağmen, ilköğretim birinci kademe 3. sınıfa gidenler bile bulunmaktadır. YetiĢtirme yurdunda kalan çocukların sergilemiģ oldukları tavır ve davranıģların gerçekçi bir Ģekilde anlaģılabilmesi için, daha önce kalınan kurumun varlığı, önemli bir değiģken olarak ele alınabilir. Çocuğun bazı olguları, problem olarak görüp-görmemesi, daha önce bu durumla karģı karģıya gelmiģ olmasıyla ilgilidir. KiĢi için bu durum, kanıksanabilir ve problem olmaktan çıkabilir. YetiĢtirme yurdundaki çocukların / gençlerin, daha önce baģka kurumlarda kalmalarına iliģkin bilgiler aģağıdaki tabloda verilmektedir Tablo 4: Daha Önce BaĢka Bir Kurumda Kalma Durumu Kalma Durumu s % Hayır Evet BaĢka bir kurumda daha önce kalan kiģilerin oranı yaklaģık olarak 2/3 dir. Buna bakılarak, çocukların önemli bir kesiminin, yetiģtirme yurdundaki mevcut problemleri, daha önce de yaģama ihtimalinin olduğu söylenebilir. Çocuk yuvasında; 1-2 yıl arasında kalanlar %10.81, 3-4 yıl arasında kalanlar %21.62, 5-6 yıl arasında kalanlar %5.4, 7-8 yıl arasında kalanlar %9.45, 9-10 yıl arasında kalanlar %6.75, 10 yıl ve daha fazla kalanlar ise %4.04 oranlarına sahiptirler. Daha önce, yatılı ilköğretim bölge okulunda (YĠBO) kaldığını ifade eden birkaç öğrenci de bulunmaktadır.

11 11 Çocuk yuvası ve yetiģtirme yurdu gibi kurumlarda uzun süre kalmanın, bu kurumlara özgü birtakım problemlerin zamanla kanıksanmasına ve bir problem olarak görülmemesine neden olduğu ifade edilmiģti. Bu, bir yönüyle olumlu gibi görülebilirken, diğer yandan, aile ortamından uzun süre uzak kalmanın getirdiği problemlerin (sevgisizlik, ilgisizlik, Ģefkatsizlik vs.) akut hale gelmesine ve kiģilik bozukluklarının ortaya çıkmasına neden olabilir. Çocuk yuvası ya da yetiģtirme yurdunda önceden kalan çocukların / gençlerin diğerlerine oranla bulundukları yere, daha kolay adapte oldukları ve daha önce baģka bir kurumda kalma durumunun, ruhsal sağlık açısından olumlu sonuçlar doğurduğu biçiminde bir tespit de ortaya çıkmıģtır 26. YetiĢtirme yurdundaki kalıģ süresi; lokal olarak varolan bazı alıģkanlıklarla, problemlere yabancılığın ortadan kalkmasıyla ve yine belli bir arkadaģ grubunun oluģumuyla yakından ilgili olabilmektedir. YetiĢtirme yurdunda kalanların, bu kurumda bulunma sürelerine iliģkin dağılım Ģöyledir. Tablo 5: Yurtta KalıĢ Süresine Göre Dağılım Yurtta Kalma Süresi s % 1 yıldan az yıl arası yıl arası yıl arası yıl arası Yurtta kalıģ süresine iliģkin dağılımda, en büyük oranı (%37.8) 3-4 yıl arası kalanlar ile, 1-2 yıl arası kalanlar (%33.8) oluģturmaktadır. Daha önce çocuk yuvası, yetiģtirme yurdu ya da yatılı ilköğretim bölge okulu vs. kurumlarda kalmamıģ olan ve yetiģtirme yurdunda, 1 yıl ve daha az kalmıģ öğrencilerin, diğer yurt öğrencilerine oranla daha fazla problem yaģamaları ya da diğer çocuklar için problem olarak görülmeyen unsurların, bunlar için sorun olması ihtimal dahilindedir. Çocuk yuvası gibi ortak yaģam mekanlarında ilk dönemin geçirilmesi, çocuk üzerinde olumsuzlukların yüksek düzeyde gerçekleģmesine neden olmaktadır. Yapılan araģtırmalarda, yaģamının ilk beģ yılını bu gibi yerlerde geçiren çocukların, yüksek düzeyde toplumsal uyumsuzluk içinde oldukları ortaya çıkmıģtır 27. YetiĢtirme yurduna farklı yollarla gelme olasılığı bulunmaktadır. Bu durumla ilgili dağılım aģağıda verilmiģtir.

12 12 Tablo 6: YetiĢtirme Yurduna GiriĢte Aracılara Göre Dağılım Aracı s % Aileden biri Akraba / yakınlardan biri Zabıta / polis Muhtar Çocuk yuvasından nakil Diğer Cevap yok Yurda giriģte, ailesinin etkili olduğunu belirtenlerin oranı %37.8 olarak gerçekleģmiģtir. Daha sonraki oransal payı ise (%31.1), çocuk yuvasından nakil biçiminde yanıt verenler oluģturmaktadır. Anne ya da babadan birisinin ölümünden sonra, hayatta kalan ebeveynlerden veya akraba / yakınlardan birisinin, çocuğu yurda yerleģtirme çabası içine girebileceği ifade edilebilir (%54.05). Diğer biçimde gelenler ise; yurt hocalarından birinin aracı olduğunu, SHÇEK personellerinden birinin devreye girdiğini ve belediye baģkanının yardımcı olduğunu ifade etmiģlerdir. YetiĢtirme yurtları, ailesi olmayan veya ailede kalamayan kiģiler için bir sığınak olarak ele alınabilir. Bu durumda, uzun vadeli kalabilecek gençlerin kurumdan memnuniyet durumlarının onların; sosyal, eğitsel, psikolojik vs. yapılarını doğrudan etkileyebileceği söylenebilir. Diyarbakır YetiĢtirme Yurdu nda kalan gençlerin, buradan memnuniyet duyma durumlarına iliģkin dağılım aģağıdaki gibidir. Tablo 7: YetiĢtirme Yurdundan Memnuniyet Durumu Memnuniyet Derecesi s % Yüksek Orta DüĢük Memnuniyet derecesine iliģkin dağılıma baktığımızda, en büyük oranı (%41.9), memnuniyet düzeyi düģük olanların oluģturduğunu görmekteyiz. Orta ve düģük kategorisinin toplam oranı ise 2/3 den daha fazladır. Çocukların / gençlerin büyük bir kısmının, yurttan memnun olmadıkları buna bakılarak söylenebilir. Anket uygulaması sırasında, yurt görevlilerinin de bulunması, bu konuda çocukların / gençlerin çekingen tavırlar sergileyebileceklerini akla getirmektedir. Dolayısıyla, memnuniyetsizlik oranının daha da yüksek çıkma ihtimalinin olduğu ifade edilebilir.

13 13 Çocuk yuvaları ve yetiģtirme yurtlarında verilen hizmet; zaman içinde kurumsallaģmaya ve ideal ölçülere ulaģmasına rağmen, yurdun, kıģla havası nda olması 28, aile ortamının aranmasına ve dolayısıyla memnuniyet düzeyinin düģük olmasına neden olabilir. YetiĢtirme yurdunda kalan çocukların / gençlerin, çevrenizdekilerle arkadaģlık iliģkileriniz nasıldır? biçimindeki soruya verdikleri yanıtlara iliģkin görüģlerinin dağılımı Ģöyledir. Tablo 8: ArkadaĢlık ĠliĢkilerine ĠliĢkin GörüĢlerin Dağılımı ArkadaĢlık Durumu s % Sevinç ve kederimi paylaģabileceğim birçok arkadaģım var Sevinç ve kederimi paylaģabileceğim arkadaģım pek yok BaĢka Cevap yok Anket uygulanan çocukların / gençlerin %50 si, sevinç ve kederini paylaģabileceği arkadaģlarının olduğunu ifade ederken, çocukların / gençlerin yaklaģık yarısı da (%45.9), arkadaģı olmadığını ifade etmiģtir. ArkadaĢ grubu, kiģilerin toplumsallaģmasında önemli unsurlardan birisidir. YetiĢtirme yurdunda, aileden uzak bir yaģam sürdürülmesinden dolayı, arkadaģ iliģkileri daha bir önem kazanmakta, adeta ailenin eksikliğinden dolayı ortaya çıkan boģluğu doldurma iģlevini görmektedir. Bu verilere bakılarak, aileden uzak olan çocukların / gençlerin, yaklaģık yarısının, sevinçlerini ve kederini paylaģabilecekleri bir arkadaģlık ortamından uzak olmalarından dolayı, kiģilik problemleri yaģamaları, içine kapanık olmaları ve bir yönüyle de toplumdan soyutlanma durumunda bulunmalarının sözkonusu olabileceği ifade edilebilir. Sevgiden ve ilgiden yoksun olarak büyüyen çocuk / genç, geliģim için gerekli olan deneyimleri kazanmada daha zorlanmakta ve çekingen, içine kapanık bir kiģilik sergileyebilmektedir 29. Dolayısıyla, arkadaģlıktan yoksun olmada, sevgi ve ilgi unsurlarının yokluğu, en önemli yön olarak ele alınabilir. YetiĢtirme yurdunda kalanlardan birisinin enformel görüģmede, en büyük problem; sevgisizlik, sevgisizlik, sevgisizlik, ilgisizlik biçiminde bir ifade kullanmıģ olması, bu duygunun eksikliğini en iyi Ģekilde ortaya koymaktadır. YetiĢtirme yurdunda kalan çocukların / gençlerin, bu kurumdan ayrılıp-ayrılmamalarına iliģkin düģüncelerinin dağılımı aģağıdaki gibidir. Tablo 9: YetiĢtirme Yurdundan Ayrılma DüĢüncesine ĠliĢkin Dağılım Ayrılma Ġsteği s % Evet Hayır

14 14 AraĢtırma kapsamına alınanların 2/5 sinden fazlası, yurttan ayrılmak istediğini ifade etmiģtir. Ayrılmak istemeyenlerin oranı ise %60 a yakındır. Ayrılma-ayrılmama nedenlerine iliģkin bilgilerde (özellikle enformel görüģme); yurttaki ortamın kötü olduğu, sevgiden mahrum olunduğu, sorunlara karģı ilgisizlik olduğu ve ev sıcaklığı nın hiç olmadığı yer almaktadır. Ayrılmak istemeyenlerin 2/3 si, gidecek yerinin bulunmaması, yurdun düzenli bir çalıģma ortamı sağlaması gibi nedenlerden dolayı burada kalmayı tercih etmektedir. Bir yönüyle, mecbur olunduğundan dolayı, yurtta kalındığı biçimindeki bir anlayıģ, çocuklar / gençler arasında yaygın olarak bulunmaktadır. Ailesinden uzak bir Ģekilde yetiģen gençlerin, bulundukları yetiģtirme yurdunda, sevgilerini, bir kiģiye ya da birkaç kiģiye yöneltmeleri mümkündür. Yurtta kalan çocukların / gençlerin, yurtta en çok sevdiğiniz kiģi kimdir? biçimindeki soruya verdikleri yanıtların dağılımı aģağıdaki gibidir. Tablo 10: YetiĢtirme Yurdunda En Çok Sevilen KiĢiye ĠliĢkin Dağılım Sevilen KiĢi s % Bir arkadaģ Öğretmenlerden biri Hizmetlilerden biri Ġdarecilerden biri Uzmanlardan biri Diğer Not: Birden fazla seçenekle yanıt verilmiģtir. YetiĢtirme yurdunda en çok sevilen kiģinin (%67.56) arkadaģ olduğu, verilerden anlaģılmaktadır. Kocacık ın araģtırmasında da, en çok sevilen kiģi nin (%50.42) arkadaģ olduğu sonucu çıkmıģtır 30. Özellikle oda arkadaģlığı nın önemi vurgulanmıģ ve bu arkadaģlığın en büyük teselli kaynağı olduğu enformel görüģmeler esnasında ifade edilmiģtir. Öğretmenlerden birisini, en çok sevdiğini belirtenler %13.51 oranına sahiptir. Bazı çocuklar / gençler, istenmemesine rağmen, özellikle bazı öğretmenlerin isimlerini vermek suretiyle onları sevdiklerini ifade etmiģlerdir. Dikkat çeken durum ise, çocuklarla / gençlerle en çok iç içe olan / olması gereken uzmanın / uzmanların, pek sevilen kiģiler arasında yer almamasıdır. Yine, en çok eleģtiri getirilen kesim olan idareciler de, çok az sevilenler arasında yer almaktadırlar. Çocukların / gençlerin kiģilik yapılarıyla ilgili bazı görüģlere katılma durumlarını gösteren ve aģağıdaki ifadelerden hangisine katılıyorsunuz? biçimindeki soruya verilen yanıtların dağılımı aģağıdaki gibidir.

15 15 Tablo 11: KiĢilikle Ġlgili GörüĢlere Katılım Durumu GörüĢler s % Kendimi değersiz hissediyorum Kendimi boģ ve gayesiz hissediyorum Fiziksel görünümümü beğenmiyorum Kendimi beceriksiz, suçlu hissediyorum Kendimi, yalnız ve yabancı hissediyorum Kendimden nefret ediyorum Cevap yok Çocukların / gençlerin yaklaģık yarısı, kendimi, yalnız ve yabancı hissediyorum biçiminde yanıt vermiģtir. KiĢiler, çevresinde her ne kadar arkadaģlar, öğretmenler, uzmanlar, idareciler varsa da, aileden uzak olmadan dolayı, bir yabancılık ve yalnızlık içindedirler. Kendini değersiz hisseden, boģ, beceriksiz, gayesiz, suçlu gören ve kendinden nefret edenlerin oranı, azımsanamayacak (yaklaģık 1/4) düzeydedir. Anket formuna yazılan ve enformel görüģmelerde dile getirilen ifadelere göre; yurttan kaçmak istediğini, ancak, gidecek baģka bir yer olmadığından dolayı, çaresizlikten burada kaldığını, üzüntüden dolayı ders çalıģamadığını, intihar etmek istediğini (3 kiģi), çok uzaklara gitmeyi arzuladığını belirtenlerin oranı hiç de azımsanacak düzeyde değildir. Yuva ve yurtlarda kalan çocuklarda, kiģilik ve davranıģ bozuklulukları daha sık olmaktadır. YetiĢtirme yurdunda kalan çocukların / gençlerin; toplumsallaģma, uyum, sorumluluk, dil geliģimi ve bağımsız etkinlik gibi alanlarda, yaģıtlarından geri oldukları tespit edilmiģtir. Çevrelerinde çok sayıda kiģi bulunmasına karģın, insanlarla daha az iliģkiye girdikleri ortaya çıkmıģtır. Diğer ülkelerde yapılan araģtırmalarda da, benzer sonuçlara varıldığı dikkat çekmektedir 31. Nasıl birisi olmak isterdiniz? biçimindeki soruya, çocukların / gençlerin vermiģ oldukları yanıtların dağılımı aģağıdadır. Tablo 12: Olunmak Ġstenen KiĢilik Yapısı GörüĢler s % Kaygısız Kararlı Sabırlı NeĢeli Ġyimser Bencil ġakacı Sert, katı Sakin Diğer Not: Birden fazla seçenekle yanıt verilmiģtir.

16 16 KiĢiler, daha çok (%44.59) sabırlı olmak isteriklerini belirtmiģlerdir. Özellikle, maddi sıkıntı içinde, ilgisiz, ailesiz ya da aileden uzak bir biçimde yaģadıklarından dolayı, sabrettikleri, anketlerde dile getirilmiģ ve görüģmeler sırasında da özellikle ifade edilmiģtir. Kararlı bir kiģilik yapısına sahip olmak isteyenler %22.97 oranına sahiptir. Ebeveynleri hayatta olan bazıları ise, ailesine verdikleri sözü tutma kararlılığında olduklarını ifade etmiģlerdir. Ġyimser olma, çokça istenen (%28.37) kiģilik yapıları arasında yer almaktadır. NeĢeli olmak da tercih edilmektedir (%22.97). Problem çözmede kullanılan tekniğe iliģkin olarak, bir insanla aranızda problem çıktığında, nasıl davranmayı uygun görürsünüz? biçimindeki soruya, çocukların / gençlerin verdikleri cevaplar aģağıdaki Ģekildedir. Tablo 13: Problem Çözme Tekniğine ĠliĢkin Dağılım Problem Çözme Tekniği s % Ġçimden geleni, karģıdakine söylerim Ġçimden geleni karģıdakine söylemek yerine, sorunu içime atıp unuturum Kendimi, karģıdaki insanın yerine koyup, onu anlayarak, problemi çözmenin yollarını ararım Kendini, karģıdaki insanın yerine koyma ve onu anlayarak problemi çözme yi, en ideal problem çözme tekniği olarak görenlerin oranı 2/3 den daha fazladır. Ġçinden geleni karģıdakine söyleme oranı %23.0 iken, sorunun dile getirilmemesi ve kiģinin, bunu içine atarak unutması biçimindeki yolu benimseyenler ise %9.45 oranına sahiptir. YetiĢtirme yurdunda kalan gençlerin, evde kalanlara kıyasla, problemler karģısında daha az baģarılı olan stratejiler geliģtirmiģ oldukları yapılan araģtırmalarla ortaya çıkmıģtır. Cinsiyet açısından bakıldığında ise, bayanların ve erkeklerin, problemle baģa çıkmada eģit biçimde baģarılı strateji kullanmalarına karģılık, bayanların, duygu merkezli, yani baģarısız olma olasılığı yüksek stratejileri kullanmaya daha yatkın oldukları tespit edilmiģtir. Ayrıca, yaģın da, problemin çözümünde, baģarılı strateji kullanımını etkilediği ortaya çıkmıģtır. Yurtta kalan küçük yaģtaki çocukların, evde kalanlara oranla baģarısız strateji kullandıkları ortaya çıkarken 32, yurtta kendinden yaģça büyük olanlara göre, baģarısız strateji kullanma düzeylerinin de yüksek olacağı ifade edilebilir. Çocuklara / gençlere, haksız bir durum karģısında sizce ne yapılmalı? biçiminde soru sorulmuģ ve alınan yanıtlar aģağıda gösterilmiģtir.

17 17 Tablo 14: Haksız Durum KarĢısında Yapılacak ġeylere ĠliĢkin GörüĢlerin Dağılımı GörüĢler s % Güç kullanarak, karģıdakinin yanlıģı düzeltilmeli TartıĢarak-konuĢarak sorun halledilmeli Belli birliktelikler-gruplar oluģturularak durum düzeltilmeli Emniyet güçlerine baģvurmalı BaĢka Cevap yok Haksız durum karģısında nasıl bir tavır sergileneceğine iliģkin görüģlerin ele alındığı tablodaki yanıtlarda, en büyük oranı (%59.5); problemin, tartıģarak ve konuģarak halledilmesi gerektiğini belirtenler oluģturmaktadır. Belli birliktelikler oluģturulmak suretiyle sorunun üzerine gedilmesi gerektiğini belirtenler ise azımsanamayacak orandadır (%23.0). TartıĢarak ve konuģarak ve belli birliktelikler oluģturulması yoluyla problemin halledilmesi gerektiğini belirtenlerin yaklaģık 1/3 i, bu yolun yurtta pek geçerli olmadığını, çünkü, idarenin hiçbir Ģekilde problemlerle ilgilenmediğini ve umursamaz bir tavır sergilediğini ifade etmiģtir. Bu durum, enformel görüģmelerde en çok dile getirilen konular arasında yer almaktadır. Problemin çözümü konusunda ideal olan teknik / teknikler bilinmesine ve uygulanmak istenmesine rağmen, bu Ģekildeki davranıģlardan sonuç alınamamasının, farklı yollara (agresif olma ya da içe kapanma) baģvurma ihtimalini ortaya çıkarabileceği söylenebilir. Ortaya çıkan bir problemin çözülebilmesi için bazı çabalar içine girilmesi mümkündür. Çevredeki insanlara konunun anlatılması da, problem çözümünde önemli aģamalardan birisi olarak kabul edilmektedir. AĢağıdaki tabloda, yetiģtirme yurdunda kalan çocukların / gençlerin, bir problemle karģılaģtıklarında, konuyu ilk olarak kime açtıklarına iliģkin yanıtların dağılımı verilmiģtir. Tablo 15: Bir Problem Durumunda Konunun Ġlk Kez Kimlere Açıldığına ĠliĢkin GörüĢlerin Dağılımı Problemin Açıldığı KiĢiler s % ArkadaĢ Hiç kimseye söylemem, içime atarım Öğretmen Aile Uzman Ġdareye Yakınlara Grup sorumlusuna Cevap yok Not: Birden fazla seçenekle yanıt verilmiģtir.

18 18 Problemi ilk olarak dile getirdikleri kiģinin, arkadaģ olduğunu belirtenlerin oranı %43.24 olarak gerçekleģmiģtir. Hiç kimseye söylemeyip de içine atanların oranı ise %22.97 dir. Tablo 14 te, problemin halledilmesi için konuģma ve tartıģma, önemli bir çözüm yolu olarak ortaya konulmuģtu. Ancak, konuģulması ve tartıģılmasına rağmen, problemin halledilmemesi durumunda, daha sonraki aģamalarda kiģilerin, bunu içlerine atmaları ve kimseye söylememeleri kaçınılmaz olmaktadır. Öğretmen ve aile, problemlerin dile getirilmesinde önemli bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır (%16.21 ve %17.56). Uzman ve idareye problemin anlatılmaması ise, bunların çözüm konusunda baģvurulan ve güvenilen merciler olmadığını akla getirmektedir. Ġki kiģi; hiç kimseye, çünkü beni anlayan kimse yok ve kimseye açmam, halledebilirsem kendim hallederim biçiminde de yanıt vermiģtir. Yaptığımız gözlemlere göre, yurtta bulunan çocuklar / gençler, yanlarında herhangi bir görevli (idareci, nöbetçi öğretmen, memur vs.) olmadığı durumlarda, bireysel ve ortak problemlerini aktarma yoluna gitmektedirler. Bu çalıģma sırasında, gerek araģtırmacıya ve gerekse de araģtırmacıyla birlikte yurtta bulunan diğer kiģilere karģı özel ilgi gösterdikleri ve kurulan samimiyetin derecesine göre, problemlerini açma eğiliminde oldukları gözden kaçmamıģtır. Yurtta kalanların problemlerinin zamanında çözümlenmemesinin, problemlerin yığıģmasına ve bunun da karamsar bir kiģilik yapısının oluģmasına neden olabileceği ileri sürülebilir. YetiĢtirme yurdundaki personelin; çocukların / gençlerin problemleriyle yakından ilgilenmesinin önünde birtakım engellerin olduğu söylenebilir. Bunlar; alınan eğitimin yapılan iģ için uygun olmaması, alınan eğitimin, görev yapılan kuruluģtaki yaģ grubuna uygun olmaması, idarenin müdahalesi 33, personelin az olması, ücretin tatmin edicilikten uzak olması biçiminde sıralanabilir. Yine, bu gibi yerlerde bürokratik iliģkilerin; aile ortamında geliģen bağların, sevginin, ilginin yerini alamadığı ve otorite, denetim ve baskının doğal olarak ortaya çıktığı dikkat çekmektedir 34. Çocukların / gençlerin problemlerini, yurttaki personele açabilmesi ve çözüm üretilebilmesi için, yukarıda sayılan sorunların giderilmesi gerekli gibi görülmektedir. Çocuklar; anne-babadan birisinin veya her ikisinin ölmesi, savaģ, doğal afet ya da annebabanın ayrılmaları vs. nedenlerden dolayı yetiģtirme yurdunda kalabilmektedirler. Bu çalıģmada, sadece öksüz ve yetimler ele alınmıģtır. YetiĢtirme yurdundaki öksüz ve yetimlerin dağılımı aģağıdaki gibidir.

19 19 Tablo 16: Anne-Babanın Hayatta Olma Durumu YaĢama Durumu s % Anne-baba ölmüģ Anne ölmüģ Baba ölmüģ Çocuklardan / gençlerden, babası ölmüģ olanların oranı %48.6 dır. Hem anne ve hem de babası ölmüģlerin oranı %27.0, sadece annesi ölmüģlerin oranı ise %24.3 olarak gerçekleģmiģtir. Buna göre, yetiģtirme yurdundan ayrıldıktan sonra bile, bir aile ortamına kavuģma olasılığı olmayanlar, önemli bir kesimi (1/4 ten fazla) oluģturmaktadır. Aile yokluğunun meydana getirdiği boģluğun, yetiģtirme yurdu tarafından doldurulamaması ve daha sonra da gidilebilecek bir aile ortamının olmaması, çocuklarda / gençlerde, ümitsiz ve karamsar bir kiģilik yapısının oluģumuna neden olabilir. Anne sevgisi ve yakınlığından mahrum ve ailenin sıcak ilgisini alamayan çocuklarda, yoğun bir kiģilik bozukluğu ve geliģim kusuru olduğu yapılan araģtırmalarda orta çıkmıģtır 35. Bu durum, sapma davranıģlarına kaynaklık edebilmekte ve bu yaģam tarzının ömür boyu sürdürülmesine neden olabilmektedir. Anne-babanın varlığı veya yokluğu, aynı zamanda, problemlerle baģa çıkmada baģarılı ya da baģarısız strateji kullanılmasıyla da doğrudan ilgili olabilmektedir 36. Aile yaģamında, anne-çocuk etkileģimi, baba-çocuk etkileģiminden daha yoğun olduğundan dolayı 37, annesi ve anne-babası ölmüģ çocukların, sorun yaģama noktasında daha ileri düzeyde olacağı ileri sürülebilir. verilmiģtir. Hayatta olan anne-babayla görüģüp-görüģmeme durumuna ait dağılım aģağıdaki tabloda Tablo 17: Hayatta Olan Anne-Babayla GörüĢme Durumu GörüĢme Durumu s % Hayır Evet Cevap yok Anne ya da babası hayatta olan çocukların / gençlerin %83.3 ü, anne ya da babasıyla görüģtüğünü ifade etmiģtir. %27.0 lık kesimin ise, anne-babası hayatta değildir. Hayatta olan ebeveynleriyle görüģtüğünü belirtenler, bu görüģmelerin; yaz tatili, dönem arası tatili, resmi tatil gibi zamanlarda olduğunu ifade etmiģlerdir. Kimisi, izinli gittiği aile ziyaretini dört gözle beklerden, kimisi, bu ziyaretlerin bazen kötü sonuçlar verdiğini belirtmiģtir. Üvey anne ya da

20 20 babası olanlardan bir kısmı ise, bu görüģmelerin çoğu zaman tartıģma ve bazen de kavgayla bittiğini ifade etmiģtir. Anne-babayla görüģmeyenlerin de, genelde yukarıdaki nedenleri gerekçe gösterdikleri dikkat çekmektedir. Akraba / yakınlarla görüģülüp-görüģülmediğine iliģkin cevaplar aģağıdaki tabloda gösterilmiģtir. Tablo 18: Akraba / Yakınlarla GörüĢme Durumu GörüĢme Durumu s % Hayır Evet Cevap yok Akrabalarla / yakınlarla görüģen çocukların / gençlerin oranı %62.2 olarak gerçekleģmiģtir. Akraba / yakınlarla hiç görüģmeyenler ise %36.5 oranına sahiptir. Ebeveyninden hiçbiri hayatta olmayanlar, özellikle akraba / yakın ziyaretlerini, biraz daha düzenli olarak yerine getirirken, anne ya da babası olanlarda bu görüģme biraz daha düzensiz olabilmektedir. Anneanne, babaanne, dayı, amca, hala, teyze gibi akrabaların ziyaret edildiği, hatta bazen uzun süreli olarak, bu akrabalarda kalındığı ifade edilmiģtir. Çocuk yuvası ya da yetiģtirme yurdunda kalan çocukların, toplumla gerçek anlamda bütünleģebilmeleri için, varsa, akrabaları yanında kısa süreli kalıģlarının bile, olumlu birtakım sonuçları ortaya çıkarabileceği söylenebilir. Ailenin, çocuk yetiģtirme anlayıģı, çocuğa yönelik değerler, tutumlar ve buna bağlı olarak somutlaģan davranıģların, çocuğun muhtaç hale gelmesinde önemli bir etkiye sahip olduğu bilinen gerçeklerdendir 38. Bundan dolayı, gelinen ailede, olumsuz duyguların dile getirilmesinin incelenmesi gerekli gibi görülmektedir. Gelinen ailede, olumsuz duyguların ifade ediliģ biçimine iliģkin görüģlerin dağılımı aģağıdaki gibidir. Tablo 19: Ailede Olumsuz Duyguların Ġfade Biçimine ĠliĢkin Dağılım Olumsuz Duyguların Ġfade Biçimi s % KonuĢarak ve olumlu Ģekilde tartıģmak suretiyle Hakaret ve dayakla TartıĢmalar, küskünlükler ve karģılıklı suçlamalarla Cevap yok Gelinen ailede, olumsuz duyguların ideal olandan uzak bir biçimde ifade edildiğini belirtenlerin oranı 1/3 kadardır. KonuĢarak ve olumlu Ģekilde tartıģmak suretiyle, olumsuz

21 21 duyguların ifade edildiğini belirtenlerin oranı %59.5 olarak gerçekleģmiģtir. %8.1 lik oran ise soruya yanıt vermemiģtir. Olumsuz duyguların dile getirildiği bu ideal durumun devam ettirilmesinin, aileden ayrı olarak yaģamanın meydana getirdiği sıkıntılı ortamı biraz olsun hafifleteceği ve sağlıklı bir kiģilik oluģumunu sağlayacağı ifade edilebilir. Gençlik dönemi olarak ele alınan arası yaģlar; enerji, hırs, baģarı arzusu, farklı ilgi ve değerler gibi birtakım etkinliklerin baskın olduğu bir dönemdir 39. Dolayısıyla, bu ilgi ve etkinliklerin doğru biçimde yönlendirilmesi, çocuğun gelecek hayatı adına büyük önem taģımaktadır. YetiĢtirme yurdu ve okul dıģında birtakım yerlere gidilmesi, çocuğun / gencin; toplumsallaģma, kiģilik yapısı, beceri-yetenek ve sapma davranıģı gibi durumları hakkında bilgi verebilir. Okul ve yetiģtirme yurdu dıģında gidilen yerlere iliģkin dağılım aģağıdaki gibidir. Tablo 20: Yurt ve Okul DıĢında Gidilen Yerler Gidilen Yerler s % Hiçbir yere gitmeyen Sinema Tiyatro Kütüphane Maç Ev ziyareti Diğer Not: Birden fazla seçenekle yanıt verilmiģtir. Ev ziyareti yapanların oranı en yüksek (%29.72) çıkmıģtır. Anne-babası yaģayan ve ulaģım olanakları kolay olan ailelere, çocukların / gençlerin arkadaģlarıyla birlikte ziyarette bulundukları ifade edilmiģtir. Yine, evi yakın olan çocukların / gençlerin, aile ve akrabalarının bazen ziyaret edildiği belirtilmiģtir. Tiyatro, sinema ve maça gitme gibi aktivitelerin, yurt ve okul hayatı dıģında önemli bir yer tuttuğu da (%52.7) görülmektedir. Kütüphaneye gitme de uğraģ alanlarından birisini oluģturmaktadır (%10.81). Hiçbir yere gitmeyenlerin oranı 1/4 civarındadır. Bu oran, kurulan arkadaģlık iliģkilerinin samimiyet derecesi ve sosyallik düzeyi hakkında bilgi verebilmektedir. Ergenlik dönemi olarak adlandırılan, yaģları arasındaki kiģiler çok kaprisli ve hırçın olurken, bu dönemde, sıkıntı ve buhran zirvede bulunmaktadır. Zeka, muhakeme, hafıza, dikkat, idrak (kavrama), teessüriyat (hissetme), irade vs. unsurların en hızlı geliģtiği dönem bu dönemdir yaģ arasındaki kiģilerde, orijinal olma isteği nin üst düzeylerde olduğu bilinen gerçeklerdendir. Herhangi bir hobi kazandırmak, kiģinin orijinal olma isteğinin doğru yolda

S. NO İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KİŞİ VE KURULUŞLAR

S. NO İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KİŞİ VE KURULUŞLAR 1 2 DR.FEVZİ-MÜRÜVET UĞUROĞLU ORTAOKULU 2016-2017 / 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILLARI EĞİTİM ORTAMLARINDA UYUŞTURUCU KULLANIMI VE BAĞIMLILIK İLE MÜCADELE EYLEM PLANI Eğitim ortamında ortamlarında uyuģturucu

Detaylı

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı:

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı: YAŞAM ÖYKÜSÜ ADI: TARĠH: Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı: Mesleği: Sağlığı: Eğer vefat etmiģse ölüm yaģı: O zaman siz kaç yaģındaydınız: Ölüm Nedeni: Anne: Adı: YaĢı: Mesleği:

Detaylı

OKULLARDA GELİŞİMSEL ve ÖNLEYİCİ PDR-3. Prof. Dr. Serap NAZLI Ankara Üniversitesi

OKULLARDA GELİŞİMSEL ve ÖNLEYİCİ PDR-3. Prof. Dr. Serap NAZLI Ankara Üniversitesi OKULLARDA GELİŞİMSEL ve ÖNLEYİCİ PDR-3 Prof. Dr. Serap NAZLI Ankara Üniversitesi KGRP de 5 Ana Müdahale Doğrudan müdahaleler: 1. Psikolojik danıģma 2. Sınıf rehberliği Dolaylı müdahaleler: 3. Konsültasyon

Detaylı

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale Prof. Dr. Serap NAZLI Okul psikolojik danışmanları okullarda hangi PDR etkinliklerini uygular? PDR etkinliklerinin genel amacı nedir? Doğrudan-Dolaylı Müdahaleler

Detaylı

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ. SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ. SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU 2012 ĠÇĠNDEKĠLER ÜST YÖNETĠCĠ SUNUġU I- GENEL BĠLGĠLER A- Misyon ve Vizyon.. B- Yetki, Görev ve Sorumluluklar... C- Ġdareye

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Ahmet ÖZKAN tarafından hazırlanan Ġlkokul ve Ortaokul Yöneticilerinin

Detaylı

TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç

TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR İlknur M. Gönenç Erkek diģi sorulmaz, muhabbetin dilinde, Hak kın yarattığı her Ģey yerli yerinde. Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok, Noksanlıkla eksiklik, senin

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Feyzi ÖZMEN tarafından hazırlanan Aday Öğretmenlerin Öz Yeterlilikleri

Detaylı

COĞRAFYA EĞĠTĠMĠ ANABĠLĠM DALI I. SINIF ÖĞRENCĠLERĠNĠN PROFĠLLERĠ ĠLE AKADEMĠK BAġARILARININ KARġILAġTIRILMASI

COĞRAFYA EĞĠTĠMĠ ANABĠLĠM DALI I. SINIF ÖĞRENCĠLERĠNĠN PROFĠLLERĠ ĠLE AKADEMĠK BAġARILARININ KARġILAġTIRILMASI COĞRAFYA EĞĠTĠMĠ ANABĠLĠM DALI I. SINIF ÖĞRENCĠLERĠNĠN PROFĠLLERĠ ĠLE AKADEMĠK BAġARILARININ KARġILAġTIRILMASI ArĢ.Görv. Mete ALIM Yrd.Doç. Dr. Serkan DOĞANAY* Özet : Bu araştırmada, Atatürk Üniversitesi

Detaylı

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY GİRİŞ ÇalıĢmak yaģamın bir parçasıdır. YaĢamak nasıl bir insan hakkı

Detaylı

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi ÇOCUK ÇEVRE ĠLIġKISI Ġnsanı saran her Ģey olarak tanımlanan çevre insanı etkilerken, insanda çevreyi etkilemektedir.

Detaylı

T.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN)

T.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN) ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN) Düzenleme Tarihi: Bingöl Üniversitesi(BÜ) Ġç Kontrol Sistemi Kurulması çalıģmaları kapsamında, Ġç Kontrol Sistemi Proje Ekibimiz

Detaylı

EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI 8. SINIF DĠN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BĠLGĠSĠ DERSĠ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIġMA TAKVĠMĠNE GÖRE DAĞILIM ÇĠZELGESĠ

EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI 8. SINIF DĠN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BĠLGĠSĠ DERSĠ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIġMA TAKVĠMĠNE GÖRE DAĞILIM ÇĠZELGESĠ KASIM EKĠM EYLÜL Öğrenme Alanı: ĠNANÇ. ÜNĠTE: KAZA VE KADER Öğrencilerle TanıĢma, Dersin Amacı ve ĠĢleniĢ ġekli. Öğretmeni tanır ve dersin amacı, derste iģlenecek konular ve ders iģleme teknikleri hakkında

Detaylı

TOKİ İLKOKULU/ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI

TOKİ İLKOKULU/ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI 2014/2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TOKİ İLKOKULU/ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI 2014/2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TOKİ İLKOKULU-ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ OKUL KOMİSYONUDUR ADI SOYADI Hüseyin ÖZCAN

Detaylı

ANNE-BABA TUTUMLARI VE ÇOCUĞUN KiŞiLiK GELiŞiMiNE ETKiLERi

ANNE-BABA TUTUMLARI VE ÇOCUĞUN KiŞiLiK GELiŞiMiNE ETKiLERi ANNE-BABA TUTUMLARI VE ÇOCUĞUN KiŞiLiK GELiŞiMiNE ETKiLERi Çocuğunuzun Nasıl Birey Olmasını İstersiniz? ANNE-BABA-ÇOCUK İLİŞKİSİ Anne-baba-çocuk iliģkisi, temelde anne ve babanın tutumlarına bağlıdır.

Detaylı

: ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN

: ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN ,. Hazırlayan : ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN Dünyada ergen olmaktan daha zor bir şey varsa o da ergenlik çağındaki bir gencin anne - babası olmaktır. ERGENLİK NEDİR? Ergenlik dönemi, biyolojik, psikolojik,

Detaylı

GÜNEġĠN EN GÜZEL DOĞDUĞU ġehġrden, ADIYAMAN DAN MERHABALAR

GÜNEġĠN EN GÜZEL DOĞDUĞU ġehġrden, ADIYAMAN DAN MERHABALAR GÜNEġĠN EN GÜZEL DOĞDUĞU ġehġrden, ADIYAMAN DAN MERHABALAR ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ BAġARILI YÖNETĠMDE ĠLETĠġĠM Hastane İletişim Platformu Hastane ĠletiĢim Platformu Nedir? Bu

Detaylı

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale Doğrudan-Dolaylı Müdahaleler Doğrudan müdahaleler: 1. Psikolojik danıģma 2. Sınıf rehberliği Dolaylı müdahaleler: 3. Konsültasyon (müģavirlik) 4. Koordinasyon 5. Akran

Detaylı

www.binnuryesilyaprak.com

www.binnuryesilyaprak.com ÇOCUKLA VE ERGENLE ĠLETĠġĠM (Anababa eğitim semineri) Prof. Dr. Binnur YEġĠLYAPRAK Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Onursal Başkanı

Detaylı

Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları ve Cinsiyet Ayrımcılığı. Ġlknur M. Gönenç

Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları ve Cinsiyet Ayrımcılığı. Ġlknur M. Gönenç Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları ve Cinsiyet Ayrımcılığı Ġlknur M. Gönenç BİR PRENSES HAYAL EDELİM. SİZCE HANGİ MESLEK? KALIP YARGILAR Kalıpyargılar bir gruba iliģkin bilgi, inanç ve beklentilerimizi

Detaylı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI ÇERÇEVE ÖĞRETİM PROGRAMI

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI ÇERÇEVE ÖĞRETİM PROGRAMI T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI ÇERÇEVE ÖĞRETİM PROGRAMI Ankara, 2011 SEKTÖR Çocuk geliģimi ve eğitimi alanında sektörün ihtiyacı, okul öncesinin ve özel eğitimin öneminin anlaģılması

Detaylı

BÖLÜM I. 1.1.GİRİŞ. ĠĢitileni almak ve saklamak ya da iģitileni anlamak amacıyla dikkat harcamak (Sever, 2000:11).

BÖLÜM I. 1.1.GİRİŞ. ĠĢitileni almak ve saklamak ya da iģitileni anlamak amacıyla dikkat harcamak (Sever, 2000:11). BÖLÜM I. 1.1.GİRİŞ Ġnsanlar sosyal varlıklardır. Birbirleriyle ve diğer canlılarla sürekli etkileģim içerisinde bulunurlar ve kendilerini buna mecbur hissederler. EtkileĢim kurmak için insanlar çeģitli

Detaylı

BĠRĠNCĠ BASAMAK SAĞLIK ÇALIġANLARINDA YAġAM DOYUMU, Ġġ DOYUMU VE TÜKENMĠġLĠK DURUMU

BĠRĠNCĠ BASAMAK SAĞLIK ÇALIġANLARINDA YAġAM DOYUMU, Ġġ DOYUMU VE TÜKENMĠġLĠK DURUMU GOÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Tokat Halk Sağlığı Müdürlüğü BĠRĠNCĠ BASAMAK SAĞLIK ÇALIġANLARINDA YAġAM DOYUMU, Ġġ DOYUMU VE TÜKENMĠġLĠK DURUMU Yalçın Önder¹, Rıza Çıtıl¹, Mücahit Eğri¹,

Detaylı

SINIFTA ÖĞRETĠM LĠDERLĠĞĠ

SINIFTA ÖĞRETĠM LĠDERLĠĞĠ SINIFTA ÖĞRETĠM LĠDERLĠĞĠ Doç. Dr. Yücel GELĠġLĠ G.Ü.MEF. EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ BÖLÜMÜ Öğretimde Liderlik 1 Liderlik kavramı Liderlik kavramı yöneticiyle eģ tutulan kavram olmakla beraber aralarında ciddi fark

Detaylı

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL KARARIN ÖZÜ : Sivil Savunma Uzmanlığı nın Görev ve ÇalıĢma Yönetmeliği. TEKLİF : Sivil Savunma Uzmanlığı nın 31.03.2010 tarih, 2010/1043 sayılı teklifi. BAġKANLIK MAKAMI NA; Ġlgi: 18.03.2010 tarih ve 129

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikolojik Danışma ve Rehberlik RPD 201 Not II Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Eğitimde Rehberlik *Rehberlik, bireyin en verimli bir şekilde gelişmesini ve doyum verici

Detaylı

T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü

T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Ceza Ġnfaz Kurumlarında Madde Bağımlılığı Tedavi Hizmetleri Serap GÖRÜCÜ Psikolog YetiĢkin ĠyileĢtirme Bürosu Madde bağımlılığını kontrol altında

Detaylı

ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİ ÖĞRETMENİ

ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİ ÖĞRETMENİ TANIM ÇalıĢtığı eğitim kurumunda; öğrencilere eğitim ve öğretim teknikleri ile ilgili eğitim veren kiģidir. A- GÖREVLER Öğretmenlik meslek bilgisi dersleri ile ilgili hangi bilgi, beceri, tutum ve davranıģların,

Detaylı

T.C. FIRAT ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ EĞĠTĠM PROGRAMLARI VE ÖĞRETĠM ANABĠLĠM DALI YÜKSEK LİSANS TEZ ÖNERİSİ

T.C. FIRAT ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ EĞĠTĠM PROGRAMLARI VE ÖĞRETĠM ANABĠLĠM DALI YÜKSEK LİSANS TEZ ÖNERİSİ T.C. FIRAT ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ EĞĠTĠM PROGRAMLARI VE ÖĞRETĠM ANABĠLĠM DALI YÜKSEK LİSANS TEZ ÖNERİSİ ÖĞRENCĠNĠN ADI SOYADI: Seda AKTI DANIġMAN ADI SOYADI: Yrd. Doç. Dr. Aysun GÜROL GENEL

Detaylı

ĠLKÖĞRETĠM 6. VE 7. SINIF SOSYAL BĠLGĠLER PROGRAMINDAKĠ COĞRAFYA KONULARININ GENEL AMAÇLARININ

ĠLKÖĞRETĠM 6. VE 7. SINIF SOSYAL BĠLGĠLER PROGRAMINDAKĠ COĞRAFYA KONULARININ GENEL AMAÇLARININ Teachers And Students Views Over The Primary Scholl s 6 th And 7 th Grades Level Of Achieving Of The General Targets Of Geography Subjects In Social Knowledge Courses ĠLKÖĞRETĠM 6. VE 7. SINIF SOSYAL BĠLGĠLER

Detaylı

TÜRKĠYE DE OKUL ÖNCESĠ EĞĠTĠMĠN GELĠġMESĠ PROF.DR. AYLA OKTAY MALTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ. 11.Mart 2011 Uluslar arası Okul Öncesi Eğitim Kongresi ĠSTANBUL

TÜRKĠYE DE OKUL ÖNCESĠ EĞĠTĠMĠN GELĠġMESĠ PROF.DR. AYLA OKTAY MALTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ. 11.Mart 2011 Uluslar arası Okul Öncesi Eğitim Kongresi ĠSTANBUL TÜRKĠYE DE OKUL ÖNCESĠ EĞĠTĠMĠN GELĠġMESĠ PROF.DR. AYLA OKTAY MALTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ 11.Mart 2011 Uluslar arası Okul Öncesi Eğitim Kongresi ĠSTANBUL TÜRKİYEDE ERKEN ÇOCUKLUK EĞİTİMİ İKİ ANA BAŞLIKTA İNCELELENEBİLİR

Detaylı

Örnekleme Süreci ve Örnekleme Yöntemleri

Örnekleme Süreci ve Örnekleme Yöntemleri Örnekleme Süreci ve Örnekleme Yöntemleri Prof. Dr. Cemal YÜKSELEN Ġstanbul Arel Üniversitesi 4. Pazarlama AraĢtırmaları Eğitim Semineri 26-29 Ekim 2010 Örnekleme Süreci Anakütleyi Tanımlamak Örnek Çerçevesini

Detaylı

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ FELSEFESİ,TEMEL İLKELERİ,VİZYONU MEHMET NURİ KAYNAR TÜRKIYE NIN GELECEK VIZYONU TÜRKĠYE NĠN GELECEK VĠZYONU GELECEĞIN MIMARLARı ÖĞRETMENLER Öğretmen, bugünle gelecek arasında

Detaylı

MANİSA DA KAMU KURUMLARINDA ÇALIŞAN ÖZEL GÜVENLİK PERSONELİ NİN MESLEKİ MEMNUNİYET DURUMU 1

MANİSA DA KAMU KURUMLARINDA ÇALIŞAN ÖZEL GÜVENLİK PERSONELİ NİN MESLEKİ MEMNUNİYET DURUMU 1 Celal Bayar Üniversitesi CBÜ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ Yıl : 2013 Cilt :11 Sayı :1 MANİSA DA KAMU KURUMLARINDA ÇALIŞAN ÖZEL GÜVENLİK PERSONELİ NİN MESLEKİ MEMNUNİYET DURUMU 1 Yrd. Doç. Dr. Vedat BAL Celal

Detaylı

ÇOCUKLARIN GÖZÜYLE ONLARIN ĠNTERNET KULLANIM PROFĠLLERĠ VE AĠLELERĠN GETĠRDĠĞĠ SINIRLAMALAR: ANAMUR ĠLÇE ÖRNEĞĠ

ÇOCUKLARIN GÖZÜYLE ONLARIN ĠNTERNET KULLANIM PROFĠLLERĠ VE AĠLELERĠN GETĠRDĠĞĠ SINIRLAMALAR: ANAMUR ĠLÇE ÖRNEĞĠ ÇOCUKLARIN GÖZÜYLE ONLARIN ĠNTERNET KULLANIM PROFĠLLERĠ VE AĠLELERĠN GETĠRDĠĞĠ SINIRLAMALAR: ANAMUR ĠLÇE ÖRNEĞĠ THE INTERNET USE PROFILES OF THE CHILDREN AND THEIR FAMILY LIMITATIONS ON INTERNET FROM CHILDREN'S

Detaylı

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Ulusal ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Konseyinin kuruluģ amacını,

Detaylı

ÖĞRETMEN ADAYLARININ KĠġĠSEL GELĠġĠME YÖNELĠK ALGILARI VE KĠġĠSEL GELĠġĠM ÇABALARI 1

ÖĞRETMEN ADAYLARININ KĠġĠSEL GELĠġĠME YÖNELĠK ALGILARI VE KĠġĠSEL GELĠġĠM ÇABALARI 1 ÖĞRETMEN ADAYLARININ KĠġĠSEL GELĠġĠME YÖNELĠK ALGILARI VE KĠġĠSEL GELĠġĠM ÇABALARI 1 PERCEPTIONS OF PERSONAL DEVELOPMENT OF TEACHER CANDIDATES AND PERSONAL DEVELOPMENT EFFORTS Arş. Gör. Adil ÇORUK ÖZET

Detaylı

ĠSHAKOL. Ġġ BAġVURU FORMU. Boya Sanayi A.ġ. En Son ÇekilmiĢ Fotoğrafınız. No:.. ÖNEMLĠ NOTLAR

ĠSHAKOL. Ġġ BAġVURU FORMU. Boya Sanayi A.ġ. En Son ÇekilmiĢ Fotoğrafınız. No:.. ÖNEMLĠ NOTLAR Ġġ BAġVURU FORMU ĠSHAKOL Boya Sanayi A.ġ. No:.. En Son ÇekilmiĢ Fotoğrafınız ÖNEMLĠ NOTLAR 1. BaĢvuru formunu kendi el yazınızla ve bütün soruları dikkatli ve eksiksiz olarak doldurup, imzalayınız. ĠĢ

Detaylı

EĞĠTĠM SEN DERS KĠTAPLARINDA TOPLUMSAL CĠNSĠYET AYRIMCILIĞI

EĞĠTĠM SEN DERS KĠTAPLARINDA TOPLUMSAL CĠNSĠYET AYRIMCILIĞI EĞĠTĠM SEN DERS KĠTAPLARINDA TOPLUMSAL CĠNSĠYET AYRIMCILIĞI MERKEZ KADIN SEKRETERLĠĞĠ HAYAT BĠLGĠSĠ DERS KĠTAPLARINDA TOPLUMSAL CĠNSĠYET ARAġTIRMASI 8 Ekim 09 Ankara HAYAT BİLGİSİ DERS KİTAPLARINDA TOPLUMSAL

Detaylı

11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI Kader ve Kaza Kavramları Ġnsan Ġradesi ve Kader KAZANIMLAR Kader ve kaza kavramlarını açıklar. Ġnsanın kaderle ilgili olarak akıl ve irade sahibi, özgür ve sorumlu olmak

Detaylı

AKDEM 2009 AĠLE EĞĠTĠM VE DANIġMANLIK BĠRĠMĠ. 1 OCAK- 30 Haziran FAALĠYETLERĠ

AKDEM 2009 AĠLE EĞĠTĠM VE DANIġMANLIK BĠRĠMĠ. 1 OCAK- 30 Haziran FAALĠYETLERĠ AKDEM 2009 AĠLE EĞĠTĠM VE DANIġMANLIK BĠRĠMĠ 1 OCAK- 30 Haziran FAALĠYETLERĠ 2009 1 Ocak-30 Haziran BAġVURU Başvuru Psikolog 1060 Hukuk 234 Eğitim 433 Psikiyatri 129 Toplam (BaĢvuru formu dolduran ) 1329

Detaylı

TOBB VE MESLEKĠ EĞĠTĠM

TOBB VE MESLEKĠ EĞĠTĠM TOBB VE MESLEKĠ EĞĠTĠM Esin ÖZDEMİR Avrupa Birliği Daire Başkanlığı Uzman 15 Ocak 2010, Ankara 1 ĠÇERĠK Türk Eğitim Sisteminin Genel Yapısı Sorunlar Türkiye de Sanayi/Okul ĠĢbirliği TOBB ve Eğitim Oda

Detaylı

Kimya Eğitiminde Okul Deneyimi Dersinde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri Burhan ACARSOY

Kimya Eğitiminde Okul Deneyimi Dersinde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri Burhan ACARSOY Kimya Eğitiminde Okul Deneyimi Dersinde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri Burhan ACARSOY ODTÜ GeliĢtirme Vakfı Özel Lisesi AMAÇ: Kimya öğretmeni yetiģtirme programı kapsamındaki okul deneyimi derslerinin

Detaylı

ARAZİ VERİLERİ 2006 Planlama ve Yönetim Grubu

ARAZİ VERİLERİ 2006 Planlama ve Yönetim Grubu ARAZİ VERİLERİ 2006 Grup Koordinatörü: Prof. Dr. Melih Ersoy : Doç. Dr. Tarık ġengül Öğr. Gör. Dr. Bahar Gedikli Osman Balaban Kommagene-Nemrut Alanı için yönetim alanı nın sınırlarının belirlenmesi; bu

Detaylı

Kitap Tanıtımı: İlköğretimde Kaynaştırma

Kitap Tanıtımı: İlköğretimde Kaynaştırma Ankara SOSYAL Üniversitesi GEÇERLĠK Eğitim Bilimleri KAVRAMI Fakültesi VE TÜRKĠYE DE ÖZEL EĞĠTĠM ALANINDA YÜRÜTÜLEN Özel Eğitim Dergisi LĠSANSÜSTÜ TEZLERDE SOSYAL GEÇERLĠĞĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ 2010, 11(2)

Detaylı

ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR

ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR Amaç ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR Madde 1- Ankara Çocuk Dostu ġehir Projesinin amacı Ankara yı; Çocuk Hakları SözleĢmesini

Detaylı

MASLOW İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ. Dr.Abdullah Atli

MASLOW İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ. Dr.Abdullah Atli MASLOW İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ Karnı aç bir insan için 5. sınıf bir çorba, 1.sınıf bir yağlı boya tablodan daha değerlidir. Abraham Maslow Maslow teorisi, insanların belirli kategorilerdeki ihtiyaçlarını

Detaylı

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİNİN ZORUNLU EĞİTİM KAPSAMINA ALINMASINA İLİŞKİN ALANDA GÖREVLİ ÖĞRETMEN VE YÖNETİCİ GÖRÜŞLERİ * ÖZET

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİNİN ZORUNLU EĞİTİM KAPSAMINA ALINMASINA İLİŞKİN ALANDA GÖREVLİ ÖĞRETMEN VE YÖNETİCİ GÖRÜŞLERİ * ÖZET - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, p. 1743-1773, ANKARA-TURKEY OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİNİN ZORUNLU EĞİTİM KAPSAMINA ALINMASINA İLİŞKİN ALANDA GÖREVLİ

Detaylı

TAP VAKFI ERGENLER & GENÇLER için CİNSEL SAĞLIK EĞİTİMLERİ

TAP VAKFI ERGENLER & GENÇLER için CİNSEL SAĞLIK EĞİTİMLERİ TAP VAKFI ERGENLER & GENÇLER için CİNSEL SAĞLIK EĞİTİMLERİ CİNSEL SAĞLIK EĞİTİMİ Uygulama Milli Eğitim Bakanlığı (Örgün /Yaygın eğitim) Pilot Uygulamalar (ERDEP) Sivil toplum kuruluşları (Akran eğitim

Detaylı

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu PDR BÜLTENİ Sayı:8 Bülten Tarihi: Mart 2016 Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu Kardeş Kıskançlığı ve Çözüm Yolları Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu

Detaylı

5 YAġ ARILAR SINIFI OCAK AYI BÜLTEN

5 YAġ ARILAR SINIFI OCAK AYI BÜLTEN 5 YAġ ARILAR SINIFI OCAK AYI BÜLTEN ġġġrler: KIġ BABA, YAĞMUR,MEVSĠMLER,MASAL KAHRAMANLARI, ELEKTRĠK BĠLMECELER GAZETE, DERGĠ,KĠTAP,KAPI,KULAK,BURUN,YÜZ,DĠL,KAR ġarkilar AAA KIġ BABA,SAYILAR, ENERJĠ TASARRUFU,UZAYLILAR

Detaylı

TÜRKĠYE ĠMAM HATĠP LĠSESĠ ÖĞRENCĠ PROFĠLĠ

TÜRKĠYE ĠMAM HATĠP LĠSESĠ ÖĞRENCĠ PROFĠLĠ SUNUġ TÜRKĠYE ĠMAM HATĠP LĠSESĠ ÖĞRENCĠ PROFĠLĠ ARAġTIRMASI (TEMEL SORUNLAR, BEKLENTĠLER ve DEĞER YAPILARI) araģtırması, Doç. Dr. Ertan Özensel ve Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali Aydemir tarafından gerçekleģtirilmiģtir.

Detaylı

DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU

DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU ADI- SOYADI T.C. KİMLİK NUMARASI DOSYA NUMARASI İLK GÖRÜŞME TARİHİ Çocukla İlgili Genel Bilgiler Hukuki statüsü Suça Sürüklenen Mağdur Tanık Korunmaya

Detaylı

KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ. 18 Temmuz Harran Üniversitesi. Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi

KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ. 18 Temmuz Harran Üniversitesi. Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ 18 Temmuz 2018 Harran Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu Osmanbey YerleĢkesi, ġanlıurfa Harran Üniversitesi Kalite Koordinatörlüğü

Detaylı

MUHASEBE MESLEK MENSUPLARININ TTK, TMS/ TFRS ve KOBĠ TFRS ĠLE ĠLGĠLĠ GENEL GÖRÜġLERĠ: ERZĠNCAN ÖRNEĞĠ

MUHASEBE MESLEK MENSUPLARININ TTK, TMS/ TFRS ve KOBĠ TFRS ĠLE ĠLGĠLĠ GENEL GÖRÜġLERĠ: ERZĠNCAN ÖRNEĞĠ MUHASEBE MESLEK MENSUPLARININ TTK, TMS/ TFRS ve KOBĠ TFRS ĠLE ĠLGĠLĠ GENEL GÖRÜġLERĠ: ERZĠNCAN ÖRNEĞĠ OPINIONS OF ACCOUNTANTS ABOUT TURKISH TRADE LAW, TURKISH ACCOUNTING STANDARDS-TURKISH FINANCIAL REPORTING

Detaylı

PSĠKOLOJĠK DANIġMANLAR ĠÇĠN ETĠK VE YASAL KONULAR

PSĠKOLOJĠK DANIġMANLAR ĠÇĠN ETĠK VE YASAL KONULAR PSĠKOLOJĠK DANIġMANLAR ĠÇĠN ETĠK VE YASAL KONULAR Prof.Dr. Binnur Yeşilyaprak Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Başkanı SUNU PLANI Toplumsal YaĢamı

Detaylı

BĠR DEVLET HASTANESĠNDE ÇALIġANLARIN HASTA VE ÇALIġAN GÜVENLĠĞĠ ALGILARININ ĠNCELENMESĠ. Dilek OLUT

BĠR DEVLET HASTANESĠNDE ÇALIġANLARIN HASTA VE ÇALIġAN GÜVENLĠĞĠ ALGILARININ ĠNCELENMESĠ. Dilek OLUT BĠR DEVLET HASTANESĠNDE ÇALIġANLARIN HASTA VE ÇALIġAN GÜVENLĠĞĠ ALGILARININ ĠNCELENMESĠ Dilek OLUT Tıp biliminin ilk ve temel prensiplerinden biri Önce Zarar Verme ilkesidir. Bu doğrultuda kurgulanan sağlık

Detaylı

Ailenin çocuk yetiştirmedeki tutumunu ve çocuk yetiştirmeyle ilgili sorunlarını anlamak için aile tutum modeli ni bilmek yararlı bir yaklaşımdır.

Ailenin çocuk yetiştirmedeki tutumunu ve çocuk yetiştirmeyle ilgili sorunlarını anlamak için aile tutum modeli ni bilmek yararlı bir yaklaşımdır. AİLE TUTUMLARI Eğitimciler olarak bizler çocukların gelecekte uyumlu ve başarılı olabilmeleri için en sağlıklı eğitim yollarının geliştirilmesi çabası içindeyiz. Öğrenci eğitiminde ve çocuğa karşı doğru

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve III TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Canan ULUDAĞ tarafından hazırlanan Bağımsız Anaokullarında

Detaylı

YÖNETMELİK. e) Katılımcı: Yeterlilik kazanmak üzere sertifikalı eğitim programına katılan kiģiyi,

YÖNETMELİK. e) Katılımcı: Yeterlilik kazanmak üzere sertifikalı eğitim programına katılan kiģiyi, 4 Şubat 2014 SALI Resmî Gazete Sayı : 28903 Sağlık Bakanlığından: YÖNETMELİK SAĞLIK BAKANLIĞI SERTĠFĠKALI EĞĠTĠM YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu

Detaylı

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN SOSYAL BİLGİLER DERSİ (4.5.6.7 SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI 1 DERS AKIŞI 1.ÜNİTE: SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİM PROGRAMININ GENEL YAPISI, ARADİSİPLİN, TEMATİK YAKLAŞIM 2. ÜNİTE: ÖĞRENME ALANLARI 3. ÜNİTE: BECERİLER

Detaylı

KARAMAN-MERKEZ MEHMET ÇAVAŞ İLKOKULU BRİFİNG DOSYASI

KARAMAN-MERKEZ MEHMET ÇAVAŞ İLKOKULU BRİFİNG DOSYASI KARAMAN-MERKEZ MEHMET ÇAVAŞ İLKOKULU BRİFİNG DOSYASI 1. BÖLÜM: OKULUN ADI : Mehmet Çavaş İlkokulu (750497) ADRESİ : Osmangazi mahallesi 1080. sokak No:6 KARAMAN WEB ADRESİ : http://mehmetcavasilkokulu.meb.k12.tr

Detaylı

( ) Kiralamaktayım ( )

( ) Kiralamaktayım ( ) GĠDĠġ AMACINIZ? ĠNGĠLTEREYE GĠDĠġ SEBEBĠNĠZ? : Pasaportta yazdığı Gibi ADINIZ : Pasaportta yazdığı Gibi SOYADINIZ : Evlenmeden Önceki SOYĠSMĠNĠZ : EV ADRESĠNĠZ ĠLETĠġĠM BĠLGĠLERĠNĠZ Mahalle : Cadde : Sokak

Detaylı

Aile büyüklerinizi beş yıldızlı yaşam evimizde ağırlıyoruz. www.viphuzurevi.com

Aile büyüklerinizi beş yıldızlı yaşam evimizde ağırlıyoruz. www.viphuzurevi.com Aile büyüklerinizi beş yıldızlı yaşam evimizde ağırlıyoruz www.viphuzurevi.com Davetler, toplantılar Aile büyüklerinin özel ihtimam ve ilgiye ihtiyacı var. Ancak yaģadığımız yoğun iģ ve seyahat temposunda

Detaylı

OKULÖNCESĠNDE TEMATĠK YAKLAġIM ve ETKĠN ÖĞRENME. Prof. Dr. Nilüfer DARICA Hasan Kalyoncu Üniversitesi

OKULÖNCESĠNDE TEMATĠK YAKLAġIM ve ETKĠN ÖĞRENME. Prof. Dr. Nilüfer DARICA Hasan Kalyoncu Üniversitesi OKULÖNCESĠNDE TEMATĠK YAKLAġIM ve ETKĠN ÖĞRENME Prof. Dr. Nilüfer DARICA Hasan Kalyoncu Üniversitesi Uzun yıllar öğretimde en kabul edilir görüģ, bilginin hiç bozulmadan öğretenin zihninden öğrenenin zihnine

Detaylı

PROSTAT KANSERİ HASTALARA BİYOPSİKOSOSYAL YAKLAŞIM GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK HĠZMETLERĠ M.Y.O. ÖĞR. GÖR. ADĠLE NEġE (ÇAPARUġAĞI)

PROSTAT KANSERİ HASTALARA BİYOPSİKOSOSYAL YAKLAŞIM GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK HĠZMETLERĠ M.Y.O. ÖĞR. GÖR. ADĠLE NEġE (ÇAPARUġAĞI) PROSTAT KANSERİ HASTALARA BİYOPSİKOSOSYAL YAKLAŞIM GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK HĠZMETLERĠ M.Y.O ÖĞR. GÖR. ADĠLE NEġE (ÇAPARUġAĞI) Kanser hastalığının yol açtığı strese verilen yanıt, sergilenen uyum

Detaylı

ÖZEL ANTALYA ANADOLU HASTANELERİ GRUBU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI DR.AHMET CÖMERT

ÖZEL ANTALYA ANADOLU HASTANELERİ GRUBU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI DR.AHMET CÖMERT ÖZEL ANTALYA ANADOLU HASTANELERİ GRUBU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI DR.AHMET CÖMERT 1 ĠLETĠġĠM İki ya da daha fazla kiģinin düģünce ve fikir alıģveriģidir KonuĢma, hareket yada mimikler ile gerçekleģir. Bizim

Detaylı

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN SOSYAL BİLGİLER DERSİ (4.5.6.7 SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI 1 DERS AKIŞI 1.ÜNİTE: SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETĠM PROGRAMININ GENEL YAPISI, ARADĠSĠPLĠN, TEMATĠK YAKLAġIM 2. ÜNİTE: ÖĞRENME ALANLARI 3. ÜNİTE: BECERĠLER

Detaylı

T.C. SĠLĠVRĠ BELEDĠYE BAġKANLIĞI ÖZEL KALEM MÜDÜRLÜĞÜ. GÖREV VE ÇALIġMA YÖNETMELĠĞĠ. Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Temel Ġlkeler

T.C. SĠLĠVRĠ BELEDĠYE BAġKANLIĞI ÖZEL KALEM MÜDÜRLÜĞÜ. GÖREV VE ÇALIġMA YÖNETMELĠĞĠ. Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Temel Ġlkeler T.C. SĠLĠVRĠ BELEDĠYE BAġKANLIĞI ÖZEL KALEM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIġMA YÖNETMELĠĞĠ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Temel Ġlkeler Amaç ve Kapsam MADDE 1 Bu Yönetmeliğin amacı; Silivri Belediye

Detaylı

KÜBA ÜNĠVERSĠTE EĞĠTĠMĠ

KÜBA ÜNĠVERSĠTE EĞĠTĠMĠ KÜBA ÜNĠVERSĠTE EĞĠTĠMĠ Küba eğitim sistemi Bugünkü Küba eğitimi, Milli Eğitim Sistemi aracılığıyla organize edilir. Okullar, genellikle yılın 220 günü, günde 6-7 ders saati olmak üzere, tam gün eğitim

Detaylı

ARDAHAN MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ 2012/2013 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI EYLEM PLANI

ARDAHAN MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ 2012/2013 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI EYLEM PLANI 1.1. Ġl genelindeki tüm ortaöğretim kurumlarımızda (O.Ö.D.K) oluģturulacak. Merkez ilçede bulunan okullarda bu kurullarda yer alacak olanların isimleri, Valilik Makam Onayına sunulmak üzere Ġl Milli Eğitim

Detaylı

SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. 0-6 YAġ ÇOCUĞUN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠMĠNĠ DESTEKLEME PROGRAMI (ÇPGD)

SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. 0-6 YAġ ÇOCUĞUN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠMĠNĠ DESTEKLEME PROGRAMI (ÇPGD) SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü 0-6 YAġ ÇOCUĞUN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠMĠNĠ DESTEKLEME PROGRAMI (ÇPGD) Erken Dönem Beyin GeliĢimi ile ĠliĢkili Ġleri YaĢlardaki Ruhsal Sorunlar YaĢamın

Detaylı

Madde 1 - Bu Yönetmelik, iģyerlerinde sağlık ve güvenlik Ģartlarının iyileģtirilmesi için alınacak önlemleri belirler.

Madde 1 - Bu Yönetmelik, iģyerlerinde sağlık ve güvenlik Ģartlarının iyileģtirilmesi için alınacak önlemleri belirler. Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ YÖNETMELĠĞĠ Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ YÖNETMELĠĞĠ Resmi Gazete Tarihi: 09/12/2003 Resmi Gazete Sayısı: 25311 ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak

Detaylı

TOPLANTI RAPORU II ATATÜRK ÜNĠVERSĠTESĠ NDE BOLOGNA SÜRECĠ VE PROGRAM YETERLĠLĠKLERĠ VE DERS ÖĞRENME ÇIKTILARI EĞĠTĠM TOPLANTISI

TOPLANTI RAPORU II ATATÜRK ÜNĠVERSĠTESĠ NDE BOLOGNA SÜRECĠ VE PROGRAM YETERLĠLĠKLERĠ VE DERS ÖĞRENME ÇIKTILARI EĞĠTĠM TOPLANTISI TOPLANTI RAPORU II ATATÜRK ÜNĠVERSĠTESĠ NDE BOLOGNA SÜRECĠ VE PROGRAM YETERLĠLĠKLERĠ VE DERS ÖĞRENME ÇIKTILARI EĞĠTĠM TOPLANTISI Uzm. Sertaç HOPOĞLU, BEK Üyesi Tarih: 02 Nisan 2010; Saat: 15.00 17.00;

Detaylı

ÇALIŞMA EKONOMİSİ KISA ÖZET

ÇALIŞMA EKONOMİSİ KISA ÖZET DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETĠN ĠLK ÜNĠTESĠ SĠZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERĠLMĠġTĠR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNĠTELERĠ ĠÇĠNDEKĠLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBĠLĠRSĠNĠZ. ÇALIŞMA EKONOMİSİ KISA ÖZET WWW.KOLAYAOF.COM

Detaylı

Yıl: 4, Sayı: 11, Haziran 2017, s

Yıl: 4, Sayı: 11, Haziran 2017, s Yıl: 4, Sayı: 11, Haziran 2017, s. 302-331 Deniz BERBEROĞLU 1 Zekavet KABASAKAL 2 GELĠġĠMSEL YETERSĠZLĠĞĠ OLAN ÇOCUKLARIN EBEVEYNLERĠNĠN YAġAM DOYUM VE BAġA ÇIKMA STRATEJĠLERĠNĠN ĠNCELENMESĠ Özet Bu araģtırmanın

Detaylı

RÜġTÜ AKIN VAKFI BAġKANLIĞI NA ;

RÜġTÜ AKIN VAKFI BAġKANLIĞI NA ; RÜġTÜ AKIN VAKFI BAġKANLIĞI NA ; RÜġTÜ AKIN VAKFI tarafından, maddi desteğe muhtaç, baģarılı Türk gençlerine eğitimde fırsat ve imkan eģitliği vermek ve onların kabiliyetleri ölçüsünde en üst düzeyde yetiģmelerine

Detaylı

ENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI?

ENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI? ENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI? Erzurum, COĞRAFİ VE İDARİ KÜÇÜLMEYİ EKONOMİK BÜYÜMEYE dönüştürebilir mi? TARTIŞMA ÖNERİSİNİN GEREKÇESİ Kamu hizmetlerinin ülke seviyesinde daha verimli

Detaylı

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE PERSONEL BELGELENDĠRMESĠ

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE PERSONEL BELGELENDĠRMESĠ Türk Akreditasyon Kurumu Personel Akreditasyon Başkanlığı Akreditasyon Uzmanı 1 Ülkemizde ve dünyada tüm bireylerin iģgücüne katılması ve iģgücü piyasalarında istihdam edilebilmeleri için; bilgiye dayalı

Detaylı

DİYARBAKIR METAL İŞLERİ YAPI KOOPERATİFİ

DİYARBAKIR METAL İŞLERİ YAPI KOOPERATİFİ DİYARBAKIR METAL İŞLERİ YAPI KOOPERATİFİ Baver AYDIN 28.06.2011 S.S. DĠYARBAKIR METAL ĠġLERĠ KÜÇÜK SANAYĠ SĠTESĠ (K.S.S) YAPI KOOPERATĠFĠ 1. Meslek Gruplarının SiteleĢmesi ve Kooperatifin KuruluĢ AĢaması

Detaylı

GÖNÜL ELÇİLERİ İÇİN KORUYUCU AİLE

GÖNÜL ELÇİLERİ İÇİN KORUYUCU AİLE GÖNÜL ELÇİLERİ İÇİN KORUYUCU AİLE GÖNÜL ELÇİLERİ İÇİN KORUYUCU AİLE Bu kitap, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü Aile Yanında Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı tarafından kurulan Kitap Hazırlama Komisyonunca

Detaylı

ÖZEL EĞĠTĠM HĠZMETLERĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ KISIM Genel Hükümler

ÖZEL EĞĠTĠM HĠZMETLERĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ KISIM Genel Hükümler YÖNETMELĠK Devlet Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığından: 31.05.2006 tarih ve 26184 sayılı Resmî Gazete (DeğiĢiklik: 14.3.2009 / R.G. : 27169) (DeğiĢiklik: 31.7.2009 / R.G. : 27305) (DeğiĢiklik: 22.6.2010

Detaylı

COĞRAFĠ VE MEKANSAL YAPI

COĞRAFĠ VE MEKANSAL YAPI COĞRAFĠ VE MEKANSAL YAPI Serhat ABDİOĞLU Cenk KILIÇASLAN Begüm DEMİR Ocak 2011 GiriĢ Coğrafi yapı, bir bölgenin yerleģim planını etkileyen en önemli hususların baģında gelmektedir. Bir bölge yerleģime

Detaylı

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT VE KÂZIM KARABEKİR EĞİTİM FAKÜLTESİ COĞRAFYA ÖĞRENCİLERİNİN MESLEKİ UYGULAMA GEZİLERİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT VE KÂZIM KARABEKİR EĞİTİM FAKÜLTESİ COĞRAFYA ÖĞRENCİLERİNİN MESLEKİ UYGULAMA GEZİLERİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT VE KÂZIM KARABEKİR EĞİTİM FAKÜLTESİ COĞRAFYA ÖĞRENCİLERİNİN MESLEKİ UYGULAMA GEZİLERİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ Yrd.Doç.Dr. Mustafa GĠRGĠN Yrd.Doç.Dr. Ramazan SEVER Yrd.Doç.Dr.

Detaylı

Lisansüstü düzeyinde vizyon, analitik düģünce ve etik değerlere sahip bilim insanları yetiģtirmektir.

Lisansüstü düzeyinde vizyon, analitik düģünce ve etik değerlere sahip bilim insanları yetiģtirmektir. Genel Bilgi Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yönetim ve Organizasyon Bilim Dalı doktora programının açılması teklifi 2016 2017 Eğitim-Öğretim yılında kabul edilmiģtir. Bu doktora

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABA ve ÇOCUK

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABA ve ÇOCUK k İl u ok l ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI BABA ve ÇOCUK PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - OCAK 2013 Tarihsel Süreç İçinde Baba Olma Kavramı Sosyo-ekonomik ve bilimsel gelişmeler, geleneksel aile

Detaylı

2016 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU

2016 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU 2016 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU Kamuda stratejik yönetim anlayıģının temelini oluģturan kaynakların etkili ve verimli bir Ģekilde kullanılması ilkesi çerçevesinde,

Detaylı

Kadınların Eğitim Düzeyi Arttıkça, İşgücüne Katılım İmkanları da Artmaktadır

Kadınların Eğitim Düzeyi Arttıkça, İşgücüne Katılım İmkanları da Artmaktadır Kadınların Eğitim Düzeyi Arttıkça, İşgücüne Katılım İmkanları da Artmaktadır Nimet ÇUBUKÇU Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Toprak İşveren: Ülkemizde, kadının çalıģma yaģamındaki sorununu değerlendirir

Detaylı

ENGELSIZ ÜNIVERSITE YASAL TEMELLER

ENGELSIZ ÜNIVERSITE YASAL TEMELLER ENGELSIZ ÜNIVERSITE YASAL TEMELLER Prof. Dr. Ayşegül Ataman Ankara,21.06.2010 BAŞARMAK IÇIN AZIM GEREKIR DANS EDEBILMEK BIRLIKTE ÇOK GÜZEL UYGUN IŞ IMKANı HERKES IÇIN BEN DE YAPABILIRIM YÜZMEK IÇIN NE

Detaylı

TÜRKİYE DE TARIM EĞİTİMİ. Yrd. Doç. Dr. M. Kazım Kara

TÜRKİYE DE TARIM EĞİTİMİ. Yrd. Doç. Dr. M. Kazım Kara TÜRKİYE DE TARIM EĞİTİMİ Yrd. Doç. Dr. M. Kazım Kara 1. GiriĢ 19. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı da tarımın geliştirilmesi için çeģitli önlemler alınırken, Bunları uygulayacak ziraatçılara da ihtiyaç

Detaylı

MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; çalıģanlara verilecek iģ sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin usul ve esaslarını düzenlemektir.

MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; çalıģanlara verilecek iģ sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin usul ve esaslarını düzenlemektir. ÇALIġANLARIN Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ EĞĠTĠMLERĠNĠN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELĠK BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; çalıģanlara verilecek iģ

Detaylı

SOSYAL DUVARLARI YIKALIM DOĞRU SÖZLÜK. #dogrusozluk

SOSYAL DUVARLARI YIKALIM DOĞRU SÖZLÜK. #dogrusozluk SOSYAL DUVARLARI YIKALIM DOĞRU SÖZLÜK Merhaba, Neredeyse her gün gazete ve TV lerde karşılaştığımız manşetler, haberler, diziler ve sinema filmleri bizi bu kitapçığı hazırlamaya yönlendirdi. Türkiye de

Detaylı

9. SINIF COĞRAFYA DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

9. SINIF COĞRAFYA DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM Ay Hafta Ders Saati KONULAR KAZANIMLAR 1 3 İnsan, Doğa ve Çevre A.9.1. Doğa ve insan etkileģimini anlamlandırır. A.9.2. Doğa ve insan etkileģimini ortaya koymada coğrafyanın rolünü algılar.

Detaylı

ĠġLETMELERDE ĠNSAN KAYNAĞININ ETKĠLĠ YÖNETĠMĠNDE KURUM ĠÇĠ HALKLA ĠLĠġKĠLER VE MOTĠVASYON

ĠġLETMELERDE ĠNSAN KAYNAĞININ ETKĠLĠ YÖNETĠMĠNDE KURUM ĠÇĠ HALKLA ĠLĠġKĠLER VE MOTĠVASYON ĠġLETMELERDE ĠNSAN KAYNAĞININ ETKĠLĠ YÖNETĠMĠNDE KURUM ĠÇĠ HALKLA ĠLĠġKĠLER VE MOTĠVASYON YRD.DOÇ.DR. NĠLAY BAġOK YURDAKUL E-MAĠL: yurdakul@iletisim.ege.edu.tr (BU NOTLAR SEMĠNERE AĠT ALT BAġLIKLARDAN

Detaylı

İÇ DENETİM BİRİMİ BAŞKANLIĞI SOSYAL YARDIMLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ KONTROL VE RİSK YÖNETİMİ ÇALIŞTAY RAPORU

İÇ DENETİM BİRİMİ BAŞKANLIĞI SOSYAL YARDIMLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ KONTROL VE RİSK YÖNETİMİ ÇALIŞTAY RAPORU İÇ DENETİM BİRİMİ BAŞKANLIĞI SOSYAL YARDIMLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ KONTROL VE RİSK YÖNETİMİ ÇALIŞTAY RAPORU DENETİM GÖZETİM SORUMLUSU Ġdris YEKELER (1078) İÇ DENETÇİLER YaĢar ÖKTEM (1056) Sedat ERGENÇ (1028)

Detaylı

Doç. Dr. Mustafa ÖZDEN Arş. Gör. Gülden AKDAĞ Arş. Gör. Esra AÇIKGÜL

Doç. Dr. Mustafa ÖZDEN Arş. Gör. Gülden AKDAĞ Arş. Gör. Esra AÇIKGÜL Doç. Dr. Mustafa ÖZDEN Arş. Gör. Gülden AKDAĞ Arş. Gör. Esra AÇIKGÜL 11.07.2011 Adıyaman Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Fen Bilgisi Öğretmenliği A.B.D GĠRĠġ Fen bilimleri derslerinde anlamlı

Detaylı

BENİMLE OYNAR MISIN?

BENİMLE OYNAR MISIN? GAZİANTEP ŞEHİTKAMİL HACI LÜTFİYE ŞİRECİ ÖZEL EĞİTİM İŞ UYGULAMA MERKEZİ MEHMET ADİL KASAPSEÇKİN İLKOKULU ORTAK PROJESİ BENİMLE OYNAR MISIN? Benimle Oynar mısın? 1 Projenin adı:benimle Oynar Mısın? Proje

Detaylı

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ 2013 2014 AKADEMĠK YILI ÖĞRENCĠLER ĠÇĠN ERASMUS STAJ HAREKETLĠLĠĞĠ DUYURUSU

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ 2013 2014 AKADEMĠK YILI ÖĞRENCĠLER ĠÇĠN ERASMUS STAJ HAREKETLĠLĠĞĠ DUYURUSU HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ 2013 2014 AKADEMĠK YILI ÖĞRENCĠLER ĠÇĠN ERASMUS STAJ HAREKETLĠLĠĞĠ DUYURUSU LLP/Erasmus Programı Öğrenci Staj Hareketliliği çerçevesinde 2013 2014 Akademik Yılında programdan yararlanmak

Detaylı

AİLE OKUL ÇOCUK İLİŞKİSİ AİLE-OKUL ÖĞRENCİ İLİŞKİSİ

AİLE OKUL ÇOCUK İLİŞKİSİ AİLE-OKUL ÖĞRENCİ İLİŞKİSİ AİLE-OKUL ÖĞRENCİ İLİŞKİSİ AİLE OKUL ÇOCUK İLİŞKİSİ Çocuğun gelişimde en önemli kaynak ailedir.çocuğun kalıtımla getirdiği özelliklerin ne kadar gelişeceği,nasıl biçimleneceği ve daha sonraki yılları nasıl

Detaylı

YÖNETMELİK. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE. ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ

YÖNETMELİK. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE. ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ 3 Temmuz 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28342 YÖNETMELİK Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç,

Detaylı