Eğitim ve öğretimde başarıyla geçen 25 yıl... Öğrenme stilleri ve öğrenen dostu eğitim projesi. Another successful and busy year

Transkript

1 KOÇ ÖZEL İLKOKULU, ORTAOKULU VE LİSESİ KIŞ WINTER 2013 / SAYI ISSUE 25 T H E K O Ç S C H O O L Öğrenme stilleri ve öğrenen dostu eğitim projesi Another successful and busy year Prof. Dr. Yankı Yazgan Voice için yazdı Eğitim ve öğretimde başarıyla geçen 25 yıl...

2 KOÇ ÖZEL İLKOKULU, ORTAOKULU VE LİSESİ 25. yılda 25. sayı T H E K O Ç S C H O O L 25. Yıl logo tasarımı: 11.sınıf öğrencisi Ege Gülbüken

3 KOÇ ÖZEL İLKOKULU, ORTAOKULU VE LİSESİ KIŞ WINTER 2013 / SAYI ISSUE 25 içindekiler contents T H E K O Ç S C H O O L Başyazı/Foreword Genel Müdür Robert Lennox un mesajı içindekiler/contents 2 Kahve Molası/Coffee Break Okulumuz velilerinden Bünyamin ve Dilek Derman ile sohbet Mesaj/Message İlkokul ve Ortaokul Müdürü Mesure Tekay ın mesajı Yüz yüze/face to face Porof. Zihni Sinir in yaratıcısı İrfan Sayar ile röportaj Bizden/From Us Birinci dönem etkinlikleri Gelişim/Development Prof. Dr. Yankı Yazgan Voice için yazdı: Çocuk bahane, biz kendimize bakalım OCGO s journey of a quarter of century Yurtiçi Üniversite Danışmanlık Ofisi nden güzel haberler 2012 Üniversitelere Yerleşme Listesi Gezi/Travel Oman: a unique identity Ofis/Office An interview with our English teachers Emma and James Snow Mezun/Alumni Mezunlarımızın başarı öyküleri Mezunlarımızdan kısa haberler Dernek/Alumni Association Ege İyioğlu nun ardından... Başarılı ve mutlu bir Yayın Sahibi: VKV Koç Özel İlkokulu, Ortaokulu ve Lisesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü/Editor-in-chief: Zeynep Kurmuş Hürbaş Yayın Koordinatörü/Publications Coordinator: Pınar Çelikörslü Editör/Editor: Leyla Demirbağ Atay Editör Yardımcısı/Junior Editor: Çağla Güneşler Fotoğraf/Photo: Aykut Karadere, Bahar Noyin Görsel Yönetmen/Art Director: Neziha Mühürcü Katkıda Bulunanlar: Levent Pakdamar Yapım/Produced By: Demirbağ Yayın ve Tasarım Barbaros Bulvarı İBA Blokları 42/6 Balmumcu, Beşiktaş / İstanbul Tel: Fotoğrafçılık Kulübü öğrencilerine katkılarından dolayı teşekkür ederiz. Baskı/Printed By: Gezegen Basım 100. Yıl Mah. Matbaacılar Sitesi, 2. Cadde No.202/A Bağcılar, İstanbul Tel: Voice Dergisi Yazışma Adresi/Voice Magazine Contact Address: VKV Koç Özel İlkokulu, Ortaokulu ve Lisesi Orhanlı Köyü, Çayırlar Mevkii, PK.60, Tuzla, İstanbul Tel: VKV Koç Özel İlkokulu, Ortaokulu ve Lisesi nin ücretsiz yayınıdır. Yılda iki kez yayınlanmaktadır. Yerel Süreli Yayın İzinsiz alıntı yapılamaz. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. ISSN VOICE 1

4 başyazı foreword Değişim devam ediyor... Change continues... Herkese merhaba, VKV Koç Özel İlkokulu, Ortaokulu ve Lisesi, rekorlara imza attığı eğitim öğretim yılının ardından yepyeni başarılara doğru yelken açıyor ve değişimi sürdürüyor. 2 VOICE eğitim-öğretim yılınız hayırlı olsun. Sizinle yeni gelişmeleri paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. Öncelikle belirtmek isterim ki okula dönüşümüz oldukça güzel oldu. Yeni öğretmenlerimiz 21 Ağustos haftası oryantasyon programı için okulumuza geldiler. Yabancı öğretmenlerimiz İngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda, ABD, Kolombiya ve Çin gibi çeşitli ülkelerden aramıza katıldılar. Oldukça hızlı ve rahat bir biçimde yerleştiklerini söylemekten memnunum. Bu öğretmenlerimiz, Türkiye de yaşayan ve okulumuzda göreve bu yıl başlayan yeni yabancı öğretmenlerimiz ve coşkulu yeni Türk öğretmen ekibimizle oryantasyon programında buluştular. Öğrencilerimiz de büyük bir hevesle okula başladılar ve her iki tarafta da çok olumlu bir atmosfer oluştu. Geçen yıl gerek okul içi gerekse okul dışında akademik açıdan en parlak yılımız oldu; üniversiteye giriş ve üniversitelerde burs kazanma oranlarında bir rekora imza attık. 209 mezun veren lisemizden 107 öğrenci Türkiye deki, 102 öğrenci ise yurtdışındaki üniversitelere yerleştirildi. Türkiye de bulunan öğrencilerin toplam USD değerinde yıllık burs kazanmış olması bizi mutlu etti. Bu, bugüne kadar kaydettiğimiz en büyük başarı oldu. Yurtdışında eğitim alacak mezunlarımız USD değerinde burs kazanırken, İngiltere de Cambridge Üniversitesi ne de ilk mezunumuzu göndermiş olduk. Ayrıca okulumuza yönelik talep oldukça yüksekti. SBS puanıyla hazırlık sınıfına yapılan başvurularda en yüksek taban puanına ulaştık. Gerek lise hazırlık gerekse ilkokula talep her yıl olduğu gibi yine çok yüksek olurken 8. sınıfta burs kazanan öğrenci sayısında da bir rekor kırdık. Aynı zamanda oldukça yüksek SBS puanları elde ettik. Yaz döneminde ise yoğun bir şekilde elektrik hatları, su ve kanalizasyon altyapısı, atık su arıtma, telefon hatları ve ısıtma sistemleri de dâhil olmak üzere temel hizmetlerin iyileştirilmesi ve yenilenmesine yönelik çalışmalar sürdürüldü. Bazı yollarda asfalt çalışması gerçekleştirilirken, güvenlik teknolojisi güçlendirildi ve diğer bakım onarım çalışmaları yürütüldü. Bunlar esasen göze çarpmayan hususlar olmakla birlikte destek yapısının önemli parçalarını oluşturmaktadırlar. Eğitim-öğretimi güçlendirecek çeşitli projelerin yanı sıra bilgi teknolojisi altyapımızı geliştirmeye yönelik önemli çalışmalar yürütüldü. Sizin de gözlemlediğiniz üzere yüzme havuzu tesisimizin tamamlanmasına çok az kaldı. Havuz inşaatının Ocak-Şubat 2013 te tamamlanması bekleniyor. Nihayet, Yüzme havuzu mu, o da ne? esprileri tarihe karışacak! Ayrıca yeni futbol ve atletizm sahamızı gördüğünüzü umuyorum. Ben bu metni yazarken soyunma odalarının inşa edilmesi ile atletizm ekipmanı alımı gibi ufak tefek şeyler de hızla tamamlanıyor; ancak saha kullanıma açık. Bunun yanı sıra yeni Fen binasıyla ilgili çalışmalar da başladı. Böylece modern eğitim gereklerine uygun ve amaca yönelik olarak inşa edilmiş fen sınıflarına kavuşacağız. Bazılarınızın da bildiği gibi, mevcut

5 başyazı foreword Hello everyone, Welcome to the academic year of I am very pleased to share some of the latest news with you. Welcome to the academic year of I am very pleased to share some of the latest news with you. First of all it was a good return to school. Our new teachers arrived for their orientation on or around the 21 st August. The overseas group arrived from Britain, Australia, New Zealand, the United States, Columbia and China amongst other locations and I am very pleased to report they have settled quickly and well. They were joined by other foreign staff recruited locally and, as always, by a very enthusiastic group of new Turkish teachers. The students too returned with enthusiasm and the atmosphere on both sites is positive. Last year proved to be the most successful yet in terms of academic results, both internally and externally with further records established in both university entrance and the winning of scholarships to university. There were 209 graduates from the Lise of whom 107 took places in Turkey and 102 overseas. A very pleasing aspect was that the Turkish group won USD worth of scholarships to be awarded annually. Our greatest success so far. The group going overseas won scholarships worth USD and included our first graduate to win a place at Cambridge University in the UK. Demand for places was also high and we recorded our highest cut off scores for the SBS intake into LP and the Elementary School as usual had high demand and also recorded high scores both internally, where there were a record number of scholarship winners in Grade 8 and also good SBS scores. fen laboratuvarlarımız ilk başta öğrenci yurdu olarak inşa edilmişti. Dolayısıyla modern araştırma ve deney odaklı eğitim uygulaması için fazla küçükler ve gerekli esnekliği sağlayamıyorlar. Yeni binamızda proje odaları, konferans merkezi ve gerekli diğer olanaklar sağlanmış olacak. Yeni Fen binası sayesinde boşalacak odalar ise sanat stüdyoları, müzik performans odaları, tiyatro ve merkezi olarak ya da benzeri diğer amaçlara uygun olarak kullanılabilecek. Değişim süreci devam ediyor. Daha önce duyurulduğu üzere Sevgili Mesrure Tekay ımız bu eğitim-öğretim yılı sonu itibariyle emekliye ayrılacak. Mesrure Hanım VKV Koç Özel İlkokulu, Ortaokulu ve Lisesi nin kuruluşundan beri bir efsane. Okulumuz bugün sahip olduğu güçlü konuma ulaşmakta kendisine çok şey borçlu. Kendisini tebrik ediyor, teşekkürlerimizi ve bu eğitim-öğretim yılı için en güzel dileklerimizi sunuyoruz. Önümüzde yine dolu dolu ve parlak bir eğitimöğretim yılı var. Bu süreçte sürekli yoğun bir biçimde emek veren tüm çalışanlarımıza ve velilerimize teşekkürlerimi sunuyorum. İfade ettiğim tüm başarılarımızda sizlerin payı büyük. Birlikte çok daha iyisini başaracağız. En iyi dileklerimle, Robert Lennox Genel Müdür During the summer extensive work was undertaken to upgrade and renew many essential services including electricity supply lines, water and drainage provision, water treatment, telephone lines and heating systems. Some of the road surfaces were asphalted, security technology enhanced and many other items of repair and maintenance undertaken. These are often unseen issues but they are essential parts of the support structure. A great deal of work was also undertaken to strengthen our information technology infrastructure as well as to introduce several projects to enhance teaching. As you might have noticed, our swimming pool complex is now well on the way to completion. It is expected to be finished in January/February At last the jokes about what swimming pool? will be over! I hope you have also seen our new football and track & field facility. There are a few outstanding jobs to complete as I write, such as building changing rooms and the addition of track and field equipment but the facility is already being used and.we have started work on a new Science teaching block. This will give us purpose-built science rooms to meet modern demands. Some of you may know that our current science laboratories began life as a boarding facility. They are too small and inflexible for modern research and experiment-led learning. The new facility will include project rooms and a conference centre as well as the other necessary support facilities. The rooms vacated by the project will provide a range of facilities including art studios, music practice rooms, drama, an centre and other subject-specific facilities. It continues to be a period of change. As announced recently our Mesrure Tekay will be retiring at the end of this academic year. Mesrure Hanım is already a legend of Koç School and she has led the Elementary School throughout its existence. She has placed it in the great position of strength it enjoys to-day. We all congratulate her and thank her and trust she enjoys this year. I look forward to another busy and successful year and I thank the whole community of staff and parents who have all worked hard. You can all share in the achievements noted above as we strive to do even better, All best wishes, Robert Lennox General Director VOICE 3

6 kahve molası coffee break Kahve Molası sayfalarında bu kez okulumuzun merakla beklenen havuz projesinin mimarları Bünyamin ve Dilek Derman, ufuk açıcı düşünceleriyle yolunu belirlemek isteyenlere ışık tutuyor En iddialı kariyer insanın kendini keşfidir Hayata dokunan yaşam alanlarının yaratıcıları Bünyamin ve Dilek Derman geleceğini kendi elleriyle inşa edenlerden Okulumuz öğrencilerinden Can ve İdil Derman ın velisi olan çift, bir mesleği severek icra etmenin mutluluğunu sözlerine de yansıtıyor. Onların başarılı kariyer yolculuklarını, aile hayatlarını ve gençlere tavsiyelerini dinlerken keyifli bir kahve molası geçirdik. Bize kısaca kendinizi tanıtarak meslek hayatına nasıl atıldığınızı anlatabilir misiniz? Bünyamin Derman: Çocukluğum ve ilk gençliğim Kandilli de geçti. O yılların çok kültürlü mahalle ortamında, kentli yaşantısını ve kenti öğrendim. Ona bakmayı, sevmeyi ve korumayı Üniversite vakti gelince aklımda mimarlık ve inşaat mühendisliğinden başka bir şey yoktu. Yıldız Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü nü kazandım. O günden sonra amacım iyi bir mimar olmaktı. Hem çalıştım hem okudum. Okulu bölüm ikincisi olarak bitirdim. Sonra aynı üniversitede araştırma görevlisi olarak çalıştım. Öğretim üyeliği yaptım. İş yoğunluğumdan fırsat bulabildiğimde hala, çeşitli 4 VOICE üniversitelerin proje stüdyolarını yönetiyorum, konferanslar veriyorum. Gençlerle olmayı, onların enerjisini seviyorum. Tüm olumsuzluklara rağmen bu mesleği icra etmekten hoşnutum. Zira bu mesleğin bana çok şey kattığının bilincindeyim. Elimden geldiğince kazandığım bilgi ve deneyimi herkes için doğru ve nitelikli yaşam alanları tasarlamak için kullanıyorum. Dilek Derman: Ben de Yıldız Üniversitesi Mimarlık Fakültesi mezunuyum. Eşimle, o yüksek lisans yaparken tanışmıştım. Beni meslekle buluşturan şey, itiraf etmeliyim ki okulu seçerken değil, çok sonra onu icra ederken, mimarinin insanların hayatına nasıl dokunduğunu anladıktan sonra oldu. Farkındalığım, bakışım, kavrayışım değişti yılından bu yana başarılı projelere imza atan DB Mimarlık ve Danışmanlık ın kuruluş öyküsünden ve geçmişinden bahsedebilir misiniz? B.D: Üniversitede okurken, mimarlığın sadece üniversite sıralarında dirsek çürüterek öğrenilmeyeceğini anlamıştım. İncelediğim mimarlar, ya bir büroda usta-çırak ilişkisiyle pişerek meslekte ilerlemiş ya da yarışmalar yoluyla kendilerini geliştirmiş, kazandıkları yarışmalarla bürolarını kurmuşlardı. Özellikle mesleğe yeni atılmış genç mimarlar için, yarışmalar dışında, farklı büyüklük ve konuda proje üretme şansı neredeyse yoktu. Üniversitedeyken iki yıl Alpay Hoca nın bürosunda çalıştım. Yarışma projeleri yaparlardı. Akademisyen olarak çalıştığım yıllarda da yarışmalara katılmaya devam ettim. O dönemde eşim de başka bir ofiste çalışıyordu ve hafta sonları yarışma projeleri çiziyorduk. Derken bir gün kazandığımız bir yarışmayla kendi ofisimizi açtık. O zaman küçük bir ofiste iki kişiydik. Bugün otuzun üzerinde genç meslektaşımızla güzel işler yapıyoruz. Ardımızda bıraktığımız yıllar boyunca pek çok ödül kazandık, birçok yapı inşa ettik, ama heyecanımızı hiç yitirmedik. Bugüne kadar yaptığınız çalışmalar içinde sizin gözde projeniz hangisi? B.D: Mimarlar ve yapıları arasında farklı bir ilişki vardır. Başka bir ifadeyle onlar yalnızca iş değildir. Bembeyaz bir kağıt üzerindeki ilk

7 kahve molası coffee break Dilek Derman: Bu büyük ailenin içinde geçen dokuz yılın ardından diyebilirim ki, okulun eğitim anlayışı öğrencilerini sınava değil, hayata hazırlamak üzerine kurulu. VKV Koç Özel İlkokulu, Ortaokulu ve Lisesi çok geniş olanaklara sahip. Öğrencinin bunu fark edip kullanması gerekiyor. karalamalarla başlayan sürecin sonunda ete kemiğe bürünüp inşa edilen yapı, uykusuz pek çok gecenin, emeğin ürünüdür. Bu nedenle içlerinden seçim yapmak zordur. Yine de örneğin, Dalaman Havalimanı işlevi, ekolojik bir kabuk içinde kurgulanan yapı konseptiyle iyi bir uygulama deneyimiydi diye düşünüyorum. 212 AVM ise farklı ve dinamik kütlesel biçimlenişi ve zengin iç mekanlarıyla güzel bir alışveriş merkezi yorumudur bence. Son olarak, şu anda inşaatı süren İstanbloom ilk yüksek yapı deneyimimiz olması nedeniyle önemli. VKV Koç Özel İlkokulu, Ortaokulu ve Lisesi nde yürütmekte olduğunuz projenize ilişkin bilgi verebilir misiniz? B.D: Vehbi Koç Vakfı, kampüs içinde bir havuz yapımına karar verdikten sonra, iki büroyu davet ederek, birer konsept proje hazırlamasını istedi. Bugün inşa edilen proje büromuzun çizdiği ve vakfın seçtiği projedir. Havuzun yerleşke içindeki konumlanışında en büyük özelliği, çevresi ve peyzajla kurduğu güçlü ilişki, sade ve rasyonel mimari dilinin yanı sıra, zengin ve keyifli mekan kurgusudur. Toplayıcı, bir araya getirici büyük saçağın altında transparan bir dünya sunulur öğrencilere. Yarı olimpik havuzla birlikte bir eğitim havuzunun da yer aldığı kapalı havuz mekanı açık havuzlara ve koru peyzajına bakar. Kafeterya ve üst kattaki fitness salonuyla havuz arasında görsel ilişki vardır. Yapı konstrüksüyonu, brüt beton kolonlar ve çelik çatıdan oluşur. Saydam cephe yapıyı kütlesel olarak hafifletirken, iç ve dış ortamı birbiriyle ilişkili kılar. Yapının üst girişindeki merdivenler aynı zamanda açık spor alanlarının seyir amfisidir. Soyunma odaları, antrenman salonları havuzla aynı kotta olup, kendi özel koridorlarından gerekli hijyen şartları gözetilerek havuzla ilişkilendirilmiştir. Bu yapının tüm öğrenciler ve öğretmenlerce beğenilerek keyifle kullanılmasını diliyoruz. Zira biz mimarların en büyük sorumluluğu ve mutluluğu tasarladığımız yapıların kullanıcılarının memnuniyetidir. Tabii çevrenin de memnuniyeti önemli. Başka bir ifadeyle inşa edilen yapının yer aldığı çevreye de değer katması gerekiyor. İstanbul gibi hareketli bir şehirde, yoğun bir iş temposuyla çalışmak aile yaşamınızı nasıl etkiliyor? D.D: İstanbul da yaşamanın yorucu tarafı gün içinde yaptığımız faaliyetlerin birbirlerinden farklı yerlerde ve genellikle uzak mesafelerde olması. Yazık ki bu durum sadece biz yetişkinleri değil, çocukları da kapsıyor. Çocuklar sabah erkenden servislerle uzun kilometreler yaparak okula gidiyorlar. Okul sonrası farklı uğraşları için antrenmanlara ya da kurslara gidiyorlar. Eve gelişleri çoğunlukla gece dokuzdan sonrayı buluyor. Bu durum bizim aile için de geçerli. Oğlumuz Can lise ikinci sınıfta ve Ted Kulüp te tenis oynuyor. Kızımız İdil beşinci sınıfta bu yıl ve o da Fenerbahçe Spor Kulübü nde yüzücü. Her ikisinin de haftanın altı günü antrenmanı var. Zor bir yol seçtiler. Umarım bu çabalarının karşılığını alırlar. Zamana karşı sürdürdüğümüz mücadelede birbirimizle geçireceğimiz saatleri artırmak için çocuklarımızın gönüllü şoförlüğünü yapıyoruz. Antrenman dönüşleri babası Can la, ben İdil le yol boyu yaptığımız sohbetlerle anı biriktiriyoruz. Aile olarak evde bir araya geldiğimiz geç saatlerdeki kısa birliktelikler hiçbirimize yetmiyor. Bu nedenle pazar günlerini bir arada ve çoğunlukla evde geçirmeye gayret ediyoruz. İş hayatında ve aile yaşantısında karşılaştığınız zorlukları aşarken en büyük yardımcınız ve desteğiniz nedir? D.D: Mimarlık zaman zaman gecenin güne karıştığı uzun mesailerle çalışılan, temposu ve stresi yüksek bir meslek. Eşimle meslektaş olmamız ve birlikte çalışmamız, her şeyden önce birbirimizi anlamamız ve destek olmamız açısından çok önemli bir avantaj. İş ve evle ilgili sorumluluklarımızı paylaşıyoruz. Anlayacağınız ekip çalışmasına önem veriyoruz. Veli olarak okulun çocuklarınızın gelişiminde yarattığı fark ve sunduğu gelecek hakkındaki yorumlarınız nelerdir? D.D: VKV Koç Özel İlkokulu, Ortaokulu ve Lisesi eğitim camiasında yer edinmiş saygın bir kurum. Koç velileri de, çocuklarının bu okuldan VOICE 5

8 kahve molası coffee break Bünyamin Derman: Gelecek bizim kestiremediğimiz pek çok imkan ve yoksunluğu barındırıyor içinde. Bu nedenle bir rehber olarak çocuklarımızı iyi tanımalı, dinlemeli, anlamalı ve deneyimlerimizin aydınlattığı kadarıyla, hayat yolculukları için onlara tavsiyelerde bulunmalıyız. alacakları eğitimin kalitesi ve niteliğiyle ilgili yüksek beklentileri olan bir kitle hiç kuşkusuz. Bu büyük ailenin içinde geçen dokuz yılın ardından diyebilirim ki, okulun eğitim anlayışı öğrencilerini sınava değil, hayata hazırlamak üzerine kurulu. Okul çok geniş olanaklara sahip. Öğrencinin bunu fark edip kullanması gerekiyor. O talep ettikçe okul onun önünü açıyor. Bu pek alışkın olmadığımız bir şey tabii. Belki küçük sınıflardayken değil, ama yaşları büyüdükçe çocuklarımız, okulun bu eğitim anlayışıyla hayatlarının sorumluluğunun kendilerine ait olduğunu yaşayarak öğrenmiş oldular. Dünyanın dört bir yanından gelen öğretmenleri sayesinde erken yaşta farklı kültürlerle tanışma fırsatı buldular ve bugün geleceklerine yön verecek seçimleri yaparken, ufka dünya penceresinden bakıyorlar. Sizce veliler, eğitim çağındaki çocuklarının geleceğine yön verirken onlara nasıl rehber olmalıdır? B.D: Sorunuzun cevabını bir örnekle vermek istiyorum. İki tip antrenör vardır. İlki, sporcusuyla birlikte koşar. Bunu ebeveyne uyarlarsak, çocuğunun her adımını programlayan, onunla ders çalışıp, yarışan, hedef belirlerken onu ondan çok düşünerek, adına kararlar veren ebeveyn davranışı. Altı bu kadar çizilince rahatsız edici olsa da pek çoğumuzun zaman zaman bu tarz davrandığını düşünüyorum. Diğer antrenör ise gözlemci ve destekçidir. Bunu da ebeveyn davranışlarına uyarlarsak çocuğunu tanıyan, onun hayallerini paylaşan, destekleyen, zaman zaman tavsiyelerde bulunan, ama çabayı, çalışmayı ve kararları çocuğuna bırakan ebeveyn tipini görüyoruz. Deneyimlerimiz tabii ki çok değerli. Ama adı üstünde deneyimleri yaşanmışlıklarımızla kazanıyoruz. Oysa gelecek bizim kestiremediğimiz pek çok imkan ve yoksunluğu barındırıyor içinde. Bu nedenle bir rehber olarak çocuklarımızı iyi tanımalı, dinlemeli, anlamalı ve deneyimlerimizin aydınlattığı kadarıyla yol için onlara tavsiyelerde bulunmalıyız. Onları yönlendirmek yerine, yanlarında olmalı, desteklemeli ve cesaretlendirmeliyiz. Geleceğe dair seçimleri konusunda gençlere tavsiyeleriniz nelerdir? D.D: Hayat, yüzlerce seçenekle önümüzde dururken, içinden birini seçmek, diğerlerini ardımızda bırakmak demektir aslında. Yine de hayatın her anında seçimler yaparız. Bir lokantada, yiyeceğimiz yemeği, sabahları, o gün giyeceğimiz kıyafeti, gün gelince, okulumuzu, işimizi, eşimizi seçeriz. Çoğu kez ya bir şeyi diğerine tercih ederiz ya da önceliklerimizi belirleriz. Ama bir yola girebilmek için bu gereklidir ve unutulmamalıdır ki, yol boyunca karşımıza çıkacak sayısız kavşakta, verdiğimiz kararları gözden geçirerek, yeni ve farklı seçimler yapabiliriz. Yine de, bir zamanlar o yolun başında epey ter dökmüş biri olarak, gençlere geleceğe dair yapacakları seçimlerde, beden zamanını iyi kullanabilmeleri için, öncelikle kendilerini iyi tanımalarını öneririm. İlgi alanlarını keşfetmelerini, geleceğe dair hayaller kurmalarını Hedeflerini koyarken verdikleri kararların, yürekleriyle de onaylandığından emin olmalarını Çünkü bu yol genellikle güllük gülistanlık değildir. Pek çok zorlukla mücadele etmeleri, çok çalışmaları gerekebilir ve insan kendi verdiği kararların sorumluluğundan kaç(a)maz. Hedefe giden yol aceleye gelmez, sabır ister. Üstelik bazen yol boyu yaşananlar hedeften daha anlamlı, öğretici ve keyifli olabilir. Bu yolculuğun tadını çıkarsınlar. Çünkü bizi mutlu veya başarılı hissettiren şeyler, yaşamın en küçük parçaları olan anlarda gizlidir. Ve naçizane görüşüm, hayattaki en iddialı kariyer insanın kendini keşfi ve inşası üzerinedir. Sizin için hayattaki en büyük başarınız nedir? B.D: Başarının tanımı kişiden kişiye değişse de, başarının büyüklüğü kuşkusuz onun için verilen uğraş ve emekle ölçülür. Benim için hayattaki en büyük başarı, sahip olmaktan büyük mutluluk duyduğum ailem ve genç meslektaşlarımla güzel işlere imza attığımız ofisimdir. 6 VOICE

9 mesaj message Her değişim bir iyileştirme fırsatıdır Türk eğitim sistemindeki yeni yapılanma doğrultusunda İlköğretim Okulumuzu İlkokul ve Ortaokul olarak yeniden yapılandıracağız. Bu köklü değişikliği bir iyileştirme fırsatı olarak değerlendirmek amacıyla harekete geçtik. Mesrure Tekay VKV Koç Özel İlkokulu ve Ortaokulu Müdürü Henüz çok genç bir okul olmamıza rağmen, kuruluşumuzdan bu yana birçok değişim yaşadık ve galiba bunların en şiddetlisini de bu yıl yaşamaya başladık yılında zorunlu eğitim sekiz yıla çıkarılınca ortaokullar kapandı ve ilkokullar ilköğretim okuluna dönüştürüldü! Bizim okulumuzun ortaokulu o zamanlar Lise ile bir arada olduğundan, yeni yapılan okul doğrudan ilköğretim okulu olarak tasarlandı ve şekillendi. Sene 1998, sadece 14 yıl önce! Böyle olmasının avantajları ve dezavantajları vardı. Biz okulda mekan kullanımını, yönetimsel yapıyı ve okul içi uygulamalarımızı, bundan böyle olacak 4 (İlkokul) + 4 (Ortaokul) şeklinde değil de 3 (1, 2, 3. Sınıflar) + 2 (4, 5. Sınıflar) + 3 (6, 7, 8. Sınıflar) olarak düzenlemiştik. Öğretim programları yılından başlayarak değiştirildi ve biz de okulumuzda buna uyum sağladık. Derken, yeni yapılanmanın önce haberi, sonra kendisi geldi! Biz de hemen, bu değişimi bir iyileştirme fırsatı olarak değerlendirme amacıyla harekete geçtik. Son 15 yıldır ilköğretimin üst kademelerinde sınıflandırılan yaş grubu ergen çocuklarımızı, bir üst öğrenim programına daha iyi hazırlamak için nasıl bir ortaokul oluşturabiliriz? sorusunu kendimize sorduk. Şimdi bu sorunun cevabını bulmak için harıl harıl çalışıyoruz. Bir yandan bilimsel araştırmaları ve dünyadaki uygulamaları inceliyoruz, bir yandan yönetmelikleri ve yeni öğretim programlarını anlamaya uğraşıyoruz, bir yandan da yeni yapılanmanın temel taşlarını yerleştirmeye çalışıyoruz. Bu aslında çok heyecan verici ve zevkli bir çalışma. Değişim haberinin ilk şokunu atlatan ve bu fırsatı iyileştirme amaçlı değerlendirme konusunda kararlı olan biz eğitimciler şimdiden yeni ilkokulumuzun ve ortaokulumuzun hayalini gözümüzde canlandırmış durumdayız. Ancak bir sorun var, düşüncenin aksiyona dönüşmesi zaman gerektiriyor. Bu sefer 1998 de olduğu gibi yepyeni bir okul kurmuyoruz, var olanı dönüştürüyoruz. Bilirsiniz olanı değiştirmek, yeni yapmaktan daha zordur. Bu nedenledir ki, ilkokulun son sınıfı olan 4. Sınıfla, ortaokulun ilk sınıfı olan 5. Sınıfta uygulamaların bazıları bu yıl tam olarak başlatılamadı ancak ders yılı için şimdiden planlamaları ve hazırlıkları yapıyoruz. Var olanı dönüştürmek yeniden yapmaktan zordur Bu arada geçen yıldan beri kendi kariyerimde okul müdürlüğü ihtisasımı tamama erdirip, bir sonraki safhaya geçmenin hazırlıklarını yapmaktaydım ki, bu değişim ortaya çıktı. Başlangıçta bu değişiklik zamanlama açısından iyi değilmiş gibi görünse de, biraz daha dikkatle bakıldığında okulu, ilkokul ve ortaokul olarak yeni yapıya kavuştururken, yeni liderlerle sistemi güçlü kılmanın mümkün olduğunu kolayca gördüm ve kaygılanmaktan vazgeçtim. Okulların her birine, öğrencilerin yaş grubu özellikleri konusunda bilgili, öğretim programlar geliştirmede deneyimli, okulun gelişimi ve değişiminde görev almış, öğrencilerin ve öğretmenlerin ihtiyaçlarının farkında, 21. Yüzyıl eğitiminin gerektirdiği niteliklere sahip birey yetiştirme sorumluluğunu taşıyan, duyarlı ve çalışkan eğitim liderleri arasından seçilecek olan yeni ilkokul ve ortaokul müdürleri yakında belirlenmiş olacak. Benim görev süremi tamamlayacak olduğum 2013 Ağustos ayına kadar onlarla ve okulların orta kademe yöneticileri ile birlikte önümüzdeki yılın hazırlıklarını tamamlamış olacağız. Şimdiden İlkokul ve Ortaokul Komisyonları kurduk ve çalışmaya başladık. Bir sonraki aşamada velilerimizi ve öğrencilerimizi de bu hazırlıklara dâhil edeceğiz. Özellikle önemli bir değişiklik olan Ortaokul seçmeli ders uygulaması ile ilgili çok güzel gelişmeler planlıyoruz ve önümüzdeki aylarda sonuçlarını 4. ve 5. Sınıf velilerimizle paylaşarak öğrencilerimizin ortak ve seçmeli derslerden oluşan dört yıllık bireysel eğitim planlamalarını kendileriyle ve velileriyle birlikte oluşturacağız. Bu hızlı ve köklü değişiklikler döneminde camiamızın tüm üyelerinden bizlere destek olmalarını istiyorum ve bu süreçleri yaşarken olumlu katkılarıyla uyumu kolaylaştırmalarını bekliyorum. Her şeyin en iyisine layık olan çocuklarımızın eğitim ve öğretim sürecine katkıda bulunan ve okulumuzu bulunduğu bu güzel yere getirmek için emek veren herkese yürekten teşekkür ediyorum. VOICE 7

10 yüz yüze face to face Proce leri kadar gerçek: Porof. Zihni Sinir Her yaştaki çocukluğumuza hitap eden, hepimizin içindeki yaratıcılığa seslenen Porof. Zihni Sinir e, bundan uzun yıllar önce hayat veren İrfan Sayar ile Cihangir deki proce dükkanında buluştuk. İrfan Sayar ın yaratıcılık öyküsü, çocukluğunda kendisi ve arkadaşları için ürettiği oyuncaklarla başladı. Bugünkü adı Mimar Sinan Üniversitesi olan Güzel Sanatlar Akademisi nde, Yüksek Dekoratif Sanatlar Bölümü, Sahne ve Görüntü Sanatları İhtisas Atölyesi nde öğrenim gören Sayar ikinci sınıftayken, Oğuz Aral ile tanıştı ve Gırgır Dergisi ndeki karikatüristlik macerası böyle başladı. İrfan Sayar, kendi ününü aşan, çılgın karakter Porof. Zihni Sinir tipini yarattığında yıl 1977 ydi. Onun tanımlamasıyla İçinde mizah, fonksiyonellik ve estetiği barındıran, insan ve eşya arasındaki ilişkiyi sorgulayan proceleri yle Porof. Zihni Sinir kanlı canlı bir karaktere dönüştü hayatımızda. İrfan Sayar, çalışmalarının yanı sıra Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Enformatik Bölümü nde öğretim görevlisi olarak ders vermeye devam ediyor. Hepimizin içindeki yaratıcılığa, en saf anlamıyla çocukluğumuza seslenen İrfan Sayar ile Cihangir deki proce dükkanında buluştuk. Kendi oyuncaklarınızı üretmeye nasıl başladınız ve bu yaratıcı yönünüzü nasıl şekillendirdi? Çiftçi bir ailenin çocuğuyum. Yaz tatillerim köyde geçerdi ve oyuncaklarımı oraya götürmeme müsaade etmezlerdi. Bu bende oyuncaklarımın benzerlerini yapma düşüncesini yeşertti. Köydeki arkadaşlarımla birlikte oyun içerisinde çeşitli makineler, vinçler, greyderler, yollar yapıyorduk. Tavuk ve horoz tüyleri, mısır koçanları, konserve 8 VOICE kutuları, iplik makaraları, killi çamurlar, atık telgraf telleri ana malzemelerimizdi. Tabii zamanla bir şeyler üretmenin beni daha çok eğlendirdiğini fark ettim. Oğuz Aral ile tanışmadan önce profesyonel olarak karikatür çizmeyi hedeflemiş miydiniz? Çizimler yapıyordum, ama asla bir karikatürist olmayı planlamamıştım. Tesadüfî bir şekilde gelişti her şey, bir arkadaşım çizimlerimi ona gösterdi ve tanıştık. Ben belki de ressam olacaktım Gırgır Dergisi yle başlayan karikatüristlik macerasının ardından özgün karikatürheykel tasarımlarına hayat verdiniz. Sizce bu özgünlüğün sırrı nedir? Ben aslında sahne tasarımcısıyım. Bölümü seçerken İtalyan mekaniği ve sahne mekaniği ilgimi çekiyordu. İkinci sınıftayken Oğuz Aral ile tanışıp karikatür çizmeye başlamıştım. Bu iki özellik, çocukluğumda yaşadığım imkansızlık ya da imkan diyebileceğimiz koşullarda gelişen yaratıcı yönümle birleşti. Mizahın bu şekilde kullanımına rastlamıyoruz. Zihni Sinir karakterinin bu nedenle özgün olduğunu söyleyebilirim. 70 lerden beri tüm karikatürseverlerin yakından tanıdığı Porof. Zihni Sinir sizce nasıl yaşayan bir karaktere dönüştü? Uzun ömründe çeşitli aşamalardan geçti Zihni Sinir. Mizah dergilerinde çizim yapmayı bıraktıktan sonra Arnavutköy deki küçük atölyede, çizimlerimi üç boyutlu nesne haline getirme çalışmalarına başlamıştım. Bu nesnelerin görüntüsünden ziyade fonksiyonelliğinin içerisine mizah katmaya çalıştım. Örneğin bir karikatürün heykel formunu görebiliriz ya da fonksiyonel bir alete mizah öğeleri katılmış olabilir. Ama mizahın fonksiyonellik tarafında kullanımını Zihni Sinir de yapmış oldum ilk kez. Dolayısıyla Zihni Sinir Proceleri, üç boyutlu hale gelseler de fonksiyonel tarafları olsa da sorgulayıcı özelliklerini devam ettiriyorlar. Tasarımların proce olarak tanımlanması da bundan kaynaklanıyor. Yani onlar hem kullanılabiliyor hem de bir karikatür heykel gibi durabiliyorlar ve insan ile eşya arasındaki ilişkiyi sorguluyorlar. Porof. Zihni Sinir kime hitap ediyor? Ben her yaştaki çocukluğa hitap eden bir karakter olarak tanımlıyorum Zihni Sinir i. Hatta ilk dükkânın açılışındaki slogan Yanınıza çocukluğunuzu da almayı unutmayın dı. Zihni Sinir in bilim dünyasıyla da ilişkisi oldu. Evet. TÜBİTAK popüler bilim kitaplarını ortaya çıkarırken karakterin pozitif bir etki yaratacağını düşündü. Bilim Teknik Dergisi nde de her ay çizmemi istediler. Böylece bilim camiasıyla da bütünleşmiş oldu Zihni Sinir. Türkiye de yenilikçilik, yaratıcılık konuları gündeme gelmeye başlayınca yine Zihni Sinir in yaratıcılığına ihtiyaç duyuldu. Yani eğer yaratıcılık üzerine toplantı ya

11 yüz yüze face to face da konferans varsa beni de konuşmacı olarak davet etmeye başladılar. Ardından ilköğretim müfredatına teknoloji tasarım dersi eklenmesi sürecinde, Talim Terbiye kurulu benimle iletişime geçti ve Zihni Sinir i de referans gösterdiler. Çünkü o dersin öğretmeni olmadığı gibi kitabı da yoktu. Milli Eğitim Bakanlığı seminerler düzenlendi. Dersin içeriğinin nasıl olabileceği hakkında ipuçları vermeye başladım. Böylece Zihni Sinir bir kez daha çocuklarla buluştu. Yalnız uygulama biçimindeki yanlışlıklar yüzünden bu durum beni sıkıntıya soktu. Çünkü aileler arayıp verilen ödevleri yapmamı, yaptırmamı ister hale geldiler. Böyle bir ders mutlaka olmalı, ama çocukların düşündüklerini gerçekleştirebilecekleri maket çalışmaları yapabilmeleri için okullarda atölyeler olması gerekir. Fakat ne yazık ki aileler çocuklarının ödevi için marangozları, elektrikçileri gezmeye başlar oldu. Dolayısıyla dersin öğretmenlerinin yetiştirilmesiyle ilgili bir çalışma yapılabilirse daha iyi olacağını düşünüyorum. İnsanlar birdenbire sınıftan bir Edison çıkacakmış gibi düşünüyorlar. Aslında önemli olan çocuklarda doğal olarak var olan yaratıcılık özelliğini desteklemek. Sizin düzenlediğiniz atölyeler de oluyor. Sizce bu tür çalışmalar katılımcılara ne kazandırıyor? Elektronik dünyanın, bizi özellikle de çocukları edilgen bir konuma sürüklediğini düşünüyorum. Benim çocukluğumda endüstri alanı mekanikti. Misal, kol saatleri kurmalı veya mekanik bir şekilde çalışıyordu. Saatin içini açıp nasıl çalıştığını anlayabilirdiniz. Bu nedenle eşyayla olan ilişkiniz günümüzdeki kadar korkutucu değildi. Artık pahalı olduğu için elektronik bir aletin içini açamıyorsunuz hem de açınca bir şey göremiyorsunuz Ben elektronik dünyanın çocukları ittiği edilgen özne olma durumunu kırmak için, 6-11 yaş grubuna elektroniğin ve ahşap malzemelerin birlikte kullanımıyla çeşitli robotik çalışmalar yaptırılabileceğini düşünüyordum. Aslında elektronik bir aletin içinde temel olarak 7-8 adet parça vardır ve en karmaşık yapılarda bile ürün, bunların yan yana gelişiyle oluşur. Bu parçaların çocuklara tanıtılması, nedir, ne işe yarar sorularının cevaplanması gerektiğine inanıyordum. Bu sayede küçük pil ve kablo bağlantılarıyla, elektrik motorlarıyla robotik çalışmalar yaptırılabilirdi. İşte bunları düşünerek bir atölye çalışması programladım ve çocuklarla birlikte uyguladık. Amaç da, onların ürettiklerine sahip olabilmesini sağlamaktı, her çocuğun yaptığı robotik objeyi evine götürebilmesiydi. Bu çerçevede düzenlenen Zihni Sinir Robotik Workshop ları çeşitli firmaların çalışanları için de düzenledik ve çok ilgi gördü. Gelecek planlarınızdan bahsedebilir misiniz? Zihni Sinir proceleri insana, İlginç, ama ben daha iyisini yapabilirim dedirtir. Bu pozitif bir tuzaktır, ulaşılamaz görünen teknolojik üretim faaliyetine, herkesin temelinde var olan yaratıcılığa bir kıvılcım atar. Bu nedenle hem şimdiye kadar üretilmiş Zihni Sinir Proceleri nin yer aldığı hem de herkesin kendi yaratıcılığını ortaya koyabildiği mekanları barındıran bir park kurmak istiyorum. Bir cam ya da demir atölyesinde insanların oradaki ustayla birlikte çalışabileceği, düşündüklerini gerçekleştirebileceği ortamlar Örneğin Rahmi Koç Müzesi, organize sanayi bölgesi ve lunaparkı mikserde karıştırdıktan sonra ortaya çıkacak bir alan hayal ediyorum. Eğer İngiltere de olsaydık, bu proje çoktan gerçekleşmiş olabilirdi. Ama Türkiye de yaşıyoruz ve bunu ne zaman gerçekleştirebileceğimi bilemiyorum. Geleceğini inşa etme yolunda gençlere tavsiyeleriniz var mı? Hayatın belli safhaları var. Çocukluğunu, gençliğini, yetişkinliğini özümseyerek, iyi yaşayabilmiş insanların başarılı olabileceğini düşünüyorum. Bu nedenle gençlere hayata bir an önce atılma konusundaki kaygılarını bir kenara bırakmalarını tavsiye ediyorum. Ayrıca hayatta nefes alabilecekleri bir yapıyı kendileri için kurmalılar. Örneğin, Çok zorda kalırsam garsonluk yapabilir miyim? Bu güçlerini tartmaları gerekiyor. Tabii diğer yandan kendilerine sunulan imkanları en iyi şekilde kullanmalılar. Örneğin okulun kütüphanesinde bakmadıkları bir kitap kalmamalı, hak ettiklerini sonuna kadar kullanarak kendilerini güçlendirmeliler. En önemlisi de bir konuya konsantre olabilme özelliklerini geliştirmeleri. İnsanın çeşitli karakterlerinden dolayı, zamanla bir uğraş hep ön plana çıkacaktır. Bu bana para kazandırmaz, o nedenle bunu hobi olarak sürdüreyim demek felakete sürüklenmektir. Aksine o alana dört elle sarılarak, gelişen bilgi edinme olanaklarından yararlanırlarsa çok ciddi noktalara gelebilirler. Üniversitede güzel sanatlar alanında öğrenim görmek isteyenlere ne önerirsiniz? Okulların ismine aldanmamak gerekiyor. Öğrenim görmek istenilen okulun mezunları ya da öğrencileriyle iletişime geçmek önemli. Okul size belli metotlar verip yol gösterecektir, ama üniversite eğitimindeki gelişim imkanlarını kullanmak tamamen öğrenciye bırakılır. Bilgiyi toplamak öğrencinin işidir. Belki bir hocanızın bir arkadaşı ünlü bir modacıdır ve siz üniversiteyi bu bağlantıları kurabilmek için kullanmalısınız, peşine düşmelisiniz. Üniversite kum tepeciğine gömülü misketleri kurcalayarak, beğendiklerinizi seçip sahip olabileceğiniz yerdir. Eskiden olduğu gibi hangi misketleri almanız gerektiğini size söyleyen yoktur. VOICE 9

12 bizden from us Daha parlak bir gelecek için Öğrenen Dostu Eğitim Ziya Selçuk VKV Koç Özel İlkokulu ve Ortaokulu nda uygulanan Öğrenen Dostu Eğitim projesi hakkındaki sorularımızı yanıtladı. Öğrenme stilleri genel olarak, herkesin en iyi öğrendiği yolu bulup, o yolda ilerlemesini sağlamak için kullandığı yöntemlerin bütünü olarak tanımlanabilir. VKV Koç Özel İlkokulu ve Ortaokulu nda Öğrenen Dostu Eğitim projesine başlanmasının temel nedeni de, aslında bu tanımda yatıyor. Amaç her öğrencinin kendi stilinde öğrenmesini kolaylaştırarak daha mutlu ve kalıcı bir öğrenme atmosferi yaratmak diyen Ziya Selçuk, Koç un yıllardır farklılaştırılmış eğitim konusunda öğretmen eğitimi yaparak ülkemiz için çok yeni olan bu konuya hiç de yabancı olmadığını vurguluyor. Farklılaştırılmış eğitimi güçlendirmenin yollarından birinin, öğrenme stillerini öğrenme ve öğretme süreçleriyle harmanlamak olduğuna değinen ve Bu projede Herkes öğrenebilir ilkesinden hareket eden Dunn & Dunn Öğrenme Stilleri modeli kullanılacak. Bu model eğitimcilere, öğrencilere ve anne babalara kapsamlı ve uygulanabilir bilgiler sunarak herkesin özelliği doğrultusunda başarıyı yakalamasına olanak tanıyor diyen Selçuk, projenin ayrıntılarına ilişkin sorularımızı yanıtladı Projenin kapsadığı kademeler nasıl belirlendi? Şimdilik ilk beş sınıfa uygulanacak. Çünkü temelden itibaren önlem alıp gereken alt yapıyı kurmak amaçlanıyor. Bu tür yaşamsal değişiklikleri içselleştirmek çok kolay olmuyor. Adım adım ilerleyerek hazmetme kapasitesini dikkate almak durumundayız. 10 VOICE Aceleden kaynaklanan sorunların öğrenme stilleri uygulamasından kaynaklandığının sanılmasını istemeyiz. Bu sınıflarda edinilecek deneyim ve yaşantılar diğer sınıflara geçişi kolaylaştıracak. Projede öğretmenlerin rolü nedir? Öğretmenler açısından bakıldığında ilk aşamada stil kavramının özümsenmesi önem taşıyor. Hemen arkasından öğretmenlerin kendi öğretim ve öğrenme stillerini tanımaları geliyor. En son aşamada ise, öğrencilerin öğrenme stillerini öğrenmeleri gerekiyor. Öğretmen kendini tanımadığında öğrencileri tanısa da işlevsel olamıyor. Çünkü öğrenme etkileşimsel ve sosyal bir süreç. Bu proje için VKV Koç Özel İlkokulu ve Ortaokulu nu seçmenizin nedeni nedir? VKV Koç Özel İlkokulu ve Ortaokulu öğretim kadrosuyla öğrenme stili projesi için gerekli olan farklılaştırılmış öğrenme eğitimlerini almış durumda. Yani diğer kurumlardan bir adım önde. Yapılan her projenin yürütülmekte olan sistemi rahatsız etmeden yumuşak bir geçişle hayata geçirilmesi gerekiyor. Çünkü ani değişimler mevcut kazanımları riske sokabilir. Veliler dış motivasyona ihtiyaç duyan öğrencilerde hem zorlayıcı hem de ulaşılabilir hedefler koyma dengesini nasıl yakalayabilir? Sınıf içinde toplu olarak konulan hedeflerin her zaman biraz yüksek olması yararlıdır. Ancak bireysel hedeflerin kişiye göre düzenlenmesi daha işlevsel sonuçlar ortaya koyabilir. İç motivasyonu güçlü olan çocuklar kendi hedeflerini kendileri koyuyorlar. Biraz destekle daha gerçekçi kararlar verebiliyorlar. Fakat dıştan motive olabilen çocuklar dıştan gelen önerilere hem ihtiyaç duyarlar hem de kızarlar. Bu tür çocuklara ulaşılabilir hedefler koymak özgüvenlerini besler. Özgüven belirli bir noktaya geldikten sonra daha zorlayıcı hedefler koyup motivasyon kondisyonunu sürekli ama azar azar yükseltmekte yarar vardır. Burada vurgulanması gereken en önemli husus, ebeveyn veya öğretmenlerin, çocuğun öğrenmesinin sorumluluğunu üstlenmemesidir. Onun adına her şeyi düşünmek ve yapmak çocuğu düşünmek gibi görünse de uzun vadede zarar veriyor. Çünkü çocuk kendi başına karar verme ve yaptığı işin sorumluluğunu kabullenme mekanizmasından uzaklaşıyor. Öğrenme stillerine göre eğitim uygulamalarında, ölçme değerlendirmenin rolü nedir? Türkiye de maalesef ölçme değerlendirme sınav sistemi tarafından rehin alınmış durumda. Dershane sistemi, SBS ve üniversiteye giriş sınavları, özel ders uygulamaları ve benzeri tüm etkinlikler ölçme değerlendirmenin nasıl yapılacağının belirleyicisi olmuş. Dolayısıyla mevcut ölçme değerlendirme sistemi sonuç odaklı bir bakış açısına

13 bizden from us ÖÐRENME DUNN & DUNN PSiKOLOJiK SOSYOLOJiK STiLLERi VKV Koç Özel İlkokulu ve Ortaokulu öğretim kadrosuyla öğrenme stili projesi için gerekli olan farklılaştırılmış öğrenme eğitimlerini almış durumda. Yani diğer kurumlardan bir adım önde. DUYGUSAL FiZYOLOJiK ÇEVRESEL sahip. Yani süreçte neyin nasıl yapıldığına bakmaksızın sonuca göre karar vermeyi gerektiriyor. Oysa olması gereken daha ziyade süreç odaklı bir uygulama. Süreç odaklı anlayış, tüm basamaklarda öğrencinin geribildirim almasına fırsat sağlıyor. Öğrenme stilleri uygulamalarının süreç odaklı yaklaşımı desteklediğini söyleyebiliriz. Bu arada, süreç odaklı bir yaklaşım sergilemek sonucu görmezlikten gelmeyi gerektirmiyor. Öğrenme stillerine göre okullarda ve sınıflarda fiziksel değişiklikler yapmak gerekiyor mu? Aslında çok abartılı fiziksel değişikliklere gereksinim yok. Öğrencilerin bireysel, küçük grup ve büyük grup halinde çalışabilmelerine olanak veren her türlü düzenleme uygundur. Sınıfta halı minder, koltuk bulunması işi daha da kolaylaştırabilir. Asıl olan fiziksel düzenlemeden çok zihniyet meselesidir. Eğitim ciddi bir iştir, çocuklar sıralarda dik olarak arka arkaya oturmalıdır anlayışıdır zihniyet dediğim. Bu okulda söz konusu düzenlemeleri yaşları dikkate alarak yapmak çok kolay. Çünkü zaten birçok düzenleme yapılmış vaziyette. Kalabalık okullara gelince durum biraz daha farklı. Aslına bakarsanız Türkiye nin 50 den fazla ilinde sınıf mevcutları 30 un altında. Hatta 25 in altında olan binlerce sınıfımız var. Ancak mevcutlar düşse de fiziksel düzenlemeler değişmiyor. Maddi imkan olsa da eski düzeni yeni eşyalarla koruyorlar. Çünkü mesele kalabalık meselesi olmaktan çok az önce ifade ettiğim gibi zihniyet meselesi. Sizce çocuklarda keşfedilmesi gereken en önemli temel beceriler nelerdir? 21. yüzyılda farklı olan, bilgi ve iletişimle ilişki biçimimiz. Bilginin ağ yapısı, iletişimin çoklu tabana yayılması eğitimin nasıl olması gerektiğini belirliyor. Aslında 21. yüzyıl becerileri olarak literatürde yer alan becerilerin birçoğu binlerce yıldır geçerli. Örneğin yaratıcılık, problem çözme, eleştirel düşünce gibi beceriler Mimar Sinan için de, Da Vinci için de gerekliydi. Yani bu yüzyıla has becerilerden söz etmiyoruz tümüyle. Belki bir derece karakteri değişmiş beceriler söz konusu olabilir. Bu yüzyılda ağ (network) duyarlı olmak ve sosyal zekayı geliştirmek çok önemli. Bazı çocuklarımız daha çok yalnız olmayı ve sınırlı sosyalleşmeyi tercih edebilir. Özellikle içsel zekası yüksek olan çocukların sermayesi yalnız kalmaktır. Çünkü yalnızken daha fazla üretirler. Eğer canları istediğinde arkadaşlarıyla birlikte olabiliyorlarsa asosyallikten bahsedilemez. Yalnız olmayı bilinçli olarak tercih ediyorlar demektir. Bu çocuklardan filozof, sanatçı, yazar gibi yetenekler çıkması kuvvetle muhtemeldir. Öğrenme stilleri MEB müfredat ve mevzuatında yer alıyor mu? Öğrenme stilleri bir müfredat konusu olmayıp, müfredat işlenirken kalıcı öğrenmeyi kolaylaştırmanın bir aracıdır. Ancak müfredatın temel felsefesi içinde çoklu zeka ve öğrenme stillerinin dikkate alınması hususunda tembihler yer alıyor. Bu nedenle öğrenme stilleri Milli Eğitim ilkelerine paralel bir amaç taşıyor. Öğrenme stilleri uygulamalarının tersinin daha çok işe yaradığını iddia eden uygulamalar ve öneriler de mevcut. Bu konuda ne söyleyebilirsiniz? Öğrencilerin zorlanmasını öneren yaklaşımlarla öğrencinin doğasının dikkate alınmasını isteyen yaklaşımlar çelişiyor gibi görünse de kanımca aynı amaca yönelik. Dünyada çocukların zorlanmasını ve dayanıklılığının artmasını isteyen kültürler olduğu gibi tersi de söz konusu. Örneğin bizim toplumumuzda çocuklar okula gitmemek için ateşi varmış gibi veya karnı ağrıyormuş gibi yaparlar. Daha doğrusu isterlerse kısa sürede karınlarını ağrıtabilirler. Japon çocuklar ise hasta olup okula gidemediklerinde eğitimden geri kalacakları için ailelerinden özür dilerler. Bunu bir suç gibi algılarlar. Yine Japon ve Çinli çocukların çok uzun süre ders başında oturmaları onların dayanıklılığı açısından çok önemlidir. Bizde ise çok oturmak değil amaca yönelik olunup olunmadığı önemlidir. Ülkemizde çocuğu zorlamayı bir tarafa bırakın ileri düzeyde bir koruyuculuk söz konusu. Çocuğun başına bir şey gelmesi ihtimali bile ebeveyni harekete geçirmeye yeter. Oysa çocukların biraz zorlanması, yokluk görmesi onları mücadeleci yapar. Çocuğunuzu okulda çok sıkı şartlarda zorlayacağız denildiğinde kaç veli o okula çocuğunun gitmesini ister? Bence bu tür seçimler çocuk yetiştirme biçimi ve toplumsal algı çerçevesinde değerlendirilmelidir. VOICE 11

14 bizden from us Let the games begin This time, it is for the Cup! Yurtiçi Üniversiteler Fuarı DBB stands for Doğudan Batıya Basketbol in Turkish Basketball from East to West. The project started two years ago as an extracurricular activity created by a handful of Koç School students. Today, it spans multiple schools, cities and this year, countries. The project brings students from different geographical and cultural areas together, united under the power, and love of, basketball. DDB participants from the Koç School travel to chosen Eastern Turkish towns to meet students with a passion for basketball who are later invited to Istanbul to attend a week-long basketball camp. During the camp, students attend workshops, seminars and get a chance to practice ball with famous basketball players such as Hidayet Türkoğlu, Sinan Güler, Semih Erden, Ender Arslan and Harun Erdenay. In the second year of the project, a European tournament will take place in Istanbul with teams from Belgrade, Ljubljana, and Skopje playing against teams from Şanlıurfa, Elazığ, Hakkari and Istanbul. The 3 on 3 tournament will take place the week of January 22 nd, both at the Koç School and Özyeğin University. Yurtiçi Üniversiteler Fuarı, Aralık ta iki gün boyunca en çok tercih edilen 16 vakıf ve devlet üniversitesinin katılımı ile gerçekleşti. İlginin yoğun olduğu etkinlikte üniversiteler tanıtılırken öğrencilere aynı zamanda kariyer seçimleri doğrultusunda destek danışmanlık da verildi. Çevre ilçelerden 11 Anadolu lisesinin ziyaret ettiği fuara yaklaşık öğrenci katıldı. Cumhuriyet Yolu Ekim tarihleri arasında 8. sınıf öğrencilerimizle Cumhuriyet Yolu konulu bir gezi gerçekleştirdik. Öğrencilere gezide Müdür Yardımcımız Oya Sakız, Türkçe öğretmeni Hakan Karakullukçu, Rehber Öğretmen Funda Utku Maşraf ve Sosyal Bilgiler Öğretmeni Tuğba Kara eşlik etti. Gezi kapsamında öğrenciler, Ulus ta yer alan birinci ve ikinci meclis binalarını gezdiler. Gezinin ikinci gününde Anıtkabir de Ata mıza saygılarını sunup anı defterine görüşlerini yazdılar. TBMM binasında, bugünkü meclisin özellikleri aktarılırken öğrencilerimiz büyük dikkatle dinlediler. Kendilerine verilen TBMM ziyaret beratı onlar için güzel bir hatıra oldu. Afyon da ise, Kurtuluş Savaşı nın Batı Cephesi nde meydana gelen 1. ve 2. İnönü, Sakarya Meydan Savaşı ve Büyük Taarruz un geçtiği atmosferde konuları işlemek, öğrencilerin yaşayarak öğrenmelerini sağladı. Öğrenciler Zafer Anıtı, Alagöz Karargâhı, Duatepe, Kocatepe ziyaretlerini büyük zaferin kolay kazanılmadığı bilinciyle tamamladılar. 12 VOICE

15 bizden from us ingenious Koçlular II. İstanbul Çocuk ve Sanat Bienali nde Hülya Karamemiş 1. ingenious Yaz Okulu, İstanbul Ağustos 2012 İlk aşamada üç yıl sürmesi planlanan ingenious Projesi nin hedefi Avrupa da yükselen yaşam standartları ile doğru orantılı olarak gençler arasında bilimsel çalışmalara ilginin arttırılması ve öğrencilerin bilime olumlu tutumlarının gelişmesini sağlamak. Hülya Karamemiş koordinatörlüğünde düzenlenen projede, farklı sanayi ortaklarının desteği sayesinde Avrupa Birliği ile ortaklaşa çalışmalar yapmak ve proje oluşturmak da hedefler arasında yer alıyor. Avrupa Birliği üyesi olmadan projeye dahil edilen tek ülke Türkiye. Konu ile ilgili olarak bölümün akademik dönemde yaptığı ve katıldığı çalışmalar: Çalışma öncesi ve sonrası ilgili anketler yapılarak proje kapsamında, Xperimania II - The Benefits of Chemistry in Everyday Life - Acids & Bases deneyi ve Sensor Adventure oyunu adlı iki uygulamalı çalışma gerçekleştirildi. İhtiyaç analizi anketleri ve etkinliklerde yer alan en az bir adet Community of Practice (COPs) çalışması yapıldı Mayıs 2012 tarihlerinde Roterdam da gerçekleştirilen ingenious WP3 Pilot Schools Workshop a ve Ağustos 2012 tarihlerinde İstanbul da düzenlenen 1. ingenious Yaz Okulu na katılım gerçekleştirildi. 27 Mart 2012 de, etkinlik takviminde online chat lerden biri olan Innovative Chemistry - CEFIC e katılım sağlandı. II. İstanbul Çocuk ve Sanat Bienali ne VKV Koç Özel Ortaokulu öğrencileri Tablo Canlandırma Klipleri adlı çalışmaları ile katıldılar. Bienal, Kadıköy İskelesi nin üzerinde yer alan Şirket-i Hayriye Sanat Galerisi nde sergilendi. Klipleri İlkokul ve Ortaokul Facebook sayfasında bulabilirsiniz. Bienalde sergilenen diğer bir eser ise, lise öğrencilerinden 15 yaşındaki David Kebudi nin The Stuck isimli kısa filmiydi. İmgelerle, yaşam ile ölüm arasında kalmışlığı anlatan filmde, hasta bir gencin hastane odasında hayat ile çekişmeleri ele alınıyor. Gerçeklikler ile paralel yansıtılan bir bilinçaltı dünyası, çocuğa farklı oyunlar oynar ve olayları çarpıtır. Origami Turna Kuşları Koç öğrencileri, 25. yıl Kütüphane Etkinlikleri çerçevesinde her iki okulun kütüphanelerinde düzenlenen ve iki gün süren origami çalıştayında origami sanatçısı Nazan Tacer ile bir araya geldiler ve origami tekniklerini kullanarak Turna Kuşu yapmayı öğrendiler. Geleneksel Japon kağıt katlama sanatı origami, Japonca Oru (katlama) ve Gami (kağıt) sözcüklerinin birleşmesi ile oluşuyor. Katlanan origami turna kuşlarının bir araya getirilmesiyle tasarlanan avize okulda sergilendi. VOICE 13

16 bizden from us Harry Potter Night Birsu Baç 8 th grade English teachers planned a colourful and fun event for students at the Koç Middle School. The theme was Harry Potter films Witches and wizards united to celebrate a night of magic on October 11 th, Koç Middle School English teachers planned a wonderful event for students at the Koç Middle School. The night was enchanting and the school was beautifully decorated for the special occasion. Students thoroughly enjoyed the whole event. School buildings as Hogwart s houses The evening began as students were sorted into their Hogwart s houses. North Koç became Ravenclaw, East Koç was Gryffindor, South Koç was Slytherin and West Koç was sorted into Hufflepuff. Once students were sorted into their houses, they hopped on their brooms and went outside for the Quidditch Tournament. It was a magical game. Although it was rough and tiring, students had a lot of fun. It was the best part of the night, said Sedef Aksoy, a grade 8 student who attended the event. Hufflepuff worked to make a great cheer and we won house points for cheering on our team! 14 VOICE Magnificent decoration and delicious dinner After the matches, students went inside and ate a beautiful Hogwarts style dinner in the cafeteria. The school staff did a wonderful job of decorating the dining hall. Candles were hanging from the ceiling (just like in the Harry Potter movies), balloons with owls and Harry Potter initials emblazoned on them were attached to the seats, and tablecloths and crests representing the colours of each Hogwart s house adorned the tables. And last but not least there was the delicious Hogwart s food, including bat wings (chicken wings), pumpkin pasties, troll toenails (nachos), butter beer (iced tea), herbology salad, magic wands After the Quidditch Tournament, students had a beautiful Hogwarts style dinner in the cafeteria. (breadsticks) and owl cookies and cake for dessert. After students ate their delectable Hogwarts dinner, they all went into the auditorium and began watching the last Harry Potter movie. They stopped the movie to tune in to the virtual author visit with J.K. Rowling. Unfortunately, students were not able to speak with the author herself; they could only watch the live stream. Nonetheless, the night was fun for everyone who joined the event. It was a great night. Students and teachers were both so enthusiastic and in the spirit of the event. The Quidditch Games were just as fun to watch as they were to play and teachers and students alike were blown away by all of the little touches that made the night what it was. It was an event I won t soon forget! said Amanda Hipgrave, who organized the event. I won t forget this spectacular event either and I sincerely hope that we continue to have events like this at our school in the years to come!

17 bizden from us The Dream School Melis Keskin 11 th grade 11 th grade students designed a summer camp in Diyarbakır for students between the ages of The objective was to make learning fun for them. Zeynep Liman, Akın Yücel, Aysu Seçkin / 10, Emre Özmen, Melis Keskin I have to admit I did not realize what our teachers meant when they said that with each project, we gain the opportunity for further development. I thought that a philanthropic social activity project was something we do for others, until this summer It all started to sink in this summer with The Dream School Project - a week of summer school for elementary and middle school students in Diyarbakır. I am from Diyarbakır and was born and raised there. It is a city in the very east corner of Turkey, where people are mostly poor and where most things related to arts, sports, music, and other social activities are a luxury that most cannot afford. I came to the Koç School 4 years ago as a boarding student was shocked by the social life that the school provides. I felt shy at first - it was the first time that I had seen a real auditorium, a real stage and a real orchestra composed of students, a real painting drawn by a student. Until then I didn t know that I could succeed both in academia and also be a person, an individual with hobbies and activities. A dream school for them, and for us I came up with the idea for the Dream School project in a chemistry class. The project has nothing to do with chemistry, but it started there. Right after class I shared my idea of having a summer camp in Diyarbakır with Cansu pretty soon we were a handful of 11 th graders discussing the details of camp curriculum. What surprised me the most was the fact that most of my friends hadn t seen the Eastern parts of Turkey at all. They had no idea about the culture I grew up in, or the tradition of my family. Following our first brainstorming session with the group, we shaped our project in a short amount of time. We designed a summer camp for students between the ages of 9-13, and we wanted to make learning fun for them. We filled the week with English, drama, dance and arts classes, and the attendees performed a show at the end of the week. We were amazed at how much they could accomplish in just a week. Having fun and learning at the same time Our purpose as a group was to make a difference in the poverty stricken children s lives in the East and in a way break stereotypical ideas between the East and the West. We received so many positive comments and many thanks. Zeynep mentioned that one of her students, a girl name Zerçin said that she was so inspired that she decided to become an English teacher when she grows up. It was obvious the Koç School students there were truly proud of themselves for being in Diyarbakır in the sweltering heat, rather than a beachside in the Aegean. I ll miss you so much, sister Melis, I wish this program would last until the summer ends because I didn t have any opportunities like this to have fun and learn at the same time until you came. Those were 12 year-old Furkan s words during the last day of camp. I remember how proud I felt and how it changed the way we all looked at things. At that point I realized what our teachers meant by self growth. Now, we speak to the kids on the phone frequently, and keep in touch. All they are saying is that they miss the summer and us. We miss them too and we will make it our mission as to help them as long as we can. We will make sure that even after our graduation, this project still stands. However, before considering that, we look forward to meeting them all again at The Dream School in summer 2013! VOICE 15

18 bizden from us Harrow günlüğü VKV Koç Özel Ortaokulu ve Lisesi öğrencileri Ali Koç liderliğinde ziyaret ettikleri Harrow School da, köklü bir geçmişin, kültürel değerlerin ve okul ruhunun izini sürdü. Koç Houses & Özlem Ekmekçi Müdür Yardımcısı VKV Koç Özel Lisesi öğrencileri David Kebudi, Esra Koç, Leyla Özden, Ortaokul öğrencisi Can Yeşildere ve müdür yardımcısı Özlem Ekmekçi 30 Ekim - 3 Kasım tarihleri arasında Londra daki Harrow School daydı. Harrow School mezunu Ali Koç a çok şey borçlu olduğunu söyleyen ekip, House sistemini kapsamlı olarak incelemenin de önemli bir fırsat olduğunu düşünüyor. Ekip, okulumuzda yürürlükte olan House sistemini daha verimli ve düzenli bir şekilde uygulamak üzere ziyaret ettikleri Harrow gözlemlerini Voice okurları için anlattı. Köklü bir gelenek 1572 yılındaki kuruluşundan bu yana House sistemini uygulayan Harrow da, sistem okul kültürünün büyük bir parçası. Öyle ki, öğrenciler okullarının ismini söylemeden önce House isimlerini söylüyorlar. David Kebudi nin anlatımıyla, sistemde her house 70 öğrenciden ve beş farklı yaş grubundan oluşuyor. Öğrenim süresinin beş yılında 16 VOICE okul dışı ortamları da paylaşan öğrenciler birbirleriyle güçlü bağlar kuruyor. Harrow School u 12 House tan biri olan Knoll House unun öğrencileri aracılığıyla gezen ekipten Esra Koç ve Leyla Özden yaklaşık 800 yatılı erkek öğrencinin bulunduğu Harrow da kampüs hayatını yakından tanımak adına öğrencilerle yemek yeme, yatakhanelerini gezme ve onların yorumlarıyla Harrow u, House sistemini ve okul ruhunu tatma şansını elde ettiklerini belirtiyor. Genel müdür, müdür, house master ve öğretmenlerle yaptığımız idari toplantıda, Harrow geleneğine ne kadar bağlı olduklarına, tarihlerini ve okul ruhunu korumayı ne kadar ciddiye aldıklarına tanık olduk. Bunların yanı sıra okuldaki genel atmosfer, işleyiş şekli ve okul ruhu bize çok şey öğretti diyen Koç ve Özden e ek olarak Kebudi de şunları söylüyor: 600 yıla yakın bir süredir kendini yenileyerek ama geleneklerine de sadık kalarak ilerleyen, profesyonelce örülmüş bir House sisteminin işlendiği, dünya standartlarındaki bu okulda beni en çok etkileyen okulun dayanışmaya, kardeşliğe ve geleneklere verdiği önem oldu. House sisteminin kazanımları Harrow da nerdeyse okul ve okulun işleyişiyle ilgili her şey House larla bağdaştırılmış. Buna okul kıyafetleri de dahil. Günlük üniformaları aynı olmasına rağmen House lara ait kazaktan pijama altına kadar birçok kıyafeti var; bu kıyafetlerin hepsi de bir anlam barındırıyor. Harrow da her öğrencinin yatakhanesi, yemekhanede oturma yeri, forması ve zaman geçirdiği kişiler House larına göre sınıflandırılmış. Esra Koç ve Leyla Özden bu durumun okulda oluşturduğu atmosfere değinerek şunları söylüyor: Bizler öğrencilerin bu durumdan rahatsız olacaklarını düşünürken onlar tam aksine çok memnun olduklarını dile getirdiler. Takım ruhunun ve sürekli rekabet duygusunun onları çok daha fazla motive ettiğini ve başarıya ulaşmalarını sağladığını söylediler. David Kebudi de House sisteminin kazanımları hakkındaki izlenimlerini

19 bizden from us Harrow School, modernin ve geleneğin, dayanışma ile rekabetin bütünleştiği çok özel bir okul. House sistemi sayesinde her öğrenci okula izini bırakabiliyor. Ali Koç, Esra Koç, David Kabudi, Özlem Ekmekçi, Can Yeşildere, Leyla Özden şöyle aktarıyor: Harrow School, modernin ve geleneğin, dayanışma ile rekabetin bütünleştiği çok özel bir okul. House sistemi sayesinde her öğrenci okula izini bırakıyor. Okulun yeni erkek öğrencileri, eskilerin gurur ve sorumluluğunu omuzlarında taşıyor. Okulun ilk öğrencisinden son öğrencisine kadar hepsinin adı titiz bir şekilde okul duvarlarına kazınmış. İsimlerin bu şekilde kazınması, okulun ve House ların içinde her zaman yer aldığınızın ve iz bıraktığınızın sadece bir kanıtı. Okulun mezunları, bir gruba ve sosyal çevreye ait olmanın verdiği özgüvenle üniversiteye geçiyorlar. Rekabet ve takım ruhu Koç öğrencileri Harrow a yaptıkları ziyaret sırasında Inter-House Endurance Event denilen dayanıklılık yarışmasını da izleme şansı elde etmiş. Yarışma hakkında bilgi veren Koç ve Özden, öğretmenler tarafından engeller koyulmuş parkuru geçtikten sonra, takımca uzun mesafe bir koşuyu tamamlamak üzerine kurulu yarışın sonucunda ilk bitiren House un, yatakhanesine House puanı kazandırdığını ifade ediyor. Yarışın sonunda Koç öğrencileri olarak alışılmadık bir şeye şahit olduğumuzu fark ettik diyen Koç ve Özden takım ruhu, hırs ve cesaretin profesyonel düzeyde olduğunu belirtiyor. Küçüklerin büyüklerine yardımı ve desteği mükemmel takımlar oluşturduklarının göstergesiydi diyor. House sistemini 1572 yılındaki kuruluşundan bu yana uygulayan Harrow School a yapılan ziyaret, ekibe sistem hakkında kapsamlı fikir edinme fırsatı sundu. David Kebudi de sportif anlamda House lar arasındaki dayanışma ve rekabeti simgeleyen, okulun eski geleneklerinden olan Triple Blood un ilgisini çektiğini ifade ediyor. Okulun üç ana spor alanındaki takımında oynayanlara verilen bu lakaba sahip kişilerin haftanın iki günü, okul üniforması yerine onlara özel bir ceketi giyme hakkı kazandığını belirtiyor. Kebudi, okulun buna benzer onlarca geleneğe sahip olduğunu vurguluyor ve ekliyor: Gezi sonrasında aklımda kalan tek bir şey vardı: Neden Türkiye nin en iyi eğitiminden birini veren bizim okulumuzda da House Sistemi oluşturulmasın Okul ruhunu daha da canlandırmaya kararlıyız Esra Koç ve Leyla Özden son söz olarak, Harrow un tarihi ve House sisteminin işleyiş şekli hakkında birçok bilgi edinmemiz, okulumuza yeni şekillenen House sistemiyle ilgili pek çok değişiklik yapma isteğimizi de beraberinde getirdi. Harrow ziyareti bizim için inanılmaz bir deneyimdi. Harrow dan kazandıklarımızla okul geleneklerimizi ve tarihimizi oluşturmak için sabırsızlanıyoruz diyor. David Kebudi ise VKV Koç Özel İlkokulu, Ortaokulu ve Lisesi nin farklı House gelenekleri sayesinde dayanışmanın, beraberliğin ve rekabetin daha yüksek olduğu, aynı zamanda her öğrencinin okula kolayca izini bırakabileceği bir hale gelebileceğine değiniyor ve şunları söylüyor: Küçüklüğümden beri Harry Potter ın Hogwart sı beni içine çekmiştir. Şimdi daha iyi anlıyorum ki, beni asıl etkileyen o okuldaki dayanışmaydı. Biz İngiltere ye bu projenin ilk adımını atmaya gittik ama bunu hep birlikte VKV Koç İlkokulu, Ortaokulu ve Lisesi olarak devam ettireceğiz. VOICE 17

20 bizden from us Üst sıra: John Richardson, Özlem Balta, Hamdi Can Tuncer, Serkan Öktem, Alt sıra: Bahar Öner, Christopher Sweards, Hatice Onaran Fikirden uygulamaya VKV Koç Özel Lisesi öğretmenlerinin doğal üyesi olduğu Öğretmenler Birliği, öğretmenlerin kendi aralarında ve yönetimle sağlıklı iletişim kanalları oluşturmalarını sağlama amacıyla hayata geçirildi. Her şey öğretmenlerin arasındaki bir sohbet esnasında ortaya çıkan bir fikrin sözde kalmayıp uygulamaya geçmesiyle başladı. Öğretmenler Birliği Başkanı Hamdi Can Tuncer yola çıkış serüvenlerini şöyle özetliyor: Öğretmen arkadaşlarımızla sohbet ederken aramızdaki iletişimin zayıf olduğundan ve öğretmenlerin kendi aralarında ve yönetimle sağlıklı iletişim kanalları oluşturmaları gerekliliğinden bahsediyorduk. Bir araya gelebilirsek öğretmenlere has sorunların hem daha kolay hem daha etkili biçimde çözülebileceğinin de üzerinde durduk. Birlik fikri işte tam da bu noktada doğdu. Fikrimizi Koray Bey le paylaştık. Onun da olumlu yaklaşımıyla Öğretmenler Birliği hayata geçti. Okul Aile Birliği ve Öğrenci Birliği ne Öğretmenler Birliği nin eklenmesi okul genelindeki iletişim kanallarının tamamlanmasını ve sağlıklı işlemesini beraberinde getirdi. Birlik neler yapar? Öğretmenler Birliği, VKV Koç Özel Lisesi öğretmenlerinin doğal üyesi olduğu, CAC ve LAC ile öğretmenler arasında sağlıklı iletişim kurmayı, öğretmenlerin özlük hakları ve çalışma koşulları hakkında talep ve önerilerini 18 VOICE alarak okul idaresine bildirmeyi ve bu konularda okul idaresi ile görüş alışverişi yapmayı amaçlayan bir yapılanmadır. Kısacası Birliğin amacı öğretmenler arasında ve okul idaresi ile öğretmenler arasındaki iletişim kanallarını açmak, öğretmenlerin özlük hakları, ihtiyaçları, sosyal etkinlikler ve okul yaşamıyla ilgili önerileri yerine getirmek. Her hafta düzenli toplanan Öğretmenler Birliği iletişimi sadece toplantı aşamasında Bir araya gelebilirsek öğretmenlere has sorunların hem daha kolay hem daha etkili biçimde çözülebileceğinin üzerinde durduk. Birlik fikri işte tam da bu noktada doğdu. bırakmayarak, çalışmalarını online olarak da sürdürüyor. Gündemin kendiliğinden oluştuğu toplantılar için öğretmenler, Birliğe sözlü veya eposta yolu ile taleplerini iletiyor ve Birlik kendi arasında bu konuları tartışıp çözümler üretiyor veya bazı idari meseleleri yönetime aktarıyor ve birlikte çözüm üretiyorlar. Üyeler bu işin kendilerine büyük bir sorumluluk getirdiğinin farkındalar. Hamdi Can Tuncer öğretmenler adına durumu şöyle özetliyor: Şu anda daha çok hiçbir şey eksik kalmasın, herkesin ihtiyacına cevap verelim duygusu hâkim. Bir de tabii şunu aklımızda bulundurmamız şart; herkesin bu sürece katılması gerek. Daha iyi bir demokrasi istiyorsak bunu başarmamız şart. Herkes birbirinin derdine, tasasına katılırsa; onlara yabancı kalmazsa sorunlar çok daha kolay çözülür. Sadece kendi sorunlarımıza odaklanmamak gerekiyor Genel Kurul da yapılan bir oylama ile seçilen Birliğin Temsilciler Kurulu üyelerini yakından tanıyalım: