İZMİR BÖLGE PLANI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "2014-2023 İZMİR BÖLGE PLANI"

Transkript

1 İZMİR BÖLGE PLANI BİRİNCİ TASLAK Temmuz 2013 Ġzmir

2 SUNUŞ 2023 yılında hayal ettiğimiz İzmir için 2023 yılına geldiğimizde nüfusu 4,5 milyona ulaģmıģ Ġzmir'in çevresel, ekonomik ve sosyal refaha sahip olması için küresel etkileģim içinde değiģimi takip etmesi ve Türkiye'deki değiģime öncülük etmesi gerekmektedir Ġzmir Bölge Planı (ĠZBP), sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde, Ġzmir'in var olan kaynaklarının en etkin Ģekilde değerlendirilmesi, kaynak kullanmadaki bilinç, sorumluluk ve verimliliği artırarak gelecek nesillerin yaģam kalitesi standartlarına sahip çıkmak sorumluluğu ile hazırlandı yılı finansal krizinin yansımalarının devam edeceği, dünyadaki yeni küresel iģbölümü, iklim değiģikliği, enerji sorunu ve inovasyon ekonomilerinin öne çıkması beklenen gelecek 10 yıllık plan döneminde Türkiye ve dünya gündeminin ana temalarından biri olan sürdürülebilirlik konusuna odaklanıldı. IZBP hazırlık sürecinde katılımcı planlama teknikleri hassasiyetle uygulandı. Yerel dinamikler harekete geçirilerek yerellik, yerindenlik ve aģağıdan yukarıya planlama ilkelerine uyumlu bir Ģekilde, Türkiye ve Ġzmir için özgün bir yerel kalkınma modeli oluģturulması amaçlandı. Bölge planlama sürecini önemli kılan, Ġzmir halkının, kamu kurum ve kuruluģlarının, özel sektörün, sivil toplum örgütlerinin ve üniversitelerin, kısacası kalkınma sürecinde söz sahibi olan tüm paydaģların fikir birliğinin bir ürünü olması ve hazırlanması sürecinde ortak çalıģma kültürünü geliģtirmesidir. ĠZBP, kamu, özel sektör ve sivil toplum arasında iletiģimi, koordinasyonu, iģbirliğini, ortak çalıģma kültürünü artırmaya hizmet edecek, yerel potansiyeli harekete geçirecek, tüm kesimlerin ortak aklı ile oluģturulmuģ genel bir bakıģ açısı ve hedef birliği sağlayacaktır. Bu hedef ve önceliklerin ortak akıl ile gerçekleģtirilmesi Ġzmir in ulusal ekonomiye ve ulusal rekabet edebilirliğe olan katkısını artıracaktır. Planın uygulama döneminde tematik ve sektörel geliģme eksenleri altında belirlenmiģ stratejik öncelikler ve hedeflerin yanı sıra operasyonel programlar çerçevesinde eylemlerin belirlenmesi, kurum ve kuruluģlar arasında iģbölümünün ve finansman kaynaklarının dağılımının yapılması önem taģımaktadır. Planlama sürecinde eriģilen temel baģarı, bölgenin ihtiyaç ve önceliklerine uygun, yerellik ve yerindenlik ilkeleri ile uyumlu bir Ģekilde daha fazla kiģi ve kurumu karar alma süreçlerine dahil etmek, katılımcılığı sağlamaya yönelik mekanizmaları çalıģtırabilmiģ olmaktır. Katılımcılar bu çalıģtaylar esnasında bölgeleri ile ilgili potansiyel ve fırsatları tespit edip, kendi önceliklerini belirlerken aslında o hedeflere kendi imkan ve potansiyelleri ile ulaģabileceklerini görmektedirler. Yeni iģbirliği olanakları, ortaklık projeleri ortaya çıkmakta ve birlikte iģ yapma kültürü geliģmektedir. Önümüzdeki dönemde geliģmiģ ülkelerde bağımlılık oranı artarken, Türkiye de düģmeye devam edecektir. Bu, önemli bir demografik fırsatı beraberinde getirmektedir. Ġzmir'in ve Türkiye'nin bu fırsattan yararlanabilmesi, çalıģabilir nüfustaki kadın ve erkek tüm bireylerin 21.yüzyılın gerektirdiği becerilere sahip olabilmesine bağlıdır. Bu nedenle kalkınmanın temeli olan eğitim öncelik alanımızdır. Kaliteli eğitime eriģimin yaygınlaģtırılması, eğitim sisteminin modernizasyonu, eğitimin niteliğinin geliģtirilmesi

3 ve toplumsal cinsiyet eģitliğinin sağlanması demografik fırsattan yararlanabilmemiz için ön Ģarttır Ġzmir Bölge Planı, tüm paydaģların ilgili ve sorumlu olduğu, bir Ģekilde sonuçlarından yararlanacağı ve etkileneceği bir temel politika belgesidir. Ortak akıl ile belirlenmiģ hedeflerin hayata geçirilebilmesi; ulusal ve bölgesel tasarruflar ile iģgücü ve sermaye verimliliğinin artırılması, kaynakların planlı bir Ģekilde üretken alanlara yönlendirilmesi, doğal kaynakların gelecek nesillere olan sorumluluğumuzun bilincinde olarak kullanılması, 21.yüzyılın gerektirdiği temel becerilerin kazandırılması ile mümkün olabilecektir Ġzmir Bölge Planı'nın kamu, özel ve sivil toplum kesimlerinin kendi çalıģma programları, stratejik planları ve yatırım programlarında referans belge olarak faydalı olacağını umuyor, planlama sürecine katkı sağlayan tüm kesimlere ilgileri, emekleri ve heyecanımızı paylaģtıkları için teģekkür ediyor, planın uygulama ve izleme sürecindeki sorumluluklarında baģarılar diliyoruz. 3

4 İÇERİK SUNUŞ... 2 İÇERİK... 4 TABLO LİSTESİ... 5 ŞEKİLLER LİSTESİ... 6 KISALTMALAR PLANLAMA SÜRECİ VE YÖNTEMİ TEMEL İLKE VE GELİŞME EKSENLERİ İZMİR (TR31) BÖLGESİ NE GENEL BİR BAKIŞ DÜNYA VE AVRUPA DA GENEL EĞĠLĠMLER TÜRKĠYE DEKĠ GENEL EĞĠLĠMLER TR31 ĠZMĠR BÖLGESĠ GELİŞME EKSENLERİ GELİŞME EKSENİ I: GÜÇLÜ EKONOMİ GELİŞMİŞ KÜMELER YÜKSEK TEKNOLOJİ, YENİLİK VE TASARIM KAPASİTESİ GELİŞMİŞ GİRİŞİMCİLİK EKOSİSTEMİ SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRETİM VE HİZMET SUNUMU KÜLTÜR EKONOMİSİ ve BÖLGE TANITIMI: AKDENİZ İN ÇEKİM MERKEZİ İZMİR GELİŞME EKSENİ II: YÜKSEK YAŞAM KALİTESİ SAĞLIK SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE İYİLEŞTİRİLMİŞ KENTSEL YAŞAM ALANLARI ERİŞİLEBİLİRLİK VE ULAŞIM ALTYAPISI GELİŞME EKSENİ III: GÜÇLÜ TOPLUM EĞİTİM İSTİHDAM SOSYAL İÇERME YÖNETİŞİM VE SİVİL TOPLUM EKLER: ÜST ÖLÇEKLİ PLAN VE STRATEJİLER

5 TABLO LİSTESİ Tablo 1: ĠZBP Hazırlık Sürecinde Düzenlenen Katılımcı Toplantı ve ÇalıĢtaylar Tablo 2: ĠĢletmelerin Ar-Ge ve Yenilik Göstergeleri Tablo 3: Ġzmir Ġmalat Sanayi Ġhracatının Teknoloji Düzeyine Göre DeğiĢimi, Tablo 4: Ġzmir Ġmalat Sanayi Ġthalatının Teknoloji Düzeyine Göre DeğiĢimi, Tablo 5: ĠZBP Güçlü Ekonomi GeliĢme Ekseni Altındaki Stratejik Öncelik ve Hedefler Tablo 6: ĠZBP Yüksek YaĢam Kalitesi GeliĢme Ekseni Altındaki Stratejik Öncelik ve Hedefler Tablo 7: ĠZBP Güçlü Toplum GeliĢme Ekseni Altındaki Stratejik Öncelik ve Hedefler Tablo 8: GeliĢmiĢ Kümeler Stratejik Önceliği Kapsamındaki Hedefler ve Uygulama Bilgileri 51 Tablo 9: Yüksek Teknoloji, Yenilik ve Tasarım Kapasitesi Stratejik Önceliği Hedefleri ve Uygulama Bilgileri Tablo 10: GeliĢmiĢ GiriĢimcilik Ekosistemi Stratejik Önceliği Hedefleri ve Uygulama Bilgileri Tablo 12: Sürdürülebilir Üretin ve Hizmet Sunumu Stratejik Önceliği Kapsamındaki Hedefler ve Uygulama Bilgileri Tablo 13: Kültür Ekonomisi ve Bölge Tanıtımı Stratejik Önceliği Uygulama Bilgileri Tablo 14: Sağlık Stratejik Önceliği Uygulama Bilgileri Tablo 15: Sürdürülebilir Çevre Stratejik Önceliği Hedefleri ve Uygulama Bilgileri Tablo 16:ĠyileĢtirilmiĢ Kentsel YaĢam Stratejik Önceliği Kapsamındaki Hedefler ve Uygulama Bilgileri Tablo 17: EriĢilebilirlik ve UlaĢım Stratejik Önceliği Kapsamındaki Hedefler ve Uygulama Bilgileri Tablo 18: Eğitim Stratejik Önceliği Kapsamındaki Hedefler ve Uygulama Bilgileri Tablo 19: Ġstihdam Stratejik Önceliği Kapsamındaki Hedefler ve Uygulama Bilgileri Tablo 20: Sosyal Ġçerme Stratejik Önceliği Kapsamındaki Hedefler ve Uygulama Bilgileri Tablo 21: YönetiĢim ve Sivil Toplum Stratejik Önceliği Kapsamındaki Hedefler ve Uygulama Bilgileri

6 ŞEKİLLER LİSTESİ ġekil 1: Ġzmir Bölge Planı Hazırlık Süreci... 9 ġekil 2: Yıllar itibari ile Türkiye de nüfus, nüfus artıģ hızları ve projeksiyonları (binde) ġekil 3: yılları arasında dönemler itibari ile net göç hızı ġekil 4: Ġllere göre ortalama nüfus artıģ hızları (binde), ġekil 5: Ġllere göre ortanca yaģ, ġekil 6: Ġzmir ilçelerinde toplam nüfus, kent nüfusu ve kır nüfusunun değiģimi, ġekil 7: Ġzmir, Ankara, Ġstanbul ve Türkiye ĠĢsizlik Oranları (%), ġekil 8: Türkiye, Ġstanbul, Ankara ve Ġzmir de Cinsiyete Göre ĠĢgücüne Katılım Oranları ġekil 9: Ġzmir de Ġstihdamın Sektörel Dağılımı, ġekil 10: Ġzmir Ġli Tarımsal Üretim Değerinin DeğiĢimi, , (TL) ġekil 11: Ġzmir'in Jeopolitik Konumu ġekil 12: Ġzmir ve Türkiye de DıĢ Ticaret Hacminin GeliĢimi ve Ġzmir in Payı, , (%), (milyon dolar) ġekil 13: Ġzmir ve Türkiye de Ġhracatın GeliĢimi ve Türkiye Ġhracatında Ġzmir in Payı , (%), milyon dolar ġekil 14: Ġhracatın Sıradanlığı ve ÇeĢitliliğine Göre Ġller, ġekil 15: Adnan Menderes Havalimanı Gelen-Giden Yolcu Sayısı, ġekil 16: Ġzmir Ġli UlaĢım Altyapısı (2013) ġekil 17: Ġzmir Ġli UlaĢım Altyapısı (2023) ġekil 18: Ġzmir Ġli Ġlçe Düzeyi Mekânsal EtkileĢim Büyüklüğü DeğiĢimi (%) ( ) ġekil 19: Vizyon ve GeliĢme Eksenleri ġekil 20: GeliĢme Ekseni I Kapsamındaki Öncelikler ġekil 21: GeliĢme Ekseni II Kapsamındaki Öncelikler ġekil 22: GeliĢme Ekseni III Kapsamındaki Öncelikler

7 KISALTMALAR AAT Atık Su Arıtma Tesisi AB Avrupa Birliği ABD Amerika BirleĢik Devletleri ADNKS Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Ar-Ge AraĢtırma GeliĢtirme BGUS Bölgesel GeliĢme Ulusal Stratejisi BM BirleĢmiĢ Milletler DEÜ Dokuz Eylül Üniversitesi DPT Devlet Planlama TeĢkilatı MüsteĢarlığı DTM DıĢ Ticaret MüsteĢarlığı EBĠLTEM Ege Üniversitesi Bilim Teknoloji Uygulama ve AraĢtırma Merkezi EĠB Ege Ġhracatçı Birlikleri ESBAġ Ege Serbest Bölge Kurucu ve ĠĢleticisi A.ġ. EUROSTAT Avrupa Birliği Ġstatistik Ofisi GSMH Gayri Safi Milli Hasıla GSYĠH Gayri Safi Yurtiçi Hasıla GZFT Güçlü, Zayıf, Fırsat ve Tehditler Analizi HACCP Tehlike Değerlendirmesi ve Etkin Denetim Noktaları (Hazard Analysis and Critical Control Points) ILO Uluslararası ÇalıĢma Örgütü (International Labour Organisation) IPA Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (Instruments for Pre-Accession Assistance) IRC-Ege Ege Yenilik Aktarım Merkezi ĠBB Ġzmir BüyükĢehir Belediyesi ĠġKUR Türkiye ĠĢ Kurumu ĠZBAN Ġzmir Banliyö Sistemi ĠZBAġ Ġzmir Serbest Bölge Kurucu ve ĠĢleticisi A.ġ. ĠZBP Ġzmir Bölge Planı ĠZKA Ġzmir Kalkınma Ajansı ĠZTO Ġzmir Ticaret Odası KĠEM Kamu Ġnternet EriĢim Merkezi KOBĠ Küçük ve Orta Büyüklükte ĠĢletme KOSGEB Küçük ve Orta Ölçekli ĠĢletmeleri GeliĢtirme ve Destekleme Ġdaresi BaĢkanlığı KSS Küçük Sanayi Sitesi OECD Ekonomik ĠĢbirliği ve Kalkınma Örgütü (Organisation for Economic Cooperation and Development) OSB Organize Sanayi Bölgesi ÖÇKA Özel Çevre Koruma Alanı SGK Sosyal Güvenlik Kurumu STK Sivil Toplum KuruluĢu TCDD Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları TGB Teknoloji GeliĢtirme Bölgesi TSE Türk Standartları Enstitüsü TÜBĠTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik AraĢtırma Kurumu TÜĠK Türkiye Ġstatistik Kurumu UNDP BirleĢmiĢ Milletler Kalkınma Programı URAP University Ranking by Academic Performance 7

8 Ür-Ge YHT YĠD Ürün GeliĢtirme Yüksek Hızlı Tren Yap ĠĢlet Devret

9 1 PLANLAMA SÜRECİ ve YÖNTEMİ ĠZBP hazırlık çalıģmaları çerçevesinde, ilk olarak süreç tasarımı çalıģması gerçekleģtirildi. Bu aģamada, planlama sürecinde yapılması gerekenler ortaya konuldu ve süreç, izlenecek adımlar belirlenerek tasarlandı. Plan, aģağıdaki unsurlar ıģığında, stratejik planlama yaklaģımıyla hazırlandı: Planlamanın her aģamasında uzlaģma ve katılımın sağlanması, Niceliksel analiz yöntemlerinin kullanılması, Eylemlerle tamamlanacak bir plan olarak tasarlanması. ĠZBP nin hazırlanmasındaki temel amaç, Ġzmir in içsel dinamiklerini ve geliģme potansiyelini değerlendirmek ve harekete geçirmektir. Planın bu temel amacı çerçevesinde ulusal düzeydeki planlar ve sektörel stratejiler incelenmiģ, yabancı ülkelerin bölgesel geliģme planları ve hazırlık aģamaları üzerinde araģtırmalar yapılmıģtır. Tüm bu çalıģmaların sonucunda ortaya katılımcılık esaslı ve bölgede sosyoekonomik kalkınma odaklı tüm aktörleri içeren bir plan hazırlık süreci tasarlanmıģtır (ġekil 1). Süreç aģamaları aģağıdaki gibidir. I. PaydaĢ Analizi çalıģmaları II. Sektörel/Tematik Analizler ve Alt Stratejiler III. Mevcut Durum Analiz çalıģmaları IV Ġzmir Bölge Planı Portalı V. Ġzmir VatandaĢ Toplantısı VI. Ġzmir Kalkınma ÇalıĢtayı VII. Ġlçe ÇalıĢtayları VIII. Bölge Mekânsal GeliĢme ġeması çalıģmaları IX. Sonuçların derlenmesi, sentez, performans kriterlerinin belirlenmesi ve planın yazımı. Şekil 1: İzmir Bölge Planı Hazırlık Süreci Paydaş Analizi Stratejik planlamada durum analizinin bir parçası olan paydaģ analizi, planın hazırlık aģamasından itibaren yerel paydaģların sürece dahil edilmesini sağlayabilmek açısından önemli bir araçtır. PaydaĢlar, klasik paydaģ haritalama yöntemi kullanılarak paydaģların etkisi/gücü ve paydaģların menfaati eksenlerinde analiz edilmiģtir. Öte yandan, Arnstein Katılım Yelpazesi yaklaģımı çerçevesinde, paydaģların aģağıdaki katılım düzeylerine göre gruplaması gerçekleģtirilmiģtir. 9

10 Bilgi verme Bilgi toplama ĠstiĢare Katılım ĠĢbirliği YetkilendirilmiĢ otorite PaydaĢ haritalama ve katılım yelpazesi esas alınarak gerçekleģtirilen paydaģ analizi sonucunda, ĠZKA Kalkınma Kurulu üyelerinin de aralarında bulunduğu, bölgedeki kurum ve kuruluģların plan hazırlık ve uygulama süreçlerindeki yerleri analiz edildi. Bu analiz ıģığında, planın katılımcılık temel ilkesine dayalı çalıģmalar yürütülmüģ olup, uygulama aģamasında da paydaģların etkin bir Ģekilde rol almaları hedeflenmektedir. Sektörel/Tematik Analizler ve Alt Stratejiler ĠZBP hazırlık çalıģmaları kapsamında izlenen sürecin ilk aģaması sektörel ve tematik analizlerin gerçekleģtirilmesi oldu. Bu analiz çalıģmaları, konularında deneyimli üniversite ve kurumlarla iģbirliği halinde yürütüldü. Hazırlık aģamasından itibaren bölgedeki paydaģların sürece dahil olmasına özen gösterildi. Analiz çalıģmalarını, bu çalıģmaların bir kısmı için tematik ya da sektörel bölgesel stratejilerin hazırlanması süreçleri takip etti. Bu çalıģmalar, bölgesel alt stratejilerin hazırlanmasında ilgili kurum ve kuruluģların katılımıyla gerçekleģen çalıģtayları da içermektedir. Bu kapsamda yapılan analiz ve alt strateji çalıģmaları aģağıda sıralanmaktadır: RAS algoritması, LQ Yöntemi, yapısal analiz, endüstriyel bağınlaģma ve çoğaltan analizleri yöntemleri ile gerçekleģen İzmir Bölgesel Girdi-Çıktı Tablosu ve Modeli Oluşturulması ve Analizi, KuĢak bileģenleri nüfus projeksiyonu, ekonomik baz tekniği, ekonomik temel çarpanı, yerel-temel iģgücü ayrımı, sabit pay / sabit büyüme / değiģken pay tekniği, yer seçimi (lokasyon katsayısı, LQ) analizi, merkezi eğilim ve dağılım iliģkin mekânsal istatistik yöntemleri, mekânsal otokorelasyon teknikleri, mekânsal etkileģim modelleri, çekim modeli temelli kentsel fonksiyon dağılım modelleri yöntemleri ile gerçekleģtirilen İzmir İli Fonksiyonel Bölge ve Alt Bölgelerin ve Bölgelerarası İlişkilerin Tespiti 3 yıldız yöntemi, küme iģ ve ihtiyaç analizi, kümelenme düzeyi analizi, küme dinamiği analizi ile gerçekleģtirilen İzmir Kümelenme Analizi, bu analiz ıģığında ilgili kurumlarla birlikte hazırlanan İzmir Kümelenme Stratejisi, Envanter çalıģması, alan araģtırması, derinlemesine mülakat ve odak grup çalıģmaları sonucu ortaya çıkarılan İzmir Sivil Toplum Araştırması YoğunlaĢma ve pazar analizi, kümelenme analizi, GZFT, kuruluģ yeri faktörleri analizi ve yüzyüze görüģmeler yöntemleri ile hazırlanan İzmir İli Uygun Yatırım Alanları Ön Fizibilite Raporu Odak grup görüģmeleri, birebir derinlemesine görüģmeler, giriģimcilik ekosistemi analizi, karģılaģtırma analizleri, ikincil veri temini ve analizi

11 yöntemleri ile gerçekleģtirilen Yerel Girişimcilik Ekosistemi Strateji Belgesi Derinlemesine görüģmeler, 3 yıldız analizi, GIS analizleri, ikincil veri temini ve analizi yöntemi ile gerçekleģtirilen İzmir Kültür Ekonomisi Envanteri ve Gelişme Stratejisi Ġkincil veri temini ve analizi, literatür taraması, katılımcı çalıģtay, GZFT analizi, mülakat ve anket yöntemlerine dayalı olarak hazırlanan İzmir Turizm Stratejisi Delfi anketi, fark (gap) analizi, senaryo geliģtirme yöntemleri, ikincil veri temini ve analizi, mekânsal dağılım analizleri, çekirdek yoğunluk analizi yöntemleri ve ilgili kurumların katılımıyla düzenlenen çalıģmalar sonucu ortaya çıkarılan İzmir Bilgi Toplumu Temelli Kalkınma Stratejisi GerçekleĢtirilen literatür taraması, saha araģtırması, ikincil veri temini ve analizi, çalıģtay sonucu ortaya çıkan İzmir Su Ürünleri Sektörü Stratejisi Ġkincil veri toplanması ve analizi, saha analizi, ekosistem analizi sonucu ortaya çıkarılan İzmir Ar-Ge ve Yenilik Kapasitesi Analizi çalıģması ve bu analiz ıģığında ilgili kurumlarla birlikte hazırlanan İzmir Bölgesel Yenilik Stratejisi Guidefish strateji planlama modeli, algı araģtırması, yüz yüze kantitatif araģtırma, bire bir video röportaj, online anket, yüz yüze derinlemesine görüģmeler, barometre online araģtırma, değer haritaları, kıyaslama analizleri, hedef kitle analizi, GZFT analizleri yöntemleri sonucu gerçekleģtirilen İzmir Kentsel Pazarlama Stratejisi UNDP Kapasite Değerlendirme Metodu, çok ölçütlü karar verme metodu, entropi metodu, basit sıralama metodu, saha görüģmeleri ve çalıģtay yöntemlerine dayanarak hazırlanan İzmir de Eko-verimlilik Uygulamalarının Yaygınlaştırılması Stratejisi Alan araģtırması ve envanter çalıģması ile gerçekleģtirilen Doğrudan Yabancı Sermayeli Girişimlerin Yatırım Ortamı Değerlendirme Araştırması Bu analiz ve strateji çalıģmaları kapsamında düzenlenen çalıģtaylar yanı sıra Ġstihdam ve Mesleki Eğitim ÇalıĢtayı gerçekleģtirildi. Ġzmir de iģgücü piyasası ve mesleki eğitim konularıyla ilgili olarak faaliyet gösteren kurum ve kuruluģlarca 2013 Ġzmir Mevcut Durum Analizi nin istihdam ve mesleki eğitime iliģkin temel bulguları katılımcılarla paylaģıldı ve ĠZBP kalkınma çerçevesinin istihdam ve mesleki eğitimle ilgili olan öncelik ve hedefleri değerlendirildi. Düzenlenen çok sayıda toplantı/çalıģtay ile analiz ve strateji çalıģmalarına ilgili gruplardan katkı ve katılım sağlandı. BiliĢim sektörü, turizm sektörü, yenilik, kümelenme, ekoverimlilik konuları, istihdam ve mesleki eğitim, kültür ekonomisi ve su ürünleri sektöründe strateji ve eylem planının belirlenmesi için düzenlenen çalıģtaylara sektör temsilcileri ağırlıklı olmak üzere ilgililerin bilgi ve deneyim paylaģımına imkan tanınarak konular farklı boyutlarıyla değerlendirildi. Bu analiz ve alt strateji 11

12 çalıģmalarının hazırlanması sırasında düzenlenen Ġzmir Bölge Planı Hazırlık Toplantısı ile hem farklı konularda çalıģan analiz gruplarının bir araya gelmesi ve bilgi/görüģ alıģveriģi yapmaları sağlandı hem de bu grupların Ġzmir Bölge Planı hazırlama sürecine iliģkin görüģ, öneri ve değerlendirmeleri alındı. Mevcut Durum Analizi Mevcut Durum Analizi çalıģmalarının amacı bölge için doğru geliģme ekseni, strateji ve hedeflerinin ortaya konmasını sağlayabilmektir. Bu amaçla Bölge Planı hazırlıkları yapılırken ilk adım bölgenin bir resmini ortaya koyacak niteliksel, niceliksel verilere dayalı raporlar, analizler ortaya konması oldu. ÇalıĢma sonucunda bölgenin sorunları ve potansiyelleri ortaya çıkarıldı. Mevcut Durum Analiz çalıģmaları kapsamında gerçekleģtirilmiģ ön analizlerin bütüncül bir değerlendirilmesi sonucu Ġzmir Bölgesi ne iliģkin derinlemesine bir sentez çalıģması ortaya çıkarıldı. Ortaya çıkarılan Ġzmir Mevcut Durum Analizi, üniversiteler dahil olmak üzere paydaģ analizi katılım yelpazesinde yer alan tüm düzeylerden kurumlara görüģ ve değerlendirme almak üzere gönderildi. GörüĢ ve değerlendirmelerin sistematik bir Ģekilde değerlendirilmesini sağlayabilmek adına görüģ formu kullanılmıģtır. ĠZBP de yer verilen veri ve analizler Ġzmir Mevcut Durum Analizi ve yürütülen diğer tematik analiz çalıģmalarına dayanmaktadır İzmir Bölge Planı Portalı Planlama sürecine Ġzmirlilerin doğrudan katılımını sağlamak üzere bir internet portalı oluģturuldu. Plan kapsamında tamamlanan analizler, araģtırmalar ve 2013 Mevcut Durum Analizi taslağı portal kanalıyla paylaģıldı ve görüģ önerileri bu portal aracılığıyla da toplandı. Ġzmir Bölge Planı Portalı ( süreçte dinamik katılımı sağlamak ve süreç hakkında Ġzmirlilere ve kurumlara bilgilendirmeler yapmak amacıyla kullanılmaktadır. İzmir Vatandaş Toplantısı Ġzmir in kalkınma önceliklerine doğrudan vatandaģ katkısını almak amacıyla, rastsal yöntemle yapılan davet sonucu yaklaģık 500 kiģinin katılımıyla Ġzmir VatandaĢ Toplantısı gerçekleģtirildi. Bölge Planı hazırlık sürecinde ilk kez kullanılan bu katılımcılık yöntemi ile Ġzmir de yaģayanların 2023 yılında Ġzmir i nasıl görmek istediği, bununla ilgili kalkınma önceliklerinin neler olması gerektiğine yönelik görüģleri alındı. Bu toplantıyla vatandaģın plan önceliklerine iliģkin görüģleri katkısı alınarak, aynı zamanda bölge planının geniģ kesimlere tanıtılması sağlandı. Toplantı hazırlıkları kapsamında, toplantı tarihinden 10 gün önce rastsal yöntem ile Ġzmir merkez ve ilçelerini kapsayacak Ģekilde toplamda kiģi davet edildi. Bu çalıģmayı desteklemesi ve kamuoyunda duyurulması amacıyla portal yayını yanı sıra, görsel malzemeler ile Ġzmir in tüm ilçelerini kapsayacak Ģekilde tanıtım çalıģmaları gerçekleģtirildi. Bununla birlikte, toplantı yönteminin gerekliliği olarak ihtiyaç duyulan masa moderasyonu için Ġzmir Üniversiteler Platformu aracılığıyla bildirimde bulunan 110 gönüllü öğrenciye sertifikalı moderasyon eğitimi verildi. Tüm bu hazırlıklar sonucunda gerçekleģen VatandaĢ Toplantısı na yaklaģık 500 VatandaĢın katılımı sağlandı ve 3 eksen, 10 öncelik ve 39 hedef üzerinde toplu müzakere ve canlı anket uygulamaları gerçekleģtirildi. Bu çalıģmaların Ġzmir Bölge Planı na girdi sağlayacak Ģekilde, temel bileģenler analizi yöntemi sonucu ortaya çıkan sonuçların raporlanması sağlandı.

13 İzmir Kalkınma Çalıştayı Analiz çalıģmaları, çalıģtaylar, vatandaģ toplantısı çıktılarının ıģığında, yeni dönem için belirlenen taslak kalkınma çerçevesine katkı sağlanması ve bunun değerlendirilmesi için yaklaģık 120 kurumsal paydaģın katılımı ile yapılandırılmıģ bir çalıģtay düzenlendi. Bu çalıģtayda mevcut durum analizi, önceki plan döneminin değerlendirilmesi ve yeni dönem için oluģturulan geliģme eksenleri ve öncelikler girdi olarak kullanıldı. Toplantıda bu temel girdiler değerlendirildi ve öncelikler doğrultusunda proje fikirleri geliģtirildi. Toplantıda ayrıca, alınacak karara göre yeni bir bölge vizyonu oluģturulmasına yönelik bir çalıģma gerçekleģtirildi. ÇalıĢtay, kalkınma kurulu üyeleri ve paydaģ analizinde belirlenen kurum ve kuruluģların katılımıyla gerçekleģtirildi. İlçe Çalıştayları Ġzmir Bölge Planı nın ilçelerdeki yerel sorun ve fırsatları değerlendiren bütüncül bir bakıģ açısıyla ortaya konmasını sağlamak üzere Ġzmir ilçelerine yönelik de bir süreç tasarlandı. Bu kapsamda, ilçeler düzeyinde ilgili aktörlerinin planlama sürecini sahiplenmesi ve ilçelerin temel önceliklerinin belirlenmesi amacıyla ilçe toplantıları gerçekleģtirildi. Bu toplantılarda her ilçe özelinde yapılmıģ olan analiz çalıģmaları ve MDA bulgularını içeren bir sunum gerçekleģtirildi ve ardından katılımcıların sunulan verilere iliģkin görüģleri alındı. Ġlçenin avantajlı, dezavantajlı olduğu konular ile sorun ve çözüm önerileri de katılımcılarla tartıģıldı. Ġlçe toplantılarının tamamlanmasının ardından her ilçe için ilçe raporları hazırlandı. GerçekleĢtirilen toplantılarda ilçede bir platform oluģturulması önerildi ve uygulanmasına yönelik faaliyetlerin hayata geçirilmesi hedeflendi. Bu çalıģmalarla her bir ilçenin kendine özgü öncelikleri doğrultusundaki kalkınma hedefleri yanı sıra, ilçelerin birbiri ile iliģkili, birbirini destekleyen bütüncül bir bakıģ açısı ile değerlendirilmesi hedeflendi. Bölge Mekânsal Gelişme Şeması Planın mekânsal boyutunu oluģturacak sentez harita ve plan öngörülerinin yansıtıldığı bölge mekânsal geliģme Ģemalarının çalıģılması yürütüldü. Bölge planı kapsamında belirlenen geliģme ekseni ve önceliklere iliģkin verilmiģ kararların mekana yansıması ve bu öncelikler arasındaki bütüncüllüğün mekânsal olarak tutarlılığının sağlanması çalıģmaları yürütüldü. Analizler ve Sonuçların Derlenmesi, Sentez ve Planın Yazımı Analiz çalıģmaları, çalıģtay çıktıları, raporlar ve ulusal strateji belgelerinin yeniden gözden geçirilmesiyle sağlanan girdilerle birlikte, Plan ın eksen, öncelik ve hedefleri gözden geçirilmiģ ve 3 adet geliģme ekseni tespit edilmiģtir. Plan, yerel paydaģlar düzeyinde yeniden görüģ alıģveriģi yapıldıktan ve bu görüģler değerlendirildikten sonra Yönetim Kurulu tarafından onaylandı ve ardından Kalkınma Bakanlığı na gönderildi. Ulusal stratejilerle uyumlu olarak, bölgenin ihtiyaçları doğrultusunda oluģturulan geliģme eksenleri, öncelik ve hedefler, Ġzmir için belirlenen vizyona ulaģmayı sağlayacak temel adımları içermektedir. 13

14 Tablo 1: İZBP Hazırlık Sürecinde Düzenlenen Katılımcı Toplantı ve Çalıştaylar Çalışma Başlığı Sektörel/Tematik Analizler ve alt Strateji Çalışmaları Kapsamındaki Toplantılar Kapsam Sektör ve tema ile ilgili tüm kurum ve kuruluģ temsilcileri ile analizler üzerine görüģ alındı, sektörel ihtiyaç, öncelik, hedef ve eylemler konusunda çalıģtaylar yapıldı. Katılımcı Sayısı 854 Mevcut Durum Analizi Toplantıları Ġzmir Mevcut Durum Analizi, planlama çalıģmaları ve Ġzmir in öncelikleri ile ilgili görüģ ve öneriler alındı. 285 İzmir Vatandaş Toplantısı İzmir Kalkınma Çalıştayı Tüm plan sürecine yönelik katkı alındı. 500 GeniĢletilmiĢ Kalkınma Kurulu ile birlikte geliģme kesenleri, öncelikler ve hedefler değerlendirildi ve hedeflere yönelik proje ve yönetiģim modeli önerileri alındı. 120 İlçe Çalıştayları Mevcut Durum analizi hakkında bilgilendirme ve plana yönelik görüģler alındı 448

15 2 TEMEL İLKE VE GELİŞME EKSENLERİ Ġzmir Bölge Planı nın ilkeleri aģağıdadır: Sosyal Ġçerme Sürdürülebilirlik Katılımcılık Yenilikçilik Sosyal içerme Sosyal içerme ilkesi, bireylerin toplumsal alanın eğitim, sağlık, kültür, istihdam gibi alanlarına eriģimini ve fırsat eģitliği çerçevesinde bu alanlarda kendilerini etkin biçimde var edebilmeleri koģulunu ifade eder. Sosyal içermeye yönelik uygulamalar, toplumsal alandaki çeģitli dezavantajların (engellilik, yoksulluk, vb.) tetiklediği ayrımcılığı ve sosyal dıģlanmayı ortadan kaldıracak politikaları kapsar. ĠZBP, öngördüğü öncelik ve hedefler kapsamında tüm süreçlerde eģitlik ve sosyal içermeyi genel bir ilke olarak benimsemektedir. Sürdürülebilirlik Kalkınmada sürdürülebilirlik, insan yaģamının gereksinimleri ve doğal kaynakların mevcudiyeti arasında bir denge kurularak; ekonomik, çevresel ve toplumsal boyutlarıyla bugünden geleceğe uyumlu bir planlama ve programlama yapılmasını amaçlayan bütünsel bir yaklaģımdır. ĠZBP kapsamında ele alınan her eksen, öncelik ve hedef, bölgesel kalkınmayı sürdürülebilir kılacak bütünsellikte ele alınmıģtır. Katılımcılık Toplumsal diyalog ve katılımcılık güçlendirilerek, toplumsal katkı ve sahiplenmenin sağlanması esastır. Bununla birlikte vatandaģın memnuniyeti ve karar alma süreçlerine dahil edilmesi önem taģımaktadır. ĠZBP, Ġzmir Kalkınma Ajansı koordinasyonunda, Ġzmir deki kamu kurum ve kuruluģları, özel sektör ve sivil toplum kuruluģlarının katkılarıyla hazırlanmıģtır. Bu çerçevede, yüz yüze görüģmeler, tematik ve sektörel çalıģtaylar, VatandaĢ Toplantısı, Kalkınma ÇalıĢtayı, çalıģma ziyaretleri gibi araçlarla hazırlık sürecinden itibaren her düzeyde sağlanan katkı yanı sıra, planın uygulama sürecinde de katılımcılık esastır. Yenilikçilik Yenilikçilik ilkesi, bölge planının hazırlık ve uygulama sürecindeki çalıģmaların etkinliğini artırmaya yönelik yeni bakıģ açısı, farklı yöntem ve mekanizmaların ortaya konulmasını esas almaktadır. Bu ilkeye dayanarak planlama döneminde tüm süreçlerde; analiz, strateji geliģtirme, uygulama aģamalarında etkililik ve etkinlik sağlayacak yeniliklerin gerçekleģtirilmesi önem taģımaktadır. ĠZBP, sahip olduğu vizyonun gerçekleģtirilmesi için Ģu üç temel geliģme eksenini ortaya koymuģtur: Güçlü Ekonomi Amaç: Bölgesel ekonomik çeşitliliğin yarattığı sıçrama kapasitesini; yüksek katma değerli ve sürdürülebilir bir üretim anlayışıyla değerlendirmektir. 15

16 Yüksek Yaşam Kalitesi Amaç: Bölgede gerçekleşen ekonomik ve sosyal faaliyetleri destekleyecek şekilde, yaşayan memnuniyetini artırmak, çevreye duyarlı, insan yaşamına saygılı sürdürülebilir bir şehir gelişimini sağlamaktır. Güçlü Toplum Amaç: Eğitim ve istihdam koşullarını ve sosyal hizmetler, sağlık, kentleşme, ulaşım, kurumsal karar mekanizmaları gibi diğer toplumsal süreçleri geliştirerek bireylerin ve tüm toplumsal kesimlerin bütünleşmesini sağlamak ve böylece güçlü bir toplum çerçevesi oluşturmaktır. 16

17 3 İZMİR (TR31) BÖLGESİ NE GENEL BİR BAKIŞ 3.1 Dünya ve Avrupa da Genel Eğilimler Ġzmir Bölge Planı'nı hazırlarken göz ardı edilemeyecek küresel ekonominin temel geliģmeleri 2008 yılı finansal krizi, dünyadaki yeni küresel iģbölümü, iklim değiģikliği, enerji sorunu ve inovasyon ekonomileri olarak öne çıkmaktadır. Dünyada ulaģtırma ve iletiģimin kolaylaģması, maliyetlerin azalması dünya ticaretinin geliģmesine neden olmuģtur. GeliĢen dünya ticareti içinde Çin ve Hindistan baģta olmak üzere Asya ekonomileri yükselmekte, buna karģılık ABD, Japonya ve diğer geliģmiģ ülkelerin payı azalmaktadır. Çin ve Hindistan ın baģlangıçta düģük maliyetli iģgücüne dayalı ucuz ve teknoloji düzeyi düģük üretimleri zamanla taklitçi veya yenilikçi yüksek teknolojili ürünlere doğru yayılmaya baģlamıģtır. Finansal kriz sonucunda geliģmiģ ve çoğu geliģmekte olan ülkede daralma veya ekonomik gerileme ortaya çıkmıģtır. Çin ve Hindistan büyümeye devam ederek konumlarını güçlendirmiģtir. Türkiye ise 2008 ve 2009 yılında sırasıyla düģük büyüme ve daralma olarak krizin etkilerini yaģamıģtır. Ekonomik ve mali kriz, dünyada iģsizlik ve gelir dağılımı sorunları yaratmıģtır. Petrol ve gıda fiyatlarının ani yükseliģi ekonomik büyüme ve yoksullar üzerinde etkili olmuģtur. Diğer taraftan, iklim değiģikliği, çevre sorunları, suyun kıtlaģması gibi konular çevresel sürdürülebilirliğin önemini güçlendirmiģtir. Önümüzdeki dönemde kentlerin yaģam ve ekonomi anlamında daha da öne çıkması beklenmektedir. Nüfus, istihdam ve ekonomik faaliyetler kentlere yoğunlaģmaktadır. Kent nüfusunun artması, kırsal nüfusun azalması dünyada beklenen temel nüfus dinamikleridir. Nitelikli iģgücü ise AR-GE ve yenilik kapasitesi yüksek olan kentlerde yoğunlaģmıģtır. Bu çerçevede, Türkiye de olduğu gibi birçok bölgede bölgesel eģitsizlikler önemini korumaktadır. GeliĢmiĢ, batı ülkeleri, Japonya, Avustralya gibi ülkeler OECD ortalamasına yakın iken Rusya Federasyonu, Hindistan, Meksika, Çin gibi geliģmekte olan ülkeler ortalanın üzerinde değerler almaktadır döneminde OECD genelinde bölgesel gelir farkları artma göstermiģtir. Türkiye 0,24 Gini endeksi değeri ile 0,17 olan OECD ortalamasının gerisinde kalmaktadır. Bu çerçevede bölgesel eģitsizliklere yönelik politikalar önemini korumaktadır. Dünyada etkili olan yaģlanma ve uluslararası göç hareketlerinin de Türkiye de giderek daha fazla önem kazanması beklenmektedir. Metropollerin, sanayi ve turizm kentlerinin büyüyen küresel dıģ göç hareketlerinden giderek daha fazla pay alması ve yaģlanma konusunun giderek daha belirginleģmesi beklenmektedir döneminde uygulanan Avrupa Birliği (AB) Uyum Politikası bölgesel geliģmiģlik farklarını azaltmada kaynakların büyük bölümü yeni katılan ülkelere kaymıģtır. Uyum politikası AB nin belirlediği Lizbon Stratejisine ulaģmak için araç olsa da hedeflerin birçoğuna ulaģılamadığı görülmüģtür yılında hazırlanan Avrupa 17

18 2020 Stratejisi de Avrupa da akıllı büyüme, sürdürülebilir büyüme ve kapsayıcı büyüme kavramlarını önceliklendirmiģtir. Uyum fonlarına iliģkin en önemli uygulama aracı olan yapısal fonlar yakınsama bölgeleri, geçiģ bölgeleri ve rekabet edebilirlik bölgeleri olarak tahsis edilmiģtir. Tematik konulara yoğunlaģmanın önem kazanacağı görülmektedir. Yapısal fon tüzükleri ile belirlenen 11 tematik öncelik Ģu Ģekildedir: 1. Ar-Ge ve yenilik 2. Bilgi ve iletiģim teknolojileri 3. KOBĠ ler 4. Daha az karbon salınımı 5. Ġklim değiģikliğine uyum 6. Çevrenin korunması ve verimli kaynak kullanımı 7. Sürdürülebilir ulaģım ağları 8. Ġstihdam ve iģgücü hareketliliğinin desteklenmesi 9. Sosyal içerme ve yoksullukla mücadele, 10. Eğitim ve yaģam boyu öğrenme 11. Kurumsal kapasite ve etkin kamu yönetimi Ayrıca döneminde mekan bazlı politika tasarımı ve uygulanması konusu öne çıkmaktadır. Bu yaklaģım bölgelerin kendi ihtiyaçlarına uygun politikaları tasarlama ve bunlara yönelik uygulama araçlarının geliģtirilmesini içermektedir. AB alansal gündemi tarafından belirlenen 6 mekânsal öncelik bulunmaktadır: 1. Çok merkezli ve dengeli mekan organizasyonu 2. Entegre kalkınma (kent-kır) 3. Bölgeler arası iģbirliği 4. Güçlü yerel kalkınma dinamikleri 5. Mekânsal eriģilebilirlik 6. Ekolojik, kültürel ve doğa değerlerinin yönetimi. Türkiye de 3 farklı düzeyde oluģturulan istatistiki bölge birimlerine göre düzey 3 bölgeler 81 ile karģılık gelmekte, komģu iller 26 düzey 2 bölgeyi ve komģu düzey 2 bölgeleri 12 düzey 1 bölgeyi oluģturmaktadır. 3.2 Türkiye deki Genel Eğilimler Türkiye nüfusu 2000 li yıllarda durağan bir yapıya bürünmüģtür. Nüfus artıģ hızındaki azalma eğiliminin 2025 yılına kadar sürmesi belenmektedir. Türkiye nin doğusuna gidildikçe doğum oranları yükselmektedir. Batısında ise özellikle alınan göç nedeniyle nüfus artıģ hızı daha yüksektir. YaĢ bağımlılık oranı ülke genelinde azalmasına rağmen doğu ve güneydoğu Anadolu bölgelerinde çok yüksek oranda seyretmektedir. Doğurganlık hızının düģmesi, sağlık koģullarında iyileģmeye bağlı olarak yaģam süresinin uzaması, nüfusun yaģ dağlımınım da değiģmesine yol açmıģtır. Genç nüfusu ile bilinen Türkiye yaģlanmaya baģlamaktadır de ülke nüfusunun 82 milyona çıkması, yaģlı oranlarının % 7 lere ulaģması ve doğurganlık hızının yavaģlaması beklenmektedir. 18

19 Şekil 2: Yıllar itibari ile Türkiye de nüfus, nüfus artış hızları ve projeksiyonları (binde) Göçün etkisi ile batı illerinin nüfuslarının daha da artması, küçük illerin ise daha da küçüleceği beklenmektedir. Turizmin yoğun olduğu Antalya, Muğla ve Aydın gibi güney illerinde de hızlı nüfus artıģının devam etmesi beklenmektedir. Diğer yandan, 1950 li yıllardan itibaren ülkenin doğusundan batısına doğru yaģanan yoğun göç, günümüzde azalma eğilimine girmiģtir. Şekil 3: yılları arasında dönemler itibari ile net göç hızı Ġstanbul her bölgeden göç alıp her bölgeye göç vermektedir. Ege Bölgesi kendi içinde aldığı ve verdiği göç ile öne çıkmaktadır. Ġzmir in de aralarında olduğu Aydın, Muğla gibi geliģmiģ illerin varlığı, bölgede göçün bölge içinde tutulabilmesine olanak vermiģtir. Bu anlamda Ġzmir Ege Bölgesi nin en büyük ili olması itibari ile aynı zamanda bir göç çekim merkezidir. Türkiye de eğitim düzeyi açısından en yüksek bölge Ankara dır. Üniversite ve üzeri eğitim durumuna sahip nüfusun 15 yaģ üzeri nüfusa oranı Ankara da 17,9 olurken, bunu en yakın takip eden Ġzmir de % 12,7, Ġstanbul da % 12,6 dır. 19

20 3.3 TR31 İzmir Bölgesi Nüfus yoğunluğu, kent nüfusu oranı ve nüfus artışı açısından Türkiye ortalamasının üzerinde değerlere sahiptir. Nüfus yoğunluğu Türkiye de 98, AB ülkelerinde 116, Ġzmir de 333 tür. Nüfus artıģı uzun zamandır Türkiye ortalamasının üzerinde seyretmektedir. Projeksiyonlar nüfus artıģ hızının 2023 de Türkiye ortalamanın altında kalacağını ve Ġzmir in bu açıdan 22. sırada yer alacağını göstermektedir. AB ortalamasında nüfus artıģ hızı % 0,25, Türkiye için % 1,30, Ġzmir de % 5,3 tür. Şekil 4: İllere göre ortalama nüfus artış hızları (binde), Türkiye ortalamasından daha yaşlı bir görünüme sahiptir. Türkiye de son 50 yılda doğurganlık hızı 6,9 çocuktan 2,03 çocuğa düģmüģ ve doğuģta beklenen yaģam süresi 43,6 yıldan 74,5 yıla yükselmiģtir. Demografik değiģimler nüfusun yaģlanmasına yol açmıģtır. Ġzmir de ortanca yaģ 34,1 ile Türkiye den (30,1) yüksektir. YaĢlanma ortalama yaģın 41,2 olduğu AB ülkeleri boyutuna ulaģmamıģtır. Genç nüfusun oranı ve yaģ bağımlılık oranı Türkiye ortalamasının altındadır. Nüfus artıģ hızı, doğurganlık oranları, ölüm hızı gibi farklı değiģkenleri dikkate alan projeksiyonlar gelecekte Türkiye ve Ġzmir de yaģlı nüfusun artacağını göstermektedir yılında ortanca yaģın Türkiye de 34, Ġzmir de 38,9 olması beklenmektedir. 20

21 Şekil 5: İllere göre ortanca yaş, 2023 İzmir in göç hızı yavaşlamaktadır. Yıllar boyunca yüksek oranda göç alan illerin baģında gelen Ġzmir in net göç hızında son dönemlerde büyük düģüģ görülmektedir da binde 64, 2000 yılında binde 40 civarında olan net göç hızı 2011 yılında binde 2,26 olmuģtur. Bölge toplam nüfusu artmakta ancak ilçeler bazında farklı nüfus dinamikleri sergilenmektedir döneminde Konak, Kınık, Karaburun, Bayındır, Beydağ ve Kiraz ilçelerinin nüfusu azalmıģ, bunun dıģındaki ilçelerde nüfus artmıģtır. Aliağa ve Güzelbahçe en yüksek nüfus artıģı gösteren ilçelerdir. Nüfus artıģının Aliağa da sanayi geliģimi, Güzelbahçe de ise hızlı konut geliģimine bağlı olduğu söylenebilir. Kıyı ilçeleri olan Dikili, Foça ve Seferihisar ile son yıllarda sanayisi geliģimi gösteren Torbalı önemli nüfus artıģı yaģayan diğer ilçelerdir. Bu fotoğraf kent ve kır nüfuslarına göre ayrıģtırıldığında, Karaburun ve Beydağ hem kentsel hem de kırsal nüfus kaybı ile öne çıkmaktadır. Kırsal karakterle öne çıkan bu ilçelerde yaģam kalitesini artıracak ve yerel potansiyele uygun, ekonomik çeģitliliği artıracak uygulamalar geliģtirilmelidir. Kuzeyde Bergama ve Kınık, güneyde Torbalı, Bayındır, Selçuk ve Tire; doğuda ÖdemiĢ ve Kiraz sadece kırsal nüfus kaybı yaģayan, kentsel nüfusu artan ilçelerdir. Bu ilçelerde nüfusun köylerden ilçe merkezine, diğer ilçelere veya merkeze doğru kaydığı düģünülebilir. Ġzmir in üç ilçesinden birinde, merkez dıģındaki ilçelerin birkaçı haricinde neredeyse tümünde gözlenen kırsal nüfus kayıpları Ġzmir de kırsal yerleģimlerin nüfus kaybını yavaģlatacak, kırsal ekonomileri canlandıracak tedbirlerin gerekliliğini iģaret etmektedir. Öte yandan Konak ilçesinde kentsel nüfusun istikrarlı düģme eğilimi, merkezin canlandırılması ve kentsel dönüģüm uygulamalarını içeren politikaların gerekli olduğunu göstermektedir. 21

22 Şekil 6: İzmir ilçelerinde toplam nüfus, kent nüfusu ve kır nüfusunun değişimi, Kaynak: Saygın Can Oğuz, TamamlanmamıĢ Doktora Tezi, ĠYTE Fen Bilimleri Enstitüsü 2009 yılında ülke geneli ile paralel olarak yükselen işsizlik oranı azalma eğilimindedir döneminde azalma eğilimi gösteren iģsizlik oranı, ülke geneline paralel olarak 2009 yılında bir sıçrama yaģamıģ, krizin etkilerindeki hafiflemeyle birlikte izleyen yıllarda gerileme baģlamıģtır. Ancak iģsizlikteki gerileme, diğer bölgelerle kıyaslandığında, göreli olarak düģük hızla gerçekleģmiģtir yılı itibariye % 14,8 olan iģsizlik oranı, Ġstanbul (% 11,3), Ankara (% 9,5) ve Türkiye (% 9,2) düzeylerinin oldukça üzerindedir ,7 13,9 12,0 10,5 11,8 16,2 15,1 14,7 14,8 Türkiye İzmir İstanbul 10 Ankara Şekil 7: İzmir, Ankara, İstanbul ve Türkiye İşsizlik Oranları (%), Krizin ardındaki toparlanma döneminde istihdam, Türkiye ortalamasının üzerinde artış göstermiştir. Ekonomik krizin hissedilmesiyle baģlayan süreçte Ġzmir istihdam gerçekleģmeleri, ülke geneli, Ankara ve Ġstanbul gerçekleģmeleriyle paralel seyir izlemiģ ancak toparlanma sürecinde daha yüksek performans göstermiģtir. Ġzmir istihdamı 2009 yılını izleyen süreçte 6,5 puan artarak 2011 yılında % 45,5 düzeyine ulaģmıģtır yılı itibariyle 22

23 Türkiye İstanbul Ankara İzmir Türkiye İstanbul Ankara İzmir Türkiye İstanbul Ankara İzmir istihdam oranı 0,2 puan gerileyerek % 45,3 düzeyinde gerçekleģmiģtir. Bu oran Ġstanbul ile eģit, Ankara nın 1,4 puan üzerinde, Türkiye ortalamasının 0,1 puan altındadır. İşsizlik oranının Türkiye ortalamasının üzerinde seyretmesinin temel nedenlerinden biri, bölgede işgücüne katılım oranının görece yüksekliğidir. Ġzmir in istihdam oranı Türkiye geneliyle aynı düzeylerde olmasına karģın iģsizlik oranı Türkiye genelinin üzerinde seyretmektedir. Bu durumun temel nedeni Ġzmir de iģgücüne katılım oranının (% 53,2) Türkiye ortalamasının (% 50) üzerinde olmasıdır. ĠĢsizlikteki ani yükseliģi izleyen dönemde istihdamda önemli düzeyde artıģ kaydedilmiģ, ancak bu artıģ iģgücüne katılımdaki artıģı yeterince güçlü Ģekilde karģılayamamıģtır. İşgücüne katılım oranındaki artışın temel belirleyeni kadınların işgücüne artan katılımıdır döneminde Türkiye geneli iģgücüne katılım oranlarına kadınlarda 5, erkeklerde 0,9 puan olarak yansıyan artıģlar, Ġzmir de (diğer iki metropol ile kıyasla daha yüksek düzeyde) sırasıyla 9,8 ve 6,1 puan olarak gerçekleģmiģtir. Bu artıģlar neticesinde 2012 yılında, Ġzmir de iģgücüne katılım oranı erkeklerde % 72,9 ve kadınlarda % 34,3 düzeyine ulaģmıģtır. Gerek ülke genelinde gerekse Ġzmir de erkeklerde iģgücüne katılma oranı 2012 yılında bir önceki yıla göre 0,7 puan gerilemiģ olmasına karģın kadınlarda artıģın 2012 yılında da sürdüğü görülmektedir Erkek Kadın Genel Şekil 8: Türkiye, İstanbul, Ankara ve İzmir de Cinsiyete Göre İşgücüne Katılım Oranları İstihdamın sektörel dağılımına ilişkin uzun vadeli gözlemler özellikle sanayi sektörünün payında düşüş, hizmetler sektörünün payında yükselme olduğunu göstermektedir yılında Ġzmir istihdamında tarımın payı % 10,9, sanayinin payı % 36,9, hizmetler sektörünün payı % 52,2 dir yılında tarımın payı % 10,1 e, sanayinin payı % 31,6 ya düģmüģ, hizmetler sektörünün payı % 58,4 e yükselmiģtir yılında finansal krize bağlı olarak istihdamın sektörel dağılımında da bir kırılma yaģandığı görülmektedir. Kriz sonrası dönemde ( ) Ġzmir de tüm sektörlerde istihdam yükselmiģ, tarımda 78 bin, sanayide 105 bin ve hizmetlerde 57 bin düzeyinde istihdam artıģı kaydedilmiģtir. 23

24 70,0 60,0 52,2 53,0 56,3 59,7 61,1 63,4 57,8 56,7 58,4 50,0 40,0 30,0 20,0 10,0 36,9 36,4 33,1 31,1 31,5 28,1 10,8 10,6 10,6 9,2 7,5 8,5 30,4 30,7 31,6 11,8 12,6 10,1 Tarım (%) Sanayi (%) Hizmetler (%) 0, Şekil 9: İzmir de İstihdamın Sektörel Dağılımı, İzmir e yönelik kamu yatırımlarında en yüksek payı ulaştırma sektörü almaktadır Yılı Yatırım Programı nda iller bazında ayrıģtırılabilen kamu yatırımları ödeneklerinden Ġzmir e ayrılan tutar yaklaģık 704,6 milyon TL dir. Bu miktarın sektörel dağılımında en yüksek payı ulaģtırma-haberleģme sektörü (% 37) almaktadır. Öne çıkan yatırımlar Ġzmir-Ġstanbul Otoyolu, Ġzmir-Ankara Yüksek Hızlı Tren Yolu, Adnan Menderes Havalimanı Ġç Hatlar Terminali, Kuzey Ege (Çandarlı) Limanı, Kruvaziyer Limanı, KemalpaĢa Lojistik Merkezi, Sabuncubeli Tüneli, Konak Tünelleri, Buca- YeĢildere Bağlantı Yolu (Uçan Yol), Ġzmir Körfez GeçiĢi, Deniz UlaĢımını GeliĢtirme Projesi, Gaziemir Fuar Alanı, DSĠ Sulama ve Baraj Projeleri olarak sıralanabilir. Üniversiteler ve işletmelerde yenilik göstergeleri, özellikle proje yazma, işbirliği, tasarım, sınai mülkiyet hakları gibi konuların güçlendirilmesi gerektiğine işaret etmektedir. Ġzmir 9 üniversite, 66 fakülte, 35 meslek yüksekokulu ile ülke genelindeki kayıtlı araģtırmacının % 9 una (7.240) sahiptir döneminde üniversitelere ait patent baģvurusu 51, tescil edilen patent sayısı ise 11 dir. Üniversite-sanayi ortak projelerine yönelik SAN-TEZ programına yılları arasında yapılan proje baģvurusu 84 olup, bu baģvurulardan 39 tanesi (% 46) kabul edilmiģtir. Aynı dönemde araģtırmacı baģına 0,9 yayın düģmektedir. Bu göstergeler üniversitelerdeki potansiyelin daha fazla değerlendirilmesi için proje yazma kapasitesi, iģbirliği, sınai mülkiyet hakları gibi konularda çalıģmalar yapılması gerektiğini göstermektedir. Diğer yandan, yaklaģık 28 bin imalat sanayi firmasına sahip Ġzmir de 12 firmada Ar-Ge merkezi bulunmaktadır. Ar-Ge birimine sahip olma oranı % 15 düzeyindedir döneminde TEYDEB Ar-Ge desteklerine (1501 ve 1507) 416 firma baģvuru yapmıģtır. Aynı dönemde firmalardan patent baģvurusu yapılmıģtır. YaklaĢık 26 firmaya 1 patent baģvurusu düģmektedir. ġemsiye kuruluģların neredeyse tamamı bilgilendirme ve yönlendirme hizmeti verirken, sınai mülkiyet hakları, proje hazırlama ve yönetme, teknoloji transferi ve lisanslama, ürün geliģtirme ve spin-off firma kurma gibi yenilik ekosisteminin diğer önemli faaliyetlerine iliģkin hizmetler zayıftır. ĠĢletmelerin % 81 i üniversite ve araģtırma merkezleri ile iģbirliği içerisine girmemektedir. Ayrıca, iģletmelerin sadece % 24

25 5 i yenilik projelerinin fikir kaynağını üniversiteler olarak göstermiģtir. Üniversite ile sanayiyi bir araya getirecek çalıģmalar önem kazanmaktadır. Tablo 2: İşletmelerin Ar-Ge ve Yenilik Göstergeleri Yıl Ar-Ge'ye Ayrılan Pay (%) Ar-Ge Çalışanı Oranı (%) Yeni Mal (Toplam) Yeni Hizmet (Toplam) Patent Başvurusu (Toplam) ,5 2, ,3 3, ,8 3, ,8 4, Sektörel bağlantılar incelendiğinde, özellikle imalat sanayi sektörlerinin katma değeri yüksektir. Ġzmir de Girdi-Çıktı Analizi kok kömürü, rafine edilmiģ petrol ürünleri ve nükleer yakıt imalatı; kimyasal madde ve ürünlerin imalatı; ana metal sanayi; yeniden değerlendirme; elektrik, gaz, buhar ve sıcak su üretimi ve dağıtımı sektörlerini hem ileri hem de geri bağlantı endeksleri bağlamında ön planda olan sektörler (I. Hirschman Kategorisi) olarak ortaya koymuģtur. Bu sektörler hem bölge ekonomisinde bir geniģleme olmasında göreceli olarak yüksek üretim artıģları yaratacaklar, hem de kendilerine yönelik nihai talep artıģında diğer sektörlerden daha yüksek üretim artıģı göstermektedir. Kümelenme konusunda birçok sektör öne çıkmaktadır. Organik gıda; sağlık; makine metal döküm; havacılık ve uzay; iģlenmiģ meyve ve sebze; endüstriyel havalandırma, iklimlendirme ve soğutma sektörlerinde kümelenme çalıģmaları devam etmektedir. Sahip olduğu tarımsal potansiyele rağmen bölge ekonomisinde tarımın payı azalmaktadır. Ġzmir ili ekonomisinde tarım sektörünün payı nispeten düģük olup, tarımın (GSYĠH) içindeki payı da yıllar itibariyle azalmaktadır yılında GSYĠH içinde % 10,4 olan tarımın payı 2001 de % 7,5 seviyesine gerilemiģtir. Yine GSKD içinde 2004 yılı itibarıyla % 6 olan tarım sektörünün payı 2008 de % 4,8 düzeyine inmiģtir. Ġzmir ili tarım sektörünün Türkiye tarımsal GSKD si içindeki payı % 3,7 olup, büyüklük açısından 26 Düzey 2 bölgesi içinde 13. sırada bulunmaktadır. Tarımda sulamada modern yöntemler yeterince yaygın kullanılmamaktadır. Toplam tarım alanının % 82 si sulanabilir niteliktedir. Bu arazinin ancak % 64 ü sulanmaktadır. Türkiye de sulanan alanın % 93 ü yüzeysel sulama yöntemleriyle (karık, tava ve salma) sulanmaktadır. Sulu tarıma geçiģ ile birim alandan elde edilen gelir yaklaģık 5 kat artmaktadır. Basınçlı (yağmurlama ve damla) sulama sistemleri ile yüzeysel sulamaya göre % oranında su tasarrufu, % oranında verim artıģı, % 50 gübre, % 30 ilaç tasarrufu elde edilmektedir. Modern yöntemlerle sulamanın yaygınlaģtırılması gereklidir. 25

26 Üretim değerinde bitkisel üretimin payı azalırken hayvansal üretimin payı artmaktadır. Bitkisel üretimde meyve ve sebze alanlarının daha fazla, tahıllar ve diğer bitkisel ürünler ile nadasa ayrılan alanların daha azdır. Meyve ürünleri olarak baģta zeytin olmak üzere üzüm, kiraz, mandalina, incir ve Ģeftali öne çıkmaktadır. Tarla ürünleri üretiminde baģta pamuk olmak üzere silajlık mısır, patates, mısır (dane), buğday ve tütün ön plana çıkan ürünlerdir. Ayrıca toplam süs bitkileri üretim alanı açısından % 24 lük pay ile (802 hektar) birinci sırada bulunmaktadır. Toplam tarımsal üretim değeri içindeki hayvansal üretim değerinin payı 2006 da % 31,3 iken 2011 de % 42,4 e yükselmiģtir. Ġl hayvansal üretim değerinin % 38,7 sini süt üretimi, % 27 sini beyaz et üretimi, % 23,6 sını kırmızı et üretimi oluģturmaktadır. Su ürünleri yetiģtiriciliği üretimi, 30 ilçesinin 17 si deniz kıyısına bağlı olan Ġzmir de 2006 yılına göre yaklaģık %16 oranında artarak tona ulaģmıģtır. Ürün değerinin artırılması için katma değerin yükseltilmesi, altyapının iyileģtirilmesi ve pazarlama olanaklarının geliģtirilmesi gerekmektedir Bitkisel Üretim Toplamı Su Ürünleri Üretimi Toplamı Hayvansal Üretim Toplamı Şekil 10: İzmir İli Tarımsal Üretim Değerinin Değişimi, , (TL) Organik tarımsal üretimin payı azalmaktadır. Ġzmir organik tarım yapılan alan oranı açısından Türkiye ortalamasının üzerindedir. Ancak gerek organik tarımsal üretim yapan çiftçi sayısı, gerekse üretim alanı açısından Türkiye ve Ege Bölgesi ndeki payı azalmaktadır yılları arasında organik tarımsal üretim yapan çiftçi sayısının Ege Bölgesi içindeki payı % 30,3 ten % 16 ya, Türkiye genelindeki payı da % 10,5 ten % 3,3 e düģmüģtür. Bu dönemde 134 ü bitkisel ürün, 6 sı da hayvansal ürün olmak üzere toplam 140 adet organik ürüne iliģkin üretim yapılmıģtır. Tarımda katma değeri artırmak için organik üretim ve iyi tarım uygulamalarının yaygınlaģtırılması önemli katkılar sağlayacaktır. Tarım arazileri başka tür kullanımlar ve verimsizleşme gibi nedenlerle azalmaktadır hektar yüzölçümüne sahip toplam tarım alanında hektar tuzlu-alkali, 285 hektar alkali, hektar tuzlu ve hektar hafif tuzlu olmak üzere toplamda hektar (% 9) alanda çoraklaģma sorunu bulunmaktadır hektar alanda fena, hektar alanda yetersiz düzeyde olmak üzere toplamda hektar (% 24) alanda drenaj açısından sorun bulunduğu belirlenmiģtir ,7 hektar tarım arazisi en 26

27 çok konut amaçlı olmak üzere madencilik, sanayi ve turizm amacıyla tarım dıģında kullanılmaktadır. Birçok ilçede temel sektör durumunda olan tarımın zayıflamasında bu sorunlar önemli rol oynamaktadır. Sanayi üretimi artmakta ancak sanayinin katma değer üretim gücü azalmaktadır yılı itibariyle Ġzmir ili sanayi sektörü gayri safi katma değeri (GSKD), Türkiye sanayi sektörü GSKD si içinde % 6,4 paya sahiptir. Bu pay 2004 yılında % 7,3 seviyesindeyken yıllar itibariyle azalma göstermiģtir. Sanayi sektörü GSKD sinin Ġzmir ili toplam GSKD si içindeki payı yılları arasında % 30,4 ten % 26,7 ye gerilemiģtir. Bu dönemde hizmetler sektörü lehine gerçekleģen söz konusu azalma, Ġzmir i ĠBBS Düzey 2 bölgeleri arasında GSKD sanayi payının en fazla gerilediği bölge yapmıģtır. Bu durumun, Ġzmir de ana sanayi kollarının bulunmayıģından ve teģvik sisteminden kaynaklandığı ileri sürülebilir. Tüm bu sorunlara rağmen, Ġzmir ili sanayi sektörü Türkiye sanayi sektörü içerisinde önemli bir yere sahiptir. Ġstanbul Sanayi Odası (ĠSO) tarafından hazırlanan Türkiye nin 500 Büyük Sanayi KuruluĢu sıralamasında Ġstanbul dan sonra en fazla firmayla temsil edilen ikinci il Ġzmir dir. Sanayinin ürettiği katma değerin artırılmasında özellikle Ar-Ge ve yenilik çalıģmaları önem taģımaktadır. İzmir sanayisi önemli düzeyde sektörel zenginlik göstermektedir. Sanayi özellikle metal eģya, gıda ürünleri, giyim eģyası, mobilya, deri, motorlu kara taģıtları, kimya, plastik, makine ve ekipman imalatı, ağaç ürünleri, kağıt ürünleri ve tütüne dayanmaktadır. Ġmalat sanayinde GiriĢim sayısı bakımından fabrikasyon metal ürünleri imalatı (% 19,09), mobilya imalatı (% 15,32), giyim eģyalarının imalatı (% 15,16), gıda ürünlerinin imalatı (% 12,14), deri ve ilgili ürünlerin imalatı (% 5,04) sektörleri öne çıkmaktadır. Ġstihdam bakımından ise ilk beģ sırada gıda ürünlerinin imalatı (% 15,60), giyim eģyalarının imalatı (% 15,39), fabrikasyon metal ürünleri imalatı (% 9,65), mobilya imalatı (% 7,54), motorlu kara taģıtı, treyler ve yarı treyler imalatı (% 6,77) sektörleri bulunmaktadır. Sektörel çeģitliliğin daha fazla katma değere dönüģmesi için Ar-Ge ve yenilik çalıģmaları yanısıra sektörlerin kendi arasında iģbirlikleri önemlidir. Bölge konumu, sektörel çeşitliliği ve altyapısı ile yatırımlar için önemli bir çekim noktasıdır ancak yatırım ortamını güçlendirecek düzenlemelere ihtiyaç bulunmaktadır. Organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler ve teknoloji geliģtirme bölgesi yatırımcılara birçok olanak tanımaktadır. Sanayi, turizm, tarım sektörleri yanısıra jeotermal kaynakları ve rüzgar enerjisi potansiyeli ile alternatif enerji kullanımına yönelik yatırımlar da olanaklıdır. Yeni teģvik sistemine bağlı olarak yakın komģu iller karģısındaki göreli dezavantajlı durumu, Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği uyarınca 3 yıl içerisinde üretime geçme zorunluluğu ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı nca sağlanan kredilere eriģimde Ġzmir in geliģmiģ bölge kategorisinde yer alması üst ölçekten kaynaklanan önemli sorunlardır. Doğrudan Yabancı Sermayeli GiriĢimlerin Yatırım Ortamı Değerlendirme AraĢtırması sonuçlarına göre, Ġzmir de iģ yapan yabancı sermayeli giriģimlerin özellikle Ġzmir de yatırım yapmalarını sağlayan etkenler Ġzmir Limanı (%20), yaģam kalitesi (%14), önemli uluslararası pazarlara yakınlık (%13) ve nitelikli ve ucuz iģgücü (%12) biçiminde sıralanmıģtır. Ġzmir in seçilme nedenleri arasında yaģam kalitesinin ikinci sırada yer alması dikkat çekicidir. 27

28 Şekil 11: İzmir'in Jeopolitik Konumu Organize Sanayi Bölgeleri ve Serbest Bölgeler gibi özel yatırım alanlarında sunulan kapasitenin kullanımının artırılması gerekmektedir yılı itibariyle 9 u hizmete sunulmuģ, 4 ünün alt yapı inģaatları devam eden 13 OSB bulunmaktadır. OSB yüzölçümü açısından (4.763 hektar) % 28,26 payla Ege Bölgesi, % 7.78 payla ülke toplamı içinde birinci sıradadır. Hizmete sunulan OSB lerdeki adet parselin % 60 ı tahsis edilmiģ, % 40 ı ise boģtur. Tahsis edilen parselin inde fabrikalar faaliyet göstermekte olup 2011 yılı sonu itibariyle 158 fabrikanın inģaatı devam etmektedir. Ege Bölgesi ndeki 3 serbest bölgeden 2 si Ġzmir dedir yılında Türkiye nin en yüksek ticaret hacmine sahip ikinci serbest bölgesi ESBAġ ta kiģi, ĠZBAġ ta kiģi istihdam söz konusudur. Bir önceki yıla göre istihdam ESBAġ ta % 3,5 artmıģ, ĠZBAġ ta ise % 3,4 azalmıģtır. Özel yatırım bölge yönetimlerince önceliklendirilen altyapı iyileģtirme ihtiyaçlarında ilk sıraları ulaģım-taģımacılık, atık yönetimi, enerji altyapısı, sosyal donatı ve çevre kalitesi baģlıklarının yer aldığı görülmektedir. Önemli bir potansiyel sunan bu üretim alanlarına yatırımcıların tanıtım ve teģvik politikaları ile çekilmesi gerekmektedir. Teknoloji düzeyinin artırılmasında Teknoloji Geliştirme Bölgelerine önemli roller düşmektedir. Ġzmir de faaliyette olan bir adet Teknoloji GeliĢtirme Bölgesi (Ġzmir TGB) bulunmaktadır. Öte yandan 2012 yılında sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir enerji ve biliģim temalarına yoğunlaģması planlanan Ġzmir Bilim ve Teknoloji Parkı Teknoloji GeliĢtirme Bölgesi (Ġzmir Ekonomi Üniversitesi), 2013 yılında da bir bölümünün de sağlık alanında uzmanlaģması planlanan Dokuz Eylül Teknoloji GeliĢtirme Bölgesi (Dokuz Eylül Üniversitesi) kurulmuģtur. Bu iki teknoloji geliģtirme bölgesinin altyapı çalıģmaları devam etmektedir yılı itibari ile Ġzmir Teknoloji GeliĢtirme Bölgesi nde faaliyetteki 64 firma ve 319 çalıģan 2012 yılında 84 firma ve 417 çalıģana yükselmiģtir. Bu çalıģanların % 86 sı Ar-Ge personeli statüsündedir. Mevcut TGB nin kapasitesinin geliģtirilmesi, altyapısının iyileģtirilmesi ve ihtisaslaģmıģ yeni bölgeler kurulması önemlidir. TGB lerdeki fiziki altyapı kadar, çalıģan Ar-Ge personeli de bölge ihracatı ve bölge tarafından yaratılan ekonomik değer açısından kritiktir. 28

29 Yenilenebilir enerji kaynakları ve teknolojileri bakımından önemli bir potansiyel mevcuttur ,2 MW teorik kapasitesiyle rüzgâr enerjisi açısından oldukça zengindir ancak bu potansiyelin yalnızca % 2,6 sı kullanılabilmektedir. Potansiyelin değerlendirilmesiyle üretilecek enerji miktarı, Ege Bölgesi nin toplam elektrik tüketiminden büyüktür. Ġzmir de rüzgar enerjisine iliģkin altyapı yatırım alanlarının, çevresel etkilerin de göz önüne alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir. GüneĢ enerjisinden yararlanma potansiyeli açısından en avantajlı Ģehirlerden birisidir. Türkiye nin güneģ kapasite oranı en yüksek alanı olan Antalya bölgesinde oran % 20, Ġzmir de ise % civarındadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından güneģ enerjisinden elektrik üretimi yatırım izni verilebilecek bölgeler arasında bulunmaması olumsuzluk teģkil etmektedir. Bölgede güneģ enerjisi teknolojilerinin üretilmesi, bölgenin ileri teknolojiler konusunda geliģmesine katkı sağlayacak stratejik bir yaklaģım olarak ortaya çıkmaktadır. Ġzmir de kullanıma elveriģli tarım alanlarının bulunması, hayvansal ve bitkisel atık miktarı potansiyeline bağlı olarak, biyogazdan elektrik üretim potansiyeli yaklaģık 537 MW civarındadır. Ġzmir ilinde biyokütle lisansı almıģ kurum/kuruluģ bulunmamaktadır. Jeotermal kaynaklar ise sıcaklıkları açısından çeģitlilik göstermekte ve farklı alanlarda kullanım imkânı sunmaktadır. Ġzmir ilinde mevcut jeotermal alanlardaki jeotermal potansiyelin kullanılır hale gelmesi ile birlikte, 5 kat fazla konutun ısıtılabileceği görülmektedir. Konumu ve sahip olduğu altyapı itibari ile önemli bir lojistik merkezdir. Ġzmir Limanı, yıllık gemi kabul kapasitesiyle Ege Bölgesi nin en büyük limanıdır. Ġç Anadolu ve Ege Bölgesi nin ithalat kapısı olması yanında demiryolu ve karayolu bağlantıları ile Avrupa, Ortadoğu ve Asya ülkeleri arasında önemli bir ticaret limanı olma özelliğine sahiptir yılında, TCDD tarafından iģletilen limanlardan yapılan yüklemelerin yaklaģık % 70 i ve konteyner trafiğinin % 77 si Ġzmir Limanı ndan gerçekleģmiģtir. TCDD tarafından, limanın altyapısının ve bünyesindeki ekipmanların yenilenmesi, liman sahalarının daha verimli kullanılmasını sağlamak üzere çalıģmalar yapılmaktadır. Diğer yandan lojistik sektörünü güçlendirecek önemli yatırımlar sözkonusudur. Kuzey Ege (Çandarlı) Limanı ve KemalpaĢa Lojistik Köyü yatırımlarının inģasına baģlanmıģtır. Limanın 20 milyon ton/yıl kapasitesi, hektarlık stoklama sahası ile dünyanın ilk 10 limanı arasına girmesi, Akdeniz in ise en büyük limanı olması, büyük transit gemilerin yükleme/boģaltma yapabileceği bir liman olması öngörülmektedir. YaklaĢık iki milyon metrekarelik bir alan üzerinde yapılacak KemalpaĢa Lojistik Köyü nün Türkiye nin en büyük lojistik üssü olması, ilk etapta KOSBĠ nin daha sonra Ġzmir ve tüm Ege bölgesinin yük trafiğine hizmet etmesi planlanmaktadır. İç ve dış ticaret gelişmiştir. Ġzmir çağlar boyunca ticaret yollarının baģlangıç ve bitiģ noktasındaki konumu ile önemli bir ticaret merkezi olmuģtur. Ġstanbul, Bursa, Manisa, Denizli, Aydın ve Muğla baģta olmak üzere diğer illerin hemen hepsi ile yoğun bağlantılar içindedir. UlaĢım olanakları, Organize Sanayi Bölgeleri, Serbest Bölgeleri, Uluslararası Fuarı ve büyük bir limanın varlığı yanında, Ticaret Odaları, Ġhracatçı Birlikleri, Sanayi Odası ve Ticaret Borsası gibi meslek kuruluģlarının faaliyet ve gayretlerine bağlı olarak ticaret geliģmiģtir. Ġzmir in ticaret hacmi, Türkiye ticaret hacminin % 7 sini oluģturmaktadır. Ege Bölgesi ihracatının % 93 ü Ġzmir den gerçekleģmektedir. Firmaların ticari satıģları açısından Ġzmir, Ġstanbul ve Bursa nın ardından ticari hareketliliği en yüksek üçüncü il konumundadır. Özellikle gıda ürünleri, inģaat malzemeleri, tekstil ürünleri, ağaç 29

30 ürünleri ve mobilya, kimyevi ürünler, tarım ürünleri ticareti, Ġzmir ticaretine ivme kazandırmaktadır. Ulusal ve uluslararası banka ağı ve borsaları ile Ġzmir güçlü bir sermaye piyasası altyapısına sahiptir. Ayrıca, sanayiye sunduğu girdi tedarikinde kendine yeterliliği en yüksek il durumundadır. Dış ticaret dengesi açık vermektedir döneminde Ġzmir de dıģ ticaret hacmi 2,8 kat artıģ gösterirken, Ege Bölgesi dıģ ticaret hacmi 3,8 kat, Türkiye geneli dıģ ticaret hacmi 3,4 kat artıģ göstermiģtir. Bu geliģmeler neticesinde, 2002 yılı itibarıyla Türkiye dıģ ticaret hacmi içinde % 5,8 olan Ġzmir in payı, 2012 de % 4,9 a gerilemiģtir yılında 489 milyon dolar fazla veren Ġzmir iline ait dıģ ticaret dengesi, 2004 ten itibaren açık vermeye baģlamıģ ve bu açık 2012 yılında 1,9 milyar dolar olmuģtur. Ġhracatın ithalatı karģılama oranı 2002 de % 121 seviyesinde iken düģüģ göstererek, 2011 de % 76, 2012 yılında ise % 82 düzeyinde gerçekleģmiģtir de bu oran Türkiye genelinde % 64, Ege Bölgesi nde ise % 99 dur. Bu veriler Ġzmir de ithalat ve ihracat arasındaki dengenin ithalat yönüne kararlı biçimde kaydığını göstermektedir. Milyon dolar Yüzde 7,00 6,00 5,00 4,00 3,00 2,00 1, Türkiye İzmir İzmir/Türkiye, Sağ Eksen 0,00 Şekil 12: İzmir ve Türkiye de Dış Ticaret Hacminin Gelişimi ve İzmir in Payı, , (%), (milyon dolar) İhracat gelişmekte ancak ülke içindeki payı düşmektedir yılında Türkiye nin ihracatı 152,5 milyar dolar, Ege Bölgesi nin ihracatı 17 milyar dolar ve Ġzmir in ihracatı 8,6 milyar dolar düzeyinde gerçekleģmiģtir döneminde Türkiye nin toplam ihracatı 3,2 kat, Ege Bölgesi nin ihracatı 3,1 kat, Ġzmir in ihracatı ise 2,1 kat artmıģtır yılında, Ege Bölgesi ihracatından % 67,6 oranında ve Türkiye toplam ihracatından % 7,7 oranında pay alan Ġzmir ili, 2012 yılında bu paylarını, sırasıyla % 50,7 ve % 5,7 ye düģürmüģtür. Ġzmir ilinin ihracat potansiyeli güçlü olan sektörlerin geliģimi önem kazanmaktadır. Ana sektörler itibariyle incelendiğinde en önemli payın imalat sanayi sektörüne ait olduğu görülmektedir yılları arasında imalat sanayinin toplam ihracattan aldığı pay % arasında 30

31 değiģirken, ikinci sırada yer alan tarım ve ormancılık sektörünün payları ise % 8-12 arasında değiģmektedir. Milyon Dolar Pay (%) 9,0 8,0 7,0 6,0 5,0 4,0 3,0 2,0 1, Türkiye İzmir İzmir/Türkiye, Sağ Eksen 0,0 Şekil 13: İzmir ve Türkiye de İhracatın Gelişimi ve Türkiye İhracatında İzmir in Payı , (%), milyon dolar Dış ticarette teknoloji düzeyi artmaktadır. Ġzmir milyon dolar orta ve ileri teknolojili mal ihracatı ile Türkiye de iller arasında beģinci sıradadır. Ġzmir Ġli Uygun Yatırım Alanları Ön Fizibilite Raporu na göre, 2002 yılında DüĢük Teknolojili ürünlerin ihracattaki payı % 61 iken yıllar itibariyle azalarak 2011 yılında % 37,8 e gerilemiģtir. Orta-Ġleri Teknolojili ürünlerin payı % 20,2 den % 33,2 ye, Orta-DüĢük Teknolojili ürünlerin payı da % 18 den % 27,8 e yükselmiģtir. Ġleri teknolojiye sahip ürünlerin il ihracatındaki payı ise ortalama % 1 ler civarında seyretmiģtir. Tıpkı ihracatta olduğu gibi ithalatta da teknoloji düzeyi bakımından ilerleme görülmektedir. Ancak ihracatta ileri ve orta-ileri teknolojili ürünlerin toplam payı % 34 iken, ithalatta bu oran % 52 düzeyindedir. Bu da ilin ihraç ettiğinden daha fazla ileri teknolojili ürün ithal ettiğini göstermektedir. Tablo 3: İzmir İmalat Sanayi İhracatının Teknoloji Düzeyine Göre Değişimi,

32 Tablo 4: İzmir İmalat Sanayi İthalatının Teknoloji Düzeyine Göre Değişimi, İhracatın niteliği rekabetçi avantajlar sunmaktadır. Ġl Ġl DıĢ Ticaret Raporu na göre, ihracata konu mallarda çeģitlilik performansı açısından 193 ürün ile Ġstanbul'dan sonra ikinci sırada yer almaktadır. 76 ilin rekabetçi biçimde ihraç edilen ürün çeģitliliği ortalaması 40 dır. ÇeĢitlilik değeri yüksek olan bir ilde var olan beceriler çok sayıda ürünün rekabetçi avantajla üretilmesine ve ihraç edilmesi için uygundur. Çok sayıda ilin ihracat sepetinde yer alan ihraç ürünleri sıradan ürün olarak kabul edilmektedir. Sıradanlık değerinin düģük olması, özel/nadir ürünlerin ihracatında rekabet avantajına sahip olduğunu göstermektedir. Ġzmir; Ġstanbul, Rize, Sakarya ve Ankara'dan sonra sıradanlığın en düģük olduğu beģinci il konumundadır. Nitelikli sıçrama bir ilin mevcut sanayi yapısı ile daha nitelikli ürünleri ihraç edebilme kapasitesini göstermektedir. Ġzmir Ġstanbul'un ardından sıçrama kabiliyeti en yüksek ikinci il durumundadır. Bu nitelikler, Ġzmir in ihracatının uygun politikalarla etkili biçimde yükseltilebileceğini göstermektedir. Şekil 14: İhracatın Sıradanlığı ve Çeşitliliğine Göre İller, 2009 Son yıllarda turizm sektörü hızlı bir gelişme göstermektedir, ancak bölgede kullanılmayan önemli bir potansiyel mevcuttur yılında gelen yabancı turist sayısı bir önceki yıla göre % 18,53 artıģ göstermiģtir. Türkiye ye gelen yabancı turistlerin tercih ettikleri iller arasında Ġzmir, Antalya, 32

33 Ġstanbul ve Muğla dan sonra dördüncü sırada gelmektedir. Tesislerin doluluk oranının % 23,3 ü yabancı turistlere aittir. Ġzmir, Ġtalya, Belçika, Fransa ve Hollanda dan Türkiye ortalamasının (% 5) oldukça üzerinde bir oranda turist çekebilmektedir. Ancak Ġzmir, Türkiye ye ciddi oranda turist gönderen Almanya, Rusya ve Ortadoğu ülkelerinden yeterince turist çekememektedir. Buna tarihi ve kültürel yakınlığını göz önüne alarak Yunanistan ı da eklemek mümkündür. Türkiye kruvaziyer turizminde Ġzmir son yedi yıldır yükselen performansı ile dikkat çekmektedir. Ġzmir'e 2003 yılında 5 sefer ile 3,271 yolcu gelirken, bu sayılar 2012 de sırasıyla 286 ve olmuģtur. Bu geliģmelere rağmen tesis sayısında artıģ kısıtlı düzeydedir yılında olan yatak sayısı altı yılda ya çıkmıģtır. Tesis sayısı toplam 15 adet artıģ göstermiģtir. Var olan ve geliģme olanağı görülen turizm çeģitleri arasında baģta deniz (kıyı) turizmi olmak üzere, kültür turizmi, inanç turizmi, kongre turizmi, kıģ turizmi, termal turizm, kruvaziyer turizmi, doğa turizmi, kamp ve karavan turizmi, spor turizmi, gastronomi turizmi ve ekoturizm sayılabilmektedir. İzmir su kaynağının kıt olduğu bir bölgedir. KiĢi baģına düģen yıllık kullanılabilir su potansiyeli ortalama 483 m 3 olarak belirlenmiģtir. Türkiye genelinde bu değer, ortalama m3/yıl-kiģi olarak hesaplanmıģtır. Dünya genelinde bilinen su yeterlilik ölçeğine göre kiģi baģına düģen yıllık su miktarı m3 olmalıdır. Bu sayıdan az olan yerler su azlığı yaģamakta, kiģi baģına m3 ten az su düģen alanlar ise su fakiri olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla su fakiri konumunda olan Ġzmir de suyun yönetimi konusu önem taģımaktadır. Özellikle tarımsal ve endüstriyel faaliyetlerde kullanılan yüksek su miktarı bu konuda temel önceliklerden birisi olmalıdır. Katı atık bertarafı konusunda kapasite yetersizlikleri mevcuttur. Bölgedeki tek tesis olan Harmandalı Tesisi nde bertaraf edilen toplam evsel katı atık miktarı ton/gün düzeyindedir. Harmandalı nda bertaraf edilen atık miktarı yılda ortalama % 10 oranında artıģ göstermektedir. Bu çerçevede, bölgede atıkların bertaraf edileceği ikinci bir düzenli depolama tesisi yapılması konusunda önemli bir ihtiyaç ortaya çıkmaktadır. Deniz ve kıyı alanı açısından korunması gereken büyük bir değere sahiptir. 629 km kıyısının 101 km si doğal plaj niteliğindedir. Mavi bayrak ödüllü plaj sayısı 32 dir. Ġzmir de genel olarak denizler temiz olsa da kriterlerden biri, arıtma tesisi bulunması gerekliliği olduğundan, turizm değerine sahip alanlarda kanalizasyon altyapılarına ve AAT lere yapılacak yatırımlar önem taģımaktadır. Deniz ve kıyı alanları ile ilgili bir diğer konu ise ulusal ve uluslararası öneme sahip koruma alanlarıdır. Özellikle Karaburun ve Foça bütünleģik kıyı yönetimi yaklaģımının esas alınması gereken en önemli kıyı alanlarıdır. Körfez de kirlilik kaynakları özellikle körfeze ulaģan dereler ve Gediz Nehri nin getirdiği yükler, körfezin su toplama havzasındaki tarımsal faaliyetler sonucunda oluģan yüzey ve drenaj sularının getirdiği tarımsal mücadele ilaçları, yapay ve doğal gübre yükleri, liman ve marina faaliyetleri ile deniz trafiğinden kaynaklanan yüklerdir. Havza kirliliği çevresel tehditlerin başında gelmektedir. Gediz, Küçük Menderes ve Bakırçay nehirleri üç önemli havzayı oluģturmaktadır. Havzalar genel olarak IV. Sınıf su kalitesine sahiptir. Nehir boyunca farklı yerleģim ve sanayi kuruluģlarından kaynaklanan atıklar ile tarımda bilinçsiz ilaçlama ve gübreleme önemli kirleticilerdir. Havza kirliliği sadece tarımsal açıdan değil, barındırdıkları turizm 33

34 değerlerinin sürdürülebilirliği açısından da önemli bir tehdittir. Kirliliği önlemek için ortak havza yönetimi, atıksu arıtma tesisleri, tarımda ilaçlama sulama ve gübrelemede bilinçlendirme çalıģmaları ve düzenli katı atık depolaması öne çıkan önlemlerdir. Bölge içi ve bölgelerarası ulaşımda demiryolu yeterince gelişmemiştir. Anadolu topraklarındaki ilk demiryolu iģletmesi, 1866 yılında tamamlanan 130 km lik Ġzmir-Aydın hattıdır. Ġzmir in 2007 de 325 km olan demiryolu uzunluğu 2011 de 331 km ye ulaģmıģ, Türkiye içindeki payı ise % 3,7 den % 3,4 e düģmüģtür. Demiryolu uzunluğu açısından 81 il arasında altıncı sırada bulunmaktadır. Ġzmir-EskiĢehir, Ġzmir- Ankara, Ġzmir-Bandırma, Ġzmir-Denizli, Ġzmir-Isparta hatlarında anahat taģımacılığı, Ġzmir-ÖdemiĢ, Ġzmir-UĢak ve Ġzmir-Bandırma arasında bölgesel hat yolcu taģımacılığı yapılmaktadır. Demiryolu ile yolcu, dökme yük, konteyner ve diğer yük taģımacılığı yapılabilse de, demiryolu kültürünü çok uzun yıllar önce edinmiģ olan Ġzmir de demiryolu ulaģımının yeterince geliģtiğini söylemek mümkün değildir yılında hizmete sunulması planlanan Ġzmir-Ankara Yüksek Hızlı Tren (YHT) projesi ile 6 milyon yolcu taģınması öngörülmektedir. Ġzmir-Ġstanbul YHT projesi henüz yatırım programına alınmamıģtır. İzmir, havayolu erişilebilirliği açısından İstanbul, Ankara ve Antalya nın ardından dördüncü sırada yer almaktadır yılında hizmete açılan Devlet Hava Meydanları ĠĢletmesi (DHMĠ) Adnan Menderes Hava Limanı, Ġzmir in ve bölgenin hava trafiğindeki en önemli noktasıdır yılında dıģ hatlar kısmı yenilenmiģ, yeni iç hatlar terminalinin yapımına da 2012 yılında baģlanmıģtır döneminde Ġzmir in iç ve dıģ hat gelen-giden toplam yolcu sayısında % 50 nin üzerinde artıģ gerçekleģmiģtir yılında Ġzmir Adnan Menderes Havalimanı ndan 3 kıtada 36 ülkeye direkt uçuģ yapılmıģtır. YurtdıĢına 60 havayolu Ģirketiyle ile 103 destinasyona yönelik uçuģ gerçekleģtirilmektedir. UçuĢ yapılan yurtdıģı limanların sayısı 2009 yılında 83 iken 2011 de 106 ya yükselmiģtir İç Hat Dış Hat Toplam Yolcu Şekil 15: Adnan Menderes Havalimanı Gelen-Giden Yolcu Sayısı, Ulusal ve uluslararası deniz ulaşımı açısından da oldukça büyük bir potansiyele sahiptir. Ġzmir Limanı, ÇeĢme Limanı, Aliağa-Nemrut ve Dikili ilçelerindeki limanlar deniz ulaģımında önemli noktalardır. ÇeĢme ve Ġzmir limanları aynı zamanda yolcu taģımacılığında da etkindir. ÇeĢme Limanı ndan Sakız Adası na, Seferihisar 34

35 Limanı ndan Samos Adası na ve Dikili Limanı ndan Midilli Adası na feribot seferleri mevcuttur. Aynı zamanda ÇeĢme den Ancona-Ġtalya arası feribot ile yolcu taģımacılığı yapılmaktadır yılında baģlanan kruvaziyer turizminde büyük ilerlemeler kaydedilmiģtir yılları arasında kruvaziyer gemi ile gelen kiģi sayısı 170 kat artmıģtır. Ġzmir Limanı nın yolcu bölümünü Ġzmir Limanı ndan ayıracak bağımsız bir kruvaziyer liman yapımı iģi devam etmektedir. Ġzmir Körfezi nin temizlenmesi ve limanın üçüncü nesil gemilere açılarak ticaret hacminin artırılması için bir rehabilitasyon projesi hayata geçirilmektedir. Kent içi ulaşımda denizyolunun payı yeterli düzeyde değildir. Kent içi ulaģım, karayolu, raylı sistemler ve denizyolu ile yapılmaktadır. Günlük olarak ortalama taģınan 1 milyon 250 bin yolcunun % 74 ü karayolu ile % 23 ü raylı sistemler ile % 3 ü ise denizyolu ile gerçekleģtirilmektedir. Karayolu ulaģımının payının azaltılması, raylı sistemler ve özellikle denizyolunun payının artırılması öncelikli bir konudur. Güçlü bir deniz taģımacılığı olanağı sunan Ġzmir de deniz yolculuğunun cazip hale getirilmesi ve farklı ulaģım modları ile entegrasyonun güçlendirilmesi önem taģımaktadır. Toplu taşımada raylı sistem hatları geliştirilmeli, karayolunun payı düşürülmelidir. ĠZBAN A.ġ. nin 2011 de iģletmeye aldığı 79 kilometre uzunluğundaki hat ile raylı sistem payı önemli oranda artmıģtır. Kuzey aksı (Aliağa-Alsancak-Halkapınar) ve güney aksı (Halkapınar-Alsancak-Cumaovası) olarak iki ana bölümde toplam 31 istasyondan oluģan hattın güney aksını Torbalı ya kadar uzatacak kısmın yapımına baģlanmıģtır. Hat üzerinde 2014 yılı içerisinde banliyö seferlerine baģlanması öngörülmektedir. Güney aksını Torbalı dan Selçuk a kadar uzatacak 26 kilometrelik hat da yatırım programına alınmıģtır. Kuzey aksında ise 52 kilometrelik Aliağa- Bergama hattının yapımı planlanmaktadır. Üç hattın devreye alınmasıyla ĠZBAN ın uzunluğu 79 kilometreden 188 kilometreye çıkarak Türkiye nin hava limanı bağlantılı en uzun banliyö sistemi olacaktır. UlaĢım Ana Planı çerçevesinde Konak ve KarĢıyaka ilçelerinde tramvay projeleri hazırlanmıģtır. Konut stokunun yaşlı olması, kentsel standartlar ve afetlere karşı güvenliğin yeterli ölçüde olmaması önemli altyapı eksiklikleridir. Binaların yaklaģık % 46 sı 23 ve üzeri yaģtadır. Bu oran Ġstanbul (% 43) ve Ankara ya (% 34) göre daha yüksektir yılı ve sonrası yapılan binaların oranı % 15,4 ile üç büyük kent arasında en düģük seviyededir. Türkiye Deprem Haritası na göre 1. derece deprem bölgesinde yer almaktadır. Bu nedenle yapı güvenliği konusu kritik önem taģımaktadır. Güvenilirliği olmayan deprem ve heyelan riski yüksek olan bölgelerde yoğunlaģmıģ önemli miktarda yapı stoku bulunmaktadır. Bu durum kentsel dönüģüm çalıģmalarının hızla hayata geçirilmesini zorunlu kılmaktadır. Yeni geliģmekte olan konut alanlarında üretilen konutların ağırlıklı olarak özel sektör tarafından üretilmesi ve yüksek gelir grubuna hitap etmesi konuta eriģimin kolaylaģtırılmasını önemli bir ihtiyaç kılmaktadır. Diğer yandan, ikinci konut niteliğinde çok sayıda konut bulunmaktadır. Bu konutların değerlendirilmesi hem stokun verimli kullanımı hem de bölgenin ekonomisi açısından önem taģımaktadır. İzmir de güçlü bir yönetişim yapısı bulunmaktadır. Ġzmir Bölgesi düzeyinde iyi yönetiģim ilkelerinin hayata geçirilmesi amacıyla çok sayıda ve farklı düzeylerde faaliyet gösteren koordinasyon yapıları bulunmaktadır. 35

36 Ġzmir Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu ve Kalkınma Kurulu, Ġzmir Kent Konseyi, Ġzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu, Ġzmir Üniversiteler Platformu ve çeģitli sektörel ve tematik platformlar önemli bölgesel yapılardır. Dernek ve vakıflar olarak toplam STK kurulmuģtur itibariyle dernek ve 190 vakıf faal vaziyettedir. 150 yıllık dönem içinde kurulmuģ tüm STK lar amaçlarına göre incelendiğinde, ilk üç sırada eğitim (%16), ekonomik dayanıģma (% 13,2) ve sporgençlik (% 11,2), ve dini (% 11,1) konular bulunmaktadır. STK ların ekonomik, politik, hukuki, yönetsel anlamda yaygın sorunları mevcuttur. Ayrıca toplumda sivil topluma dahil olma bilincinin yükseltilmesi ve gönüllülüğü teģvik etmeye yönelik stratejilerin geliģtirilmesi gerekmektedir. Seçimlere katılım oranı, dernek sayısı, intihar oranı, boģanma oranı, gazete ve dergi tirajı, vergi tahsilat-tahakkuk oranı, net göç hızı, elektrik kayıp-kaçak oranı ve eğitimli nüfus oranı verileri değerlendirildiğinde, Ġzmir sosyal sermaye açısından Türkiye deki en geliģmiģ bölge olarak ortaya çıkmaktadır. Ulaşım hatlarının genişlemesi öngörülmektedir itibariyle mevcut ulaģım altyapısı Ġzmir ili sınırları içerisinde ilçe merkezleri arasında kullanılan (1) otoyol, (2) bölünmüģ karayolu (duble yol), (3) bölünmemiģ karayolu ve (4) ĠZBAN (Ġzmir Banliyö) hatlarından oluģmaktadır. Yürürlükteki plan kararları çerçevesinde 2023 yılında Ġzmir-Çanakkale otoyolunun kuzey yönünde tamamlanmıģ olması ve kentiçi ulaģım sisteminin önlemli bir parçası haline gelmiģ olan ĠZBAN hattının Bergama, Torbalı ve Selçuk a uzatılmıģ olması beklenmektedir. Şekil 16: İzmir İli Ulaşım Altyapısı (2013) 36

37 Şekil 17: İzmir İli Ulaşım Altyapısı (2023) Ulaşım hatlarındaki değişmeler yerleşimler arasındaki ilişkilerde de değişimler yaratmaktadır hem de 2023 yılı için mekânsal etkileģimde odağın Ġzmir Kent Merkezi olacağı çok açıktır. Kent Merkezi nin gerek mesafe olarak yakın gerekse nüfus büyüklüğü olarak yüksek olan KemalpaĢa, Torbalı, Menemen, Menderes, Urla gibi ilçelerle arasındaki mekânsal etkileģimin 2011 yılın itibarı ile yüksek olduğu tahmin edilmektedir. Bu yapının büyük ölçüde 2023 yılında korunacağı, ancak baģka önemli etkileģim güzergahlarının da önem kazanacağı görülmektedir. Örneğin, Torbalı ilçesinin Bayındır, KemalpaĢa, Selçuk ve Menemen gibi ilçelerle mekânsal etkileģiminin artacağı beklenmektedir. Benzer biçimde Bergama ve Dikili ilçelerinin de Merkez Kent ile olan mekânsal etkileģiminin artacağı öngörülmektedir. 37

38 Şekil 18: İzmir İli İlçe Düzeyi Mekânsal Etkileşim Büyüklüğü Değişimi (%) ( ) 38

39 4 GELİŞME EKSENLERİ GerçekleĢtirilen analizler, araģtırmalar ve göz önünde bulundurulan paydaģ görüģ ve değerlendirmeleri, ulusal ve uluslararası düzeydeki güncel temel eğilimler, Ġzmir in mevcut yapısına iliģkin 3 geliģme ekseni ortaya koymuģtur. Güçlü Ekonomi Yüksek YaĢam Kalitesi Güçlü Toplum Bölgenin kalkınma perspektifi, her biri aynı zamanda birbiri ile iliģkili ve birbirini tamamlar nitelikte olan bu 3 eksen üzerinde inģa edilmiģtir. Ulusal kalkınma stratejileriyle uyumlu olarak, bölgenin sosyoekonomik ihtiyaçları doğrultusunda oluģturulan geliģme eksenleri, Ġzmir in yılları arasında odaklanacağı stratejik öncelikleri içermektedir. Her bir geliģme ekseninin altında bulunan hedefler, bu önceliklere yönelik müdahale alanlarını kapsamaktadır. Tüm bu geliģme eksenleri, stratejik öncelik ve hedefler ĠZBP nin stratejik içeriğini oluģturmaktadır. Ayrıca plan öncelikleri ile ilgili üst ölçekli planlar ve strateji belgeleri analiz edilmiģtir. Bu belgelere ait özet tablolar oluģturularak bölge planı eki olarak sunulmuģtur. ĠZBP nin stratejik çerçevesi aģağıdaki sıralanmıģtır: 39

40 GÜÇLÜ EKONOMİ GELİŞME EKSENLERİ YÜKSEK YAŞAM KALİTESİ GÜÇLÜ TOPLUM Şekil 19: Gelişme Eksenleri 40

41 GELİŞME EKSENLERİ, STRATEJİK ÖNCELİKLER ve HEDEFLER Tablo 5: İZBP Güçlü Ekonomi Gelişme Ekseni Altındaki Stratejik Öncelik ve Hedefler GELİŞME EKSENİ 1: GÜÇLÜ EKONOMİ Stratejik Öncelik Hedef Potansiyel sektörlerde küme oluģumları desteklenecektir Gelişmiş Kümeler Yüksek Teknoloji, Yenilik ve Tasarım Kapasitesi Gelişmiş Girişimcilik Ekosistemi Sürdürülebilir Üretim ve Hizmet Sunumu Kümelerin yönetim kapasitesi iyileģtirilecektir Kümelerde Ar-Ge ve yenilik kapasitesinin artırılması sağlanacaktır Bölgesel kümelerin izlenmesi ve küme etkilerinin değerlendirilmesi sağlanacaktır Üniversitelerde ve iģletmelerde araģtırma ve teknoloji geliģtirmeye yönelik fiziki altyapı geliģtirilecektir. Bölgesel yenilik kapasitesinin izlenmesi sağlanacaktır. Mevcut üniversite-sanayi arayüz kuruluģlarının iyileģtirilmesi ve sayılarının artması sağlanacaktır. Bilim ve teknoloji alanında insan kaynakları sektörel öncelik ve ihtiyaçlara göre geliģtirilecektir. Üniversite ve iģletmelerdeki araģtırma çalıģmalarının ekonomik değere dönüģmesi desteklenecektir. Kurum içi ve kurumlar arası iģbirliğinin, yenilikçi örgüt kültürünün yaygınlaģtırılması ve bölgesel yenilik ekosisteminin iyileģtirilmesi sağlanacaktır. Ġzmir'de tasarım alanında kapasite, farkındalık ve talep artırılacaktır. GiriĢimcilerin tespitine yönelik mekanizmalar geliģtirilecektir. GiriĢimcilik ekosistemi içindeki aktörler arasında etkin ağ yapılarının oluģması sağlanacaktır GiriĢimcilik kültürü geliģtirilecektir GiriĢimcilik ekosistemi izleme ve değerlendirme mekanizması kurulacaktır Bölgesel eko-verimlilik stratejisine uyumlu olarak kurumların ve sanayi kuruluģlarının kapasite, bilgi paylaģımı ve farkındalığı artırılacaktır. Eko-verimlilik ve endüstriyel simbiyoz baģta olmak üzere sürdürülebilir üretim uygulamaları yaygınlaģtırılacaktır. Enerji verimliliği uygulamaları ve yenilenebilir enerjinin kullanımı tüm sektörlerde yaygınlaģtırılacak, yenilenebilir enerji üretimi artırılacaktır. Temiz teknolojilerin geliģtirilmesi ve kullanımına yönelik faaliyetler desteklenecektir. Temiz teknolojilerin geliģtirilmesi ve kullanımına yönelik faaliyetler desteklenecektir. Sürdürülebilir tarımsal üretim sağlanacaktır. 41

42 Kültür Ekonomisi ve Bölge Tanıtımı: Akdeniz in Çekim Merkezi İzmir Sürdürülebilir turizmin uygulanması ve yaygınlaģtırılması sağlanacaktır. Ġzmir'in kültür ve turizm olanakları tanıtılacaktır. Kentlilik bilinci geliģtirilerek, Ġzmirlinin Akdenizli yaģam biçimi korunacaktır. Tablo 6: İZBP Yüksek Yaşam Kalitesi Gelişme Ekseni Altındaki Stratejik Öncelik ve Hedefler GELİŞME EKSENİ 2: YÜKSEK YAŞAM KALİTESİ Stratejik Öncelik Sağlık Sürdürülebilir Çevre İyileştirilmiş Kentsel Yaşam Alanları Erişilebilirlik ve Ulaşım Altyapısı Hedef Sağlık hizmetlerine eriģimde bölge içi dengesizlikler azaltılacaktır. Sağlık hizmeti sunumunda fiziki ve teknolojik altyapı güçlendirilecektir Sağlık çalıģanlarının nicelik ve niteliği geliģtirilecektir Sağlık turizminin geliģtirilmesine yönelik insan kaynakları, altyapı geliģtirilecek, bu alanda tanıtım etkinleģtirilecektir Ġzmir sağlık alanında uluslararası bir çekim merkezi haline getirilecektir Sürdürülebilir atıksu, içme ve kullanma suyu yönetimi sağlanacaktır. Katı atık ve tehlikeli atık geri kazanım, depolama ve bertaraf kapasiteleri artırılacaktır. BaĢta Aliağa, KemalpaĢa ve Torbalı olmak üzere sanayi yoğun alanlarda hava kirliliği kontrolü sağlanacaktır. Evsel ısıtmada enerji verimliliği sağlanacak yenilenebilir ve temiz enerji kullanımı yaygınlaģtırılacaktır. Gediz ve Küçük Menderes baģta olmak üzere 3 havzada entegre havza yönetimi kurumsal bazda sağlanarak endüstriyel, tarımsal ve kentsel kirlilik önleme ve kontrolü gerçekleģtirilecektir. BaĢta Foça, Küçük Menderes Deltası, Gediz Deltası, Gebekirse Gölü, Bozdağ, Nif Dağı, Alaçatı Zeytineli ve Karaburun Yarımadası olmak üzere, hassas ekosistemlerdeki biyoçeģitlilik korunacaktır. Sürdürülebilir bütüncül kıyı yönetimi sağlanacak, Ġzmir'in deniz ile iliģkisi güçlendirilecektir. Kentsel yeģil alanlar ve sosyal donatı alanları artırılacak, bu alanların sürdürülebilirliği sağlanacaktır. Kentsel dönüģüm uygulamalarında yerinde dönüģüm, Ġzmir'e özgü kültürel zenginliklerin korunması ve sosyal dönüģümün desteklenmesi sağlanacaktır. Afet riski taģıyan alanlarda altyapı ve afet yönetimi kapasitesi güçlendirilecektir Kentsel geliģimin planlanmasında çevre yönetimi, yeģil ulaģım, verimli ve temiz enerji kullanımı önceliklendirilecektir. Ġzmir'in ulusal ve uluslararası ulaģım ağı ve eriģilebilirliği güçlendirilecektir. 42

43 Merkez ve ilçeler arasındaki ulaģım bağlantıları ve kırsal ulaģım altyapısı güçlendirilecektir. Kent içi raylı ulaģım sistemleri geliģtirilecektir. Kent içi ulaģımda denizyolu ulaģımının payı artırılacaktır. Kent içi ulaģımda farklı toplu taģıma türleri ve özel araç ulaģımı arasında bütünleģme sağlayacak uygulamalar geliģtirilecektir. Kentsel ulaģım altyapısı yaya, bisiklet ve engelli ulaģımına uygun hale getirilecektir. Ġzmir Limanı'nın ulaģım bağlantıları, altyapısı ve hizmet olanakları güçlendirilecektir. UlaĢım yatırımlarında lojistik sektörünün gereksinimleri göz önünde bulundurularak demiryolu ve deniz taģımacılığına öncelik verilecektir Bilgi ve iletiģim altyapısı güçlendirilecektir. Tablo 7: İZBP Güçlü Toplum Gelişme Ekseni Altındaki Stratejik Öncelik ve Hedefler GELİŞME EKSENİ 3: GÜÇLÜ TOPLUM Stratejik Öncelik Eğitim İstihdam İstihdam Sosyal İçerme Hedef Okul öncesi ve özel eğitim hizmetleri yaygınlaģtırılacak ve niteliği iyileģtirilecektir. Mesleki eğitimin kalitesi artırılacaktır. Hayat boyu öğrenme hizmetleri kadınların istihdam edilebilirliğini de geliģtirecek Ģekilde yaygınlaģtırılacaktır. Meslek Liseleri ile Üniversitelerdeki bölümler ve eğitim programları Ġzmir'deki ihtiyaca yönelik olarak tasarlanacaktır. Yenilikçi model ve yöntemler kullanımıyla, eğitim kalitesinin uluslararası standartlara eriģmesi sağlanacaktır. ĠĢgücünün sektörel ihtiyaç ve beklentileri karģılama yeterliliği artırılacaktır Açık iģler ve iģ arayanların eģleģtirilmesi süreçlerinin etkinliği artırılacaktır Yeni iģ yaratma kapasitesinin artırılacak ve bu alanlara yönelik iģgücü yetiģtirilecektir Kayıt dıģı istihdamla mücadele kapasitesi artırılacaktır ĠĢ sağlığı ve güvenliği koģulları iyileģtirilecektir Sosyal İçerme Yönetişim ve Sivil Toplum Özel politika gerektiren grupların istihdamı artırılacaktır Göç olgusu, gelir dağılımı ve yoksulluk bölgesel düzeyde araģtırılacak, izlenecek ve uygun müdahale araçları geliģtirilecektir. Sosyal yardımların etkinliği yardım bağımlılığını da engelleyecek biçimde artırılacaktır. Engelli ve yaģlılara yönelik bakım hizmetlerinin etkinliği ve 43

44 eriģilebilirliği artırılacaktır Yönetişim ve Sivil Toplum Göçle gelenler, engelliler ve yaģlılar gibi özel politika gerektiren grupların sosyal, kültürel ve ekonomik yaģama aktif katılımları desteklenecektir Kırsal alanlarda yaģam koģulları ve iģ imkânları geliģtirilecektir. Yerel, bölgesel ve merkezi düzeyler arasında çok düzlemli yönetiģim geliģtirilecektir Bölgesel yönetiģim yapılarının etkinliği artırılacak ve yeni iģbirliği mekanizmaları oluģturulacaktır STK ların kurumsal kapasitesi geliģtirilecek ve sivil toplum diyalogu artırılacaktır Ġzmir de STK ve gönüllülük bilinci geliģtirilecektir Bölgenin proje geliģtirme ve yürütme kapasitesi artırılacaktır 44

45 GELİŞME EKSENİ I: GÜÇLÜ EKONOMİ 45

46 4.1 GELİŞME EKSENİ I: GÜÇLÜ EKONOMİ Bir bölgenin ekonomisinin güçlü olması temel ekonomik kavramlar olan üretkenlik (verimlilik), büyüme, rekabet gücü, ihracat payı, sermaye büyüklüğü ve iģgücünün niteliği gibi göstergeler bazında sergilediği performans ile ilgilidir. Son yıllarda bunlara esneklik ve uyum kapasitesi gibi kavramların da eklenmesi tartıģılmaktadır. Ġzmir de bölgesel ekonominin güçlendirilmesi geliģme ekseninde özellikle verimliliğin ve katma değer üretiminin artırılması amaçlanmıģtır. Bu amaç doğrultusunda temel araçlar kümelenmenin güçlendirilmesi, yenilik ve tasarım kapasitesinin artırılması, giriģimcilik ekosisteminin, iģ ve yatırım ortamının geliģtirilmesi Ģeklinde belirlenmiģtir. Bu araçların uygulamasında sürdürülebilir üretim ve hizmet sunumu temel bir yaklaģım olarak önceliklendirilmiģ, ayrıca bölgenin sahip olduğu kültür ve turizm potansiyeli güçlü ekonomi ve rekabet gücüne eriģmede öne çıkarılmıģtır. Güçlü bölgesel ekonominin tamamlayıcıları niteliği de taģıyan yaģam kalitesi ve güçlü toplum, bölge vizyonuna ulaģmada rol oynayacak diğer iki geliģme ekseni olarak ele alınmıģtır. Güçlü ekonomi geliģme ekseninin amacı, Bölgesel ekonomik çeşitliliğin yarattığı sıçrama kapasitesini; yüksek katma değerli ve sürdürülebilir bir üretim anlayışıyla değerlendirmektir. GELİŞME EKSENİ I: GÜÇLÜ EKONOMİ Öncelik 1 Gelişmiş Kümeler Öncelik 2 Yüksek Teknoloji, Yenilik ve Tasarım Kapasitesi Öncelik 3 Gelişmiş Girişimcilik Ekosistemi Öncelik 4 Sürdürülebilir Üretim ve Hizmet Sunumu Öncelik 5 Kültür Ekonomisi ve Bölge Tanıtımı Şekil 20: Güçlü Ekonomi Gelişme Eksenini Oluşturan Öncelikler GELİŞMİŞ KÜMELER GELİŞME EKSENİ I: GÜÇLÜ EKONOMİ Öncelik 1 Gelişmiş Kümeler Öncelik 2 Yüksek Teknoloji, Yenilik ve Tasarım Kapasitesi Öncelik 3 Gelişmiş Girişimcilik Ekosistemi Öncelik 4 Sürdürülebilir Üretim ve Hizmet Sunumu Öncelik 5 Kültür Ekonomisi ve Bölge Tanıtımı Kümeler, belli bir coğrafi yakınlık içinde bulunan bir grup firmanın ve sivil toplum kuruluģları, üniversiteler, kalkınma ajansları gibi iģ dıģı arabulucu kurumların 46

47 oluģturduğu ve her bir firmanın rekabet edebilirliğine olumlu etkileri olan gruplar olarak tanımlanmaktadır. Kümelenmeyi, alıcı-tedarikçi iliģkileri, ortak teknoloji, ortak alıcı ve dağıtım kanalları ile ortak iģgücü havuzları bir arada tutar ancak kümelenmedeki firmaları bir arada tutan temel unsurun firmaların ekonomik çıkarı olduğu söylenebilir. Kümelenmelerde ayrıca, firmalar arasındaki güven ve iģbirliği de kümenin devamlılığında büyük önem taģımaktadır. Kümelenme, üretkenliği artırarak ve yenilikçiliği besleyerek kümedeki iģletmelere rekabet avantajı kazandırır; bilgiye, teknolojiye, üretimde emeği geçen iģletmelere eriģmede ve geliģimi teģvik etmede avantajlar sağlar ve deneyimli bir iģgücü havuzu oluģumunu destekler. Kümelenme oluģumlarının geliģmesinde firmalar temel aktör olarak rol alırken, özel sektör kurumları, üniversiteler, eğitim kurumları, araģtırma enstitüleri, destekleyici kuruluģlar, yerel yönetimler ve kalkınma ajansları bu süreçte önemli rol oynayan diğer aktörlerdir. Türkiye de kümelenme çalıģmalarının ivme kazanması, DıĢ Ticaret MüsteĢarlığı (DTM) tarafından yılları arasında yürütülen ve ulusal anlamda geniģ çaplı kümelenme çalıģmalarının gerçekleģtirildiği Türkiye nin Kümelenme Politikasının GeliĢtirilmesi Projesi ile baģlamıģtır. 26 Düzey 2 bölgesinde kalkınma ajanslarının kurulmasıyla, bölgelerin ekonomik kalkınmasına yönelik araçlar arasında kümelenme yaklaģımı da önemli bir yer tutmuģtur. Projelerin, kümelenmeye yönelik desteklerin ve kümelenme giriģimlerinin yaygınlığına karģın, Türkiye nin henüz doğrudan kümelenmeye yönelik bir ulusal stratejisi bulunmamaktadır. Onuncu Kalkınma Planı ( ), Bilim, Teknoloji ve Yenilik, Ġmalat Sanayinde DönüĢüm, GiriĢimcilik ve KOBĠ ler ve Bölgesel GeliĢme ve Bölgesel Rekabet Edebilirlik öncelikleri altında kümelenmeye vurgu yapmaktadır. Bu öncelikler arasında özellikle bölgesel geliģmeye iliģkin öncelik kümelenme konusuna iliģkin en güçlü vurguyu yaparak, kümelenme uygulamalarının bölgesel olarak ele alınması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu öncelik altında tanımlanan yaklaģımın aģağıdaki beģ noktası kümelenme politikalarının konumlanması gereken temel çerçeveyi ortaya koymaktadır: Bölgesel düzeyde değer zinciri iliģkilerinin dikkate alınması Yenilikçi ve yüksek katma değerli küme oluģumların teģvik edilmesi Mevcut kümelerdeki iģletmeler arası iģbirliklerinin artırılması Kümelerin uluslararası piyasalarla bütünleģmelerinin güçlendirilmesi Desteklerde merkezi ve bölgesel düzey uyumunun gözetilmesi İzmir Ne Diyor? Ġzmir in, kümelenme politikaları ve uygulamaları konusunda Türkiye nin en deneyimli bölgelerinin baģında geldiği söylenebilir. Ġzmir deki kümelenme çalıģmalarının baģlangıcı, bir AB projesi olarak baģlayan ABĠGEM projesine ve 2005 yılında gerçekleģtirilen ilk ihracat konsorsiyumu denemelerine dayandırılabilir. Yine aynı yıl düzenlenen kümelenme konulu eğitimler ile bölgede uzman kadro temeli oluģturma çalıģmaları gerçekleģtirilmiģtir. Bu çalıģmaların devamında Türkiye nin Kümelenme Politikasının GeliĢtirilmesi Projesi kapsamında Ġzmir Organik Gıda Kümelenmesi çalıģması gerçekleģtirilmiģtir. Ege 47

48 Ġhracatçı Birlikleri çatısı altında yürütülen çalıģmada, Ġzmir Organik Gıda Kümesi için çalıģtaylar düzenlenmiģ ve bir küme yol haritası oluģturulmuģtur yılında gerçekleģtirilen bu çalıģmaların ardından, Ġzmir Kalkınma Ajansı tarafından Ġzmir in Kümelenme Stratejisinin OluĢturulması Projesi kapsamında 2009 yılında Türkiye nin ilk bölgesel kümelenme stratejisi çalıģmaları baģlatılmıģ ve kapsamlı kümelenme analizleri gerçekleģtirilmiģtir. Ġstatistiki analiz kapsamında, 195 sektör alt faaliyet alanı ve 51 faaliyet alanı için yapılan analizler sonucunda; baģatlık, büyüklük ve uzmanlık açısından 3 yıldız alan sektörler değerlendirilmiģtir. Analiz sonucunda 2 kodlu bazda Ġzmir geneli için yoğunlaģma gösteren 14 sektör Ģu Ģekilde olmuģtur: Gıda ürünleri ve içecek imalatı Giyim eģyası imalatı; kürkün iģlenmesi ve boyanması Kimyasal madde ve ürünlerin imalatı Ana metal sanayi Makine ve teçhizatı hariç; fabrikasyon metal ürünleri imalatı BaĢka yerde sınıflandırılmamıģ makine ve teçhizat imalatı Motorlu kara taģıtı, römork ve yarı römork imalatı Mobilya imalatı; baģka yerde sınıflandırılmamıģ diğer imalatlar Motorlu taģıtlar ve motosikletler dıģında kalan toptan ticaret ve ticaret komisyonculuğu Motorlu taģıtlar ve motosikletlerin dıģında kalan perakende ticaret; kiģisel ve ev eģyalarının tamiri Kara taģımacılığı ve boru hattı taģımacılığı Destekleyici ve yardımcı ulaģtırma faaliyetleri; seyahat acentelerinin faaliyetleri Eğlence, dinlenme, kültür ve sporla ilgili faaliyetler Diğer hizmet faaliyetleri Kümelenme potansiyeli olan sektörlerde küme oluşumuna yönelik destek ihtiyacı bulunmaktadır. Ġzmir Ġli Potansiyel Yatırım Konuları AraĢtırması kapsamında iģyeri sayısı ve ciro verileri de kullanılmıģ, Ġzmir Kümelenme Analizi çalıģmasıyla örtüģen bulgular tespit edilmiģ, çalıģma kapsamında 3 yıldız alan sektörlerden deri ve ürünleri imalatı sektörü iģyeri sayısı açısından ve tütün imalatı sektörü ise ciro açısından üç yıldız alan diğer sektörler olmuģtur. Ġstatistiksel analiz çalıģması ve bölgedeki kilit aktörler ile görüģmeleri içeren saha araģtırması sonucunda, Ġzmir de 6 sektör grubu belirlenmiģtir. Endüstriyel Havalandırma, Ġklimlendirme ve Soğutma Cihazları ĠĢlenmiĢ Meyve-Sebze Kimyasal Maddeler (Plastik hammadde, boya ve temizlik maddeleri) Araç Üstü Ekipman Kara ve Deniz Yolu Yük TaĢımacılığı ve Depolama Hizmetleri Gelinlik ve Abiye Kıyafet 48

49 Ayrıca, Ġzmir de kümelenme konusunda çalıģmaları bulunan ve belli düzeyde bir geliģmiģlik gösteren kümeler; Ġzmir Organik Gıda Kümesi, ĠNOVĠZ Sağlık Kümesi, ĠAOSB Makine Metal Döküm Kümesi, Havacılık ve Uzay Kümesi, ĠĢlenmiĢ Meyve ve Sebze Kümesi ve Endüstriyel Havalandırma, Ġklimlendirme ve Soğutma Kümesi olarak ortaya çıkmaktadır. Ġzmir Kümelenme Analizi, saha çalıģması etabında; ĠĢ ve Ġhtiyaç Analizi, Küme Dinamiği Analizi ve Kümelenme Düzeyi Analizi olarak tanımlanan 3 farklı analiz sonucunda, incelenen faaliyet alanları kümelenme potansiyeli düzeylerine göre sınıflandırılmıģ ve sektörel ihtiyaçları ve sosyal ağ iliģkileri belirlenmiģtir. Ġzmir Kümelenme Analizi kapsamında gerçekleģtirilen saha analizi kapsamında gerçekleģtirilen iģ ve ihtiyaç analizi sonuçları Ġzmir deki kümelenme potansiyeli olan sektörlerin tasarım ve yurtdıģı pazarlama faaliyetleri konusunda geliģmeye açık olduğunu göstermektedir. Kümelenmelerin yönetim kapasitesi, örgütlenmeve destekleyici kuruluģlarla iliģki düzeyi açısından önemlidir. Aynı çalıģma kapsamında gerçekleģtirilen kümelenme düzeyi analizine göre sektörlerde üniversite ve araģtırma kuruluģları ile iliģki düzeyi, örgütlenme düzeyi ve iģbirliğine yönelik istek ve motivasyon düzeyi iyileģtirmeye açıktır. Öte yandan firma büyüklüğü ve istihdam düzeyleri düģünüldüğünde üretim etkinliği düzeyi yeterli iken, Ar-Ge ve uluslar arası pazarlarda etkinlik konuları geliģmeye açık alanlar olarak ortaya çıkmaktadır. Kümelerin Ar-Ge ve Yenilik kapasitesi, uluslararasılaģmaları nda önemli rol oynamaktadır. Küme dinamiği analizleri ise küme örgütlenmelerine uygun ortamın geliģtirilmesi ve destekleyici kuruluģların küme oluģumlarının etkin bir Ģekilde içine çekilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Ayrıca kümelerde yönetim kapasitesine iliģkin iyileģtirme ihtiyacı, nitelikli insan kaynağı ihtiyacı ile paralel olarak ortaya çıkmaktadır. Kümelenmenin geliģtirilmesi ve desteklenmesi, bölgesel politika düzeyinde, Ġzmir Bölge Planı nın ĠĢletmelerde Rekabet Edebilirlik geliģme ekseninin altında Kümelerin OluĢturulması ve Düzenli SanayileĢmenin Sağlanması adıyla stratejik önceliklerinden birisi olarak da bugüne kadar desteklenmiģtir. Bu kapsamda, çalıģmaların hızlandığı 2009 yılında ilk olarak, Ġzmir deki paydaģların analiz edilmesi ve bölgesel koordinasyonun ve iģbirliğinin sağlanması amacıyla Ġzmir Kümelenme Komitesi oluģturulmuģtur. Ġzmir Kümelenme Komitesi, üniversiteler, sanayi ve ticaret odaları, diğer özel sektör kuruluģları, ilgili sivil toplum kuruluģları, kamu kurumları ve yerel yönetimlerin, dengeli bir biçimde dağılımı dikkate alınarak, konuyla ilgili bilgi ve deneyim sahibi kurum ve kuruluģ temsilcilerinden oluģmakta ve periyodik olarak toplanmaktadır. Ġvmelenerek devam eden çalıģmalar sonucunda Ġzmir de, baģta Ġzmir 49

50 Kalkınma Ajansı ve Ege Ġhracatçı Birlikleri olmak üzere, bölgedeki kurumlar önemli deneyimler elde etmiģlerdir yılı sonunda, Ġzmir Kalkınma Ajansı koordinasyonunda hazırlanan Ġzmir Kümelenme Stratejisi, Ġzmir deki kümelenme çalıģmalarının ortak önceliklerini bir araya getiren ve temel hedefleri ortaya koyan bölge düzeyindeki temel strateji belgesidir Ġzmir Bölge Planı nın kümelenme konusundaki temel altyapısını oluģturan bu çalıģma, Ġzmir de 2005 yılından bugüne kadar hayata geçirilen tüm aģamaları tamamlayan ve Ģimdiye kadar sektör ve alt sektörler özelinde getirilen önerileri yatay kesen bir strateji belgesidir. HEDEF 1: Potansiyel sektörlerde küme oluşumları desteklenecektir Kümelenme konusunda farkındalığın arıtılması ve kümelenmenin ilgili kurumlar tarafından benimsenmesini sağlamak amacıyla kümelenme farkındalık toplantı ve etkinlikleri düzenli olarak hayata geçirilecektir. GerçekleĢtirilecek analizler kapsamında potansiyeli yüksek olarak belirlenen alanlarda derinlemesine sektörel analizler hayata geçirilecek ve Ġzmir için potansiyel arz eden yoğunlaģmalara yönelik yol haritaları hazırlanacaktır. Mevcut ve potansiyel kümelerin değer zincirlerinde eksik olan yatırım alanları belirlenecek ve potansiyel yatırımcılar bu alanlara yönlendirilecektir. Ayrıca, kümelerde ihtiyaç duyulan insan kaynağı ihtiyacına yönelik iģgücünün geliģtirilmesi amacıyla küme temelli staj programları ve mesleki geliģim programları yaygınlaģtırılacak, yüksek lisans ve doktora tez konularının küme firmalarının ihtiyaç duydukları alanlarda gerçekleģtirilmesi özendirilecektir. HEDEF 2: Kümelerin yönetim kapasitesi iyileştirilecektir Küme içi ve kümeler arasında iliģki ağlarının yoğunluğunu ve kalitesini geliģtirmek ve kümelerin etkinlik ve baģarılarının geliģtirilmesi amacıyla küme yönetimini mükemmelleģtirmeye yönelik kapasite geliģtirme çalıģmaları gerçekleģtirilecektir. Ġzmir Kümelenme Komitesi çalıģmaları küme yöneticileri ve temsilcilerinin katılımıyla etkinleģtirilecektir. Kümelerin uluslararasılaģmasına katkı sağlamak amacıyla, ulusal ve uluslararası küme örgütleri ile iģbirliği ağları kurulacak ve düzenli olarak farklı kümelere çalıģma ziyaretleri gerçekleģtirilecektir. HEDEF 3: Kümelerde Ar-Ge ve yenilik kapasitesinin artırılması sağlanacaktır Kümelerde yenilikçiliğin geliģtirilmesi amacıyla, firmalarda Ar-Ge merkezlerinin oluģturulması sağlanacak ve bu merkezlerin rekabet öncesi iģbirliği kavramı içinde sektördeki diğer iģletmeler ve üniversiteler ile ortak kullanımı teģvik edilecektir. Küme üyesi firmaların ortaklaģa kullanabileceği yenilikçilik merkezleri için fiziki altyapı ve iģletme modelleri oluģturulacaktır. Üniversitelerde firmaların AR-GE ve yenilikçilik faaliyetlerinin gerçekleģtirileceği araģtırma merkezlerinin açılması, ortak AR-GE faaliyetlerinin yürütülmesi sağlanacaktır. ĠĢletme-üniversite ve iģletme-iģletme ortaklı yenilik projeleri desteklenecektir. Kümelerin Ar-Ge ve yenilik stratejilerini tespit etmeleri, hizmetlerini bu strateji doğrultusunda Ģekillendirmeleri ve üyelerinin yenilik performansını takip etmelerine yönelik sistem geliģtirmeleri desteklenecektir. 50

51 Ġzmir deki kümelerin performanslarının diğer bölgesel ve ulusal kümelerin performansları ile karģılaģtırılabilmesi, küme giriģimlerine sağlanan kamu kaynağının kullanılmasına yönelik etkinlik ve verimlilik düzeylerinin ölçülebilmesi için Ģeffaf, objektif ve doğrulanabilir bir izleme, değerlendirme, ölçme ve karģılaģtırma sistemi hayata geçirilecektir. Tablo 8: Gelişmiş Kümeler Stratejik Önceliği Kapsamındaki Hedefler ve Uygulama Bilgileri NO HEDEF 4: Bölgesel kümelerin izlenmesi ve küme etkilerinin değerlendirilmesi sağlanacaktır HEDEF Potansiyel sektörlerde küme oluģumları desteklenecektir Kümelerin yönetim kapasitesi iyileģtirilecektir Kümelerde Ar-Ge ve yenilik kapasitesinin artırılması sağlanacaktır Bölgesel kümelerin izlenmesi ve küme etkilerinin değerlendirilmesi sağlanacaktır Uygulama Dönemi Kısa (3yıl) Orta (5 yıl) Uzun (10 yıl) Performans Göstergesi Küme paydaģ sayısındaki artıģ/azalıģ Kümelenmeyle ilgili memnuniyet düzeyi Küme yöneticisi eğitimi alan küme sayısı Patent sayısı Faydalı model sayısı Marka tescili sayısı Küme üyesi firmaların üniversite ile iģbirliği sayısı Proje baģvuru sayısı Üretilen AR-GE proje sayısı AR-GE harcaması Firmalarda tam zamanlı AR-GE çalıģan sayısı Küme kıyaslama çalıģmalarına katılan küme sayısı YÜKSEK TEKNOLOJİ, YENİLİK VE TASARIM KAPASİTESİ GELİŞME EKSENİ I: GÜÇLÜ EKONOMİ Öncelik 1 Gelişmiş Kümeler Öncelik 2 Yüksek Teknoloji,Yenilik ve Tasarım Kapasitesi Öncelik 3 Gelişmiş Girişimcilik Ekosistemi Öncelik 4 Sürdürülebilir Üretim ve Hizmet Sunumu Öncelik 5 Kültür Ekonomisi ve Bölge Tanıtımı Yenilik (inovasyon), iģletme içi uygulamalarda, iģyeri organizasyonunda veya dıģ iliģkilerde yeni veya önemli derecede iyileģtirilmiģ bir ürün veya süreç, yeni bir pazarlama yöntemi ya da yeni bir organizasyonel yöntemin gerçekleģtirilmesidir. Yenilik kapasitesinin güçlü olduğu bölgelerde ekonominin itici gücü olarak fikir ve bilgi ürün ve hizmete dönüģmekte, geleneksel ürünlerin yerine katma değeri yüksek ürünler üretilmekte, firmalar ticari performansını ve rekabet gücünü yenilikle 51

52 yükseltmektedir. Yenilik kapasitesinin güçlü olduğu ekonomilerde etkin araģtırma ve geliģtirme çalıģmaları (Ar-Ge), üniversite ve sanayi arasında güçlü iģbirliği, sınai mülkiyet hakları konusunda bilgi ve farkındalık, yenilikçi ve yaratıcı bir ekosistemin varlığı öne çıkan konulardır. Yenilik 2000 li yıllardan itibaren AB tarafından kalkınma politikalarında öncelikli olarak ele alınmaktadır. Lizbon Stratejisi, AB ekonomisinin 2010 yılına kadar dünyanın en rekabetçi ve dinamik bilgi ekonomisi olmasını amaçlamaktadır. Bu hedefe ulaģmak için bilgiye dayalı ekonomiye geçiģe hazırlanmak, bilgi toplumu ve Ar-Ge için yeni politikalar oluģturmak, rekabetçilik ve yenilik için yapısal reformları hızlandırmak gibi stratejiler öngörülmüģtür. AB nin yeni ekonomik stratejisini ve 2020 yılı için ekonomik hedeflerini belirleyen AB 2020 Stratejisi nde yenilik, büyüme ve istihdamın artıģında merkezdeki rolünü sürdürmektedir. Avrupa Birliği tarafından uygulanan Çerçeve Programları ise yeniliğe iliģkin çalıģmaların en yaygın ve uzun süreli olanıdır. Bu süreç 1984 yılında 1. Çerçeve Programı ile baģlamıģ ve günümüze kadar süregelmiģtir yılları arasında 3,4 Milyar Avro ile baģlayan çerçeve programları günümüzde devam eden 7. Çerçeve Programında 50 Milyar Avronun üzerinde bir bütçe ile devam etmektedir. Yürütülen proje sonuçları katılımcı firma, üniversite ve araģtırma merkezlerinin iģ birlikteliğinde hem bilginin üretilmesine hem de ticarileģmesine büyük katkı sağlamıģtır. AB Çerçeve programı aynı zamanda ulusal ve bölgesel yenilik strateji çalıģmalarının geliģmesine ve yaygınlaģmasına da öncülük etmiģtir. BaĢta Ġsveç, Danimarka, Almanya, Fransa ve Portekiz gibi ülkeler olmak üzere birçok ülkede bölgesel yenilik strateji çalıģmaları yapılmıģtır. Türkiye, dünyanın en büyük araģtırma ağı olan AB Çerçeve Programlarına 2004 yılında 6. Çerçeve programına dahil olarak baģlamıģ ve halen üyeliği devam etmektedir. Yenilik, Türkiye de de çeģitli plan, strateji ve politika belgelerinde ele alınmaktadır. Bu strateji belgeleri Bilim ve Teknoloji Ġnsan Kaynağı Stratejisi ve Eylem Planı, KOBĠ Stratejisi ve Eylem Planı, Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi (AB Üyeliğine Doğru), 2023 Türkiye Ġhracat Stratejisi, Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi , Türkiye'nin Yükseköğretim Stratejisi ve Dokuzuncu Kalkınma Planı ( ) dır. Ülkemizin özel sektör tarafından gerçekleģtirilen Ar-Ge harcamalarının toplam Ar-Ge harcamasına oranı 2003 yılında %34 den 2010 yılında %45 seviyesine yükselirken, kamu sektörü Ar-Ge harcamaları sürekli bir azalma trendi içerisine girmiģtir yılı için özel sektörün payının %60 a ve 2023 yılı için de %66,9 a çıkması hedeflenmiģtir. Bu seviyeye ulaģılabilmek için özel sektörün Ar-Ge ve yeniliğe daha fazla odaklanması gerekmektedir. Kamu sektörü tarafından gerçekleģtirilen Ar-Ge harcamalarının toplam Ar-Ge harcamasına oranı 2003 yılında %36 dan 2010 yılında %31 seviyesine inmiģtir. OluĢturulan kalkınma planları ve yenilik strateji raporlarının amacı, ülkemizde bilgi üretilmesinin hızlandırılması, üretilen bilginin yeni teknolojik ürün ve hizmete dönüģtürülmesi ve nihayetinde bilgi tabanlı bir ekonomi yaratılmasıdır. 27 Aralık 2011 tarihinde yapılan Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 23. Toplantısında alınan kararlar da ülkemizde Ar-Ge ve yeniliğin geliģmesi için önem taģımaktadır. 52

53 Toplantıda 2023 yılında ülkemizin dünyanın ilk 10 ekonomi arasında yer alabilmesi için Ulusal Yenilik Sistemi 2023 yılı hedefleri aģağıdaki Ģekilde belirlenmiģtir: Ar-Ge harcaması/gsyġh % 3 Özel sektör Ar-Ge harcaması/gsyġh % 2 AraĢtırmacı sayısı 300 bin (TZE) Özel sektör araģtırmacı sayısı 180 bin (TZE) Üniversitede yenilikçiliğin ve giriģimciliğin tetiklenmesi amacıyla politika araçlarının geliģtirilmesi hedeflenmiģ ve bu hedef kapsamında; Teknoloji Transfer Ofislerinin Desteklenmesi, Kuluçka Merkezlerinin Desteklenmesi, GiriĢimci ve Yenilikçi Üniversite Endekslerinin OluĢturulması, Akademik Yükseltme Ölçütlerinin GiriĢimcilik ve Yenilikçiliği TeĢvik Edecek ġekilde Yeniden Tasarlanmasına karar verilmiģtir. Bu öncelik altındaki hedeflerin benimsenmesi ve sağlıklı uygulanabilmesi için daha geniģ bir çerçeve sunan üst ölçekli politika belgelerinde belirlenen politikalar doğrultusunda adımlar atılması önem taģımaktadır İzmir Ne Diyor? Ġzmir de 9 üniversite, 66 fakülte ve 35 meslek yüksekokulu bulunmaktadır yılında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından açıklanan GiriĢimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi nde bölge üniversitelerinden Ġzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü yedinci, Ege Üniversitesi 12., Dokuz Eylül Üniversitesi 27. ve Ġzmir Ekonomi Üniversitesi 34. sırada yer almaktadır. İzmir in sahip olduğu büyük araştırmacı gücünün kapasitesinin geliştirilmesi önemlidir. Ġzmir 2010 yılı itibariyle farklı dallarda araģtırmacıya sahiptir. AraĢtırmacılar, bölgenin Ar-Ge ve yenilik açısından en önemli gücünü oluģturmaktadır. Yenilik üretimi ilgili çalıģmalara bakıldığında, bölgede 100 araģtırmacı baģına 28 uluslararası yayın ve 7 TÜBĠTAK proje baģvurusu düģmektedir araģtırmacı tarafından döneminde TÜBĠTAK a toplam araģtırma projesi önerisinde bulunmuģ, bu önerilerden 453 ü (% 25) desteklenmiģtir. Ar-Ge ve yenilik için gerekli olan bilgi üretiminin güçlendirilmesi gerekmektedir. Öte yandan, araģtırmacılar tarafından 51 patent ve faydalı model baģvurusu yapılmıģtır. Ġzmir araģtırmacı gücüne oranla üretilen patent ve faydalı model sayısı açısından Ġstanbul ve Ankara bölgelerinden ileridedir. Ancak geliģmiģ ülkeler düzeyini yakalamak için proje İşletmelerin özellikle proje yazma ve sınai mülkiyet hakları gibi konular eksiklikleri bulunmaktadır. 53

54 oluģturma, araģtırma çalıģmaları ve sınai mülkiyet hakları gibi konularda geliģtirilmesi gereken noktalar mevcuttur. Üniversitelerin yanısıra sanayide de proje üretme konusunda zayıflıklar bulunmaktadır yılları arasında imalat sektöründeki firmadan 416 sı (% 1,7) TÜBĠTAK TEYDEB e Ar-Ge projesi desteği için baģvurmuģtur. Destek alan firma sayısı ise 259 dur (% 1). Bu rakamlar Ġzmir firmalarının proje kabul oranının Ankara ve Ġstanbul a göre daha yüksek olduğunu, ancak toplam desteklenen proje sayısının bu bölgelerin gerisinde kaldığını göstermektedir. Ġzmir deki çatı kuruluģların büyük çoğunluğu (% 65) üyelere yönelik herhangi bir proje yürütmemiģ durumdadır. ĠĢletmelerin bu tür fonlardan yararlanmasında çatı kuruluģların sunduğu destekler önem taģımaktadır. Desteklerden yararlanmanın önündeki engeller incelendiğinde, firmaları Ar-Ge ve yeniliğe yöneltecek, bilgi ve farkındalıklarını artıracak ve proje yazma becerilerini geliģtirecek çalıģmalara ihtiyaç olduğu görülmektedir. Veriler firmaların patent alma konusunda da zayıf durumda bulunduğunu yansıtmaktadır yılları arasında Ġzmir de patent baģvurusu yapılırken, bunlardan 145 tanesi tescil edilmiģtir. Buna göre yılları arasında 22 firmaya 1 patent baģvurusu, 164 firmaya 1 patent tescili düģmektedir. En fazla patent baģvurusu 90 patent ile Kimyasal Maddeler sektörü ve 65 baģvuru ile BiliĢim sektörü tarafından yapılırken, Yenilenebilir Enerji sektöründe patent baģvurusu gerçekleģmemiģtir. Diğer yandan, iģletmelerin sadece % 19 u üniversite ve araģtırma merkezleri ile Ar-Ge ve yenilik konusunda iģbirliği yapmaktadır. ĠĢbirliği de daha çok teknik veya tasarımsal problemin çözülmesi ve test ve analiz hizmetleri gibi konularda yoğunlaģmaktadır. Yeni ürün ve hizmetler geliģtirilmesi, teknoloji transferi gibi konularda iģbirliği oldukça zayıftır. Ar-Ge ve yenilik göstergelerinin güçlenmesi için iģbirliği düzeyinin ve etkinliğinin geliģtirilmesi gerekmektedir. Üniversite-sanayi işbirliğinin güçlendirilmesi için mevcut mekanizmalar etkin hale getirilmelidir. Sektörel açıdan bakıldığında, üniversiteler ve araģtırma merkezleri ile en fazla iģbirliği içerisinde olan sektör % 27 ile biyomedikal olmuģtur. Üniversite-Sanayi Arayüz Merkezleri, Ar-Ge ve yenilik çalıģmalarını hızlandıracak önemli mekanizmalardır. Ġzmir deki 9 üniversitenin 4 ünde arayüz merkezi bulunmasına rağmen, bu merkezler ağırlıklı olarak yeni kurulmuģ ve yeterli etkinliği kazanamamıģ birimlerdir. Teknoloji GeliĢtirme Bölgeleri (TGB), üniversite ve sanayinin bir araya gelmeleri, ortak proje üretmeleri ve Ar-Ge yapmalarına zemin hazırlaması için tasarlanmıģtır. Ġzmir de faaliyette olan bir TGB bulunmaktadır. Bu sayı Ankara da 6, Ġstanbul da 5 ve Kocaeli nde 3 tür. Son dönemde teknoloji geliģtirme bölgelerinin kurulmasına yönelik çalıģmalar hızlandırılmıģtır yılında sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir enerji ve biliģim temalarına yoğunlaģması planlanan Ġzmir Bilim ve Teknoloji Parkı Teknoloji GeliĢtirme Bölgesi (Ġzmir Ekonomi Üniversitesi), 2013 yılında bir bölümünün sağlık alanında uzmanlaģması planlanan Dokuz Eylül Teknoloji GeliĢtirme Bölgesi (Dokuz Eylül Üniversitesi) kurulmuģtur. Bu iki teknoloji geliģtirme bölgesinin altyapı çalıģmaları devam etmektedir. 54

55 Ġzmir deki çatı kuruluģların hizmetleri incelendiğinde, Ar-Ge ve yeniliğe yönelik olarak eğitim, yönlendirme ve bilgilendirme gibi temel hizmetleri sağladığı verdikleri, buna karģılık Sınai mülkiyet hakları, Proje hazırlama ve yönetme, Teknoloji transferi ve lisanslama, Ürün geliģtirme ve Spin off firma kurma gibi yenilik ekosisteminin diğer en önemli faaliyetlerine iliģkin hizmetlerin verilebilmesi konusunda geri kaldıkları görülmektedir. Yenilik ekosistemi içinde, iģletmeler bünyesindeki mekanizmalar da bölgenin yenilik potansiyeli ve nitelikli personel istihdamı için önemli roller üstlenmektedir. Ġzmir de seçilmiģ sektörlerdeki iģletmelerin % 15 inde bağımsız bir Ar-Ge birimi bulunmaktadır. Kimyasal maddeler sektörü % 25 ile en yüksek oranda Ar-Ge birimi barındıran iģletmenin bulunduğu sektör olarak öne çıkmaktadır. Ar-Ge birimlerinin ve bu birimlerdeki nitelikli insan kaynağının artırılması hem üniversite sanayi iģbirliğinin hem de firmaların Ar-Ge ve yenilik yeteneklerinin geliģmesine hizmet edecektir yılı itibari ile 5746 sayılı Kanun kapsamında kurulmuģ 12 adet Ar-Ge Merkezi vardır. Bu sayının 2010 yılında 8 olduğu düģünüldüğünde önemli bir geliģme göze çarpmaktadır. ĠĢletmelerin toplam cirolarından Ar-Ge ye ayırdıkları pay yılları arasında ortalama % 4,6 düzeyinde gerçekleģmiģtir. Toplam cirodan en fazla pay ayıran sektör %10 ile BiliĢim sektörüdür. Yenilenebilir enerji sektöründe Ar-Ge harcamalarının düģüklüğü dikkat çekicidir. Aynı dönemde Ar-Ge personelinin sayısının toplam personel içindeki oranı da 2007 yılında % 2,7 dan 2010 yılında % 4,5 e yükselmiģtir. Yeniliğin en büyük kaynağı insandır, geliştirilmesi için gerekli insan kaynaklarının İzmir de sağlanması gerekmektedir. Ar-Ge ye ayrılan payın ve Ar-Ge personel sayısının artması üretilen yeni ürün ve hizmet sayısının da artmasını sağlamıģtır. Ġzmir de belirlenen sektörlerdeki iģletmeler tarafından döneminde yeni mal ve 672 yeni hizmet üretilmiģtir. Endüstriyel Havalandırma sektöründe faaliyette bulunan iģletmelerin %31 i, Biyomedikal ve Kimyasal Maddeler sektöründe bulunanların %29 u, BiliĢim sektöründeki firmaların %26 sı, Tekstil sektöründeki iģletmelerin %16 sı, Yenilenebilir Enerjiler sektöründekilerin %13 ü, ĠĢlenmiĢ Sebze ve Meyve sektöründeki firmaların %10 u ve yeni bir mal ve hizmet sunabilmektedir. Yeni ürünlerden elde edilen cironun toplam ciro içerisindeki payı % 19 düzeyindedir. Yeniliğin mahiyetine baktığımızda iģletmelerin radikal yenilikten ziyade, ağırlıklı olarak adımsal yenilik içeren çalıģmalar yürüttüğü görülmektedir. ĠĢletmelerin Ar-Ge ve yenilik yeteneklerinin geliģtirilmesi, açık yenilik sistemine yönlendirilmesi Ġzmir in teknoloji üretimini hızlandıracaktır. Büyük kentlerin rekabet edebilirlikleri çeģitlenmiģ ekonomiye sahip olmalarından kaynaklanmaktadır. Ġzmir'in çok sektörlü ekonomisi de tasarım ve yenilik kenti hedefi için çok uygun bir iklim sunmaktadır. Ġzmir'in tasarım bilincine sahip bir kent olma hedefi tüm ekonomik sektörleri kapsamakta, her sektördeki birim üretiminin katma 55

56 değerini yükselterek, kentlinin refahını geliģtirmeyi amaçlamaktadır. Ġzmir'in tasarlanmıģ unsurlarla donatılmıģ olması, tasarım üretmesi ve Ġzmirlinin tasarım fikrini içselleģtirmesi kent kimliğinin geliģmesine de katkı sunacaktır. Ġzmir i Akdenizlilik kimliği içinde, yeniden uluslararası bir kültür, sanat ve tasarım metropolü haline getirmek için kültürel yapıların, kültür üretimi ve tüketiminin kentsel canlanma ve sosyal içermenin kaldıracı olacak biçimde öne çıkarılması gerekmektedir. Kültürel hareketliliğin ekonomik kalkınmanın bir aracı olarak sürdürülebilirliğinin sağlanması sadece kültürel mirası ile değil güncel sanat alanında attığı adımlarla da öne çıkan bir Ġzmir için yaratıcı endüstrilerin ve özellikle tasarımın tüm sektörlerde geliģtirilmesi, desteklenmesi gerekmektedir. HEDEF 1: Üniversitelerde ve işletmelerde araştırma ve teknoloji geliştirmeye yönelik fiziki altyapı geliştirilecektir. Ġzmir üniversiteleri bünyesindeki araģtırma ve teknoloji geliģtirmeye yönelik fiziki altyapılarının durumu ve sunulan hizmetlerin envanteri çıkarılacaktır. Merkez ve laboratuvarların altyapı ve üst yapıları, Ġzmir in öncelikli sektörlerine hizmet verebilecek özelliklerde iyileģtirilecek, eksik alanlarda yeni laboratuvarlar kurulacak ve gerekli akreditasyonlar sağlanacaktır. Tüm laboratuvar ve merkezlerin internet ortamında tanıtımı ve özel sektör Üniversitelerde çok sayıda laboratuvarlar, merkezler var ancak yeterince bilinmiyor ve ortak kullanılamıyor İzmir Bölgesel Yenilik Komitesi Toplantısı, Şubat 2012 ile akademisyenler tarafından ortak kullanımı sağlanacaktır. Mevcut teknoloji geliģtirme bölgesinin firma sayısının artırılması ve hizmetlerinin geliģtirilmesi için altyapısı iyileģtirilecektir. Ġzmir in sektörel öncelikleri, akademik yetkinlikleri, altyapısı ve uluslararası eğilimler ıģığında ihtisaslaģmıģ teknoloji geliģtirme bölgeleri kurulacaktır. ĠĢletmeler bünyesindeki Ar-Ge birimlerinin ve Ar-Ge merkezlerinin sayılarının artması teģvik edilecektir. Yeniliğin önemli bileģenleri olan tasarım ve yaratıcılık konusunda altyapının güçlendirilmesi için üniversitelerdeki endüstriyel tasarım bölümleri teknik imkânlar ve uzman kaynağı açısından iyileģtirilecek, bu bölümlerin özel sektör ile iģbirlikleri desteklenecektir. HEDEF 2: Bölgesel yenilik kapasitesinin izlenmesi sağlanacaktır. Ġzmir de Ar-Ge, yenilik, sınai mülkiyet hakları, teknoloji transferi, lisanslama ve üniversite-sanayi iģbirliği gibi konularda göstergelerin takip edileceği ve verilerin oluģturulacağı bir Yenilik Ġzleme Sistemi kurulacaktır. Kurulacak sistem, belirlenen göstergelere göre dönemsel olarak elde ettiği bilgileri yenilik ekosistemi içindeki kurumlar ve kamuoyu ile paylaģarak, Ġzmir in yenilikçilik düzeyini ve performansını duyuracak, diğer bölgelerle kıyaslama analizlerini yapacak ve yeniliğe iliģkin farkındalığı artıracaktır. HEDEF 3: Mevcut üniversite-sanayi arayüz kuruluşlarının iyileştirilmesi ve sayılarının artması sağlanacaktır. Ġzmir de üniversite-sanayi arayüz birimlerinin hizmetlerinin geliģtirilmesi ve etkinliklerinin artırılması sağlanacaktır. Kısa ve orta vadede Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Gediz Üniversitesi ve YaĢar Üniversitesi nde faaliyet gösteren mevcut yapıların diğer üniversitelere de hizmet vermesi, uzun vadede mevcut birimlerin 56

57 ĠĢbirliği için üniversiteler ile sanayicinin aynı dili konuģacağı platformlar gerekiyor İzmir Bölgesel Yenilik Stratejisi Tanıtım Toplantıları, Eylül 2012 katkıları ile diğer üniversitelerde de benzer yapıların oluģturulması desteklenecektir. Arayüzlerin üniversite ve özel sektöre yönelik proje oluģturma-geliģtirme, yazma-yönetme ve iģ planları oluģturma konusunda hizmetler vermesi, kapasite geliģtirme çalıģması yapması sağlanacaktır. AraĢtırmacıların proje oluģturma, yürütme, patent ve ticarileģtirme konularındaki bürokratik iģlerin yürütülmesine yönelik destekleri geliģtirilecek, üniversite dıģında iģletmelere de patent baģvuru sürecinde destek vermeleri sağlanacaktır. Arayüz kuruluģların uluslararası ağlara dahil olması teģvik edilerek bölgenin teknoloji yatırımlarına yönelik potansiyeli geliģtirilecektir. HEDEF 4: Bilim ve teknoloji alanında insan kaynakları sektörel öncelik ve ihtiyaçlara göre geliştirilecektir. Bilgi ve ĠletiĢim Teknolojileri Biyoteknoloji ve Gen Teknolojileri Malzeme Teknolojileri Nanoteknoloji Tasarım Teknolojileri Mekatronik Enerji ve Çevre Teknolojileri ĠĢletmelerde ödüllendirme, performans yönetimi, kuruluģ içi yenilikçilik vb. sistem ve mekanizmalar konusunda farkındalık geliģtirilecektir. Ar-Ge, yenilik, yenilikçi pazarlama, teknoloji yönetimi, sınai mülkiyet hakları ve fon kaynaklarına ulaģım gibi konularda seminerler ve sertifika programları düzenlenecek, yeni teģvik ve desteklerin aktif duyurusu gerçekleģtirilecektir. Patent araģtırması, rakip analizi ve patent değerleme gibi hizmetlerin desteklenmesine yönelik programlar oluģturulacaktır. Bu süreçlerde üniversite-sanayi arayüz kuruluģları aktif rol oynayacaktır. Sektörel bazda insan kaynağı ihtiyaç analizleri yapılacak, öncelikli sektörler ve ileri teknoloji içeren sektörlerin ihtiyaçları tespit edilecektir. Ġhtiyacın giderilmesine yönelik üniversitelerce program, ders ve seminerler gibi araçlar geliģtirilmesi ve gerekli sektörlerde sanayi odaklı doktora programları açılması desteklenecektir. Meslek liseleri ve meslek yüksekokullarında, iģletmelerin güncel ara eleman ihtiyaçlarına yönelik programlar açılması sağlanacaktır. Sanayiciler arasında farkındalığın artırılması için tanıtım etkinlikleri gerçekleģtirilecektir. HEDEF 5: Üniversite ve işletmelerdeki araştırma çalışmalarının ekonomik değere dönüşmesi desteklenecektir. 1. BiliĢim, 2. Biyomedikal Sanayi, 3. Endüstriyel Havalandırma, Ġklimlendirme ve Soğutma Cihazları, 4. ĠĢlenmiĢ Meyve-Sebze, 5. Kimyasal Maddeler (Plastik Hammadde, Boya ve Temizlik Maddeleri) 6. Giyim EĢyası Ġmalatı, 7. Yenilenebilir Enerji (Rüzgar, GüneĢ, Biokütle ve Jeotermal Enerji) ve Çevre Teknolojileri 57 Bölge için öncelikli olan, yapılan analizler kapsamında firma sayısı, istihdam, ihracat veya bölgenin barındırdığı kaynaklar itibari ile öne çıkan, Ar-Ge ve yenilik anlamında potansiyeli yüksek 7 sektör baģta olmak üzere, araģtırma, yenilik, sınai mülkiyet hakları ve ticarileģme konusunda kapasite geliģtirilecektir. Akademisyenlere yönelik proje oluģturma, tekno-giriģimcilik ve sınai mülkiyet hakları konuları ile ilgili

58 eğitimler verilecek, giriģimlerinde baģarılı olmuģ kiģiler ile toplantılar düzenlenecektir. Üniversitelerdeki araģtırmacılar tarafından baģvurusu yapılan patentler arayüz merkezlerinin internet sayfalarında duyurulacaktır. Üniversite ve araģtırma merkezlerinden çıkan patentlerin Ġstediğiniz kadar Ar-Ge yapın, rafta kalırsa yenilikçi ürün olmaz İş Dünyasına Yönelik İnovasyon Semineri, Ocak 2012 tanıtıldığı etkinlikler (Proje Pazarı, Patent Sergisi vb.) ile patentlerin ulusal ve uluslararası giriģimcilere ve risk sermayesi kuruluģlarına düzenli tanıtımı sağlanacaktır. ĠĢletmeler patent almaya teģvik edilecek ve patentlerinin ticari bir ürüne dönüģtürülmesi süreci desteklenecektir. Yenilikçiliğin özendirilmesi için her yıl farklı ölçütlerde yenilikçi firmalar tespit edilecek ve bu firmalar tanıtılacaktır. ġemsiye kuruluģlar aktif olarak bu sürece dahil edilecektir. Bununla birlikte iģletmelere ait ve ticarileģtirilememiģ patentler üniversitelerin arayüz kuruluģları vasıtası ile patent havuzuna dahil edilerek ticarileģtirilmesi desteklenecektir. HEDEF 6: Kurum içi ve kurumlar arası işbirliğinin, yenilikçi örgüt kültürünün yaygınlaştırılması ve bölgesel yenilik ekosisteminin iyileştirilmesi sağlanacaktır. Ġzmir de özel sektörün geliģtirilmesi için öncelikli konulardan birisi firmalar, üniversiteler ve kamu kurumları arasında iģbirliği ve koordinasyon sağlanmasıdır İzmir Vatandaş Toplantısı, Mayıs 2013 Ġlköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretimde yenilik ve giriģimcilik eğitimleri ile proje yarıģmaları düzenlenecektir. Akademi ve sanayi arasında farklı konularda Serbest BuluĢma Günleri düzenlenerek, yenilikçi fikirlerin ortaya çıkması tetiklenecektir. ĠĢletmelerde ürün yönetiminin teknoloji-ürün-pazar iliģkisini kuracak Ģekilde kurumsallaģması için eğitim ve danıģmanlık hizmetleri sağlanacaktır. ġemsiye kuruluģlar ile Serbest Bölge, OSB gibi üretim alanlarında Ar-Ge, yenilik, sınai mülkiyet hakları, finansal destekler gibi konularda iģletmeler ile iletiģim kuracak, destek verecek ve yönlendirecek ofislerin oluģturulması ve buna yönelik personel istihdamı teģvik edilecektir. ġemsiye kuruluģların Ar-Ge ve yenilik stratejilerini oluģturmaları, hizmetlerini bu strateji doğrultusunda Ģekillendirmeleri ve üyelerinin yenilik performansını takip etmelerine yönelik sistem geliģtirmeleri desteklenecektir. Bu yapıların kapasitelerinin geliģtirilmesinde üniversitesanayi arayüz kuruluģları rol oynayacaktır. Ar-Ge Bölümü olan iģletmeler ile üniversitelerin doğrudan iģbirliği yapmaları teģvik edilecektir. Ġzmir in öncelik konuları ve sektörel taleplerine göre oluģturulacak disiplinlerarası projelere öncelik verilecektir. Sadece iģletme-üniversite değil aynı zamanda iģletme-iģletme ortaklı yenilik projeleri teģvik edilecektir. Proje getirebilecek sektör ve paydaģlar arasında sinerji çalıģtayları yapılarak ortak projeler oluģturulacaktır. Soru-cevap masaları, portallar ve kurumlar arası çevrim içi iletiģim platformları oluģturularak etkileģim geliģtirilecektir. Üniversitedeki araģtırmacıların sanayiye etkin ve sürekli olarak tanıtılması için araģtırmacıların basit dille hazırlanan özet profilleri oluģturularak internet ortamında duyurulacak ve Ģemsiye kuruluģların da bağlantı vermesi sağlanacaktır. 58

59 HEDEF 7: İzmir'de tasarım alanında kapasite, farkındalık ve talep artırılacaktır. Hedef, tasarım yoluyla insanların hayat standartlarını yükseltmek, kente yeni ivmeler kazandırıp, onu daha yaģanır kılmak olmalıdır. Bu süreç içinde tasarım kenti ortaya çıkacaktır. Akdeniz Akademisi, Tasarım Forumu Mayıs 2011 Tasarımın önemine iliģkin bilinci artırmaya yönelik faaliyetler gerçekleģtirilecektir. Tasarım alanındaki eğitim faaliyetleri geliģtirilecek, farklı sektörlerde yetiģmiģ, iyi eğitim almıģ tasarımcılar ve yaratıcı insan gücünün Ġzmir'de kalması sağlanacaktır. Ġzmir'de tasarımla bütünleģik kültür endüstrisi ve yaratıcı endüstriler için bir ekosistemin oluģması desteklenecektir. Ġzmir ve Ege'de üretim ve hizmet aktivitelerinin tasarım talebi canlandırılacak ve Ġzmir'de geliģen tasarım kapasitesi ile buluģturulması sağlanacaktır. Ġzmir'in bir tasarım kenti olması için akademik ve sivil toplum kuruluģları ile yaratıcı endüstrilerle ilgilenen kesimleri bir araya getiren Akdeniz Akademisi Tasarım Forumu desteklenecek, tasarımın yerel ve evrensel bilgi birikimini yaratacak bir Tasarım Enstitüsü kurulacaktır. Tasarımın sanayi, yenilik, teknoloji ve üretimle iliģkisi kurulacaktır. Daha fazla tasarımcının Ġzmir'e çekilebilmesi için kent merkezinde farklı disiplinlerin birlikte çalıģabileceği bir tasarım merkezi modeli geliģtirilecektir. Ġzmir'de uluslararası nitelikte bir tasarım fuarı düzenlenecektir. Ġzmir'e özgü tasarımların sergileneceği bir Tasarım Müzesi kurulacaktır. Ġzmir in gelinlik ve organik tekstil sektöründe tasarım merkezi olarak uluslararası bir marka haline gelmesini sağlayacak faaliyetler gerçekleģtirilecektir. Tasarım bilinci örgün ve yaygın eğitimle desteklenecektir. Ġzmir'de tasarım eğitimi veren birimlerin ve kurumların Ġzmir temalı çalıģmalar yapması sağlanacaktır. Kent objeleri ve mobilyaları konusunda yerel yönetimlerin tasarım talebi ve farkındalığı artırılacaktır. Akdenizlilik imajını pekiģtirecek özgün tasarımlar geliģtirilecek ve halkın kaliteli tasarım objeleri ile karģılaģabileceği mekânlar yaratılacaktır. Akdenizli kentler tasarım ağlarına üye olarak uluslararası ortamlardaki geliģmeler yakından izlenecektir. Kamusal alanların Ġzmir'in Akdenizli yaģam biçimine uygun olarak tasarlanması, Ġzmir kimliğinin yansıtılması ve geliģtirilmesi sağlanacaktır. Denizin bir gösteri mekanı olarak düzenlenmesi, kıyı kullanıģlarına tasarımla yeni düzenlemeler getirilmesi ve kent yamaçlarında nitelikli bir tasarımla oluģturulacak kent terasları toplumun her katmanının yaģam kalitesini yükseltecektir. 59

60 Tablo 9: Yüksek Teknoloji, Yenilik ve Tasarım Kapasitesi Stratejik Önceliği Hedefleri ve Uygulama Bilgileri NO 1 HEDEF Üniversitelerde ve iģletmelerde araģtırma ve teknoloji geliģtirmeye yönelik fiziki altyapı geliģtirilecektir. 2 Bölgesel yenilik kapasitesinin izlenmesi sağlanacaktır Mevcut üniversite-sanayi arayüz kuruluģlarının iyileģtirilmesi ve sayılarının artması sağlanacaktır. Bilim ve teknoloji alanında insan kaynakları sektörel öncelik ve ihtiyaçlara göre geliģtirilecektir. Üniversite ve iģletmelerdeki araģtırma çalıģmalarının ekonomik değere dönüģmesi desteklenecektir. Kurum içi ve kurumlar arası iģbirliğinin, yenilikçi örgüt 6 kültürünün yaygınlaģtırılması ve bölgesel yenilik ekosisteminin iyileģtirilmesi sağlanacaktır. 7 Ġzmir'de tasarım alanında kapasite, farkındalık ve talep artırılacaktır. Uygulama Dönemi Kısa (3yıl) Orta (5 yıl) Uzun (10 yıl) Performans Göstergesi Ar-Ge Merkezi Sayısı Verisi bölgesel gösterge sayısı TTO Sayısı Patent Sayısı SANTEZ Proje Sayısı Ġzmir'de tasarım farkındalığı artırmaya yönelik etkinlik sayısı 60

61 4.1.3 GELİŞMİŞ GİRİŞİMCİLİK EKOSİSTEMİ GELİŞME EKSENİ I: GÜÇLÜ EKONOMİ Öncelik 1 Gelişmiş Kümeler Öncelik 2 Yüksek Teknoloji,Yenilik ve Tasarım Kapasitesi Öncelik 3 Gelişmiş Girişimcilik Ekosistemi Öncelik 4 Sürdürülebilir Üretim ve Hizmet Sunumu Öncelik 5 Kültür Ekonomisi ve Bölge Tanıtımı GiriĢimci, piyasadaki fırsatları gören, kaynaklarını ayıran ve değer üreten bir kiģi olarak tanımlanmaktadır. GiriĢimci olma eylemine iģaret eden giriģimcilik kavramıysa, en genel haliyle, yeni ürün, hizmet, süreç veya pazarlar geliģtirerek ekonomik değer üretme eylemi olarak tanımlanabilir. GiriĢim olmazsa geliģme olmaz, beyin göçü engellenemez İzmir Vatandaş Toplantısı, 12 Mayıs 2013 GiriĢimciliğin geliģtirilmesi, sanayi ve KOBĠ, yenilikçilik ve kümelenme gibi ekonomik kalkınmaya iliģkin farklı politika alanlarıyla yakından iliģkilidir. Ayrıca, özel politika gerektiren gruplarda giriģimciliğin geliģtirilmesi bir sosyal politika aracı olarak da değerlendirilebilir. Bu bağlamda, giriģimcilik yeni iģ alanlarının ortaya çıkması, yenilikçiliğin geliģtirilmesi ve gelirlerin ve istihdamın artırılmasına sağladığı katkı nedeniyle bölgesel kalkınmanın önemli etmenlerinden birisi olarak görülmektedir. Türkiye de giriģimcilikle ilgili politikalar son dönemde Ģekillenmekte ve giriģimciliğe iliģkin uygulamalar artmaktadır. GiriĢimciliğin geliģtirilmesi, henüz yeni Ģekillenen bir politika alanı olmasına karģın, hızla ulusal bir öncelik haline gelmiģtir. GiriĢimcilik, Dokuzuncu Kalkınma Planı nda ( ) çeģitli strateji ve hedeflere konu olmuģtur. GiriĢimcilik eğitimlerinin yaygınlaģtırılması, teknoloji geliģtirme amaçlı giriģimciliğin özendirilmesi, kırsal kesim ve az geliģmiģ bölgelerde giriģimciliğin teģvik edilmesi ile giriģimcilerin finansmana eriģim olanaklarının iyileģtirilmesi, Dokuzuncu Kalkınma Planı nda belirlenen stratejiler arasında yer almaktadır. Onuncu Kalkınma Planı ( ) hazırlık çalıģmaları çerçevesinde ilk kez GiriĢimciliğin GeliĢtirilmesi Özel Ġhtisas Komisyonu kurulmuģ ve GiriĢimcilik ve KOBĠ ler baģlığıyla planın hedefleri arasında giriģimciliğin geliģtirilmesine önemli bir yer ayrılmıģtır. Söz konusu baģlık altında giriģimciliğin geliģtirilmesine yönelik temel politikalar ortaya koyulmuģtur. Temel politikalar arasında, giriģimcilik kültürünün geliģtirilmesi, Ekosisteme destek sağlayan kurumların kapasitelerinin artırılması; kuluçka, iģ geliģtirme merkezleri ve hızlandırıcıların etkinleģtirilmesi; kadın ve genç giriģimciliğine ve sosyal giriģimciliğe öncelik verilmesi ve finansmana eriģimin kolaylaģtırılması bulunmaktadır. Onuncu Kalkınma Planı ayrıca diğer farklı alanlarda giriģimciliğin geliģtirilmesini ve bölgesel düzeyde de bir kalkınma aracı olarak ele alınmasını farklı baģlıklar arasında hedeflemektedir. Planın Öncelikli DönüĢüm Programları bölümü altında da giriģimcilik program hedefleri olarak yer almıģtır. 61

62 İzmir Ne Diyor? Ġzmir Kalkınma Ajansı tarafından Ġzmir in giriģimcilik alanındaki potansiyelini anlamak, mevcut durumunu analiz etmek ve yerelde giriģimcilik ekosistemini geliģtirmek amacıyla 2012 yılı sonunda Ġzmir GiriĢimcilik Ekosisteminin GeliĢtirilmesi Stratejisi hazırlanmıģtır. ÇalıĢma kapsamında, Ġzmir in giriģimciliğe iliģkin çerçeve koģulları olan insan kaynağı, inovasyon altyapısı, ekonomik aktivite, coğrafi ve kültürel koģullara dair sahip olduğu avantaj ve dezavantajlar tespit edilmiģtir. Ġzmir de ortalamanın üzerinde eğitime sahip kuvvetli bir insan kaynağı bulunmaktadır. Bu insan kaynağı Ġzmir de yerleģikler kadar Türkiye ve dünyanın önemli merkezlerine dağılmıģ kuvvetli bir diasporayı da kapsamaktadır. Bölgede giriģimcilik kültürünün varlığı, giriģimciliğin geliģtirilmesi açısından önemli bir etkendir. Tarihi bir ticaret merkezi olan Ġzmir, geniģ bir ekonomik taban ve ticari kültüre sahiptir. Türkiye içinde Akdenizli bir kent olarak kaliteli bir yaģam tarzı ve yeniliklere açık kültürel yapısıyla öne çıkmaktadır. Ġstanbul un ardından havayolu, otoyol ve liman ile ulaģtırma bağlantıları en geliģmiģ kentlerden biridir. Sahip olduğu tüm bu olumlu özelliklerin yanısıra, Ġzmir hem tarihsel geliģimi, hem de Türkiye içinde mevcut ekonomik ve sosyal konumu itibariyle Ġstanbul gibi birincil bir çekim merkezi değildir. Yenilikçilik altyapısı alanındaki performansı göreli olarak zayıftır. Buna paralel olarak geliģen ileri teknoloji sektörlerinde ülke ortalamasına göre geride kalmaktadır. ĠĢbirliği ve ortak çalıģma kültürünün geliģtirilmesi gerekmektedir. Yenilikçi davranıģlar genelde bireysel olarak geliģmektedir. Strateji çalıģması kapsamında gerçekleģtirilen, çerçeve koģulların analizi, giriģimci profili değerlendirmesi ve paydaģ görüģmeleri sonucunda, Ġzmir giriģimcilik ekosisteminin mevcut durumuna iliģkin bir takım tespitler elde edilmiģtir. Girişimcilerin tespit edilmesine yönelik araçlar geliştirilmelidir. Bu tespitler ıģığında, giriģimcilerin tespit edilmesine yönelik araçların son derece kısıtlı olduğu görülmektedir. Yerel düzeyde düzenlenen kapsayıcı ve etkisi büyük bir iģ planı yarıģması bulunmamaktadır. Ulusal düzeyde düzenlenen ve genelde Ġstanbul merkezli olan iģ yarıģmalarına Ġzmir den katılım oldukça kısıtlıdır. 62

63 Ġzmir de mentör ya da yatırımcı olabilecek kıdemli iģadamları ve yöneticileri bir araya getiren iģadamı derneği ve odaların aktif olarak faaliyet gösterdiği, sivil toplum kuruluģlarında giriģimcilikle ilginin oluģtuğu görülmektedir. Ancak bunları mentör ve yatırımcı olabilecekleri giriģimcilere bağlayan mekanizmalar eksiktir. GiriĢimcileri fiziksel olarak bir araya getiren etkinlikler ya da mekânlar da sınırlıdır. Yerel medyada giriģimcilik konusuna ilgi duyan paydaģlar bulunduğu görülmektedir. Ancak konuyla ilgili haberlere eriģim olanağı sınırlıdır. Melek yatırımcılık potansiyeli yüksek olduğu halde, bu nitelikte kiģileri ortaya çıkaracak ve yönlendirecek melek yatırımcı ağı benzeri platformlar bulunmamaktadır. Eğitim alanında KOSGEB tarafından finanse edilen uygulamalı giriģimcilik eğitimleri yaygındır. Örgün eğitimde ise birçok üniversite giriģimciliğe dair dağınık yapıda da olsa dersler vermektedir. Girişimciliğin gelişmesini sağlayan ağ yapılarının oluşturulması önem taşımaktadır. GiriĢimcilik birçok kuruluģun ilgilendiği bir alan olmakla beraber, kuruluģlar arasında haberleģme ve iģbirliği sınırlıdır. Bu kuruluģları bir araya getiren bir platformun eksikliği hissedilmektedir. Ġzmir deki giriģimcilik ekosistemi çerçeve koģulları, paydaģları ve giriģimci profiline iliģkin Ġzmir GiriĢimcilik Ekosisteminin GeliĢtirilmesi Stratejisi kapsamında yapılan analiz ve değerlendirmeler ıģığında, ekosistemi hızlı bir biçimde harekete geçirmek üzere belirlenen stratejik öncelik ve hedefler, Ġzmir Bölge Planı nın giriģimcilik konusundaki temel yaklaģımını oluģturmaktadır. HEDEF 1: Girişimcilerin tespitine yönelik mekanizmalar geliştirilecektir Ġzmir de yerel iģ planı yarıģmaları alanındaki eksikliği gidermek amacıyla bölge düzeyinde ve geniģ katılımlı genel bir iģ planı yarıģması düzenlenecektir. Ulusal iģ planı yarıģmalarına Ġzmirli giriģimcilerin katılımının artırılması amacıyla, üniversiteler, odalar ve iģadamı derneklerinin katılımıyla, etkin bir iletiģim ağı oluģturulacaktır. HEDEF 2: Girişimcilik ekosistemi içindeki aktörler arasında etkin ağ yapılarının oluşması sağlanacaktır Ġzmir de giriģimcilik ekosistemi paydaģlarının birbirinden bağımsız sürdürülen etkinliklerinin etkin biçimde kamuoyuna ve giriģimcilere duyurulabilmesi amacıyla kullanıcılar tarafından da girdi sağlanabilen ve güncel tutulan bir internet portalı oluģturulacaktır. ĠZTEKGEB Ġnovasyon Merkezi giriģimcilerin ihtiyacı olan ortak girdileri sağlayacak bir merkez haline getirilecek ve merkezde giriģimcilerin ilgisini çekebilecek, bölgede 63

64 bulunan giriģimcilik ekosistemi paydaģlarını kapsayacak Ģekilde, giriģimci, mentör ve yatırımcıları bir araya getirecek, ağ oluģturmaya odaklı etkinlikler hayata geçirilecektir. GiriĢimcilere ortak alan ve destek sağlayan kuluçka merkezi yanında, Ġzmir de giriģimcilik potansiyeli olan üniversitelerle mevcut hızlandırıcıların bağlantıları geliģtirilecek, bu Ġzmir de bulunan teknoparklar giriģimcilik ve yenilik için önemli bir altyapı oluģturma potansiyeline sahiptir. İzmir Kalkınma Çalıştayı, 3 Temmuz 2013 üniversitelerde benzer hızlandırıcı programlarının baģlatılabilmesi için iģbirliği olanakları sağlanacaktır. Kuluçka merkezlerinden ya da hızlandırıcılardan daha esnek ve kolay kurulabilir birimler olarak, özellikle baģlangıç aģaması giriģimcilerin, fikir alıģveriģinde bulunarak iģ planlarını çok daha yaratıcı, yenilikçi ve birbirlerinden destek alan projeler haline getirmelerini sağlayabileceği ortak çalıģma alanlarının, özellikle Ģehir merkezinde geliģtirilmesi sağlanacaktır. Yatırım riskinin dağıtılması, tecrübenin çeģitlendirilmesi ve sabit bir maliyet olan yatırım analizinin paylaģılmasını sağlamak amacıyla Ġzmir de melek yatırımcı ağlarının kurulması sağlanacaktır. Ayrıca, melek yatırımcılık hakkında farkındalık oluģturmak amacıyla melek yatırımcı eğitimleri gerçekleģtirilecektir. HEDEF 3: Girişimcilik kültürü geliştirilecektir Ġzmir de, tüm yerel giriģimcilik ekosistemi paydaģlarını çeģitli etkinlik ve panellerde bir araya getirecek kapsamlı Ġzmir GiriĢimcilik Zirvesi organizasyonları her yıl düzenli olarak hayata geçirilecektir. GiriĢimcilik Zirvesi organizasyonları kapsamında Ġzmirli baģarılı giriģimcileri rol modeli haline getirmek amacıyla Yılın Ġzmirli GiriĢimcisi ödülleri verilecektir. Zirve kapsamında ve zirve dıģında üç ayda bir gerçekleģtirilecek giriģimcilik temalı basın toplantılarında Ġzmir basınının konuya ilgisi geliģtirilecektir. GiriĢimcilik kültürünün geliģtirilmesine katkı sağlamak ve giriģimcilerin kapasitelerini geliģtirmek amacıyla yaygın giriģimcilik eğitimlerinin standartlaģtırılması sağlanacak ve üniversiteler arası bir konsorsiyum kurularak ortak ders ve vaka çalıģmaları hayata geçirilecektir Ġzmir Bölge Planı ve Ġzmir GiriĢimcilik Ekosisteminin GeliĢtirilmesi Stratejisi kapsamında belirlenen stratejik çerçevenin uygulamaya geçmesi; ilgili projelerin uygun yerel, ulusal ve uluslararası paydaģlarla birlikte hayata geçirilmesi ve stratejinin izlenmesi amacıyla, büyük Ģirketler, üniversiteler, yatırımcılar, STK lar, kamu kurumları ve yerel medyanın oluģturduğu ekosistem paydaģlarının bir araya gelecekleri Ġzmir GiriĢimcilik Konseyi kurulacaktır. GiriĢimcilik Konseyi küresel giriģimciler yaratabilmek ve ulusal ve uluslararası giriģim sermayelerine eriģimi kolaylaģtırmak için giriģimcilere gerekli ağ yapıların içinde olabilme imkânını yaratacaktır. Bir platform olarak konseyin varlığı Ġzmir de büyük Ģirketlerin ekosisteme katkısını artıracaktır. 64

65 GiriĢimcilik ekosisteminin ve Ġzmir de giriģimciliğin ne ölçüde geliģtiğinin izlenmesi amacıyla, yıllık dönemlerde düzenli olarak giriģimcilik karnesi ve giriģimcilik izleme raporları hazırlanacaktır. Söz konusu çalıģmalar Ġzmir GiriĢimcilik Konseyine sunulacak, ilerlemeler değerlendirilecek ve gerektiğinde uygulamaya dönük önlemler alınacaktır. Tablo 10: Gelişmiş Girişimcilik Ekosistemi Stratejik Önceliği Hedefleri ve Uygulama Bilgileri NO 1 2 HEDEF 4: Girişimcilik ekosistemi izleme ve değerlendirme mekanizması kurulacaktır HEDEF GiriĢimcilerin tespitine yönelik mekanizmalar geliģtirilecektir GiriĢimcilik ekosistemi içindeki aktörler arasında etkin ağ yapılarının oluģması sağlanacaktır 3 GiriĢimcilik kültürü geliģtirilecektir Uygulama Dönemi Kısa (3yıl) Orta (5 yıl) Uzun (10 yıl) Performans Göstergesi Düzenlenen yerel yarıģma sayısı Ulusal yarıģmalara katılım oranı 4 GiriĢimcilik ekosistemi izleme ve değerlendirme mekanizması kurulacaktır 65

66 4.1.4 SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRETİM VE HİZMET SUNUMU GELİŞME EKSENİ I: GÜÇLÜ EKONOMİ Öncelik 1 Gelişmiş Kümeler Öncelik 2 Yüksek Teknoloji,Yenilik ve Tasarım Kapasitesi Öncelik 3 Gelişmiş Girişimcilik Ekosistemi Öncelik 4 Sürdürülebilir Üretim ve Hizmet Sunumu Öncelik 5 Kültür Ekonomisi ve Bölge Tanıtımı Özellikle 20. Yüzyıl ın ikinci yarısında teknolojik ve endüstriyel geliģimin hızlanmasının bir sonucu olarak çevresel değerlerin tahribi ve yenilenemeyen kaynakların hızla azalması günümüzde ivmelenerek sürmektedir. Etkilerin bir sonucu olarak son yılda artan çevre duyarlılığı özellikle geliģmiģ ülkelerde yaģayan tüketicilerin artan bir Ģekilde üretim, kullanım ve kullanım sonrası süreçlerde çevreye daha az zarar veren ürünleri ve süreçleri tercih etmelerine neden olmuģtur. Bu yeni yönelim sonrası yapılmaya baģlanan çalıģmalar, alınacak basit önlemlerle bile, üretim sürecinde faydalı bir ürüne dönüģemeden atık haline gelen hammaddelerin daha etkin kullanımı sonucu, bu kayıpların önlenebileceğini ve aynı zamanda atık üretiminin de azalabileceğini ortaya çıkarmıģtır. Bunu üretim ve hizmet sektörlerinde verimliliğin arttırılması, üretim için kullanılan hammaddelerin çevreye daha az zararlı olanlar ile değiģtirilmesi, üretim ve kullanım sürecinde gerekli olan su ve enerji ihtiyaçlarının düģürülmesi gibi yaklaģımlar izlemiģtir. Üretim ve tüketim sürdürülebilirlik bağlamında birlikte ele alınmaktadır. Doğal kaynakların kısıtlılığı ve üretim maliyetleri; teknolojik geliģmeler, hammadde temini, doğal kaynak kullanımı, üretim sürecinde çıkan atıklar, üretim sonrası tüketiciye ulaģtırma, tüketimden kaynaklanan atıkları da bir arada düģünmeyi gerektirmektedir. Bu süreçler doğrudan tüketicinin de tercihlerini belirlemeye yönelik unsurlar barındırmaktadır. Bu kapsamda çevre yönetimi yaklaģımları, üreticileri ve tüketicileri belli çevresel kaygıları göz önünde bulunduran yöntem ve teknikleri benimsemeye yöneltmiģtir. Sürdürülebilir üretim ve hizmet uygulamaları bir ürün ve hizmetin yaģam döngüsünün (life-cycle) pek çok aģamasına (hammadde temini, üretim, kullanım ve kullanım sonrası bertaraf) yönelik olarak gerçekleģtirilmektedir. Bu bağlamda sürdürülebilir üretim ve hizmet uygulamaları pek çok uzmanlık alanı ve meslek grubunun takım çalıģmasına gereksinim duymaktadır. Birçok prensip, yaklaģım ve sistemin, sürdürülebilir üretim uygulamalarında kullanılan araç ve yöntemler olduğunu ya da birbiriyle bağlantılı olarak kullanıldığını söylemek mümkündür. Bunun dıģında, iģletme verimliliğinin arttırılmasına yönelik çevre yönetimi, entegre kirlilik önleme ve kontrolü, yaģam döngüsü analizi, tedarik zinciri yönetimi, endüstriyel ekoloji, atık denetleme, enerji denetleme, risk denetleme, çevresel yasa ve yönetmeliklerle uyum değerlendirmesi, çevresel etki değerlendirme, teknoloji değerlendirme, kimyasal değerlendirme, yeģil satın alma, çevresel performans değerlendirmesi de sürdürülebilir üretimi destekleyen araçlar olarak kullanılabilmektedir yılındaki Brundtland Raporuyla birlikte, sürdürülebilirlik kavramı gündeme oturmuģtur yılında yapılan Rio Zirvesinde sürdürülebilir kalkınma kavramını 66

67 hayata geçirmek için önemli bir strateji olarak bahsi geçen sürdürülebilir üretim kavramı birçok ulusal politika ve strateji belgesinde farklı Ģekillerde yer almaktadır. Ulusal bilim ve teknoloji politikalarını belirleyen en üst kuruluģ olan Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nun (BTYK) öncelikli alanları arasında Temiz Üretim Yapabilme Yeteneği Kazanma biçiminde yer alan temiz üretim kavramı TÜBĠTAK ın Vizyon 2023 Teknoloji Öngörüleri Projesi kapsamında hazırlanan Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma Tematik Paneli Vizyon ve Öngörü Raporu nda da vurgulanmıģtır. Bunlara ek olarak, sanayi politikalarının belirlenmesinde çevre dostu teknolojilere öncelik verilerek, imalat sanayinin bu konuda bilinçlendirilmesi ve temiz üretimin teģviki 8. BeĢ Yıllık ve 9. Yedi Yıllık Kalkınma Planları nda ve ülkemizin Avrupa Birliği ne (AB) uyumu için hazırlanan dokümanlarda yer alan temel politikalardır. Ayrıca, 10 Mart 2005 tarihinde yapılan BTYK toplantısında alınan karar gereğince Çevre ve Orman Bakanlığı (ÇOB) ile TÜBĠTAK tarafından hazırlanan Çevre ve Ormancılık AraĢtırma Programı çalıģması kapsamında gelecek 10 yıl içinde Ar-Ge çalıģması yapılacak alanlar ve bu alanlarda hazırlanacak projeler belirlenmiģtir. Temiz üretim teknolojileri, atık azaltma, kaynakta azaltma (insan faktörü, temiz üretim, çevre dostu ürün) ile yeniden kullanım, geri kazanım ve geri dönüģüm bu alanlar arasında yer almaktadır. Türkiye nin 9. Kalkınma Planı ( ) Bilim ve Teknoloji Özel Ġhtisas Komisyonu Raporu nda temiz üretim yapabilme yeteneği kazanabilme konusuna vurgu yapılmakta; Devlet Planlama TeĢkilatı (DPT) Küçük ve Orta Büyüklükteki ĠĢletmeler (KOBĠ) Stratejisi ve Eylem Planı nda ( ) da, KOBĠ lerin, rekabet güçlerini koruyabilmek için çevreye duyarlı üretim yapma kültürünü iģletme kültürlerine entegre etmeleri gerekmekte olduğu belirtilmektedir. Ülkemizin bilim, teknoloji, kalkınma, vb. alanlarda en üst düzey kurum/kuruluģlarının politika ve strateji dokümanlarında bahsi geçmekle birlikte, sürdürülebilir üretim kavramı ülkemizde enerji verimliliği boyutu dıģında yeterince bilinmemekte ve uygulanamamaktadır KOBĠ Stratejisi ve Eylem Planı nda KOBĠ lerin çevresel sorunları fırsata dönüģtürmesine imkân sağlanması ve çevre ve iklim değiģikliği konularıyla ilgili projelerin teģvik edilip uygulamaya konması gibi doğrudan sürdürülebilir üretim kavramı ile örtüģen hedefler yer almaktadır. Enerji, sürdürülebilir üretim, sürdürülebilir tüketim, endüstriyel ekoloji, entegre kirlilik önleme ve kontrol, yaģam döngüsü değerlendirme, eko-verimlilik, geri kazanım, kaynak kullanımının minimizasyonu ve yenilebilir kaynakların kullanımı ile ilgili konuların önemli bir bileģenidir. Bu kapsamda, çevre mevzuatında da üretim ve tüketim süreçlerindeki enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji konularının sıklıkla iģlenmesi, önümüzdeki süreçte bu konuya dönük uygulamaları artıracaktır. Rio+20 de sürdürülebilir kalkınma için yeģil ekonomi kavramı kullanılmaya baģlanmıģtır. Bu kavramla ekonomik büyüme için çevre koruma, etkin doğal kaynak yönetimi, yoksullukla mücadele ve düģük karbon ekonomisine geçiģ ekonomik büyümenin olmazsa olmaz koģulları olarak görülmeye baģlamıģtır. Yeni bir endüstri devrimi olarak nitelendirilen yeģil ekonomi ye geçiģin de bir bakıma temelini 67

68 oluģturan endüstriyel çevre yönetimi sistemindeki yenilikçi yaklaģımlar bölgesel sürdürülebilir kalkınmaya artı değer katacak ve bölgenin rekabet gücünü artıracak unsurlar olarak göze çarpmaktadır yılında hazırlanan bir rapora göre yılında bugüne göre %30 daha fazla su ihtiyacı olacağı, dünya nüfusunun çok önemli bir bölümünün enerji, su, gıda gibi temel gereksinimlerinin karģılanamamasının söz konusu olabileceği öngörülmektedir. Bu nedenle, üretimde verimliliğin ve sürdürülebilirliğin sağlanması, temiz teknoloji kullanımının ekonominin önemli aktörlerinden olan baģta KOBĠ ler olmak üzere yaygınlaģtırılması, sektörlerde çevre duyarlı teknoloji değiģim ihtiyacının ortaya konulması ve geri dönüģüm ve kazanım gibi yöntemlerin kullanılmasının yaygınlaģtırılması önem taģımaktadır. Sektörel olarak bakıldığında imalat sanayi yanısıra, turizm ve tarım sektörleri de sürdürülebilir üretim ve hizmet sunumu uygulamalarının en yüksek düzeyde gerçekleģtirilebileceği alanlardır. Rio zirvesinde ilk kez sürdürülebilir bir dünya ve çevre için kriterler ortaya konmuģ olup bu kriterler; turizme de uyarlanarak çevreye zarar vermeden, ondan yararlanma yöntemlerinin geliģtirilmesi ve tüm yerli halkların kültürlerini yok etmeden onların da turizm faaliyetlerinden yararlanmalarının sağlanması Ģeklinde de özetlenmiģtir. Günümüze kadar geçen süreç içinde giderek ekoturizm kavramı ve tanımı benimsenmiģ ve 2002 yılının Mayıs ayında Kanada nın Quebec kentinde, 133 ülkeden gelen 1100 delegenin katılımıyla yapılan Dünya Ekoturizm Zirvesi nde tüm ülkelerin benimsediği ortak bir tanım saptanmıģ olup buna göre ekoturizm, "yeryüzünün doğal kaynaklarının sürdürülebilirliğini güvence altına alan, bunun yanısıra yerel halkların ekonomik kalkınmasına destek olurken, sosyal ve kültürel bütünlüklerini koruyup gözeten bir yaklaģım ya da tavır" olarak benimsenmiģtir. Bu kavramı benimseyen ülkelerin de, doğal sonuç olarak benimsemeleri gereken prensipler ve uygulayacakları yöntemler ise; Ekoturizm politikaları geliştirmek ve planlama yapmak, Ekoturizm için kurallar geliştirmek, Ekoturizm alanında ürün geliştirmek, pazarlama ve tanıtım yapmak ve Ekoturizmin getiri ve götürülerini (maddi ve manevi) izleyip saptamak olarak belirlenmiģtir. Kitle turizminin oldukça yaygın olduğu günümüzde sürdürülebilirliği artırmak adına alternatif turizm üzerinden kentsel deneyim çeģitliliğini artırıcı, özgün kültürel ve doğal değerleri koruyucu, geliģtirici ve kentlinin doğrudan bir parçası olduğu bir kurgu tasarlanarak sektörün geliģmesi sağlanmalıdır. Bu kapsamda eko-turizm herģeyden önce "çevre ve kültür değerlerinin sürdürülebilirliğini garanti altına alan, yerel halklara maddi yarar sağlayan turizm" olarak kavransa da, ağırlıklı faaliyet alanı olarak doğada yapılan turizm türlerini kapsamaktadır. Buna göre, el değmemiģ doğada yapılan tüm turizm çeģitleri, ekoturizmin kapsamına girmektedir. Ekoturizmin iki önemli kriterinden biri olan, "doğal çevrenin sürdürülebilirliği" ilkesine, doğa turlarında sıkı sıkıya uyulması 1 Resource Revolution: Meeting the world s energy, materials, food, and water Needs, Mc Kinsey Company 2 Ekoverimlilik uygulamaları için sektörel uygunluk analizinde kullanılmak üzere belirlenen kriterler: Tüketilen su miktarı, tüketilen enerji miktarı, deģarj edilen atıksu miktarı, yaratılan katı atık miktarı, yaratılan tehlikeli atık miktarı, Needs, Mc Kinsey Company 68

69 gerekmektedir. Ekoturizmin ikinci önemli kriteri olan "yerel kültürlerin sürdürülebilirliği ve yerel halkların bu turizm faaliyetinden yarar sağlaması" ilkesi ise, iki önemli prensibi barındırmaktadır. Birincisi, ekoturizm faaliyetinin yapıldığı bölgenin yerel halkının, bu faaliyetten maddi bir pay almasıdır. Ġkinci önemli prensip ise, bir bölgeye turizm aracılığıyla katkı sağlarken, maddi ve manevi kültür unsurlarının bozulmaması prensibidir. Rio +20 zirvesinde tarımsal üretimde ve alt sektörlerinde (bitkisel üretim, hayvancılık, ormancılık, balıkçılık, kültür balıkçılığı üretiminde) sürdürülebilir tarımı destekleme, teģvik etme, yaygınlaģtırma ihtiyacına vurgu yapılmıģtır. Pazarlama ve ticaret sisteminin etkinleģtirilmesi, uluslararası iģbirliğinin geliģtirilmesi, sürdürülebilir tarım, arazi yönetimi ve kırsal kalkınmaya yönelik kamu ve özel sektör yatırımlarının artırılması yoluyla küresel sürdürülebilir tarımsal üretimin artırılması için ekonomik olan ancak aynı zamanda toprağı, suyu, bitkisel ve hayvansal gen kaynaklarını, biyoçeģitliliği ve ekosistemi koruyan ve bu doğal kaynakların iklim değiģikliği ile doğal felaketlere karģı direncini artıran bir yapı hedeflenmiģtir. En önemli yatırım ve destek alanları olarak ise kırsal altyapı, depolama yapıları, sürdürülebilir tarım teknolojileri üzerine Ar-Ge, güçlü kooperatifler ve tedarik zinciri geliģtirme, kırsal-kent bağlantılarının kuvvetlendirilmesi gösterilmiģtir. Rio +20 Türkiye raporunda ise tarım sektörü, ekonomik payındaki azalmaya rağmen gıda güvenliği ve kırsal kalkınma için stratejik bir yere sahip olduğu, önemli ölçüde su, toprak ve enerjiye bağlı olduğu için sektördeki herhangi bir geliģmenin yeģil büyümeye hizmet edeceği varsayılmaktadır. Tarım doğal kaynaklar üzerinde baskı oluģturarak, kaynakların bozulmasına yol açabilmektedir. Doğal kaynakların bozulması da tarımsal üretimi olumsuz yönde etkilemektedir. Bu sebeple Türkiye nin tarımdaki önceliği doğal kaynaklar ile tarımsal üretim arasındaki bu iliģkiyi düzenleyerek yeģil büyüme çerçevesinde kırsal kalkınmaya hizmet etmektir. Türkiye biyolojik çeģitliliği, su, toprak ve ormanı koruyan ve bu kaynakları sosyal faydaya dönüģtürürken gıda güvenliğini koruyan rekabet gücü yüksek sürdürülebilir tarımsal üretim oluģturmayı hedeflemiģtir. Eko-dengelere duyarlı bir ekonomik geliģim yaklaģımı, toplumda üretim ve tüketim kalıplarını değiģtirerek, yaģam kalitesinin yükseltilmesine de katkı sağlamaktadır. Bu nedenle bilimin ürettiği sonuçların; uygun teknik, teknoloji ve tasarımın üretimde kullanımı bölgede sürdürülebilirliğin sağlanmasına önemli katkıda bulunacaktır. Sürdürülebilir üretim ve sürdürülebilir hizmet kavramlarının birlikte kullanılarak takım çalıģması gerektirmesinden hareketle, sektörlerin tüm üretim ve hizmet süreçlerinde sürdürülebilirliği temel ilke olarak benimsemeleri kaçınılmazdır. Doğal ve kültürel kaynakların da tüketimde olduğu sektörlerde sürdürülebilir hizmet anlayıģı sektörün ve doğal dengenin devam etmesinde oldukça büyük önem arz etmektedir İzmir Ne Diyor? Ġzmir de eko-verimlilik (temiz üretim) ile ilgili bölgesel kapasite; Kurumsal Kapasite ve Farkındalık Düzeyi Bilgi PaylaĢım Ağları ve ĠĢbirlikleri Finansal TeĢvik Mekanizmaları Politika ve Stratejiler 69

70 baģlıklarında değerlendirilmiģtir. Eko-verimlilik konusunda Ġzmir deki kurumsal kapasite ve farkındalık düzeyi geliģtirilmelidir. Değerlendirme, düzenleyici kamu kurumları (bakanlıklara bağlı il müdürlükleri), diğer (destekleyici) kurumlar ve üniversiteler, sanayi temsilcileri (odalar, OSB ler, sektör kuruluģları, vb.) ve danıģmanlık firmaları olmak üzere dört farklı kurum grubu üzerinden Ġzmir de Eko-verimlilik Uygulamalarının YaygınlaĢtırılmasına Yönelik Strateji ÇalıĢması kapsamında gerçekleģtirilmiģtir. Değerlendirme kapsamındaki kurum ve kuruluģların özellikle açık uçlu sorulara verdikleri cevaplarda eko-verimlilik (temiz üretim) alanına yönelik olduğu belirtilen tüm çalıģma, proje, etkinlik, yayın, vb. taranmıģ ve bu kapsamda yer almayan kalemler değerlendirme dıģında tutulmuģtur. Bildirilen 19 proje ve çalıģmadan 16 sı, 13 yayından 6 sı, 39 etkinlikten 20 si ve 13 eğitimden 12 si doğrudan eko-verimlilik (temiz üretim) ile ilgilidir. Bu sonuçlar, paydaģların bir kısmı tarafından eko-verimlilik (temiz üretim) yaklaģımının çevre ile ilgili diğer yaklaģımlardan (ör: kirlilik kontrolü) farkının net olarak belirlenmesinde bazı eksiklikler olabildiğini ortaya koymaktadır. Bölgede özellikle üniversitelerin katkıları ile yenilenebilir enerji alanında kapsamlı ve çok sayıda çalıģma olduğu görülmekte, bölgenin bu alandaki baģarısı dikkati çekmektedir. Değerlendirmeye kurumlar çerçevesinde bakıldığında 27 kurum/ kuruluģtan 9 unun eko-verimlilik (temiz üretim) alanında çalıģma ve projelerinin olduğu görülmektedir. Benzer Ģekilde 5 kurumun yayının olduğu, 9 kurumun etkinlik düzenlediği ve 7 kurumun da bu konuda eğitim aldığı dikkate alındığında, bölgedeki mevcut kapasitenin de büyük ölçüde belli kurumlarda odaklandığı sonucuna varılmaktadır. Ġzmir de eko-verimlilik (temiz üretim) ile ilgili altyapının geliģtirilmesine yönelik olarak; bölgesel planlar ve öncelikler çerçevesinde bu konunun yükselmekte olduğu, bu kapsamda Ġzmir de Eko-verimlilik (Temiz Üretim) Uygulamalarının YaygınlaĢtırılması Projesinin büyük önem taģıdığı görülmektedir. Çevre ve ġehircilik Bakanlığı tarafından getirilmiģ yasal düzenlemeler Çevre ve ġehircilik Ġl Müdürlüğünce yerel düzeyde uygulanırken söz konusu düzenlemelerin eko-verimlilik (temiz üretim) konusuyla ilgili boyutlarının da bu yaklaģım ile ele alınmasının önemli olduğu düģünülmektedir. Bölgede bilgi paylaģımına yönelik çeģitli etkinlik ve yayınlar olmakla birlikte, özellikle eko-verimlilik (temiz üretim) açısından geliģtirilmeye açık olduğu da görülmektedir. BaĢta destekleyici kamu kurumları olmak üzere, mevcut ve yeni finansal kaynaklarını spesifik olarak eko-verimlilik (temiz üretim) uygulamalarına yönlendirme konusunda planlar ve hedefler olduğu görülmektedir. Buradaki en kritik husus da söz konusu kaynakların, güçlü bir teknik altyapı ve kapasite ile desteklenerek ve Ġzmir sanayisinde su kullanımı baģta olmak üzere eko-verimliliğin sağlanmasına yönelik fırsatlar bulunmaktadır. 70

71 sistematik olarak yönlendirilmesinin sağlanmasıdır yılında sanayide su kullanımı bölgedeki toplam su kullanımının yaklaģık % 26 sı kadardır. Endüstriyel su kullanımının azaltılması için yeniden kullanım, geri kazanım gibi bir takım teknikler uygulanmaktadır. Ġzmir de sanayide yeniden kullanılan su miktarı tüketilen toplam su miktarının % 10 u kadardır. Bu oran Türkiye genelinde % 33 tür. Ġzmir de sanayide suyun yeniden kullanım oranı oldukça düģüktür. Sanayide en çok su tüketen ilk 5 sektör sırasıyla ana metal sanayi, gıda ürünleri ve içecek imalatı, kimyasal madde ve ürünleri imalatı, metalik olmayan diğer mineral ürünlerin imalatı ve tekstil ürünleri imalatı olmuģtur. Ġzmir deki imalat sanayi sektörlerinin tehlikeli atık miktarlarının dağılımına göre, kimyasal madde ve ürünleri imalatı % 46 lık oranla en yüksek paya sahiptir. Ana metal sanayi (% 27) ve baģka yerde sınıflandırılmamıģ makine ve teçhizat imalatı (% 7), kimyasal madde ve ürünleri imalatının ardından Ġzmir de en yüksek tehlikeli atık miktarına sahip sektörler olarak sıralanmaktadır. Eko-verimlilik uygulamaları için sektörler arasında bir kıyaslama ve önceliklendirme yapmak üzere 12 adet kriter 2 belirlenmiģtir. Bu kriterler sektörel yapının çevresel durumunu, ülke ekonomisine katkısını ve gelecekteki eko-verimlilik potansiyellerini değerlendirmek amacıyla belirlenen kriterlerdir. Bu kriterler çerçevesinde bahsi geçen yöntemlerle yapılan analizler sonucunda Ġzmir de eko-verimlilik uygulamaları için bu öncelikli olarak ortaya çıkan sektörler Ģu Ģekilde belirlenmiģtir. Ana metal sanayi Kimyasal madde ve ürünleri imalatı Gıda ürünleri ve içecek imalatı Metalik olmayan diğer mineral ürünlerin imalatı Giyim eģyası ve tekstil ürünleri imalatı Rafine edilmiģ petrol ürünleri imalatı Elektrik tüketim miktarlarının kullanım yerlerine göre dağılımına göre Ġzmir de en yüksek tüketim alanı sanayi iģletmeleri olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye de kiģi baģına elektrik tüketimi sanayide kwh iken, Ġzmir de kwh ile Türkiye değerinin yaklaģık iki katıdır. Ġzmir sanayisinde enerji verimliliğinin sağlanması, ulusal hedeflere ulaģmada büyük katkı sağlayacaktır. Ġzmir deki imalat sanayi sektörel enerji tüketimi dağılımına göre, ana metal sanayi % 33 lük oranla en yüksek paya sahiptir. Metalik olmayan diğer mineral ürünlerin imalatı (% 23) ve kok kömürü, rafine edilmiģ petrol ürünleri ve nükleer yakıt imalatı (% 17) ana metal sanayi ardından Ġzmir de en yüksek enerji tüketimine sahip 2 Ekoverimlilik uygulamaları için sektörel uygunluk analizinde kullanılmak üzere belirlenen kriterler: Tüketilen su miktarı, tüketilen enerji miktarı, deģarj edilen atıksu miktarı, yaratılan katı atık miktarı, yaratılan tehlikeli atık miktarı, sera gazı emisyonları, Herfindahl-Hirschman Endeksi, sektörel istihdam, sektördeki firma sayısı, sektörün ihracattaki payı, yaratılan katma değer, bölgedeki sektörün Türkiye deki sektör içindeki payı, eko-verimlilik potansiyeli. 71

72 sektörler olarak sıralanmaktadır. AB 2020 yılına kadar sera gazı salınımlarını %20 oranında azaltırken, enerji kaynaklarının %20 sinin yenilenebilir kaynaklardan elde edilmesine dikkat edecek ve elektrik tasarrufunu %20 oranında artıracaktır. Türkiye Enerji Verimliliği Stratejisi ne göre 2023 yılında Türkiye nin GSYĠH Ġzmir yenilenebilir enerji potansiyelini daha fazla değerlendirmelidir. baģına tüketilen enerji miktarının (enerji yoğunluğunun) 2011 yılı değerine göre en az %20 azaltılması hedeflenmektedir. Ġzmir de tarım alanları, hayvansal ve bitkisel atık miktarı potansiyeli biyokütle enerjisi üretim olanaklarını artırmaktadır. 72 Ġzmir de biyogazdan elektrik üretim potansiyeli yaklaģık 537 MW civarındadır. Bu potansiyelin % 50 si Tire, ÖdemiĢ ve Torbalı ilçelerinde yer almaktadır. Bununla birlikte biyokütle enerji türlerinin tamamı esasında düģünüldüğünde Bayındır, Kiraz, Beydağ, Bergama, KemalpaĢa, Menderes ve Foça ilçeleri de biyokütle enerjisi üretimi yapılabilecek ilçelerdir. Ayrıca tüm ülke genelinde toplam kurulu gücü 20,50 MW olan beģ adet çöp gazı lisansı bulunmaktadır. Ġzmir in Çiğli ilçesinde çöp toplama sahasında, 4,1 MW kurulu güce sahip ve 34 GWh lık enerji üretimini sağlayan biyogaz sistemi inģa edilmiģtir. Ġzmir ilinde biyokütle lisansı almıģ kurum/kuruluģ bulunmamaktadır. Jeotermal kaynaklar açısından Balçova (Konut ısıtma), Seferihisar (Elektrik üretimi, seracılık ve termal turizm), ÇeĢme (Termal turizm), Aliağa (Seracılık), Bayındır (Kaplıca), Urla (Termal Turizm), Bergama, Dikili (Konut ısıtma, seracılık ve termal turizm) ilçeleri öne çıkmaktadır. Ġzmir deki jeotermal kaynaklar sıcaklıkları açısından çeģitlilik göstermektedir. Balçova ve Narlıdere'deki kaynakların gelecekte 100 bin konutu ısıtmaya yetebilecek bir potansiyele sahip olduğu belirlenmiģtir. ÇeĢme de ise 9 bin konutluk potansiyel mevcuttur. Bu Ġzmir de güneģ ve rüzgar enerjisinin kullanım oranı ve teknolojilerine yönelik üretim geliģtirilebilecek bir potansiyele sahiptir. Ġzmir de jeotermal potansiyelinin % 60 ı kullanılmakta ve mevcut elektriksel üretim potansiyeli değerlendirilmemektedir. potansiyel Ģu an için kullanılamamaktadır. Ġzmir de yer alan jeotermal kaynaklardan üçü, Seferihisar Balçova ve Dikili kaynakları, elektrik üretimi için uygun kaynaklardır. Ġzmir deki jeotermal enerji kaynakları, bölgesel ısıtma ve kaplıca ile termal turizm amaçlı olarak kullanılmaktadır. Ġzmir

73 ilinde kullanılan jeotermal enerjinin büyük bir kısmı, konut ısıtmaya yönelik merkezi sistemlerde değerlendirilmektedir. Toplam kullanılan enerjinin % 59 u konut ısıtmada, % 36 sı sera ısıtmada ve kalan % 5 lik kısım ise kaplıca ve termal turizmde kullanılmaktadır. Ġzmir ilinde yapılan yatırımlar ve jeotermal enerji potansiyeli temel alındığında, yaklaģık olarak potansiyelinin % 60 ının kullanıldığı ve mevcut elektriksel üretim potansiyelinin ise henüz değerlendirilmediği görülmektedir. GüneĢ enerjisinden yararlanma potansiyeli açısından, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki Ģehirlerden sonra Ġzmir, en avantajlı Ģehirlerden birisidir. Türkiye nin güneģ kapasite oranı en yüksek alanı olan Antalya bölgesinde oran % 20, Ġzmir de ise % civarındadır. Ġzmir güneģ enerjisinden yararlanma açısından Güney Doğu Anadolu ve Akdeniz Bölgesi ne kıyasla sıralamada 3. Bölge olarak yer almasına karģın, bu konudaki sınırlarındaki üniversitelerde yetiģtirilen insan kaynağı ile teknoloji üretimi konusunda iyi bir durumdadır Türkiye deki rüzgâr enerjisi kurulu gücünün % 15 i Ġzmir de yer almaktadır. Ġzmir ilinde rüzgâr santrali kurulmak üzere 2012 yılı sonuna kadar 113 adet lisans baģvurusu yapılmıģ, 30 proje lisans almıģ olup, 776,45 MW kurulu güç miktarı olarak en fazla RES projesi uygulanacak ildir. Lisans alan projelerden % 40 ı (13 adet) uygulanmıģ ve iģletmede olan lisanslı santrallerin toplam kurulu gücü (Bir adedi Yap, ĠĢlet, Devret (YĠD) modeli olmak üzere lisans alan projelerin % 47 si olarak) (364,4 MW) gerçekleģmiģtir. Ġzmir % 17,33 lük kurulu gücü ile Balıkesir (% 23,37) ve Manisa (19,14) illerinin arkasından üçüncü sırada yer almaktadır. Bu da lisans alan projelerin gerçekleģme oranının diğer illere göre düģük olduğu anlamına gelmektedir. Ġzmir ili ,2 MW teorik kapasitesiyle rüzgâr enerjisi açısından oldukça zengin olup, bu potansiyelin yalnızca % 2,6 sını kullanabilmektedir yılı sonunda mevcut lisanslı projeler hayata geçtiğinde bu oran % 6,5 olacaktır. Bu potansiyelin değerlendirilmesiyle üretilecek toplam enerji miktarı, Ege Bölgesi nin toplam elektrik tüketiminden daha büyüktür. Ġzmir de rüzgar enerjisine iliģkin altyapı yatırım alanları -çevresel etkilerin de göz önüne alınması ve yapılacak fizibilitelerin uygulanması Ģartıyla- Bergama, Dikili, Aliağa, ÇeĢme, Karaburun, Urla ilçeleri olarak öne çıkmaktadır. Türkiye toplam tarım alanı 1995 yılında 26,8 milyon hektar iken 2010 yılında 24,4 milyon hektara gerilemiģtir. Bu dönemde özellikle yerleģim yerleri, sanayi alanları ve turistik yerler baģta olmak üzere 2,5 milyon hektar tarım arazisi üretim dıģında kalmıģtır. Tarımsal üretimi gerçekleģtiren üreticilerin bilinç ve eğitim düzeyi düģüktür, bu yüzden modern tarım teknikleri yerine geleneksel tarım teknikleri yaygındır. Tekniğine uygun olmayan ve bilinçsizce yapılan sulama, gübreleme ve zirai ilaç kullanımı uygulamaları hem ürün kalite ve verimini olumsuz yönde etkilemekte hem de çevre kirliliğine yol açmaktadır. Tarladan sofraya güvenli gıda yaklaģımı doğrultusunda üretimden, girdi kullanımından baģlayarak tüm süreçlerin izlenebildiği iyi tarım ve organik tarım uygulamaları gibi çevre dostu ve izlenebilir üretim teknikleri büyük önem arz etmektedir. Toprak ve su kaynaklarını korumak, sürdürülebilir tarımı sağlamak ve tüketicilerin sağlıklı gıdaya ulaģımını 73 Ġzmir iģlenmiģ organik ürünler üretimi ve kontrol ve sertifikasyon kuruluģları açısından bir merkez haline gelmiģtir.

74 kolaylaģtırmak gibi amaçlarla uygulanan organik tarım 2009 yılı verilerine göre dünyada toplam 37,2 milyon hektar alanda uygulanmaktadır. Doğadan toplama alanları da (41,9 milyon hektar) dikkate alındığında bu rakam 79,1 milyon hektar olmaktadır. Buna göre dünya tarım alanlarının % 0,9 luk kısmı organik üretim altındadır. AB ülkelerinde bu oran % 4,7 iken ülkemizde % 2,6 dır. Sürdürülebilir balıkçılık yönetimi için çok gerekli olan avcılıkta stok tespiti ve popülasyon dinamiği çalıģmaları Türkiye de yetersizdir ve süreklilik arz etmemektedir. Avcılık üretimdeki düģüģ stokların av baskısı altında olduğunun bir göstergesi olup, stoklar üzerine yapılacak araģtırmalarda da aģırı avcılığın tespit edilmesi durumunda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından avcılık için kota uygulaması yapılarak stoklar üzerindeki avcılık baskısı azaltılarak, balıkçılığın sürdürülebilir hale gelmesine katkı sağlanması gerekmektedir. Bu nedenle Ġzmir balıkçı filosunun avcılık yaptığı Ġzmir kıyıları ve komģu uluslararası sular için araģtırma kurumları tarafından stok çalıģmaları yapılması balıkçılık yönetimi açısından önemlidir. Ġzmir in gerek organik tarımsal üretim yapan çiftçi sayısı, gerekse üretim alanı açısından Türkiye ve Ege bölgesindeki payında oransal olarak önemli düģüģler meydana gelmiģtir. Ġzmir organik tarım yapılan alan oranı açısından Türkiye ortalamasının üzerinde bir değere sahiptir. Ülkemizde organik tarım yapılan alan toplam tarım alanlarının % 2,6 sını oluģtururken bu oran Ġzmir de % 4,1 dir. Bu veriler Ġzmir in birincil organik tarımsal üretim açısından belli bir doygunluğa ulaģtığını, bunun ötesinde Ġzmir in iģlenmiģ organik ürünler ile kontrol ve sertifikasyon kuruluģları merkezine dönüģtüğünü göstermektedir. Organik tarım alanlarının en fazla olduğu ilçeler sırasıyla Menderes, Tire, Bergama, Karaburun ve Beydağ dır. BaĢta mısır, üzüm, zeytin, pamuk, incir, domates ve çam fıstığı olmak üzere 134 ü bitkisel, 6 sı hayvansal toplam 140 adet organik ürüne iliģkin üretim yapılmıģtır. Tarım arazilerinin amaç dıģı kullanımının engellenmesi büyük önem arz etmektedir yılı verilerine göre Ġzmir de 1.648,7 hektar tarım arazisi en çok konut amaçlı olmak üzere madencilik, sanayi ve turizm amacıyla tarım dıģında kullanılmaktadır. HEDEF 1: Bölgesel eko-verimlilik stratejisine uyumlu olarak kurumların ve sanayi kuruluşlarının kapasite, bilgi paylaşımı ve farkındalığı artırılacaktır. Bölgede hali hazırda pek çok iģbirliği ve bilgi paylaģım olanaklarının var olduğu ve pek çok kurumun da Ġzmir de Eko-verimlilik (Temiz Üretim) Uygulamalarının YaygınlaĢtırılması Projesi kapsamında söz konusu iģbirliklerini geliģtirmeye hazır oldukları, faaliyetlere katkı ve katılım sağlamaya istekli oldukları dikkati çekmektedir. Tüm paydaģların bu alandaki istek ve motivasyonundan en etkin Ģekilde yararlanılması ve mevcut iģbirliklerinin eko-verimlilik (temiz üretim) alanında da geliģtirilerek kullanılmasının kritik olacağı öngörülmektedir. Bölgede devam edecek proje faaliyetleri, eğitim programları vb. ile daha fazla bilginin üretilerek paylaģılması sürecinin tetikleneceği açıktır. Bu bağlamda deneyimli kurumlarla iģbirlikleri ile yürütülecek ve eko-verimlilik (temiz üretim) odaklı destek programlarının tüm paydaģlar için pek çok açıdan yararlı olacağı düģünülmektedir. Eko-verimlilikle ilgili üst Ģemsiye kurumlar arası farkındalık artırma projeleri geliģtirilmesi, bölgenin eko-verimlilik ile ilgili ulusal kaynak ve bilgi merkezleri ile iletiģiminin güçlendirilmesi, eko-verimlilik alanındaki Ar-Ge ve yenilik kapasitesinin 74

75 geliģtirilmesine yönelik olarak üniversite-sanayi iģbirliğinin güçlendirilmesinin sağlanması, bölgesel aktörlerin eko-verimlilik uygulamaları için örnek teģkil etmek ve ilgili pazarın geliģmesini sağlamak üzere yeģil satın alma, çevreye duyarlı ürün ve teknolojiler ve atıklardan enerji ve ürün eldesi, vb. konularda protokol imzalamaları, sektörel bazda eko-verimlilikle ilgili uzmanların yetiģtirilmesi yoluyla bölgesel ekoverimlilik kapasitesi artırılacaktır. HEDEF 2: Eko-verimlilik ve endüstriyel simbiyoz başta olmak üzere sürdürülebilir üretim uygulamaları yaygınlaştırılacaktır. Sanayi kuruluģlarında eko-verimlilik baģta olmak üzere sürdürülebilir üretim Ana metal sanayi yöntemlerinin kullanılmasına yönelik Kimyasal madde ve ürünleri imalatı uygulamalı eğitimler gerçekleģtirilecektir. Gıda ürünleri ve içecek imalatı Tekstil Sektöründe Entegre Kirlilik Önleme Metalik olmayan diğer mineral ve Kontrol Tebliği nin ilgili tüm ürünlerin imalatı paydaģlarca anlaģılarak, etkin bir Ģekilde Giyim eģyası ve tekstil ürünleri uygulanmasına yönelik strateji ve önlemler imalatı geliģtirilecektir. AB (eko-inovasyon, vd.), Rafine edilmiģ petrol ürünleri imalatı Dünya Bankası gibi uluslararası kurumların proje çağrıları incelenerek ilgili kurumların sanayideki uygulamaları içerecek proje ortaklıklarının oluģturulması sağlanacaktır. Ġnsan sağlığı ve çevreye duyarlı üretim ve hizmet geliģtirilmelidir. İzmir Vatandaş Toplantısı, Mayıs 2013 Desteklerden yararlanılabilmesi için sanayi kuruluģlarının sürdürülebilir üretim ve tüketim ile ilgili kavramları algılamasına yönelik çalıģmaların yapılması; bu kapsamda çevre maliyetlerinin fizibilite çalıģmalarında yer alması sağlanacaktır. Havza bazında ilgili kurumlarla ortak olarak sürdürülebilir üretime yönelik programlar tasarlanacaktır. Bölgesel aktörlerin yeģil satın alma, iģletmelerde verimliliği sağlamaya yönelik çevre yönetimi uygulamaları, çevreye duyarlı ürün ve teknolojilerin kullanımı ve üretimi, atıklardan enerji ve ürün eldesi gibi konularda iģbirlikleri ile sanayide uygulamaları teģvik etmeleri sağlanacaktır. Organize sanayi bölgelerinde endüstriyel simbiyoz uygulamalarına yönelik çalıģmalar baģlatılacak, Ġzmir de eko-verimlilik kriterleri çerçevesinde belirlenen öncelikli sektörlerde uygulamalar gerçekleģtirilecektir. HEDEF 3: Enerji verimliliği uygulamaları ve yenilenebilir enerjinin kullanımı tüm sektörlerde yaygınlaştırılacak, yenilenebilir enerji üretimi artırılacaktır. Sanayi kuruluģlarında, evlerde ve iģyerlerinde enerji tasarrufu artırılmalıdır. İzmir Kalkınma Çalıştayı, Temmuz 2013 Bölgede özellikle enerji yoğun sanayi tesislerinde aynı enerji ile daha fazla üretime imkân sağlayacak projelerin geliģtirilmesi sağlanacaktır. Ayrıca kamu ve özel mülkiyete ait binalarda elektrik tasarrufunun, toplumda enerji kültürü ve verimliliği hakkında bilincin geliģtirilmesi sağlanacaktır. YeĢil binalar, yeģil olmayanlara kıyasla %30 gibi çok ciddi oranlarda enerji tasarrufu sağlamaktadır. YeĢil bina mevzuatını oluģturmuģ ülkelerde yeni yapılacak olan tüm binalar bu mevzuata uymak 75

76 zorundadır. Ġzmir de yerel yönetimlerin yeģil bina konusunda farkındalık düzeyleri artırılacak, yeģil bina sektörünün potansiyeli ortaya çıkarılacaktır. Ev ve iģyerlerinin sadece enerji tüketen yerler olarak değil, aynı zamanda enerji üreticileri olarak da Ģebeke içinde yer almasını sağlayan akıllı Ģebeke uygulamaları izlenecektir. BĠT destekli yenilenebilir ve alternatif enerji teknolojileri geliģtirilecek ve kullanımları yaygınlaģtırılacaktır. BĠT destekli enerji verimliliği uygulamaları artırılacaktır. Tire, ÖdemiĢ ve Torbalı ilçeleri baģta olmak üzere Bayındır, Kiraz, Beydağ, Bergama, KemalpaĢa, Menderes ve Foça ilçeleri nde biyokütle enerjisi yatırımları artırılacaktır. Rüzgar enerjisine iliģkin altyapı yatırım alanları -çevresel etkilerin de göz önüne alınması Ģartıyla- Bergama, Dikili, Aliağa, ÇeĢme, Karaburun, Urla da gerçekleģtirilecektir. Bölgede güneģ enerjisi kullanımı ve güneģ enerjisi teknolojilerinin üretilmesi sağlanacaktır. Jeotermalin Balçova, Narlıdere, ÇeĢme, Aliağa, Dikili ilçelerinde konut ısıtma; Aliağa, Bergama, Dikili, Seferihisar, Bayındır ilçelerinde seracılıkta kullanımı yaygınlaģtırılacaktır. Ayrıca Seferihisar da elektrik üretimine yönelik altyapı oluģturulacaktır. HEDEF 4: Temiz teknolojilerin geliştirilmesi ve kullanımına yönelik faaliyetler desteklenecektir. Ġzmir de kaynak kullanımında verimliliği sağlamak, çevre ve doğal kaynaklar üzerindeki olumsuz etkiyi azaltmak amacıyla mevcut teknolojilerin yenilenmesi sağlanacaktır. Ayrıca yeni iģlerde temiz ve sürdürülebilir temiz üretim teknolojilerinin kullanımı yaygınlaģtırılacaktır. Kaynak verimliliğini yükseltmek amacıyla mevcut teknolojilerin yenilenmesi, Ar-Ge ve yenilikçiliğe dayalı geliģmenin devam etmesi desteklenecektir. Doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını destekleyen BĠT uygulamaları geliģtirilecek ve yaygınlaģtırılacaktır. Geri kazanım, geri dönüģüm, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, arıtma, yeģil ulaģım gibi temiz teknolojilerin geliģtirilmesi, üretimi ve kullanımı artırılacaktır. HEDEF 5: Sürdürülebilir tarımsal üretim sağlanacaktır. Toprak ve su kaynakları korunacak ve geliģtirilecektir. Havza bazlı sürdürülebilir tarımsal üretim planlaması yapılacaktır. Modern tarım tekniklerinin kullanımının yaygınlaģtırılması ve girdi kullanımı konusunda üreticilerin bilgi ve becerilerinin artırılması için çiftçi eğitim ve demonstrasyon çalıģmaları artırılacaktır. Tarladan 76

77 sofraya güvenli gıda yaklaģımı doğrultusunda Ġyi Tarım, Organik Tarım, Entegre Kontrollü Üretim gibi çevre dostu ve izlenebilir sertifikalı üretim teknikleri yaygınlaģtırılacaktır. Bu kapsamda yaģ meyve ve sebze üretimin tamamında sertifikalı üretim modelleri uygulanacaktır. Organik Tarım yapılabilecek bakir alan envanteri çıkarılacaktır. Su ürünleri yetiģtiriciliğinde çevresel faktörler gözetilerek projeler geliģtirilecektir. Ekolojik veya organik su ürünleri yetiģtiriciliği yaygınlaģtırılacaktır. Ġzmir balıkçı filosunun avcılık yaptığı Ġzmir kıyıları ve komģu uluslararası sular için araģtırma kurumları tarafından stok çalıģmaları yapılacaktır. Tarımsal üretim gıda ve içecek sanayi ihtiyacına yönelik yapılacaktır. Tarımsal üretimde sanayicinin aradığı nitelikte (çeģit, kalite vb.) üretim yapılacaktır. Zeytin, incir, kiraz, Ģeftali, satsuma mandarin, üzüm, Ģevketi bostan, enginar, bamya, börülce, sofralık otlar (arapsaçı, radika, sirken, cibez gibi) Ġzmir e özgü yöresel ürünler markalaģtırılacaktır. HEDEF 6: Sürdürülebilir turizmin uygulanması ve yaygınlaştırılması sağlanacaktır. Ġzmir de baģat sektörlerden biri olan turizm sektöründe sürdürülebilirliğin sağlanması doğal ve kültürel mirasın korunması anlamında günümüzde zorunlu bir hale gelmiģtir. Bu kapsamda öncelikle sektörde faaliyet BaĢta Seferihisar, Dikili, Foça, ÇeĢme ve Karaburun olmak üzere temel ekolojik süreçlerinin ve biyolojik çeģitliliğinin zarar görmemesi ve devamının sağlanması amacıyla tedbirler alınacaktır. gösterenlerin farkındalıklarının artırılmasıyla özellikle turizm yatırımlarının yeģil büyüme yaklaģımı doğrultusunda doğal, tarihi, sosyal ve kültürel çevreyi koruyucu ve geliģtirici bir anlayıģla ele alınması ve sektörde temiz üretim uygulamalarının kullanılması sağlanacaktır. Ekoturizm uygulamalarına yönelik sektörde faaliyet gösterenlerin farkındalıkları artırılacak olup baģta Karaburun, Çeşme, Seferihisar, Urla, Foça, Dikili ilçeleri olmak üzere ekoturizme yönelik yatırımlar özendirilecektir. Turizmde sürdürülebilir hizmet sunumunu sağlamaya yönelik olarak; turizm firma ve hizmetlerinin geliģim ve iģletmesinde sınırlı ve yenilenemeyen kaynakların kullanımı asgariye indirilecektir. Bunun yanı sıra çevre ve doğa bilinci, iģletmelerde çevre yönetimi, yerel yönetimlerin bölgelerin enerji su ve geri dönüģüm alt yapılarını tamamlaması sağlanacak ve kaynak verimliliği konusunun hem iģletmeler hem de belediyeler nezdinde arazi, arsa ve kredi destekleri ile teģvik edilmesi, turizm tesislerinin sürdürülebilir prensiplere uygun olarak yenilenmesi amacıyla kredi ve destek olanaklarının artırılması sağlanacaktır. Günümüzde turizmde sürdürülebilir hizmet sunumunda, sınırlı ve yenilenemeyen kaynaklar ve altyapı kadar beģeri kaynaklar da büyük öneme sahiptir. Hizmet sunumunun sürekliliğinde istihdam edilenlerin eğitim seviyeleri, iģ yapıģ kabiliyetleri, mesleki bilgi, becerileri ve yerelde ikamet ediyor olmaları önem arz etmektedir. Bu kapsamda baģta kıyı ilçeler olmak üzere turizm sektöründe faaliyet gösterenlerin yerel istihdam sayısı, mesleki becerileri ve kalitesinin artırılacak olup, yerel kontrollü yönetiģim mekanizmasının artırılması ile sürekliliği sağlanacaktır. 77

78 Tablo 11: Sürdürülebilir Üretin ve Hizmet Sunumu Stratejik Önceliği Kapsamındaki Hedefler ve Uygulama Bilgileri Uygulama Dönemi NO HEDEF Uzun Performans Göstergesi Kısa Orta (10 (3yıl) (5 yıl) yıl) Bölgesel eko-verimlilik stratejisine uyumlu olarak kurumların ve sanayi 1 kuruluģlarının kapasite, bilgi paylaģımı ve farkındalığı artırılacaktır. 2 3 Eko-verimlilik ve endüstriyel simbiyoz baģta olmak üzere sürdürülebilir üretim uygulamaları yaygınlaģtırılacaktır. Enerji verimliliği uygulamaları ve yenilenebilir enerjinin kullanımı tüm sektörlerde yaygınlaģtırılacak, yenilenebilir enerji üretimi artırılacaktır. KiĢi baģına kullanılan elektrik enerjisi Temiz teknolojilerin geliģtirilmesi ve kullanımına yönelik faaliyetler desteklenecektir. Sürdürülebilir Tarımsal Üretim sağlanacaktır. Sürdürülebilir turizmin uygulanması ve yaygınlaģtırılması sağlanacaktır. Ġyi tarım uygulamaları gerçekleģtiren üretici sayısı (kiģi) Organik tarım yapan üretici sayısı (kiģi) Organik Tarım Alanlarının Toplam Tarım Alanına Oranının %4,1 den %10 a çıkarılması YaĢ sebze meyve üretiminde sertifikalı üretim modelleri olan entegre kontrollü üretim ve iyi tarım uygulamaları ile üretim yapılan alan yüzdesinin %29 dan %100 e çıkarılması 78

79 4.1.5 KÜLTÜR EKONOMİSİ ve BÖLGE TANITIMI: AKDENİZ İN ÇEKİM MERKEZİ İZMİR GELİŞME EKSENİ I: GÜÇLÜ EKONOMİ Öncelik 1 Gelişmiş Kümeler Öncelik 2 Yüksek Teknoloji,Yenilik ve Tasarım Kapasitesi Öncelik 3 Gelişmiş Girişimcilik Ekosistemi Öncelik 4 Sürdürülebilir Üretim ve Hizmet Sunumu Öncelik 5 Kültür Ekonomisi ve Bölge Tanıtımı Dünya turizminin yaģadığı önemli değiģiklerde dış faktörlerin, demografik değişikliklerin ve insanların yaşam biçimlerinin değiģmesinin önemli etkisi olduğu Ģüphesizdir. Literatürde küresel turizm eğilimlerini ve turistlerin davranıģ biçimlerini etkileyen baģlıca 5 faktör Ģunlardır; 1. KüreselleĢme (dil, kültür, döviz kuru, vb.) 2. Teknolojik yaģamda ve iletiģimdeki geliģmeler: e-turizmin yaygınlaģması ve maliyeti düģük, daha hızlı ve yaygın ulaģtırma 3. DeğiĢen ekonomik koģullar: fiyat- kalite rasyosunun kritik değiģimi 4. MüĢterilerin talep profilindeki değiģiklikler: Öğrenmeye istekli ve farklı kültürel deneyimleri yaģamak isteyen turistler, Destinasyon seçimi ve tatil sürelerinde farklı seçenekler Alternatif turizm türlerine artan talep YaĢ, sosyal yapı, aile yapılarının değiģmesi gibi demografik faktörlerdeki değiģimler 5. Politik yapı: Terör üzerinden savaģ, güvenlik, hijyen arayıģı, sağlık konusunun artan önemi. Bu beģ faktörün etkisi ile dünya turizminde beklentiler ve eğilimler hızla değiģmektedir. Uygulamada farklı tüketici davranıģlarına göre farklı turizm biçimleri bulunmaktadır. Turizm sektörü de esnek ve değiģken bir tüketici kitlesine sahiptir. Dolayısıyla, turizm belirgin ve durağan bir tüketim kitlesine göre değil, esnek ve değiģken bir kitleye göre çalıģmayı öngörmektedir. Dünya turizm eğilimlerinde yenilik ve çeģitlilik talebi hızla artmaktadır. Günümüz turizminde deniz, kum ve güneģ (3S) yerini eğitim, eğlence ve çevreye (3E: educationentertainment-environment) bırakmaktadır. Sürdürülebilir turizmin öne çıkmasıyla turistler artık destinasyon tercihlerini, kiģisel hobilerini ve ilgi alanlarını geliģtirebilecekleri bölgelere yönelik kullanmaktadırlar. Bulundukları ortama yabancı değil, o çevre ile bütünleģen, insanını tanımaya gayret eden, çevreye saygılı turistin öncelikler olarak da; kültür, tarih, sağlık, kongre, yatçılık ve heyecan motifleri ön plana çıkmaktadır. 79

80 21. yüzyılda insanlar yeni ülkeler keģfetmek, değiģik toplumlar hakkında bilgi sahibi olmak, hobileriyle uğraģmak ya da sportif faaliyetlerde bulunmak için yolculuğa çıkmaktadırlar. Tatillerini bu Ģekilde değerlendiren meslek sahibi pek çok insan, iģleri gereği katıldıkları iģ seyahatleri, toplantılar, fuarlar, kongre ve seminerler sırasında da yeni ülkeler tanıma ve değiģik kültürleri anlama fırsatını bulmaktadır. Hatta meslek örgütleri daha fazla delegenin katılımını sağlayabilmek için, kongrelerini dünyanın tarihi ve doğal zenginliklerle öne çıkmıģ veya Ģehir turizminde iddialı kentlerinde yapmayı tercih etmektedir. Bu noktada küresel turizmin yerel farklılıkları dikkate alması ve kültürün öne çıkan geliģimi (küresel düģün, yerel davran sloganı), yerel mutfak, yavaģ Ģehir gibi yeni turizm ürünlerini ortaya çıkarmaktadır. Türkiye Turizm Stratejisi 2023 te de belirtildiği üzere tanıtımda, dünyadaki geliģmeler izlenerek kampanyaların varıģ noktası odaklı olmasına, hedef pazarlara yönelik ayrı ayrı düzenlenmesine, farklı, özgün ve ulusal değerlere sadık kalınarak çağdaģ değerlerin vurgulanmasına, hedef kitleye yönelik turizm ürünlerinin ön plana çıkarılmasına, fuar, ağırlama gibi halkla iliģkiler etkinlikleri ile desteklenmesine özen gösterilmesi gerektiği açıktır. Kampanyalarda, hedef kitleye hızlı ve etkin bir Ģekilde ulaģabilmek için elektronik ortamdan daha fazla faydalanılması, varıģ noktası odaklı, ürün üstünlüğü ve toplam kalitenin vurgulanarak bölge ve nokta bazında markalaģmanın sağlanması, Akdeniz çanağındaki diğer varıģ noktalarından farklılık ve göreceli üstünlüğün etkin pazarlama araçları ile süreklilik arzeden bir iletiģim stratejisi çerçevesinde marka sadakatinin sağlanması öncelik arz etmektedir. Turizm ile doğrudan etkileģim halinde olduğu görülen kültür ekonomisi ve yaratıcı endüstri faaliyetleri de bölgenin tanıtımında etkin rol oynamaktadır. Ġzmir'in kültürel çeģitliliği, kültürel ekonomi açısından en etkili avantajıdır. Kültürel arz çeģitliliğinin yaratılması ve etkili sunumu, sadece kültür turizmi açısından değil diğer kültür sektörleri/ endüstrileri açısından da önceliklendirilen bir konudur. BirleĢmiĢ Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı, 2010 Yaratıcı Ekonomi Raporu na göre, kültür ekonomisine ve yaratıcı ekonomiye konu olan faaliyetleri 4 ana grup altında toplamak mümkündür: Kültürel miras Sanat Medya Fonksiyonel (ĠĢlevsel) yaratıcılık Kültürel miras, kültüre dair olan ve toplumsal belleğe katkı sağlayan, bir toplumun yaģama biçimini, kültürünü ifade eden he türlü, somut ve soyut veriyi kapsamaktadır. Buna göre, artık kültür mirası denince, yalnızca tarihi yapılar, arkeolojik kalıntılar değil, geleneksel üretim teknikleri, el sanatları, yerel öykü ve anlatılar, dil özellikleri ve ifadeler vb. yere özgü kimliğin ve kültürel yaģamın ürünü olan her Ģey kültür mirasının parçası haline gelmektedir. BirleĢmiĢ Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı, 2008 Yaratıcı Ekonomi Raporu nda kültürel miras iki alt gruba ayrılmaktadır. 1. Geleneksel kültürel ürünler: El sanatları, festivaller, kutlamalar 80

81 2. Kültürel alanlar: Arkeolojik alanlar, müzeler, kütüphaneler ve sergiler vs. Sanat, kendi içerisinde geniģ kapsamlı iki alt gruba ayrılmaktadır: 1. Görsel Sanatlar: Görsel sanatlar kendi içerisinde çok çeģitliliğe sahiptir. Oyma, yontma, taģa baskı, kolaj ve diğer süsleme sanatları gibi diğer görsel sanatlara ek olarak antika, resim sanatı, heykeltıraģ ve fotoğrafçılık gibi alanları içermektedir. Görsel sanatların piyasada en önemli özelliği ise sanat eserlerinin oluģmasına, onların orijinal ve eģsiz bir güzellikte olmaları üzerine odaklanmıģ olmalarıdır. 2. Sahne Sanatları: Sahne sanatları tiyatro, opera, resim, dans, bale, konser, sirk, kukla, canlı müzik vb. faaliyetleri kapsamakta ve genellikle kültürel eğitimle ilgili, eğlenceye yönelik ve gelirin kazanılması gibi amaçları taģımaktadır. Bu grupta yeralan müzik, kültür ekonomisi (dolayısıyla yaratıcı ekonomi) içerisinde önemli bir yere sahiptir. Sanatçılar, kendi kültürlerini ve kendi kültürlerinin diğer kültürlerden farklılıklarını anlatan söz yazdıklarında, bu sözler müzik aracılığı ile diğer toplumlara iletilir. Bu nedenle müzik, kültürlerarası diyalogların geliģmesinde önemli bir araçtır. Müziğin küresel alanda yayılmasını sağlayan en önemli faktör ise teknolojik geliģmedir. Dijital teknolojilerin geliģmesi ve iletiģimin kolaylaģması ile (internet, cep telefonu, mp3/mp4 vb. gibi araçlar ile) ulusal ve uluslararası piyasada müziğin yaratılması, üretilmesi, tekrar üretilmesi, ticarileģtirilmesi ve tüketilmesi çok kolaylaģmıģtır. Medya grubu da, sanat ve kültürel miras gibi iki alt gruba ayrılmaktadır. Medya içerisinde yeralan bu iki alt grubun amacı da büyük bir seyirci kitlesi ile iletiģime geçebilmektir. Yayımcılık ve basılı medya: Bu faaliyet alanı her türlü edebi eseri, her çeģit kitap formuna dönüģtüren bir grup olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca basılı medya haber kalitesi yüksek her çeģit haberi de gazete ve dergi gibi materyallere dönüştürmektedir. Yani, basılı medyanın kültürel ve iktisadi bakıģ açısına sahip olmasından dolayı yaratıcı endüstrilerin önemli alt grubu olduğu söylenebilir. Görsel-işitsel medya: Bu grup içerisinde yeralan alanlar kitap, film, müzik gibi kültürel malların kitlesel yeniden üretimine ve kitlesel yeniden dağıtımına yönelik oluģmuģ (sinema, televizyon, radyo vb. gibi) faaliyetlerdir. Bu durumda hem (geleneksel sanatlar gibi) doğrudan kültürel faaliyetler, hem de yukarıda anlatılan kültürü destekleyici diğer faaliyetler kültürel çıktı üretmektedirler ve birlikte kültür ekonomisini oluģturmaktadırlar. Fonksiyonel yaratıcılık faaliyetleri kültürü, üretim süreçlerine ara girdi ve yenilik faktörü olarak sokan, fonksiyonel malların üretildiği faaliyetlerdir. Bir diğer ifade ile iģlevsel amaçlar doğrultusunda talep yaratıcı ve hizmet odaklı oluģturulmuģ (yaratıcı) mal ve hizmetlerin üretimini kapsayan faaliyetlerdir. Bunlar, yenilikçi faaliyetlerle üretime değer katarak rekabetçi avantaj oluģturmak için kullanılır. Bu faaliyetler Ģu alt baģlıklarda incelenebilir: 81

82 Tasarım: Bu faaliyet alanı (iç tasarım, grafik tasarım, moda tasarımı, mücevher tasarımı, oyuncak tasarımı vb.) ürünlerin dıģ görünüģü ile ilgilidir. Yeni Medya: Yazılım, video oyunları, dijitalleģmiģ yaratıcı içerik gibi faaliyetleri kapsayan bu alan 1990 lı yıllarda BĠT te yaģanan hızlı geliģmelerin sonucu ortaya çıkmıģtır. Yaratıcı hizmetler: Mimarlık, reklamcılık, rekreasyon hizmetleri, yaratıcı araģtırma ve geliģtirme faaliyetleri ile diğer ilgili faaliyetleri kapsamaktadır. Kültür ekonomisi ve yaratıcı endüstrilere ek olarak kentin çekim merkezi olmasında önemli etkenlerden biri de doğal miras olarak görülmektedir. Doğal miras, bilimsel olarak değer taģıyan, korunan ve doğal güzelliklere sahip jeolojik ve fiziksel oluģumlar, doğal özellikler, soyları tükenme tehlikesi ile karģı karģıya olan hayvanlar, bitkilerin habitatı ve doğal sit alanlarından oluģur. Doğal parklar, hayvanat bahçeleri, akvaryumlar ve botanik bahçeleri de bunlar arasında sayılmaktadır. Tüm bu anlatılar, kültür ekonomisine yatırım yapan kamu otoritelerinin kentin kültür hayatı, kültür altyapısı, kültür sektörleri ve yaratıcı hizmetlerin kent içerisindeki kümelenme potansiyelleri ve kültürel mirasın hangi amaçlar doğrultusunda ele alınması ve nasıl yönetilmesi gerektiğine dair uzun vadeli vizyona ortaya koymalarının gerekliliğini gündeme getirmektedir. Kültür alanının kent için önemini geleceğe bir vizyon dahilinde taģımak ve kültürün yerel ekonomik girdi yaratacak Ģekilde çalıģmaların yapılması gerekmektedir. Ġzmir de kültür ekonomisine yönelik olarak ilk adım, 2009 yılında Ġzmir BüyükĢehir Belediyesi önderliğinde Ġzmir Kültür ÇalıĢtayı ile atılmıģtır. ÇalıĢtay, Ġzmir in kültür alanındaki geliģimini İzmir in kültür- sanat ekseninde gelişerek, Akdeniz havzasında uluslararası bir kültür-sanat ve tasarım metropolü olarak konumlandırılması için bir başlangıç noktası oluşturulması olarak tarif edilen öncelikli hedef üzerinden kurmuģtur. Kentin sahip olduğu kültür ve turizm potansiyelini değerlendirmesi, yatırımcılar ve sektör çalıģanları için cazibe merkezi haline getirilmesi kentin geleceği için önemli olup bu konuda tanıtım faaliyetleri ile farkındalığın artırılması gerekmektedir. Bölgelerin cazibe merkezi haline gelmesi noktasında öne çıkan bir diğer konu, doğrudan yatırımlar için sunulan koģulların uygunluğuna bağlı olarak yatırımcılar nezdinde bölgenin tercih edilirliğinin yüksek olmasıdır. Tercih edilirliği belirleyen bölge yatırım ortamı; izin ruhsat süreçleri, finansmana eriģim imkanları, vergi oranları, teģvikler, gümrük rejimi, enerji baģta olmak üzere değiģken maliyetler gibi merkezi politikalarla ve mevzuatla belirlenen düzenlemelerle birlikte altyapı ve lojistik imkanları, izin-ruhsat uygulama süreçleri, insan kaynakları, uygun yatırım alanları, girdi-tedarik zinciri, ar-ge ve yenilik potansiyeli gibi bölgesel olanaklar tarafından Ģekillenmektedir. Dünya Bankası ve Uluslararası Finans Kurumu (IFC) tarafından yıllık olarak yayımlanan ĠĢ Ortamı (Doing Business) raporlarında, iģ yapmaya (yatırıma) yönelik düzenlemeler dikkate alınarak bir Ģirketin yaģam döngüsünü kapsayan 11 baģlıkta puanlama ve sıralama yapılmaktadır. ĠĢe baģlama, sınır ötesi ticaret, çalıģan istihdamı gibi baģlıklarda ulusal düzenlemeleri dikkate alarak yapılan puanlamalar, uluslararası yatırımcılar için ülkeleri iģ yapma kolaylığı açısından karģılaģtırma imkanı sunmaktadır ĠĢ Ortamı Raporunda, belirtilen çerçevede 185 ülke değerlendirmeye alınmıģ, 82

83 Türkiye bu ülkeler arasında, iģ yapmanın kolaylığı sıralamasında, 71. sırada yer almıģtır. Türkiye nin sıralamadaki yerini en fazla geriye çeken konular, inģaat izinleri ve iflas kararı süreçleridir. Türkiye nin sosyo-ekonomik açıdan en geliģmiģ üçüncü ili olan Ġzmir, ekonominin çok sektörlü yapısı ve tarihsel olarak güçlü sanayi-ticaret deneyimi ile Akdeniz de bir çekim merkezi haline gelme potansiyeline sahiptir. Bölgenin sanayi altyapısı, lojistik imkanları, güçlü ticari iliģkileri ve nitelikli iģgücü potansiyelinin yanı sıra yaģam kalitesi ile Akdenizli kültürü de yatırımcı kararlarını etkileyerek bu potansiyeli güçlendiren unsurlar olarak değerlendirilmektedir. Ürün çeģitliliği ve kalitesi açısından varolan benzeģme dolayısıyla Ġzmir in diğer Akdeniz bölgeleri karģısındaki rekabet gücünün artırılması gereken önemli bir sektör tarımdır. Tarım arazilerinin küçük ve çok parçalı olması ülkemizde en önemli yapısal sorun olarak karģımıza çıkmaktadır. Bu durum iģletme ölçeğinde bilgi ve teknoloji kullanımını güçleģtirmekte, iģgücü verimliliğini düģürmekte, yeterli sermaye birikimini engellemekte dolayısı ile iģletmelerin rekabet gücünü düģürmektedir. Türkiye de ortalama iģletme büyüklüğü 61 dekar iken, AB de ortalama 167 dekar olup Türkiye ortalamasından 2,7 kat büyüktür. Türkiye de sulanan alanın % 93 ü yüzeysel sulama yöntemleriyle (karık, tava ve salma) sulanmakta, basınçlı sulama sistemlerinden yağmurlama sulama yönteminin kullanımı % 6, damla sulama yönteminin kullanımı ise % 1 ile sınırlı kalmaktadır İzmir Ne Diyor? Ġzmir son yıllarda turizm sektöründe hızlı bir geliģme göstermektedir. Özellikle kruvaziyer turizminin geliģmesi ile birlikte gelen yabancı turist sayısında ciddi artıģlar yaģanmıģtır. Türkiye kruvaziyer turizminde Ġzmir son yedi yıldır yükselen performansı ile dikkat çekmektedir. Ġzmir'e 2003 yılında 5 sefer ile 3,271 yolcu gelirken, bu sayılar 2012 de sırasıyla 286 ve olmuģtur. Kruvaziyer baģına gelen yolcu sayısında da önemli artıģlar meydana gelmiģtir yılında kruvaziyer baģına düģen 654 yolcu, 2010 da e yükselmiģ, 2012 de ise yolcu seviyesinde gerçekleģmiģtir.2011 yılında gelen yabancı turist sayısı bir önceki yıla göre % 18,53 artıģ göstermiģtir. Ancak yine de Türkiye ye gelen yabancı turistlerin tercih ettikleri iller arasında Ġzmir; Antalya, Ġstanbul ve Muğla dan sonra dördüncü sırada gelmektedir. Oldukça büyük potansiyeli olan kent turizminin canlandırılması, sağlık, doğa, kongre, fuar turizmi gibi inovatif turizm çeģitlerinin geliģtirilmesi ve turizmde hizmet kalitesinin artırılmasıyla ziyaretçi gelirlerinde Ġzmir üst sıralara taģınacaktır. 83

84 Ġzmir e gelen yabancı turistlerin ülkelerine göre dağılımında ilk dört sırayı, Almanya, Ġtalya, Fransa ve Ġngiltere nin aldığı görülmektedir Turistlerin ülkelere göre dağılımları son üç yıl için incelendiğinde, 2011 yılında ilk üç sırada yer alan Almanya, Fransa ve Ġtalya dan gelen turist sayılarında artıģ, Ġngiltere den gelen turist sayısında ise azalma yaģandığı görülmektedir yılına gelindiğinde ise, tam tersi biçimde üç ülkede azalma, Ġngiltere den gelen turist sayılarında ise artıģ meydana gelmiģtir. Ġzmir e gelen turistlerin belli turizm merkezlerinde yoğunlaģtığı ve alternatif turizm türleri potansiyeli olmasına karģın geliģemediği yeterli tanıtımın yapılmadığı görülmektedir. Ġzmir, Turistlerin belli turizm merkezlerinde yoğunlaģtığı, potansiyele rağmen alternatif turizm türlerinin Ġzmir de geliģmediği ve yeterli tanıtımının yapılmadığı görülmektedir. Ġtalya, Belçika, Fransa ve Hollanda dan Türkiye ortalamasının (% 5) oldukça üzerinde bir oranda turist çekebilmektedir. Ancak Ġzmir, Türkiye ye ciddi oranda turist gönderen Almanya, Rusya ve Ortadoğu ülkelerinden yeterince turist çekememektedir. Buna tarihi ve kültürel yakınlığını göz önüne alındığında Yunanistan ı da eklemek mümkündür. Ġzmir alternatif turizm potansiyeli açısından avantajlı bir Ģehir olup, gerekli iyileģtirme ve tanıtımın yapılması sayesinde turizm gelirlerinde önemli artıģlar sağlayabilecek bir kent konumundadır. Ġzmir, turizmde çok az kentin sahip olabileceği nitelikte çeģitliliğe sahip olup; deniz, kültür, inanç, sağlık, doğa, spor, fuar, kıģ, termal, yayla, eko-turizm ve agro turizm gibi alternatif ve yeni turist profiline hitap eden türlerde gerekli altyapı eksikliklerinin tamamlanması, uzmanlaģma sağlanması ve etkili tanıtımının yapılmasıyla Akdeniz de ve Dünya da hak ettiği yere geleceği öngörülmektedir. Ġzmir in tanıtımının etkin bir Ģekilde yapılabilmesi ve gerek yerli gerek yabancı turistler nezdinde cazibe merkezi olarak algılanabilmesi için hedef kitle ve stratejik önceliklerin saptanarak, tanıtım faaliyetlerinin sistematize ve koordine edebilmesi, ilgili tüm kesimler arasında sinerji yaratılması ve Ġzmir için bir marka kent stratejik planı oluģturulması amacıyla 2010 yılında Kentsel Pazarlama Stratejisi 3 hazırlanmıģtır. Kentsel Pazarlama Stratejisinde Ġzmir e gelen turistlerin demografik yapıları ve ülkesel kırılımları incelenmiģ olup, ana hedef kitleyi yaģ arası, orta/yüksek gelir grubuna mensup, seyahat etmeyi seven, yerli ve yabancı turistlerin oluģturduğu tespit edilmiģtir. Ek olarak hedef kitleye yönelik aģağıda yer alan maddeler ortaya çıkmıģtır: Yüksek gelir grubu içinde, Yeni yerler keģfetmeyi, yeni tatları, rahat ve huzurlu bir tatil yapmayı, hatırda kalır deneyimler yaģamayı ve yaģadıklarını paylaģmayı seven, Yıl boyu çok çalıģıp seyahatlerle kendilerini ödüllendiren, Lezzetli yemekler, tarihi mekanlar, kültürel etkinlikler, organizasyonlar, spor aktiviteleri, SPA, butik oteller gibi premium hizmetleri tercih eden, 3 Plan hazırlığı sürecinde Ġzmir in yanı sıra Türkiye nin Ġzmir dıģındaki 17 ilinde ve ayrıca Avrupa, ABD ve Orta Doğu da 10 Ģehirde Ġzmir e yönelik algı ve bilinirlik araģtırması gerçekleģtirilmiģtir. Ek olarak, ödüllü bir çevrimiçi anket düzenlenmiģ, bir facebook sayfası oluģturulmuģ ve Ġzmir in birçok ilçesinde yüz yüze görüģmeler yapılmıģtır. Ġzmir Bilinirlik ve Algı AraĢtırması kapsamında toplam kiģinin Ġzmir le ilgili görüģ ve önerileri alınmıģtır. 84

85 Güvenilir seyahat acenteleri ile seyahat eden Bu grubun gidecekleri yerleri seçme yani karar vermede yararlandıkları kiģi ve kurumlar ise Ģöyledir; %58 aile ve arkadaģ tavsiyesi %54 seyahat acentesi %37 internet %19 televizyon %15 outdoor Bu bağlamda dünya turizminde eğilimlerin öncüsü olan yeni turist profili incelendiğinde Ġzmir e gelen turist segmentinin bu yeni eğilim ile örtüģtüğü açıktır. Dünyadaki en yaygın ve göze çarpan turizm eğiliminden yeni turist profili Ģu özelliklere sahiptir: Farklı deneyimler yaģamak isteyen, Çevre, sürdürülebilirlik ve kültürel konulara duyarlı, Yıl içinde kısa süreli fakat sık seyahatlere çıkan, Esnek, bireysel seyahat planlayan, yöre hakkında bilgi toplayan Gelir ve eğitim düzeyi yüksek, Ġnternet ve mobil teknoloji kullanan, Sosyal medyadan faydalanan ve Gastronomi vb. gittiği yerin kültürel özelliklerini öğrenmeye ve deneyime meraklı turisttir. Kentsel pazarlama stratejisi kapsamında Ġzmir in yanı sıra Türkiye nin Ġzmir dıģındaki 17 ilinde ve ayrıca Avrupa, ABD ve Orta Doğu da 10 Ģehirde Ġzmir e yönelik algı ve bilinirlik araģtırması gerçekleģtirilmiģtir. Bu çalıģmanın sonucunda elde edilen özet bilgilere göre; Ġzmir turizminden, tarihine, sanayisine, insanına kadar bütün hedef kitleler nezdinde önemli özelliklere sahip olsa da hiçbir özelliği rakiplerinden yeterince farklılaģacak oranda ön plana çıkamamaktadır, Ġzmir in özellikle yurtdıģındaki bilinirliği oldukça düģük olmasına rağmen gelen turistlerin ve yatırımcıların memnun kalması olumludur. Ek olarak Ġzmir in bütün hedef kitleler nezdinde bilinen görsel bir anıtsal ikonu olmadığı düģünülmektedir. Yabancı turistlerde Efes, yerli turistlerde ise Saat Kulesi ve Kordon ön plana çıkmaktadır. Tüm hedef kitlelerde Mavi gibi dinlendirici bir renk genel olarak Ġzmir le özdeģleģen renk olarak görülmektedir. Kültür ve turizm olanaklarının tanıtımının kentin konaklama kapasitesi ile doğrudan bir iliģkisi olduğu görülmektedir. Ġzmir in kültür ve turizm çeģitliliğinin ilçelere göre dağılımı göz önüne alındığında konaklama tesislerinin belirli ilçelerde yoğunlaģma göstermesi tedbir alınması gereken bir konu olarak karģımıza çıkmaktadır. Ġzmir de 145 adet turizm iģletme belgeli otellerin % 37 si (53 adet) Ģehir merkezinde (Konak) olup, % 21 i ÇeĢme (29 adet), % 8,4 ü Selçuk (12 adet) ve % 7 si de Menderes ilçesinde (11 adet) yer almaktadır. BeĢ yıldızlı ve dört yıldızlı otellerin çok büyük bir bölümü de yine ÇeĢme, Selçuk, Menderes ve Konak ilçelerinde bulunmaktadır. Ġzmir, dünyada pek az Ģehrin sahip olabileceği bir tarihe, kültürel ve doğal çeģitliliğe sahip Ģanslı bir Ģehirdir. Tarihi ve arkeolojik zenginlikleri, doğal yapısı, iklimi ve ulaģım 85

86 olanaklarının elveriģliliği sayesinde Ġzmir, Paleolitik Dönemden bu yana daima tercih edilen bir yerleģme ve turizm alanı olmuģtur. Bu anlamda mevcut tarihi ve kültürel mirasını sergileyebileceği müzelerin yetersiz olduğu görülmekte hem nitelik hem de çeģitlilik olarak iyileģtirme Ġzmir e turisti gerçekten getirecek olan, tanıtımla beraber konaklama ve yatak kapasitesinin yeterli olmasıdır. İzmir Kalkınma Çalıştayı, Temmuz 2013 yapılmasının gerekliliği görülmektedir. Ġzmir, kültürel miras zenginliğini ekonomik bir faydaya dönüģtürebilme, dolayısıyla da, hem kültürel mirasının kendi sürdürülebilirliğini sağlayacağı kaynakların oluģturulması, hem de bu potansiyelin kent ekonomisine somut bir girdiye dönüģmesi anlamında oldukça geride bir noktada yer almaktadır. Kültür turizmi, kültürel mirasın sürdürülebilirliğine, ve ekonomik kalkınmaya yönelik amaçları uzlaģtıran en önemli araçlardan birisidir. Bu bağlamda, bölgesel kalkınma politikalarında önemle üzerinde durulması gereken konulardan biridir. Kültürel mirasın korunması ve etkili yönetimi, kültür turizminin geliģtirilmesine yönelik ön koģulların ilkidir. Bu bağlamda, korumanın yalnızca eski eserlerin onarımı anlamına gelmediği, ancak kentin tarihi ve yeni geliģme alanları ile bir bütün olarak kabul edilmesi ve korumanın planlamanın entegre bir parçası haline gelmesi ile baģarılabileceği unutulmamalıdır. Özel müzecilik ve koleksiyonculuk da kentin kültür ekonomisine yüksek katkı sağlayan bir alan Türkiye'de toplam 37 ilde 177 özel müze bulunuyor.43 özel müze ile Ġstanbul birinci,34 müze ile Ankara ikinci ve 11 müze ile Ġzmir üçüncü sırada. Lojistik imkanları, nitelikli iģgücü ve varolan özel yatırım bölgeleri dolayısıyla yatırımcılara önemli imkanlar sunan Ġzmir, yatırım ortamıyla Akdeniz de bir çekim merkezi haline gelebilecek potansiyele sahiptir. Bununla birlikte yabancı doğrudan yatırımlar açısından Akdeniz deki muadilleri ile değerlendirildiğinde potansiyelini yeterince hayata geçiremediği görülmektedir. Ġzmir Kentsel Pazarlama Stratejisi kapsamında yapılan araģtırma, bu durumun en temel nedeninin Ġzmir in yatırımcılar nezdinde bilinirliğinin ve algısının kısıtlı olması olduğuna iģaret etmektedir. Bununla birlikte Ġzmir de yatırım yapmıģ olan firmaların önemli oranda yatırım kararlarından memnun oldukları görülmektedir. Ġzmir de bulunan özel yatırım bölgeleri, sundukları olanaklar ve hizmetler dolayısıyla yatırım kararında belirleyici olabilmektedir yılı itibariyle Ġzmir de tüzel kiģilik kazanmıģ 13 organize sanayi bölgesi (OSB), 13 küçük sanayi sitesi (KSS), 2 serbest bölge ve 3 teknoloji geliģtirme bölgesi (TGB) bulunmaktadır. Aktif olarak kullanılamayan; Bağyurdu, Menemen-Plastik, ÖdemiĢ ve Torbalı OSB ler yatırımcılara uygun ortamı sağlayacak temel altyapının oluģması için desteklenmelidir. OSB lerden 9 u (Aliağa, Atatürk, Bergama, Buca Ege Giyim, ĠTOB, KemalpaĢa-Islah, Kınık, Tire ve Pancar OSB) aktif olarak faaliyet gösterir durumdayken, 4 ünün (KemalpaĢa-Bağyurdu, Menemen- Plastik, ÖdemiĢ, Torbalı OSB) projelendirme ve altyapı çalıģmaları devam etmektedir. Aktif durumdaki OSB lerde adet parsel oluģturulmuģ, bu parsellerin % 60 ı 86

87 tahsis edilmiģ, % 40 ı ise boģ durumdadır. Ġstihdam düzeyi ve ticaret hacmi açısından ülkenin en büyük serbest bölgesi olan Ege Bölgesi Serbest Bölgesi (ESBAġ) ile Ġzmir Serbest Bölgesi (ĠZBAġ) toplamda istihdam ve 6 milyar doların üzerinde ticaret hacmi yaratmaktadır. Ġzmir de aktif bir adet TGB, Ġzmir Teknoloji GeliĢtirme Bölgesi bulunmaktadır. Bununla birlikte, 2012 yılında sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir enerji ve biliģim temalarına yoğunlaģması planlanan Ġzmir Bilim ve Teknoloji Parkı TGB (Ġzmir Ekonomi Üniversitesi) ve 2013 yılında kısmen sağlık alanında uzmanlaģması planlanan Dokuz Eylül TGB (Dokuz Eylül Üniversitesi) kurulmuģtur. Bu iki TGB ye yönelik altyapı çalıģmaları devam etmektedir. ĠZKA Özel Yatırım Bölgeleri AraĢtırması na göre, söz konusu bölgeler tarafından en yüksek oranda beyan edilen sorun alanı (altyapı sorunlarını da içeren) mevzuat kaynaklı sorunlar olarak nitelenebilir. Bunun ardından yönetimler bölgelerinin tanıtımı ve pazarlanması ile ilgili sorunlar yaģadıklarını belirtmektedirler. Bölge yönetimi personelinin nicelik ve nitelik yönünden yetersizlikleri, yabancı yatırımcılar ile iletiģim kurmakta yaģanan zorluk ve çeģitli sorunların çözümünde merkezi ve/veya yerel düzeydeki diğer kurum ve kuruluģlar ile yaģanan sıkıntılar bölge yönetimleri tarafından bildirilen diğer sorun alanlarını oluģturmaktadır. Özel yatırım bölge yönetimlerince önceliklendirilen altyapı iyileģtirme ihtiyaçlarında ilk sıraları ulaģım-taģımacılık, atık yönetimi, enerji altyapısı, sosyal donatı ve çevre kalitesi baģlıklarının yer aldığı görülmektedir. Mesleki eğitime yönelik donatıların ve uygulama altyapısının geliģtirilmesi ise aktif olarak faaliyet gösteren OSB lerin geliģtirme ve iyileģtirme gereksinimi duydukları baģlıklar arasında belirtilmiģtir. Pazara eriģim imkanı, yatırım kararlarında dikkate alınan konular arasında yer almaktadır. Ürünün kısa sürede ve güvenli biçimde hedef lokasyona ulaģtırılmasını sağlayacak lojistik potansiyeli Ġzmir de mevcuttur. Tarihsel değerinin yanı sıra ekonomik değeriyle de öne çıkan Türkiye nin 2. büyük limanı Ġzmir Limanı, ÇeĢme ve Dikili Limanları ile Ġzmir e yatırım yapan Ģirketler için lojistik anlamında Yatırımcılara önemli lojistik olanaklar sunan Ġzmir in bu potansiyeli Çandarlı Limanı ve KemalpaĢa Lojistik Köyünün tamamlanmasıyla daha da artacaktır. Sektöre yönelik eğitim yatırımları ise Ġzmir in hizmet kalitesini yükseltecektir. 87 Özel yatırım bölgelerinin öncelikli sorunları altyapı yetersizliği ve mevzuattan kaynaklanan sorunlardır. Bunu tanıtım-pazarlama ve nitelikli iģgücü yetersizliği izlemektedir. önemli imkanlar sunmaktadır. ÇalıĢmaları devam eden Çandarlı Limanı ve KemalpaĢa Lojistik Köyü, bu potansiyeli önemli oranda geliģtirecektir. Ürünlerin güvenli olarak muhafaza edilmesi ve transferi, yüksek hizmet kalitesini beraberinde getirmelidir. Dokuz Eylül, YaĢar, Katip Çelebi, Gediz üniversiteleri bünyesinde açılmıģ olan programlar, sektördeki geliģmenin

88 nitelikli iģgücü ile desteklenerek hizmet kalitesinin artırılması için ciddi kazanımlardır. Aliağa, Dikili ve Bergama ilçelerinde ise mesleki ortaöğretim düzeyinde ulaģtırma alanı kapsamında sektöre yönelik mesleki eğitim verilmektedir. Söz konusu programlar, sektörün ürettiği katma değerinin artmasına ve istihdam ihtiyacının yerel kaynaklardan karģılamasına imkan verecek olması dolayısıyla son derece önemlidir. Yukarıda değinilen büyük yatırımların tamamlanmasına ve bu yatırımlara bağlı olarak geliģecek yatırımlara paralel olarak lojistiğe yönelik nitelikli iģgücü yetiģtirme programlarının yaygınlaģacağı öngörülmektedir. Tarım arazilerinin küçük ve çok parçalı olması sadece ülkemizde değil Ġzmir de de en önemli yapısal sorun olarak karģımıza çıkmaktadır. Türkiye de ortalama iģletme büyüklüğü 61 dekar ile AB ortalamasından 2,7 kat daha küçük iken, Ġzmir de ise bu değer Türkiye ortalamasının da altında olup 37 dekardır. Ġzmir de toplam hektar alanda arazi toplulaģtırma çalıģması tamamlanmıģtır ancak yeterli değildir. Ġzmir ilinde sulanan alan toplam tarım alanının % 53 üne karģılık gelmekte olup, sulanabilir tarım arazisinin ancak % 64 ü sulanmaktadır. Küresel ısınma ve su kullanımına olan talebin artması sonucu su kaynaklarının azaldığı ve Ġzmir in su fakiri iller arasında yer aldığı göz önüne alındığında basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaģtırılması büyük önem arz etmektedir. Gıda güvenliğini tehdit eden olgulardan biri, biyolojik çeģitliliğin azalma sürecine girmesidir. Bitki gen kaynakları ve çeģitliliğinin korunması geleceğin en öncelikli konularından biridir. Gen kaynaklarının muhafazası, karakterizasyonu ve kültüre alınarak ekonomik faydaya dönüģtürülmesi gerekmektedir. Bu konuda çalıģan ülkemizdeki iki bitki gen bankasından biri olan Ulusal Gen Bankası nın Ġzmir de bulunması bu açıdan çok önemlidir. Ege Denizi kıyısında 584 km lik sahil Ģeridiyle ve sahip olduğu iç su kaynaklarıyla önemli bir su ürünleri potansiyeline sahip olan Ġzmir de su ürünleri ile ilgili fiziksel, lojistik, üretim ve Ar-Ge altyapısı yetersizdir. Su ürünleri sektörünün fiziksel altyapı ihtiyacının karģılanması için lojistik tesisleri ve kıyı yapılarının yapılması büyük önem arz etmektedir. Ġzmir de ve ülkemizde belli baģlı balık türleri yetiģtirilmektedir. Yeni türlerin üretiminin yapılabilmesi ve sektörün ihtiyaç duyduğu araģtırmaların gerçekleģtirilebilmesi için Ar-Ge altyapısının kurulması önemlidir. Ġzmir, Türkiye ortalamasına göre daha iyi durumda olsa da hayvancılık iģletme ölçeklerinin küçük olması nedeniyle pazara yönelik ekonomik üretim yapılamamakta, yeterli sağlık ve refah hizmetlerinin götürülmesinde sorunlar yaģanmaktadır. Ġzmir hayvancılık alanında kaydettiği geliģmeler ile Türkiye nin küçükbaģ ve büyükbaģ damızlık üssü haline gelme potansiyeline sahiptir. HEDEF 1: İzmir'in kültür ve turizm ürünleri çeşitlendirilecek ve tanıtılacaktır. UNESCO Dünya kültür mirası geçici listesinde yer alan Selçuk-Efes Antik Kenti, Bergama ve ÖdemiĢ-Birgi tarihi kentinin 2014 ve 2015 yıllarında adaylık baģvuru süreçleri desteklenecek, yeni adaylar için ön çalıģmalar gerçekleģtirilecektir. Kemeraltı- Agora-Kadıfekale tarihsel aksı kent yaģamına kazandırılacak, Kent merkezinin Efes ve Bergama'dan sonra 3.çekim merkezi olması sağlanacaktır. Anıtsal yapı niteliğinde, 88

89 uluslar arası düzeyde dikkat çekecek nitelikte Ege Medeniyetleri müzesi kurulacaktır. BaĢta kent merkezi ve turizm varıģ noktası ilçelerde olmak üzere tescilli tarihi ve kültürel varlıkların turizm gelirlerine katkı sağlayacak Ģekilde ortaya çıkarılması/renove/restore edilmesi sağlanacaktır. Kültür merkezleri sayısı artırılacaktır. Deniz, kültür, inanç, sağlık, doğa, spor, fuar, kıģ, termal, yayla, eko-turizm ve agro turizm gibi alternatif ve yeni turist profiline hitap eden turizm türlerinde gerekli altyapı eksiklikleri tamamlanacaktır. Sürdürülebilir turizme uygun, katma değeri yüksek, inovatif turizm çeģitleri geliģtirilecektir. Ġzmir fuarının uluslararası tanınırlığı sağlanacaktır. Ġzmir'in kentsel pazarlaması ile ilgili kiģi ve kurumlar arası koordinasyonu sağlayacak kentsel pazarlama ofisi/tanıtım Platformu kurulacaktır. Ġlçelerin öne çıktığı turizm türlerinde tanıtımı Ġzmir kent marka Ģemsiyesi altında yapılandırılacaktır. Tanıtım çerçevesinde internet, sosyal medya etkin olarak kullanılacak, Ġzmir i tanıtan uluslararası pazara hitap edebilecek nitelikte film ve dizilerin çekilmesi sağlanacak, seyahat editörleri ve tur operatörlerine yönelik yaratıcıyenilikçi tanıtım gezi organizasyonları planlanacaktır. Etkili tanıtım yapılarak Ġzmir'in bilinirliği artırılacaktır. Ġzmir'in Akdeniz kentleri arasındaki iliģki ağı güçlendirilecek, uluslararası organizasyon ve örgütlere üyelikleri sağlanacaktır. Ġzmir'in ev sahipliği yaptığı uluslararası organizasyonlarda etkinlik yönetimi gerçekleģtirilerek, kentin tanıtımına katkısı yükseltilecektir. Ġzmir in mevcut tarihi ve kültürel mirasını sergileyebileceği müzeler nitelik ve nicelik olarak iyileģtirilecek, bölgeyi tanıyan yabancı dil bilen nitelikli personelin hizmet vermesi sağlanacaktır Koleksiyonculuk ve butik/özel müzecilik desteklenecektir. Ġzmir de 7 ilçede 1 adet müze yer almakta, geriye kalan merkez ilçelerden Bayraklı, Buca, Çiğli, Gaziemir, Güzelbahçe, Karabağlar, Menderes, Seferihisar, KemalpaĢa, Menemen ilçelerinde ve özellikle merkez dıģında kalan Aliağa, Bayındır, Beydağ, Dikili, Foça, Karaburun, Kınık ve Kiraz olmak üzere toplam 18 ilçede müze bulunmamaktadır. 89

90 Kent Turizminde Tanıtımı Yapılması Gereken Ġlçeler Konak, Karşıyaka Eko- Turizmde Tanıtımı Yapılması Gereken Ġlçeler Karaburun, Çeşme, Seferihisar, Urla, Foça, Dikili Kongre ve Fuar turizminde Tanıtımı Yapılması Gereken Ġlçeler Balçova, Konak, Çeşme Kültür ve Ġnanç Turizminde Tanıtımı Yapılması Gereken Ġlçeler Bergama, Selçuk, Ödemiş, Foça, Karaburun, Konak, Çeşme, Urla, Tire Kırsal Turizmde Tanıtımı Yapılması Gereken ilçeler Ödemiş, Bayındır, Beydağ, Karaburun, Kınık, Kiraz Termal turizmde Tanıtımı Yapılması Gereken ilçeler Ödemiş, Bayındır, Seferihisar, Balçova, Urla, Çeşme, Bergama Deniz ve Yat Turizminde Tanıtımı Yapılması Gereken Ġlçeler Çeşme, Karaburun, Seferihisar, Dikili, Foça, Urla, Güzelbahçe, Selçuk Sağlık Turizminde Tanıtımı Yapılması Gereken Ġlçeler Bornova, Narlıdere, Balçova HEDEF 2: Kentlilik bilinci geliştirilerek, İzmirlinin Akdenizli yaşam biçimi korunacaktır. Yenilikçi ve tasarım kapasitesi yüksek grupların Ġzmir'i yaģam yeri olarak seçim tercihi öncelikle Ġzmir'in Akdenizli yaģam biçimi ve kalitesi olacaktır. Akdenizli yaģam biçimi tüm öğeleriyle birlikte yaģatılacak, canlandırılacak ve ekonomiye kazandırılacaktır. Akdeniz ve Ege mutfağı envanteri çıkarılacak ve korunacaktır. Bölgede mutfak sanatlarının geliģtirilmesine yönelik olarak; özel tatlar, menüler geliģtiren dünyaca ünlü yaratıcı Ģeflerin yetiģtirilmesine yönelik giriģimlerde bulunulacak ve bunları gerçekleģtirecek gurme enstitülerinin kurulup, geliģtirilerek, turizm, tarım (organik), gıda ve ilgili sektörlerde istihdam ve gelir artıģına olumlu katkı sunması da sağlanacaktır. Ġzmir'de tarih konusundaki farkındalık artırılacak, insanların yaģamında kentin tarihiyle iliģkisini kurma fırsatları çoğaltılacaktır. Ġzmir'de Okul Öncesi ve ilköğretim döneminde yaratıcı-yenilikçi eğitim modelleri ile kültür eğitimi geliģtirilecek ve desteklenecektir. Ġzmirlinin denizle olan iliģkisi çok yönlü olarak güçlendirilecektir. Kentin kültürel aktivitelerinin uluslar arası düzeyde ve çok yönlü geliģimi desteklenecek ve Ġzmirlinin aktivitelerden haberdar olmasını sağlayacak etkin iletiģim ağları oluģturulacaktır. Ġzmirlinin ve ünlülerin tanıtıma katkı sağlayacak Ģekilde "marka elçisi" haline getirilmesi için bir program tasarlanacak ve uygulanacaktır. 90

91 HEDEF 3: Cazip iş ve yatırım ortamı sağlanacaktır./izmir'e gelen doğrudan yatırım miktarı artırılacaktır./ İş ve yatırım ortamının cazibesi artırılarak İzmir yabancı doğrudan yatırımlar için Akdeniz de çekim merkezi haline getirilecektir. Ġzmir yatırım ortamının sunduğu imkanları uluslararası yatırımcılara tanıtmak üzere gerçekleģtirilen yatırım tanıtım çalıģmaları, Ġzmir Kentsel Pazarlama Stratejisi ekseninde yaygınlaģtırılacak ve etkinliği artırılacaktır. Ġzmir in yaģam kalitesi, bu çalıģmalarda bir pazarlama unsuru olarak değerlendirilecektir. Bölgesel ekonomik gösterge ve geliģmelerin düzenli olarak izleneceği ve yatırımcıların ve ilgili kurumların bilgisine sunulacağı mekanizmalar geliģtirilecektir. Yatırımcılara yönelik danıģmanlık ve teknik destek kapasitesi geliģtirilecektir. Bölgede geliģme potansiyeli ve geri bağlantı etkisi yüksek sektörlerde üretim ve hizmet altyapısı güçlendirilecektir. Özel yatırım bölgelerinin kurumsal kapasitelerinin geliģtirilmesine yönelik teknik destek sağlanacak, mevzuat kaynaklı sorunların aģılmasına yönelik kurumlarla koordinasyon çalıģmaları yapılacaktır. Bağyurdu OSB, Menemen-Plastik OSB, ÖdemiĢ OSB ve Torbalı OSB ile Ġzmir Bilim ve Teknoloji Parkı TGB ve Dokuz Eylül TGB baģta olmak üzere aktif halde bulunmayan özel yatırım bölgelerinin altyapı çalıģmaları tamamlanacaktır. Yenilenebilir enerji ve tarım gibi öne çıkan sektörlerde ihtisas OSB ler kurularak bu sektörlerin geliģmesi için uygun yatırım ortamı sağlanacaktır. Ġzmir yatırım ortamının geliģtirilmesine yönelik bütünlüklü bir yol haritası olarak Ġzmir Bölgesel Yatırım Stratejisi hazırlanacaktır. Stratejinin temel bileģenlerinden biri Yatırım Tanıtım Stratejisi olacaktır. Tarım sektörüne yönelik yatırım ortamının iyileģtirilmesi çalıģmaları bütünlüklü olarak ele alınacak, tarımda katma değer üretimi artırılacaktır. Arazi toplulaģtırması çalıģmaları hızlandırılacaktır. Tarımda alternatif enerji kaynaklarının kullanımı yaygınlaģtırılacak ve ekonomisi tarıma dayalı ilçelerde baģta biyokütle enerjisi olmak üzere rüzgar ve güneģ enerjisi kullanımı yaygınlaģtırılacaktır. Mevcut seralar modernize edilecek ve Dikili ve Seferihisar da Jeotermal Isıtmalı Organize Sera Bölgesi kurulacaktır. Bayındır da Organize Süs Bitkisi Üretim Bölgesi, Tire ve ÖdemiĢ te Organize Hayvancılık Bölgesi, ÖdemiĢ te Organize Fidan Üretim ve Pazarlama Bölgesi kurulacaktır. Ayrıca Kültür Balıkçılığı Organize Lojistik Bölgesi kurulacaktır. Su ürünleri sektörünün fiziksel altyapı ihtiyacının karģılanması için lojistik tesisleri ve kıyı yapıları yapılacaktır. Su Ürünleri Ar-Ge Merkezi kurulacaktır. Modern sulama sistemlerinin yaygınlaģtırılacak, basınçlı sulama sistemlerinin oranı artırılacaktır. Üniversite ve Tarımsal AraĢtırma Merkezleri tarafından tarımsal teknoloji üretimine yönelik Ar-ge çalıģmaları yapılacaktır. Ülkemizdeki 2 gen bankasından biri olan Ulusal Gen Bankasının altyapısı, gen kaynaklarının korunmasını ve en etkin Ģekilde ekonomik faydaya dönüģtürülmesini sağlayacak Ģekilde modernize edilecektir. Bitkisel ve hayvansal üretimde altyapı olanaklarının geliģtirilmesi amacıyla lisanslı depoculuk uygulamaları yaygınlaģtırılacaktır. Tarımsal üretim ve eğitim çalıģmalarında bilgi ve iletiģim teknolojilerinin kullanımı yaygınlaģtırılacaktır. Tarımsal üretimin tamamı kayıt altına alınacaktır. Ġzmir özellikle kiraz, satsuma mandalini gibi erkenci 91

92 meyve çeģitlerinde sahip olduğu ihracat avantajını değerlendirilmek amacıyla bitkisel üretimde erkenci çeģit yetiģtiriciliği teģvik edilecektir. Kaliteli damızlık üretiminin devamı için sperma ve embriyo transfer merkezleri kurulacaktır. Hastalıktan ari üretim bölgeleri oluģturulacak ve büyükbaģ ve küçükbaģta hastalıktan ari iģletme sayısı artırılacaktır. Küçük Menderes havzası süt ürünleri üretim ve sanayi bölgesi Ģeklinde düzenlenecek ve ÖdemiĢ te Ulusal Süt Borsası kurulacaktır. Tablo 12: Kültür Ekonomisi ve Bölge Tanıtımı Stratejik Önceliği Uygulama Bilgileri NO 1 2 HEDEF Ġzmir'in kültür ve turizm olanakları tanıtılacaktır. Kentlilik bilinci geliģtirilerek, Ġzmirlinin Akdenizli yaģam biçimi korunacaktır. Uygulama Dönemi Kısa (3yıl) Orta (5 yıl) Uzun (10 yıl) Performans Göstergesi Turizm Gelirleri 3 ĠĢ ve yatırım ortamının cazibesi artırılarak Ġzmir yabancı doğrudan yatırımlar için Akdeniz de çekim merkezi haline getirilecektir Ġzmir e gelen yabancı doğrudan yatırım miktarı artıģ oranı (%) Jeotermal enerji ile ısıtılan örtü altı alanının (dekar) 830 dekardan dekara çıkarılması Kurulan organize tarım bölgesi sayısı Su ürünleri kıyı yapısı sayısı Arazi toplulaģtırması tamamlanan alan (hektar) 92

93 GELİŞME EKSENİ II: YÜKSEK YAŞAM KALİTESİ 93

94 4.2 GELİŞME EKSENİ II: YÜKSEK YAŞAM KALİTESİ YaĢam kalitesinin iyileģtirilmesi, insan sağlığına yönelik faaliyetlerin etkinliği, çevresel kalitenin sağlanması, altyapı olanaklarının güçlendirilmesi ve kent içi yaģam alanlarının niteliği ile iliģkilidir. Bölge nin gelecek vizyonuna eriģebilmesi ve bütüncül bir kalkınma ekseni izleyebilmesi için bölgedeki yaģam kalitesi göz önünde bulundurulmalıdır. YaĢam kalitesinin yükseltilmesi ve korunması, hizmet ve altyapısal iyileģtirilmelerin odağında insan ve çevrenin olmasını gerektirmektedir. Bu geliģme ekseni ile amaçlanan Bölgede gerçekleşen ekonomik ve sosyal faaliyetleri destekleyecek şekilde, yaşayan memnuniyetini artırmak, çevreye duyarlı, insan yaşamına saygılı sürdürülebilir bir şehir gelişimini sağlamaktır. GELİŞME EKSENİ II: YÜKSEK YAŞAM KALİTESİ Öncelik 1 Sağlık Öncelik 2 Sürdürülebilir Çevre Öncelik 3 İyileştirilmiş Kentsel Yaşam Alanları Öncelik 4 Erişilebilir İzmir Şekil 21: Yüksek Yaşam Kalitesi Gelişme Ekseni Stratejik Öncelikleri SAĞLIK 2005 yılında hazırlanan ilk Binyıl Kalkınma Hedefleri raporu ülkemizin kalkınma politikalarının oluģturulmasına önemli katkılar sağlamıģ, ayrıca sürecini kapsayan 9. Kalkınma Planı nın hazırlık sürecinde de yol gösterici rol üstlenmiģtir yılında güncellenen GELİŞME EKSENİ II: YÜKSEK YAŞAM KALİTESİ Öncelik 1 Sağlık Öncelik 2 Sürdürülebilir Çevre Öncelik 3 İyileştirilmiş Kentsel Yaşam Alanları Öncelik 4 Erişilebilir İzmir Binyıl Kalkınma Hedefleri 8 ana baģlık altında toplanmıģtır. Bunlardan sağlık ile ilgili olan üç tanesi çocuk ölümlerini azaltmak, anne sağlığını iyileştirmek ve HIV/AIDS, sıtma ve diğer salgın hastalıklarla mücadele etmektir. Diğer taraftan, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), bir ülkenin sağlık sisteminin herkes için yüksek kalitede sağlık hizmeti verilmesi gerektiğini belirtmektedir. Her ülke etkili, uygun maliyetli ve toplumca kabul görecek Ģekilde kendi sağlık sistemini oluģturmakta ve geliģtirmektedir. Sağlık politikalarının temel amacı, vatandaģların ekonomik ve sosyal hayata sağlıklı bireyler olarak katılımını sağlamak ve yaģam kalitelerini yükseltmeye katkıda bulunmak olmalıdır. 94

95 Hem kalkınma anlamında hem de sağlık sisteminin geliģtirilmesi anlamında belirlenen amaçlara ulaģmak için; koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi, sağlık hizmetlerinin eģitlik ve hakkaniyet ilkesine bağlı olarak etkinleģtirilmesi, altyapı ve sağlık personeli ihtiyacının karģılanması ve ülke genelindeki dağılımlarının dengelenmesi gerekmektedir. Dünya Sağlık Örgütü nün 1998 de yayınladığı rapora göre Türkiye için Doğumda Beklenen YaĢam Süresi 2025 yılı için 75 yıl olarak belirlenmiģtir. Bu süreçte Türkiye de doğumda beklenen yaģam süresinde kaydedilen iyileģme ile 2009 yılında bu hedefe ulaģmıģtır yılı itibari ile Türkiye de doğumda beklenen yaģam süresi erkeklerde 72, kadınlarda 77 ve toplamda 75 yıl olarak gerçekleģmiģtir. Doğumda beklenen yaģam süresi son 19 yılda kadınlarda ve erkeklerde 10 yıl uzamıģtır. Ancak bu geliģmeye rağmen tüm dünya ülkeleri incelendiğinde üst gelir grubu ülkeler ile OECD ülkelerinde karģımıza çıkan 80 yıl sınırına ulaģamadığımız görülmektedir İzmir Ne Diyor? Ġzmir de sağlık alanında yürütülen çalıģmaların etkisi ve oluģturulan farkındalık sayesinde hizmet sunumu, hizmete eriģim ve temel sağlık göstergeleri konularında olumlu geliģmeler gerçekleģtirilmekte olduğu görülmektedir. Ancak, fiziki altyapı ve sağlık personelinin kent-kır ve bölgeler arası dağılımındaki farklılıklara iliģkin sorunlar halen önemini korumaktadır. Sosyoekonomik geliģmiģlik düzeyi açısından Ġstanbul ve Ankara dan sonra üçüncü sırada yer alan Ġzmir, sağlık sektörünün geliģmiģliği açısından ikinci sırada bulunmaktadır. Bu da Ġzmir de sağlık alanında ülke ortalamalarından daha iyi bir oran yakalanması ve sağlık alanında mevcut potansiyelin iyi kullanılmakta olduğunun bir göstergesidir. Bebek ölüm hızı ve anne ölüm oranı, toplumların sağlık düzeyini ve sosyal Bebek ölüm hızı ve anne ölüm oranında ciddi düşüşler refahını karģılaģtırmada anahtar bir ölçüt olması nedeniyle oldukça önemlidir. Ayrıca anne ölümleri geliģmekte olan ülkelerde sıkça kullanılan çok boyutlu kalkınma göstergelerinden biridir. Anne sağlığının iyileģtirilmesi de, uluslararası birçok kuruluģ için kalkınmanın vazgeçilmez konuları arasında yer almaktadır. Anne ölümlerine iliģkin göstergelerin, kalkınma göstergesi olarak önemli olması, hem tüm dünyada birçok kadının bu nedenle hayatını kaybetmesinden, hem de bu ölümlerin çok düģük bir maliyetle önlenebilir olmasından kaynaklanmaktadır. Bebek ölüm hızı Türkiye de, son 20 yılda % 87 azalıģ ile binde 7,7 ye gerilemiģtir. Bu oran Ġzmir de binde 7,4 olarak daha Türkiye ortalamasından daha düģük olarak gerçekleģmiģtir. Ancak Düzey 1 Ege Bölgesi oranı olan binde 4,9 un gerisinde kalınmıģtır. Aynı Ģekilde anne ölüm oranları da Türkiye de son 20 yılda % 70 azalıģ ile yüz binde 15,5 olarak gerçekleģmiģtir. Bu oran Ġzmir ve Ege Bölgesi nde yüz binde 15,3 olarak gerçekleģmiģtir. Ancak hem Ġzmir de hem de Türkiye oranlarında yine de geliģmiģ ülkeler seviyesi olan sırasıyla binde 5 ile yüz binde 14 oranına ulaģılamamıģ durumdadır. 95

96 2012 yılı aģılama verileri incelendiğinde % 100 aģılama oranı ile hedeflenen oran yakalanarak, bulaģıcı hastalığa yakalanma oranının en asgari seviyeye düģürülmüģ olduğu görülmektedir. Ġzmir de uzun yıllardır bulaģıcı hastalığa yakalanma veya yayılma riskine rastlanılmamaktadır. İzmir, sağlık hizmetlerine erişimde tüm Ege Bölgesi ne hizmet vermektedir. Sağlık hizmetlerine eriģim konusundaki göstergelerde Ġzmir de yine Türkiye ortalamasından daha iyi durumdadır. Ġzmir sahip olduğu 4 ü üniversite hastanesi, 1 i askeri hastane ve 1 i belediye hastanesi olmak üzere toplam 53 hastanesi ve toplam yatak kapasitesiyle sadece Ġzmir e değil tüm Ege Bölgesi ne hizmet vermektedir. Ġzmir için kiģi baģına düģen doktor ve hemģire sayısı Türkiye ortalamasından daha iyi durumda olmasına rağmen bütün Ege Bölgesine hizmet verdiği dikkate alındığında pratikte kiģi baģına düģen doktor ve hemģire sayılarının daha da düģük olarak gerçekleģtiği göz ardı edilmemelidir. Toplumda sağlık konusunda bilinç ve hasta haklarına iliģkin farkındalık günden güne artmaktadır. Toplum sağlığının korunması ve sağlık hizmetinin sunumunun geliģtirilmesi, baģta koruyucu sağlık ve ana-çocuk sağlığı hizmetleri olmak üzere birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi önem arz etmektedir. GeliĢmekte olan ülkelerde nüfusun yaklaģık yarısı temel sağlık kurumlarına en az 8 km uzakta yaģadığı göz önüne alındığında bölgesel sağlık merkezlerinin kurulması sağlık hizmetlerine hızlı eriģim konusunda oldukça önemli hale gelmektedir. Bu konuda kamunun yapacağı yatırımların yanında özel sektörün yapacağı yatırımlar da önemli olduğundan sağlık alanına yapılacak yatırımların teģvik edilmesi gerekmektedir. Sağlık hizmetlerine eriģim konusunda ülke genelinde uygulamada olan e-randevu ve evde bakım hizmetlerinin Ġzmir genelinde yaygınlaģtırılması da sağlık hizmetine eriģimi sağlamanın önemli bir adımıdır. Ġzmir de sağlık hizmetlerinin merkezde yoğunlaģtığı görülmektedir. Bu da merkeze uzak ilçelerin eriģim sorunları yaģamalarına sebebiyet vermektedir. Bunun için de bölgesel geliģmiģ Bölgesel sağlık merkezleri oluşturulmalıdır sağlık merkezleri oluģturulmalıdır. Ġzmir in kuzey, güney ve doğu kesimlerinde yeni oluģturulacak veya mevcut merkezlerin geliģtirilmesi ile sağlık hizmetlerine eriģim konusunda bölge içi farklılıkların giderilmesinin sağlanması ve merkezin yoğunluğunun azaltılması mümkün olabilecektir. Aynı zamanda Ġzmir in sınır kesimlerinde yer alan Kınık, Kiraz, Beydağ, Selçuk gibi ilçelerinden Aydın, Manisa bölgesindeki kamu hastanelerine eriģim konusunda yaģanan mevzuat sıkıntılarının çözülmesi gerekmektedir. Turizmin olduğu ilçelerde nüfusun yaz aylarında önemli oranda artması sebebiyle mevcut kapasite ile talebi karģılamakta büyük güçlükle karģı karģıya kalındığı ilçe toplantılarında belirtilmiģtir. Bu konuda da turizm bölgelerine yönelik mevsimsel olarak geliģen nüfus artıģına göre sağlık çalıģanı takviyesi yapılması gerekmektedir. Sağlık 96

97 Müdürlüğünün bu konuda planlama yapması ve bakanlıktan talepte bulunması yönünde çalıģmalar yapılacaktır. Fiziksel aktivite yetersizliği, obezite ve tütün kullanımı ile mücadele gibi sağlıklı hayata yönelik program ve eylem planları uygulanmaya baģlanmakla birlikte, bu programların geliģtirilmesi ve uygulamada etkinliğin artırılması gerekmektedir. Ġzmir deki nüfusun Türkiye ye oranla daha yaģlı olduğu ve yapılan nüfus projeksiyonlarında yaģlı nüfusta önemli oranda artıģ beklendiği göz önüne alınarak, öncelikle yaģlı nüfusun daha fazla ikamet ettiği güney kesimde yaģlı bakım merkezleri ve sağlık programlarına uygun merkezler açılmalıdır. Dünyada ve Türkiye de sağlık turizmi son yıllarda hızla yükselen bir eğilim olup çok önemli bir alternatif turizm çeģidi olarak karģımıza çıkmaktadır. Dünya genelinde refah düzeyindeki yükselmenin artmasına bağlı olarak turizmde de bu potansiyelin giderek büyüyeceği görülmektedir. Bu kapsamda, turizmin çeģitlendirilmesi ve hizmet kalitesinin yükseltilmesi önem taģımaktadır. Türkiye nin tarih, doğa ve kültür varlığını; sağlık turizmi, kongre turizmi, kıģ turizmi, kruvaziyer turizmi, kültür turizmi gibi turizm çeģitleri ile geliģtirme potansiyeli vardır. Sağlık turizminin sadece hastanelerde tedavi olunması biçiminde dar kapsamlı bir turizm çeģidi olarak değerlendirilmemesi gerekmektedir. Sağlıklı yaģam sunan her türlü turizm sağlık turizmi kabul etmek gerekmekle birlikte sağlık turizmi; tıp, termal ve yaģlı-engelli turizmi olarak 3 aģamada değerlendirilmektedir. Sağlıklı yaşam sunan her türlü turizm sağlık turizmi kabul edilmelidir. Türkiye de de sağlık turizmi halen geliģmekte olup genellikle Almanya, Hollanda, Fransa, Türk Cumhuriyetleri ve Orta Doğu ülkelerinden bu amaçla turist gelmektedir. Türkiye de yılları arasında sağlık turizmi için gelinen iller arasında Ġzmir yedinci sırada yer alırken, Türkiye genelinde almıģ olduğu % 3 payını korumuģtur yılında yabancı hasta sayısı Türkiye genelinde % 25, Ġzmir de % 27 artmıģtır yılına gelindiğinde, Türkiye deki % 19,7 lik azalmaya paralel olarak Ġzmir de de % 18 lik azalma gerçekleģmiģtir. EXPO 2020 ye aday olan Ġzmir in sağlık turisti çekme becerisini yükseltilebileceği öngörülmektedir. Sağlık turizmi konusunda Ġzmir bu konuda arzu edilen sırada olmamasına rağmen, Türkiye nin bu konudaki öncü Ģehirlerinden birisi olabilmek için termal su potansiyeli varlığını, deniz ile olan iliģkisini ve bu konudaki altyapı olanaklarını kullanmalıdır. EXPO ana temamızın sağlık olması, sağlık serbest bölgesi kurma giriģimlerinin baģlatılması gibi konular da yarımada bölgesini sağlık turizminde ön plana çıkarmaktadır. Mevcut potansiyelimiz İzmir sağlık konusunda uluslararası bir çekim merkezi olmalıdır 97

98 değerlendirilerek, altyapı olanakları geliģtirilmeli ve gerekli tanıtımın sağlanması ile sağlık turizmi alternatif turizm olanağı olarak Ġzmir de ön plana çıkarılmalıdır. Ġzmir in tüm bu kriterlerle birlikte sağlık sektörünün geliģimi açısından yeterli altyapının Ġzmir de bulunması, konusunda uzmanlaģmıģ ihtisas hastanelerinin Ġzmir de kurulmaya baģlanması ve yaģlanan AB nüfusu ile bölgenin sağlık merkezi olma potansiyelinin bulunması sebebiyle Ġzmir in sağlık konusunda uluslararası bir çekim merkezi olması mümkündür. Ayrıca aday olduğumuz EXPO da adaylık temamızın sağlık olması, yeni sağlık yatırımlarının planlanıyor olması, sağlık sektörünün geliģmesine bağlı olarak ilin sağlık turizmi potansiyelinin ortaya çıkması da bu hedefimizi desteklemektedir. Sağlık hizmeti sunumundaki en önemli parça olan altyapıya yatırım Ġzmir de devam etmektedir. Bir yandan mevcut yapıları iyileģtirme çalıģmaları yapılırken diğer taraftan da yeni yatırımlar planlanmakta ve uygulamaya konulmaktadır. Ġzmir de yapılmakta olan sağlık yatırımlarına, 2012 yılında, toplam 36 proje karģılığı 60 Milyon TL harcanmıģtır. Bu yatırım miktarı ile Ġzmir de yapılan tüm kamu yatırımları içerisinde sağlık yatırımları 6. sırada yer almaktadır. Planlanan iki yeni Ģehir hastanesi ile ilave yeni yatağın da hizmete sunulması planlanmaktadır. HEDEF 1: Sağlık hizmetlerine erişimde bölge içi dengesizlikler azaltılacaktır. Ġzmir de sağlık hizmetlerinin merkezde yoğunlaģması sebebiyle, tüm Ġzmirlilerin eģit düzeyde sağlık hizmetlerinden faydalanabilmesi amacıyla çevre ilçelerde özel sektörün de katkısıyla bölgesel sağlık yatırımları artırılacaktır. Kuzey bölgesine hizmet edecek Ģekilde Aliağa merkez kabul edilerek hizmet altyapısı geliģtirilecektir. Mevcut hastanenin fiziki altyapısı iyileģtirilerek Dikili, Bergama, Kınık, Foça ve Menemen ilçelerine hizmet edecek Ģekilde düzenlemeler yapılacaktır. Güney bölgesinde ise; Urla merkez haline getirilerek, ÇeĢme, Seferihisar ve Karaburun ilçelerine hizmet edecek Ģekilde altyapı olanakları geliģtirilecektir. Ġzmir in doğu aksında kalan bölgede ise ÖdemiĢ merkez kabul edilerek altyapı yatırımları tamamlanacak ve Kiraz, Beydağ, Torbalı, Tire ve Selçuk ilçelerine hizmet edecek Ģekilde düzenlenecektir. Sadece yaz aylarında, turizmin yoğunlaģtığı ilçelerde, geçici konaklayanlar aile hekimliğine kayıtlı olmadığından ve sağlık hizmet talebi turistik ilçelerde artmasından dolayı ortaya çıkan sağlık çalıģanı eksikliklerini bertaraf etmek üzere, tüm turizm ilçelerine yönelik sağlık hizmetleri konusunda yaz aylarında görevlendirilmek üzere sağlık çalıģanı talep edilecektir. Her Ģeyden önce bireylerin kendi sağlığı üzerindeki sorumluluğunu artırmak için sağlık okuryazarlığı geliģtirilecek ve yaygınlaģtırılacaktır. Hastanelere olan yoğunluğun azaltılması amacıyla da koruyucu sağlık hizmetleri ve birinci basamak tedavi Toplumdaki sağlık okuryazarlığı hususu hızla yaygınlaģtırılmalıdır Bergama İlçe Toplantısı, Mayıs 2013 hizmetlerine (sağlık ocakları, muayenehaneler, verem savaģ dispanserleri, ana çocuk sağlığı merkezleri vb.) daha fazla önem verilerek özendirilmesi ve vatandaģların bu merkezleri ilk olarak kullanma konusunda bilinçlendirilecektir. 98

99 HEDEF 2: Sağlık hizmeti sunumunda fiziki ve teknolojik altyapı güçlendirilecektir Sağlık alanında bilgi ve iletiģim teknolojileri kullanımı gün geçtikçe yaygınlaģmaktadır. Bilgi teknolojilerinin sağlık sektöründe kullanılması diğer tüm sektörlerde olduğu gibi sağlık sektörü çalıģanlarının iģini de büyük oranda kolaylaģtıracaktır. Tedarik sistemleri ile gerekli olan tıbbi malzemeler zamanında hastanelere ulaģacak, tasarım ve üretim sistemleri ile tıbbi malzemeler ihtiyaçlara daha fazla cevap verebilecek, muhasebe ve finansman sistemleri ile gerekli kayıtlar bilgisayarlar aracılığı ile tutulacak ve yatırım kararları daha doğru alınabilecektir. Aynı zamanda insan kaynakları yönetimi sistemleri ile iģgücü planlaması, personel seçme, eğitim ve geliģtirme, ücret yönetimi konularında yaģanan sorunlar aģılacak, iletiģim sistemleri ile çalıģanlar ve bölümler arasındaki koordinasyon sorunu çözülecektir. Bilgi teknolojilerinin toplam kurulum maliyetleri içinde en fazla payın donanıma ayrıldığı günümüzde yazılıma gereken önemin verilmediği görülmektedir. Ayrıca, her hastane kendi imkânları doğrultusunda yazılım programlarını temin etmekte olduğundan, bu programlar arasında uyum da söz konusu değildir. Hastanelerin kullanmıģ oldukları sağlık biliģim sistemleri birbirleri ile uyumlu hale getirilecektir. Hastanelerin Ar-Ge çalıģmalarına daha fazla önem vermesi gerektiğinden dolayı bu konuda verilebilecek destekler araģtırılacak Ar-Ge merkezlerini oluģturmaları ve geliģtirmeleri için teģvik edileceklerdir. Tele-tıp ve sanal gerçeklik uygulamaları gibi sağlık biliģim sistemlerinin kullanılması konusunda hastanelerin yeterli düzeye ulaģmaları sağlanacaktır. HEDEF 3: Sağlık çalışanlarının nicelik ve niteliği geliştirilecektir Ġhtiyaca yönelik donanımlı sağlık personeli yetiģtirilmelidir İzmir Vatandaş Toplantısı, Mayıs 2013 Sağlık hizmetlerinin etkin sunumu, toplumsal geliģmenin en temel öğelerinden birisini oluģturmaktadır. Hizmet sunumunda etkinliğin sağlanmasında öncelikle sağlık hizmetlerinin nitelik ve niceliğinin arttırılması ve bu bağlamda da sağlık personelinin nicelik ve niteliğinin geliģtirilmesi zorunluluk olarak karģımıza çıkmaktadır. Sağlık sisteminin her alanında yapılmakta olan iyileģtirmelere rağmen, sağlık çalıģanı sayısındaki ve niteliğindeki yetersizlik sağlık sisteminin geleceğini olumsuz etkileyebilecek önemli bir faktördür. Teknoloji alanındaki hızlı geliģmelere rağmen, tüm dünyada sağlık alanında sağlık çalıģanları halen en önemli kaynağı oluģturmaktadır. Bu sebeple, sağlık hizmetlerinde yapılacak planlama, hizmet sunumu ve sistem geliģtirme süreçlerinde dikkate alınacak olan en önemli husus yetiģmiģ insan kaynağıdır. Ġhtiyaca yönelik yeterli nitelik ve nicelikte, donanımlı sağlık insan kaynağı yetiģtirmek; mezuniyet öncesi ve sonrası eğitim programlarını ihtiyaca uygun yapmak; yeterli sayıda sağlık personelini, uygun koģullar altında doğru yerde istihdam etmek ve bu sayede etkili ve verimli bir sağlık hizmeti sunumunu gerçekleģtirmek öncelikli amaç olacaktır. Bu doğrultuda sağlık çalıģanlarının talepleri göz önüne alınarak kiģisel geliģimleri için yıllık en az 20 saat 99

100 eğitim almaları sağlanacak ve bunun için talep edecekleri eğitimler çalıģanların isteğine göre belirlenerek, toplulaģtırılacaktır. HEDEF 4: Sağlık turizminin geliştirilmesine yönelik insan kaynakları, altyapı geliştirilecek, bu alanda tanıtım etkinleştirilecektir Ġzmir in sağlık turizmi için bir çekim merkezi olması için; sağlık turizminde altyapı güçlendirilecek ve bu konudaki tanıtım yaygınlaģtırılacaktır. Bu iki husus bu sektörde Ġzmir in ön plana çıkaracak olan önemli baģlangıçlardan sadece ikisidir. Sağlık turizmini güçlendirebilmek için altyapının tamamlanması, eksiklerin giderilmesi ve sağlık çalıģanlarının sağlık turizmi konusunda eğitilerek ihtisaslaģmaları önem arz etmektedir. Aynı zamanda sağlık çalıģanlarının konular itibariyle ihtisaslaģma yanında iletiģim kurabilmek için yabancı dil öğrenmesi de önemlidir. Bu doğrultuda özellikle ÇeĢme, Urla, Karaburun, Seferihisar, Selçuk ve Foça bölgesinde görev yapan sağlık çalıģanlarına kıģ döneminde Ġngilizce baģta olmak üzere talep ettikleri dilde eğitim almaları sağlanacaktır. Bulundukları bölgenin özellikleri ve talep edecekleri branģlarda kendilerini geliģtirmeleri ve uzmanlaģmaları yönünde sağlık çalıģanları teģvik edilerek istedikleri eğitimlere ulaģmaları kolaylaģtırılacaktır. HEDEF 5: İzmir sağlık alanında uluslararası bir çekim merkezi haline getirilecektir Ġzmir in sağlık konusunda uluslararası bir çekim merkezi olabilmesi için; sağlık sektöründe kümelenmenin desteklenmesi ile birlikte, sağlık hizmeti sunan kamu, özel sektör, yerel yönetimler ve üniversiteler arasında iģbirliği ve koordinasyon güçlendirilecektir. Bunun sonucu olarak da sağlık teknolojilerinde iģletmeler arası iģbirliği artacak ve üniversite sanayi iģbirliği kapsamında da yenilikçilik desteklenecektir. Yarımada bölgesinin yaģlı ve engelli nüfusun yerleģik olduğu ilçelerden oluģmasından dolayı bazı özel önlemlerin alınması gerekliliği, özel merkezlerin kurulmasının yararlı olacağı, obeziteyle mücadele gibi çalıģmaların yapılması, EXPO nun kazanılması durumunda sağlık teması ve EXPO alanına yakınlığı gerekçesiyle sağlıkla ilgili dönüģümler yapılması gerekliliğini ortaya çıkarmıģtır. Sağlık sektörünün geliģmesine yönelik potansiyeli olan bu ilçelerde iklim verileri, altyapı olanakları, yaģamın kolaylığı açısından bölgede kurulacak obezite merkezi, rehabilitasyon merkezi, geriatri merkezi ve yaģlı bakım merkezinin bölgeyi cazibe merkezi haline getirebileceği düģünülmektedir. Daha önceden baģlamıģ olan ama çeģitli sebeplerden ötürü devam edemeyen bu merkezlere yönelik çalıģmaların önündeki engellerin kaldırılarak, uygun yerlere ihtiyaç duyulan merkezlerin yapılması için kurumlar arası iģbirliği sağlanacaktır. 100

101 Tablo 13: Sağlık Stratejik Önceliği Uygulama Bilgileri NO HEDEF Sağlık hizmetlerine eriģimde bölge içi dengesizlikler azaltılacaktır Sağlık hizmeti sunumunda fiziki ve teknolojik altyapı güçlendirilecektir Sağlık personelinin nicelik ve niteliği geliģtirilecektir Sağlık turizminin geliģtirilmesine yönelik insan kaynakları, altyapı geliģtirilecek, bu alanda tanıtım etkinleģtirilecektir Ġzmir sağlık alanında uluslararası bir çekim merkezi haline getirilecektir Uygulama Dönemi Kısa (3yıl) Orta (5 yıl) Uzun (10 yıl) Performans Göstergesi Yenilenen/yeniden yapılan bölgesel sağlık kuruluģu, Bebek ölüm oranındaki düģüģ, Anne ölüm oranındaki düģüģ, Hastanelerde yüz bin kiģiye düģen yatak sayısındaki artıģ, Yüz bin kiģiye düģen hekim sayısındaki artıģ, Yüz bin kiģiye düģen hemģire sayısındaki artıģ, Eğitim alan sağlık personeli sayısı Sağlık turizmi konusunda ihtisaslaģan sağlık çalıģan sayısı, Sağlık konusunda oluģturulan iģbirliği sayısı, Yeni kurulan ihtisas hastane sayısı, SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE YaĢam kalitesinin iyileģtirilmesinin önemli araçlarından biri etkin bir çevre GELİŞME EKSENİ II: YÜKSEK YAŞAM KALİTESİ yönetiminin sağlanmasıdır. Dokuzuncu Kalkınma Planı nın doğal ve kültürel varlıklar ile çevrenin gelecek nesilleri de Öncelik 3 dikkate alan bir anlayıģ içinde Öncelik 1 Öncelik 2 Öncelik 4 İyileştirilmiş korunması esastır. ilkesi ulusal Sürdürülebilir Kentsel Erişilebilir Sağlık Çevre anlamda çevrenin önemini Yaşam İzmir Alanları vurgulamakta, Dokuzuncu Kalkınma Planı dönemi ile sürdürülebilir kalkınma ilkeleri esasında bir büyüme öne çıkmaktadır. Kyoto Protokolü gereğince CO 2 ve diğer sera gazı emisyonlarının azaltılması zorunlu kılınmıģ ve Dokuzuncu Kalkınma Planı nda sera gazı azaltımı konusunda önlemler alınacağına iliģkin hedefler konulmuģtur. Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği çerçevesinde belirlenen 2014 yılı sınır değerlerinin sağlanması için ve ayrıca AB Entegre Çevre Uyum Stratejisi ile Kyoto Protokolü nün gerektirdikleri ölçüsünde bölgede önlemlerin alınması gerekmektedir. 101

102 AB Entegre Çevre Uyum Stratejisi çerçevesinde ve AB nin kalkınma stratejileri arasında yer alan içme suyu ve atık yönetimin sağlanması, katı atık üretiminin azaltılması, doğal kaynakların daha iyi yönetilmesi ve tehlikeli atıkların yönetilmesi konuları ulusal politikalara yansımakta ve Dokuzuncu Kalkınma Planı nda rekabet gücünün artırılması geliģme ekseninde çevrenin korunması ve kentsel altyapının geliģtirilmesi bir öncelik olarak yer almaktadır. Ayrıca Uluslararası Biyolojik ÇeĢitlilik SözleĢmesi ve sonrasında Ulusal Biyolojik ÇeĢitlilik Stratejisi ve Eylem Planı çerçevesince biyoçeģitliliğin korunması, biyolojik kaynakların sürdürülebilir kullanımı konuları önem kazanmıģtır. Ulusal yaklaģıma paralel olarak Sürdürülebilir Çevre önceliğinin temel amacı; İzmir de kentsel alan ve havza alanlarında çevrenin sürdürülebilir yönetiminin sağlanmasıdır İzmir Ne Diyor? Su fakirliği sınırında olan Ġzmir de sürdürülebilir içme ve kullanma suyu yönetimi sağlanmalıdır. olarak değerlendirilmektedir. KiĢi baģına düģen yıllık kullanılabilir su potansiyeli ortalama 483 m 3 olarak belirlenmiģtir. Türkiye genelinde bu değer, ortalama 1498 m 3 /yıl-kiģi olarak hesaplanmıģtır 4. Dünya genelinde bilinen su yeterlilik ölçeğine göre kiģi baģına düģen yıllık su miktarı m 3 olmalıdır. Bu sayıdan az olan yerler su azlığı yaģamakta, kiģi baģına m 3 ten az su düģen alanlar ise su fakiri Ġzmir deki yıllık toplam su kullanımının (589 hm 3 ) faaliyetlerine göre dağılımına bakıldığında tarımsal faaliyetler % 57 ile ilk sırada yer almakta, bunu % 26 ile endüstriyel faaliyetler ve % 16 ile içme suyu takip etmektedir. Öte yandan içme suyu arıtma tesisi ile hizmet verilen nüfusun belediye nüfusu içindeki payı ise 2006 yılında % 29 iken 2010 yılında % 77 ye çıkmıģtır. Bu oran Türkiye ortalamasının (% 54) üzerindeyken Ġstanbul (% 87) ve Ankara nın (% 94) gerisindedir. Ġzmir de atık su arıtma tesisi (AAT) ile hizmet verilen nüfusun belediye nüfusu içindeki payı istikrarlı bir geliģim eğilimi göstermektedir yılı itibariyle Ġzmir de bu değer % 85 olup, % 62 olan Türkiye oranının oldukça üzerindedir. EUROSTAT (2011) verilerine göre, geliģmiģ ülkelerde, özellikle turizm sektörünün öne çıktığı bölgelerde Ġzmir geneli atıksu yönetiminde ileri durumdadır. Ancak atıksu arıtma ve kanalizasyon yatırımı ihtiyacı olan bazı ilçeler ve sanayi bölgeleri mevcuttur. 4 Türkiye yıllık kullanılabilir su potansiyeli miktarının hesaplanma yöntemi ile Ġzmir yıllık kullanılabilir su potansiyeli miktarının hesaplanma yöntemi farklılık göstermektedir. Bu sebeple iki veri kıyaslanabilir olarak değerlendirilememektedir. 102

103 bu oran % 85 ile % 100 arasında değiģmektedir yılı sonu itibariyle Ġzmir de toplam kurulu kapasitesi m3/gün olan 27 adet (10 biyolojik, 13 geliģmiģ, 4 doğal) atıksu arıtma tesisi iģletilmektedir. Ġzmir deki toplam atıksu arıtma tesisi sayısı 2008 yılından bu yana % 60 lık artıģ göstermiģtir. Bununla birlikte Türkiye genelindeki geliģmiģ atıksu arıtma tesislerinin % 25 i (13 adet) Ġzmir de bulunmaktadır. Bu çerçevede Foça, Menemen, KemalpaĢa, Aliağa, Seferihisar, Torbalı, Urla, Bayındır, Selçuk, Menderes, ÖdemiĢ ilçelerinde belli bir seviyeye eriģilmiģtir. Fakat Beydağ, Tire, Kınık ilçeleri atıksu arıtımı açısından yetersiz durumdadır ve bu konuda öncelikli ilçeler olarak görülmektedir yılı TÜĠK verileri incelendiğinde Bayındır, ÇeĢme, Karaburun ve Dikili ilçelerinde kanalizasyon Ģebekesi ile hizmet alan nüfusun belediye nüfusu oranlarının görece düģük olduğu görülmektedir. Yine arıtma tesisi ile hizmet verilen nüfus oranı açısından Karaburun un % 22 ile oldukça geri sıralarda yer aldığı tespit edilmiģtir. Ġlçeler bazında yapılan değerlendirmelerden biri ise kiģi baģı üretilen günlük atık su miktarı açısından ÇeĢme ilçesinin 504 litre/kiģi-gün ile Ġzmir (227 litre/kiģi-gün) ve diğer ilçelere kıyasla öne çıkmasıdır. Kentsel katı atık yönetiminde bertaraf kapasitesi ve geri kazanım oranları artırılmalıdır. AAT ye bağlı olduğu görülmektedir. OSB lerde atıksu yönetimi konusunda ciddi eksikler olduğu görülmektedir. ĠĢletmelerin ancak % 30 unun kanalizasyon bağlantısı olduğu, sadece % 2 sinin ön arıtma tesisi bulunduğu ve % 35 inin genel AAT ye bağlı olduğu görülmektedir. Serbest bölgelerde ise iģletmelerin tümünün kanalizasyon bağlantısı bulunmasına rağmen ancak % 4 ünün ön arıtma tesisi bulunduğu ve % 12 sinin genel Ġzmir de katı atık hizmeti verilen nüfus oranı, Türkiye ve Ege Bölgesi ortalamalarının üzerindedir. Katı atık toplama konusunda iyi durumda olan Ġzmir de bertaraf konusunda kapasite yetersizlikleri söz konusudur. Atıklar, 2007 yılından itibaren yalnızca Harmandalı Düzenli Atık Depolama Tesisi nde bertaraf edilmektedir. Menemen ve Uzundere tesisleri devre dıģı bırakılmıģtır yılında Harmandalı Tesisi nde bertaraf edilen toplam evsel katı atık miktarı ton/gün düzeyindedir. Harmandalı nda bertaraf edilen atık miktarı yılda ortalama % 10 oranında artıģ göstermektedir. Bu çerçevede, bölgede atıkların bertaraf edileceği ikinci bir düzenli depolama tesisi yapılması konusunda önemli bir ihtiyaç ortaya çıkmaktadır yılı için illerde toplanan atık pil miktarları açısından Ġzmir kg/yıl değer ile Ġstanbul, Ankara ve Kocaeli nden sonra dördüncü sırada gelmektedir. Türkiye de toplanan tüm atık pil miktarının % 10 u Ġzmir den elde edilmektedir. Ayrıca lisanslı atık akü taģıma aracı sayısı açısından Ġzmir (25) Ankara dan sonra ikinci sıradadır. Tüm bunlar Ġzmir in geri kazanım ve atık yönetimi faaliyetleri açısından bilinç düzeyi ve altyapı konularında iyiye gittiğini göstermektedir. Bununla birlikte 2011 yılı verilerine göre evsel katı atığın yaklaģık % 2,5 i (79 ton/gün) geri kazanım çalıģmaları kapsamında toplanmaktadır yılında % 1 olan bu oran artıģ göstermiģtir. Öte yandan 2011 yılında toplanan atık bileģimine bakıldığında, % 35,65 inin geri 103

104 kazanılabilir atıklardan oluģtuğu görülmektedir. Bu da atık yönetiminde geri kazanım oranının artırılması gerekliliğine iģaret etmektedir. Atık hizmeti verilen belediye nüfusunun toplam belediye nüfusuna oranı açısından Menemen ve Selçuk ilçeleri % 95 ile diğer ilçelerden geride kalmaktadır. Ayrıca kiģi baģı ortalama belediye atık miktarlarına bakıldığında Karaburun ve ÇeĢme de (4,77-3,52 kg/kiģi-gün) bu rakamların çok yüksek olduğu, dolayısıyla turistik faaliyetlerden kaynaklı atıkların geri dönüģüm süreçleri ile azaltılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Çevre ve ġehircilik Bakanlığı verilerine göre, 2010 yılında toplam iģletmeden ton tehlikeli atık Ġzmir de tehlikeli atıklar kaynaklanmıģtır. Öte yandan için düzenli depolama yalnızca Ġzmir de üretilen tesisinin olmaması, geri tehlikeli atık miktarı tüm kazanımı olmayan ve yakma Türkiye deki tehlikeli atık tesisleri tarafından kabul miktarının % 25 ini edilmeyen tehlikeli atıklar oluģturmakta ve Ġzmir diğer açısından sorun illerle karģılaģtırıldığında birinci sırada yer almaktadır. Ayrıca Ege Bölgesi illerinde üretilen tehlikeli atık miktarının % 89 u Ġzmir de üretilmektedir. Ġzmir deki imalat sanayi sektörlerinin tehlikeli atık miktarlarının dağılımına göre, kimyasal madde ve ürünleri imalatı % 46 lık oranla en yüksek paya sahiptir. Ana metal sanayi (% 27) ve baģka yerde sınıflandırılmamıģ makine ve teçhizat imalatı (% 7), kimyasal madde ve ürünleri imalatının ardından Ġzmir de en yüksek tehlikeli atık miktarına sahip sektörler olarak sıralanmaktadır. Ġzmir de 19 adet tehlikeli atık geri kazanım tesisi bulunmaktadır. Bu tehlikeli atık üretim miktarı ile var olan tehlikeli atık düzenli depolama alanı ve atık yakma tesis sayısı ve kapasiteleri karģılaģtırıldığında mevcut bertaraf kapasitesinin bu atıkları bertaraf etmek için yeterli olmadığı görülmektedir. Ayrıca Ġzmir de 6 adet demir-çelik iģletmesine ait cüruf atıkları toplamı ton/yıl ile tüm Türkiye deki iģletmelerin cüruf atıklarının % 10,5 ini oluģturmaktadır. Ġzmir deki cüruf atıklarının % 47 si ise düzensiz depolanmaktadır. Ġzmir de tehlikeli atıkların büyük bölümünü oluģturan ve demir-çelik tesislerinden kaynaklanan baca tozu atıklarının, Ġzmir de baca tozunu geri kazanıp iģleyecek bir tesisin bulunmaması nedeniyle, fabrika sahalarında birikmesi söz konusu olmaktadır. Ġzmir de tehlikeli atıklar için düzenli depolama tesisinin olmaması geri kazanımı olmayan ve yakma tesisleri tarafından kabul edilmeyen tehlikeli atıklar ile YaĢam kalitesine etki eden hava kirliliğinin kontrolü ve önlenmesi önemli bir ihtiyaçtır. yakma tesislerinin atıkları açısından sorun yaratmaktadır. Ġzmir ilinde hava kirliliğinin kaynağı ulaģımda, sanayi tesislerinde ve kıģ aylarında evsel ısınmada kullanılan yakıtlardır. 104

105 Yer seçimi hataları nedeniyle kentin içinde ya da yakın çevresinde kalan çimento fabrikaları, taģ ocakları, mıcır tesisleri, asfalt tesisleri ve demir çelik fabrikası kent içi hava kalitesini olumsuz etkileyen sanayi tesisleridir. Özellikle Aliağa da etkinlik gösteren ve yönetmeliklerde kirletici vasfı yüksek tesisler olarak sınıflandırılan elektrik ark ocaklı demir çelik tesisleri (hurdadan çelik üreten tesisler), gemi söküm tesisleri, rafineri, petrokimya, gaz dolum tesisleri, haddehaneler vb. diğer tesisler, Ġzmir ilinde en önemli hava kirletici kaynaklar konumundadır. Bunun nedeni, bacalardan atmosfere verilen kirleticilerin hakim rüzgarların etkisiyle uzun mesafelerde taģınabilmeleri sonucunda Aliağa da oluģan kirlenmenin güneye, Ġzmir il merkezine taģınmasıdır. Ġzmir de Alsancak, Buca, Bornova, KarĢıyaka, Güzelyalı, Çiğli ve Bayraklı da olmak üzere toplam 7 adet hava ölçüm istasyonu bulunmaktadır. Ayrıca Çevre ve Orman Bakanlığı 2007 yılı Ekim ayından itibaren Gaziemir Ölçüm Ġstasyonu ndan ölçüm değerleri toplamaktadır. Ancak Aliağa, Torbalı, KemalpaĢa gibi sanayinin yoğun olduğu ilçelerde hava ölçüm istasyonu bulunmamaktadır. Bölgede kıģ aylarında yoğun bir hava kirliliği yaģanmaktadır yılında Ġzmir için ölçüm istasyonlarındaki veriler kullanılarak hesaplanan PM 10 5 ve SO 2 değerleri ve Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği ile Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği nde belirlenen sınır değerler incelendiğinde, Ġzmir için 2011 yılı ortalama PM10 değerinin (57) 2011 yılı sınır değerine (96) yakın olmadığı görülmektedir. Fakat ilgili yönetmelik kapsamında kademeli azaltım öngörülmekte ve 2013 yılında bu sınır değer PM 10 için 60 olacaktır. Bu değer Avrupa Birliği nde 50 olarak belirlenmiģtir. Dolayısıyla belirtilen sınır değerlerin altında kalınsa da kademeli olarak ulaģılmak istenen AB değerlerinin oldukça üzerindedir ve yaģam kalitesi açısından hava kalitesi açısından iyileģtirilmelerin yapılması gerekmektedir. Ayrıca Ġzmir de özellikle jeotermal ile konut ısıtma gerçekleģtirilebiliyor olmasına karģın, mevcut konut ısıtma potansiyeli etkin olarak kullanılamamaktadır. Ġzmir de Gediz, Küçük Menderes ve Bakırçay nehirleri önemli havzaları oluģturmaktadır. Uluslararası öneme sahip Ramsar Alanı 6 ilan edilen KuĢ Cenneti ni de içinde barındıran Gediz havzasındaki akarsular üzerinde yapılan tüm çalıģmalar, özellikle organik kirlilik ve ağır metallerden dolayı Gediz nehrinin, tüm havza boyunca IV. sınıf su kalitesine sahip olduğunu belirtmektedir yılı verileri ile kıyaslandığında (III. Sınıf) Gediz Nehrinde artan bir kirlilik olduğu gözlemlenmektedir. Gediz havzası evsel atıksu 5 PM 10 : Büyüklüğü 10 µm'nin altında olan partiküler madde. 3 havzaya ev sahipliği yapan Ġzmir de entegre havza yönetimi sürdürülebilir bir yaklaģımla ele alınmalıdır. 6 Ramsar alanı, Ramsar sözleģmesiyle koruma altına alınmıģ alanları ifade eder. Ramsar, Ġran'da bir Ģehirdir. SözleĢme Ramsar'da imzalandığından bu adla anılır. 105

106 açısından değerlendirildiğinde KemalpaĢa da tüm beldelerde kanalizasyon mevcuttur. Menemen ve Foça atıksu arıtma tesisleri de iģletmeye açılmıģtır. Gediz havzası içinde var olan OSB lerden KemalpaĢa OSB, Manisa OSB ve ĠZBAġ ta arıtma tesisi bulunmaktadır. Havzada yaģanan kirlenme, Kütahya, UĢak, Manisa ve Ġzmir illerinden kaynaklanmakta, Gediz e katılan kollar üzerinde de önemli kirlenmeler göze çarpmaktadır. Havzada var olan su kirliliğinin en önemli kaynakları; Ġzmir-KemalpaĢa ile diğer OSB ler ve tekil olarak yapılmıģ olan sanayi tesisleri, Menemen ovasındaki sulama drenaj kanalları ile ve diğer illerdeki arıtma tesisi bulunmayan yerleģim merkezleri ve tarımsal faaliyetlerdir. Bilindiği gibi havzanın kirlilik kontrolü Kütahya, UĢak, Manisa ve Ġzmir olmak üzere dört il için de sorumluluk teģkil etmektedir. Gediz havzası Ġzmir in çevre illerle iliģkisinin önemli noktalarından birini oluģturmaktadır. Gediz nehir havzasında Manisa, Akhisar, KemalpaĢa, Kula, Menemen, AlaĢehir ve Salihli gibi ilçelerde sanayileģme hızlı bir Ģekilde artmaktadır. Bölgede bulunan birkaç OSB dıģında sanayi tesisleri bağımsız Ģekilde yerleģmiģlerdir. Küçük Menderes havzası, Gediz ve Büyük Menderes nehri arasındaki alanı kapsamakta, nehir Bozdağ dan doğup Kiraz, Beydağ, ÖdemiĢ, Tire, Bayındır, Torbalı, Selçuk ilçelerinden geçtikten sonra yine Ġzmir ili Selçuk ilçesinde Ege Denizi ne dökülmektedir. IV. sınıf su kalitesiyle kirlilik tehdidiyle karģı karģıya olan havza 70 bin hektarlık sulanabilir arazi potansiyeli ile Batı Anadolu nun geliģmeyi bekleyen önemli havzalarındandır. Havzada yeraltı suyu seviyesi düģmekte ve azalan yeraltı suyu miktarının yüzey suyu kaynakları geliģtirilerek ile karģılanması amaçlanmaktadır. Bu anlamda Beydağ Barajı önemli barajlardan biridir. Küçük Menderes havzasının ekonomik açıdan önemi, bu alanın sürdürülebilirliğini önemli kılmakta ve koruma konusunu beraberinde getirmektedir. Havzada Kiraz ve Selçuk ilçelerinde AAT bulunmaktadır. Selçuk ta doğal arıtma tesisi bulunmaktadır. Kiraz daki AAT ise çalıģtırılmamaktadır. Havzadaki Beydağ, Tire ilçelerinin kanalizasyonları mevcut olduğu halde evsel AAT ler bulunmamaktadır yılından bu yana havzadaki ilçelerden Bayındır, Torbalı ve ÖdemiĢ in atıksu arıtma tesisleri iģletmeye açılmıģtır. Küçük Menderes havzasında katı atıklar düzensiz olarak depolanmaktadır. Sadece ÖdemiĢ Belediyesi ne ait katı atık bertaraf tesisi proje aģamasındadır. Havzada sanayi geliģimi Torbalı, Tire, ÖdemiĢ aksında Ģekillenmektedir. Havzada yer alan iģletmelerin çoğu tarımsal ürünlerin iģlenmesine dayalı tesislerdir. Ġzmir Çevre ve Orman Ġl Müdürlüğü, 2007 yılı verilerine göre; Küçük Menderes havzasında yaklaģık 550 iģletme mevcuttur ve bunlardan yaklaģık % 54 ünde AAT bulunmamaktadır. AAT olmayan iģletmelerin bir kısmında proses atıksuyu oluģmayıp sadece evsel atıksu çıkmaktadır. Küçük Menderes havzasında tarımsal üretimde kullanılan aģırı kimyasal ilaç ve gübre atıkları havza için tehdit oluģturmaktadır. Ayrıca sulama amaçlı çok sayıda açılan yeraltı suyu sondaj kuyusu nedeniyle su seviyesi gittikçe düģmektedir. Bundan dolayı alanda bilinçlendirme çalıģmaları yapılması önem taģımaktadır. Bakırçay nehri, Manisa ili Soma ilçesindeki Kocadağ eteklerinden doğup, Bergama ve Kınık yakınlarından geçerek Çandarlı dan Ege Denizi ne dökülmektedir. Havzadaki en önemli kirlilik kaynağı Soma da yer alan kömür yıkama tesisleri ile Soma Termik Santrali dir. III. ve IV. Sınıf kalite ile kirli olarak değerlendirilen havzada yer alan tüm belediyelerce katı atıklar düzensiz olarak depolanmaktadır. Havzada Bergama Belediyesi ne ait katı atık bertaraf tesisi faaliyet göstermektedir. Kınık ta kanalizasyon sistemi bulunmakta fakat AAT bulunmamaktadır. Bakırçay havzasında yer alan ilçelerin tamamında yoğun olarak tarım yapılmaktadır. Havzada yanlıģ sulama teknikleri uygulanmakta ve aģırı tarım ilacı kullanılmaktadır. Bakırçay havzasında 106

107 kirlilik yoğun olarak Ġzmir il sınır dıģında kalan Soma Termik Santrali proses ve soğutma sularından, evsel atıksulardan, zeytinyağı ve süt ürünleri gibi sanayi iģletmelerinden, madencilik faaliyetleri ile tarımsal faaliyetlerden kaynaklanmaktadır. Akdeniz fokuna yaģama, beslenme ve üreme alanı oluģturan kıyılar, 210 un üzerinde kuģ türünü barındıran deltalar ve çok sayıda endemik bitkiye sahip yamaçlarda biyoçeģitliliğin korunması Ġzmir de birçok yaban hayatı koruma sahası, koruma altında olan sulak alan ve su havzası bulunmaktadır. Fakat flora ve vejetasyon incelendiğinde Selçuk, ÖdemiĢ- Bozdağ, KemalpaĢa-Nif Dağı, ÇeĢme-Alaçatı Zeytineli ve Karaburun Kıyıları nda korunması gerekli bitki türlerinin yer aldığı görülmektedir. Ayrıca Gediz Deltası, Küçük Menderes Deltası ve Gebekirse Gölü de bitki türleri açısından zenginlik göstermektedir. Ġzmir in faunasında en önemli konu, Ġzmir kıyılarının, dünyanın en nadir 12 memelisinden biri ve Avrupa nın en nadir canlı türü olan Akdeniz Foku na yaģama, beslenme ve üreme alanı oluģturmasıdır. Koruma statüsü olan Foça ve herhangi bir koruma statüsü bulunmayan Karaburun Yarımadası da Akdeniz fokuna yaģama, beslenme ve üreme alanı oluģturmaktadır. Foklar, Karaburun da bulunan Ayıbalığı Mağarası nı uyumak ve yavrularını dünyaya getirmek için kullanırlar. Ġzmir in faunası açısından Foça ve Karaburun kadar önemli olan bir diğer bölge ise Türkiye de bulunan 426 kuģ türünden 210 una ev sahipliği yapan ve Ramsar sözleģmesi ile uluslararası koruma alanı statüsünde olan Gediz Deltası dır. Küçük Menderes Deltası ve Gebekirse Gölü nde de tatlı su, tuzlu su, kara ve bataklık canlılarından memeliler, kuģlar ve sürüngenler oldukça yüksek sayıdadır. HEDEF 1: Sürdürülebilir atıksu, içme ve kullanma suyu yönetimi sağlanacaktır. Ġzmir de, hâlihazırda devam eden baraj ve isale hattı projeleri tamamlanacaktır. Öncelikli ilçeler baģta olmak üzere içme ve kullanma suyu Ģebekesi, içme suyu arıtma tesisine yönelik yatırımlar gerçekleģtirilecektir. Bölgenin tümünde su kaynakları kalitesinin sürdürülebilirliğini sağlamak üzere idari ve teknik düzenlemeler yapılarak etkin bir denetim ve kontrol sisteminin devamlılığı sağlanacaktır. Ġçme suyu dıģındaki diğer su kullanımlarına yönelik tarım baģta olmak üzere endüstriyel ve evsel su kullanımlarında su tasarrufu sağlamaya ve suyun geri devrine yönelik teknik ve teknolojilerin kullanılması ve geliģtirilmesi sağlanacaktır. Yeraltı sularının %50 sinden fazlasının kullanıldığı tarımsal ve endüstriyel faaliyetler için aģırı su çekimleri engellenecektir. 107

108 Ġçme ve kullanma suyu Ģebekesi ile hizmet yatırımında öncelikli ilçeler: Dikili, Kınık Ġçme suyu arıtma tesisi yatırımında öncelikli ilçeler: Çeşme, Ödemiş Ġçme suyu sağlamaya yönelik yatırımlarda öncelikli ilçeler: Ödemiş, Karaburun, Kemalpaşa, Bayındır, Çeşme Sulama suyu sağlamaya yönelik yatırımlarda öncelikli ilçeler: Ödemiş, Beydağ, Kınık, Dikili, Menemen, Kiraz, Tire Su kullanımının azaltılmasına yönelik önlemlerin alınmasında öncelikli ilçeler: Çeşme, Bayındır Atıksu açısından bir değerlendirme yapıldığında Bayındır, ÇeĢme, Karaburun ve Dikili ilçelerinde kanalizasyon hizmeti açısından yatırıma ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle turistik bölgelerde yaģanması olası koku problemleri için konu önem taģımaktadır. Öte yandan atıksu arıtma tesisi ile hizmet açısından Beydağ, Tire, Kınık, Karaburun yatırım öncelikli alan olarak Kanalizasyon Ģebekesi yatırım ihtiyacı olan ilçeler: Bayındır, ÇeĢme, Karaburun, Dikili Atıksu arıtma tesisi ihtiyacı olan ilçeler: Karaburun, Kınık, Beydağ, Tire ortaya çıkmaktadır. ÇeĢme, kiģi baģına atıksu üretimi açısından diğer ilçelere göre fark yaratan fazlalıkta bir orana sahiptir. Dolayısıyla ilçede turistik faaliyetlerde su kullanımının azaltılmasına yönelik önlemlerin alınması önemlidir. Sanayi bölgelerinde atıksuya yönelik olarak altyapı çalıģmaları desteklenecektir. Atıksuyun en uygun teknolojilerle arıtımı sağlanacak, geri kazanımına yönelik uygulamalar desteklenecek bu konuda sanayi bölgelerinde çevre yönetim sistemlerinin oluģturulması ve uygulanması sağlanacaktır. HEDEF 2: Katı atık ve tehlikeli atık geri kazanım, depolama ve bertaraf kapasiteleri artırılacaktır. Menemen ve Selçuk evsel katı atık hizmeti açısından öncelikli ilçelerdir. Karaburun ve Çeşme kiģi baģı belediye atık miktarlarının azaltılmasına yönelik geri kazanım önlemleri alınacaktır. evsel atık azaltımı konusunda faaliyetler yürütülecektir. Ayrıca endüstrilerden gelen tehlikeli atıkta depolama ve bertaraf konusunda yatırım ihtiyacı bulunmaktadır. Katı atıklarla ilgili olarak halen Aliağa ve KemalpaĢa da olmak üzere toplam 2 adet düzensiz atık depolama alanı kapatılacaktır. Öte yandan düzenli katı atık depolama tesisi alan seçimi yapıldıktan sonra kurulumu tamamlanacaktır. Menemen ve Selçuk ilçeleri atık hizmeti açısından güçlendirilecektir. Karaburun ve ÇeĢme de 108 Kimyasal madde ve ürünleri imalatı, Ana metal sanayi, Makine ve teçhizat imalatı sektörlerinde tehlikeli atık oluģumu önleme ve kontrolü sağlanacaktır.

109 Öte yandan tüm Ġzmir genelinde katı atık geri dönüģüm uygulamalarının yaygınlaģtırılmasına yönelik hizmet ve altyapı geliģtirilecektir. Son kullanıcıdan baģlayarak, tüketimin her aģamasında katı atık azatlım ve ayrıģtırma mekanizmaları kurulacaktır. HEDEF 3: Başta Aliağa, Kemalpaşa ve Torbalı olmak üzere sanayi yoğun alanlarda hava kirliliği kontrolü sağlanacaktır. Aliağa ve Nemrut bölgeleri sanayi kirliliğinden ötürü en ağır hava kirliliğinin yaģandığı yerlerdir. Aliağa ile birlikte KemalpaĢa ve Torbalı da endüstriyel faaliyet gerçekleģtiren tesisler ve çimento fabrikalarında mevcut emisyonlar yeni teknolojiler kullanılarak azaltılacaktır. Özellikle elektrik ark ocaklı demir çelik tesisleri gemi söküm tesisleri, rafineri, petrokimya, gaz dolum tesisleri, haddehaneler gibi tesislerin emisyonlarının azaltılmasına yönelik tedbirler alınacaktır. KemalpaĢa, Torbalı ve Aliağa ilçelerinde düzenli ölçüm istasyonlarının kurulması sağlanacaktır. HEDEF 4: Evsel ısıtmada enerji verimliliği sağlanacak yenilenebilir ve temiz enerji kullanımı yaygınlaştırılacaktır. Dikili, Bergama, Aliağa, Seferihisar, ÇeĢme, Bayındır, Balçova ve Narlıdere ilçelerinde jeotermal konut ısıtma yatırımları hızlandırılacaktır. Öte yandan jeotermal enerji ile konut ısıtmanın uygulanabilir olmadığı bölgelerde doğalgaz kullanımı artırılacaktır. Kentte evsel ısınma ve sanayide kullanılan yakıtların kalitelerine sınırlama getirilmesi ve kullanılan yakıtların denetlenmesi sağlanacaktır. Ayrıca konutlarda, ticarethanelerde ve kurumlarda enerji verimliliği sağlanmasına yönelik kalıcı mekanizmalar oluģturulacaktır. HEDEF 5: Gediz ve Küçük Menderes başta olmak üzere 3 havzada entegre havza yönetimi kurumsal bazda sağlanarak endüstriyel, tarımsal ve kentsel kirlilik önleme ve kontrolü gerçekleştirilecektir. Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü ile TÜBĠTAK MAM arasında 2011 yılında imzalanan protokol çerçevesinde Havza koruma eylem planlarının hazırlanması projesi kapsamında Gediz ve Küçük Menderes Havzaları için güncel eylem planları hazırlanacaktır. Havza yönetiminin sürdürülebilir bir Ģekilde sağlanması açısından kurumsal bir yapı olmazsa olmazdır. Bu nedenle Gediz ve Küçük Menderes Havzaları baģta olmak üzere, ilgili kurum ve kuruluģların yer aldığı bir heyet aracılığı ile havza eylem planının gerçekleģtirilmesi ve sonuçların izlenmesini sağlanacaktır. Kiraz, Beydağ, ÖdemiĢ, Tire, Bayındır, Torbalı, Selçuk, Kınık ve Menemen ilçeleri havza özelinde öncelikli olmak üzere, iyi tarım ve organik tarım gibi sürdürülebilir tarım uygulamaları yaygınlaģtırılacaktır. 109 Küçük Menderes Havzası nda; Kiraz, Beydağ, ÖdemiĢ, Tire, Bayındır, Torbalı, Selçuk ilçelerinde katı atıkların havza yataklarından uzaklaģtırılması önemlidir. Gediz havzası özelinde, Ġzmir de Menemen ile birlikte diğer üç ildeki tarımsal faaliyet odaklı ilçelerdeki çiftçilerin bilinçsiz ve kontrolsüz kullandıkları gübreler ve tarım ilaçları

110 sulama ve yağıģlarla hem yüzey akıģa geçerek nehre ulaģmakta, yeraltı sularına karıģmaktadır. Küçük Menderes ve Bakırçay havzalarında da tarımsal üretimde kullanılan aģırı kimyasal ilaç ve gübre atıkları havza için tehdit oluģturmaktadır. Ayrıca sulama amaçlı çok sayıda açılan yeraltı suyu sondaj kuyusu nedeniyle su seviyesi gittikçe düģmektedir. Bundan dolayı bu üç havza alanında da bilinçlendirme çalıģmaları yapılması önem taģımaktadır. Bu bölgelerde basınçlı sulama sistemleri, iyi tarım ve organik tarım gibi sürdürülebilir tarım uygulamaları geliģtirilecek ve çiftçinin bilinçlendirilmesi sağlanacaktır. Küçük Menderes Havzası nda yer alan Kiraz, Beydağ, ÖdemiĢ, Tire, Bayındır, Torbalı, Selçuk ilçelerinde katı atıkların havza yataklarına ulaģmasını önleyici tedbirler alınacaktır. Öte yandan Beydağ ve Tire de atıksu arıtma tesisleri yapılacaktır. Bakırçay Havzası nda yer alan Kınık ilçesinde atıksu arıtma tesisi yapılacaktır. Bakırçay Havzası nda Kınık ilçesinde; Küçük Menderes Havzası nda Beydağ ve Tire ilçelerinde atıksu arıtma tesisi yatırımı önceliklidir. Her üç havzada da iģletmelerde temiz üretim ve arıtma teknolojilerinin kullanılması sağlanacaktır. HEDEF 6: Başta Foça, Küçük Menderes Deltası, Gediz Deltası, Gebekirse Gölü, Bozdağ, Nif Dağı, Alaçatı Zeytineli ve Karaburun Yarımadası olmak üzere, hassas ekosistemlerdeki biyoçeşitlilik korunacaktır. Bölgede ulusal ve uluslararası öneme sahip ekosistemlerin korunması, tanıtılması sağlanacak ve bu anlamda bilinçlendirme çalıģmaları gerçekleģtirilecektir. Tehdit altındaki endemik türler korunacaktır. Özellikle ÖÇKA alanı olan Foça, Küçük Menderes Deltası, Ramsar Alanı olan Gediz Deltası, Selçuk, Gebekirse Gölü, ÖdemiĢ- Bozdağ, KemalpaĢa-Nif Dağı, ÇeĢme-Alaçatı Zeytineli ve Karaburun Kıyıları nda flora ve faunanın korunacak, bu alanlar ekoturizm, doğa turizmi gibi turizm çeģitlerine olanak verecek hale getirilecektir. Karaburun özel çevre koruma alanı ilan edilecektir. Ayrıca sulak alanların korunmasına yönelik koruma bölgelerinin ilgili tüm fiziki planlarda iģlenmesi ve sulak alanların korunması ve yönetimine iliģkin yol haritalarının oluģturulması sağlanacaktır. Gediz Deltası, Alaçatı ekosistemleri, Gölcük Gölü, Küçük Menderes Deltası gibi sulak alanlarda projeler geliģtirilecek, hazırlanmıģ olan yönetim planlarına uyum sağlanacaktır. Tablo 14: Sürdürülebilir Çevre Stratejik Önceliği Hedefleri ve Uygulama Bilgileri Uygulama Dönemi NO HEDEF Uzun Performans Göstergesi Kısa Orta (10 (3yıl) (5 yıl) yıl) 1 Sürdürülebilir atıksu, içme ve kullanma suyu yönetimi sağlanacaktır. KiĢi baģına düģen yıllık kullanılabilir su potansiyeli (m3/kiģi) Arıtma tesisi ile içme suyu hizmeti verilen nüfusun belediye nüfusuna oranı (%) Atıksu Arıtma Tesisi (AAT) ile hizmet verilen nüfusun belediye nüfusuna oranı (%) Ġçme ve kullanma suyu ulaģtırılan nüfusun belediye nüfusuna oranı (%) Kanalizasyon Ģebekesine bağlı nüfusun 110

111 belediye nüfusuna oranı (%) Katı atık ve tehlikeli atık geri kazanım, depolama ve bertaraf kapasiteleri artırılacaktır. BaĢta Aliağa, KemalpaĢa ve Torbalı olmak üzere sanayi yoğun alanlarda hava kirliliği kontrolü sağlanacaktır. Evsel ısıtmada enerji verimliliği sağlanacak yenilenebilir ve temiz enerji kullanımı yaygınlaģtırılacaktır. Gediz ve Küçük Menderes baģta olmak üzere 3 havzada entegre havza yönetimi kurumsal bazda sağlanarak endüstriyel, tarımsal ve kentsel kirlilik önleme ve kontrolü gerçekleģtirilecektir. Ġzmir de hassas ekosistemlerdeki biyoçeģitlilik korunacaktır. Katı atık transfer istasyonu kapasitesi (ton/gün) Katı atık bertaraf kapasitesi (ton/gün) Kentsel atığın geri kazanım oranı (%) PM10 Konsantrasyonu ( µg/m3) PM10 Konsantrasyonu ( µg/m3) Konutlarda kullanılan kiģi baģına elektrik tüketimi (kwh) Sırasıyla Gediz, Bakırçay, Küçük Menderes nehirleri su kalitesi sınıfı KuĢ türü sayısı, Endemik bitki türü sayısı İYİLEŞTİRİLMİŞ KENTSEL YAŞAM ALANLARI Sürdürülebilir kentleģme ve yerleģme yaklaģımı; kentsel geliģmenin etkilediği ve kentsel geliģmeyi etkileyen tüm çevresel (yapılı çevre ve doğal çevre), sosyal ve ekonomik unsurları birbiriyle iliģkili biçimde içermekte, ekonomik ve sosyal geliģimin çevre koruma ve iyileģtirilmesi ile birleģtirilmesini öngörmektedir. YaĢam mekânlarının afetlere dayanıklı, çevreye duyarlı, kültürel değerleri esas alan, sosyal dayanıģmayı ve kaynaģmayı teģvik edecek Ģekilde tasarlanması ve inģa edilmesi gerekmektedir. YaĢam alanları, mekân kalitesi ve çevresel standartlar açısından bakıldığında ülkemizde yerleģmelerin dağılımı ve düzeni; çalıģma ve yaģam alanlarının kalitesi, iģlevselliği, arazi kullanımlarının uyumu ve çevresel etkileri bakımından güçlendirmeler gerektiği görülmektedir. Bölgesel geliģme politikaları kapsamında kentsel ve kırsal alanda bütün yerleģimlerde temel yaģam kalitesi standartlarının sağlanması gerekmektedir. KentleĢme, yerleģme ve mekânsal planlamaya iliģkin olarak ulusal düzeyde referans çerçeve belgesi niteliği taģıyan Ulusal BütünleĢik Kentsel GeliĢme Stratejisi (KENTGES), ülkemizde kentleģme ve yerleģmeye iliģkin sorun ve potansiyelleri Ģu Ģekilde tanımlanmaktadır: Geçmişte Ortaya Çıkan Sorunlar a) Kontrolsüz Büyüme: Kentlerin ihtiyacın ötesinde geniģlemesi, planlanmıģ alanlar içinde birbirinden kopuk alanların talebe göre geliģmesi, geliģmenin etaplar halinde yönlendirilememesi, altyapı maliyetlerinin artması, çevre ve ekolojik kaynakların olumsuz etkilenmesini içermektedir. 111

112 b) Kırsal GeliĢme ve Göçler: Nüfusun kırsal alanları terk etmesi, kırsal alanların ülke ekonomisine katkısının azalması, diğer yandan taģıyabileceğinden fazla nüfusu barındırmaya çalıģan kentsel alanlar ortaya çıkmasını içermektedir. c) Kaçak YapılaĢma ve Gecekondu: Ġzinsiz ve düzensiz yapılaģma ile kurulan gecekondu alanlarının sosyal, ekonomik, fen ve çevre Ģartları gibi birçok açıdan barındırdığı sorunları içermektedir. d) Afetlere Dayanıksız KentleĢme: BaĢta deprem ve sel olmak üzere doğal afet tehlikelerine maruz alanlarda, yer yer plana ve imar mevzuatına aykırı geliģmelerin ortaya çıkması, planlama pratiğinin risk azaltma yöntemlerini içeren yaklaģımdan uzak olmasına bağlı olarak kentlerde risklerin artmasını içermektedir. e) Kentsel Altyapı ve Çevre Sorunları: YerleĢmelerin sağlıklı, güvenli ve yaģanabilir yerler olmalarını sağlamak için teknik ve sosyal altyapı ihtiyacının yeterli ölçüde giderilememesini, buna bağlı olarak içme suyu, kanalizasyon ve katı atık hizmeti sağlayabilen belediye sayısı beklenilen düzeyin altında olmasını içermektedir. f) Kentsel UlaĢım Sorunları: Refah seviyesinin yükselmesi ve oto sahipliliğinin giderek yaygınlaģmasıyla, büyük kentlerde araba kullanımındaki artıģa paralel olarak kentsel yayılma süreçlerinin yaģanmasını, toplu taģım hizmetlerinin sunumunun özel araç kullanımıyla rekabette yetersiz kalması, dolayısıyla ulaģımdan kaynaklanan çevre kirliliğinin sürdürülebilir kentleģmeyi tehdit eden önemli bir sorun olarak ortaya çıkmasını içermektedir. g) Planlama Sisteminden Kaynaklanan Sorunlar: Mekânsal Planlama alanında yetkili kurumlar arasındaki eģgüdüm yetersizliği, çok-baģlılıktan doğan bir karmaģanın sorunlar yaratması, var olan planlarda çok sayıda değiģikliğe yol açmakta, farklı kurumların yetki alanında bulunan üst ölçekli planların, gerek kullanım amacı gerekse fiziksel kararları bakımından birbirleriyle bağlantısının kurulamamasını içermektedir. h) Yerel Yönetimlerin Kapasiteleri: KentleĢmeyi yönlendiren en önemli aktörler olarak belediyeler ve il özel idarelerinde yetkin ve yeterli teknik eleman eksikliği, mali kaynaklarının yetersizliği ve öz gelirlerinin arttırılamaması gibi sorunları içermektedir. Kentleşmede Yeni Olgular a) Ġklim DeğiĢikliği: Kentler iklim değiģikliğinin hem en önemli kaynağı, hem de olumsuz etkilerinin en büyük mağduru olarak kabul edilmektedir. OECD ye göre dünya nüfusunun yaklaģık % 50 si kentlerde yaģamakta, bu oran 2030 da % 60 a ulaģacaktır. Sera gazları emisyonları giderek daha az oranda sanayi faaliyetlerinden, daha yüksek oranda aydınlanma, ısıtma, soğutma ve ulaģımdan kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla kentsel yoğunluk ve mekânsal organizasyon enerji tüketiminin belirlenmesinde kritik öneme sahiptir. Kentsel yoğunluğun artması, kompakt kent formu 7 ve kent içi ulaģımın toplu taģımaya dayanması enerji kullanımı ve sera gazları salınımını azaltırken, kentin düģük yoğunlukla yayılması, özel araç kullanımına dayalı banliyöleģme ve kentsel 7 OECD tarafından kompakt bir kentin ana karakteristikleri yoğun ve birbirine yakın geliģme biçimi, yapılaģmıģ alanların toplu taģıma sistemleri ile birbirine bağlanması ve yerel hizmet/iģlere eriģilebilirlik olarak tanımlanmaktadır. 112

113 hizmet ve çalıģma alanlarına bağlantıların zayıf olması tam tersi etkiye sahiptir. Ayrıca kullanılan enerjinin türü ve teknoloji düzeyi de karbon emisyonları üzerinde etkilidir. Bu çerçevede, mekânsal planlama ile iklim değiģikliğinin olumsuz etkilerine karģı tedbirler alınması gerekmektedir. Doğru stratejilerle geliģtirilmiģ kentsel arazi kullanım kararları ile iklim değiģikliğinin olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi, kentsel alanlarda enerji tüketiminin azaltılması ve enerji verimliliğinin artırılması, biyolojik çeģitlilik, tarım toprakları, orman alanları, koruma alanları ve ekosistemler üzerindeki baskıların ortadan kaldırılması önem arz etmektedir. b) Kentsel DönüĢüm: Kentsel dönüģüm, fiziksel mekânın dönüģümünün yanı sıra, sosyal adalet ve geliģim, sosyal bütünleģme, yerel-ekonomik kalkınma, tarihi ve kültürel mirasın ve doğal çevrenin korunması, zarar azaltma ve risk yönetimi, sürdürebilirliğinin sağlanması vb. ilkeler çerçevesinde kapsamlı ve bütünleģik bir yaklaģımla ele alınması gereken bir konudur. c) Sürdürülebilir Kent Formu ve Enerji Verimliliği: AĢırı yayılmıģ kent formlarının kentsel geliģme ve ulaģım açısından sürdürülemez olduğu, küresel ısınmaya yol açtığı, buna karģın yayılmayan ve çok-merkezli kent formlarının daha sürdürülebilir olduğu kabul görmektedir. Sanayide enerji verimliliği, binalarda enerji performansı ve ulaģımda enerji verimliliği konularındaki uygulamaların kentsel alanlarda daha geniģ ele alınması zorunludur. Birçok ulusal ve uluslararası çalıģmada kentlerin aģırı yayılmasının önlenmesi gerektiği ifade edilmektedir. Azalan enerji harcamalarının sonucu olarak daha düģük yaģam maliyetleri ve yerel yönetimler için azalan altyapı maliyetleri gibi farklı sürdürülebilirlik hedeflerini yerine getirmektedir. KentleĢme ve kentsel yaģam kalitesi konusu çok sayıda bölgesel plan ve strateji belgesinde yer almaktadır. Ġzmir BüyükĢehir Belediyesi Stratejik Planı nda kentsel yaģam kalitesini artırmaya yönelik altyapı uygulamaları ile kent genelinde ulaģımın kolaylaģtırılması, ulaģımda güvenli konforlu ve çevre dostu teknolojiye sahip bir yapısı ile bireysel seyahat kalitesinin arttırılması hedeflenmektedir. Ayrıca ulaģım entegrasyonunun geliģtirilmesi ve kentin dokusuna uygun alternatif toplu ulaģımın çeģitlendirilmesi, kent dinamiklerine uyumlu özgün mimari ve kentsel dokusunu koruyan bir planlama anlayıģı güvenli, sağlıklı ve doğal afetlere hazırlıklı bir kent yaratılması hedeflenmektedir. Ġzmir BüyükĢehir Belediyesi tarafından geliģtirilen Ġzmirlilerin Denizle ĠliĢkisini Güçlendirme Projesi Tasarım Stratejisi nde yaģam kalitesinin iyileģtirilmesi ve kentsel geliģmenin ekolojik sürdürülebilirliğinin sağlanması baģlığı altında Ģu hedefler tanımlanmıģtır: Gerilimi düģük yaģam biçiminin tahrip edilmesini önleyerek yaģam kalitesinin geliģtirilmesi: Ġzmirlilerin gündelik yaģamı içinde denizle iliģkisini çok yönlü olarak geliģtirmek Ġzmir deki yaģam kalitesinin oluģmasında özel bir yere sahip olan huzurlu konut dıģı yaģamın korunması, çeģitlendirilerek zenginleģmesine çalıģmak YaĢam kalitesinin toplum içindeki daha adil dağılımını sosyal politikalar geliģtirerek sağlamak 113

114 Kentin geliģmesinin ekolojik sürdürülebilirlik koģulunun yerine getirilmesi: Ġzmir in kompakt ve yoğun yerleģme dokusunu sürdürürken bu yerleģme dokusu içinde sosyal donatı eksikliklerini gidermek Kentte fosil yakıt kullanarak üretilen enerjinin tüketimini azaltmak için bina yapımı ve üretim faaliyetlerini en az enerji kullanacak biçimde yeniden Ģekillendirmek Kent içi ulaģımda toplu ulaģımın payını sürekli artırmak İzmir Ne Diyor? Ġzmir de topoğrafya, verimli tarım alanları, orman alanları, askeri alanlar, deniz gibi doğal ve fiziki eģikler, yapılaģmıģ çevreyi ve kentsel geliģmeyi Ģekillendiren baģlıca unsurlar olmuģtur. EĢiklerle çevrili kentin bu yapısı mekânsal geliģmenin yağ lekesi biçimindeki geliģme yerine aksiyel geliģme ya da alt bölgesel odaklanmalara imkan vermektedir. Ġzmir BüyükĢehir Belediyesi 1/ Ölçekli Çevre Düzeni Planı nda Ġzmir, körfez çevresinde bulunan kentin kalbi konumundaki alan merkez olarak, bunun yanında coğrafik konumuna göre kuzeygüney ve doğu-batı yönlerinde olmak üzere geliģme aksları biçiminde ele alınmıģtır. İzmir de merkez yerleşim sürdürülebilirlik ve yaşanabilirlik açısından zayıf performans sergilemektedir. Tarihsel referansları son derece güçlü olan merkez (Konak, Karabağlar, KarĢıyaka, Çiğli, Bayraklı, Bornova, Buca, Gaziemir, Balçova, Narlıdere, Güzelbahçe) doğal olarak yoğun bir yapılaģmaya maruz kalmıģtır. Ġzmir BüyükĢehir Belediyesi 1/ Ölçekli Çevre Düzeni Planı nda merkezdeki problemi geçmiģten günümüze kadar önemli miktarda nüfusu kendisine çekebilecek kadar ciddi ölçeklerde kamu ve özel sektör yatırımlarına konu olmuģ olması değil, bir yerleģme sisteminden baģarması beklenen sürdürülebilirlik, yaģanabilirlik ve hakçalık ilkelerini karģılayamayacak derecede performansının düģmüģ olması olarak tanımlamaktadır. Çoğu geliģmiģ ülke metropollerinin de önemli bir sorunu olan çeper saçaklanması, kentin dıģında ama kente bitiģik olan aynı zamanda bütünüyle kırsal özelliklere sahip bulunmayan bölgelerin kontrol dıģı kalan, arazi devir ve yapılaģma süreçlerine iģaret etmektedir. Ġzmir merkezinin çeperi de, ne yazık ki, konut, sanayi, depolama ve turizm amaçlı yapılaģmaların konu olduğu saçaklanma sürecini yaģamaktadır. Örneğin, Güzelbahçe ile Seferihisar arasında kalan çeper bölgesinin konut amaçlı kısmi yapılaģmalarla saçaklanıyor olması, Seyrek yerleģmesi etrafında sanayi ve konut amaçlı saçaklanmalar, Gaziemir ile Torbalı arasında kalan çeper alanının yine konut, sanayi ve depolama amaçlı olarak saçaklanması, problemin büyüklüğünü yeteri kadar açıklamaktadır. Bir diğer problem ise mevcut kentsel geliģme dinamiklerinin, özellikle 5216 sayılı yasa ile büyükģehir sınırlarının geniģlemesinden önce, birbirinden bağımsız iģleyen ve sadece imar düzenleme yetkisiyle sınırlı tutulan bir yerelleģme pratiği sergilemiģ olmasıdır. Bu pratiğin bir sonucu olarak merkez ve ilçe belediyeleri kendi bünyelerinde imar düzenleme yetkilerini kullanmıģ ve kentsel bölgede parçalı bir imar deseni oluģmuģtur. 114

115 Öte yandan farklı imar otoriteleri tarafından oluģturulan ve yerel olmaktan çok merkezi idareyi temsil eden pek çok karar da bu desene süreç kapsamında eklenmeyi sürdürdü. BütünleĢik bir yaklaģımdan temellenemeyeceği açık olan bu tür bir pratik, bugün parçalanmıģ, rasyonel ve sürdürülebilir iģ görme kapasitesini kaybetmiģ, kentsel bölgenin bütünüyle tutarlı iliģkiler oluģturmakta giderek zorlanan bir miras bırakmıģtır. Kentsel geliģmeye iliģkin bu makro sorunlar dıģında, yapılı çevre ve içindeki konut varlığı açısından önemli baģka sorunlar göze çarpmaktadır. Bunlar konut stokunun yaģlı ve afet güvenliği açısından zayıf olması ve konut alanlarının sosyal ve teknik altyapı anlamında yetersizlikler sunması olarak özetlenebilir. Ayrıca konuta eriģim imkânlarının yetersizliği ve önemli miktarda ikinci konut varlığı da önemli sorunlar arasındadır. İzmir, afet risklerine karşı önlem alınması gereken öncelikli bölgelerdendir. Türkiye deki büyük kentlerin 1950 li yıllardan beri yoğun olarak yaģadığı göç ve plansız kentleģme sorununu Ġzmir de yaģamıģtır yılları arasında göçe dayalı hızlı nüfus artıģı, denetimsizlik ve plansızlıklar sonucunda kentin yerleģime uygun alanlarının yaklaģık yarısı kaçak yapılaģmıģtır. TÜĠK 2000 yılı Bina Sayım Ġstatistikleri nde Ġzmir ili kentsel konut stoku olarak belirlenmiģtir. Binaların yaklaģık % 46 sının inģa tarihi 1990 ve öncesi döneme rastlamaktadır. Bu oran Ġstanbul (% 43) ve Ankara ya (% 34) göre daha yüksektir. Bununla paralel olarak Ġzmir de 2001 yılı ve sonrası yapılan binaların oranı % 15,4 ile üç büyük kent arasında en düģük seviyededir. Yapım yılı eski olan binaların ağırlıklı olması, izinsiz ve düzensiz yapılaģmıģ alanlar, mevcut yapılaģmada fiziksel ve teknik eksikliklerden doğan yetersizlikler yapılı çevreye dair önemli sorunlar olarak öne çıkmaktadır. Kentsel boģlukların, ortak kamusal alanların ve yeģil alanların yetersizliği söz konusudur. KiĢi baģına düģen yeģil alan üzerine güncel bilgilere eriģilemese de 2007 yılı Ġzmir Kent Sağlık Profili nde kiģi baģına düģen aktif yeģil alan 3,46 m 2 olarak belirtilmiģtir. Bu miktar 10 m 2 olan yasal standartların oldukça altındadır. Ġzmir 1996 yılında yayınlanan Türkiye Deprem Haritası na göre 1. derece deprem bölgesinde yer almaktadır. Bu nedenle bölgede yapı güvenliği konusu kritik önem taģımaktadır. Güvenilirliği olmayan deprem ve heyelan riski yüksek olan bölgelerde yoğunlaģmıģ önemli miktarda yapı stoku bulunmaktadır. Bunun yanında küresel iklim değiģikliği ve yağıģ disiplininin düzensizleģmesi bölgede ani sel ve su baskınları, kuraklık ve orman yangınları gibi riskleri de beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla deprem dıģında gerek kentsel gerek kırsal bölgelerde sel, kuraklık, orman yangınları, heyelan, kaya düģmesi gibi çok çeģitli ciddi afet riskleri söz konusudur. 115 Kentsel DönüĢüm ve GeliĢim Projeleri: Kadifakele, YeĢildere, Ballıkuyu, CennetçeĢme, Aktepe - Emrez Mahalleri, Uzundere Mahallesi, Ege Mahallesi, Torbalı, Menemen, Bayındır Ġlçeleri, Bayraklı KarĢıyaka-Örnekköy

116 Bu bağlamda Ġzmir, tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların DönüĢtürülmesi Hakkında Kanun kapsamında uygulanacak kentsel dönüģüm açısından öncelikli illerden birisidir. Bu çerçevede halihazırda kentsel dönüģüme iliģkin çok sayıda çalıģma yürütülmektedir. Diğer yandan, Kıyı Alanları Mekânsal Strateji Planı, aynı zamanda bir turizm merkezi olan Ġzmir de kıyı alanında yerleģim alanlarının %41 inin yazlık konut kullanımında olduğunu ve Ġzmir ili kıyılarında yazlık konut yer aldığını belirtmektedir. Yazlık konut alanları, Dikili, Kıyıların sürdürülebilir kullanımı ve yazlık konut stokunun değerlendirilmesi İzmir için önemli konulardandır. Foça, Urla, ÇeĢme, Seferihisar ve Menderes kıyılarında yoğunlaģmıģtır. Toplumun sınırlı bir kesimine belli sürelerde hizmet veren yazlık konutların daha verimli kullanımı için turizm amaçlı ve toplum yararına kullanımının teģviki önerilmektedir. Bu amaçla yazlık konutların turizm amaçlı kullanımı için özendirici projeler geliģtirilmelidir. Yazlık konutların değerlendirilmesi hem stokun verimli kullanımı hem de bölgenin ekonomisi açısından önem taģımaktadır. Diğer yandan, Ġzmir de alınan konut yapı ruhsatı sayıları inģaat sektörünün 2004 yılından itibaren önemli oranda sıçrama gösterdiğini ve 2011 yılında en yüksek seviyeye ulaģtığını ortaya koymaktadır. Konut inģaatları ile paralel olarak alınan yapı kullanım izinleri de artıģ eğilimi içindedir yılı sonu itibariyle, Türkiye deki toplam yapı ruhsatlarının % 6,3 ü, yapı kullanım izinlerinin ise % 7,2 si Ġzmir de alınmıģtır. Yeni üretilen konutların güvenli, farklı ihtiyaçlara uygun nitelikte ve ekonomik açıdan eriģilebilir olması, ayrıca konut çevrelerinin mevcut kentte eksikliği çekilen yeģil alan, sosyal donatılar gibi kentsel standartlar açısından yeterli olması önem taģımaktadır. HEDEF 1: Sürdürülebilir bütüncül kıyı yönetimi sağlanacak, İzmir'in deniz ile ilişkisi güçlendirilecektir. Ġzmir in kıyı alanları ile ilgili düzenlemeler getiren iki önemli çalıģma bulunmaktadır. Bu çalıģmalar Çevre ve ġehircilik Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleģtirilen Ġzmir Ġli Kıyı Alanları Mekânsal Strateji Planı ile Ġzmir BüyükĢehir Belediyesi tarafından oluģturulan Ġzmirlilerin Denizle ĠliĢkisini Güçlendirme Projesi Tasarım Stratejisi çalıģmalarıdır. Ġzmir de sürdürülebilir bütüncül kıyı yönetiminin sağlanması ve kentlinin deniz ile iliģkisinin güçlendirilmesi için söz konusu çalıģmalar ile tanımlanan strateji, hedef ve eylemlerin hayata geçirilmesi önemlidir. Bu kapsamdaki çalıģmalar teģvik edilecektir. Özellikle Dikili, Foça, Urla, ÇeĢme, Seferihisar ve Menderes kıyılarında yoğunlaģmıģ olan 116 Yazlık konutların yoğunlaģtığı yerleģimler: Dikili, Çandarlı, Bademli, Denizköy Aliağa-YeniĢakran Eski ve Yeni Foça Narlıdere, Güzelbahçe, Urla- Ġskele, ÇeĢmealtı, Gülbahçe Karaburun, Mordoğan ÇeĢme, Ilıca, ġifne, Reisdere, Ildırı, Altınkum ve Güvercinlik Seferihisar, Sığacık, Doğanbey, Ürkmez, Payamlı Gümüldür, Özdere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İzmir İli Kıyı Alanları Mekansal Strateji Planı

117 yazlık konutların turizm amaçlı kullanımı için özendirici projeler geliģtirilecektir. HEDEF 2: Kentsel yeşil alanlar ve sosyal donatı alanları artırılacak, bu alanların sürdürülebilirliği sağlanacaktır. Ġzmir de yerleģme dokusu içinde ihtiyaç duyulan yeģil alan baģta olmak üzere, sosyal donatı ve teknik altyapı alanlarının miktarını, kalitesini ve sürdürülebilirliği artırılacaktır. Avrupa YeĢil BaĢkenti Ödülü gibi çevresel iyileģtirme ve sürdürülebilirliği destekleyici unvanlara sahip olmak Ġzmir yeģil baģkent olacak potansiyele sahiptir Kalkınma Çalıştayı, Temmuz 2013 yönünde çalıģmalar yapılması teģvik edilecektir. Toplumun geneline yönelik parklar, kültürel tesisler, spor alanları gibi sosyal donatı ve rekreasyon alanları yaygınlaģtırılacak, mevcut olanlar iyileģtirilmelidir. BaĢta yaģlılar, çocuklar, gençler, kadınlar ve engelliler olmak üzere, farklı toplumsal grupların kullanımına uygun olarak sosyal donatı ve rekreasyon alanlarının nitelik ve kapasitesi artırılacaktır. HEDEF 3: Kentsel dönüşüm uygulamalarında yerinde dönüşüm, İzmir'e özgü kültürel zenginliklerin korunması ve sosyal dönüşümün desteklenmesi sağlanacaktır. Kentsel dönüģüm, sağlıklaģtırma ve yenileme projeleri kapsamında ele alınan gecekondu, mevcut yapı stokları ve kent içindeki tarihi ve kültürel mekanlara yönelik gerçekleģtirilen çalıģmalar desteklenecektir. Kentsel dönüģüme yönelik çalıģmalar yürüten karar verici ve uygulayıcı kurumların kentsel dönüģüme dair kriterlerini, sürecin etkilediği sosyal kesimler ve alanlar için sosyal, ekonomik, kültürel ve mekânsal temel referans ve ilkelerini ortaya koyan Kentsel DönüĢüm Rehberi oluģturulmasına destek verilecektir. Kentsel dönüģüm uygulamaları ile afet risklerinin azaltılması, sosyal ve teknik altyapı açısından kentin daha yaģanabilir hale getirilmesi, iģlev ve tasarımın öne çıkartılması, yöresel özelliklere, kent estetiğine ve Kentsel dönüģüm karakterine uygun yaklaģımlar geliģtirilmesi, çevreye gerçekleģtirildiği takdirde duyarlı yapı ve yerleģmelerin oluģturulması Ġzmir in geliģmesi daha önceliklendirilecektir. BaĢta kentin tarihi ticari olumlu olacaktır merkezi olan Kemeraltı olmak üzere, Alsancak, Liman Arkası, Salhane ve Bayraklı bölgesinin iģ alanı ve İzmir Vatandaş Toplantısı, ticaret merkezlerinin dönüģüm ve yenilemeleri Mayıs 2013 gerçekleģtirilecektir. Bu alanlara ulusal düzeydeki Ģirketlerin merkezlerinin çekilmesini desteklemek üzere tanıtım çalıģmaları yapılacaktır. HEDEF 4: Afet riski taşıyan alanlarda altyapı ve afet yönetimi kapasitesi güçlendirilecektir. Acil bir durumda yaģamsal öneme sahip olan hastaneler, itfaiye ve güvenlik teģkilatı gibi sağlık ve acil durum hizmetlerini sunacak altyapı geliģtirilecektir. Daha çok il merkezinde yoğunlaģan altyapının birbirine ve diğer bölgelere kritik ulaģım ağlarından bağlanması sağlanacaktır. Afet yönetiminin üstyapısını oluģturan eğitim, kurumsal kapasite ve bilinç kapasitesi 117 Sanayi ve konut alanlarının iç içe geçmiģ olması, deprem riski olan konutlara yönelik denetimlerin yetersizliği ve sıklıkla su baskınlarının yaģanması Ġzmir deki önemli sorunlardır İzmir Vatandaş Toplantısı, Mayıs 2013

118 geliģtirilecektir. Kamuoyunun olası bir afet ve acil duruma iliģkin risklerin farkında olmasını ve bu risklerin en aza indirilmesini sağlayacak, afet sırası ve sonrasında acil durumu eģgüdüm içerisinde yönetecek kurumların kapasitesi artırılacaktır. Bu açıdan ilde bütüncül bir afet yönetim sisteminin geliģtirilmesi gerekmektedir. HEDEF 5: Kentsel gelişimin planlanmasında çevre yönetimi, yeşil ulaşım, verimli ve temiz enerji kullanımı önceliklendirilecektir. Kentsel geliģme planlanırken verimlilik ve enerji kullanımını azaltılması ilkesinin gözetilecektir. Toplu taģımanın güçlendirilmesi, motorsuz taģımacılığın (bisiklet, yürüyüģ) özendirilmesi, ilgili altyapının geliģtirilmesi ve araç bağımlılığının azaltılması önceliklendirilecektir. Toplu taģıma sistemlerinin kalitesini yükseltecek ve yolcu memnuniyetini artıracak uygulamalar geliģtirilecektir. Bisiklet kullanımını artırmak amacı ile özendirici çağrılar Ġzmir de bisiklet ve buna benzer araçların kullanımı yaygınlaģtırılmalıdır İzmir Vatandaş Toplantısı, Mayıs 2013 yapılması, özel günlerde farkındalık etkinlikleri düzenlenmesi, belediyeler tarafından bisiklet kiralama alanları kurulması ve güzergahlar belirlenmesi gibi uygulamalar hayata geçirilecektir. Kentin geliģme deseninin de belirleyici olduğu bu unsurların sağlanması için kentsel saçaklanmalardan ve aģırı yayılmadan mümkün olan ölçüde kaçınılacak, mevcut kentsel arazinin verimli kullanımı gözetilecektir. Bu kapsamda yüksek yoğunluklu, kompakt geliģme biçimine yönelik uygulanacak politikalar doğal afetlerden doğacak risklere duyarlı olacaktır. Ġklim ve kentsel politika hedefleri arasında sinerjiler ve kazan-kazan durumları yaratılması için sistematik ve çok sektörlü bir stratejik planlama anlayıģı geliģtirilecektir. Bu amaçla uygulanacak politikalar idari sınırları aģan bir kapsama sahip olduğunda yerel yönetimler arasında iģbirlikleri geliģtirilecektir. Tablo 15:İyileştirilmiş Kentsel Yaşam Stratejik Önceliği Kapsamındaki Hedefler ve Uygulama Bilgileri NO HEDEF Sürdürülebilir bütüncül kıyı yönetimi sağlanacak, Ġzmir'in deniz ile iliģkisi güçlendirilecektir. Kentsel yeģil alanlar ve sosyal donatı alanları artırılacak, bu alanların sürdürülebilirliği sağlanacaktır. Kentsel dönüģüm uygulamalarında yerinde dönüģüm, Ġzmir'e özgü kültürel zenginliklerin korunması ve sosyal dönüģümün desteklenmesi sağlanacaktır. Afet riski taģıyan alanlarda altyapı ve afet yönetimi kapasitesi güçlendirilecektir. Kentsel geliģimin planlanmasında çevre yönetimi, yeģil ulaģım, verimli ve temiz enerji kullanımı önceliklendirilecektir. Uygulama Dönemi Kısa (3yıl) Orta (5 yıl) Uzun (10 yıl) Performans Göstergesi Bisiklet yolları uzunluğu 118

119 4.2.4 ERİŞİLEBİLİRLİK VE ULAŞIM ALTYAPISI GELİŞME EKSENİ II: YÜKSEK YAŞAM KALİTESİ Öncelik 1 Sağlık Öncelik 2 Sürdürülebilir Çevre Öncelik 3 İyileştirilmiş Kentsel Yaşam Alanları Öncelik 4 Erişilebilirlik ve Ulaşım Altyapısı Bölgesel kalkınmanın temel bileģenlerinden birisi de eriģilebilirlik düzeyidir. EriĢilebilirlik kavramı basitçe, "bir yere ulaģabilme kolaylığı" olarak tanımlanabilir. Ulusal pazara yakınlık, farklı ulaģım türlerinin kullanımına uygunluk gibi faktörler eriģilebilirliğin temel göstergeleri arasındadır. Bir bölgenin eriģilebilirliğinin artması, o bölgenin ekonomisini olumlu yönde etkileyerek bölgenin istihdam ve gelir düzeyinde artıģ sağlayacaktır. Türkiye'de yer alan bölgeler, coğrafi konumları ve ulaģtırma bağlantıları açısından aynı düzeyde eriģilebilirliğe sahip değildir. EriĢilebilirlik açısından Ġzmir, Ege Bölgesi içerisinde merkezi bir yere sahip olup Türkiye genelinde Ġstanbul ve Ankara'nın ardından üçüncü sırada yer almaktadır. Bir bölgenin eriģilebilirlik düzeyini artırmak için, o bölgenin ulaģım altyapısını geliģtirmek ve iyileģtirmek gerekmektedir dönemi için AB tarafından ulaģtırma altyapısının güçlendirilmesine yaklaģık 600 milyon Avro IPA fonu tahsis edilmiģtir. Türkiye'de de son yıllarda ulaģtırma altyapısına yönelik olarak karayolu, demiryolu ve havayolu yatırımlarına ağırlık verilmektedir yılı Yatırım Programı'nda, ulaģtırma-haberleģme sektörüne ayrılan pay % 28 ile tüm sektörler arasında ilk sıradadır. Türkiye'de ulaģım türleri arasında karayolunun payı, yolcu ve yük taģımada yaklaģık % 90'dır yılı sonuna kadar karayolunun payının yükte % 60, yolcu taģımada ise % 72 seviyesine çekilmesi hedeflenmiģtir. Bu hedefe ulaģabilmek için, taģımaların ulaģtırma türleri arasında dengeli bir Ģekilde dağılımına ve karayolu dıģındaki ulaģım türlerinin payının artırılmasına ihtiyaç vardır. Dünya genelinde hızlı bir geliģme gösteren lojistik sektörü, hem kendi içinde taģıdığı büyüme potansiyeli hem de Türkiye nin birçok ekonomik hedefe ulaģmasında oynayacağı temel rol itibarıyla büyük öneme sahiptir yılı Lojistik Performans Endeksi ne göre Türkiye, 2007 yılına göre 7 basamak ilerleyerek 155 ülke içerisinde 27. sırayı almıģtır. Lojistik sektörünün 2023 yılına kadar yıllık büyüme hızının ortalama % e ve sektör harcamalarının ise GSMH nin % sine ulaģabileceği öngörülmektedir. Enerji bakımından dıģa bağımlı bir ülke olan Türkiye de sürdürülebilir bir ulaģım politikası için öncelik, kent içi toplu taģıma sistemlerinin farklı modlarda yaygınlaģtırılmasına verilmelidir. KiĢilerin kent içi hareketliliğinin toplu taģıma araçları ve bunun yanı sıra motorsuz ulaģım (bisiklet ve yaya) kullanarak sağlanması, hem kullanıcılar hem de ülke için daha ekonomik ve çevre dostu bir yaklaģımdır. 119

120 İzmir Ne Diyor? Ġzmir, Türkiye nin üçüncü, Ege Bölgesi nin de en büyük ili olarak yoğun bir yolcu ve yük trafiğine sahiptir. Ege Bölgesi'nin merkezi Ġzmir, bu konumu itibariyle ulusal bağlantıların da geçiģinde yer almaktadır. Kuzeyden güneye uzanan trafiği ile tarım, sanayi ve turizm alanlarını birbirine bağlamaktadır. Bunun yanı sıra Ġzmir Limanı'nın gerek kruvaziyer limanı gerekse ihracat limanı olarak kullanımı ve Adnan Menderes Havalimanı'nın varlığı sayesinde uluslararası bağlantılara da sahiptir. Devam eden bölünmüş yol çalışmaları, kırsal kesimdeki ilçelere olan erişimi güçlendirecektir. Ġzmir ili sınırları içinde toplam km lik karayolu yol ağının km si devlet ve il yolu, 213 km si otoyol, km ise köy yoludur. Ġzmir ili, il ve devlet yolu uzunluğu açısından tüm iller arasında beģinci, Ege Bölgesi illeri arasında birinci sırada yer almaktadır. Kuzey aksında Bergama ve Dikili, güney aksında Torbalı ve Selçuk'a kadar bölünmüģ yol çalıģmaları tamamlanmıģ olup iç kesimlerde yer alan Bayındır, ÖdemiĢ ve Kiraz ilçelerine bölünmüģ yol yapımına baģlanmıģtır. YĠD modeliyle gerçekleģtirilecek ve tamamlandığında Ġzmir-Ġstanbul arasını 3,5 saate indirecek otoyol yapım çalıģmasına baģlanmıģ, 2017 yılı sonunda bitirilmesi hedeflenmektedir. Ġzmir-Ankara Otoyolu'nda ise proje yapım çalıģmaları devam etmektedir. Anadolu topraklarındaki ilk demiryolu hattının 1866 yılında Ġzmir-Aydın arasında iģletmeye alınmıģ olması sebebiyle, Ġzmir in demiryolu ulaģımında öncü ve farklı bir yeri vardır. Ancak demiryolu kültürünü çok uzun yıllar önce edinmiģ olan Ġzmir de, demiryolu ulaģımının son yıllara kadar yeterince geliģtiğini söylemek güçtür. İzmir, demiryolu ulaşımında öncü bir kenttir. Aliağa-Bergama arasında 50 km lik çift hatlı bir demiryolunun uygulama projeleri tamamlanmıģtır. ÖdemiĢ-Kiraz arasında 30 km lik yeni demiryolu hattının yapımı ihale aģamasındadır. Ġzmir-Ankara arasındaki 824 kilometrelik mesafeyi, 16 saatten 3,5 saate indirecek Yüksek Hızlı Tren (YHT) projesinin 1. etabı olan Polatlı-Afyonkarahisar bölümünün yapımına baģlanmıģ ve 2018 yılı sonuna kadar iģletmeye alınması hedeflenmiģtir. Afyonkarahisar-Ġzmir arası proje çalıģmaları devam etmektedir. İzmir'den Amerika ve Avustralya kıtalarına direkt uçuş yoktur. Ġzmir, havayolu ile eriģilebilirlik düzeyi açısından Ġstanbul, Ankara ve Antalya nın ardından dördüncü sırada yer almaktadır. Ġlde uluslararası nitelikteki Adnan Menderes Havalimanı'nın yanı sıra Selçuk ve Çiğli- Kaklıç askeri havaalanları bulunmaktadır. Ġzmir hava trafiğinin rahatlatılması ve bölge turizmine katkı sağlanması amacıyla, Ġzmir'in kuzeyinde ve ÇeĢme'de yeni 120

121 havaalanları yapımı da planlanmaktadır. Bölgeye hizmet veren Adnan Menderes Havalimanı'nın yıllık yolcu kapasitesi, yapımı devam eden yeni iç hatlar terminali ile 2,5 kat artarak 25 milyon kiģiye ulaģacaktır. Havalimanı ndan 3 kıtada 103 destinasyona uçuģ yapılmaktadır. Ġzmir'den Amerika ve Avustralya kıtasına direkt uçuģ gerçekleģtirilmezken, bazı Avrupa baģkentlerine de Ġstanbul aktarmalı olarak bağlantı sağlanmaktadır. Ġzmir, Batı Anadolu'nun deniz yoluyla dıģa açılan kapısı konumundadır. Denizyolu eriģilebilirliği açısından yüksek bir potansiyele sahip olmasına rağmen, bu özelliğini ancak son yıllarda etkin olarak kullanmaya baģlamıģtır yılında 5 gemi ve turist ile baģlayan kruvaziyer turizmde, 2012 yılında 286 sefer ile 510 binin üzerinde turist misafir İzmir'in denizyolu potansiyelini daha etkin kullanması gereklidir. etmiģtir. Ġzmir Limanı'nın yolcu bölümünü konteyner bölümünden ayırarak 5 geminin yanaģabileceği bağımsız bir kruvaziyer liman haline getirecek projenin tamamlanmasıyla, liman Akdeniz'in en büyük kruvaziyer limanı olması hedeflenmektedir. Kruvaziyer turizmdeki bu yükseliģe rağmen, ilçelerin birbirleriyle ve komģu Yunan Adaları'yla olan denizyolu bağlantısı zayıftır. Ġzmir'de kent içi ulaģım, karayolu, raylı Kent içi ulaşımda sistemler ve denizyolu ile yapılmaktadır. denizyolunun payı Günlük ortalama 1 milyon 250 bin yolcunun % sadece % 3'tür. 74 ü karayoluyla, % 23 ü raylı sistemlerle, sadece % 3 ü denizyoluyla taģınmaktadır. Özellikle metro ve banliyö (ĠZBAN) sisteminin kullanılmaya baģlanması ile birlikte karayolunun ulaģımdaki payı azalmaktadır. TCDD ve ĠBB iģbirliğinde, 2011 yılında iģletmeye açılan Aliağa-Cumaovası arasındaki 80 km lik ĠZBAN hattında 2012 yılında 50 milyonun üzerinde yolcu taģınmıģtır yılı sonu itibariyle hattın kuzeyde Bergama'ya, güneyde Selçuk'a kadar uzatılması sonrasında, toplam hat uzunluğu 186 km.ye ulaģarak "dünyanın en uzun banliyö hattı" olacaktır. Kuzeyde Bergama, güneyde Selçuk'a kadar uzatılacak İZBAN hattı, dünyanın en uzun banliyö hattı olacaktır. Yapımı devam eden Üçyol-Üçkuyular metro hattında Ġzmirspor ve Hatay istasyonları iģletmeye alınmıģ, Göztepe, Poligon ve Fahrettin Altay istasyonlarının 2014 yılı baģında tamamlanması hedeflenmektedir. Mevcut metro hatlarının yanı sıra, Halkapınar-Otogar, Fahrettin Altay-Narlıdere ve Üçyol-DEÜ Tınaztepe Kampüsü metro projelerinin UlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanlığı tarafından yapılması için ĠBB tarafından baģvuruda bulunulmuģtur. Ġzmir UlaĢım Ana Planı'nın ortaya koyduğu öngörüler çerçevesinde, Ġzmir de ana arterlerde trafik sorunlarını en aza indirmek, bu arterleri otobüslerden arındırmak, diğer taraftan da kent içinde modern, yüksek kapasiteli, enerji dostu araçlarla ulaģımı 121

122 sağlamak amacıyla ĠBB tarafından Fahrettin Altay-Halkapınar ve Alaybey-MaviĢehir tramvay projelerinin hayata geçirilmesi planlanmıģtır. Ġzmir Körfezi'nde yolcu ve araç taģımacılığı 4 adet arabalı vapur, 5 yolcu gemisi ve 16 adet yolcu motoru ile ĠZDENĠZ A.ġ. tarafından yapılmaktadır. ĠBB tarafından mevcut gemilerin yeni ve modern gemiler ile değiģtirilmesi amacıyla, 400 yolcu İzmir'de, döneminde yüz bin kişiye düşen otomobil sayısındaki artış % 11'den fazladır. kapasiteli 15 adet katamaran tipi yeni yolcu gemisi alımı yapılmaktadır. Çevre ve engelli dostu yeni gemilerin teslimatı yılları arasında gerçekleģecektir. Güçlü bir deniz taģımacılığı olanağı sunan Ġzmir de, denizyolu ulaģımının cazibesinin artırılmasına yönelik çalıģmalar gerekmektedir yılı verilerine göre Ġzmir de yüz bin kiģiye otomobil düģmektedir döneminde Ġzmir de yüz bin kiģiye düģen otomobil sayısındaki artıģ % 11 den fazladır. Motorlu kara taģıtlarının sayısındaki bu düzenli artıģ trafik yoğunluğunun, hava kirliğinin ve otopark talebinin artmasına neden olmaktadır. KüreselleĢme ve beraberinde yaģanan rekabetle birlikte önemi daha çok artan lojistik sektörü Ġzmir için de önem arz eden bir sektördür. Lojistik alanında Ġzmir de gerçekleģtirilen faaliyetler ağırlıklı olarak taģımacılık, taģımacılığı destekleyici faaliyetler ve depoculuk faaliyetleridir. Lojistik faaliyetler mevcut limanlar ve çevresinde yoğunlaģmıģtır. Ġzmir Limanı, Batı Avrupa ve Kuzey Afrika arasındaki merkezi konumu ve güçlü tarım ve ticaret hinterlandıyla Türkiye nin ihraç ürünleri için çok önemli bir rol üstlenmektedir. Ġzmir Limanı na rekabet gücünü yeniden kazandırmak amacıyla yapılan yenileme yatırımları ve limana daha büyük konteyner gemilerinin yanaģmasını sağlayacak kanal taraması tamamlandığında, limanın yıllık konteyner kapasitesinin 2,5 milyon TEU ya ulaģması beklenmektedir. Son yıllarda Aliağa ilçesindeki Nemrut Körfezi nde bulunan özel sektöre ait 12 iskele ve rıhtımın kullanım oranı artmıģtır ancak iskelelere giden yolun yetersiz kalmasından dolayı trafik sorunları yaģanmaktadır. ÇeĢme Limanı'ndan Ġtalya nın Trieste Ģehrine yapılan Ro-Ro seferleri ile tırların Avrupa ya ulaģması sağlanmaktadır. Dikili Limanı da Ro-Ro hizmeti verebilir imkanlara sahip olmakla birlikte, yakıt kullanımı ile ilgili vergi istisnasından yararlanamadığı için bu hizmeti gerçekleģtirememektedir. Avrupa ile Orta Doğu ve Doğu arasındaki potansiyel kombine taģımacılık zincirinde büyük transit gemilerin yükleme/boģaltma yapabileceği bir aktarma merkezi oluģturmak amacıyla yapımına baģlanan Kuzey Ege (Çandarlı) Limanı inģaatının 2015 yılında tamamlanması hedeflenmektedir. Liman Çandarlı Limanı tamamlandığında dünyanın ilk 10 limanı arasına girecektir. 122

123 tamamlandığında dünyanın ilk 10 limanı arasına girmesi öngörülmektedir. Yapımı devam eden KemalpaĢa Lojistik Köyü'nün, karayolu ve demiryolu yüklerinin birlikte taģınmasına imkan sağlayarak kombine taģımacılığı teģvik etmesi ve Ġzmir ekonomisine büyük bir hareketlilik getirerek kiģiye yeni iģ imkanı sağlaması beklenmektedir. Ġzmir, bilgi ve iletiģim altyapısı ve bu teknolojilerin kullanımı bakımından ülke geneline göre avantajlı bir konumdadır. Kablo uzunluğu yönüyle Türkiye nin en büyük kamu yerel ağ projesi olan ĠZMĠRNET ile geliģmiģ teknolojinin kullanılması, kent yönetiminde etkinliğin arttırılıp vatandaģlara çağdaģ hizmetlerin sunulması amaçlanmaktadır. HEDEF 1: İzmir'in ulusal ve uluslararası ulaşım ağı ve erişilebilirliği güçlendirilecektir. Ġzmir ekonomisinin canlandırılması ve Ġzmir'in bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeyde rekabet edebilirliğinin artırılması için Ġzmir e olan eriģilebilirlik kolaylaģtırılacaktır. Bunun için Ġzmir'in çevre illerle, özellikle diğer metropoller olan Ġstanbul ve Ankara'yla olan bağlantıları iyileģtirilecek, Ġzmir-Ġstanbul Otoyol ve YHT Projesi ile Ġzmir-Ankara Ġzmir i diğer metropollere bağlayacak olan otoyol ve YHT projeleri en kısa zamanda hayata geçirilmelidir. Otoyol ve YHT projesi hayata geçirilecektir. Ġzmir'den yurtdıģına direkt uçuģ gerçekleģtirilen ülke ve Ģehir sayısı ile sefer sıklığı artırılacak, özellikle Amerika kıtasına ve Avrupa kıtası ülkelerinin baģkentlerine direkt uçuģların konması sağlanacaktır. Mevcut denizyolu potansiyelinin bölge içinde etkin kullanılması sağlanacak, yakın çevrede bulunan Yunan Adaları'yla olan denizyolu bağlantıları güçlendirilecektir. HEDEF 2: Merkez ve ilçeler arasındaki ulaşım bağlantıları ve kırsal ulaşım altyapısı güçlendirilecektir. ÖdemiĢ-Kiraz-Beydağ karayolu Tire-Selçuk karayolu ÖdemiĢ-Kiraz demiryolu Turizm faaliyetlerinin yoğunlaģtığı ilçelerin birbirleriyle ve Ġzmir ile bağlantıları Ġzmir in iç kesiminde yer alan ilçelerin, özellikle ÖdemiĢ-Kiraz-Beydağ aksı ve Tire-Selçuk aksının karayolu ulaģım bağlantıları iyileģtirilecektir. Kiraz ilçesinin ticari ve sosyal hayatını değiģtirebilecek nitelikteki ÖdemiĢ-Kiraz demiryolu bağlantısı hayata geçirilecektir. Aralarında sürekli bir ulaģım olanağı bulunmayan Karaburun, Foça, ÇeĢme ve Seferihisar gibi turizm faaliyetlerinin yoğunlaģtığı ilçelerin Ġzmir ile ve birbirleriyle olan bağlantıları güçlendirilecektir. HEDEF 3: Kent içi raylı ulaşım sistemleri geliştirilecektir. Ġzmir UlaĢım Ana Planı'nın ortaya koyduğu öngörüler çerçevesinde, kent içi ulaģımda karayolu ulaģımının payını azaltmak, trafik sorunlarını en aza indirmek, enerji kullanımını düģürmek amacıyla yapımı devam eden Üçyol-Üçkuyular ve projelendirilen Halkapınar-Otogar, Fahrettin Altay-Narlıdere ve Üçyol-DEÜ Tınaztepe 123

124 Kampüsü metro hatları tamamlanacak, Fahrettin Altay-Halkapınar ve Alaybey- MaviĢehir tramvay projeleri hayata geçirilecektir. Mevcut ĠZBAN hattı kuzeyde Bergama, güneyde ise Selçuk'a kadar uzatılarak, Ġzmir'in iki ucunun birbiriyle olan bağlantısı güçlendirilecektir. HEDEF 4: Kent içi ulaşımda denizyolu ulaşımının payı artırılacaktır. Kent içi ulaģımda % 3 düzeyinde olan denizyolu ulaģımının payının artırılması ve karayolu trafiğinin rahatlatılması için, mevcut gemiler çevre ve engelli dostu yeni nesil gemiler ile değiģtirilecek, mevcut iskelelerde yenileme çalıģmaları ve yeni iskelelerin oluģturulmasıyla birlikte denizyolu kullanımını teģvik edecek düzenlemeler gerçekleģtirilecektir. HEDEF 5: Kent içi ulaşımda farklı toplu taşıma türleri ve özel araç ulaşımı arasında bütünleşme sağlayacak uygulamalar geliştirilecektir. Kent içi ulaģımda, özel araç kullanımını azaltıcı ve farklı ulaģım türleri arasında bütünleģme sağlayacak uygulamalar yoluyla toplu taģıma yaygınlaģtırılacak ve özendirilecektir. Bu amaçla, kent merkezinde iskele, raylı sistem ve otobüs duraklarına yakın uygun alanlar belirlenerek ihtiyaca cevap verebilecek otopark alanları inģa edilecektir. Toplu taģıma hizmetlerinin kalitesini artıracak çalıģmalar yapılacaktır. Toplu ulaģım sisteminin kullanımını artıracak uygulamalar hızla hayata geçirilmelidir. HEDEF 6: Kentsel ulaşım altyapısı yaya, bisiklet ve engelli ulaşımına uygun hale getirilecektir. Kent içi ulaģım sisteminin tamamlayıcısı olarak, yaya ve bisiklet ulaģımının özendirilmesi amacıyla, Ġnciraltı'ndan Sasalı'ya kadar olan sahil Ģeridi öncelikli olmak üzere yaya ve bisiklet yolları artırılacaktır. YayalaĢtırılacak alanlar, çevresiyle birlikte bir çekim merkezi oluģturulacak Ģekilde tasarlanacaktır. Kent içi ulaģım altyapısı engellilerin rahatça seyahat etmelerini sağlayacak Ģekilde düzenlenecektir. HEDEF 7: İzmir Limanı'nın ulaşım bağlantıları, altyapısı ve hizmet olanakları güçlendirilecektir. Ġzmir Limanı na rekabet gücünü yeniden kazandırmak amacıyla yapılan yenileme yatırımları ve limana daha büyük gemilerin yanaģmasını sağlayacak yaklaģım kanalı taraması tamamlanarak limanın yıllık konteyner kapasitesi artırılacaktır. Limanın karayolu ve demiryolu bağlantıları iyileģtirilerek kombine taģımacılık imkanı geliģtirilecektir. HEDEF 8: Ulaşım yatırımlarında lojistik sektörünün gereksinimleri göz önünde bulundurularak demiryolu ve deniz taşımacılığına öncelik verilecektir. Son yıllarda önemi hızla artan lojistik sektöründe Ġzmir'in var olan potansiyelini 124

125 Ġzmir Limanı Kuzey Ege (Çandarlı) Limanı Nemrut Limanı ÇeĢme Limanı Dikili Limanı KemalpaĢa Lojistik Köyü güçlendirmek amacıyla, yapımı devam eden Kuzey Ege (Çandarlı) Limanı ve KemalpaĢa Lojistik Köyü yatırımları, olası bölgesel etkileri de göz önünde bulundurularak tamamlanacaktır. Mevcut ve yapımı devam eden limanların ve lojistik merkezlerin karayolu ve demiryolu bağlantıları, kombine taģımacılığı destekleyecek Ģekilde güçlendirilecek, özellikle Kuzey Ege (Çandarlı) Limanı'na ve Nemrut Körfezi'nde bulunan iskelelere eriģim kolaylaģtırılacaktır. Ġzmir Limanı, Kuzey Ege (Çandarlı) Limanı ve KemalpaĢa Lojistik Köyü'nün birbiriyle karayolu ve demiryolu bağlantısı sağlanacaktır. ÇeĢme ve Dikili limanlarının yük ve yolcu taģımacılığında daha etkin kullanılması için önlemler alınacaktır. HEDEF 9: Bilgi ve iletişim altyapısı güçlendirilecektir. Bilgi üreten, bilgi ve iletiģim altyapısı hızla geliģen bir kent olarak Ġzmir in bu alandaki hedefi, elde edilen bilginin kurumlar arası iģbirliğini geliģtirecek Ģekilde kullanılması olacaktır. Özellikle afet, kent yönetimi, sağlık ve ulaģtırma konularında sağlanacak bilginin tek merkezde toplanarak iģlenmesi ve paylaģılması, Ġzmir'de yaģayanların hayatını kolaylaģtıracaktır. Tablo 16: Erişilebilirlik ve Ulaşım Stratejik Önceliği Kapsamındaki Hedefler ve Uygulama Bilgileri NO 1 2 HEDEF Ġzmir'in ulusal ve uluslararası ulaģım ağı ve eriģilebilirliği güçlendirilecektir. Merkez ve ilçeler arasındaki ulaģım bağlantıları ve kırsal ulaģım altyapısı güçlendirilecektir. 3 Kent içi raylı ulaģım sistemleri geliģtirilecektir. Uygulama Dönemi Kısa (3 yıl) Orta (5 yıl) Uzun (10 yıl) Performans Göstergesi Ġzmir'den yurtdıģına direkt uçuģ gerçekleģtirilen Ģehir sayısı (adet) Kırsal ilçelere yapılan bölünmüģ yol (km.) Yapımı tamamlanan raylı sistem hattı (km.) 4 Kent içi ulaģımda denizyolu ulaģımının payı artırılacaktır. Denizyolu ulaģımının payı (%) Kent içi ulaģımda farklı toplu taģıma türleri ve özel araç ulaģımı arasında bütünleģme sağlayacak uygulamalar geliģtirilecektir. Kentsel ulaģım altyapısı yaya, bisiklet ve engelli ulaģımına uygun hale getirilecektir. Ġzmir Limanı'nın ulaģım bağlantıları, altyapısı ve hizmet olanakları güçlendirilecektir. UlaĢım yatırımlarında lojistik sektörünün gereksinimleri göz önünde bulundurularak demiryolu ve deniz taģımacılığına öncelik verilecektir 9 Bilgi ve iletiģim altyapısı güçlendirilecektir. Toplu ulaģım bağlantılı otopark sayısı (adet) Yeni yapılan yaya ve bisiklet yolu (km.) Limanda elleçlenen konteyner (TEU/yıl) Limanlara ve lojistik merkezlere yapılan karayolu ve demiryolu bağlantısı (km) ĠZMĠRNET ağından yararlanan kurum/kiģi sayısı (adet) 125

126 GELİŞME EKSENİ III: GÜÇLÜ TOPLUM 126

127 4.3 GELİŞME EKSENİ III: GÜÇLÜ TOPLUM Kalkınmayı ekonomik büyümeye indirgeyen ve ekonomi büyüdükçe toplumsal refah ve yaģam kalitesinin kendiliğinden artacağını savunan yaklaģımlar günümüzde geçerliliğini yitirmiģtir. Bunun yerine odağına insan ve toplum yaģantısını koyan, bu odağı çevreleyen demografik yapı, eğitim, sağlık, kültür, istihdam, yoksulluk, sosyal hizmetler, sivil toplum gibi sosyal yapı ve koģulları geliģtirmeye ve böylelikle kalkınmaya katkı sunmaya odaklı yaklaģımlar ön plana çıkmıģtır. Güçlü bir kalkınmanın temel dayanaklarından olan güçlü bir toplumun sağlanması ancak bireylerin ve tüm toplumsal kesimlerin mevcut ekonomik, sosyal, kültürel ve kurumsal koģullardan tam anlamıyla yararlanabilmesiyle mümkündür. Eğitim hizmetlerini en geliģmiģ biçimde yürüterek bireylerin kendi potansiyelini en üretken biçimde var edebilmesi ve istihdam açısından bireysel niteliklerine en uygun, düzgün iģ ve çalıģma koģullarına eriģebilmesiyle olasıdır. Tüm bu politika baģlıklarında ve kalkınmanın diğer eksenlerinde politikalar tasarlanıp yürütülürken en yüksek düzeyde, çok düzlemli bir yönetiģim modeli, toplumsal diyalog, katılım, hesap verebilirlik ve saydamlık koģulları elzemdir. Bu noktada, Güçlü Toplum geliģme ekseninin amacı Eğitim ve istihdam koşullarını ve sosyal hizmetler, sağlık, kentleşme, ulaşım, kurumsal karar mekanizmaları gibi diğer toplumsal süreçleri geliştirerek bireylerin ve tüm toplumsal kesimlerin bütünleşmesini sağlamak ve böylece güçlü bir toplum çerçevesi oluşturmaktır. GELİŞME EKSENİ III: GÜÇLÜ TOPLUM Öncelik 1 Eğitim Öncelik 2 İstihdam Öncelik 3 Sosyal İçerme Öncelik 4 Yönetişim ve Sivil Toplum Şekil 22: Güçlü Toplum Gelişme Ekseni Kapsamındaki Stratejik Öncelikler EĞİTİM GELİŞME EKSENİ III: GÜÇLÜ TOPLUM Öncelik 1 Eğitim Öncelik 2 İstihdam Öncelik 3 Sosyal İçerme Öncelik 4 Yönetişim ve Sivil Toplum Eğitim, Türkiye nin genç nüfus yapısından ve içinde bulunduğu demografik değiģimden temel amaçları doğrultusunda yararlanmasına ve insani geliģme ve rekabet gücü 127

128 alanlarında geliģme sağlamasına katkı yapabilecek tek ortak faktördür ve ülkemiz için stratejik önemdedir. Ülkelerin geliģmiģlik düzeyini belirleyen en önemli faktörlerden biri eğitimdir. Eğitim yoluyla beģeri sermayenin niteliklerini, iģgücünün becerilerini, verimlilik düzeyini, üretkenlik kapasitesini artırarak ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınma sağlanabilmektedir. Eğitim ile bireyler bir yandan çağdaģ teknolojilere uygun bilgi ve becerilerle donatılırken diğer yandan bireylerin nitelikleri ve sosyal, kültürel bilinç düzeyleri geliģtirilerek yaģam kalitesi iyileģtirilmekte, toplumsal refahın sağlanmasına katkıda bulunulmaktadır. Lizbon Stratejisi nin devamı niteliğinde olan ve Avrupa Birliği ekonomisinin yeniden canlandırılması için hazırlanan Avrupa 2020 Stratejisinde eğitim önemli yer tutmaktadır. Strateji ile birlik içindeki eğitim kalitesini iyileģtirmesi ve eğitime, bilgiye ve yeniliğe dayalı bir ekonomi oluģturulması planlanmıģtır. Bu kapsamda yenilikçilik becerilerine iliģkin eksikleri gidermeye yönelik yeni bir müfredatın geliģtirilmesi için eğitim ve iģ dünyası arasında bilgi iģbirliklerinin oluģturulması, eğitim ve öğrenim sistemlerinin performansının tüm aģamalarda iyileģtirilmesi ve yükseköğrenime katılımın artırılması, 2020 yılında okulu erken bırakanların oranının %15 ten %10 seviyesine düģürülmesi, yaģ arası yükseköğrenim mezunu nüfus oranının %31 seviyesinden en az %40 seviyesine yükseltilmesi hedeflenmiģtir. Strateji kapsamında mesleki eğitim ve hayat boyu öğrenme alanında hareket halindeki gençlik giriģimi ile öğrenci ve stajyer değiģimi yoluyla yükseköğrenim kurumlarının performansının ve uluslararası alandaki çekiciliğinin yanı sıra Avrupa daki her düzeydeki eğitim ve meslek eğitiminin eģitlik ve mükemmellik bağlamında kalitesinin artırılması, gençlerin istihdam olanaklarının artırılması amaçlanmaktadır. Eğitime katılım, eğitim harcamaları, hayat boyu öğrenme, yetiģkin nüfusun okuryazarlık ve eğitim durumu açısından Türkiye de olumlu yönde geliģmeler yaģanmakla birlikte, geliģmiģ ülkelerle karģılaģtırıldığında atılması gereken önemli adımlar bulunmaktadır. Ġnsani GeliĢmiĢlik Endeksi nde 83. sırada yer alan Türkiye, eğitim baģlığında 109. sırada yer almaktadır. Bilim ve teknolojideki baģ döndürücü geliģmeler ve ilerlemelerin etkisiyle sosyal ve kültürel yapımızdaki değiģme ve farklılaģmalar karģısında toplumumuzun eğitim ihtiyaçlarının büyük bir hızla artmakta, değiģmekte ve çeģitlenmekte olduğu bilinmektedir yılında Türkiye de ortalama eğitim süresi 6,5 yıl olup Dünya ortalamasının, Avrupa-Orta Asya ortalamasının ve geliģmiģ ülkelerin altında kalmıģtır. OECD 2010 yılı verilerine göre OECD ülkeleri içerisinde 4 yaģta okulöncesi kayıt oranı en düģük ülke Türkiye dir. Aynı rapora göre ülkemizde 15 yaģında olup herhangi bir yaģta okul öncesi eğitim alanların oranı % 30 un altındadır döneminde ilköğretimde derslik baģına düģen öğrenci sayısı Türkiye de ve Ġzmir de 30 dur. Türkiye ve Ġzmir ortalama değerlerinin yılına göre olumlu yönde değiģimi görülmektedir. Ancak OECD ortalamasının 21, AB-21 ortalamasının 19,8 olduğu göz önünde bulundurulduğunda derslik baģına düģen öğrenci sayısında sayının hala yurtdıģı örneklerinden yüksek olduğu görülmektedir yılında OECD ülkelerinde yaģ arası nüfusta eğitim alanların oranı ortalama % 86 dır. Bu oran Almanya, Finlandiya, Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerde % 90 ın 128

129 üzerine çıkmakta, ülkemizde ise % 61 in altında kalmaktadır. Ġlköğretim okullaģma oranına göre ortaöğretimde önemli düģüler meydana gelmektedir eğitim döneminde geçilen 12 yıllık zorunlu eğitim sisteminin Türkiye de bu oranı önemli ölçüde artırması beklenmektedir. Türkiye eğitimde cinsiyet eģitsizliği açısından hem dünya ortalamasının hem de Ġran, Bulgaristan gibi komģu ülkelerin gerisinde yer almıģtır. Türkiye de 2010 yılında 25 ve üzeri yaģ grubunda ortaöğretim ve üzeri eğitim alanların oranı kadınlarda % 27,1, erkeklerde % 46,7 iken, Avrupa ve Orta Asya ortalaması kadınlarda % 78, erkeklerde % 83,3, Dünya ortalaması ise kadınlarda % 50,8, erkeklerde % 61,7 dir. Temel eğitimin sonunda öğrencilerin yetiģkinliklerinde gereksinim duyacakları temel becerileri ne kadar edinebildiğini ölçmek amacıyla OECD tarafından 2000 yılından bu yana üç yılda bir Uluslararası Öğrenci BaĢarılarını Değerlendirme Programı (PISA) uygulanmaktadır. PISA, aynı zamanda eğitim sisteminin niteliksel çıktıları hakkında değerlendirme yapılabilmesine olanak vermektir. PISA 2009 uygulaması sonuçları 2006 uygulaması ile karģılaģtırıldığında, Türkiye nin aldığı puanların tüm testlerde artıģ gösterdiği görülmektedir. Ayrıca fen okuryazarlığı testinde en yüksek puan artıģı yakalayan OECD ülkesi Türkiye olmuģtur. Ancak Türkiye nin ortalama puanları tüm testlerde OECD ortalamasından düģük kalmaktadır. PISA 2009 sonuçlarına göre Türkiye 34 OECD ülkesi arasında yalnızca ġili ve Meksika nın üzerinde, 32. sırada yer almaktadır. Tüm ülkeler arasında (65 ülke) fen bilimleri ve matematik alanlarında 43. sırada, okuma yeterliliğinde 41. sıradadır. Diğer bir deyiģle Türkiye nin hem OECD ülkeleri hem de tüm ülkeler arasındaki sıralamadaki yeri, puan artıģlarına rağmen yeterince iyileģmemiģtir. PISA sonuçları ve okullaģma oranları birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye de 15 yaģındaki çocukların yarısının temel becerileri edinememiģ olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde mesleki ve teknik eğitimin, bireylerin potansiyellerine ulaģmalarına, tüm sektörlerin nitelikli eleman gereksiniminin karģılanmasına ve ülkenin rekabet gücünü artırmasına katkıda bulunacak nitelikte olması hedeflenmektedir. Ortaöğretim içerisindeki mesleki ve teknik eğitimin payının artırılması amacıyla uygulanan ulusal politikalar ve üniversiteye giriģte meslek lisesi öğrencilerini dezavantajlı kılan katsayı uygulamasındaki değiģiklik sonucu mesleki ve teknik eğitime olan ilgi artmaktadır. Bunun sonucu olarak mesleki ve teknik liselerde gerek öğrenci sayısı, gerekse derslik baģına düģen öğrenci sayısı artmaktadır. Dünyada yaklaģık üniversite bulunmaktadır. Türkiye'de ise 2013 yılı itibariyle 107'si devlet üniversitesi, 66'sı vakıf üniversitesi, 7 si vakıf meslek yüksekokulu olmak üzere toplam 174 üniversite vardır yılında alınan yeni üniversitelerin kurulması kanunuyla Türkiye'nin her ilinde en az bir devlet üniversitesi bulunmaktadır. ODTÜ Enformatik Enstitüsü URAP (University Ranking by Academic Performance) Laboratuvarı nca hazırlanan rapora göre Dünya Üniversitelerini sıralayan 8 sistemden en az birinde ilk 500 üniversite arasına giren Türkiye deki 10 üniversite arasında Ġzmir den Ege Üniversitesi, ilk 1000 üniversite arasına giren Türkiye deki 16 üniversite arasında da Ġzmir den Dokuz Eylül Üniversitesi yer almaktadır. 129

130 Türkiye de nüfus artıģ hızı düģmekte ve böylece eğitimde kaliteyi ön plana çıkarmak mümkün hale gelmektedir. Bu demografik fırsattan yararlanılabilir ve yüksek kalitede bir eğitim hamlesi gerçekleģtirilebilirse Türkiye Avrupa nın ihtiyaç duyacağı genç ve eğitimli iģgücü ihtiyacını karģılayabilir. AB de yaģ arası çalıģma çağı nüfusu 25 yılda 165,2 milyondan 136,3 milyona gerilerken, Türkiye de 26,5 milyondan 33,7 milyona çıkacaktır. Bilgi Teknolojisinin geliģimi, bilginin paylaģım alanını geniģletmiģ; dolaģım hızını arttırmıģtır. Bu geliģme, öğrenme ihtiyacında küresel patlamayı tetiklemiģ; bu sayede eğitim ve öğretim, uluslararası ekonomik bir değer kimliği kazanarak yaklaģık 100 milyar USD tutarında bir kaynağın dolaģtığı verimli bir pazar haline gelmiģtir. Bilgi Ekonomisi biliģimin katkısıyla küresel ölçekte Bilgi Endüstrisi kimliği kazanmıģtır. Bu ekonomik, sosyal ve kültürel hareketlilik Türk yükseköğretiminin de duyarsız kalamayacağı bir geliģmedir İzmir Ne Diyor? Ġzmir 8,55 yıl ortalama eğitim süresi ile 81 il arasında üçüncü sırada ve dünya ortalamasının üzerinde yer alsa da geliģmiģ ülkelerin oldukça altında yer almaktadır. Yine Ġzmir önemli eğitim göstergelerinden okuryazarlık ve okullaģma oranları açısından Türkiye ortalamasının üzerinde yer almaktadır. Gerek okullaģma oranları, ortalama eğitim süresi, gerekse öğretmen ve derslik baģına düģen öğrenci sayısı açısından önceki yıllara göre geliģme sağlanmıģtır ancak uluslararası verilerle kıyaslandığında hala kat edilmesi gereken önemli mesafeler olduğu görülmektedir. Erken çocukluk eğitiminin önemi konusundaki farkındalık düzeyi özellikle dezavantajlı bölgelerde oldukça düģüktür. Bornova, Menemen, Konak, Çiğli ve Selçuk tur. Ġzmir okul öncesi eğitimde geliģme sergilemiģtir ve Türkiye ortalamaları üzerinde okullaģma oranına sahiptir, ancak geliģmiģ ülkelerle kıyaslandığında yeterli seviyede olmadığı görülmektedir. Okul öncesi eğitimde okullaģma oranı açısından ilçeler arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Okul öncesi 4-5 yaģta okullaģma oranı en düģük olan ilçeler Torbalı, Bayraklı, Karabağlar, KemalpaĢa, Kiraz, Tire, Ġzmir de genel liselerde döneminde öğrenci sayısı dönemine göre % 9 oranında artarken, aynı dönemde mesleki ve teknik liselerdeki öğrenci sayısı artıģı bu düzeyin çok üzerinde (% 60) olmuģtur. Bütün diğer alanlarda azalma eğiliminde olan derslik baģına öğrenci sayısının mesleki eğitimde artması eğitimin kalitesini olumsuz yönde etkilemekte ve önemli bir sorun teģkil etmektedir. Örgün eğitim düzeyinde mesleki ve teknik eğitimin iģgücü piyasalarının ihtiyacını karģılayacak kalitede mezun vermemesi nitelikli eleman ihtiyacı olan iģletmeler için önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Bazı iģ gruplarında açık ve doldurulamayan iģler yönünde önemli eģleģme sorunları olduğu tespit edilmiģtir. Firmalar mesleki 130

131 beceriye sahip personel bulma konusunda sıkıntı yaģamakta ve doldurulamayan iģler mesleki bilgi ve beceri eksikliği nedeniyle boģ kalmaktadır. Mesleki ve teknik eğitimdeki okul terk oranlarının genel liselerin yaklaģık iki katı olması bu okullardaki baģarı durumunun daha düģük olduğunu ortaya koymaktadır. Her iki düzeyde de okul terk nedenleri arasında temel olarak baģarısızlık ve devamsızlık yer almaktadır. Ġzmir de özel eğitim kapsamında eğitim verilen zihinsel ve bedensel engelli öğrenci sayısı dikkate alındığında yetersiz olduğu görülmektedir. Ġzmir de döneminde özel eğitim kapsamında anaokulu, anasınıfı, ilköğretim düzeyinde 22 resmi okulda öğrenci, 23 özel okulda 430 öğrenci olmak üzere toplamda zihinsel ve bedensel engelli öğrenciye hizmet verilmiģtir. Ġlköğretim bünyesindeki özel alt sınıflarda toplam öğrenciye, 119 özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde ise öğrenciye hizmet verilmiģtir. Ayrıca Ġzmir de üstün veya özel yeteneklilere hizmet veren 2 adet Bilim ve Sanat Merkezi bulunmakta ve bu merkezlerde toplam 721 öğrenciye eğitim verilmektedir. Ġzmir, 2013 yılı itibarıyla dördü devlet, beģi vakıf üniversitesi olmak üzere toplam dokuz üniversitesi ile üniversiteler Ģehri haline gelmiģtir. Ġzmir üniversitelerinde toplam 66 fakülte ve 18 i meslek yüksekokulu olmak üzere toplam 35 yüksekokul bulunmaktadır. Fakülte sayısının fazlalığına rağmen fakülte türleri bakımından Ġzmir üniversiteleri genelde benzerlik göstermektedir. Üniversitelerde aynı tür mühendislik fakültesi, iktisadi ve idari bilimler fakültesi, eğitim ve fen fakülteleri olması, aynı bilim dallarında yoğunlaģma olmasına neden olarak farklı bilim dallarında uzmanlaģmayı sınırlandırmıģ olsa da Türkiye deki tek deri mühendisliği bölümü Ġzmir de bulunurken, biyomühendislik bölümü de ilk defa Ġzmir de kurulmuģtur. Türkiye deki öğretim elemanlarının % 7 si, üniversitelerin % 5 i ve öğrencilerin de % 3 ü Ġzmir de bulunmaktadır. URAP tarafından toplam ve öğretim üyesi baģına makale sayısı, toplam ve öğretim üyesi baģına atıf sayısı, toplam ve öğretim üyesi baģına doktora öğrenci sayısı ve oranı gibi kriterlere göre yapılan sıralamada 2012 yılında devlet üniversiteleri arasında Ege Üniversitesi 4., Ġzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 9., Dokuz Eylül Üniversitesi 19. sırada yer almaktadır. Vakıf Üniversiteleri arasında ise Ġzmir Ekonomi Üniversitesi 11., YaĢar Üniversitesi 21., Ġzmir Üniversitesi 26. sırada yer almaktadır. Ġzmir nüfusunun eğitime önem veren yapısı, iyi yönlendirilebilir, üniversite-sanayi iģbirliği ile Türkiye, Avrupa ve dünya iģgücü ihtiyacı tespiti ve takibi iyi yapılabilirse Ġzmir bu anlamda pek çok fırsatı kullanabilir durumda olacaktır. AB üyesi ülkelerdeki öğrencilerin yurt dıģında eğitim görme yönündeki eğilimleri de Türkiye ve Ġzmir için bir fırsat olarak kullanılabilir. Ġzmir konum olarak Ortadoğu, Türk Cumhuriyetleri ve Balkanlar dan gelecek öğrenciler için bir yükseköğrenim merkezi haline gelebilir. Ġzmir uluslararası yatırımcıya açık bir bilim ekonomisi cazibe merkezi niteliğine sahip Üniversiteler Kenti olma özelliği taģımaktadır. Uluslararası öğrenci ve bilim insanlarına açılımın Ġzmir e çok kültürlü genç nüfus enerjisi aģılamak yanında bilim ekonomisinin sağlayacağı akademik rekabete dayalı dinamizm ve uluslararası finans kaynağının dikkate değer olumlu ekonomik hareketlenmeler getireceği açıktır. Uluslararası bilim endüstrisinin bu kente kaynak aktararak yatırım yapması yanında 131

132 kentin, bu konuda uluslararası marka olmuģ Cambridge, Oxford, Sorbon vb. üniversite kentlerini aratmayacak düzeyde bir bilim rekabetine ev sahipliği yapma olanağını yakalayacağı bilinmelidir. Bu arada, Türk-Alman Üniversitesi giriģimi yanında BahçeĢehir (Ġstanbul), Beykent (Ġstanbul) ile BaĢkent (Ankara) Üniversitelerinin Ġzmir e yatırımlarını baģlatmıģ olması dikkat çekicidir (Barkan,2010). HEDEF 1: Okul öncesi ve özel eğitim hizmetleri yaygınlaştırılacak ve niteliği iyileştirilecektir. Okul öncesi eğitim hizmetlerine eriģimin sağlanması için okullaģma oranı düģük olan ilçeler öncelikli olarak yeni okul ve derslikler açılacaktır. Özellikle dezavantajlı bölgelerde ve kırsal kesimde toplum temelli okul öncesi eğitim uygulamaları geliģtirilecek ve desteklenecektir. Okul öncesi eğitimde öğretmen ve diğer personelin niteliğinin ve hizmet kapasitesinin artırılması için baģta etkili öğrenme stratejileri olmak üzere eğitimler düzenlenecektir. Okul öncesi eğitimin yaygınlaģması konusunda fiziksel konum, insan kaynağı, eğitim içerik ve yöntemi konusunda yerelde görüģ ve istekler dikkate alınıp, değerlendirilecektir. Erken çocukluk eğitimine iliģkin farkındalığın artırılması için kampanyalar düzenlenecektir. Torbalı, Bayraklı, Karabağlar, KemalpaĢa, Kiraz, Tire, Bornova, Menemen, Konak, Çiğli ve Selçuk ilçeleri öncelikli olmak üzere okul öncesi eğitimde okullaģma oranı artırılacaktır. Özel eğitim okul ve kurumları bütün eğitim düzeylerinde yaygınlaģtırılacaktır. Özel eğitim hizmetlerinin niteliğini iyileģtirmek için Ġl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Üniversite iģbirlikleri geliģtirilecektir. Eğitim kurumlarında engellilerin fiziksel eriģimine yönelik tedbirler alınacaktır. HEDEF 2: Mesleki eğitimin kalitesi artırılacaktır. Mesleki ve teknik ortaöğretimde öğrencilerin iģletmelerde uygulama deneyimi kazanmaları kolaylaģtırılacaktır. Beceri eğitimi ve staj süreçlerinin etkililiğinin ve verimliliğinin artırılması, mezunların iģe yerleģtirilmeleri için okul-iģletme iģbirlikleri sağlanacaktır. Mesleki eğitim hizmeti sunan kurumlardaki atölyeler, altyapı-donanım açısından güncel teknolojiye uygun hale getirilecektir. Meslek dersi öğretmenlerin sektör deneyiminin sağlanması için iģbirlikleri oluģturulacaktır. Mesleki eğitimde derslik baģına öğrenci sayısındaki artıģın öğrenme ve öğretme süreçlerini olumsuz yönde etkilememesi için fiziki kapasite artırılacaktır. Okul terk nedenleri daha ayrıntılı incelenecek, okul terk eden öğrencilerinin takibinin yapılacağı bir sistem kurulacak ve okul terklerinin önüne geçilmesi konusunda çalıģmalar yapılacaktır. Özel sektörün ve sanayi ile ilgili kuruluģların nitelikli iģgücü ihtiyacını karģılamaya yönelik giriģimleri, bu kapsamda belli sektör ya da alanlara odaklanmıģ meslek lisesi ve teknik lise açılması desteklenecektir. Mesleki ve teknik ortaöğretim alan ve dalları öğrenci ve velilere ilkokul düzeyinde tanıtılacak, öğrenci ve ailelere yönelik rehberlik hizmetlerinin etkinliği artırılacaktır. 132

133 HEDEF 3: Hayat boyu öğrenme hizmetleri kadınların istihdam edilebilirliğini de geliştirecek şekilde yaygınlaştırılacaktır. Tüm genç ve yetiģkinlerin, uygun öğrenme ve yaģam becerileri programlarına eģitlik içinde eriģimleri sağlanarak, öğrenme gereksinimleri karģılanacak; baģta okuryazarlık, sayısal beceri ve gerekli yaģam becerileri olmak üzere yaygın eğitim çalıģmalarında gerek düzenlenen kurs sayısı, çeģitliliği ve katılım artırılacaktır. Yaygın eğitim kapsamındaki istihdama yönelik mesleki ve teknik kursların oranı artırılacaktır. YetiĢkinlerin mesleki ve teknik beceri kazanımı desteklenecektir. Kadınların ve engellilerin yaygın eğitime eriģim ve istihdam edilebilirliği artırılacaktır. EtkileĢimli tematik öğrenme ortamları gibi hayat boyu öğrenmeyi destekleyecek araçlar geliģtirilecektir. YaĢam boyu öğrenmenin yaygınlaģtırılması amacıyla Kamu internet eriģim merkezlerinde (KĠEM) eğitimler düzenlenecektir. HEDEF 4: Meslek Liseleri ile Üniversitelerdeki bölümler ve eğitim programları İzmir'deki ihtiyaca yönelik olarak tasarlanacaktır. Ġzmir de iģgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu ve duyacağı alanlar tespit edilerek mesleki ve teknik liseler ile üniversitelerde ilgili alanlarda yeni programlar açılacaktır. Mesleki ve Teknik Liseler, Meslek Yüksekokulları ve Üniversitelerdeki meslek derslerinin içeriği iģgücü piyasasının ihtiyaçlarına göre düzenlenecektir. HEDEF 5: Yenilikçi model ve yöntemler kullanımıyla, eğitim kalitesinin uluslararası standartlara erişmesi sağlanacaktır. Öğrencilerin yetenek ve becerilerini daha etkin geliģtirmeye yönelik yenilikçi eğitim yöntemleri kullanımı yaygınlaģtırılacaktır. Eğitimde bilgi-iletiģim teknolojileri kullanımı yaygınlaģtırılacaktır. E-eğitim hizmeti yaygınlaģtırılacaktır. Kullanıcıların görsel ve iģitsel bilgisayar tabanlı eğitimi çevrimiçi olarak alabildiği uzaktan eğitim modelleri geliģtirilecektir. Öğretmen ve öğrenciler baģta olmak üzere tüm eğitim paydaģlarının birbirinden öğrenmesini destekleyecek Ģekilde tasarlanmıģ, farklı sınıflar için elektronik içerik sunan eğitim bilgi ağı oluģturulacaktır. Eğitim alanındaki paydaģların yaratıcı-yenilikçi modelleri birbirlerinden öğrenmelerine yönelik eğitim, toplantı, konferans, panel gibi etkinlikler düzenlenecektir. Tablo 17: Eğitim Stratejik Önceliği Kapsamındaki Hedefler ve Uygulama Bilgileri NO HEDEF Okul öncesi ve özel eğitim hizmetleri yaygınlaģtırılacak ve niteliği iyileģtirilecektir. Mesleki eğitimin kalitesi artırılacaktır. Hayat boyu öğrenme hizmetleri kadınların istihdam edilebilirliğini de geliģtirecek Uygulama Dönemi Kısa (3yıl) Orta (5 yıl) Uzun (10 yıl) Performans Göstergesi Okul öncesi (4-5 yaģ) brüt okullaģma oranı %85 e çıkarılacaktır. Mesleki ve teknik liselerde derslik baģına düģen öğrenci sayısı 30 a düģürülecektir. 133

134 4 5 Ģekilde yaygınlaģtırılacaktır. Üniversitelerdeki bölümler ve eğitim programları Ġzmir'deki ihtiyaca yönelik olarak tasarlanacaktır. Yenilikçi model ve yöntemler kullanımıyla, eğitim kalitesinin uluslararası standartlara eriģmesi sağlanacaktır. Ġlkokul, ortaokul ve lise seviyesinde tüm okullarda biliģim teknolojisi ile eğitim sağlanacaktır İSTİHDAM GELİŞME EKSENİ III: GÜÇLÜ TOPLUM Öncelik 1 Eğitim Öncelik 2 İstihdam Öncelik 3 Sosyal İçerme Öncelik 4 Yönetişim ve Sivil Toplum Ekonomik ve sosyal yaģamın en önemli belirleyicilerinden biri olması dolayısıyla istihdam, farklı disiplinlerin çalıģma alanlarında yer alan bir konu olarak karģımıza çıkmaktadır. Üretim faktörlerinden biri olarak verimliliği artırmanın anahtarları arasında yer alan istihdam, gerek bu durumu gerekse nitelikli iģgücünün katma değer üretimine katkısı ve ücretli iģgücünün önemli bir ekonomik ajan olarak piyasada var olması dolayısıyla ekonomi biliminin ilgi alanında yer almaktadır. Diğer taraftan, son yıllarda AB ülkeleri baģta olmak üzere istihdamla içerme yaklaģımının benimsenerek pasif koruma yaklaģımının yerini aktif içerme yaklaģımının almaya baģlamasıyla istihdamın toplum bilimi alanındaki rolü de güçlenmiģtir. Bu yaklaģımla istihdam, sosyal dıģlanma riskiyle karģı karģıya olan yahut dıģlanan grupların topluma sağlıklı kanallarla entegrasyonunu sağlamaya yönelik temel politika alanı olarak değerlendirilmektedir. Uluslararası platformda Dünya Bankası, OECD, BM, Avrupa Konseyi gibi doğrudan veya dolaylı olarak istihdam üzerine çalıģan ve politika önerileri geliģtiren çok sayıda kuruluģ bulunmasına karģın konuyu bütünlüklü olarak ele alarak uluslararası düzeyde politika geliģtiren iki kurum olarak AB ve Uluslararası ÇalıĢma Örgütü (ILO) karģımıza çıkmaktadır. Kurulduğu 1919 yılından buyana çalıģma yaģamıyla ilgili geniģ bir yelpazede çalıģmalarını sürdüren ILO, uluslararası çalıģma standartlarını belirlemekte, sözleģmeler ve tavsiye kararları aracılığıyla bunların uygulanmasını teģvik ve koordine etmektedir. ILO, küreselleģmenin adil bir biçimde gerçekleģtirilebilmesi ve yoksulluğun azaltılabilmesi için üretken istihdamın ve insana yakıģır iģlerin anahtar rol oynadığını benimsemektedir. Bu yaklaģımla geliģtirilen insana yakıģır iģ gündemi; yeni iģler, iģyerinde güvenlik, sosyal koruma ve sosyal diyalog (ve yatay kesen bir konu olarak toplumsal cinsiyet eģitliği) olmak üzere dört stratejik ayak üzerine inģa edilmiģtir. AB ise istihdama yönelik, öncesinde önemli oranda sosyal güvenlik ve iģ sağlığı ve 134

135 güvenliği konularıyla sınırlı ilgisini, 1994 yılında Essen Zirvesinde ve ardında Amsterdam AntlaĢması ile güçlendirmiģtir. Essen Zirvesinde alınan, üye ülkelerin, Zirvede istihdamla ilgili olarak belirlenen amaçlara yönelik çalıģmalarının desteklenmesi kararıyla Avrupa Ġstihdam Stratejisinin temelleri oluģturulmuģtur. Amsterdam AntlaĢmasıyla kurucu anlaģmaya ayrı bir bölüm olarak eklenen istihdam konusu, ilerleyen süreçte önemini artırarak sürdürmüģtür. Avrupa Birliğinin 10 yıllık büyüme stratejisini ortaya koyan Avrupa 2020 Stratejisinde, güçlü, sürdürülebilir ve yeni iģler yaratılmasına yoksulluğun azaltılmasına iliģkin güçlü bir vurguyla kapsayıcı bir büyüme öngörülmüģtür. Bu çerçevede Stratejide belirtilen 5 iddialı hedeften biri,20-64 yaģ grubu için istihdam oranının % 75 seviyesine yükseltilmesidir. Dünyada iģsizlik oranlarının artmasına paralel olarak aktif içerme yaklaģımının da kabul görmesiyle son yıllarda iģsizliğin toplumsal maliyeti de daha güçlü bir içerik kazanmıģtır. GeliĢmiĢ ülkelerde yüksek iģsizlik oranlarını beraberinde getiren küresel ekonomik kriz, iģsizlikle mücadele ve alternatif yollarla istihdamı geliģtirme politikalarına yönelik konsantrasyonu artırmıģtır. ILO verilerine göre 2012 yılı itibariyle dünya genelinde 197,3 milyon iģsiz bulunmaktadır. Bu sayı, 2007 yılı verisinin yaklaģık 20 milyon üzerindedir yılında sıçrama kaydeden iģsizlik oranı 2010 yılına gelindiğinde ABD de son 20 yılın en yüksek düzeyi olan %9,6 ya ulaģırken AB genelinde %9,7 olarak gerçekleģmiģtir. Küresel ekonomik krizle birlikte artan iģsizlikte, iģgücü piyasasında genel olarak dezavantajlı konumda bulunan kadın ve gençlerin payının daha da arttığı görülmektedir. AB de genç iģsizlik oranı, ekonomik krizin baģlangıcından itibaren sürekli olarak artıģ göstermiģ ve 2012 yılı itibariyle %22,8 düzeyine ulaģmıģtır. AB ve üye ülkeler baģta olmak üzere bazı ülkeler, genç istihdamını artırmaya yönelik özel programlar uygulamaya koymuģtur. GeliĢmiĢ ve geliģmekte olan ülkelerde kriz öncesi süreçte iģgücü piyasalarında esnekliğin artırılması ve aktif iģgücü piyasası politikaları ile iģgücünün mesleki kalifikasyonunun geliģtirilmesi üzerine yoğunlaģan istihdam politikaları, krizle birlikte istihdamı korumaya yönelik tedbirlerle desteklenmiģtir. Krizden etkilenen ülkelerin çoğunda hükümetler, yürürlüğe koydukları ekonomik canlanma paketleri ile piyasaya müdahale etmiģ, ayrıca, üretim ve hizmet sunma kapasitesindeki daralmanın iģsizliğe yansımasını baskılamaya yönelik kısa çalıģma uygulamaları, vergi ve ücret dıģı maliyetlerde geçici veya sürekli indirimler, kamu yararına çalıģma programları gibi iģgücü piyasasına yönelik ilave tedbirleri hayata geçirmiģtir. Krizin etkilerinin hissedilmeye baģlandığı 2008 yılıyla birlikte, çoğu ülkeden daha erken aģamada, benzer tedbirler Türkiye de de uygulanmaya baģlamıģtır. Küresel ekonomik krizin Türkiye iģgücü piyasasına etkilerini baskılamaya ve istihdamı korumaya yönelik tedbirler, istihdam paketi olarak isimlendirilen çok boyutlu düzenlemelerle hayata geçirilmiģtir. Ġlki 2008 yılında yürürlüğe giren istihdam paketleri temel olarak çalıģanların istihdam dıģında kalmasını engellemeye yönelik destekler sunma ve yeni istihdamı teģvik etme, bu desteklerin yeterli olmadığı noktada aktif iģgücü piyasası programlarını (AĠPP) devreye sokarak bir taraftan iģsizlerin iģgücü piyasasından uzaklaģmalarını engellerken diğer taraftan geçici gelir desteği sağlayarak iģsizliğin toplumsal maliyetini azaltma perspektifiyle geliģtirilmiģtir. 135

136 Kısa çalıģma mekanizmasına iģlerlik kazandırılması ile sosyal güvenlik primi iģveren hissesinin 5 puan azaltılması, istihdamı korumaya yönelik olarak öne çıkan tedbirlerdir. Ġstihdam paketleri ile ĠĢsizlik Sigortası Fonundan AĠPP için kullanılmak üzere Türkiye ĠĢ Kurumu na (ĠġKUR) kaynak aktarımı düzenlenmiģ, düzenleme ile bu programların kapsamı geniģlemiģ ve yararlanan sayısı önemli oranda artıģ göstermiģtir. GeniĢ anlamda AĠPP kapsamında değerlendirilen ilave istihdamda ücret dıģı iģgücü maliyetlerinin azaltılması (istihdam teģviki) ise son yılların en temel iģsizlikle mücadele aracı olarak karģımıza çıkmaktadır. Ġstihdam teģvikleri, öncelikli olarak iģsizlik problemi yüksek boyutlarda olan kadınlar ve gençlere yönelik olarak düzenlenmiģ, sonrasında teģvikin kapsamı iģsizlik sigortasından yararlananları, mesleki eğitim almıģ olanları ve mesleki yeterlilik belgesine sahip olanları da kapsayacak biçimde geniģletilmiģtir. TeĢviklerin, ilave istihdamın yanı sıra kayıt dıģı çalıģanların (avantajlı prim ödeme koģulları dolayısıyla) kayıt altına alınmalarında da etkili olacağı öngörülmüģtür. Ġstihdam teģviklerinin etkileri henüz değerlendirilememiģ olmasına karģın bu husus 10. Kalkınma Planında öngörülen öncelikli dönüģüm programları arasında yer alan iģgücü piyasasının etkinleģtirilmesi programı kapsamında öngörülen çalıģmalar arasında sıralanmıģtır dönemine iliģkin ulusal politika çerçevesini belirleyen Kalkınma Planının amacı, Türkiye nin uluslararası değer zinciri hiyerarģisinde üst basamaklara çıkmıģ, yüksek gelir grubu ülkeler arasına girmiģ ve mutlak yoksulluk sorununu çözmüģ bir ülke haline gelmesi olarak belirlenmiģtir. Planda, bu amaca yönelik olarak belirlenen hedefler ise GSYH nın 1,3 trilyon dolara, kiģi baģına gelirin 16 bin dolara yükseltilmesi; ihracatın 277 milyar dolara çıkarılması ve işsizlik oranının yüzde 7,2 ye düşürülmesi olarak ifade edilmiģtir. ĠĢsizlik oranının 2018 de %7,2 düzeyine çekilmesinin yanı sıra uzun vadeli kalkınma hedefi olarak 2023 yılında bu oranın (literatürde doğal iģsizlik düzeyi olarak kabul edilen) %5 düzeyine düģürülmesinin hedeflendiği de belirtilmektedir. Ġstihdam ve iģgücü piyasalarının geliģtirilmesine yönelik politika çerçevesi ve hedefler, 10. Kalkınma Planının nitelikli insan, güçlü toplum önceliği altında yer alan istihdam ve çalıģma hayatı baģlığı altında ele alınmaktadır. Belirtilen politika alanına iliģkin temel amaç, Toplumun tüm kesimlerine insana yaraģır iģ fırsatlarının sunulduğu, iģgücünün niteliğinin yükseltilip etkin kullanıldığı, toplumsal cinsiyet eģitliği ile iģ sağlığı ve güvenliği Ģartlarının iyileģtirildiği ve güvenceli esneklik yaklaģımının benimsendiği bir iģgücü piyasasının oluģturulması olarak ifade edilmiģtir. Bu amaca iliģkin 2018 hedefleri ise; iģsizlik oranının %7,2, gençlerde iģsizlik oranının %13, kayıt dıģı istihdam oranının %30, uzun süreli iģsizlerin toplam iģsizler içindeki payının %18 düzeyine geriletilmesi ile iģgücüne katılım oranının %53,8, istihdam oranının %49, kadın iģgücüne katılım oranının %34,9, ücretli istihdam oranının %70, lise ve üstü eğitimlilerin iģgücü içindeki payının %42 düzeyine ulaģtırılması olarak sıralanmıģtır. Yukarıda sıralanan 10. Plan hedefleri, Türkiye iģgücü piyasasının temel sorun ve politika alanlarına temas etmektedir. Küresel krizle birlikte tırmanan iģsizlik, 2012 yılında %9,2 düzeyinde gerçekleģirken iģsizlik oranını belirleyen iģgücüne katılım oranı %50 ve istihdam oranı %45,4 düzeylerinde kaydedilmiģtir. Ulusal iģgücü piyasası verileri arasında dikkati çeken diğer veriler ise son yıllarda artmasına karģın hala oldukça düģük olan kadınların iģgücüne katılım oranı (%29,5), yüksek genç iģsizlik 136

137 oranı (%17,5) ve azalma eğilimine karģın oldukça yüksek olan kayıt dıģı istihdam oranıdır (%39). 10. Kalkınma Planında, önceki planlarda bulunmayan bir bölüm olan kurumlar arası etkin koordinasyon ve sorumluluk gerektiren kritik reform alanları için öncelikli dönüģüm programları oluģturulmuģtur. ĠĢgücü Piyasasının EtkinleĢtirilmesi Programı ile Temel ve Mesleki Becerileri GeliĢtirme Programı, belirtilen çerçevede sıralanan 25 program arasında, istihdam ile doğrudan ilgili programlar olarak yer almaktadır. Ulusal düzeyde istihdamın geliģtirilmesine yönelik bütünlüklü bir strateji çalıģması ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı koordinasyonunda gerçekleģtirilmiģ, ancak Stratejinin onaylanma süreci henüz tamamlanmamıģtır. Bununla birlikte istihdam, sosyal ve ekonomik önemi dolayısıyla farklı boyutlarıyla ulusal, bölgesel ve sektörel strateji çalıģmalarına konu olmuģtur İzmir Ne Diyor? 2012 yılı itibariyle Ġzmir de çalıģma çağındaki nüfus iģgücü ise düzeyindedir. Cinsiyet dağılımına göre Ġzmir iģgücü piyasasında erkek ve erkeklerin yarısından daha az sayıda, kadın yer almaktadır. Ġzmir de iģgücüne katılma oranı, kadınlarda % 34,3 ve toplamda % 53,2 düzeyindedir. Belirtilen katılım oranları sırasıyla %29,5 ve %50 olan Türkiye ortalamalarından daha yüksek olmasına karģın, %65,6 ve %71,8 düzeyindeki AB ortalamalarının çok gerisindedir. Son yıllarda kadınların iģgücüne katılım oranı eğitim düzeyindeki artıģın ve ekonomik krizin etkisiyle Ġzmir de ülke ortalamasından daha güçlü bir artıģ eğilimindedir. Kadınların iģgücü piyasasına entegrasyonunun önündeki engellerin kaldırılarak ve kadın istihdamını, kadın giriģimciliğini önceliklendirerek bu eğilimin sürmesi sağlanmalıdır. Bu çerçevede farkındalık artırma çalıģmalarının ilgili kurumlar tarafından, koordineli olarak gerçekleģtirilmesi, özellikle yaģlı, çocuk ve engelli bakım hizmetlerinin Son yıllarda kaydedilen artıģ eğilimine karģın kadınların iģgücüne katılım oranı hala yetersizdir. ĠĢgücüne katılmamanın en çok öne çıkan gerekçesi ise ev iģleriyle meģgul olmak olarak görülmektedir. yaygınlaģtırılarak eriģilebilirliğinin artırılması, mesleki beceri kazandırmaya ve geliģtirmeye yönelik hayat boyu öğrenme ve aktif iģgücü programlarının kadın katılımı önceliklendirilerek uygulanması önemlidir. Türkiye de etkileri 2008 yılında hissedilmeye baģlayan küresel krizden Ġstanbul ve Ġzmir iģgücü piyasaları yoğun olarak etkilenmiģtir döneminde iģgücüne katılım oranı; Türkiye genelinde 3, Ġstanbul da 2,3, Ankara da 2,5 puan artarken Ġzmir de 8,2 puan artıģ göstermiģtir. Ġzmir de 2008 yılında % 45,2 olan iģgücüne katılım oranı 2011 yılına gelindiğinde % 53,4 düzeyine ulaģmıģtır yılında ise, krizi izleyen süreçte ilk kez iģgücüne katılım oranında sınırlı düzeyde (0,2 puan) geri çekiliģ gözlenmiģ, bu yıl Ġzmir de iģgücüne katılım oranı % 53,2 olarak gerçekleģmiģtir. 137

138 döneminde kadın iģgücü artıģının erkeklerden daha düģük kaldığı tek kategori yükseköğretim mezunlarıdır yılı itibariyle bu grupta iģgücüne katılım oranı gerek ülke genelinde (% 70,9) gerekse Ġzmir de (% 69,1) göreli olarak oldukça yüksek olmasına karģın erkekler düzeyinin (% 82,8) 13,7 puan gerisindedir. Bu durum önemli düzeyde nitelikli iģgücünün istihdama katılamadığını göstermektedir. Ġzmir iģgücü piyasasının nitelikli iģgücü ihtiyacı göz önünde bulundurularak yüksek eğitimli kadınların iģgücüne giriģimci yahut ücretli olarak katılımını artırmaya yönelik çalıģmalar yapılmalıdır. Daha genel bir bakıģ açısıyla, Ġzmir de kadınların 549 binini iģgücüne katılırken, bunun yaklaģık iki katı olan 1 milyon 53 bin kadın katılmamaktadır. ĠĢgücüne dahil olmayan 593 bin kadının (% 56,3), ev iģleriyle meģgul olmaları nedeniyle iģgücüne katılmadığı görülmektedir. Bu durumun kadınları iģgücü piyasasından uzak tutan sosyo-ekonomik ve kültürel belirleyenler açısından değerlendirilmesi ve değiģtirilmesine yönelik farkındalık artırma çalıģmaları baģta olmak üzere önlemler alınması önem arz etmektedir yılında Ġzmir de istihdam, 432 bini kadın ve 992 bini erkek olmak üzere toplam bin düzeyinde gerçekleģmiģtir döneminde yıllar itibariyle gerek kadınlarda gerekse erkeklerde artıģ göstermiģ olan istihdam oranları, küresel ekonomik krizin etkisiyle döneminde geri çekilmiģ, krizin ardından toparlanmanın baģladığı döneminde, Ġzmir istihdam oranlarında Türkiye ortalamasının üzerinde artıģ kaydedilmiģtir yılında, Ġzmir istihdam oranı (% 45,5) 2004 sonrası dönemde ilk kez Türkiye ortalamasının (% 45) üzerinde gerçekleģmiģtir. Ancak, 2012 yılı itibariyle istihdam verilerine yansıyan avantajlı durum korunamamıģ ve istihdam oranı 0,2 puan gerileyerek % 45,3 düzeyinde gerçekleģmiģtir. Ġstanbul istihdam oranına eģit bu oran, Ankara nın 1,4 puan üzerinde, Türkiye genelininse 0,1 puan altındadır. Ġstihdam oranında kaydedilen gerileyiģte kriz sürecinde artan tarım istihdamında kaydedilen 34 bin kiģilik azalmanın etkili olduğu belirtilebilir yıllarında yakalanan güçlü istihdam artıģı ve bölgenin nitelikli iģgücü potansiyeli, bölge ekonomisinin potansiyelinin daha iyi değerlendirilerek yüksek katma değerli ürün ve hizmet sunumuna geçiģin baģarılı planlama ve kararlı uygulama süreçleriyle gerçekleģtirilmesi durumda önemli kazanımlara yol açacağına iģaret etmektedir. Ġstihdamın kalitesine iliģkin genel kabul gören göstergelerin baģında, kayıt dıģı istihdam oranı gelmektedir. Uzun vadede incelendiğinde kayıt dıģı istihdamın gerek ülke genelinde gerekse Ġzmir de azalma eğilimi gösterdiği, ekonomik krizi izleyen yıllarda ülke genelinde bu eğilimin (azalan hızla) korunmasına karģın Ġzmir de tersine döndüğü ve 2009 dan itibaren yıllar itibariyle artmaya baģladığı görülmektedir. Ġzmir de 2008 yılında % 27,8 olan kayıt dıģı istihdam oranı, 2011 yılında % 32,9 düzeyine ulaģmıģtır. Bu dönemde kaydedilen istihdam artıģının % 58,2 si kayıt dıģı olarak gerçekleģmiģtir. Diğer taraftan, 2012 yılı itibariyle kayıt dıģı istihdam oranının seyrinin tersine döndüğü, ülke genelindeki ciddi azalıģ eğilimine paralel olarak Ġzmir de de bu oranının % 30,1 düzeyine kadar gerilediği görülmektedir. Bu durum, krizin etkilerinin azalmasına bağlı olarak Ġzmir iģgücü piyasasında normalleģme sürecinin baģladığına iliģkin bir göstergedir. Ġzmir de tarım dıģı sektörlerde de kayıt dıģı istihdam oranı istikrarsız bir seyir izlemektedir döneminde 7 puan azalmıģ olan kayıt dıģı istihdam düzeyi, izleyen yıllarda 2,6 puan artarak 2011 yılında % 26,4 düzeyine ulaģmıģ, 2012 yılında Türkiye ortalaması olan % 24,5 e gerilemiģtir. Kayıt dıģı istihdamla mücadele konusunda Ġzmir Sosyal Güvenlik Ġl Müdürlüğünün, 20 ilçede bulunan 21 Sosyal Güvenlik Merkezi, ilçelerde çalıģanlarla Sosyal Güvenlik 138

139 Kurumu (SGK) arasında bir temas yüzeyi yaratması anlamında önem arz etmektedir. Bu merkezlerin kayıt dıģı istihdamla mücadele noktasında daha aktif hale gelmeleri sağlanmalıdır. SGK nın ĠġKUR ve kamu kurumu niteliğinde meslek örgütleri ile iģbirliği geliģtirilerek kayıt dıģı istihdamla mücadele kanalları geliģtirilebilecek, il geneline yayılmıģ olan sosyal güvenlik merkezleri bu amaçla daha etkin kullanılabilecektir. Küresel ekonomik krizle birlikte Türkiye ortalamasının üstüne çıkan iģsizlik, Ġzmir iģgücü piyasasının en temel sorunu olarak karģımıza çıkmaktadır yılı itibariyle, Ġzmir de 117 bin kadın ve 130 bin erkek olmak üzere toplam 247 bin kiģi iģsizdir. Kriz öncesi süreçte yıllar itibariyle hem oransal hem de sayısal olarak azalan iģsizlik, 2008 yılıyla birlikte artmaya baģlamıģtır döneminde iģsiz sayısının % 70 in üzerinde (105 bin) arttığı görülmektedir. Ġzmir de iģsizlik oranı 2009 yılında bir sıçrama yaģamıģ ve %16,2 düzeyine ulaģmıģ, krizin etkilerindeki hafiflemeyle birlikte izleyen yıllarda gerilemeye baģlamıģtır. ĠĢsizlikteki ĠĢsizlik Bornova, Gaziemir, Buca, Çiğli gibi merkez ilçelerden ziyade Bergama, Dikili, Güzelbahçe, Kınık, Tire gibi ilçelerde önemli bir sorun olarak değerlendirilmektedir. sıçramayı izleyen dönemde istihdamda da önemli düzeyde artıģ kaydedilmesine karģın bu artıģın iģgücüne katılımdaki artıģı yeterince güçlü Ģekilde karģılayamaması, Ġzmir de iģsizlik düzeyinin beklendiği oranda gerilememesine neden olmuģtur yılı itibariye % 14,8 düzeyindeki iģsizlik oranı, Ġstanbul (% 11,3), Ankara (% 9,5) ve Türkiye (% 9,2) düzeylerinin oldukça üzerindedir. Bu oranla Ġzmir, ĠBBS Düzey-2 bölgeleri içinde ikinci en yüksek iģsizliğe sahip bölge iken EUROSTAT (2012) verilerine bakıldığında, AB ölçeğinde bakıldığında, 397 bölge içinde 97. sırada yer almaktadır. Ġlçeler özelinde iģgücü verileri 2000 yılından buyana üretilmemektedir. Bununla birlikte plan hazırlıkları kapsamında gerçekleģtirilen ilçe ziyaretleri ilçelerin iģgücü görünümüne, öne çıkan ihtiyaç ve beklentilerine bir oranda ıģık tutmuģtur. Ġlçe ziyaretleri, iģsizliğin merkez ilçelerden ziyade kent merkezine uzak olan ilçelerde daha ciddi bir sorun olarak değerlendirildiğine iģaret etmektedir. Bu durum, tarımın ağırlıklı olduğu ilçeler özelinde de değerlendirilebilir. Ülke geneline paralel olarak Ġzmir de de kadınlarda ve gençlerde iģsizlik oranları daha yüksek seyretmektedir yılı verilerine göre kadınlarda % 21,2 olan Ġzmir de yaģam bizim için iyi ancak iģsizlik oranı gençlerde %25,8 çocuklarımız için zor çünkü iģ yok. düzeyindedir. Ġzmir de iģsizlik riski en yüksek olan grup ise iģsizlik oranı % 34 Vatandaş Toplantısı, Mayıs 2013 düzeyine ulaģmıģ olan genç kadınlardır. Ġzmir de iģsizlik düzeyi oldukça yüksek olmasına ve iģsizlerin dörtte birinden fazlasının uzun süreli iģsiz kategorisinde yer almasına karģın iģgücü talebinin karģılanmasında da ilçede bulunan Sosyal Güvenlik Merkezleri, çalıģanlarla teması artırma ve kayıt dıģı istihdamı azaltma noktasında önemli imkanlar sunuyor. Kalkınma Çalıştayı, Temmuz 2013

İ ZMİ R BO LGE PLANİ

İ ZMİ R BO LGE PLANİ 2014-2023 İ ZMİ R BO LGE PLANİ Bilgi, Tasarım ve Yenilik Ü reten, Akdeniz'in Çekim Merkezi İ zmir ĠKĠNCĠ TASLAK Kasım 2013 Ġzmir 2013, ĠZKA Tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmek kaydıyla alıntı yapılabilir.

Detaylı

GÜNEY EGE BÖLGE PLANI 2010-2013

GÜNEY EGE BÖLGE PLANI 2010-2013 GÜNEY EGE BÖLGE PLANI 2010-2013 SUNUM AKIŞI Bölge Planı Hazırlık Süreci Paydaş Analizi Atölye Çalışmalarının Gerçekleştirilmesi Mevcut Durum Analizi Yerleşim Yapısı ve Yerleşmeler Arası İlişki Analizi

Detaylı

İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları GÜZELBAHÇE

İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları GÜZELBAHÇE 2014-2023 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları GÜZELBAHÇE 2014 2023 İzmir Bölge Planı Yönetişim Çerçevesi ve Süreç Tasarımı 2014-2023 İzmir Bölge Planlama Süreci Basın ve Bilgilendirme Toplantısı İlçe Toplantıları

Detaylı

TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007

TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007 TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007 1 Adana Gelecek Stratejisi Konferansı Çalışmanın amacı: Adana ilinin ekonomik, ticari ve sosyal gelişmelerinde

Detaylı

Yaşanabilir Bir Şehir için İzmir Bölge Planı Hedefleri. H.İ.Murat ÇELİK, PMP Birim Başkanı

Yaşanabilir Bir Şehir için İzmir Bölge Planı Hedefleri. H.İ.Murat ÇELİK, PMP Birim Başkanı Yaşanabilir Bir Şehir için İzmir Bölge Planı Hedefleri H.İ.Murat ÇELİK, PMP Birim Başkanı Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu 1. İZKA 2. İzmir Bölge Planı 3. Yaşanabilir Şehir Hedefleri İçerik 1.

Detaylı

Orta Karadeniz Bölgesel İnovasyon Stratejisi 2013-2023

Orta Karadeniz Bölgesel İnovasyon Stratejisi 2013-2023 Orta Karadeniz Bölgesel İnovasyon Stratejisi 2013-2023 İÇERİK Amaç, Vizyon Hazırlık Süreci İnovasyona Dayalı Mevcut Durum Stratejiler Kümelenme ile ilgili faaliyetler Sorular (Varsa) İNOVASYON & KÜMELENME

Detaylı

İSTANBUL BÖLGE PLANI. 27 Haziran 2013

İSTANBUL BÖLGE PLANI. 27 Haziran 2013 2014-2023 İSTANBUL BÖLGE PLANI 27 Haziran 2013 1 2014-2023 İstanbul Bölge Planı Hazırlık Çalışmaları 2014-2023 İstanbul Bölge Planı; 3194 sayılı İmar Kanunu çerçevesinde, Kalkınma Bakanlığı nın 15/11/2012

Detaylı

İzmir Bölge Planı. İlçe Toplantıları Kınık Özet Raporu

İzmir Bölge Planı. İlçe Toplantıları Kınık Özet Raporu 2010-2013 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları Kınık Özet Raporu Aralık 2010 1 2010-2013 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları Kınık Özet Raporu Nüfus Yapısı Kınık ın toplam nüfusu 2009 Adrese Dayalı Nüfus

Detaylı

ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİSİ EYLEM PLANI (2012-2014) İSTİHDAM-SOSYAL KORUMA İLİŞKİSİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ

ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİSİ EYLEM PLANI (2012-2014) İSTİHDAM-SOSYAL KORUMA İLİŞKİSİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ 1. Sosyal yardımlar hak temelli ve önceden belirlenen objektif kriterlere dayalı olarak sunulacaktır. 1.1 Sosyal Yardımların hak temelli yapılmasına yönelik, Avrupa Birliği ve geliģmiģ OECD ülkelerindeki

Detaylı

2014-2023 İ ZMİ R BÖ LGE PLANİ

2014-2023 İ ZMİ R BÖ LGE PLANİ 2014-2023 İ ZMİ R BÖ LGE PLANİ Bilgi, Tasarım ve Yenilik Ü reten, Akdeniz'in Çekim Merkezi İ zmir Kasım 2013 İzmir 2013, İZKA Tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmek kaydıyla alıntı yapılabilir. İzmir

Detaylı

İzmir Bölge Planı Buca İlçe Bilgilendirme Toplantısına Hoşgeldiniz

İzmir Bölge Planı Buca İlçe Bilgilendirme Toplantısına Hoşgeldiniz 2010-2013 İzmir Bölge Planı Buca İlçe Bilgilendirme Toplantısına Hoşgeldiniz 13 Aralık 2010 İZKA PPKB Kalkınma Ajansları Belli bir coğrafi alanın, sektörel ve genel kalkınma problemlerini belirleyip, bunların

Detaylı

ANKARA KALKINMA AJANSI. www.ankaraka.org.tr

ANKARA KALKINMA AJANSI. www.ankaraka.org.tr ANKARA KALKINMA AJANSI www.ankaraka.org.tr TÜRKİYE'NİN En Genç Kalkınma Ajansı Ankara Kalkınma Ajansı bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak, bölgenin rekabet gücünü artırmak ve gelişimini hızlandırmak

Detaylı

www.geka.org.tr BÖLGESEL YENİLİK ve KALKINMA AJANSI DESTEKLERİ

www.geka.org.tr BÖLGESEL YENİLİK ve KALKINMA AJANSI DESTEKLERİ www.geka.org.tr BÖLGESEL YENİLİK ve KALKINMA AJANSI DESTEKLERİ Öncelikler ve İhtisaslaşma Organizasyon ve Eşgüdüm Yaşam Kalitesinin Artırılması Sürdürülebilir Kalkınma Bilgi Toplumuna Dönüşüm Rekabet Gücünün

Detaylı

HAVZA PROJELERĠNDE SOSYO-EKONOMĠK GĠRDĠLERĠN BELĠRLENMESĠ. Prof.Dr.Özden GÖRÜCÜ KahramanmaraĢ Sütçü Ġmam Üniversitesi Orman Fakültesi

HAVZA PROJELERĠNDE SOSYO-EKONOMĠK GĠRDĠLERĠN BELĠRLENMESĠ. Prof.Dr.Özden GÖRÜCÜ KahramanmaraĢ Sütçü Ġmam Üniversitesi Orman Fakültesi HAVZA PROJELERĠNDE SOSYO-EKONOMĠK GĠRDĠLERĠN BELĠRLENMESĠ Prof.Dr.Özden GÖRÜCÜ KahramanmaraĢ Sütçü Ġmam Üniversitesi Orman Fakültesi Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı ÇölleĢme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü

Detaylı

Finansman BaĢlama bitiģ Yüklenici Ülke Toplam proje bütçesi. n adı 01 Ocak 2008- Türkiye 243.025 $ 100% 15 ĠSKUR-KOSGEB-BTC BTC

Finansman BaĢlama bitiģ Yüklenici Ülke Toplam proje bütçesi. n adı 01 Ocak 2008- Türkiye 243.025 $ 100% 15 ĠSKUR-KOSGEB-BTC BTC Bölgesel Kalkınma Girişimi Bakü- Tiflis- Ceyhan (BTC) Boru Hattı Projesi: Sektörler Arası ĠĢbirliğine Dayalı Ġstihdamı GeliĢtirme ve GiriĢimciliği Ref 3 Proje baģlığı Destekleme Projesi- Çukurova Bölgesi

Detaylı

2010-2013 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları. Karabağlar Özet Raporu

2010-2013 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları. Karabağlar Özet Raporu 2010-2013 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları Karabağlar Özet Raporu Aralık 2010 1 2010-2013 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları Karabağlar Özet Raporu Nüfus Yapısı - Sosyoekonomik Gelişmişlik 1 Karabağlar

Detaylı

İzmir Bölge Planı Kınık İlçe Bilgilendirme Toplantısına Hoşgeldiniz

İzmir Bölge Planı Kınık İlçe Bilgilendirme Toplantısına Hoşgeldiniz 2010-2013 İzmir Bölge Planı Kınık İlçe Bilgilendirme Toplantısına Hoşgeldiniz 10 Aralık 2010 PPKB Kalkınma Ajansları Belli bir coğrafi alanın, sektörel ve genel kalkınma problemlerini belirleyip, bunların

Detaylı

KALKINMA AJANSLARI ve

KALKINMA AJANSLARI ve KALKINMA AJANSLARI ve 13 MART 2012 ANKARA Mustafa Zati Uzman Sunum Planı Neden Kalkınma Ajansları Dünya da Kalkınma Ajansları Türkiye de Kalkınma Ajansları Ankara Kalkınma Ajansı Kalkınma Ajansları Destekleri

Detaylı

2014-2023 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları NARLIDERE

2014-2023 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları NARLIDERE 2014-2023 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları NARLIDERE 2014 2023 İzmir Bölge Planı Yönetişim Çerçevesi ve Süreç Tasarımı 2014-2023 İzmir Bölge Planlama Süreci Basın ve Bilgilendirme Toplantısı İlçe Toplantıları

Detaylı

İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları KARABAĞLAR

İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları KARABAĞLAR 2014-2023 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları KARABAĞLAR 2014 2023 İzmir Bölge Planı Yönetişim Çerçevesi ve Süreç Tasarımı 2014-2023 İzmir Bölge Planlama Süreci Basın ve Bilgilendirme Toplantısı İlçe Toplantıları

Detaylı

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ Ahmet GÜNEŞ Dış Ticaret Uzmanı BURSA 21/05/2015 1 SUNUM PLANI 1. Yeni Teşvik Sisteminin Hazırlık Süreci

Detaylı

1. GENEL EKONOMİK GÖSTERGELER

1. GENEL EKONOMİK GÖSTERGELER 1. GENEL EKONOMİK GÖSTERGELER 1.1. GSYİH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) 1. Ekonomik kalkınmanın önemli göstergelerinden biri olan kişi başına düşen GSYİH, TÜİK tarafından en son 2001 yılında hesaplanmıştır.

Detaylı

2010-2013 İzmir Bölge Planı Seferihisar İlçe Bilgilendirme Toplantısına Hoşgeldiniz

2010-2013 İzmir Bölge Planı Seferihisar İlçe Bilgilendirme Toplantısına Hoşgeldiniz 2010-2013 İzmir Bölge Planı Seferihisar İlçe Bilgilendirme Toplantısına Hoşgeldiniz 2 Aralık 2010 PPKB Kalkınma Ajansları Belli bir coğrafi alanın, sektörel ve genel kalkınma problemlerini belirleyip,

Detaylı

2010-2013 İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ MENDERES SONUÇ RAPORU

2010-2013 İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ MENDERES SONUÇ RAPORU 1 2010-2013 İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ MENDERES SONUÇ RAPORU Tarih: 27 Aralık 2010 Yaklaşık Katılımcı Sayısı: 35 Katılımcı listesindeki Sayı: 30 Katılımcı Düzeyi ve Profili: 2 3 Dağıtılan Belgeler:

Detaylı

AB 2020 Stratejisi ve Türk Eğitim Politikasına Yansımaları

AB 2020 Stratejisi ve Türk Eğitim Politikasına Yansımaları AB 2020 Stratejisi ve Türk Eğitim Politikasına Yansımaları Y. Doç. Dr. Tamer Atabarut Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi Müdürü atabarut@boun.edu.tr Avrupa 2020 Stratejisi: Akıllı, Sürdürülebilir

Detaylı

2010-2013 İzmir Bölge Planı. İlçe Toplantıları Narlıdere Özet Raporu

2010-2013 İzmir Bölge Planı. İlçe Toplantıları Narlıdere Özet Raporu 2010-2013 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları Narlıdere Özet Raporu Kasım 2010 1 2010-2013 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları Narlıdere Özet Raporu Nüfus Yapısı Hızlı Kentleşme Hızlı Nüfus Artışı Göç

Detaylı

Sanayide Eko-Verimlilik ve Program Kapsamında Yapılan ÇalıĢmalar Ferda UlutaĢ Türkiye Teknoloji GeliĢtirme Vakfı

Sanayide Eko-Verimlilik ve Program Kapsamında Yapılan ÇalıĢmalar Ferda UlutaĢ Türkiye Teknoloji GeliĢtirme Vakfı UNIDO EKO-VERĠMLĠLĠK (TEMĠZ ÜRETĠM) PROGRAMI PROGRAM FAALĠYETLERĠ VE KAZANIMLARIN PAYLAġIMI ÇALIġTAYI Sanayide Eko-Verimlilik ve Program Kapsamında Yapılan ÇalıĢmalar Ferda UlutaĢ Türkiye Teknoloji GeliĢtirme

Detaylı

2014-2023 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları BUCA

2014-2023 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları BUCA 2014-2023 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları BUCA 2014 2023 İzmir Bölge Planı Yönetişim Çerçevesi ve Süreç Tasarımı 2014-2023 İzmir Bölge Planlama Süreci Basın ve Bilgilendirme Toplantısı İlçe Toplantıları

Detaylı

UNDP nin Yerel Sosyo-ekonomik Kalkınma Deneyimleri

UNDP nin Yerel Sosyo-ekonomik Kalkınma Deneyimleri UNDP nin Yerel Sosyo-ekonomik Kalkınma Deneyimleri Edinilen Dersler Bülent Açıkgöz, Yerel ve Bölgesel Sosyo-ekonomik Kalkınma Sektörü Yöneticisi 21 Şubat 2017, Konya İÇERİK A. KISACA UNDP B. YEREL SOSYO-EKONOMİK

Detaylı

T.C. Kalkınma Bakanlığı

T.C. Kalkınma Bakanlığı T.C. Kalkınma Bakanlığı 2023 Vizyonu Çerçevesinde Türkiye Tarım Politikalarının Geleceği- Turkey s Agricultural Policies at a Crossroads with respect to 2023 Vision 2023 Vision, Economic Growth and Agricultural

Detaylı

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ M. Özger BOZOĞLU Dış Ticaret Uzmanı Ahmet GÜNEŞ Dış Ticaret Uzmanı İSTANBUL 10/12/2014 1 SUNUM PLANI 1.

Detaylı

KALKINMA KURULU DİYARBAKIR KASIM 2015 BEŞERİ SERMAYE EĞİTİM VE İSTİHDAM KOMİSYONU TRC2 2014-2023 BÖLGE PLANI KOORDİNASYON VE İZLEME KOMİSYONLARI

KALKINMA KURULU DİYARBAKIR KASIM 2015 BEŞERİ SERMAYE EĞİTİM VE İSTİHDAM KOMİSYONU TRC2 2014-2023 BÖLGE PLANI KOORDİNASYON VE İZLEME KOMİSYONLARI KASIM 2015 T. C. KALKINMA KURULU TRC2 2014-2023 BÖLGE PLANI KOORDİNASYON VE İZLEME KOMİSYONLARI DİYARBAKIR BEŞERİ SERMAYE EĞİTİM VE İSTİHDAM KOMİSYONU İLERLEME RAPORU 2015/1 stajyer [Şirket adını yazın]

Detaylı

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ VİZYON BELGESİ (TASLAK) Türkiye 2053 Stratejik Lokomotif Sektörler MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ Millet Hafızası ve Devlet Aklının bize bıraktığı miras ve tarihî misyon, İstanbul un Fethinin

Detaylı

Türkiye de Ulusal Politikalar ve Endüstriyel Simbiyoz

Türkiye de Ulusal Politikalar ve Endüstriyel Simbiyoz Türkiye de Ulusal Politikalar ve Endüstriyel Simbiyoz Ferda Ulutaş Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı KALKINMA AJANSLARI VE BÖLGE PLANLARI İÇİN ENDÜSTRİYEL SİMBİYOZ ÇALIŞTAYI 31 Ocak 1 Şubat 2013 CK Farabi

Detaylı

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012 Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme 30 Mayıs 2012 Sürdürülebilir Kalkınma gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme olanağından ödün vermeksizin bugünün ihtiyaçlarını karşılayabilecek kalkınma

Detaylı

BÖLGE PLANI SÜRECİ Bilecik Sanayi İhtisas Komisyonu Çalışmaları Bilecik İl Genel Meclis Salonu

BÖLGE PLANI SÜRECİ Bilecik Sanayi İhtisas Komisyonu Çalışmaları Bilecik İl Genel Meclis Salonu 2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ Bilecik Sanayi İhtisas Komisyonu Çalışmaları 24.04.2013 Bilecik İl Genel Meclis Salonu Küreselleşme Küresel ekonominin bütünleşmesi Eşitsiz büyüme Ekonomik krizler Kaynak kısıtları

Detaylı

KAMU-ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ (KÜSİ) FAALİYETLERİ

KAMU-ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ (KÜSİ) FAALİYETLERİ BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI KAMU-ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ (KÜSİ) FAALİYETLERİ Doç. Dr. Mustafa Türkmen ERÜ Mühendislik Fak. 20 Mayıs 2016 KAYSO Sunum Planı KÜSİ Çalışma Grubu KÜSİ İl Planlama

Detaylı

Kalkınma Ajansları. Belli bir coğrafi alanın, sektörel ve genel kalkınma problemlerini belirleyip, bunların çözümüne yönelik olanakları saptar.

Kalkınma Ajansları. Belli bir coğrafi alanın, sektörel ve genel kalkınma problemlerini belirleyip, bunların çözümüne yönelik olanakları saptar. Kalkınma Ajansları Belli bir coğrafi alanın, sektörel ve genel kalkınma problemlerini belirleyip, bunların çözümüne yönelik olanakları saptar. Türkiye de Kalkınma Ajansları İlk Kalkınma Ajansı İzmir de

Detaylı

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat EKONOMĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat EKONOMĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ Erdem ALPTEKĠN Türk finans sistemi incelendiğinde en büyük payı bankaların, daha sonra ise sırasıyla menkul kıymet yatırım fonları, sigorta

Detaylı

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA ÖĞRENCİLERİ BİTİRME PROJESİ YARIŞMASI 2014-2015

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA ÖĞRENCİLERİ BİTİRME PROJESİ YARIŞMASI 2014-2015 TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA ÖĞRENCİLERİ BİTİRME PROJESİ YARIŞMASI 2014-2015 ENDÜSTRİYEL YAPININ YENİLİKÇİ VE BİLGİ ODAKLI DÖNÜŞÜMÜNÜN BURSA ÖRNEĞİNDE İNCELENMESİ PROJE RAPORU İÇİNDEKİLER

Detaylı

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YENİ TEŞVİK SİSTEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI. 15 Kasım 2012 İSTANBUL. Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YENİ TEŞVİK SİSTEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI. 15 Kasım 2012 İSTANBUL. Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YENİ TEŞVİK SİSTEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI 15 Kasım 2012 İSTANBUL Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü 1. HAZIRLIK SÜRECİ YENİ TEŞVİK SİSTEMİNİN HEDEFLERİ Ø

Detaylı

KIRŞEHİR SANAYİ RAPORU

KIRŞEHİR SANAYİ RAPORU KIRŞEHİR SANAYİ RAPORU KIRŞEHİR SANAYİ RAPORU KIRŞEHİR SANAYİ RAPORU Şekil 1 Kırşehir Sanayi Rekabetçilik Eksenleri İş Yapma Düzeyi Yenilikçilik potansiyeli Girişimcilik Düzeyi Teşviklerden yararlanma

Detaylı

Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığığ Ülke ve Kamu Kurumları Düzeyinde Strateji Yönetimi Anıl YILMAZ Stratejik t Planlama l Dairesi i Bşk. ODTÜVT Yönetim ve Mühendislik Günleri 2 Mart 2008 Gündem Ülkesel

Detaylı

Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Yalın Altı Sigma Konferansı-5 / 7-8 Kasım 2014

Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Yalın Altı Sigma Konferansı-5 / 7-8 Kasım 2014 Türkiye Cumhuriyeti Yalın Altı Sigma Konferansı-5 / 7-8 Kasım 2014 Sürdürülebilir Bir Üretim Altyapısı Çevreye Duyarlı VGM Güvenli Verimli BSTB İleri Teknoloji Yüksek Katma Değer 2 20 nün Kuruluşu 17 Ağustos

Detaylı

KİŞİSEL GELİŞİM ASİSTANI

KİŞİSEL GELİŞİM ASİSTANI AR-GE MERKEZLERİ İYİ UYGULAMA ÖRNEKLERİ PAYLAŞIM TOPLANTISI GİRİŞİMCİLİK KİŞİSEL GELİŞİM ASİSTANI Türk DemirDöküm Fabrikaları A.ġ SUNUM PLANI 1. UYGULAMANIN KISA AÇIKLAMASI 2. UYGULAMANIN YENĠLĠKÇĠ VE

Detaylı

2010-2013 İzmir Bölge Planı. İlçe Toplantıları Seferihisar Özet Raporu

2010-2013 İzmir Bölge Planı. İlçe Toplantıları Seferihisar Özet Raporu 2010-2013 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları Seferihisar Özet Raporu Kasım 2010 1 2010-2013 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları Seferihisar Özet Raporu Nüfus Yapısı - Sosyoekonomik Gelişmişlik 1 Seferihisar

Detaylı

Sunulan Bildiriler Presented Proceedings

Sunulan Bildiriler Presented Proceedings Sunulan Bildiriler Presented Proceedings BÖLGESEL KALKINMA BAĞLAMINDA ĠPEKYOLU KALKINMA AJANSI DENEYĠMĠ TRC1 Bölgesi : Gaziantep, Adıyaman, Kilis Bülent ÖZKAN 1 İpekyolu Kalkınma Ajansı Haziran 2010 da

Detaylı

Betül KONAKLI Sanayi ve Teknoloji Uzman Yardımcısı

Betül KONAKLI Sanayi ve Teknoloji Uzman Yardımcısı Sanayi Genel Müdürlüğü TÜRKİYE SANAYİ STRATEJİSİ VE ATIK YÖNETİMİ Betül KONAKLI Sanayi ve Teknoloji Uzman Yardımcısı 21.10.2015 - Ankara 1 Geçmişten EKK günümüze atığa bakış açısında ve atık yönetiminde

Detaylı

2010-2013 İzmir Bölge Planı

2010-2013 İzmir Bölge Planı 1 2010-2013 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları Tire Özet Raporu Aralık 2010 2 Nüfus Yapısı - Sosyoekonomik Gelişmişlik 1 2009 ADNKS verilerine göre Tire nin nüfusu 78.176 olarak belirlenmiştir. Aynı yıl

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat - 2010

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat - 2010 EKONOMİK GELİŞMELER Şubat - 2010 AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU EKONOMİK RAPOR - ŞUBAT 2010 İÇİNDEKİLER... 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH)...2 İSTİHDAM - İŞSİZLİK VE İŞGÜCÜ

Detaylı

2011 Yılı Teklif Çağrısı Proje Eğitim Toplantısı Program Amaç ve Öncelikleri, Uygunluk Kriterleri, Başvuru ve Değerlendirme Süreci

2011 Yılı Teklif Çağrısı Proje Eğitim Toplantısı Program Amaç ve Öncelikleri, Uygunluk Kriterleri, Başvuru ve Değerlendirme Süreci 2011 Yılı Teklif Çağrısı Proje Eğitim Toplantısı Program Amaç ve Öncelikleri, Uygunluk Kriterleri, Başvuru ve Değerlendirme Süreci 3 Ağustos 2011 ANKARA Gündem 2011 Teklif Çağrısı Kapsamı Mali Destek Programları

Detaylı

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ VE ATIK YÖNETİMİ DESTEKLERİ

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ VE ATIK YÖNETİMİ DESTEKLERİ T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ VE ATIK YÖNETİMİ DESTEKLERİ Ahmet GÜNEŞ Dış Ticaret Uzmanı ANKARA 21/10/2015 1 SUNUM PLANI 1. Teşvik Sisteminin

Detaylı

İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları ALİAĞA

İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları ALİAĞA 2014-2023 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları ALİAĞA 2014 2023 İzmir Bölge Planı Yönetişim Çerçevesi ve Süreç Tasarımı 2014-2023 İzmir Bölge Planlama Süreci Basın ve Bilgilendirme Toplantısı İlçe Toplantıları

Detaylı

Türkiye nin Tarım Vizyonu ve Geleceği

Türkiye nin Tarım Vizyonu ve Geleceği Türkiye nin Tarım Vizyonu ve Geleceği Gökhan Özertan Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü 6 Mart 2017 Gökhan Özertan Tarımın Geleceği 6 Mart 2017 1 / 13 Dünya Tarımında Gelişmeler Tarımın fiziksel, sosyal

Detaylı

T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü. Kümelenme Destek Programı

T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü. Kümelenme Destek Programı T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kümelenme Destek Programı Fadime YILMAZ San. ve Tek. Uzmanı 1 Küme Kümeler, özellikle de aynı faaliyet alanında hem rekabet içinde olan hem de birbirleriyle işbirliği

Detaylı

T.C. B A Ş B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG.0.12-010-06/5464 30 NĠSAN 2010 GENELGE 2010/11

T.C. B A Ş B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG.0.12-010-06/5464 30 NĠSAN 2010 GENELGE 2010/11 GENELGE 2010/11 Dokuzuncu Kalkınma Planında yer alan Ġstanbul un uluslararası finans merkezi olması hedefini gerçekleģtirmek üzere yapılan çalıģmalar kapsamında, Ġstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi

Detaylı

TRC2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM SUNUMU. Hamit BİRTANE Uzman

TRC2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM SUNUMU. Hamit BİRTANE Uzman TRC2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM SUNUMU Hamit BİRTANE Uzman İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması Düzey 2: 26 Bölge TRC2 (ŞANLIURFA-DİYARBAKIR) BÖLGESİ TRC2 Bölgesi İdari Yapı Şanlıurfa Diyarbakır İlçe

Detaylı

İzmir Bölge Planı Narlıdere İlçe Bilgilendirme Toplantısına Hoşgeldiniz

İzmir Bölge Planı Narlıdere İlçe Bilgilendirme Toplantısına Hoşgeldiniz 2010-2013 İzmir Bölge Planı Narlıdere İlçe Bilgilendirme Toplantısına Hoşgeldiniz 11 Kasım 2010 PPKB Bölge Planı Nedir? Ulusal Kalkınma Planı na (2007-2013 Dokuzuncu Kalkınma Planı) dayanır. Bölge planları;

Detaylı

İzmir Yenilik Ekosistemi 2018 İzleme Raporu

İzmir Yenilik Ekosistemi 2018 İzleme Raporu Yenilik Ekosistemi 2018 İzleme Raporu 2018, İZKA Tüm hakları saklıdır. Bu eserin tamamı ya da bir bölümü, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca kullanılmadan önce hak sahibinden 52. Maddeye

Detaylı

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme ( 2017-2021 Türkiye - Malezya ) Türkiye; 80 milyonluk nüfusu, gelişerek

Detaylı

Küresel Çevre Yönetimi için Ulusal Kapasite Öz Değerlendirme Analizi

Küresel Çevre Yönetimi için Ulusal Kapasite Öz Değerlendirme Analizi Küresel Çevre Yönetimi için Ulusal Kapasite Öz Değerlendirme Analizi REPUBLIC OF SLOVENIJA MINISTRSTRY OF ENVIRONMENT AND SPATIAL PLANNING Milena Marega Bölgesel Çevre Merkezi, Slovenya Ülke Ofisi Sunum

Detaylı

DOĞU AKDENİZ, DOĞU ANADOLU, GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ TOHUMCULUK İHTİYAÇ ANALİZİ

DOĞU AKDENİZ, DOĞU ANADOLU, GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ TOHUMCULUK İHTİYAÇ ANALİZİ DOĞU AKDENİZ, DOĞU ANADOLU, GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ TOHUMCULUK İHTİYAÇ ANALİZİ KISALTMALAR KISALTMALAR AB ADNKS AR-GE BÜGEM EB FAO GSMH GSKD ISTA ISF İLO İŞKUR KB KOBİ KOSGEB GKGM TB TÜBİTAK TÜİK TTSM

Detaylı

İZMİR DE (TEMİZ ÜRETİM)

İZMİR DE (TEMİZ ÜRETİM) İZMİR DE EKO-VERİMLİLİK (TEMİZ ÜRETİM) UYGULAMALARININ YAYGINLAŞTIRILMASI PROJESİ İzmir Kalkınma Ajansı İZMİR BÖLGE KÜMELENME EKO- KALKINMA VERĐMLĐLĐK DESTEK PROGRAMLARI YENĐLĐK YATIRIM PLANI AJANSI 2010-20132013

Detaylı

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ T.C. Ekonomi Bakanlığı TEŞVİK UYGULAMA VE YABANCI SERMAYE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ Dr. Mehmet Yurdal ŞAHİN Genel Müdür Yardımcısı 11 Şubat 2016, ANKARA Sunum Planı 1. Yatırım Teşvik Sistemi

Detaylı

2014-2023 İZMİR BÖLGE PLANI

2014-2023 İZMİR BÖLGE PLANI 2014-2023 İZMİR BÖLGE PLANI İKİNCİ TASLAK Ağustos 2013 İzmir HAZIRLAYANLAR Doç. Dr. Ergüder CAN Sibel ERSİN Saygın Can OĞUZ Filiz MOROVA İNELER Emin Çetin HAŞAR Güvenç KÜÇÜKTOK Sena GÜRSOY Esra Sermin

Detaylı

İhracat Genel Müdürlüğü KOBĠ ve Kümelenme Destekleri Daire BaĢkanlığı. Hatice ġafak ERGÜN Uzman

İhracat Genel Müdürlüğü KOBĠ ve Kümelenme Destekleri Daire BaĢkanlığı. Hatice ġafak ERGÜN Uzman İhracat Genel Müdürlüğü KOBĠ ve Kümelenme Destekleri Daire BaĢkanlığı Hatice ġafak ERGÜN Uzman ULUSLARARASI REKABETÇĠLĠĞE GĠDEN YOLDA KÜMELENME SAMSUN KONFERANSI 7 Aralık 2012 / Samsun Devam ediyoruz...

Detaylı

ĠZMĠR KENT KONSEYĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ BĠLĠġĠM ÇALIġMA GRUBU ETKĠNLĠK VE EĞĠTĠMLERĠ. Simge SavaĢan & Baran Güntan

ĠZMĠR KENT KONSEYĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ BĠLĠġĠM ÇALIġMA GRUBU ETKĠNLĠK VE EĞĠTĠMLERĠ. Simge SavaĢan & Baran Güntan ĠZMĠR KENT KONSEYĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ BĠLĠġĠM ÇALIġMA GRUBU ETKĠNLĠK VE EĞĠTĠMLERĠ Simge SavaĢan & Baran Güntan AJANDA Kent Konseyi Nedir? Gençlik Meclisi Nedir? Ġzmir Gençlik Meclisi BiliĢim ÇalıĢma Grubu

Detaylı

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI ŞUBAT 2015

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI ŞUBAT 2015 T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI ŞUBAT 2015 İZMİR YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİNİN HEDEFLERİ 1. Mevzuat ve Hedefler Tasarrufların katma değeri yüksek yatırımlara yönlendirilmesi, Üretim ve

Detaylı

İZMİR BÖLGE PLANI. özet GÜÇLÜ TOPLUM YÜKSEK YAŞAM KALİTESİ GÜÇLÜ EKONOMİ 2014-2023

İZMİR BÖLGE PLANI. özet GÜÇLÜ TOPLUM YÜKSEK YAŞAM KALİTESİ GÜÇLÜ EKONOMİ 2014-2023 TOPLUM İZMİR BÖLGE PLANI 2014-202 özet YÜKSEK YAŞAM KALİTESİ EKONOMİ Sunuş 1 202 yılında hayal ettiğimiz İzmir için 202 yılına geldiğimizde nüfusu 4,5 milyona ulaşmış İzmir'in ekonomik, çevresel ve sosyal

Detaylı

ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR?

ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR? YEREL KALKINMA POLİTİKALARINDA FARKLI PERSPEKTİFLER TRC2 BÖLGESİ ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR? BÖLGESEL GELIŞME ULUSAL STRATEJISI BGUS Mekansal Gelişme Haritası

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz - 2011

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz - 2011 EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz - 2011 AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU EKONOMİK RAPOR TEMMUZ 2011 İÇİNDEKİLER... 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH)... 2 İSTİHDAM - İŞSİZLİK VE İŞGÜCÜ

Detaylı

EGE ÜNİVERSİTESİ - EBİLTEM TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ

EGE ÜNİVERSİTESİ - EBİLTEM TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ EGE ÜNİVERSİTESİ - EBİLTEM TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ Prof. Dr. Candeğer YILMAZ,... Ege Üniversitesi Rektörü EGE MODELİ 1994 den bu yana faaliyetini sürdürmektedir. Üniversitemiz: Ar-Ge ve Sanayi ilişkilerini

Detaylı

4-TÜRKĠYE DE VE DÜNYA DA KĠMYASAL GÜBRE ÜRETĠMĠ VE TÜKETĠMĠ

4-TÜRKĠYE DE VE DÜNYA DA KĠMYASAL GÜBRE ÜRETĠMĠ VE TÜKETĠMĠ 4-TÜRKĠYE DE VE DÜNYA DA KĠMYASAL GÜBRE ÜRETĠMĠ VE TÜKETĠMĠ Yakın zamana kadar gübre üretimi ve tüketimine iliģkin değerlendirmelerde ÜRETĠLEN VEYA TÜKETĠLEN GÜBRELERĠN FĠZĠKSEL MĠKTARLARI dikkate alınmaktaydı

Detaylı

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK Daha kapsayıcı bir toplum için sözlerini eyleme dökerek çalışan iş dünyası ve hükümetler AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK Avrupa da önümüzdeki

Detaylı

T.C. B A ġ B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG.0.12-010-06/14200 3 ARALIK 2009 GENELGE 2009/18

T.C. B A ġ B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG.0.12-010-06/14200 3 ARALIK 2009 GENELGE 2009/18 I. GİRİŞ GENELGE 2009/18 2007-2013 döneminde Avrupa Birliğinden Ülkemize sağlanacak hibe niteliğindeki fonlar Avrupa Konseyinin 1085/2006 sayılı Katılım Öncesi Yardım Aracı Tüzüğü ve söz konusu Tüzüğün

Detaylı

ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018

ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018 ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018 nin hizmet ve sorumluluk alanları nelerdir? Küresel ve teknolojik değişimlerle birlikte Şehir Yönetimleri nasıl değişmektedir? İdeal nasıl sağlanmalıdır? Ajanda 1. Mevcut Durum

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014 ORTA VADELİ PROGRAM (2015-201) 8 Ekim 2014 DÜNYA EKONOMİSİ 2 2005 2006 200 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 T 2015 T Küresel Büyüme (%) Küresel büyüme oranı kriz öncesi seviyelerin altında seyretmektedir.

Detaylı

Serkan VALANDOVA Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğü Bölgesel Rekabet Edebilirlik Dairesi Başkanı

Serkan VALANDOVA Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğü Bölgesel Rekabet Edebilirlik Dairesi Başkanı Serkan VALANDOVA Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğü Bölgesel Rekabet Edebilirlik Dairesi Başkanı Gündem Yaklaşım/İlkeler Planlama Uygulama Güncel Çalışmalar

Detaylı

İzmir Bölge Planı Foça İlçe Bilgilendirme Toplantısına Hoşgeldiniz. 12 Ocak 2011

İzmir Bölge Planı Foça İlçe Bilgilendirme Toplantısına Hoşgeldiniz. 12 Ocak 2011 2010-2013 İzmir Bölge Planı Foça İlçe Bilgilendirme Toplantısına Hoşgeldiniz 12 Ocak 2011 Kalkınma Ajansları Belli bir coğrafi alanın, sektörel ve genel kalkınma problemlerini belirleyip, bunların çözümüne

Detaylı

HOLLANDA ÜLKE RAPORU 12.10.2015

HOLLANDA ÜLKE RAPORU 12.10.2015 HOLLANDA ÜLKE RAPORU 12.10.2015 YÖNETİCİ ÖZETİ Uludağ İhracatçı Birlikleri nin kayıtlarına göre, Bursa dan Hollanda ya ihracat yapan 361 firma bulunmaktadır. 30.06.2015 tarihi itibariyle Ekonomi Bakanlığı

Detaylı

KIRSAL ALANDA. KADIN GĠRĠġĠMCĠLĠĞĠNĠN ARKA YÜZÜ

KIRSAL ALANDA. KADIN GĠRĠġĠMCĠLĠĞĠNĠN ARKA YÜZÜ KIRSAL ALANDA KADIN GĠRĠġĠMCĠLĠĞĠNĠN ARKA YÜZÜ Prof.Dr. Bülent GÜLÇUBUK (Ankara Üniversitesi AKÇAM) Atılım Üniversitesi, 3.Kasım.2010 NEDEN KIRSAL ALAN? NEDEN KIRSALDA KADIN GĠRĠġĠMCĠLĠĞĠ? Kırsalda kadın;

Detaylı

2010-2013 İzmir Bölge Planı Karabağlar İlçe Bilgilendirme Toplantısına Hoşgeldiniz

2010-2013 İzmir Bölge Planı Karabağlar İlçe Bilgilendirme Toplantısına Hoşgeldiniz 2010-2013 İzmir Bölge Planı Karabağlar İlçe Bilgilendirme Toplantısına Hoşgeldiniz 24 Aralık 2010 PPKB Kalkınma Ajansları Belli bir coğrafi alanın, sektörel ve genel kalkınma problemlerini belirleyip,

Detaylı

TÜRKİYE DE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARININ KORUNMASI : ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLARA ETKİLER RAPORU

TÜRKİYE DE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARININ KORUNMASI : ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLARA ETKİLER RAPORU TÜRKİYE DE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARININ KORUNMASI : ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLARA ETKİLER RAPORU Güldem Berkman YASED Fikri Ve Sınai Mülkiyet Hakları Çalışma Grubu Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi YATIRIMLARIN

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos - 2011

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos - 2011 EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos - 2011 AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU EKONOMİK RAPOR AĞUSTOS 2011 İÇİNDEKİLER... 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH)... 2 İSTİHDAM - İŞSİZLİK VE

Detaylı

Diyarbakır Ekonomisinin Genel Görünümü BĠLGĠ NOTU Kasım 2011 Diyarbakır Yatırım Destek Ofisi

Diyarbakır Ekonomisinin Genel Görünümü BĠLGĠ NOTU Kasım 2011 Diyarbakır Yatırım Destek Ofisi Diyarbakır Ekonomisinin Genel Görünümü BĠLGĠ NOTU Kasım 2011 % T. C. DĠYARBAKIR EKONOMĠSĠNĠN GENEL GÖRÜNÜMÜ 1. Diyarbakır Ġstatistikleri Tablo 1: Yıllara Göre Diyarbakır Nüfusu Yıllar Nüfus Yıllık Nüfus

Detaylı

Düzce Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve ilgili mekanizmaların vizyonu, Bölgesel, ulusal ve

Düzce Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve ilgili mekanizmaların vizyonu, Bölgesel, ulusal ve Düzce Üniversitesi 2015-2019 stratejik planında Düzce Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) doğrudan yer almakta olup, bu plan kapsamında ortaya konulan hedeflere ulaşılmasında önemli bir işleve sahiptir. Bu

Detaylı

2014-2023 BÖLGE PLANI

2014-2023 BÖLGE PLANI TRC2 (Diyarbakır-ġanlıurfa) BÖLGESĠ 2014-2023 BÖLGE PLANI 1. TASLAK TEMMUZ 2013 T.C. KARACADAĞ KALKINMA AJANSI TRC2 (DĠYARBAKIR-ġANLIURFA) BÖLGESĠ 2014-2023 BÖLGE PLANI ( 1. TASLAK ) TEMMUZ 2013 İÇİNDEKİLER

Detaylı

2010-2013 İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ BAYINDIR SONUÇ RAPORU

2010-2013 İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ BAYINDIR SONUÇ RAPORU 1 2010-2013 İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ BAYINDIR SONUÇ RAPORU Tarih: 4 Ocak 2011 Yaklaşık Katılımcı Sayısı: 65 Katılımcı listesindeki Sayı: 62 Katılımcı Düzeyi ve Profili: 2 3 4 Dağıtılan Belgeler:

Detaylı

GÜDÜMLÜ PROJE DESTEĞİ

GÜDÜMLÜ PROJE DESTEĞİ GÜDÜMLÜ PROJE DESTEĞİ 1 Kalkınma Ajansı Destekleri Destek Araçları Teknik Destek Mali Destekler Faiz Desteği Faizsiz Kredi Desteği Doğrudan Finansman Desteği Proje Teklif Çağrısı Güdümlü Proje Desteği

Detaylı

Tablo 1. Seçilen Ülkeler için Yıllar İtibariyle Hizmetler Sektörü İthalat ve İhracatı (cari fiyatlarla Toplam Hizmetler, cari döviz kuru milyon $)

Tablo 1. Seçilen Ülkeler için Yıllar İtibariyle Hizmetler Sektörü İthalat ve İhracatı (cari fiyatlarla Toplam Hizmetler, cari döviz kuru milyon $) 4.2. HİZMETLER 1. Hizmetler sektörünün ekonomideki ağırlığı bir refah kriteri olarak değerlendirilmektedir (1). (2) tarafından bildirildiği üzere, sanayileşmeyle birlikte, ulaştırma hizmetleri ve belirli

Detaylı

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR Halil AGAH Kıdemli Kırsal Kalkınma Uzmanı 22 Kasım 2016, İSTANBUL 1 2 SUNUM PLANI TARIMDA KÜRESELLEŞME TÜRK TARIM SEKTÖRÜ VE SON YILLARDAKİ GELİŞMELER TARIMDA

Detaylı

Kadınların Ġstihdama Katılımı ve YaĢanan Sorunlar

Kadınların Ġstihdama Katılımı ve YaĢanan Sorunlar Kadınların Ġstihdama Katılımı ve YaĢanan Sorunlar Lütfi ĠNCĠROĞLU Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdür Yardımcısı GiriĢ Nüfusunun yarısı kadın olan ülkemizde, kadınların işgücü piyasasına

Detaylı

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 ( STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 Yeni Dönem Türkiye - Suudi Arabistan İlişkileri: Kapasite İnşası ( 2016, İstanbul - Riyad ) Türkiye 75 milyonluk nüfusu,

Detaylı

Küme Bazlı Yerel Ekonomik Kalkınma Girişimleri ve Yenilikçilik

Küme Bazlı Yerel Ekonomik Kalkınma Girişimleri ve Yenilikçilik AGORADA 2012 BÖLGESEL İNOVASYON STRATEJİSİNİN UYGULANMASI: BİR ADIM SONRASI 19.10.2012 / Samsun Küme Bazlı Yerel Ekonomik Kalkınma Girişimleri ve Yenilikçilik Bülent Açıkgöz BM Ortak Program Yöneticisi

Detaylı

İzmir Bölge Planı Beydağ İlçe Bilgilendirme Toplantısına Hoşgeldiniz

İzmir Bölge Planı Beydağ İlçe Bilgilendirme Toplantısına Hoşgeldiniz 2010-2013 İzmir Bölge Planı Beydağ İlçe Bilgilendirme Toplantısına Hoşgeldiniz 14 Aralık 2010 PPKB Kalkınma Ajansları Belli bir coğrafi alanın, sektörel ve genel kalkınma problemlerini belirleyip, bunların

Detaylı

EGE ÜNİVERSİTESİ - EBİLTEM TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ

EGE ÜNİVERSİTESİ - EBİLTEM TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ EGE ÜNİVERSİTESİ - EBİLTEM TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ... Semih ERDEN EGE MODELİ 1994 den bu yana faaliyetini sürdürmektedir. Üniversitemiz: Ar-Ge ve Sanayi ilişkilerini Türkiye için tamamen özgün bir yapısı

Detaylı

T.C. EKONOMĠ BAKANLIĞI. Ġhracat Genel Müdürlüğü KOBİ ve Kümelenme Destekleri Daire Başkanlığı

T.C. EKONOMĠ BAKANLIĞI. Ġhracat Genel Müdürlüğü KOBİ ve Kümelenme Destekleri Daire Başkanlığı T.C. EKONOMĠ BAKANLIĞI Ġhracat Genel Müdürlüğü KOBİ ve Kümelenme Destekleri Daire Başkanlığı Vizyonumuz Proje ve kümelenme yaklaşımını esas alan yerel dinamiklerin harekete geçirilmesine olanak sağlayarak,

Detaylı

YENİLİKÇİ ARA YÜZ PLATFORMU YAY

YENİLİKÇİ ARA YÜZ PLATFORMU YAY YENİLİKÇİ ARA YÜZ PLATFORMU YAY «Arayüz yapılarının kullanıcı odaklı yaklaşımlarla ihtiyaca yönelik hizmetler verebilmesi için kapasitelerinin ve yetkinliklerinin arttırılması» Proje Ekibi Yürütücü: Marmara

Detaylı

2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ Bursa Turizm İhtisas Komisyonu Toplantısı 29.05.2013

2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ Bursa Turizm İhtisas Komisyonu Toplantısı 29.05.2013 2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ Bursa Turizm İhtisas Komisyonu Toplantısı 29.05.2013 Küresel Turizm Sektörü Dünya daki turist sayısı 2011 yılında bir önceki yıla göre % 4,6 ve 2012 de %4 artışla 1,035 milyar

Detaylı

TÜRKİYE DE BÖLGESEL KALKINMA ALANINDA YENİ BİR YAKLAŞIM

TÜRKİYE DE BÖLGESEL KALKINMA ALANINDA YENİ BİR YAKLAŞIM TÜRKİYE DE BÖLGESEL KALKINMA ALANINDA YENİ BİR YAKLAŞIM ARALIK 2008 TEMEL ANLAYIŞ VE ÖNGÖRÜLER Stratejik yaklaşım Ulusal-bölgesel-yerel düzeyde eşgüdüm Ulusal-bölgesel-yerel düzeyde etkin koordinasyon

Detaylı