Cazname I. Tunçel Gülsoy

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Cazname I. Tunçel Gülsoy"

Transkript

1

2 Cazname I Bizim Ýnsanlarýmýz Tunçel Gülsoy

3 altkitap - deneme 3 Cazname I Bizim Ýnsanlarýmýz Tunçel Gülsoy Þubat 2001 Yayýna Hazýrlayan: Düzelti: Tasarým: Tasarým Uygulama: Özge Baykan Özge Baykan Faruk Ulay Murat Gülsoy 2001 altkitap ve Tunçel Gülsoy Yapýtýn tüm yayýn haklarý saklýdýr. Tanýtým için yapýlacak kýsa alýntýlar dýþýnda yayýncýnýn izni olmaksýzýn hiçbir yolla çoðaltýlamaz.

4 Yazar Hakkýnda O da herkes gibi doðdu. Bir farkla; büyük bir adam olacaðý belli idi. Vakit kaybetmemek için doðduðu hastaneye onun adýný verdiler: Kamil. Kýz doðuran analar isyan edince Kamil onlar için de bir isim seçti ve hastahanenin adý "Zeynep Kamil" oldu. O hastahanede oðlan doðuran herkes çocuðuna Kamil ismini vermek isteyince ailesi küçük Kamil'in ek bir isme gereksinimi olduðunu farketti ve adý Kamil Tunçel Gülsoy oldu. Yýl galiba 1951 idi. Ýyi bir burç olduðu için Terazi olmayý seçti ama hayatý boyunca Koç burçlarý ile itiþti. Okumayý kendi kendine öðrendi çünkü "Aslan Prens" çizgi romanýnýn sadece resimlerine bakmaktan sýkýlmýþtý. Baðýmsýz bir karakteri vardý, okuyabilmek için annesini veya babasýný bekleyemezdi, onlar okurken duyduklarýný ezberledi, kitaba bakarken þekilleri sesler ile baðdaþtýrdý ve sonunda okumayý baþardý. Yazmayý ise gerçek anlamda 45 yaþýndan sonra bilgisayar kullanmaya baþlayýnca öðrendi. Önce "Jazz" dergisinde, sonra "Yenibinyýl" gazetesinin hafta sonu ekinde ve en sonunda da "Boðaziçi Mezunlar Derneði"'nin dergisinde yazdý. "Açýk Radyo"'nun kapatýlmasý hakkýnda kaleme aldýðý yazýda Sabah Grubu yazarlarýndan birisine dokundurunca gazete yazarlýðý kýsa sürdü. O da kýzdý, gazeteyi kapattýrdý. Ýþsiz kalýnca radyo programcýlýðýna baþladý ve Açýk Radyo'da "Cazname" adlý bir programý kaptý. Halen bu iþlerle meþgul olurken, part-time olarak bir fabrikanýn yöneticiliðini yapýyor. Bu ikisi arasýnda ise... Kadýköy Maarif Koleji, Robert Academy, birazcýk ODTÜ, sonra Boðaziçi Üniversitesi'nin iki ayrý bölümünde okudu. Yanlýþlýkla Mühendis oldu. Bir çok deðiþik iþte çalýþtý, ayrýldý, zaman zaman kovuldu, ama yýlmadý. Hâlâ çok iyi bir iþ arýyor... Evlendi ama evden kovulmamayý baþardý, çok sevdiði bir eþi ve kýzý var. Ama hâlâ spor bir BMW otomobil istiyor. ( Þimdilik eski bir Toyota'ya, sürüþü ile ruh veriyor.) Yemeklerden patlýcanýn her çeþidini, dolmanýn her çeþidini, köftenin her çeþidini sever. Kerevizin ise hiç bir çeþidini sevmez. Hi Fi aletlerine -özellikle CD Player'lara- ilgisi var. Spor yapmayý, tanrýnýn kendisine verdiði yaratýcý enerjinin israfý olarak görüyor. Boyuna göre en az 20 kilo fazlasý olduðunu, sabrýný kaybetmiþ bir diyetisyenden öðrenmiþti. Büyüyünce yazar olmak istiyor ama içindeki çocuk onu hiç terketmiyor. Bu yüzden de çocuklara yakýn olabileceði bir yerde, güzel bir eðitim projesinde iþ bulmak istiyor. Þimdilik Türkiye Eðitim Gönüllüleri Vakfýna bir takým katkýlar yapmaya çalýþýyor. Hayattaki en büyük beklentisi mezar taþýna þöyle yazýlmasý: "Kamil Bir insandý, yazdý, okundu, anlaþýldý ve sevildi, Arkasý yarýn sevgili dostlar, bir varmýþ bir yokmuþ..!"

5 i Türkiye'den Caz Mektuplarý Özge Baykan "Peki siz bir insaný anlamak için onun ilk olarak hangi yönünü merak edersiniz? Bizim ülkemizde doðum tarihi ve okul önemlidir, çoðu insan kendini anlatmaya böyle baþlar. Falan yýlda filan yerde doðdu, þu okula gitti falanca görevlerde bulundu. Eðer ölmedi ise kiþi hakkýnda, biraz da varsa eserleri liste halinde sayýlýr. Ben bu bilgileri monoton bulur ve hep doðum gününün ardýndaki insaný merak ederim." Tunçel Gülsoy'un Osman Ýþmen'i anlatmaya baþlamadan önce yazdýðý bu satýrlar Cazname'nin olaðanüstü bir özeti. Fazla söze ne hacet. Gülsoy hedeflediðine tam anlamýyla ulaþmýþ. Yalnýzca müziðiyle var olan, dinleyiciye yabancýlaþmýþ, ona uzakta bir yerlerden bakan bir müzisyen imajý tamamen eriyor; yerini "herkes gibi" olan insanlara býrakýyor Cazname'nin röportajlarýnda. Okuyucu potansiyel dinleyici olarak müzisyenin kariyerine hýzlý bir bakýþ atarken, caza kattýklarýna, ürettiklerine saygýsýný asla yitirmiyor. Bununla birlikte meraklý bir yakýnlaþma, özel hayata bir tür topluca burun sokma durumuyla karþý karþýyayýz. Ama asla paparazzi merakýna dönüþtürmeden. Her bir cazcýyý biraz daha iyi anlamaya çalýþmak için yalnýzca. Sibel Köse'nin evinde geziniyoruz, o da bir yandan Tunçel Gülsoy'a kek yapýyor. Terazi burcuymuþ, bir de kedisi var: Encük. Yahya Dai'nin kedisinin adý ise Þobe. Can Kozlu'nun denize büyük meraký var, "denizin, topraðýn kokusunu" nasýl özlediðini dinliyoruz ondan. Birkaç satýr aþaðýda Erol Pekcan'ýn kýzý da babasýnýn deniz tutkusunu anlatacak. Tunçel Gülsoy takýldýðý ayrýntýlarý yazmasý nedeniyle zaman zaman kimi eleþtiriler aldýðýný söylüyor. Ama ona göre, her ayrýntýnýn bir kiþiyi anlamakta büyük önemi vardýr. Bir insanýn kek, börek yapýþýna bakarak onun müziðe ve hayata getirdiði yaklaþýmla çeþitli paralellikler kurulabilir. Bu tür ayrýntýlarýn kiþilerin psikolojisini anlamakta temel iþlev taþýdýðýný düþünüyor Gülsoy. Röportajý yapýlanlarý birleþtiren en belirgin ortak payda elbette "caz"; ama koskoca bir yaþam hemen fark ediliyor ardýnda. Her müzisyen farklý bir duyarlýlýk, farklý bir birikim sunuyor. Özellikle okuyucuyu kazançlý çýkaran ise, yapýlan müziðin arkasýnda ne denli

6 Önsöz - Özge Baykan ii geniþ bir altyapýnýn, ne büyük bir donanýmýn yattýðýna tanýklýk etmektir. Türkiye'de cazýn geliþimine büyük katký saðlamýþ bu insanlar ülkemizde cazýn konumu ve geleceði adýna da son derece ufuk açýcý tesbitlerde bulunuyor; kaydedilen geliþmeleri þimdiye dek yapýlmýþ olan ve hali hazýrda süregelen sorunlarla birlikte ele alarak yeni yetiþen caz müzisyenlerine de yol gösterici oluyorlar. Tunçel Gülsoy'un, kitapta toplanan yazýlarý ileride yazýlacak bir Türk Caz Tarihi için çok önemli görmesi boþuna deðil. Her biri son derece büyük bir belge, her biri derin bir öykü. Bu öyküler içinde de en can alýcý olanlarý Ayten Alpman, Erol Pekcan gibi duayenlerin biyografileri gibi görünüyor. Özellikle bu kuþaða ait biyografiler Türkiye'nin yakýn tarihinin de büyük tanýklarý. Daha genç olmalarý açýsýndan yeni diyebileceðimiz kuþaðýn röportajlarý ise, ülkemizde cazýn yeni oluþumlarýný görmek açýsýndan heyecan verici. Caz müzisyenleri "caz"la özdeþleþen bir yaþama biçiminden kaynaklanan ne gibi ortak özelliklere sahipler? Müzisyenlere içkin bir "cazcý" kimliðinden söz edilebilir mi? Caz nasýl tanýmlanabilir? Sýnýrlarý nerelere uzanýr? Bu sorularýn yanýtlarý da satýr aralarýnda keþfedilmeyi bekliyor. Cazýn binbir renkten müzikle kesiþtiði bu coðrafyadan yetiþmiþ müzisyenlerin, içtenlikle, Tunçel Gülsoy'un sözleriyle "büyük bir sevgi ve saygý"yla kendilerini anlattýklarý "Cazname" portreleri, hepimize yaþam yolunda son derece saðlam pusulalar sunuyor.

7 Ýçindekiler Arto Boyacýyan 8 Aþkýn Ersunan 17 Ayten Alpman 23 Can Kozlu 37 Çaðlayan Yýldýz/ Oðuz Büyükberber 51 Erol Pekcan 56 Ýmer Demirer 63 Kamil Erdem 74 Kent Mete 79 Kerem Görsev 85 Mehmet Sanlýkol 95 Meral Güneyman 97 Neþet Ruacan 107 Okay Temiz 118 Osman Ýþmen 131 Sibel Köse 135 Ümit Aksu 145 Yahya Dai 149 Yýldýz Ýbrahimova 162

8 8 SUÞEHÝRLÝ BÝZÝM ARTO Bazý insanlarla hiç tanýþmamýþ olsanýz da onlarý çok iyi tanýrsýnýz. Mesele fiziksel olarak tanýþmanýn da tanýþtýrýlmanýn da çok ötesindedir. O insan zaten sizinledir, fiziksel tanýþmanýz ancak iç birikiminizin daha yoðun olarak ortaya çýkmasýna sebep olur. Ýþte, Arto da böyle bir insan. Kamil Erdem ile yapmýþ olduðum tatlý bir söyleþi sýrasýnda bana söylemiþ olduðu sözler aklýma geliyor. "Jazz uluslararasý bir sanat ise beðenilme platformu da tüm dünya olmalýdýr." Tabii o zaman beðenilme kriteri de yerelden küresele doðru hem geniþler hem de zorlaþýr. Bu platforma çýkmak da zordur, orada kalmak da zordur; yürek ister, inanç ve sabýr ister. Ýþte, Arto böyle bir sanatçý. Onu dinlemiþtim ama konserine gidememiþtim. Geçtiðimiz Ekim ayýnda yapýlan Akbank Jazz Festivali aradýðým fýrsatý bana verdi. Arto sahneye yalnýz çýkmadý tabi. Yanýndaki grubu dünyaca tanýnmýþ basçý Marc Johnson ve gitarist Wolfgang Muthspiel ile sahneye çýktýklarý zaman tüm salon çoþku ile onu alkýþladý. Tabii "Arto'nun Grubu" ifadesi aslýnda hem doðru hem de yanlýþ. Þöyle ki: Grup aslýnda "Right Brain Patrol" olarak anýlýyor ve ille de öyle bir tanýmlama gerekirse grubun lideri Marc. Ancak Ýstanbul'da durum deðiþikti. Arto ev sahibi olarak sahneye çýkmadan önce dostu Uður Yücel onu biz dinleyicilere "bizim Suþehirli Arto" diye takdim etti. Hoþ bir durum oldu; Arto, bizim Feriköylü oðlumuz Arto, Amerika'ya üniversiteye gitmiþ de yaz tatilinde ailesini görmeye gelmiþ bir Türk çocuðu: Onu evladýmýz olarak baðrýmýza basýyoruz. Marc ve Wolfgang da oðlumuz Arto'nun sýnýf arkadaþlarý, Arto onlarý memleketine tatil yapmaya çaðýrmýþ. O geceyi en güzel Sadettin Davran Yeni Yüzyýl'daki köþesinde anlattý: "Arto müzikte çok yol aldý. Arkadaþlarý ile sahnede kocaman bir

9 9 ateþ yaktýlar. Herkes ýsýndý. Anadolu ninnileri söyledi Arto. CRR'deki tek konserlerine gelenlere kendi elleriyle yaptýðý müziði ikram etti. Ilýk, yeni saðýlmýþ süt gibi taze bir müzikti. Duygusal gerilimini büyük bir ustalýkla korudu." Konserden sonra kuliste de durum ayný oldu. Arto'nun odasýnýn içi ve dýþý adam doluydu. Bir ara Marc Johnson odanýn önünden kontrabasý ile geçmeye çalýþýrken Arto ile bir iki söz ettiler. Kimse onunla ilgilenmedi. Wolfgang ile ortalarda yoktu. Tüm ilgi Arto üzerineydi. Sevgili Hülya Tunçað sayesinde Arto ile tanýþma ve bir randevu almayý baþardým. O gece nasýl geçti hatýrlamýyorum. Taksim'in Talimhane semtinde Feronya Oteli'nin 715 numaralý odasýnda görüþtük. Odaya ilk girdiðimde benden önce onunla görüþenler henüz çýkmamýþtý. Arto onlara son sözlerini söylerken ben dikkatle odayý inceledim. Bildiðimiz bir otel odasýydý, sýradan; her þey olmasý gerektiði gibi, hiçbir ilgi çekici þey yok. Arto sabahtan beri kapalý giþe oynadýðýndan yataðý henüz yapýlmamýþ. Aslan ininden belli olur derler. Bir insanýn odasý bir gecelik kaldýðý bir otel odasý olsa bile kiþiliðinden birþeyler yansýtýr. Yataðýn üzerinde kavala benzeyen bir alet ve kemençeye benzeyen ikinci bir alet dikkatimi çekti. Baþ ucunda öylesine atýlmýþ paralar gördüm. Kredi kartlarý ile çok barýþýk olmadýðýný düþündüm. Odasýndaki küçük masanýn üstünde ise bir dolu kaset ve Almanya'da yaþayan bir baþka Türk çocuðunun yapmýþ olduðu CD vardý. Ayakkabýlarý yoktu. Odanýn bir köþesinde konserde de giydiði baðcýklarý boncuklu Adidas spor ayakkabýlarýný gördüm. Ýçimden gülmek geldi, acaba bizim kýz bu modeli beðenir miydi diye aklýmdan geçirdim. Onno Tunç'un anýsý ve havasý odaya sinmiþti. Arto'nun aðabeyi için yazmýþ olduðu bir yazý aynaya iliþtirilmiþti. Üzerindeki tiþörtün üstünde ONNO yazýyordu. Kendime yakýn bir koltuk bulup oturdum ve bir futbol maçý kadar süren ancak devre arasý olmayan konuþmamýzý yaptýk. Sýcacýk bir insan bu Arto. Týpký sahnede olduðu gibi, açýk, içten ve mütevazý. Dünyanýn önde gelen perküsyonistlerinden biri ama tüm davranýþlarý ve konuþmalarý ile bizim insanýmýz, Ýstanbul'un Feriköy mahallesinden kardeþim Arto.

10 10 Ona "siz" demenin çok garip kaçacaðýný hissettim ve doðrudan "sen" diye hitap ettim. Hiç yanýlmadýðýmý hemen anladým. Konuþmamýzda birçok konuya orasýndan burasýndan deðindik dokunduk. Ýçeri girmeden önce hazýrlamýþ olduðum sorular vardý ama konuþma baþlayýnca uçup gittiler. Ne bir programýmýz oldu ne de bir planýmýz, týpký jazz gibi doðaçlama. Zaten Arto gibi bir jazz sanatçýsýna da bu yakýþmaz mý? Ondan bir gece evvelki konserini tartýþtýk. Kendisini Amerika'da okuyan oðlumuzun eve geliþine benzetmemi gülerek karþýladý. Teþbihte hata olmaz, hatasýz da teþbih olmaz ama hissettim ki benzetmemi aynen kabul etti. Kendi konserlerinin güzel olmasýný biz dinleyicilerin güzel olmasýna baðladý. "Dinleyicinin güzelliðinden biz güzel olduk, bizim bu güzellikten yarattýðýmýz enerji de dinleyiciye geçti" dedi. Ev sahibi gibi davranmasýndan bahsettim, güldü. "Amerika'da konser verseydik Mark konuþacaktý, Viyana olsaydý söz Wolfgang'a düþerdi" dedi. Tabii ki grubun diðer elemanlarýnýn da aynen onun gibi düþündüklerini söylemeye gerek yok, bunu zaten hissediyorsunuz. Aralarýnda sevgi ve kabulden kaynaklanan sýmsýký bir dayanýþma var. Marc Johnson Jazziz dergisinde kendisi ile yapýlan bir söyleþide bu olayý þöyle anlatýyor: "Üçümüzün çalýþmasýnda demokrasi esas girdimizi teþkil eder. Her birimiz müziðe kendi öz katkýsýný yapar. Arto'nun Ýstanbul'dan gelmesi ve etnik geçmiþi bir girdidir. Wolfgang Avusturya'nýn zengin klasik müzik geleneðinden gelen birikimini katar. Ben de hem 1960'larýn rock, fusion dünyasýndan hem de klasik jazz geleneðinden gelen bir birikim ile müziðimize katýlýrým. Evet biz bir jazz grubuyuz ama kavram olarak bunun da ötesine geçiyoruz. Bizler aslýnda jazz lisaný konuþan, jazz'dan gelen emprovizörleriz." Arto dergiden kendisine okuduðum bu sözleri kabul etti ve konuþmaya devam ettik. Jazz nedir? Arto bir an düþündü ve: "Ýþte en zor soru bu, çünkü cevabý hem yok hem de çok." dedi. Arto öncelikle jazz'ý Amerika'nýn etnik müziði olarak görüyor. Bu tanýmlamadan bakýnca AþýkVeysel'i de jazz olarak görebiliyor ama bunun ötesinde özel bir ifadesi de var. Jazz'ý bir insanýn yaþadýðý hayatý ses haline getirmesi olarak tanýmlýyor. Kendi müziðini de yirmi sekiz yýllýk

11 11 tecrübesinin ses halinde ifadesi olarak görüyor. Ancak bu noktada bir þeye dikkatimi çekiyor. "Bugün jazz bir pazar ürünü haline geldi. Madem jazz yaþanan hayatýn ses getirmesidir, o zaman 1996 yýlýnda 1950'lerin yaþanmýþ ve ses haline gelmiþ þeylerin bugün tekrar ses haline getirilmesi mümkün deðildir, John Coltrane bugün yaþasaydý baþka türlü çalardý." diye devam ediyor. Klasik müzikte durumun daha farklý olduðunu vurguluyor. Onlarýn kalýplar içinde kalmasýný yaptýklarý iþin tabiatý olarak görüyor. Ancak þunu da söylüyor. "Klasikçiler ile çalacaksan onlarý böyle kabul etmelisin ve onlarý deðiþtirmek yerine kendini deðiþtirmelisin." Bu noktada bence ilginç bir tartýþma konusu ortaya çýkýyor. Ancak bu tartýþmayý ülkemizin jazz müzisyenlerine býrakýyorum. Þunu söyleyebilirim: Arto müziði hep ileriye giden bir süreç olarak görüyor (Miles Davis'i anmamak mümkün mü?). Kalýplaþmanýn geliþmeyi durdurduðunu ve müziði öldürdüðünü düþünüyor. Devam ediyoruz: "Müziðin güzelliði ve esasý saygý, sevgi ve dürüstlüktür." diyor. Kendisinin dünya jazz'ýnda kabul edilmesini de yaptýðý iþi saygý, sevgi ve dürüstlük ile yapmasýna baðlýyor. Ýstanbul'daki konserde kendisine gösterilen ilginin sebebini bir de böyle yorumluyor. Gene hayata ve müzik ile baðlantýsýna dönüyoruz. "Müzik hayatýmýn sesi ama hayatým deðil." diye devam ediyor. Ancak müziðin içine girdikçe hayatýnýn müzik olduðunu da ilave ediyor. "Jazz bir yaþam biçimidir" sözlerime yürekten katýlýyor. Arto'ya göre "her þeyin baþlangýcý insan olmak". "Önce insan sonra Türk olursun, önce insan sonra Ermeni." diye ilave ediyor. "Enstrüman deðil, onun arkasýndaki yaratýcý beyin esastýr." diyor. "Bak iþte adý üzerinde enstrüman. Ne ifade eder ki tek baþýna; bir insan onu eline almadýkça". Bu arada yataðýn üzerindeki kavalý gösteriyor. Kendisine hediye edilen bu kavalý akþam çalýþý aklýma geliyor. Arto'nun nefesi ile canlanan o kavalý düþünüyorum. Sonra aklýma konserde Arto'nun sahnede davul niyetine çaldýðý düz masa geliyor. Haydi, masayý ben de diðer davul heveslileri gibi iyi kötü çalarým, diye düþünürken Arto sahnede anamýn tenceresine su doldurup çalýnca pes etmiþtim. Arto o içten gelen sýcaklýðý ile devam

12 12 ediyor: "Enstrüman ancak bir araçtýr, amaç müzik yapmak ise esas olan enstrümana hayat ve anlam veren arkasýndaki beyindir. Yoksa, diyor, ayýya ceket giydirsen gene ayý olarak kalýr." Bir Rus atasözünü hatýrlýyorum: "sizi ceketinize göre karþýlarlar, bilginize göre aðýrlarlar". "Zaman insanýn sahip olduðu en kýymetli þeydir" diyor. "Zaman en modern, en taze þeydir" diye devam ediyor. "Ama zaman ayný zamanda en hýzlý kaybettiðimiz ve sürekli akýp giden bir þey. Zamaný yaþamasýný biliyorsan yavaþlatabilirsin, mümkün olan ancak budur. Ama durdurmak mümkün deðil. Yaþama ise yürekte olmalý. Nasýl ki beyin cansýz enstrümana hayat verebiliyor ayný þekilde de yaþayan yürek de beyne ruh veriyor ve anlam kazandýrýyor. Sonuçta insan yaþamdan kaynaklanan bir yürek, bir beyin ve enstrüman ile birlikte birikimini dýþa vuran bir varlýk. Hepsi iç içe ve hepsi birbirinden kaynaklanýyor. Peki bu çarkýn ateþi nereden geliyor. O da insanýn umudu. "Umut yoksa hiçbir þey yoktur." diyor. Konuþmaya devam ediyoruz, ben de en az onun kadar konuþuyorum, sanki o benim ile röportaj yapýyor. Ýþte, diyor, jazz budur, bir sohbet, bir duygu, bir paylaþým. Ýþte þuracýkta konuþuyoruz, bir hazýrlýk yaptýk mý bunun için, yapmadýk ama konuþabiliyoruz. "Jazz insanýn içindedir, enstrüman çalmak ise onun fiziksel olarak bir ifadesidir." (Tabii hayatýmda bu kadar heveslendiðim halde jazz çalamayacaðýmý düþünürken birden ben de kýyýsýndan köþesinden jazz'cý olunca çok mutlu oluyorum. Büyük bir insan bu Arto, Mevlana gibi bir yüreði var, herkese açýk, herkesi seven ve herkesi yüreklendiren). O konuþuyor ben soluk almadan dinliyorum. "Jazz, müzik denen ummanda küçücük bir parça, müzik jazz'dan büyük, týpký insanlýðýn her þeyin üstünde olmasý gibi. Saygýlý düþünce önemli, karþýsýndakini saygý ve sevgi ile kabul eden herkes sanatçýdýr. Enstrüman da insan dili gibi sanat için bir araç, çalmak ve söylemek de insanýn içinde olan sanatýn fiziksel olarak performansýdýr. Sanatçý olan insan nereden hangi etnik kökenden olursa olsun anlaþabilir çünkü karþýsýndakine saygý ve sevgi ile yaklaþýr". Þaþýrýyorum. Karþýmda kendi hayat felsefesini çok güzel ifade eden bir insan olduðunu görüyorum. Durmuyor, devam ediyor. "Yön vermek en tehlikeli þeydir. Ben yön göstermem. Herkes kendi istediði yönü görsün ve gitsin. Bir insana en çok verebileceðiniz þey sevgi ve saygýdýr. Bir insanýn sizden isteyebileceði en çok þey de

13 13 saygý, sevgi ve dürüstlükte yardým istemektedir. Kalaný insanýn kendisinin baþarmasý gereken þeyler". Ýnsana nelerin yön verebileceðini irdeliyoruz, konu kitaplara ve okumaya geliyor. Bu konuda da þunlarý söylüyor: "Kitap da müzik gibi insanýn kendini tanýma ve geliþtirme serüveninde bir araç. Ancak tüm medya araçlarý gibi kitabýn da arkasýnda kim var tanýmak lazým. Ýnsanlar medya araçlarýný þahsi komplekslerini ve fikirlerini empoze etmek için araç olarak kullanabilirler. Yazýlan ve okunan kitaptan insaný tanýmak mümkündür." Tüm bu fikirleri hangi okulda öðrendiðini merak ediyorum. Feriköylü bir ayakkabý tamircisi olan babasý bilge bir kiþiliðe sahipmiþ. Babasý onu okula göndermemiþ ama birgün çocuklarýný okula göndermesi için kendisine baský yapýlýnca kýzmýþ ve dükkanýn açýk olan kapýsýný göstererek baðýrmýþ: "Ýþte okul!" Küçük Arto sokaða bakmýþ ve okulu görememiþ. O an babasýnýn ne kastettiðini anlamýþ, gerçek okul sokaktýr, gerçek okul sokak ile simgeleþen, yaþanan hayattýr. En aðýr þey kendine karþý dürüst olmak, kendi gerçeðini kabul etmek. Hepimiz insan olarak gerçeklerden, onlarla yüzyüze gelmekten korkuyoruz. Yanlýþ yapmaktan korkmuyorum, yanlýþlýklar bizim tecrübelerimizdir ve bizleri diðer insanlara yaklaþtýrýr. Ýnsan ancak yanlýþlarý ile doðrularý öðrenebiliyor. Ýnsanlar kendileri ile ilgili birçok þeyi kendileri seçmiyorlar, doðduklarý yer, milliyetleri, dinleri, anneleri, babalarý. Ama seçebildikleri þeyler de var. Ýnsan dostlarýný seçebilir. Sahip olduðumuz þeylerin kýymetini bilmek de çok önemli." Bu noktada kendi geçmiþi ile ilgili bir ip ucu veriyor. "Müzisyenler yaptýklarý iþe saygý duymadýklarý ve yaptýklarý iþten zevk almadýklarý için Türkiye'den ayrýldým." Bugün de böyle mi, fazla bir þey söylemek istemiyor. Derken þimdi yaþadýðý yer olan Amerika hakkýnda konuþuyoruz. "Amerika bana sabýr, saygý ve insanlarý olduðu gibi kabul etmeyi ve sevmeyi öðretti. Orada çok mutlu muyum bilemem ama Amerikan topraðý ile iliþki kurmakta zorlanýyorum, ancak benim kendi problemim. Toprak ile bütünleþemiyorum ve tabiata inemiyorum. Bizleri ayýran doðduðumuz yerlerdir. Her insan doðduðu topraðýn karakterini temsil eder. Doðduðun topraktan uzak olmak insaný kýsýtlýyor. Ýçimdeki kompleksleri atamýyorum, içinde yetiþtiðim sistemin bana verdiði

14 14 kalýplarý kýramýyorum. Yoksa Amerika'nýn bana karþý bir önyargýsý yok. Dünyalýyým, diyebilmek için içindeki kompleksi yenebilmen lazým. Benim dünyam bütün dünyadýr demeye çalýþýyorum, bu duyguya yakýn yaþýyorum." Ne kadar orada yaþasa da Arto'nun köklerinin ve yüreðinin burada olduðunu hissediyorum. Açýkça söylemese de satýr aralarýndan bu okunmakta. Konuþmaya devam ediyoruz ve ben yeniden düþünmeye baþlýyorum. "Farklý olabilmek esas güzelliðimizdir ama farklýlýk güç olarak kullanýldýkça kötü oluyor. Tek tip olunca kontrol de çok kolay olur ama esas güzellik farklýlýklarýn armonisinden çýkar. Fasulye ve pirinç ayrý þeylerdir, çið olarak yan yana yenemezler, ancak piþtikten sonra tüm dünyanýn fasulyeleri ile güzel bir armoni oluþturur (Türklerin milli yemeðinin kuru fasulye pilav olmasý herhalde tesadüf deðil). Milliyetçilik ve din insanýn kalbinde kalmasý gereken þahsi þeyler. Ben buralýyým ve bu ülkenin insanýyým. Ne kadar uzak yaþasam da buradan hiç kopmadým. Ermeni olmaktan hep gurur duydum. Ermeni olduðum için ben ve aðabeyim bir baský ve sýkýntý hissetmedik. Zaten Onno'nun cenaze töreni de Türkiye'nin onu nasýl baðrýna bastýðýný gösterdi. Dürüstüz, ismimizi deðiþtirmedik. Onno, Orhan olmadý. Ayrýlýklarýmýz var ama gittiðimiz yol ayný." Karþýmda konuþtukça Arto beni bir köþeden alýp bir baþka köþeye götürüyor. Biraz þaþýrýyorum, biraz düþünüyorum, ama en önemlisi onun açýklýðý ve sýcaklýðýndan etkileniyorum. Zaman akýp geçiyor, biz Arto gibi becerikli olup þu söyleþinin zamanýný yavaþlatamýyoruz. Gene de ona son bir sözü ve ya Türkiye'de yaþayan insanlara bir mesajý olup olmadýðýný soruyorum. Þöyle diyor: "Kendinize ve birbirinize karþý dürüst, saygýlý ve sevgi dolu olun. Enerjiniz varsa bunu birþeyleri yok etmek için harcamayýn. Bakýn bugün en kýymetli þey temiz hava ve temiz su oldu. Enerjinizi temiz hava ve temiz su için harcayýn. Ýnsanýn tek gerçek ihtiyacý bunlar. Meselenin tam özüne inerseniz bunun böyle olduðunu göreceksiniz ve bu dil, din, ýrk, sosyal ve ekonomik sýnýf ayrýmaksýzýn herkes için aynen geçerli. Yýllar sonra Ýstanbul'a döndüm, gördüm ki Arnavutköy'den artýk denize giremiyoruz. Çok üzüldüm. Madem denizleri bu hale getirecektik, o zaman neden bu vatan için kanýmýzý döktük ki."

15 15 Sonunda zaman bitti, odasýna dýþarýdan gelen telefon sesleri sýklaþtý. Onu diðer insanlarla da paylaþmak gerektiðini üzülerek de olsa idrak ettim. Kendisi hakkýnda merak ettiðim birtakým baþka þeyleri sordum ama her þeyi öðrenemedim. Arto aslan burcu, evli ve iki çocuðu var, karýsý da bir melez. Amerika'da, New York'da, Manhattan'da yaþýyor. Bu kýsýmda yaþamanýn her yere kolay ulaþým açýsýndan kolaylýk olduðunu belirtiyor (Amerikalý olmak ile New Yorklu olmak farklýdýr, bunun için özellikle belirtiyorum. Farký merak edenler Serdar Turgut'un yazýlarýný okusunlar, ben onun yazýlarýndan öðrendim). Okulunu, müzik dýþý hobilerini, sevdiði yazarlarý, tuttuðu takýmý ve daha birçok þeyi öðrenemedim ama içimden hissettim. Zaten bunlarý öðrenmemin de pek önemi yok. Ancak Amerika'ya gitmesinde ve bugünkü kültür birikiminde rahmetli Onno'nun çok büyük bir desteði ve teþviði olmuþ. Bu çok açýk. Ýlerisi için planlarýnda rahmetli aðabeyi Onno için yapmak istediði bir CD var. Night Ark grubu ile de Ýstanbul'a gelecek ve Onno için çalacaklar. Onno Arto'nun içinde hep kalacak olan bir acý ve özlem. Konserde de söylemiþti "iþler eskisi gibi deðil". Ondan ne zaman bahsetse sesi kýsýlýyor, durgunlaþýyor. Bu noktada da gene Sadettin Davran'ýn konser hakkýndaki yazýsýna sýðýnýyorum. "Her konserin bir tasarýmý vardýr. Parçalarýn seçimi, sýrasý, takdimi; neredeyse icranýn kendisi kadar önemlidir. Her konserin bir öyküsü vardýr. Hiçbir konser bir diðerine benzemez, hiçbir konser baþladýðý gibi bitmez. Her konserin sonunda müzisyenler de dinleyenler de kendilerini konser öncesinden farklý hissederler. Araya müzik girmiþtir". Ýstanbul'daki konser de Marc Johnson'un popüler bestesi "Samurai Hee Haw" ile baþlamýþtý. Konserin son parçasýnda Arto davulun üstüne kurunca melodi çalan birkaç oyuncak býraktý ve onlar hala çalarken sahneyi yavaþça terketti. Marc ve Wolfgang o giderken hala çalýyorlardý. Arto ise çocuklarýný güzel masallar ve ninniler ile rahatlatarak uyutan bir anne gibi bizi býraktý ve gitti, ta ki gelecek Ýstanbul seyahatine kadar. Ýstanbul'daki söyleþimizde onunla konuþurken de bir baþka konser yaþamýþ oldum, müzikal deðil ama felsefi. Araya bir þeyler girdi, ikimiz

16 16 de farklý hissettik. Konuþma bittiði zaman ikimiz de ayný insan deðildik, deðiþtik. Bu söyleþiyi yaparken teyp kullanmadým, sözleri tam söylendiði gibi yazamamýþ olabilirim, yanlýþ anladýklarým veya yazdýklarým olmuþtur, doðru anladýklarým da... Zaten Mevlana'nýn dediði gibi "ne kadar söylersen söyle, karþýndakinin anlayabildiði kadardýr söylediklerin". Ben de umarým Arto'yu doðru anlayabilmiþimdir. Zaten amacým da Arto denen bu dünyadan sizlere empresyonist bir rüzgar estirebilmekti.

17 17 AÞKIN ARSUNAN VE ETHNO KARMA PROJECT Bazen insan aðaçlara bakarken ormaný göremez, derler. Bu söz detaylara bakarken bütünü gözden kaçýran insanlar için söylenir. Ama bir gün benim için bunun tersi de oldu. Ormana bakarken aðaçlarý göremediðimi fark ettim. Ýstanbul Caz Festivali için bastýrýlmýþ olan küçük bir broþürde þöyle yazýyordu: "Aþkýn Arsunan son zamanlarda caz sahnemizde adýndan sýkça söz edilen bir piyanist/besteci. Ethno-Karma Project'in müziði, modern jazz ile doðunun etnik ögelerinin ustaca harmanlanmýþ coþkulu bir sentezi." Sonra Aþkýn ile beraber çalan müzisyenlerden bahsedilmiþ. Biletler sekiz milyon lira ama indirimli tarife de var. Küçücük bir fotoðraf, dokuz gülümseyen müzisyen, sevgili kardeþim Þenova Ülker Aþkýn'ýn arkasýndan trompetini havaya kaldýrmýþ. Yabancý bir göz baksa hangisinin bu projenin yaratýcýsý olduðunu bile fark etmez. Cümleyi tekrar okudum. Adýndan sýkça söz edilen piyanist besteci, coþkulu sentez falan filan. Peki ne dersiniz, bu coþkulu sentez durup duruken gökten mi indi? "Günün birinde jazz müziðinde bir milyon dolar yapmak isterseniz önce iki milyon dolarla baþlamanýz gerekir." Aþkýn Ersunan ile konuþmamýz bana söylediði bu cümle ile baþladý. Üstelik içinde bulunduðumuz ev de insana böyle bir baþlangýç yapmýþ olduðu havasýný veriyordu ama konuþmamýz bittiðinde farklý düþünecektim. "46 yaþýndayým. 1972'de Türkiye'den ayrýldým ve yeni döndüm. Uzun yýllar yurt dýþýnda bulundum.

18 18 Tüm ailem müzisyen. Dayým ve amcam saksofoncu. Babam trompet, piyano ve kontrbas çalýyor. Ablam Amerikada oturuyor, o da piyano öðretmeni. Aðabeyim tromboncu. Ailemde herkes müzikle ilgili. Çocukluðumuzda evimizde çok ilginç bir kültür sentezi vardý. Babam jazz çalardý. Ablam klasik müzik ile ilgilenirdi. Aðabeyim rock and roll'cuydu, annem ise Türk Klasik Sanat Müziði ile ilgilenirdi. Ben herkesin ayný anda prova yaptýðý böyle bir evde büyüdüm. Ben de beþ yaþýmdan itibaren hep bir þeyler çalardým. Piyano öðrenimine evde baþladým. Ankara Devlet Konservatuarý'nda okudum ama okulu bitirmeden ayrýldým. Erol Erdinç dönem arkadaþýmdý. Sonra yurt dýþýnda gidecek okul aradým. Bir yandan da piyasada çalýþmaya baþlamýþtým. Ýlhan Feyman Klüp'te çalýþtým. Zamanla günde üç ayrý yerde çalýþmaya baþladým. Gündüzleri matinelerde, geceleri düðün salonlarýnda çalýþýyordum ve gece yarýsýndan sonra da pavyonlarda çalýþarak günü bitirirdim." Ama bir gün gelmiþ ve Aþkýn yurt dýþýna gitmiþ. Bu yýllarda birbirinden ilginç deneyimleri olmuþ. Almanya'da müzik öðrenimi göreceði bir konservatuar arayýþý, Turan Eteke Orkestrasý'na katýlýþý, Ýsveç'e yerleþmesi, burada Flamingo adlý bir grupla çalýþmasý ve onlarla beraber altýn plak alýþý, hepsini dün yaþanmýþçasýna heyecanlý bir þekilde anlattý. Ama bana göre en önemli þey onun çalýþtýðý süreler boyunca her zaman müzik öðrenimine büyük bir ciddiyetle devam etmesi ve bundan gurur duymasý: "Ýsveç'in önemli bir müzik okulu olan Semus'a devam ettim ve ileri piyano dersleri aldým. Hocam Carl Axel Hall hem klasik hem de jazz müziði konusunda iyi bir müzisyendi. Dünya þekeri bir insandý. Bir sene öðrencisi oldum. Klasik piyanoyu ve Debussy'i o bana sevdirdi." Aþkýnýn hayatýnýn bundan sonraki bölümünde kendi kurmuþ olduðu jazz fusion grubu Illusion, Ýsveçli þarkýcý Lil Babs'a ve Birleþmiþ Milletler kültür büyükelçisi Aria Sayoma'ya eþlik ettiði konserler var. Ama bir gün aldýðý bir davet yaþamýný deðiþtiriverir. "Bir gün rahmetli Erol Pekcan beni aradý ve Türkiye'de bir jazz klübünde çalmamý istedi. Ben on beþ yýldan beri Türkiye'den uzaktým. Arada sýrada tatil için geliyordum ama kesin dönüþ yapmamýþtým.

19 19 Telefonu kapattýktan sonra içimde Türkiye'nin çanlarýný duymaya baþladým. Geldim ve Yeniköy Bilsak'ta çalmaya baþladým. Bu arada kendim de bir orkestra kurdum ve jazz çalmaya baþladýk. Levent Yüksel, Sertap Erener, Fatih Erkoç. Bu þekilde 1990'lara geldik. TRT müzikleri, TV Show'lar, Sezen Aksu, ve daha bir yýðýn pop müzisyeni ile birlikte çalýþtým." Ama Aþkýn için yurt dýþý yaþantý henüz bitmemiþtir. Arada bir müzik çalýþmalarý için Amerika'ya da gidip gelmektedir. Sonunda temelli olarak oraya yerleþmeye karar verir ve 1991'de bunu gerçekleþtirir. Amerika'da da onu yoðun bir müzik yaþamý beklemektedir. Film müzikleri, dökümanterler, kayýt stüdyolarý, gece klüpleri derken bu sefer de baþka bir ünlü þarkýcý olan Perry Austin ile yollarý kesiþir. Beraberce güzel çalýþmalar gerçekleþtiriler ama gün gelir bir kere daha doðduðu yere dönecektir. "Türkiye'ye 1996'da döndüm. Rahmetli Onno Tunç ile ortaklýk yaptým. Bazý prodüksyonlar yaptým. Zuhal Olcay ile yapmýþ olduðumuz çalýþmayý çok beðenirim. Sezen Aksu ile çalýþtým. Manhattan'ýn telefon bölge kodu olan 0212 adlý bir müzik grubu kurdum. Þenova Ülker, Levent Altýndað, Aycan Teztel, Volkan Öktem. Backstage'de çalýþtýk. Grafiðimiz yavaþ yavaþ yükseldi. Önce jazz ile açýyor ve standartlar çalýyorduk, sonra Latin'e, Fusion' a geçiyorduk." Ben Aþkýn'ý iþte bu çalýþmalar sýrasýnda tanýmýþtým gerçekten çok iyi bir gruptu ama çalýþtýklarý klüp ile anlaþamadýlar ve daðýldýlar. Ama Aþkýn için bu yeni arayýþlarýn bir baþlangýcý oldu. Bu noktada bana ülkemiz hakkýndaki düþüncelerini anlattý: "Uzun yýllar ayrý kaldýðým Türkiye'yi çok özlemiþtim. Yurt dýþýnda yaþamak ne olursa olsun çok zor. O ülkenin dilini çok iyi konuþsanýz bile insanlar farklý, kültürleri farklý. Ben yurt dýþýnda her zaman yaþadýðým ülkenin A Takýmý müzisyenleri ile çalýþtým. Bu insanlardan çok önemli bir þey öðrendim: paylaþmayý. Bana göre insan baþkalarý ile paylaþmak ve onlara haz verebilmek için müzik yapmalý. Paylaþmadan müzik olmuyor."

20 20 Bana göre bugün Türk Pop müziði denilen müziklerden zehirlenmiþ genç bir nesil var. Doktor önce onlara bir sakinleþtirici vermeli ki rahatlasýnlar. Sonra gerçek müziði dinlemeye baþlasýnlar. Türkiyede jazz müziði dinletebilmek için yanýna bir rahatlatýcý koymak lazým. Kültür olarak jazz müziðine uygun bir "background" umuz yok. Biz tek sesli müzikle yetiþmiþ bir milletiz. Ýnsanlar ile buluþabileceðiniz bir platform lazým." Ýþte bu platformda buluþma kavramý Aþkýn Arsunan'ýn yeni projesinin temelini oluþturuyor. "1998'de sadece ticari müzik yapan kiþiliðimden sýyrýlarak derin bir öz eleþtiri yapmaya baþladým. Yirmi beþ yýl kadar gerilere gittim, o zamandan beri neler yaptýðýmý tarttým ve sonra müziðe yeni bir bakýþ açýsý ile dönmeye karar verdim. Tekrar piyano çalýþmaya baþladým. Ama bir de yaþamýn varolma çizgisi var. Ailenizi geçindirmeniz gerekiyor ve bunun için de para kazanmanýz lazým. Müzik ve var olma çizgisinin doðru bir þekilde dengeleneceði bir proje düþünmüþtüm. Bu arada yýllardýr beraber olduðum arkadaþlarým Levent Altýndað ve Aycan Teztel'in desteði ve ýsrarý ile tüm düþüncelerimi harmanlayan Etno Karma projesini hazýrlamaya baþladým. Ýstanbul Jazz Festivali yöneticisi Görgün Taner ile buluþup projemi açtým, o da enteresan buldu ve festival sýrasýnda bir konser verdik. Sahnede on kiþi oluyoruz. Levent Altýndað tenor ve soprano saksofon ve Aycan Teztel tuþlu çalgýlar ve trombon çalýyorlar. Þenova Ülker ve Halil Ýbrahim onlara trompetleri ile katýlýyorlar. Eylem Pelit bas, Sýtký Sýrtlanoðlu ise gitar da bize katýlýyorlar. Bir de etnik enstrumanlarýmýz var. Bunlardan ilki Ertan Tetik'in duduk'u. Mehmet Akatay, Hamdi Akatay ve Cengiz Ercümer etnik perküsyon grubunu oluþturuyorlar. Kavramýmýz "Doðu Jazz"ý yapabilmek. Bakýn Kuzey Avrupa ülkelerinde "Nordik Jazz" diye kabul edilen bir jazz var. "Amerikan Jazz"ý da var, peki o zaman niye Ýstanbul gibi doðu ile batýnýn buluþtuðu bir yerde Doðu Jazz'ý diye bir þey olmasýn ki.

21 21 Tabii bu çok zor bir iþ. Aslýnda biz þanslýyýz. Türkiye'de yaþayan insanlar olarak hem doðuyu hem de batýyý hissedebiliyoruz. Ýkisi de içimize iþlemiþ. Ama bu þans ayný zamanda iþimizi zorlaþtýrýyor çünkü bu ikisi arasýnda bir denge oluþturmak çok zor. Ýlk önce enteresan bir tat yaratacaksýn, sonra da hem doðu kültürünün, hem de batý kültürünün insaný bu tadý ayný keyfiyle yiyebilecek. Ayrýca böyle bir sentezde ne doðu, ne de batý birbirinden bir þeyler çalmýþ olacak. Ben Avrupa'da ve Amerika'da insanlarý nasýl mutlu edebileceðimi biliyorum ama Türkiye'de bunu baþarabilmek çok zor. Baþka ülkelerde müzikte üç boyut varsa burada dokuz boyut var. Bir kere Türkiye'de her þeye raðmen uluslararasý bir jazz kültürü var, baþlangýç noktasý bu. Sonra bunun üzerine Anadolu'da asýrlardýr birikmiþ olan derin doðu kültürünü katacaksýn. Ortaya çýkan tüm boyutlarý hiçbirini ayýrmadan ayný özenle besleyeceksin, yoksa hemen ölürler. Böyle bir yaklaþým tabii ki ilk defa denenmiþ olmuyor biliyorum. Ama þimdiye kadar yapýlmýþ olan deneylerden de iyi netice alýndýðýný düþünmüyorum." Ýþte bu noktada tüm jazz müzisyenlerine sorulan ama onlarýn yanýtlamayý asla sevmedikleri soruya sýra geliyor. Peki jazz nedir? Aþkýn da bu konuda bir istisna deðil. Uzun uzun düþündükten sonra bana düþüncelerini aktardý: "Jazz þey be aðabey Kalbinin içi, yaþadýðýn her þey, sevinç, zulüm, etrafýmýzda olan tüm þeyler, tüm bunlarýn ifadesi, anlatýmý, bir dil, kelime kullanýlmayan bir dil ve her þeyden önemlisi jazz özgürlüktür Ethno Karma Band siz bu satýrlarý okuduðunuzda büyük bir ihtimalle stüdyo kayýtlarýný bitirmiþ ve albüm çalýþmalarýna baþlamýþ olacak. Aþkýn Arsunan'ýn Ethno Karma Band'ýn dýþýnda da ilginç çalýþmalarý var. Amerika'da baþlamýþ olduðu senfonik müzik çalýþmalarýna Türkiye'de devam etmek istiyor. Bir baþka projesi de bazý jazz standartlarýný kendi hissettiði þekilde yeniden düzenleyerek çalmak. Bu bir trio çalýþmasý olacak ve

22 22 seslendirilecek parçalar arasýnda "Take Five", "Autumn Leaves" ve "Bridge Over Troubled Water" da var. Aþkýn kendi çalýþmalarýnýn temel anlayýþýný da þu sözlerle ifade ediyor: "Kimseye benzememeye, kimseden kopya çekmemeye çalýþýyorum. Yirmi dört saat müzik ile yaþýyorum. Benim için hayattaki her ses bir müziktir. Aslýnda doðada her þey var. Yazdýðýmýz müzikler de doðada var, ve biz doðada zaten var olaný yeniden yazýyoruz. Bir kýrk altý yýl daha yaþayabilir miyim bilmiyorum, artýk zamanýmýz azalýyor, insanlara daha hýzlý eriþmek istiyorum. Bu yüzden daha avant- garde olabileceðim halde olmadým. Yaþam felsefem herkese çok saygý, herkese çok sevgi olarak ifade edilebilir. Ancak þunun da farkýndayým: Türk müzisyenlerinin birbirleri ile sýkýntýlarý var. Her biri çok özel ve duygulu kiþiler, ama herkes çok sýkýntýlý. Ben bu konuda bazý olumlu þeyler yapýlabileceðine inanýyorum. Ýnsanlar arasýnda kurulmasý gereken daha bir çok köprü var. Ýnsanlarý ortak projeler çevresinde toplamaya çalýþýyorum. Ýleride iyi müzik yapan bir müzisyen, iyi bir arkadaþ, ve dostluðu iyi paylaþan bir insan olarak hatýrlanmak isterim." Ýstanbul Caz Festivali için bastýrýlmýþ olan küçük broþürün bir kopyasýný Aþkýn Arsunan'ýn evinin zemin katýndaki stüdyosunda da gördüm ve tekrar okudum: "Aþkýn Arsunan son zamanlarda caz sahnemizde adýndan sýkça söz edilen bir piyanist/besteci. Ethno-Karma Project'in müziði, modern jazz ile doðunun etnik ögelerinin ustaca harmanlanmýþ coþkulu bir sentezi." Demek ki coþkulu sentez gökten inmemiþti. Konuþmamýz bittiðinde biraz da olsa artýk ormanýn içerisinden aðaçlarý ayýrabildiðimi fark ediyordum. Sýra benim iki milyon dolar bulmama kaldý.

23 23 "BÝR BAÞKADIR BENÝM ÖYKÜM" AYTEN ALPMAN ÝLE GEÇMÝÞE BÝR YOLCULUK Gün olur bir þarký onu yaratanýn öngördüðü boyutlarýn ötesinde anlamlar yüklenir, sýnýrlarýný aþar ve çok büyük insan kitlelerinin duygularýný düþüncelerini ve umutlarýný otelere taþýr. Lili Marlene iþte böyle bir þarkýdýr, Ýkinci Dünya Savaþý'nda cephenin her iki yakasýndaki insanlarý dost olsun düþman olsun bir duyguda birleþtirmiþtir. Sizlere böyle bir þarkýdan ve onun arkasýndaki kadýndan bahsedeceðim, bir þarkýcý, bir anne, bir sevgili, bir dünya vatandaþý ve her þeyden önce bir insan. Yýl 1974, Türk ordusu Kýbrýs'a çýkmaya hazýrlanýyor, seferberlik var, tüm askerler bu hedefe kilitlenmiþ. Kýbrýs açýklarýnda bir Türk denizaltýsý denizin sessiz ve derin beklemektedir. Denizaltý dediðin bir ufacýk mekan, içinde ancak alýþkýn olan yaþayabilir, herkes birbirine yakýndýr orada, hatta askeri hiyerarþi bile yok olur bu mekanda. Tam o sýrada üstlerinde bir Yunan denizaltýsý olduðunu fark ederler. Deniz tüm sesleri mükemmelen taþýr, en ufak bir ses düþmanýn Türk denizaltýsýný fark etmesi demektir. Büyük bir sessizlik içinde gergin bir bekleyiþ baþlar. O an ölüm ile yaþam arasýndaki çizginin en ince olduðu yerdir. Askerler birbirleri ile sessizce helalleþmektedirler. Denizaltýnýn telsizi açýktýr, merkezden emir beklemektedirler. Ama o an baþka bir þey olur, telsizden bir kadýn sesi duyulur, güzel ve derin bir ses, kelimeler ölüm sessizliðini bozar: "Bir baþkadýr benim memleketim." Ölüm ile yaþam arasýndaki ince çizgide bekleyen askerler bir anda duygulanýrlar, vatanlarýndan gelen bu güzel ses onlarý coþturur, herkes aðlamaya baþlar. Ölümün yanýbaþýnda yaþam yeniden güçlenir. Ýþte o sýrada gemi komutaný içinden bir yemin eder. "Eðer günün birinde bu badireden sað dönersek su þarkýyý söyleyen

24 24 kadýný mutlaka bulacaðým ve ellerinden öpeceðim." Kader ileride o duygularý derinden hisseden Amiral Kolbuken'in bu arzusunu gerçekleþtirecektir. Hemen hemen ayný zamanlarda evine dönmekte olan bir yorgun þarkýcý apartmanýn alt katýndaki komþusunun açýk olan televizyondan þarký söyleyen kendi sesini duyar, þaþýrýr, yukarý çýkar ve hemen kendi televizyonunu açar. Duyduðu doðrudur ama esas þaþýrtýcý olan gördüðüdür. O þarký söylerken arka planda Jet uçaklarý uçmakta, tanklar geçmekte ve askerler gözükmektedir, bir an þarkýnýn sözlerini tekrarlar: "Bir baþkadýr benim memleketim". Bir an için savaþýn eþiðindeki gencecik askerlerin yanýnda olmak ister. Kader ileride bu duygularý hisseden Ayten Alpman'in bu arzusunu gerçekleþtirecektir. Yýllarýn jazz þarkýcýsý hiç beklemediði bir anda hiç beklemediði bir þekilde savaþa girmiþ olan bir ülkeyi tek bir þarkýda ama jazz olmayan bir þarkýda birleþtirmiþtir, ne tuhaf bir kaderdir bu. Aslýnda "Memleketim" þarkýsýnýn öyküsünün baþlangýcý hiç de ilginç deðildir. Her þey Þerif Yüzbaþýoðlu'nun ona bir Mirelle Mathieu parçasýndan bahsetmesi ile geliþir. "Tam senlik bir parça Ayten, Fikret Þenses de güzel Türkçe sözler yazdý, mutlaka okumalýsýn." O güne kadar jazz olsun hafif müzik olsun þarkýlarýnda hep aþk ve duygularý dile getiren Ayten'e memleket temalý bir þarký çok ters gelir. Arkadaþlarýnýn zoru ile yarým saatte stüdyoda kayýt yaparlar. Daha sonra o zamanlar çalýþtýklarý Carlton otelinde bu parçayý da repertuarlarýna alýrlar ama kimsenin ilgisini çekmez. Derken 1974 yýlýnýn temmuz ayýndaki o unutulmaz günler gelir ve "Memleketim" bir hit olur. Sonrasý ise artýk bir tarihtir. Tüm askeri birlikler teker teker Ayten Alpman'i çaðýrmýya baþlarlar. Bir gün pýr pýr bir nakliye uçaðý ile Kýbrýs'a götürülür, Girne kalesinin içinde ters çevrilmiþ bir portakal sandýðýnýn üstünde mikrofonsuz olarak savaþ gazisi askerlere þarký söyler, herkes aðlamaktadýr. Sonra Gölcük'teki denizaltý filosunu ziyaret eder, artýk her gittiði askeri birlikte teftiþe gelmiþ bir general gibi karþýlanmaktadýr. Bu geziler uzun zaman sürer, ayrýca binlerce mektup alýr, bu þarkýyý çok defalar söyler ve insanlar hep beraber aðlarlar. Kendi tabiri ile hiç kimseye nasip olmayan bir askerlik yapar Ayten Alpman.

25 25 Ben kendimi bildim bileli Ayten Alpman oldu hayatýmda, onun ile konuþmaya giderken içimde tuhaf duygular vardý. Gerçek denen þey görecelidir, zamana ve mekana göre deðiþir ve bazen gerçek ile hayal öylesine birbirlerine karýþýrlar ki hangisi nerede baþlar hangisi nerede biter anlayamazsýnýz; ta ki hayalden kopup sadece gerçek ile karþý karþýya kalýncaya kadar. Ayten Alpman, hatýralarýmda ve hayallerimde yarattýðým ikon ve ben onunla gerçekten tanýþmaya gidiyorum. Kapýsýný çalmadan önce karþýlaþtýðým bir beye hangi katta oturduðunu sordum. "Doktor musunuz?" diye sordu. Yüreðim aðzýma geldi, "hayýr" dedim, "Niye sordunuz?" Biraz rahatsýzdý, çantanýza baktým, doktor sandým, dedi. Sonunda kapýsýný çaldým ve endiþe ile bekledim. O kýsacýk an çok uzun geçti ama kapý da açýldý. Ýþte karþýmda idi, önce o þaþýrdý, niye geldiðimi unutmuþtu, bir an bozuldum ama çabucak randevumuzu hatýrladý ve beni içeri davet etti. Artýk ikondan gerçeðe dönüþün hikayesini yazabilirdim. Ona kendisini yeni nesil jazz sevenlere tanýtmak için geldiðimi söyledim, biraz dudak büktü, yeni nesil jazz dinliyor mu diye sordu. Aslýnda sorusunun içinde kendi cevabý da vardý ama hemen ona gerçek olan cevabý verdim, evet, çok deðil ama çok meraklý ve güzel bir genç jazz dinleyicisi de var. Ýnanmýþ göründü. Kendisi çay içiyordu bana da ikram etti. Davetsiz misafirlik zordur ama þükür ki çayýn da etkisi ile heyecaným yatýþtý ve kýsa zamanda beklenen misafir statüsüne geçebildim. Yavaþ yavaþ etrafýmý gözlemeye baþladým. Önce iki sevimli kedi dikkatimi çekti. Bir tanesi tek göz idi, adýný sordum. "Sürahi" dedi, þaþýrdým, hani televizyondaki "Sürahi haným var ya iþte onun gibi" diye açýkladý. Sonra kedilerin ve onun arkasýndaki hayvan sevgisine girdik. Önce bana 13 yýl büyütüp baktýktan sonra kaybettiði kurt köpeðinin fotoðrafýný gösterdi. Onun acýsý ile bir daha köpek sahibi olmamaya yemin etmiþ. Ama zamanla fark etmiþ ki tüm mahalllenin bakýmsýz ve terk edilmiþ kedilerine sokakta kendisi bakýyor. "Ben onlarý seçmem, kediler beni seçer" dedi. Derken iki gözü hasta olan Sürahi hayatýna girmiþ, tedavisini yaptýrmýþ ve bir tanecik de olsa gözünü kurtarmýþ, sonra sokakta dayak yiyen bir baþka kedi evin misafiri olmuþ. Onun henüz ismi yok, "Belki yazýmý beðenirse benim

26 26 adýmý verir" diye düþündüm. O an aklýma gelen eski bir kiþilik testini ona uyguladým ve "Hangi hayvan olmak istersiniz?" diye sordum. Hiç düþünmeden "kuþ" dedi, "Neden?" dedim ve cevap verdi: "Kuþlar hürdür, sonsuz hürriyetleri vardýr, güzel sesler çýkartýrlar, karamsarlýklarý iyimserliklere çevirebilirler, güzel yaþar kuþlar." Bu testte cevap veren kiþi aslýnda kendini anlatýr ve çoðu zaman test doðru çýkmýþtýr. Karþýmda duran insan hürriyetine düþkün ve þarkýlarý ile karamsarlýklarý yok eden bir insandý: Ayten Alpman, küçük ve özgürlük düþkünü kuþ. Kuþ deyince evinin önündeki balkon dikkatimi çekti. Burasý oldukça geniþti. "Sabahlarý kuþlarým beni görmeye gelir. Ama her kuþ ayný deðildir. Bak en beðendiðim kuþ karga. Karga akýllý olur, güvercin ve serçeler kendilerine verilen ekmekleri sadece gagalarý ile kapmaya çalýþýrken düþürürler, ama karga önce ayaðý ile lokmasýný sabitler, insanlar gibi kuþlar da bir deðil iþte." Kimdir Ayten Alpman? Müzik onun için nedir, jazz nedir? Sordum doðrudan; o cevapladý: "Son long play'imi on beþ yýl önce çýkartmýþtým. Çok oldu ki albüm yapmadým. 65 yaþýndayým, son beþ yýldýr konser hariç hiç þarký söylemedim. Tüm yaþamým müzikle iç içe geçti ama ben de kim olduðuma karar veremedim, niye bu dünyaya geldim, ne yapýyorum hala tam bilemiyorum. Müzik nedir, diye soruyorsunuz, bakýn bunun cevabý zor, müzik insanýn yasamý, hayatý, her þeyidir. Müziksiz bir hayat olmaz, mutsuz da mutlu da müzik dinlerim. Yemek içmek ne ise müzik de o iþte, bitmeyecek bir ihtiyaç, yaþamýn sürmesi için gereken bir þey. Bak þimdi de jazz nedir, diye soruyorsunuz, jazz benim kýrk senemi verip de hala anlayamadýðým bir müziktir. Bakýn insanlarýn beni aptal sanmasýný istemiyorum, ama jazz'i sökmek ve içine girebilmek gerçekten zordur. Dinlerken bir þeyler anlarsýn ama çalan ile konusunca bambaþka þeyler sana söyleyebilir, jazz'in öykülerini anlamak zordur."

27 27 Bu sözler üzerine sehpadaki tabakta duran üç kandil simdinden birini derhal kaptým, bir bardak çay daha ister misiniz, diye sordu, konuþmaya devam ettik. "Mainstream jazz seviyorum, hani þu herkesin bildiði jazz'ý. Jazz'ýn tüm babalarýný dinledim. Duke Ellington, Miles Davis, Thelonious Monk, Dizzy Gillispie, Quincy Jones ve en önemlisi Ella'yý dinledim. Ella'nin benim için ayrý bir yeri vardýr. O benim ilk dinlediðim jazz þarkýcýsý idi. 11 yaþýndaydým ve "Tisket a Tasket"i dinledim. O zamanlar Türkiye'de LP falan yok, bir akrabamýz yurtdýþýndan bize hediye getirmiþti, yüzlerce defa dinledim. Yýllar sonra bir gün Ýsveç'teydim. Bir gün çaldýðýmýz klübe geldi. Ýsmet (Sýral) Ella geliyor, hemen Misty'i söyle, dedi. Aklýnca hava atacak. Aslýnda ben Misty'i çok güzel söylerdim ama hiç Ella'nin yanýnda olur mu? Reddettim ve Besame Moucho'yu söylemeye baþladým. Ella, topraðý bol olsun tam karþýmdaki masaya oturmaz mý? Bana bakýyor. Heyecandan öleceðim, ne söylüyorum nasýl söylüyorum hatýrlamýyorum bile. Þarký bitti, Ella yanýma geldi: "You are a good girl!" dedi, heyecaným geçmiþti. Ýnsanlar büyüdükçe ruhen mütevazileþiyorlar. Büyük Ella gencecik bir meslektaþýnýn gönlünü alacak kadar alçakgönüllü idi. Sonra biz onu dinlemeye Stockholm'e gittik, Ýsmet imzalatmak için bir LP'sini almýþtý. Konserden sonra yanina varmak için kalabalýðýn içerisinde bocalarken bizi uzaktan fark etti ve hemen yanýna çaðýrdý. Ýsmet'in imzasýný attýktan sonra bize dönüp: "Yarýn bana Stockholm'u gezdirir misiniz?" diye sordu. Büyük insandý Ella. Duke Ellington çok yakýþýklý idi, onu çok beðenirdim. Bir gün onun orkestrasýnda sýçan gibi bir herif gördüm; güzelim Duke'e hiç yakýþmýyordu. Derken herif keman çalmaya baþlamaz mý? Ýlk defa jazz'da keman çalýndýðýný iþitiyordum, o zaman adýný merak ettim, Ray Nance dediler. Sonra onun kim olduðunu anladým. Monk'u hep kocaman elleri ile hatýrlarým. Bir keresinde triosu ile Ýsveç'e gelmisti, Maffy Falay onun ile çalmak için trompetini kaparak Stockholm'e koþtu, biz de peþinden gittik, beraber çaldýklarý yeri bulduk, içeriden piyano sesi geliyordu, sessizce kapýyý araladým ve o kocaman bir çift eli gördum, bir de kalpaðýný hatýrlýyorum. Sonra Maffy ile jam session yaptýlar."

28 28 Gözlerine baktým, yavaþ yavaþ anýlarýna doðru yol aldýðýný hissettim, aslinda soru bile sormama gerek yoktu, o anlattý ve ben sessizce onu dinlemeye devam ettim. "Yeþilköy'de doðdum, annem dünyanýn en güzel kadýný idi, kýzýl saçlarý vardý, babamdan ben üç yaþýnda iken ayrýldý, ben annem ile büyüdüm, babamý çok az hatýrlarým. Bir gün Niþantaþý Kýz Lisesi'nde okurken beni görmeye gelmiþti, korkudan yanýna çýkamadým. Herhalde annemin onu kötülemesinden korktum. Annem dedemin doktoru ile evlendi, çok büyük bir evde kalabalýk bir aile olarak yaþardýk. Orta okulu Erenköy Kýz Lisesi'nde bitirdim, leyli olmaktan sýkýldým ve bir yýl da Niþantaþý Kýz Lisesi'nde okudum. Sonra tekrar Erenköy Kýz Lisesi'ne döndüm ama kendisine çok yakýnlýk gösterdiðim bir kýz arkadaþýmýn iftirasý yüzünden okuldan uzaklaþtýrýldým. Hayatým boyunca hep zayýf olanlara, hastalara, özürlülere karsý içimde bir zaaf oldu ama bana da böyle bir arkadaþým ihanet etti, hiç kaçmadýðým halde okuldan kaçtýðýmý söyledi. Disiplin kuruluna verildim ve ceza olarak simsiyah uzun saçlarým bir tarafýndan kesildi. Üvey babam: "Bir yýl okula gitme evde otur sonra tekrar devam edersin." dedi, ama kýsmet iþte o kýþ okulum yandý ve ben bir daha asla o okula dönemedim." Bu sözleri söylerken gözleri boþluða takýldý, o okula bir daha gidememenin yüreðinde bir yara olarak kaldýðýný hissettim. Bana bir çay daha doldurdu. Sürahi ayaðýnýn dibine kývrýldý ve devam ettik. "Üvey babam Malatya belediye baþkaný olunca annem onun ile gitti, ben de gittim ama dayanamadým ve üç ay içinde döndüm, bana anneannem baktý. Hýrant Lusikyan bir zamanlar Yeþilköy Çýnar'da çalardý, biz bisikletle onu dinlemeye giderdik, Hýrant o zamanlarýn çok mühim adamý idi, hepimiz bayýlýrdýk çalýþýna. Bir gün bana sordu; "Sen niye þarký söylemiyorsun?". Ben o zamanlar Judy Garland'ýn þarkýlarýný söylerdim. "Sesin güzel, ders almalýsýn, istersen ben sana ders vereyim." dedi. Hýrant bana jazz'cý olabileceðimi ilk hissetiren kiþidir. Beni Cüneyt Sermet ile tanýþtýrdý, Cüneyt de beni yetenekli buldu. O da

29 29 beni Arif Mardin ile tanýþtýrdý. Arif Mardin ve Cüneyt çok iyi arkadaþtýlar, ikisi de Sarýyer'de otururlardý. Bana jazz plaklarý verdiler, eðer jazz'cý olmak istiyorsan çok dinlemelisin, dediler. Dinleyip dinleyip tekrar onlara gittim, þarkýlarýmý dinlediler. Ýkisi birden bana Sevinç Tevs'i örnek gösterdiler. O yýllar jazz'ýn ilk tadýna vardýðým seneler oldu, yýllarý. Ella'dan sonra June Christie'yi çok beðendim ve taklit ettim. Ayný onun gibi oldum. Onun söylediði "It Had To Be You" parçasýný söylerdim, sonra onun havasýndan kurtulmam gerektiðini anladým. June beyazdý, zaten bir beyaz ne kadar jazz söyleyebilir ki." Bu sözlerinde kesin bir önyargý hissettim, deðiþik düþündüðümü belirtmek istedim ama o artýk beni duyacak vaziyette deðildi, geçmiþini yaþamaya devam ederek gene anlattý. "Ýlham Gencer'i çok eskiden beri tanýrdým. Bana "esmerim" der akordeon ile serenatlar yapardý. Ýlk evliliðimi 19 yaþýnda onunla yaptým. Ýlham 23 yaþýnda idi. Yedi buçuk yýl evli kaldýk ve çok piþman oldum. Ýki çocuðumuz oldu. Sonra boþandýk. Hemen arkasýndan Ýsmet Sýral ile Ýsveç'e gittik. Orada jazz tutkum tekrar depreþti. Bir gün Miles Davis'in "I Remember Clifford" unu dinledim ve tabiri caiz ise delirdim. Bir kursa yazýldým ve þarký söylemeyi teknik olarak öðrendim. Artýk gýrtlak yerine karýn boþluðumu kullanabiliyordum. Bir yandan durmadan Ýsveç'teki jazz'cýlarý dinledim. Bir Lars Gluin vardý, onu çok beðenirdim, sonra eroinden öldü. Duke Ellington, Dizzy Gillespie falan derken gýrtlaðýma kadar jazz'ýn içine girdim. Üç yýl böyle geçti, derken Türkiye'ye dönme vaktim geldi. Kendimi jazz'ý öðrenmiþ ve dönüþünde Ýstanbul'u yýkacakmýþ gibi hissediyordum. Dönüþümde Erdem Buri'nin iþlettiði "Çayhane" adlý klübe gittik. Tülay German'ý dinleyeceðiz. Sanýyorum ki Tülay benim olmadýðým o üç yýlda çok geliþti. Tülay çýktý, arkasýnda sazlar filan var, derken bir söylemeye baþladý, türkü gibi bir þeyler söylüyor. Anlayamadým, þaþýrdým, þoke oldum. Beni oraya getiren Ýsmet'e sordum "ne oluyor" diye, cevap verdi: "Buna aranjman derler, þimdi artýk bu müzik yapýlýyor, Türkiye'ye hoþ geldin." Sene 1965 idi, çok hayal kýrýklýðýna uðramýþtým. Daha sonra Ihlamur'da Amerikan hastahenesinin arkasýnda bir klüpte söyledim: Orhan'in Yeri. Orhan'ýn soyadýný hatýrlamýyorum ama idealist bir insandý, sonra öldü. Her gece bir iki masaya söylerdik.

Cazname I. Tunçel Gülsoy

Cazname I. Tunçel Gülsoy Cazname I Bizim Ýnsanlarýmýz Tunçel Gülsoy www.altkitap.com Cazname I Bizim Ýnsanlarýmýz Tunçel Gülsoy altkitap - deneme 3 Cazname I Bizim Ýnsanlarýmýz Tunçel Gülsoy Þubat 2001 Yayýna Hazýrlayan: Düzelti:

Detaylı

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn. ünite1 Türkçe Sözcük - Karþýt Anlamlý Sözcükler TEST 1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? Annemle þakalaþýrken zil çaldý. Gelen Burcu ydu. Bir elinde büyükçe bir poþet, bir elinde bebeði vardý.

Detaylı

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ çevresine. Bu adý ona bir kuyrukluyýldýz vermiþ. Nasýl mý

Detaylı

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez? ünite1 Sosyal Bilgiler Kendimi Tanıyorum TEST 1 3. 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez? A) Nüfus cüzdaný B) Ehliyet C) Kulüp kartý D) Pasaport Verilen

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler

ünite1 Sosyal Bilgiler ünite1 Sosyal Bilgiler Ýletiþim ve Ýnsan Ýliþkileri TEST 1 3. Ünlü bir sanatçýnýn gazetede yayýnlanan fotoðrafýnda evinin içi görüntülenmiþ haberi olmadan eþinin ve çocuklarýnýn resimleri çekilmiþtir.

Detaylı

Matematik ve Türkçe Örnek Soru Çözümleri Matematik Testi Örnek Soru Çözümleri 1 Aþaðýdaki saatlerden hangisinin akrep ve yelkovaný bir dar açý oluþturur? ) ) ) ) 11 12 1 11 12 1 11 12 1 10 2 10 2 10 2

Detaylı

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek söyleyemem. Ýþlerin paylaþýmý yüzünden aramýzda hep kavga

Detaylı

17 ÞUBAT kontrol

17 ÞUBAT kontrol 17 ÞUBAT 2016 5. kontrol 3 puanlýk sorular 1. Ahmet, Beril, Can, Deniz ve Ergün bir çift zar atýyorlar. Ahmet Beril Can Deniz Ergün Attýklarý zarlarýn toplamýna bakýldýðýna göre, en büyük zarý kim atmýþtýr?

Detaylı

1 Sinmiþ analar, kavruk çocuklar Her sene bazý çevreler ve kiþiler "kadýnlar günü de ne demek, erkekler günü diye bir sey var mý ki'' "Aslýnda bir gün deðil, her gün kadýnlar günü

Detaylı

T.C. MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI EÐÝTÝMÝ ARAÞTIRMA VE GELÝÞTÝRME DAÝRESÝ BAÞKANLIÐI KENDÝNÝ TANIYOR MUSUN? ANKARA, 2011 MESLEK SEÇÝMÝNÝN NE KADAR ÖNEMLÝ BÝR KARAR OLDUÐUNUN FARKINDA MISINIZ? Meslek seçerken

Detaylı

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý TEST 2 Sözcük - Sihirli Sözler 2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden hangisidir? Vaktiyle bir kaplumbaða ve iki kaz arkadaþý vardý. Birlikte bir gölde yaþarlardý. Gel zaman

Detaylı

1. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL

1. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 1. Fasikül TEMA 5 Hayal Gücü TEMA 6 Eðitsel ve Sosyal Etkinlikler r, ýt lý z. Sa ma k l ra atý a S l O ek t Se ek T T ... Ýçindekiler 5. TEMA: HAYAL GÜCÜ Açelyanýn Bir Günü Harf Hece Test 1 Kelime Test

Detaylı

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ. Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ. Her yeri altýn kaplý olan bu sarayda onlarca oda, odalarda pek çok

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 3 puanlýk sorular 1. Aþaðýdaki seçeneklerden hangisinde bulunan parçayý, yukarýdaki iki parçanýn arasýna koyarsak, eþitlik saðlanýr? A) B) C) D) E) 2. Can pencereden dýþarý baktýðýnda, aþaðýdaki gibi parktaki

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi...

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi... ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Fiziksel Özelliklerim............ 10 Duygularým................... 11 1. Haftanýn Testi............... 13 Yapabildiklerim - Hoþlandýklarým.. 15 Günümü Planlarým.............

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Kanguru Matematik Türkiye 2015 3 puanlýk sorular 1. Aþaðýdaki þekillerden hangisi bu dört þeklin hepsinde yoktur? A) B) C) D) 2. Yandaki resimde kaç üçgen vardýr? A) 7 B) 6 C) 5 D) 4 3. Yan taraftaki þekildeki yapboz evin eksik parçasýný

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 4 puanlýk sorular 1. Küçük bir salyangoz, 10m yüksekliðinde bir telefon direðine týrmanmaktadýr. Gündüzleri 3m týrmanabilmekte ama geceleri 1m geri kaymaktadýr. Salyangozun direðin tepesine týrmanmasý

Detaylı

Cazname II. Tunçel Gülsoy

Cazname II. Tunçel Gülsoy Cazname II Tunçel Gülsoy www.altkitap.com Cazname II Tunçel Gülsoy altkitap - deneme Cazname II Tunçel Gülsoy Mart 2002 Yayýna Hazýrlayan: Düzelti: Tasarým: Tasarým Uygulama: Özge Baykan Yekta Kopan Faruk

Detaylı

Uður Tok ÇOK SEVMÝÞSÝN. Sen onu çok sevmiþsin, Daha da seveceksin, Sen onunla aðlayýp, (sen onunla var olup,) Onunla güleceksin. (Onunla öleceksin.

Uður Tok ÇOK SEVMÝÞSÝN. Sen onu çok sevmiþsin, Daha da seveceksin, Sen onunla aðlayýp, (sen onunla var olup,) Onunla güleceksin. (Onunla öleceksin. Uður Tok Onaylayan Administrator Çarþamba, 20 Haziran 2007 Son Güncelleme Cuma, 06 Haziran 2008 Besteciler.org ÇOK SEVMÝÞSÝN Sen onu çok sevmiþsin, Daha da seveceksin, Sen onunla aðlayýp, (sen onunla var

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3 ünite1 Sosyal Bilgiler Sosyal Bilgiler Öðreniyorum TEST 1 3. coðrafya tarih biyoloji fizik arkeoloji filoloji 1. Ali Bey yaþadýðý yerin sosyal yetersizlikleri nedeniyle, geliþmiþ bir kent olan Ýzmir e

Detaylı

2014 2015 Eðitim Öðretim Yýlý ÝSTANBUL ÝLÝ ÝLKOKULLAR ARASI 2. Zeka Oyunlarý Turnuvasý 7 Mart Silence Ýstanbul Hotel TURNUVA PROGRAMI 09.30-10.00 10.00-10.45 11.00-11.22 11.35-11.58 12.10-12.34 12.50-13.15

Detaylı

ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu.

ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu. ünite1 Sözcükte Anlam Türkçe 1. TEST 1 k e l e b e k o v a ç i ç e y d a l g a a u m ü z i k e n a k a ð ý t Bulmacada aþaðýda ý verilen sözcüklerden hangisi kullanýlmamýþtýr? 3. Aþaðýdaki altý çizili

Detaylı

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum ÇEVRE VE TOPLUM 11. Bölüm DOÐAL AFETLER VE TOPLUM Konular DOÐAL AFETLER Dünya mýzda Neler Oluyor? Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum Volkanlar

Detaylı

Azıcık şundan, azıcık bundan, Azıcık yumurta kabuğundan; Bir çanak yaptım a dostlar Ne bulgur kazanı ne hamsi tavası, Görenler sanır bülbül yuvası.

Azıcık şundan, azıcık bundan, Azıcık yumurta kabuğundan; Bir çanak yaptım a dostlar Ne bulgur kazanı ne hamsi tavası, Görenler sanır bülbül yuvası. Azıcık şundan, azıcık bundan, Azıcık yumurta kabuğundan; Bir çanak yaptım a dostlar Ne bulgur kazanı ne hamsi tavası, Görenler sanır bülbül yuvası. Kulplar taktım sicimden, Boyadım bakır gibi; Doldurdum

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

İletişim ve İnsan İlişkileri Kitle İletişim Araçları Atatürk ve İletişim

İletişim ve İnsan İlişkileri Kitle İletişim Araçları Atatürk ve İletişim 1. Ünite İletişim ve İnsan İlişkileri İletişim ve İnsan İlişkileri Kitle İletişim Araçları Atatürk ve İletişim 9 Ýletiþim Benimle Baþlar a. Bugüne kadar baþardýðým en zor iþ nedir? b. En çok gurur duyduðum

Detaylı

Üzülme Tuna, annem yakýnda gelecek, biliyorum ben. Nereden biliyorsun? Mektup mu geldi? Hayýr, ama biliyorum iþte. Postacýya telefon edip not

Üzülme Tuna, annem yakýnda gelecek, biliyorum ben. Nereden biliyorsun? Mektup mu geldi? Hayýr, ama biliyorum iþte. Postacýya telefon edip not 1. Anne Özlemi Ýlkbaharýn tatlý güneþi, Yeþilbað köyünde bütün çatýlarý, avlularý, tarlalarý, dað yollarýndaki keçileri ýsýtmaya baþlamýþtý yine. Tuna bu köyde yaþayan çocuklardan biriydi. Ablasý Suna

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER 1. ÜNÝTE 2. ÜNÝTE BÖLÜM 1 BÖLÜM 2 BÖLÜM 3 BÖLÜM 1 BÖLÜM 2 BÖLÜM 3 KENDÝMÝ TANIYORUM... 9

ÝÇÝNDEKÝLER 1. ÜNÝTE 2. ÜNÝTE BÖLÜM 1 BÖLÜM 2 BÖLÜM 3 BÖLÜM 1 BÖLÜM 2 BÖLÜM 3 KENDÝMÝ TANIYORUM... 9 ÝÇÝNDEKÝLER 1. ÜNÝTE KENDÝMÝ TANIYORUM... 9 BÝREYSEL FARKLILIKLARIMIZ... 10 Ölçme ve Deðerlendirme... 13 Kazaným Deðerlendirme Testi - 1... 15 DUYGULARIMIZ ve DÜÞÜNCELERÝMÝZ... 16 Ölçme ve Deðerlendirme...

Detaylı

HER ÝNSAN BÝRBÝRÝ ÝLE AYNI MIDIR?

HER ÝNSAN BÝRBÝRÝ ÝLE AYNI MIDIR? Kendimi Tanýyorum HER ÝNSAN BÝRBÝRÝ ÝLE AYNI MIDIR? Resimdeki kiþilerin fiziksel farklýlýklarý nelerdir? Ýnsanlarý birbirinden ayýran fiziksel ve duygusal özellikleri ile ilgi alanlarý vardýr. Bu farklýlýklar

Detaylı

15 Tandem Takým Tezgahlarý ndan Ýhtiyaca Göre Uyarlanabilen Kitagawa Divizörler Kitagawa firmasýnýn, müþterilerini memnun etmek adýna, standartý deðiþtirmesi yeni bir þey deðil. Bu seferki uygulamada,

Detaylı

Sertab Erener. Acýt Canýmý. Söz: Sertab Erener. Müzik: Demir Demirkan, Sertab Erener. En gizli bahçelerim. Islandý yaðmurunla. Açýldý her damlada

Sertab Erener. Acýt Canýmý. Söz: Sertab Erener. Müzik: Demir Demirkan, Sertab Erener. En gizli bahçelerim. Islandý yaðmurunla. Açýldý her damlada Sertab Erener Onaylayan Administrator Pazar, 20 Mayýs 2007 Besteciler.org Acýt Canýmý En gizli bahçelerim Islandý yaðmurunla Açýldý her damlada Solgun çiçeklerim Yollarýný zor bekledim Gecelerden sabahlara

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2018

Kanguru Matematik Türkiye 2018 3 puanlýk sorular 1. Leyla nýn 10 tane lastik mührü vardýr. Her mührün üzerinde 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 rakamlarýndan biri yazýlýdýr. Kanguru sýnavýnýn tarihini þekilde görüldüðü gibi yazan Leyla,

Detaylı

Mine Haným sevinçliydi, mutluydu. Ýçinden gülmek, türkü söylemek, oynamak geliyordu. Bilmediði, ayrýmýnda olmadýðý bir coþku vardý içinde.

Mine Haným sevinçliydi, mutluydu. Ýçinden gülmek, türkü söylemek, oynamak geliyordu. Bilmediði, ayrýmýnda olmadýðý bir coþku vardý içinde. Mine Haným sevinçliydi, mutluydu. Ýçinden gülmek, türkü söylemek, oynamak geliyordu. Bilmediði, ayrýmýnda olmadýðý bir coþku vardý içinde. Güleç bir yüzle, Kýzým Özlem! Neredesin? diye seslendi. Sesi yumuþak,

Detaylı

O gün televizyonda ve radyoda, Antalya da fýrtýna çýkacaðý her saat baþý duyurulmuþtu. Ben, sonuçlarýný düþünmeden sevinçle karþýladým bu haberi.

O gün televizyonda ve radyoda, Antalya da fýrtýna çýkacaðý her saat baþý duyurulmuþtu. Ben, sonuçlarýný düþünmeden sevinçle karþýladým bu haberi. O gün televizyonda ve radyoda, Antalya da fýrtýna çýkacaðý her saat baþý duyurulmuþtu. Ben, sonuçlarýný düþünmeden sevinçle karþýladým bu haberi. Çünkü fýrtýna olacaksa okullarýn tatil edilmesi kesin gibi

Detaylı

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Fiskomar. Baþarý Hikayesi Fiskomar Baþarý Hikayesi Fiskomar Gýda Temizlik Ve Marketcilik Ticaret Anonim Þirketi Cumhuriyetin ilanýndan sonra büyük önder Atatürk'ün Fýndýk baþta olmak üzere diðer belli baþlý ürünlerimizi ilgilendiren

Detaylı

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme - 1 8 Konuþmayý Yazýya Dökme El yazýnýn yerini alacak bir aygýt düþü XIX. yüzyýlý boyunca çok kiþiyi meþgul etmiþtir. Deðiþik tasarým örnekleri görülmekle beraber, daktilo dediðimiz aygýtýn satýlabilir

Detaylı

ÇOK DÝLLÝ ÇOCUÐUN KONUÞMASI VE DÝLÝNÝN GELÝÞMESÝ NASIL DESTEKLENMELÝ

ÇOK DÝLLÝ ÇOCUÐUN KONUÞMASI VE DÝLÝNÝN GELÝÞMESÝ NASIL DESTEKLENMELÝ Vantaan kaupunki Sosiaali- ja terveysvirasto / Puheterapia Monikielisen lapsen puheen ja kielen kehityksen tukeminen ÇOK DÝLLÝ ÇOCUÐUN KONUÞMASI VE DÝLÝNÝN GELÝÞMESÝ NASIL DESTEKLENMELÝ turkki ÇOK DÝLLÝ

Detaylı

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor TD 161.qxp 28.02.2009 22:11 Page 1 C M Y K 1 Mart 2009 Sayý:161 Sayfa 6 da 2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor Saðlýkta Dönüþüm Programý nýn uygulanmaya baþladýðý 2003 yýlýndan bu yana çok

Detaylı

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ IPA Cross-Border Programme CCI No: 2007CB16IPO008 BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ SINIR ÖTESÝ BÖLGEDE KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLÝ ÝÞLETMELERÝN ORTAK EKO-GÜÇLERÝ PROJESÝ Ref. ¹ 2007CB16IPO008-2011-2-063, Geçerli sözleþme

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2018

Kanguru Matematik Türkiye 2018 3 puanlýk sorular 1. Þekildeki 9 balon sabit, 3 ok ise gösterilen doðrultuda hareket etmektedirler. Bir ok, balonu vurup patlattýktan sonra ayný yönde hareket etmeye devam etmektedir. Þekle göre oklarla

Detaylı

Gelin Bir Yolculuða Çýkalým Birlikte

Gelin Bir Yolculuða Çýkalým Birlikte Gelin Bir Yolculuða Çýkalým Birlikte Bir trenin düdük çala çala geçtiðini duyunca ne yaparsýnýz? Tekerlerin demiryoluna çarpa çarpa çýkardýðý sesi dinlemek için, elinizdeki iþi býrakýp kulak kesilmez misiniz?

Detaylı

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83 ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... 2 Mart 2005 Hürriyet Gazetesi Oto Yaþam Eki'nin Editörü Ufuk SANDIK, "Dikiz Aynasý" köþesinde Oda Baþkaný Emin KORAMAZ'ýn LPG'li araçlardaki denetimsizliðe

Detaylı

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak Ders 10, Romalýlar Mektubu, Onuncu bölüm «Tanrý nýn Mesih e iman yoluyla insaný doðruluða eriþtirmesi» A. Romalýlar Mektubu nun onuncu bölümünü okuyun. Özellikle

Detaylı

HEM BENZERÝZ, HEM FARKLI. Mavi gözlü, kumral, uzun boylu, þiþman

HEM BENZERÝZ, HEM FARKLI. Mavi gözlü, kumral, uzun boylu, þiþman HEM BENZERÝZ, HEM FARKLI Sýnýfýnýzdaki arkadaþlarýnýzýn hepsinin kilosu, boyu, saç ve göz rengi ile ilgi alanlarý ayný mý? Sarýþýn, uzun boylu, zayýf kahverengi gözlü Mavi gözlü, kumral, uzun boylu, þiþman

Detaylı

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn 4. SINIF COÞMAYA SORULARI 1. BÖLÜM 3. DÝKKAT! Bu bölümde 1 den 10 a kadar puan deðeri 1,25 olan sorular vardýr. 1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn toplamý kaçtýr? A) 83 B) 78 C) 91 D) 87

Detaylı

MedYa KÝt / 26 Ýnsan Kaynaklarý ve Yönetimi konusunda Türkiye nin ilk dergisi HR DergÝ Human Resources Ýnsan Kaynaklarý ve Yönetim Dergisi olarak amacýmýz, kurulduðumuz günden bu yana deðiþmedi: Türkiye'de

Detaylı

1. Merkezi ve çevresel sinir sistemini oluþturan sinir hücrelerine ne ad verilir?

1. Merkezi ve çevresel sinir sistemini oluþturan sinir hücrelerine ne ad verilir? Soru - Yanýt 3 1. Merkezi ve çevresel sinir sistemini oluþturan sinir hücrelerine ne ad verilir? Yanýt: Nöron 2. Merkezi sinir sistemini oluþturan organlar nelerdir? Yanýt: Beyin, beyincik, omurilik soðaný

Detaylı

17 ÞUBAT kontrol

17 ÞUBAT kontrol 17 ÞUBAT 2016 5. kontrol 3 puanlýk sorular 1. 20,16 ile 3,17 ondalýk sayýlarý arasýnda kaç tane tam sayý vardýr? A) 15 B) 16 C) 17 D) 18 E) 19 2. Aþaðýdaki trafik iþaretlerinden hangisinin simetri ekseni

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Kanguru Matematik Türkiye 2015 3 puanlýk sorular 1. Aþaðýda verilen iþlemleri sýrayla yapýp, soru iþareti yerine yazýlmasý gereken sayýyý bulunuz. A) 7 B) 8 C) 10 D) 15 2. Erinç'in 10 eþit metal þeridi vardýr. Bu metalleri aþaðýdaki

Detaylı

C c. D d B b. G g. J j. O o. Y y Z z

C c. D d B b. G g. J j. O o. Y y Z z bilgi HARFLERİ TANIYALIM Sesleri yazıda göstermemizi sağlayan işaretlere harf denir. Dilimizde 29 farklı harf bulunmaktadır. Bu harflerin hem küçük hem de büyük şekilleri vardır. Bunlar, alfabemizde belli

Detaylı

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar Öðrencinin Adý ve Soyadý Doðum Yeri ve Yýlý Fakülte Numarasý Bölümü Yaptýðý Staj Dalý Fotoðraf STAJ BÝLGÝLERÝ Ýþyeri Adý Adresi Telefon Numarasý Staj Baþlama Tarihi Staj Bitiþ Tarihi Staj Süresi (gün)

Detaylı

Ülkü Tamer DESTANLAR VE MASALLAR ŞEYTANIN ALTINLARI. Masal-Şiir. Resimleyen: Mustafa Delioğlu

Ülkü Tamer DESTANLAR VE MASALLAR ŞEYTANIN ALTINLARI. Masal-Şiir. Resimleyen: Mustafa Delioğlu Ülkü Tamer ŞEYTANIN ALTINLARI Resimleyen: Mustafa Delioğlu DESTANLAR VE MASALLAR Masal-Şiir Ülkü Tamer ŞEYTANIN ALTINLARI Resimleyen: Mustafa Delioğlu Yayın Koordinatörü: İpek Gür Editör: Ebru Akkaş Kuseyri

Detaylı

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::. Membership TÜM ÇEVÝRÝ ÝÞLETMELERÝ DERNEÐÝ YÖNETÝM KURULU BAÞKANLIÐINA ANTALYA Derneðinizin Tüzüðünü okudum; Derneðin kuruluþ felsefesi ve amacýna sadýk kalacaðýmý, Tüzükte belirtilen ilke ve kurallara

Detaylı

Ozan Doðulu. Sen Çaðýr Yeter. Söz: Kenan Doðulu. Müzik: Ozan Doðulu. Alýþmak çok zor inan. Sebebim düþün bir an. Yakýþmaz bize haram

Ozan Doðulu. Sen Çaðýr Yeter. Söz: Kenan Doðulu. Müzik: Ozan Doðulu. Alýþmak çok zor inan. Sebebim düþün bir an. Yakýþmaz bize haram Ozan Doðulu Onaylayan Administrator Salý, 22 Mayýs 2007 Besteciler.org Sen Çaðýr Yeter Alýþmak çok zor inan Sebebim düþün bir an Yakýþmaz bize haram Ayrýlmak kayýp zaman Biz neyin kavgasýný ezberledik

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 Kanguru Matematik Türkiye 07 4 puanlýk sorular. Bir dörtgenin köþegenleri, dörtgeni dört üçgene ayýrmaktadýr. Her üçgenin alaný bir asal sayý ile gösterildiðine göre, aþaðýdaki sayýlardan hangisi bu dörtgenin

Detaylı

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI Kýzýlcaþar Geleceðe Hazýrlanýyor Gelin Birlikte Çalýþalým ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI Mart 2014 ALPER YILMAZ Halkla Bütünleþen MUHTARLIK Ankara Gölbaþý Kýzýlcaþar Köyünde 4 Mart 1979

Detaylı

============================================================================

============================================================================ Amfibi (suda ve karada giden) Klasik Arabalar Gönderen : bigshark - 08/02/2008 18:10 http://dl.ziza.ru/other/092007/28/amfibii/01_amfibii_110110.jpg http://dl.ziza.ru/other/092007/28/amfibii/02_amfibii_88030.jpg

Detaylı

Ayakkabýlarýný çýkardýktan sonra sevindirici bir yüz anlatýmýyla bir elindeki pakete baktý, bir içeriye. Sonra oðluna seslendi: Murat, Murat!..

Ayakkabýlarýný çýkardýktan sonra sevindirici bir yüz anlatýmýyla bir elindeki pakete baktý, bir içeriye. Sonra oðluna seslendi: Murat, Murat!.. BEKLEYÝÞ Murat okuldan dönmüþ, odasýna çekilmiþti. Derin düþünceler içinde kitaplarýný, defterlerini karýþtýrýyordu. Bir gün önce üzdüðü annesinin aðlamaklý yüzü gözünün önünden gitmiyordu. Þunu da isterim,

Detaylı

7. SINIF TÜRKÇE KAZANIM ODAKLI SORU BANKASI

7. SINIF TÜRKÇE KAZANIM ODAKLI SORU BANKASI 7. SINIF TÜRKÇE KAZANIM ODAKLI SORU BANKASI Tudem Eğitim Hiz. San. ve Tic. A.Ş 1476/1 Sokak No: 10/51 Alsancak/Konak/ÝZMÝR Yazarlar: Tudem Yazý Kurulu Dizgi ve Grafik: Tudem Grafik Ekibi Baský ve Cilt:

Detaylı

TUM DERS LER SOR U BAN K AS I HAYAT BİLGİSİ FEN BİLİMLERİ - TÜRKÇE MATEMATİK - İNGİLİZCE

TUM DERS LER SOR U BAN K AS I HAYAT BİLGİSİ FEN BİLİMLERİ - TÜRKÇE MATEMATİK - İNGİLİZCE TUM DERS LER SOR U BAN K AS I HAYAT BİLGİSİ FEN BİLİMLERİ - TÜRKÇE MATEMATİK - İNGİLİZCE 3 Tudem Eğitim Hiz. San. ve Tic. A.Ş 1476/1 Sokak No: 10/51 Alsancak/Konak/ÝZMÝR Yazarlar: Tudem Yazý Kurulu Dizgi

Detaylı

Noray Demirci. Bilemem Bilemem. Söz: Ülkü Aker. Müzik: Norayr Demirci. Niye geldim bu dünyaya, bilemem bilemem. Gece gündüz aðlarým ben,

Noray Demirci. Bilemem Bilemem. Söz: Ülkü Aker. Müzik: Norayr Demirci. Niye geldim bu dünyaya, bilemem bilemem. Gece gündüz aðlarým ben, Noray Demirci Onaylayan Administrator Salý, 22 Mayýs 2007 Besteciler.org Bilemem Bilemem Niye geldim bu dünyaya, bilemem bilemem Gece gündüz aðlarým ben, gülemem gülemem Ne yaptýmsa talihim gülmedi bana

Detaylı

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý CEBÝRSEL ÝFADELER ve DENKLEM ÇÖZME Test -. x 4 için x 7 ifadesinin deðeri kaçtýr? A) B) C) 9 D). x 4x ifadesinde kaç terim vardýr? A) B) C) D) 4. 4y y 8 ifadesinin terimlerin katsayýlarý toplamý kaçtýr?.

Detaylı

BİZ VE DEĞERLERİMİZ. 3. Ayþe yeni okulunda okuyacaðý için hangi duyguyu yaþýyormuş? A) B)

BİZ VE DEĞERLERİMİZ. 3. Ayþe yeni okulunda okuyacaðý için hangi duyguyu yaþýyormuş? A) B) Sosyal Bilgiler BİZ VE DEĞERLERİMİZ Hece ve Harf Bilgisi Sözlük Sırası Sözcükte Anlam Konu Kavrama Testi - 1 Ayþe nin gözleri, gördükleri karþýsýnda iri iri açýlmýþtý. Bu okul kocamandý. Köydeki eski okuluna

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2018

Kanguru Matematik Türkiye 2018 3 puanlýk sorular 1. Ailemdeki her çocuðun en az iki erkek kardeþi ve en az bir kýz kardeþi vardýr. Buna göre ailemdeki çocuk sayýsý en az kaç olabilir? A) 3 B) 4 C) 5 D) 6 E) 7 2. Þekildeki halkalarýn

Detaylı

2014 2015 Eðitim Öðretim Yýlý ÝSTANBUL ÝLÝ ÝLKOKULLAR ARASI 2. Zeka Oyunlarý Turnuvasý 7 Mart Silence Ýstanbul Hotel TURNUVA PROGRAMI 09.30-10.00 10.00-10.45 11.00-11.22 11.35-11.58 12.10-12.34 12.50-13.15

Detaylı

DOÐA KOLEJÝ 2019 BURSLULUK SINAVI VELÝ BÝLGÝLENDÝRME KÝTAPÇIÐI

DOÐA KOLEJÝ 2019 BURSLULUK SINAVI VELÝ BÝLGÝLENDÝRME KÝTAPÇIÐI 13 OCAK 2019 4, 5,, 7,, 9, ve 11. sınıflar için %0 e varan burs imkânı DOÐA KOLEJÝ 2019 BURSLULUK SINAVI VELÝ BÝLGÝLENDÝRME KÝTAPÇIÐI Değerli Anneler ve Babalar, Doða Koleji olarak ve 13 Ocak 2019 tarihlerinde

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 3 puanlýk sorular 20 17 1. =? 2 + 0 + 1 + 7 A) 3,4 B) 17 C) 34 D) 201,7 E) 340 2. Berk tren yolu modeliyle oynamayý çok sever. Yaptýðý tren yolu modelinde, bazý nesneleri 1:87 oranýnda küçülterek oluþturmuþtur.

Detaylı

2014-2015 Eðitim Öðretim Yýlý ÝSTANBUL ÝLÝ ORTAOKULLAR ARASI "4. AKIL OYUNLARI TURNUVASI" Ýstanbul Ýli Ortaokullar Arasý 4. Akýl Oyunlarý Turnuvasý, 21 Þubat 2015 tarihinde Özel Sancaktepe Okyanus Koleji

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Kanguru Matematik Türkiye 2015 3 puanlýk sorular 1. Hangi þeklin tam olarak yarýsý karalanmýþtýr? A) B) C) D) 2 Þekilde görüldüðü gibi þemsiyemin üzerinde KANGAROO yazýyor. Aþaðýdakilerden hangisi benim þemsiyenin görüntüsü deðildir?

Detaylı

Zihinsel Farklýlýklarýmýz. Duygusal Farklýlýklarýmýz

Zihinsel Farklýlýklarýmýz. Duygusal Farklýlýklarýmýz Duygusal Farklýlýklarýmýz Ýnsanlarýn huylarý, olaylar karþýsýnda hissettikleri duygular da birbirinden farklý olabilir. Kimi insanlar giriþken, kendine güvenen bir kiþiliðe sahipken kimileri ise utangaç

Detaylı

SÖZLÜKTEN NASIL YARARLANIRIZ?

SÖZLÜKTEN NASIL YARARLANIRIZ? bilgi SÖZLÜKTEN NASIL YARARLANIRIZ? Bir dilin veya dillerin sözcük hazinesini söyleyiş ve yazılış şekilleriyle veren, sözcüğün kökünü esas alarak, bunların başka unsurlarla kurdukları sözleri ve anlamlarını,

Detaylı

01 Kasým 2018

01 Kasým 2018 Geri Dönüþüm Markasý... www.adametal.com.tr 01 Kasým 2018 Ada Metal Demir Çelik Geri Dönüþüm San. ve Tic. A.Þ. 1956 yýlýndan bu yana, özellikle metal sektöründe, fabrikalarýn üretim artýklarýný toplayýp

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ Türk pop ve rock müziğinin sevilen ismi Aydilge,mini konseri ve imza günü etkinliği ile Kahramanmaraş Piazza Alışveriş ve Yaşam Merkezi nde hayranlarıyla buluştu.

Detaylı

Nejat Yavaþoðullar. Ankara Sokaklarý. Söz - Müzik: Nejat Yavaþoðullarý. Yürüyordum. Yürüyordum ay ýþýðýnda. Adým seslerim.

Nejat Yavaþoðullar. Ankara Sokaklarý. Söz - Müzik: Nejat Yavaþoðullarý. Yürüyordum. Yürüyordum ay ýþýðýnda. Adým seslerim. Nejat Yavaþoðullar Onaylayan Administrator Pazar, 27 Mayýs 2007 Besteciler.org Ankara Sokaklarý Yürüyordum Yürüyordum ay ýþýðýnda Adým seslerim Boþ sokaklarda Yankýlanýrken gece ayazýnda Sen yokken anlamsýz

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 4 puanlýk sorular 1. Bir dik ikizkenar ABC üçgeni, BC = AB = birim olacak þekilde veriliyor. Üçgenin C köþesini merkez kabul ederek çizilen ve yarýçapý birim olan bir yay, hipotenüsü D noktasýnda, üçgenin

Detaylı

PARK YAZ OKULUNDA YAÞATIN

PARK YAZ OKULUNDA YAÞATIN YAZ OKULU Çocuklarýnýza YAZ KEYFiNi GYM PARK YAZ OKULUNDA YAÞATIN ONLINE KAYIT facebook.com/gympark instagram.com/gym_park twitter.com/gym park info@gympark.com.tr www.gympark.com.tr 0 236 233 00 55 0

Detaylı

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim: 1. SINIF 1.ta haf * Okuyalım: Küçük Ressam * Matematik: Sayılar da Kurala Uyar * Alıștırma-Bulmaca: Nereye Gitsek? * Gezelim-Görelim: Disneyland * Alıștırma-Bulmaca: Sözcük Avı * Doğa: Ayaklar * Akıl Oyunları:

Detaylı

============================================================================

============================================================================ 5\'inci Lastik Her Zaman Gerekli!! Gönderen : papatya54-04/11/2009 10:45 "Dönen tekerlek zaferi müjdeler"sözünü askerlik yapmýþ olanlarýmýz hatýrlar sanýrým; ulaþtýrma tabur yada bölüklerinde yazýlý geldi

Detaylı

Genel Yetenek Testi Örnek Soru Çözümleri

Genel Yetenek Testi Örnek Soru Çözümleri Genel Yetenek Testi Örnek Soru Çözümleri Genel Yetenek Testi Örnek Soru Çözümleri 1 2 1 1 2 Çok Sýcak Soðuk Sýcak Çok Soðuk D B C Çorba Kutuplar Yanardað Sonbahar Yukarýda yer alan 1. ve 2. kutudakiler

Detaylı

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim: 3. SINIF 1.ta haf * Okuyalım: Eșek * Matematik: Çevremizdeki Üçgenler * Alıștırma-Bulmaca: Sözcük Avı * Gezelim-Görelim: Doğal Yașam Parkı * Alıștırma-Bulmaca: Sıradaki Șekil Hangisi * Doğa: Karıncaların

Detaylı

Sessizliktir Her Þeyin Ötesi. Hani, sýradan hayatlar vardýr; hüzünle astarlanmýþ ruhlarýn. sessizliðini akseder suretleri.

Sessizliktir Her Þeyin Ötesi. Hani, sýradan hayatlar vardýr; hüzünle astarlanmýþ ruhlarýn. sessizliðini akseder suretleri. Sessizliktir Her Þeyin Ötesi Aldous Huxley Hani, sýradan hayatlar vardýr; bir ucu hiçliðe yolcu; hüzünle astarlanmýþ ruhlarýn sessizliðini akseder suretleri. O suretlerin en dokunaklý sessizliðini, hiçliðini

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2018

Kanguru Matematik Türkiye 2018 3 puanlýk sorular. Þekildeki takvim yapraðý bir ayý göstermektedir. Maalesef üzerine mürekkep dökülmüþtür ve günlerden çoðu görülmemektedir. Bu ayýn 7 si hangi güne denk gelir? P S Ç P C C P 3 4 5 6 7

Detaylı

OKUL TATÝLÝNDE KAMPANYALI UMRE 10 Günlük Program (3 Gece Medine / 6 Gece Mekke) Gidiþ Tarihi: 29 Ocak 2015 Ýstanbul - Yanbu Dönüþ Tarihi: 7 Þubat 2015 Cidde - Ýstanbul 990 960 930 i: i: Bustan Al Masi

Detaylı

d es ý KÝTAGAMÝ Nasýl Yapýlýr

d es ý KÝTAGAMÝ Nasýl Yapýlýr 20 ad d es et en kal ý içe ride bý KÝTAGAMÝ Nasýl Yapýlýr Kitagami Desenleri Cem ÖNGÝDER 2017 Kitagami Nasýl Yapýlýr Hazýrlayan: Cem Öngider 2017 Ýstanbul Merhaba, Çok uzun zaman önce baþladýðým ancak

Detaylı

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor Türkiye'nin insanlarý, mevcut saðlýk düzeyini hak etmiyor. Saðlýk hizmetleri için ayrýlan kaynaklarýn yetersizliði, kamunun önemli oranda saðlýk

Detaylı

ünite SÖZCÜK ANLAM 3. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde altý çizili sözcük gerçek anlamý dýþýnda kullanýlmýþtýr?

ünite SÖZCÜK ANLAM 3. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde altý çizili sözcük gerçek anlamý dýþýnda kullanýlmýþtýr? ünite 1 SÖZCÜK ANLAM TEST 1 1. Bir sözcüðü yalýn olarak düþündüðümüzde aklýmýza ilk gelen anlama temel anlam denir. Aþaðýdakilerden hangisinde altý çizili sözcük temel anlamýyla kullanýlmamýþtýr? Herkes

Detaylı

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak Ders 9, Romalýlar Mektubu, dokuzuncu bölüm: «Seçilmiþ Halkýn Ýmansýzlýðý» A. Romalýlar Mektubu nun dokuzuncu bölümünü okuyun. Özellikle þu konulara dikkat

Detaylı

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. C i h a n D e m i r c i Damdaki Mizahçý 90 Yaþýnda Eskimeyen Bir Usta: Haldun Taner Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. 1986'da yitirdiðimiz Haldun Taner

Detaylı

3. FASÝKÜL 1. FASÝKÜL 4. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 5. FASÝKÜL. 3. ÜNÝTE: ÇIKARMA ÝÞLEMÝ, AÇILAR VE ÞEKÝLLER Çýkarma Ýþlemi Zihinden Çýkarma

3. FASÝKÜL 1. FASÝKÜL 4. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 5. FASÝKÜL. 3. ÜNÝTE: ÇIKARMA ÝÞLEMÝ, AÇILAR VE ÞEKÝLLER Çýkarma Ýþlemi Zihinden Çýkarma Ýçindekiler 1. FASÝKÜL 1. ÜNÝTE: ÞEKÝLLER VE SAYILAR Nokta Düzlem ve Düzlemsel Þekiller Geometrik Cisimlerin Yüzleri ve Yüzeyleri Tablo ve Þekil Grafiði Üç Basamaklý Doðal Sayýlar Sayýlarý Karþýlaþtýrma

Detaylı

Son Tren Dershaneden çýkmýþlardý. Akþam oluyordu. Önce her gün geçtikleri sokaklardan geçtiler. Sonra üç ana caddenin birleþtiði o kocaman kavþaktan En zoru bu kavþaktan geçmekti. Her yanda trafik lambalarý

Detaylı

Ebru Yiðit x. Hala üye olmamýþsýnýz..! Üye olun yolumuza devam edelim...! SEN BÝR GÜNAH ÝÞLEDÝN. Tek aþkýn bendim senin. Senin en çok sevenim

Ebru Yiðit x. Hala üye olmamýþsýnýz..! Üye olun yolumuza devam edelim...! SEN BÝR GÜNAH ÝÞLEDÝN. Tek aþkýn bendim senin. Senin en çok sevenim Ebru Yiðit x Onaylayan Administrator Çarþamba, 20 Haziran 2007 Son Güncelleme Cuma, 07 Eylül 2007 Besteciler.org Hala üye olmamýþsýnýz..! Üye olun yolumuza devam edelim...! SEN BÝR GÜNAH ÝÞLEDÝN Tek aþkýn

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 4 puanlýk sorular 1. Dünyanýn en büyük dairesel pizzasý 128 parçaya bölünecektir. Her bir kesim tam bir çap olacaðýna göre kaç tane kesim yapmak gerekmektedir? A) 7 B) 64 C) 127 D) 128 E) 256 2. Ali'nin

Detaylı

Mudurnu markasýnýn satýþa çýkmasý, bize bir ikramdý.. Mudurnu Piliç Yönetim Kurulu Baþkaný Zuhal Daþtan:

Mudurnu markasýnýn satýþa çýkmasý, bize bir ikramdý.. Mudurnu Piliç Yönetim Kurulu Baþkaný Zuhal Daþtan: 109. Sayý www.performansgazetesi.net performans@performansgazetesi.net Mudurnu Piliç Yönetim Kurulu Baþkaný Zuhal Daþtan: Mudurnu markasýnýn satýþa çýkmasý, bize bir ikramdý.. 8 Mudurnu Piliç Yönetim Kurulu

Detaylı

Yüreğimize Dokunan Şarkılar

Yüreğimize Dokunan Şarkılar On5yirmi5.com Yüreğimize Dokunan Şarkılar Gelmiş geçmiş en güzel Türkçe slow şarkılar kime ait? Bakalım bizlerin ve sizlerin gönlünde yatan sanatçılar kimler? Yayın Tarihi : 6 Ocak 2010 Çarşamba (oluşturma

Detaylı

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ 6 (ΕΞΙ) ΣΕΛΙΔΕΣ

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ 6 (ΕΞΙ) ΣΕΛΙΔΕΣ ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΜΑΘΗΜΑ: ΤΟΥΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: A ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ:

Detaylı

SÖZ VARLIÐINDAN YARARLANMA

SÖZ VARLIÐINDAN YARARLANMA Atasözü SÖZ VARLIÐINDAN YARARLANMA Halk tarafýndan bilinip kullanýlan, tecrübelerle ortaya çýkan, söyleneni belli olmayan, kalýplaþmýþ biçimleri bulunan kýsa ve özlü sözlere atasözü denir. Aþaðýda bazý

Detaylı

BAÐCILAR BELEDÝYESÝ KÜLTÜR YAYINLARI DÝZÝSÝ NO: 107. 7.Hanımlar. Şûrâsı

BAÐCILAR BELEDÝYESÝ KÜLTÜR YAYINLARI DÝZÝSÝ NO: 107. 7.Hanımlar. Şûrâsı BAÐCILAR BELEDÝYESÝ KÜLTÜR YAYINLARI DÝZÝSÝ NO: 107 7.Hanımlar Şûrâsı BAÐCILAR BELEDÝYESÝ KÜLTÜR YAYINLARI DÝZÝSÝ NO: 107 7.Hanımlar Şûrâsı Tashih Ekrem KAFTAN KÜLTÜR YAYINLARI DÝZÝSÝ NO: 107 Tasarým Ayþe

Detaylı

2015-2016 KISA PROGRAM NÝLÜFER ROTARY KULÜBÜ UR. 2440. BÖLGE BES ve EÐÝTÝM ASAMBLESÝ 26-29 MART 2015 Sevgili Dostlarýmýz; U.R. 2440. Bölge 2015-2016 Dönemi BES ve Eðitim Asamblesine hoþ geldiniz. Önemli

Detaylı