Türk Ürojinekoloji ve Rekonstrüktif Cerrahi Derneği Yönetim Kurulu adına, Yönetim Kurulu ve Kongre Başkanı

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Türk Ürojinekoloji ve Rekonstrüktif Cerrahi Derneği Yönetim Kurulu adına, Yönetim Kurulu ve Kongre Başkanı"

Transkript

1 1

2 Davet Değerli Meslektaşlarım, Türk Ürojinekoloji ve Pelvik Rekonstrüktif Cerrahi Derneği olarak 8. Ulusal Ürojinekoloji Kongresi ni Ekim 2017 tarihleri arasında İstanbul Harbiye Askeri Müze de gerçekleştireceğiz. Ülkemizden ve dünyadan seçkin bilim insanları ile birlikte pelvik taban sağlığı ve patolojilerini en geniş çerçevede değerlendirme olanağı sunan ve iki yılda bir gerçekleştirilen bu önemli organizasyonda bir arada olmayı diliyorum. Kongremiz yerleşik bir uygulama haline geldiği şekli ile birinci gün interaktif kurslar ile başlayacaktır. El becerisini geliştirmeye yönelik, pratik ip uçları ile zenginleştirilmiş bu kurslardan önemli kazanımlar elde edeceğimizi düşünüyorum. Kongremiz multidisipliner bir bakış açısı ile zenginleştirilmiş bilimsel program ile devam edecektir. Ülkemizin dört bir yanından ürojinekolojiye gönül vermiş siz değerli meslektaşlarımızla buluşmak, sorunlarımızı konuşmak, çözüm önerilerimizi değerlendirmek, birlikteliğimize güç katmak ve daha çok çalışarak yeni ve büyük başarılara birlikte ulaşmak dileği ile Ekim de İstanbul da buluşmak üzere sevgi ve saygılarımı sunarım, Türk Ürojinekoloji ve Rekonstrüktif Cerrahi Derneği Yönetim Kurulu adına, Yönetim Kurulu ve Kongre Başkanı Prof. Dr. İsmail Mete İtil 2

3 Kurullar BAŞKAN Prof. Dr. İsmail Mete İtil BİLİMSEL SEKRETERYA Prof. Dr. Petek Kaplan DÜZENLEME KURULU Prof. Dr. Fulya Dökmeci Prof. Dr. Berna Haliloğlu Peker Prof. Dr. Nezihe Kızılkaya Beji Doç. Dr. Funda Güngör Uğurlucan Doç. Dr. Orhan Ünal Prof. Dr. Ömer Tarık Yalçın Prof. Dr. Önay Yalçın Doç. Dr. Özgür Yeniel 3

4 4

5 5

6 6

7 7

8 8

9 1 - MİNİ-SLİNG'İN ETKİSİNİN 12 AYLIK GÖZLEMİ Poster Bildiri / Poster Abstract Özlem ÖZYILMAZ 1, Zehra Meltem PİRİMOĞLU 1, Murat ÖZDAMAR 1, Orhan ÜNAL 2, 1 Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim Araştırma Hastanesi, 2 Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Stress Üriner İnkontinans cerrahi tedavi yaklaşımlarından olan Mini- Sling'in BMI(Body-mass-index), doğum sayısı ve menapoz durumuna göre etkisinin 12 aylık süreçte değerlendirmek Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim Araştırma Hastanesi'nde 2013 Mart ile 2016 Eylül tarihleri arasında SUI(Stress Üriner İnkontinans) endikasyonu verilerek 60 hastaya Mini-sling(Ophira) uygulandı. Hastalar post-operatif dönemde aylarında objektif olarak inkontinans açısından değerlendirildiler. Post-operatif başarı 3.ayda 55/60(%92), 12.ayda 39/60(%65) olarak izlendi. Daha sonra hastalar kendi aralarında BMI 25 ve üzeri - BMI 25'in altı, menapozda - menapozda değil, doğum sayısı 2 ve üzeri - doğum sayısı 2'in altı olarak ayrıca değerlendirildiler. BMI 25'in altında olan grupta 12. ay başarı oranının % 87, doğum sayısı 2'in altında olan grupta 12. ay başarı oranının % 85, menapozda olmayan grupta ise 12. ay başarı oranının % 76 olduğu izlendi. Başarıya eki eden en önemli değişkenin BMI, ardından doğum sayısı ve en son olarakta menapoz durumu olduğu düşünüldü. Mini-sling BMI 25'in altında, doğum sayısı 2'in altında ve menapozda olmayanlarda etkili bir cerrahi tedavi yaklaşımı olmakla beraber; obez olanlar(bmi 25 ve üzeri), 2 ve üzerinde doğum sayısı olanlar ve menapoz dönemindeki hastalarda öncelikli tercih nedeni değildir. 9

10 2 - ÜRİNER İNKONTİNANSIN KADIN SAĞLIĞINA ETKİLERİ Poster Bildiri / Poster Abstract Süreyya GÜMÜŞSOY 1, 1 Ege Üniversitesi, Dünyada ikiyüz milyondan fazla insan Üİ sorunu yaşamaktadır fakat gebelik, doğum ve postpartum dönem gibi annelikle ilgili faktörlerin yanısıra, ileri yaş, menopoz dönemindeki değişimler, pelvik organ prolapsusları, fistüller, anatomiye bağlı faktörler, pelvik organlara ilişkin geçirilmiş operasyonlar, üriner sistem enfeksiyonları, şişmanlık ve genetik olarak uygun olma gibi sebeplerden dolayı üriner inkontinans kadınlarda erkeklerden daha yaygın olarak görülmektedir. Science Citation Index, ScienceDirect, Academic OneFile, Scopus veri tabanlarında ve Google Akademik te yer alan üriner inkontinans, kadın sağlığı, yaşam kalitesi, cinsel fonksiyon gibi anahtar kelimeler kullanılarak tarama yapılmış ve araştırma için uygun bulunan makalelerden faydalanılmıştır. Üİ, kadınların başta özsaygısı, sosyal durumu, cinsel aktivitesi olmak üzere yaşamını her alanda olumsuz etkileyebilmektedir. Yapılan çalışmalar, Üİ sorunu yaşayan her üç kadından ikisinin dışarı çıkarken hijyenik ped kullandığını, ulaşım konusunda, fiziksel aktivitelerinde, elbise tercihlerinde kısıtlamalar getirdiğini, ailesi ve arkadaşları ile ilişkilerinde sorunlar yaşadığını göstermektedir. Bu sorunu yaşayan kadınlarda kendini değersiz kusurlu, eksik hissetme, çekici bulmama, utanma, vücut imajında bozulma, gibi duygular gelişmekte, ileri dönemlerde sosyal yaşamda izolasyon ağır depresyon veya anksiyete yaşamalarına neden olmaktadır. Aynı zamanda cinsel aktivite sırasında idrar kaçırma utanma, fark edilme, koku ve ıslanma gibi sorunlar nedeniyle cinsel yaşamı da olumsuz etkilemektedir. Üİ koku, temizlik, cilt irritasyonu gibi sorunlar sebebiyle sık çamaşır değiştirme 10

11 ve yıkama, zaman kaybı gibi maddi ve manevi kayıplara da neden olmaktadır. Üİ, hastaların yaşamını her yönüyle olumsuz etkilediği için hastalar fiziksel, psikolojik, sosyal ve çevresel etkenler yönünden multidisipliner bir ekip yaklaşımı ile ele alınmalıdır. İyi bir tedavide başarı ölçütü sadece fiziksel değil, psikososyal yönden de hastanın kendisini iyi hissetmesi olmalıdır. 11

12 3 - MİDÜRETRAL SLİNG OPERASYONLARI SONRASI GELİŞEN ERKEN POSTOPERATİF İŞEME DİSFONKSİYONU İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ Poster Bildiri / Poster Abstract Uğur Kemal ÖZTÜRK 1, Mahmut Kuntay KOKANALI 1, Sabri CAVKAYTAR 1, Demet KOKANALI 1, Melike DOĞANAY 1, Orhan Seyfi AKSAKAL 1, 1 Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Midüretral sling operasyonları (TVT ve TOT) sonrası gelişen erken işeme disfonksiyonu için risk faktörlerini tanımlamak. Bu çalışma, aynı cerrahi ekip tarafından 4 yıllık bir süre içerisinde midüretral sling operasyonu uygulanan 167 tane hastayı içeren retrospektif bir vaka-kontrol çalışmasıdır. Hastaneden taburcu olmadan,persistan postoperatif işeme sonrası rezidü idrar volümü 150 ml olan ve/veya idrarı boşaltmada zorluk yaşayan ve bundan dolayı yerleştirilen meş materyali cerrahi olarak gevşetilen hastalar erken postoperatif işeme disfonksiyonlu hastalar olarak değerlendirildi ve vaka grubunu oluşturdu. Böyle bir işlem gerektirmeyen hastalar ise kontrol grubunu oluşturdu. Hastaların demografik, medikal ve cerrahi özgeçmişleri, işeme semptomları, ürodinamik değerlendirme sonuçları ve intraoperatif özellikleri hastane kayıtlarından toplandı. Gruplar arasındaki univaryant analizler bağımsız Student t testi ve ki-kare testi ile yapıldı. Çoklu lojistik regresyon analizi kullanılarak erken postoperatif işeme disfonksiyonu için anlamlı risk faktörleri belirlendi. 167 hastanın, 29 (17.4%) u vaka, 138 (82.6%) i kontrol grubunu oluşturmaktaydı. Univaryant analiz sonucunda erken postoperatif işeme disfonksiyonu ile ilişkili olabilecek yedi tane olası değişken belirlendi. Bunlar, yaş, menapozal durum, preoperatif valsalva kaçırma nokta basıncı, preoperatif grade 3 pelvik organ prolapsus varlığı, TVT operasyonu, eşlik eden anterior kolporafi ve vajinal histerektomi idi. Çoklu lojistik regresyon analizi sonrasında bu 12

13 faktörlerden menapozal durum (OR=4.59; 95% CI = ; p=0.013), TVT operasyonu (OR=16.26; 95% CI= ; p<0.001) ve eşlik eden anterior kolporafi varlığı (OR=4.51; 95% CI= ; p=0.043) erken postoperatif işeme disfonksiyonu gelişimi için anlamlı risk faktörleri olarak belirlendi. Erken postoperatif işeme disfonksiyonu TOT operasyonuna göre TVT operasyonu sonrası daha sıktır. Menapozal durum ve eşlik eden anterior kolporafi varlığı da erken postoperatif işeme disfonksiyonu riskini arttırır. Bu risk faktörlerini bilme, cerraha bu komplikasyonu azaltma olanağı sağlayabilir. 13

14 4 - KADINLARIN PELVİK TABAN KAS EGZERSİZLERİ HAKKINDA BİLGİ VE UYGULAMA DURUMLARININ ARAŞTIRILMASI Poster Bildiri / Poster Abstract Hatice KAHYAOĞLU SÜT 1, Burcu KÜÇÜKKAYA 1, 1 Trakya Üniversitesi, Çalışmanın amacı, kadınların pelvik taban kas egzersizleri hakkında bilgi ve uygulama durumlarının araştırılmasıdır. Kesitsel tipte bu araştırma, Trakya Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Kadın Hastalıkları-Doğum Polikliniği ve Üroloji Polikliniği ne farklı sağlık problemleri nedeniyle başvuran n=559 kadın üzerinde yürütülmüştür. Veriler, araştırmacılar tarafından literatür incelenerek hazırlanan, kadınların sosyo-demografik ve pelvik taban kas egzersizi (PTKE) bilgi ve uygulama durumları ile ilgili özellikleri içeren, 30 sorudan oluşan bir anket formu ile toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistik, Kikare ve Student T testi kullanılmıştır. Kadınların yaş ortalaması 32.2±12.1 olup %53.7 sinin ilköğretim ve altı eğitim durumunda olduğu bulunmuştur. İnkontinans durumları incelendiğinde; %62.6 sının idrar kaçırdığını, %13.1 inin gaz kaçırdığını, %1.1 inin ise gaita kaçırdığını sözel olarak ifade ettiği belirlenmiştir. Kadınların PTKE bilgi ve uygulama durumlarını incelediğimizde; %16.5 inin PTKE hakkında bilgisinin olduğunu ifade ettiği ve yaş ortalamalarının (32.2±12.1) bilgisi olmadığını ifade edenlerden (39.8±13.8) anlamlı olarak düşük olduğu bulunmuştur (p=0.004). PTKE ni bilenlerin sırasıyla internet (%33.7), öğrenci hemşire (%25.0), kitap-dergi (%20.7), yakınları (%13.0), televizyon (%7,6) kaynaklarından öğrendiği belirlenmiştir. PTKE ni bilenlerin %93.5 inin egzersizleri doğru tanımladığı, %68.3 ünün PTKE ni halen yaptığı, yapanların %94.6 sının pelvik taban kaslarını güçlendirmek ve %62.6 sının pelvik taban yetersizliklerinde iyileşme 14

15 sağladığını düşündüğü için yaptığı belirlenmiştir. Ancak PTKE ni yapanların nasıl uyguladıkları açık uçlu olarak sorgulandığında; kadınların birbirlerinden farklı ve yanlış şekillerde uyguladıkları saptanmıştır. Çalışmada, kadınların büyük çoğunluğunun PTKE hakkında bilgisinin olmadığı ve PTKE ni uygulamadığı tespit edilmiştir. PTKE hakkında bilgisi olan ve uygulayanların, sırasıyla pelvik taban kaslarını güçlendirmek ve pelvik taban yetersizliklerinde iyileşme sağlamak amacıyla uyguladığı belirlenmiştir. Ancak uygulama biçimleri sorgulandığında, farklı ve yanlış şekillerde uyguladıkları saptanmıştır. 15

16 5 - POLİKLİNİKLERE BAŞVURAN KADINLARDA PELVİK TABAN KAS FARKINDALIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ Poster Bildiri / Poster Abstract Nalan ÇAPAN 1, 2, Ayşe KARAN 1, 1 İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp Ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, 2 Türk Ürojinekoloji Ve Pelvik Rekonstrüktif Cerrahi Derneği, Non Cerrahi Çalışma Grubu, Pelvik taban kas (PTK) disfonksiyonunun en önemli sonuçlarından biri olan üriner inkontinans (Üİ) kadınlarda sık rastlanan ve yaşam kalitesini etkileyen önemli bir sorundur. Çalışmamızın amacı kadınlarda pelvik taban kas farkındalığını değerlendirmektir. Türkiye Ürojinekolji ve Pelvik Rekonstrüktif Derneği, Noncerrahi Çalışma Grubu aktivitesi olarak, 6 farklı merkezdeki Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon (FTR) ve Kadın Hastalıkları ve Doğum (KHD) kliniklerine başvuran 18 yaş üstü kadın hastalara, PTK ve Üİ farkındalığını sorgulayan anket uygulandı. Toplamda 1001 kadın hasta anket formu ile değerlendirildi. Hastaların yaş ortalaması 44.3±15.2 yıl olup %80 2 si normal doğum yapmıştı. %71.9 u doğum sırasında PTK larının önemli olduğunu ve % 78.6 sı PTK larının zedelenebileceğini, % 77.2 si PTK larındakizedelenmenin Üİ ya ve fekal inkontinansa sebep olabileceğini bildiğini, % 97.3 ü PTK larını korumak için çaba gösterebileceğini, %91.2 si doğum sonrası daha önce PTK larını güçlendirme ile ilgili herhangi bir öneride bulunulmadığını ve egzersiz gösterilmediğini belirtti. %26.4 ü egzersiz amaçlı PTK larını kasacağını bilmediğini, %91.1 i egzersiz ile PTK larının güçlenebileceğine inandığını, % 88.4 ü egzersizönerildiğinde düzenli yapabileceğini, %83.8 i egzersizleri öğrenmek için hastaneye gelebileceğini, % 82.8 i PTK larındaki güçsüzlüğün Üİ ye sebep 16

17 olacağını bildiğini, % 17.1 i ise bilmediğini, % 95.6 sı egzersizlerin önemli olduğu belirtilirse uygulayabileceğini ifade etti Hastaların % 79 u (n:791) idrar kaçırdığını, % 21 i Üİ şikayetinin olmadığını, Üİ şikayeti olan kadınların % 84 ü Üİ nın normal olmadığını bildiklerini, % 77.9 u Üİ nın yaşlanmanın normal bir sonucu olduğunu söyledi. Üİ olan kadınların % 71.8 i önlem olarak sık tuvalete gittiğini, % 57.5 i aile ve sosyal yaşamlarının çok etkilendiğini söyledi. Toplumda üriner inkontinans sık olmakla birlikte kadınlar şikayetleri sebebiyle doktora başvurmayı geciktirmektedirler. Kadınların çoğunluğu doğumun pelvik taban kaslarını etkilediğini bilmekle birlikte öncesinde önlem amacıyla kendilerine bir öneride bulunulmadığını belirtmişlerdir. Pelvik taban kas farkındalığını geliştirmek üzere doğum öncesi dönemden itibaren yeni stratejilerin geliştirilmesi önemlidir. 17

18 6 - LEFORT PARSİYEL VE TOTAL KOLPOKLEİSİS OPERASYONU YAPILAN OLGULARIN YAŞAM KALİTELERİNDE OLAN DEĞİŞİKLİKLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Poster Bildiri / Poster Abstract İbrahim Egemen ERTAŞ 1, Ahkam Göksel KANMAZ 1, Alper BİLER 1, Aşkın DOĞAN 1, 1 SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ TEPECİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM KLİNİĞİ, Çok yüksek başarı oranları bildirilen kolpokleisis operasyonu; günümüzde daha çok yaşlı, cinsel aktif olmayan ve birçok komorbiditeleri olan hasta popülasyonunda tercih edilmesine karşın; rekontrüktif cerrahiler ve vajinal histerektomiler kadar cerrahlar tarafından tercih edilmemektedir. Bu çalışmadaki amacımız; kliniğimizde uygulanan kolpokleisis operasyonunun başarısını ve pre - post operatif dönemde hastaların yaşam kaliteleri üzerine olan etkilerini analiz etmektir Kliniğimizde yılları arasında; yaşları 57 ila 90 arasında değişen (ortalama 74.5) ve evre 4 uterin ve kaf prolapsusu nedeniyle Lefort operasyonu yapılan 19 hasta retrospektif olarak incelendi. Kontrollerde eksiklik ve hastalara ulaşılamaması nedeniyle 3 hasta çalışmadan çıkarıldı ve çalışma 16 hasta üzerinden değerlendirildi. Prolapsus yaşam kalitesi ölçeği (P-yk) ile operasyon öncesi ve operasyon sonrası 3. ayda hastalar sorgulandı. Hastalara bu anket yapılırken operasyon sonrasında de-novo inkontinans varlığı sorgulanarak, gelişen hastalara UDİ-6 anketi uygulandı ve hastalara operasyon geçirdikleri için pişman olup olmadıkları soruldu. Anket sonuçları Wilcoxon Regresyon analiz testi yapılarak değerlendirildi. P değerinin <0.05 olması istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. 18

19 Hastaların genel sağlık algılarında ve prolapsusun yaşam kaliteleri üzerine, işeme üzerine, defekasyon üzerine etkilerinde operasyon sonrasında anlamlı iyileşme izlendi. Rol sınırlılıkları ile fiziksel ve sosyal sınırlılıkların büyük bölümünün operasyon sonrasında iyileştiği gözlendi. Prolapsusun kişisel hayat, duygular ve uyku/enerji üzerine etkilerinde operasyon sonrası istatistiksel anlamlı iyileşme saptanmadı. Prolabe olan kısmın eski haline dönmesi için hastaların sık sık önlem almaya gittikleri saptandı ve hastalardan hiç biri operasyondan ötürü pişmanlık duymadıklarını belirtti (p<0.05). Takip süresince hiçbir olguda pelvik organ prolapsus rekürrensi olmadı. Lefort kolpokleisis operasyonu özellikle komorbiditeleri olan yaşlı hasta grubunda; genel anestezi ve abdominal/laparoskopik cerrahi yükünden kaçınılarak; daha az komplikasyon ile oldukça yüksek başarı oranları elde edilebilen, postop yaşam kalitesinde çok anlamlı iyileşme sağlayabilen ve hastaların pişman olmayacakları obliteratif bir operasyondur. 19

20 7 - SÖYLEYEMEM O BENİM YÜKÜM: ÜRİNER İNKONTİNANSA YÖNELİK STİGMATİZASYON Poster Bildiri / Poster Abstract Özge SUKUT 1, Resmiye ÖZDİLEK 2, 1 İstanbul Üniversitesi, 2 Kocaeli Üniversitesi, Eski Yunancada yara, iz, işaret anlamına gelen stigma dilimizde bir kimsenin adını kötüye çıkaran, yüz kızartıcı durum olarak ifade edilmektedir.damgalama konusunda çalışmaları bulunan Goffman, damgalanmış kişiyi 'başkalarından farklı özelliklere sahip, daha az istenen olarak tanımlamıştır.kamu sağlığı bakış açısıyla damgalanma özel bir önem taşımaktadır; kötüleşen sağlık sonuçlarıyla ilişkili olduğu ve hastalığa stresli koşullar yaratarak kişinin bu koşullarla başa çıkma becerisini zorladığı için genel bir risk faktörü olduğu düşünülmektedir. İnkontinans hem kadınları hem de erkekleri etkileyen kadınlarda daha sık görülen yaygın bir sağlık sorunudur.inkontinans yetişkinlerde utanma, kontrol kaybı, kaygı gibi duygulara yol açtığı için tabu olarak görülen konular arasında yer almaktadır. Birçok kişi utanma duygusunun doğası ve sosyal stigma nedeni ile bu konuda yardım almak istememektedir.araştırmacılar görünür olan (paralizi gibi) ve görünmeyen kronik hastalıkların (diyabet gibi) damgalanmasını ayırırlar.inkontinansta bazı koşullar hem görünür hem de gizlenebilir niteliktedir. İdrar kaçırmayı gizleme konusunda yaşanabilecek başarısızlık sosyal izolasyonu beraberinde getirebilir.bu nedenle, kişi için damgalanma korkusu aslında görünürlüğün korkusu olabilir. İdrar kaçırmada görünmez damgalama yaratan bir mesele daha vardır ki; koku.bir başka kişinin inkontinanslı bireydeki idrar kokusunu algılaması, kişinin durumunu idare etmedeki başarısızlığı şeklinde toplumsal yargılar bildirilmiştir.kokunun fark edilmesi durumunda bireye yöneltilen sessiz tepkilerin, kişinin sorununu başkaları tarafından keşfedilemeyeceği şekilde yönetmesi gerektiği yönündeki toplumsal bir beklentiyi yansıtır. İnkontinansta 20

21 idrarın kıyafetin dışına sızması durumunda lekenin idrar veya başka bir şey gibi yorumlanabileceği için 'sorun' hala potansiyel olarak gizlenebilir.öte yandan, idrar kokusu derhal tiksinti ve damgalanmaya yol açar.damgalanmaya karşı savunma olarak sessizlik korunma mekanizması olabilir ancak bu sessizlik yardım arayışında bir engel oluşturur.inkontinanstan ayrı olarak idrar sıklığında artış ve idrara çıkmada yaşanan aciliyet durumları da bireylerde içselleştirilmiş damgalamaya yol açabilmektedir.kaygı, depresyon, stres, güçsüzlük, sosyal izolasyon, idrar kaçırma korkusu, umutsuzluk gibi duygu ve düşüncelere yol açmaktadır.sağlık profesyonelleri, idrar yapma sıklığı, acil idrar yapma ve inkontinans semptomları olan kişilerde damgalama sonuçlarını (depresyon,kaygı vb) değerlendirilmeli ve damgalanmayı önlemek için tedavi seçeneklerinin etkililiğini tanımalıdırlar. 21

22 8 - PERİOPERATİVE COMPLİCATİONS İN ABDOMİNAL SACROCOLPOPEXY, LAPAROSCOPİC SACROCOLPOPEXY, VAGİNAL SACROSPİNOUS LİGAMENT FİXATİON AND VAGİNAL İLİOCOCYGEUS FİXATİON PROCEDURES Poster Bildiri / Poster Abstract Alper BİLER 1, İ. Egemen ERTAŞ 1, Gökhan TOSUN 1, İsmet HORTU 2, Ahmet DEMİR 1, Cüneyt EFTAL TANER 1, Mehmet ÖZEREN 1, Fatih ŞENDAĞ 2, 1 SBÜ Tepecik Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, 2 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, To investigate the differences in terms of the perioperative results and complications of patients who underwent abdominal sacrocolpopexy/sacrohysteropexy, laparoscopic sacrocolpopexy/sacrohysteropexy, vaginal sacrospinous ligament fixation, and vaginal iliococcygeus fixation due to apical prolapse. Patients who underwent surgery performed by same surgeons for apical prolapse between January 2011 and June 2017 were retrospectively reviewed. Only symptomatic uterine or vaginal vault prolapse patients with POP-Q stage II and above were included. Totally, 145 patients underwent apical prolapsus surgery including 68 patients abdominal sacrocolpopexy (44 sacrocolpopexy and 24 sacrohysteropexy), 13 patients laparoscopic sacrocolpopexy (10 sacrocolpopexy and 3 sacrohysteropexy), 57 patients vaginal sacrospinous ligament fixation, and 7 patients vaginal iliococcygeus fixation. Patients perioperative complications, blood loss, operative time, and hospital stay were analyzed. Median age, BMI, and menopause status were statistically different between the groups. Patients underwent vaginal iliococcygeus fixation 22

23 had higher median age, BMI, and menopause status than other groups (p<0.01). Mean operating time was min. in the laparoscopic sacrocolpopexy group vs min. in the vaginal sacrospinous ligament fixation group, min. abdominal sacrocolpopexy group, and min. vaginal iliococcygeus fixation group (p<0.01). Furthermore; hospital stay was significantly shorter in the vaginal iliococcygeus fixation group (1.86 days) when compared with the other groups (p<0.01). The overall complications rate was not statistically significant different between the groups (p=0.76). Overall complications rates for abdominal sacrocolpopexy, laparoscopic sacrocolpopexy, vaginal sacrospinous ligament fixation, and vaginal iliococcygeus fixation were not satistically significant different. However; minimally invasive approaches including vaginal iliococcygeus fixation, vaginal sacrospinous ligament fixation, and laparoscopic sacrocolpopexy are found to be less morbidity-related procedures 23

24 9 - KADINLARDA ÜRİNER İNKONTİNANSIN CİNSEL FONKSİYON ÜZERİNE ETKİLERİ Poster Bildiri / Poster Abstract Ekin İlke ŞEN 1, Gülşah GULA 1, Gözde GÜRSOY 1, Funda GÜNGÖR UĞURLUCAN 2, Nalan ÇAPAN 1, Ayşe KARAN 1, 1 İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp Ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, 2 İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları Ve Doğum Anabilim Dalı, Koital inkontinans, cinsel birleşme sırasında idrar kaçağının olmasıdır. Bununla birlikte direkt olarak koital inkontinans yaşanmasa da üriner inkontinansın varlığı kadınlarda cinsel fonksiyonu olumsuz yönde etkilemekte ve önemli davranış değişikliklerine yol açmaktadır. Bu durum libidoda azalma, vajinal kuruluk, disparoni, koital inkontinans kaygısı gibi çeşitli etmenlerle ilişkilidir. Biz bu çalışmada üriner inkontinansın kadınların cinsel fonksiyonlarını ne ölçüde etkilediğini belirlemeyi amaçladık. İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ürojinekoloji Polikliniğinde stres/urge/mikst üriner inkontinans tanısı almış, cerrahi öyküsü olmayan 41 hasta çalışmaya alındı. Hastaların cinsel fonksiyonları 12 maddeden oluşan Pelvik Organ Prolapsusu/Üriner İnkontinans Cinsel Fonksiyon Sorgulama Formu (PISQ-12) ve 19 maddeden oluşan Kadın Cinsel Fonksiyon İndeksi (FSFI) anketleri ile değerlendirildi. PISQ-12 ve FSFI sorgulama formlarında yüksek skorlar daha iyi cinsel fonksiyonu göstermektedir. İstatistiksel analizlerde SPSS 22.0 programı kullanıldı. Hastaların yaş ortalaması 47,17 ± 8,46 yıl idi. Hastaların %24,42 ünde stres üriner inkontinans, %70,7 sinde mikst tip üriner inkontinans mevcuttu. Hastaların %68,3 ünde evre 2 sistosel olduğu saptandı. Çalışmamızda cinsel fonksiyon bozukluğu görülme sıklığı (FSFI 24

25 skoru 23) %63,4 olarak saptandı. Hastaların PISQ-12 toplam skor ortalaması 19,95 ± 7,61 olarak saptandı. Üriner inkontinansı olan hastalarda cinsel fonksiyon bozukluğunun sık olduğu ve emosyonel, fiziksel ve partner bağımlı faktörlerin bu bozukluğa katkıda bulunduğu görülmektedir. Üriner inkontinanası olan hastaların klinik pratikte cinsel fonksiyon bozukluğu açısından değerlendirilmesi önem taşımaktadır. 25

26 10 - SIKIŞMA TİPİ İDRAR KAÇIRMASI OLAN KADINLARDA BİOFEEDBACK YARDIMLI PELVİK TABAN KAS EGZERSİZLERİ VE ELEKTRİK STİMÜLASYONUNUN ETKİNLİĞİ Poster Bildiri / Poster Abstract Şule FIRINCI 1, Necmettin YILDIZ 1, Zafer AYBEK 2, Hakan ALKAN 1, Kadriye SAYAR 1, 1 Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp Ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, 2 Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı, Sıkışma tipi idrar kaçırması (STİK) olan kadınlarda, biofeedback (BF) yardımlı pelvik taban kas egzersizleri (PTKE) ve elektrik stimulasyonunun (ES) ayrı ayrı ve birarada kullanımının etkinliklerinin karşılaştırılması. Ürodinamik olarak STİK tanısı konmuş 70 kadın, randomize olarak 4 gruba ayrıldı. Birinci gruba(n:18) mesane eğitimi (ME), ikinci gruba (n:17) ME ye ek olarak intravajinal basınç-bf yardımlı PTKE (ME+BF), üçüncü gruba (n:18) ME ye ek olarak intravajinal ES (ME+ES) ve dördüncü gruba (n:17) ME ye ek olarak intravajinal basınç-bf yardımlı PTKE + intravajinal ES (ME+BF+ES) uygulandı. Hastalar, tedavi öncesi ve tedavi sonunda (8.hafta) inkontinans şiddeti (24 saatlik ped testi), PTK gücü (perineometre), 3 günlük işeme günlüğü) (işeme sıklığı, inkontinans sayısı, nokturi ve ped sayısı), sosyal aktivite düzeyi (VAS), yaşam kalitesi (IIQ-7), cinsel fonksiyonlar (IFSF), tedaviden memnuniyet düzeyi (Likert skala) ve tedavi başarısı (kür/iyileşme oranı) ile değerlendirildi. Tedavi sonunda, ME+ES ve ME+BF+ES gruplarında diğer iki gruba (ME ve ME+BF) göre inkontinans şiddeti, işeme sıklığı ve inkontinans sayısı açısından anlamlı düzeyde daha fazla iyileşme saptandı. Tedavi sonunda, tedavi başarısının ve hasta memnuniyetinin ME+ES ve ME+BF+ES gruplarında ME ve ME+BF gruplarına göre 26

27 daha yüksek olduğu, her iki parametre açısından da ME+ES ve ME+BF+ES grupları arasında fark olmadığı ve en az hasta memnuniyetinin ME grubunda görüldüğü belirlendi. Tedavi sonunda, noktüri ve yaşam kalitesi açısından ME+ES ve ME+BF gruplarında ME grubuna göre, ME+BF+ES grubunda ise diğer üç gruba göre anlamlı düzeyde daha fazla iyileşme olduğu belirlendi. Tedavi sonunda, PTK gücü, ped sayısı, sosyal aktivite düzeyi ve cinsel fonksiyonlar açısından dört grup arasında fark yoktu. STİK li kadınların konservatif tedavisinde ME ye BF ve/veya ES nin eklenmesi tedavi etkinliği artırmaktadır. ES eklenen kombinasyonlarda tedavi etkinliği (inkontinans şiddeti, sayısı, işeme sıklığı), tedavi başarısı ve hasta memnuniyeti daha fazladır. Üçlü kombinasyon noktüri semptomlarını azaltmada ve yaşam kalitesini artırmada en etkili tedavi seçeneğidir. Bu nedenle, tedavi kombinasyonunun seçiminde hastanın baskın olan semptomu ve hastanın tercihi göz önünde bulundurulabilir. 27

28 11 - STRES ÜRİNER İNKONTİNANS BASKIN MİKST ÜRİNER İNKONTİNANS TEDAVİSİNDE TRANSABTURATOR TAPE OPERASYONU BAŞARILIMIDIR? Sözel Bildiri / Oral Abstract Fatih ÇELİK 1, 1 Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı, Transobturator tape (TOT) operasyonu, uzun dönem başarı oranlarının yüksek olması, minimal invaziv bir girişim olması, operasyon süresinin kısalığı ve komplikasyon oranlarının düşük olması nedeniyle son yıllarda stres üriner inkontinansın cerrahi tedavisinde sık tercih edilen bir cerrahi tekniktir. Çalışmamızda stres üriner inkontinans baskın mikst üriner inkontinans hastalarında yapılan TOT operasyonunun başarı oranları ve hasta memnuniyet düzeylerinin tespiti hedeflenmiştir. Çalışmamıza pür stres üriner inkontinans nedeniyle transobturator tape operasyonu geçirmiş 39 hasta ile(grup 1) stres üriner inkontinans baskın mikst üriner inkontinans tanısıyla transobturator tape operasyonu geçirmiş 27 hasta (Grup 2) olmak üzere toplam 66 hasta dahil edilmiştir. Hastaların detaylı anamnezleri ve memnuniyet değerlendirmeleri sonrası stres testi yapılarak başarı oranları değerlendirilmiştir. Tüm hastalar değerlendirildiğinde, hastaların %77,3 ü İdrar kaçırmanız varmı? sorusuna yok veya daha iyi yanıtını verirken, %22,7 si aynı yada daha kötü yanıtını vermektedir. Ayrıca idrar kaçırma öyküsü veren hastaların %63 ünün stres testi negatif olduğu halde idrar kaçırma tariflediği gözlenmiştir. 1. Gruptaki hastaların 9 (%22,5) i idrar kaçırmasını aynı yada daha kötü olarak değerlendirirken, 2.gruptaki hastaların 16 (%59) u idrar kaçağını aynı yada daha kötü olarak tariflemektedir (p<0,05). Stres testi değerlendirmesinde tüm hastaların 50 (%75,2) de negatif, hastaların 9 28

29 (%13,6) de hafif yada zorlamakla pozitif, hastaların 5 (% 7,6) ında orta, hastaların 2(%3) ünde şiddetli pozitif saptanmıştır. Stres testi 1. Grupta 10 (%15) hastada pozitif saptanırken, 2. Grupta 6 (%9) hastada pozitif saptanmıştır. 1. Gruptaki hastaların 5 (%12) i postoperatif detrusor overaktivitesi semptomları tariflerken, 2. Gruptaki hastaların 14 (%51) ü detrüsör overaktivitesi semptomları tariflemektedir (p<0,05). Tüm veriler göstermektedir ki; stres üriner inkontinansın cerrahi tedavisi için transobturator tape operasyonu planlanacaksa en uygun hasta grubu pür stres üriner inkontinans olan hastalardır. Stres üriner inkontinansı baskın olan mikst üriner inkontinans olan hastalar cerrahi için seçildiğinde detrüsör overaktivitesinin düzelmemiş olması ve operasyonun bir komplikasyonu olan de-novo detrüsör overaktivitesinin de eklenmesiyle operasyon sonrası %50 oranlarında idrar kaçırma tariflemektedirler. Ayrıca bu durum operasyon memnuniyet oranlarını düşürmektedir. 29

30 12 - STRES ÜRİNER İNKONTİNANS HASTALARINDA KEGEL EGZERSİZİNİN VE BİOFEEDBACK UYGULAMASININ ÜRİNER İNKONTİNANSA, YAŞAM KALİTESİNE VE CİNSEL FONKSİYONA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Sözel Bildiri / Oral Abstract Aslı Kal Kaymaz 1, Orhan Ünal 1, Hilal Uslu Yuvacı 1, Nermin Akdemir 1, Selçuk Özden 1, Serhan Cevrioğlu 1, Abdullah Cevrioğlu 1, 1 Sakarya Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi, Biyofeedback tedavisi ve kegel egzersizleri stress üriner inkontinansta uygulanan tedavi seçeneklerindendir. Bu çalışmada biyofeedback ve pelvik taban kas egzersizi (kegel egzersizi) uygulamalarının pelvik taban kas gücüne, yaşam kalitesine ve cinsel fonksiyonlar üzerine etkisinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Sakarya Eğitim Araştırma Hastanesi(SEAH) Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği ürojinekoloji polikliniğine Ocak-Aralık 2016 tarihleri arasında başvuran, stres üriner inkontinans tanısı alan hastalar kapalı zarf usulu ile randomize edilerek 2 gruba ayrıldı. Bir gruba haftada 3 kez, 20 dakikalık, 12 hafta süre ile Neurotrac Myoplus 4 Pro cihazıyla biofeedback tedavisi(n=30) yapılırken, diğer gruba kegel egzersizleri (n=30) günde 3 kez, 10'ar defa 12 hafta boyunca hergün yaptırıldı. Bütün hastalara tedavi öncesi ve sonrası digital palpasyon yapılarak pelvik taban kas gücü Modifiye Oxford Skalası ile kaydedildi. Tedavilerin yaşam kalitesine etkisinin değerlendirilmesi için Uluslararası İnkontinans Konsultasyon Anketi-Kısa Formu (ICIQ- SF: International Consultation on Incontinence Questionnaire-Short Form) ve cinsel fonksiyonların değerlendirilmesi için Kadın Cinsel İşlev İndeksi formu (FSFI: Female Sexual Function Index) doldurtuldu. Hastaların yaş ortalaması ortalama 49.28±7.88, BMI 30.25±

31 kg/m2 olup, iki grup arasında anlamlı fark izlenmemiştir. Olguların sigara kullanımı, paritesi, epizyotomi ve menopoz durumları arasında da gruplar arasında anlamlı fark bulunmamıştır. Kegel egzersizi ve biyofeedback uygulanan grupların tedavi öncesi ve sonrası pelvik taban kas gücü skorlarında anlamlı artış izlendi. Her iki tedavi grubunda da tedavi öncesi ve sonrası ICIQ-SF ve FSFI skorlarında istatistiksel anlamlı iyileşme izlenmiştir(p<0,001). Uygulanan tedavi yöntemleri karşılaştırıldığında, hastaların tedavi öncesi ve tedavi sonrası pelvik taban kas gücü, ICIQ-SF ve FSFI skorları anlamlı farklılık göstermemiştir (p>0,05). Stres inkontinansta, biyofeedback tedavisi ve kegel egzersizlerinin, hastaların yaşam kalitesine ve cinsel fonksiyonlarına etkisi açısından birbirine üstünlüğü saptanmamıştır. Bu çalışmada her iki tedavi yönteminin, hastanın pelvik taban kas gücünde, yaşam kalitesinde ve cinsel fonksiyonlarında belirgin iyileşme sağladığı gösterilmiştir. Stres üriner inkontinans tedavisinde birinci tercih olarak her iki tedavi de önerilebilir. Ancak hasta uyumuna, işlemin maliyetine ve hastanın tercihine göre tedavi bireyselleştirilmelidir. 31

32 13 - ULTRASONOGRAFİK MESANE VE DETRUSOR DUVAR KALINLIĞI ÖLÇÜMÜNÜN ÜRİNER İNKONTİNANS TANISINDAKİ ROLÜ Sözel Bildiri / Oral Abstract Özge ŞEHİRLİ KINCI 1, Mehmet Ferdi KINCI 2, Mahmut Kuntay KOKANALI 3, Yasemin TAŞÇI 3, 1 Kızılcahamam Devlet Hastanesi, 2 Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi, 3 Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Transvaginal ultrason ile mesane duvar kalınlığı (MDK) ve detrusor duvar kalınlığı (DDK) ölçümünün, üriner inkontinans tanısındaki ve sınıflandırılmasındaki rolünü değerlendirmek. Ürodinamik olarak tanısı konulmuş, 51 saf stres üriner inkontinanslı (SUI) ve 53 detrusor aşırı aktivite inkontinanslı (DAAI) kadın ile üriner inkontinansı olmayan 50 kadın (control grubu) bu prospektif kesitsel çalışmaya dahil edildi. Transvajinal prob kullanılarak, her bir kadının ultrasonografik MDK ve DDK ölçümü mesane kubbesinin, trigonun ve mesane ön duvarının en kalın yerlerinden ölçüldü. Ölçümler mesane ml doluyken (dolu mesane) ve işeme sonrası <50 ml hacme sahipken (boş mesane) yapıldı ve üç ölçümün ortalaması, MDK ve DDK ölçümü olarak hesaplandı. Boş ve dolu mesanede MDK ve DDK ölçümleri DAAI grubunda kontrol grubuna göre anlamlı derecede daha kalın idi. Buna karşın SUI ve kontrol grubu ölçümleri arasında ise anlamlı herhangi bir fark tesbit edilmedi. ROC eğrisi analiz sonucuna göre 4.35 mm lik dolu MDK ölçümü 59% sensitivite ve 76% spesifite ile; 1.95 mm lik dolu DDK ölçümü 36% sensitivite ve 90% spesifite ile; 5.95 mm lik boş MDK ölçümü 51% sensitivite ve 90%spesifite ile; 2.25 mm lik boş DDK ölçümü 57% sensitivite ve 82% spesifite ile DOI grup hastayı predikte edici en iyi eşik değerleri olarak bulundu. Dolu ve boş mesanedeki MDK ve DDK'nın transvajinal ultrasonografik ölçümü, düşük sensitivite ve nispeten yüksek spesifite ile DAAI hasta grubunun tanısında değerli olabilir. 32

33 14 - ÜRİNER İNKONTİNANSLI KADINLARDA CİNSEL SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNDE KANIT TEMELLİ YAKLAŞIMLAR Sözel Bildiri / Oral Abstract Nuriye Büyükkayacı DUMAN 1, 1 Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Çorum, Pelvik organ prolapsusu ve üriner inkontinans kadın cinsel işlev bozukluklarının başlıca nedenleri arasındadır. Konuyla ilgili çalışmalar üriner inkontinansın disparanoyaya neden olarak cinselliğin istek, uyarılma, orgazm boyutlarını olumsuz yönde etkilediğini göstermektedir. Bu nedenle başta pelvik organ prolapsusuları olmak üzere üriner inkontinansın tedavi edilmesi sekonder olarak cinsel sorunların giderilmesine yardımcı olmaktadır. Kanıta dayalı çalışmalar üriner inkontinanslı olgularda pelvik taban egzersizleri, asiste pelvik taban egzersizleri, vajinal ağırlık, elekrik stimulasyonu, sakral sinir stimulasyonu ve biyofeedback gibi uygulamaların cinsel sorunların tedavisinde etkili olduğunu göstermekle birlikte konuyla ilgili daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Bunun sıra davraniş terapisi ve psikoterapi cinsel sorunların tedavisinde önemli yer tutmaktadır. Ancak üriner inkontinanslı olgularda bu uygulamaların cinsel sorunlar üzerene etkisine ilişkin kanıtlar yetersiz düzeydedir. 33

34 15 - STRES ÜRİNER İNKONTİNANSI OLAN ÜREME ÇAĞI KADINLARINDA PELVİK TABAN KAS EGZERSİZLERİ VE ABDOMEN EGZERSİZLERİNİN ETKİNLİĞİ Sözel Bildiri / Oral Abstract Burcu KÜÇÜKKAYA 1, Hatice KAHYAOĞLU SÜT 1, 1 Trakya Üniversitesi, Çalışmada stres üriner inkontinansı olan üreme çağı kadınlarında pelvik taban kas egzersizleri ve abdomen egzersizlerinin etkinliğinin incelenmesi amaçlanmıştır. Prospektif, randomize kontrollü özellikte bu araştırma da, Eylül Mart 2017 tarihleri arasında T.Ü.T.F Hastanesi Ürojinekoloji ve Üroloji Polikliniği ne başvuran n=64 kadın randomize kontrollü olgu=32 ve kontrol=32 olarak 2 gruba ayrılmıştır. Araştırma verileri; hasta bilgi formu, PFDI-20, PFIQ-7, ürojinekolojik değerlendirme testleri, işeme günlüğü kullanılarak toplanmıştır. Olgu grubuna kegel ve abdomen egzersizi eğitimi; kontrol grubuna sadece kegel egzersizi eğitimi verilmiştir. Kegel ve abdomen egzersizi yapan olgu grubunun 8. hafta pelvik taban kas gücü ölçüm sonucu (24,7±4,2) sadece kegel egzersizi yapan kontrol grubundan (20,3±3,9) anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (p<0,001). Olgu grubunun 4. hafta stres test ölçüm sonucunun negatiflik oranının (%93,8), kontrol grubundan (%53,1) anlamlı olarak yüksek olduğu tespit edilmiştir (p<0,001). Olgu grubunun 0. hafta stres test pozitiflik oranı %81,3 iken, 4. Hafta %6,3 ve 8. Hafta %0 olduğu ve değişimin anlamlı olduğu saptanmıştır (p<0,001). Kontrol grubunun 0. hafta stres test pozitiflik oranı %93,8 iken, 4. Hafta %46,9 ve 8. Hafta %0 olduğu ve değişimin anlamlı olduğu belirlenmiştir (p<0,001). Olgu ve kontrol grupları arasında 0. ve 8. hafta stres test sonuçları açısından anlamlı farklılık saptanmamıştır (p>0,05). Stres üriner inkontinansı olan üreme çağı kadınlarında kegel egzersizine ek olarak abdomen egzersizinin yapılması pelvik taban kas gücü artışında daha fazla etkili olmuş ve iyileşme daha erken dönemde 34

35 başlamıştır. Her iki egzersiz de stres üriner inkontinans iyileşme sürecinde fayda sağlamıştır. 35

36 16 - LAPAROSKOPİK PEKTOPEKSİNİN KISA DÖNEM SONUÇLARI VE YAŞAMKALİTESİ İLE SEKSÜEL FONKSİYONA ETKİSİ Sözel Bildiri / Oral Abstract Ali Emre TAHAOĞLU 1, Mehmet Sait BAKIR 1, Nurullah PEKER 1, İhsan BAĞLI 1, ahter tanay tayyar 2, 1 S.B.Ü. Gazi Yaşargil Eğ. Ar. Hastanesi, 2 S.B.Ü. Zeynep Kamil Eğ. Ar. Hastanesi, This study examined the early outcomes of laparoscopic (LS) pectopexy and determined its effects on female sexual function and quality of life. Twenty-two patients with apical prolapse who underwent LS pectopexy were included. Outcomes of the procedure were noted; the Female Sexual Function (FSFI) and Prolapse Quality of Life (P-QOL) questionnaires were completed preoperatively and 6 monthspostoperatively. The percentages of conversion to laparotomy, relapse of apical prolapse, de novo stress urinary incontinence, de novo urgency, de novo cystocele, and de novo rectocele were 4.55%, 0%, 4.55%, 4.55%, 9.09%, and 13.6%, respectively (mean follow up: months). The FSFI and P-QOL scores improved significantly (p < 0.05) postoperatively. LS pectopexy presents promising results for pelvic organ prolapse (POP) surgery with comparable outcomes. It also improved the FSFI and P-QOL scores in POP patients. 36

37 17 - MİDÜRETRAL SLİNG SONRASI MEŞ EROZYONU GELİŞEN OLGULARIN SONUÇLARI Sözel Bildiri / Oral Abstract Ahkam Göksel KANMAZ 1, Abdurrahman Hamdi İNAN 1, Emrah BEYAN 1, İbrahim Egemen ERTAŞ 1, 1 SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ TEPECİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM KLİNİĞİ, Halen tartışmaların devam etmesine karşın; iyi sonuçları, operasyon kolaylığı ve dayanaklılığı nedenleriyle stres üriner inkontinans tedavisinde midüretral sling (MÜS) prosedürleri altın standart olarak kabul edilmektedir. MÜS sonrası 2015 yılında Blavis ve ark. ile 2016 yılında Ross ve ark. yaptıkları çalışmalarda uzun dönem komplikasyon oranlarının % olarak bildirmişlerdir ve uzun dönem sonuçlarının dahil edilmediği araştırmalarda bias olabileceği düşünülmüştür. Çalışmamızda, kliniğimizde izlediğimiz midüretral sling sonrası kısa ve uzun dönemde gelişen meş erozyonu olan hastaların sonuçlarını sunmayı amaçladık. Kliniğimizde yılları arasında; stres üriner inkontinans nedeniyle 283 mini sling ve 146 TOT operasyonu yapılan toplam 429 hastadan 125 hasta takip edilememiş olup, takip edilen 304 hasta içinden meş erozyonu saptanan 30 olgu araştırmaya dahil edildi. Hastalar meş eksizyonu sonrasında en az 6 ay takip edildi ve kontrol muayeneleri yapıldı; muayene için gelemeyen hastalara telefonla ulaşıldı. Hastaların operasyon sırasında yaş ortalamaları 44.9 (31-63) idi. 23 hastada (%76) kronik pelvik ağrı, 13 hastada (%43) disparoni saptandı. 30 hastadan; 21 inde mini sling ve 9 unda TOT operasyonu mevcuttu. Midüretral sling operasyonunun şekli ve aynı seansta yapılan ek operasyonlar ile meş erozyonu süresi arasında istatistiksel anlamlı sonuç saptanmadı (p= ). Histerektomize hastalarda 37

38 meş erozyonu süresinde anlamlı farklılık saptanmadı (p=0.134). Meş rezeksiyonunu takiben üç hastaya meş tightening, iki hastaya TOT, bir hastaya üretrolisis ve 10 hastaya medikal tedavi başlandı. IIQ-7 ve UDİ-6 skorları ikincil operasyon veya medikal tedavi kullanan grupta daha düşük olmasına rağmen istatiksel olarak anlamlı saptanmadı (p=0.124). Hastaların meş eksizyonu öncesinde ve sonrasında yapılan IIQ-7 ve UDİ-6 skorları arasında istatiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı (p:= ) Midüretral sling sonrası meş eksizyonu yapılan olgularda kontinansı açısından belirgin farklılık saptanmadı ve yaklaşık her üç hastanın birinde ek tedavi gerekti. Ancak erode meşin çıkarılması, hastaların pelvik ağrı ve disparoni semptomlarında belirgin iyileşme ile sonuçlandı. 38

39 18 - EVALUATION OF THE EFFECTIVENESS OF INTRAVESICAL ONABOTULİNUM TOXIN A TREATMENT İN OVERACTIVE BLADDER SYNDROME: RESULTS OF A TERTIARY UROGYNECOLOGY CLINIC IN TURKEY Sözel Bildiri / Oral Abstract Funda GÜNGÖR UĞURLUCAN 1, Cenk YAŞA 1, Omer DEMİR 1, Sema TAŞ 1, Goksen AYVACIKLI 1, Önay YALÇIN 1, 1 İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları Ve Doğum Anabilim Dalı Ürojinekoloji Bilim Dalı, To investigate efficacy of intravesical OnabotulinumToxinA (OnaBoNT-A) injection in patients with overactive bladder(oab) refractory to behavioral and antimuscarinic treatment. Patients diagnosed as OAB and have not responded to behavioral and two antimuscarinic treatment for 3-months and underwent intravesical OnaBoNT-A were included. Urodynamics, pretreatment and posttreatment bladder diary were performed. Pretreatment and posttreatment quality of life was evaluated using King s Health Questionnaire(KHQ). Need for second injection, duration till second injection and need for antimuscarinic agents after injection were evaluated. Total number of patients was 15. All underwent bladder training and 14 used two different antimuscarinic agents before injection. One had glaucoma and couldn't use antimuscarinic treatment. 12(91.7%) underwent pelvic floor physiotherapy. Procedure was performed under general anesthesia as an outpatient procedure. All patients received 100Units of injection in 20sites. No complications developed. Patients were discharged after normal voiding. Foley catheter was not inserted. None suffered from complete urinary retention. All patients were followed-up at 2-weeks, 1-month, 3-months posttreatment and every 3-months thereafter. There was significant decrease in maximum flow rate, no significant difference in mean flow rate and postvoid residual 39

40 urine volume at 1-month posttreatment.(table1) There was significant improvement in number of urge incontinence episodes, there was no significant difference in number of urgency episodes and nocturia, although there was slight improvement in number of urgency episodes at 1-month postreattment.(table2) There was significant improvement in all domains of KHQ except for personal relations.(table3) Nine patients were very satisfied and 3 were satisfied after treatment. 5 required re-injection. Injections were repeated 3-times in 2 patients and 2-times in 3 which are summarized in Table4. Intravesical OnaBoNT-A injection is a treatment choice for patients who are intolerant of or refractory to antimuscarinics. It has a long duration of action with minimal side effects. Consecutive injections are effective as well. 40

41 19 - KUTANÖZ SİNUS TRAKTINA NEDEN OLAN SİLİKONLU POLİPROLEPLEN MESH REAKSİYONU Sözel Bildiri / Oral Abstract Nevin SAĞSÖZ 1, Mahmut İlkin YERAL 1, Birhan AKTAŞ 1, Cemile SAYAN 1, Sema Zehra ÖZKAN 1, Murat BULANIK 2, 1 Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2 Devrek Devlet Hastanesi, Trans obturatör bant (TOT) prosedürü stres üriner inkontinansın (SUI) tedavisi için 2001'de tanımlanmıştır. Meşler, idrar kaçırma cerrahisinde kullanılır. Silikon ve silikonsuz meş çeşitleri kullanılabilir. Bu ameliyatlardan sonra komplikasyonlar nadirdir. Meş reaksiyonu, bu komplikasyonlardan biridir ve yıllar sonra ortaya çıkabilir. Bununla birlikte bildiğimiz kadarıyla, daha önce yayınlanmış bir TOT işlemi sonrası kutanöz sinusa yol açan silikon reaksiyon vakası yoktur. Silikonlu poliprolen meş yerleştirildikten sonra tespit edilen kutanöz sinüs olgusunu sunmaktayız. On yıl önce ameliyat edilen 55 yaşındaki bir kadın, bilateral kasık lezyonu ile başvurdu. İnguinal lezyonlar seröz akıntılı fistül traktı benzeri lezyonlardı. Hasta bir yıl önce aynı şikayetle başka bir merkezde ameliyat edilmiş ancak şikâyetleri düzelmemişti. Manyetik rezonans görüntüleme ile yabancı cisim ve sinüs traktı ile uyumlu görüntü elde edildi. Operasyonla bilateral yabancı cisim ve sinüs traktı çıkarıldı. Bu yabancı cisimlerin silikon olduğu tespit edildi. Patolojik incelemede kronik aktif inflamasyon bulguları saptandı. Transobturator bant işlemi sonrasında, silikona bağlı sinüs oluşumu söz konusu oalbilmektedir. Tedavi yöntemi silikon kolonun çıkarılmasıdır. 41

42 20 - BARİATRİK CERRAHİ VE KİLO KAYBININ İNKONTİNANSI AZALTMADAKİ ETKİSİ Sözel Bildiri / Oral Abstract RUŞEN ÖZTÜRK 1, OYA KAVLAK 1, 1 EGE ÜNİVERSİTESİ HEMŞİRELİK FAKÜLTESİ, Obezite, Dünya Sağlık Örgütü tarafından yağ dokularında sağlığı bozacak ölçüde anormal veya aşırı miktarda yağ birikmesi olarak tanımlanmaktadır. Morbit obezite son yüz yılda epidemik sorun haline gelmiş olup, ölüme neden olan önlenebilir hastalıklar arasında sigaradan sonra ikinci sıradadır. Obezite oranındaki bu artış obeziteye bağlı kronik hastalıkların görülme sıklığını da artırmaktadır. Bu yönüyle obezite inkontinans için de ciddi bir risk etmeni olarak kabul edilmektedir. İnkontinans, ABD'de 13 milyondan fazla kadını ve yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkilemektedir, sağlık bakım açısından 20 milyar dolardan fazla maliyete yol açmaktadır. Obesite ve inkontinansın toplum sağlığı üzerindeki ciddi etkileri nedeniyle, bu derleme de amaç; obesite ve inkontinans ilişkisini incelemek ve bariatrik cerrahi ile kilo kaybının inkontinans üzerindeki etkisini açıklamaktır. Yapılmış çalışmalarda, kilo kaybı ve bariatrik cerrahinin inkontinans sıklığı ve şikayeti azaltılmasında önemli ölçüde etkisi olduğunu göstermektedir. Yapılan uzun süre takipli bir çalışmada, 6 aydan sonra kilo kaybı programı uygulanan kadınlarda haftalık % 47.4, kontrol grubunda ise % 28.1'lik oranla inkontinans epizodlarında azalma olduğu saptanmıştır. Müdahale grubunun kontrol grubuna göre idrar kaçırma sıklığında, %70 oranında istatistiksel olarak anlamlı azalma olduğu tespit edilmiştir. Diyette yapılan değişiklikler sonrası üriner inkontinans şikayetlerindeki azalma, benzer şekilde bariatrik cerrahi sonrası dramatik kilo vermiş morbid obez kadınlarda da görülmüştür. İnkontinanslı kilolu ve obez kadınlarla yapılan bir kohort çalışmasında,% 5'ten daha fazla kilo kaybı olanların inkontinans sıklığında en az % 50 oranında bir azalma olduğu görülmektedir. 42

43 Benzer bir çalışma da, bariatrik cerrahi sonrası hastaların üçte birinde kontinans saptanmıştır. Özelllikle, SUI ile BMI'nın direk ilişkili olduğu, ancak orta yaşta urge inkontinans ile ilişkili olmadığı saptanmıştır. İnkontinans için cerrahi dışı tedavinin bir parçası olarak, obez kadınlar için kilo vermenin etkisi vurgulanmalı, özellikle stress inkontinansı olan kilolu hastalarda tedavinin bir parçası olacak şekilde, cerrahi öncesi diyet ve egzersiz programları ile kilo kaybı sağlanmalıdır. 43

44 21 - VAJİNAL HİSTEREKTOMİDE PROFLAKTİK SAKROSPİNÖZ LİGAMAN FİKSASYONUNUN ETKİNLİĞİ Sözel Bildiri / Oral Abstract FUNDA KARATAŞ 1, MESUT ÖKTEM 1, 1 GAZİ ÜNİVERSİTESİ, Vajinal histerektomi(vh) sonrası oluşabilecek vajinal apeks prolapsusunu önlemek için VH ile eş zamanlı olarak uygulanan birçok vajinal kaf süspansiyon tekniği bulunmaktadır. Uterosakral ve sakrospinöz ligaman süspansiyonuyla 1. seviye vajinal destek sağlanmaya çalışılır. Sakrospinöz Ligaman Fiksasyonu da en sık uygulanan yaklaşımlardan biridir. Bu çalışmanın amacı VH sonrası yapılan proflaktik sakrospinöz ligaman fiksasyonunun anatomik iyileşme ve komplikasyon oranlarını değerlendirmektir. Bu retrospektif ve tanımlayıcı çalışma Gazi Üniversitesi Hastanesi nde yapıldı. Yetmiş beş seksüel olarak aktif kadına Ocak 2010-Eylül 2015 tarihleri arasında evre 2 veya 3 uterin prolapsus rekonstrüktif cerrahisi için VH ile proflaktik sakrospinöz ligaman fiksasyonuyla tedavi edildi. Postoperatif anatomik düzelme ve komplikasyon oranlarını inceledik. Hastaların anatomik iyileşmesi % 90.7 olarak hesaplandı. Yedi hastada(% 9.3) apikal prolapsusun anatomik rekürrensi oluştu. Ayrıca sekiz vakada(% 10.7) anatomik kompartman defektleri saptandı. Postoperatif disparenü ve üriner inkontinans sırasıyla % 16 ve % 23 oranındadır. Vajinal apeks prolapsusunu önlemek için VH ile birlikte uygulanan Proflaktik Sakrospinöz Ligaman Fiksasyonu yüksek oranda anatomik iyileşme sağlar. Postoperatif komplikasyon oranları kabul edilebilir düzeydedir ve ay vizitlerde ise belirgin olarak azalmaktadır. Sonuç olarak, VH esnasında yapılan proflaktik sakrospinöz ligaman 44

45 fiksasyonu kolayca uygulanabilen, yüksek başarı ve düşük rekürrens oranlarına sahip bir tedavi seçeneğidir. 45

46 22 - MENOPOZAL DÖNEMDE CİNSEL DİSFONKSİYON; DOĞAL VE CERRAHİ MENOPOZAL KADINLARIN KARŞILAŞTIRILMASI Sözel Bildiri / Oral Abstract Derya Yüksel KOCAK 1, 1 Hitit Universitesi Sağlık Yüksekokulu, Çorum, Çalışmanın amacı, cerrahi ve doğal menopoz yaşayan evli kadınların cinsel fonksiyonlarının karşılaştırılması ve cinsel fonksiyonlarını etkileyen faktörlerin belirlenmesidir. Tanımlayıcı tipte olan bu araştırma Çorum il merkezine bağlı bir hastanenin kadın doğum polikliniğinde yürütülmüştür. Araştırmanın örneklemi yaş aralığında, cerrahi ve doğal menopoz yaşayan, evli, çalışmaya katılmayı kabul eden menopozal kadınlar oluşturmuştur. Çalışmanın evrenini 33 doğal ve 19 cerrahi menopozal kadın olmak üzere toplam 52 menopozal dönemdeki kadın oluşmuştur. Veriler araştırmacı tarafından hazırlanan anket formu ve 19 sorudan oluşan Kadın Cinsel İşlev İndeksi (FSFI) kullanılarak toplanmıştır. Uygulama öncesi kadınlardan sözel olarak izin alınmış ve formlar kadınlarla yüz yüze görüşülerek kadın doğum polikliniğinde araştırmacı tarafından doldurulmuştur. Çalışmada tüm menopozal kadınların, cerrahi ve doğal menopoz yaşayan kadınların toplam FSFI puan ortalamaları belirlenmiştir. Yaş, eğitim durumu, eşin eğitim durumu, menopoz şekli, menopoz yaşı, menopoz süresi, aylık gelir, yaşanılan yer, ilk adet yaşı, toplam gebelik sayısı, yaşayan çocuk sayısı ve doğum şekli gibi faktörlerin cinsel işlevler üzerine etkisi değerlendirilmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre tüm menopozal kadınların %36,54 ünün yaş aralığında olduğu, 63,46 ünün doğal menopoz yaşadığı, 55,76 sının yaşları arasında menopoza girdiği belirlenmiştir. Kadınların %75 i 5 yıldan uzun süredir menopozdadır. Kadınların jineko-obstetrik özellikleri incelendiğinde %42,30 unun 46

Bilimsel Program ULUSAL ÜROJİNEKOLOJİ KONGRESİ EKİM HARBİYE ASKERİ MÜZE KÜLTÜR SİTESİ, İSTANBUL

Bilimsel Program ULUSAL ÜROJİNEKOLOJİ KONGRESİ EKİM HARBİYE ASKERİ MÜZE KÜLTÜR SİTESİ, İSTANBUL www.urojinekoloji2017.com ULUSAL ÜROJİNEKOLOJİ KONGRESİ Bilimsel Program 26-29 EKİM 2017 HARBİYE ASKERİ MÜZE KÜLTÜR SİTESİ, İSTANBUL 0232 446 06 10 info@motto.tc ULUSAL ÜROJİNEKOLOJİ KONGRESİ 26-29 EKİM

Detaylı

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ABDOMİNAL YOLLA YAPILAN WEDGE KOLPEKTOMİNİN ÖN KOMPARTMAN DEFEKTİ VE STRES ÜRİNER İNKONTİNANS ÜZERİNE ETKİLERİ UZMANLIK TEZİ Dr.

Detaylı

İDRAR KAÇIRMA Dr. Bülent Çetinel. idrar kaçırma(üriner inkontinans) idrar tutamama hali

İDRAR KAÇIRMA Dr. Bülent Çetinel. idrar kaçırma(üriner inkontinans) idrar tutamama hali İDRAR KAÇIRMA Dr. Bülent Çetinel idrar kaçırma(üriner inkontinans) idrar tutamama hali Görülme Sıklığı kadında % 4.5-53 erkekde %1.6-24 Üroloji ve Jinekoloji Polikliniklerine İdrar Kaçırma Yakınması Dışında

Detaylı

Üriner İnkontinansın Kadın Cinselliği Üzerine Olan Etkisi. Prof Dr Ercan Aygen Erciyes Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Üriner İnkontinansın Kadın Cinselliği Üzerine Olan Etkisi. Prof Dr Ercan Aygen Erciyes Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Üriner İnkontinansın Kadın Cinselliği Üzerine Olan Etkisi Prof Dr Ercan Aygen Erciyes Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Dünya Sağlık Örgütü, cinsel sağlığı insanların cinsellikle ilişkili olarak

Detaylı

Orta yaş kadınların çoğu için psikososyal ve fiziksel semptomlarla ilişkili olarak reprodüktif dönemin sonu ve menopozun başlangıcını gösterir

Orta yaş kadınların çoğu için psikososyal ve fiziksel semptomlarla ilişkili olarak reprodüktif dönemin sonu ve menopozun başlangıcını gösterir Orta yaş kadınların çoğu için psikososyal ve fiziksel semptomlarla ilişkili olarak reprodüktif dönemin sonu ve menopozun başlangıcını gösterir Aynı zamanda sağlıksız yaşam stilinin birikmiş etkilerinin

Detaylı

Cerrahi ne zaman gerekli. Mini-slingler Periuretral enjeksiyonlar. Mini-slingler. Mid-slingler. MiniArc MUS yerleştirme. MiniArc MUS yerleştirme

Cerrahi ne zaman gerekli. Mini-slingler Periuretral enjeksiyonlar. Mini-slingler. Mid-slingler. MiniArc MUS yerleştirme. MiniArc MUS yerleştirme Cerrahi ne zaman gerekli Mini-slingler Periuretral enjeksiyonlar Dr Tevfik Yoldemir Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. Konservatif veya medikal tedavi faydalı olmazsa Urodinamik

Detaylı

Ders Yılı Dönem-V Üroloji Staj Programı

Ders Yılı Dönem-V Üroloji Staj Programı 2018 2019 Ders Yılı Dönem-V Üroloji Staj Programı DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM 5 ÜROLOJİ STAJI EĞİTİM PROGRAMI Stajın adı Stajın süresi Öğretim yeri Anabilim dalı başkanı Staj sorumluları Eğiticiler

Detaylı

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi Özgün Araştırma / Original Investigation Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi Effect of Body Mass Index on the Determination of Bone Mineral Density in Postmenopausal

Detaylı

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Giriş: Kaliteli yaşam; kişinin temel ihtiyaçlarını karşıladığı,

Detaylı

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Varlık Erol, Cengiz Aydın, Levent Uğurlu, Emre Turgut, Hülya Yalçın*, Fatma Demet İnce* T.C.S.B. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi,

Detaylı

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ Kadın İdrar İnkontinansı Dr. M.NURİ BODAKÇİ Genel populasyonun çoğunda özellikle kadınlarda ve yaşlılarda mesane disfonksiyonu vardır. ICS üriner inkontinansı; objektif olarak gösterilebilen ve sosyal

Detaylı

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor? Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor? Ebru Turgut 1, Yunus Emre Sönmez 2, Şeref Can Gürel 1, Sertaç Ak 1 1 Hacettepe

Detaylı

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR?

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR? DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR? Tuvalet eğitimi döneminde, nörolojik olarak normal bazı çocuklarda yanlış edinilmiş işeme alışkanlıkları neticesinde ortaya çıkan işeme fazındaki

Detaylı

MEME KANSERLİ KADINLARDA CİNSEL YAŞAM DEĞİŞİKLİKLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ

MEME KANSERLİ KADINLARDA CİNSEL YAŞAM DEĞİŞİKLİKLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ MEME KANSERLİ KADINLARDA CİNSEL YAŞAM DEĞİŞİKLİKLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ Aytül Yüntem Uzm. Hem.Nermin Güdüloğlu Uzm. Hem.Ayşegül İnce Uzm.Hem.Elif Akbal Prof. Dr.Haluk Onat Prof. Dr. Necdet

Detaylı

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi Selçuk Özdin 1, Aytül Karabekiroğlu 2, Arzu Alptekin Aker 2, Recep Bolat 2, Servet

Detaylı

Gebelikte beden kitle indeksi ve kilo değişimi ile albuminüri arasındaki ilişki

Gebelikte beden kitle indeksi ve kilo değişimi ile albuminüri arasındaki ilişki Gebelikte beden kitle indeksi ve kilo değişimi ile albuminüri arasındaki ilişki Özlem Banu Tulmaç, Zeynep Özcan Dağ, Yüksel Işık, Cemile Dayangan Sayan, Funda Erdoğan, Nevin Sağsöz Kırıkkale Üniversitesi

Detaylı

DİRENÇLİ AAM TEDAVİSİNDE BOTULİNUM TOKSİNİ. Dr. Abdullah Demirtaş Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Kayseri

DİRENÇLİ AAM TEDAVİSİNDE BOTULİNUM TOKSİNİ. Dr. Abdullah Demirtaş Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Kayseri DİRENÇLİ AAM TEDAVİSİNDE BOTULİNUM TOKSİNİ Dr. Abdullah Demirtaş Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Kayseri Aşırı Aktif Mesane Tanım: idrar yolu enfeksiyonu veya başka herhangi bir

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ 22.10.2016 Gülay Turgay 1, Emre Tutal 2, Siren Sezer 3 1 Başkent Üniversitesi Sağlık

Detaylı

Melek ŞAHİNOĞLU, Ümmühan AKTÜRK, Lezan KESKİN. SUNAN: Melek ŞAHİNOĞLU. Malatya Devlet Hastanesi Uzman Diyabet Eğitim Hemşiresi

Melek ŞAHİNOĞLU, Ümmühan AKTÜRK, Lezan KESKİN. SUNAN: Melek ŞAHİNOĞLU. Malatya Devlet Hastanesi Uzman Diyabet Eğitim Hemşiresi DİYABET HASTALARININ HASTALIK ALGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ Melek ŞAHİNOĞLU, Ümmühan AKTÜRK, Lezan KESKİN SUNAN: Melek ŞAHİNOĞLU Malatya Devlet Hastanesi Uzman Diyabet Eğitim Hemşiresi Amaç: TURDEP-2

Detaylı

Doğumun Aktif Fazında Uygulanan Hidroterapinin, Doğum Süreci, Anne Memnuniyeti ve Doğum Sonrası Ebeveynlik Davranışı Üzerine Etkisi

Doğumun Aktif Fazında Uygulanan Hidroterapinin, Doğum Süreci, Anne Memnuniyeti ve Doğum Sonrası Ebeveynlik Davranışı Üzerine Etkisi Doğumun Aktif Fazında Uygulanan Hidroterapinin, Doğum Süreci, Anne Memnuniyeti ve Doğum Sonrası Ebeveynlik Davranışı Üzerine Etkisi EBE SEMRA TUNCAY* YRD. DOÇ DR. SENA KAPLAN ** DOÇ.DR. ÖZLEM MORALOĞLU

Detaylı

SEZARYEN İLE DOĞUM YAPAN ANNELERİN EPİDURAL ANESTEZİ SEÇME NEDENLERİNİN İNCELENMESİ

SEZARYEN İLE DOĞUM YAPAN ANNELERİN EPİDURAL ANESTEZİ SEÇME NEDENLERİNİN İNCELENMESİ SEZARYEN İLE DOĞUM YAPAN ANNELERİN EPİDURAL ANESTEZİ SEÇME NEDENLERİNİN İNCELENMESİ Meryem Karataş*, Aysun Çakır Özçelik*, Canan Sarı*, Sevinç Kaymaz* *Liv Hospital Ulus GİRİŞ Kadın sağlığı açısından gebelik

Detaylı

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018 AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018 Lösemiye bağlı Psikososyal Geç Etkiler Fiziksel Görünüm (Saç

Detaylı

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi Dr. Gülcan Güleç, DR. Hikmet Hassa, Dr. Elif Güneş Yalçın, Dr.Çınar Yenilmez, Dr. Didem

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( ) HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK (2.0.20) Gülay Turgay, Emre Tutal 2, Siren Sezer Başkent Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Diyaliz Programı

Detaylı

TÜRK ÜROLOJİ AKADEMİSİ

TÜRK ÜROLOJİ AKADEMİSİ TÜRK ÜROLOJİ AKADEMİSİ 27-28 Nisan 2018 / İstanbul Marriot - Courtyard Hotel & İstanbul Sağlık Bilimleri Üniversitesi Mehmet Akif Ersoy Deneysel Arastırma Geliştirme ve Eğitim Merkezi Eğitmenler Prof.

Detaylı

08:30 09:00 Açılış Töreni Ve Açılış Konuşması Başkan Prof. Dr. Fuat Demirci

08:30 09:00 Açılış Töreni Ve Açılış Konuşması Başkan Prof. Dr. Fuat Demirci 23 Kasım 2013 CUMARTESİ 08:00 08:30 Kongre Kayıt 08:30 09:00 Açılış Töreni Ve Açılış Konuşması Başkan Prof. Dr. Fuat Demirci I. OTURUM PELVİK TABAN BOZUKLUKLARINA GENEL BAKIŞ Oturum Başkanları: Ergin Bengisu

Detaylı

Doç. Dr. Halil Coşkun. Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu

Doç. Dr. Halil Coşkun. Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu Doç. Dr. Halil Coşkun Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu GİRİŞ 2010 verilerine göre dünyada erişkinlerde (20-79 yaş) diabet prevalansı %6,4 (285 milyon). 2030 da bu oranın %7,7 ye (439 milyon) yükseleceği öngörülüyor.

Detaylı

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Giriş: Kronik Böbrek Hastalığı (KBH); popülasyonun

Detaylı

JİNEKOLOJİK KANSERİ OLAN KADINLARIN BİLGİ GEREKSİNİMLERİ: LİTERATÜR İNCELEMESİ

JİNEKOLOJİK KANSERİ OLAN KADINLARIN BİLGİ GEREKSİNİMLERİ: LİTERATÜR İNCELEMESİ JİNEKOLOJİK KANSERİ OLAN KADINLARIN BİLGİ GEREKSİNİMLERİ: LİTERATÜR İNCELEMESİ Teskereci G*., Arslan İ*. & Akman G** *Akdeniz Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi, Antalya ** Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsun

Detaylı

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü Amaç Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Uyku Bozuklukları Laboratuvarı nda tetkik edilen 86 hastanın klinik ve polisomnografik

Detaylı

Derin İnfiltratif Endometriozis. Prof.Dr.Ahmet Göçmen Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Derin İnfiltratif Endometriozis. Prof.Dr.Ahmet Göçmen Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Derin İnfiltratif Endometriozis Prof.Dr.Ahmet Göçmen Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endometriozis Peritoneal Ovarian Derin infiltratif Anterior Mesane Posterior P1-Uterosakral ligament P2-Vajinal

Detaylı

Üriner İnkontinans. Konuyu Değerlendirdik Konuyu Değerlendirdik Konuyu Değerlendirdik Konuyu

Üriner İnkontinans. Konuyu Değerlendirdik Konuyu Değerlendirdik Konuyu Değerlendirdik Konuyu Konuyu Değerlendirdik Konuyu Değerlendirdik Konuyu Değerlendirdik Konuyu Üriner İnkontinans Dile Getirilmeyen... Sorgulanması Gereken Bir Problem......Üriner İnkontinans Aşırı Aktif Mesane ve Üriner İnkontinans

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

2. PEDİATRİK İNKONTİNANS VE PEDİATRİK PELVİK TABAN REHABİLİTASYONU EĞİTİMİ

2. PEDİATRİK İNKONTİNANS VE PEDİATRİK PELVİK TABAN REHABİLİTASYONU EĞİTİMİ 2. PEDİATRİK İNKONTİNANS VE PEDİATRİK PELVİK TABAN REHABİLİTASYONU EĞİTİMİ Cerebral Palsy Türkiye (Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı) Seminer Salonu Prof. Dr. Murat DAYANÇ Kurs Başkanı Üroloji ve Çocuk Ürolojisi

Detaylı

Başarısız MÜS Cerrahisi Ne Yapılmalı? M.Levent Emir

Başarısız MÜS Cerrahisi Ne Yapılmalı? M.Levent Emir Başarısız MÜS Cerrahisi Ne Yapılmalı? M.Levent Emir İzzet Koçak-Adnan Menderes Üniv (Aydın) Fuat Demirel-Dışkapı Yıldırım Beyazıt EAH Oğuz Mertoğlu- Tepecik EAH Dirençli stres üriner inkontinans Postoperatif

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Görevi Kurum Süre (Yıl -Yıl) Ebe İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Ürojinekoloji Bilim Dalı

ÖZGEÇMİŞ. Görevi Kurum Süre (Yıl -Yıl) Ebe İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Ürojinekoloji Bilim Dalı ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı: Cansu (Günaydın) IŞIK 2. Doğum Tarihi: 28.06.1987 3. Unvanı: Araştırma Görevlisi 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Ebelik İstanbul Üniversitesi Bakırköy SYO 2009

Detaylı

Abdominal Myomektomi Fertiliteyi Arttırıyor

Abdominal Myomektomi Fertiliteyi Arttırıyor Abdominal Myomektomi Fertiliteyi Arttırıyor Amaç: Bu çalışmanın amacı, abdominal myomektomi sonrası fertiliteyi değerlendirmek ve uterin fibroid lerin sayı, büyüklük ve lokalizasyonunun cerrahi sonrası

Detaylı

HEMŞİRELERİNİN UYGULADIKLARI HASTA EĞİTİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Uzm. Hem. Aysun ÇAKIR

HEMŞİRELERİNİN UYGULADIKLARI HASTA EĞİTİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Uzm. Hem. Aysun ÇAKIR HEMŞİRELERİNİN UYGULADIKLARI HASTA EĞİTİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Uzm. Hem. Aysun ÇAKIR GİRİŞ Hasta eğitimi, sağlığı koruyan ve bireylerde davranış değişikliği geliştirmeye yardım eden öğrenim deneyimlerinin

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR Feray Gökdoğan 1, Duygu Kes 2, Döndü Tuna 3, Gülay Turgay 4 1 British University of Nicosia, Hemşirelik Bölümü 2 Karabük

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. RAHŞAN ÇAM

Yrd.Doç.Dr. RAHŞAN ÇAM Yrd.Doç.Dr. RAHŞAN ÇAM Hemşirelik Fakültesi Cerrahi Hastalıklar Hemşireliği Anabilim Dalı Eğitim Bilgileri Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Hemşirelik 1994-1998 Lisans İstanbul Üniversitesi Bölümü

Detaylı

Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri

Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri Didem Yüzügüllü, Necdet Aytaç, Muhsin Akbaba Çukurova Üniversitesi Halk Sağlığı

Detaylı

DİABETLİ HASTALARDA CİNSEL SAĞLIK

DİABETLİ HASTALARDA CİNSEL SAĞLIK DİABETLİ HASTALARDA CİNSEL SAĞLIK Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği OP. DR. ÜNSAL ÖZKUVANCI Genel bilgiler Şeker hastalığı bir çok organı etkilediği gibi cinsel fonksiyonları da olumsuz

Detaylı

ÜRODĠNAMĠK DEĞERLENDĠRME

ÜRODĠNAMĠK DEĞERLENDĠRME ÜRODĠNAMĠK DEĞERLENDĠRME Prof. Dr. Niyazi Aşkar EÜTF Kadın Hast. ve Doğum Anabilim Dalı Ürodinamik inceleme Amaç: Alt üriner sistem dolum ve boşaltım fonksiyon bozukluklarını saptamaktır Ürodinamik tetkiklerin

Detaylı

Aşırı aktif mesanede tedavi. Dr. Hakan Vuruşkan Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı

Aşırı aktif mesanede tedavi. Dr. Hakan Vuruşkan Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Aşırı aktif mesanede tedavi Dr. Hakan Vuruşkan Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı AŞIRI AKTİF MESANEDE TEDAVİ AAM Stres İnk. Miks Urge İnk. Ani sıkışma Sık idrar yapma Noktüri Tedavi

Detaylı

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU TÜRKİYE YÜKSEK İHTİSAS HASTANESİ GASTROENTEROLOJİ CERRAHİSİ KLİNİĞİ DR.TAHSİN DALGIÇ GİRİŞ Laparoskopik kolorektal cerrahi son

Detaylı

Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması

Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması 20 24 Mayıs 2009 tarihleri arasında Antalya da düzenlenen 45. Ulusal Diyabet Kongresinde

Detaylı

Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri

Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri Yrd. Doç. Dr. Esengül Kayan Beykent Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 04.10.2017 Çalışmanın Amacı 1.Üniversite öğrencilerinde

Detaylı

İŞYERİNDE SAĞLIĞI GELİŞTİRME ve PROGRAM PLANLAMA. Prof.Dr.Ayşe Beşer Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi ayse.beser@deu.edu.

İŞYERİNDE SAĞLIĞI GELİŞTİRME ve PROGRAM PLANLAMA. Prof.Dr.Ayşe Beşer Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi ayse.beser@deu.edu. İŞYERİNDE SAĞLIĞI GELİŞTİRME ve PROGRAM PLANLAMA Prof.Dr.Ayşe Beşer Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi ayse.beser@deu.edu.tr 1 HEDEFLER.Sağlığı, koruma ve geliştirme kavramlarını bilme İşyerlerinde

Detaylı

Gebelere Antenatal Dönemde Verilen Eğitimin Fetal Bağlanma, Doğum Algısı ve Anksiyete Düzeyine Etkisi. Ebe Huriye Güven

Gebelere Antenatal Dönemde Verilen Eğitimin Fetal Bağlanma, Doğum Algısı ve Anksiyete Düzeyine Etkisi. Ebe Huriye Güven Gebelere Antenatal Dönemde Verilen Eğitimin Fetal Bağlanma, Doğum Algısı ve Anksiyete Düzeyine Etkisi Ebe Huriye Güven Gebelik dönemi fizyolojik, psikolojik ve sosyal değişimlerin yaşandığı ve bu değişimlere

Detaylı

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi Y R D. D O Ç. D R. M İ N E İ S L İ M Y E TA Ş K I N B A L I K E S İ R Ü N İ V E R S İ T E S I TIP FA K Ü LT E S İ K A D I N H A S TA L I K L A R I V E D

Detaylı

KARŞIYAKA HİPERTANSİYON PREVALANS VE FARKINDALIK (KARHİP) ÇALIŞMASI

KARŞIYAKA HİPERTANSİYON PREVALANS VE FARKINDALIK (KARHİP) ÇALIŞMASI KARŞIYAKA HİPERTANSİYON PREVALANS VE FARKINDALIK (KARHİP) ÇALIŞMASI Hipertansiyon (HT) çağımızın en önemli sağlık sorunu olup mortalite ve morbidite nedenlerinin başında gelmektedir. Türkiye de de tüm

Detaylı

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ Erhan Çalışıcı, Birgül Varan, Mahmut Gökdemir, Nimet Cındık, Özge Orbay Başkent Üniversitesi Çocuk Sağ.Has.ABD Göğüs ağrısı, çocukluk ve adölesan

Detaylı

HEMŞİRELERİN HASTALARA VERDİKLERİ EĞİTİMLERİN ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ

HEMŞİRELERİN HASTALARA VERDİKLERİ EĞİTİMLERİN ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ HEMŞİRELERİN HASTALARA VERDİKLERİ EĞİTİMLERİN ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ Zelha Türk*, Serpil Türker **, Pelin Gökoğlu***,Eda Ulutaş**** *Fulya Acıbadem Hastanesi Sorumlu Hemşire, **Fulya Acıbadem Hastanesi

Detaylı

TÜRK TORAKS DERNEĞİ ASTIM ALLERJİ ÇALIŞMA GRUBU EYLEM PLANI ÇALIŞMA GRUBU PROJELERİ

TÜRK TORAKS DERNEĞİ ASTIM ALLERJİ ÇALIŞMA GRUBU EYLEM PLANI ÇALIŞMA GRUBU PROJELERİ TÜRK TORAKS DERNEĞİ ASTIM ALLERJİ ÇALIŞMA GRUBU EYLEM PLANI 2018-2020 ÇALIŞMA GRUBU PROJELERİ Proje Adı tarih Hedef İzlenecek strateji Sorumlu kişiler DEVAM EDEN PROJELERİMİZ: İkinci Ve Üçüncü Basamak

Detaylı

HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİ UYGULANAN HASTALARIN BEDEN İMAJI VE BENLİK SAYGISI ALGILARININ KARŞILAŞTIRILMASI

HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİ UYGULANAN HASTALARIN BEDEN İMAJI VE BENLİK SAYGISI ALGILARININ KARŞILAŞTIRILMASI HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİ UYGULANAN HASTALARIN BEDEN İMAJI VE BENLİK SAYGISI ALGILARININ KARŞILAŞTIRILMASI Burcu BAYRAK KAHRAMAN* Derya TÜLÜCE* Musa BALİ** Turgay ARINSOY** *Gazi Üniversitesi Sağlık

Detaylı

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları Doç. Dr. Özen Önen Sertöz Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı Ankara,

Detaylı

KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA NEDİR VE NASIL TEDAVİ EDİLİR? İdrar kaçırma nedir- nasıl tanımlanır? Bu bir hastalık mıdır?

KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA NEDİR VE NASIL TEDAVİ EDİLİR? İdrar kaçırma nedir- nasıl tanımlanır? Bu bir hastalık mıdır? KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA NEDİR VE NASIL TEDAVİ EDİLİR? İdrar kaçırma nedir- nasıl tanımlanır? Bu bir hastalık mıdır? İdrar kaçırma her türlü istem dışı idrarın tutulamaması yani kaçırma halidir. Bu durum,

Detaylı

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Hastalıkların tedavisinde kat edilen yol, bulaşıcı hastalıklarla başarılı mücadele, yaşam koşullarında düzelme gibi

Detaylı

Birgül BURUNKAYA - Uzman Adana İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı Çalışan Sağlığı Birimi ANTALYA

Birgül BURUNKAYA - Uzman Adana İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı Çalışan Sağlığı Birimi ANTALYA Sağlık Çalışanlarının Çalışan Güvenliği Uygulamalarından Memnuniyetleri ve İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Hakkındaki Bilgi Düzeyleri (Eğitim ve Araştırma Hastanesi Örneği) Birgül BURUNKAYA - Uzman Adana

Detaylı

www.istanbulhipofiz2018.org 3. İSTANBUL HİPOFİZ SEMPOZYUMU - HİPOFİZ ADENOMLARININ TEDAVİSİNDE ENDOSKOPİK ENDONASAL KAFA TABANI CERRAHİSİ KURSU VE 1. HİPOFİZ HASTALIKLARINDA HEMŞİRELİK BAKIMI KURSU 23

Detaylı

Yenidoğan Sepsisi Tanı ve Tedavisinde Son Gelişmeler

Yenidoğan Sepsisi Tanı ve Tedavisinde Son Gelişmeler Yenidoğan Sepsisi Tanı ve Tedavisinde Son Gelişmeler Dr Uğur DİLMEN Dr Ş Suna OĞUZ Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı EAH Yenidoğan Kliniği, Ankara E-mail ugurdilmen@gmail.com 1 Yenidoğan sepsisinde yüksek

Detaylı

KANSER TEDAVİSİ SIRASINDA VERİLEN EĞİTİMİN YAŞAM KALİTESİNE ETKİSİ. Doç. Dr. Özgül Karayurt Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi

KANSER TEDAVİSİ SIRASINDA VERİLEN EĞİTİMİN YAŞAM KALİTESİNE ETKİSİ. Doç. Dr. Özgül Karayurt Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi KANSER TEDAVİSİ SIRASINDA VERİLEN EĞİTİMİN YAŞAM KALİTESİNE ETKİSİ Doç. Dr. Özgül Karayurt Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi İçerik Yaşam kalitesi kavramı Kanser hastalarının bilgi gereksinimleri

Detaylı

Vajinal Gençleştirne Vajinal Daraltma Stres Üriner İnkontinans Tedavisi İdrar Kaçırma Tedavisi Vajinal Kuruluk Menopoz Sonrası Rehabilitasyon Tekrarlayan Enfeksiyonlar Doğum Sonrası Rehabilitasyonu Labia

Detaylı

Pelvik Taban Onarımında Profilaktik Antiinkontinans Cerrahisi Gerekli mi? Hangi Olgulara? Nasıl? Dr. Yusuf Üstün

Pelvik Taban Onarımında Profilaktik Antiinkontinans Cerrahisi Gerekli mi? Hangi Olgulara? Nasıl? Dr. Yusuf Üstün Pelvik Taban Onarımında Profilaktik Antiinkontinans Cerrahisi Gerekli mi? Hangi Olgulara? Nasıl? Dr. Yusuf Üstün Özellikle 5.ve 6. dekatta POP cerrahisi Sonrası % 11-22 SUI oç POP & UI Birliktelik gösterebilir

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞI İŞEME BOZUKLUĞU: BULGULAR VE TEDAVİ ALGORİTMASI

ÇOCUKLUK ÇAĞI İŞEME BOZUKLUĞU: BULGULAR VE TEDAVİ ALGORİTMASI ÇOCUKLUK ÇAĞI İŞEME BOZUKLUĞU: BULGULAR VE TEDAVİ ALGORİTMASI Doç. Dr. Selçuk Yücel Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı, Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı Antalya referanslar The standartization

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ DERYA DUMAN EMRE ERDEM Prof.Dr. TEVFİK ECDER DİAVERUM GENEL MERKEZ ÖZEL MERZİFON DİYALİZ MERKEZİ GİRİŞ Son yıllarda önem

Detaylı

Konferans. Panelist. Konferans. Konferans. Konferans. Panelist. Panelist. Konferans. Panelist. Panelist. Konferans. Panelist. Konferans.

Konferans. Panelist. Konferans. Konferans. Konferans. Panelist. Panelist. Konferans. Panelist. Panelist. Konferans. Panelist. Konferans. ULUSAL KATILIMLI KONFERANS PANEL No Panel - 1 Yavuz, M. (2001) Organ Transplantasyonu ve Bağışı. E.Ü. Edebiyat Fakültesi 2 Yavuz, M. (2003). Günübirlik Cerrahide Hemşirelik Bakımı. VII. Ulusal Çocuk Cerrahisi

Detaylı

Açıklama 2008 2009. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Açıklama 2008 2009. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK Açıklama 2008 2009 Araştırmacı: YOK Danışman: YOK Konuşmacı: YOK SİLAHLI ÇATIŞMA İLE İLİŞKİLİ TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞUNDA DİĞER BİYOLOJİK TEDAVİ SEÇENEKLERİ Dr. Cemil ÇELİK Sunumun hedefleri Silahlı

Detaylı

İdrar kaçırma hastalığına boyun eğmeyin.

İdrar kaçırma hastalığına boyun eğmeyin. İdrar kaçırma hastalığına boyun eğmeyin. Hayatınızı kısıtlamayın! Bazı hastalıklar var ki günlük yaşantımızı büyük oranda etkileyip yaşam kalitemizi düşürüyor. Bu hastalıkların başında da enkotinans ya

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARIN GÜVENLİĞİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER (TÜRKİYE NİN GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE BEŞ FARKLI HASTANE ÖRNEĞİ)

SAĞLIK ÇALIŞANLARIN GÜVENLİĞİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER (TÜRKİYE NİN GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE BEŞ FARKLI HASTANE ÖRNEĞİ) SAĞLIK ÇALIŞANLARIN GÜVENLİĞİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER (TÜRKİYE NİN GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE BEŞ FARKLI HASTANE ÖRNEĞİ) Yrd. Doç. Dr. Nilgün ULUTAŞDEMİR *, Öğr. Gör. Habip BALSAK ** * Avrasya Üniversitesi,

Detaylı

Pelvik Organ Prolapsusu/Üriner İnkontinans İle İlişkili Şikayetlerin Kadınların Cinsel Fonksiyonuna Etkisi

Pelvik Organ Prolapsusu/Üriner İnkontinans İle İlişkili Şikayetlerin Kadınların Cinsel Fonksiyonuna Etkisi ZKTB KLiNiK ARAŞTIRMA Pelvik Organ Prolapsusu/Üriner İnkontinans İle İlişkili Şikayetlerin Kadınların Cinsel Fonksiyonuna Etkisi Doç. Dr. Nurdan DEMİRCİ 1, Uzm. Hemş. Hacer ATAMAN 2, Öğr. Gör. Yılda Arzu

Detaylı

Kocaeli İlinde Obezite ve Bir Tedavi Alternatifi Olan Obezite Cerrahisi Farkındalığının Değerlendirilmesi

Kocaeli İlinde Obezite ve Bir Tedavi Alternatifi Olan Obezite Cerrahisi Farkındalığının Değerlendirilmesi Kocaeli İlinde Obezite ve Bir Tedavi Alternatifi Olan Obezite Cerrahisi Farkındalığının Değerlendirilmesi Sertaç Ata Güler, Sertaç Kırnaz, Ezgi Uçar Taş, Oktay Yirmibeşoğlu, Tonguç Utku Yılmaz, Nihat Zafer

Detaylı

Cinsel istismarlı hastaya yaklaşım. Doç. Dr. Mücahit KAPÇI ADÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD.

Cinsel istismarlı hastaya yaklaşım. Doç. Dr. Mücahit KAPÇI ADÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. Cinsel istismarlı hastaya yaklaşım Doç. Dr. Mücahit KAPÇI ADÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. Tanım Cinsel eylem nedir? Cinsel doyum sağlayan her türlü eylem cinsel içerikli eylem olarak tanımlanmaktadır.

Detaylı

MUTLU ÇOCUKLAR DERNEĞİ

MUTLU ÇOCUKLAR DERNEĞİ S O N U Ç R A P O R U MUTLU ÇOCUKLAR DERNEĞİ ISBN: 978-605-5307-07-3 Mebusevleri Mah. Şerefli Sk. No:27/3 Tandoğan / ANKARA T: 0312 222 03 55 F: 0312 222 03 09 MUTLU ÇOCUKLAR DERNEĞİ MUTLU ÇOCUKLAR DERNEĞİ

Detaylı

HEM501 (3,0)3 Sağlık Tanılaması

HEM501 (3,0)3 Sağlık Tanılaması GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ HEMŞİRELİKTE YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER HEM501 (3,0)3 Sağlık Tanılaması Bu derste öğrencinin; birey, aile ve toplumun sağlık gereksinimlerini belirleyen

Detaylı

1 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji 2 FMC Türkiye 3 İzmir Katip Çelebi Üniversitesi

1 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji 2 FMC Türkiye 3 İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Gülay Aşçı 1, Cenk Demirci 2, Zeki Soypaçacı 3, Özen Önen Sertöz 1, Serkan Kubilay Koç 2, Sinan Erten 2, Sıddig Momin Adam 2, Handan Öğünç 2, Gökçe Kaya 2, İrfan Hastürk 2, Emine Ünal 2, Ali Başçı 1, Ercan

Detaylı

İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi. Dr. Öztuğ Adsan

İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi. Dr. Öztuğ Adsan İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi Dr. Öztuğ Adsan Radikal Sistektomi Radikal sistektomi pelvik lenfadenektomi ile birlikte kasa invaze ve

Detaylı

YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN İŞ YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ. Gülay Göçmen*, Murat Çiftçi**, Şenel Sürücü***, Serpil Türker****

YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN İŞ YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ. Gülay Göçmen*, Murat Çiftçi**, Şenel Sürücü***, Serpil Türker**** YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN İŞ YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ Gülay Göçmen*, Murat Çiftçi**, Şenel Sürücü***, Serpil Türker**** *Fulya Acıbadem Hastanesi Sorumlu Hemşire, **Fulya Acıbadem Hastanesi Yoğun Bakım Sorumlu

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Görev Kurum/Kuruluş Yıl Araştırma Görevlisi. Erzincan Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu

ÖZGEÇMİŞ. Görev Kurum/Kuruluş Yıl Araştırma Görevlisi. Erzincan Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Rabia SAĞLAM 2. Doğum Tarihi : 17. 10. 1984 3. Unvanı : Dr. Öğr. Üyesi 4. Öğrenim Durumu : Doktora Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Hemşirelik Atatürk Üniversitesi 2003-2007 Toplum

Detaylı

İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı?

İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı? İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı? Burcu Zeydan, Gülçin Benbir, Derya Karadeniz İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Detaylı

CUMARTESİ 8:30-9:00 SEMPOZYUM KAYIT 9:00 9:30 SEMPOZYUM AÇILIŞ

CUMARTESİ 8:30-9:00 SEMPOZYUM KAYIT 9:00 9:30 SEMPOZYUM AÇILIŞ Bilimsel Program 23.02.2019 - CUMARTESİ 8:30-9:00 SEMPOZYUM KAYIT 9:00 9:30 SEMPOZYUM AÇILIŞ 1. OTURUM Oturum Başkanları: Prof. Dr. İsmail Mete İTİL Prof. Dr. Murat CELİLOĞLU 9:30-9:45 Dünya da, Türkiye

Detaylı

METABOLİK-BARİATRİK CERRAHİDE BESLENME YAKLAŞIMI VE BARİATRİK CERRAHİ DİYETİSYENLİĞİ KURSU

METABOLİK-BARİATRİK CERRAHİDE BESLENME YAKLAŞIMI VE BARİATRİK CERRAHİ DİYETİSYENLİĞİ KURSU METABOLİK-BARİATRİK CERRAHİDE BESLENME YAKLAŞIMI VE BARİATRİK CERRAHİ DİYETİSYENLİĞİ KURSU 06-07 MART 2015 MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ KONFERANS SALONU SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ BESLENME VE DİYETETİK

Detaylı

Prof.Dr. İlkkan DÜNDER

Prof.Dr. İlkkan DÜNDER Prof.Dr. İlkkan DÜNDER Destrüktif Yöntemler Elektrokoagülasyon Kriyoterapi Lazer vaporizasyon Eksizyonel Yöntemler LEEP Soğuk konizasyon Lazer konizasyon Histerektomi Destrüktif / Eksiyonel Tedavilerin

Detaylı

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD Çalışmalarda birinci basamak sağlık kurumlarına başvuran hastalardaki psikiyatrik hastalık sıklığı, gerek değerlendirme ölçekleri kullanılarak

Detaylı

SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ HAZIRLAYAN:FZT.MELTEM ERASLAN DANIŞMAN:PROF.DR.İSMET MELEK Obezite (şişmanlık),vücutta aşırı ölçüde

Detaylı

Üriner kontinans değerlendirme formu

Üriner kontinans değerlendirme formu Üriner kontinans değerlendirme formu Ad-Soyad: Doğum Tarihi: Adres: Ev telefonu: İş/Hobiler: Sevk: Problem: Devam süresi: Yaş: İş telefonu: G.P.: Başlangıç Boşaltım Başlangıç Boşaltım Semptomlar Şiddet

Detaylı

5.Akademik Unvanlar : Yardımcı Doçent : Sağlık Yüksek Okulu Hitit Üniversitesi 2007-2009 Hemşirelik Yüksekokulu Ufuk Üniversitesi 2009-2010

5.Akademik Unvanlar : Yardımcı Doçent : Sağlık Yüksek Okulu Hitit Üniversitesi 2007-2009 Hemşirelik Yüksekokulu Ufuk Üniversitesi 2009-2010 ÖZGEÇMİŞ 1.Adı Soyadı : Bahire ULUS 2.Doğum Tarihi : 13/03/1962 3.Unvanı : Öğretim Görevlisi Dr. 4.Öğrenim Durumu: Yüksek Lisans (Doktora) Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Hemşirelik Hacettepe Üniversitesi

Detaylı

TİP 1 DİYABETİ OLAN İNSÜLİN POMPASI KULLANAN BİREYLERE BAZAL İNSÜLİN DOZ DEĞİŞİKLİĞİ EĞİTİMİ VERMELİ MİYİZ?

TİP 1 DİYABETİ OLAN İNSÜLİN POMPASI KULLANAN BİREYLERE BAZAL İNSÜLİN DOZ DEĞİŞİKLİĞİ EĞİTİMİ VERMELİ MİYİZ? TİP 1 DİYABETİ OLAN İNSÜLİN POMPASI KULLANAN BİREYLERE BAZAL İNSÜLİN DOZ DEĞİŞİKLİĞİ EĞİTİMİ VERMELİ MİYİZ? Sacide Kılıç* Alime Selçuk Tosun** Elif Eliş* *Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Endokrinoloji

Detaylı

HIV ile yaşayan erkek bireylerin cinsel davranış özellikleri ve ilişkili faktörler

HIV ile yaşayan erkek bireylerin cinsel davranış özellikleri ve ilişkili faktörler HIV ile yaşayan erkek bireylerin cinsel davranış özellikleri ve ilişkili faktörler Hayat Kumbasar Karaosmanoğlu, Zuhal Yeşilbağ, Sevtap Şenoğlu, Özlem Altuntaş Aydın SBÜ. Bakırköy Dr. Sadi Konuk EAH Enfeksiyon

Detaylı

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER PSH 501 - Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hemşireliği Temelleri

Detaylı

ÇORUM HİTİT ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ NDE HEMODİYALİZ KATETER ENFEKSİYONLARI

ÇORUM HİTİT ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ NDE HEMODİYALİZ KATETER ENFEKSİYONLARI ÇORUM HİTİT ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ NDE HEMODİYALİZ KATETER ENFEKSİYONLARI DERYA YAPAR, ÖZLEM AKDOĞAN, İBRAHİM DOĞAN, FATİH KARADAĞ, NURCAN BAYKAM AMAÇ Kateter ile ilişkili enfeksiyonlar,

Detaylı

Obez Çocuklarda Kan Basıncı Değişkenliği ve Subklinik Organ Hasarı Arasındaki İlişki

Obez Çocuklarda Kan Basıncı Değişkenliği ve Subklinik Organ Hasarı Arasındaki İlişki Obez Çocuklarda Kan Basıncı Değişkenliği ve Subklinik Organ Hasarı Arasındaki İlişki Ayşe Ağbaş 1, Emine Sönmez 1, Nur Canpolat 1, Özlem Balcı Ekmekçi 2, Lale Sever 1, Salim Çalışkan 1 1. İstanbul Üniversitesi,

Detaylı

MEME KANSERİ VE KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ 2009

MEME KANSERİ VE KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ 2009 MEME KANSERİ VE KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ 2009 KANSER NEDİR? Kanser; Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak

Detaylı

DİRENÇLİ AAM CERRAHİ TEDAVİ SEÇENEKLERİ. Doç. Dr. Ali Ersin Zümrütbaş Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı

DİRENÇLİ AAM CERRAHİ TEDAVİ SEÇENEKLERİ. Doç. Dr. Ali Ersin Zümrütbaş Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı DİRENÇLİ AAM CERRAHİ TEDAVİ SEÇENEKLERİ Doç. Dr. Ali Ersin Zümrütbaş Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı TARİHÇE Anestezi altında hidrodistansiyon Sistolizis Parsiyel rizotomi Vajinal

Detaylı

Geriatrik depresyon tedavisinde idame EKT

Geriatrik depresyon tedavisinde idame EKT Geriatrik depresyon tedavisinde idame EKT Dr. Sibel Çakır İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi, Psikiyatri A.D Duygudurum Bozuklukları ve Geropsikiyatri Birimi Geriatrik depresyon 65 yaş ve üzerinde yaşlı popülasyonda

Detaylı

14 Kasım Dünya Diyabet Günü. Kadınlar ve Diyabet: Sağlıklı bir gelecek hakkımız

14 Kasım Dünya Diyabet Günü. Kadınlar ve Diyabet: Sağlıklı bir gelecek hakkımız 14 Kasım Dünya Diyabet Günü Kadınlar ve Diyabet: Sağlıklı bir gelecek hakkımız 14 Kasım Dünya Diyabet Gününe ilişkin Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalımızın bilgilendirme metni:

Detaylı

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL (ZORUNLU) SAĞLIK TANILAMASI (HEM 601 TEORİK 2, 2

Detaylı

Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireleri Derneği Bülteni

Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireleri Derneği Bülteni Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireleri Derneği Bülteni Yardımcısı Değerli Meslektaşlarımız Derneğimizin olağan genel kurul toplantısı..tarihinde yapıldı. Yönetim Kurulu (2012-2014) () Filiz ÖĞCE ( Yardımcısı)

Detaylı

Tiroidektomi Sonrası Hipokalsemi Gelişiminde İnsidental Paratiroidektominin, Hastaya Ait Özelliklerin ve Cerrahi Yöntemin Etkilerinin İncelenmesi

Tiroidektomi Sonrası Hipokalsemi Gelişiminde İnsidental Paratiroidektominin, Hastaya Ait Özelliklerin ve Cerrahi Yöntemin Etkilerinin İncelenmesi Tiroidektomi Sonrası Hipokalsemi Gelişiminde İnsidental Paratiroidektominin, Hastaya Ait Özelliklerin ve Cerrahi Yöntemin Etkilerinin İncelenmesi Mehmet Zeki Buldanlı, İbrahim Ali Özemir, Oktay Yener,

Detaylı