Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download ""

Transkript

1 Sayý:14 Temmuz 2003 Çaðdaþ Sosyal Demokrasi ve Türkiye Gümrük Birliði nin Zararý 70 Milyar Dolar mý? Dünyadaki Ekonomik Dengesizlik Ceza Adaletinin Anatomisi Çanakkale Savaþlarýnýn Önemi ve Sonuçlarý Ýktisat Bölümü Uluslararasý Ticaret Bölümü Çankaya Üniversitesi nde Burs Olanaklarý Sporda Altýn Yýl Irak Savaþý ve Türkiye

2 Irak Savaþý ve Türkiye Önemi nedeniyle kapak konumuzu Irak savaþýna ayýrdýk. Baþyazý 2 Irak Savaþý ve Türkiye 3 Irak Savaþý nýn Türk Ekonomisine Etkileri 4 Irak Savaþý Sonrasýnda Türkiye nin Dünyadaki Konumu 8 Çaðdaþ Sosyal Demokrasi ve Türkiye 12 Ceza Adaletinin Anatomisi 19 Gümrük Birliði nin Zararý 70 Milyar Dolar mý? 25 Dünyadaki Ekonomik Dengesizlik 28 Çanakkale Savaþlarýnýn Önemi ve Sonuçlarý 30 Ýktisat Bölümü 33 Uluslararasý Ticaret Bölümü 34 Çankaya Üniversitesi nde Burs Olanaklarý 35 Sporda Altýn Yýl 37 Sadece bir silahsýzlandýrma ve Saddam ý yok etme savaþý deðil de, Ortadoðu nun, Avrasya nýn hatta dünyanýn yeniden oluþumu olayý olan Irak savaþý sonrasý ABD artýk yeni komþumuz oldu. Bu geliþme bölgedeki tüm dengeleri deðiþtirmeye baþladý. Ülkemiz de bu baðlamda yeni bir yön arayýþý içine girdi. Bundan sonra neler olacak ve ülkemiz bu geliþmelerden nasýl etkilenecek ya da bu geliþmeleri nasýl etkileyecek? ABD nin yeniden stratejik ortaðý mý olacaðýz? Avrupa Birliði ne tam üye olup onlarýn bir parçasý haline mi geleceðiz? Belki de yeni ittifaklar arayýþýna mý gireceðiz? Türkiye nin yönü cumhuriyetin kurulmasý ile birlikte Batý medeniyeti olarak belirlenmiþtir. Dolayýsýyla bir tercih yapma yerine, AB içindeki bazý unsurlar bizi istememeye çalýþsa da ýsrarla bu yolda ilerlemek, ayný zamanda da bugün dünyada gücünün üstünlüðü gerçeðini görerek ABD ile stratejik ortaklýðý yeniden tesis etmek, Ýslam alemi ve Orta Asya daki kardeþ cumhuriyetlerle iliþkileri geliþtirmeye devam etmek, yani çok yönlü bir dýþ politika sürdürmek Türkiye için önem arzetmektedir. Çaðdaþ Sosyal Demokrasi ve Türkiye Dergimizin bu sayýsýnda CHP Ýstanbul Milletvekili ve Devlet Eski Bakaný Kemal Derviþ çaðdaþ sosyal demokrasi içindeki sorunlarý ve bunlarýn çözüm önerilerini anlayabilmek için hem dünyadaki, hem de ülkemizdeki geliþmeleri birlikte deðerlendirdi. Basýnda da geniþ yanký bulan bu deðerlendirmenin tam metnini ilgiyle okuyacaðýnýzý umuyoruz. Dergimiz formatýný Aralýk 2002 sayýsý ile birlikte yenilemiþtik. Bu konuda bugüne kadar çok olumlu tepkiler aldýk. Bunun için çok teþekkür ediyor, eleþtiri ve katkýlarýnýzý bekliyoruz. Yakup SARICAN ysarican@cankaya.edu.tr

3 Çankaya Üniversitesinin geleceði Üniversiteler toplumun geleceðine yön veren çok önemli kurumlardýr. Geliþmiþ üniversitelere sahip olan toplumlar, sosyal, ekonomik, siyasal ve her yönüyle arzuladýklarý hedeflere ulaþýrlar. Üniversitelerin toplumdaki bu önemini bilen Çankaya Üniversitesi, stratejik planýný hazýrlayarak yürürlüðe sokmuþtur. Bu plan, gerek öðrencilerimizin, gerekse akademik ve idari kadrolarýmýzýn görüþleri doðrultusunda bir tartýþma platformu oluþturularak hazýrlanmýþtýr. Kuruluþ sürecini tamamlamýþ olan Çankaya Üniversitesi, yýllarýný kapsayan beþ yýllýk süre içinde Yükseköðretim Kanunu nun ana ilkeleri ile uyumlu olarak, geliþme sürecinde toplam kaliteyi artýrmayý ve çaðdaþ üniversiter yapý içinde yerini pekiþtirmeyi amaçlamaktadýr. Üniversitemiz Stratejik Plan ý, misyon-vizyon, temel ilkeler ve bunlarýn hayata geçirilmesi yönünde hedeflenen politika ve hedefleri içermektedir. Çankaya Üniversitesinin Vizyonu; 1- Ulu Önder Atatürk ün ilke ve inkýlaplarý ýþýðýnda, demokratik ve laik bir üniversite yaratmak; 2- Yönetimde þeffaflýk, açýklýk, özdenetim, kararlýlýk ve toplam kalite yönetimini saðlamak; 3- Öðretim, araþtýrma, toplum hizmetleri faaliyetlerinde evrensel ve çaðdaþ standartlarý uygulamak; 4- Toplumumuzun ve insanlýðýn bilimsel, sosyal ve kültürel, teknolojik ve ekonomik geliþimi için bilgi üretimini saðlayýcý çalýþmalar yapmak; 5- Araþtýrmacý ve sorgulayýcý, analitik düþünceye sahip, insan hak ve özgürlüklerine saygýlý öðrenciler yetiþtirmek; þeklinde belirlenmiþtir. Misyonumuz ise; 1- Hazýrlýk, önlisans, lisans ve lisansüstü düzeylerde eðitim-öðretim kalitesini korumak, evrensel standartlarda araþtýrma ve projeler geliþtirme ve yürütme amacýný gerçekleþtirmek; 2- Yurtdýþý eðitim ve kültürel deðiþimin yanýsýra standardizasyon ve akreditasyon konularýna aðýrlýk vermeye çalýþmak; 3- Üniversite-sanayi iþbirliði ve üniversite-toplum etkileþimini öncelikli hedef olarak almak; 4- Geniþletilmiþ burs olanaklarý ve araþtýrma projeleri ile yükseköðretimi destekleyici katkýlar saðlamak; 5- Çaðdaþ bir eðitim-öðretim için yeni yerleþke ve mekanlar yaratmak; olarak tespit edilmiþtir. Vizyon ve misyonumuzun yanýnda Çankaya Üniversitesi'nin temel ilkeleri de; 1- Atatürk Ýnkýlaplarý ve Ýlkeleri doðrultusunda öðrenciler yetiþtirmek; milli, evrensel ve kültürel deðerlerle uyumlu, Atatürk milliyetçiliðine baðlý, hizmet bilinci ve sorumluluðuyla yetiþmiþ insani potansiyeli yaratmak; 2- Eðitim-öðretim dallarý ile amaçlarý gözetilerek, eðitim-öðretimde birlik, iletiþim ve etkileþim saðlanarak bilimsel ve teknolojik esaslara dayalý imkan ve fýrsat eþitliðini saðlayacak önlemleri almak; 3- Nitelikli insan gücü ile ülkemizin geleceði için gerekli, vasýflý ve donalýmlý bireyler yetiþtirme ve üretim-insangücü-eðitim unsurlarý arasýnda dengeyi saðlama olarak planda yer almaktadýr. Üniversitemiz stratejik planý ile, eðitim, yönetim, araþtýrma, uluslararasý iliþkiler, finansal ve mali konular, fiziki mekan, kütüphane, bilgisayar ve enformatik, mezunlarla iliþkiler ile sosyal, kültürel ve sportif etkinlikler baðlamýnda hedeflerini ayrýntýlarýyla belirlemiþtir. Bu hedefler gerçekleþtirildiðinde Çankaya Üniversitesi plan dönemi sonunda bir dünya üniversitesi olacak ve Türk toplumunun geliþimine de büyük katkýlar saðlayacaktýr. Prof. Dr. M. Kamil MUTLUER Rektör

4 Irak Savaþý ve Türkiye Ÿ Irak Savaþý nýn Türk Ekonomisine Etkileri Ÿ Irak Savaþý Sonrasýnda Türkiye nin Dünyadaki Konumu

5 IRAK SAVAÞI VE TÜRKÝYE Irak Savaþý nýn Türk Ekonomisine Etkileri Kýsa bir süre önce yaþanan Irak Savaþý, 2003 yýlý Mart ayý itibariyle tarihe damgasýný vurdu ve bütün dünya ülkelerinin ilgi ve dikkatlerinin üzerinde toplandýðý bir odak noktasýný oluþturdu. Savaþýn, bütün þiddetiyle fiilen üç hafta kadar sürmesine raðmen, üzerine yönelik olasýlýklar, etkileri ve sonuçlarý, çok öncesinden konuþulmaya ve deðerlendirilmeye baþlandý. Savaþýn bittiði günümüz koþullarýnda, yankýlarýnýn sürmekte olduðu göz önünde bulundurulursa, Irak Savaþý na yönelik bakýþ açýsý ve açýklamalarýnýn gelecek burada da bir örneðinin yapýlmasýnýn amaçlandýðý gibi çok farklý yönlerden ele alýnabilir. Bu yazýdaki yaklaþým; ekonomik anlamda savaþýn Türkiye açýsýndan neden bu kadar büyük önem taþýdýðýný açýklamaya dayanmaktadýr. Bu açýklamanýn yapýlmasýnda, konunun üç ayrý baþlýk altýnda incelenmesinin uygun olacaðý düþünülmektedir. Bu kapsamda, öncelikle Irak taki geliþmelerin Türk ekonomisi üzerine genel etkileri üzerinde durulacak, daha sonra 1991 Körfez Savaþýnýn doðurduðu etkilere yer verilecek ve son olarak yakýn geçmiþimizden günümüze doðru uzanan zaman dilimindeki geliþmeler, olasýlýklar ve beklentiler deðerlendirilerek bu açýklamanýn ýþýðý altýnda günümüze yönelik bir yoruma yer verilecektir. Prof. Dr. Dilek ÖZBEK Çankaya Üniversitesi ÝÝBF Ýktisat Bölüm Baþkaný günlerde de zaman zaman gündeme getirileceði, konuya farklý atýf ve görüþler altýnda yorumlar kazandýrýlabileceði söylenebilir. Savaþýn öncelikle can alma ya da öldürme biçimindeki etkisi, insanlarýn tepkisine yol açacak nitelikteydi. Ýnsan faktörü ötesinde, çeþitli diðer yönleriyle; siyasi, askeri, sosyal ve ekonomik açýlardan ülkeleri deðiþik boyutlarda ve farklý þiddetlerde etkileyebilecek özelliklere sahipti. Savaþa fiilen katýlarak doðrudan muhatap olan ülkelerin ardýndan bazý ülkeler, savaþtan ikinci derecede etkilenebilecek konumdaydý. Bu ülkelerin baþýnda Türkiye vardý. Bu nedenle Irak savaþý, birçok ülkeye göre Türkiye açýsýndan daha büyük önem taþýdý. Daha çok tartýþýldý, üzerinde daha çok duruldu. Savaþ öncesi, savaþ sýrasý ve savaþ sonrasý geliþmeler doðrultusunda yaklaþýmlarýn farklý olmasý doðaldý. Ayrýca sayýlan bu aþamalar, ekonomik, siyasi ve sosyal açýlardan da farklý biçimlerde yorumlandý. Yukarýda belirtmeye çalýþtýðýmýz gibi, Irak Savaþý nýn önemi ve etkilerine yönelik deðerlendirmeler, Irak taki Geliþmelerin Türk Ekonomisine Etkileri: Genel Yaklaþým Irak taki savaþ ve diðer geliþmeler, bütünüyle Türk ekonomisini etkilemektedir. Çünkü, coðrafi yönden Irak bizim sýnýr komþumuzdur. Ýki ülkenin ortak sýnýrýnýn bulunmasý biçimindeki yakýnlýkta, geliþmelerden etkilenmememiz mümkün deðildir. Diðer yandan, özellikle 1991 Körfez Savaþý öncesinde daha aðýrlýklý olmakla birlikte sýnýr komþularýmýz içinde en fazla ihracat yaptýðýmýz ve ihracatý en büyük hýzla arttýrabildiðimiz ülkedir. Nitekim, 1988 yýlý toplam 11.6 milyar dolarlýk ihracatýmýzda Irak ýn payý yüzde 8,5 olmuþtur. Ýki ülke arasýndaki sýnýr ticareti ayrýca büyük önem taþýmakta ve bölgesel açýdan ekonomik kalkýnmaya katký saðlamaktadýr. Kerkük-Yumurtalýk ham petrol boru hattý kullanýmýndan önemli ölçüde navlun elde edilmektedir. Habur sýnýr kapýsý, Türkiye ile üçüncü ülkelere yönelik ticaret ve taþýmacýlýkta önemli rol oynamaktadýr. Hemen her gün 1500 sayýdaki araç Habur dan giriþ ve çýkýþ yapmakta, Türk ihraç mallarý yanýnda üçüncü ülkelerin mallarý da bu yolla taþýnmaktadýr. Ayrýca, Türk iþ adamlarý Irak taki bir çok ihaleye katýlmak suretiyle müteahhitlik hizmetleri sunarak kazanç saðlamaktadýr. Yine, en baþta bankacýlýk alaný gelmek üzere çeþitli hizmetlerden gelir elde edilmektedir. Bütün bu açýklamalar, Irak taki geliþmelerin neden Türkiye ekonomisi açýsýndan özellikle önem taþýdýðýný açýklamayý amaçlamaktadýr. Ayrýca, burada coðrafi açýdan yakýnlýðýn saðladýðý ulaþým masraflarýnýn hemen hemen hiç olmamasý veya çok düþük olmasý þeklindeki üstünlük gözardý edilmemelidir.

6 IRAK SAVAÞI VE TÜRKÝYE Körfez Savaþý nýn Etkileri Irak taki geliþmelerin Türk ekonomisini nasýl etkilediði ve etkileyeceði þeklindeki soruyu, Körfez Krizi baðlantýsýnda geçmiþ deneyimlerin ýþýðý altýnda yanýtlayabiliriz. Irak, Kuveyt i 2 Aðustos 1990 da iþgal etti. Bu tarihten dört gün sonra Birleþmiþ Milletler Güvenlik Konseyi, geri çekilme ihtarýna uymadýðý gerekçesiyle Irak a karþý ekonomik ambargo uygulamasýný baþlattý. Böylece bu pazarý kaybettik. Oysa 1987 de Irak a yapýlan ihracatýmýz 945 milyon dolara, 1988 de 986 milyon dolara ulaþmýþtý. Bu deðer söz konusu yýllarda toplam ihracatýmýzýn yüzde dokuzu gibi oldukça yüksek bir orana yaklaþmaktaydý. Yine Körfez Savaþý ve sonrasýnda petrol fiyatlarýndaki yükselme, ithalat maliyetlerinin kabarmasýna yol açtý. Birleþmiþ Milletler in uyguladýðý ambargo, 1995 Nisan ýnda Güvenlik Konseyi kararý ile hafifletildi. Irak a insani ihtiyaç maddeleri ile gýda ürünleri satýlmasýna izin verildi. Türkiye bu çerçevede Irak a baþta tarým makinalarý, ilaç, gübre gelmek üzere çaþitli gýda maddeleri, tekstil ürünleri, temizlik malzemeleri, dayanýklý tüketim mallarý satýyordu. Bu baðlamda, 2001 yýlýnýn ilk sekiz ayýnda Türkiye nin Irak a yaptýðý ihracattan saðladýðý gelirler 462 milyon dolara ulaþmýþtýr. Bu açýklamanýn yanýnda, Körfez krizi öncesinde Irak a, ortalama yýllýk 200 milyon dolarlýk hayvan ihracatýmýz vardý. Kriz sonrasýnda Türkiye et ihraç etmek bir yana et ithal eder hale geldi. Petrol boru hattýnýn kapatýlmasýyla Türkiye navlun getirisini kaybetti. Bu azýmsanmamasý gereken bir kazançtýr. Þöyle ki; petrol boru hattýnýn bir dönem atýl býrakýlmasý, diðer bir dönem de düþük kapasitede faaliyette kullanýlmasý halinde karþýlaþýlan maliyetin 3,5 milyar dolar olduðu hesap edilmiþtir. Bu açýklamalarýn ötesinde, Orta Doðu ülkelerine saðlanan nakliye hizmetleri olumsuz yönde etkilenmiþ, ayrýca, müteahhitlik kazançlarý tehlikeye düþmüþ ve Irak hükümetinin ödeme gücünü kaybetmeye baþlamasýyla Merkez Bankasý-Eximbank ve Türk Bankacýlýk kesimi 2,5 milyar dolar zarara uðramýþtýr. Körfez krizinin yukarýda anlatýlan doðrudan etkileri yanýnda, dolaysýz bir takým etkileri de Türk ekonomisinde þiddetle hissedilmiþtir. Turizmde yoðun rezervasyon iptalleri sonucunda büyük bir durgunluk yaþanmýþtýr. Yine, Türkiye nin savunma giderleri büyük ölçüde yükselmiþ, Irak lý sýðýnmacýlar için önemli harcamalar yapýlmýþ, artan terörist eylemleri önlemek için bütçede savunmaya ayrýlan pay arttýrýlmýþtýr. Kamu kesimi borçlanma gereðinin gayri safi milli hasýlaya oranýnýn bir yýl öncesine göre 1991 de yüzde 10.3 e yükseldiði, yine enflasyon oranlarýnýn arttýðý ve ekonomik büyüme hýzýnýn 0.3 oranýndaki düþük büyüme ile bir yýl öncesine göre büyük ölçüde azaldýðý kaydedilmiþtir. Ayný þekilde bütün olumsuz ekonomik göstergelerle birlikte, Merkez Bankasý rezervleri 1990 larýn baþýnda Kuveyt ten saðlanan 1,5 milyar dolarlýk hibeye raðmen erimeye yüz tutmuþtur. Ayný dönemle ilgili olarak 1990 yýlý sonunda dýþ ticaret açýðý 9,3 milyar dolara ulaþmýþ ve bu büyük açýk nedeniyle cari iþlemler dengesi 2,3 milyar dolar açýk vermiþtir. Yapýlan açýklamalar çerçevesinde, Türkiye nin Körfez Savaþý ndan büyük ekonomik zararlarla çýktýðýný söylemek mümkündür Irak Savaþý: Etkiler ve Uzantýlar Bir yandan 1991 yýlýnda Çöl Fýrtýnasý adý verilen harekatla baþlayan savaþýn ekonomide býraktýðý izler, diðer yandan günün ekonomik koþullarý, henüz geride býrakmaya hazýrlandýðýmýz bugünün savaþýnýn üzerinde daha çok durulmasýna ve bu yöndeki kuþku ile kaygýlarýn daha yoðun bir biçimde hissedilmesinde rol oynamýþtýr. Her þeyden önce 1991 de Türkiye nin savaþla doðrudan ve dolaylý olarak çok fazla ilgisi yoktu. Buna karþýlýk, bu kez Irak a savaþ açan müttefik güçlerin Türkiye den farklý beklentileri vardý. Bu geliþmelerin Türk ekonomisini çok fazla etkilemesi söz konusuydu. Savaþ, 3 Kasým seçimleri sonucunda henüz iþe koyulmayý planlayan bir

7 IRAK SAVAÞI VE TÜRKÝYE edebileceði finansal olanaklar dikkate alýndý. ABD nin isteklerine uygun davranýlmasý halinde saðlanacak kredinin, savaþ zararlarýný karaþýlayabileceði görüþü vardý. Þubat baþýnda ABD Dýþiþleri Bakaný Colin Powell ýn aðzýndan Amerikan basýný Türkiye ye 6 milyar dolarlýk hibe, milyar dolarlýk kredi önerildiðini açýklamaktaydý. ABD ile saðlamlaþtýrýlacak iþbirliðinin IMF destekleme anlaþmasýna da yeni bir þekil verme konusunda etkili olacaðý düþünülmekteydi. Yapýlan açýklamalar doðrultusundaki beklentilerde, yaklaþan savaþýn olumsuzluklarýna raðmen iyimserlik vardý. hükümetin uygulayabileceði bir programa yönelik bir tehditti. Öte yandan IMF ile imzalanmýþ olan destekleme anlaþmasý doðrultusunda izlenen istikrar programý hedeflerinin revize edilmesi; bu hedeflerin dönemini kapsayacak þekilde yeniden düzenlenmesi gerekmekteydi. Yine, yüzde 5 oranýnda bir ekonomik büyüme hýzý ile yüzde oranlarýnda deðiþebilecek nitelikteki enflasyon gibi hedeflerin revize edilmesi, mali piyasalarýn istikrara kavuþturulmasý, faizlerin kontrol altýna alýnmasý gibi hedefler vardý. Sonbaharda serbest býrakýlacaðý ifade edilen 1,6 milyar dolarlýk IMF kredisi askýya alýnmýþ, Türkiye dýþ kaynak desteðinden bir ölçüde mahrum býrakýlmýþtý. Dolayýsýyla, bir yandan IMF ve bu baðlantýda batý dünyasý ile iliþkiler, öte yandan ABD ile iki yanlý anlaþmalar çerçevesinde iþbirliði ve gerekçeleri ve bir baþka yandan komþumuz Irak a yönelik tehditler ile Türkiye ye yönelik uzantýlar, Türkiye nin kritikleri içinde yer almaktaydý. Kýsaca Türkiye, Irak Savaþý konusunda izlediði politikalar karþýlýðýnda farklý ödüller ve bedellerle yüzleþmek zorundaydý. Bu durum, savaþýn Türk ekonomisi açýsýndan önemini arttýrdý ve konuya yönelik farklý yaklaþýmlarýn oluþmasýnda rol oynadý. Bu yaklaþým farklýlýklarý, özellikle aþaðýda belirtilmeye çalýþýlan süreçler itibariyle daha belirgin olma özelliðindedir. Ýlk olarak, savaþ öncesinde Türkiye nin müttefik güçlere saðlayacaðý destek karþýlýðýnda elde Ýkinci aþamadaki geliþmeler, savaþ baþladýktan sonra Türk Silahlý Kuvvetlerinin yabancý ülkelere gönderilmesine ve yabancý kuvvetlerin de Türkiye de bulunmasýna izin verilmesini öngören Baþbakanlýk tezkeresinin TBMM ye sunulmasýný izleyen süreçte yaþandý. Söz konusu belgenin kabul edilmemesi sonucunda ekonomide dengeler bozulmaya yöneldi. Ýlk aþamada mali piyasalarda hareket baþladý. Döviz, faiz yükselme yönünde, borsada iþlem gören deðerler konusunda ise endeks, kayýplarla tepki baþlattý. Zaten bu arada, bir uluslararasý rating kuruluþu olan Fitch, Türkiye nin uzun vadeli döviz ve TL cinsinden notlarýný B den, -B ye düþürdü. Bu yöndeki tutumun nedeni, artan kamu kesimi açýðýnýn nasýl kapatýlacaðýna iliþkin kaygýlarla açýklanmaktaydý. Savaþ sýrasýnda ABD nin Türkiye den aradýðýný bulamamasý ile gerginleþen iliþkiler ve ekonomik yansýmalarý, daha sonraki geliþmelerde bir üçüncü aþamayý oluþturacak þekilde yeniden deðiþmeye yöneldi. Türk hava sahasýnýn müttefik güçlerin kullanýmýna açýlmasýnýn ardýndan Türk hükümetinin Irak ýn kuzeyindeki geliþmeler karþýsýnda müttefiklerin tercih ettiði þekilde politika izlemeye yönelmesi, Bush un savaþ bütçesinden Türkiye ye de bir milyar dolarlýk bir payýn ayrýlmasýna yol açtý. Bir milyar dolarlýk bir kredinin beþ yýl vadeli 8,5 milyar dolarlýk bir krediye dönüþmesi mümkündü. Savaþýn sonuna doðru ortaya çýkan bu yeni geliþmeler, bir anda kýsa bir süre önce ekonomide toplanmýþ olan bulutlarýn daðýlmasýnda önemli rol oynadý. Daha sonra bu yöndeki gidiþ, savaþýn öngörülenden daha kýsa sürmesi ve Irak ýn yeniden yapýlandýrýlmasý tasarýlarý altýnda yeni bir sürecin baþlamasýyla daha da pozitif bir görünüm kazandý. Günümüzde, Irak ýn yeniden yapýlanmasýna yönelik plan ve programlar hazýrlanmaktadýr. Bu faaliyetler, bütün dünya ülkeleri tarafýndan ilgiyle

8 IRAK SAVAÞI VE TÜRKÝYE izlenmektedir. Ancak, baþta ABD olmak üzere bazýlarý ve yine Türkiye, bu faaliyetlerin daha içinde olacak þekilde yer almak isteðindedir. Sonuç Bir süreden beri þirket iflaslarýnýn arttýðý, iþsizlik oranýnýn büyüdüðü, yatýrýmlarýn durakladýðý, gelirlerin azaldýðý, buna karþýlýk akaryakýt fiyatlarýnýn sürekli olarak yükseldiði ABD de savaþ harcamalarýnýn ekonomik canlanmaya yakýn bir gelecekte öncülük etmesi beklenmektedir. Özellikle savunma, ilaç ve gýda sanayinin diðer sanayileri arkasýndan sürükleyeceði düþünülmektedir. Savaþýn ABD açýsýndan maliyetinin yüksek olduðu bilinmekle birlikte, bu maliyetin büyük bir bölümünün Körfez Savaþýnda olduðu gibi Irak tarafýndan karþýlanacaðý tahmin edilmektedir. Kaldý ki ABD Irak ýn petrol gelirleri üzerinde söz sahibi olma durumundadýr. Ayrýca, petrol fiyatlarýnýn düþmesi de olumlu etkiler yaratacaktýr. OPEC ülkelerinin geçtiðimiz Nisan ayýnda Venezuella da yaptýklarý toplantýda aldýklarý kararlar doðrultusunda üretimde kotalar arttýrýldý ve petrol fiyatý varil baþýna 24 dolara geriledi. Bu olumlu gidiþin Amerikan ekonomisinde çok önemli bir yere sahip olan borsanýn da canlanmasýnda rol oynadýðý bilinmektedir. Öte yandan, Amerikan þirketlerinin Irak ýn yeniden yapýlandýrýlmasýndan büyük kazançlar saðlayacaðý, Amerikan yönetiminin de bundan böyle petrol fiyatlarýnýn belirlenmesinde büyük önem taþýyacaðý anlaþýlmaktadýr. Irak, petrol rezervleri açýsýndan Suudi Arabistan dan sonra dünyanýn ikinci büyük ülkesidir. Irak petrol kaynaklarýnýn bir baþka özelliði de dünyanýn iþletme bakýmýndan en ucuzlarýndan birisi olmasýdýr. Türkiye açýsýndan ele alýnacak olursa, savaþýn sona ermiþ olmasý lehteki en önemli geliþmedir. Irak bizim komþumuzdur ve baþta ticaret gelmek üzere ödemeler bilançosunun bütün kalemleriyle ilgili pozitif geliþmeler saðlanmasý mümkündür. yapacaðý ihracatýn daha da artacaðýný düþündürmektedir. Ayrýca, dýþ ticaretteki olumlu geliþmelerin sonucunda ortaya çýkan ekonomik canlanmanýn sermaye piyasasýna aksedebileceði söylenebilir. Bu koþulda döviz kuru istikrarýnýn korunmasý mümkündür. Ayrýca, reel faizlerde gerileme beklenebilir. Öte yandan, görünmeyen ticaret kapsamýnda turizm, taþýmacýlýk, navlun, müteahhitlik hizmetlerinden kazanç saðlamak olasýdýr. Zamanla Amerikan yönetimiyle aramýzdaki soðukluðun da giderilebileceði söylenebilir. Bütün bu açýklamalarýn yanýnda, Irak a ulaþýmýn en kýsa yoldan Türkiye üzerinden saðlanacaðý düþünülürse, ABD nin Irak ta kurmak istediði yeni sistemin bizim için oldukça faydalý olabileceði söylenebilir. Unprinted Matarial (Uniform Resource Locator URL Documents) htpp// htpp// htpp// htpp// htpp// htpp// htpp// htpp// htpp// Yeniden yapýlandýrma aþamasýnda, öncelikle gýda, çimento, demir, çelik baþta gelmek üzere çeþitli mal ve hizmet ihracatýnýn artacaðý söylenebilir. Ayrýca, ucuzlayan petrol fiyatlarý ithalat maliyetlerini düþürmektedir. Yeniden yapýlanma sonrasýnda Irak ta oluþturulmasý beklenen demokratik yapýnýn serbest ticaret ve piyasa ekonomisi uygulamalarýna olanak saðlayacaðý düþünülmektedir. Bu durum, Türkiye nin Irak a

9 IRAK SAVAÞI VE TÜRKÝYE Sedat ERGÝN Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi ve Köþe Yazarý 23 Mayýs 2003, Çankaya Üniversitesi Mavi Salon Irak Savaþý Sonrasýnda Türkiye nin Dünyadaki Konumu Geride býraktýðýmýz 3-4 ay içinde ABD nin Irak a dönük savaþ planlarý, bu planlarýn Türkiye ile ABD arasýnda müzakere ediliþi, ardýndan Amerika nýn savaþý açmasý, savaþýn kýsa bir süre içinde sonuçlanmasý, sadece Türk-Amerikan iliþkilerinde bir takým sonuçlar yaratmakla kalmadý, ayný zamanda bütün uluslararasý sistem üzerinde büyük çatlaklara, kýrýlmalara neden oldu. Birleþmiþ Milletler sistemi, insanlýðý, iyi kötü, 20. yüzyýldan 21. yüzyýla taþýyabildi. Ýþlevleri, (ne kadar iþlevsel olduðu konusunda tartýþma olsa bile) tartýþmalý da olsa uluslararasý camiaya bir çerçeve sunabiliyordu. Ancak bugün BM sistemi çok aðýr bir yara almýþ durumda. Çünkü, Amerikan Yönetimi, BM kararýna ve meþruyetine ihtiyaç duymadan, kendi yaptýðý tefsirle, tek baþýna savaþ kararý aldý ve uyguladý. ABD nin bu tutumu BM ye çok büyük bir hasar verdi. Bu savaþtan yaralý çýkan kuruluþlardan biri BM oldu. NATO içinde de büyük bir çatlak oluþtu. Örneðin, NATO nun Irak konusunda antlaþmanýn beþinci maddesinin iþletilmesi suretiyle Türkiye nin yardýmýna gelmesi konusu gündeme geldiðinde, bazý NATO müttefikleri (bunlar NATO nun Fransa, Almanya, Belçika gibi önde gelen ülkeleri) NATO Antlaþmasýný Türkiye konusunda iþletmekten, yürürlüðe sokmaktan kaçýndýlar. NATO dayanýþmasý burada aðýr bir yara aldý. NATO, baþlangýçta ABD yi desteklemedi ve NATO da bir çatlak meydana geldi. Avrupa Birliði içinde de büyük bir çatlak oluþtu. Avrupa Birliði ikiye bölündü. Bir tarafta ABD yi destekleyen Ýspanya, Ýtalya, Ýngiltere ve ayný zamanda baðýmsýzlýðýna yeni kavuþmuþ ve Avrupa Birliði ne yeni girecek olan Doðu Bloku ülkeleri yer aldý. Bu grubun karþýsýnda baþýný Fransa ve Almanya nýn çektiði bir kanat Amerikan yönetiminin Irak a dönük bu tasarrufuna, savaþ stratejisine kuvvetle muhalefet etti. Amerika nýn Irak stratejisi, hemen hemen deðdiði bütün uluslararasý kurumlarý yaraladý ve bugün ortada ciddi bir enkaz var. Bütün uluslararasý kuruluþlar þu an ciddi bir sarsýntý geçiriyorlar. Bir kýsmý kendi kimliðini yeniden tarif etme arayýþý içinde. BM sisteminin nasýl iþleyeceði konusunda, yeni dönemde ciddi soru iþaretleri var. Bu haliyle baktýðýmýzda uluslararasý sistem içinde büyük bir belirsizlik var. Türkiye de kendini bu belirsizlik ortamý içinde buluyor. Sovyetler Birliði nin daðýlmasýndan sonra tek küresel güç olarak kalan ABD nin, böyle bir emperyal anlayýþla uluslararasý hukuku hiçe sayarak, tümüyle dilediði gibi hareket etmeye baþlamasý, uluslararasý iliþkilerde girilen tek kutuplu yapýnýn önümüzdeki dönemde ciddi sorunlara, sancýlara sahne olacaðýný gösterdi. Þu aþamada henüz Amerika nýn, bu gücünü uluslararasý sistem içinde dengeleyebilecek bir karþý aðýrlýk yok larýn baþýna kadar soðuk savaþ döneminde iyi kötü bir þekilde Amerika nýn ve NATO nun gücü, Sovyetler Birliði ve Varþova Paktý tarafýndan bir karþý aðýrlýkla dengelenebiliyordu. Sovyetler Birliði nin ve Varþova Paktý nýn daðýlmasý, tek kutuplu yapýyý ortaya çýkardý. Bu yetmediði gibi, bir de son dönemde yakýndan izlediðimiz gibi Amerika nýn tek baþýna, herhangi bir uluslararasý hukuk çerçevesi ile kendini baðlý hissetmeden, Her istediðimi yaparým þeklinde emperyal bir davranýþ içine girdiðini görüyoruz. Türkiye nin yeni dönemdeki yerini konumlandýrmaya çalýþýrken, bu konumu böyle bir yapý içinde deðerlendirmemiz gerekiyor. Henüz ABD ye karþý bir karþý aðýrlýk da çýkabilmiþ deðil ve muhtemeldir ki belki önümüzdeki on yýllar içinde, ABD nin karþýsýna onu dengeleyecek bir yapý çýkmayacak.. Þu an Fransa ve Almanya nýn baþýný çektiði ve belki biraz Rusya yý o grubun içine alabileceðimiz arayýþlar var. Böyle bir üçlü yapýya sonradan belki Çin de eklenebilir. Ancak bu aktörlerin hepsinin bir arada olacaðý bir yapý bana pek gerçekçi görünmüyor. Bu boþluk gözle görülebilir bir süre geçerli olacak. Bir baþka deyiþle, Amerika nýn uluslar arasý sistem içinde bir þekilde dengelenebilmesi, kýsa dönemde (önümüzdeki 10 yýl, 20 yýl içinde) biraz zor görünüyor. Dolayýsýyla Türkiye için gerçekçi bir deðerlendirme yaparsak, bu durumu dikkate alarak, önümüzdeki 10, 20 yýl içinde, Türkiye nin böyle bir global yapý içinde hareket edeceðini þimdiden tespit etmemiz gerekiyor. Savaþ sonrasýnda dünyanýn tartýþmasýz en büyük gücü olduðunu çok etkili bir þekilde ortaya koymuþ olan ABD ile Türkiye arasýndaki iliþkide ciddi bir sarsýntýnýn ortaya çýktýðýný görüyoruz. Bu sarsýntýnýn nedeni, TBMM nin 1 Mart 2003 tarihindeki

10 IRAK SAVAÞI VE TÜRKÝYE oylamada, yaklaþýk dolayýnda Amerikan askerinin Türkiye ye gelmesine izin verecek olan tezkereyi kabul etmemesidir. Bu kararýn Amerikan Yönetiminde çok büyük bir tepkiye, kýzgýnlýða yol açtýðýný biliyoruz. Onlar da kendilerine göre haklý nedenlere dayandýrýyorlar kýzgýnlýklarýný. Kendilerine bazý sözler verildiðini, bu sözlerin tutulmadýðýný, eðer baþtan Türkiye gerçekçi ve dürüst bir þekilde iþbirliðini daha sýnýrlý bir çerçeve içinde tutmuþ olsaydý, kendilerinin de Irak a dönük savaþ planlamasýný farklý bir þekilde yapabileceklerini, ama daha baþýndan itibaren Türkiye nin kendilerini cesaretlendirdiðini, dolayýsýyla onlar açýsýndan bu kadar hayati olan bir konuda son anda ortada býrakýlmayý müttefiklik iliþkisiyle baðdaþtýrmadýklarýný söylüyorlar. Amerikan Yönetiminde büyük bir kýzgýnlýk var. Türk-Amerikan iliþkilerindeki bu belirsizliðin ne kadar süreceðini þimdiden kestirebilmek kolay deðil, ama eðer 1974 Kýbrýs Barýþ Harekatý sýrasýnda Amerika nýn Türkiye ye uyguladýðý silah ambargosu ve 1964 tarihli ünlü Johnson mektubunun yarattýðý sarsýntýyý bir tarafa býrakýrsak, herhalde Türk-Amerikan iliþkilerinde son 50 yýl içindeki en büyük buhrandan, krizden söz edebiliriz. Türkiye ile Amerika arasýndaki iliþkiler, o kýsa süreli kriz dönemleri bir tarafa, son 50 yýl içinde iki tarafýn da karþýlýklý menfaatleri yakýn bir iþbirliðini gerekli kýldýðý için genellikle istikrarlý bir þekilde seyretti. Ýlk kez Türk dýþ politikasýnýn üzerine oturduðu yapýlardan biri, Amerika zemini sallanýyor þu an. Dolayýsýyla bu dönemde Türkiye nin dünyadaki yeri derken, bugün itibariyle, Amerika ile iliþkilerin bir belirsizlik gösterdiðini kabul etmemiz gerekiyor. Bu belirsizlik ne getirdi? TBMM nin tezkereyi kabul etmemesi, Irak ta Türkiye ye dönük bir maliyeti de beraberinde getirdi. Bir kere, Türkiye büyük ölçüde Irak denkleminin dýþýnda kaldý. Yeni bir Irak tasarýmý yapýlýrken, Türkiye, Irak ta aktif bir þekilde, denklemin içinde olabilme, Irak taki geliþmeleri yönlendirme yeteneðine sahip olacakken, tezkere reddedildiði için bu yeteneði önemli ölçüde kaybetmiþ bulunuyor. Örneðin, Kuzey Irak ta asker bulunduramýyor ve o bölgedeki geliþmeleri istediði gibi yönlendirebilmesini saðlayacak araçlardan yoksun. Þu an Irak denkleminin bir hayli dýþýndayýz. Önümüzdeki dönemde Irak ýn nereye gideceði sorusu çok önemli. Bu Türkiye açýsýndan çok büyük olumsuzluklara da yol açabileceði gibi, Türkiye nin endiþe etmesini gerektirmeyecek bir þekilde de sonuçlanabilir. Irak ta önümüzdeki dönemde nelerin olacaðý, Türkiye yi çok yakýndan ilgilendiriyor. Herhalde, önümüzdeki kýsa ve orta dönemde, Türk dýþ politikasýný en çok meþgul edecek, Türkiye nin en çok baþýný aðrýtacak konularýn baþýnda Irak da yer alacak. Irak ýn geleceði konusunda bir-iki senaryo yapabiliriz: Suriye Ýsrail Türkiye Irak Baðdat Suudi Arabistan Bir iyimser senaryodan söz edebiliriz. Bu senaryoda, Irak ta herþeyin Amerika nýn tasarýmýna uygun yani istikrarlý bir þekilde sonuçlanmasý ve Irak ta bugünkü kaostan istikrarlý, demokratik bir yapýnýn çok kýsa zamanda çýkmasý durumu bulunuyor. Irak taki bütün etnik gruplarýn, farklý mezheplerden insanlarýn, hepsinin bir þekilde bir arada var olabilecekleri, dört dörtlük bir demokrasinin, istikrarlý yapýnýn çýkmasý senaryosu bu. Bunun çok kolay olmayacaðýný, çok da gerçekçi görünmediðini kabul etmek gerekiyor. Fakat bir þekilde olursa, Amerika nýn Irak a dönük tasarýmý tutarsa, bunun bölge için çok büyük sonuçlarý olacaðýný kabul etmemiz gerekiyor. Bir þekilde demokrasiye geçmiþ, bazý Batýlý müesseseleri kendi sentezini yaparak yerleþtirip iþletebilen bir Irak; belki tam Batýlý anlamda bir demokrasi olmasa bile, demokrasiye yakýn bir þekilde Irak halkýnýn kendisini ifade edebildiði bir yapýnýn ortaya çýkmasý; Ýran ý, Orta Doðu daki ve Arap dünyasýndaki bütün ülkeleri etkileyecek. Irak taki demokrasi egzersizinin serpintileri bir þekilde bütün Orta Doðu ve Arap alemi üzerinde yanký bulacak. Bu olumlu senaryonun gerçekleþmesinin kolay olmayacaðýný belirtmek gerekiyor. Bir diðer senaryo, Türkiye nin yaný baþýnda sürekli bir istikrarsýzlýk, kaos tablosunun Irak ta ortaya çýkmasý ve Türkiye nin sürekli kaos içindeki bir güney komþusu ile yaþamasýdýr. Bu muhtemeldir ve yabana atýlmamasý gerekir. Irak ta yaklaþýk yýllýk yoðun bir Baas istibdat rejiminden sonra, kendini ifade edememiþ, sürekli bastýrýlmýþ olan gruplar birden açýða çýkýyorlar. Irak ýn sosyolojik olarak son derece karmaþýk bir yapýsý var: Bugüne kadar hep dýþlanmýþ olan Þiiler nüfusun yaklaþýk yüzde 60 ýný oluþturuyorlar ve bunlar içinde ciddi anlamda köktendinci gruplar var. Nüfusun yüzde 20 sini oluþturan Sünniler, -ki Baas rejimi büyük Kuveyt Ýran

11 IRAK SAVAÞI VE TÜRKÝYE George W. Bush ABD Baþkaný ölçüde, Sünni egemenliðine dayanýyordu- þu an görünmüyorlar, ortadan kaybolmuþ durumdalar ve yeni tasarýmda nereye eklemlenecekleri þu an bilinmiyor. Bir de Kuzeyde yine önemli sayýda Kürt nufusu ve bunlarýn iki büyük Kürt partisi var. Ayrýca, sayýsýný þu an kesin bilemediðimiz fakat önemli sayýda, önemli bir yüzde oluþturduðunu tahmin edebildiðimiz Türkmen gruplarý var. Bütün bu farklý etnik ya da mezhepsel gruplarý, bir araya getirip hepsinin demokratik bir yapý içinde, bir arada var olabilecekleri ve birbirleriyle uyumlu olacaklarý bir tasarýmýný ortaya çýkarabilmek çok güç. Her halukarda federal bir yapý olacak, ama bu federasyon iþleyebilecek mi? Pratikte bu sorunun yanýtýný bugünden kestiremiyoruz, ama Amerikalýlarýn iþinin çok güç olduðu, bu geçiþin kolay olmayacaðý, þimdiden karþýlaþýlan örneklerle ortaya çýkýyor. Örneðin, Amerikalýlar Mayýs 2003 te geçici bir yönetim ilan edeceklerdi, fakat Temmuz ayýna ertelendi. Amerikalýlar içteki güçlüklerden dolayý çok temel, kritik kararlarý alamýyorlar. Dolayýsýyla Irak ta önümüzdeki dönemde Amerikalýlar ne kadar mükemmel bir tasarým düþünürlerse düþünsünler; o tasarýmý Irak a oturtabilmeleri zor. Irak ýn statik hesaplarý, iç dinamikleri, o yapýnýn ayakta kalmasýna izin verecek mi? Bu hiç kolay deðil. Dolayýsýyla Irak ýn geleceði çok büyük bir belirsizlik gösteriyor. Türk dýþ politikasýnýn Avrupa boyutunda da belirsizlik var. Türkiye, Avrupa Birliði ne tam üye olmak istiyor ve Avrupa Birliði Helsinki Zirvesinde Türkiye nin tam üyelik adaylýðýný kabul etti. Aðýr da olsa tam üyelik süreci iþliyor. Avrupa Birliði, Türkiye ye bu statüyü verdikten sonra geri de dönemiyor kararýndan. Fakat herþeye raðmen, Türkiye nin Avrupa Birliði ne tam üye olup olmayacaðý konusunda da tam kesinlik içinde konuþamýyoruz. Neden konuþamýyoruz? Çünkü birincisi, Avrupa Birliði nin önümüzdeki dönemde nereye gideceðini iki nedenle bilemiyoruz yýlýnda 10 yeni ülke daha Avrupa Birliði ne katýlacak. Sonra sýrada Romanya ve Bulgaristan var. Avrupa Birliði nin bu dalga içinde bu kadar çok sayýda ülkeyi bünyesi içine almasý sonucunda, Birlik bunu özümseyebilecek, hazmedebilecek, taþýyabilecek mi? Bu geniþleme Avrupa Birliði nin iþleyiþini, kurumsal yapýsýný nasýl etkileyecek? Bunun önce görülmesi, test edilmesi gerekiyor. Ýkincisi, Avrupa Birliði nde, Türkiye nin tam üyeliði konusunda Avrupa kamuoyunda ve Avrupalý karar vericiler arasýnda henüz netleþmiþ bir çizgi yok. Avrupa kamuoyu, tüm anketlerin de gösterdiði gibi bölünmüþ durumda. Türkiye nin tam üyeliðine özellikle Avrupa solunun, Avrupalý liberallarin, sosyal demokratlarýn sýcak baktýklarýný ve entellektüel doðruculuk anlayýþý içinde, Türkiye gibi müslüman bir ülkenin de pekala Avrupa Birliði içinde yer almasýný savunduklarýný görüyoruz. Buna karþýlýk, Avrupa içindeki muhafazakar ve aþýrý sað gruplarýn, Türkiye nin tam üyeliðini kolay kolay benimsemeyeceklerini de görüyoruz. Dikkat ettiðimizde, Avrupa Birliði nin Türkiye nin tam üyeliði ile ilgili kararlarýnýn doðrultusunun, belli bir anda, Avrupa daki siyasi güç dengesinin bu gruplardan hangisinin lehine gözüktüðü sorusu ile çok yakýndan ilgili olduðunu görüyoruz de Türkiye nin tam üyelik adaylýk baþvurusu Lüksemburg daki AB zirvesinde reddedildiðinde, Almanya da iktidarda bir Hristiyan Demokrat olan Helmuth Kohl vardý, benzer þekilde Ýngiltere de yine muhafazakar parti iktidardaydý. Ama 1999 a geldiðimizde Avrupa nýn siyasi coðrafyasý önemli ölçüde deðiþmiþti. Ýþçi Partisi lideri Tony Blair Ýngiltere de baþbakandý. Almanya da sosyal demokrat olan Schröder iþ baþýna gelmiþti. Görüldüðü gibi Avrupa daki siyasi aðýrlýðýn saðdan sola kaymasý Türkiye nin önünü açmýþtý. Ama, önümüzdeki dönemde Avrupa da sarkacýn yeniden Hristiyan Demokratlara ve muhafazakarlara doðru gitmesi Türkiye nin iþini zorlaþtýrabilir. Ayrýca, Irak krizinin Avrupa Birliði içinde yol açtýðý çatlaðýn da, tamir edilip edilemeyeceðini bilemiyoruz. Bu durumun Avrupa Birliði nin önümüzdeki dönemdeki iþleyiþini nasýl etkileyeceðini bugünden söyleyebilecek durumda deðiliz. Ama þu tahmini yapabiliriz: Türkiye gecikmeli bir tarihte tam üye de olabilir ya da tam üye olmasa bile özel bir statüyle Avrupa Birliði ne çok yakýn bir çerçeve içinde yani bir þekilde bünyenin içinde olacaktýr. Çünkü, Avrupa nýn çýkarlarý, ekonomik ve stratejik olarak Türkiye yi tümüyle dýþlamayý ve kendi bünyesinin dýþýnda tümüyle býrakmaya izin vermeyecektir. Türkiye, AB ye hep yakýn olacaktýr, ama bu yakýnlýk tam üyeliðe ulaþýr mý, yoksa bir özel statüyle mi olur; bugün itibariyle kimse bunun yanýtýný veremez. Dolayýsýyla böyle belirsizliklerden söz ediyoruz. Avrupa Birliði cephesine baktýðýmýzda da, orada da bazý soru iþaretlerinin bulunduðunu görüyoruz. Yeniden Türk-Amerikan iliþkilerine dönersek,

12 IRAK SAVAÞI VE TÜRKÝYE Türkiye ile Amerika arasýnda bugün mevcut olan soðukluðun çok uzun süreli olabileceðini düþünmüyorum. Bir þekilde bu soðukluk aþýlacaktýr. Þu an itibariyle büyük ölçüde psikolojik bir sorundan söz edebilmek mümkün. Bize yardýmcý olmadýnýz, ihanet ettiniz, bizi yanlýþ yönlendirdiniz düþüncesi, Amerikan yönetiminde çok hakim. Bir þekilde bu yönetim gidecektir. Bir dönem daha Cumhuriyetçiler ve Baþkan Bush iþ baþýnda kalsa bile; bir sonraki seçimde yeni bir yönetim gelecektir. Türkiye de de bir sonraki seçimde muhtemelen yeni bir iktidar gelecektir. Hükümetlerin deðiþmesi iliþkilerde önemli bir rahatlama getirecektir. Eðer Amerika önümüzdeki 10, 20 hatta 30 yýl içinde tek baþýna uluslararasý sistemin en belirleyici baþat gücü olmaya devam edecekse, uluslararasý terörizmle mücadele yine Amerikan dýþ politikasýnda önemli bir hedef olarak öncelikli yerini muhafaza edecekse, ayný zamanda bu çerçevede Güney Batý Asya, Ortadoðu, Türkiye nin bulunduðu coðrafya Amerika için önemini koruyacaksa, -ki, bu varsayýmlarýn tutacaðýný tahmin edebiliriz- bu takdirde Amerika Türkiye yi bir þekilde, Irak krizi nedeniyle ne kadar kýzmýþ olsa bile yanýnda tutmak isteyecektir. Bu Amerika açýsýndan coðrafyanýn dayattýðý bir gerçekliktir. Bir þekilde bugün mevcut olan soðukluk aþýlacaktýr. Ancak Türk-Amerikan iliþkilerindeki en büyük sýnav ve çatlak yaratabilecek konu Irak týr. Bir yandan Irak ta Türkiye nin arzulamadýðý geliþmelerin ortaya çýkmasý ve bir yandan da Türkiye ile Amerika nýn Irak ta karþý karþýya gelmeleri, belki Türk-Amerikan iliþkilerindeki bu düzelmeyi ortadan kaldýracak tek senaryodur. Eðer Türk-Amerikan iliþkileri, Irak ýn geleceði ile ilgili yeni bir kaza olmazsa, kýsa dönemde olmasa bile orta dönemde yeniden belli bir istikrar kazanacaktýr. Türkiye, uluslararasý alanda, uluslararasý sistem içinde çok önemli bir oyuncu olmaya herþeye raðmen devam edecek. Önümüzdeki dönemde Doðu-Batý enerji koridorunun gerçekleþmesi halinde, Türkiye dünyanýn en önemli enerji terminallerinden biri olacak. Bu da Türkiye nin önemini bence bugüne kýyasla daha da arttýracaktýr. Amerika bu önümüzdeki yýl içinde Ortadoðu ile çok meþgul olacak ve bundan dolayý Ortadoðu ülkeleri karþýsýnda istikrarlý bir rol modeline, yani hem müslüman, hem demokrasi ve piyasa ekonomisinin iþlediði, Batýlý müesseseleri yaþatabilen bir ülkeye ihtiyacý olacak. Elinde Ortadoðu ülkelerine karþý kullanabileceði baþka hiçbir model yok ve Amerika da bir þekilde bu modeli yaþatmaya mahkum. Dolayýsýyla bütün bunlarý yanyana getirdiðinizde, jeostratejik konumu, model konumu, önemli bir enerji terminali olmasý, Türkiye yi önemli bir ülke yapacak. Türkiye herþeye raðmen, içteki bütün güçlüklerine raðmen, orta ölçekte önemli bir bölge gücü olabilir. Zaten öyle. Türkiye nin sorunu dýþ politikadan çok, içte yaþadýðý istikrarsýzlýklardan, kötü yönetilmesinden, 1990 lý yýllarý çok kötü bir þekilde deðerlendirmesinden kaynaklanýyor. Unutmayalým ki 1990 da Berlin Duvarý yýkýldýðýnda o sýrada hepsi Sovyetler Birliði nin güdümünde olan Demir Perde ülkeleri, geride býraktýðýmýz 12 yýl içinde çok büyük dönüþümler gerçekleþtirip, çok kýsa zamanda çok iyi iþleyen demokrasiler haline geldiler. Bütün Batýlý kurumlarý inþa ettiler, piyasa ekonomisine geçtiler, enflasyonu çok kýsa bir zaman dilimi içinde aþaðý çektiler, özelleþtirmeyi tamamladýlar. Bu ülkelerin hepsi bundan 13 yýl önce Doðu Bloku ülkesi diye adlandýrdýðýmýz, komünist idare altýnda, ciddi insan haklarý ihlallerinin olduðu ülkelerdi ve önümüzdeki yýl Mayýs ayýnda Avrupa Birliði nin tam üyesi olarak kapýdan içeri girecekler. Türkiye nin geçen 10 yýlý nasýl deðerlendirdiðine baktýðýmýzda ise büyük ölçüde siyasetçilerinin beceriksizlikleri ve iç çekiþmeler yüzünden hiçbir reformunu tamamlayamadýðýný, aksine kronik sorunlarýný daha da aðýrlaþtýrdýðýný, çok kötü yönetildiðini ve bu tarihi dönemi heba ettiðini görüyoruz. Eðer uluslararasý alanda bu rolü oynayacaksak, bunun yolu, Türkiye nin içte istikrarlý olmasýndan, kendisine çeki düzen vermesinden, artýk yönetilebilir, yönetilebilen bir demokrasi haline gelmesinden ve ekonomik reformlarýný bir an önce tamamlamasýndan geçiyor. Eðer Türkiye kendine içte çeki düzen verebilirse, bunu baþarabilirse; Amerika yla iliþkilerin soðuk olmasý, Avrupa Birliði nin Türkiye yi isteyip istememesi birer tali mesele haline gelecektir. Türkiye nin dünyadaki konumu, büyük ölçüde içte kendisini iyi idare edip edemeyeceði sorusunda düðümlenmektedir. Irak Savaþý baþlamadan önce Londra da yapýlan savaþ karþýtý bir gösteri.

13 KONFERANS Kemal DERVÝÞ CHP Ýstanbul Milletvekili Devlet Eski Bakaný Çaðdaþ Sosyal Demokrasi ve Türkiye Çaðdaþ Sosyal Demokrasi içindeki akýmlarý, sorunlarý, çözümleri anlayabilmek için, hem Türkiyemize, hem de dünyaya bakmamýz lazým. Önce dünya ile baþlayýp, sonra da Türkiye ye dönelim. Bugünkü küreselleþme süreci içinde, ülkemizde yerel tepkilerle ve sosyal demokrasiyle birlikte CHP nin, ayný zamanda da Türkiye deki tüm demokratik solun nasýl bir konumda olduðunu, ne tür sorunlara cevap aradýðýný birlikte düþünelim. Batýda, belki de en büyük sosyal demokrat parti Alman Sosyal Demokrat Partisi SPD dir. Geçenlerde bir CHP heyetiyle birlikte ilk kez Berlin deki Sosyal Demokrat Parti Merkezine girdim ve giriþte kocaman bir Marks ve kocaman bir Engels büstünü gördüm. Aslýnda Türkiye açýsýndan bu ilginç. Çünkü, Türkiye de sosyal demokrat bir partinin genel merkezinde Marks ve Engels i görmek bizi biraz þaþýrtýr. Bu farka dikkatinizi çekmek istedim. Bugünün Avrupa Sosyal Demokrasisi, bu arada Alman Sosyal Demokrasisi artýk Marksist veya Marksçý bir sosyal demokrasi deðil, ama, Marksçý kökenden geldiði de doðru. Yani sosyal demokrasi aslýnda Marksýn baþlattýðý sol akýmýn bir parçasýdýr, bir boyutudur. O gelenekden geldi, fakat büyük evrimler geçirdi, büyük deðiþime uðradý. Bütün bunlarýn ayrýntýsýna, 19.asrýn sonlarý 20.asrýn baþlarýna dönmek istemiyorum. Batýda sosyalizmin ve sosyal demokrasinin, Marksizmin tarihi aslýnda çok ilginç. 2. Dünya Savaþýndan sonraki döneme bakarsak, bu iki kutuplu dünyada, Batýda piyasa ekonomisinin hakim olduðu bir düzen ve çoðu Avrupa ülkesinde sosyal demokratlarýn da iktidarda olduðu bir dönem yaþandý, özellikle 80 li yýllarda ve 90 lý yýllarýn baþlarýnda. Öbür taraftada da (Sovyet Rusya ve Doðu Avrupa da) merkezi planlamayý, devlet mülkiyetini ekonomide esas kabul eden sosyalizmin bir modeli vardý ve aslýnda 20. asrýn son yýlý, bu iki model arasýnda ciddi bir yarýþma, ciddi bir çekiþmeyle geçti. Bugünün gençleri bunu yaþamadý, bu gerilerde kaldý. Fakat bizler, özellikle 60 lý yýllarda üniversitelerde olanlar bunu yaþadýk. 68 kuþaðý o yarýþmanýn içinden çýktý. Berlin Duvarý nýn 1989 yýlýnda yýkýlmasýyla dünya çok deðiþti. Bunu sað politikacýlar ve sað ideologlar, sosyalizmin kapitalizm karþýsýnda yenilgisi biçiminde tanýmladýlar. Yani Sovyet Rusya çöktü, merkeziyetçi sosyalist model ekonomik refahý, ekonomik büyümeyi yaratamadý. Özellikle Reagan tipi muhafazakar politikacýlarýn batýda öne sürdüðü gibi, bu sistem kapitalizmin baþarýsý karþýsýnda kendini muhafaza edemedi ve çöktü. Bu bence çok yanlýþ ve eksik bir deðerlendirme. Elbette, Merkeziyetçi Sovyet Modelinde büyük eksikler vardý. Bu eksiklerin en önemli kaynaðý da özgürlük eksikliðiydi ve bu özgürlük eksikliði yüzünden tartýþma eksikliði, bilimsel yöntemi ekonomik ve sosyal konulara uygulamama eksikliði nedeniyle ekonomide çok büyük hatalar yapýldý. Çok büyük fedakarlýklara, 30 yýl bir süreyle milli gelirin yüzde 40 ýný yatýrýma ayýrmalarýna raðmen, istenilen kalitede bir büyüme ve ekonomik refaha ulaþýlamadý. Diðer taraftan þunu da görmeliyiz. Bütün 20. yüzyýlý kapsayan süreç içinde, vahþi kapitalizm, saðcýlarýn, muhafazakar politikacýlarýn savunduðu kapitalizm de aynen merkeziyetçi komünist model gibi çöktü. Fakat bu çöküþ, ani bir çöküþ olmadý. Özellikle Avrupa da, Amerika ve Japonya da biraz daha az olmakla birlikte, sosyalistlerin ve sosyal demokratlarýn, merkez sol ve soldaki sendikalarýn, sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerinin önerileri, istekleri çok büyük ölçüde kabul edildi ve sisteme dahil edildi. Demokratik sosyalistlerin savunduðu ana fikir, sosyal devlet fikriydi. Yani piyasanýn tek baþýna ekonomik ve sosyal sorunlarý çözemeyeceðine dair bir inanç vardý. Demokratik sosyalizm Batý da, mutlaka piyasayý düzenleyen, denetleyen, sermaye karþýsýnda bir kamu gücünün olmasýný savunan bir ideolojiydi. Fakat, Doðu daki sosyalizmle arasýndaki fark, ekonomide piyasa mekanizmasýný ve özel mülkiyeti kabul ediyor olmasýydý. Evet, özel mülkiyet olacak, özel giriþim olacak, piyasa iþleyecek, iþletmeler ve kiþiler arasýnda rekabet olacak. Fakat, diðer taraftan da güçlü bir devlet bu piyasayý düzenleyecek, denetleyecek, vergilendirecek, sosyal konularda kamu gücünü kullanacak, sosyal dengesizlikleri düzeltmeye çalýþacak ve böylece kapitalizmin, gelir daðýlýmý ve sosyal adalet üzerindeki ve piyasalarýn kötü iþlemesi açýsýndan eksiklerini dengeleyecek, tamamlayacak ve baþka türlü bir model ortaya çýkartacak. Geliþmekte olan ülkelerde, bu geliþmeler daha geç oldu.

14 KONFERANS Bu asrýn baþýndaki, 1910 yýlýndaki rakamlara baktýðýmýz zaman, bugün OECD yi teþkil eden ülkelerde, devletin harcamalarý milli gelire oranla yüzde 10 düzeyindeydi. Yani o kapitalist modelde, devletin harcamalarý, bütün milli gelir harcamalarýnda sadece yüzde10 du ve bugün OECD ülkelerinde yüzde düzeyinde. Bu çok büyük bir deðiþiklik. Devletin aðýrlýðý yüzde 10 dan, yüzde e kadar çýkýyor, 20. asrýn evrimi içinde. Batý ülkelerinde yüz yýl önce sosyal demokratlarýn getirdikleri politikalar, sosyal devlet çerçevesinde yaþlýlara destek ve emeklilik hakký ve benzeri haklar yoktu. Parasýz ve zorunlu temel eðitim, en azýndan burslu eðitim hakký, herkese açýk üniversite, herkese ulaþmasý gereken saðlýk hizmetleri, çocuklarýn çalýþmasýný yasaklayan yasalar, iþsizlik sigortasý, istihdama dönük politikalar ve tam istihdam hedefine dönük makro politikalar, bütün bunlar, 20.yüzyýlýn baþýndaki kapitalist modeli aldýðýnýz zaman olmayan þeylerdi ve sosyal demokratlarýn, partilerin, sivil toplumun ve sendikalarýn mücadelesi sayesinde piyasa modeline dahil edildi. Benim görüþüme göre, bunlar dahil edildiði için piyasa modeli baþarýlý olabildi, bu toplumlarý büyük sosyal dengesizliklere götürmeden. Bu sayede Batý Avrupa daki sosyal piyasa modeli, Doðu daki merkeziyetçi, devletçi modelden daha baþarýlý bir performans saðlayabildi. Dolayýsýyla, Berlin Duvarý nýn yýkýlýþý saðýn zaferidir demek, son derece yanlýþ bir deðerlendirmedir. Aslýnda Berlin Duvarý nýn yýkýlýþý ve merkeziyetçi, devletçi sosyalist modelin artýk yok olmasý, özellikle Batý Avrupa da bir ölçüde demokratlarýn, Amerika da da Demokrat Parti nin baþarýlý çalýþmalarýndan dolayý sosyal demokrasinin baþarýsýdýr. Yani Berlin Duvarý nýn yýkýlýþý ve merkeziyetçi, devletçi sosyalist modelin artýk yok olmasý, saðýn deðil, demokratik solun baþarýsýdýr. Berlin Duvarý yýkýlýnca, Japon asýllý Amerikalý düþünür Francis Fukuyama, artýk tarih bitti, sað- sol çatýþmasý tarihe karýþtý, büyük ideolojilerin çatýþmasý yok oldu, artýk dünya tek tip liberal demokrat sosyal bir modelde birleþti ve tabi tarih þu anlamda devam edecek, her gün yeni bir olay olacak, hergün teknoloji ilerleyecek, bir takým deðiþiklikler olacak ama eski tarih, yani o büyük çatýþmalarýn, ideolojik çatýþmalarýn tarihi bitti teziyle ortaya çýktý. Bu teze katýlmýyorum ve nedenini anlatmaya çalýþacaðým. Avrupa daki son 10 yýlýn olaylarýna ve siyasal geliþmelerine baktýðýmýz zaman, sosyal demokratlarýn bir bakýma yeni sorunlarla karþý karþýya kaldýklarýný ve biraz siyasal güç kaybettiklerini görüyoruz lý yýllarýn baþlarýnda, iki-üç ülke hariç bütün Avrupa da sosyalist ve sosyal demokrat partilerinin seçim kazandýðý bir ortam vardý. Bu þimdi, yüzde 40 a kadar geriledi. Bu neden oldu? Çaðdaþ Sosyal Demokrasi hangi sorunlarla karþý karþýya ve bu sorunlara nasýl yaklaþýyor? Ýki temel sorun kümesi var: Bir tanesi, devletin çok büyümesi. Devlet harcamalarýnýn milli gelir içindeki payý yüzde50-55 lere, hatta yüzde lere kadar çýkmýþ durumda. Bu harcamalarý finanse etmek için, çok yüksek vergiler konuldu. Örneðin; Ýsveç te 70 li, 80 li yýllarda gelir vergisinin üst dilimi yüzde 80 e kadar çýkýyordu. Yani, bir insan, kazancýnýn yüzde 80 i kadar gelir vergisi ödemek durumundaydý. Bu çok aðýr vergi yükü ve çok büyük devlet, aslýnda sosyal demokratlara o zamana kadar destek veren kitleler tarafýndan bile yadýrganmaya baþlandý. Avrupa da, devlette çok büyük büyüme olunca, bürokraside bir yayýlma ve bürokratik hastalýklarýn devlet hizmetlerinde daha rahatsýz edici duruma geldiðini gözledik. Örneðin; saðlýk alanýnda dar gelirlileri kapsayan, herkese saðlýk hizmeti hakkýný veren güzel bir saðlýk sistemi vardý. Fakat Ýngiltere pratiðinde olduðu gibi, bir hasta hastaneye gittiði zaman belki 6-8 saat beklemek durumunda kalýyordu. Devlet, hizmet yükü arttýkça bazý hizmetleri etkin biçimde vermekte zorlanmaya baþladý. Fransa da, özellikle 60 lý yýllarda, üniversite sisteminde çok büyük aksaklýklar, çok büyük yýðýlmalar gençlerin artan þikayetlerine yol açtý. Sosyal demokrasinin temel baþarýlarý, böyle bir sorunlarla karþý karþýya kaldý. Çok büyümüþ devletin etkin çalýþamamasý, siyasi tartýþmalarda saðýn ve muhafazakar partilerin kullandýðý bir eleþtiri malzemesi oldu. Diðer ve kanýmca bundan daha da önemli olan geliþme ise, küreselleþme ile ilgili geliþme. Dikkat ederseniz, her ne kadar sosyal demokratlar, sosyalistler eþitlik, barýþ, kardeþlik gibi evrensel deðerlerin sahibi oldularsa da ve bu evrensel deðerlerden yola çýktýlarsa da, bu deðerlerin pratik hayatta uygulanmasýnda ulus devletin gücünü kullanmak durumunda kaldýlar. Örneðin; piyasayý dengelemek için vergi sistemini ulus devlet uyguluyor. Bankalarý, finans sektörünü düzenleyen kurum, ulus devletin bir kurumu. Gelirdeki adaletsizlikleri düzeltebilmek ve tek baþýna baþý boþ iþleyen piyasalarý dizginlemek, daha düzenli bir biçime getirebilmek için sosyal demokrat iktidarlar, çok doðal ve çok doðru olarak kamu

15 KONFERANS gücünü kullanmak ve kamu gücüne dayanmak durumundaydýlar. Fakat, küreselleþmeyle birlikte, özellikle, iletiþim teknolojisindeki olaðanüstü deðiþikliklerle birlikte, dünyadaki ekonomik yapý özellikle 80 li yýllardan itibaren çok deðiþti. Örneðin; taþýma maliyetlerinin son 30 yýl içinde çok düþtüðünü ve dolayýsýyla dýþ ticaret potansiyelinin çok arttýðýný görüyoruz. Geçenlerde Bursa da, Renault Fabrikasýný ziyaret ettim. Bursa da araçlarýn bir kýsmý, Meksika ya ihraç edilmek üzere üretiliyordu. Bursa nere, Meksika nere? Ama taþýma ücretleri artýk dýþ ticaret hesaplarýnda önemli bir yer tutmuyor. Dolayýsýyla dünyada dýþ ticaretin toplam üretim içindeki payý, giderek artýyor. Ýþin bir boyutu bu. Ýkinci boyutu, üretimin küreselleþmesi. Bugün, dünya sanayi üretimine baktýðýnýz zaman, bunun yaklaþýk yüzde 35 ini uluslararasý þirketler doðrudan olarak gerçekleþtiriyor. Dolaylý olarak hesapladýðýnýz zaman, yani bir takým yan sanayi ile birlikte hesapladýðýmýz zaman, aslýnda bügünkü dünya sanayi üretiminin yüzde 70 ini çok uluslu þirketler ve küresel sermaye sahipliðinde olan örgütler yönetiyor. Bu çarpýcý bir geliþme. Diðer bir konu, finans piyasalarý. Eskiden dünyada var olan döviz piyasasý çok küçüktü. Esas dýþ ticarete konu olan döviz hacmi ve deðiþim hacmi, esas bunlara dayalý döviz rejimi önemliydi. Oysa bugün öyle deðil, her an milyarlarca, hatta trilyonlarca dolar el deðiþtiriyor. Bir Japon yatýrýmcýsý anýnda Meksika veya Türkiye nin hazine bonosunu alabiliyor. Þili deki bir emeklilik fonu, Türkiye de faizler yüksek diye Türkiye ye girelim diyebiliyor. Bunun hacmi olaðanüstü ölçüde arttý. Bankalar uluslararasýlaþtý. Bugün, dünyada sermaye piyasasýna hakim olan bankalar, büyük ölçüde uluslararasý bankalardýr. Çoðunun temelinde teknolojik deðiþimin yattýðý bütün bu geliþmeler, klasik ulus devletin 20. yüzyýlýn son 10 yýlýna kadar baþarabildiði denetim ve düzenleme görevini çok zorluyor. Ýki örnek vereyim. Bir tanesi vergi konusu ile ilgili. Diyelim ki, bir ülkede, sosyal harcamalarý, saðlýk harcamalarýný veya eðitimi finanse etmek için vergi artýrmak istiyorsunuz. Eðer komþu bir ülke, ayný anda o vergileri arttýrmýyorsa, o zaman sermaye sizin ülkenizden derhal komþu ülkeye kaçýyor. Dolayýsýyla, ulus devlet sosyal görevini yerine getirmekte güçlük çekiyor. Diðer bir örnek ise finans sektörü ile ilgili. Bunu Türkiye de de yaþadýk. Bankalar aslýnda döviz piyasalarýnda açýk pozisyon almamalý. Finans sistemi için, bir bankanýn dolar cinsinden borç alýp, onu sonra TL cinsinden yatýrmasý büyük bir risk oluþturuyor ve bunu denetlemek gerekiyor. Türkiye de de bu denetimi yapan BDDK var. Diðer ülkelerde de denetim kurumlarý var. Bankalarýn döviz pozisyonunu, bankalarýn uzun vadeli saðlýðý açýsýndan denetleyen mekanizmalar var. Eðer, bu bankalar, uluslararasý baðlantýlar içinde bu açýk pozisyonlarýný alýyorlarsa, örneðin belli bir parayý yurt dýþýndaki baþka bir bankaya yatýrýp oradan kredi alýyormuþ gibi gözüküyorsa ve açýk pozisyonunu o biçimde finanse ediyorsa, o zaman bir ulusal otoritenin, bir Merkez Bankasýnýn veya BDDK benzeri ulusal bir kurumun bunu denetlemesi çok zor, hatta mümkün deðil. Bütün bu nedenlerle, sosyal demokrat devlet veya sosyal demokrat siyasal hareket, bu küreselleþme karþýsýnda güç duruma düþüyor. Çünkü, bir yerde haklý nedenlerle ve geleneksel hedeflerine dönük biçimde kamu gücünü kullanmak istiyor. Fakat, küreselleþen ekonomide bunu yapamýyor veya eksik yapýyor. Bir üzücü örnek daha vereyim, seçim zamanýnda çok gündeme gelen bir örnek. Amerika ve Avrupa Birliði, ama özellikle ABD, kendi pamuðuna müthiþ destek veriyor. Dolayýsýyla Amerikan pamuðu, o destek sayesinde dünya piyasasýna çok düþük fiyatla geliyor. Bizim Ege deki veya Çukurova daki pamuk üreticisi bununla yarýþamýyor. Aslýnda bizim pamuk da çok yüksek maliyetle üretilmiyor ama ABD ve AB nin verdiði sübvansiyon karþýsýnda yarýþamýyor. O zaman Türk ulus devleti ne yapabilir bu durumda? Ýlk akla gelen gümrük koyarak, dýþardan gelen ucuz pamuða karþý, kendi pamuk üreticimizi koruyalým diye düþünebiliriz. Ama bunu yaparsak, Türk tekstil sanayini, pahalý pamuk almaya zorlamýþ olacaðýz. Dolayýsýyla, kendi pamuk üreticimizi korurken, kendi tekstil sanayimize zarar vermiþ olacaðýz. Nitekim, Yunanistan, o ucuz Amerikan pamuðunu

16 KONFERANS alýp, bizim tekstil sanayimiz karþýsýnda haksýz rekabet þansýna sahip olacak. Bu durumda ne yapabiliriz? Bazen pamuk üreticisine prim verebilir, yani, siz pamuðunuzu ucuza satýn, zararýna satýn, devlet de kasasýndan aradaki farký yani o zararý karþýlasýn deniliyor. Türkiye nin bunu bir ölçüde yapmasý lazým ama ne kadar yapabilir bunu? Türk hazinesi, bu borç durumu, bu maliye politikasý zorluklarý karþýsýnda, ne kadar Türk pamuðunu destekleyebilir. Sorunun asýl kaynaðý Türkiye de deðil. Sorunun asýl kaynaðý, Avrupa ve Amerika nýn kendi pamuðuna verdiði sübvansiyonda. Bu tür örnekleri verdiðimiz zaman sosyal devlet uygulamasýnda, ulus devletin bugünkü küresel çaðda karþýlaþtýðý zorluklarý görüyoruz. Bu, dünya çaðdaþ sosyal demokrat parti kongrelerinde, parti araþtýrma gruplarýnda çok güncel bir konu. Hep birlikte bunu tartýþýyoruz. Bildiðiniz gibi CHP de Sosyalist Enternasyonal in bir üyesi ve Avrupa sosyalist partileriyle iþbirliði yapýyor. Bunlarý tartýþýyoruz. Ýki konuda da yeni bir yaklaþým, yeni bir politikaya ihtiyaç var. Birinci konuda, genelde bugünkü çaðdaþ sosyal demokrasinin yaklaþýmý þu: Sosyal devletten kesinlikle vazgeçemeyiz, geçmek istemeyiz. Bizim ana hedefimiz sosyal devlettir ve sosyal hizmet açýsýndan dar gelirlilere ulaþmaktýr. Fakat, devleti çok büyüttüðümüzde, çok bürokratik bir yapý aldýðýný da kabul ediyoruz. Dolayýsýyla, bazý alanlarda sosyal hizmetleri özel sektör versin, ama devlet dar gelirliye bunun maliyetini, bunun kaynaðýný saðlasýn. Hastane konusunu örnek olarak alalým. Hastane mutlaka devlet hastanesi olmayabilir, özel hastane de olabilir. Ama, her dalda, her vatandaþýn ve özellikle dar gelirlinin bu saðlýk hizmetine ulaþabilmesi için kaynaðý olmasý, sigortasý olmasý gerekir. Bu sigortayý saðlamak da devletin temel görevidir. Aslýnda, eðitim için de ayný þey söylenebilir. Bütün eðitim kurumlarý devletin elinde olmayabilir. Ama, dar gelirli bir öðrencinin, eðer iyi çalýþýyorsa ve performans gösteriyorsa, en iyi eðitim kurumlarýna eriþme hakkýný devlet bursla, destekle saðlamalýdýr. Devlet, eðitimde hiç bir þekilde gelir daðýlýmýna dayalý ve gelir düzeyine dayalý bir farký kabul etmesin, buna karþý bursla mücadele etsin. Yani iki sektörde de (eðitim ve saðlýkta) sosyal devlet hedefinden vazgeçmeden, fakat özel sektörü de bu hizmete çekmek, devletin bazen fazla hantal olan bürokrasisini azaltmak, bir ölçüde devletin o açýdan ölçeðini küçültmek, ama ayný zamanda da dar gelirliye bu sosyal hizmetlere ulaþabilmesi için gerekli kaynaðý kesinlikle saðlamak için çalýþsýn. Sosyal devletle ilgili bu yaklaþým, bugün Avrupa sosyal demokrat partilerinde büyük ölçüde geçerli olan yaklaþým. Bunun ayrýntýlarý çok tartýþýlýyor. Tam olarak saðlýkta nasýl olmalý, eðitimde nasýl olmalý, tarýmdaki destek nasýl olmalý? Fakat, temel yaklaþýmda bir görüþ birliði var. Peki, küreselleþmeyle nasýl baþa çýkýp, karþýsýnda neler yapacaðýz? Daha zor ve henüz pek de çözüm bulunmamýþ bir alandayýz. Bir çok insan, küreselleþmedeki haksýzlýklarý, dengesizlikleri görünce, tümüyle küreselleþmeye isyan ediyor. Büyük sermayenin önderliðinde oluþan küreselleþmeye ahlaki bir tepkiyle karþý çýkýyor. Brezilya da her yýl Dünya Sosyal Forumu toplantýlarý gerçekleþiyor. Bu ahlaki tepki aslýnda sol açýdan ve sosyal demokrat açýdan da desteklenen ve anlaþýlan bir tepki. Ama, diðer taraftan, iletiþim teknolojisindeki devrimi geri çevirmek mümkün deðil, yararlý da deðil. Kaçýnýlmaz olarak bu küresel teknoloji, küresel finans piyasalarý, ticaret mekanizmalarý iþleyecektir. Dolayýsýyla, küreselleþmeyi reddetmek veya biz istemiyoruz, kapýlarýmýzý kapatýp tek baþýmýza yaþayacaðýz demektense (ki bunun pratik olanaðý yok), onun yerine, biz geçmiþte ulus devlet düzeyinde vahþi piyasayý kamu gücüyle nasýl dizginlediysek, ayný biçimde uluslararasý düzeyde de vahþi piyasayý dizginlememiz ve uluslararasý düzeyde bunu yapabilecek bir kamu gücünü oluþturmamýz gerekir yaklaþýmý, bugünkü çaðdaþ sosyal demokraside aðýr basan ve giderek daha fazla destek bulan bir yaklaþýmdýr. Ama, bu yaklaþýmýn zorluðu, bu uluslar üstü veya uluslararasý kamu gücü nasýl ve nerede oluþacak? Kýta düzeyinde mi oluþacak? Örneðin, Avrupa Birliði düzeyinde mi oluþacak, Birleþmiþ Milletler düzeyinde mi oluþacak, Dünya Bankasý gibi kurumlar etrafýnda mý oluþacak, bunlar tartýþýlýyor. Bu konuda çok kolay, çok kesin bir çözüm bulunduðunu iddia etmek de henüz mümkün deðil. Güncel bir konuya burada bir parantez açarak temas etmemiz gerekiyorsa, Irak Savaþýna karþý olan sosyal demokratlar arasýndaki tepki, özellikle Avrupa da niye bu kadar kuvvetli oldu? Niye Londra da 1 milyon insan yürüdü? Saddam Hüseyin i sevdikleri için deðil, Irak taki rejime herhangi bir sempati duyduklarý için deðil. Bu insanlar büyük ölçüde, küreselleþen dünyada, artýk uluslararasý hukuðun, uluslararasý dayanýþmanýn ve uluslararasý örgütlerin etkin olmasý gerektiðine inandýklarý için ve maalesef bunu tamamen dýþlayan ve Birleþmiþ Milletler in

17 KONFERANS yetkisini reddeden bir tutum karþýsýnda, bu yeni çaðdaþ sosyal demokrat uluslararasý küreselleþme ideolojisini anlatmak için ya da o ideolojinin verdiði his ve düþüncelerle yürüdü. Bu örneði özellikle Avrupa Birliði nde çok görüyoruz. Avrupa Birliði, ulus devlet düzeyindeki bir çok yetkiyi artýk Avrupa düzeyinde gerçekleþtiriyor. Dolayýsýyla, sosyal demokratlar Avrupa Birliði ni, aradýklarý kamu gücünü, yeni piyasalar ve yeni teknolojiler karþýsýnda, yeniden daha etkin kýlacak bir araç olarak görüyor. Çaðdaþ Sosyal Demokrasi Türkiye de nereye gidiyor? CHP olarak, biz bu tartýþmalara katýlýyoruz. Kardeþ partilerimizle toplanýyoruz. Örneðin, CHP 2004 Avrupa Parlamentosu seçimlerine, diðer sosyal demokrat partilerle giremeyecek. Çünkü þu anda Avrupa Parlamentosu nda üye olmadýðýmýz için Türkiye nin milletvekili seçmesi mümkün deðil. Ama, seçim stratejisine, seçimde oluþturulacak bildirgilere, bütün bu çalýþmalara katýlýyoruz. Bu çok önemli, çünkü bugünkü dünyada sadece kendi içimizde çözüm deðil, diðerleriyle birlikte çözüm üretmemiz lazým. Örneðin; eðer Türk pamuk üreticisini korumak istiyorsak, bir þekilde bizim gibi düþünenleri, ABD ve AB yi, pamuk sübvasyonlarýndan vazgeçirmemiz lazým. Esas çözüm burada. Þimdi, Türkiye deki sosyal demokrat hareketin tarihçesine kýsaca bir bakalým. Aslýnda Türkiye 19. asýrda çok farklý bir konumdaydý. Osmanlý Ýmparatorluðu henüz ulus devlet olmamýþ ve dolayýsýyla bizim 19. asýr tarihimiz, Avrupa tarihinden çok ayrý geliþti. Fakat, Cumhuriyetin kurulmasýyla Türkiye de Avrupa tipi bir ulus devlet oluþtu. Atatürk ün öncülüðünde, hem tarihimiz hem de kendi içimizdeki tartýþmalarýmýz giderek diðer ulus devletlerin tartýþmalarýna benzemeye baþladý. CHP nin kökeninde Marksizm yoktur. CHP ilk baþta, ilerici, laik, devrimci ama kendini solda tanýmlamayan milliyetçi bir partiydi. Yani Türkiye Cumhuriyeti ni kuran milliyetçi bir partiydi. CHP nin giderek kendini merkez solda tanýmladýðýný görüyoruz. Bu, belli bir süreç içinde oldu. Aslýnda, Atatürk ün ve arkadaþlarýnýn dünyaya yaklaþýmý açýsýndan bu doðal bir geliþmeydi. Çünkü, Atatürk ün ve arkadaþlarýnýn yaklaþýmý deðiþime, eþitliðe, halkçýlýða, adalete çok yakýn bir yaklaþýmdý. Ama, o günün þartlarý içinde, bir taraftan Stalin in, öbür taraftan Hitler ve Mussolini nin kol gezdiði bir dünyada, 1920 li, 1930 lu yýllar, aslýnda sosyal demokrasinin en zayýf, en ezildiði yýllarýydý. O yýllarda CHP nin ve Türkiye deki o siyasal hareketin açýktan bir sosyal demokrat çizgide olmasý beklenemezdi. Kaldý ki, Sovyet Rusya ile sorunlarýmýz vardý. Toprak sorunlarýmýz vardý. Acaba Türkiye ye hakim olmak ister mi kaygýsýyla, sola karþý milliyetçi bir kuþku, milliyetçi bir refleks de vardý Türkiye de yýlýnda, o zaman CHP Genel Baþkaný olan Ýsmet Ýnönü, ilk kez ortanýn solundayýz dedi ve ilk kez o Kemalist, laik, devrimci, halkçý CHP yi batýlý anlamda siyasal yelpazede solda tanýmladý. Ondan sonra, Bülent Ecevit in Genel Sekreter olmasý ve ortanýn solu hareketinin geliþmesiyle, CHP nihayet 70 li yýllarda siyasal yelpaze ve siyasal düþünce çerçevesi içinde kendini solda bir parti olarak tanýmladý. Bazen sosyal demokrat, bazen demokratik sol, bazen ortanýn solunda, yani o kavramlar arasýnda bir çok tartýþma da yaþandý. Fakat, açýktan demokratik solda olan bir parti olarak geliþmeye baþladý. Dikkat edilirse, bu aslýnda CHP için 70 li yýllarda büyük bir geliþmeye yol açtý. Seçim kazanamazken, 70 li yýllarda çok ciddi seçim baþarýlarýný elde edebildi seçimlerinde yüzde 43 oranýnda oy alarak 1950 den sonraki tarihinde en yüksek oy oranýna ulaþtý. CHP, 70 li yýllarda kendini, hem Atatürkçü, hem devrimci, hem laik, ayný zamanda da sol, demokratik sol bir parti olarak tanýmladýðý zaman, toplumdan olumlu yanýt aldý. Ondan sonra Türkiye de darbe oldu, yasaklar geldi. Fakat, hiçbir zaman CHP veya onu izleyen partiler, ondan sonra SHP, DSP gibi partiler, merkez solda, sosyal demokrat veya demokratik sol niteliklerini kaybetmediler. Türkiye, daha çok Avrupa siyasal yapýsýna benzeyen, solda þu anda CHP, (bir bölünme olmuþtu lider düzeyinde, DSP-CHP gibi, ama temelde solda bir büyük sosyal demokrat hareket), saðda da diðer hareketler gibi bir yapýya doðru gitti. Bizim sosyal demokratlar olarak önümüzdeki görev, bu tarihi evrimi devam ettirmek, bunu yaparken de bu sürecin Türkiye nin özelliklerini taþýyan yapýya da sahip olmasýna dikkat etmektir. Örneðin, Türkiye de tarým çok önemli. Bir Avrupa ülkesinde, tarým nüfusu yüzde 5 iken, Türkiye de yüzde 35. Yani, ülkemizin kendine özgü özelliklerini dikkate alarak, ayný zamanda çaðdaþ sosyal demokratlarýn yöneldikleri çözümleri de benimseyerek, yeniden 2000 li yýllarda, çaðdaþ Türk Anadolu sol geleneðiyle barýþýk ve ona dayalý, fakat ayný zamanda sosyal demokrasinin evrensel

18 KONFERANS deðerlerini kabul eden ve onlarý geliþtiren bir sentezi, CHP çatýsý altýnda oluþturmalýyýz. Bunda baþarýlý olursak, sanýyorum Türkiye deki siyasal yapý çok daha saðlýklý bir hale gelecek ve gerçekten bugünkü iktidara, saðlýklý demokratik bir alternatifin oluþmasýnda baþarýlý olacaðýz. Fakat, bunu henüz baþarmýþ deðiliz. Þu anda CHP ye baktýðýmýz zaman, parti içinde veya parti yandaþlarýnda, bir taraftan 20 li, 30 lu yýllardan gelen gelenek var. Bu geleneðe sahip çýkmamýz, gurur duymamýz lazým. Ama, bu gelenek, zaman zaman, özellikle de 2. Dünya Savaþý ve ondan sonraki yaþanan olaylar yüzünden, aslýnda olduðundan ve Atatürk ün isteðinden daha devletçi, daha merkeziyetçi, daha sýnýrlayýcý, yasakçý bir model haline yer yer dönüþtürüldü. Dolayýsýyla, CHP eþittir devlet, yasaklar, güdüm hissi vatandaþlarýmýzýn bir kýsmýnda devam ediyor. Bunu bir ölçüde aþmamýz lazým. Diðer taraftan da, çaðdaþ sosyal demokrasinin de karþý karþýya bulunduðu sorunlarý, birlikte çözebilmemiz lazým. Örneðin, sosyal devlet ve sosyal hedeflere sadýk kaldýðýmýz zaman ve bunlarý gerçekleþtirmek istediðimiz zaman, bunu en etkin biçimde, en az kaynak kullanarak, en güzel biçimde nasýl yapabiliriz? Bunu araþtýrmamýz lazým. Aslýnda, CHP bunu Çözüm 2000 bildirgesinde gayet güzel biçimde anlatýyor. Hastane örneðini veriyorum. CHP nin programýnda illa da devlet hastanesinde, tedavi olacaksýnýz diye bir þey yok. Devlet sigortanýzý saðlayacak, gerekirse o sigorta kaynaðý ile birlikte özel hastanede tedavi olacaksýnýz. Yani o dönüþümü, CHP büyük ölçüde programýnda baþarmýþ durumda. Fakat, tabanýnda ve örgütünde bu modelin pratikte nasýl iþleyeceði ve tam olarak benimsenmesi biraz daha zaman alacak. CHP, bu sentezi yani milliyetçi, Atatürkçü gelenekle, sevdiðimiz, sahip çýktýðýmýz bu gelenekle, Avrupa türü çaðdaþ bir sosyal demokrasiyi birleþtirebilirse, çaðýmýza uygun bir sentezi yaratmýþ olur. Ama, bu iki akým birleþemezse ve bir bakýma birbirine paralel, hatta birbirine biraz kuþkuyla bakarsa, o zaman o sinerjiyi, o gücü solda yaratamaz. Bugün yaþadýðýmýz tartýþmalarýn kaynaðýnda bu var. Özgürlük konusuna özellikle gelmek istiyorum. Çaðýmýzda, Türkiye de, CHP den daha çok özgürlüklere sahip çýkan baþka bir parti olmamalýdýr. Biz, geçmiþten gelen bir takým korkularý yenerek sonuna kadar özgürlükçü olmalýyýz. Fakat, merkeziyetçiliði ve deðiþimden korkunun izlerini yer yer hala görüyoruz. Bugün, Avrupa Birliði sürecinde, Türkiye için meclisten geçirdiðimiz bir dizi yasa var. Bu yasalar henüz kýsmen uygulanýyor. Bunlarý biz istedik, biz oy verdik, biz destekledik. Fakat bu yetmez. Ayný zamanda bunun takipçisi olmalýyýz. CHP nin önümüzdeki dönemde o sentezi oluþtururken, daha cesur biçimde özgürlükçü olmasýnda büyük yarar var. Bu esasen geleneðimizle hiç bir biçimde çeliþmiyor yýlýnda, Ankara da Öðretmenler Kurultayý Toplantýsýnda Atatürk öðretmenlere sesleniyor: Cumhuriyet, öðretmenlerden düþüncesi hür, vicdaný hür, sezgi ve anlayýþý hür kuþaklar yetiþtirmesini ister. Yani Atatürk, düþünce, vicdan, sezgi, anlayýþ, hepsi özgür olmalý diyor. Þimdi, böyle bir insanýn izindeyiz deyip, yasakçý, sýnýrlayýcý bir devlete sahip çýkmak, esas çeliþkiyi oluþturur. Atatürkçülük, hiçbir zaman yasakçý bir ideoloji olmamýþtýr. Fakat, Atatürkçülüðü yasakçý bir ideolojiye dönüþtürmek isteyenler olmuþtur. Bulunduðumuz nokta bu. Önümüzdeki görev kolay deðil. Sosyal devlete, sosyalist geleneðe sahip çýkmalýyýz. Sosyal adalet olmadan, sosyal denge olmadan, baþarýlý bir piyasa ekonomisinin olmayacaðýný anlatmalý ve ikna etmeliyiz. Ayný zamanda, bunu yaparken sosyal devletin hantal, yasakçý ve aðýr yük oluþturan bir devlet deðil, tersine etkin, vatandaþa gerçekten destek olan, piyasayý bozmadan düzenleyen veya daha iyi iþlemesini hedef alan bir devlet düzenlemesini hedeflediðimizi anlatmalýyýz. Bizim devletçiliðimizin, piyasa karþýsýnda, vatandaþ karþýsýnda, sivil toplum karþýsýnda bir devletçilik olmadýðýný, tersine, bütün bu kurumlarýn daha iyi, daha saðlýklý ve herkese daha yararlý olabilmesi için gereken bir devletçilik anlayýþýnýn olduðunu özellikle gençlere anlatmalýyýz. Somut olarak, bu Çankaya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Kamil Mutluer, Kemal Derviþ e teþekkür plaketini verirken.

19 KONFERANS sosyal hedeflere nasýl ulaþacaðýmýzý anlatmalýyýz. Uluslararasý düzeyde de, bugünkü küresel dünyanýn gerçeklerini görüp, ona göre hareket etmeliyiz. Artýk bazý konularý, sadece ulus devlet düzeyinde halletmemiz mümkün deðil. Türkiye büyük ve güçlü bir ülke ve diðer ülkelerle, diðer sosyal demokrat hareketlerle birleþip, bu sorunlarý küresel düzeyde çözmeye yönelik çabalara katýlmalý, bu çabalar içinde var olmalý. SORU CEVAP Soru : Tüm parti programlarýnýn birbirine benzediði bir dönemde, günümüz sosyal demokrasisi ekonomik, sosyal, siyasal açýdan ülke sorunlarýný çözmede neler önermektedir? Cevap : Aslýnda bütün parti programlarý yüzeysel olarak belki birbirine benziyor ama temelde, biraz derinlere indiðiniz zaman, birbirine benzemiyor. Fakat, çaðdaþ demokrasilerde, genelde partiler partili olmayan merkezdeki vatandaþ için yarýþýyor. Nasýl olsa solda olan bir vatandaþ, büyük ihtimalle CHP ye veya baþka bir sol partiye oy verecektir. Saðda da buna benzer bir durum var. Esas yarýþma merkezle ilgili olduðu için, doðaldýr ki hem solda ki, hem saðda ki partiler daha ýlýmlý olan bu merkezi yakalamaya çalýþýr. Ama, temelde programlar arasýnda ciddi farklar vardýr. Sosyal demokrat bir partinin programýnda, sosyal devlet hedefi diðer partilere kýyasla çok daha ciddi, çok daha köklü biçimde vardýr. Parti programýnda popülist bir söylemle, herkese her þeyi vaat etmek çok kolay. Programý anlamak için gerçekçi çözümlere bakmak gerekir. Diðer bir konu da Avrupa Birliði. Avrupa Birliði Türkiye için çok önemli bir hedef, ekonomimiz için, yatýrýmýmýz için, istihdamýmýz için çok çok önemli bir hedef. Türkiye yi gerçekten Avrupa Birliði nde güçlü, kendi çýkarýný koruyan, fakat, ayný zamanda da tümüyle Avrupa daki standartlara, özgürlüklere uyan bir ülke yapma hedefini CHP son derece samimi ve güçlü olarak taþýyor. Soru : Güçlü bir ekonomiye geçmeden baþarýlý bir sosyal demokrasi ortamý olabilir mi? Bu baðlamda güçlü bir ekonominin neresindeyiz? Cevap : Eðer çok güçlü bir ekonomiye sahipseniz, hýzlý büyüyorsanýz, o zaman tabi ki gelir daðýlýmýný gözetmek daha kolay. Dar gelirliye, tarýma, küçük çiftçiye, küçük esnafa destek vermek, ihtiyacý olan bütün gençlere burs bulmak daha kolay. Dolayýsýyla, çok güçlü bir ekonomide sosyal demokrat olmak daha kolay. Ama, çok güçlü bir ekonomide deðilseniz bile, gene de sosyal demokrat bir yaklaþýmýn daha sürdürülebilir bir büyümeye yol açtýðýna inanýyorum. Bizim gibi geliþmekte olan bir ülkede, büyümeye büyük önem vermeliyiz. Bu yýl yüzde 2 büyüyelim yeter diyemezsiniz. Japonya bunu söyleyebilir, Almanya bunu bir ölçüde söyleyebilir ama Türkiye söyleyemez. Türkiye, mutlaka yüzde 7 büyüme hedefine odaklanmalý. Eðer, bu büyüme sürecinde sosyal boyutu unutursanýz, sosyal dengeleri koruyamazsýnýz, gelir daðýlýmýný bozulmaktan koruyamazsýnýz ve iþte o zaman çok ciddi dengesizlikler, ekonomik ve sosyal krizler ortaya çýkar. Benim 80 li yýllarda uygulanan modelde, beðenmediðim, eksik bulduðum taraf aslýnda bu. Aslýnda doðal, sosyal demokrat bir model deðildi. Özal, 80 li yýllarda Türkiye de, çok baþarýlý bir ekonomik büyüme sürecini baþlattý. Türkiye 80 li yýllarda hýzlý büyüdü, ihracat hýzlý geliþti, fakat ayný yýllarda sosyal yapý çok bozuldu, sosyal denge çok bozuldu ve kamu gücü, devlet çok zayýfladý. Çünkü, o anlayýþ içinde yani sosyal demokrat olmayan bir anlayýþ içinde, kamu gücünün, devletin çok fazla bir önemi yoktu. Herþeyi özel sektör yapar, herþeyi piyasalar yapar anlayýþýndaysanýz, devlet de bazý þeyleri yapsýn ama, o kadar da önemli deðil düþüncesinde olursunuz. Türkiye de, Anavatan Partisi nin getirdiði anlayýþ buydu. Siyasi partiler arasýndaki fark, iþte bu farktýr. Sosyal demokrat bir parti devleti boþ veremez. Devletsiz bir piyasanýn düzgün iþlemeyeceðini bilir. Devletin kurumlarýna sahip çýkmak mecburiyetindedir. Çünkü, o kurumlara hedefleri açýsýndan ihtiyacý var. Bu çok önemli bir fark. Ama ayný zamanda, bu devletin etkin olmasý, vatandaþlarý ezmemesi, hizmet anlayýþýyla vatandaþlara yaklaþmasý ve özgürlükleri artýk kýsmamasý gerekir. Bu da o sosyal devletin ikinci bir boyutudur. Geliþmekte olan bir ekonomide, bu nedenlerden dolayý aynen geliþmiþ ülkelerde olduðu gibi sosyal demokrat olmakta yarar vardýr. Uzun dönemde ekonomiye de büyük yararlarý olacaktýr. Sosyal demokrasi sadece bir daðýlým, sadece bir hakça gelir daðýlýmý meselesi deðil, ayný zamanda saðlýklý, sürdürülebilir, ülkeyi krize sokmadan düzenli bir büyümenin teminatý olmalýdýr. Bu konferans Çankaya Üniversitesi Ekonomi Topluluðu tarafýndan 6 Mayýs 2003 tarihinde gerçekleþtirilmiþtir.

20 ARAÞTIRMA-ÝNCELEME Ceza Adaletinin Anatomisi Hukuk, kavramlar ve soyutlamalarla dile getirilmekte, gerekçelendirilmekte ve somutlaþtýrýlmakta ise de, kurallarýndan biri ihlâl edildiðinde cezalandýrýlan ve cezaevine konulanýn bir kavram deðil, bir insan olduðu unutulmamalýdýr. Bir kavram ne denli yüceltilirse yüceltilsin, anlamý, kavramýn bireysel varlýklarýn deneyimlerine iliþkin sonuçlarý gözlenerek irdelenmeli; ve hukuk bilgisinin, uðruna hukuk yaratýlan kiþiler/toplum göz ardý edildiðinde, çok az þey ifade edeceði bilinmelidir. Hukuk ilmi, dikkatini yalnýzca hukuk kurallarýnýn incelenmesi ve açýklanmasý üzerine odaklanmakla yetinemez. Hukuk ile sosyal koþullar ve kültürel realiteler arasýndaki dinamik iliþkiler ve etkileþim süreci de inceleme kapsamýna alýnmalý; sorunlara gecekondu türü yaklaþýmlardan kaçýnýlmalýdýr. Günümüzde ise yargýlamanýn uygun yönetimi ile bu süreçte rol alan kiþilerin pratiði, bu süreci düzenleyen hukuk kurallarýnýn teknik mükemmelliðinden daha fazla önemlidir. Unutulmamalýdýr ki, kiþi haklý olduðu davasýný kaybedebileceði gibi suçlu kiþi de (örneðin davasý zamanaþýmýndan düþtüðü için) ceza görmeyebilir. Bu baðlamda, yargýlama usulündeki kurum ve araçlarýn adaletin gerçekleþmesine ne derece yardýmcý olduðu; mahkeme kararlarýnýn usuldeki rafine kavramlar sonucu daha mý adil olduðu gibi sorular gündeme gelmektedir. Yargýlama süreci gerçekte akademisyenlerin eserlerinde iþlediði mantýksal soyutlamalardan üretilmiþ kesin sonuç saðlayan bir normlar kümesi deðildir. Yargýlama sürecinde yer alan aktörler; hâkimler, taraflar, avukatlar ile yardýmcý personelden Gecikmeler oluþmaktadýr. Bu kiþiler, ne soyut yaratýklar ve ne de benzer mekanik kuklalardýr. Her biri kendi bireysel ve sosyal dünyasýnda, duygu, Ýþ Yükü düþünce, ilgi alanlarý ve alýþkanlýklarý (bazen de kötü alýþkanlýklarý) olan kiþilerdir. Teknolojik Ýþte tüm bu kiþilerin iliþkileri Destekten ile oluþan ve her adliyeye Yoksunluk özgü olan adliye kültürü zaman zaman sorun kaynaðý olabilmekte; yargýlama sürecini etkileyerek yargýlama hýzýný yükseltebilmekte(!) veya yavaþlatabilmektedir 1. Bu durumda, yargýnýn uygun iþleyiþinde, de-facto uygulama, yasalardan daha önemli olmakta; usul hukukunda seçenek ve takdire yer veren fýrsatlardan yararlanan aktörler, norm uygulamayý, amaçlananýn tam tersi istikamete yöneltmekte veya deforme etmektedir. Ýþte aktörlerce sistemde sergilenen bu durum, mükemmel detay çalýþmalarýna karþýn adalet sarayý mimari projesindeki, irrasyonel rüzgarlarýn girmesine olanak veren, açýk pencerelerdir. Ýþte bu pencereler nedeniyle Hukuk Usulü 22 kez, Ceza Usulü ise 26 kez tadilat görmüþtür. Evrensel Bir Sorun: Yargýda Gecikme Genelde yargýnýn etkin ve kaliteli hizmeti makul süre içerisinde sunabilmesi için yargýda gecikmeye özgü aþaðýdaki þemada yer alan nedenler üzerinde durularak her birine özgü etkinin en aza indirilmesi için dinamik bir yaklaþým sergilenmelidir. Suçun Bedeli Yargýda Gecikme Nedenleri Usul Hukukundan Taraflarýn Neden Örgütlenme ile Kaynaklanan Olduðu Gecikmeler Sistemin Çeþitli Kesimlerindeki Niteliklerden Kaynaklanan Kapasite Üstü YARGILAMA Gecikmeler SÝSTEMÝ Sistemin Etkinliði Ýçin Gerekli Mali Destek Verilmemesi Davanýn Özelliklerinden Kaynaklanan Gecikmeler Kamu düzeni ve güvenliði açýsýndan ölçümlenmesi yapýlacak bir parametre ise, Türkiye'de iþlenen suçlarýn faturasýdýr. Ceza adaleti sistemi (kolluk, Dr. Mustafa T. YÜCEL, LL.M, JSD Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öðretim Üyesi

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1 01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1 Düþen Faizler ÝMKB yi Yýlýn Zirvesine Çýkardý Merkez Bankasý ndan gelen faiz indirimine devam sinyali bono faizini %7.25 e ile yeni dip noktasýna çekti. Buna baðlý olarak

Detaylı

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10 07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10 'HEDEFÝMÝZ EN BÜYÜK 10 EKONOMÝ ARASINA GÝRMEK' Baþbakanýmýz, Ulusa Sesleniþ konuþmasýnda Türkiye'nin potansiyelinin de hedeflerinin de büyük

Detaylı

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum ÇEVRE VE TOPLUM 11. Bölüm DOÐAL AFETLER VE TOPLUM Konular DOÐAL AFETLER Dünya mýzda Neler Oluyor? Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum Volkanlar

Detaylı

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi 2009-11 Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi Ýstanbul, 12 Mart 2009 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2009/11 Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi

Detaylı

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Fiskomar. Baþarý Hikayesi Fiskomar Baþarý Hikayesi Fiskomar Gýda Temizlik Ve Marketcilik Ticaret Anonim Þirketi Cumhuriyetin ilanýndan sonra büyük önder Atatürk'ün Fýndýk baþta olmak üzere diðer belli baþlý ürünlerimizi ilgilendiren

Detaylı

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde) V KAMU MALÝYESÝ 71 72 KAMU MALÝYESÝ Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. A. KONSOLÝDE BÜTÇE UYGULAMALARI 1. Genel Durum 1996 yýlýnda yüzde 26.4 olan

Detaylı

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10 Proje Yönetimi ÝÇÝNDEKÝLER Konular 5 Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10 Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23 Araç 1: Araþtýrma sorularý Araç 2: Belirsiz talimatlar Araç 3: Robotlar 28 Örnek

Detaylı

Mart 2010 Otel Piyasasý Antalya Ýstanbul Gayrimenkul Deðerleme ve Danýþmanlýk A.Þ. Büyükdere Cad. Kervan Geçmez Sok. No:5 K:2 Mecidiyeköy Ýstanbul - Türkiye Tel: +90.212.273.15.16 Faks: +90.212.355.07.28

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ I II ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ Sayfa TÜRKÝYE EKONOMÝSÝNÝN GENEL GÖRÜNÜMÜ... 3 I- EKONOMÝNÝN GENEL DENGESÝ... 9 II- III- MÝLLÝ GELÝR VE SABÝT SERMAYE YATIRIMLARI A. GAYRÝ SAFÝ MÝLLÝ HASILA...

Detaylı

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ IPA Cross-Border Programme CCI No: 2007CB16IPO008 BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ SINIR ÖTESÝ BÖLGEDE KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLÝ ÝÞLETMELERÝN ORTAK EKO-GÜÇLERÝ PROJESÝ Ref. ¹ 2007CB16IPO008-2011-2-063, Geçerli sözleþme

Detaylı

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI Kýzýlcaþar Geleceðe Hazýrlanýyor Gelin Birlikte Çalýþalým ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI Mart 2014 ALPER YILMAZ Halkla Bütünleþen MUHTARLIK Ankara Gölbaþý Kýzýlcaþar Köyünde 4 Mart 1979

Detaylı

Gelir Vergisi Kesintisi

Gelir Vergisi Kesintisi 2009-16 Gelir Vergisi Kesintisi Ýstanbul, 12 Mart 2009 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2009/16 Gelir Vergisi Kesintisi 1. Gelir Vergisi Kanunu Uyarýnca Kesinti Yapmak Zorunda Olanlar: Gelir Vergisi

Detaylı

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr.

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. V KAMU MALÝYESÝ 73 74 KAMU MALÝYESÝ Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. A. KONSOLÝDE BÜTÇE UYGULAMALARI 1. Genel Durum 2000 yýlýnda uygulamaya konulan

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ I II ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ Sayfa TÜRKÝYE EKONOMÝSÝNÝN GENEL GÖRÜNÜMÜ... 3 I- 2004 YILI GENEL EKONOMÝK HEDEFLERÝ... 9 A. BÜYÜME... 9 B. KAYNAKLAR-HARCAMALAR DENGESÝ... 10 II- MÝLLÝ

Detaylı

21-23 Kasým 2011 Çeþme Ýzmir www.tgdfgidakongresi.com organizasyon Ceyhun Atýf Kansu Caddesi, 1386. Sokak, No: 8, Kat: 2, 06520 Balgat / Ankara T:+90 312 284 77 78 F:+90 312 284 77 79 Davetlisiniz Ülkemiz

Detaylı

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi 10 Faaliyet Raporu Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi Ýçindekiler Yönetim ve Denetim Kurulu Temettü Politikasý Risk Yönetim Politikalarý Genel Kurul Tarihine Kadar Meydana

Detaylı

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý Spor Bilimleri Derneði, üyeler arasýndaki haberleþme aðýný daha etkin hale getirmek için, akademik çalýþmalar yürüten bilim insaný, antrenör, öðretmen, öðrenci ve ilgili

Detaylı

VIII MALÝ PÝYASALAR 125

VIII MALÝ PÝYASALAR 125 VIII MALÝ PÝYASALAR 125 126 MALÝ PÝYASALAR Para ve sermaye piyasalarýndan oluþan mali piyasalara iliþkin geliþmeler aþaðýdadýr. I. PARA PÝYASALARI Kýsa vadeli fonlarýn arz ve talebinin karþýlaþtýðý piyasalarýn

Detaylı

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM IX FÝYATLAR 145 146 FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM 2000 yýlýnda önceki yýlýn önemli ölçüde altýnda seyreden fiyat artýþlarý 2001 yýlýnýn ikinci ayýnda kurlarýn serbest býrakýlmasý sonucu üçüncü

Detaylı

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / 2008. Sayýn Makina Üreticisi,

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / 2008. Sayýn Makina Üreticisi, ... /... / 2008 Sayýn Makina Üreticisi, Firmamýz Bursa'da 1986 yýlýnda kurulmuþtur. 2003 yýlýndan beri PVC makineleri sektörüne yönelik çözümler üretmektedir. Geniþ bir ürün yelpazesine sahip olan firmamýz,

Detaylı

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY söyleþi - interview ÝKTÝSAT ÝÞLETME ve FÝNANS SÖYLEÞÝ DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY Bu söyleþi, Genel Yayýn Yönetmenimiz Ali Bilge tarafýndan 15

Detaylı

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI Yarýþmanýn Amacý 1. ÝTHÝB 1.ÝTHÝB Teknik Tekstiller Proje Yarýþmasý, Ýstanbul Tekstil ve Hammaddeleri Ýhracatçýlarý Birliði'nin Türkiye Ýhracatçýlar Meclisi'nin katkýlarýyla Türkiye'de teknik tekstil sektörünün

Detaylı

Simge Özer Pýnarbaþý

Simge Özer Pýnarbaþý Simge Özer Pýnarbaþý 1963 yýlýnda Ýstanbul da doðdu. Ortaöðrenimini Kadýköy Kýz Lisesi nde tamamladý. 1984 yýlýnda Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü nü bitirdi.

Detaylı

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU. ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU. Sendikamýz Yönetim Kurulu Üyesi Erhan KAMIÞLI, 28 Mart 2001 tarihi itibariyle H.Ö. Sabancý Holding Çimento Grubu Baþkanlýðý'na atanmýþtýr.

Detaylı

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor Türkiye'nin insanlarý, mevcut saðlýk düzeyini hak etmiyor. Saðlýk hizmetleri için ayrýlan kaynaklarýn yetersizliði, kamunun önemli oranda saðlýk

Detaylı

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler 2008-75 SSK Affý Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit - 2008/75 Sirküler Sosyal Güvenlik Kurumu'na Olan Prim Borçlarýnýn Ödeme Kolaylýðýndan Yararlanmamýþ Olanlara, Tekrar Baþvuru Ýmkâný Ge

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar Öðrencinin Adý ve Soyadý Doðum Yeri ve Yýlý Fakülte Numarasý Bölümü Yaptýðý Staj Dalý Fotoðraf STAJ BÝLGÝLERÝ Ýþyeri Adý Adresi Telefon Numarasý Staj Baþlama Tarihi Staj Bitiþ Tarihi Staj Süresi (gün)

Detaylı

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi 12 1 KOBÝ'lere AB kapýsý Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi 2 3 Projenin amacý nedir Yurt dýþýna açýlmak isteyen yerli KOBÝ'lerin, Lüksemburg firmalarý

Detaylı

03 ŞUBAT 2011 PERŞEMBE AK PARTİ EKONOMİ İCRAATLARI SAYI 11

03 ŞUBAT 2011 PERŞEMBE AK PARTİ EKONOMİ İCRAATLARI SAYI 11 03 ŞUBAT 2011 PERŞEMBE AK PARTİ EKONOMİ İCRAATLARI SAYI 11 03 Þubat 2011 Perþembe Kemal AKAR Ýl Baþkan Yard. Ekonomi Ýþleri EKONOMÝDE GELÝÞMELER Kiþi Baþýna Milli Gelir 10 Bin Dolarý Aþtý Teþkilatýmýzýn

Detaylı

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü? BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü? Hükümetler birinci basamak saðlýk hizmetleri konusundaki yasalarý açýkça çiðnemektedir. Türkiye saðlýk sisteminde, birinci basamaktaki kurumlar (saðlýk

Detaylı

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF 2009-10 Dövize Endeksli Kredilerde KKDF Ýstanbul, 12 Mart 2009 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2009/10 Dövize Endeksli Kredilerde KKDF 1. Genel Açýklamalar: 88/12944 sayýlý Kararnameye iliþkin olarak

Detaylı

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme - 1 8 Konuþmayý Yazýya Dökme El yazýnýn yerini alacak bir aygýt düþü XIX. yüzyýlý boyunca çok kiþiyi meþgul etmiþtir. Deðiþik tasarým örnekleri görülmekle beraber, daktilo dediðimiz aygýtýn satýlabilir

Detaylı

Yat, Kotra Ve Her Türlü Motorlu Özel Tekneler Ýçin Geçerli Olan KDV Ve ÖTV Ora

Yat, Kotra Ve Her Türlü Motorlu Özel Tekneler Ýçin Geçerli Olan KDV Ve ÖTV Ora 2009-40 Yat, Kotra Ve Her Türlü Motorlu Özel Tekneler Ýçin Geçerli Olan KDV Ve ÖTV Ora Ýstanbul, 25 Aðustos 2009 Sirküler Numarasý : Elit - 2009/40 Sirküler Yat, Kotra Ve Her Türlü Motorlu Özel Tekneler

Detaylı

T.C. MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI EÐÝTÝMÝ ARAÞTIRMA VE GELÝÞTÝRME DAÝRESÝ BAÞKANLIÐI HANGÝ OKULDA OKUMAK ÝSTEDÝÐÝNE KARAR VERDÝN MÝ? Genel Liseler Fen Liseleri Sosyal Bilimler Anadolu Spor Güzel Sanatlar Askeri

Detaylı

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU 13 OCAK 2011 Bu program, Avrupa Birliði ve Türkiye Cumhuriyeti tarafýndan finanse edilmektedir. YENÝLÝKÇÝ YÖNTEMLERLE KAYITLI ÝSTÝHDAMIN

Detaylı

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu DÜNYA EKONOMİSİ Teknoloji, nüfus ve fikir hareketlerini içeren itici güce birinci derecede itici güç denir. Global işbirliği ağıgünümüzde küreselleşmişyeni ekonomik yapının belirleyicisidir. ASEAN ekonomik

Detaylı

Matematik ve Türkçe Örnek Soru Çözümleri Matematik Testi Örnek Soru Çözümleri 1 Aþaðýdaki saatlerden hangisinin akrep ve yelkovaný bir dar açý oluþturur? ) ) ) ) 11 12 1 11 12 1 11 12 1 10 2 10 2 10 2

Detaylı

ACADEMY FRANCHISE AKADEMÝSÝ FRANCHISE ALIRKEN VERÝRKEN ÝÞLETÝRKEN. bilgi kaynaðýnýz. iþbirliði ile

ACADEMY FRANCHISE AKADEMÝSÝ FRANCHISE ALIRKEN VERÝRKEN ÝÞLETÝRKEN. bilgi kaynaðýnýz. iþbirliði ile ACADEMY FRANCHISE ALIRKEN VERÝRKEN ÝÞLETÝRKEN bilgi kaynaðýnýz iþbirliði ile WORLD FRANCHISE COUNCIL ÜYESÝDÝR EUROPEAN FRANCHISE FEDERATION ÜYESÝDÝR ACADEMY Giriþ Giriþ Franchise, perakendecilikte çaðýmýzýn

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 Kanguru Matematik Türkiye 07 4 puanlýk sorular. Bir dörtgenin köþegenleri, dörtgeni dört üçgene ayýrmaktadýr. Her üçgenin alaný bir asal sayý ile gösterildiðine göre, aþaðýdaki sayýlardan hangisi bu dörtgenin

Detaylı

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu 11 1 13 1 * GSMH (milyar dolar) 1.9..79 1.86 1.3 1.83 1.578 1.61

Detaylı

GÝRÝÞ. Bu anlamda, özellikle az geliþmiþ toplumlarda sanayi çaðýndan bilgi

GÝRÝÞ. Bu anlamda, özellikle az geliþmiþ toplumlarda sanayi çaðýndan bilgi GÝRÝÞ Ýnsanoðlu günümüzde dünya tarihinde belki de bilginin en kýymetli olduðu dönemi yaþamaktadýr. Çaðýmýzda bilgiye sahip olmanýn ya da bilgi kaynaðýna kolaylýkla ulaþabilmenin önemi her geçen gün artmaktadýr.

Detaylı

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER 21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER KÜRESEL EKONOMİYİ ROTASINDAN ÇIKARABİLECEK 10 BÜYÜK TEHLİKE DÜNYA EKONOMİSİ VE ABD EKONOMİSİNDE OLASI MAKRO DENGESİZLİKLER (BÜTÇE VE CARİ İ LEMLER AÇIĞI) (TWIN TOWERS) İSTİKRARSIZ

Detaylı

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr. MALÝYE DERGÝSÝ Temmuz - Aralýk 2011 Sayý 161 Sahibi Maliye Bakanlýðý Strateji Geliþtirme Baþkanlýðý Adýna Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü Yayýn Kurulu Baþkan Füsun SAVAÞER Üye Ali Mercan AYDIN Üye Nural KARACA

Detaylı

DENÝZ LÝSESÝ KOMUTANLIÐI Denizcilik tarihin en eski ve en köklü mesleðidir. Bu köklü ve þerefli mesleðin insanlarýnýn eðitimi için ilk adým atacaklarý Deniz Lisesi, bu güne kadar Türk ve dünya denizcilik

Detaylı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik

Detaylı

01 Kasým 2018

01 Kasým 2018 Geri Dönüþüm Markasý... www.adametal.com.tr 01 Kasým 2018 Ada Metal Demir Çelik Geri Dönüþüm San. ve Tic. A.Þ. 1956 yýlýndan bu yana, özellikle metal sektöründe, fabrikalarýn üretim artýklarýný toplayýp

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3 ünite1 Sosyal Bilgiler Sosyal Bilgiler Öðreniyorum TEST 1 3. coðrafya tarih biyoloji fizik arkeoloji filoloji 1. Ali Bey yaþadýðý yerin sosyal yetersizlikleri nedeniyle, geliþmiþ bir kent olan Ýzmir e

Detaylı

Yeni zirvelere doðru, mükemmellikle... ÝNÞAAT, TAAHHÜT VE MÜHENDÝSLÝK GÜÇLÜ BAÞLADI GÜCÜNE GÜÇ KATARAK DEVAM EDÝYOR! Deðerlerimiz Vizyonumuz Mevcut kültür, iþ ahlaký ve deðerlerini muhafaza ederken, tüm

Detaylı

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý 25 Mart 2007 Kol Toplantýsý 25 Mart 2007 tarihinde Türk Tabipleri Birliði GMK Bulvarý Þehit Daniþ Tunalýgil sok. No: 2 / 17-23 Maltepe-Ankara adresinde Kol Toplantýmýzý gerçekleþtiriyoruz. Türkiye saðlýk

Detaylı

Depo Modüllerin Montajý Öncelikle depolarýmýzý nerelere koyabileceðimizi iyi bilmemiz gerekir.depolarýmýzý kesinlikle binalarýmýzda statik açýdan uygun olamayan yerlere koymamalýyýz. Çatýlar ve balkonlarla

Detaylı

014-015 Eðitim Öðretim Yýlý ÝSTANBUL ÝLÝ ORTAOKULLAR ARASI "7. AKIL OYUNLARI ÞAMPÝYONASI" Ýstanbul Ýli Ortaokullar Arasý 7. Akýl Oyunlarý Þampiyonasý, 18 Nisan 015 tarihinde Özel Sancaktepe Bilfen Ortaokulu

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( ) ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME (2014-2016) I- Dünya Ekonomisine İlişkin Öngörüler Orta Vadeli Program ın (OVP) global makroekonomik çerçevesi oluşturulurken, 2014-2016 döneminde; küresel büyümenin

Detaylı

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83 ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... 2 Mart 2005 Hürriyet Gazetesi Oto Yaþam Eki'nin Editörü Ufuk SANDIK, "Dikiz Aynasý" köþesinde Oda Baþkaný Emin KORAMAZ'ýn LPG'li araçlardaki denetimsizliðe

Detaylı

2014-2015 Eðitim Öðretim Yýlý ÝSTANBUL ÝLÝ ORTAOKULLAR ARASI "4. AKIL OYUNLARI TURNUVASI" Ýstanbul Ýli Ortaokullar Arasý 4. Akýl Oyunlarý Turnuvasý, 21 Þubat 2015 tarihinde Özel Sancaktepe Okyanus Koleji

Detaylı

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ 2015. Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ 2015. Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU Temmuz ayı içerisinde Dünya Bankası Türkiye

Detaylı

15 Tandem Takým Tezgahlarý ndan Ýhtiyaca Göre Uyarlanabilen Kitagawa Divizörler Kitagawa firmasýnýn, müþterilerini memnun etmek adýna, standartý deðiþtirmesi yeni bir þey deðil. Bu seferki uygulamada,

Detaylı

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi Sunuþ Bu kitap Uluslararasý Çalýþma Örgütü nün Barefoot Research adlý yayýnýnýn Türkçe çevirisidir. Çýplak ayak kavramý Türkçe de sýk kullanýlmadýðý için okuyucuya yabancý gelebilir. Çýplak Ayaklý Araþtýrma

Detaylı

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý Köylerden (kýrsal kesimden) ve iþ olanaklarýnýn çok sýnýrlý olduðu kentlerden yapýlan göçler iþ olanaklarýnýn fazla olduðu kentlere olur. Ýstanbul, Kocaeli, Ýzmir, Eskiþehir, Adana gibi iþ olanaklarýnýn

Detaylı

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::. Membership TÜM ÇEVÝRÝ ÝÞLETMELERÝ DERNEÐÝ YÖNETÝM KURULU BAÞKANLIÐINA ANTALYA Derneðinizin Tüzüðünü okudum; Derneðin kuruluþ felsefesi ve amacýna sadýk kalacaðýmý, Tüzükte belirtilen ilke ve kurallara

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler

ünite1 Sosyal Bilgiler ünite1 Sosyal Bilgiler Ýletiþim ve Ýnsan Ýliþkileri TEST 1 3. Ünlü bir sanatçýnýn gazetede yayýnlanan fotoðrafýnda evinin içi görüntülenmiþ haberi olmadan eþinin ve çocuklarýnýn resimleri çekilmiþtir.

Detaylı

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði Türkiye Biliþim Derneði, biliþim sektöründe çalýþan üst ve orta düzey yöneticilerin mesleki geliþimi ve dayanýþmalarýný geliþtirmek amacýyla her yýl düzenlediði

Detaylı

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Kasým 2005 III. Demir Çelik Kongresi, II. Ýþ Makinalarý Sempozyumu Makine Magazin Dergisinin 112. sayýsýnda Demir çelik sektörünün Zonguldak buluþmasý

Detaylı

Harcirahlar. Sirküler. Sirküler Numarasý : Elit /32. Harcirahlar

Harcirahlar. Sirküler. Sirküler Numarasý : Elit /32. Harcirahlar 2007-32 Harcirahlar Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2007/32 Harcirahlar 06.12.2007 tarih ve 2007-4 sayýlý Sirkülerimizde, 2008 yýlý baþýndan itibaren uygulanacak Gelir Vergisinden istisna yurt içi

Detaylı

Akýlcý Çözümler Üretiyoruz Türev Ürünlere Ýliþkin Eðitimler EÐÝTÝMÝN AMACI Kýyýyý gözden kaybetmeye cesaret edemeyen insan yeni okyanuslar keþfedemez. Andre Gide Bu eðitimde katýlýmcýlara, VOB ürünlerin

Detaylı

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012 7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012 KÝMLER KATILABÝLÝR? Yarýþma, Türkiye Cumhuriyeti sýnýrlarý dahilinde veya yurtdýþýnda okuyan T.C. vatandaþlarý veya K.K.T.C vatandaþý, 35 yaþýný aþmamýþ, en az lise

Detaylı

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için NEDEN KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için SAP Business One çözümünü seçmelerinin nedeni 011 SAP AG. Tüm haklarý saklýdýr. SAP Business One müþterileri SAP'ye olan güvenlerini gösteriyor.000+

Detaylı

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI MEMUR PERSONEL ÞUBE MÜDÜRLÜÐÜ GÖREV TANIMI Memur Personel Þube Müdürlüðü, belediyemiz bünyesinde görev yapan memur personelin özlük iþlemlerinin saðlýklý bir

Detaylı

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn 4. SINIF COÞMAYA SORULARI 1. BÖLÜM 3. DÝKKAT! Bu bölümde 1 den 10 a kadar puan deðeri 1,25 olan sorular vardýr. 1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn toplamý kaçtýr? A) 83 B) 78 C) 91 D) 87

Detaylı

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen. Gesundheitsamt Freie Hansestadt Bremen Sozialmedizinischer Dienst für Erwachsene Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung Yardýma ve bakýma muhtaç duruma

Detaylı

VII PARA VE BANKA 105

VII PARA VE BANKA 105 VII PARA VE BANKA 105 106 PARA VE BANKA A. GENEL DURUM Uygulamaya konulan ekonomik program çerçevesinde 2000 yýlý para politikasýnýn temelini, yýl baþýndan itibaren 18 aylýk bir sürede döviz kurunun dönem

Detaylı

0.2-200m3/saat AISI 304-316

0.2-200m3/saat AISI 304-316 RD Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip hava kilidleri her türlü proseste çalýþacak rotor ve gövde seçeneklerine sahiptir.aisi304-aisi316baþtaolmaküzerekimya,maden,gýda...gibi

Detaylı

Ýlknur Menlik TGDF Kurumsal Ýletiþim Direktörü TGDF 24 sektörel üye dernek Türkiye Gýda ve Ýçecek Sanayisinin Üretim, Ýstihdam, Ýhracat ve ithalatýnýn %95 ni temsil etmekte Food Drink Europe TGDF 2006

Detaylı

Fon Bülteni Ocak Önce Sen

Fon Bülteni Ocak Önce Sen Fon Bülteni Ocak 217 Önce Sen Fon Bülteni Ocak 217 NN Hayat ve Emeklilik Fonları Sektör Karşılaştırmaları Yüksek Getiri! Son 1 Yıl - 31/12/215-31/12/216 % 3 25 2 15 1 5 9,2 8,28 17,74 11,43 9,94 11,43

Detaylı

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

AB Krizi ve TCMB Para Politikası AB Krizi ve TCMB Para Politikası Erdem Başçı Başkan 28 Haziran 2012 Stratejik Düşünce Enstitüsü, Ankara Sunum Planı I. Küresel Ekonomik Gelişmeler II. Yeni Politika Çerçevesi III. Dengelenme IV. Büyüme

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... 1-20 1.1. Temel Makro Ekonomik Göstergelere Göre Türkiye nin Mevcut Durumu ve Dünyadaki Yeri... 1 1.2. Ekonominin Artıları Eksileri; Temel

Detaylı

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr?

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr? REC Hakkýnda ÝÇÝNDEKÝLER Konular 5 Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr? Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 21 Araç 1: Kaynaþma Tanýþma Etkinliði 23 Araç 2: Uzun Sözcükler 25 Araç

Detaylı

Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Hadler

Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Hadler 2008-112 Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Hadler Ýstanbul, 25 Aralýk 2008 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2008/112 Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Hadler Maliye Bakanlýðý, 28.12.2007 tarihli Resmi

Detaylı

rm o f t a l ip j o l o n ek gýda T a d ý G m için ya þ a i ye Türk u ulusal GIDA TEKNOLOJÝ PLATFORMU y a þ a m i ç i n g ý d a Kaynak: 2010 Envanteri (TGDF) Gýda Sektörü 73.722.988 nüfus Hane halký gýda

Detaylı

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI Yargýtay Kararlarý T.C Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI Davalý þirketin ayný il veya diðer illerde baþka iþyerinin

Detaylı

TÜRKÝYE EKONOMÝSÝNDE KASIM 2000 - ÞUBAT 2001 KRÝZLERÝ

TÜRKÝYE EKONOMÝSÝNDE KASIM 2000 - ÞUBAT 2001 KRÝZLERÝ TÜRKÝYE EKONOMÝSÝNDE KASIM 2000 - ÞUBAT 2001 KRÝZLERÝ Yrd. Doç. Dr. Zübeyir TURAN (*) GÝRÝÞ Türk ekonomisinde istikrar politikalarýný 1980 öncesi ve 1980 sonrasý olarak deðerlendirmek mümkündür. Çünkü

Detaylı

Jeopolitik Dengeler ve Tek Kutupluluktan Çok Kutupluluða

Jeopolitik Dengeler ve Tek Kutupluluktan Çok Kutupluluða Jeopolitik Dengeler ve Tek Kutupluluktan Çok Kutupluluða DR. CÜNEYT ÜLSEVER YRD. DoÇ. DR. SAÝT YILMAZ Dünya ve Türkiye Nereye Gidiyor? Dr. Cüneyt Ülsever (*) Bu makalem ile geleceði okumaya çalýþacaðým.

Detaylı

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu) ZİRAAT BANKASI 2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI (40 Test Sorusu) 1 ) Aşağıdakilerden hangisi bir kredi derecelendirme kuruluşudur? A ) FED B ) IMF C ) World Bank D ) Moody's E ) Bank

Detaylı

ASÜD 06 Mart 2009'da 13 süt ve süt ürünleri üreticisi tarafýndan kuruldu. 110'a ulaþan üye sayýsý ile süt sektörünün en büyük ve en yetkili kuruluþudu

ASÜD 06 Mart 2009'da 13 süt ve süt ürünleri üreticisi tarafýndan kuruldu. 110'a ulaþan üye sayýsý ile süt sektörünün en büyük ve en yetkili kuruluþudu SÜT SANAYÝÝNDE YENÝ YAKLAÞIMLAR TOPLANTISI - YENÝ SÜT MEVZUATI ve UYGULAMALARI TÜRKÝYE DE SÜT SEKTÖRÜ Dr. Ýsmail MERT ASÜD Genel Sekreteri 20.09.2012 GÖNEN- BALIKESÝR ASÜD 06 Mart 2009'da 13 süt ve süt

Detaylı

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter 2013 yılı, dünya ekonomisi için finansal krizin etkilerinin para politikaları açısından

Detaylı

30 SORULUK DENEME TESTÝ Gönderen : abana - 10/11/ :26

30 SORULUK DENEME TESTÝ Gönderen : abana - 10/11/ :26 30 SORULUK DENEME TESTÝ Gönderen : abana - 10/11/2008 12:26 Konu: 30 Soruluk Test Gönderim Zamaný: 21-Mart-2007 Saat 10:32 MALÝYET MUHASEBESÝ DENEME SINAVI 1- Aþaðýdakilerden hangisi maliyet muhasebesinin

Detaylı

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK Dünya Ekonomisine Küresel Bakış International Monetary Fund (IMF) tarafından Ekim 013 te açıklanan Dünya Ekonomik Görünüm raporuna göre, büyüme rakamları aşağı yönlü revize edilmiştir. 01 yılında dünya

Detaylı

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar 2017 Öðrencinin Adý ve Soyadý Doðum Yeri ve Yýlý Fakülte Numarasý Bölümü Yaptýðý Staj Dalý Fotoðraf STAJ BÝLGÝLERÝ Ýþyeri Adý Adresi Telefon Numarasý Staj Baþlama Tarihi Staj Bitiþ Tarihi Staj Süresi (gün)

Detaylı

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý CEBÝRSEL ÝFADELER ve DENKLEM ÇÖZME Test -. x 4 için x 7 ifadesinin deðeri kaçtýr? A) B) C) 9 D). x 4x ifadesinde kaç terim vardýr? A) B) C) D) 4. 4y y 8 ifadesinin terimlerin katsayýlarý toplamý kaçtýr?.

Detaylı

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık Ekonomide Değişim www.pwc.com.tr 15. ÇözümOrtaklığı Platformu Temel göstergelerde neler değişti? Ortalama Büyüme, % Milli gelir hesaplama yönteminde revizyon Ekonomik Büyüme Oranları % 12.0 10.0 8.0 6.0

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Kanguru Matematik Türkiye 2015 3 puanlýk sorular 1. Hangi þeklin tam olarak yarýsý karalanmýþtýr? A) B) C) D) 2 Þekilde görüldüðü gibi þemsiyemin üzerinde KANGAROO yazýyor. Aþaðýdakilerden hangisi benim þemsiyenin görüntüsü deðildir?

Detaylı

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar Týbbi Laboratuvar Akreditasyonu Akreditasyon, Akreditasyon; Laboratuvarların, Muayene, Belgelendirme kuruluşlarının ve Yeterlilik Deneyi Sağlayıcı

Detaylı

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum Piyasalarda Bugün Ne Oldu? BRENT PETROL GBPUSD USDTRY ALTIN EURUSD Yurtiçinde Gündem Yoğun Küresel piyasalarda sakin seyir devam ederken dikkatler

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 4 puanlýk sorular 1. Küçük bir salyangoz, 10m yüksekliðinde bir telefon direðine týrmanmaktadýr. Gündüzleri 3m týrmanabilmekte ama geceleri 1m geri kaymaktadýr. Salyangozun direðin tepesine týrmanmasý

Detaylı

4691 sayýlý Teknoloji Geliþtirme Bölgeleri Kanunu kapsamýnda kurulan ULUTEK TEKNOLOJÝ GELÝÞTÝRME BÖLGESÝ, Uludað Üniversitesi Görükle Kampüsü içerisinde 471.000 m2 alanda hizmet vermektedir. 2006 yýlýnda

Detaylı

MedYa KÝt / 26 Ýnsan Kaynaklarý ve Yönetimi konusunda Türkiye nin ilk dergisi HR DergÝ Human Resources Ýnsan Kaynaklarý ve Yönetim Dergisi olarak amacýmýz, kurulduðumuz günden bu yana deðiþmedi: Türkiye'de

Detaylı

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta Mikro Dozaj Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta ve aðýr hizmet tipi modellerimizle Türk

Detaylı

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM MD Mülteci Danýþma M TOHAV e-bülten n S AYI: 1 TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Ýletiþim Bilgileri Adres: Yýldýrým Mah. Ziyademirdelen Sok. N0: D: 1 Suruç/ÞANLIURFA Tel: 0 (414) 611 98 02 TOHAV Suruç

Detaylı

ÖDEME YÖNETÝMÝ SFS FÝNANSAL SÝSTEM ÇÖZÜMLERÝ Tahsilat Sorununa Kesin Çözüm S Ý G O R T A Þ Ý R K E T Ý B A N K A A C E N T E SÝGORTA ÜRÜNLERÝ TAHSÝLATINDA EN ÝLERÝ TEKNOLOJÝ Poliçe / Tahakkuk - Ýptal Zeylname

Detaylı

3T, metal iþleme sektöründe marka fuarlar arasýnda 3T Uluslararasý Metal Ýþleme, Kalýp, Otomasyon Teknolojileri ve Yan Sanayi Ürünleri Fuarý 15-18 Mayýs 2008 tarihleri arasýnda Ýzmir Kültürpark Uluslararasý

Detaylı