ARAŞTIRMA MAKALESİ Kronik Böbrek Yetmezliği Hastalarında Hastalık Algısının Yaşam Kalitesine Olan Etkisi n Hatice YORuLMAZ*, Nilay KEçECİ**, Arkun TATAR*** * Yrd. Doç. Dr. Haliç Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Okmeydanı/Şişli ** Haliç Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu, Beslenme ve Diyetetik Bölümü *** Beykent Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü Yazışma adresi: Yrd. Doç. Dr. Hatice YORULMAZ, Sağlık Bilimleri Yüksekokulu, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Okmeydanı/Şişli e-posta: haticeyorulmaz@hotmail.com ABSTRACT ÖZET Amaç: Hemodiyaliz hastalarında sosyodemografik, hastalığa ilişkin özellikleri ve hastalık algısının yaşam kalitesine etkisini incelemeyi plânladık. Yöntem: Veriler hemodiyaliz ünitesinde yatan 383 hastaya tanıtıcı bilgi formu, kısa form yaşam kalitesi ölçeği ve hastalık algısı ölçeği uygulanarak toplandı. İstatistiksel analizde t-testi, tek yönlü varyans analizi, Tukey, regresyon analizi kullanıldı. Bulgular: Hastaların %55.9 u erkek, %35.5 i 49-60 yaş grubunda, %66.8 i evli, % 90.6 sının psikolojik yardım almadığı tesbit edildi. 18-48 yaş grubundakilerin, erkek hastaların, lisans ve üstü olanların, çalışanların, sosyoekonomik durumu iyi olanların, psikolojik yardım alanların, hastalıkla ilgili yeterli bilgiye sâhip olanların yaşam kalitelerinin daha yüksek olduğu görüldü. Hastalık algısı ölçeği alt boyutlarından kimlik A, duygusal temsiller, sonuçlar, hastalık tutarlılığı alt boyutlarının yaşam kalitesi fiziksel ve mental sağlık ana boyutlarına etkisi olduğu bulundu (p<0.001). Tartışma ve Sonuç: Hastalara verilecek psikolojik destek ve hastalığa ve belirtilerine ilişkin eğitimin kişilerin hastalık algısını ve yaşam kalitesini olumlu yönde etkileyeceğini düşünmekteyiz. Anahtar Kelimeler: kronik böbrek yetmezliği, hastalık algısı, yaşam kalitesi The Effect of Illness Perception on Quality of Life in Patients with Chronic Kidney Failure Objective: It was planned to determine the quality of life of the patients with hemodialysis and to examine the supposed effect of socio-demographic variables, variables associated with disease, illness perception. Methods: Data are collected via information form, illness perception scale, and short form life quality scale to 383 patients with hemodialysis. t-test, Tukey test, Pearson correlation and regression analyzes are used in statistical evaluation of the data. Findings: It has been determined that 35.5% were 49-60 age group, 55.9% were male, 66.8 were married, 90.6% haven t take any psychological help. It has been understood that, in general, male patients in 18-48 age group and married, have bachelor and master degree, in good socio-economic status, working, took psychological help and had adequate information related to their disease had got high point from healthy life style behavior scale. It was seen that total point of illness perception sub-scales of identity A, emotional representation, consequences, coherence had effect on physical and mental component of life quality scale (p<0.001). Discussion and Conclusion: We think that psychological support, education about the disease and symptoms will be given to patients can be positive effect on illness perception and life quality Keywords: chronic kidney failure, illness perception, life quality. GİRİŞ Kronik böbrek yetmezliği, kronik seyirli böbrek hastalarında ilerleyici nefron kaybı sonucunda böbrek fonksiyonlarının giderek bozulmasıyla ortaya çıkan bir hastalıktır. Hastalığın ilerlemesi sonucu son dönem böbrek yetmezliği oluşur. (Vural 2002). Kronik böbrek yetmezliğinin temel tedavisi olarak bilinen hemodiyaliz uygulamalarında son yıllarda büyük aşamalar kaydedilmiştir. Ancak tedaviler geliştikçe hastaların yaşam süresinin uzaması psişik ve sosyal sorunların konuşulur hale gelmesine sebep olmuştur. Gerek kronik hastalığın kendisi gerekse makineye bağımlı kalma zorunluluğu sosyal, ekonomik psikolojik problemi de beraberinde getirmekte, yaşamın tüm alanlarını ve yaşam kalitesini etkilemektedir. (Mittal ve ark. 2001, Turgay ve Özkan 1992). Hemodiyaliz uygulanan hastalarda yaşam kalitesinde kötüleşme olduğunu bildiren çalışmalar günümüzde oldukça fazladır. Hastanın yaşam kalitesindeki değişiklik, çeşitlilik ile paralellik göstermektedir. Bu çeşitliliği etkileyen etmenler arasında kişiye ait özellikler olarak kişilik özellikleri başa çıkma yetileri, sosyal özellikler arasında destek sistemleri, hastalığa ait özellikler olarak da hastalığın evresi, şiddeti, getirdiği fiziksel bozukluklar ve hastalık algısı gelmektedir. Hastalık algısı, hastalık durumunun bilişsel görünümüdür. (Browne ve ark. 1988). Hastanın birey olarak hastalığa ilişkin yorumu, algısı ve değerlendirmeleri, ortaya koyduğu duygusal ve Sempozyum 40
davranışsal tepkileri, baş etme biçimini, psikososyal zorlanma ve psikiyatrik bozukluk gelişmesini, yaşam kalitesini belirleyici bir unsurdur. (Heijmans ve DeRidder 1998). Günümüzde diyaliz tedavisinin yalnızca yaşam süresini uzatmak amacı ile değil, aynı zamanda yaşam kalitesini geliştirmek bakış açısı ile uygulanması gerektiği görüşü ağırlık kazanmıştır. (Tsay ve Healstead 2002, Walters ve ark. 2002). Hastalık algısı ve yaşam kalitesinin değerlendirmeleri sunulan hizmetler açısından önemli ipuçları oluşturacağından, hemodiyaliz hastalarının yaşam kalitelerini çok boyutlu değerlendirmek önemlidir. Ülkemizde hemodiyaliz hastalarında yaşam kalitesinin incelendiği pek çok çalışma vardır. (Pınar ve ark. 2000). Ancak yaptığımız literatür incelemelerinde hemodiyaliz hastalarında hastalık algısı ve yaşam kalitesine olan etkisi ile ilgili çok az sayıda çalışmaya rastladık. Bu araştırmada kronik böbrek yetmezliği bulunan hastalarda hastalık algısının ve diğer faktörlerin yaşam kalitesine etkisini incelemeyi amaçladık. YÖNTEM Çalışma İstanbul ilinde yedi özel diyaliz merkezinde kurumlardan yazılı izin alınarak gönüllü olarak katılan 383 hemodiyaliz hastası ile gerçekleştirilmiştir. Veri tanıtıcı form, yaşam kalitesi ölçeği (SF-36) ve Hastalık Algısı Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Verinin istatistiksel analizinde t- tesi, tek yönlü varyans analizi, Tukey, regresyon analizi kullanılmıştır. Yaşam Kalitesi Ölçeği (SF-36) Yaşam kalitesi ölçekleri içinde hastalığa özgü olmayan geniş açılı ölçüm sağlayan ölçek 36 maddeden oluşmaktadır. Türkçe geçerlilik güvenirliliği Koçyiği ve arkadaşları (2002) tarafından yapılmıştır. Fiziksel fonksiyon, fiziksel rol, ağrı, genel sağlık algısı, Zindelik/ yorgunluk, sosyal fonksiyon, mental rol-mental sağlık alt boyutlarından ve iki özet skordan oluşmaktadır. Değerlendirme son 4. ve 5. maddeler dışında Likert tipi (3lü 6lı) (Kesinlikle böyle düşünmüyorum, böyle düşünmüyorum, kararsızım, böyle düşünüyorum, kesinlikle böyle düşünüyorum) yapılır. 4. ve 5. maddeler evet / hayır olarak cevaplanır. Alt ölçek sağlığı 0 ile 100 arasında değerlendirilir. 100 sağlığın iyi olması, 0 kötü olması durumuna işarettir. Özet skorların elde edilmesindeki amaç yorumlama ve karşılaştırmalarda kolaylık sağlamasıdır. Fiziksel sağlık net skorun elde edilmesinde fiziksel işlev, fiziksel rol, ağrı ağırlıklı iken mental net sağlık skorun elde edilmesinde mental rol ve mental işlev ağırlıktadır. Genel sağlık algısı, zindelik/yorgunluk ve sosyal işlev her iki net skora benzer katkı sağlamaktadır. (Aydemir 1999, Ware JE 1992).Çalışmada ölçeğin Cronbach alfa katsayısı 0.90 olarak bulundu. Hastalık Algısı Ölçeği 1996 yılında Weinmann ve arkadaşları tarafından geliştirilmiş 2002 yılında Moss-Morris ve arkadaşları tarafından yenilenmiştir. Türkçe geçerlilik güvenilirlik çalışması Armay ve arkadaşları (2007) tarafından yapılmıştır. Hastalık Algısı Ölçeği yapı olarak belirtiler (kimlik boyutu), algı ve nedenler olarak üç bölümden oluşur. Algı bölümü, 5 li Likert tip ölçüm kullanan (Kesinlikle böyle düşünmüyorum-kesinlikle böyle düşünüyorum), 38 sorudan oluşmakta ve yedi alt ölçek içermektedir. Bunlar; süre (akut/kronik), süre (döngüsel), sonuçlar, kişisel kontrol, tedavi kontrolü, hastalık tutarlılığı ve duygusal temsiller olarak isimlendirilmiştir. Kimlik boyutu evet/hayır cevaplarını arayan şekilde düzenlenmiştir. Nedenler bölümü 5 li Likert tip ölçüm kullanan (Kesinlikle böyle düşünmüyorum-kesinlikle böyle düşünüyorum) 18 soru içermektedir. Bu bölüm, kişinin hastalığının olası nedenleri hakkındaki düşüncelerini araştırır ve dört alt ölçeği içermektedir. Bu alt ölçekler şunlardır: Kişisel atıflar yaşam şekli atıfları, dış atıflar, kontrol edilemeyen bedensel faktörler, şans faktörü. Çalışmada ölçeğin Cronbach alfa katsayısı 0.74 olarak bulundu. BuLGuLAR Hemodiyaliz hastalarının sosyodemografik ve hastalığa ilişkin özellikleri Tablo 1 de gösterilmiştir. 18-48 ve 49-60 yaş grubundakilerin 61-80 yaş grubundakilere göre fiziksel işlev (p=0.0001), fiziksel rol (p=0.001, p=0.017) puanları daha yüksek bulundu. 18-48 yaş grubundakilerin genel sağlık algısı puanları 49-60 yaş (p=0.019) ve 61-80 (p=0.0001) yaş grubundakilere göre, 18-48 yaş grubundakilerin 61-80 yaş grubuna göre (p=0.001), ve 49-60 yaş grubundakilerin 61-80 yaş grubundakilere göre (p=0.031) yaşamsallık puanları daha yüksek görüldü. 49-60 yaş grubundakilerin 61-80 yaş grubuna göre (p=0.047) sosyal işlev puanları, 18-48 yaş grubundakilerin ise 61-80 yaş grubuna göre mental rol puanları (p=0.001) daha yüksek bulundu. Fiziksel sağlık ana boyutuna bakıldığında 18-48 yaş grubundakiler 61-80 yaş grubuna göre (p=0.001), 49-60 yaş grubundakilerin 61-80 yaş grubuna göre (p=0.001) daha fazla puan aldıkları, mental sağlık ana boyutuna bakıldığında 18-48 yaş Sempozyum 41
grubundakilerin 61-80 (p=0.001), 49-60 yaş grubundakilerin de 61-80 yaş grubuna göre (p=0.011) daha yüksek puan aldıkları görüldü. Erkek hastalar kadın hastalara göre fiziksel işlev (p=0.014), mental rol (p=0.027) fiziksel rol (0.003), ağrı, yaşamsallık, sosyal işlev (p=0.001), genel sağlık algısı (p=0.0001) alt boyutlarından, fiziksel ve mental sağlık ana boyutlarından (p=0,0001) daha yüksek puan almışlardır. Medenî Durum ile yaşam kalitesinin ana ve alt boyut puanları arasındaki ilişki incelendiğinde bekârların genel sağlık algısı (p=0.024) ve mental rol (p=0.013) puanlarının evli hastalara göre daha yüksek olduğu bulundu. Eğitim durumu ilköğretim (p=0.002), lise (p=0.019) lisans ve üstü mezunları (p=0.003) okuryazar olmayanlara göre fiziksel işlev puanları daha yüksek bulundu. İlköğretim (p=0.035), lise (p=0.022), lisans ve üstü mezunları (p=0.030), okuryazar olmayanlara göre fiziksel rol puanları daha yüksek bulundu. İlköğretim (p=0.012) ve lisans ve üstü mezunların (p=0.033), okuryazar olmayanlara göre genel sağlık algısı puanları daha yüksek bulundu. Lisans ve üstü mezunu olanların okuryazarlara göre yaşamsallık puanları daha yüksek bulundu. (p=0.026). Lisans ve üstü mezunlarının okur-yazar olmayanlara göre mental rol puanları daha yüksek bulundu. (p=0.012). İlköğretim (p=0.004), lise (p=0.026) lisans ve üstü (p=0.002) mezunları okuryazar olmayanlara göre fiziksel sağlık ana boyut puanı daha yüksek bulundu. Çalışanların, çalışmayanlara ve hastalıktan ötürü çalışmayı bırakanlara göre fiziksel işlev puanları (p=0.003, p=0.001) ve fiziksel rol puanları (p=0.037, p=0.023), daha yüksek bulundu. Çalışanların ve hastalıktan ötürü çalışmayı bırakanların çalışmayanlara göre genel sağlık algısı puanları daha yüksek bulundu (p=0.003). Çalışanların, çalışmayanlara göre yaşamsallık puanları (p=0.016) daha yüksek bulundu. Çalışanların, hastalıktan ötürü çalışmayı bırakanlara (p=0.007) ve çalışmayanlara (p=0.004) göre sosyal işlev puanları Çalışanların, hastalıktan ötürü çalışmayı bırakanlara (p=0.008) ve çalışmayanlara (p=0.036) göre mental rol puanları daha yüksek olduğu saptandı. Çalışanların, hastalıktan ötürü çalışmayı bırakanlara (p=0.016) ve çalışmayanlara göre (p=0.0001), hastalıktan ötürü çalışmayı bırakanların çalışmayanlara göre (p=0.044) fiziksel sağlık ana boyut puanları daha yüksek bulundu. Çalışanların, hastalıktan ötürü çalışmayı bırakanlara (p=0.015) ve çalışmayanlara göre (p=0.004) mental sağlık ana boyut puanları daha yüksek bulundu. Sosyoekonomik durum değişkeni incelendiğinde; ekonomik durumu iyi olanların kötü (p=0.01) ve orta olanlara göre (p<0.021) fiziksel işlev puanları, fiziksel rol puanları (p=0.020, p=0.002), genel sağlık puanları (p=0.001), yaşamsallık puanları (p=0.001), fiziksel sağlık ve mental sağlık ana boyut puanları, (p=0.001), sosyoekonomik durumu iyi olanların orta olanlara göre sosyal işlev puanları (p=0.004), mental rol puanları (p=0.017) daha yüksek bulundu. Psikolojik yardım alanların almayanlara göre fiziksel işlev (p=0.001), ağrı (p=0.024), genel sağlık (p=0.009), fiziksel sağlık ana boyut (p=0.001) ve mental sağlık ana boyut (p=0.026) puanları daha yüksek bulundu. Hastalıkları hakkında yeterli miktarda bilgi sâhibi olanlar az ve hiç bilgi sahibi olmayanlara göre fiziksel işlev ve fiziksel rol puanları (p=0.001), yaşamsallık (p=0.0001, p=0.024) sosyal işlev, fiziksel sağlık ve mental sağlık ana boyut puanları (p=0.001) daha yüksek bulundu. Hastalıkları hakkında yeterli miktarda bilgi sâhibi olanların az miktarda bilgi sâhibi olanlara göre genel sağlık algısı ve mental sağlık puanları daha yüksek bulundu (p=0.0001). Az miktarda bilgi sâhibi olanların hiç bilgi sahibi olmayanlara göre fiziksel rol puanları (p=0.027) daha yüksek bulundu. Yeterli miktarda bilgi sâhibi olanların az miktarda bilgi sâhibi olanlara göre genel sağlık puanları (p=0.001), daha yüksek bulundu (Tablo 2). Hastaların hastalık algısı ölçeği hastalık belirtileri alt boyutuna ait bulgular Tablo 3 te sunuldu. Hemodiyaliz hastalarının en fazla yorgunluktan (%13.8) yakındıkları ve bu şikâyetin (%13.3) hastalıkla ilgili olduğunu düşündükleri tesbit edildi. Hemodiyaliz hastalarının kimlik A alt grubu ortalaması 7.18±3.30, kimlik B alt grubu ortalaması, 3.93±5.66 süre (akut-kronik) alt boyut ortalaması 22.945.64, sonuçlar alt boyut ortalaması 20.08±5.17, kişisel kontrol alt boyut ortalaması 20.47±5.83, tedavi kontrolü alt boyut ortalaması 16.33±3.64, hastalık tutarlılığı 17.18±4.55, süredöngüsel alt boyut ortalaması 14.44±3.04, duygusal temsiller alt boyut ortalaması 19.40±5.33 olarak bulundu. Hastaların hastalığa ilişkin muhtemel nedenlerinin dağılımı incelendiğinde stres veya endişe (%35), vücut direncinin azalması (%40.5), şans yâhut tâlihsizlik (%42) gibi nedenlere bağladıkları görüldü (Tablo 4). Yaşam Kalitesi Ölçeğinin Fiziksel Sağlık Ana Sempozyum 42
Boyutunun Hastalık Algısının Alt Ölçek Puanları Arasında Yapılan Aşamalı Regresyon Analizi Sonuçları incelendiğinde; Değişkenlerin açıkladığı toplam varyans %49.7 olarak bulundu {F(5,376)=76,15, p <,001}. (Tablo 5). Yaşam Kalitesi Ölçeğinin Mental Sağlık Ana Boyutunun Hastalık Algısının Alt Ölçek Puanları Arasında Yapılan Aşamalı Regresyon Analizi Sonuçları incelendiğinde Değişkenlerin açıkladığı toplam varyans %43.3 olarak tesbit edildi {F(4.378=73.846), p<.001}. (Tablo 6) TARTIŞMA Çalışmamızda, hemodiyaliz hastalarının FSS nin ortalamanın altında MSS nin ortalamanın üzerinde olduğu bulunmuştur. Sonucumuza paralel şekilde Acaray ve Pınar (2004), Walters ve arkadaşları (2002) hastaların yaşam kalitesini orta veya ortanın altında bulunmuştur. Çalışmamızda ağrı ve mental sağlık alt boyutu hariç bütün ana ve alt boyutlarda 18-48 yaş grubundakilerin en yüksek, 61-80 yaş grubundakilerin ise en düşük puanı aldıkları görülmüştür. Stojanovic ve Stefanovic (2007), Panagopoulo (2009) benzer sonuçlar elde etmişlerdir. Yaş ilerledikçe fonksiyonel yetersizliklerin yanı sıra eslik eden kronik hastalıklar nedeniyle yasam kalitesinin düşmesi, beklenen bir sonuçtur (Walters ve ark. 2002). Erkek hastalar mental sağlık hâriç kadın hastalara göre yaşam kalitesi ana ve alt boyutlarından daha yüksek puan almışlardır. Araştırma bulgularımıza paralel şekilde erkek hastaların yaşam kalitesinin yüksek olduğu çalışmaların yanı sıra (Altıntepe ve ark. 2005) kadınların yaşam kalitesinin erkeklere göre daha yüksek olduğunu gösteren çalışmalarda mevcuttur (Üstün ve Karadeniz 2006, Sayın ve ark. 2007). Kadınlarda kültürün yanı sıra toplumsal rolleri ve âile içindeki sorumlulukları yaşam kalitelerinin düşmesinde önemli bir faktör olabilir (Morsch ve ark. 2005). Araştırmamızda bekâr hastaların genel sağlık algısı ve mental rol puanları daha yüksek bulunmuştur. Bâzı çalışmalarda medenî durum ve yaşam kalitesi arasında fark tesbit edilmemiştir (Suet-Ching 2001, Altıntepe ve ark. 2005). Çalışmamıza benzer şekilde bekâr hastaların yaşam kalitesinin evli olanlara göre daha yüksek olduğunu belirten çalışmalar vardır. Evlilerin sorumluluklarının fazla olmasının buna etken olduğu düşünülmektedir (Acaray ve Pınar 2004, Mittal ve ark. 2001). Eğitim düzeyi arttıkça fiziksel işlev, fiziksel rol, genel sağlık, yaşamsallık mental rol alt boyut, fiziksel sağlık ana boyut puanlarının arttığı görülmüştür. Altıntepe ve arkadaşları da (2005) benzer sonuçlar elde etmişlerdir. Eğitim düzeyinin artması tedaviye uyum sürecini hızlandırabilir. Çalışan bireylerin çalışmayan ve çalışmaya ara verenlere göre pek çok alt boyutta ve fiziksel sağlık ana boyutunda, çalışmaya ara verenlerinde çalışmayanlara göre genel sağlık algısı ve fiziksel sağlık ana boyutunda daha yüksek puan aldıkları görüldü. Çalışabilen hastaların fiziksel yeterliliklerinin iyi olması beklenen bir bulgudur. Çalışma durumu bireylerin özgüvenlerini artıracağından mental boyutu da olumlu etkilemesi muhtemeldir (Chiang ve ark. 2004). Sosyoekonomik durum iyileştikçe hastaların yaşam kalitelerinin arttığı saptanmıştır. Ekonomik durumun bireyin yasam kalitesini etkilediğini gösteren çalışma sonuçları ekonomik durumlarının iyi olması yasam kalitesini yükselttiği yönündedir (Suet-Ching 2001). Psikolojik yardım alan bireylerin fiziksel ve mental sağlıklarının anlamlı derecede iyi olduğu bulunmuştur. Depresyon diyaliz hastalarında en sık karşılaşılan psikolojik bir komplikasyon olup genellikle gerçekte var olan, var olma ihtimâli olan veya hayâl edilen bâzı kayıplara karşı bir cevaptır (Daugirdas ve Blake 2003). Çalışmaya katılan hastaların hastalık algısı ölçeği bulgularını incelediğimizde hastalığın olası nedenleri arasında stres yada endişenin önemli bir yüzdeye sâhip olduğu bulunmuştur. Psikolojik yardım almanın hastaların anksiyete ve depresyon durumları üzerinde iyileştirici etki göstererek yaşam kalitesini arttırdığı söylenebilir. Çalışmamızda hastalıkları hakkında bilgi sâhibi olma durumunun bireylerin yaşam kalitesini etkilediği görülmüştür. Yapılan bir çalışmada hastalık ve hemodiyalize ilişkin eğitim alan vak aların yaşam kalitesi almayan vak alara göre her alanda istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmuştur. Hastalık hakkında bilgi sâhibi olmak için alınan eğitimin, bireylerde hastalık veya diyalize girmeye bağlı oluşan semptomların gelişmesini önleyebileceği, bireylerin semptomları daha etkili olarak yönetebileceği ve hastalıklarına uyumun daha iyi sağlanabileceği dolayısıyla yaşam kalitesinin yükselteceği görülmüştür. (Acaray ve Pınar 2004, Patton ve ark. 1997). Hastalık Algısı Ölçeğinin Kimlik A boyutu kişilerin hastalıkla ilgili yaşadıkları belirtileri araştırır. Çalışmamıza katılan hemodiyaliz hastalarının çoğunluğunun hastalıkları ile ilgili belirti yaşadıkları ve bu belirtilerden en fazla yorgunluktan şikâyet ettikleri görülmüştür. Çalışmamızla paralel olarak Cardenas ve Kutner (1982) hemodiyaliz hastalarının %84 ünün yorgunluktan yakındıklarını Sempozyum 43
tesbit edilmiştir. Araştırmamızda aynı zamanda kimlik A alt boyutunun yaşam kalitesinin fiziksel sağlık ana boyutunu en fazla yordayan, mental sağlık ana boyutuna da etki eden hastalık algısı alt ölçeği olduğu görülmüştür. Fiziksel belirtilerin hastaların fiziksel ve mental yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilemesi beklenen bir sonuçtur. Duygusal temsiller alt boyutu kişinin hastalığıyla ilgili hissettiklerini araştırır. Hastaların mental ve fiziksel sağlıklarını etkileyen önemli bir faktör olduğu saptanmıştır. Mental sağlık skorunun hastalığın belirtilerinin yanında hastalığa karşı gösterilen duygusal cevaptan etkilendiği yapılan çalışmalarla desteklenmiştir. (Cameron ve ark. 2004, Fowler and Baas 2006). Hemodiyaliz hastalarının fiziksel ve mental sağlıklarını yordayan faktörlerden bir diğeri olan sonuçlar alt ölçeği, kişinin hastalığının şiddetine, fiziksel, sosyal ve psikolojik işlevselliğine olası etkileriyle ilgili inançlarını araştırır. Son yıllarda yapılan çalışmalar, hastalığıyla, ilgili olumsuz görüşleri olan hastaların daha kötü hastalık sonuçlarına sâhip olacağını göstermiştir. Hastanın hastalığa olan uyumunu artırmak için oluşturulacak fırsatların hastalık algısını olumlu yönde etkilediği söylenmektedir buda hastaların yaşam kalitesini aynı doğrultuda etkileyecektir. (Donkin ve ark. 2006, Petrie ve Weinman 2006). Hastalık tutarlılığı kişinin hastalığını ne kadar anladığını ya da kavradığını araştırır. Hastalığın ciddi olarak düşünülmesi, süre algısında, kişisel ve tedavi kontrolünde önemli bir faktör olabilir (Kayış 2009). Çalışmamızda da hastaların hem fiziksel hem ruhsal sağlığını etkileyen faktörlerden biri olduğu görülmüştür. Hastaların fiziksel sağlık ana boyutunu etkileyen bir diğer faktörün kişisel kontrol olduğu görülmüştür. Bu durum hastaların hastalıklarının tedavisi ve gidişatına ilişkin kişisel kontrollerinin olduğunu algılamaları onların fiziksel sağlıkları üzerinde yordayıcı etkiye sâhip olduğu görülmektedir. Hastaların hastalıklarını vücut direncinin azalması, şans veya tâlihsizlik gibi faktörlere bağladıkları görülmektedir. Hastalığın nedenlerine ilişkin düzenlenecek olan eğitim programları da hastalık algısını olumlu yönde etkileyecektir. SONuç Sonuç olarak, sosyodemografik ve hastalığa ilişkin değişkenlerin yanında kişinin hastalığın algısına ilişkin yaşadığı belirtileri, hastalığa ilişkin duyguları, hastalığın sonuçlarına ilişkin inançları, hastalığı anlamaya ilişkin bakış açıları gibi faktörlerinde hastaların fiziksel ve mental yaşam kalitelerini büyük ölçüde etkilediği tesbit edilmiştir. Hemodiyaliz hastalarında ortaya çıkabilecek psikososyal sorunlara karşı psikolojik destek almasının ve hastaya hastalığının tanısı, tedavisi, tedavinin etki ve yan etkileri hakkında eğitim verilmesinin, hastanın hastalık algılarını değiştirerek yaşam kalitelerini arttıracağını düşünmekteyiz. KAYNAKLAR Acaray A ve Pınar R (2004) Kronik hemodiyaliz hastalarının yaşam kalitesinin değerlendirilmesi C.Ü. Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi; 8: 1-11. Altıntepe L, Güney İ, Türk S, Tonbul Z, Yeksan M (2005) Hemodiyaliz ve sürekli ayaktan periton diyalizi hastalarında yaşam kalitesi ve etkileyen faktörler. Türk Nefroloji Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi; 14: 85-89. Armay Z, Özkan M, Kocaman N, Özkan S (2007) Hastalık Algısı Ölçeğinin kanser hastalarında Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalışması. Klinik Psikiyatri; 10: 192-200. Aydemir (1999) Konsültasyon-Liyazon Psikiyatrisinde Yasam Kalitesi. Kısa Form-36 (SF- 36). 3P/Psikiyatri, Psikoloji, Psikofarmakoloji Dergisi; 7: 14-23. Browne GB, Byrne C, Roberts J, Streiner D, Fitch M, Corey P, et al. (1988) The meaning of illness questionnaire: reliability and validity. Nurs Res; 37: 368-373. Cameron LD, Moss-Morris R (2004) Illnessrelated cognition and behavior. Kaptein A, Weinman J, editors. Health Psychology. United Kingdom: Blackwell Publishers, 84-110. Cardenas DD, Kutner NG (1982) The problem of fatigue in dialysis patients. Nephron; 30: 336-340. Chiang CK, Peng YS, Chiang SS, Yang CS, He YH, Hung KY, et al (2004) Health-related quality of life of hemodialysis patients in Taiwan: a multicenter study. Blood Purif; 22: 490-498. Daugirdas JT, Blake PG, Ing TS (2003) Diyaliz El Kitabı. Bozfakıoğlu S (çeviren). 3. Baskı, Ankara: Güneş Kitapevi, 495-521. Donkin L, Ellis CJ, Powell R, et al (2006) Illness perceptions predict reassurance following negative exercise testing result. Psychol Health; 21: 421 430. Durna Z, Özcan Ş, Erdoğan N (2000) Düzenli hemodiyaliz tedavisi gören hastaların yaşam kalitesi ve sosyal destek düzeyleri, Hemşirelik Forumu; 3: 6-14. Fowler C, Baas LS (2006) Illness representations in patients with chronic kidney disease on maintenance hemodialysis. Nephrology Nursing J; 33: 173-186. Sempozyum 44
Güney, Altıntepe L, Türk S, Atalay H, Tonbul HZ, Yeksan M (2005) Konya ili ve ilçelerinde hemodiyalize giren hastaların demografik, klinik ve laboratuvar özellikleri ile sağlıkla ilişkili yasam kalitesini etkileyen faktörlerin değerlendirilmesi. Türk Nefroloji Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi; 14: 26-31. Heijmans M, DeRidder D (1998) Assessing illness representations of chronic illness: Explorations of their disease-specific nature. J Behav Med 21: 485 503. Kayış A (2009) Kanser hastalarının hastalık algısı ve umutsuzluk düzeyleri, yüksek lisans tezi. Haliç Üniversitesi. Mittal SK, Ahern L, Flaster E, Mittal VS, Maesaka JK, Fishbane S (2001) Self-assessed physical and mental function of haemodialysis patients. Nephrol Dial Transplant; 16: 1387-1394. Morsch CM, Gonçalves LB, Barros E (2005) Health-related quality of life among haemodialysis patients-relationship with clinical indicators, morbidity and mortality. J Clin Nurs;15: 498-504. Moss-Morris R, Weinman J, Petrie KJ, Horne R, Cameron LD, Buick L (2002) The revised illness perception questionnaire (IPQ-R). Psychology and Health; 17: 1 16. Panagopoulpu A, Hardalias A, Berati S, Fourtounas C (2009) Psychosocial issues and quality of life in patients on renal replacement therapy. Saudi J Kidney Dis Transpl; 20: 212-218. Patton K, Meyers J, Lewis BE (1997) Enhancement of compliance among patients with hypertension, Am J Manag Care; 3: 1693-1698. Petrie KJ, Weinman J (2006) Why illness perceptions matter. Clin Med; 6: 536 539. Pınar R, Çınar S, İşsever H (1995) Hemodiyalize devam eden ve transplant olan son dönem böbrek yetmezlikli hastaların yaşam kalitelerinin karşılaştırılması, Çınar Dergisi; 1: 1-5. Sayın A, Mutluay R, Sindel S (2007) Quality of life in hemodialysis, peritoneal dialysis and transplantation patients. Transplant Proc; 39: 3047-3053. Stojanovic M, Stefanovic V (2007) Assessment of health-related quality of life in patients treated with hemodialysis in Serbia: influence of comorbidity age and income. Artif Organs; 31: 53-60. Suet-Ching WL (2001) The quality of life Hong Kong dialysis patients, J Adv Nurs; 35: 218-227. Tsay SL ve Healstead M (2002) Self-care, self-efficacy, depression and quality of life among patients receiving hemodialysis in Taiwan. Int J Nurs Stud; 39: 245-251. Turgay M, Özkan S (1992) Hemodiyaliz hastalarında stres faktörleri ile psiko-sosyal uyum ilişkisi. Türk Hemşireler Dergisi; 42: 16-21. Üstün ME, Karadeniz G (2006) Hemodiyaliz tedavisi gören hastaların yasam kalitesi ve bilgilendirici hemşirelik yaklaşımının önemi. Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi; 1: 33-43. Vural A (2002) Kronik böbrek yetmezliği ve tedavisi. Koçer İH, Erikçi S, Baykal Y, editörler. İç Hastalıkları Günleri III. Ankara: GATA Basımevi, 339-358. Walters BAJ, Hays RD, Spritzer KL, Fridman M, Carter WB (2002) Health related quality of life, depressive symptoms, anemia and malnutrition at hemodialysis initiation. Am J Kidney Dis; 40: 1185-1194. Ware JE (1992) The Most 36-Item Short Form Health Survey (SF-36). I. conceptual framework and item selection. Medical Care; 30: 328-334. Weinman J, Petrie KJ, Moss-Morris R, Horne R (1996) The Illness Perception Questionnaire: a new method for assessing the cognitive representation of illness. Psychol Health; 11: 431 445. Erişkin Psikopatolojisi Prof. Dr. Adnan ZİYALAR 310 Sayfa 24 TL yerine yüzde 50 iskontolu: 12 TL Siparişleriniz İçin: Tel: 0212-2791026 yuceyayim.com.tr Sempozyum 45