İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI SİYASAL DÜŞÜNCELER TARİHİ YARD. DOÇ. DR. MUSTAFA GÖRKEM DOĞAN
2. ESKİ YUNAN SİYASAL DÜŞÜNCESİ 2 ESKİ YUNAN SİYASAL DÜŞÜNCESİ 2.1 Elen Medeniyetinde Siyasal Kurumlar 2.2 Eski Elen Medeniyetinde Felsefenin Gelişimi 2.3 Siyasetin Temeli Olarak Çıkar ya da Bilgi 1
Elen Medeniyetinde Siyasal Kurumlar 2.1.1 Kent Devleti (Polis) Polis kavramı belli bir toprak parçası üzerinde siyasi askeri toplumsal ve ekonomik bütünlüğü ifade eder. Siyasi etki alanı dahilinde birkaç küçük yerleşim birimi daha bulunabilir. Bu örgütlenme biçimi kadim Mezopotamya daki Sümer kent devletlerinden beri yaygın bir siyasal örgütlenme biçimidir. Kent devleti modeli yunan siyasal düşencisinin ortaya çıkışında temel bir rol oynamıştır. Bu medeniyet çerçevesinde tarımın, ticaretin ve denizciliğin gelişiminde de payı vardır. Elen kent devletleri farklı siyasal dönemlerden geçerek klasik döneme ulaşmıştır. Bu dönemler kabaca sınıflandırırsak sırasıyla krallık, aristokratik ve demokratik yönetimlerdir. Bunların öncesinde ise aşağı yukarı M.Ö. 8. yüzyılın sonuna denk gelen temel toplumsal örgütlenme biriminin kabileler olduğu, hakkında pek bir şey bilmediğimiz bir karanlık dönem vardır. 2
Elen Medeniyetinde Siyasal Kurumlar 2.1.2 Klasik Bir Polis Örneği Olarak Atina Atina nın en parlak döneminde nüfusunun üç yüz bin civarı olduğu tahmin edilmektedir. Bu nüfusun yüz bine yakını kölelerden, yüz binden biraz fazlası ise meticlerden oluşurdu. Meticler Elen medeniyetine mensup başka yerlerden Atina ya gelip yerleşmiş çalışan kimselerdi. Meticler tüm medeni haklara sahiptiler ama hiçbir siyasi hakları yoktur. Geriye kalan nüfus yani yaklaşık yüz bin kişiyse Atinalılardı. Bu yüz bin kişinin yarısının kadın olduğu rahatlıkla varsayılabilir, kalan elli binin de, Atina da sadece yirmi yaş üstü erkeklerin siyasi haklarının var olduğu düşünülünce, sadece yarısı Atina demokrasisinin özneleridir. 3
Elen Medeniyetinde Siyasal Kurumlar 2.1.3 Atina nın Siyasal Kurumları Atina demokrasisini simgeleyen siyasal kurum Ecclesiadır. Bu aşağı yukarı her ay toplanan tüm Atinalı yurttaşların katılımına açık bir halk meclisiydi. Yirmi beş bin Atinalının tümünden oluşan bir siyasal mekanizmanın etkin bir siyasal müzakere organı olması beklenemezdi. Dolayısıyla siyasal yönetim Beş Yüzler Meclisi (Boule) diye bilinen ve üyeleri kurayla belirlenen bu meclisin göreviydi. Boule hem bir tür yürütme organı hem de yasama organı diyebileceğimiz Ecclesianın sekreteryası işlevini yerine getirmekteydi. Atina siyasal sisteminde önemli bir başka organda mahkemelerdi. Boulenin aldığı her karar bu mahkemelere taşınabilirdi. Ayrıca herhangi bir göreve getirilen kişi görevine başlamadan önce gene bu mahkemelere denetim için çıkarılabilirdi. Kamusal görevlerinin süresi bitenler gene ibra edilmek için mahkemelerin onayına ihtiyaç duyardı. 4
Elen Medeniyetinde Siyasal Kurumlar 2.1.4 Sparta nın Siyasal Kurumları Sparta da yurttaş sayılanlar soyu bu polise dayananların yüzde onundan fazla değildi. Bu yüzde onluk kesim de anlamlı bir siyasal katılma hakkından mahrumdu. Atina daki Ecclesia ya karşılık gelen Apella Sparta da polisi ilgilendiren meselelerin yurttaşların önünde tartışıldığı bir kamusal müzakere organı değildi. Tek yetkisi önüne bir yaşlılar senatosu olan Gerousia tarafından getirilen yasa ve kararları onaylamak ya da reddetmekti. Bunları değiştiremez ya da kendisi yasa ya da karar tasarıları hazırlayamazdı. Gerousia atmış yaşını geçmiş yirmi sekiz Spartalı yurttaşın ömür boyu görev yaptığı bir senatoydu. Bu yirmi sekiz ihtiyara Sparta nın yetkileri eşit iki kalıtsal kralı da eklenince otuz kişilik bir yapı ortaya çıkıyordu. Sparta da ayrıca yürütme görevini yerine getirmek için eşit yetkili iki kralın yanı sıra beş tane de Efor her yıl için seçilmekteydi. 5
Eski Elen Medeniyetinde Felsefenin Gelişimi İlk Dönem ve Doğa Filozofları Antik Yunan medeniyet merkezlerinde tarımın ve şehirleşmenin gelişmesi ile felsefe alanında da ilerlemeler yaşandığını görüyoruz. Bu Elen düşünürleri Sicilya dan Batı Anadolu ya uzanan coğrafyada ortaya çıkmışlardır. Bu düşünürlerin ilk kuşağına biz doğa filozofları diyoruz. Bu kimseler etraflarını sarmalayan evreni inceleyerek bunun yapıtaşlarının ne olduğu üzerine tefekkür etmişlerdir. Bu soruya verdikleri yanıtlardan yola çıkarak insan topluluklarının işleyişini de bu yanıtlara dayanarak açıklama çabasında olmuşlardır. Thales, Anaksimandros, Heraklitos, Pisagor ve Demokritos bu düşünürlerin başlıcalarıdır. 6
Eski Elen Medeniyetinde Felsefenin Gelişimi Sofistler Özellikle şehirleşmenin gelişmesiyle evreni açıklamada değişmez ilkelere, doğal elementlere dayanan doğa filozoflarını eleştiren bir akım ortaya çıkmıştır. Beşeri olan gerçeklikleri doğadaki işleyiş ilkelerine benzeterek açıklama çabasına itiraz eden bu filozoflar düşünsel çabaların odağında doğanın değil insanın olması gerektiği kanısındaydılar. Onlara göre bilgi teorik bir merak değil insana fayda sağlayan pratik bir gerekliliktir. Bu düşünce akımına sofizm diyoruz, mensupları genellikle gezici öğretmenlerdi. Sofistler her şeyin ölçütünü insan olarak gören bir felsefi yaklaşımda uzlaşırlar. Bu yaklaşım kimi önemli sofist filozofları her şeyi sonsuz bir göreliliğe indirgeyen kişilerin egoizmini olumlayan bir eğilime götürse de, diğerlerinin siyasal düşüncesinin gelişiminde önemli katkıları vardır. 7
Eski Elen Medeniyetinde Felsefenin Gelişimi Protagoras Atinalı büyük devlet adamı Perikles in arkadaşı Protagoras sofizmin kurucularından sayılır. İnsan her şeyin, varolan şeylerin varolduklarının ve varolmayan şeylerin varolmadıklarının, ölçüsüdür anlayışı ona aittir. Burada kastedilenin fiziki değil beşeri olgular olduğunu varsaymak gerekir. Heraklitos un evren sürekli hareket halindedir evrende her şey değişir, önermesinden hareketle Protagoras hiçbir şey kesin anlamda belirli bir şey olamaz sonucunu çıkarır. Dolayısıyla ona göre belirli bir bilginin herkes için aynı anlamda bir kesinlik taşıması ve doğru olması söz konusu olamaz. Bu felsefi yaklaşım siyasete tercüme edildiğinde siyasal doğruların da, yani herhangi bir politik meseleye verilmesi gereken politik yanıtın da kişilere göre değişmesi gerektiği anlamına gelir. 8
Eski Elen Medeniyetinde Felsefenin Gelişimi Sokrates Sokrates in sofistlerin rölativist argümanlarını, yani gerçeğin ölçütünün insana göre değişeceği fikrini, çok yanlış bulduğunu anlıyoruz. Sokrates i çağdaşı sofistlerle karşı karşıya getiren, onun bilginin ve erdemin kişiye göre değişmeyeceği, insandan bağımsız objektif bir gerçeklik olduğu düşüncesidir. Üstelik Sokrates e göre bu objektif bilgi insana öğretilebilir. Bu görüşü siyasete tercüme edersek sonuç şu olur: polisin yönetiminin ne şekilde olması gerektiği her kişinin kanaatine göre değişen bir mahiyette olamaz her politik sorun karşısında onun çözümüne yönelik bir doğru siyaset yolu vardır ve bu yol insanların bu konuda ne düşündüğünden ve kanaatlerinden tamamen bağımsızdır. 9
Siyasetin Temeli Olarak Çıkar ya da Bilgi Bir yanda her insanın kendi spesifik çıkarları olmasını doğal kabul eden ve bilginin bu dolayımda ortaya çıktığını söyleyen bir Protagoras, öte yanda herhangi bir siyasal problemin o problemin tarafı olan insanlardan ve o insanların tercihlerinden bağımsız bir doğru ve erdemli çözümü olduğuna iddia eden Sokrates. Protagoras a göre poliste karşılaşılan her sorunun çözümlerine dair yurttaşları farklı çıkarları ve buna dayalı oluşan kanaatleri olacaktır. O zaman bu faklı kanaatlerin müzakeresinin sağlanması ve uzlaşma siyasal karar alma sürecinin gerçekleşmesi için en doğru yoldur. Sokrates e göre ise insan toplulukların karşılaştıkları sorunların çözümü çıkar ve buna dayalı oluşan kanaatler gibi bugünden yarına değişebilecek zayıf bir temelde çözülemez. Bu sorunların gerçek çözümü kesin ve değişmez bir bilgiye dayalı olmalıdır. 10
auzef.istanbul.edu.tr 11