Kemik ve Eklem Tüberkülozu



Benzer belgeler
Kemik ve Eklem Enfeksiyonları. Dr Fahri Erdoğan

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR

Osteoartrit. Uzm. Fzt. Kağan Yücel Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

3. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

OSTEOMİYELİT CERRAHİ TEDAVİSİ NE ZAMAN? NASIL? Dr. Murat ÖZTÜRK Ege Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji A.B.D.

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

ADEZİV KAPSÜLİT FZT NAZMİ ŞEKERCİ

Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI

Dr Ercan KARAARSLAN Acıbadem Üniversitesi Maslak Hastanesi

TÜBERKÜLOZ Tüberküloz hastalığı gelişimi için risk faktörleri

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi

Vaka Sunumu. Uz Dr Alper Ata Mersin Devlet Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü 23 Şubat 2013

KEMİK EKLEM TÜBERKÜLOZU

ANKİLOZAN SPONDİLİT UZM.FZT. NAZMİ ŞEKERCİ

Ali Haydar Baykan 1, Hakan Sezgin Sayıner 2. Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Ana Bilim Dalı, Adıyaman

Total Kalça Protezi. Prof. Dr. Önder Yazıcıoğlu İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır.

Kronik Osteomiyelit. Dr. Cemal Bulut. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

OLGU 3 (39 yaşında erkek)

Bruselloz: Klinik Özellikler

TANIM. Ankilozan Spondilit (spondilartrit) Spondilit = vertebraların (omurların) inflamasyonu

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı.

SINIRLI YÜZEY DEĞİŞTİRME BAŞARILI MI?

1. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

Artroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde

Multipl Myeloma da PET/BT. Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD

BİRİNCİL KEMİK KANSERİ

ÇOCUKLARDA HAREKET SİSTEMİ MUAYENESİ (ROMATOLOJİK MUAYENE) Özgür KASAPÇOPUR

25. Ulusal Türk Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi 27 Ekim 1 Kasım 2015

Spondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

GONARTROZ UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ

Kan Kanserleri (Lösemiler)

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 13 Nisan 2016 Çarşamba

Vertebra Tüberkülozunda Tanı ve Tedavi

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

BATIN BT (10/11/2009 ): Transvers kolon orta kesiminde kolonda düzensiz duvar kalınlaşması ile komşuluğunda yaklaşık 5 cm çapta nekrotik düzensiz

Muzaffer Fincancı İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Dr. Servet ALAN Memorial Sağlık Grubu

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

FTR 303 Ortopedik Rehabilitasyon. Kalça Artroplastisi. emin ulaş erdem

Osteosarkom Tedavisinde Neoadjuvan Tedavi. Dr. Bülent Yalçın 5. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi, Mart 2014 Susesi Otel, Antalya

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

Spinal Enfeksiyonlar -Ortopedik Yaklaşım- Doç.Dr. Güney Yılmaz SÜTF Ortopedi ve Travmatoloji AD

Kabakulak (Epidemik Parotitis) Prof. Dr. Haluk Çokuğraş

Özel durumlarda tüberküloz tedavisi

BRUSELLA ENFEKSİYONU. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

PRİMER GASTRİK LENFOMA OLGUSU DR SİNAN YAVUZ

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ. ERİŞKİN İSTMİK SPONDİLOLİSTEZİS (Bel Kayması) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ

Ankilozan Spondilit Rehabilitasyonu. Prof. Dr.Hidayet Sarı

oporoz Tanı ve Tedavi Prensipleri

TABAN ÜLSERİ --- ULCUS SOLEA VEYSEL TAHİROĞLU

KLİMİK İZMİR TOPLANTISI

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

Çok ilaca dirençli tüberküloz tedavisinde cerrahinin yeri. Dr. Kemal Tahaoğlu Antalya 2007

LENFATİK VE İMMÜN SİSTEM HANGİ ORGANLARDAN OLUŞUR?

BEL AĞRISI. Dahili Servisler

TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI. Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1

SERT DOKUNUN SULU (KĠSTĠK) LEZYONU. Dr Arzu AVCI ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ TIBBİ PATOLOJİ KLİNİĞİ 17 Kasım 2011

ÜRÜN BİLGİSİ. CLAVOMED FORTE 250 mg / 62,5 mg Oral Süspansiyon Hazırlamak İçin Kuru Toz

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni

AKCİĞER DIŞI TÜBERKÜLOZ OLGU SUNUMU. Dr.Onur URAL Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Karaciğer laboratuvar. bulguları. Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 5.Yarıyıl

Dr.Şua Sümer Selçuk Üniversitesi Selçuklu Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD KONYA

Omurga Girişimleri. Nöroradyolojide Yeni Bir Ufuk. Dr. Osman KIZILKILIÇ İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyoloji AD-Nöroradyoloji BD

Hisar Intercontinental Hospital

Tedavide yeni başka seçenekler var mı? Doç. Dr. Özge Turhan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D.

25. Ulusal Türk Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi 27 Ekim 1 Kasım 2015

HİZMETE ÖZEL. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu DOSYA

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN /

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı

HIV Enfeksiyonu ve Tüberküloz Birlikteliğinin Değerlendirilmesi

Türkiye'de Yıllara Göre Yeni Verem Hasta Sayıları Yıllar

Distal Radio Ulnar Eklem Yaralanmaları. Doç. Dr Halil İbrahim Bekler

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

Cerrahi Dışı Tedaviler

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı

GELİŞİMSEL KALÇA DİSPLAZİSİ PROGNOZU VE GÖRÜNTÜLEME. Dr. Öznur Leman Boyunağa Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı

Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi

SERVİKAL DİSK HERNİSİ

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

Tularemi Tedavi Rehberi Doç. Dr. Oğuz KARABAY Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

ORTOPEDİK CERRAHİ GİRİŞİMLERLE İLİŞKİLİ İNFEKSİYONLARIN İRDELENMESİ. Dr. Hüsrev DİKTAŞ Girne Asker Hastanesi/KKTC

Transkript:

Emel GÖNEN BAŞ*, Numan NUMANOĞLU** * Ankara Numune Hastanesi Siteler Polikliniği Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü, ** Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Anabilim Dalı, ANKARA Kemik ve eklem tüberkülozu, Mycobacterium tuberculosis in neden olduğu granülomatöz bir infeksiyondur. Lokalize ve dekstrüktif bir hastalıktır. İnfekte peribronşiyal veya mezenterik lenf nodlarının primer odak olduğu kan kaynaklı bir infeksiyon olup, insan ya da bovin tipi olabilir. Çiğ sütün yaygın kullanıldığı ülkelerde bovin geçişi sık iken, pastörize süt kullanılan bölgelerde insan tipi daha sıktır (1-3). İskelet tüberkülozu kendisini osteomiyelit, artrit veya ekstraartiküler sinovit ve bursit olarak gösterir (4). Tüberküloz insidansı, antitüberküloz ilaçların keşfi, pastörizasyon ve aktif tüberkülozlu hastanın tespit edilip izolasyonu gibi katı halk sağlığı kuralları sayesinde son 30 yılda büyük oranda azalmıştır. Bir süre öncesine kadar tüberküloz iskelet sistemini etkileyen en sık hastalık olup, bu dünyanın bazı bölgelerinde hala geçerlidir. Kemik ve eklem tüberkülozu herhangi bir yaşta oluşabilmesine rağmen çocuklarda daha sıktır (1,3,5). Dünyanın pek çok bölgesinde tüberküloz, iskelet infeksiyonunun majör etkenidir. AIDS in ortaya çıkması ve gelişmemiş ülkelerden, sanayi ülkelerine göç nedeniyle, ekstrapulmoner tüberkülozlu hasta popülasyonu yaratmıştır ve atipik prezentasyonlar tanıda karışıklık yaratabilir (6,7). PATOLOJİ Eklemin tüberküloz basili ile invazyonu, ya sinovyal membranın direkt hematojen infeksiyonu veya metafiz, epifiz gibi bitişikteki kemik odağından indirekt yayılım ile ortaya çıkabilir (2). Tüberküloz osteomiyeliti ise hematojen yolla direkt kemiğe yerleşim sonucu ortaya çıkıp, yeni kemik oluşumunun çok az ya da hiç olmadığı kemik destrüksiyonuyla karakterizedir (2-4). Tüberküloz genellikle çocuklarda metafize, erişkinlerde ise epifize yerleşir (4). İnfeksiyon, kemikteki odaktan etraf kemiğe giderek artan santrifügal desktrüksiyon ile yayılarak sonuçta ekleme girer (2). Tüberküloz granülasyon dokusu, hiyalin eklem kıkırdağını pannus olarak kaplar ve giderek altta yatan eklem kıkırdağını ve subkondral kemiği harap eder. Eklem yüzeyindeki destrüksiyon, periferde, özellikle sinovyal membranı kapsayan tüberküloz granülasyonlarında en sık görülür (1,2,8,9). Hastalığın progresyonu ile birlikte artan miktarda kazeöz nekrotik materyal ve tüberküloz eksudası üretilir. Daha sonra artan intraosseöz veya intraartiküler basınçla kemik korteksi veya eklem kapsülü perfore olur ve soğuk apse ortaya çıkar. Bu apseler akut inflamasyonun yokluğu nedeniyle bu ismi alır. Hastalık doku katmanları boyunca kas ve kas katmanları arasında, derin fasia tarafından sınırlanarak yayılır. Artan basınçla derin fasia perfore olur ve apse subkütan hale gelir. Tüberküloz apsesini kalın fibröz bir duvar sınırlar ve içinde kazeöz nekrotik doku, tüberküloz basili ve dejenere lökositleri kapsayan 379 Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2000; 48(4): 379-384

serum mevcuttur. Eğer orjinal odak aktif olarak kalır ve bu apseler tedavi edilmezse, zamanla cilde doğru sinüsler oluşturarak dışarıya açılırlar. Sonuçta piyojenik bakteri tarafından sekonder infeksiyon ve etkilenen eklemin tam destrüksiyonu kaçınılmaz hale gelir (1,9,10). Ayrıca son literatürlerde, farklı mekanizma ile ortaya çıkan tüberkülozun medüller tutulumu (spondilodiskite bağlı radikülomiyelit) gösterilmiştir (11,12). KLİNİK BULGULAR Tüberküloz osteomiyeliti ve sinoviti, granüler tip ve kazeöz-eksudatif tip olmak üzere iki şekilde kendini gösterir. Granüler tip daha sinsi ve yavaş seyirli olup, diğer tipte ise klinik tablo hızlı ve gürültülüdür (4). Tüberküloz artriti ve osteomiyelitinde tutulum sıklıkla (%90) monoartiküler ve monoosseözdür. Tipik olarak genel bir hastalık hali, halsizlik ve kilo kaybı vardır. Aile hikayesinde tüberküloz veya özgeçmişinde servikal adenit/plörezi veya travma saptanabilir (1,2,4,6, 8,10). Lezyon alt ekstremitede ise (örn; kalçada) başlangıç semptomu hafif topallama olabilir. Etkilenen eklem katılaşır ve küçük çocuklarda daha sonra gece ağlamaları gelişir. Çünkü hastalığın irritasyonu düşük derecede olduğundan, kas spazmı gün boyunca tutulan bölgeyi tatminkar derecede korur; ancak çocuk uyurken kasın koruyucu hareketinden mahrum kaldığı için hafif bir hareketle ağrı ortaya çıkar ve ağlar (2). Lokal fizik bulgular tutulan ekleme göre değişir. Vertebral kolon en sık tutulan bölgedir. Diğerleri sırasıyla; kalça, diz, ayak bileği, sakroiliak, omuz ve dirsek eklemleridir. Tüberküloz spondilitinde çocuk ağrılı ve katı sırt şikayetiyle gelir. Çocuk, sırtı hiperekstansiyonda ve hafif basarak koruyucu bir yürüyüş geliştirir. Kemik destrüksiyonu ilerleyip vertebral korpus kollaps olunca tipik kifoz gerçekleşir. Eğer hastalık uzun süre farkedilmeden kalırsa soğuk apse, lomber vertebra lezyonundaki psoas apsesi formunda kendini gösterir (1,2,4,10,12). Diz ve el bileği gibi yüzeyel eklemlerde sinovyal kalınlaşma ve efüzyon kendini doluluk ve şişkinlik olarak gösterir. Bunun kalça gibi derin eklemlerde farkedilmesi zordur. Lokal ısı ve eritem sıklıkla olmayıp hassasiyet minimaldir. Kas atrofisi sıklıkla göze çarpar, hastalığın erken safhalarında daha belirgindir. Eklem hareketi çoğu zaman kısıtlı olup, ateş sık göze çarpmaz (2,8). Yavaş büyüyen tümörler ve üst ekstremitedeki kronik yaraların tanısında extrapulmoner tüberküloz akılda tutulmalıdır (13). RADYOGRAFİK BULGULAR Radyografideki en erken bulgular bölgesel kemik atrofisi, yumuşak doku ödemi ve kapsüler distansiyondur. Bu değişiklikler sinovite bağlı olabilir ve spesifik değildir. Kural olarak tüberküloz artritinde kemik dekalsifikasyonu yaygın olup eklemden 3-5 cm uzağa ilerler. Radyografide eklem aralığı artmıştır ve hastalığın ileri evresine kadar bu durum devam eder. Hiyalin kıkırdağın tüberküloz granülasyon dokusu ile destrüksiyonu yavaş bir işlemdir (1,2,8,9). Sonuçta hastalığın progresyonuyla eklem kıkırdak aralığı giderek daralır. Bu durum, eklem kıkırdak destrüksiyonu ve eklem aralığı daralmasının erken safhada yer aldığı süpüratif artrite terstir (2). Kalça gibi tam uyumlu eklemlerde, basıncın az olduğu hiyalin kıkırdak periferi tüberküloz granülasyon dokusu tarafından erozyona uğratılır. Diz gibi tam uyumlu olmayan eklemlerde temas olmayan alanlar yaygın dağılımlı olup; tüberküloz granülasyon dokusu, eklem kıkırdağındaki temas olmayan alanları (santral veya periferal) harap eder (2,9,14). Kemik yıkımı, epifiz veya metafizde normal trabeküler yapının kaybolduğu radyolüsen alanlar olarak görülebilirler. Primer sinovyal tüberkülozda da infeksiyon eklemden subkondral kemiğe yayılır ve kemik yıkım paterni sıklıkla periferal olup, temas olmayan alanlardadır. Epifiz ve metafizdeki tüberküloz odağına sekonder olarak eklem tutulumu gelişiyorsa kemik yıkımı her yerde olabilir ve temassız alanlarda periferal dağılmamıştır. Tüberküloz artritte bir eklemin her iki kemiğinde de tutulum varsa, destrüktif odak sıklıkla birbirine zıt yer alır (2). Reaktif yeni kemik oluşumu, tüberküloz artritin erken safhalarında karakteristik olarak yoktur, sadece geç iyileşme safhasında ortaya çıkar. Sekestr bazen görülebilir (2,5,9,14,15). Tüberküloz spondilitte ise, apse sıklıkla paravertebral ve- Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2000; 48(4): 379-384 380

Gönen Baş E, Numanoğlu N. ya psoas apsesi tarzında erken safhada görülür (1,2,5,10,12,14,16). Eğer tüberküloz artriti tedavi edilmeden kalırsa, sonuçta tüm eklem kıkırdağı harap olur ve yakındaki kemik dokuda yaygın destrüksiyon ortaya çıkarak, eklemde görünür deformiteye yol açar (9). Eklemi kapsamayan tüberküloz osteomiyeliti sık değildir ve tanısı ortopedist tarafından atlanabilir (2,3,5). Hindistan da yapılan bir araştırmada başlangıçta kullanılan NSAI ilaçlar tedavide başarılı olmamıştır. Analjezik tedaviye cevap vermeyen kemik ağrısı sıklıkla infeksiyon veya neoplaziye bağlıdır (5). Erken safhalarda direkt radyografiler normal iken, MRI veya CT lezyonu lokalize etmekte faydalı olabilir (2,3,5). Direkt radyografide daha gelişmiş lezyonlar kronik piyojenik osteomiyelit, Brodie apsesi, tümörler veya granülomatöz lezyonları taklit edebilir (5). Tanıyı kesinleştirmek için biyopsi şarttır ve antitüberküloz ilaçlar tedavinin esas elemanıdır (2-5). Biyopsideki operatif bulgular iskelet tüberkülozunu düşündürdüğünde, etkilenen kemiğin küretajı erken iyileşmeyi sağlayabilir (4,5). LABORATUVAR BULGULARI Genel bulgular kronik hastalığa aittir. Hipokrom anemi sıktır. Lökosit sayımı normal olabilir veya hafif lökositoz olabilir. Yükselmiş sedimentasyon hızı ve pozitif tüberküloz deri testi sıklıkla her zaman tespit edilir. İlgili visseral tüberküloz (akciğer, böbrek infeksiyon nodları) bulgusu kural olarak vardır ve akciğer grafisi, IV. piyelogram veya ayakta direkt karın grafisinde gösterilir (1-5,9). Sinovyal sıvı, artmış lökosit sayımı, azalmış glikoz seviyesi ve azalmış müsin bulguları verir. Lökosit sayısı 3000 ile 100.000 arasında değişse de, genellikle 20.000/mm 3 şeklindedir. Ayrıntılı lökosit sayımı, %60 olan polimorfonükleer lökosit predominansını, %20 lenfosit, %20 monosit ile kapatmaya çalışır. Eklem sıvısında mikroskopik olarak tüberküloz basili görülebilir. Sinovyal sıvıda glikozun belirgin azalması ya da yokluğu, ayırıcı tanıda oldukça yardımcı bir bulgudur. Kültürel çalışmalar ve hayvan inokülasyonu tüberküloz için pozitiftir. Tanı; artrotomi veya genişlemiş bölgesel lenf nodu biyopsisi ve sinovyal dokunun histolojik olarak incelenmesiyle konur (2). Operatif bölgeden veya sinüsten alınan kültürlerde avirülan piyojenik bakterinin izolasyonu tüberküloz olasılığını ekarte ettirmez. Operatif kültür, histopatolojik ve klinik muayenenin tüberküloz tanısını düşündürmediği hastalarda, sinüs yolu kültüründen sıklıkla Mycobacterium identifiye edilmiştir. Direkt yaymada piyojenik bakteri olmaksızın püy hücreleri varsa, herhangi piyojenik bakteri üremesi tespit edilmediyse, veya rutin aerobik ve anaerobik sinüs kültürlerinde Staphylococcus epidermidis ürediyse tüberkülozdan şüphelenilmelidir (5,9). TEDAVİ Geçmişte tedavi; yatak istirahati, büyük olasılıkla traksiyon, alçı veya freymde ilgili bölgenin immobilizasyonundan ibaretti. Daha sonra hastanın immün defansına bağlı olarak lezyon iyileşmeye başladığında, omurganın ilgili segmenti veya etkilenen eklem fonksiyonel pozisyonda dondurulurdu (2). Artık erken teşhis ve antitüberküloz ilaçların kullanımı ile tüberküloz artritin ve osteomiyelitin prognozu radikal biçimde iyileştirilmiştir (2,3). Eklem fonksiyonu infeksiyon odağının eksizyonu yardımı ile kurtarılır; bunu uzun süreli antitüberküloz ilaç uygulaması izler, böylece rekürrens şansı büyük oranda azaltılır (1-5,10,16,17). Tedavi; genel medikal önlemler, kemoterapi, lokal konservatif ortopedik bakım ve cerrahiyi kapsamaktadır (2,4). Genel Medikal Önlemler Yatak istirahati, uygun miktarda protein, mineral ve vitamin içeren dengeli diyet içerir. Okul çalışmasına ve bir miktar kısıtlanarak sıradan günlük aktivitelere izin verilir (2). Antitüberküloz İlaçlar Tüberküloz kemoterapisinin amacı, tüberküloz lezyonunun sterilizasyonunu başarmaktır. Çeşitli kemoterapik ajanlardan izoniazid (INAH) ve rifampin standart, en sık kullanılan ilaçlardır. Kemik eklem tüberkülozunda ve INAH e rezistans saptandığında, ilk iki ay üçüncü bir ilaç eklenir. Çocuklarda olası üçüncü ilaç; pirazinamid, streptomisin ve etambutoldür. Eğer çocuk has- 381 Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2000; 48(4): 379-384

talığı yabancı ülke doğumlu yetişkinden aldıyda, INAH rezistansı %15 tir, antitüberküloz etkinlik gösteren diğer ilaçlar; kanamisin, kapreomisin, ethionamide ve sikloserindir. Bu ilaçlar sadece tüberküloz basilinin rezistan suşlarında kullanılır (1-3,5). İlaç tedavisinin süresini 9-12 ay olarak bildirenler, hatta 18 aya kadar uzatanlar varsa da, genel fikir 6-9 aylık tedavilerin yeterli olduğu şeklindedir (1-3,5,12,17-22). Tedavide yeterli süre, bakteriosit ve bakteriostatik ilaçların birlikte kullanıldığı durumlarda en az 12 ay, bakterisit ve sterilize edici ilaçların kullanıldığı kısa süreli tedavilerde ise 6-9 ay kadardır (21). Ayrıca, başlangıçta günlük kullanılan yoğun tedavi döneminden sonra, dozları düzenlenmiş ilaçların, intermitant (haftada 2-3 gün) verilmesi ile hergün verilmesi arasında tedavi sonuçları yönünden farklılık olmadığı bildirilmektedir (21). Bu tedavi rejiminin ilk 8 haftasında, INH, rifampin ve pirazinamid hergün uygulanır (23). INH in günlük total dozajı, infeksiyonun şiddetine göre çocukta 10-20 mg/kg, erişkinde 5 mg/kg dır. Günlük total doz 300 mg ı geçmemelidir (23). Rifampinin günlük dozajı çocukta 10-20 mg/kg, erişkinde 10 mg/kg olup, maksimum günlük dozaj 600 mg dır (23). Günlük verilecek üçüncü ilaç pirazinamid (çocukta ve erişkinde 15-30 mg/kg günlük doz, 2 g maximum doz) olabilir (23). Streptomisin kullanımı özel olgular için saklanmalıdır. Çünkü tüberküloz basilinin streptomisine rezistansı sıklıkla çabuk gelişir ve labirintit bozuklukları ve sağırlık toksik komplikasyonlarıdır. Streptomisin çocukta günlük total 20-40 mg/kg şeklinde intramusküler enjeksiyonla uygulanır (2). Erişkin dozu 15 mg/kg ya da 50 kg altındakilere 750 mg, üzerindekilere 1000 mg dır. Günlük total doz 1 gramı aşmamalıdır. Etambutol ise ilk 2 ay 25 mg/kg, daha sonra 15 mg/kg verilir (23). Rutin uygulama başlangıçtaki 8 haftalık üçlü tedavi protokolünden sonra, INAH ve rifampin kombinasyonunun günlük verilmesidir (21,23). Rifampin ve INAH oral verilir, ancak hasta kusuyorsa parenteral uygulanabilir. INAH tablet (50-100-300 mg) veya şurup (50 mg/ml) formunda olabilir. Rifampin kapsül (150-300 mg) ve şurup (10 mg/ml); pirazinamid 500 mg lık tablet; etambutol 100-400 mg tablet formunda olabilir (2). İzoniyazidin yan etki ve toksik reaksiyonları; hafif hepatik enzim yüksekliği, hepatit, periferal nevrit ve allerjik reaksiyonlardır. Rifampinin yan etkileri ise; depresyon ve idrarın portakal rengine dönmesi, bulantı, kusma, hepatit, febril reaksiyon ve trombositopenidir. Pirazinamid hipoürisemiye yol açabilir ve hepatotoksiktir. Etambutol reversibl optik nefrit, azalmış görme netliği, azalmış kırmızı-yeşil renk ayrımı, gastrointestinal rahatsızlık ve allerjik reaksiyon yapabilir (2,23). Tüberküloz kemoterapisi boyunca spontan biçimde, ilaç rezistans mutasyonu ortaya çıkabilir (2,23). Tedaviye cevap hem klinik, hem de radyografik ve laboratuvar çalışmalarla dikkatli bir şekilde izlenmelidir (1,2,5,9,10). Lokal Konservatif Bakım Etkilenen eklem, tüberkülozdan şüphelenildiği anda, fonksiyonel pozisyonda istirahate konulmalıdır. Kalça veya diz etkilendiyse, Split Russell traksiyonu; omuz için modifiye Dunlap traksiyonu; el bileği, dirsek veya ayak bileği etkilendiyse bivalv alçı uygulanır. Eklemin hareket oranını arttırmak ve korumak için günde birkaç kez nazik aktif ve pasif egzersizler uygulanır (2). Cerrahi Uygulamalar Cerrahi uygulamalar odak eksizyonu (drenaj, küretaj, sinoviyektomi), tüm kemiğin çıkarılması, artrodez, artroplasti, apse drenajı ve küretajı ve amputasyondur (4). Tüberküloz artritinde 4-6 haftalık kemoterapi periyodu sonrası, tüberküloz granülomatöz dokunun eksizyonuyla birlikte sinovyektomi uygulanır. Eğer kemik tutulumu varsa epifiz ve metafizdeki, tüberküloz odağı, büyüme plağına zarar vermeyecek şekilde radyografik olarak kürete edilir. Yumuşak eklem kıkırdağını kaplayan pannus temizlenir. Kapamadan önce turnike açılıp hemostaz sağlanır. Yara primer kapatılıp ekstremite traksiyona veya alçıya alınır. Hasta rahatlayınca ROM egzersizlerine başlanır. Etkilenen eklemin korunması en az 3 ay devam eder, antitüberküloz ilaçlar operasyonu takiben 12-18 ay kullanılır (2). Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2000; 48(4): 379-384 382

Gönen Baş E, Numanoğlu N. Postoperatif genel durum sıklıkla dramatik olarak düzelir. Ateş ve sedimantasyon hızı normale döner. İştah ve kilo alımı artar. İnflame eklem hızlı iyileşme gösterir. Sinovyal kalınlaşma ve efüzyon hızla azalır, kas spazmı kaybolur, ROM artar, radyolüsen görülen kemik destrüksiyon alanları reossifie olmaya başlar (1-3). Eklem, kemik ve kartilajın destrüksiyonu ile büyük oranda bozulmuş ise artrodez endike olabilir (2). Bu daha çok alt ekstremitelerde tercih edilir (4). Üst ekstremitelerde ise sinoviyektomi ve debridmana ek olarak, rezeksiyon artroplastisi, kalça ekleminde total protez uygulanır. Ek olarak sekonder bir infeksiyon varsa, gerekirse irrigasyon yapılır (4). Geçmişte, infekte alanı açmamak için ekstra artiküler metodlarla füzyon tercih edilirken, artık etkili kemoterapötik ajanlarla gereksiz hale gelmiştir (2). Literatürde az görülen yerleşimli tüberküloz olguları araştırıldığında erken tanı, antitüberküloz ilaç ve uygun cerrahi tedavinin sonuçları iyileştireceği şeklinde fikir birliği mevcuttur (1,8,24,25). Patellanın tüberkülozu nadirdir. Tanısal bulgular patellada sekestrumla birlikte osteolitik lezyon varlığı ve tipik klinik bulguların olmasıdır. Tedavi acil olmalı ve dörtlü antitüberküloz ilaç rejimiyle birlikte cerrahi debridmanı kapsamalıdır. Eklem tutulursa sonuçlar daha az tatminkar olur (24). Chen ve arkadaşları, el bileğinde tüberküloz artriti olan 23 hastayı inceleyerek ve uzun süreli semptomların ve yaygın tutulumun kötü sonuçlarla bağlantısına değinmiştir. Erken tanı tedavi ve perioperatif devamlı pasif hareket iyi fonksiyonel sonuç için önemlidir (8). Su ve arkadaşları, tüberküloz infeksiyonu nedeniyle ganartroz gelişen hastalarda, cerrahi öncesi ve sonrası antitüberküloz ilaç kullanılmasıyla, artroplastinin iyi sonuç verdiğinden bahsetmektedirler. Ancak kortikosteroid kullanan veya cerrahi öncesi antitüberküloz ilaç verilmeyen hastalarda tüberkülozun reaktivasyon riski mevcuttur (26). Anterior sinovyal kistle birlikte tüberküloz sakroileitin ise, tanısında CT, tedavisinde artrotomi ve drenaj etkilidir. Cerrahi sonrası üçlü kombine antitüberküloz ilaç tedavisi verilmelidir (25). Campbell ve arkadaşları, çocuklarda kalça eklem tüberkülozunda 9 ay rifampisin, izoniazid ve pirazinamid tedavisi + aktif mobilizasyon ile 18 aylık paraarmino salisilik asitle birlikte veya hariç, streptomisin + izoniazid tedavisini (art 2.2 yıl immobilizasyon uygulanan grup) kıyaslamışlardır. Sonuçta tüm atrofik tiplerde ve kalça redüksiyonu sonrası eklem aralığı daraldıysa disloke tiplerde de kötü sonuç elde etmişlerdir. Normal tipte hastalığı olanlarda erken mobilizasyonun sonuca hiçbir etkisi olmamıştır. Yeni tedavi rejimleri daha kısa süreli tedaviye izin verirler, ancak daha iyi sonuç vermesi kesindir (27). Shih ve arkadaşları uzun kemiklerin soliter tüberkülozunda açık biyopsi ve küretaja ek olarak 6 ay INAH + rifampin uygulamışlardır. Yazarlara göre, uzun süreli semptomlara rağmen, iskelet tüberkülozunun tanısında gecikme olmasa da, izole lezyonlar için, lezyonun küretajı ile birlikte tanısal biyopsi endikedir. Cerrahi debridmanın antitüberküloz tedavinin süresini kısaltabileceği ve iyi sonuçlar verdiği açıktır (1). KAYNAKLAR 1. Shih HN, Hsu RW, Lin TY. Tuberculosis of the long bone in children. Clin Orthop 1997; 335: 246-52. 2. Tachdjıan MO. Tuberculous Arthritis. In: Wickland EH (ed). Tachdjıan Pediatric Orthopedics. 2 nd ed, Philadelphia: WB Saunders Company, 1990: 1443-54. 3. Tachdjıan MO. Tuberculous arthritis. In: Wickland EH (ed). Tachdjıan Pediatric Orthopedics. 2 nd ed, Philadelphia: WB Saunders Company, 1990: 1127-8. 4. Gülşen M. Kemik ve eklem tüberkülozu. Kocabaş A (ed). Tüberküloz Kliniği ve Kontrolü. (İlk basım) Adana: Emel Matbaası, 1991: 199-201. 5. Vohra R, Kang HS, Dogra S, et al. Tuberculous osteomyelitis. J Bone Joint Surg Br 1997; 79: 562-6. 6. Marom EM, Porter A, Gornish M, et al. Atypical skeletal tuberculosis. Skeletal Radiol 1995; 24: 620-2. 7. Jellis JE. Orthopaedic surgery and HIV diseage in Africa. Int Orthop 1996; 20: 253-6. 8. Chen WS, Wang CJ, Eng HL. Tuberculous arthritis of the elbow. Int Orthop 1997; 21: 367-70. 9. Mousa HA. Tuberculosis of bones and joints: Diagnostic approaches. Int Orthop 1998; 22: 245-6. 10. Tüli SM. Severe kyphotic deformity in tuberculosis of the spine. Int Orthop 1995; 19: 327-31. 383 Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2000; 48(4): 379-384

11. Garcia S, Combalia A, Serra A, et al. Unusual locations of osteoarticular tuberculosis. Arch Orthop Trauma Surg 1997; 116: 321-3. 12. Moon MS. Tuberculosis of the spine. Controversies and a new challenge. Spineb 1997; 22: 1791-7. 13. Cedidi C, Raff T, Germann G. The radial forearm fascial flap as a salvage procedure for chronic tuberculosis of the hand and wrist. J Hand Surg 1998; 23: 476-8. 14. Ridley N, Shaikh MI, Remedios D, Mitchell R. Radiology of skeletal tuberculosis. Orthopedics 1998; 21: 1213-20. 15. Gonzalez HJ, Farrington DM, Angulo GJ, Rodriguez FP. Peripheral osteoarticular tuberculosis in children: Tumorlike bone lesions. J Pediatr Orthop B 1997; 6: 274-82. 16. Chang DS, Rafii M, McGuinness G, Jagirdar JS. Primary multifocal tuberculous osteomyelitis with involvement of the ribs. Skeletal Radiol 1998; 27: 641-5. 17. Upadhyay SS, Saji MJ, Sell P, et al. Spinal deformity after childhood surgery for tuberculosis of the spine. A comparison of radical surgery and debridement. J Bone Joint Surg Br 1994; 76: 91-8. 18. Thirteenth Report of the Medical Research Counsil Working Party on Tuberculosis of the Spine. A 15-year assessment of controlled trials mof the management of tuberculosis of the spine in Korea and Hong Kong. J Bone Joint Surg Br 1998; 80: 456-62. 19. Upadhyay SS, Saji MJ, Yau AC. Duration of antituberculosis chemotherapy in conjunction with radical surgery in the management of spinal tuberculosis. Spine 1996; 21: 1898-903. 20. Boachie-Adjei O, Squillante RG. Tuberculosis of the spine. Orthop Clin North Am 1996; 27: 95-103. 21. Kocabaş A. Tüberküloz tedavisinin temelleri. Kocabaş A (ed). Tüberküloz Kliniği ve Kontrolü. (İlk basım) Adana: Emel Matbaası, 1991: 273-93. 22. Öğer O. Günümüzde tüberküloz tedavisi. Kocabaş A (ed). Tüberküloz Kliniği ve Kontrolü. (İlk basım) Adana: Emel Matbaası, 1991: 295-307. 23. Artvinli M. Tüberküloz ilaçları ve yan etkileri. Kocabaş A (ed). Tüberküloz Kliniği ve Kontrolü. (İlk basım) Adana: Emel Matbaası, 1991: 265-71. 24. Dhillon MS, Rao SS, Sandhu MS, et al. Tuberculosis of the patella. Skeletal Radiol 1998; 27: 40-2. 25. Chen WS. Chronic sciatica caused by tuberculosis sacroileitis. A case report. Spine 1995; 20: 1194-6. 26. Su JY, Huang TL, Lin SY. Total knee arthroplasty in tuberculous arthritis. Clin Orthop 1996; 323: 181-7. 27. Campbell JA, Hoffman EB. Tuberculosis of the hip in children. J Bone Joint Surg Br 1995; 77: 319-26. Yazışma Adresi: Dr. Emel GÖNEN BAŞ Turan Güneş Bulvarı Sedir Sitesi, D2/3 06450, Oran, ANKARA Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2000; 48(4): 379-384 384