EĞİTİMİN AMAÇ VE İŞLEVLERİ
EĞİTİMİN AMAÇ VE İŞLEVİ Eğitimin Amacı Eğitim felsefesine (Amaç, içerik, yöntem, süre gibi unsurlar), zamana, topluma, ülke hedeflerine ve felsefelere göre değişir Durağan değildir, değişen beklentileri her zaman karşılayabilmelidir Beklentiler ulusal veya evrensel düzeyde olabilir 2
EĞİTİMİN AMAÇ VE İŞLEVİ Eğitimin Amacı Eğitim amaçları yasalarda açıkça belirtilir Türk eğitim sisteminde, yetişen neslin milli ve manevi değerlere bağlı ve değişime uyumlu olması hedeflenmiştir 3
EĞİTİMİN AMAÇ VE İŞLEVİ Amaçlar beş başlık altında incelenebilir Ülkenin Amaçları Eğitim Sisteminin Amaçları Eğitim Kademelerinin Amaçları Derslerin Amaçları Ünite ve Konuların Amaçları 4
Ülkenin ve Eğitim Sisteminin Amaçları Ülkelerin gelecekte ulaşmayı tasarladıkları siyasal, sosyal, ekonomik hedefleri ifade eder. Eğitime ilişkin kurumlar, programlar ve çeşitli uygulamalar ülkelerin bu amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik şekillenir Ülkemiz Eğitim Sisteminin amaçları, Milli Eğitim Temel Kanunu nda Genel Amaçlar başlığı altında ifade edilmiştir 5
Eğitim Kademelerinin Amaçları Eğitim kurumları kademelerine (ilköğretim, Orta öğretim vd.) ve okul türlerine göre (Okul öncesi, lise, meslek lisesi vd.) sınıflandırılırlar Bu amaçlar her bir okul kademesi ve türünde yetiştirilecek insanlara kazandırılacak genel ve özel nitelikleri ifade eder. 6
Ders, Ünite ve Konuların Amaçları Derslerin amacı, okulun programında yer alan her bir dersle ilgili olarak öğrenciye kazandırılmak istenen davranışları (bilgi, beceri, tutum, değer, alışkanlık vd.) ifade eder. Ünite ve konuları amacı ise; her bir derste yer alan ünite ve konularla öğrenciye kazandırılacak tutum, beceri, alışkanlık ve davranışları ifade eder.
EĞİTİM VE OKULUN İŞLEVLERİ Eğitimin işlevleri, Açık (yasal) ve kapalı (gizli) olabilir Açık işlevler, eğitimle ilgili yasalarda ifade edilen amaçlardan çıkar (kültür aktarımı, topluma uyum, duyarlı vatandaş, iyi bir üretici ve tüketici vd.) Kapalı işlevler yazılı kurallardan değil, dolaylı yoldan sağlanır (arkadaş kazanma, statü kazanma, çocuklar için koruyucu bir mekan olması vd.) 8
9 EĞİTİMİN TOPLUMSAL İŞLEVLERİ Her toplumda eğitimin işlevleri toplumun amaçlarına göre şekillenmektedir. Dolayısıyla bir eğitim sistemi yapılanırken hareket noktası olarak ilk önce amaçlar ve buna bağlı olarak işlevler gündeme gelmektedir. Politik Kültürel Sosyal - insani okul Ekonomik Eğitsel Bireysel
İnsanlar niçin okullar kurarlar? Niçin eğitime bu kadar para ve zaman harcarlar? Okullar ne yapar? (sosyalleştirme, iş-meslek, politik, dini veya ideolojik biçimlendirme, kültürel gelişim, bilginin gelişerek ilerlemesi )
BİREYSEL AMAÇ VE İŞLEVLERİ Eğitim ve Okul; Öğrencinin kendi yeteneklerini keşfedip geliştirmesini sağlar Akademik ve (Okuma-yazma, teknik beceriler), Akademik olmayan (kültürel ve ahlaki gelişim sosyal beceriler) Sosyal, fiziksel, psikolojik yönlerden bireyi geliştirir. Sahip olduğu potansiyel gücünü açığa çıkararak geliştirir 11
SOSYAL-İNSANİ AMAÇ VE İŞLEVLER Eğitim ve Okul; Toplumun kalkınması için gerekli insan gücünü yetiştirir. Okul, sanayileşme ve kalkınmanın önemli bir aracı kurumudur Eğitim sosyal becerileri geliştirerek topluma yararlı bireyler kazandırır Sosyal bütünleşme, değişmeyi ve sosyal hareketliği sağlar Öğrencileri gelecekteki sosyal rollerine hazırlar Farklı yaşantılardan gelen bireylere ortak yaşantı bilinci kazandırır ve sosyal bütünleşmeye katkıda bulunur 12
KÜLTÜREL AMAÇ VE İŞLEVLER Eğitim ve Okul; Bireysel yönden, çocuklara gelişimci ruh ve estetik duygular kazandırır. Toplumsal yönden, toplumun inanç ve değerlerini yeni kuşaklara kazandırarak sosyalleştirir. Kültürel değişme ve yenileşmeyi sağlar, kültürü yeniden üretir Sosyal bütünleşmeyle çatışmaları azaltır, birlik ve beraberlik bilinci oluşturur Çatışmacı açıdan bakılınca okul; farklı değer ve inançların korunup gelişmesine yardım ederek kültürel zenginliği oluşturur Evrensel ölçekte okul; farklı kültür, inanç ve değerleri tanıtarak hoşgörü içinde evrensel kültürün zenginleşmesine katkıda bulunur. 13
POLİTİK AMAÇ VE İŞLEVLER Eğitim ve Okul; Bilinçli ve sorumlu vatandaşlar yetiştirir. Politik inanç, değer ve normlarla beraber sosyalleştirir. Politik olayları eleştirel bir gözle değerlendirme yetisi kazandırır. Mevcut değerleri ve siyasal sistemi meşrulaştırır Demokratik tutum ve değerlendirme yeteneği kazandırır., Politik çıkarlara dayalı uluslar arası anlaşmazlıkların giderilmesinde demokratik ve insancıl yaklaşımlar sergileyecek tutum ve bilinç kazandırır 14
TEKNİK-EKONOMİK AMAÇ VE İŞLEVLER Eğitim ve Okul; Birey ve toplumun teknik ve ekonomik yönlerden gelişmesine katkı sunar Ekonomik hayat için gerekli bilgi, beceri ve davranışları kazandırır. Okul kaliteli ekonomik değer ve hizmetler üreten bir kurumdur. Kaliteli üreticiler ve bilinçli tüketiciler yetiştirir. Uluslar arası rekabet, ekonomik işbirliği, teknoloji gelişimi, bilgi değişimi, çevre bilinci gibi üstün nitelikli insan gücü yetiştirir. 15
EĞİTSEL AMAÇ VE İŞLEVLER Eğitim ve Okul; Eğitimin yapı ve içeriği sürekli değişmekte ve gelişmektedir. Okul öğrenciye; nasıl öğreneceğini, öğretmene de nasıl öğreteceğini öğretmektedir. Bilginin geliştirildiği, paylaşıldığı, sistematik olarak denendiği yerlerdir. Toplumun eğitim ihtiyacının tam ve sürekli sağlandığı, bilginin paylaşıldığı yerlerdir. Toplumlar arası işbirliği ve küresel eğitimin gelişmesine katkı sunar. 16
Eğitimin gizli işlevleri, ve başka? Bireyi koruma Eş seçme OKUL Tanıdık sağlama İşsizliği önleme Statü kazandırma
EĞİTİMİN TARİHSEL GELİŞİMİ
AVRUPADA EĞİTİMİN TARİHSEL GELİŞİMİ Batı uygarlığının temeli özellikle düşünce sistemleri açısından Eski Yunan ve Roma kültürüne dayanmaktadır.
ANTİK YUNANDA EĞİTİM Antik Yunan da kahramanlık ideali eğitimin özünü oluşturmaktadır. Bu da kuvvet, beceriklilik, ahlak, ruh güzelliği, şan ve şeref başarılı ve savaşçı olmak vb gibi öğeleri içerisinde barındırılmıştır. Yunan eğitimini Sokrates, Platon, Aristoteles gibi düşünürler yeniden yapılandırmaya çalışmışlardır. Bu düşünürlerin ortak bir yönü dünyevi sorunları doğanın kuralları açısından ele almış olmalarıdır.
21 Atina da Eğitim: Atina da devlet okulu bulunmamakta ve eğitim ücretli olan özel okullarda yapılmaktaydı. Her bir özel okul içinde beden terbiyesi, müzik ve dil dersleri verilmekteydi. Başka bir ifadeyle, Atina da fiziksel, ahlak ve estetik eğitimi arasında bir denge kurulmaya çalışılmaktaydı. Bu eğitimi genellikle erkek çocuklar alır ve kızlar okula gitmezlerdi. Kızların eğitimi ev hayatında zorunlu olan bilgileri öğrenmeyi içerdiği için evde yapılırdı. Sadece bazı zengin ailelerin kızları okuma yazma bilirdi. Bu yönüyle eğitim erkeklere mahsus bir hak gibi idi.
HELENİZM DÖNEMİNDE EĞİTİM Kültür tarihi yönünden Helenizm adı verilen dönem Yunanlıların bağımsızlılığını kaybedilişinden Roma imparatorluğunun kurulmasına kadar sürmektedir. Helenizm döneminde felsefe her şeyden önce insanı etüd konusu olarak ele almakta, metafizik ve ahlak sorunlarıyla ilgilenmektedir. Pozitif bilimlerde ilerlemeler gerçekleştirilmektedir. Matematik ve geometride önemli gelişmeler sağlamaktadır
ANTİK ÇAĞDA ROMA DA EĞİTİM Eski Roma eğitiminin temel amacı iyi yurttaş yetiştirmektir. Bu amaç bu dönemde aileye yüklenmektedir iyi yurttaş becerikli, erdemli ve sağlam karaktere sahip kişidir. Eski Romalılar da eğitimde alıştırma nın yeri ve önemi büyüktür.
24 Antik Roma da Eğitim M.Ö. 2. yüzyıldan itibaren Romalılar, Yunan kültür ve medeniyetinin etkisine girmiş ve onların eğitim sistemini ülkelerine uyarlamışlardır. Böylece, birçok çocuk özel okullara gitmeye başlamıştır. Ancak kızlar ve fakir çocuklar okullara gönderilmemiştir. Sadece ailenin imkânı varsa evde okuma yazma eğitimi alabilmişlerdir.
Antik Çağdaki bazı ünlü düşünürler ve eğitimle ilgili görüşleri Düşünür Eğitimle ilgili görüşü Sokrates Öğrenmenin bir hatırlama öğretmenin de bir hatırlatma işi olduğunu savunmuştur. Bu hatırlatma sürecinde kendi adıyla anılan Sokratik diyalog (bir tür soru-cevap) yöntemini kullanmıştır. Sokrates'in soru cevap metodunu daha etkili bir hale Platon getirmekle kalmayıp, Sokrates'in metoduna sezgiyi de katmıştır. Aristoteles Eğitim ve öğretim faaliyetlerinde mantıksal düşünceye, deney ve gözleme yer vermiştir. Quintilianus Plutarkhus Çocuğun eğitiminin dünyaya gelişiyle başladığını ve çocuğun gelişiminde oyunun önemli bir yerinin olduğunu belirtmiştir. Çocuğun eğitimine yedi yaşından önce başlanması gerektiğini belirtmiştir. Çocukların eğitiminde önemli rol oynayan kadınların da eğitim alması gerektiğini savunmuştur. Ayrıca, ahlak eğitiminin yanında düşünce eğitiminin de önemine vurgu yapmıştır.
RÖNESANS DÖNEMİ Kültür düşüncede yeniden doğuşu ifade eden Rönesans bilindiği gibi 1350 lerden İtalya da biçimlenmiştir Rönesans la birlikte kültür ve eğitim canlılık kazanmıştır; yani bir edebiyat, mimari, sanat ve fen gelişmiştir. Canlanma İtalya dan sonra kuzey Avrupa ve İngiltere ye yayılmıştır. İtalyan şehirlerinde akademiler ve kütüphaneler kurulmuştur. İlk üniversite 1348 de Floransa da açılmıştır. Daha sonraları Hollanda da ticaret ve eğitim ve kültürün geldiği görülmektedir. Matbaanın icadı da gerek genel biçimde Rönesans ın ve gerekse bu dönemin eğitim anlayışının yayılmasına etki etmiştir.
AYDINLAMA ÇAĞI Aydınlama felsefesi eğitimle ilgili uygulamalarda değişmeler yaşamasına yol açmıştır. Aydınlama felsefesine bağlı Locke a göre her çocuk eğitimcilerin elinde biçimlendirilecek boş bir levha gibidir. İnsan eğitimle insanlaştırılır Eğitimin süreci öğretme ve öğrenme ile ilgili konular psikoloji biliminin ışığında yeniden gözden geçirilmiştir. Bu durum eğitimin psikolojik temellerini oluşturan ilk hareket olarak görülebilir.
DOĞU TOPLUMLARINDA EĞİTİM Doğu toplumları batılı toplumlarından farklı olarak kendi aralarında kültürel yönden ortak bir takım özelliklere sahip oldukları gibi farklı özelliklerde taşımaktadırlar. Dinsel inançlar yönünden doğu toplumları daha fazla çeşitlilik göstermektedir.
Çin (m.ö 1000-200)eğitim sistemi geleneklere, aileye topluma bağlı insan yetiştirmek üzere kurulmuştur. İlk, orta ve yüksek okulları vardır. Kızlar annelerinin yanında ev işlerini; erkekler 10-13 yaşına kadar okuma yazma hesap öğrenirler. Yüksek okulda edebiyat, tarih, doğa bilgileri ve alım felsefesi okutulurdu. Hintlilerde Brahman adı verilen din adamları, aynı zamanda toplumda bir öğretmen rolü de üstlenmişlerdir. Bu toplumda eğitim genelde dini içerikli olup, temel amaç, insanın ahlaki, manevi ve ruhi yönden geliştirilmesi olmuştur
TÜRK TOPLUMLARINDA EĞİTİMİN TARİHSEL GELİŞİMİ Türkiye de eğitim; İslamiyet öncesi İslamiyet sonrası ve Cumhuriyet sonrası eğitim olmak üzere üç dönemde ele alınacaktır.
İSLAMİYET ÖNCESİ DÖNEMDE EĞİTİM Türklerin İslamiyet ten önceki dönemlerinde; çocuk ve gençlerin toplumsallaştırılıp eğitilmesinde toplumun töresi önemli rol oynamıştır. Türkler cesur olduğu kadar bilge bir bilim sevgisini de ortaya çıkarmıştır. Mesleki eğitim önemli bir yer tutmaktaydı. Türkleri bu döneminde göçebelik ve yöneticilik, bazı el sanatları ve çocuk yetiştirmeye yönelik koşullar eğitime damgasını vurmuştur.
İSLAMİYET SONRASI DÖNEMDE EĞİTİM SELÇUKLU DEVLETİ DÖNEMİNDE EĞİTİM Örgün eğitimin ilk örnekleri olan medreseler bu dönemde kurulmaya başlandı. Temelde din eğitimine dayanmasına rağmen, bilimlere de önem verildiği görülmektedir. Batı örneklerinde rastlanmayan medreseler, din eğitiminin yanı sıra, matematik, astronomi, tıp, fen alanlarında çağının bilgilerini veren okullar olmuştur
OSMANLI DÖNEMİNDE EĞİTİM Osmanlı İmparatorluğu Asya nın kuzeybatısında küçük bir sınır beyliği olarak kuruldu. Devletin kuruluşunda otuz yıl kadar sonra Orhan gazi tarafından ilk Osmanlı medresesi kuruldu Medreselerin etkinlik alanına şunlar girmektedir. Ulema sınıfını yetiştirmek, sübyan mektebine hoca yetiştirerek, imam, vaiz yetiştirerek, devlet memurları yetiştirerek medrese öğrencilerinin kutsal sayılan recep, şaban, ramazan aylarında en küçük köylere dağılması geleneği (öğreticilik görevlisi) padişahların huzurunda dini metinleri yorumlama ve tartışmaları anlamına gelen hutur dersleri verilmesidir.
SIBYAN OKULLARI Sübyan okulları ve medreseler, halk çocuklarının parasız öğrenim gördükleri, hayırsever zenginler tarafından yaptırılan belli bir miktar gelirle birlikte vakıf haline getirilen okullarıdır Genellikle devlet yetkilileri ve padişahlar tarafından kulübelerin içerisinde, camilerin bitişiğinde veya müstakil bir yapı halinde kurulan sübyan mektepleri ağırlıklı olarak dini eğitim vermiştir.
ENDURUN OKULLARI Enderun yüksek okulu niteliğindedir. Enderun okulları Fatih Sultan Mehmet tarafından açılan okullardı. Bu eğitim kurumların içinde askerlik,yöneticilik,güzel sanatlar bölümleri bulunmaktadır HİRİSTİYAN ailelerden devşirilen küçük çocuklar önce Müslüman Türk ailelerin yanında yetişip, sonra acemi oğlanlar saray ve kışlalarında eğitim görmüşlerdi. Buralarda alınan eğitimden sonra çıkma adı verilen dağıtıma tabi tutularak çeşitli askeri zümreler içerisine gönderilirlerdi. Bu zümrelerde başarılı gösterenler daha yüksek seviyede eğitilmek üzere Enderun a alınırdı.
OSMANLI YENİLEŞME DÖNEMİ OSMANLI devleti, 1773 ten 1839 a kadar geçen dönemde batılı ülkeler karşısında aldığı yenilgiler sunucu, başta askerlik olmak üzere çeşitli alanlarda bir takım yenilikler yapma gerektiğini hissetmiştir. XVIII yyda başlayan askeri ıslahatlar çerçevesinde kurulup gelişen askeri eğitim veren kurumlar, klasik Osmanlı eğitiminden farklı olarak yeni bir eğitim anlayışı gelmesine neden olmuştur. Mühendis hanelerde ilk uygulamalarını gördüğümüz bu yeni tarz bilim ve eğitim anlayışına değişiklik yaratmıştır.
TANZİMAT SONRASI EĞİTİM Tanzimat Döneminde (1839-76), eğitim, imparatorluğun yeniden örgütlenmesinde ve bu yeni örgütü yaşatacak liderlerin yaratılmasında, gerekli bir temel olarak görülüyordu. Hasta adamın kurtarılması ölümle değil eğitimle sağlanacaktı. Bu nedenle bu dönemde ilk defa öğretmen okulları açılmıştır. Rüştiye, idadi ve sultani adları altında orta dereceli okullar açılmıştır Darülfünun(Üniversite), Azınlık okulları, darulmuallimlerin açılması, ilköğretimin ilk defa zorunlu kılınması yönünde karar alınması bu dönemin önemli gelişmelerindendir.
CUMHURİYET SONRASI Atatürk yeni kurulan Cumhuriyetin geliştirilmesi, yaygınlaştırılmasında anahtar öğe olarak eğitimi görmüştür. Bu nedenle, ülkenin eğitim sorunlarını tartışmak için, Maarif Kongresini toplamıştır. Cumhuriyet döneminde eğitim ve öğretiminde birliği sağlamak amacı ile, 3 Mart 1924 tarihinde 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu çıkartılmıştır
Atatürk eğitimim bilimsel ilkelere uygun biçimde ve ulusal temelde ele alınması gerektiğine inanmış ve eğitim sisteminin bu yönde şekillenmesi için uğraş vermiştir. Latin harflerinin kabulünü Türkiye de geniş bir eğitim seferberliği izlemiştir. Eğitim Bakanlığı, ulus mektepler adı altında kurslar açarak yeni yazıyı okul dışında kalan vatandaşlara öğretmeye girişmiştir. 1929 yılında başlayan Ulus (Millet) Mektepleri ilk açıldığında yarım milyon yurttaş bu kurslara katılarak okuma-yazma öğrenmiştir.
Genç Cumhuriyetin kültür atılımları, laikleşme ve batılılaşma politikaları içinde halkevleri özgün yapıları ile başlı başına bir yer tutmuştur. 1930 lar ilkokul öğretmenlerinin sayısal olarak düşüşüne sahne olmaktaydı. Bu duruma çözüm olarak 17 Nisan 1940 günü on dört yerden birden Köy Enstitüleri kuruldu. 1941 yılında yedi köy enstitüsü daha açılarak sayıları yirmi sekize yükseltilmiştir. Köy enstitüleri, dünya eğitim tarihine en özgün ve en verimli eğitim projelerinden biri olarak geçen bir deneme olarak değerlendirilmektedir. 24.01.1954 tarihinde kabul edilen yasa ile köy enstitüsü sistemiyle ilgili eğitim ve öğretim ilkelerine ve yöntemlerine son verilmiştir.
İlk kez kapsamlı ortaokul programı 1947 de ele alındığı görülmektedir. 1949 yılına kadar, müfredat denilince her bir derste işlenecek konuların başlıklarını içeren bir liste anlaşılmaktaydı. 1949 programında ise okulun bir eğitim süreci olduğu için programın ve dersin genel, özel amaçları, hedefleri öğretim stratejileri belirlenmiştir
4936 sayılı kanunla 1946 yılında üniversiteler kanunu çıkarılmıştır. Üniversitelerin özerkliği ve tüzel kişiliğini kazanması ve amaçlarının netlik kazanması bu kanununla sağlanmıştır 1982 de çıkartılan 2547 sayılı YÖK kanunu ile, üniversiteler ve 1982 e kadar üniversiteler kapsamı dışında kalan bütün yüksek öğretim kuruluşları, Milli Eğitim Bakanlığı na bağlı enstitü ve meslek okulları tek kanun çerçevesine alınmış ve tek bir merkezi üst yönetim olan YÖK e bağlanmıştır
Referanslar Akyüz,Y. (2006).Türk Eğitim Tarihi.Ankara:Pegem A Yayıncılık. Arslan, H. (2004). Meslek Olarak Eğitim ( Ed: Cevat CELEP ). Ankara: Anı Yayıncılık. Bülbül, S. (1991). Türkiye de Halk Eğitim, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi yayınları. Çınar, İ. (2002). Eğitim Üzerine (Editör: Erdal Toprakçı), Ankara: Ütopya Yayın evi. Davis, N. (2006). Avrupa Tarihi, Ankara: İmge Kitapevi Yayınları. Günbay, İ. (2006). Eğitim Bilimine Giriş, (Editör: Durmuş Ekiz ve Haydar Durukan), İstanbul: Lisans Yayınları. Güneş, H. Eğitimin Tarihsel Gelişimi, Eğitim Bilimine Giriş (Editör: Nuray Saylan). Anı yayıncılık. Ankara, 2007 Kaplan, İ. (1999). Türkiye de Milli Eğitim İdeolojisi, İstanbul: İletişim Yayınları. Kaya, Y. K. (1984). İnsan Yetiştirme Düzenimiz, Ankara. Kongar,E. (1999). 21.Yüzyılda Türkiye. İstanbul: Remzi yayınevi.eğitim Bakanlığı Yayınları. Sakaoğlu, N. (1993). Cumhuriyet Dönemi Eğitim Tarihi, İstanbul: İletişim Yayınları. Sönmez,V. (2006). Eğitim Bilimine Giriş, (Ed. Veysel Sönmez), Ankara: Anı yayıncılık. Tanör,B. (2000). Türkiye Tarihi. İstanbul:Cem Yayınevi.