YONCA ISLAHINDA YEREL POPÜLASYONLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Ahmet TAMKOÇ Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü, KONYA atamkoc@selcuk.edu.tr
ÖNEMİ Yonca (Medicago sativa L.) hayvan beslemesinde kullanılan çok yıllık, lezzetli bir baklagil yem bitkisi olup, yaklaşık 6000 yıl önce tarımı yapılmaya başlanmıştır. Türkiye de 2016yılı verilerine göre yaklaşık 630000 hektar ekim alanı ve 9.5 milyon ton kuru ot üretimi bulunmaktadır (TUİK,2017). Kuru ot, pelet yem, silo yemi, yeşil yem (2-3 saat soldurulmuş) veya otlatılarak (mera karışımları içerisinde) hayvanların beslenmesinde kullanılmaktadır. Türkiye kaliteli kaba yem üretiminin %25 ini tek başına karşılamaktadır. 15 Milyon büyükbaş ve 42 milyon küçükbaş hayvan varlığımız bulunmaktadır. Bu hayvanların kuru olarak kaba yem ihtiyacı 70 milyon ton dur. Bu yem tüketiminin ancak 35 milyon tonu kaliteli kaba yemden karşılanmaktadır. Geri kalan 35 milyon ton açık ise dane mısır, küspe, pancar posası, arpa, değirmencilik atıkları ve ithal edilen yağlı tohumlar ve küspesi ve beslenme değeri çok az olan samanla karşılanmaktadır.
Hayvanlarımızı kaliteli yemlerle besleyemediğimiz için hayvanlardan ekonomik düzeyde yeterli ve kaliteli ürün almamız sınırlı kalmaktadır. Yonca ayrıca; Toprak ve su muhafazasında kullanılır Ekim nöbeti sisteminde kullanılır Kendinden sonra gelen bitkinin verimini artırır Toprağın organik madde oranını artırır ve yeşil gübre olarak kullanılır Toprağa besin elementi kazandırır (Özellikle azot 15-20kg/da)
Ekim nöbeti sisteminde hastalık ve zararlıları azaltır; dolu gibi doğal afetlerde üreticinin sigortası sayılır Yem bitkileri tarım işletmelerinde işgücünü uzun bir süreye yayarak daha etkili kullanılmasını sağlar Toprağın yorgunluğunun giderilmesinde etkilidir Toprağı gevşetir ve havalandırır Erozyonu azaltır
Kaliteli kaba yem açığının kapatılmasında kullanılabilecek çok yıllık yem bitkilerinin başında Yonca gelir. Yonca üretimini artırabilmek için: Yonca tarımında yüksek verim ve kaliteli çeşitler kullanılmalıdır. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi sulu tarım alanlarının % 25 ini yoncaya tahsis edilmelidir. Bu yapılırsa yonca üretimi % 250 artırılmış olur. Böylece kaliteli kaba yem açığı kapatılmış olur. Yoncada verim ve kaliteyi artırmak ise yonca ıslahı üzerinde durulmalıdır.
Yetiştiricilikte de yonca yetiştirme tekniklerine uyulması önemlidir.
YONCA ISLAHI Islah: muhtemel gen kombinasyonları içerisinden uygun olanı aramaktır. Uygun gen kombinasyonlarını oluşturabilmek için, diğerlerinden farklı olma hali olan varyasyonlara ihtiyaç vardır. Genotipler arasındaki farklılıkları, varyasyonların göstergesi olan fenotipe bakarak değerlendirebiliriz. P = G + E P: Fenotip; G: Genotip; E: Çevre Genotip, genlerin oluşturduğu varyasyonu temsil eder. Her bir gen, atalarından aldığı görevi, geleceğe taşır. Tanımladığı özellik veya özellikler açısından belirli bir güce (potansiyele) sahiptir.
Çevre ise, aynı genotipe sahip bireylerin farklı çevrelere olan tepkilerinden kaynaklanan varyasyonu ifade eder. Diğer bir ifadeyle, genotipten kaynaklanan varyasyonun derecesini belirler (belirli çevre için genetik potansiyelin kullanma yüzdesini tanımlar). Bazı durumlarda aynı genotipe sahip bireylerin, aynı çevre şartlarına farklı tepki vermeleriyle karıştırılmamalıdır (bir saf hattın farklı çevre şartlarında yetiştirilen bitkilerine ait tohumların, aynı şartlarda farklı oranlarda çimlenmesi; tohum iriliğinin depolama süresine etkisinin farklılığı gibi)
VARYASYON OLUŞTURMA Yonca Islahında Varyasyonları Oluşturabilmek İçin Gen Kaynaklarına ve Varyasyon Oluşturma Yöntemlerine İhtiyaç Vardır Gen kaynaklarına aşağıda belirtildiği gibi ulaşılabilir: -Gen bankaları -Gen merkezleri ve taşınma noktaları -Ticari çeşitler ve yerel popülasyonlar -Terk edilmiş tarım alanları -Korunmuş alanlar (mezarlıklar, askeri bölgeler, sit alanları, otlatmaya kapalı alanlar vb)
Varyasyon oluşturma yöntemleri: -Melezleme (normal melezleme veya somatik füzyon) -Krosingover (yakın akrabaların melezlenmesi ile teşvik edilebilir) -Translokasyon (uzak akrabaların melezlenmesi ile teşvik edilebilir) -GDO -Mutasyon -Ploidi düzeylerini ve kromozom sayılarını değiştirme (diğer gen mühendislikleri)
YEREL POPÜLASYONLAR Yerel popülasyonların önemi Türkiye, yoncanın ana vatanıdır, diğer bir ifadeyle en önemli gen merkezlerinden birisidir. Bu nedenle ülkemiz yonca açısından büyük bir genetik zenginliğe sahiptir. Bu genetik zenginlik, ülke genelinde ekotipler ve yerel popülasyonlar şeklinde dağılım gösterir. Bu popülasyonlar yeni çeşitlerin geliştirilmesi açısından büyük bir potansiyeldir. Bu güne kadar bu potansiyel yeterince değerlendirilememiştir. Ülkemiz genelinde yetiştirilen yonca çeşitlerinden sadece % 10 kadarı yerel gen kaynaklı çeşitlerdir.
Dış kaynaklı çeşitlerin dezavantajları vardır İklim ve toprak şartlarına uyum sağlamaları zordur. Ülkemizin farklı coğrafik bölgelerindeki farklı çevresel şartlardan kaynaklanan hastalık ve zararlılara direnç gösterememeleri Yurt dışına önemli ölçüde döviz çıkışına sebeb olmaktadır. (2016 yılında 1 551 992 kg yonca tohumu ithalatına karşılık 7 274 336 Dolar ödenmiştir. İhracatımız ise sadece 37 218 kg olup gelir ise 162 531 Dolardır). Tohumluk açısından dış ülkelere bağımlı kalınması
YEREL POPÜLASYONLAR Yerel popülasyonlar yerli gen kaynaklarımız olması nedeniyle ülkemizdeki iklim şartlarına üstün derecede uyum sağlayabilmektedirler. Hastalık ve zararlılara karşı daha dirençlidirler. Yerli popülasyonlarda yüksek verim ve kaliteli çeşitleri geliştirme ihtimali çok yüksektir. Bu güne kadar yerli çeşitlerin geliştirilememesinin ana sebeplerin olarak ıslahın çok uzun yıllar alması (12-15 yıl gibi), ıslah maliyetinin yüksekliği, bundan dolayı da özel sektörün yonca ıslahından uzak durması ve yonca ıslahıyla uğraşan ıslahçı sayısının azlığı, vs. sayılabilir.
YEREL POPÜLASYONLARDAN BİTKİ SEÇİMİ Yüksek ot ve tohum verimi Yüksek kaliteli kaba yem özelliği Yaprak /sap oranının yüksekliği Hastalık ve zararlılara dayanıklılık Stres şartlarına dayanıklılık (Kuraklık, soğuk ve sıcağa vs) Dormansi durumu (Sıcak bölgelerde düşük dormansi soğuk bölgelerde yüksek dormansi aranır) Uzun ömürlülük
Tozlayıcı böceklerin özelliğine uygun çiçek yapısı Ot tiplerinde dik gelişme, mera tiplerinde yatık ya da yarı yatık gelişme aranır. Simbiyotik azot bakterileriyle uyumlu olma durumu. Regenerasyon kabiliyetinin yüksekliği Sert tohum oranı azlığı Kök derinliğinin fazla olması istenir. Hayvanlarda şişkinlik yapan ve toksik maddelerin oranının azlığı
Yoncada Protein Oranına (%) Göre Ot Kalitesi Kalite sınıfı HP KÜL NDF ADF Fevkalede (Exceptional quality ) 25.4 10.4 30.0 24.0 Çok yüksek (Very high quality ) 24.0 9.9 34.1 27.0 Yüksek (High quality ) 22.5 9.5 38.2 30.0 İyi (Good quality ) 21.0 9.1 42.2 33.0 Orta (Fair quality) 19.5 8.7 46.3 36.0 Kaynak: Martin, N.P., Hatfield, R.D., Mertens, D.R. 2005. REINVENTING ALFALFA FOR DAIRY CATTLE AND NOVEL USES. Proceedings of the 35th California Alfalfa & Forage Symposium. p. 299-311
KAYNAKLAR Westgate JM, (1908) Alfalfa. Farmers' Bulletin. 339:1-48 Bolton JL, Goplen BP and Baenziger H, (1972) World distribution and historical developments p.2-34. In CH Hanson (ed) Alfalfa Science and Technology. American Society of Agronomy, Inc., Puplisher Madison, Wisconsin, USA. Tarman Ö, (1939) Anadolu Yoncası. Yüksek Ziraat Enstitüsü, Sayı : 87, Ankara. Eraç A ve Özkaynak Ö, (1999) Yonca (Medicago L.) Türlerini Tanıma Kılavuzu. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Yayın No :1506, Ankara. Palmer TP and Wynn-Williams RB, (1976) Relationships between density and yield of lucerne. New Zealand Journal of Experimental Agriculture, 4: 71-77. Hall MH, Nelson CJ, Coutts JH and Stout RC, (2004) Effect of seeding rate on alfalfa stand longevity. Agronomy Journal, 96: 717-722. Cowett ER and Sprague MA, (1962) Factors affecting tillering in alfalfa. Agronomy Journal, 54: 294-297. Volenec JJ, Cherney JH and Johnson KD, (1987) Yield components, plant morfology, and forage quality of alfalfa as influenced by plant population. Crop Science 27: 321-326.