GİRESUN TİCARET BORSASI Sn. Salih Zeki MURZİOĞLU TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Giresun, 17.04.2014 FINDIK ÜRÜNÜNDE SON GÜNLERDE YAŞANAN ZİRAİ DON OLAYINA AİT TESPİTLER- BEKLENTİLER VE SEKTÖRÜN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Mart ayı sonunda İlimizde ve bölgemizde meydana gelen zirai don afetinin İlimizin en önemli geçim kaynağı niteliğindeki fındığımıza; yetkililerden almış olduğumuz şifahi tespitler ve üreticilerimiz ile yapmış olduğumuz birebir görüşmeler çerçevesinde orta ve ortanın üstü kesimlerde büyük ölçeklerde zararların olacağını işaret etmektedir. Yaşanan bu durum, fındıktan geçimini sağlayan başta üreticimiz, üyelerimiz ve fındığa bağlı diğer sektörler için büyük bir ekonomik kayıp yaşanması ortaya çıkması Giresun Ticaret Borsası camiası olarak bizleri çok üzmüştür. Yaşanan bu zirai don olayının büyüklüğünün tespiti konusunda, edindiğimiz bilgilere göre Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğümüz, bağlı oldukları Bakanlıklarına ihbar bildiriminde bulunduklarını, yine bu amaçla ilgili olarak Merkez ve İlçelerimizde hasar tespit komisyonları kurularak köy bazında hasar tespit çalışmaları için sahada teknik personelleriyle yoğun bir çalışmada olduklarını ifade etmişlerdir. Sahada yapılan tespitlere göre Hasar tespit komisyonlarının düzenleyecekleri raporlar çerçevesinde ilgili Bakanlıklarına zirai donun etkilerinin ne olduğu yönünde bir durum tespiti sunulacağı bilgisi alınmıştır. Hasarın oluşundan itibaren bugüne kadar yapılan gayri resmi çalışmalardan edindiğimiz bilgilerden şu söylenebilir; Hasarlarla ilgili net rakamlara sahip olmamakla birlikte genel itibarla ilk izlenimlerin; 100-150 Rakıma kadar şimdilik bir zarar meydana gelmediği ancak etkilerinin ilerleyen zamanlara göre değişkenlik gösterebileceği, 150-250 rakım arasında % 40 zarar olduğu, 250-500 Rakım arasında % 70-80 zarar olduğu ve 500 rakımdan sonra ise % 100'e yakın bir zirai donun etkilerinin olduğu tahmin edilmektedir. Yukarıda izah etmeye çalıştığımız üzere; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğümüzün oluşturmuş olduğu komisyonlar şu an sahada bulunmaktadırlar ve çalışmalarını en yakın zamanda nihayete erdireceklerdir. Yine, Tarım Sigortası yaptıran çiftçilerimizin ihbarları sonucunda TARSİM sigorta eksperleri tarafından yapılan zarar-ziyan tespitlerinden de yine bir sonuç açıklaması pek yakın bir zamanda olması beklenmektedir. Yaşanan bu vakanın bir çok sosyo-ekonomik etkilerinin olacağı kaçınılmaz bir gerçektir. İlimiz Üreticileri açısından maalesef yaşanan bu zirai don olayının üzüntü verici sonuçlarını istemeyerek de olsa gelecek gün ve aylarda göreceğiz diye tahmin ediyoruz. Yaşanan zirai donun etkilerinin fındık çotanak sayımına kadar devam edebileceğini de ayrıca düşünmekteyiz. Bu bakımdan fındıkta çotanak sayımına Adres: H.Miktad Mah. İncedayı Sok. No: 4/201 GİRESUN TEL: (0454) 216 10 23 (pbx) FAX: 212 31 58 www.giresuntb.org.tr info@giresuntb.org.tr
kadar, zirai donun etkileriyle ilgili olarak yetkili kurum ve kuruluşlarca herhangi bir açıklama yapmadan şimdiden fındık üretim miktarının şu veya bu olacağı yönünde bugünden bir şey söylemek oldukça zor gözükmektedir. Giresun İlinde ve diğer İllerimizde yaşanan zirai don afetiyle ilgili olarak Üreticimizin Devletinin yanında olduğunu hissetmesi ve güvende olduğunu bilmesi için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Sn. M.Mehdi EKER'in, behemahal İlimize ve Bölgemize gelerek konuyu yerinde incelemesinin zaruret olduğunu düşünüyoruz. TOBB Yönetim Kurulu Başkanımız Sn. M.Rifat HİSARCIKLIOĞLU, 12 Nisan 2014 günü Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin (EGD) her yıl düzenlediği Kartepe Ekonomi Zirvesi'nin 10'uncusunda yapmış oldukları konuşmada, mevsim etkileri nedeniyle kayısı, çay ve fındık gibi meyvelerin üreticilerinin ciddi sorunlar yaşadığını belirterek, "Don ve kuraklık vurmuş, burada müthiş bir feryat var, millet yanıyor aslında, canı yanıyor. Bu aslında hepimizi etkileyecek bir olay" ifadeleriyle konuya ne derece önem verdiğini göstermiştir. Yaşanan zirai don afetiyle ilgili olarak şunları ilave edebiliriz. Fındık halen Türkiye Tarımsal İhracatı içerisinde en büyük paya ait bir üründür ve bu ürün hiç bir dış girdisi olmaksızın ortalama yıllık net 1,5-2 milyar Dolarlık bir ihracat girdisi sağlandığı her kesim tarafından bilinmektedir. Bu durum özellikle Türk Fındığının Marka Değeri düşünüldüğünde Ülkemiz için övünç kaynağı olmaktadır.. Bu husus dikkate değer bulunmalı ve yaşanan bu zirai don olayının, sektörümüze olan etkilerinin azaltılması bakımından Devletimiz tarafından acilen alınması gerekli olduğunu düşündüğümüz şu önemli hususları vurgulamak istiyoruz: 1) Zirai don zararı gören çiftçilerimizin, tarımsal kredi borçlarının bir sonraki fındık hasadı dönemine kadar ertelenmesi gerekmektedir. 2) Zirai don zararı nedeniyle, bu yıl içinde bütçe ödemeleri içine konulan ama önerilerimizin ilerleyen yıllardan uygulanmaya konulması saklı kalmak üzere 2014 yılı doğrudan gelir desteği ödemelerinin, en geç bu yılın 3. çeyreğine kadar ödenmesini bekliyoruz. 3) Fındık sektörünün müstahsilden, tedarik görevini üstelenen küçük ölçekle çalışan tüccarımıza gelecek sezonun olumsuz etkilerini bertaraf etmesi bakımından düşük faizli kredi kullanımının sağlanmasının tesis edilmesi veya TOBB'un daha önceki senelerde yaptığı gibi zirai don hasarının bulunduğu İllerdeki Ticaret Borsaları ve Ticaret ve Sanayi Odaları üyelerine düşük faizli kredi kullanımını tesis etmesi (Örn.TOBB kaynaklarından Can suyu kredisi) 4) Sektörün en önemli maliyet unsurlarından biri olan ve gelecek sezon ürünün piyasa şartlarında çalışmayı zor duruma sokacağı göz önüne alınırsa üyelerimiz üzerindeki enerji maliyetlerini düşürücü uygulamalara en azından bir sezon (1 yıl) gidilmeli ve bu maliyetler üzerindeki vergilerde aynı şekilde ve aynı süreyle (0)'a çekilmelidir. 5) Sektörümüzdeki işletmelerin 2013 Yılı Gelir ve Kurumlar vergisi taksitleri ve 2014 Yılında ödeyecekleri geçici vergiler bir yıl süreyle ertelenmelidir. 6) Fındık sektöründe istihdam edilen işçilerin ücretleri üzerinden kesilen gelir vergisinin de yine yaşanan bu afet nedeniyle bir yıl süreyle istisna kapsamına alınmalıdır. 7) Fındık sektörüne has uzun vadeli Eximbank Kredilerinin limitlerinin artırılmasını ve fındık bölgesindeki firmalara yaşanan bu seneki olumsuzluk nedeniyle daha fazla öncelik verilmesini bekliyoruz. Yaşanan bu zirai don meselesiyle ilgili taleplerimize ilaveten Fındık Sektöründe yaşanan sorunlar ve bunlara ilişkin çözüm önerilerine de ayrıca değinmek istiyoruz. Şöyle ki, Fındık ürününe Dönüm başına verilen Doğrudan Gelir Desteği yerine kaliteli ürün
elde etmek için İyi tarım uygulamaları yapan çiftçiye kilo başına destek verilmesinin bir an önce tesis edilmesi gerekmektedir. Bunu şöyle detaylandırabiliriz. Giresun İli ölçeğinde 116.000 ha alanda fındık üretimi yapılmaktadır ve bu alanın 98.000 ha bölümüne yani Çiftçi Kayıt Sistemine dahil olan alanlara, geçtiğimiz günlerde dekar başına 160 TL. nakden ödeme yapılmıştır. Ancak, şu gerçeği burada ifade etmek istiyoruz. Oda şudur, Giresun İli ölçeğinde, zira don hasarı için TARSİM tarafından yapılan sigorta işlemi ancak ve ancak 8800 ha alan için yapılmıştır ki bu miktar, doğrudan gelir desteği alan alanın % 9'luk bir kısmını oluşturmaktadır. Bu durumun da iyi düşünülmesi gerekmektedir. Çiftçilerimiz adına bu sigorta bedelinin 2/3'lük kısmı Devlet tarafından karşılanmaktadır. Geriye kalan 1/3'lük kısmı çiftçi ödemektedir. Bu bilinçlendirmenin artırılması veya bilinçlenmenin çiftçilerimiz tarafından dikkate alınması veya zirai don hasarını önleyici tedbirlerin alınmasının tesis edilmesi gerekmektedir. Doğrudan gelir desteği ödemesine tekrar döner isek bu ödemenin, yürürlüğe girdiği günden itibaren çiftçiler, üretim yapmak yerine fındık bahçelerini kendi haline terk etmiş durumdadırlar. Üretmeden, dekar başına verilen desteğin Türk Fındık Sektörünün geleceğine hiçbir katkı sağlamayacağını ifade ediyoruz. Bu destekleme modeli yerine fındığın üretimine, verimliliğine ve kaliteyi artıracak ve don, kuraklık felaketine karşı ürünleri koruyacak yenilikçi bir destek modeline geçilmesini ve bu anlamda da Fındık Bölgesindeki tüm sektörle ilgili kurum ve kuruluşların, Devletimizin desteğiyle birlikte buna öncülük etmesinin gerekliliğini savunuyoruz. Giresun Ticaret Borsası olarak 2009 Yılından itibaren yürüttüğümüz Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı otoritesinde yürütülmekte olan 9,5 Milyon EURO bütçeli ve tamamı hibe "Fındık Spot Borsa Kurulması ve Fındık Lisanslı Depoculuk Projesi" Müşavirlik ve İnşaat İhaleleri sonuçlanmış ve 16.04.2014 tarihinde kontratları imzalanmıştır. 2006 yılında hazırladığımız, Giresun kalite fındıkların azot gazı altında herhangi bir fire ve zayiata uğramayarak depolanacağı 17000 ton kapasiteli depo ve fındık piyasasını düzenleyici ve piyasa yapıcı bir rol üstlenecek spot borsa ortamı oluşturacak olan bu projemizi yerel kaynaklarımız eksikliğinden dolayı başlayamadık. 2009 yılında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı IPA-BROP kapsamında başladığımız AB hibe program sürecinin uzun olması nedeniyle ihale süreleri sonuçlanmış ve uygulama aşamasına geçilmiştir. Ancak, fındık piyasalarının en önemli piyasa yapıcı rolünü üstlenecek kurumlar Ticaret Borsalarıdır. Ticaret Borsalarının bu piyasa yapıcı rolunü yerine getirememelerinin en yegane nedeni uzun yıllar Devlet adına müdahale alımı yapılmasıdır. Devlet bunu uygulamayı 2009 yılında açıkladığı yeni fındık stratejisi ile terk edebilmiş ve piyasayı arz-talep dengesine bırakmıştır. Kotasında fındık olan Ticaret Borsalarımızın mevcut durumlarının tescil borsacılığı şeklinde olması ve spot borsa alt yapılarının eksikliği dolayısıyla yapılan bu uygulamaya hazırlıksız yakalanmışlardır. Bu yüzden;bu uygulamayla birlikte, Ticaret Borsalarımıza gereken desteklerin verilmesi ve lisanslı depoculuk sisteminin hayata geçirilmesi gerekmekteydi. Gerçi, Devletimiz özellikle vergi teşvikleri ve yatırım teşvikleriyle Lisanslı depoculuğu harekete geçirmeye çalışmış. Ancak, özel sektörün yatırım maliyetlerinin yüksekliği ve düşük karlılık nedeniyle Lisanslı depoculuğun hayata geçirilmesinde istenen noktalara gelinememiştir. Burada biz şöyle bir öneri getiriyoruz: Birincisi; lisanslı depoya konulan ürünlerin depolama ücretlerinin devlet tarafından belirli bir süre sübvanse edilmesi, İkinci olarak da fındığını lisanslı depoya belirli bir süreyle koyan üreticilere bu enstrüman üzerinden prim verilmesi olabilir. Buna üçüncü olarak; Dünya'nın en büyük süper gücü ve tarım ülkesi olarak kabul edilen ABD çok uzun yıllar önce terk etiği doğrudan gelir desteği modelinin bırakılması gerekliliğidir. Bunun yerine, Fındık Bölgesindeki Ticaret Borsalarımızın satış salonlarında ve seanslara sunularak objektif ortamda satışı yapılan ürünlere, devletimiz tarafından belirlenecek oranlarda kilo başına ve belirli kalite
kriterleri çerçevesinde destek verilmelidir. Tesis edilecek bu yapı; gerçek fındık çiftçisini ortaya çıkaracak, birim alandan daha fazla ürünü yüksek kaliteyle ve düşük maliyetle elde eden çiftçimizin yüksek fiyat beklentisini ortadan kaldıracak ve daha fazla üründen elde edeceği destekle sektörün gelişmesi sağlanacaktır. Bu modelin hayata geçmesiyle de; Türk Fındığı'na alternatif ülkeler yaratmak isteyeceklerin hülyalarını suya düşürerek rekabet gücümüzü ve Fındık sektörümüzün Uluslararası piyasalardaki rolunü ve gücünü istikrarlı bir periyotta artıracaktır. Veraset yoluyla parçalanan fındık Bahçelerinin toplulaştırılması için Miras Hukukunda gerekli düzenlemelerin yapılarak, arazi devirlerinde hukuki sürecin kısaltılması ve işlemlerin daha hızlı yapılması sağlanmalıdır. Bunun sonucu alınması durumunda belirli arazi büyüklüklerine ulaşılarak birim alanda verim ve maliyet sorunu aşılmış olacaktır. Bununla ilgili düzenlemeler hali hazırda T.B.M.M. Genel Kurulunda bulunmaktadır ve bir an önce yasalaştırılması sağlanmalıdır. Arazilerin, çiftçi şirketleri altında birleştirilerek veya kiralamak suretiyle daha verimli kullanılması ve işletilmesinin sağlanması, Eski fındık Bahçelerinin gençleştirilmesi için yapılan yeni bahçelerin ekonomik verim yaşına gelinceye kadar kırsal kalkınma programlarından destek verilmesi, Yeni Dikim sistemleri (Çit dikim sistemi, tek dal sistemi ve V şekilli sistem)'in fındık bahçelerinde uygulanmasının teşvik edilmesi, Eğimli arazilerin teraslanmasında uygulanacak hafriyat işlerinin maliyetlerini karşılamak için %100 oranında kırsal kalkınma desteklerinden yararlandırılması, Fındık patozları için Biçerdöverlerde uygulanan ruhsat ve standardizasyon sisteminin benzerinin uygulamaya konulması. Fındık toplama (hali hazırda sağlanmakta), Koruk Vantilatörü ve kurutma sistemleri gibi makineli tarım uygulamaları için de kullanılan ekipman ve araçlar için üreticiye kırsal kalkınma programlarından destek sağlanması, Toprak ve yaprak analizlerinin ücretsiz yapılması teşvik edilerek, gübreleme reçetelerinin düzenlenip üreticiye uygulama bilgileri ile birlikte verilmesi sağlanmalıdır. Fındıkta izlenebilirliğin sağlanabilmesi için üreticilere barkod sisteminin uygulanması için eğitimler ve seminerler düzenlenmesi.(çiftci kayıt sistemine kayıtlı olan üreticilere barkod verilmesi ve ürünlerini bu barkodlu ambalajlarla satışa sunmalarının teşvik edilmesi) Bilindiği üzere; Tarımsal Faaliyette bulunanların prim borçlarının sattıkları tarımsal ürün bedellerinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilmesine dair tebliğ; 1 Mart 2013 Tarih ve 28574 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Resmi Gazetede yayımlanan tebliğde yer alan kesinti sorumluları olan üyelerimiz ve Sosyal Güvenlik Kurumu Müdürlükleri personelleri için yerine getirilmesi gereken hususlar 02/07/2013 Tarih ve 2013/27 Sayılı genelgede açıklanmıştır. Bu tebliğ çerçevesinde, bu yılın sonuna kadar % 1 olan kesinti, 1 Ocak 2014 tarihinden başlamak üzere % 2 olarak uygulanmaya başlayacaktır. Bu durum, üyelerimiz ile müşterilerimiz olan müstahsilleri karşı karşıya getirmektedir. Sahada olan uygulama tarımsal kesinti gerektirmeyen kişilere belge düzenlenmesi yoluyla çözümlenmektedir. Giresun örneğini vermek gerekirse Giresun İlinde, 2013 Yılı verilerine göre Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı 75000 civarında üretici olduğu bilinmekte ve bu üreticilerin 12000 adetlik bir kısmının tarımsal faaliyetlerinden dolayı sosyal güvenlik kurumu primi ödediği bilinmektedir. 12000 Çiftçinin prim borçlarının tahsilatı için adeta üyelerimiz tahsildar durumuna getirilmiş ve geriye
kalan 63000 çiftçimizin bir kısmı da bahse konu tebliğ ve genelge çerçevesinde muafiyet belgesi toplamakla görevlendirilmiş bulunmaktadır. Bu uygulamanın tamamen ticaretine odaklanması gereken üyelerimizin üzerinde bir yük olmaktan kaldırılması gerekmektedir. Saygılarımla, Yönetim Kurulu Başkanı Ticaret Borsaları Konsey Üyesi Mustafa DEMİRCİ