1. Makroekonomik Analize Genel Bir Bakış



Benzer belgeler
IKTI Şubat, 2011 Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü DERS NOTU 01 MAKROEKONOMİYE GİRİŞ NOMİNAL VE REEL ÇIKTI İSTİHDAM VE İŞSİZLİK

1. Kısa Dönemde Maliyetler

İKT 207: Mikro iktisat. Faktör Piyasaları

1. KEYNESÇİ PARA TALEBİ TEORİSİ

Üretim Girdilerinin lması

DERS NOTU 01 MAKROİKTİSADA GİRİŞ TEMEL MAKROİKTİSADİ DEĞİŞKENLER VE ÖLÇÜLMELERİ

8. DERS: IS/LM MODELİ

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ

1. Yatırımın Faiz Esnekliği

IS-LM MODELİNİN UYGULANMASI

BÖLÜM 9. Ekonomik Dalgalanmalara Giriş

1. Toplam Harcama ve Denge Çıktı

2018/1. Dönem Deneme Sınavı.

ÇALIŞMA SORULARI TOPLAM TALEP I: MAL-HİZMET (IS) VE PARA (LM) PİYASALARI

İçindekiler kısa tablosu

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ

1. Mal Piyasası ve Para Piyasası

2.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ

ÜNİTE 4: FAİZ ORANLARININ YAPISI

Para Piyasasında Denge: LM (Liquit Money) Modeli

Ekonomi II. 23.Uluslararası Finans. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

9. DERS : IS LM EĞRİLERİ: MALİYE VE PARA POLİTİKALARI


Orta Vadede (Dönemde) Piyasa Dengesi:

PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ

Mikroiktisat Final Sorularý

Ekonomi II. 20.Para Teorisi ve Politikası. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Ekonomi. Doç.Dr.Tufan BAL. 3.Bölüm: Fiyat Mekanizması: Talep, Arz ve Fiyat

Ekonominin Kapsamı. ve Yöntemi PART I INTRODUCTION TO ECONOMICS. Prepared by: Fernando & Yvonn Quijano

ARZ, TALEP VE TAM REKABET PİYASASINDA DENGE BÖLÜM 7

SAY 203 MİKRO İKTİSAT

ÇALIŞMA SORULARI. S a y f a 1 / 6

ÜRETİM VE MALİYETLER

TOPLAM TALEP I: IS-LM MODELİNİN OLUŞTURULMASI

FİYAT MEKANİZMASI: TALEP, ARZ VE FİYAT

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı Ekonomide Kıtlık ve Tercih

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ

BAHAR DÖNEMİ MAKRO İKTİSAT 2 DERSİ KISA SINAV SORU VE CEVAPLARI

IKTI 101 (Yaz Okulu) 04 Ağustos, 2010 Gazi Üniversitesi İktisat Bölümü DERS NOTU 05 ÜRETİCİ TEORİSİ

Tartışılacak Konular. Tekel. Tekel Gücü (Monopoly Power) Tekel Gücünün Kaynakları. Tekel Gücünün Sosyal Maliyeti. Bölüm 10Chapter 10 Slide 2

A İKTİSAT KPSS-AB-PS / Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli nedeni aşağıdakilerden

A. IS LM ANALİZİ A.1. IS

16.Bölüm:Gelir ve Fiyat Düzeyinin Belirlenmesi: Toplam Talep-Toplam Arz Modeli. Doç.Dr.Tufan BAL

Kamu bütçesi, Millet Meclisi tarafından onaylanıp kanunlaşan ve devletin planlanan gelir ve harcamalarını gösteren yıllık bir programdır.

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir.

IS-MP-PC: Kısa Dönem Makroekonomik Model

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ

M2 Para Tanımı: M1+Vadeli ticari ve tasarruf mevduatları (resmi mevduatlar hariç)

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

YEDİNCİ BÖLÜM MAKROEKONOMİ: TANIM, KAPSAM VE GELİŞİM

Ödemeler Bilançosunda Denge: BP Eğrisi

Bölüm 13: Yapı, Yönetim, Performans, ve Piyasa Analizi 2. Sağlık Ekonomisi

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ

Bölüm 5 ARZ VE TALEP UYGULAMALARI

IS- MP: Kısa Dönem Makroekonomik Model

AD AS MODELİ. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

gerçekleşen harcamanın mal ve hizmet çıktısına eşit olmasının gerekmemesidir

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

TOPLAM TALEP TOPLAM ARZ AD-AS MODELİ

N VE PARA ARZININ ÖZELL

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA)

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR

Ders Notları Dr. Murat ASLAN. Bu notlar; Prof. Dr. ABUZER PINAR ın MALĠYE POLĠTĠKASI ders kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır.

IS LM MODELİ ÇALIŞMA SORULARI

8.1 KLASİK (NEOKLASİK) MODEL Temel Varsayımlar: Rasyonellik; Para hayali yoktur; Piyasalar sürekli temizlenir.

İKTİSADA GİRİŞ-I ÇALIŞMA SORULARI-3 KITLIK, TERCİH VE FAYDA

BÖLÜM FAİZ ORANI-MİLLİ GELİR DENGESİ. Bu bölümde, milli gelir ile faiz oranı arasındaki ilişkiler incelenecektir.

4. PİYASA DENGESİ 89

Dr. Öğretim Üyesi Yasemin TELLİ ÜÇLER

Selçuk Üniversitesi 26 Aralık, 2013 Beyşehir Turizm Fakültesi-Konaklama İşletmeciliği Genel Ekonomi Dr. Alper Sönmez. Soru Seti 3

K ve L arasında ikame yoktur. Bu üretim fonksiyonu Şekil

TOPLAM TALEP VE TOPLAM ARZ: AD-AS MODELİ

meydana gelen değişmedir. d. Ek bir işçi çalıştırıldığında sabit maliyetlerde e. Üretim ek bir birim arttığında toplam

Talep, Arz, ve Piyasa Dengesi

Ünite 3. Ana Ekonomik Sorunlar Ve Ekonomik Düzen. Büro Yönetimleri Ve Yönetim Asistanlığı Önlisans Programaı EKONOMİ. Ögr. Öğr.

BİRİNCİ SEVİYE ÖRNEK SORULARI EKONOMİ

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI


İKTİSADA GİRİŞ-I ÇALIŞMA SORULARI-11 MONOPOL

IKT Kasım, 2008 Gazi Üniversitesi, İktisat Bölümü. DERS NOTU 5 (Bölüm 7-8) ÜRETİCİ TEORİSİ

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

TAM REKABET PİYASASI

I. Piyasa ve Piyasa Çeşitleri

MİLLİ GELİRİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER: TÜKETİM, TASARRUF VE YATIRIM FONKSİYONLARI

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu

Ekonomi II. 21.Enflasyon. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Ders içeriği (7. Hafta)

SORU SETİ 10 MALİYET TEORİSİ - UZUN DÖNEM MALİYETLER VE TAM REKABET PİYASASINDA ÇIKTI KARARLARI - TEKEL

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

Rasyonel Beklentiler Teorisinin Politika Yansımaları ve Enflasyonla Mücadele

Mikroiktisat Final (mly-iþl)

Bölüm 4 ve Bölüm 5. Not: Bir önceki derste Fiyat, Piyasa kavramları açıklanmıştı. Derste notlar alınmıştı. Sunum olarak hazırlanmadı.

-MAKROEKONOMİ KPSS SORULARI- 1) Nominal faiz oranı artarsa, reel para talebi nasıl değişir?( KPSS 2006)

Bölüm 1. Para, Banka ve Finansal Piyasaları Neden Öğrenmeliyiz?

İktisada Giriş I. 17 Ekim 2016 II. Hafta

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

6. HAFTA DERS NOTLARI İKTİSADİ MATEMATİK MİKRO EKONOMİK YAKLAŞIM. Yazan SAYIN SAN

DERS NOTU 01 TÜKETİCİ TEORİSİ

Transkript:

DERS NOTU 01 (REVİZE EDİLDİ, BKZ. SAYFA 17!) MAKROEKONOMİYE GİRİŞ VE MİKROEKONOMİK ANALİZDE İŞGÜCÜ PİYASASI Bugünki dersin içeriği: 1. MAKROEKONOMİK ANALİZE GENEL BİR BAKIŞ... 1 1. GİRİŞ... 1 2. MAKROEKONOMİNİN KÖKLERİ... 2 3. MAKROEKONOMİNİN İLGİ ALANLARI... 2 A. Enflasyon... 3 B. Çıktı Büyümesi... 3 C. İşsizlik... 3 4. MAKROEKONOMİDE DEVLET... 4 A. Maliye Politikası... 4 B. Para Politikası... 4 C. Büyüme Politikaları... 4 5. MAKROEKONOMİNİN BİLEŞENLERİ... 4 A. Mal ve hizmetler piyasası... 6 B. Emek Piyasası... 6 C. Para Piyasası... 6 6. MAKROEKONOMİNİN METODOLOJİSİ... 6 7. TRENDLER VE DEVİRLER... 7 2. MİKROEKONOMİK ANALİZDE İŞGÜCÜ PİYASASI... 8 1. TAM REKABETÇİ FAKTÖR PİYASASI... 8 A. Yalnızca Bir Girdi Değişken Olduğunda Girdi Faktörü Talebi... 9 B. Birden Çok Girdi Değişken Olduğunda Bir Girdi Faktörünün (Emek) Talebi... 17 C. Piyasa İşgücü Talep Eğrisi... 19 D. İşgücü Arzının Elde Edilmesi ve Piyasa İşgücü Arzı... 23 E. İşgücü Piyasasında Denge... 29 2. İŞÇİ SENDİKALARI... 30 KAYNAKÇA... 32 1. Makroekonomik Analize Genel Bir Bakış 1. Giriş mikroekonomi Tek tek endüstrilerin işleyişini ve karar-alma birimlerinin bireysel davranışlarını inceler. Firmalar ve hanehalkları temel karar-birimleridir. 1

makroekonomi Ekonomiye bir bütün olarak bakar. Milli gelirin belirleyicileri ile ilgilenir Toplulaştırılmış miktarlarla ilgilenir, örneğin toplam tüketim ve yatırım gibi. Bir tek malın fiyatı yerine genel fiyat düzeyi ile ilgilenir. 2. Makroekonominin Kökleri Büyük Buhran 1929 da ABD de başlayıp dünyaya yayılan ve 1930 lar boyunca süren ciddi ekonomik daralma ve yüksek işsizlik dönemi. Klasik Modeller Klasik ekonomistler ekonominin tümünü ilgilendiren konular için mikroekonomik modeller kullandılar. Büyük Buhran döneminde karşılaşılan uzun süren ve derin seyreden işsizliği basit klasik modeller açıklayamadılar. Bu durum makroekonomi nin gelişmesini sağlayan ivmeyi verdi. Keynezyen Devrim 1936 yılında, John Maynard Keynes İstihdam, Faiz ve Para Genel Teorisi (The General Theory of Employment, Interest, and Money) isimli kitabını yayınladı. Makroekonomi nin çoğu alanının kökleri Keynes in çalışmalarına uzanır. o Keynes e göre, istihdam düzeyini klasiklerin söylediği gibi fiyat ve ücretler değil, mal ve hizmetlerin toplam talebi belirlemekteydi. 3. Makroekonominin İlgi Alanları Temel olarak 3 konudur: 2

a. Enflasyon b. Çıktı büyümesi c. İşsizlik A. Enflasyon enflasyon genel fiyat düzeyinde görülen artış hiperenflasyon genel fiyat düzeyinde görülen çok hızlı fiyat artışı dönemi deflasyon genel fiyat düzeyinin düşmesi B. Çıktı Büyümesi iş çevrimi (konjonktür devri) Ekonomide görülen kısa soluklu iniş ve çıkışlar toplam çıktı belirli bir dönemde ekonomide üretilen mal ve hizmetlerin toplam miktarı resesyon (durgunluk) Toplam çıktının düştüğü dönemler Genel olarak, toplam çıktının düştüğü en az iki ardışık 4- aylık dönemi içeren dönem depresyon uzayan ve derin, sert geçen resesyon (durgunluk) dönemi C. İşsizlik işsizlik oranı işsizlerin toplam işgücü içindeki yüzde oranı 3

4. Makroekonomide Devlet Devletin makroekonomiyi etkilemek üzere kullandığı üç çeşit politika vardır: a) Maliye politikası b) Para Politikası c) Büyüme veya arz-yönlü politikalar A. Maliye Politikası maliye politikası Vergi ve devlet harcamaları ile yapılan devlet politikalarıdır. B. Para Politikası para politikası Ekonomideki para miktarını kontrol etmek üzere Merkez Bankası tarafından kullanılan araçlardır C. Büyüme Politikaları arz-yönlü politikalar devletin toplam talep yerine toplam arzı uyarmak üzere belirlediği politikalardır 5. Makroekonominin Bileşenleri Makroekonomi dört gruba odaklanır: 1. hanehalkları ve 2. firmalar (ikisi beraberce özel sektörü oluştururlar), 3. devlet (kamu sektörü), 4. dış dünya (uluslararası sektör). 4

devresel akım şeması Ekonomideki her bir sektörün aldığı gelirleri ve yaptığı harcamaları gösteren diyagramdır Şekil 1 Devresel Akım Şeması Üç piyasa alanı hanehalklarının, firmaların, devletin ve dış dünyanın birbiri ile olan ilişkilerine başka türlü bir bakış da bunların içinde bulundukları piyasaları dikkate alarak yapılabilir Üç piyasa alanı şöyle tanımlanabilir: 1) Mal ve hizmetler piyasası 2) Emek piyasası 3) Para (finans) piyasası 5

A. Mal ve hizmetler piyasası Firmalar mal ve hizmetler piyasasına arz edicidirler, hanehalkları ise bu piyasada talep edicileri oluştururlar. B. Emek Piyasası Bu piyasada, hanehalkları emek arzını gerçekleştirirken, firmalar ve devlet ise emek talep edicileri oluştururlar. C. Para Piyasası Hanehalkları bu piyasaya gelir elde etme beklentisi ile fon arzında bulunurlar; fakat aynı zamanda bu piyasadan fon talebinde de (borçlanma) bulunurlar. Firmalar, devlet ve dış dünya da finansal kurumlar aracılığıyla borç alma ve borç verme gerçekleştirirler. 6. Makroekonominin Metodolojisi Makroekonomik davranış tek tek bütün hanehalkları ve firmaların aldıkları mikroekonomik kararların toplamıdır. Toplam (veya Toplulaştırılmış) Talep (AD) Bir ekonomide bütün mal ve hizmetler için olan toplam taleptir. Toplam (veya Toplulaştırılmış) Arz (AS) Bir ekonomide mal ve hizmetlerin toplam arzıdır. 6

Şekil 2 Toplam Talep (AD) ve Toplam Arz (AS) 7. Trendler ve Devirler genişleme veya canlanma İş çevrimlerinde dipten tepeye kadar olan dönemdir. Bu dönemde çıktı ve istihdam artar. daralma, resesyon, veya durgunluk İş çevrimlerinde tepeden dibe kadar olan dönemdir. Bu dönemde çıktı ve istihdam düşer. Şekil 3 İş Çevrimi (Konjonktür Devri) 7

Şekil 4 ABD nin Reel GSYİH sı, 1900-2004 2. Mikroekonomik Analizde İşgücü Piyasası Faktör Piyasası Üretim faktörleri olan emek, toprak ve sermaye nin talep ve arzının buluştuğu ve böylece bu faktörlerin denge fiyat ve miktarlarının belirlendiği süreçtir. Faktör piyasasını kısaca üretim faktörlerinin (işgücü, sermeye ve toprak) alınıp satıldığı piyasa olarak tanımlayabiliriz. 1. Tam Rekabetçi Faktör Piyasası Tam rekabetçi olarak tanımlanabilecek olan bir faktör piyasası; çok sayıdaki (piyasayı etkileyemeyecek kadar çok sayıda ve küçük birimler halinde) üretim faktörü satıcı ve alıcısının yeraldığı bir faktör piyasası dır. 8

Dolayısıyla, rekabetçi faktör piyasası özellikleri şöyle özetlenebilir: Üretim faktörünü çok sayıda satanın (arzedenin) bulunması. Üretim faktörünü çok sayıda alanın (talepedenin) bulunması. Üretim faktörü satıcı ve alıcılarının fiyat belirleyici değil fiyat kabullenici olmaları. A. Yalnızca Bir Girdi Değişken Olduğunda Girdi Faktörü Talebi Aynı nihai malların talep eğrileri gibi, üretim faktörlerinin talep eğrileri de negatif eğimlidir. Fakat, tüketicilerin mal ve hizmet taleplerinde gerçekleşen durumun aksine, faktör talebi türetilmiş (veya türev) talep dir. Yani faktör talepleri, firmaların çıktı düzeyi ve girdi maliyetlerinin bir sonucu olarak oluşurlar. Türetilmiş (veya Türev) Talep Hanehalklarının veya firmaların mal ve hizmetlere olan doğrudan taleplerinin, bu mal ve hizmetlerin üretiminde kullanılan girdiler için yarattığı dolaylı taleptir. Örneğin, Microsoft firmasının bilgisayar programcılarına olan talebini, sadece bu programcıların almakta oldukları ücretler değil, aynı zamanda Microsoft firmasının ürettiği yazılımı ne kadar satmayı beklediği de belirler. Faktör taleplerini incelemek için mikroekonomik araçları kullanacağız. 9

Varsayalım ki örnek firmamız sadece iki girdi (input) kullanarak üretim yapmaktadır: Sermaye (K) ve Emek (L) Sermaye yi r fiyatından (sermeyenin kiralama veya rant maliyeti) ve emeği (işgücünü) de w (ücret) fiyatından kiralamaktadır. K sabittir (kısa dönem analiz yapıyoruz) ve L değişkendir. Varsayalım ki, firma zaten bir miktar emek kullanmaktadır ve yeni başka bir işçi kiralamak (işe almak) onun için kârlı olacak mıdır buna karar vermek istemektedir. Eğer bu yeni işçinin işgücünün üretim miktarında sebep olacağı artışın sonucu oluşan firma gelirindeki yükselme, bu emeği kiralamanın getireceği maliyet artışından daha fazla ise, yeni bir işçi alımı firma için kârlı bir durum olacaktır. Emeğin artan bir biriminden oluşan firma gelirindeki artışa marjinal ürün geliri (veya marjinal ürün hasılatı) denir ve MRP L ile gösterilir. Marjinal Ürün Geliri (MRP) Üretim sürecinde üretim faktörlerinden herhangi birinin ek bir birimin kullanılmasının yarattığı firma toplam gelirinde ortaya çıkan artıştır. Bu üretim faktörü işgücü ise, buna işgücü marjinal ürün geliri denir ve MRP L ile gösterilir. Benzer şekilde konu olan üretim faktörü sermaye ise, buna da sermaye marjinal ürün geliri denir ve MRP K ile gösterilir. 10

Örneğin, firma 1 birim işçi daha çalıştırmaya başladığında, toplam firma geliri 500 TL artarsa, işgücü marjinal ürün geliri 500 TL olur. Aşağıdaki analizimizin sonunda göstereceğiz ki, eğer MRP L, işgücü ücret düzeyinden (w) daha fazla ise, firma için bu yeni işgücünü kiralamak kârlı olmaktadır. Peki MRP L yi nasıl ölçebiliriz? MRP L ; işgücünün ek bir biriminin kullanılmasından kaynaklanan çıktıdaki (üretimdeki) artış miktarı ile ek bir birim çıktıdan (üretimden) gelen gelir artışının çarpılması ile bulunur. Daha önceki derslerimizden biliyoruz ki; çıktıdaki bu artış, emeğin marjinal ürünü nden (MP L ) başka birsey değildir. Diğer taraftan, yukarı ifade edilen gelirdeki artış ise, marjinal gelir dir (MR). O halde işgücü marjinal ürün geliri ni (MRP L ) şu şekilde hesaplayabiliriz: MRP = MP MR (1) L L ΔTR Matematiksel olarak MRP L, dir.yani, yukarıda ifade ettiğimiz Δ L gibi, MRP L işgücündeki değişimin firma gelirindeki değişime oranıdır. Dikkat edilirse, bu ifade şu şekilde de yazılabilir: MRP L ΔTR ΔTR ΔQ = =, ki burada Q üretim miktarıdır. Görüldüğü ΔL ΔQ Δ L 11

gibi, buradan da MRPL = MPL MR eşitliği elde edilir çünkü bildiğimiz gibi Δ Q = MP ΔL L ve ΔTR ΔQ = MR dir. Çıktı piyasası tam rekabetçi olmayıp tekelci bir yapıda bile olsa, eğer faktör piyasası tam rekabetçi ise yukarıda elde edilen MRP = MP MR eşitliği herzaman geçerlidir. L L MRP L nin özelliklerini incelemek için, çıktı ve girdi piyasalarının tam rekabetçi olduğu durumdan başlayalım. Bildiğimiz gibi, tam rekabetçi bir çıktı piyasasında bir firma ürettiği çıktıyı piyasa fiyatından (P) satar. Gene bildiğimiz gibi, firmanın sabit olarak aldığı P fiyatından dolayı, tam rekabetçi bir çıktı piyasasında faaliyet gösteren bir firmanın marjinal geliri P ye eşittir (MR = P). O halde, bu durumda, işgücünün marjinal ürün geliri, emeğin marjinal ürünü çarpı ürünün fiyatıdır: MRP = MP P L Aşağıdaki grafikte üstteki eğri, tam rekabetçi bir piyasada faaliyet gösteren bir firmanın MRP L eğrisini göstermektedir. Emeğin azalan marjinal verimi yüzünden, L kullanımı artıkça MP L düşecektir (azalan marjinal verim kanunu) ve çıktı fiyatı (P) sabit olduğu için bu durum da; L (çalışma süresi veya kısaca emek miktarı) arttıkça MRP L nin azalmasına sebep olacaktır. Bu yüzden MRP L eğrisi L 12

negatif eğimli olarak çizilmiştir. Şekilde görüldüğü gibi; MRP L eğrisinin negatif eğimli olması durumu yalnızca tam rekabetçi çıktı piyasasında değil tekelci çıktı piyasasında da geçerlidir. Şekilde altta çizilen eğri, firmanın bu sefer tekelci çıktı piyasasında faaliyet göstermesi durumunda MRP L eğrisinin şeklini göstermektedir. Demin de belirttiğimiz gibi azalan marjinal verim kanunu yüzünden, MRP L eğrisi tekelci çıktı piyasası durumunda da negatif eğimlidir, çünkü azalan verim kanunu aynı şekilde işlemektedir. Peki, şekilde görüldüğü gibi firmanın tekelci çıktı piyasasında faaliyet göstermesi (yani firmanın tekel olması demektir bu durum) durumunda MRP L eğrisi, tam rekabetçi duruma göre neden daha aşağıda çizilmiştir? Bildiğimiz gibi, tekel güçleri olduğu zaman firmalar negatif eğimli bir talep eğrisi ile karşı karşıya kalırlar (Piyasa talebi ile tekelci firmanın malına olan talep aynı talep haline gelir, çünkü piyasada tek bir firma vardır ve piyasa talebine yalnızca o cevap vermektedir). Bu yüzden, bir birim bile daha fazla satmak isteyen tekelci firma, sattığı ürünün bütün birimlerinin fiyatını düşürmek zorundadır. Bunun sonucunda; tekelci firma için marinal gelir her zaman fiyat tan düşük olur (MR<P) 1. Bu gerçek, aşağıdaki şekilde tekelci durumda MRP L eğrisinin neden tam rekabetçi durumdan daha aşağıda yeraldığını ve çıktı artıkça marjinal gelirin 1 Bunu şöyle de gösterebiliriz: Daha önceki derslermizde olduğu gibi basitlik olması için, talep eğrisini doğrusal kabul edelim. Varsayalımki tekelci firmanın talep eğrisi P=a-bQ şeklinde verilsin. Biliyoruz ki bu durumda TR=PxQ=aQ-bQ 2 olur ki bu da bize marjinal gelirin MR=a-2bQ olduğunu gösterir. Görülmektedir ki; MR<P dir çünkü (a, b >0 iken) a-2bq <a-bq dir. Böylece, tekel piyasasında MR<P olması durumunu basit bir örnek ile de göstermiş olduk. 13

(MR) neden azaldığını açıklamaktadır. Toparlarsak, tekelci çıktı piyasasında faaliyet gösteren bir firma için (yani tekel firması için) işgücünün marjinal ürün geliri nin negatif eğimli olmasının ve bu eğrinin tam rekabetçi durumdan daha altta seyretmesinin sebebi hem marjinal gelir (MR) hem de marjinal ürün (MP) eğrilerinin negatif eğimli olmasıdır. 2 Şekil 5 İşgücü Marjinal Ürün Geliri Dikkat edilirse görülür ki; marjinal ürün geliri (MRP) bize, firmanın yeni bir işgücü birimini kiralamakta ne kadar istekli olacağını söylemektedir. Diğer bir deyişle; MRP L ücret düzeyinden (w) yüksek oldukça, firma yeni bir birim işgücü kiralamak isteyecektir. Benzer şekilde, MRP L ücret düzeyinden (w) düşük olduğunda ise, firma işgücü çıkarmak isteyecektir. Bir tek MRP L ücret düzeyine eşit 2 Tam rekabetçi bir çıktı piyasasında faaliyet gösteren bir firma için MR eğrisi negatif eğimli değildir, çünkü MR sabittir ve piyasa fiyatına eşittir, MR=P. 14

olduğunda, firma kârını maksimize eden işgücü miktarını kiralamış olacaktır. Bu sözel bulguyu matematiksel olarak da gösterelim: π = TR( Q) TC( Q) Sermaye sabit olduğunda (yani kısa dönemde), üretim fonksiyonu sadece L cinsinden yazılabilir, Q=Q(L); π = TR[ Q( L)] wl dπ dtr dq = w = 0 dl dq dl MRMP. L = w MRP = w L O halde, özetlersek bir firma için kârını ençoklaştırma (maksimize etme) koşulu şöyle ifade edilebilir: MRPL = w Aşağıdaki Şekil 6 bu koşulu göstermektedir. İşgücü talep eğrisi D L, MRP L dir. Dikkat edilirse görülür ki; talep edilen işgücü miktarı, ücret düzeyi düştükçe artmaktadır. İşgücü piyasasının tam rekabetçi olduğu durumu incelediğimiz için, firma piyasa ücreti w* dan istediği kadar işgücü kiralayabilecektir. Firmanın karşı karşıya kaldığı işgücü arz eğrisi S L, bu yüzden tam yatay bir eğri olarak 15

çizilmiştir. Firmanın kiraladığı ve firmanın kârını ençoklaştıran işgücü miktarı L*, işgücü arz ve talep eğrilerinin kesiştiği noktadadır. Şekil 6 Bir Firmanın İşgücü Talep Eğrisi (Sermaye nin Sabit Olduğu Durum) Tam rekabetçi bir emek piyasasında, herhangi bir firma tam-esnek işgücü arzı S L ile karşı karşıya kaldığı için işgücünün piyasa fiyatı olan w* ücret düzeyinden istediği kadar işgücü kiralayabilir. Firmanın işgücü talebi D L ise firmanın işgücü marjinal ürün geliri MRP L dir. Kârını maksimize eden bir firma, işgücü marjinal ürün geliri nin ücret düzeyi ne eşit olduğu noktada, L* kadar işgücü kiralayacaktır. Şekil 7 piyasa ücret düzeyinde w 1 den w 2 ye olan bir düşüşün sonucunda talep edilen işgücü miktarındaki etkisini göstermektedir. Piyasaya yeni işgücü girmesiyle piyasa ücret düzeyi düşüp firmanın karşı karşıya kaldığı işgücü arzı S 1 den S 2 ye kayınca, firmanın 16

kârını maksimize eden talep edilen işgücü miktarı L 1 den L 2 ye yükselir. Şekil 7 Firmanın Karşı Karşıya Kaldığı Emek Arzında Kayma Buradan sonrası meraklısı içindir, sınavda sorumlu değilsiniz!! B. Birden Çok Girdi Değişken Olduğunda Bir Girdi Faktörünün (Emek) Talebi Firma iki veya daha fazla girdinin miktarını değiştirdiğinde durum biraz daha zorlaşmaktadır. Çünkü bu durumda, bir girdinin fiyatındaki bir değişme diğer girdilerin taleplerini de etkileyecektir (tamamlayıcılık veya ikame etkisi). Örneğin, varsayalım ki, tarımsal ekipmanlar üretmek için hem emek hem de makinenin değişken girdiler olduğunu düşünelim. Amacımız da tarımsal ekipmanla üreten bu firmanın işgücü talebi eğrisini elde etmek olsun. Bu durumda ücret düzeyi düştüğünde, firmanın 17

makineye yaptığı yatırım değişmese bile, daha çok işgücü talep edilecektir. Ancak, işgücü daha az pahalı hale geldikçe, firmanın marjinal maliyeti düşecektir. Bunun sonucunda, firma için üretimi artırmak daha kârlı hale gelecektir. Bu durumda firma üretim kapasitesini artırmak için büyük olasılıkla yeni makinelere yatırım yapar. Makine kullanımının artması işgücü marjinal ürün geliri eğrisinin sağa kaymasına sebep olur (çünkü işgücü marjinal ürün geliri eğrisi çizilirkenki koşullar yani ceteris paribus koşulu değişmiştir). İşgücü marjinal ürün geliri eğrisinin sağa kayması ile talep edilen işgücü miktarı artar. Şekil 8 bu durumu göstermektedir. Varsayalım ki, ücret düzeyi 20 TL/saat olduğunda, şekildeki MRP L1 eğrisi üzerindeki A noktasıyla gösterildiği gibi, firma 100 işgücüsaati kiralamaktadır. Eğer ücret düzeyi 15 TL/saat e düşerse, artık işgücünün marjinal ürün geliri ücret düzeyinden daha fazla olduğu için firma daha çok işgücü talep edecektir. Fakat unutulmaması gereken bir nokta vardır: MRP L1 eğrisi makine kullanımının sabit olduğu durumda firmanın işgücü talebini yansıtmaktadır. Aslında, daha çok işgücü sermayenin marjinal ürün ünün artmasına sebep olarak, firmayı daha çok işgücü ile beraber daha fazla makine kiralamaya teşvik edecektir. Daha çok makine olunca, bu sefer işgücünün marjinal ürünü artacaktır çünkü daha çok makine ile işgücü daha verimli hale gelecektir. İşte bu yüzden, ücret düzeyinin düşmesiyle başlayan sürecin sonunda, işgücü marjinal ürün geliri eğrisi MRP L2 ye kayacaktır. Böylece, ücret düzeyi düştüğünde, firma 140 işgücü-saati kiralayacaktır. Bu durum, B noktasıyla 18

gösterilen 120 işgücü-saat yerine, talep eğrisi üzerindeki C noktası tarafından gösterilmektedir. Görüldüğü gibi, sermayenin değişken olduğu durumda, hem A hem de C noktaları firmanın işgücü talebi D L nin üzerinde yer alırken, B noktası yer almamaktadır. Çizimden de görüldüğü gibi, sermaynin de değişken bir girdi olduğu durumdaki işgücü talep eğrisi D L, sermayenin değişmediğini varsayan diğer iki işgücü marjinal ürün geliri eğrisinden de (MRP L1 ve MRP L2 ) daha esnek tir. Dolayısıyla, uzun dönemde sermayenin değişken girdi haline gelmesi sonucu firmanın işgücü talebi kısa dönemden (sermayenin sabit olduğu durum) daha esnek hale gelmektedir çünkü firmalar uzun dönemde üretim sürecinde işgücü yerine sermaye ikame edebilmektedirler. C. Piyasa İşgücü Talep Eğrisi Şekil 8. Bir Firmanın İşgücü Talep Eğrisi (Sermaye nin Değişken Olduğu Durum) Tüketici teorisinde, bir ürünün piyasa talebini bulmak için tüketicilerin o ürüne yönelik bireysel talep eğrilerini topladığımızda 19

sadece bir endüstri ile ilgileniyorduk. Fakat, kalifiye işgücü gibi bir girdi birçok farklı endüstrideki firmalar tarafından talep edilir. Bu yüzden, piyasa işgücü talep eğrisini elde etmek için önce herbir endüstrinin işgücü taleplerini belirlemeli daha sonra da bu endüstri talep eğrilerini yatay olarak toplamalıyız. Bahsettiğimiz bu ikinci aşama kolay bir işlem içeriyor. İşgücü için endüstri talep eğrilerini toplamak, tüketici teorisinde herbir tüketicinin bir ürüne olan taleplerini toplayarak o ürün için olan piyasa talebini elde etmekle aynı şekilde yapılacaktır. Bu yüzden önce daha zor olan birinci aşamaya odaklanalım. Endüstri talebini belirlemede ilk adım herhangi bir ürünü üretirken kullanılan girdilerin fiyatlarının değişmesinin, hem firmanın çıktı miktarını hem de bu ürünün fiyatını değiştirdiğini dikkate almaktır. Piyasa talebini belirlemenin en kolay hali tek bir üretici firma olduğu zamandır. Bu durumda, bu tek firmanın marjinal ürün geliri eğrisi, endüstrinin bu girdi için talep eğrisini oluşturur. Ancak, birçok firma olduğu zaman, analiz çok daha zordur çünkü firmalararası olası etkileşimleri dikkate almak gerekir. Örneğin, çıktı piyasasının tam rekabetçi olduğu durum için işgücü talebini düşünelim. Bu durumda, aşağıdaki şekilde (Şekil M) MRP L1 eğrisi ile gösterildiği gibi, işgücü marjinal ürün geliri ürünün fiyatı ile işgücünün marjinal ürünü nün çarpımına eşittir (Hatırlarsanız, yukarıda tam rekabetçi çıktı piyasası durumunda MRPL = MPL P olduğunu göstermiştik). 20

Başlangıç olarak, ücret düzeyinin 10 TL/saat olduğunu ve firmanın 100 işgücü-saat emek talep ettiğini varsayalım. Şimdi bu firma için ücret düzeyinin 10 TL/saat e düştüğünü düşünelim. Eğer diğer firmalar bu firma gibi daha düşük ücret düzeyinden işgücü kiralayamazlarsa, o zaman bizim bu firmamız 150 işgücü-saat emek kiralayacaktır. Diğer taraftan eğer ücret düzeyi bütün firmalar için düşmüşse, endüstri bir bütün olarak daha fazla emek kiralayacaktır. Bu durum endüstrinin ürettiği çıktıyı artıracaktır, bunun sonucunda da doğal olarak endüstri arz eğrisi sağa kayacak ve ürünün piyasa fiyatı düşecektir. Şekil 9 de görüldüğü gibi, ürün fiyatı düşünce ilk baştaki marjinal ürün geliri eğrisi sola doğru MRP L1 den MRP L2 ye kayacaktır (Dikkat: MRPL = MPL P ilişkisi). Bu kayma sonucunda, firma tarafından talep edilen işgücü miktarı düşecektir (150 yerine 120 işgücü-saat). Dolayısıyla, ürün fiyatının düştüğü durumda endüstri işgücü talebi, yalnızca bir firmanın daha düşük ücret düzeyinden işgücü çalıştırması durumuna göre daha düşük gerçekleşecektir. Şekil 9(b) bu durumu göstermektedir. Daha yatık ve daha açık renkli eğri, ücret düzeyindeki azalmanın sonucunda ürün fiyatında düşme olmadığı durumdaki bireysel firma taleplerinin yatay toplamını göstermektedir. Daha dik ve koyu çizilen eğri ise, bütün firmaların daha düşük ücretli işgücü çalıştırabilmeleri sonucu üretimlerini artırmalarından kaynaklanan ürün fiyatındaki düşüşü dikkate alan 21

endüstri işgücü talebini (endüstri talep eğrisi) betimlemektedir. Ücret düzeyi 15 TL/saat olduğunda endüstri işgücü talebi L 0 işgücüsaat tir. Ücret düzeyi 10 TL/saat e indiğinde endüstri işgücü talebi L 1 e yükselir. Dikkat ederseniz, ürün fiyatı düşmeseydi endüstrinin talep edeceği işgücü miktarı L 2 kadar olacaktı. Yine dikkat ederseniz bu miktarın L 1 den daha fazla olduğu rahatca görülebilir. İlk başta belirttiğimiz gibi, elde edilen bu endüstri işgücü talep eğrileri nin yatay olarak toplanmasıyla piyasa işgücü talep eğrisi nin elde edilmesi de son aşamayı oluşturmaktadır. Şekil 9 Piyasa İşgücü Talebi Piyasa işgücü talep eğrisinin elde edilmesi çıktı piyasası tam rekabetçi olmasa da aynı şekildedir. Tek fark, bu durumda ücret düzeyindeki düşmenin sonucu olarak ürün fiyatındaki değişmeyi tahmin etmenin çok daha zor hale gelmesidir. Bunun sebebi ise, tam rekabetçi olmayan çıktı piyasasında herbir firmanın stratejik olarak 22

fiyat belirlemesi, piyasa fiyatını veri olarak almaması, yani fiyat kabullenici olmamasıdır. D. İşgücü Arzının Elde Edilmesi ve Piyasa İşgücü Arzı Bir hanehalkının zamanını çalışma veya boşzaman arasında nasıl paylaştırdığını tüketici teorisi yardımıyla inceleyebiliriz. Bu modelde, hanehalkının fayda fonksiyonu iki şeye bağlı olarak düşünülür: boşzaman (B) ve tüketim (C): Fayda = U ( C, B) Hanehalkı faydasını maksimize etmeye çalışırken, iki kısıt altındadır. Bunlardan birincisi zaman kısıtıdır. Eğer saat cinsinden çalışılan zamanı L ile gösterirsek, bir günde 24 saat olduğuna göre zaman kısıtı şu şekilde yazılabilir: B+ L= 24 Yani günün saatleri ya çalışmaya ya da çalışmamaya (boşzaman) ayrılacaktır. Şimdi ikinci kısata gelelim. Herhagi bir hanehalkı çalışmadığı zaman (yani boşzaman malından aldığı zaman); bu sürede çalışırsa elde edeceği gelirden yoksun kalır. Yani çalışmadığınız zaman, bu seçimin (yapılan her seçim gibi) bir fırsat maliyeti doğar, bu fırsat maliyeti de çalışılmayan sürede (boşzamana ayrılan sürede) 23

vazgeçilen gelirdir, ki bu da hanehalkı için reel ücret tir (w). O halde, herhangi bir hanehalkı çalışmadığı zaman, bu sürede çalışırsa elde edeceği gelirden yoksun kalarak, boşzaman satın almış olur. Özetlersek; o halde boşzaman malı nın (veya hoşagiden inin) fiyat ı vargeçilen reel ücret tir (w). Doğal olarak hanehalkının satın alabileceği boşzaman, bu hanehalkının geliri ile kısıtlıdır. Bu gelir hem işgücü kaynaklı hem de işgücü-dışı kaynaklı olabilir. İşgücü kaynaklı gelir çalıştığı sürede kazanacağı miktardır ki bu miktarı bizim modelimizde wl şeklinde ifade edebiliriz. İşgücü-dışı gelir ise (bunu N ile gösterelim) faiz kazançları, hisse senedi ödemeleri, devlet gelir transferleri (sosyal yardımlar, burslar, vergi kesintileri, sübvansiyonlar vb.) gibi gelirlerin toplamıdır. O zaman hanehalkının yapabileceği tüketim miktarı işgücü ve işgücü-dışı gelirlerin toplamı ile sınırlıdır. Bu kısıt (mal kısıtı) şöyle yazılabilir: C = wl+ N Bu iki kısıtı (zaman ve mal kısıtları) birleştirirsek, aşağıdakini elde deriz: C = wl+ N C = w(24 B) + N C = 24w wb+ N C+ wb= 24w+ N 24

Bu birleştirilmiş kısıtın yorumu önemlidir: herhangi bir hanehalkının tam-geliri 24w+N kadardır. Yani, bir hanehalkının eline geçebilecek en yüksek gelir, bütün gün 24 saat çalışarak olabilir ve bu miktar 24w+N kadardır. Hanehalkları tam-gelir lerini ya tüketime (C) veya boşzamana (B) harcarlar. O halde, hanehalkının karar problemi: faydalarını [ UCB] (, ), tamgelir kısıtı [ ( 24 ) C = w+ N wb] altında maksimize etmektir. Bu problemin çözümü, şekildeki denge noktası E dir. Bu noktada veri gelir ile elde edlebilecek en yüksek fayda elde edilmektedir. Şekil 10. Hanehalkının Çalışma ve Boşzaman Seçim Kararı Ücret düzeyini değiştirerek bir hanehalkının işgücü arz eğrisini elde edebiliriz. Ücret düzeyindeki bir artış boşzaman malını daha pahalı hale getirecektir, çünkü bu artışla çalışmamanın fırsat maliyeti olan ücret daha yüksek bir düzeyde gerçekleşmektedir. Bu yüzden, ücret 25

düzeyindeki bu artışın daha az boşzaman fakat daha fazla çalışma yönünde bir ikame etkisi (yerine etkisi) vardır. Ücret düzeyinin yükselmesinin boşzaman üzerinde bir de pozitif bir gelir etkisi vardır. Hanehalkı ücret arttığı için şimdi aynı miktar çalışarak daha fazla kazanmaktadır, dolayısıyla boşzaman malını alırken artık daha zengindir daha fazla alabilir. Eğer gelir etkisi, ikame etkisinden daha zayıf ise, hanehalkı ücret düzeyi artışına haftalık çalışma saatini arttırarak cevap verir. Örneğin aşağıda verilen şekilde, ücret düzeyi 5 TL den 10 TL ye yükselirse, haftalık çalışma süresi 20 saatten 35 saate yükselmektedir (A noktasından B noktasına gelme). Diğer taraftan, eğer gelir etkisi ikame etkisinden daha güçlü ise, ücret düzeyindeki artış haftalık çalışma saatini düşürücü bir etki yapar. Bu durumu şekilde de görebiliriz. Eğer ücret düzeyi 10 TL/saat den 15 TL/saat e yükselirse, hanehalkı haftalık çalışma süresini 35 saatten 30 saate indirmektedir (B noktasından C noktasına gelme). Ücret düzeyinin 5 TL/saat den 10 TL/saat e yükselmesi durumunda A noktasından B noktasına hareket etmek, bu aralıkta (5-10 TL/saat arası) hanehalkının işgücü arzının yukarı (pozitif) eğimli olması anlamına gelir. Diğer taraftan, ücret düzeyinin 10 TL/saat den 15 26

TL/saat e yükselmesi durumunda B noktasından C noktasına gelinmesi ise, belirli bir ücret düzeyinden sonra hanehalkının işgücü arz ağrisinin geri kıvrıldığı (aşağı veya negatif eğimli olduğu) anlamına gelir. Şekil 11. Zamanı Paylaştırma Kararı ve Ücret Değişiminin Etkisi Geri-Kıvrılan İşgücü Arz Eğrisi Ücret düzeyi artması bir noktadan sonra gelir etkisinin ikame etkisini bastırmasına sebep olur. Hanehalkı bu ücret düzeyinden sonra, ücretin daha fazla artması durumunda işgücü arzlarını azaltırlar. Bu durum geri-kıvrılan işgücü arz eğrisi ile gösterilir. 27

Şekil 12. İşgücü Arz Eğrisi (Geri-Kıvrılan) Şekil 13. Geri-Kıvrılan İşgücü Arz Eğrisi ile Gelir ve İkame Etkileri Piyasa İşgücü Arzı Piyasa işgücü arz eğrisi, bireysel işgücü arz eğrilerinin toplamıdır. 28

Şekil 14. Piyasa İşgücü Arz Eğrisinin Elde Edilişi E. İşgücü Piyasasında Denge İşgücü piyasasında denge hanehalklarının işgücü arzı kararları ile firmaların ne kadar işgücü kiralamak istediklerine ilişkin karalarının karşılıklı etkileşimi ile gerçekleşir. Şekil 15. Hanehalkı ve Firmaların İşgücü Piyasasındaki Etkileşimleri İşgücü arzının işgücü talebine eşit olduğu noktada işgücü piyasası dengeye gelir. 29

2. İşçi Sendikaları Şekil 16. İşgücü Piyasası Dengesi Güçlü bir işçi sendikası tekelci bir firma gibi analiz edilebilir. Böyl bir işçi sendikası piyasa işgücü arzında tekel konumundadır. Sendika piyasa işgücü talep eğisi ile karşı karşıyadır ve işgücünün tek arzedicisi olduğu için bu piyasa talep eğrisinin üzerindeki hangi noktada işlem yapılacağını seçebilir. Sendika tarafından hangi noktanın seçileceği ise bu sendikanın izlediği amaçlar tarafından belirlenir. Örneğin bir sendika işçilere yapılan toplam ödemelerin (wl) miktarını ençoklaştırmak isteyebilir. Böyle bir durumda, daha önceki firma örneklerinde toplam gelir olan kavram burada işçilere ödenen toplam ödemeler halini alır (TR=wL). O zaman TR nin ençoklaştırılması marjinal gelir in sıfır olduğu noktada olur (MR=0). Bu miktar Şekil 17 de L 1 olarak gösterilmektedir. Bu amaç görüldüğü gibi bir miktar işgücü arzı fazlası yaratmaktadır. Bu denge noktası sürdürülmesi zor bir nokta olabilir. 30

Şekil 17 İşçilere Yapılan Toplam Ücret Ödemeleri Ençoklaştıran Sendika İşçi sendikası kendisine üye olan işçilerin mümkün olan ençok sayıda işe alınmasını isteyebilir. O zaman arz ve talebin keşiştiği noktada denge olur. Dikkat edilirse bu nokta aynı zamanda işgücü piyasası tam rekabetçi olsa varılacak denge noktasıyla aynı noktadır. Nu dengede daha düşük ücret fakat daha fazla işgücü çalıştırılmış olur. Şekil 18 Çalıştırılan İşçi Sayısını Ençoklaştıran Sendika 31

Kaynakça Case, K. E., ve Fair, R. C. (2007), Principles of Economics, 8. Baskı, Pearson Prentice Hall, NJ. Nicholson, W. (2008), Microeconomic Theory, 10. Baskı, Thomson South Western Pub., USA, New york.. Parkin, Micheal, (2009), Microeconomics, 9. Baskı, Pearson Prentice Hall, NJ. Pindyck, Robert and Rubinfeld, Daniel, (2008), Microeconomics, 7. Baskı, Pearson Prentice Hall, NJ. 32