Feokromasitoma Nedeniyle Laparoskopik Transabdominal Adrenalektomi: Olgu Sunumu ve Literatürün Gözden Geçirilmesi



Benzer belgeler
29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu

ADRENAL KİTLELERK TLELERİNDE DR. FATİH H TUNCA İSTANBUL TIP FAKÜLTES LTESİ GENEL CERRAHİ

LAPAROSKOPİK SURRENALEKTOMİ DENEYİMLERİMİZ

BÜYÜK ADRENAL KİTLELERDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ

İki Olgu Nedeniyle Feokromositoma

KLİNİK OLARAK BELİRGİN OLMAYAN ADRENAL KİTLEYE (İNSİDENTALOMA) YAKLAŞIM

SÜRRENAL HASTALIKLARDA CERRAHİ YAKLAŞIM

Sunum Planı. Tanım Epidemiyoloji Etiyoloji ve patogenez Klinik Tanı Tedavi

İnsidental Adrenal Kitlelerinde ve Adrenal Metastazlarda Güncel Değerlendirme ve Cerrahi Girişim Kararı

Çocuk Olgularda Laparoskopik Transperitoneal Adrenalektomi Deneyimlerimiz

Adrenal insidentalomaların nedenleri, prevalansı ve doğal seyri nasıldır?

Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim

ACİL CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN ENDOKRİN PATOLOJİLER: ERKEN TANI & HIZLI TEDAVİ

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni

LAPAROSKOPİK BİLATERAL TRANSPERİTONEAL ADRENALEKTOMİ

Adrenal kitlelerde yönetsel sorunlar

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

ADRENAL KORTİKAL KANSER TEDAVİSİNDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ

Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi

Total Adrenalektomi. Dr. B.Bülent Güngör Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi AD, Samsun

Adrenokortikal Karsinom Tek merkezin 10 yıllık deneyimi

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

Radyo Frekans Ablasyon = Yüksek Frekans Ablasyon: Radyo Frekans enerji ile tümör veya dokuda aseptik nekroz oluşturma.

Vaka Eşliğinde Güncel Pratik Yaklaşım: Oligometastatik Meme Kanserine Yaklaşım. Prof. Dr. Feyyaz ÖZDEMİR K.T.Ü Tıbbi Onkoloji B.D.

Dr. Mehmet TÜRKELİ A.Ü.T.F İç Hastalıkları A.D Medikal Onkoloji B.D 5. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi Mart 2014-Antalya

ENDOKRİN PATOLOJİ SLAYT SEMİNERİ. Yeşim Gürbüz

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

OP. DR. YELİZ E. ERSOY BEZMİALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ AD İSTANBUL

Robotik Cerrahi? Laparoskopi?

Adrenal lezyonların görüntüleme bulguları. Dr. Ercan KOCAKOÇ Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

İnsidental kanser. Dr. Ali İlker Filiz Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 01 Kasım 2010 Pazartesi

TİROİD (GUATR) CERRAHİSİ HAKKINDA SIK SORULAN SORULAR FR-HYE

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 18 Ocak 12 Çarşamba

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Karaciğer Metastazlarının Cerrahi Tedavisi. Dr. Orhan Bilge İ.Ü. İst. Tıp Fakültesi Genel Cerrahi ABD

BATIN BT (10/11/2009 ): Transvers kolon orta kesiminde kolonda düzensiz duvar kalınlaşması ile komşuluğunda yaklaşık 5 cm çapta nekrotik düzensiz

Düşüğe Neden Olan Bir Hipertansif Fibromusküler Displazi Vakası. A Case of Hypertensive Fibromuscular Dysplasia Leading To Abortus

LOKALİZE EDİLEMEYEN PRİMER HİPERPARATİROİDİLİ HASTALARDA SELEKTİF VENÖZ ÖRNEKLEMENİN YERİ

GERM HÜCRELİ TÜMÖRLER İnteraktif Olgu Sunumu Dr BENGÜ DEMİRAĞ

Selçuk Yüksel. Pamukkale Üniversitesi Çocuk Nefroloji Bilim Dalı

Diferansiye Tiroid Kanserlerinde tiroid beze yönelik cerrahi, boyutları, üst ve alt laringeal sinire ve paratiroid bezlere yaklaşım. Dr.

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

3. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

Doç. Dr. İsmail Tayfur Haydarpaşa Numune EAH Acil Tıp Kliniği

Olgu Sunumu. Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Özkan Saydam

Akciğer Kanserinde Evreleme SONUÇ ALGORİTMİ

Vaka Takdimleri. Prof.Dr. Kemal SARICA. Yeditepe Üniveristesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı

Dr. Fatma PAKSOY TÜRKÖZ Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji

Multipl Endokrin Neoplaziler. Dr. Tuba T. Duman-2012

AMELİYAT SONRASI TAKİP/ NÜKSTE NE YAPALIM? Dr. Meral Mert

HAMDİ ÖZŞAHİN,GÜRKAN YETKİN,BÜLENT ÇİTGEZ,AYHAN ÖZ, MEHMET MİHMANLI, MEHMET ULUDAĞ

Aldosteron tansiyon ve vücut sıvı dengesini ayarlayan böbrek üstü bezlerinden salgılanan bir hormondur. Kandaki miktarına bakılır.

EVRE I SEMİNOM DIŞI TÜMÖRLERE YAKLAŞIM

Nadir Görülen Bir Tümör Feokromasitoma; Tek Merkez Deneyimi

Pankreas Kanserinde Rezeksiyon Sonrası Adjuvan Tedavi. Dr. Orhan Bilge

SEMİNOM-DIŞI TESTİS TÜMÖRLERİNİN TEDAVİSİNDE RADYOTERAPİ. Doç. Dr. Mert Saynak

Nörofibromatozis Tip 1 Tanılı Olguların Değerlendirilmesi: Tek Merkez Deneyimi

VAKA SUNUMU. Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

JİNEKOLOJİDE SİNGLE PORT OPERASYONLAR. Doç Dr Ahmet Kale. Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği

Mide Tümörleri Sempozyumu

DÖNEM IV 3. GRUP DERS PROGRAMI

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız

Dr. M. Gamze Aksu Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD

Lokal Hastalıkta Hangi Hasta Opere Edilmeli? Doç. Dr. Serdar Akyıldız E ge Ü n i v e r sitesi Tı p Fakültesi K B B Hastalıkları Anabilim D a l ı

Çocuk Ürolojisinde Tanı Yöntemleri. Doç Dr Haluk EMİR Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı

Karsinoid Tümörler Giriş Sınıflandırma: Göğüs Cer rahisi rahisi Göğüs Cer Klinik:

BÖBREK ÜSTÜ BEZİ KİTLELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ EVALUATION OF SURRENAL GLAND MASSES

CİDDİ KOMORBİDİTESİ OLAN SEMPTOMATİK PRİMER HİPERPARATİROİDİLİ HASTALARDA RADYOFREKANS ABLASYON SONUÇLARI

ÇOCUKLUK ÇAĞI PAPİLLER TİROİD KANSERİNDE BRAF V600E MUTASYONU İLE KLİNİKOPATOLOJİK ÖZELLİKLER ARASINDAKİ İLİŞKİ VE NÜKS ORANI ÜZERİNE ETKİSİ

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

DİFERANSİYE TİROİD KANSERİ

Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş. Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD

MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ

TPOG İSKİP Merkez Çalışma Kodu: Hasta TC Kimlik No Hasta İsim, Soyadı. Gönüllü Bilgilendirilmiş Onam Formu. Sayın Anne Babalar,

Persistan veya Rekürren Hiperparatiroidism TANI. Doç. Dr. Özlem ÜSTAY TARÇIN Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları

Geniş cerrahi rezeksiyonlara rağmen lokal ileri evrede GS %40-90 LRNüks ve buna bağlı olarak %80 ölüm 20.

Tıkanma Sarılığı. Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu

AZ DİFERANSİYE TİROİD KANSERLERİ. Prof. Dr. Müfide Nuran AKÇAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ERZURUM

PRİMER HİPERPARATİROİDİZMİN CERRAHİ TEDAVİSİNDE HIZLI PARAT HORMON ÖLÇÜMÜ

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

Dr. Mert Altınel Türkiye Yüksek İhtisas EA Hastanesi ÜST ÜRİNER SİSTEM ÜROTELYAL KARSİNOMUNDA LAPAROSKOPIK TEDAVİ

KLİMİK İZMİR TOPLANTISI

N.U.64 yaşında Bayan,evhanımı *Öksürük *2 ay önce kuru öksürük yakınması ile başvurduğu hastanede çekilen akciğer grafisi ile hastanemize gönderilmiş

Feokromasitoma. Yrd.Doç.Dr.Hasan BÜYÜKASLAN Harran Üni.Tıp.Fak.Acil Tıp AD Şanlıurfa.

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU

Multidisipliner Konseyin Endokrin Hastalıkların Tanı Ve Tedavi Süreci Üzerine Etkisi

Primer Kemik Lenfomaları Olgu Sunumu. Prof. Dr. Mustafa Benekli Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Ankara

Tiroid nodüllerinde TİRADS skorlamasının güvenirliliği

ULUSAL ENDOKRİN CERRAHİ KONSENSUS KONFERANSI

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

Metastatik Karaciğer Tümörlerinin Cerrahi Tedavisi

Safra Yolları Kanserlerinde SistemikTedaviler. Dr.M.Oktay TARHAN İzmir K.Ç.Ü. Atatürk E.A.H. Tıbbi Onkoloji Kliniği

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

KRONİK HEPATİT B (Olgu Sunumu) Dr. İlkay Karaoğlan Gaziantep Ün. Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hst. Ve Kl. Mik. AD.

Transkript:

Kocatepe Tıp Dergisi The Medical Journal of Kocatepe 12: 169-174 / Eylül 2011 Afyon Kocatepe Üniversitesi Feokromasitoma Nedeniyle Laparoskopik Transabdominal Adrenalektomi: Olgu Sunumu ve Literatürün Gözden Geçirilmesi Laparoscopic Transabdominal Adrenalectomy owing to Phechromocytoma: A Case Report and Review of the Literature SezginYILMAZ 1, Murat ÇİLEKAR 2, Nazan OKUR 3, Çiğdem TOKYOL 4, Coşkun POLAT 1, Yüksel ARIKAN 1 1 Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi A.D., Afyonkarahisar 2 Eskişehir Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği, Eskişehir 3 Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyoloji A.D., Afyonkarahisar 4 Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Patoloji A.D., Afyonkarahisar ÖZET: Feokromasitoma adrenal medulladaki kromaffin hücreler ya da sempatik sinir sistemindeki diğer paraganglionik hücrelerden köken alan, tanı konulmadığı takdirde ciddi morbidite ve mortaliteleye neden olabilen; nadir nöroendokrin tümörlerdendir. Başlıca klinik belirti hipertansiyondur. %10 oranında malign özellik gösterir. Tanıda idrarda vanilmandelik asit ve metanefrinlerin tayini en duyarlı testtir. Tümörün lokalizasyonunun belirlenmesinde bilgisayarlı tomografi, magnetik rezonans görüntüleme ve işaretli metaiyodobenzilguanidin-mibg sintigrafisi kullanılabilir. Tedavi seçeneği de α-blokörlerle tehlikeli hemodinamik dalgalanmayı engelledikten sonra primer tümörün ve mümkün ise metastazların komplet cerrahi rezeksiyondur. Laparoskopik adrenalektomi birçok adrenal hastalıkta standart tedavi yöntemi olarak açık cerrahinin yerini almaya başlamıştır. Anahtar Kelimeler: Feokromasitoma, adrenalektomi, laparoskopik adrenalektomi ABSTRACT: Pheochromocytoma, is rare neuroendocrine tumor arising from chromaffin cellş in the adrenal medulla or in other paraganglionic cells of the sympathetic nervous system, is associated with high degree of morbidity and mortality if not recognized. Principal clinic presentation is hypertension. 10% of tumors are malign. Diagnosis should be confirmed with the measurement of vanilylmandelic acid and total metanephrine in urine. Computerized tomography, magnetic resonance imaging and labelled metoiodobenzylguanidine MIBG scanning could be used for tumor localization. After pretreatment with an α-blocker to prevent dangerous hemodynamic fluctuation; complete surgical resection should be recommended for primary tumor and metastasis if it is possible. Laparoscopic adrenalectomy as standard treatment procedure for many adrenal diseases, has taken the place of open surgery. Key Words: Pheochromocytoma, adrenalectomy, laparosco-pic adrenalectomy. GİRİŞ Feokromasitoma salgıladığı katekolaminlere bağlı semptomlarla kendini gösteren, tanı konulmadığı takdirde ciddi morbidite ve mortalitelere neden olabilen; nadir nöroendokrin tümörlerdendir. %10 oranında malign özellik gösterir (1). 1896'da Manasse tarafın dan bazı tümörlerde kromaffin reaksiyonu tanımlan- -mış, ancak ''koyu renkli tümör'' anlamına gelen feokromositoma adı ilk kez 1912'de Pick tarafından Yazışma ve tıpkıbasım için: Dr.Sezgin YILMAZ Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahis AD, İzmir Yolu 8.km 03200, Ayfonkarahisar kullanılmıştır (2). Laparoskopik adrenalektomi tekniği daha az morbiditeye sahip olması, erken iyileşme sağlaması, postoperatif daha az ağrı oluşturması ve daha az hastanede kalış süresinden dolayı açık adrenalektomiye göre tercih edilebilir bir prosedür olarak kabul görmüştür (3, 4). Bu makalede, bir olgu nedeniyle ilgili literatür gözden geçirilerek hipertansif ataklarla presente olan feokromasitomalı bir hastanın preoperatif değerlendirilmesi-hazırlanması, tedavi süreci ve tedavide kullanılan cerrahi teknik olan laparoskopik adrenalektomiyi tanımladık.

170 OLGU SUNUMU 38 yaşında bayan hasta polikliniğimize çarpıntı, yüzde aniden başlayan kızarıklık ve tekrarlayan hipertansiyon atakları şikayetleri ile başvurdu. Anamnezde şikayetlerinin 3 ay önce başladığı saptandı. Hastanın özgeçmişinde 3 sene önce geçirilmiş subtotal tiroidektomi öyküsü mevcuttu. Başka ek dahili bir problem ve operasyon öyküsü yoktu. Soygeçmişi feokromasitoma ile ilgili anlamlı değildi. YILMAZ ve ark. Yapılan muayenesinde kan basıncı 210/125 mmhg, nabız:120/dk/düzenli, ellerde tremor ve dinlemekle her iki akciğer bazallerinde krepitasyonlar saptandı. Biyokimyasal analizinde açlık kanlık şekeri:171 mg/dl; 24 saatlik idrar analizinde metanefrin: 15791 µg, epinefrin: 847 µg, normepinefrin: 254 µg, vanilmandelik asit: 21,7 mg dışında diğer değerleri normaldi (Tablo 1). Uygulanan 1 mg deksametazon supresyon testinde kortizol düzeyi 1,58 µg/dl olarak geldi. Tablo 1. Feokromasitomalı hastaya ait 24 saatlik idrar; idrarda ölçülen hormon ve metabolit değerleri Sonuç Referans Değerler Volum (ml / 24 saat) 3800 600-1800 Kreatinin (gr / 24 saat) 1,50 0,60-1,60 Metanefrin (µg / 24 saat) 15971 52,00-341, 00 µg Metanefrin / gr kreatinin 10640,0 < 300 Vanil Mandelik Asit (mg / 24 saat) 21,7 3,00-9,00 µg VMA / gr kreatinin 564,0 < 9,0 Epinefrin (µg / 24 saat) 847,00 0,00-20,00 µg Epinefrin / gr kreatinin 564,0 < 20,0 Norepinefrin (µg / 24 saat) 254,00 15,00-80,00 µg Norepinefrin / gr kreatinin 169 < 45,0 Çekilen üst abdominal ultrasonografide sağ sürrenal lojda ve KC sağ lob posterior- inferior duvarda uzanan 5 4cm boyutunda düzgün konturlu kitle izlendi. Çekilen bilgisayarlı tomografide sağ böbrek üst polü - KC segment 7 lokalizasyonu düzeyinde inferior vena kava komşuluğunda sınırları sağ böbrek üst polünden net olarak ayırt edilemeyen ölçülebildiği kadarıyla yaklaşık 5,5x4cm boyutlarında kitle lezyonu izlenmiş. Tanımlanan kitle lezyonunun sınırları KC parankiminden net olarak ayırt edilememiştir (sağ sürrenal bezden gelişen ve KC'e invaze görünümünde kitle lezyonu). Kc'de egzofitik olarak gelişen sağ böbreğe invaze görünümde kitle lezyonu (Resim 1). Şekil 1: Abdominal Tomografi de kitlenin KC parankimi içine uzanışı

Çekilen dinamik üst abdominal MR'da ise sağ sürrenalden kaynaklanan yaklaşık 5x5,5cm boyutlarında karaciğer segment 7 postero - inferior düzeyinde parankim içine doğru uzanım gösteren düzgün sınırlı kitle görünümü izlendi. Kitle karaciğer parankimi içine ekspanse görünümdeydi (Resim 2-4). Şekil 2: Abdominal MR' da 6 cm lik kitlenin görünümü Şekil 3: Abdominal MR'da kitlenin görünümü Yapılan diğer radyolojik tetkiklerde metastazı düşündürecek bir bulguya rastlanmadı. Hasta yapılan fizik muayene, biyokimyasal ve radyolojik incelemeler sonrası feokromasitoma ön tanısı ile genel cerrahi servisine yatırıldı. Hastada hemodinamik stabiliteyi sağlamak için Dahiliye ve Kardiyoloji anabilim dalının önerileri doğrultusunda; Fenoksibenzamin (Dibenzyran ) 10mg ve selektif alfa 1 blokörü olan Doksazosin (Cardura ) 8mg başlandı. Hemodinamik açıdan stabil hale getirilen hastaya, 2 hafta sonra laparoskopik transperitoneal adrenalektomi uygulandı. Şekil 4: Abdominal MR'da kitlenin görünümü ve KC ile olan ilişkisi Sağ adrenal gland ve kitle total olarak eksize edildi. Takiplerinde şikayetleri kaybolan, cerrahi açıdan problemi olmayan hasta; postoperatif ikinci gününde öneri ve medikasyonla 10gün sonra kontrole gelmek üzere taburcu edildi. Hasta, ameliyat edilecek taraf üstte kalacak şekilde, lateral dekübit pozisyonunda yatırıldı. İlk olarak, Weres iğnesi batına girilip 11-15 mmhg basınçlı ''pnömoperitonyum'' oluşturuldu. Ardından skop için 10mm'lik port (Storz, Tutlingen, Almanya) umbilikustan yerleştirildi ve 10mm'lik 30 optik (Storz) umbilikal porttan sokuldu. Ardından kosta kavisinin iki parmak altından, bu sınıra paralel, sağ adrenalektomi için 1 adet 5mm lik, 2 adet 10mm'lik metal port daha yerleştirildi. Sağ adrenalektomi için önce triangüler ligaman kesildi. Kolonun hepatik fleksurası lateralden periton kesilerek mobilize edildikten sonra tümör kitlesi görüldü. Vena kavaya doğrudan dökülen kısa adrenal ven ve diğer aksesuar venler klip veya LigaSure (Valleylab, Boulder, Colorado, A.B.D.) ile bağlandı (Resim 5). Yapılan eksplorasyonda kitlenin karaciğere invaze olmadığı görüldü. Kitle karaciğer parankimi içine ekspanseydi ve fibröz bir yapı ile karaciğerden net sınırlarla ayrılmaktaydı. Karaciğer invazyonunun olmadığının görülmesi üzerine işleme laparoskopik olarak devam etme kararı aldık. Daha sonra, kitle yapılan künt ve keskin diseksiyonlarla karaciğer sağ lob posteroinferior yüzden de ayrılarak çepeçevre disseke edildi (Resim 6). Kitle, spesimen torbası (EndoCath I, Tyco, Norwalk, CT, A.B.D.) içine alınarak, torba içinde parçalanıp, kosta altındaki insizyondan 1 adet büyük ve 5 adet küçük parçalar halinde karın dışına çıkarıldı. Operasyon esnasında kanama olmadı.

172 Şekil 5: Adrenal venin kliplenmesi Resim 6: Kitlenin KC'den ayrılması Materyal makroskobik olarak 5 4 4cm ve en küçüğü 1 0,5 0,5cm ölçülerinde 6 adet düzensiz sarı doku parçası şeklindeydi. Materyali fragmanlar halinde gönderdiğimiz için cerrahi sınır takibi yapılamamıştır. Damar içi tümör (CD34) negatif olarak değerlendirildi. Ancak tümoral dokuda kötü prognostik faktörler olan ''Zelballen'' adı verilen solid yuvalanmalar, artmış sellülerite, iğsi hücreler ve artmış proliferasyon indeksi (Ki67: Proliferasyon indeksi %10) izlendi. Bu nedenle olgunun malign biyolojik potansiyele sahip olabileceği düşünüldü. TARTIŞMA APUD (amin precursor uptake and decarboxilation) sistemi içinde yer alan, kromaffin hücrelerden oluşan feokromasitomalar katekolamin ve diğer salgı ürünlerini salgılayarak zaman zaman ya da sürekli olabilen hipertansiyona yol açarlar (5, 6). Opere olan hastalarda tümör çapının 3-5cm, ağırlığının yaklaşık 100g civarında olduğu bildirilmiştir. Literatürde bildirilmiş olan en büyük tümör boyutu YILMAZ ve ark. 29x21x12cm'dir (7). Bizim olgumuzda ki tümör boyutu 7x6x6cm, ağırlığı ise 125gr idi. Feokromasitoma olgularında başlıca klinik belirti hipertansiyon olsa da, feokromasitoma hipertansiyon nedenlerinin yalnızca %0,3'nü oluşturmaktadır (8). Klinik olarak feokromositoma hafif labil hipertansiyondan, hipertansif kriz, akut miyokart infarktüsü veya serebrovasküler olaya sekonder ani ölüme kadar değişebilen bir tablo oluşturabilmektedir. Hastalarda klasik semptomlar ataklar halinde gelen baş ağrısı, solukluk, palpitasyon, hipertansiyon ve aşırı terlemedir. Olguların %50'sinde hipertansiyon intermittan seyir gösterir. Bizim hastamızda da hipertansiyon, aralıklı baş ağrısı ve palpitasyon mevcuttu. Tanı idrarda katekolamin ve metabolitlerinin ölçümü ile konur. 24 saatlik idrarda VMA ve metanefrin tayini %97 sensitivite ve %91 spesifiteye sahiptir (9). Bizim hastamızda da idrar VMA ve metanefrin değerleri yüksekti. Kan ve idrar düzeyleri sınırda çıkan hastalar için klonidin süpresyon testi önerilmektedir, feokromasitomada klonidin verilmekle kan ve idrarda katekolamin seviyelerinde düşme gözlenmez. Ayrıca hastaların biyokimyasal tetkikleri arasında, glukoz metabolizmasındaki bozukluğa sekonder hemen daima hiperglisemi saptanır (10). Bizim hastamızın da açlık kan şekeri yüksekti (AKŞ:171 mg/dl). Feokromasitomanın tanısında kullanılabilecek en önemli noninvaziv yöntemler bilgisayarlı tomografi (BT) ve magnetik rezonans görüntülemedir (MR). Her iki tetkikte de 1 cm ve üzerindeki lezyonları saptamak mümkündür. MR, BT'den farklı olarak intrakardiyak feokromasitomanın tespitinde ve radyasyona maruziyet olmadığı için, gebelerde daha üstündür. Biz hastamızda BT ve MR'ın tanıda klinik ve laboratuvar değerleriyle beraber yeterli olduğunu düşündük. Bir diğer tanı yöntemi nükleer sintigrafidir (işaretli metaiyodobenzilguanidin-mibg). Bu madde noradrenaline benzerliğinden dolayı adrenerjik dokular tarafından tutulur. Sensitivitesi %87, spesifitesi %100'dür (11, 12). Tedavide lokalize tümöre cerrahi rezeksiyon uygulanmaktadır. Ameliyat öncesi dönemde alfablokerlerle tansiyon kontrol altına alınmalı, taşikardi gelişirse beta-blokerler eklenmelidir. Önerilen ilaç fenoksibenzamin günde 2 veya 3 defa, 10mg şeklindedir. Alfa blokaj sağlanmadan beta-blokere başlanmamalıdır, aksi takdirde gelişecek vazokonstrüksiyon hipertansiyonu kötüleştirebilir. Biz de hastamızda; fenoksibenzamin (Dibenzyran ) 10mg ve selektif alfa 1 blokörü olan doksazosin (Cardura ) 8mg kullanarak hipertansiyon ve diğer belirtileri kontrol altına aldık. Beta-bloker olarak da propranolol günde 2-3

Feokromasitoma Nedeniyle Laparoskopik Transabdominal Adrenalektomi: Olgu Sunumu ve Literatürün Gözden geçirilmesi Laparoscopic Transabdominal Adrenalectomy owing to Phechromocytoma: A Case Report and Review of the Literatüre 173 defa, 20-40mg uygulanabilir. Preoperatif dönemde kullanılabilecek bir diğer ilaç alfa-blokörlerdir. Labil hipertansiyon olanlarda nifedipin+fenoksibenzamin veya tek başına nikardipin'in de etkili olduğu bildirilmiştir (13). Operasyon esnasında hastanın kateter yardımıyla monitörize edilmesi ve kan gazlarının takibi önemlidir. Oluşabilecek hipertansif krizler esnasında sodyumnitroprussid infüzyonu kullanılmalıdır. Bizim hastamızda operasyon esnasında hipertansiyon gelişmedi. Bunu adrenal venin erken bulunup kliplenmesine bağladık. Malign feokromasitomanın tedavisinde ise, primer lezyonun ve eğer rezektabl ise metastazın cerrahi rezeksiyonu önerilmektedir. Karaciğer ve akciğerdeki sınırlı metastazlarda rezeksiyon sağkalımı uzatabilir. Kemik metastazı ve lokalize ya da soliter yumuşak doku metastazlarında ise 40 Gray ve üzerindeki radyoterapi uygulaması etkili olmaktadır. Kemoterapi olarak, doksorubisin+ streptozotosin, karmustin (BCNU)+doksorubisin, siklofosfamid+vinkristin+ dakarbazin gibi kombinasyonlar kullanılmaktadır, fakat etkin bir tedavi sağlanamamaktadır (14). Malign feokromasitoma için bildirilen 5 yıllık yaşam oranları %36-60 arasındadır (15). Feokromasitoma nedeniyle ölen hastaların otopsilerinde, metastazın ilk 3 yıl içerisinde ortaya çıktığı saptanmıştır (16). Geçmişte adrenal kitlelerin tedavisinde açık ameliyat uygulanmakta iken; Gagner ve ark., 1992 yılında 3 hastalık bir olgu serisi ile ilk laparoskopik adrenalektomi tekniğini tanımladıktan sonra, erişkinlerde hızla uygulanmaya başlanmış ve zamanla endoskopik ve açık cerrahi tekniklerini karşılaştıran çalışmalar bildirilmiştir (17). Günümüzde laparoskopik adrenalektomi giderek artan sayıda kabul gören bir cerrahi prosedür haline gelmiştir. Laparoskopik adrenalektomi fonksiyone veya nonfonksiyone adenomlar, feokromasitomalar, Cushing Sendromu gibi adrenal bezin iyi huylu hastalıklarında ve genelde 6cm den küçük adrenal tümörlerin tedavisinde ilk seçenek olarak güvenle uygulanmaktadır (18). Bu uygulama genel kabul görmekle birlikte 2007 yılında Bhat ve ark. yaptığı çalışmada 6cm den büyük noninvaziv adrenal tümörü bulunan hastalarda da laparoskopik adrenalektominin uygulanabileceğini göstermişlerdir (19). Tüm laparoskopik girişimlerde olduğu gibi hastanede yatış süresinin, postoperatif ağrının ve morbiditenin azalması, laparoskopik adrenalektominin açık adrenalektomiye tercih edilmesine neden olmuştur (20-22). Transperitoneal ve retroperitoneal laparoskopik adneralektomi yaygın olarak uygulanmaktadır. Bu girişimlerin tercihi merkezin deneyimine bağlıdır. Günümüzde laparoskopik cerrahi için kitle çapının sınırı 12cm olmuştur. Doğal olarak bu teknolojik gelişim ve asıl önemlisi deneyimin artmasıdır. Adrenal karsinomların laparoskopik cerrahisi deneyimli merkezlerde yapılmalıdır. Günümüzde laparoskopik adrenalektomi için kontrendikasyonlar merkezin veya cerrahın deneyimsizliği, lokal invazyon ve damar invazyondur (23, 24). Biz hastamızda preoperatif dönemde kitlenin boyutu ve karaciğere invazyon şüphesi nedeniyle malign olabileceğini düşündük. Ancak laparoskopi tecrübemiz ve peroperatif olarak karaciğere invazyon olmadığının, kitlenin karaciğer içine doğru ekspanse olduğunun görülmesi üzerine vakayı laparoskopik olarak devam etme kararı aldık. Sonuç olarak, feokromasitoma %90 oranında adrenal medulladan kaynaklanan ve büyük çoğunluğu benign özellikler taşıyan bir tümördür. Tümörün salgıladığı katekolaminler klinik tabloyu oluşturmaktadır. En sık hipertansiyonla presente olur. Tedavide esas, hipertansiyonun kontrol altına alınması ve primer tümör ile varsa metastazların cerrahi rezeksiyonudur. Ayrıca cerrahi teknik olarak iyi sınırlı adrenal tümörlere yaklaşımda, daha erken ağızdan beslenmeye geçilmesi, daha az ağrı ve daha küçük insizyon avantajları ile laparoskopik adrenalektomi ilk seçenek olarak düşünülmelidir. Ancak malign adrenal kitlelerde laparoskopik cerrahinin güvenilirliği hakkında kesin yorumlar yapabilmek için, serilerin lokal nüks açısından uzun dönem izlemine gereksinim vardır. KAYNAKLAR 1. Beard CM, Sheps SG, Kurland LT, Carney JA, Lie JT. Occurence of pheochrocytoma in Rochester, Minnesota, 1950 through. Mayo Clin Proc. 1983; 58: 802-804. 2. De Lellis A. The Adrenal Glands. In: Sternberg SS(ed). Diagnostic Surgical Pathology, Vol. 1, 3rd Ed, Lippincott Williams, China. 1999; 614-618. 3. Pugliese R, Boniardi M, Sansonna F, Maggioni D, De Carli S. Outcomes of laparoscopic adrenalectomy. Clinical experience with 68 patients. Surg Oncol. 2008; 17: 49-57. 4. Sarela AI, Murphy I, Coit DG, Conlon KC. Metastasis to the adrenal gland: the emerging role of laparoscopic surgery. Ann Surg Oncol. 2003; 10: 1191-6.

174 5. Özen E. Endokrin Sistem Hastalıkları. Çeviri editörü. Çevikbaş U. Temel Patoloji (Kumar V, Cotran RS, Robbins SL: Basic Pathology. 5 th ed çevirisi), 1. Baskı, Nobel Tıp Kitabevleri Ltd. Şti. ve Yüce Yayınları, İstanbul. 194: 675-676. 6. Yenerman M. Paragangliyon Dokusundan Çıkan Tümörler(Kromaffin Doku Tümörleri). Genel Patoloji, Cilt 2, 3. Baskı, Nobel Tıp Kitabevleri, İstanbul. 1994; 1180-1183. 7. Basso L, Lepre L, Melillo M, Fora F, Mingazzini PL, Tocchi A. Giant pheochromocytoma: case report. Ir J Med Sci. 1996; 165: 57-59. 8. Witteles RM, Kaplan EL, Roizen MF. Sensitivity of Diagnostic and Localization Tests for Pheochromocytoma in Clinical Practice. Arch Intern Med. 2000; 160: 2521-2524. 9. Hanso MW, Feldman JW, Beam CA, Leight GS, Coleman E. Iodine 131-labelled metaiodobenzylguanidine scintigraphy and biochemical analysis in suspected pheochromocytoma. Arc Intern Med. 1991; 151: 1397-1402. 10. Lo C-Y, Lam K-Y, Wat MS, Lam KS: Adrenal Pheochromocytoma Remains a Frequently Overlooked Diagnosis. Am J Surg. 2000; 179: 212-215. 11. Shapiro B, Copp JE, Sisson JE, Eyre PL, Wallis J. Iodine-131 metaiodobenzylguanidine for the locating of suspected pheochromocytoma: experienced in 400 cases. J Nucl Med. 1985; 26: 576-585. 12. Young WF: Pheochromocytoma. In Meet the Professor Handouts ENDO, 2003; Philedelphia, pp: 245-254. 13. Proye C, Thevenin D, Cecat P, et al. Exclusive use of calcium channel blockers in preoperative control of pheochromocytomas:hemodynamics and free catecholamine assay in ten consecutive patients. Surgery, 1989; 106: 1149-1154. YILMAZ ve ark. 14. Kebebew E, Duh QY. Benign and malignant pheochromocytoma: diagnosis, treatment and followup. Surg Oncol Clin N Am, 1998; 7: 765-789. 15. Lewitt J, Reid R, Mucci B, et al. Malignant pheochromocytoma. Br J Urol. 1985; 57: 394-398. 16. Scott HW, Reynolds V, Green N, et al. Clinical experince with malignant pheochromocytoma. Surg Gynecol Obstet. 1982; 154: 801-818, 17. Gagner M, Lacroix A, Bolte E. Laparoscopic adrenalectomy in Cushing's syndrome and pheochromocytoma. N Engl J Med. 1992; 327:1033. 18. Gockel I, Vetter G, Heintz A, Junginger Th. Endoscopic adrenalectomy for pheochromocytoma: difference between the transperitoneal and retroperitoneal approaches in terms of the operative course, Surg Endosc, 2005; 8: 1086-92. 19. Bhat HS, Nair TB, Sukumar S, Saheed CS, Mathew G, Kumar PG. Laparoscopic Adrenalectomy is Feasible for Large Adrenal Masses >6cm. Asian J Surg. 2007; 30: 52-6. 20. Gumbs AA, Gagner M. Laparoscopic adrenalectomy. Best Prac Res Clin Endocrinol Metabol. 2006; 20: 483-99. 21. Imai T, Kikumori T, Ohiwa M, et al. A casecontrolled study of laparoscopic compared with open lateral adrenalectomy. Am J Surg. 1999; 178: 50-3. 22. Prinz RA. A comparison of laparoscopic and open adrenalectomies. Arch Surg. 1995; 130: 489-92. 23. Gumbs AA, Gagner M. Laparoscopic adrenalectomy. Best Prac Res Clin Endocrinol Metabol. 2006; 20:483-99. 24. Imai T, Kikumori T, Ohiwa M, et al. A casecontrolled study of laparoscopic compared with open lateral adrenalectomy. Am J Surg. 1999; 178: 50-3