Batman Üniversitesi Batman M.Y.O., Batman, Türkiye, E-posta: bahattini@yahoo.com



Benzer belgeler
20 (2), , (2), ,

Çatlak Bulunan AlaĢımlı Çelik Levhanın Gerilme Analizi B. ĠĢcan 1*, H. Adin 2 and A. Turgut 3

MALZEME BİLGİSİ DERS 7 DR. FATİH AY. fatihay@fatihay.net

2. Amaç: Çekme testi yapılarak malzemenin elastiklik modülünün bulunması

Deneyin Amacı Çekme deneyinin incelenmesi ve metalik bir malzemeye ait çekme deneyinin yapılması.

Elastisite Teorisi Hooke Yasası Normal Gerilme-Şekil değiştirme

BASMA DENEYİ MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ. 1. Basma Deneyinin Amacı

DÖRTGEN DELİKLİ KOMPOZİT LEVHALARDA ELASTO- PLASTİK GERİLME ANALİZİ

Malzemelerin Mekanik Özellikleri

TEKNOLOJİNİN BİLİMSEL İLKELERİ. Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN

MALZEME BİLİMİ. Mekanik Özellikler ve Davranışlar. Doç. Dr. Özkan ÖZDEMİR. (DERS NOTLARı) Bölüm 5.

YAPI MALZEMELERİ DERS NOTLARI

Malzemelerin Deformasyonu

Mühendislik Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü

MECHANICS OF MATERIALS

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş

ELASTİSİTE TEORİSİ I. Yrd. Doç Dr. Eray Arslan

FRACTURE ÜZERİNE. 1. Giriş

BİR ASANSÖR KABİNİ SÜSPANSİYONU İÇİN DÜŞME ANALİZİ

MUKAVEMET DERSİ. (Temel Kavramlar) Prof. Dr. Berna KENDİRLİ


Malzeme yavaşça artan yükler altında denendiği zaman, belirli bir sınır gerilmede dayanımı sona erip kopmaktadır.

MUKAVEMET TEMEL İLKELER

Uygulanan dış yüklemelere karşı katı cisimlerin birim alanlarında sergiledikleri tepkiye «Gerilme» denir.

MALZEMELERİN MEKANİK ÖZELLİKLERİ

CALLİSTER - SERAMİKLER

Malzemenin Mekanik Özellikleri

Yığma yapı elemanları ve bu elemanlardan temel taşıyıcı olan yığma duvarlar ve malzeme karakteristiklerinin araştırılması

İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ

Tablo 1 Deney esnasında kullanacağımız numunelere ait elastisite modülleri tablosu

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

Kırılma nedir? Bir malzemenin yük altında iki veya daha fazla parçaya ayrılması demektir. Her malzemede kırılma karakteri aynı mıdır? Hayır.

ÇEKME DENEYİ 1. DENEYİN AMACI

p 2 p Üçgen levha eleman, düzlem şekil değiştirme durumu

MAKİNE ELEMANLARI DERS SLAYTLARI

Yapısal Analiz Programı SAP2000 Bilgi Aktarımı ve Kullanımı. Doç.Dr. Bilge Doran

Ara Sınav. Verilen Zaman: 2 saat (15:00-17:00) Kitap ve Notlar Kapalı. Maksimum Puan

INM 308 Zemin Mekaniği

MUKAVEMET ARTIRICI İŞLEMLER

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK 402 MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY - 3 ÜÇ NOKTALI EĞİLME DENEYİ

MMU 420 FINAL PROJESİ

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş

MUKAVEMET SAKARYA ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAKİNE ELEMANLARI-I DERS NOTU

PLASTİK ŞEKİL VERME (PŞV) Plastik Şekil Vermenin Temelleri: Başlangıç iş parçasının şekline bağlı olarak PŞV iki gruba ayrılır.

KAYMA GERİLMESİ (ENİNE KESME)

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş

Derin Çekme İşlemi Üzerine Kalıp Geometrisinin Etkisinin Sonlu Elemanlar Analizi

Dislokasyon hareketi sonucu oluşan plastik deformasyon süreci kayma olarak adlandırılır.

JFM 301 SİSMOLOJİ ELASTİSİTE TEORİSİ Elastisite teorisi yer içinde dalga yayılımını incelerken çok yararlı olmuştur.

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE VE İMALAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MIM331 MÜHENDİSLİKTE DENEYSEL METODLAR DERSİ

EKSENEL YÜKLERDEN OLUŞAN GERILME VE ŞEKİL DEĞİŞİMİ Eksenel yüklü elemanlarda meydana gelen normal gerilmelerin nasıl hesaplanacağı daha önce ele

Elastisite Teorisi Düzlem Problemleri için Sonuç 1

METALİK MALZEMELERİN ÇEKME DENEYİ

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

BİLGİSAYAR DESTEKLİ TASARIM VE ANALİZ (ANSYS)

Elastisite Teorisi. Elçin GÖK. 5. Hafta. Stress-Strain. Gerilme Deformasyon Gerilme Gerinim Gerilme Yamulma. olarak yorumlanır.

BMM 205 Malzeme Biliminin Temelleri

MMU 420 FINAL PROJESİ. 2015/2016 Bahar Dönemi. Bir Yarı eliptik yüzey çatlağının Ansys Workbench ortamında modellenmesi

SONLU ELEMANLAR YÖNTEMI ile (SAP2000 UYGULAMASI) 3D Frame Analysis. Reza SHIRZAD REZAEI

BURSA TECHNICAL UNIVERSITY (BTU) Department of Mechanical Engineering

MUKAVEMET Öğr. Gör. Fatih KURTULUŞ

Mukavemet. Betonarme Yapılar. Giriş, Malzeme Mekanik Özellikleri. Dr. Haluk Sesigür İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi Yapı ve Deprem Mühendisliği

MALZEME SEÇİMİ ve PRENSİPLERİ

MMU 402 FINAL PROJESİ. 2014/2015 Bahar Dönemi

GERİLME Cismin kesilmiş alanı üzerinde O

Zemin Gerilmeleri. Zemindeki gerilmelerin: 1- Zeminin kendi ağırlığından (geostatik gerilme),

Başlıca ANALİZ TİPLERİ. ve Özellikleri

MAK 305 MAKİNE ELEMANLARI-1

ÖZHENDEKCİ BASINÇ ÇUBUKLARI

FL 3 DENEY 4 MALZEMELERDE ELASTĐSĐTE VE KAYMA ELASTĐSĐTE MODÜLLERĐNĐN EĞME VE BURULMA TESTLERĐ ĐLE BELĐRLENMESĐ 1. AMAÇ

MUKAVEMET FATİH ALİBEYOĞLU

Malzeme Bilgisi ve Gemi Yapı Malzemeleri

BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ DOĞA BİLİMLERİ, MİMARLIK VE MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ 3 NOKTA EĞME DENEYİ FÖYÜ

BÖLÜM 4: MADDESEL NOKTANIN KİNETİĞİ: İMPULS ve MOMENTUM

ÇEKME DENEYİ (1) MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ 1. DENEYİN AMACI:

r r r F İŞ : Şekil yörüngesinde hareket eden bir parçacık üzerine kuvvetini göstermektedir. Parçacık A noktasından

= σ ε = Elastiklik sınırı: Elastik şekil değişiminin görüldüğü en yüksek gerilme değerine denir.

Mukavemet-II. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş

ÇEKME DENEYİ. Şekil. a) Çekme Deneyi makinesi, b) Deney esnasında deney numunesinin aldığı şekiler

YTÜ Makine Mühendisliği Bölümü Mekanik Anabilim Dalı Özel Laboratuvar Dersi Strain Gauge Deneyi Çalışma Notu

Bernoulli Denklemi, Basınç ve Hız Yükleri Borularda Piezometre ve Enerji Yükleri Venturi Deney Sistemi

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş

33. Üçgen levha-düzlem gerilme örnek çözümleri

KAYMALI YATAKLAR I: Eksenel Yataklar

Mukavemet-I. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş

T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ M-220 ÇEKME DENEYİ

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

Bir cismin içinde mevcut olan veya sonradan oluşan bir çatlağın, cisme uygulanan gerilmelerin etkisi altında, ilerleyerek cismi iki veya daha çok

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... iii İÇİNDEKİLER... v

GEMİLERİN MUKAVEMETİ. Dersi veren: Mustafa İNSEL Şebnem HELVACIOĞLU. Ekim 2010

T.C. TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

T.C. GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK VE DOĞA BİLİMLERİ FAKÜLTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ DENEYLER II DERSİ

Şekil Çekmeye veya basmaya çalışan kademeli milin teorik çentik faktörü kt

MAK 305 MAKİNE ELEMANLARI-1

Mühendislik Mekaniği Statik. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş

Statik ve Dinamik Yüklemelerde Hasar Oluşumu

PLANE LOADED COMPOSITE LAMINATE PLATES RESIDUAL STRESS ANALYSIS

İKİ BOYUTLU ÇUBUK SİSTEMLER İÇİN YAPI ANALİZ PROGRAM YAZMA SİSTEMATİĞİ

SONLU ELEMANLAR (FINITE ELEMENTS) YÖNTEMİ

Transkript:

5. Uluslararası İleri Teknolojiler Sempozyumu (IATS 9), 13-15 Mayıs 29, Karabük, Türkiye ÇATLAK BULUNAN İZOTROPİK DÖKM DMİR LVHANIN GRİLM ANALİZİ STRSS ANALYSİS OF IZOTROPİC CAT IRON PLAT WHİCH HAS A CRACK Bahattin İŞCAN a*, Hamit ADİN b a* Batman Üniversitesi Batman M.Y.O., Batman, Türkiye, -posta: bahattini@yahoo.com b Batman Üniversitesi Müh-Mim. Fak. Makine Müh. Böl., Batman, Türkiye, -posta: hadin@dicle.edu.tr Özet Bu çalışmada, eksenel yüke maruz ve içinde yüke dik çatlak bulunan izotropik bir levhada gerilme analizi yapılmıştır. Çalışmada sonlu elemanlar metodu kullanılarak sayısal çözüm yapılmıştır. Çözümde SAP2 programı kullanılmıştır. Çalışmada gerilme dağılımlarının hassasiyeti açısından levhanın boyutları küçük alınmıştır. Bu küçük levha sonlu küçük parçalara bölünüp uygulanan yük iki ayrı şiddette, tekil ve düzgün yayılı olarak uygulanmıştır. Uygulanan yükün dışında çatlak genişliği de değişken olarak alınmıştır. Levhanın malzemesi dökme demir olarak ele alınırken diğer parametreler değiştirilerek program çalıştırılmaktadır. Bu analizler sonucunda program, levhadaki gerilme dağılımlarını diyagram halinde vermektedir. Diyagramlardan çatlağın uç kısımlarında büyük gerilme yığılmaları olduğu görülmüştür. Anahtar kelimeler: Çatlak analizi, gerilme analizi,izotropik malzeme, Sonlu lemanlar Metodu(SM). Abstract In this study,an examination of stress analysis was done on isotropic plate that has a crack in its middle. Stress analysis was doing with finite element method for numerical solution. In the solution, SAP2 that is a packet program was used. In this study, for sensitiveness of stress distributions, small dimensions were taken for plate. This small plate was divided into finite small pieces. The applying tension load on the plate was taken as point load and disturbed load in different magnitudes cast iron with respect to different crack size. The program was running with respect to this parameter. In this analysis finally, the program was giving stress distribution on plate as a diagram. In this diagram, it was seen clearly that there was a big stress distribution at the end of crack. Keywords: Fracture analysis, stress analysis, isotropic material, Finite lement Method(FM). 1. Giriş Makine ve yapı elemanları çalıştıkları ortam ve göreve uygunluk açısından farklı biçimlerde üretilirler. Özellikle şekillendirme esnasında birçok malzeme elasto-plastik davranış göstermektedir. Plastik şekil değiştirme nedeniyle makine parçalarında artık gerilmelerin ortaya çıktığı bilinmekle birlikte; artık gerilmeler, genellikle elemanın mukavemetini artırıcı yönde önemli rol oynamaktadır [1]. Bilindiği üzere, makine parçalarına yapılan yüklemenin belirli bir değerin üzerine çıkması halinde oluşan gerilmeler, malzemenin akma gerilmesi üzerine çıkması halinde, plastik deformasyon başlamaktadır. Bu noktadan sonra yükün kaldırılması halinde malzemede kalıcı şekil değişimleri görülecektir. Plastik deformasyon başlangıcı ile artık gerilmeler oluşur. Bu artık gerilmeler yardımıyla daha uygun makine parçalarının üretimi gerçekleştirilebilir. Mühendislik açısından büyük önem taşıyan çatlak problemleri için birçok çözüm yöntemi geliştirilmiş ve çok sayıda çözüm verilmiştir. Birçok mühendislik probleminin elemanter mukavemette verilen formüller ile çözümü yeteri kadar istenilen hassasiyet ve doğrulukta olmayabilir veya bazen imkânsız olabilir [2]. Teorik olarak (elastisite teorisi) çözümü çok zor veya bazen mümkün olmayan problemler sayısal yöntemlerle çok kolay bir şekilde çözülebilir. Son yıllarda karmaşık mühendislik problemleri sayısal yöntemlerin en çok aranan ve beğenilen tipi olan Sonlu lemanlar Metodu(Finite lement Method) ile çözülebilmektedir. Malzeme üzerinde istenilmeden oluşan veya istenilerek yaratılan delik, çatlak, çentik gibi gerilmelerde süreksizlik gösteren bölgeler civarında gerilmelerin yüklemin tipine, şiddetine ve geometrisine bağlı olarak değiştiği ve çok küçük bölgelerde çok büyük değerlere ulaştığı bilinmektedir [3]. Gerilme yığılması olarak tanımlanan bu yüksek gerilmeler böyle süreksiz bölgeler içeren konstrüksiyonlarda tehlikeli durumlar meydana getirebilir ve yapıyı tehlikeli duruma sokabilir. Yapının dışa karşı gösterdiği davranışlarından sorumlu olan bu yüksek gerilmelerin tanzim edilmesi ve dolayısıyla konstrüksiyonun boyutlandırılması gerekmek- tedir. Geometrik süreksizlik içeren bu tip yapılarda oluşan gerilmelerin ve gerilme yığılma katsayılarının elemanter mukavemet formülleri ile doğru ve sağlıklı olarak hesaplanması mümkün olmamaktadır. Bu tip problemler analitik(teorik elastisite) veya daha çok tercih edilen sayısal metotlarla daha kolay ve istenilen hassasiyetle çözülebilir [4]. Karmaşık geometriye ve karışık malzeme yapısına sahip olan delik, çatlak, çentik içeren mühendislik yapılarına ait problemleri teorik elastisite ile çözmek hem çok zor hem de zaman alıcı olabilir. Bu tip problemlerin çözümü için yaklaşık çözüm teknikleri adı verilen sayısal çözüm metotları (Sonlu lemanlar, Sonlu Farklar, Kuvvet Serileri vs.) kullanılabilir [5]. Sonuçların deneysel çözüm metotları ile (Strain gauge, Fotoelastisite, Mohr Metodu, lektriksel Analoji vs.) kontrol edilmesi mümkündür. IATS 9, Karabük Üniversitesi, Karabük, Türkiye

Sayısal çözüm yöntemi olarak son yıllarda oldukça geniş uygulama alanı bulan özellikle güçlü bilgisayarların bilimsel çalışmalara girmesiyle problemlerin çözülmesinde büyük kolaylıklar sağlayan Sonlu lemanlar Metodu(Finite lement Method) kullanılmaktadır[6]. Sonlu Farklar Metodu daha eski ve güvenilir olduğu halde, Sonlu lemanlar Metodunun tercih edilmesinin sebepleri aşağıdaki şekilde sıralanabilir; Sonlu elemanlar, boyutları ve şekillerinin esnekliği nedeniyle verilen bir cismi temsil edebilirler, hatta karmaşık şekilli bir cisim daha güvenilir olabilir. Çok bağıntılı bölgeler veya köşeleri olan bölgeler kolaylıkla incelenebilir. Değişik malzeme veya geometrik özellikler bulunan problemler ek bir zorluk göstermez. Sebep sonuç bağıntılarına ait problemler tümel direngenlik matrisi ile birbirine bağlanan genelleştirilmiş kuvvetler ve yer değiştirmeler cinsinden formüle edilebilir [7]. İçinde delik, çatlak, çentik gibi gerilmelerde süreksizlikler meydana getiren boşluk ve kusurlar bulunan mühendislik yapılarının yük altındaki davranışlarının bilinmesi önemlidir. Kullanıldıkları yere göre yapının boyutlandırılmasının ve malzemenin özelliklerinin belirlenmesi için süreksiz bölgeler(delik, çatlak, çentik) civarında meydana gelen gerilmelerin ve gerilme yığılma katsayısının analizinin yapılması gerekli olmaktadır. Problemin teorik olarak elastisite teorisi ile çözülebilmesi mümkündür. Fakat bilgisayar kapasitesinin ve işlem hızının çok yüksek olması nedeniyle teorik olarak çözümlenmesi çok zor olan bu tip problemlerin sayısal yöntemlerle çözülmesi ve sonuçların deneysel metotlarla kontrol edilmesi mümkün olmaktadır. Çalışmamızda çatlak bulunan dökme demir levhaya hem tekil yük hem de yayılı yük uygulanmış ve sonuçlar SAP2 programıyla elde edilmiştir. Ayrıca çalışmamızda çatlakların boyutlarına bağlı olarak gerilme dağılımları grafikler yardımıyla gösterilmiştir. 2. Kırılma Mekaniği İnsanın kırılma kavramıyla tarihin başlangıcından beri yakından ilgili olduğu bilinmektedir. Gerçekten, kırma tekniğinin ilkel araçların yapımında kullanılması uygarlığın gelişmesinde önemli bir başlangıç noktası olarak bilinir. Daha sonraları sanatçılar çanak-çömlek ve mozaik yapımında çatlaklardan süsleme unsuru olarak yararlanmışlardır. Ancak, kırılmanın mühendislik açısından önem kazanması uzun zaman almakla birlikte, hemen tüm malzemelerin kritik bir düzeyin üzerinde yüklenince kırılmaya eğilimli oldukları gerçeği mukavemet bilim dalının ilk araştırmacıları tarafından fark edilmiş ve kırılma mukavemetinin bir malzeme özelliği olması gerektiği onlara son derece mantıklı görünmüştür. Böylece ilk kırılma teorilerine temel olan kritik gerilme kavramı ortaya çıkmıştır. Bu fikir özellikle mühendisler için çok çekici görünmüştür. Bir yapı elemanında yüklemeden doğacak gerilme, kullanılan malzeme için saptanmış olan kritik gerilme sınırını geçmeyecek biçimde yapılan boyutlandırma yeterli olacaktır. Ancak, zamanla çok sayıda köprü, uçak, gemi gibi mühendislik yapısının, hesaplarında hata olmamasına karşın, yıkılıp parçalanması kritik gerilme kriterinin geçerliliği konusunda ciddi kuşkulara yol açmıştır. Malzemelerin kırılma mukavemetinin sabit olmayıp bazı durumlarda çok büyük farklılıklar gösterdiği araştırmalar sonucu anlaşılmıştır. Sıcaklık, kimyasal çevre, yükleme hızı gibi koşulların malzemelerin mukavemetinde sistemli değişimlere yol açtığı gözlenmiştir. Bundan başka, farklı tip malzemeler tümüyle farklı biçimlerde kırılmaya uğradılar. Örneğin, çekme uygulanan cam kritik bir noktaya kadar elastik davranış gösterip aniden koparken, birçok metallerde yırtılmadan önce büyük ölçüde plastik akma gözlenmiştir. Bir malzemenin karakteristik bir gerilme düzeyinde kırılması gerektiği tezi fiziksel prensiplere dayanmaktadır. Deney numunesi küçüldükçe kırılma mukavemetinin belirli bir artış göstermesi bunu kanıtlamaktadır. Kırılma, katı malzemede yeni yüzeyler oluşması anlamına geldiği için bu olayın en temel düzeydeki görünümü, malzeme içindeki atomlar arası bağların kopması biçimindedir. Atom boyutundaki kusurlar veya boşluklar giderek büyür ve daha büyük boşlukları veya çatlakları oluşturur. Bunların büyümesi sonucunda da çok büyük yapı elemanları ikiye bölünebilmektedir. Yani kırılma, atom düzeyinde başlayıp, yapı elemanı düzeyine kadar giden karmaşık bir olaydır. Yapılan bu çalışmaya paralel olarak, öncelikle gevrek ve sünek malzemelerdeki çatlak oluşumunun incelenmesi faydalı görülmektedir. 3. Gevrek ve Sünek Malzemelerde Çatlak Oluşumu Çatlak oluşum mekanizmalarının gevrek (brittle), yarı gevrek (quasi brittle) ve sünek (ductile) malzemeler için farklıklar gösterdiği bilinmektedir. Gevrek malzemelerde dislokasyonlar hareketsizdir; yarı gevrek malzemelerde belirli sayıda kayma düzleminde hareketlidir; sünek malzemelerde ise tümüyle hareketli olabilir. Gevrek malzemelerdeki kusurların önemli özelliği malzemenin mukavemetini büyük ölçüde etkilemeleridir. Bu kusurlardan önem arz edeni genel olarak malzemenin yüzeye yakın kesiminde görülmesi şeklinde ele alınabilir. Diğer kusur olarak ele alınacak özellikler ise, gevrek malzemelerin boy ve doğrultu bakımından çok farklılık göstermeleridir. Gevrek malzemelerde en yaygın çatlak oluşum mekanizması cisim yüzeyinin sürtünme ile çizilmesidir. Böylece çizilen kısmın çevresinde çekme etkisinde olan bir yüzey tabakası oluşur. Bu, çatlak oluşumu için bir alt yapı hazırlamaktadır. Kritik yükleme sonucu bu bölgede hertz koni çatlağı olarak bilinen çatlaklar oluşur [8]. Yarı gevrek malzemelerde çatlak oluşmasından önce belirli ölçüde plastik akma olmaktadır. Bu tip malzemelerin mukavemeti kusur dağılımına değil, akma özelliklerine bağlıdır. Akma düzlemlerindeki kayma gerilmesi, çatlak düzlemindeki normal gerilmeden daha önemlidir. Çatlak, çekmeyle olduğu kadar basınçla da oluşabilir. Kristaller plastik şekil değiştirmelere uğrayamadıkları için bir rahatlama mekanizması olarak çatlak oluşur. Bir kristal, akma sınırını geçen bir yükle yüklenince dislokasyon kaynakları çalışmaya başlar ve kayma gerilmesinin büyük olduğu belirli düzlemlerde kaymaya neden olur. Böylece oluşan dislokasyonlar engellerle karşılaşınca gerilme yığılmalarına yol açan dislokasyon kümeleri oluşur. Bu gerilme yığılmaları ya malzemenin plastik akmaya uğraması veya dislokasyon kümelerinin etkileşerek çatlak oluşması sonucunu doğurur. Sünek malzemeler için plastisite en önemli etkendir. Dislokasyonlar çok sayıda düzlemde kayabildikleri gibi, bir kayma düzleminden bir başkasına da geçebilirler. Tek bir kristal alınıp iki ucuna basit çekme uygulansa, kristal, atom

düzlemleri kayıp tamamen ayrılana kadar plastik şekil değiştirmeye uğrar ve hiçbir çatlak oluşmaz [9]. Pratikte bu kayma ve kopma, boyun adı verilen bölgede yoğunluk kazanır. Malzeme içerisinde çok küçük kusur elemanları varsa, yarı gevrek malzemelerde olduğu gibi, büyük gerilme yığılmaları olan kısımlarda boşluklar oluşmaktadır. Ancak, sünek malzemede boşluklardan çatlaklar oluşmaz; boşluklar arasındaki kısımlar çekme altındaki minyatür, plastik elemanlar gibi davranarak uzar ve plastik instabilite sonucu kopar. Böylece kayma ile başlayan kopma, büyük ölçüde enerji kaybına neden olan sünek bir yırtılma olayına dönüşür. Malzemelerin sünek ve gevrek olarak sınıflandırılmaları çatlak oluşum mekanizmalarına bağlı olarak kopmadan önce önemli ölçüde plastik şekil değiştirme yapıp yapmamalarına göre olmaktadır. Pratikte basit çekme deneyinde, kopma sırasında uzama oranı %5 den fazla olan malzeme sünek, az olanda gevrek olarak adlandırılır [1]. Mühendislik yapılarında sünek halden gevrek hale geçiş çatlak oluşma enerjisinde azalmayla birlikte ani kopmaya yol açar. Bunun en önemli nedeni sıcaklık azalmasıdır. Dislakasyonların hareketliliği sıcaklılığa karşı çok duyarlıdır ve sıcaklılığın azalması kayma serbestliliğini büyük ölçüde azaltmaktadır. Bu nedenle çoğu katı maddeler erime noktasının hemen altına sünek olmalarına karşın, düşük sıcaklıklarda gevrek davranış gösterirler. Metallerin gevrek kırılması ise atomik bağların kopması sonucu kristal yapı düzlemlerinde doğrudan doğruya ayrılma yoluyla olur. 4. Griffith nerji Kriteri Malzeme bilimindeki yeni gelişmeler kırılma olayının aşamaları haklındaki bilgimizin son derece hızlı bir biçimde artmasını sağlamıştır. Bununla birlikte temel prensiplere dayanan gerçek bir bilimsel disiplin olarak, kırılma teorisinin ortaya çıkışı şaşırtıcı bir biçimde yavaş olmaktadır. Problemlerin pratik çözümlerinin çok ivedi olarak bulunması gereği araştırmacıları dar çerçevelere sokmuş, yalnızca kendi problemlerine çözüm aramış ve çoğu başka problemlere uygulanamaz, çok sayıda amprik kırılma teorileri ortaya atılmasına neden olmuştur. Bunlar malzeme tipine ve kırılma modeli düzeyine bağlı olarak kendi doğrultularında a ilerlemişlerdir. Bu karışıklık içinde temel düzeyde bir bağ kurulmuş bulunmaktadır. Bu bağ Griffith in 192 yılında yayınlanan klasik makalesinde ortaya attığı, kırılmada enerji dengesi prensibidir. Griffith in fikri son derece basittir: Bir çatlak sisteminde küçük bir değişim sırasında değişen tüm enerji terimleri hesaba katılarak çatlak uzaması için gerilme koşulları tanımlayan bir temel başlangıç denklemi yazılmaktadır [11]. Prensip, mekanik ve termodinamiğin enerji korunumu prensibinden farklı değildir. Bu doğal olarak çatlak sistemlerinin dengede veya dinamik, karalı veya karasız gibi sınıflandırılmalarını sağlar. Griffith, gerilme uygulanan lineer elastik ve izotrop bir malzeme içindeki bir çatlağı ele alıp, klasik mekanik ve termodinamiğin temel enerji teoremlerini kullanarak çatlağın uzaması için bir kriter elde etmiştir. Griffith in başlangıç noktası Inglısh in üniform çekme uygulanan bir levhada bulunan eliptik bir delik için yaptığı gerilme analizidir. İçinde eksenleri 2a ve 2b uzunluğunda (a>b) eliptik bir delikte bulunan bir levhaya elipsin uzun eksenine dik yönde üniform birσ çekme gerilmesi uygulanmaktadır. Bu durumda gerilme, en büyük değerini, [ 1 2( a / b) ] σ = σ + (1) olarak elipsin tepesinde alır. b<<a olan bir elips düşünülürse ( ) σ / σ = 2 a/b (2) olarak elde edilir. Delik inceldikçe büyüyen bu oran elastik gerilme yığılım katsayısı olarak bilinmektedir. Bu analiz keskin bir çentik veya köşede oluşan yerel gerilmelerin, uygulanan gerilmelerin birkaç katı yüksekliğinde düzeylere kadar çıkabileceğini göstermiştir. Böylece malzeme içindeki çok küçük kusurların bile malzemenin mukavemetini büyük ölçüde etkileyeceği açıkça görülebilmektedir. Ancak, gerilme yığılımı deliğin büyüklüğüne değil, biçimine bağlı olarak değişmektedir. Bu çatlaklar için geçerli değildir: Pratikte büyük çatlaklar küçüklerden daha kolay ilerler. İçinde 2a boyunda denge durumunda bir çatlak bulunan ve dış yüzüne yükler uygulanan bir elastik cisim olsun. Bu statik çatlak sistemi için toplam enerji, = ( w L + U ) U (3) S U + olarak yazılabilir. Burada W L dış yüklerin yaptığı işi, U şekil değiştirme enerjisini U S serbest yüzey enerjisini göstermektedir. Parantez içindeki terimler sistemin mekanik enerjisidir. Çatlak iki ucundan da δ a kadar uzasın. Termodinamik denge, mekanik enerji ve yüzey enerjisi terimlerinin dengelenmesiyle elde edilir. Çatlak uzamasıyla mekanik enerji azalır. Buna karşılık yüzey enerjisi artar. Yani (3) ifadesinde birinci terim çatlak uzamasına yardım ederken ikinci terim karşı koyar. Bu, Griffith enerji dengesi kriteridir ve denge durumu, du = (4) da olarak verilebilir. (4) denkleminin sol tarafının negatif veya pozitif olmasına göre başlangıçta denge durumunda olan çatlak uzar veya kapanır. Griffifth, Inglis in analizinden yararlanabilmek amacıyla üniform çekme altındaki bir alanda ince, eliptik bir çatlak ele almıştır. Griffith kopmaya kadar hep Hooke yasasının geçerli olduğu bir malzeme olarak da camı seçmiştir. Ayrıca mekanik enerji terimini hesaplayabilmek için sabit yükleme durumunda geçerli olan, W L = 2U (5) (3.5) bağıntısını kullanılmıştır. Şekil değiştirme enerjisini Inglis in çözümünden yararlanarak, 2 2 πa σ U = (6) * olarak hesaplanmıştır. Burada σ çatlak düzlemine dik yönde uygulanan çekme gerilmesi, a yarı çatlak uzunluğu ve ile ν sırasıyla elastisite modülü ve poisson oranı olmak üzere

* = 2 /(1 ν ) (7) Önce levha sonlu elemanlar metodu ile sonlu küçük alanlara (mesh) ayrılmıştır. Dökme demir levhanın gerilme analizi SAP2 programı ile yapılmıştır. biçiminde tanımlanır [12]. Birim alan için serbest yüzey enerjisi γ ile gösterilip yüzey enerjisi 5.2. Sonlu lemanlar Metodu U S = 4aγ (8) Birçok mühendislik problemi için kapalı matematiksel çözüm elde etmek mümkün olmamaktadır. Böyle bir çözüm, bir sistemde (3.8) bulunması gereken bilinmeyenlerin olarak yazılırsa, birim çatlak genişliği için toplam enerji değerlerini sistemin herhangi bir noktasında veren matematiksel bir ifadedir. Ancak, değişik malzeme 2 2 π a σ özellikleri, sınır şartları ve geometrileri içeren karmaşık U = + 4 a γ (9) (3.9) * olarak bulunur [13]. (9) ifadesi (4) Griffith denge koşullunda yerine konursa sabit yükleme durumu için, σ = elde edilir [14]. * 2 γ π a 1 / 2 (1) 2 d U negatif olduğu için sistemin enerjisi 2 da denge durumunda en büyüktür ve çatlak dengesi karasızdır. Uygulanan gerilme denklem(1) daki kritik düzeyi geçerse, çatlak hiç durmaksızın ilerler. Griffith in ele aldığı çatlak sisteminin çok basit ve dengede olmasına karşın, enerji dengesi prensibi, genel olması nedeniyle yaygın olarak kullanılmaktadır. Daha karışık sistemler için toplam enerji ifadesine yeni terimler eklemek veya terimlerin tanımında değişiklik yapmak yeterli olmaktadır. Tüm güvenilebilir kırılma teorileri ya doğrudan Griffith in kullandığı prensipten veya onun eşdeğeri olan başka bir noktadan hareket edilerek geliştirilmiştir. Griffith kriterinin genelliğine ilişkin olarak Obreimoff un deneyi önemli bir kanıttır. Yarılmış mikanın arasına bir cam takoz yerleştirerek çatlak dengesinin kararlılığını gözlemiştir[15]. 5. Materyal ve Metot Bu çalışmamızda materyal olarak dökme demir levha alınmış olup levhanın boyutları 3 mm x 18 mm ve çatlak boyu 8 mm dır. Çatlağın genişliği ise,5 mm olarak alınmıştır. İzotropik malzemenin lastisite modülü 11 N/mm 2 dir. Çatlağa dik olarak uygulanan kuvvet 15 ve 6 Newton olarak alınmıştır. Düzgün yayılı yük olarak 5 N/mm ve 2 N/mm lik yükler çatlağa dik olarak uygulanmıştır. Materyal olarak kullanılan deney numunesi şekil 1 de gösterilmiştir: Şekil 1. Deney numunesi problemler için yaklaşık fakat yeterli sonuçlar veren sayısal çözümlere başvurmak gerekmektedir. Sayısal yöntemlerin çoğunda çözüm, sistemin düğüm noktaları olarak adlandırılan belirli noktalarında elde edilmektedir. Yapı mekaniğinde matris yöntemleri düğüm noktalarında birleşen çubuklardan oluşan yapıların çözümlemesinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu tür yapılarda düğüm noktalarının (3.1) yerlerini seçmek kolaydır. Örneğin, kirişlerin birleşme noktaları ile tekil yüklerin etkidiği noktalar düğüm noktaları olarak kabul edilirler. Fakat sürekli ortamdan oluşan yapılarda (plâk, uçak gövdesi, kabuk vb.), bir çerçeve iskeleti söz konusu olmadığından, kolayca saptanacak düğüm noktaları da bulunmamaktadır. Bu tür yapılarda yapay düğüm noktaları yerleştirilerek yapının belirli sayıda elemandan meydana geldiği kabulü yapılabilir. Bu sonlu elemanlar iki veya üç boyutlu olabilirlerse de, genellikle iki boyutlu üçgen veya dikdörtgen elemanlar kullanılmaktadır. Sonuç olarak, tek bir işlemde tüm yapıyı çözmek yerine, çözümler yapıyı meydana getiren her ayrı eleman için formüle edilmekte ve bir araya getirildiğinde tüm yapının davranışı elde edilmektedir. Böylelikle analiz yönteminin oldukça basitleştirilmesine karşın yapılacak işlem sayısı, esas yapıyı oluşturan sonlu eleman sayısına bağlı olarak artmaktadır ve gereken işlemler ancak bilgisayarlar ile gerçekleştirilebilmektedir. Turner, Clough, Martin ve Topp tarafından 1956 da yazılan makale genellikle sonlu eleman yönteminin başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Sonlu eleman (finite element) adı ise ilk defa Clough tarafından 196 ta kullanılmıştır. 5.1. Metodun genel bir tanımı Bu metotta Şekil 2 de görüldüğü gibi analizi yapılacak bir cisim, yapı veya sürekli ortam her birine eleman adı verilen sonlu (belirli) sayıda parçalara bölünür. Bu elemanlar birbirine düğüm noktaları olarak adlandırılan sonlu sayıda noktalarla bağlıdırlar. Her elemanın düğüm noktalarında bazı serbestlik dereceleri tanınır. leman davranışı bu bilinmeyen serbestlik derecelerini içeren denklemlerle ifade edilmektedir. Gerek düğüm noktalarında gerekse eleman sınır yüzeylerinde bazı süreklilik şartları sağlandığında cismin veya yapının matematiksel bir modeli elde edilir. Böylece sonsuz serbestlik derecesi olan bir sürekli ortam sonlu serbestlik derecesi olan bir modele dönüştürülmektedir. Bu elde edilen modele yapının sonlu eleman ağı adı verilir. Yapının sonlu elemanlara bölünmesinde değişik yollar kullanılır ki bu daha ziyade problemin türüne, çözümde istenilen hassasiyet derecesine ve yapılabilecek masraflara bağlıdır. Yapı az sayıda ve büyük elemanlara bölünecek olursa (coarse mesh) bilgisayar çözümü az zaman alır, fakat sonuçlar yaklaşıktır. Çok sayıda, küçük

elemanlar kullanılacak olursa (fine mesh) daha doğru sonuçlar alınır, fakat daha fazla bilgisayar masrafları gerekmektedir. Sıklıkla kullanılan bir uygulama ise, gerilmelerin büyük olduğu kısımlarda daha küçük aralıklı elemanların diğer kısımlarda daha büyük aralıklı elemanların kullanılmasıdır(graded mesh). Şekil 3 te gerilme konsantrasyonunun fazla olduğu dairesel delik etrafında çok sayıda küçük, delikten uzaklaştıkça büyüyen elemanlardan meydana gelen bir ağ gösterilmiştir. Her eleman komşusu olan diğer elemanlara gerçekte sonsuz sayıda nokta ile bağlıdır, fakat sonlu elemanlar yönteminde her elemanın sadece düğüm noktaları vasıtası ile komşu elemanlara bağlı olduğu varsayılır. Böylece deplasmanların uygunluğunun sadece bu noktalarda sağlanması yeterli olacaktır. Bununla beraber, sonlu elemanlar metodunda her eleman için bir deplasman modeli seçilir. Bu model, komşu kenarlar boyunca gerekli uygunluk şartlarının, hepsini olmasa bile bir kısmını sağlar. Şekil 5. Çatlağa dik 15 N luk tekil yük uygulanması durumunda çatlak eksenine dik gerilme dağılımı 25 2 15 1 5 6 5 4 3 56,27 2 21,15 16,71 12,67 1 9,88 7,18 4,68 2,57 1 2 3 4 5 6 7 8 222,5 87,5 56,65 38,67 25,47 15,94 8,99 3,46 1 2 3 4 5 6 7 8 Şekil 6. Çatlağa dik 6 N luk tekil yük uygulanması durumunda çatlak eksenine paralel gerilme dağılımı Şekil 2. Bir sürekli ortam ve sonlu eleman ağı Burada amaç matris yöntemi ile çözüme ulaşmak olduğundan, ilk olarak düğüm noktalarındaki kuvvetler ve deplasmanlar bulunacaktır. Bunun için de sisteme etkiyen yükler yerine eşdeğer düğüm noktası yüklerinin konulması gereklidir. Yüklerin çok olduğu kısımlarda her yükün etkidiği noktada bir düğüm noktası olacak şekilde seçilir. 25 2 15 222,5 1 84,37 67,1 5 5,37 39,53 28,84 18,82 1,36 1 2 3 4 5 6 7 8 Şekil 7. Çatlağa dik 6 N luk tekil yük uygulandığında çatlak eksenine dik gerilme dağılımı 25 23,48 2 15 1 5 1,56 8,53 7,16 6,25 5,56 4,93 4,34 Şekil 3. Sonlu eleman ağı Çeşitli kuvvetlerle çatlak eksenine paralel ve dik olan tekil yük uygulamalarına ilişkin gerilme durumları şekil 4, 5, 6, 7, 8, 9, 1, 11 de gösterilmiştir: ) 6 5 4 3 2 1 56,27 21,92 14,63 Şekil 4. Çatlağa dik 15 N luk tekil yük uygulanması durumunda çatlak eksenine paralel gerilme dağılımı 9,72 6,35 4,9 2,27,88 2 4 6 8 1 2 3 4 5 6 7 8 Şekil 8. Çatlağa dik 5 N/mm lik yayılı yük uygulandığında çatlak eksenine paralel gerilme dağılımı 25 2 15 1 5 23,48 9,24 7,64 6,41 5,76 5,43 5,23 5,11 1 2 3 4 5 6 7 8 Şekil 9. Çatlağa dik 5 N/mm lik yayılı yük uygulandığında çatlak eksenine dik gerilme dağılımı

1 9 94,23 8 7 6 5 4 42,73 34,21 3 2 28,68 25,2 22,24 19,76 17,42 1 1 2 3 4 5 6 7 8 Şekil 1. Çatlağa dik 2 N/mm lik yayılı yük uygulandığında çatlak eksenine paralel gerilme dağılımı 1 9 8 7 6 5 4 3 2 1 94,23 36,59 3,58 25,64 23,9 21,71 2,92 2,45 1 2 3 4 5 6 7 8 Şekil 11. Çatlağa dik 2 N/mm lik yayılı yük uygulandığında çatlak eksenine dik gerilme dağılımı [4] Turgut, A., Sonlu elemanlar metodunun temelleri. Fırat Ü. Müh. Fak. Makine Müh. Böl. Yüksek lisans programı ders notları, lazığ, 1996. [5] Geçit, M.R., and Turgut, A. xtension of a finite strip bonded to a rigitsupport. Computational Mechanics, 2 (2), 85-96, 1988. [6] Tian, Z.S., A study of stress concentrations in solids with circular holes by three dimensional special hybrid stress finite elements. Journal of Strain Analysis 12 (3), 45-59, 199 [[ [7] İşcan, B. ksenel Yüke Maruz ve İçinde Yüke Dik Çatlak Bulunan İzotropik Bir Levhada Gerilme Analizinin İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Fırat Üniversitesi Fen Bilimleri nstitüsü, 46, 21. 7 [8] Lawn,B. R., Wilshow,T.R. Fracture of Brittle Solid. Cambridge University Press, London, 259, 1975. 8 [9] Inglis, C.. Stresses in a plate due to the presence of cracks and sharp corners. Trans. Inst. Naval Archit., (55), 219, 1913. 9 [1] Peterson, R.., Stress Concentration Factors. Wiley, New York, 296, 1974. 1 [11] Griffith, A.A. The phenomena of rupture and flow in solids. Phil. Trans. Roy. Soc. London A, (221), 163, 192. 11 [12] Griffith, A.A. The theory of rupture. Proc. 1st Int. Cong. Appl. Mech., Delft, 55, 1924. 12 [13] Sih, G.C., Liebowitz, H. On the griffith energy criterion 6. Sonuçlar for brittle fracture. Int. J. Solids Structure, (3),1, 1967. 13 [14] Sih, G.C., Liebowitz, H. Mathematical Theroies of Bu çalışmada, ortasında çatlak bulunan levhada çatlağa Brittle Fracture. Fracture, Vol.2, H. Liebowitz, ed., dik yönde tekil ve düzgün yaylı yük uygulanarak gerilme Academic Press, New York, 125, 1968. analizi incelenmiştir. Gerilme analizinde levhanın 14 [15] Obreimoff, J.W. The splitting strength of mica. Proc. malzemesi dökme demir, çatlak genişliği,5 mm, çatlak Roy. Soc. London, Series A, (127), 29, 193. uzunluğu 8 mm olarak alınmıştır. Uygulanan yükler tekil olarak 15 N ve 6 N, düzgün yaylı olarak 5 N/mm ve 2 N/mm olarak alınıp gerilme analizi yapılmıştır. 15 N luk yük uygulandığında çatlak eksenine paralel ve dik olan gerilmelerde maksimum gerilmeler çatlak ucunda oluşmakta, hemen sonraki bölgede aşırı düştüğü ve diğer bölgelerde düzgün olarak yayıldığı görülmüştür (Şekil 4-5). Çatlak eksenine paralel doğrultudaki gerilme dağılımının, çatlak eksenine dik dağılımına göre daha çabuk sıfıra yaklaştığı gözlenmiştir(şekil 1-11). Bu çalışmada sonuç olarak, dökme demir levhada çatlak genişliği sabit tutulup, 15 N luk tekil yük ve 5 N/mm lik düzgün yayılı yük uygulanmıştır. 15 N luk tekil yük uygulandığında çatlak ucunda oluşan gerilme, 5 N/mm lik düzgün yayılı yük uygulandığında çatlak ucunda oluşan gerilmenin yaklaşık olarak 2 katı kadar meydana geldiği görülmüştür. Tekil yük uygulandığında gerilmenin çatlak ucundan uzaklaştıkça, düzgün yayılı yükün uygulandığı durumdan daha fazla azaldığı görülmüştür. Aynı şartlarda uygulanan tekil ve düzgün yayılı yükün etkisi artırıldığında (6 N ve 2 N/mm) aynı sonuç elde edilmiştir. Kaynaklar [1] Zienkiewicz, D.C., The Finite lement Method. Mc. Graw Hill Book Company, New York, 54, 1979. [2] Turgut, A. Rijit bir mesnede yapıştırılmış çekmeye maruz sonlu bir şerit problemin çözümü. Doktora tezi, Fırat Üniversitesi Fen Bilimleri nstitüsü, 11-18s, 1986. [3] Rao, S.S., The Finite lement Method in ngineering. Printed in Great Britain, ngland, 79, 1982.