KORUMA AMAÇLI ĠMAR PLANLARININ DEĞERLENDĠRĠLMESĠNDE KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULLARININ ROLÜNÜN ĠRDELENMESĠ CUMALIKIZIK ÖRNEĞĠ



Benzer belgeler
ARKEOLOJĠK ALANLAR VE DOĞAL AFETLER

TAġINMAZLARIN ARSA VASFINI KAZANMASI

Kültür ve Turizm Bakanlığından: SAMSUN KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR 57.00/610 Toplantı Tarihi ve No : Karar Tarihi ve

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI MEKANSAL PLANLAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. KENTSEL DÖNÜġÜM DAĠRESĠ BAġKANLIĞI

Kültür ve Turizm Bakanlığından: AYDIN KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR Toplantı Tarihi ve No : Karar Tarihi ve

FONKSĠYON DEĞĠġĠKLĠĞĠNĠN TARĠHĠ YAPILAR ÜZERĠNDEKĠ OLUMSUZ ETKĠLERĠ: ALSANCAK ÖRNEĞĠNĠN ĠRDELENMESĠ

Kültür ve Turizm Bakanlığından: ĠZMĠR 2 NUMARALI KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR 45.06/780 Toplantı Tarihi ve No :

ĠZMĠR ĠLĠ, KONAK ĠLÇESĠ, ÇINARLI MAHALLESĠ, 1507 ADA 102 PARSEL ĠLE 8668 ADA 1 PARSELE ĠLĠġKĠN NAZIM ĠMAR PLANI DEĞĠġĠKLĠĞĠ

T.C. B A Ş B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG / NĠSAN 2010 GENELGE 2010/11

ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR

2015 YILINA AĠT KALĠTE GÜVENCE SĠSTEMĠ GÖZDEN GEÇĠRME RAPORU

02 Nisan MĠMARLIK BÖLÜM BAġKANLIĞINA,

FIRAT ÜNİVERSİTESİ DENEYSEL ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KURULUŞ VE İŞLEYİŞ YÖNERGESİ

MECLĠS KARARI SAYFA : (1) Karar Tarihi Karar No Kararın- Büyükçekmece 516 Ada 3 ve 4 Parsellerin 03 / 11 /2014 ( 94 ) Konusu değerlendirilmesi.

Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi Altyapısı Kurulumu FĠZĠBĠLĠTE ETÜDÜ ÇALIġTAYI

T.C. B A ġ B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG / ARALIK 2009 GENELGE 2009/18

T.C. KONYA MERAM BELEDİYE BAŞKANLIĞI PLAN VE PROJE MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

T.C TARSUS BELEDĠYE MECLĠSĠ KARARI

UNESCO Dünya Mirası.

Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik

YÖNETMELİK. e) Katılımcı: Yeterlilik kazanmak üzere sertifikalı eğitim programına katılan kiģiyi,

PARK-BAHÇE VE PEYZAJ MİMARİSİ

Trakya Kalkınma Ajansı. Tarihi Kentler Birliği Bilgi Notu

SĠLĠVRĠ BELEDĠYE BAġKANLIĞI PLAN VE PROJE MÜDÜRLÜĞÜ, TEġKĠLAT GÖREV VE ÇALIġMA ESASLARI YÖNETMELĠĞĠ

T.C. ĠZMĠR ĠLĠ URLA BELEDİYESİ MECLİS KARARI

T.C. OSMANĠYE KORKUT ATA ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Daire BaĢkanlığı

T.C. ĠZMĠR ĠLĠ URLA BELEDİYESİ MECLİS KARARI

MALATYA TURİZM GELİŞTİRME ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU NİSAN 2011 MALATYA

T.C KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI NEVŞEHİR KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR

YUNUSEMRE (MANİSA) TİCARET ALANI

TÜRKİYE DAĞCILIK FEDERASYONU KURULLARININ GÖREVLERİNE İLİŞKİN TALİMAT. BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır.

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI EDİRNE KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU K A R A R

Kültür ve Turizm Bakanlığından: SAMSUN KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR 57.00/611. Toplantı Tarihi ve No :

COĞRAFĠ VE MEKANSAL YAPI

MARKA ŞEHİR ÇALIŞMALARINDA AVRUPA ŞEHİR ŞARTI SÖZLEŞMESİ DİKKATE ALINMALI

T.C. ĠZMĠR ĠLĠ URLA BELEDİYESİ MECLİS KARARI

YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

KALKINMA KURULU DİYARBAKIR KASIM 2015 BEŞERİ SERMAYE EĞİTİM VE İSTİHDAM KOMİSYONU TRC BÖLGE PLANI KOORDİNASYON VE İZLEME KOMİSYONLARI

KARABÜK ÜNİVERSİTESİ 2014 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU

İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ

TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARININ VE SİT ALANLARININ KORUNMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ İÇİN GEREKLİ PROJELER VE PLANLAR NELERDİR?

OTOPARK YÖNETMELİĞİ. c) Birim park alanı: Bir aracın park etmesi için gerekli olan ve manevra alanları dahil toplam park alanını,

Kültür ve Turizm Bakanlığından: KÜLTÜR VARLIKLARI VE MÜZELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ADANA KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR

TÜRKİYE DE MÜZECİLİK VE MÜZECİLİK TARİHİ

içindekiler Bölüm I Planlama Sürecine İlişkin Öneriler... 15

Kültür ve Turizm Bakanlığından: KÜLTÜR VARLIKLARI VE MÜZELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ADANA KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR

TEBLİĞ. ç) Hazinenin özel mülkiyetindeki taģınmaz: Tapuda Hazine adına tescilli taģınmazları,

HAFTA 2. SAĞLIK MEVZUATI VE HEMġĠRELĠK. SAĞLIK MEVZUATINA GĠRĠġ

EGE ÜNİVERSİTESİ TEHLİKELİ ATIK YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

MECLİS KARAR KAĞIDI. Karar Tarihi : Karar Numarası : 74

T.C. TARSUS BELEDĠYE MECLĠSĠ KARARI

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... VII ÖNSÖZ... IX SUNUŞ... XI İÇİNDEKİLER... XV KISALTMALAR... XXI

SÜLEYMANPAŞA BELEDİYE BAŞKANLIĞI NIN 06 OCAK 2016 TARİHLİ MECLİS TOPLANTISINA AİT KARAR ÖZETLERİ :

T.C. MERSĠN AKDENĠZ BELEDĠYESĠ

Yeni Yönetmelik, aşağıda verilmiştir.

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Kayseri Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu KARAR

SUNUŞ. Sabri ÇAKIROĞLU Ġç Denetim Birimi BaĢkanı

Kültür ve Turizm Bakanlığından: ANTALYAKÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR Toplantı Tarihi ve No : /123 Karar Tarihi ve No :

KÜTAHYA BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV, YETKİ ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

Karaköprü Belediyesi Meclis BaĢkanlığına;

T.C. Sağlıklı Kentler Birliği Faaliyet Raporu

AVCILAR BELEDĠYE MECLĠSĠNĠN 6. SEÇĠM DÖNEMĠ 3. TOPLANTI YILI 2016 SENESĠ HAZĠRAN AYI MECLĠS TOPLANTISINA AĠT KARAR ÖZETĠ

KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI

HAZIRLAYAN: HÜSEYİN KARADAĞ SPK LİSANSLI GAYRİMENKUL DEĞERLEME UZMANI HARİTA MÜHENDİSİ

toplantı döneminin 10. birleşiminin 1. oturumunun yapılması için toplandı.

Dönemi FAALİYET RAPORU

PAMUKKALE ÜNĠVERSĠTESĠ 2014 YILI SAYIġTAY DENETĠM RAPORU

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU

Kullanıcı Hesabı ve Şifre Yönetimi

AVCILAR BELEDĠYE MECLĠSĠNĠN 6. SEÇĠM DÖNEMĠ 2. TOPLANTI YILI 2016 SENESĠ ġubat AYI MECLĠS TOPLANTISINA AĠT KARAR ÖZETĠ

KONURALP - GÖYNÜK - TARAKLI TEKNİK GEZİ RAPORU

Kültür ve Turizm Bakanlığından: KARABÜK KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR 74.01/469 A.U Toplantı Tarihi ve No : 24/02/

(11 Ocak 1995 tarihinde Bakanlık vekillerinin 525inci toplantısında Bakanlar Komitesince kabul edilmiştir)

T.C. SAKARYA SERDĠVAN BELEDĠYE MECLĠSĠ

SİRKÜLER. KONU : KDV Uygulama Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ( Seri No 1) Yayımlandı.

Kültür ve Turizm Bakanlığından:

T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü

KORUNMASI GEREKLİ TAŞINIR KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARININ TASNİFİ, TESCİLİ VE MÜZELERE ALINMALARI HAKKINDA YÖNETMELİK

T.C TRABZON BÜYÜKġEHĠR BELEDĠYE MECLĠSĠ ĠMAR VE BAYINDIRLIK KOMĠSYONU RAPORU

İMAR PLANLARINDA KISITLILIK DURUMU Cafer ERGEN

2014 YILI EYLÜL AYI MECLİS TOPLANTISI 15. BİRLEŞİM 1. OTURUM

İÇİNDEKİLER. Türkiye Kalkınma Bankası Yayını TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. NİSAN HAZİRAN 2015 Sayı: 76. e-dergi OLARAK YAYINLANMAKTADIR.

FAALİYET RAPORU

Kültür ve Turizm Bakanlığından: BURSA KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR Toplantı Tarihi ve No : /191 Toplantı Yeri

KENTGES ODAKLI CBS PROJESİ KAHRAMANMARAŞ AFET BİLGİ SİSTEMİ (KABIS)

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve

TÜRKĠYE BĠLĠMSEL VE TEKNOLOJĠK ARAġTIRMA KURUMU TÜBĠTAK ULUSAL GÖZLEMEVĠ. IġIK KĠRLĠLĠĞĠ KANUN TASARISI TASLAĞI

T. C. ORTA ANADOLU KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ İÇ KONTROL (İNTERNAL CONTROL) TANITIM SUNUMU

DEĞERLEME RAPORU. VAKIF GAYRĠMENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI A.ġ

MECLĠS KARARI T.C. GEBZE BELEDĠYESĠ

ARAZİ VERİLERİ 2006 Planlama ve Yönetim Grubu

ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ (ADYÜ) 2016 YILI PROSES PLANLAMASI

VE GÖREVLERĠ KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME ÇEVRE VE

BELEDĠYE BĠRLĠKLERĠNDE EĞĠTĠM ÇALIġMALARI

C. KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI UYGULAMA KOŞULLARI

a. Pay sahiplerine iliģkin kayıtların sağlıklı, güvenli ve güncel olarak tutulmasını sağlamak,

TMMOB FĠZĠK MÜHENDĠSLERĠ ODASI ÖĞRENCĠ ÜYE VE ÖĞRENCĠ TEMSĠLCĠLĠKLERĠ YÖNETMELĠĞĠ

Transkript:

T.C. KÜLTÜR VE TURĠZM BAKANLIĞI BURSA KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU MÜDÜRLÜĞÜ KORUMA AMAÇLI ĠMAR PLANLARININ DEĞERLENDĠRĠLMESĠNDE KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULLARININ ROLÜNÜN ĠRDELENMESĠ CUMALIKIZIK ÖRNEĞĠ UZMANLIK TEZĠ Narin KILIÇ MAYIS - 2012 BURSA

T.C KÜLTÜR VE TURĠZM BAKANLIĞI BURSA KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU MÜDÜRLÜĞÜ KORUMA AMAÇLI ĠMAR PLANLARININ DEĞERLENDĠRĠLMESĠNDE KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULLARININ ROLÜNÜN ĠRDELENMESĠ CUMALIKIZIK ÖRNEĞĠ UZMANLIK TEZĠ Narin KILIÇ Tez Danışmanı Ġstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Handan TÜRKOĞLU MAYIS - 2012 BURSA

Narin KILIÇ tarafından hazırlanan KORUMA AMAÇLI ĠMAR PLANLARININ DEĞERLENDĠRĠLMESĠNDE KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULLARININ ROLÜNÜN ĠRDELENMESĠ- CUMALIKIZIK ÖRNEĞĠ adlı bu tezin Uzmanlık Tezi olarak uygun olduğunu onaylarım. Handan TÜRKOĞLU (Danışman) Bu çalışma, jürimiz tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Kültür ve Turizm Uzmanı Tezi olarak kabul edilmiştir. Adı ve Soyadı Ġmzası Başkan : Üye : Üye : Üye : Üye : Tarih :.../. / Bu tez, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Turizm Uzman Yardımcılarının Uzmanlık Tezlerini Hazırlarken Uyacakları Yazım Kuralları Yönergesiyle belirlenen tez yazım kurallarına uygundur.

KÜLTÜR VE TURĠZM UZMANLIK TEZĠNĠN ÇOĞALTILMASI VE YAYIMI ĠÇĠN ĠZĠN BELGESĠ Tezi Hazırlayanın Adı Soyadı :Narin KILIÇ Tez Konusu : Koruma Amaçlı Ġmar Planlarının Değerlendirilmesinde Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarının Rolünün Ġrdelenmesi-Cumalıkızık Örneği Tez Danışmanı :Handan TÜRKOĞLU Kültür ve Turizm Uzmanlık Tez çalışmamın, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayımlanarak Milli Kütüphane ve Ġhtisas Kütüphanesinde her türlü elektronik formatta arşivlenmesini ve kullanıma sunulmasını kabul ediyorum. 02/05/2012

SINAV YETERLĠK KOMĠSYONUNA BEYAN Bu belge ile bu uzmanlık tezindeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranış ilkelerine uygun olarak toplayıp sunduğumu; ayrıca, bu kural ve ilkelerin gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce ve sonuçları andığımı ve kaynağını gösterdiğimi beyan ederim. 02/05/2012 Narin KILIÇ Kültür ve Turizm Uzman Yardımcısı

ÖNSÖZ ÇalıĢmada, Koruma Amaçlı Ġmar Planlarının değerlendirilmesinde Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarının Rolü Cumalıkızık Koruma Amaçlı Ġmar Planı kapsamında irdelenerek kurulların bu sürecin yönetimindeki eksikliklerini ortaya çıkarmak amaçlanmıģtır. Koruma planlaması, günümüzde kültür varlıklarının ve sit alanlarının korunmasındaki en etkili araçtır. Koruma Bölge Kurullarının görevi, koruma kullanma dengesini gözeten, sürdürülebilir ve kentle bütünleģik koruma planları üretilmesini sağlamaktır. ÇalıĢmada Türkiye deki koruma kavramı, koruma kurullarının tarihsel geliģimi, koruma planlaması süreci ve Cumalıkızık örneğinde koruma kurullarının koruma planlamasındaki rolü incelenmiģtir. Tez yazım sürecinde; Sevgisi ve anlayıģından dolayı AĠLEME, Desteği, sabrı ve bilgi paylaģımı için değerli danıģmanım Sayın Prof. Dr. Handan TÜRKOĞLU na, Yardımları ve anlayıģlarından dolayı MESAĠ ARKADAġLARIMA ve Serpil ARIK a tüm içtenliğimle teģekkürü bir borç bilirim. Narin KILIÇ

ĠÇĠNDEKĠLER ÖNSÖZ... i ĠÇĠNDEKĠLER ii SĠMGELER ve KISALTMALAR DĠZĠNĠ..vi TABLOLAR, RESĠMLER ve ġekġller DĠZĠNĠ. vii GĠRĠġ 1 BĠRĠNCĠ BÖLÜM KORUMA KAVRAMI VE GELĠġĠMĠ 1. KORUMA OLGUSU 3 1.1. Koruma Kavramının Tanımlanması 3 1.2. Koruma Ġle Ġlgili Kavramlar ve Kapsamları 4 1.3. Koruma Yöntemleri 5 1.3.1. Pasif Koruma 5 1.3.2. Aktif Koruma 5 1.4. Korumanın ĠĢlevleri 6 1.4.1. Korumanın Ekonomik ĠĢlevi 6 1.4.2. Korumanın Sosyal ĠĢlevi 6 1.4.3. Korumanın Kültürel ĠĢlevi 6 1.4.4. Korumanın Mekansal ĠĢlevi 7 1.5. Korumanın Tarihsel Süreci 7 1.5.1. VI. Uluslararası Mimarlar Kongresi 8 1.5.2. Atina Kartası 8 1.5.3. Venedik Tüzüğü 9 1.5.4. Koruma Ġle Ġlgili KuruluĢlar 9 1.5.5. Avrupa Ülkelerinde Koruma Tarihi 10 1.5.5.1. Fransa Koruma Tarihi 10 1.5.5.2. Ġtalya Koruma Tarihi 12 ii

ĠKĠNCĠ BÖLÜM TÜRKĠYE DE KORUMA KAVRAMININ GELĠġĠMĠ 2. TÜRKĠYE DE KORUMA KAVRAMININ YASAL VE KURUMSAL GELĠġĠMĠ 2.1. Türkiye de Koruma Mevzuatının GeliĢimi 14 2.1.1. Osmanlı Dönemi Koruma Mevzuatı 14 2.1.2. Cumhuriyet Dönemi Koruma Mevzuatı 16 2.1.2.1. 1710 Sayılı Eski Eserler Kanunu 18 2.1.2.2. 2863 Sayılı Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu 19 2.1.2.3. 3386 Sayılı 2863 Sayılı Kanunun Bazı Hükümlerinin DeğiĢtirilmesi Hakkında Kanun 19 2.1.2.4. 5226 Sayılı Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu Ġle ÇeĢitli Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanun. 20 2.1.2.5. 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname 21 2.2. Türkiye de Korumanın Kurumsal GeliĢimi 21 2.2.1. Eski Eserleri Koruma Encümeni ile Eski Eserler ve Müzeler I. DanıĢma Komisyonu 22 2.2.2. Ġkinci Ġstanbul Eski Eserler Encümeni 23 2.2.3. Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu 23 2.2.4. TaĢınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ve Bölge Kurulları 26 2.2.4.1.TaĢınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu 26 2.2.4.2. TaĢınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları 27 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM KORUMA PLANLAMASI YAKLAġIMI 3. DÜNYA DA VE TÜRKĠYE DE KORUMA PLANLAMASI YAKLAġIMI 3.1. Dünya da Koruma Planlaması YaklaĢımları 30 3.2. Fransa da Koruma Planlaması YaklaĢımları 31 3.2.1. Koruma Planının Hazırlanması 33 3.2.2. Koruma Planının Ġçeriği 34 3.2.3. Koruma Planının Uygulanması 36 iii

3.2.4. Kentsel Mimari Miras Ve Doğal Değerleri Koruma Bölgeleri Yasası 38 3.3. Türkiye de Koruma Amaçlı Ġmar Planları 39 3.3.1. Koruma Amaçlı Ġmar Planlarının Hazırlanması 42 3.3.2.Koruma Amaçlı Ġmar Planlarının Ġçeriği 44 3.3.3.Koruma Amaçlı Ġmar Planların Uygulanması 45 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM CUMALIKIZIK KORUMA AMAÇLI ĠMAR PLANI 4. KORUMA KURULLARININ KORUMA PLANLAMASINDAKĠ ROLÜNÜN CUMALIKIZIK ÖRNEĞĠNDE ĠRDELENMESĠ 4.1. Cumalıkızık Köyü nün Konumu ve Tarihi 47 4.2. Cumalıkızık Köyü Doku Analizi 48 4.3. Cumalıkızık Köyü Yapı Tipolojisi 51 4.4. Cumalıkızık Köyü nün Ekonomik Yapısı 52 4.5. Cumalıkızık Köyü Kentsel Tasarım Süreci 54 4.5.1. 1/1000 ölçekli Cumalıkızık Koruma Amaçlı Ġmar Planı 56 4.5.2. Bursa Yerel Gündem 21 Cumalıkızık Koruma YaĢatma 98 Projesi 59 4.5.3. Cumalıkızık 3. Bin Yılda YaĢayan Osmanlı Köyü Cumalıkızık Fikir Proje 60 YarıĢması 2007 4.5.4. 1/1000 ölçekli Cumalıkızık Kentsel Tasarım Projesi 2010 61 4.5.5. Cumalıkızık Köyü Restorasyon ÇalıĢmaları 63 4.6. 1/1000 ölçekli Cumalıkızık Koruma Amaçlı Ġmar Planı Revizyonu 63 4.6.1. Analiz ÇalıĢmaları 64 4.6.1.1.Arazi Kullanımı 65 4.6.1.2.Doluluk BoĢluk Analizi 65 4.6.1.3.Yapım Cinsi Analizi 66 4.6.1.4.Binanın Fiziki Durumu Analizi 66 4.6.2.Nüfus Projeksiyonu 68 4.6.3.Planlama YaklaĢımı 68 4.6.3.Plan Hükümleri 70 iv

DEĞERLENDĠRME VE SONUÇ 72 KAYNAKÇA 77 EKLER. 84 ÖZET 108 ABSTRACT 110 ÖZGEÇMĠġ 112 v

SĠMGELER ve KISALTMALAR DĠZĠNĠ UNESCO ICOMOS ICOM ICCROM GEEAYK KTVKYK KTVKBK ZPPAUP BirleĢmiĢ Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu Uluslar arası Anıtlar ve Sitler Konseyi International Council of Museums International Centre of The Study of Preservation and Restoration of Cultur Property Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları Kentsel Mimari Miras ve Doğal Değerleri Koruma Bölgeleri vi

TABLOLAR, RESĠMLER ve ġekġller DĠZĠNĠ Üçüncü bölümün tablo, resim ve Ģekilleri ġekil 3.1 Fransa da koruma planlaması süreci 36 Dördüncü bölümün tablo, resim ve Ģekilleri Tablo 4.1: Köyde yaģayanların istihdam alanları dağılımı 52 Resim 4.1:Cumalıkızık Köyü nün konumu gösteren uydu haritası 48 Resim 4.2: Cumalıkızık Köyü nün dokusunu gösteren uydu görüntüsü 49 Resim 4.3: Cumalıkızık köy meydanı 50 Resim 4.4: Cumalıkızık köy meydanı 50 Resim 4.5: Cin aralığı 50 Resim 4.6: Cumalıkızık sokak dokusu 50 Resim 4.7: Cumalıkızık Evleri 51 Resim 4.8: Cumalıkızık Evleri 51 Resim 4.9: Yerel ürünlerin satıģının yapıldığı Cumalıkızık evleri 53 Resim 4.10: Yerel ürünlerin satıģının yapıldığı Cumalıkızık evleri 53 Resim 4.11: Cumalıkızık Hamamı 54 Harita 4.1: Cumalıkızık Köyü sit alanı sınırları ve tescilli yapılar 55 Harita 4.2: BKTVKK nun 24.10.1993 tarih ve 3508 sayılı kararıyla onaylı 1/1000 ölçekli koruma imar planı Koruma Amaçlı Ġmar Planı 57 Harita 4.3: 1/1000 ölçekli Cumalıkızık Kentsel Tasarım Projesi-2010 62 Harita 4.4: Cumalıkızık Köyü arazi kullanımı 64 Harita 4.5: Cumalıkızık Köyü doluluk boģluk analizi 65 Harita 4.6: Cumalıkızık Köyü evleri yapım cinsi analizi 66 Harita 4.7: Cumalıkızık Köyü evleri fiziki durumu analizi 67 Harita 4.8: 1/11000 ölçekli Cumalıkızık Koruma Amaçlı Ġmar Planı Revizyonu 69 vii

GĠRĠġ Çağımızda tüm dünya hızlı bir değiģim sürecine girmiģtir. Özellikle Sanayi Devrimi sonrasında ülkeler arası savaģlar ve hızlı kentleģme süreci tüm dünyada tarihi birikimin ve doğal alanların hızla tahrip olmasına yol açmıģtır. Bu nedenle Sanayi devrimi sonrasında ortaya çıkan Aydınlanma DüĢüncesinde geliģimin temel koģulları arasında tarihsel birikimin korunması fikri ortaya çıkmıģtır. Bu doğrultuda UNESCO (BirleĢmiĢ Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu), ICOMOS (Uluslar arası Anıtlar ve Sitler Konseyi) ve Avrupa Konseyi gibi kuruluģlar, doğanın ve kültürel birikimin korunması için çalıģmalar yapmıģ ve yasal bir çerçeve oluģmasına katkıda bulunmuģlardır. Ülkemiz kültür ve doğa mirası bakımdan hiçbir ülkenin sahip olmadığı bir zenginliğe sahip olmasına rağmen, Sanayi Devrimi sonrasında yaģanan hızlı kentleģme sürecinden olumsuz etkilenmiģ; eğitimsizliğin getirdiği koruma bilincinin eksikliği ve yanlıģ uygulamalar sonucunda tarihi ve doğal güzelliklerini büyük oranda kaybetmiģtir. Bu nedenle; Dünyada yaģanan hızlı değiģim ve kentleģme sürecinde bir ülkenin kentlerinin sağlıklı geliģebilmesi için, tarihi ve doğal alanların kentle bütünleģerek korunmasını sağlayan koruma politikalarının oluģturulması gerekmektedir. Ancak koruma bilincinin zayıf olduğu ülkemizde, tarihi ve doğal zenginliklerin korunmasına yönelik oluģturulan mevzuat ve yaptırımlar çeģitli nedenlerle yeterince etkin uygulanamamıģtır. Bu nedenler arasında kurumsal yapının sorunları, politik baskılar, mevzuattan kaynaklanan sorunlar sayılabilir. Aynı zamanda ülkemizde planlama da koruma politikalarının bir aracı olarak yeterince etkin bir Ģekilde kullanılamamıģ ve doğal ve tarihi çevrenin tahrip edilmesinin önüne geçilememiģtir. Özellikle tarihi kent merkezleri, hızlı kentleģmenin baskısı altında kalmıģ, tarihsel özelliklerini ve kimliklerini büyük oranda yitirmiģlerdir. Bir kentin tarihi dokusu ve elemanları ile doğal öğelerinin korunmasının en önemli aracı planlamadır. Planlama, sanayileģme sürecinde kentlerde ortaya çıkan

sorunlara çözüm getirmek ve sağlıklı kentleģme ile yaģanabilir kentler yaratabilmek amacıyla ortaya çıkan bir kavramdır. Özellikle 1950 sonrasında plansız kentleģme sürecinde rant elde edebilmek amacıyla doğal ve tarihi çevrenin hızlı bir Ģekilde tahrip edilmeye baģlanması sonucunda planlama alanına yeni bir kavram getirilmesi ihtiyacı hissedilmiģ ve özel amaçlı planlar kavramı ortaya çıkmıģtır. Bu doğrultuda 1983 yılında çıkarılan 2863 sayılı yasa ile getirilen ülkemizde kültür ve tabiat varlıklarının korunmasında koruma amaçlı imar planları kavramı önem arz etmektedir. Ancak koruma bilincinin toplumda yaygınlaģmamıģ olması, finansman sorunlarının çözülememesi, net bir koruma politikasının olmaması ve uygulamada yaģanılan sorunlar nedeniyle ülkemiz koruma planlaması alanında istenilen düzeye henüz ulaģamamıģtır. 1983 yılında 2863 sayılı yasayla kurulan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları, sit alanlarına yönelik olarak hazırlanan koruma amaçlı imar planları ve plan hükümlerinin değerlendirilip onaylanması ve bu planlar doğrultusunda yapılacak olan uygulamaları denetleyerek taģınmaz kültür ve tabiat varlıklarının korunmasını sağlamakla yükümlü olan kurumlardır. Koruma Bölge Kurullarının görevi, hazırlanan koruma planlarının koruma kullanma dengesini gözeten ve yerleģmelerin geliģimlerini sürdürürken tarihi karakterlerini de korumalarını sağlayan planlar olmalarını sağlamaktır. Bu tezde, Koruma Kurullarının Koruma Amaçlı Ġmar Planının değerlendirilmesindeki rolü Cumalıkızık Koruma Amaçlı Ġmar Planı örneğinde irdelenmektedir. 2

1. KORUMA OLGUSU BĠRĠNCĠ BÖLÜM KORUMA KAVRAMI VE GELĠġĠMĠ GeçmiĢ uygarlıkların sosyal ve ekonomik yapısı, mimari yaklaģımı, estetik anlayıģı ve yaģam biçimine iliģkin izler tarihi çevrelerde yer almaktadır. Ġçinde yaģayanlar değiģse de bu çevrelerin geleceğe taģınması yaģayan tarih olarak çok önemlidir. Bu nedenle, eskiyi yok etmek yerine kültür varlıklarının özgün durumlarıyla korunması ve çağdaģ gereksinmeler doğrultusunda kullanımının sağlanması gerekmektedir. Günümüzde koruma kavramı değerlendirme ve geliģtirme kavramlarıyla birlikte kullanılmaktadır. 1.1. Koruma Kavramının Tanımlanması Koruma kavramının insanlık tarihine eģ bir geçmiģi vardır. Binlerce yıllık uygarlık tarihi içinde insanın doğrudan veya doğayla birlikte oluģturduğu değerlerin korunması, çağımızda insanlığın ortak sorunu olarak kabul edilmektedir. Bu değerler insanların oluģturduğu kurallar bütünü sayesinde korunmaya çalıģılmaktadır. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu nun 3. Maddesi nde koruma; taģınmaz kültür ve tabiat varlıklarında muhafaza, bakım, onarım, restorasyon, fonksiyon değiģtirme iģlemleri; taģınır kültür varlıklarında ise muhafaza, bakım, onarım ve restorasyon iģleri olarak tanımlanmıģtır. Koruma; taģınır ve taģınmaz kültür varlıklarının, sanatsal, tarihsel ve iģlevsel özellikleri nedeniyle geleceğe aktarılmasını sağlamak amacıyla yapılan uygulamaların tümüdür. Bu uygulamalar tespit, tescil, bakım, onarım, restorasyon gibi aģamalardan oluģmaktadır. 3

Korumanın ana ilkesi tarihi yapıların ve alanların; koruma kullanma dengesi göz önünde bulundurularak ve yaģatılarak gelecek kuģaklara aktarılmasıdır. Böylelikle yapı hem korunmuģ hem de ekonomik olarak değer kazanmıģ olmaktadır. Günümüzde koruma kavramının içeriği geniģlemiģ ve tek yapı ölçeğinde korumanın yanı sıra tarihi çevre içinde yer alan kültür varlıklarının topluca bulunduğu alanların korunması önem kazanmıģtır. Koruma olayının içinde yaģamın sürekliliğinin de bir koģulu olan yok olma olgusu vardır. Bu nedenle her Ģeyin korunması mümkün değildir. Bu da koruma kavramını bir seçim sorunu olarak karģımıza getirir. Seçim ise subjektif bir olaydır. Neyin korunması gerektiğine komiteler, dernekler ve kurullar karar verirler. Neyin korunacağına karar verecek kurumlar tarafından bilinçli olarak seçilen ve uygulanan koruma politikaları yeni oluģacak kültürün sağlıklı temeller üzerine oturmasını sağlayacaktır. GeçmiĢin kültür değerlerinden, kent dokusundan, mimarlık ürünlerinden, arkeolojik değerlerden, sanat eserlerinden yararlanarak, onları koruyup geliģtirerek daha ileri, daha çağdaģ ve daha yaģanabilir bir çevre, bir kent ve kültür oluģturulmalıdır. 1.2. Koruma ile ilgili kavramlar ve kapsamları Koruma ve Korunma; TaĢınmaz kültür ve tabiat varlıklarında muhafaza, bakım, onarım, restorasyon, fonksiyon değiģtirme iģlemleri; taģınır kültür varlıklarında ise muhafaza, bakım, onarım ve restorasyon iģleridir. Kültür varlıkları; Tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan veya tarih öncesi ya da tarihi devirlerde sosyal yaģama konu olmuģ bilimsel ve kültürel açıdan özgün değer taģıyan yer üstünde, yer altında veya su altındaki bütün taģınır ve taģınmaz varlıklardır. Sitler; Tarihsel, estetik, etnolojik veya antropolojik bakımlardan istisnai evrensel değeri olan insan ürünü eserler veya doğa ve insanın ortak eserleri ve arkeolojik sitleri kapsayan alanlardır. 4

Kentsel sitler; Mimari, mahalli, tarihsel, estetik ve sanat özelliği bulunan ve bir arada bulunmaları sebebiyle teker teker taģıdıkları kıymetten daha fazla kıymeti olan kültürel ve tabii çevre elemanlarının (yapılar, bahçeler, bitki örtüleri, yerleģim dokuları, duvarlar) birlikte bulundukları alanlardır. Etkileme Geçiş Alanı; Koruma amaçlı imar planları yapımı sırasında sit bölgeleri ile bütünlük gösteren, yoğunluk ve yerleģme düzeninin sit bölgeleri ile uyum içinde oluģması ve geliģmesi öngörülen, siti bütünleyen alanlardır. 1.3. Koruma Yöntemleri TaĢınmaz eski eser korunmasında genellikle kullanılan iki yöntem vardır; bunlar pasif koruma yöntemi ve aktif koruma yöntemidir. 1.3.1. Pasif koruma Kültür varlıklarının müzecilik anlayıģı ile korunmasıdır. Pasif koruma yöntemi daha çok maddi imkânların kısıtlı olduğu durumlarda tercih edilir. Doğada yüzyıllardır belli bir düzeyde tahrip olan eserlerin yetersiz imkânlarla ele alınması tahribini hızlandırır. Örneğin toprak altındaki eserler gün ıģığına çıkartıldığında restorasyon ilkeleri kapsamında sağlıklı bir Ģekilde korunmaları sağlanamazsa toprak altında olduğundan çok daha hızlı bir Ģekilde yok olurlar. 1.3.2. Aktif koruma Kültür varlığının çağdaģ iģlev verilerek korunmasıdır. Aktif koruma bilinç, bilgi ve maddi olanak isteyen bir iģtir. Aktif koruma yöntemleri, ülke koģulları doğrultusunda değiģir. Aktif korumanın sağlanmasında çeģitli yöntemler kullanılmaktadır. Kullanılacak olan yöntem yapının veya alanın fiziki durumuna, maddi olanaklara, aranılan yarara göre değiģir. Aktif koruma yöntemleri arasında; orijinal iģlevi ile koruma, orijinal iģlevin günümüz Ģartlarına uyarlanması ile kullanma ve koruma, yeni iģlev verilerek koruma, Müzecilik anlayıģı ile koruma, müze iģlevi vererek koruma, dondurarak veya kısmen restore ederek koruma, belgeleme veya yeri değiģtirilerek koruma sayılabilir. 5

1.4. Korumanın ĠĢlevleri Koruma olgusu dinamik bir yapıya sahiptir. Günümüzde koruma anlayıģı tarihi değerleri korurken günümüz Ģartlarının gerektirdiği değiģiklikleri de göz ardı etmeyen bir anlayıģtır. Korumanın taģıdığı iģlevleri dört baģlık altında toplayabiliriz. 1.4.1. Korumanın Ekonomik ĠĢlevi Yapılar çağın gereksinmelerine göre Ģekillenmekte ve gereksinim değiģtiğinde iģlevini yitiren yapılar yıkılmaktadır. Oysa bu yapılar bazı değiģiklikler yapılarak yeni iģlevlerle kullanılabilirler. Bunun maliyeti yapıyı yıkıp yeni yapı yapmaktan çok daha düģüktür. Böylece eski yapılar da ekonomik olarak değer kazanmıģ olurlar. Sanayi devrimi sonrasında, özellikle geliģmekte olan ülkelerde, hızlı kentleģme sonucunda tarihi çevreler yapılaģma baskısı altında kalmıģtır. Rant elde edebilmek için tarihi çevrede yer alan pek çok yapı ekonomik ömrünü tamamlamadan yıkılarak yerlerine çok katlı apartmanlar yapılmıģtır. Bunun önüne geçilebilmesi için koruma konusunda daha etkin ve verimli politikalar üretilmesi, mali destek sağlanması ve toplumda koruma bilinci oluģturulması gerekmektedir. 1.4.2. Korumanın sosyal iģlevi Koruma çabaları sadece mekansal ve yapısal özellikleri ile ele alınmamalıdır. Aslında fiziksel ve mekansal oluģumların temelinde de toplumsal ve sosyal iliģkiler vardır. Sosyal iliģkiler düzenlendiği takdirde fiziki çevre uygulamaları da daha düzenli olacaktır. Tarihte toplumun sahip çıktığı ve koruma altına aldığı değerler gelecek nesillere aktarılma Ģansı bulmaktadırlar. 1.4.3. Korumanın Kültürel ĠĢlevi Tarih boyunca toplumların yaģam ve üretim biçimlerinin fiziki mekana yansımayla tarihi çevre oluģmuģtur. Bu çevre kültürün temelini oluģturmaktadır. Bugün uygarlık denilince akla oturmuģ bir kültürün geçmiģinden kopmadan geleceğe taģınması gelmektedir. Bir kültürün diğer bir kültürün üzerine kurulduğu tartıģmasız 6

bir gerçektir. Tarihin çeģitli dönemlerinde oluģturulmuģ çevrenin korunması, toplumun geçmiģ hakkında bilgi sahibi olması açısından büyük önem taģımaktadır. 1.4.4. Korumanın Mekansal ĠĢlevi Bir bütün olarak tarihi çevreler ve tek yapı ölçeğindeki örnekler, taģıdıkları estetik değerler ve mimari özellikler bağlamında korunması gerekli unsurlar olarak karģımıza çıkmaktadır. 1.5. Korumanın Tarihsel Süreci Ġnsanlar tüm çağlar boyunca, geleceğe belge aktarma endiģesi olmasa da, doğa olayları korkusu veya dinsel nedenlerle koruma uygulamalarında bulunmuģtur. Bu nedenlere daha sonra sanatsal koruma endiģeleri de katılmıģtır. Dinsel nedenlerle ortaya çıkan koruma olayına daha sonra sanatsal koruma endiģeleri katılarak, korumanın boyutları geniģletilmiģtir. Eski Roma yasalarında, bina cephelerindeki sanatsal ürünlerin yurtdıģına çıkarılamayacağına dair hüküm konması, koruma olayının kurumsallaģmasının ilk örneği olmuģtur ( Çeçener, 1982, s.251) Daha sonra orta çağda aristokrasinin ortaya çıkmasıyla birlikte anılara bağlılık kavramı geliģmiģ ve bu da insanlarda saklama bilinci oluģturarak insanlığı BELGESEL KORUMA aģamasına getirmiģtir. Dinlerin ve aristokrasinin en güçlü dönemi olan orta çağda anıtsal dini yapılar ve Ģatolar inģa edilmiģtir. Ancak yeniçağda yönetimi burjuvaziye kaptıran aristokrasi varlığının devamını sağlayabilmek için, yönetimdeki etkinliğini henüz kaybetmediği 1700 lü yıllarda koruma yasaları çıkartmıģtır. Avrupa ülkelerinin ilk koruma yasalarında korunan yapıların ve eģyaların tümünün sadece yönetici azınlığa ait olduğu görülür. Bu tutum yeniçağda burjuvazi tarafından da devam ettirilmiģ ve çıkarılan yasalarla daha da güçlendirilmiģtir. Ġlk olarak Ġngiltere, Ġtalya, Ġsveç, Danimarka, Fransa ve Portekiz de gündeme gelmiģtir. 7

Daha sonraları Yakın Çağda halkın yönetimi anlamına gelen demokrasiyi gerçekleģtirebilen ülkelerde halkın sosyal yaģamına önem verilmiģ ve koruma mevzuatlarında halka dönük değiģiklikler yapılmıģtır. Halkın yönetimi olan demokratik rejimde, halk doğrudan koruma olayına katılabilmektedir. Koruma konusundaki ilk yasal alandaki adımlar 18.ve 19.yy içinde Avrupa ülkelerinde anıtsal nitelik taģıyan yapıların korunmasına yönelik atılmıģtır. Bu dönem eski eserlerin korunması için ilk kez yasal düzenlemeler ve kurumsal örgütlenmelerin ortaya çıktığı dönemdir. Avrupalılar kendi geçmiģlerine iliģkin belge niteliği taģıyan yapıların ve eģyaların korunmasına önem vererek birçoğunun günümüze aktarılmasını sağlamıģlardır. 1.5.1.VI. Uluslararası Mimarlar Kongresi YaĢanan savaģlar sonucunda birçok tarihi kentin tahrip edilmesi ve Sanayi Devrimi sonrasında tarihi kentlerin yapılaģma baskısı altında kalması sonucunda birçok ülkede koruma çabaları arttırılmıģtır. Korumanın en etkili aracının planlama olduğu düģüncesi yaygınlaģmıģ ve planlamaya iliģkin yasalar çıkartılarak koruma komisyonlarının yetkileri arttırılmıģtır. Tarihsel eserlerin korunması konusundaki ilk uluslar arası giriģim 1904 yılında Madrid de toplanan VI. Uluslar arası Mimarlar Kongresi dir. Mimari anıtların korunması ve onarımı konusunda uluslar arası kabul gören ilk kararlar bu kongrede alınmıģtır. Ayrıca bu kongrede tarihi anıtlara yapılacak olan uygulamaların kesinlikle restorasyon konusunda uzman mimarlarca yapılması gerektiği kararlaģtırılmıģtır. 1.5.2. Atina Kartası Koruma konusundaki geliģmeler daha sonra 1931 yılında Atina da toplanan Tarihi Anıtların Korunması ile ilgili Mimar ve Teknisyenlerin I. Uluslar arası Konferansı nda tartıģılmıģ ve koruma konusunda bazı temel ilkeler ortaya koyan Atina Karta sı oluģturulmuģtur. Bu ilkeler, kısaca anıtsal yapıların kullanılması gerektiğini, tarihi kimliklerine saygıyı, çevrelerinin de korunmasını, onarımlarının çağdaģ tekniklerle yapılması gerektiğini vurgularlar. Ancak bu ilkeler tarihi anıtların 8

çevrelerinin korunmasına iliģkin olup henüz tarihi yerleģmelerin özgün özellikleri nedeniyle korunması gerektiği fikri geliģmemiģtir. 1.5.3. Venedik Tüzüğü Daha sonra 1964 yılında Venedik te toplanan uzmanlar Ġkinci Dünya SavaĢı ve Sanayi devrimi sonrasında Atina Karta sının yetersiz kalması nedeniyle Venedik Tüzüğü nü oluģturdular. Bu tüzükle Tarihi Anıt kavramı yeniden tanımlanmıģtır. Tüzüğün 1. Maddesi Ģöyledir; Tarihi Anıt kavramı sadece bir mimari eseri içine almaz, bunun yanında belli bir uygarlığın, belli bir geliģmenin, tarihi bir olayın tanıklığını yapan kentsel ya da kırsal bir yerleģmeyi de kapsar. Bu kavram sadece büyük sanat eserlerini değil, aynı zamanda kültürel anlam kazanmıģ daha basit eserleri de kapsar. Venedik Tüzüğü aynı zamanda tarihi anıtlara, belirli Ģartlar dâhilinde, ek yapılabileceği, yerinin değiģtirilebileceği, restorasyonlarında çağdaģ malzeme ve teknoloji kullanılabileceği olanaklarını da getirmektedir. 1.5.4. Koruma ile Ġlgili KuruluĢlar Ġkinci Dünya SavaĢı sonrasında dünya ülkeleri bir araya gelerek tarihi anıtlar ile ilgili konuları uluslar arası platformlarda tartıģmıģlar ve 20.yy da çeģitli uluslar arası kuruluģlar oluģturmuģlardır. Bu kapsamda 1946 yılında ICOM ( International Council of Museums ), 5 Mayıs 1949 da 10 devlet tarafından Avrupa Konseyi ( Council of Europe ), 1959 yılında UNESCO tarafından ICCROM ( International Centre of The Study of Preservation and Restoration of Cultur Property ), 1963 yılında Avrupa Konseyi tarafından Europe Nostra, 1965 yılında ise UNESCO aracılığıyla ICOMOS (International Council for Monumets and Sites ) kurulmuģtur. 9

1.5.5. Avrupa Ülkelerinde Koruma Tarihi Tarihi çevrenin ele alınıģı hususunda diğer batı ülkelerindeki yaklaģımları da etkilemiģ olmaları nedeniyle Fransa ve Ġtalya nın koruma tarihini incelemek faydalı olacaktır. 1.5.5.1. Fransa Koruma Tarihi Fransa Antik Roma Dönemi ne kadar uzanan 2000 yıllık tarihe sahip bir ülkedir. Koruma konusundaki ilk giriģimler, 1533 yılında I. François tarafından yapılmıģtır. I. François, Nimes kentini gezerken, kenti çok beğenmiģ ve kentteki bütün anıtsal yapıların korunması için emir vermiģtir. Daha sonra yaģanan Fransız Devrimi din ve monarģiyi temsil eden yapıların yok olmasına neden olmuģtur. Bu geliģmeyle birlikte, devrimin ikinci yılında hazırlanan iki kararnamede, Cumhuriyetin malı olan bütün yapıların korunup dökümlerinin çıkarılmasına karar verilmiģtir. Bu hareketler, Fransa da koruma konusundaki ilk geliģmelerdir. Daha sonra 1884 te sanat eserleri toplanmıģ ve Fransız Anıtlar Müzesi (Le Musee des Monuments Français) kurulmuģtur. Ayrıca bu dönemde yaģanan sanayileģme de tarihi kent merkezlerinin tahrip edilmesine neden olmaya baģlamıģtır. Bunun sonucunda 1816 yılında Ġç ĠĢleri Bakanlığı tarafından anıtların korunması ve envanterlerinin hazırlanması için genelge yayımlanmıģtır. 1830 yılında ilk yasal önlem olarak Fransa daki bütün anıtsal yapıların dökümlerinin konu hakkında yetkin bir kiģi tarafından çıkarılması, onarımlarının nasıl yapılması gerektiğine iliģkin rapor hazırlanması ve Tarihi Anıtlar Genel MüfettiĢliği nin kurulmasına yönelik çalıģmalar yapılmıģtır. Bu dönem Fransa da anıtlar ve tarihi dokunun korunması için çalıģmaların yoğunlaģtığı ve etkili bir Ģekilde örgütlendiği bir devrin baģlangıcıdır. Tarihi Anıtlar Genel MüfettiĢliği 1837 yılında Tarihi Anıtlar Milli Komisyonu na dönüģtürülmüģtür. 1840 tarihinde ilk kez Fransa da özel mülkiyetteki yapılarında tescil edilip korunması öngörülmüģtür. 1854-1879 yılları arasında gerek 10

sorumlu mimarlar, gerekse kamuoyu ile özel istemlerde pek çok sayıda anıt onarılmaya çalıģılmıģtır. 30 Mart 1887 tarihinde bu tarihe kadar hazırlanan önlemler yasalaģtırılmıģtır. Bu yasa tarihi anıtları sınıflandırmıģ, kısmen de olsa binaların tahrip edilemeyeceğini, güzel sanatlarla görevli bakanın onayı olmadan restorasyon ve tamir yapılamayacağını belirtmiģtir. Tarihi anıtların korunmasındaki ana ilkeleri belirleyen yazılı ilk belge olması nedeniyle önem taģımaktadır. Bu yasa 1889 yılında eklenen birkaç kararnameyle güçlendirilmiģtir. 1906 yılında ise sit alanlarının korunmasına iliģkin yasa çıkarılmıģtır. Daha sonra 31.12.1913 tarihinde ayrı bir yasa çıkarılmıģtır. Bu yasa önceleri özel mülkiyetteki tüm eserlerin tescil edilip devlete devredilmesi açısından zor bir uygulama gibi görünmüģ ancak 1887 kanunun eksikliklerini ve boģluklarını dolduran uzun soluklu bir yasa olmuģtur. Bu iki yasayla birlikte yerel kiģilerin yanı sıra sivil toplum örgütleri de koruma sürecine dâhil edilmiģlerdir. Böylelikle koruma çalıģmaları, hem devlet denetiminde hem de yerel kiģilerin ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla demokratik bir biçimde gerçekleģmiģtir. Daha sonra 25 Subat 1943 yasası tescil edilecek eserlerin sınıflandırma Ģeklini belirlemiģtir. Aynı zamanda tarihi anıtların çevresine iliģkin Bakanın da uyması zorunlu 6 Ģart getirilmiģtir. Bu Ģartlar; 1. Komisyonun düsüncesi, 2. Mal sahibinin düsüncesi, 3. Düzenlemeyi talimat seklinde bildirmek, 4. Talimatı mal sahibine bildirmek, 5. Kararı hipotekler bürosuna tescil ettirmek, 11

6. Düzenlenmis binaları belirli aralıklarla resmi gazetede yayınlamak seklindedir. Bu uygulamada mal sahibi, yapıya iliģkin proje, karar ve uygulama aģamalarının tümünden haberdardır ve mal sahibinin düģünceleri de dikkate alınmaktadır. Ülkemizde de bu tür bir uygulama ile vatandaģların daha bilinçli ve hazırlıklı davranması sağlanabilir. Ayrıca sadece mal sahibi değil, tüm vatandaģların her yeni tescil ve düzenlemelerden haberdar edilmesi ve herhangi bir vatandasın da anıtların kullanımına ilģkin bilgi sahibi olmasını sağlanabilmektedir. Koruma konusuna yeni bir yaklaģım getiren Malraux Yasası ise 1962 yılında kabul edilmiģtir. Bu yasa 1915 tarihli yasaya yapılan eklemelerle ĢekillenmiĢtir. Malraux Yasası, koruma konusunda ilke belirleyici özelliğe sahiptir ve planlama süreci ile araçlarını sistematik ve ayrıntılı biçimde tanımlamaktadır. Ayrıca bu yasa koruma alanlarına iliģkin bütüncül bir tanım vererek planlama sürecinde bütüncül bir yaklaģım sağlanmasına olanak vermektedir. 1.5.5.2. Ġtalya Koruma Tarihi Avrupa da yaģanan ihtilaller ile Sanayi Devrimi sonrasında yerleģmeler büyük değiģimlere maruz kalmıģ, özellikle tarihi kent dokuları büyük oranda tahrip edilmiģtir. Bu dönemde Ġtalya da Roma nın merkezinde geniģ bir alan tarih ve sanat araģtırmalarına tahsis edilmiģtir. Ayrıca Papalık Devletlerinde eski eserler hukukunun en önemli kararları 1802 ve 1820 yıllarında çıkartılan Editti Doria Pamplili ile Editti Doria Pacca yürürlüğe girerek ilk defa eski eserlerin listelenmesi ve bunları denetleyecek kurumların oluģturulmasını hükme bağlanmıģtır. Ġtalya Birliği nin kurulmasından sonra 1865 yılında bir yasa çıkartılarak özel mülkiyetteki tarihi anıtların kamu yararına devlete devredilmesi öngörülmüģtür. Daha sonra 12.6.1902 tarihinde yayımlanan kanunla özel mülkiyet veya kamu mülkiyetindeki tüm taģınır ve taģınmaz eski eserlerin korunacağı ve listeleneceği kabul edilmiģ, bu eserler Milli Eğitim Bakanlığı nın gözetimine verilmiģ, eserlerde izinsiz değiģiklik yapılması ve satılmaları yasaklanarak bu hükümlere uymayanlara ceza verileceği açıklanmıģtır. 12

Boito nun belirlediği bu ilkeler Giovanni nin (1873-1947) katkılarıyla geliģtirilmiģ ve uluslar arası düzeyde kabul görmüģtür. Giovanni restorasyonların daha bilimsel yapılmasını ve anıtların çevrelerindeki dokuyla birlikte korunmalarını savunuyordu. Bu düģünceler 1931 yılında Atina da toplanan Tarihi Anıtların Korunması ile ilgili Mimar ve Teknisyenlerin I. Uluslar arası Konferansı nda tartıģılmıģ ve koruma konusunda bazı temel ilkeler ortaya koyan Atina Karta sı oluģturulmuģtur. Bundan sonra 1931 yılında Ġtalya da anıtların korunması için Giovanni nin görüģlerini ayrıntılı olarak bir araya toplayan Carta del Restauro yayınlanmıģtır. Bu tüzükle restorasyona iliģkin ilkeleri ele alan çalıģmalarda Eski Eserler ve Güzel Sanatlar Yüksek Kurulu sorumlulukları kabul edilmiģ, anıtlar kadar çevresinin de önemli olduğu ve çevrenin karakterini, kütle, renk ve stili ile rahatsız eden yeni konstrüksiyonlarla bozmamaya gayret edilmesi gerektiği belirtmiģtir. Avrupa Konseyi tarafından ilan edilen 1975 Avrupa Mimari Miras Yılı kapsamında Avrupa Mimari Miras Tüzüğü hazırlanarak 26 Eylül 1975 tarihinde kabul edilmiģtir. Bu tüzükte geniģletilmiģ bir tarihi çevre kavramı ve bütünleģik koruma yaklaģımına yer verilmiģtir. Aynı yıl içinde Avrupa Konseyi tarafından, Avrupa ya özgü mimari mirasın korunmasına iliģkin önerileri içeren Amsterdam bildirgesi yayımlanmıģtır. Bu bildirgeyle, hedefin bütünleģik koruma olduğu belirtilmiģ ve ekonomik, sosyal, yönetimsel ve yasal yönleri gözetilen bir koruma modeli olarak tanımlanan bu yaklaģımın gerçekleģmesi için gerek duyulan araçlar tanımlanmaya çalıģılmıģtır. 13

ĠKĠNCĠ BÖLÜM TÜRKĠYE DE KORUMA KAVRAMININ GELĠġĠMĠ 2. TÜRKĠYE DE KORUMA KAVRAMININ YASAL VE KURUMSAL GELĠġĠMĠ Türkiye de koruma kavramının geliģimi iki boyutta incelenecektir. Öncelikle Osmanlı Döneminden günümüze kadar yasal sistemin geliģim süreci mevzuat kapsamında irdelenecektir. Daha sonra Osmanlı dönemindeki müzecilik anlayıģından günümüzde koruma kurullarının oluģturulmasına kadar yaģanan süreçte değiģen kurumsal yapı aktarılacaktır. 2.1. Türkiye de Koruma Mevzuatının GeliĢimi Türkiye de koruma mevzuatının geliģimi iki dönem halinde incelenecektir. Öncelikle Osmanlı döneminde koruma kavramının ortaya çıkıģı ve geliģimi ile bu doğrultuda koruma konusunun mevzuatlar içerisinde nasıl yer almaya baģladığı irdelenecektir. Daha sonra ise Cumhuriyet döneminde koruma kavramı ve buna paralel koruma mevzuatının geliģimi ile ülkemizdeki ilk koruma kanunu olan 2863 sayılı yasa ve bu yasadaki değiģiklikler incelenecektir. 2.1.1. Osmanlı Dönemi Koruma Mevzuatı Ülkemizde taģınmaz kültür varlıklarının korunması önceleri Osmanlı Devleti döneminde devlet ve toplum gelenekleri doğrultusunda yapılmıģtır. Uzun süre taģınabilir eģyalar eski eser olarak kabul edilmiģ ve heykel, sütun, yazılı taģ, mücevher, takı ve çanak gibi kazı alanlarından çıkarılan eģyalar baģka yerlere taģınmıģtır. Bu dönemde Anadolu Selçuklularından beri Anadolu da var olan ve Kanuni Sultan Süleyman dan sonra yaygınlaģan vakıf kurumu, yapıların bakım ve onarımını üstlenirken, hazine de bayındırlık yapıları ve savunma yapıları ile

sarayların onarımını sağlamıģtır. Uygulamalar bu alanda yetiģtirilmiģ meslek adamları tarafından yapılmıģtır. 19. yy. baģlarında, Tanzimat döneminde Fransa yı ziyaret eden Abdülmecit, eski eserlere verilen önemi görmüģ ve Ġstanbul a gelince Yalova ve Sultanahmet Meydanı ndaki Bizans Dönemi kalıntılarının korunmasını emretmiģtir. Bu tutum o güne kadar sadece savaģ anıları olan eski eģyaların korunduğu ülkemizde, evrensel kültüre ait belgelerin korunmasına yönelik ilk giriģim olmuģtur. 19. yy ın ikinci yarısına gelene kadar Osmanlı toplumu topraklarındaki eski eserleri koruma ve sahiplenme çabaları göstermemiģ olduğundan, çok sayıda eski eser yurtdıģına götürülerek Avrupa daki müzelerde sergilenmiģtir. Osmanlı devletinde eski eserlerin yurt içinde korunması fikri Tanzimat sonrasında geliģmiģ ve bu döneme kadar Osmanlı topraklarındaki eski eserler yabancı kazı ekiplerince çıkartılarak hiçbir zorlukla karģılaģmadan yurtdıģına götürülmüģtür. Osmanlı toprakları üzerinde, kazı yapılması ve bulunan eski Yunan ve Roma eserlerinin muhafazasına yönelik ilk düzenleme ise 13 ġubat 1869 tarihinde kabul edilen Birinci Asar-ı Atika Nizamnamesiyle yapılmıģtır. Bu Nizamnamenin tümü arkeolojik kazılara iliģkin düzenlemeleri içermektedir ve en önemli özelliği ülkemiz koruma mevzuatının ilk yasası sayılmasıdır. Daha sonra 7 Nisan 1884 tarihli Ġkinci Asar-ı Atika Nizamnamesi ile yapıların da devletçe korunması gereği kabul edilerek taģınmaz mallar da bu kapsam içine alınmıģtır. Bu Nizamname 1881 yılında Müze Müdürlüğü ne atanan Osman Hamdi Bey tarafından hazırlatılmıģtır. 1884 yılında yürürlüğe giren bu nizamname ile eski eserlerin tanımı daha ayrıntılı olarak yeniden yapılmıģtır. Ayrıca kazı sonunda bulunan bütün eserlerin devlete ait olacağı, kiģiler elindeki arazide bulunan malların asla kaldırılamayacağı ve yapılar üzerinde her türlü değiģikliğin yasaklandığı belirtilmiģtir. Osman Hamdi Bey in çabaları ile daha önce çıkarılmıģ olan nizamnamelerdeki eksiklikleri gidermek ve bulunan eski eserlerin müzelerde 15

saklanmasına iliģkin bir düzenleme sağlamaya yönelik olarak 13 Mayıs 1889 tarihinde Müze-i Hümayun Nizamnamesi çıkarılmıģtır. Dünya da arkeoloji alanında yaģanan geliģmeler sonucunda, tarihi kalıntılar bakımından zengin olan Osmanlı topraklarında da araģtırma talepleri artmıģ ve bunun üzerine 20 Nisan 1906 da Dördüncü Asar-ı Atika Nizamnamesi çıkartılmıģtır. Bu nizamname ile taģınmaz eski eser tanımının kapsamı geniģletilmiģtir. Harabe durumundaki duvarlardan yapı kalıntılarına kadar, tarihsel özellik gösteren ev, cami, medrese, kilise, sinagog, sur, tiyatro, köprü, stadyum, hipodrom, hamam, rıhtım, kuyu, sarnıç, Ģose, suyolu, höyük, mezar odaları gibi yapılar kullanılır durumda olanlar dahil, korunması gerekli eski eser sayılmıģ, çevreleri de dikkate alınarak eski esere doğrudan yada dolaylı zarar verecek yakınlıkta her türlü iģlemde bulunulması yasaklanmıģtır. Ayrıca bu nizamname ile elindeki eski eser niteliğindeki yapıyı koruyamayan özel kiģinin mülkiyetinin kamulaģtırılacağı ve kazılarda bulunan eski yapıtların devlete geçeceği belirtilmiģtir. Son Asar-ı Atika Nizamnamesi nde köģk, yalı, konak ve evlerin korunması gerekliliği yer almasına karsın, 1960 lara kadar yalnızca anıtsal nitelikli yapıların korunması sağlanabilmiģtir. Bunun en temel sebebi nizamnamede ilgili maddeyi uygulayacak bir karar organının tanımlanmamıģ olmasıdır. 2.1.2. Cumhuriyet Dönemi Koruma Mevzuatı Türkiye Cumhuriyeti nin kuruluģ döneminde yaģanan çağdaģlaģma ve Osmanlı kültüründen uzaklaģma eğilimleri koruma politikalarını da etkilemiģtir. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti nde yönetim Ģeklinin değiģmesi din ve yönetim kurumlarının feshedilmesine neden olmuģ ve bunun sonucunda pek çok eski yapı iģlevsiz kalmıģtır. Kültürel kökenin eski Anadolu uyarlıklarına dayandırılması amaçlanmıģ ve çeģitli alanlarda arkeolojik kazılar baģlatılmıģtır. Bu dönemde çeģitli kanunlarda koruma konusu ele alınmıģtır. Örneğin Ceza Kanunu nda eski eserlere zarar verenlerin cezalandırılmasına iliģkin hükümler yer almıģtır. 1930 yılı sonrasında eski eser anlayıģı içine taģınmazların da girmesiyle koruma anlayıģı geniģlemiģ ve ülke genelinde 3500 eser tespit edilmiģtir. 1930 16

yılında yürürlüğe giren 1580 sayılı Belediyeler Kanunu yla belde içindeki tarihi değerleri korumak, onarmak, gerektiğinde istimlâk etmek yetkisi belediyelere verilmiģtir. 1933 yılında kabul edilen 2290 sayılı Belediye Yapı ve Yollar Kanunu ile yapıların çevreleri ile birlikte korunması gerektiği, eski eserlerin yoğun olduğu alanlarda özel bir planlama yöntemi kullanılması gerektiği, anıtsal nitelikli eski eserlerin her yönünde 10m. açıklık olması gerektiği hükme bağlanmıģtır. Bu yasa ile mimari eserlerin imar planları yoluyla korunması fikri yaygınlaģmaya baģlamıģ olsa da eski eser ve dokuların korunmasında yeterince etkili olamamıģtır. 1956 yılında yürürlüğe giren 6785 sayılı Ġmar Kanunu yla, eski eserlere yakın binaların, yeni yapılanma koģullarının, eski eseri olumsuz etkilememesi gerektiği göz önüne alınarak yeni yapının eski esere belli bir uzaklıkta yapılması öngörülmüģtür. Bu kanundaki koruma konusu ile ilgili eksiklikler 1972 yılında yayımlanan 1605 sayılı kanunun ek 6. Maddesi ile giderilmeye çalıģılmıģtır. Bu maddede eski eserlerin tespiti ve istimlâkinin hangi kurumlar tarafından yapılacağı belirtilmiģtir. Ayrıca kurumların yetkileri tarih veya mimari değeri bulunan han, hamam, kervansaray, konak, yalı, ev, imarethane, ibadet yeri ve benzerleri gibi eski eser veya tarihi sanat yapılarının ve bunlarla bir bütünlük teģkil etmek üzere muhafazası gerekli çeģme, eski sokak ve meydancıkların muhafazasına dair esaslar, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu nun mutalası da alınarak, Milli Eğitim, Turizm ve Tanıtma, Ġmar ve Ġskan ve Maliye Bakanlıkları ile Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından müģtereken tespit olunur. Adı geçen genel müdürlük ve ilgili bakanlıklar bu yerlerden gerekli gördüklerini istimlake veya istimlak etmeksizin bakım ve onarımı temin etmek üzere sahiplerine veya bu hizmeti bizzat yapmaya yetkilidirler hükmü ile tanımlanmıģtır. Daha sonra 3 Mayıs 1973 yılında yürürlüğe giren 1710 sayılı Eski Eserler Kanunu ilk koruma mevzuatı olma özelliğini taģımaktadır. Bu kanun korunacak değerler konusunda yeni tanımlamalar getirmiģ ve kentsel sit kavramına yer 17

vermiģtir. Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu (GEEAYK) 1973 yılından görevine son verilen 1983 yılına kadar, sit alanları tescil yetkisini kullanarak, alan bütününde koruma yaklaģımı konusunda önemli adımlar atmıģtır. 1710 sayılı kanundaki eksiklikler 23.7.1983 tarihinde yürürlüğe giren 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile giderilmeye çalıģılmıģtır. 2.1.2.1. 1710 Sayılı Eski Eserler Kanunu Bu kanunla eski eserlerin tespitinin Milli Eğitim Bakanlığı nca uzman kiģilere yaptırılacağı ve bu tespit edilen eserlerin GEEAYK tarafından onaylandıktan sonra, tapu kütüğünün beyanlar hanesine (eski eser) kaydı yazılarak tescil ve ilan edileceği hükmü getirilmiģtir. Ayrıca tüm taģınır ve taģınmaz eski eserler devlet malı sayılmıģ, sorumlu kuruluģ olarak da Milli Eğitim Bakanlığı gösterilmiģ ve koruma Ģeklini saptama yetkisi GEEAYK a verilmiģtir. 1960 lı yıllarda yaģanan hızlı kentleģme süreci birçok tarihi kentte eski konutların yıkımı ve dokunun tahrip olmasına neden olmuģ ve GEEAYK tarafından tarihi dokuların korunmasına yönelik önlem alma zorunluluğu ortaya çıkmıģtır. Bunun sonucunda 1969 yılı ile 1975 yılı arasında GEEAYK Sokak, mahalle ve kent boyutlarındaki tescil kararları alarak farklı bir koruma anlayıģı getirmiģtir. 1710 sayılı Eski Eser Yasası Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma konusunda yeni kavramlar, kısıtlamalar getirmiģse de diğer mevzuatlarla iliģkisi kurulamamıģ ve tüzük ve yönetmeliklerle desteklenmemiģ olduğundan koruma konusunda etkin olamamıģtır. Ayrıca Yasa nın yürürlüğe girmesinden sonra yeniden düzenlenen GEEAYK nun bu dönemdeki çalıģmalarının ağırlığını Ġstanbul un korunması oluģturmuģtur. Yasa ile birlikte, tarihi yapı sahiplerine maddi ve teknik destek sağlanabileceği belirtilmesine karģın, bunu destekleyecek bir kaynak gösterimi yapılmaması nedeniyle bu boyut eksik kalmıģ ve iģlevsel olamamıģtır. Bu kanun; tarihi anıtları, onları bütünleyen çevreleri ile birlikte korumak gerektiğini belirten ilk yasal düzenleme olması açısından da önem taģımaktadır. 18

2.1.2.2. 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu Bu kanunla korunması gerekli taģınmaz kültür ve tabiat varlıkları yeniden tanımlanmıģ ve GEEAYK kaldırılarak TaĢınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ve Bölge Kurulları kurulmuģtur. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu nda Anıt kavramı değiģtirilerek Kültür Varlıkları tanımlaması yapılmıģtır. 2863 sayılı kanunda sit kavramı Tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeģitli medeniyetlerin ürünü olup, yasadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini yansıtan kent ve kent kalıntıları önemli tarihi olayların cereyan ettiği yerler ve tespiti yapılmıģ tabiat güzellikleri ile korunması gerekli alanlar olarak tanımlanmıģtır. Bu tanımlamaya göre sit alanı yalnız tarihi yapıların bulunduğu alanlar değildir. Bu kanunun en önemli özelliklerinden birisi kentsel sit alanlarında planlı koruma kavramını getirmiģ olmasıdır. Bu kanunla Koruma Amaçlı Ġmar Planı kavramı özel bir planlama türü olarak kabul edilmiģ ve yasallaģtırılmıģtır. Koruma planlarının yapım, değerlendirme ve onama süreçleri bu yasada tanımlanmıģtır. 2.1.2.3. 3386 Sayılı 2863 Sayılı Kanunun Bazı Hükümlerinin DeğiĢtirilmesi Hakkında Kanun 1987 yılında 3386 sayılı 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun Bazı Maddelerinin DeğiĢtirilmesi ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesi hakkındaki kanunla 2863 sayılı kanunun bazı maddelerinde, aksaklıkları giderici değiģiklikler yapılmıģtır. Bu kanun ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu (KTVKYK) ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarının (KTVKBK) üyeleri yeniden tanımlanmıģtır. Sit olarak ilan edilen alanlara iliģkin 2863 sayılı yasanın 17. Maddesinde yer alan geçiģ dönemi yapı Ģartları, Yüksek Kurul tarafından üç ay içinde kararlaģtırılır. Yüksek Kurulca önerilen bu karar Resmî Gazetede yayımlanır. Ġfadesi 3386 sayılı 19

kanun ile Koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar, koruma kurulu tarafından bir ay içinde geçiģ dönemi yapı Ģartları belirlenir. Ģeklinde değiģtirilmiģtir. Ayrıca 2863 sayılı yasaya göre ilgili valilikler ve belediyeler anılan koruma amaçlı imar planını en geç iki yıl içinde Ġmar ve Ġskan Bakanlığına değerlendirilmek üzere vermek zorundadır. Ancak bu hüküm de 3386 sayılı kanun ile Ġlgili valilikler ve belediyeler anılan koruma amaçlı imar planını en geç bir yıl içinde koruma kuruluna değerlendirmek üzere vermek zorundadırlar Ģeklinde değiģtirilmiģtir. 2.1.2.4. 5226 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile ÇeĢitli Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanun 14.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5226 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile ÇeĢitli Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanun la ülkemizde koruma alanında var olan örgütlenme yapısının güçlendirilmesi amaçlanmıģtır. Ayrıca bu kanunla kültür varlıklarının korunmasını sağlayabilmek için ekonomik kaynaklar yaratmak, yeni örgütlenme biçimleri üretmek ve bürokratik süreci hızlandırmak gibi olumlu yaklaģımlar getirilmiģtir. Ancak buna rağmen bu kanunda da eksiklikler bulunmaktadır. Bu yasa ile Ülkemizde de Koruma Amaçlı Ġmar Planına iliģkin olarak katılımcı planlama modeli geliģtirilmeye çalıģılmıģtır. Son yıllarda dünyada koruma planlarının uygulanmasındaki sorunların çözümüne yönelik olarak yeni kaynak olanakları yaratma, örgütlenme modelleri üretme, planlama etapları gibi kavramlar planlara dâhil edilmeye baģlanmıģtır. Bu kavramların ülkemizde de yasalarda yer alması ve hangi kurumlar tarafından uygulanacağının da yasalarda tanımlanması gerekmektedir. Aksi halde katılımcı alan yönetimi modeli de, bu güne kadar üretilmiģ ve uygulanamamıģ pek çok Koruma amaçlı imar planı" gibi sadece kâğıt üzerinde kalacaktır. Dünyada geliģtirilen modellerin Türkiye de uygulanmasına olanak sağlayacak; koruma planlaması içinde eylem alanları ve önceliklerinin belirlenmesini, sürekliliğin sağlanmasını olanaklı kılacak yönetim alanı ile Yönetim planı tanımlarına bu yasada yer verilmesi çok önemli bir katkıdır. 20

2.1.2.5. 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname 17.08.2011 tarihli Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren 648 sayılı Çevre ve ġehircilik Bakanlığı nın TeĢkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname yle 2863 sayılı Yasa nın koruma planlaması ve koruma kurullarına iliģkin hükümlerinde değiģiklikler yapılmıģtır. Bu kararnameyle Tabiat Varlıklarına iliģkin yetkiler Çevre ve ġehircilik Bakanlığı na devredilmiģ ve Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ile Bölge Kurulları ifadesindeki Tabiat kelimesi çıkarılmıģtır. Ayrıca bir alanın sit alanı olarak ilan edilmesinden itibaren koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar, koruma bölge kurulu tarafından 3 ay içerisinde geçiģ dönemi koruma esasları ve kullanma Ģartları belirlenmesi hükmü getirilmiģtir. Koruma amaçlı imar planının hazırlanması için 5226 sayılı yasayla 2 yıl olarak belirlenmiģ olan süre 3 yıla çıkarılmıģ, zorunlu hallerde koruma imar planının hazırlanamadığı takdirde bu sürenin 1 yıl uzatılabileceği ifadesinden 1 yıl ifadesi kaldırılarak süre sınırlaması kaldırılmıģtır. Tüm kurullardaki Koruma Bölge Kurulu Üyelerinin görevleri sonlandırılarak yeni üyeler atanmıģtır. Bu kararnameden önce Koruma Bölge Kurulları Yüksek Öğretim Kurulunun atadığı 2 üye ve Bakanlığın atadığı 5 üyeden oluģmaktayken, Yükseköğretim Kurulu atamaları kaldırılarak Koruma Kurulundaki tüm üyelerin Bakanlık tarafından atanması hükme bağlanmıģtır. 2.2. Türkiye de Korumanın Kurumsal GeliĢimi Ülkemizde, kültürel varlıkların kazı çalıģmalarıyla açığa çıkartılması ve sergilenmesi uygulamaları 19.yy da baģlayan etkinliklerdir. Ancak taģınmaz kültür varlıklarının bakımı, restore edilmesi ve yeniden iģlevlendirilmesi Cumhuriyet in kuruluģundan sonra söz konusu olmuģtur. 21

Koruma konusunda ülkemizde kurulan ilk kurumlar müzelerdir. 1846 yılında Sultan Abdülmecit in Tophane-i Amire MüĢiri Damat Ahmet Fethi PaĢa tarafından eski silahların Ġstanbul da Ayasofya Camisi nin arkasındaki Aya irini kilisesinde Mecmua-i Esliha-ı Atika ve Mecmuai Asur-ı Atika adı altında toplaması ile ilk müze binası meydana getirilmiģtir. Daha sonra 1868 yılında Ali PaĢa nın Sadrazamlığı döneminde kazılardan çıkarılan eserler Müze-i Hümayun da toplanmıģtır. Koruma konusuna iliģkin olarak kurulmuģ tek kurum olan müzenin yeterli gelememesi üzerine 21 Mayıs 1917 tarihinde Muhafaza-i Asar-ı Atika Encümen-i Dairesi adı altında bir kurum kurulmuģtur. Bu kurum Muhafaza-i Abidat Nizamnamesinin uygulamasında da büyük ölçüde söz sahibi olmuģtur. Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda koruma konusuna pek değinilememiģ olması nedenle 1922 yılında bir Hars Müdüriyeti kurularak eski eserlerin korunması ve bilimsel bir koruma anlayıģının getirilmesi gibi konular ele alınmak istenmiģtir. Ancak bu kurum kurulduğu dönemdeki karıģıklıklar nedeniyle pek etkili olamamıģtır. 2.2.1. Eski Eserleri Koruma Encümeni, Eski Eserler ve Müzeler I. DanıĢma Komisyonu 1932 yılında Ġstanbul un yeniden imarı sırasında eski eserlerin yıkımını engellemek için Eski Eserler Koruma Encümeni kurulmuģtur. Daha sonra 1944 yılında kurulan Eski Eserler ve Müzeler I. DanıĢma Komisyonu bu konudaki eksiklikleri düzenlemek amacıyla Eski Eserlerin Tescil ve Tasnifine Dair Ön Tasarı çalıģmaları yapmıģtır. Bu tasarı anıtsal yapıların hem estetik hem de turistik değere sahip olduklarını belirtmiģ ve yapıların değerine göre 3 ayrı liste hazırlayarak farklı koruma yöntemleri önermiģtir. DanıĢman Komisyonu raporlarında; Boğaziçi koruma sorununa eğilmiģ, burada mimarlık değerleri olmadığı için yıkılmasına izin verilen bir yapı yerine, çevreye uygun üslupta, en fazla üç katlı yapı yapılması için karar almıģtır. Ayrıca bu dönemde Valiliklere gönderilen bir genelgeyle imar planlarında eski eserlerin Asar-ı Atika Nizamnamesinde belirtildiği Ģekilde korunup korunmadığının kontrol edilmesi istenilmiģtir. 22

1930 lu yıllardan sonra koruma konusunda geniģ kapsamlı yaklaģımlar geliģtirilmiģ ancak gerekli yasal kurumların oluģturulamamıģ olması ve mali kaynakların yetersiz oluģu nedeniyle baģarılı olunamamıģtır. Bu dönemlerde yapılan imar uygulamaları da eski ve yeni iliģkisinin sağlıklı biçimde kurulmasını sağlayamamıģtır. 1940 lı yıllarda takip edilen mimarlık akımları sayesinde tarihi dokunun incelenerek korunmasının gerekli olduğu düģünülse de uygulamada bu sağlanamamıģtır. Anıt eserlerin çevresi açılarak tek yapı ölçeğinde koruma sağlanmaya çalıģıldığı, önerilen ana yolların tarihi merkezlerden geçirildiği görülmektedir. 2.2.2. Ġkinci Ġstanbul Eski Eserler Encümeni 1917 yılında kurulan Muhafaza-i Asar-ı Atika Encümen-i Dairesi 1940 lı yıllarda Ġkinci Ġstanbul Eski Eserler Encümeni olarak yeniden kurulmuģtur. Bu encümenin kuruluģunun bir yasaya dayanmaması, özellikle devlet elindeki eski eserleri restore etme zorunluluğunda olan restoratör mimarları, zaman zaman güç durumda bırakmıģ, yasal bir kurulun oluģturulma düģüncesini kuvvetlendirmiģtir. 2.2.3. Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Cumhuriyet döneminde baģlayarak 1950 lerde hızlanan sosyal, ekonomik, teknolojik, kültürel geliģmeler ile bu doğrultuda hızlanan imar hareketleri ve yaģanan hızlı kentleģme kentlerin geleneksel dokusunu kaybetmesine neden olmuģtur. Bu dönemde otomobil kullanımı sonucunda ortaya çıkan gereksinme ile yollar geniģletilmeye çalıģılmıģ ve tarihi kent dokuları göz ardı edildiğinden birçok tarihi eser ve tarihi doku zarar görmüģtür. Bunun sonucunda koruma konusunun yetkili ve uzman bir kurulun denetimi altına alınması gereği duyulmuģ ve 2 Temmuz 1951 tarihinde yürürlüğe giren 5805 sayılı Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu TeĢkiline ve Vazifelerine Dair Kanun ile GEEAYK kurulmuģtur. GEEAYK nun yasanın birinci maddesinde belirtilen görevi; yurt içinde korunması gerekli mimari ve tarihi anıtların korunma, bakım, onarım, restorasyon iģlerinde uyulacak ilkeleri ve bunlarla ilgili programları saptamak, uygulanmasını genel olarak izlemek ve denetlemek, anıtlarla 23