TÜRKTED TÜRKİYE TOHUMCULUK ENDÜSTRİSİ DERNEĞİ



Benzer belgeler
TOHUMCULUK VE TOHUMCULUK TERİMLERİ. Prof. Dr. Necmi İŞLER M.K.Ü. Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü

DOĞU AKDENİZ, DOĞU ANADOLU, GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ TOHUMCULUK İHTİYAÇ ANALİZİ

TSÜAB TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE ÜNİVERSİTE-KAMU ÖZEL SEKTÖR İŞBİRLİĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ ÇALIŞTAYI

YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER ÇALIŞTAYI ( MERSİN) ÖZEL SEKTÖR AÇISINDAN SORUNLAR ÖNERİLER

BİTKİSEL ÜRETİM GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TOHUMCULUK DAİRE BAŞKANLIĞI

B E K L E N T İ L E R İ

Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü. Sebze Çeşitlerinin Kayıt Altına Alınması

Sınai Mülkiyet Hakları, Önemi,

TOHUMCULUKTAKİ GELİŞMELER

Fikri-Sınai Mülkiyet Konusunda ISF Görüşü * Rio de Janeiro, Brezilya da 28 Haziran 2012 tarihinde kabul edilmiştir

TOHUMLUK İHRACATI UYGULAMA GENELGESİ (2013/4)

TÜRKİYE TOHUMCULUK SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE HEDEFLERİ İLHAMİ ÖZCAN AYGUN TSÜAB YÖNETİM KURULU BAŞKANI

TÜRKİYE TOHUMCULUĞUNUN AR-GE İHTİYACI. Dr. Vehbi ESER TÜRKTOB

PATENTLER YAZILIM PATENTLERİ

E-BÜLTEN.

YEREL ÇEŞİTLERİNKAYIT ALTINA ALINMASI VE PAZARLAMASINA DAİR YÖNETMELİK TASLAĞI. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

TOHUMCULUK SEKTÖRÜ ULUSAL STRATEJİ GELİŞTİRME PROJESİ

AB CUSTOMS AGENCY ACADEMY

Sınai Mülkiyet Kanunu ile Gelen Yenilikler 2017

Çankaya Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi

FSH BİLGİLENDİRME TOPLANTILARI

TÜRKİYE DE FİKRİ HAKLAR YÖNETİMİ KÜLTÜRÜ VE GELİŞİMİ

BARTIN ÜNİVERSİTESİ PROJE VE TEKNOLOJİ OFİSİ GENEL KOORDİNATÖRLÜĞÜ ÇALIŞMA İLKE VE ESASLARI YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü. Kümelenme Destek Programı

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE TARIM

Buluşların Devir, Satış veya Kiralanmasına İlişkin Kurumlar Vergisi İstisnasının Uygulanma Esasları

FASIL 10 BİLGİ TOPLUMU VE MEDYA

YÜKSEKÖĞRETİM KALİTE KURULU BİLGİ NOTU

ÜSİMP UNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ DENEYİMLERİ ÇALIŞTAYI, 9-10 Ocak 2013, Ankara

TOHUMLUK ĐHRACATI UYGULAMA GENELGESĐ (2015/4)

TÜBİTAK ın Teknoloji Transfer Ofisleri Desteği

Kasım Külek ÖZ Özaltın Tarım İşletmeleri San. Ve Tic. A.Ş. 21. Yüzyılda Pamuk Çalıştayı Mart 2016-Kahramanmaraş

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNDA 2016 YILINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

TARIM TARİHİ VE DEONTOLOJİSİ

Tohumculuk Sektöründe Üniversite-Kamu-Özel Sektör İşbirliği

SINAİ MÜLKİYET KANUNU İLE GELEN YENİLİKLER

a) Alt komite: Her bir su ürünleri grubu için ayrı oluşturulan tescil alt komitelerini,

SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI ARAŞTIRMA, TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YENİLİK DESTEK PROGRAMLARI

Evrak Tarih ve Sayısı : E Yazının Ekidir YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ

ULUSAL KLİNİK ARAŞTIRMA ALTYAPI AĞI (TUCRIN) UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ KALİTE KOMİSYONU ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI

1. Sınai mülkiyet haklarından elde edilen kazanç ve iratların kapsamı

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş

Gayrimaddi Haklar ve Vergilendirilmesi

T.C. KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

STRATEJİK PLAN, AMAÇ, HEDEF VE FAALİYET TABLOSU

Düzce Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve ilgili mekanizmaların vizyonu, Bölgesel, ulusal ve

31 Mart 2013 PAZAR. Resmî Gazete. Sayı : YÖNETMELİK. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: HAYVAN ISLAHI KOMİTESİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI

TOHUMCULUK HİZMETLERİNDE YETKİ DEVRİ YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar

Orta Karadeniz Bölgesel İnovasyon Stratejisi

FİKRİ VE SINAÎ MÜLKİYET HAKLARI. Dr. Deniz ŞENYAY ÖNCEL

6769 SAYILI SINAİ MÜLKİYET KANUNU HAKKINDA BİLGİ NOTU

TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ

FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI KORUMA DERNEĞİ ÇALIŞMA GRUPLARI VE KOMİTELER YÖNETMELİĞİ

Kapsam MADDE 2- (1) Bu yönerge, Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğünün teşkilatı ile bu teşkilatta görevli personeli kapsar.

VERBİS. Kişisel Verileri Koruma Kurumu. Veri Sorumluları Sicili. Nedir?

"GDO Yönetmeliði" tamam:gdo'suza GDO'suz demek yasak!.

FİKRİ VE SINAİ MÜLKİYET HAKLARI YÖNETİMİ

FASIL 5 KAMU ALIMLARI

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ARICILIK GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Tohumluk Veri Yönetim Sisteminin (TVYS) Kullanımı. Erişim

PANEL SONUÇ BİLDİRGESİ

İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP. Prof. Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

KURULUŞ, AMAÇ, BAĞLAM, KAPSAM A. KURUM PROFİLİ. B. Yönetim Sistemi İle İlgili İç ve Dış Hususlar

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TARIMSAL UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (TUAM) YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM VE DAYANAK

2011 Yılı Teklif Çağrısı Proje Eğitim Toplantısı Program Amaç ve Öncelikleri, Uygunluk Kriterleri, Başvuru ve Değerlendirme Süreci

ÜNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ MERKEZLERİ PLATFORMU

Türkiye nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Ankara, 15 Şubat 2017

FIRAT ÜNİVERSİTESİ KURUMSAL AÇIK ARŞİV YÖNERGESİ. derlenmesi ve Kurumsal Akademik Arşivlerde korunmasını sağlamak,

Türkiye de Coğrafi İşaret Koruması

KONU : :AR-GE FAALİYETLERİ KAPSAMINDA ORTAYA ÇIKAN BULUŞLARA KURUMLAR VERGİSİ VE KDV İSTİSNASI GETİREN KANUN, TBMM DE KABUL EDİLDİ.

SEBZE FİDESİ ÜRETİM VE PAZARLAMASI YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

TÜBİTAK ın Teknoloji Transfer Ofisleri Desteği. Prof. Dr. Yücel ALTUNBAŞAK TÜBİTAK Başkanı

Stratejik Plan

MARKA GENEL BİLGİLER

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE İRAN İSLAM CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ÇEVRE ALANINDA MUTABAKAT ZAPTI

Destekli Proje İşletme Prosedürü

187 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİ GELİŞTİRME ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ, 2006

BAŞVURUDA İSTENİLEN BELGELER

FASIL 7 FİKRİ MÜLKİYET HUKUKU

ANKARA KALKINMA AJANSI.

GİRİŞ. A. İç Kontrolün Tanımı, Özellikleri ve Genel Esasları:

KOBİ LERE YÖNELİK KOSGEB DESTEKLERİ

ÖZEL SEKTÖR SEBZE ISLAH ÇALIŞMALARI. Dr. Ercan ÖZKAYNAK Yüksel Tohum Ar-Ge Müdürü 01 NİSAN 2017, ANTALYA

Fikri Haklar Yönetimi ve Lisanslama Hizmetleri FERİDE ÖZDEMİR

TR 61 DÜZEY 2 BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (ANTALYA-ISPARTA-BURDUR)

Bir işletmenin temel hedefi nedir?

TOHUMCULUK ÜRETİM. Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

ÖN TEMEL VE TEMEL ÇİLEK FİDESİ, ÜRETİM MATERYALİ VE FİDAN ÜRETİMLERİNDE BAKANLIKÇA YETKİLENDİRME TALİMATI

TEKNOKENT ŞİRKETLERİ İÇİN FİKRİ SINAİ HAKLAR BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

Resmî Gazete Sayı : YÖNETMELİK GENEL SAĞLIK SİGORTASI VERİLERİNİN GÜVENLİĞİ VE PAYLAŞIMINA İLİŞKİN BİRİNCİ BÖLÜM

BARTIN ÜNİVERSİTESİ PROJE YÖNETİM VE DESTEK OFİSİ ÇALIŞMA İLKE VE ESASLARI YÖNERGESİ

2.3. Hibe Projeleri Geliştirme Faaliyetleri: Proje içeriklerinin oluşturulması, değerlendirilmesi ve başvuru aşamalarının tamamlanması.

BİRİNCİ BÖLÜM : Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak ve Tanımlar

Program Koordinatörü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

Teknoloji Transferinde Sınai Mülkiyet Haklarının Rolü - Türkiye Örneği

18 Aralık 2009, İstanbul Ayşen SATIR

Tohumculuk Sektöründe Üniversite Kamu Özel Sektör İşbirliğinin Geliştirilmesi. Prof. Dr. Bülent UZUN

Bakanlığımızca Yürütülen Ar-Ge ve Yenilik Programları

Transkript:

TÜRKTED TÜRKİYE TOHUMCULUK ENDÜSTRİSİ DERNEĞİ Sayı:6 / Ekim 2012 HABER ISF den Önemlİ Mesajlar RÖPORTAJ Fİkrİ Sınaİ Mülkİyet Hakları Uygulanmalı RÖPORTAJ Gerçekçİ Yaklaşım Benİmsenmelİ 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve Kurban Bayramı Kutlu Olsun

Misyonumuz Tohumculuk alanında Türkiye nin bölgesel lider bir ülke olması için, teknoloji ve sistem geliştiren, diğer ülkelerle rekabet edebilen ve bölgesinde model oluşturabilecek şekilde ülke tohumculuğunun geliştirilmesine katkıda bulunmak ve Türk tohumculuğunu uluslararası alanda temsil etmek. Vizyonumuz Ulusal ve uluslararası alanda gıda güvenliği ve sürdürülebilir tarım temelinde dünya tohumculuk endüstrisi ile bütünleşmiş, etkin ve uluslararası alanda rekabetçi bir tohumculuk endüstrisi oluşturulması.

SUNUŞ Değerli Okuyucuları; Bundan yaklaşık iki yıl önce, TÜRKTED de genel sekreterlik görevini üstlenmemin ardından, Başkanımız Ali Özbuğday ın çok yerinde önerisi ve Yönetim Kurulu üyelerinin destek ve katkılarıyla TOHUM dergisini yayımlamaya başladık. TOHUM un amacı; hamaset edebiyatından uzak, tohumcuya tohumcu propagandası yapmadan, aklın ve bilimin ışığında üyelerimizin ve tüm sektör paydaşlarımızın sesi olabilmekti. Bu nedenle, ilk sayımızda Tohumculuk Kanunu Revize Edilmeli! başlığı ile sektörümüzün bu temel yasa ile ilgili sorunlarını, çözüm önerilerimizle birlikte açık bir şekilde başta kamudaki yetkililer olmak üzere herkese duyurduk. İlk sayıda, sektörümüzün kalitesinin yükseltilmesi için gerekli olan kamu + özel sektör + sivil toplum işbirliğiyle yönetişim in nasıl olması gerektiğini de anlattık. İkinci sayımızda, üyelerimiz adına, hem mevcut Tarım Bakanımız Mehmet Mehdi Eker e hem de 1983-84 lerde, çıkarılmasını sağladığı mevzuatla gerçek manada tohumculuk sektörümüzün kurulmasına vesile olan eski bakanlarımızdan Hüsnü Doğan a tohumculuğumuzun bugünkü durumunu sorduk. İkinci sayıda ayrıca, tohumculuk sektörümüzün dinamiklerini ve bunların önündeki engelleri, hiç eğip bükmeden paydaşlarımıza anlattık. TÜRKTED in uluslararası misyonu çerçevesinde, dergimizin 3. sayısında, Uluslararası Tohumculuk Federasyonu (ISF) Genel Sekreteri Marcel Bruins le oldukça kapsamlı bir röportaj yaptık ve tohumculuk endüstrisi mensuplarına ışık tutacak yanıtlarını sizlerle paylaştık. Kurumsallaşma süreci devam eden tohumculuk sektörümüzün temsilcilerine, kurumsallaşmanın ana hatlarını can alıcı noktalarıyla aktaran bir yazı da üçüncü sayımızın önemli başlıklarından biri idi. TOHUM un 4. sayısının misafiri bir önceki dönemin Tarım Bakanı Prof. Dr. Sami Güçlü oldu. Kendisine yönelttiğimiz sorulara içtenlikle verdiği cevaplar, ülkemizin tarım sektörü ve tohumculuğu hakkında bilgi sahibi olmak isteyen herkesin, ilgisine göre dağarcığına bir şeyler katabileceği türdendi. Dördüncü sayıda bundan başka, Türkiye yi temsilen Derneğimizin de üye olduğu Avrupa Tohumculuk Derneği (ESA) ni okurlarımıza tanıttık, ayrıca GDO lu soya ve mısırın ülkemize ithalatına izin verilmesi hakkındaki TÜRKTED in görüşü de bu sayıda yer aldı. Tohum un beşinci sayısının önemli başlıklarından biri, geçtiğimiz Ocak ayında, Derneğimizin Cornell Üniversitesi ve Sathguru Danışmanlık la birlikte gerçekleştirdiği uluslararası Tohumculuk Endüstrisi Programı hakkındaydı. Paydaşlarımıza, dünyada bitki ıslahı, stratejik yönetim, fikri-sınai mülkiyet, patent, lisans, tohumculukta veri derleme ve kullanma, küresel pazarın zorlukları gibi başlıklar altında sektördeki en güncel gelişmelerin aktarıldığı, adeta bir ufuk turu niteliğinde olan bu program oldukça yararlıydı. Beşinci sayıda ayrıca, uzun yıllardan beri tohumcuların sorunlarını çözmeye gayret eden GTHB, BÜGEM Genel Müdür Yardımcısı Dr. Talat Şentürk e ve Türkiye tohumculuk mevzuat ve politikalarının rotasını çizen Tohumculuk Dairesi Başkanı Metin Kaycıoğlu na sizlerin adına önemli sorular yönelttik. Elbette dergimizde, sektörümüzle ilgili daha birçok güncel konuyu sizlerle paylaşmanın yanı sıra, TÜRKTED i kuran saygıdeğer büyüklerimizi de unutmadık ve onların yaşantılarından bazı kesitleri sizlerle paylaştık. Biraz sonra okumaya başlayacağınız TOHUM un altıncı sayısı da yukarıda özetlenen diğer sayılar gibi önemli başlıklar içeriyor. Bu sayımızın ana teması Fikri-Sınai Mülkiyet Hakları. Tohum üreticileri ve bitki ıslahçıları açısından önemi her geçen gün giderek artan bu kavramla ilgili iki önemli kişiye bazı sorular yönelttik. Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürü Kamil Yılmaz ile ESA Genel Sekreteri Garlich von Essen in hem ıslahçı hakları hem de sektörümüzle ilgili diğer sorularımıza verdikleri cevapları ilgiyle okuyacağınıza inanıyoruz. Ayrıca, bu sayımızda ISF in Fikri-Sınai Mülkiyet hakkındaki Görüşü nü de sizler için kısaca özetledik, ancak ıslah ve çeşit geliştirme üzerine çalışan paydaşlara, bu ISF pozisyon belgenin tamamını okumalarını tavsiye ederiz. Yine bu sayıda beğeniyle okuyacağınızı ümit ettiğimiz bir makaleye de yer verdik, Cornell Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ronnie Coffman ın yukarıda bahsedilen Tohumculuk Endüstrisi Programı nda yaptığı Bitki Islahının Geleceği başlıklı sunusunu makaleye dönüştürüp sizlerle paylaştık. İki yıldır sizlere sunduğumuz bu dergi; tohumculukta başa güreşiyoruz, tohum ihracatımız patladı, Türkiye tohumda dışa bağımlı değil ve daha bunun gibi kesif hamaset kokan söylemlerden uzak, olabildiğince objektif ve hiçbir yere angaje olmadan sektörümüzün sesi olmayı, ilgili makamlara gereken tavsiyeleri yapmayı ve paydaşlarımıza tohumculuk hakkında dünyada konuşulan şeyleri aktarmayı sürdürecektir. Kurban Bayramınızı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramınızı kutlar, saygılar sunarım. Dr. Müfit ENGİZ TÜRKTED Genel Sekreteri

içindekiler Ekim / 2012 5 KISA 6 TOHUM KISA GÜNDEMİ ISF DEN TOHUM ÜRETİCİLERİNE VE BİTKİ ISLAHÇILARINA ÖNEMLİ MESAJLAR Uluslararası Tohumculuk Federasyonu - ISF in 28 Haziran 2012 tarihinde Brezilya nın Rio de Janeiro kentinde yapılan Genel Kurulunda oybirliği ile kabul edilen Fikri-Sınai Mülkiyet hakkında ISF Görüşü (ISF View on Intellectual Property) başlıklı ISF pozisyon belgesi tohum üreticileri ve bitki ıslahçılarına önemli mesajlar iletiyor. 10 RÖPORTAJ TEKNİK VE GENETİK İLERLEMENİN YOLU FİKRİ-SINAİ MÜLKİYET HAKLARININ UYGULAMASINDAN GEÇİYOR Kamil Yılmaz, Türk tohumculuğunun en önemli kuruluşlarının başında gelen Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezinde (TTSM), mesleki yaşantısının büyük bir bölümünü teşkil eden yöneticilik görevini başarıyla sürdürüyor. Tohum dergisi olarak Kamil Yılmaz ile özel bir röportaj gerçekleştirdik. 18 MAKALE BİTKİ ISLAHININ GELECEĞİ ABD de toplam 2 bin 241 ıslahçı bulunmaktadır. Bu rakamın bin 200 ü mısır ıslahçısı, 500 den biraz fazlası soya ıslahçısı ve geri kalanı da bu iki türden başka hepsinin ıslahıyla ilgilenen ıslahçılardır. 22 RÖPORTAJ Gerçekçİ Bİr Yaklaşım Süratle Benİmsenmelİ Avrupa Tohumculuk Derneği (ESA) nın Genel Sekreteri Garlich von Essen e fikri sınai mülkiyet hakları, ıslahçı hakları gibi başlıkların yanı sıra sektörümüzle ilgili diğer önemli konular hakkında görüşlerini sorduk. 28 MAKALE Emtia Fİyatlarındakİ Durum 2010 dakinden Farklı!.. 30 TÜRKTED ÜYE LİSTESİ TÜRKTED üye firmalarının alfebetik listesi, iletişim adresleri. 6 10 22 İmtiyaz Sahibi Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği Sahibi Ali Özbuğday / TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Yazı İşleri Müdürü A. Müfit Engiz / TÜRKTED Genel Sekreteri Editör Selda Başusta Yayına Hazırlayan Tematik Medya Yayıncılık ve Ajans Hizmetleri İletişim Güvenlik Cad. Güvenlik Apt. No:7/1 06540 Aşağı Ayrancı / ANKARA e-mail turkted@turkted.org.tr Tel 0 312 419 00 32 Fax 0 312 419 00 32 Baskı Promat Basım Yayın San. Ve Tic. A.Ş Sanayi Mah. 1673. Sok. No:34 Esenyurt / İSTANBUL Tel 0 212 622 63 63 Yayın Türü Yerel Süreli Yayın dergisi Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği tarafından T.C. yasalarına uygun olarak 3 ayda bir yayınlanmaktadır. Dergide yer alan yazı, fotoğraf, illüstrasyon ve konuların her hakkı saklıdır. İzin almaksızın, kaynak göstererek dahi yayınlanamaz, basılamaz, çoğaltılamaz.

KISA KISA TÜRKTED in 27. Kuruluş Yıldönümü Ayhan Ağabeyi Rahmet ve Şükranla Anıyoruz Özel tohumculuk şirketlerinin sahipleri veya yöneticileri konumunda olan dokuz öncü üyenin girişimi sonucunda 15 Temmuz 1985 tarihinde resmen kurulan Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneğimiz tohumculuk sektöründe 27. TÜRK-TED yılını geride bırakıyor. Kurulduğu günden beri ülkemiz tohumculuk sektörünün gelişimi için özveriyle ve inançla birçok önemli çalışmanın planlayıcısı ve uygulayıcısı olan TÜRKTED, aynı zamanda uluslararası platformda Türkiye yi başarıyla temsil etmiş ve etmeye de devam edecektir. Gerek ulusal ve gerekse ülkemizde faaliyet gösteren çokuluslu tohum şirketlerinin işbirliği ile oldukça sıkı bir rekabetin yaşandığı dünya tohumculuk pazarında, Türkiye nin bölgesel lider bir ülke olması TÜRKTED in en büyük dileğidir. Bunun gerçekleştirilmesi için TÜRKTED, üzerine düşen görevi şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da yapmaya hazırdır. TÜRKTED in 1985 yılında başlayan yolculuğunda bizleri yalnız bırakmayan bütün üyelerimize şükranlarımızı sunuyor, kaybettiğimiz birbirinden değerli isimlerin aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz. Küresel Tohum Pazarı Raporu 2012 Yayınlandı Research and Markets adlı kuruluş tarafından hazırlanan ve küresel tohumluk pazarının mevcut durumunu ortaya koyarken aynı zamanda 2012 2014 dönemi için %1,5 yıllık büyüme trendi öngörülen pazarın özelliklerini anlatan Küresel Tohum Pazarı Raporu yayımlandı. Rapora göre, tohumluk üretim alanı ve değerine göre en büyük üç ülke; sırasıyla ABD, Çin ve Fransa. Sebze tohumluğu ithalat ve ihracatında dünya lideri ise Hollanda. Elektronik kopya satış fiyatı 634 Euro olan raporun orijinali 713 Euro. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nın Logosu Değişti Yeni logodaki açık mavi gökyüzünü, güneş ile başaklar gıdayı ve tarımı simgeliyor. Üstte yer alan turuncu kuşak ise Bakanlığın geçmişten bugüne gıda, tarım ve hayvancılık alanlarını kapsadığını anlatıyor. Alttaki yeşil hat Türkiye nin verimli tarım alanlarını, mavi hat da deniz ürünlerini temsil ediyor. Geçen yıl kaybettiğimiz çok değerli büyüğümüz ve Derneğimizin önceki Genel Sekreteri Merhum Ayhan Elçi yi vefatının sene-i devriyesinde bir kez daha rahmet, saygı ve şükranla anıyoruz. Meslek yaşamı boyunca sadece tohumculuk sektörüne değil tarım sektörüne de çok önemli katkıları olan Ayhan Ağabey, 8 Temmuz 2011 Cuma günü sabah saatlerinde vefat etmiş idi. Ruhu şad olsun. Nebraska Üniversitesi nden Online Bitki Islahı Programı Nebraska Üniversitesi Lincoln (UNL), bitki ıslahçıları ve genetik uzmanlarının artan talebini karşılamak amacıyla uluslararası katılımcılara da açık olan yeni bir online eğitim programı başlattı. UNL in 12 modüllü online Bitki Islahı ve Genetik Sertifika Programı, günümüzde kullanılan en ileri metotların ve teknolojilerin en üst seviyede anlaşılması için konuları sindire sindire öğretiyor (Programla ilgili ayrıntılı bilgiye erişmek için http://agronomy.unl.edu/ plantgenetics). 30. Ista Tohum Kongresi Antalya da Yapılacak Türkiye, 30. ISTA (Uluslararası Tohum Test Birliği) Tohum Kongresi ne 12 18 Haziran 2013 tarihleri arasında Antalya da ev sahipliği yapacak. ISTA, üye ülkelerin tohum laboratuvarları yetkilileri ve konu uzmanları, üniversitelerden bilim adamları ile tohumculuk sektöründen ilgili teknik uzmanlar yanında dünyadaki tohumculuk kuruluşlarının katılımı ile üç yılda bir kongre düzenlemektedir. Üç yılda bir farklı bir ülkede düzenlenen ISTA Kongresine bilim adamları, araştırmacılar, uluslararası organizasyonlar, stant açmak isteyen tohum şirketleri, tohumculuk endüstrisi ile ilgili teknoloji şirketleri ve tohum üreticilerinden oluşan 600 800 katılımcı beklenmektedir (kayıt için: http://ista2013antalya.org/tr/kayit.php). Ekim 2012 5

HABER Uluslararası Tohumculuk Federasyonu - Isf den Tohum Üreticilerine ve Bitki Islahçılarına Önemli Mesajlar Uluslararası Tohumculuk Federasyonu - ISF in 28 Haziran 2012 tarihinde Brezilya nın Rio de Janeiro kentinde yapılan Genel Kurulunda oybirliği ile kabul edilen Fikri-Sınai Mülkiyet hakkında ISF Görüşü (ISF View on Intellectual Property) başlıklı ISF pozisyon belgesinin İngilizce orijinali ve Türkçe tercümesi, TÜRKTED in web sayfasında (www.turkted.org.tr) tüm paydaşlarımızın bilgisine sunulmuştur. Özellikle bitki ıslahı ve çeşit geliştirme konusunda faaliyet gösteren tohum şirketlerinin saygıdeğer yönetici ve ilgili çalışanlarına Fikri-Sınai Mülkiyet hakkında ISF Görüşü nün tamamını dikkatlice okumalarını tavsiye ederiz. Zira söz konusu belge, dünya tohumculuk sektörü mensuplarının önümüzdeki dönemde fikri-sınai mülkiyet hakları, ıslahçı hakları, patent vb. konulara ilişkin karşılaşacakları sorunlarda, uluslararası tahkim ve diğer ilgili mahkemelerce başvurulacak referans niteliğindeki en önemli belgelerden biri olacaktır. Bununla beraber, değerli okurlarımıza yardımcı olmak amacıyla, söz konusu belgedeki bazı temel noktaları özetleyen aşağıdaki bilgileri sunmanın yararlı olacağına inanıyoruz. En etkili Fikri-Sınai Mülkiyet (FSM) sistemi, yenileşimi (inovasyonu) destekleyen koruma ile diğer ıslahçıların bitki çeşitlerini daha fazla geliştirmelerine imkân sağlamak amacıyla (gerekli materyale) erişim arasında denge kurmaktadır. Bu nedenle ISF, çeşitlerin korunmasında tercih edilen yöntemin bizatihi Bitki Islahçı Hakları (BIH) olduğunu düşünmektedir. ISF, çeşit teşhisi, bir başlangıç çeşidi ile esas itibarıyla türetilmiş olduğu varsayılan bir çeşit arasındaki kalıtımsal benzerliğin belirlenmesi, prensipte referans koleksiyonları yönetiminin iyileştirilmesi ve FYD (Farklılık, Yeknesaklık, Durulmuşluk) denemelerinin planlanması ve FYD karakteristiklerinin tezahürünü tam olarak tahmin edebilen DNA-bazlı markörlerle bu karakteristiklerin test edilmesinin basitleştirilmesi için DNA-bazlı markörlerin kullanabileceği sonucuna varmaktadır. Ancak, ISF, teknolojik ve bilimsel gelişmenin şu anki durumunu dikkate alarak, FYD nin tespit edilmesi için DNA-bazlı markörlerin tek başına kullanılmasının, korumanın gücünü önemli ölçüde zayıflatabileceğini ve bu sebeple de kabul edilmemesi gerektiğini düşünmektedir. ISF, -fikri ve sınai mülkiyet koruması da dahil olmak üzere- hibritin, her türlü amaç için çeşit sayılması gerektiği kanaatindedir. Hibritin FYD si ya hibritin kendisine veya eğer UPOV (Uluslararası Yeni Bitki Çeşitlerini Koruma Birliği) Test Kılavuzu nda belirtilmiş ise söz konusu çeşide ait ebeveynlere ve bu ebeveynleri birleştiren (spesifik) formüle göre belirlenebilir. Hibritin FYD testi için ebeveyn çeşitlerin kullanımının UPOV Test 6

Kılavuzu nda gösterilmediği türler söz konusu olduğunda ise ISF in görüşü, hibrit için koruma temin etmek üzere, ebeveyn çeşitlere ait materyalin sunulmasının gerekmediği şeklindedir. Verimli çalışmanın artırılması ve maliyetlerin düşürülmesi amacıyla ISF, tohumculuk endüstrisindeki uzman kişilerin, FYD test sürecine daha fazla katılmasına taraftardır. Ancak, bu katılım süreci resmi denetim altında olmalıdır. ISF, inceleme raporlarının, bu inceleme prosedürü için para ödemiş olan bitki ıslahçı hakları sahibine ait olduğu görüşündedir. Islahçı tarafından bir talep gelmesi durumunda kendisine, orijinal FYD inceleme raporunun onaylı bir sureti ücretsiz olarak gönderilmelidir. ISF, bir çeşide ait referans numunesinin ıslahçıya ait olduğu görüşündedir. Özellikle, ebeveyn kendilenmiş hatların herhangi numuneleri, ıslahçının net ve açık rızasını takiben, ıslahçının materyale ait mülkiyetini tam anlamıyla koruyan bir Materyal Transferi Anlaşması na dayanmak suretiyle, sadece inceleme ofisleri arasında mübadele edilmelidir. BIH mercileri, yapılan mübadeleleri gösteren yıllık raporu ıslahçıya vermelidir. ISF, çeşitlere isim verilmesi için küresel bir veri tabanı oluşturulmasını savunmaktadır. Çelişkili kararların alınmasını önlemek amacıyla, ISF, kendi ülkelerinde yapılacak çeşit ismi önerilerinin teyidi için böylesi bir veri tabanını ilgili firmalara kullandırtması konusunda yetkili mercileri teşvik etmektedir. Ebeveyn hatları, malum olduğu üzere çoğunlukla pazarda bulunmazlar. Bu nedenle, bazı BIH mercileri bu kategorideki çeşitlere BIH verilmesi için bir koşul olarak, bu ebeveyn hatların, BIH süresince veya bitiminden sonra, istenmesi halinde üçüncü taraflara sağlanabilmesini istemektedir. ISF, aşağıdaki gerekçe ile bu yoruma şiddetle karşı çıkmaktadır; BIH nın verilmesi için ilave bir şart dayatmak, UPOV 1991 Yasası nın Madde 5 inde bulunandan daha fazla veya farklı koşullar istenemeyeceğini belirten UPOV Sözleşmesine hukuki anlamda ters bir uygulama olacaktır. ISF kuvvetli bir şekilde UPOV 1991 Yasası nı desteklemekte ve tercih etmektedir. Bu nedenle ISF, bütün ülkelerin ulusal yasalarına UPOV 1991 Yasasından olabildiğince çok hükümler almalarını ve nihayetinde UPOV 1991 Yasasını onaylamalarını tavsiye etmektedir. ISF e göre, ebeveyn hatta sağlanan korumanın, ondan elde edilen (üretilen) hibrit çeşide genişletilmesi (teşmil edilmesi), hibrit çeşide ait tüm materyalin ve hibrit materyalle yapılan tüm fiillerin ebeveyn hattın korunması kapsamına girmesi anlamına gelmelidir. ISF ayrıca, koruma altındaki hibrit çeşitten vejetatif yolla üretilen (eşeysiz çoğaltma) bitkilerin de hibritin korunması kapsamında olması gerektiğine inanmaktadır. Mülkiyet haklarına tabi (tescilli), korunan çeşitlere ait mahsulden ayrılan tohumluklar, bu çeşitlerin ıslahçılarının meydana getirdiği (ekonomik) değerin makul bir kısmının (payın) ıslahçılara gitmesini azaltmak suretiyle, yenileşme ve ıslaha yönelik teşvikleri aşındırmaktadır. ISF bu sebeple, mülkiyet haklarına tabi, koruma altındaki çeşitlerde mahsulden tohumluk ayrılmasına izin verilmemesi gerektiğine inanmaktadır. Bununla beraber, eğer yetkililer, isteğe bağlı istisnayı dahil etmeyi seçerlerse, bu durumda uygulama, makul bir ücretin ıslahçıya ödenmesi yükümlülüğünü içermelidir. UPOV 1991 Yasasında tanımlanan esas itibarıyla türetilmiş bir çeşit (ETÇ), aşağıdaki durumlarda esas itibarıyla bir başka çeşitten, bir başlangıç çeşidinden türetilmiş kabul edilir. Aşağıdaki şartlardan biri yerine getirilmemişse, esas itibariyle (esastan) türetme söz konusu değildir. a) Çeşit ağırlıklı olarak bir başlangıç çeşidinden türetilmiş ya da ağırlıklı (baskın) olarak bir başlangıç çeşidinden türetilmiş olan bir (diğer) çeşitten türetilmiş olmalıdır, bu arada, başlangıç çeşidine ait genotip ya da genotipler kombinasyonu ndan kaynaklanan temel karakteristikler muhafaza edilmiş olmalıdır; b) Çeşit, başlangıç çeşidinden net olarak ayırt edilebilir (farklı) durumda olmalıdır; c) Türetme işleminin yol açtığı (gerek- Ekim 2012 7

HABER tirdiği) farklılıklar dışında çeşit, başlangıç çeşidine ait genotip ya da genotipler kombinasyonu ndan kaynaklanan temel özelliklerin tezahürü (belirmesi) bakımından, başlangıç çeşidi ile aynı olmalıdır. Esas itibarıyla türetilmiş çeşitler; örneğin, doğal ya da oldurulmuş (suni yolla oluşturulmuş) mutantların seleksiyonu, somaklonal bir varyantın seleksiyonu, başlangıç çeşidine ait varyant tek bitkilerin seleksiyonu ile veya geriye melezleme yoluyla ya da genetik mühendisliği vasıtasıyla yapılan transformasyonun bir sonucu olarak elde edilebilir. Bununla birlikte, ISF, ıslah süreci içinde sadece bu tekniklere müracaat edilmesinin, esas itibariyle türetmenin tek başına yeterli bir kanıtı olarak görülmemesi gerektiğini düşünmektedir. ISF, yeni teknolojik gelişmelerin dikkate alınmasını mümkün kılan esas itibariyle türetme kavramını kuvvetle desteklemektedir. ISF, bu ilkenin, bitki ıslahçı haklarını uygun bir şekilde güçlendirirken, UPOV Sözleşmesinin kilit özelliklerinden birisi olan ıslahçı istisnasını kısıtlamadığını düşünmektedir. ISF, çalıntı yapmaya (aşırmaya), yani bir ıslah programında bile bile mevcut bir çeşide çok benzeyen taklit bir çeşidi geliştirmeye imkân verecek herhangi bir girişime veya materyalin/teknolojinin kullanılmasına karşıdır. ISF, temel karakteristiklerin tanımının, FYD karakteristiklerinin sınırlı bir alt kümesiyle veya ilave karakteristiklerle sınırlandırılmaması gerektiği görüşünü kuvvetli bir biçimde savunmaktadır. Başlangıç çeşidinin sahibi için ağırlıklı (baskın) türetmeyi ispatlamak çok zor olabilir. Bundan dolayı ISF, başlangıç çeşidi ile ETÇ olduğu düşünülen çeşit arasında yüksek oranda fenotipik ve/veya genetik benzerlik kurulduğunda, ıslahçıların ispat yükümlülüğünü karşılama yeteneğine sahip olmaları gerektiğine, böylece kanıtlama zorunluluğunun ETÇ olduğu varsayılan çeşidin ıslahçısı üzerinde kalması gerektiğine kuvvetle inanmaktadır. Esas itibarıyla türetme bir teknik olgu meselesidir, oysa ondan kaynaklanan bağımlılık ise potansiyel yasal bir sonuçtur. Dolayısıyla, bir çeşidin ETÇ olduğu kanıtlanmışsa, sonsuza dek ETÇ kalacaktır. Başlangıç çeşidinin koruma süresi sona erdiğinde, bu çeşitten türetilmiş olan tüm çeşitler, esas itibariyle bu başlangıç çeşidinden türetilmiş olarak kalır. Ancak bunlar, -artıkkoruma altında olmayan o çeşide yasal olarak bağımlı olmayacaklardır. ISF, BIH mevzuatındaki ETÇ maddesinin yürürlüğe giriş tarihinin öncesinde kamuda yaygın bir şekilde bilinen çeşitlerin olduğu gibi serbest kalması gerektiği düşüncesindedir. ISF, teknik konulardaki sorunların çözümü için, mahkemelerin resmi FYD test kurumlarının uzmanlığından yararlanmasını ısrarla tavsiye etmektedir. ISF, insanlar tarafından yapılan (meydana getirilen) vasıflarla ilişkili icatların (bunlar genel olarak, insan yapımı mutant vasıflar ya da genetik yapı değişikliği sonucu edinilen vasıflar gibi; insan eliyle genoma eklenen ya da modifiye edilen (değişime uğratılan) vasıflar olarak tanımlanır) ve modern teknolojilerin patent koruması için uygun olduğu görüşündedir. Genel anlamda, konvansiyonel melezleme ve seleksiyon gibi rutin çalışma sonuçları ise patent verilebilir olarak ele alınmamalıdır. 8

ISF, ilke olarak, patentin yalnızca gerçek icatlara verilmesini, sıradan buluşlara ise patent verilmemesini desteklemektedir. Basit anlamıyla sadece bir şeyi bulma işi, tek başına patentlenebilme standartlarını karşılamamaktadır. Genellikle, geleneksel melezleme ve seleksiyon gibi rutin çalışma sonuçlarına patent verilmemelidir. Daha önce patentlenmiş bir genetik bileşimle aynı fenotipik karakteri ortaya çıkaran alternatif bir genetik bileşim, önceki patentin ihlali olarak görülmemelidir. ISF, patent korumasının, üretim ve çoğaltım yoluyla elde edilmiş bir ürünün patentlenmiş aynı karakteristiklere sahip olması halinde bu ürüne veya -genetik enformasyon söz konusu olduğunda ise- içerisinde genetik enformasyon bulunan ve işlevini yerine getiren tüm materyale de yaygınlaştırılmasını düşünmektedir. ISF, daha önceden patentlenmiş bir genetik bileşim gibi aynı fenotipik karakteristiği sağlayan alternatif bir genetik bileşimin, bahse konu daha önceki patentin ihlali sayılmaması gerektiğini düşünmektedir. ISF, patent yasalarında, tohumculuk endüstrisi için, hem bir genel araştırma istisnası hem de bir özel ıslahçı istisnası nın göz önünde tutulması gerektiği görüşündedir. ISF, patentli icatlar üzerinde araştırma yapılmasına (ancak patentli icatlarla araştırma yapılmasına değil) olanak sağlayacak bir araştırma istisnasını desteklemektedir. Bir araştırma istisnası ıslahçı istisnasına paralel olabilirse de, ıslahçı istisnasının kapsamını sınırlamamalıdır. Patentlenmiş bir gen ya da vasıf ve patentli olmayan bir genetik arka planı içeren, ticarileşmiş bir bitki çeşidi ile ıslah çalışması yapılması, aşağıda ifade edilen bağlamda, gen ya da vasfın kendisine ait patentin ihlali olarak düşünülmemelidir: ISF, şayet bu ıslah çalışması sonucunda elde edilen yeni bir bitki çeşidi, patent taleplerinin kapsamı dışında ise -BIH tarafından korunan bir çeşide ait ETÇ olmaması şartıyla- ıslahçısı tarafından serbestçe kullanılabilir olması gerektiği görüşündedir. ISF, ister çeşit koruma isterse patent yasası kapsamında olsun, mahsulden ayrılan tohumluklar için hiçbir istisnayı onaylamamaktadır. Patentli vasıfları ya da genleri taşıyan tohumların kasıt sonucu olmayan, düşük seviyeli bulunuşunun FSM Hakları bağlamındaki sonuçlarına ilişkin olarak yasal bir belirsizlik vardır. ISF, bu tohumlarda görülen tesadüfi bulaşmanın, FSM ihlali oluşturmadığı düşüncesindedir. Patentlerin ticarete konu çeşitler üzerindeki artan güçlü etkisi ve ıslahçıların hangi patentlerin hangi çeşitleri kapsadığına karar vermede güçlük çekmelerinden dolayı, ISF, ticarileşmiş çeşitlere uygulanabilen patent haklarına ait bilgilerinin, kolayca erişilebilecek şekilde kamuya açık olması gerektiği görüşündedir. ISF zorunlu lisanslamaya taraftar değildir. Bununla birlikte ISF, patent yasalarında öngörüldüğü şekilde, kamu yararının söz konusu olması durumunda zorunlu lisans ilkesini kabul etmektedir. Ticari sırlar, imalat veya sınai sırlar ile alıp satmaya ilişkin sırları kapsamaktadır. Bitki ıslahı ve biyoteknoloji alanında, aşağıda verilen fikri-sınai mülkiyet örnekleri ticari sır olarak saklanabilir: hibritleri oluşturan ebeveyn kendilenmiş hatlar; ıslah kayıtları; laboratuvar, atölye, sera ya da tarlada kullanılan spesifik metotlar; gen ve agronomik vasıf ilişkileri; markör destekli seleksiyonda yararlanılan moleküler markörler. ISF üyeleri, sadece hibritlerin üretimi amacıyla geliştirilen ve kendileri ticari çeşitler olarak kullanılmayan tescilli ebeveyn hatların -hak sahibiyle anlaşma sağlanması durumu hariç olmak üzere- üçüncü şahıslar tarafından ıslah amacıyla kullanılmaması gerektiğini düşünmektedir. Islahçı istisnası bakımından, bir hibritin ebeveyn hatlarında bulunan bütün genetik çeşitlilik, o hibritte mevcuttur. Tescilli ebeveyn hatların tohumu, tesadüfen ticari hibrit tohumluğu paketinde olabilir. Aynı zamanda tescilli ebeveyn hatlar, tesadüfen hibritin yetiştirildiği tarlada da bulunabilir. Her iki durumda da, bu tesadüfi bulunma hali hibrit tohumu üretme ve işlemedeki teknik ayrıntılardan kaynaklanmaktadır ve sahibinin ebeveyn hatlarını kamunun kullanımına açmaya yönelik bir niyeti olduğunu göstermez. ISF, tescilli ebeveyn hatların daha sonraki ıslah çalışmaları için kullanılarak bu tesadüfî bulunuşun avantaja dönüştürülmesine izin verilmemesi gerektiğini düşünmektedir. ISF, biyoçeşitlilik konusundaki uluslararası anlaşmaların müzakerecilerini, FSM hakkındaki uluslararası anlaşmalara uymaları ve bu anlaşmaların karşılıklı destekleyicisi olmaları konusunda teşvik etmektedir. UPOV da ıslahçı istisnası kapsamı altında belirtildiği üzere, daha ileri ıslaha sınırsız erişim ve sonuçta elde edilen çeşitlerin kullanımı, adil ve makul bir yarar paylaşımı olarak kabul edilmelidir. Gıda ve tarım amaçlı genetik kaynaklar açısından tüm ülkeler birbirlerine büyük ölçüde bağımlıdır. Her bir ülke, kökeni (orijini) kendi ulusal sınırları dışında olan gıda amaçlı ürünleri yetiştirmekte ya da ithal etmektedir ve böylece doğal olarak çok sayıda yabancı germplazm (genetik materyal) kaynaklarına bağımlı durumdadır. Nagoya Protokolü, hükümlerin geriye dönük işlemesine dair hiç bir atıf yapmamaktadır. Bu nedenle ISF, yasa koyucuların ulusal politika uygulamaları yoluyla, geriye dönük uygulama hükümleri eklemeksizin -bu suretle hem kullanıcılara ve hem de tedarikçilere daha fazla yasal kesinlik sağlayarak- bu Protokole bağlı kalmasını desteklemektedir. Ekim 2012 9

RÖPORTAJ Teknik ve Genetik İlerlemenin Yolu Fikri-Sınai Mülkiyet Haklarının Uygulamasından Geçiyor Kamil Yılmaz, Türk tohumculuğunun en önemli kuruluşlarının başında gelen Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezinde (TTSM), mesleki yaşantısının büyük bir bölümünü teşkil eden yöneticilik görevini başarıyla sürdürmekte. Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği olarak Kamil Yılmaz a adil, tutarlı ve eşit mesafeli duruşundan kaynaklı teşekkür ediyor, bu görevi şimdiye kadar layıkıyla yürüterek sektöre yaptığı sayısız katkılardan dolayı şahsına ve kurumuna şükranlarımızı sunuyoruz. Sektöre yönelik yurtiçi ve yurtdışı deneyimleriniz ışığında Türk Tohumculuk sektörüne baktığınızda, sektörün genel hatlarıyla bugünkü durumu hakkındaki görüşlerinizi özetler misiniz? Türkiye tohumculuk endüstrisinin yaklaşık 30 yıldan beri özel sektöre de tamamıyla açılmış olması dikkate alındığında, sizce tohumculuk sektörümüz olması gereken yerde midir? Ya da; gerek Ar-Ge, bitki ıslahı, çeşit geliştirme, ıslahçı hakları vb. teknik konularda olsun ve gerekse tescilsertifikasyon, ithalat, ihracat ve yurt içi pazarlama gibi konularda olsun atılması gereken başka adımlar sizce neler olmalıdır? Öncelikle tohumculuk sektörü ile ilgili düşüncelerimi açıklama fırsatı verdiğiniz için sizlere teşekkür ederim. Dünyadaki tohum üretimi, her yıl toprağa atılan tohumluğun ticari değeri, ülkesel ve uluslararası ticarete konu olan tohumluğun ticari değeri, AR-GE çalışmalarında, tohum teknolojilerinin üretiminde ülkelerin payı, bitki ıslahı, üretilen çeşitlerin durumu, yasal altyapılar, insan kaynakları, biyoteknolojinin bitki ıslahı ve diğer araştırma çalışmalarında kullanımı gibi konular ve alanlar bir ülkenin dünya to- 10

hum endüstrisindeki yerini belirlemektedir. Türk tohumculuk endüstrisinin bugün gelmiş olduğu noktanın yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığım alanlardaki başarısı içinde değerlendirmek gerekir. Hepimizin bildiği gibi dünya tohum endüstrisindeki bitki ıslahı, tohum bilimi, teknoloji ve tohum sistemi ile ilgili çalışmalar 1850 li yıllarda başlamasına karşın, ülkemizde bu çalışmalar cumhuriyetle birlikte başlamıştır. 1980 li yıllara kadar kamu ağırlıklı bir tohumculuk sektörü, özellikle 1983-85 yıllarında tohum fiyatlarının serbest bırakılması, ithalat ve ihracatın kolaylaştırılması, özel sektörün serbest piyasa koşullarında yer alması için bir dizi tedbir, destekleme ve teşviklerin verilmesi, Türkiye tohumculuk sektöründe yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. Özel sektör girişimciliği yalnızca tohumluk üretimi alanında değil aynı zamanda teknoloji transferi, çeşit geliştirme, tohum işleme ve pazarlama konularını da içine alacak şekilde organize olmuştur. Son 30 yıl içerisinde tohum üretimi, ticareti ve bitki ıslahı ve çeşit geliştirme konularında, tohum işleme, tohum teknolojilerinin kullanımında tohum sektöründe çok önemli ve olumlu gelişmelerin olduğu dünyada ve ülkemizde herkes tarafından kabul edilmektedir. Türk tohumculuk sektörü hem bölgemizde, hem de dünyada tohum üretimi, tohum işleme ve pazarlama potansiyeli, genç ve dinamik gücü, AR-GE çalışmalarına verilen önemi, ülkemizin genetik kaynaklar yönüyle çok sayıda bitki türüne sahip olması gibi nedenlerle uluslararası alanda rekabet edebilecek düzeye gelmiştir. Bugün ülkemizde, AB ve uluslararası standartlara uygun şekilde tohum üretimi ve sertifikasyonunda, çeşitlerin kayıt altına alınması ve listelenmesinde, iç ve uluslararası tohum ticaretinde, piyasa denetimi ile ilgili teknik araçları kullanma ve bitki ıslahçı hakları sisteminin uygulanmasında yasal ve teknik altyapı oluşturulmuştur. Bu kapsamda ülkemiz, 1963 yılında ISTA ya (Uluslararası Tohum Test Birliği) 1968 ve takip eden yıllarda OECD Tohum Şeması na, 2007 yılında ise UPOV a (Uluslararası Bitki Çeşitlerini Koruma Birliği) üye olmuştur. TTSM laboratuvarları 124 bitki türünde tohum kalite testlerinde ve analizlerinde ISTA tarafından Uluslararası akreditasyonu 2001 yılında tamamlamıştır. Özel Sektör ise ISF ye (Uluslararası Tohumculuk Federasyonu) üye olarak ülkemizi temsil etmektedir. 2006 yılında yeni çıkarılan Tohumculuk Yasası ile ülke içinde tohum endüstrisinin alt birlikler ve birlik kurularak özel sektörün örgütlenmeleri bazı sıkıntılar olsa da sağlanmıştır. Gelinen noktadan daha geriye gidilmemesi, ülke içinde, bölgede ve dünyada Türk tohum sektörünün rekabet edebilmesi için aşağıda kısaca başlıklar halinde sıralan çalışmaların yapılması ve bunları destekleyen ülke politikalarının oluşturulması zorunluluk arzetmektedir. Bitki ıslahı, çeşit geliştirme ve tohum teknoloji alanlarında AR-GE çalışmalarının güçlü bir şekilde desteklenmesi ve bitki ıslahçı kuruluşlarının/tohum şirketlerinin dünya ile rekabet edecek yapıya kavuşturulması ve teknoloji üreten kurumsal yapıların oluşturulması, Sadece tohumculuk sektörüne hizmet edecek ulusal nitelikte biyoteknoloji ve Bitki Sağlığı Laboratuvarlarının Birlik veya altbirliklerin yönetiminde kurulması, Biyoteknolojinin bitki ıslahı, gen teknolojisi, zararlı organizmalara dayanıklılık ıslahında etkin kullanılması, Tohumculuk sektöründe sermaye yetersizliği dışa bağımlılığı artırmakta olup, kamu desteklerinin çeşitlendirilmesi, Dünyada olduğu gibi yerel tohum şirketlerinin stratejik işbirliğinin geliştirilmesi ve şirket birleşmelerinin alınacak bazı tedbirlerle teşvik edilmesi, İthalat-ihracat ve pazarlama politikalarının ülke ve tohum endüstrisinin çıkarları doğrultusunda katılımcı bir anlayışla belirlenmesi, Birçok bitki türünde (patates, mısır, ayçiçeği, kolza, bazı yem bitkileri ve sebze türleri gibi) çeşit teknolojileri bakımından geniş ölçüde dışa bağımlılık söz konusu olup, AR-GE desteklerinin öncelikle bu türlerde olması, Çeşit tescili, tohum sertifikasyonu ve Bitki Islahçı Hakları hizmetlerinin bağımsız veya özerk yapıdaki kuruluşlar vasıtasıyla yürütülmesi, Etkin piyasa denetimi ile özellikle kendine döllenen bitki türlerinde elek altı/kayıt dışı/sertifikasız tohum satışlarının önüne geçilmesi, Sektörün ve kamunun yetişmiş insan kaynakları ihtiyaçlarının karşılanması gibi bazı konuların çözülmesi ve bunlarla ilgili sürdürülebilir sistemli yapıların kurulması tohumculuk sektörümüzü gelecek yıllarda daha güçlü kılacaktır. TTSM nin oldukça titiz hazırlanmış faaliyet raporlarına baktığımızda çok kapsamlı ve geniş bir alana yayılan birçok görevin gerçekleştirildiği görülmektedir. Özellikle tohumculukla ilgili yasal düzenlemeler bağlamında, bu görevlerle ilgili yetki devri yapılması konusundaki tavsiye, öngörü ve beklentileriniz nelerdir, sizce sektörümüz yetki devri konusunda yeterince hazır mıdır? Aslında yaptığımız iş ve görevler, AB ülkelerinin birçoğunda olduğu gibi Bakanlık adına yasa ve yönetmeliklerde yer alan tohumluklarda kalite güvencesinin sağlanmasına yönelik çalışmalardır. Bu bağlamda TTSM, yasa ve yönetmeliklerde yer alan bitki çeşitlerinin tescili, tohumlukların sertifikasyonu, OECD tohum şeması, ISTA tohum analizleri, akreditasyon, eğitim faaliyetleri ve bitki ıslahçı hakları kapsamında teknik incelemeler gibi görevler ile uluslararası üyelik hizmetlerini Bakanlık adına yerine getirmektedir. Yetki devri konusunu değerlendirirken tohum endüstrileri gelişmiş ülkelerdeki tohum sistemleri ile karşılaştırmak ve ülkemiz şartlarında uygulanabilirliğini tartışmamız gerekir. Tohumculuk Ekim 2012 11

RÖPORTAJ Kamil Yılmaz sektörü, bitki ıslahı ve çeşit geliştirme çalışmaları, çeşit tescili, tohum üretimi ve çoğaltımı, tohum sertifikasyonu, tohum işleme ve paketleme, tohum ticareti ve piyasa denetimi gibi alanlardan oluşmaktadır. Yetki devri konusu, 2006 yılında uygulamaya konulan Tohumculuk Yasası öncesi kapsamlı şekilde sektörle, AB konu uzmanları ve yetkililerle tartışılarak ülkemiz şartlarına uygun, tohum sektörleri gelişmiş ülkelerin tohum sistemlerine eşdeğer yasal altyapı hazırlanmıştır. Hepimizin bildiği üzere tohumculuk sektöründe yetki devri alanları ve işlemleri 2006 yılında uygulamaya konan Tohumculuk Yasası ve ilgili yönetmelik kapsamında yapılmaktadır. Tohumculuk Yasası nın 15. maddesine göre tohum üretimi, tohum sertifikasyonu, tohum ticareti ve piyasa denetimi ile ilgili konularda kamunun yetkilerini kısmen veya tamamen Türkiye Tohumcular Birliği ne (TÜRK-TOB), Kamu kurum veya kuruluşlarına, özel hukuk tüzel kişilerine veya üniversitelere şartları yönetmelikle belirlenmek kaydıyla süreli veya süresiz olarak verilmesi hükmü yer almaktadır. Yukarıda açıklamaya çalıştığım yetki devri alanların- Dr. Müfit Engiz da, bitki ıslahı ve çeşit geliştirme çalışmalarında, tohumluk üretimi, çoğaltımı ve pazarlama özel sektör etkin bir durumdadır. Tohum sertifikasyonunda ise 2008 yılından bu yana Yetki Devri Yönetmeliği çerçevesinde TÜRK-TOB a sertifikalı tohumluklarda (sebze, yem bitkileri, meyve-asma hariç) etiket verme yetkisi ve 14 tohum şirketine kendi ürettikleri sertifikalı tohumlukları analiz yapma ve sertifika düzenleme yetkisi verilmiş olup başarıyla uygulanmaktadır. Yetki verilen kuruluşların yapmış olduğu analizlerin yüzde 10 u bölgesel sertifikasyon kuruluşları tarafından denetlenmektedir. Ayrıca bu tohum laboratuvarları TTSM tarafından yapılan hakem testleri vasıtasıyla teknik olarak yeterlilikleri test edilmekte ve tohum kalite testlerinde metot birliği ve tekdüzelik sağlanmaktadır. Tohumculuk Yasası kapsamında öngörülen yetki devrinin birçoğu gerçekleştirilememiştir. Özellikle sertifikalı tohumluklara ait tarla kontrolleri ve numune alma işlemlerinde bürokrasinin azaltılması, tohum üretim aşamalarında daha hızlı etkin olunması amacıyla yetki devirleri TÜRK-TOB a veya özel hukuk tüzel kişilerine yetki devri yapılmasında herhangi bir yasal engel bulunmamaktadır. AB veya tohum endüstrisinin gelişmiş olduğu çoğu ülkede, yetki devirleri etiket, tarla kontrolleri, numune alma ve post kontrol testleri bir paket olarak düşünülmekte ve yetkiler bu kapsamda yapılmaktadır. Yetki devri konusunda, yetki alanın ve veren mercilerin şuurlu bir şekilde sistemin amacı, felsefesi ve teknik gerekliliklerine uygun hareket etmeleri önemlidir. Yetki alan uygulayıcı özel kuruluşlar veya kamu niteliğindeki meslek kuruluşları (birlik ve alt birlikler) uygulamaları yasal ve teknik zorunlulukları dikkate almaları, Bakanlığın verilen yetki alanını teknik ve mevzuat kapsamında etkin denetlemesi halinde yasada öngörülen tüm alanlarda üretim, dağıtım, sertifikasyon, tohum ticareti ve piyasa denetimi gibi konularda yakın gelecekte mümkün olabilecektir. Ancak bunun gerçekleştirilebilmesi için özel sektör ve Türkiye Tohumcular Birliği ve altbirliklerin daha istekli olmaları, bu uygulamaları gerçekleştirecek tecrübeli, yetişmiş insan gücünü bünyelerinde muhafaza etmeleri süreci hızlandıracaktır. Sadece gelir getiren konulara değil, diğer teknik hizmetleri de talep eden anlayış özel sektörde öne çıkmalıdır. Kısaca TVYS olarak bilinen Tohumluk Veri Yönetim Sistemi nin etkin olarak kullanılabildiğini düşünüyor musunuz? Bu konuda sektör temsilcilerinin geribildirimleri ve değerlendirmeleri nelerdir? Firmalara bu konuda yardımcı olmak üzere öncelikle neler tavsiye edersiniz? Sizin de belirttiğiniz gibi kısaca TVYS olarak bilinen Tohum Veri Yönetim Sistemi yazılım programı, Bakanlığımız ve kuruluşumuz tarafından uygulanan Türkiye de Tohum Sektörünün Geliştirilmesi ve AB ye Uyumu Projesi kapsamında hazırlanmış ve 2010 yılında çalışmalar tamamlanmıştır. 2011 yılında çeşit tescili, tohum sertifikas- 12

yon hizmetleri ile ilgili iş ve işlemlerde pilot uygulama test çalışmaları yapılmıştır. 2012 yılında ise bakanlığımız tarafından TVYS nin 2012 yılında üretilen tohumluklarda (şeker pancarı, meyve, asma ve çilek hariç) uygulanmasına karar verilmiştir. Aslında bu programla, ülkemiz tohumculuk sektörüne hizmet edecek, sektörle ilgili her türlü verilerin depolandığı, veri tabanı oluşturulmaya başlanmıştır. TVYS yazılım programı; çeşit tescil başvuruları, çeşitlerin kayıt işlemleri, tohum sertifikasyonunda beyanname verilmesi -tarla kontrolleri- tohum partilerinin oluşturulması ve etiket taleplerinin gerçekleştirilmesinumune gönderme protokollerinin düzenlenmesi-laboratuvar analizlerisertifikalandırma ve raporlama basamakları ile ilgili uygulamaları kapsamaktadır. Bu sistem ülkemizdeki tohum sektörü paydaşlarının çoğunluğu tarafından tohum üreticileri, araştırıcı kuruluşlar, il müdürlükleri, sertifikasyon kuruluşları, etiket vermekle sorumlu Türkiye Tohumcular Birliğince kullanılmaktadır. TVYS programı ilk uygulamaya başladığı geçen yıla göre bugün için ülke genelinde tüm kullanıcılarca daha etkili kullanılmaktadır. İlk günlerdeki kullanım zorluğu ile ilgili şikâyetler çok azalmış olup hatta bazı olumlu dönüşlerde başlamıştır. Bu sistem tasarlanırken bürokrasinin ve dokümantasyonun azaltılarak izlenebilir, şeffaf ve bilgilere kolayca erişilebildiği bir uygulama amaçlanmıştır. Hâlihazırda tohum üretim alanları ve tarla kontrolleri konularında yurtiçi, ihraç amaçlı, tür, çeşit, firma/kuruluş, il bazında her türlü üretim alanı bilgilerine hemen ulaşmak ve elde etmek mümkündür. Sadece kayıtlı çeşitlere ve sistemde kayıtlı tohum üreticileri sertifikasyon sisteminde üretim yapmaları mümkündür. Sistemde kayıtlı olmayan sertifikalar, beyanname kabullerinde kullanılması artık mümkün değildir. Sertifikalı tohum üretimindeki bazı usulsüzlüklerin veya kayıt dışı iş ve işlemlerin bu yazılım programıyla önüne geçilmiştir. 2012 yılı üretilen tohumluklara ait bütün veriler çeşit, firma, tür, sertifikayı düzenleyen kuruluşlar bazında ve tohumluk sınıflarına göre temin etmek mümkün olabilecektir. Özetle şunu söyleyebilirim, tohumculuk sektöründe izlenebilirliğin sağlanması, kayıt dışılığın önlenmesi ve sektörün veri tabanının oluşturulması, evrak veya prosedürlerin azaltılması yönünde TVYS önümüzdeki günlerde önemli bir rol oynayacaktır. Firmaların, kullanıcıların TVYS yazılım programını kolayca kullanmaları için yol gösterici, yönlendirici ve kılavuz bilgiler kapsamlı şekilde program girişinde yer almaktadır. Bununla birlikte hizmet aldığımız yazılım şirketi ve TTSM nin ilgili birimleri ortaya çıkan sorunların çözümünde yardımcı olmaktadır. Ayrıca TVYS nin etkin ve pratik kullanımı amacıyla firmaların TVYS ile ilgili önerilerini sistemin bütün aşamaları için önemli buluyorum. Türkiye de bitki genetik kaynaklarının korunması ile bunlara erişilmesi ve ıslahçılar tarafından kullanımı konusunda yapılan çalışmaları yeterli buluyor musunuz? Gen bankaları ve burada yürütülen çalışmalar hakkındaki düşüncelerinizi kısaca bizimle paylaşabilir misiniz? Ülkemizde bugüne kadar bu alanda bazı araştırma enstitülerince önemli çalışmaların yapıldığı hepimizin malumudur. Türkiye deki bitkisel çeşitliliğin tespiti ve korunması, ülkemizin zengin biyolojik/doğal kaynakların muhafaza edilmesi konularında araştırmacılarımız ve bilim adamları tarafından uzun yılları kapsayan çalışmalar mevcuttur. Bu çalışmalarda, ıslah edilmemiş kültür bitkileri çeşitleri(köy çeşitleri), yabani bitkiler ve doğal florada mevcut diğer bitki türlerinin (endemik bitki türleri dahil) doğadan yok olma tehlikelerine karşı bu bitkilerin toplanması, yerinde muhafazası, orta veya uzun süreli muhafaza edilmesi, karakterizasyonu, değerlendirilmesi ve ıslah çalışmalarında kullanılması amacıyla gen bankalarımız kurulmuştur. İzmir (Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü) ve Ankara da olmak üzere ülkemizde iki adet Ulusal Gen Bankası vardır. Bildiğim kadarıyla, Ankara da 2009 yılında Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü bünyesinde kurulan Türkiye Tohum Gen Bankası 250 bin kapasiteli olup dünyanın 3. büyük gen bankasıdır. İzmir ve Ankara daki Gen Bankalarında toplam 2 bin 500 türde 60 bin adet civarında tohum örneği muhafazaya alınmıştır. Bu yapılan çalışmalar ülkemiz için önemli çalışmalar, bu tohum örneklerinin ıslahçılara/araştırmacılarımızın kullanımına sistemli ve sürdürülebilir olarak açılması halinde bu çalışma- Hâlihazırda tohum üretim alanları ve tarla kontrolleri konularında yurtiçi, ihraç amaçlı, tür, çeşit, firma/kuruluş, il bazında her türlü üretim alanı bilgilerine hemen ulaşmak ve elde etmek mümkündür. Ekim 2012 13

RÖPORTAJ lar bir anlam taşımaktadır. Tohum endüstrisinin kuraklık, hastalık, fizyolojik stres veya verim, kalite gibi unsurlarında gereksinim duyulan materyallerin, genetik kaynakların kolayca ulaşılması ve temin edilmesi bu sistemin temel amaçlarından biri olmalıdır. Arzumuz bu gen bankalarımızın ülkemiz bitki ıslahçılarının hizmetinde, onlara gerekli lojistik desteği gen havuzları oluşturulmasında ve ıslah çalışmalarında sağlamalarıdır. İzmir (Menemen) ve Ankara daki Türkiye Gen Bankaları ülkemizdeki genetik kaynakların toplanması, karakterizasyonu ve muhafaza etmeleri yanında bu materyalleri tohum endüstrisinin kullanımına sunulması her şeyden önemlidir. Bu mekanizmaların ülkemizde güçlendirilmesi ve sürdürülebilir bir sistem oluşturulması gerekmektedir. Yapılan bu değerli çalışmaların tohum endüstrisi ile paylaşılması, bu genetik kaynakların ihtiyaç duyulan türlerde çoğaltımları yapılabilmelidir. Sektör açısından Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları nın önemi bağlamında ülkemiz tohumculuk sektörünün geldiği noktayı kısaca değerlendirebilir misiniz? Bu çerçevede, Uluslararası Tohumculuk Federasyonu (ISF) nun 2012 yılı Kongresinde oybirliği ile kabul edilen ve içinde sizin de uzmanlık ve sorumluluk alanınıza giren UPOV (Uluslararası Yeni Bitki Çeşitlerini Koruma Birliği) düzenlemelerine yönelik birçok göndermenin bulunduğu Fikri-Sınai Mülkiyet hakkında ISF in Görüşü başlıklı pozisyon belgesi ile ilgili yorumlarınız nelerdir? Özellikle bu belgede; örneğin FYD (farklılık, yeknesaklık, durulmuşluk) testlerinin karakteristikleri Hibritlerde FYD, Bitki ıslahçı haklarına istisnalar, Esas itibariyle (esastan) türetme, Patentlenebilirlik ve Patent koruma kapsamındaki istisnalar gibi önemli başlıklar altında yer alan konularda tohum sanayicilerimizin nelere dikkat etmelerini tavsiye edersiniz, altını çizmek istediğiniz hususlar nelerdir? Hepimiz biliyoruz bitki ıslahı/çeşit geliştirme çalışmaları uzun zaman, emek ve kaynak isteyen faaliyetlerdir. Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de Fikri ve Sınai Mülkiyet Haklarının ve bunun içinde bitki ıslahçı haklarının temel amacı teknik ilerlemeleri desteklemek, yeni çeşit geliştirmek, ıslahçıların haklarını korumak ve geliştirmektir. Bitki çeşit koruma sistemi, yeni bitki çeşitlerinin korunması için uluslararası antlaşmalar temelinde yeni bitki çeşitlerinin korunması için özel olarak geliştirilmişken, patent sistemi teknoloji alanındaki tüm buluşları kapsar. Dünyadaki fikri mülkiyet hakları kapsamında patent ve telif hakları ile ilgili çalışmalar Avrupa da sanayi devrimiyle birlikte gündeme gelmesine rağmen Bitki çeşitlerinin korunması ile ilgili çalışmalar 1930 lu yıllarda başlayıp, 1960 lı yıllarda ise şekillenmiştir. ABD de 1930 lu yıllarda patent ve buluşlar anayasanın teminatı altına alınmıştır. Bunların sonucu olarak yeni bitki çeşitlerinin korunması amacıyla 1961 yılında Fransa da (Paris) imzalanan bir antlaşma ile UPOV (International Union For the Protection of New Varieties Plants) (Uluslar Arası Yeni Bitki Çeşitlerini Koruma Birliği) kurulmuştur. Söz konusu antlaşma metni 1972, 1978 ve 1991 yıllarında revize edilmiştir. 14

Ülkemizde ise Sınai ve Fikri Mülkiyet Hakları kapsamında 1995 yılında 551 sayılı Patent Kanunu kabul edilmiştir. Bu kanun, patentler, faydalı modeller, marka tescili, endüstriyel tasarımlar ve coğrafi işaretleri içermektedir. 2002 yılında ise telif hakları ile ilgili olarak Fikir ve Sanat Eserlerini Koruma Kanunu yürürlüğe girmiştir. Yeni bitki çeşitlerinin korunması için Gümrük Birliği, DTÖ (Dünya Ticaret Örgütü) antlaşmaları ve AB Müktesebatı ve uyum çalışmaları kapsamında 5042 Sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun 08 Ocak 2004 tarihinde TBMM tarafından kabul edilerek, 15 Ocak 2004 tarihinde Resmi Gazete de yayımlanmıştır. Yasanın uygulanmasına ilişkin Yönetmelikler ise 12 Ağustos 2004 ve 30 Nisan 2005 tarihlerinde Resmi Gazete de yayımlanarak uygulamaya konulmuştur. Bu yönetmelikler; 1) Yeni Bitki Çeşitlerine ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanunun Uygulanması Hakkında Yönetmelik (12 Ağustos 2004). Bu yönetmelik zorunlu lisansın uygulanması, başvuruya ilişkin usul ve esaslar, çeşidin teknik bakımından incelenmesi, ücretler ve başvuru ve ıslahçı hakkı sicili ile ilgili uygulamaların usul ve esaslarını içermektedir. 2) Çiftçi İstisnası Uygulama Esasları Yönetmeliği (12 Ağustos 2004). Kanunun 17 inci maddesinde yer alan çiftçi istisnası ile ilgili uygulamaların usul ve esaslarını içerir. 3) Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Görevlilerin Islahçı Hakkından Yararlanmasına İlişkin Yönetmelik (30 Nisan 2005). Kanunun 12 inci maddesi kapsamında hazırlanmıştır. Yasanın temel amacını özetlersek; bitki çeşitlerinin geliştirilmesini özendirmek, yeni çeşitlerin ve ıslahçı haklarının korunmasını sağlamaktır. Diğer hedefler ise yurt içinde bitki ıslahçılarının çeşit geliştirmesini özendirmek, tohumluk üretim ve ticaretinin olumlu etkilenmesi, sürdürülebilir tarım, gıda güvenliği, bitki ıslahı ve çeşit geliştirme gibi AR-GE çalışmalarına kaynak oluşturması, rekabetçi ıslah ve yeni çeşit geliştirme çalışmaları destekleneceğinden tarıma dayalı endüstrilerin uluslararası pazarlarda rekabet şansının artırılması, yurt içinde ıslah edilen ve geliştirilen yeni çeşitlerin ülkemizde ve UPOV sözleşmesine taraf ülkelerde korunması olarak söyleyebiliriz. UPOV un 1991 yılı sözleşmesi ve AB nin 2100/94 sayılı bitki çeşit hakları düzenlemesi çerçevesinde ülkemizde oluşturulan bitki çeşit koruma sisteminin temel karakteristiklerini şöyle sıralayabiliriz. Bitki ıslahını teşvik etmek amacıyla uluslararası kabul edilmiş korunan çeşitlerin serbestçe kullanılabilmesi kuralını kabul etmesi ve böylece yeni çeşitlerin gelişmesini ve bunlardan yararlanılmasını sağlanması esası kabul edilmiştir. Bazı özel durumlarda, yeni çeşit, farklı olmasına rağmen, ilk çeşitten (essentially derived), esas çeşitten türetilen çeşit olduğu için başlangıç çeşidini oluşturan genotip veya genotipler tarafından meydana getirilen aslî özellikleri göstermelidir. Bu kavramlarla ilgili Islahçı istisnası benimsenmiştir. Bitki çeşit haklarının kullanılmasının kamu yararı açısından kabul edilmiş koşullara göre belirlenmiş kısıtlamalara tabi olması; bu durumun tarımsal üretimin korunmasını da kapsaması; özel şartlar altında çiftçilerin kendi üretiminden tohumluk amacıyla ayıracağı miktarı kullanması için bir izin verilmesini gerektirmesi ve bununla ilgili çiftçi istisnası nın esasları ve hangi bitki türleri için uygulanacağı yasada belirlenmiştir. Bazı özellikleri olan materyalin pazara arz edilmesini temini veya gelişmiş çeşitlerin devamlı olarak ıslah edilmesini teşvik amacıyla, kamu yararına özel şartlar altında zorunlu lisans verilmesinin de mümkün olması ve çeşitlerin belirlenmiş isimlerinin kullanılmasının zorunlu olması hükme bağlanmıştır. Hepimiz biliyoruz bitki ıslahı çeşit geliştirme çalışmaları uzun zaman, emek ve kaynak isteyen faaliyetlerdir. Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de Fikri ve Sınai Mülkiyet Haklarının ve bunun içinde bitki ıslahçı haklarının temel amacı teknik ilerlemeleri desteklemek, yeni çeşit geliştirmek, ıslahçıların haklarını korumak ve geliştirmektir. Bitki Çeşit Koruma süresinin en az 25 yıl, asma ve ağaç türlerinde en az 30 yıl olması, hakkın sona ermesi ile ilgili diğer sebepler belirlenmiştir. Bitki çeşit hakları sistemin tam anlamıyla uygulanması sırasında diğer sistemler nedeniyle etkisinin azalmasına izin verilmemesi; bu amaçla, diğer endüstriyel mülkiyet hakları açısından, ülkesel ve uluslararası düzeydeki yükümlülükleriyle çatışmayacak şekilde belirli kurallar yer almıştır. UPOV-1991 Uluslar arası Yeni Bitki Çeşitlerini Koruma Sözleşmesi ne ve UPOV a Üyelik için Bakanlar Kurulu nun 28 Temmuz 2007 tarihinde 2007/12433 sayılı kararı ile ülkemizin UPOV a üyeliğinin önü açılmıştır. Bütün hukuki ve yasal sürecin tamamlanması sonucu Türkiye, 18 Kasım 2007 tarihinde UPOV a üye olmuştur. Tohum, fide kalitesi ve sınai mülkiyet hakları konularında AB ye uyum çerçevesindeki çalışmalar Türk tohumculuk sektörünün ülke içinde, kendi bölgesinde ve uluslararası alanda hem bitkisel üretimde, hem de tohum üretimi ve ticaretinde rekabet gücünü artırmıştır. Bununla birlikte bitki ıslahı alanındaki çeşit geliştirme ve AR-GE çalışmalarının desteklenmesi için yasal tedbirlerin alınması, mevzuatların oluşturulması ülkemizin çeşit ve tohumculuk politikalarını güçlendirmiştir. Ekim 2012 15

RÖPORTAJ Tohum kalite standartlarının AB standartlarına paralel olarak düzenlenmesi, sektörde kayıt dışı faaliyetlerin azaltılması için alınan tedbirler, ülkemizdeki çeşit kayıt sisteminin AB ve UPOV normlarına uygun hale getirilmesi bitkisel üretimde kalite, gıda güvenliğinin sağlanmasına ve ihracat potansiyelinin artmasına katkı vermektedir. Uluslararası Tohumculuk Federasyonu (ISF) nun 2012 yılı Kongresinde kabul edilen UPOV (Uluslararası Yeni Bitki Çeşitlerini Koruma Birliği) düzenlemelerine yönelik birçok göndermenin bulunduğu Fikri-Sınai Mülkiyet hakkında ISF in Görüşü başlıklı pozisyon belgesini ve özellikle bu belgede yer alan örneğin FYD (farklılık, yeknesaklık, durulmuşluk) testlerinin karakteristikleri Hibritlerde FYD, Bitki ıslahçı haklarına istisnalar, Esas itibariyle (esastan) türetme, Patentlenebilirlik ve Patent koruma kapsamındaki istisnalar ı incelediğimizde bazı önemli ve olumlu değerlendirmeleri tohum endüstrisi açısından yapmak mümkündür. FYD testlerinin karakteristikleri hususunda ISF, UPOV prensipleri desteklemekte ve üye ülkelerin 1991 UPOV Uluslar arası Yeni Bitki çeşitlerini Koruma Antlaşmasını imzalamalarını önermektedir. Türkiye, UPOV a üye olurken 1991 UPOV Sözleşmesini kabul etmiş ve onaylamıştır. Yenilik, farklılık, yeknesaklık ve durulmuşluk kavramları üzerinde UPOV sisteminin, ISF yaklaşımının ve ülkemiz uygulamalarının aynı olduğu görülmektedir. Mevcut çeşitlere, hastalık ve zararlılara dayanıklılık genlerinin aktarılması, yeni çeşitlerin elde edilmesi, hastalık ve zararlılara dayanıklılık genlerinin karakteristiklerinin ve standart yöntemlerin UPOV kılavuzlarında yer alması ve bunların üye ülkeler tarafından benimsenmesi tohum endüstrisi açısından önemlidir. Esas çeşitten türetilen çeşitler, ilk çeşit veya orijinal çeşitten en az bir karakter yönüyle farklı olması yaklaşımı, tohum çoğaltımlarında esas çeşide ihtiyaç duyulmaması anlayışı ve bu çeşitlerin elde edilmesi ile ilgili yöntemler UPOV, ülkemiz ile ISF yaklaşımları farklı değildir. Bizim sistemimizde, Türetilen çeşitler, başlangıç çeşidinden açıkça ayırt edilebilir olmalı ve türetme yönteminin yol açtığı farklılıklar dışında başlangıç çeşidini oluşturan genotip veya genotipler tarafından meydana getirilen aslî özellikleri göstermelidir prensibi kabul edilmiştir. Dönüştürülmüş çeşitlerde esas itibariyle türetme; tabiî veya sunî mutant seleksiyonu, başlangıç çeşidi içinden farklı bireylerin seleksiyonu, geriye melezleme veya genetik mühendisliği yoluyla transformasyona uğratılmış bitkilerden elde etme gibi yöntemler kullanılabilmektedir. UPOV, FYD testlerinde fenotipik karakterleri esas almakta, DNA bazlı markörlerin sadece sistemi destekleyici mekanizmalar olarak görmektedir. ISF ise belirli şartlarda, dönüştürülmüş çeşit ile esas çeşit arasındaki benzerliklerde, FYD test ve incelemelerde, referans koleksiyonlarının yönetiminde etkin kullanılmasını düşünmektedir. Hibritlerde FYD testi yapılması ve koruma altına alınması bizim sistemimizde mümkündür. FYD testlerinde yönetim, kalite ve etkinliğin iyileştirilmesini bizde arzu etmekteyiz. Ancak bazı çalışmalar da zaman ve yetişmiş teknik personel ile doğru personel politikaları ile yapılır. ISF görüşlerinde ülkelerin UPOV un 1991 uluslararası sözleşmesini kabul etmesini, bitki ıslahçı haklarının tüketilmesiyle ilgili olarak hasat edilmiş materyal ve hasat edilmiş materyalden türetilen ürünler üzerinde hakların UPOV 1991 sözleşmesinde yer alan hakkın tüketilmesi çerçevesinde değerlendirilmesi ülkemizde aynı şekilde yorumlamaktadır. Türkiye, bitki ıslahçı hakları sisteminin temel karakteristik özelliğinden en 16

önemlileri Islahçı İstisnası ve Çiftçi İstisnası kavramlarıdır. UPOV 1991 uluslararası sözleşmesi de bu istisnaları kabul etmektedir. ISF metninde, bu kavramların olmadığı ülkelere önerilerde bulunulmaktadır. Ülkemizde çiftçi istisnası ile ilgili kapsamlı kurallar bir yönetmelikle düzenlemiş olup, küçük çiftçi, çiftçi istisnası uygulanan bitki türleri, tür bazında küçük çiftçi tanımları ile koruma altındaki çeşitlere ait mahsulden ayrılan tohumlukların durumları detaylandırılmıştır. Halihazırda Çiftçi İstisnası Yönetmeliği nin uygulanma safhalarında sıkıntılar yaşanmaktadır. ISF metni, hiçbir şekilde BIH sisteminde veya patent yasalarında çiftçinin mahsulden ayırdığı tohumluğu için özel istisnaları/çiftçi istisnalarını onaylamamaktadır. Bu yönüyle bitki ıslahçı hakları ve UPOV 1991 sözleşmesinden ayrılmaktadır. ISF metni, zorunlu lisanslamaya taraftar olmadığını belirtmiştir. Bitki ıslahçı hakları yasası ve uygulama yönetmelikleri ülke çıkarları ve tarımsal üretimde devamlılığın sağlanması amacıyla koruma altındaki çeşitler ihtiyaç duyulduğunda zorunlu lisansa Türkiye de konu edilmiştir. Bu metinde, bitki ıslahçılarının geliştirdiği yeni çeşitler, EÇTÇ (esas çeşitten türetilen çeşitler), dönüştürülmüş çeşitlerin tohum endüstrisinin çıkarları esas alınarak BIH (bitki ıslahçı hakları) ve patent sisteminde korumaya alınması ve patent yasasında genel araştırma istisnası ve özel ıslahçı istisnası tavsiye etmektedir. Diğer dolaylı koruma biçimleri olan, ticari markalar, telif hakkı, ticari sırlar ve ikili veya çok taraflı sözleşmelerin amaçlarına uygun kullanılmasını, çeşitlerin korunması için bir yöntem olarak tercih edilmemesi gerektiğine inanmaktadır. Şahsen ben de çeşitlerin sadece BIH sistemi içinde ıslahçıların, tohum endüstrisinin haklarının korunmasından yanayım. Özetle değerlendirmek gerekirse, yeni çeşitlerin korunması kapsamında bitki ıslahçı hakları ve patent sisteminden tohum endüstrisinin yararlanması önemlidir. Ancak küçük çiftçinin ve ıslahçıların çıkarlarının korunması, bitkisel üretimin devamlılığı konularında bir denge oluşturulması gerekliliğine inanıyorum. Tohum endüstrisinde teknik ve genetik ilerlemenin yolu fikri-sınai mülkiyet haklarının uygulanmasından geçmektedir. Buradan hareketle, tohum sanayicilerimizin ve bitki ıslahçılarımızın dünyadaki ve ülkemizdeki fikri-sınai mülkiyet hakları (bitki ıslahçı hakları-patent sistemi vb.) ile uygulamaları, tecrübeleri, yeni fikir veya yaklaşımları bilmek ve politikalarını geliştirmek zorundadır. Son zamanlarda DNA bazlı markörlerin bitki ıslahında kullanımı, gen teknolojileri, gen transfer teknolojisinin tohum endüstrisinde etkin kullanımı tohum sanayicileri ve ıslahçılarımızın hem bu teknolojiyi kullanmaları, hem de bu teknoloji kullanımında hukuki ve teknik haklarını uluslararası antlaşmalar ve ülke mevzuatları çerçevesinde dikkat etmeleri gerekmektedir. Tohum endüstrimiz, bitki ıslahçılarımız kendi geliştirdikleri çeşitleri, teknolojileri başkalarının kullanmaları halinde fikri-sınai mülkiyet hakları sisteminde ülke içinde ve uluslararası alanda hukuki ve teknik tedbirleri almaları gerekir. Bu noktada, Bitki Islahçıları Alt Birliği, özel hukuk büroları veya Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği etkin görevler üstlenebilir. Son olarak, ülkemiz tohumculuğunun önümüzdeki 10 sene içinde nereye geleceği, dünya tohumculuğunda nasıl bir yere sahip olacağı konusundaki öngörünüz nedir? Ülkemiz tohumculuğundaki son 25-30 yıldaki önemli ve olumlu gelişmeler gelecek için hepimize umut veriyor. Bugün AR-GE alt yapısını halletmiş, tohum üretim ve proses işlemlerini ve pazarlama organizasyonunu yönetebilen bir Türk tohum endüstrisi önümüzdeki 10 yıl içerisinde kendi bölgesinde ilk sırada ve dünya tohum endüstrisinde ilk 10 ülke arasında yerini alacaktır. Tabii bu düşüncelerin yerine getirilmesi için devlet, özel sektör, sivil toplum kuruluşları, kamu tüzel niteliğinde görev yapan birlik ve altbirlikler hep birlikte doğru politikaları oluşturup uygulamaktan geçmektedir. Üstün verimli, nitelikli çeşitlere ait kaliteli tohumluklar çiftçiye temin edilmeli ve tarımsal sanayinin ihtiyaçlarına, pazar isteklerine cevap verecek şekilde ıslah ve üretim planlanmalıdır. Dünyadaki tohum endüstrisi gelişmiş model ülkeler incelendiğinde tohumculuk sektörü serbest piyasa kuralları esas alınarak yönetilmektedir. Sertifikasyon sistemleri, tescil kuruluşları daha özerk veya bağımsız ve akredite yapıda kuruluşlardır. Tohum teknolojileri, tohum bilimi gibi konularda ise üniversitelerin etkin rol aldığını görmekteyiz. Diğer sektörlerde olduğu gibi bu sektörde de gelişmeler reçete yazılarak, hap niteliğinde çözümler üretilerek çözülemeyeceğini kabul etmemiz gerekir. Milli tohum endüstrisi, disiplinli, örgütlü çalışma, ileri teknoloji kullanma ve üretme, genetik materyallere kolay erişim, eğitim, insan kaynakları, emek veren bitki ıslahçılarının ve şirketlerin/kuruluşların haklarının korunması ile başarıyı gerçekleştirecektir. -TÜRKTED olarak, bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Yeni çeşitlerin korunması kapsamında bitki ıslahçı hakları ve patent sisteminden tohum endüstrisinin yararlanması önemlidir. Ancak küçük çiftçinin ve ıslahçıların çıkarlarının korunması, bitkisel üretimin devamlılığı konularında bir denge oluşturulması gerekliliğine inanıyorum. Ekim 2012 17

HABER Bitki Islahının Geleceği1 Son yıllarda gıda fiyatlarında yaşanan aşırı dalgalanmalar, adeta yoğun bakımda yatan birinin kalp grafisi gibi çok keskin iniş ve çıkışlar göstermektedir. Örneğin yan tarafta verilen grafik, makarnalık sert buğday fiyatlarında son birkaç yıldır yaşanan bu dengesizliği açıkça göstermektedir. Diğer bazı temel tarımsal emtiada da durum pek farklı değildir. Gıda tedariki ve gıda fiyatlarındaki bu aşırı dalgalanmaların dünyanın politik dengeleri açısından ne denli büyük öneme sahip olduğu pek çok ülkede yaşanan sosyal patlamalarla bir kez daha açıkça görül- Getirideki değişim (günlük getiri) SERT BUĞDAYDA AŞIRI FİYAT DALGALANMALARI Uyarı işareti Getiri 0.08 95nci yüzdelik 0.06 0.04 0.02 0-0.02-0.04-0.06-0.08 12/12/01 3/12/02 6/12/02 9/12/02 12/12/02 3/12/03 6/12/03 9/12/03 12/12/04 3/12/04 6/12/04 9/12/04 12/12/04 3/12/05 6/12/05 9/12/05 12/12/05 3/12/06 6/12/06 9/12/06 12/12/06 3/12/07 6/12/07 9/12/07 12/12/07 3/12/08 6/12/08 9/12/08 12/12/08 3/12/09 6/12/09 9/12/09 12/12/09 3/12/10 6/12/10 9/12/10 12/12/10 3/12/11 6/12/11 Kaynak: Martins-Filho, Torero, and Yao (2010), Ayrıntılı bilgi için, http://www.foodsecurityportal.org/soft-wheat-price-volability-alert-mechanism. 18

Bitki ıslahını açıklamak istiyorsak, en başından başlamak zorundayız. Dr. William Ronnie Coffman müştür. Dolayısıyla, bitki ıslahının küresel ölçekte önemi her geçen gün artmaktadır. Bu bağlamda, Toplam Faktör Verimliliği (TFV) nin geliştirilmesi sayesinde küresel rekabetin geliştirilebileceği gerçeği iyi anlaşılmalıdır. TFV, birim çıktıya göre üretimin toplam ekonomik maliyetini yansıtır ve bir dönemde elde edilen toplam çıktının o dönemde kullanılan toplam girdiye bölünmesiyle elde edilir. Ancak, TFV ni arttırmak ve tarımın rekabet gücünü sağlamak için de güçlü bir bitki ıslahı sektörüne ihtiyaç vardır. Islahçılar, bitki ıslahının aşağıdaki bölümlerde açıklanan öneminin bu işle uğraşmayan sıradan insanlar tarafından da anlaşılmasına katkıda bulunmalıdırlar. Zira çok fazla bitki ıslahçısı yoktur, örneğin son sayıma göre ABD de toplam 2 bin 241 ıslahçı bulunmaktadır. Bu rakamın bin 200 ü mısır ıslahçısı, 500 den biraz fazlası soya ıslahçısı ve geri kalanı da bu iki türden başka hepsinin ıslahıyla ilgilenen ıslahçılardır. Bitki ıslahını açıklamak istiyorsak, en başından başlamak zorundayız. Bitkiler, beşerî uygarlığı destekleyen güneş enerjisi toplama düzeninin önemli bir parçasıdır. Işıyan bu unsurların bitki ıslahı yoluyla yakalanması, verimliliğinin artırılması, insan üretkenliğinin geliştirilmesi ve küresel rekabet gücünün devam ettirilmesi için temel öneme sahiptir. Bu açıdan bitki ıslahı esaslı bir yatırımdır ve ekonomistlerin adlandırdığı TFV ile getirileri ölçülür. Hektar başına, işçi başına, kullanılan m 3 su başına vb. birim girdilere oranla verimin artması, çıktı birimine oranla girdilerin azaltılması, sabit fiyatlarla değer artışı TFV ni yükseltir. Bitki ıslahı, TFV nin artmasında en iyiyi başaran bir iş koludur. Çünkü insani koşulları düzenleyen güneşten enerjiyi yakalama etkisini arttırır. Güçlü bitki ıslahı sektörü tarımda rekabetçiliği sağlamak için gereklidir. Bitki ıslahı, bitki koruma girdilerinin hem parasal hem de çevresel maliyetini azaltır. Gıdalarımıza, besin faktörlerine ve kalitesine değer katar. Tarım sistemlerinin sürekliliğini düzenler, biyoyakıt üretimini arttırır ve iklim değişikliğinin üstesinden gelmede bize son derece yardımcı olur. Zira, iklim değişikliği günümüzün en önemli gerçeklerinden biridir. Bunun sonucunda, genellikle daha düşük enlemlerde yağış azalacak ve daha yüksek enlemlerde artacaktır. Bununla beraber, çoğu bölgede değişikliğin artması beklenmektedir. Bitki hastalıkları ve zararlı böceklerin dağılımında da büyük değişiklikler görülecektir. Güçlü bir bitki ıslahı sektörünün faydaları; yüksek küresel istikrar ile barış ve güvenlikte artış, artan ihracat yoluyla gelişmiş ekonomi, güçlü tarım sektörü, ek istihdam olanakları, uygun yatırımlar ve özel sektör için artan fırsatlar olarak sıralanabilir. Küreselleşmenin getirdiği birçok değişiklik söz konusudur. Örneğin; ticarete baktığımızda ürünler her yere akmakta, üretimde de teknoloji akışı her geçen gün hızlanmaktadır. Finans sektöründe ise yoğun bir sermaye hareketi söz konusudur. En önemli gelişim ise web aracılığıyla bilgi-veri akışında yaşanmaktadır. İnsanlar da işgücü bağlamında sürekli bir devinim halindedirler. Bu harekete doğal olarak kültür, ses ve görüntülerin akışı da eklenmektedir. Ancak, sağlık açısından da hastalıkların dolaşması gibi küreselleşmenin ana hatları özetlenebilir. Dolayısıyla, küreselleşmeyle gelen birçok değişiklik söz konusudur. Peki, bu değişikliklerin bitki ıslahı için getirdiği zorluklar nelerdir? Örneğin, tarımın küreselleşmesi sonucu bazı temel ürünlerin özelleştirilmesi, bu bizim için büyük bir zorluktur. Diğer taraftan, çokuluslu tohum şirketleri, uluslararası ticaret, uluslararası işgücü akışı, genetik araştırmaların uygulamalı ıslah ve moleküler biyoloji olarak ikiye ayrımı gibi zorluklar vardır. Bir genomik güce ve sistemler biyolojisi yaklaşımına dayalı olarak bitki ıslahı yoluyla geliştirilmiş adapte edilen genotipler için temel toplumsal iletişim ihtiyacı da bir diğer önemli husustur. Başarımızın devam etmesi için bu ihtiyaçlara olan yatırımları çok az insan anlamaktadır. Bizlerin uluslararası ortaklığa ihtiyacı vardır, herkesin buna ihtiyacı vardır. Bitki ıslahçılarının tüm dünyadaki germplazma ulaşması gereklidir. Bitki hastalıkları ve zararlı böcekler uluslar arası sınırlarla engellenemez. Bitki ıslahçılarının tüm dün- Ekim 2012 19

MAKALE Bitki ıslahını ve çeşit geliştirmeyi daha da önemli kılan küresel bir feryat da gittikçe yükselmektedir. Dünya nüfusu 2000 yılında 6 milyarken, 2050 yılında gelişmekte olan ülkelerdeki yüzde 98 büyümeyle 9 milyarı bulacaktır. 840 milyon insan açlık, 1,3 milyar insan da yoksulluk çekmektedir. yadaki test-deneme ağına erişmesi gerekir. Eğer çevredeki alanları test edemezseniz, ancak tahmin edebilirsiniz. Eğer uluslar arası test ağına sahipseniz, birçok şeyi öğrenebilirsiniz. Her ülke bu tarz ortaklıklardan uzun dönem ekonomik fayda sağlar. Zira uluslararası ortaklıklarda avantajlar daireseldir. Tarımsal verimlilikte artış, gelir ve talepte artış, artan gıda ithalatı arasında bir döngü söz konusudur. Bitki ıslahını ve çeşit geliştirmeyi daha da önemli kılan küresel bir feryat da gittikçe yükselmektedir. Dünya nüfusu 2000 yılında 6 milyarken, 2050 yılında gelişmekte olan ülkelerdeki %98 büyümeyle 9 milyarı bulacaktır. 840 milyon insan açlık, 1,3 milyar insan da yoksulluk çekmektedir. Kişi başına ekilebilir alan, 1966 da 0.45 hektar iken 1998 de 0.25 hektar a düşmüştür. Bu pay 2050 de 0.15 hektar a inecektir. Dünya gıda üretimi sürdürülebilir şekilde iki katına çıkarılmalıdır. Verimliliğe duyulan gereksinim ve kâr üzerindeki artan baskı, sürdürebilirlik üzerinde de baskı oluşturmaktadır. Bir değişim yüzyılındayız. Vavilov 50 yıldan daha fazla bir süre önce bitki germplazmının önemini tahmin etmiştir. Günümüzde, bitki genetik kaynaklarımızın gerçek potansiyelini ortaya çıkarmanın eşiğindeyiz. Üründe ilerleme son 20 yılda, genetiğin keşfinden itibaren gerçekleşenden daha çok sağlanmıştır. Değişim; biyoloji ve bilişim teknolojisinde keşiflerle oluşturulmuş, biyolojik materyali koruyan veya patentleyen kanunlarla hızlanmıştır. Değişimlerle ilgili yaygın patentlendirmenin kamu sektörünün katılımını engelleyebileceği ve insanların refahına katkıyı tehlikeye sokabileceği, birkaç şirketin küresel gıda sistemi kontrolünü ele geçirebileceği gibi kaygılar vardır. Bu doğrultuda görülen eğilimler ise; özel sektör ıslahçılarının sayısının artması, kamu sektörü ıslahçılarının sayısının azalması, bitirilmiş kültivarların kamu tarafından üretilmemesi, kamu sektörünün kaynaklarını temel bilime yönlendirmemesi, transgenik ürünlerin hızla yaygınlaşması ve halkın endişesinde artış olarak sıralanabilir. Genomiklerin geleceğiyle ilgili olarak, fizikte olduğu gibi büyük ulusal yatırımcılar hâkim olacaktır. En temel yaşam formlarını kodlayan bütün genler ortaya çıkarılacaktır. Biyolojik araştırmalardaki indirgeyici yaklaşımdan, moleküler, fizyolojik ve davranışsal bilginin birleşimine doğru önemli bir paradigma değişimi olacaktır. Genomik araştırmaların; DNA dizin (sekans) verilerinin biyolojik fonksiyonlarla ilişkilerini sağlama, genomdan elde edilen bilginin akışını ve kontrolünü ve çevreden elde edilen bilgiyle bunun etkileşimini anlama, tarımda ve tıpta devrimci keşiflerin yapılması gibi sonuçları olacaktır. Bir sonraki fırsat olarak değerlendirilen genomik seleksiyon sayesinde bir deneme popülasyonunun yüksek sayıda marker ile genotipi çıkartılmaktadır ve önemli özellikleri için fenotipleri belirlenmektedir. Kapsamlı genom markırları (belirteç) bütün genetik etkileri eş zamanlı tahmin etmek için kullanılır. Model tahmini, toplam eklenen genetik varyansı yakalamaya çalışır. Bir ıslah popülas- 20