T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI. ORMANCILIK VE SU ŞÛRASI 21-23 Mart 2013 SU KAYNAKLARININ GELİŞTİRİLMESİ ÇALIŞMA GRUBU RAPORU

Benzer belgeler
Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

MARMARA BÖLGESİNDEKİ HAVZA KORUMA EYLEM PLANI

HAVZA KORUMA EYLEM PLANLARI EYLEMLERİ

Su Yapıları II. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL Bozok Üniversitesi n aat Mühendisli i Bölümü

ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI 2023 YILI HEDEFLERİ

Ders Kitabı. Doç. Dr. İrfan Yolcubal Kocaeli Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü htpp:/jeoloji.kocaeli.edu.tr/

AVRUPA BİRLİĞİ SU ÇERÇEVE DİREKTİFİ VE BU ALANDA TÜRKİYE DE YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR

Resmî Gazete Sayı : 29361

PROJE - FAALİYET KISA VADE ORTA VADE UZUN VADE 1 HAVZA KORUMA EYLEM PLANI STRATEJİSİNİN OLUŞTURULMASI

Konya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Görev, Yetki ve Çalışma Yönetmeliği

Tuzlu Sular (% 97,2) Tatlı Sular (% 2,7) Buzullar (% 77) Yer altı Suları (% 22) Nehirler, Göller (% 1)

TÜRKİYE DE SU POTANSİYELİ VE ATIKSULARIN GERİ KULLANIMI

Dünyadaki toplam su potansiyeli. Dünyadaki toplam su miktarı : 1,4 milyar km 3 3/31

16-20 Mart 2015-İstanbul 1/28

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

TEKİRDAĞ SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TESKİ

ÜLKEMİZDEKİ YERALTISULARI MEVZUATI VE AB MEVZUATINA UYUMLAŞTIRILMA SÜRECİ

Hidrolojik Erken Uyarı Sistemleri ve DSİ Genel Müdürlüğü Uygulamaları

YÖNETMELİK. b) Alt havza: Havza sularını denize boşaltan ana akarsuya bağlı, daha küçük akarsular veya göller için su toplama alanını,

YILLAR KISA VADE ORTA VADE UZUN VADE

Horzumalayaka-ALAŞEHİR (MANİSA) 156 ADA 17 PARSEL DOĞAL MİNERALLİ SU ŞİŞELEME TESİSİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU

İçme Suyu Kaynağı Olarak Sapanca Gölü nün Bütünleşik Yaklaşımlı Havza Yönetimi İle Korunması Ve Güvenli Su Temini

12 Mayıs 2016 PERŞEMBE

SU YILI ALANSAL YAĞIŞ DEĞERLENDİRMESİ

ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE DE ATIKSU YÖNETİMİ

Yıllar PROJE ADIMI - FAALİYET. Sorumlu Kurumlar. ÇOB, İÇOM, DSİ, TİM, Valilikler, Belediyeler ÇOB, İÇOM, Valilikler

Türkiye nin Su Potansiyelinin Belirlenmesi Çalışmaları

ULUSAL SU VE SAĞLIK KONGRESİ

Sera Gazlarının İzlenmesi ve Emisyon Ticareti. Politika ve Strateji Geliştirme. Ozon Tabakasının Korunması. İklim Değişikliği Uyum

Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI NIN TEŞKİLAT YAPISI

SU KİRLİLİĞİ HİDROLOJİK DÖNGÜ. Bir damla suyun atmosfer ve litosfer arasındaki hareketi HİDROLOJİK DÖNGÜ

SYGM ÇEVRE MÜHENDİSİ SEMİH EMLEKÇİ

3. Ulusal Taşkın Sempozyumu, Nisan 2013, İstanbul

Marmara Kıyıları Hassas Alan Yönetimi

GEDİZ HAVZASI Gediz Nehri nin uzunluğu 275 km 175 km si Manisa ili 40 km si Kütahya ili 25 km si Uşak 35 km si İzmir

USBS Ulusal Su Bilgi Sistemi Projesi

ATIKSU YÖNETİMİ ve SU TEMİNİ PROJEKSİYONLARI Aralık Dr. Dursun Atilla ALTAY Genel Müdür

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

TÜRKİYE'DE HİDROELEKTRİK POTANSİYELİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

SU ŞEBEKE VE ARITMA TESİSLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI GÖREV YETKİ VE SORUMLULUK YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Teşkilat

Prof. Dr.Lütfi AKCA Müsteşar

21- BÖLGESEL POLİTİKA VE YAPISAL ARAÇLARIN KOORDİNASYONU

SAMSUN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ YENİ HİZMET ALANI

AVRUPA BİRLİĞİ SU ÇERÇEVE DİREKTİFİ VE NEHİR HAVZASI YÖNETİM PLANI. Huriye İNCECİK CEYLAN Orman ve Su İşleri Uzmanı

Hanife Kutlu ERDEMLĐ Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı Burdur

ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ATIKSU YÖNETİMİ

Ergene Havzası Koruma Eylem Planı 15 başlıktan meydana gelmektedir.

TÜRKİYE SU ENSTİTÜSÜ 2016 YILI PERFORMANS PROGRAMI

Fatih TOSUNOĞLU Su Kaynakları Ders Notları Su Kaynakları Ders Notları, Su Kaynakları Ders Notları

Yeraltısuları. nedenleri ile tercih edilmektedir.

Kırklareli 15 Tesisin Açılış ve Temel Atma Merasimi 25 Mayıs 2013, Cumartesi 15:30

KARTALKAYA BARAJI HAVZASI ÖZEL HÜKÜMLER

TÜRKİYE ÇEVRE POLİTİKASINA ÖNEMLİ BİR DESTEK: AVRUPA BİRLİĞİ DESTEKLİ PROJELER

Entegre Su Havzaları Yönetimi

Kirlenmiş Saha Temizleme ve İzleme Teknik Rehberi Prof. Dr. Kahraman Ünlü O.D.T.Ü. Çevre Mühendisliği Bölümü

MERİÇ NEHRİ TAŞKIN ERKEN UYARI SİSTEMİ

CEV 314 Yağmursuyu ve Kanalizasyon. Türkiye deki Atıksu Altyapısı ve Atıksu Mevzuatı

Su Çerçeve Direktifi ve Genel Kavramlar. Ülkemizde Yapılan Çalışmalar. Belirli kirleticiler ve ÇKS leri. Alıcı ortam bazlı deşarj standartları

TÜRKİYE DE SINIRAŞAN YERALTISUYU REZERVLERİ VE KULLANIMI

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

TÜRKİYE DE TAŞKIN GERÇEĞİ VE METEOROLOJİK ERKEN UYARI SİSTEMLERİ

KENTLERDE SU YÖNETİMİ İLE UYUM POLİTİKALARI. Dr. Tuğba Ağaçayak

EROZYON MODELİNİN GELİŞTİRİLMESİ & HAVZA VERİTABANININ OLUŞTURULMASI. Doğu Karadeniz Havzasının Su Çerçeve Direktifi Sınıflandırma Sistemi

TÜRKİYE DE SINIRAŞAN YERALTISUYU REZERVLERİ VE KULLANIMI

BÜYÜK MELEN HAVZASI ENTEGRE KORUMA VE SU YÖNETİMİ. Prof. Dr. İzzet Öztürk İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü

TARIMSAL KAYNAKLI NİTRAT KİRLİLİĞİNE KARŞI SULARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ TARIMSAL KAYNAKLI NİTRAT KİRLİLİĞİNE KARŞI SULARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ

İKİNCİ KISIM. Amaç ve Hukuki Dayanak

DÜZCE NİN ÇEVRE SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÇALIŞTAYI 4 ARALIK 2012 I. OTURUM OTURUM BAŞKANI: PROF. DR. SÜLEYMAN AKBULUT

K.K.T.C. ÇEVRE VE DOĞAL KAYNAKLAR BAKANLIĞI METEOROLOJİ DAİRESİ

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI VE ÇEVRE MEVZUATI

BÖLÜMLERİ: - 1. Adana Bölümü - 2. Antalya Bölümü YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ: AKDENİZ BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Akdeniz Bölgesi

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI İÇANADOLU BÖLGESİNİN 11 İLİNDEKİ YATIRIM FAALİYETLERİ BÖLGESEL TOPLANTISI

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

Yaşayan bir dünya için. Buket Bahar DıvrakD. 27 Mart 2008, İzmir

1. DOĞAL ÜZERİNDEKİ ETKİLER. PDF created with pdffactory trial version

1.GİRİŞ. Şevki İSKENDEROĞLU 1, Bahadır İbrahim KÜTÜK 2, Şerife Pınar GÜVEL 3, Aynur FAYRAP 4,Mehmet İrfan ASLANKURT 5

VATANDAġA SUNULAN HĠZMETLERDE ĠSTENĠLEN BELGELER ve Ġġ BĠTĠRME SÜRELERĠ

CEV 314 Yağmursuyu ve Kanalizasyon

Su Hayatı, Biz Suyu Şekillendiriyoruz den beri...

K.K.T.C. Çevre Ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Meteoroloji Dairesi.

DENİZLİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ETÜT VE PROJELER DAİRESİ BAŞKANLIĞI NIN TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

TÜRKİYE DE SU KAYNAKLARI GELİŞTİRME POLİTİKALARINA YÖNELİK TESPİTLER VE ÖNERİLER

İSKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İKİNCİ SEVİYE SÜREÇLERİNE GÖRE DENETİM EVRENİ

TÜRKİYE SULAKALANLAR KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ Mayıs 2009 Eskikaraağaç Bursa

YERALTI SULARI HAKKINDA KANUN

SAYI :B.18.0.ÇYG /010-05/ GENELGE ( 2006/15 )

İÇME SUYU ELDE EDİLEN VEYA ELDE EDİLMESİ PLANLANAN YÜZEYSEL SULARIN KALİTESİNE DAİR YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

6.1. SU VE TOPRAK YÖNETİMİ İSTATİSTİKLERİ 2. Mevcut Durum

Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği Havzalarda Özel Hüküm Belirleme Çalışmalarına İlişkin Usul Ve Esaslar Tebliği BÖLÜM I

Şehirsel Teknik Altyapı. 8. Hafta Ders tekrarı yeni eklemeler

GEBZE BELEDİYESİ KENTSEL TASARIM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ÇANKIRI KARATEKĐN ÜNĐVERSĐTESĐ STRATEJĐ GELĐŞTĐRME KURULUNUN KURULUŞ VE ĐŞLEYĐŞĐ HAKKINDAKĐ YÖNERGE. BĐRĐNCĐ BÖLÜM Genel Hükümler

Yeni Büyükşehir Yasası ve Arazi Yönetimi

BÖLÜM-1 HİDROLOJİNİN TANIMI VE ÖNEMİ

KENTSEL SU YÖNETĠMĠNDE ÇAĞDAġ GÖRÜġLER VE YAKLAġIMLAR

İçme Suyu kaynağı Olarak Sapanca Gölü nün Bütünleşik Yaklaşımlı Havza Yönetimi İle Korunması ve Güvenli Su Temini

Hidroelektrik Enerji. Enerji Kaynakları

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YATIRIM VE İŞLETMELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Transkript:

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI ORMANCILIK VE SU ŞÛRASI 21-23 Mart 2013 SU KAYNAKLARININ GELİŞTİRİLMESİ ÇALIŞMA GRUBU RAPORU SORUMLU BİRİM: DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 14 Aralık 2012

SU KAYNAKLARININ GELİŞTİRİLMESİ ÇALIŞMA GRUBU Çalışma Grubu Başkanı Çalışma Grubu Başkan Yrd. Raportörler Çalışma Grubu Koordinatörü : Doç.Dr. Yakup DARAMA : Dr. Murat Ali HATİPOĞLU : Ayla EFEOĞLU, Bahar SEL FEHİM, Mehmet SOYLU : İbrahim BİROĞLU ÇALIŞMA GRUBU ÜYELERİ Adı-Soyadı Kurumu Görevi Doç.Dr. Yakup DARAMA Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Daire Başkan Yrd. Dr. Murat Ali HATİPOĞLU Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Daire Başkan Yrd. Ayla EFEOĞLU Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Şube Müdürü Murat SAN Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Şube Müdürü Ayhan AKGÖZ Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Şube Müdürü İsmail UÇAR Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Mühendis Mehmet SOYLU Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Mühendis Aydın BALI Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Mühendis Sabahat Özcan EYÜPOĞLU Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Mühendis Aslıhan KIRKPINAR Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Mühendis Seden YALINKILINÇ Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Mühendis Sabiha KALKAN Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Mühendis Alaaddin UĞURLU Meteoroloji Genel Müdürlüğü Mühendis Hasibe KÖRBALTA Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Şube Müdürü Bahar SEL FEHİM Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Şube Müdürü Doç. Dr. Nurunnisa USUL Emekli Öğretim Üyesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim GÜRER Emekli Öğretim Üyesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Nuri ÖZDEMİR Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Elçin KENTEL ODTÜ, Mühendislik Fakültesi Öğretim üyesi 1

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I. GİRİŞ... 4 BÖLÜM II. MEVCUT DURUM... 5 2.1. TÜRKİYE DE SU POTANSİYELİ... 5 2.1.1. Yüzeysel Su Kaynakları... 6 2.1.2. Yeraltı Su Kaynakları... 7 2.2. TÜRKİYE DE SU KAYNAKLARININ KALİTESİNİN DURUMU... 9 2.2.1 Yüzeysel Suların Kalitesi... 9 2.2.2. Yeraltı Sularının Kalitesi... 10 2.3 SU KAYNAKLARI İZLEME AĞI... 10 2.3.1. Su Miktarı İzleme Ağı... 10 2.3.2 Su Kalitesi İzleme Ağı... 11 2.4 SU KAYNAKLARININ KULLANIM DURUMU... 12 2.5 SU KAYNAKLARININ GELİŞTİRİLMESİ VE HAVZA YÖNETİMİ... 13 2.5.1. Kurumsal Yapı... 13 2.5.2. Su Kaynakları Planlaması... 18 2.5.3. Havza Master Planları... 19 2.5.4. Havza Koruma Eylem Planları... 20 2.5.5. Nehir Havzası Yönetim Planları... 20 2.6. SUYUN FİYATLANDIRILMASI... 21 2.6.1 İçme-kullanma Suyu ve Atıksu Sektöründe Mevcut Uygulama... 21 2.6.2. Sulama Sektöründe Mevcut Uygulama... 22 BÖLÜM III. KARŞILAŞILAN SORUNLAR VE DARBOĞAZLAR... 23 3.1. Türkiye de Su Kaynaklarının Ölçümlerindeki Problemler... 23 3.2. Su kaynaklarımızı olumsuz yönde etkileyen etmenler... 24 2

3.2.1. Su kaynaklarını miktar olarak etkileyen etmenler... 24 3.2.2. Su Kaynaklarını Nitelik Olarak Etkileyen Etmenler;... 25 3.3. Politika ve Mevzuat... 26 3.4. Kurumsal Yapı... 26 BÖLÜM IV. SONUÇ VE ÖNERİLER... 27 Kaynaklar:... 30 3

BÖLÜM I. GİRİŞ Su, yeryüzünde yaşayan insanların geçici olarak sahip oldukları, kendi yaşamları için olduğu kadar gelecek neslin yaşamları için de korumak ve geliştirmek zorunda oldukları kıt bir kaynaktır. Suyun gelecek nesillere zarar görmeden aktarılması hem bir gereklilik hem de gelecek nesillerin temel hakkıdır. Bu yüzden su kaynaklarının geliştirilmesinde temel yaklaşım çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirlik esaslarına dayanmalıdır. Yeryüzündeki su kaynakları ve bunların potansiyelleri sabittir. Denizden tatlı su elde etme gibi oldukça pahalı yollar düşünülmediği takdirde miktarlarının arttırılması ekonomik yollarla mümkün değildir. Ancak iyi planlamayla en uygun şekilde kullanılmaları, bu kaynakların ileriki nesiller tarafından da yararlı şekilde kullanılmalarına olanak sağlayabilir. Bu durum Türkiye de de farklı değildir. O halde su kaynaklarımızı en etkili bir şekilde değerlendirmek ve gelecek nesillere de aynı miktar ve kalitede bırakmak en önemli görevimizdir. Su kaynaklarının geliştirilebilmesi için öncelikle mevcut durumun belirlenmesi, bu maksatla; bu kaynakların neler olduğunun, nerede bulunduklarının ve bunların yanında miktar ve kalite durumlarının çok iyi bilinmesi gerekir. Aksi takdirde yeterli olmayan bir miktar kullanılmaya kalkılabilir veya büyük miktardaki başka bir kaynaktan potansiyelinin çok altında kullanım yapılabilir. Dolayısıyla, su kaynaklarının etkili bir şekilde geliştirilmesinde ölçümlerin çok önemli bir yeri vardır ve gözlem (veri) bulunmayan durumlarda güvenilir çalışmalar yapmak mümkün değildir. Veriden bahsederken de onda bulunması gereken özelliklerin unutulmaması gerekir. Su kaynaklarında miktar ve kalite mekânda olduğu gibi zamanda da değiştiği için gözlemler de bu durumu dikkate alacak şekilde gerçekleştirilmelidir. Dolayısıyla, su kaynaklarının etkili bir şekilde geliştirilebilmesi için çok iyi bir gözlem ağı ile yapılmış uzun süreli ve güvenilir gözleme ihtiyaç vardır. Güvenilir ve yeterli veriye dayalı olarak geliştirilen projeler ile su kaynakları üzerinde depolamaların ve diğer yapıların yapılması kullanıcılara uygun miktar ve kalitede suyun sunulabilmesine hizmet etmektedir. Ayrıca, özellikle son yıllarda iklim değişikliğinin bir sonucu olarak ortaya çıkan olağandışı durumlar (taşkınlar ve kuraklık), bu durumlarla mücadele açısından da su kaynakları geliştirme projelerinin önemini bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Su kaynaklarının geliştirilmesi kadar bu kaynakların korunması ve bu kaynaklar üzerinde yapılan yapıların da doğru kullanılarak korunması, bunların gelecek nesillerin de istifadesine sunulabilmesi açısından önemlidir. Bu sebeple tüm seviyedeki kullanıcıların su kaynaklarının korunması, kirletilmemesi, tasarruflu kullanılması ve bu kaynaklar üzerinde geliştirilen projelerin önemi, doğru kullanılması ve korunması konularında eğitilmesi büyük önem arz etmektedir. 4

BÖLÜM II. MEVCUT DURUM 2.1. TÜRKİYE DE SU POTANSİYELİ Türkiye nin üç tarafının denizlerle çevrili olması, dağların uzanışı ve yüzey şekillerinin çeşitlilik göstermesi, farklı özellikte iklim tiplerinin ve yağış rejimlerinin doğmasına yol açmıştır. Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinde daha yüksek yağışlar görülürken, Doğu Anadolu ve İç Anadolu bölgesinde ise daha düşük yağış değerleri gözlenmektedir. En yüksek ortalama yağış 2.244 mm ile Rize de, en düşük ortalama yağış 259 mm ile Iğdır da gerçekleşmektedir (Şekil 1.). Şekil 1. Türkiye Yağış Normalleri (1970-2010) Uzun yıllar yağış dağılımına göre, kurak geçen 2006, 2007 ve çok kurak geçen 2008 yıllarından sonra, 2009 yılından itibaren Ülkemiz daha yağışlı bir periyoda girmiştir. 2011 yılında da bu seyir devam etmiştir (Şekil 2). Son üç yılda yağışlar % 2,0 ile % 25,0 arasında artış göstermiştir. 5

Türkiye Geneli Yıllık Yağışlar (mm) 900 Yağış (mm) 800 700 600 500 612.9 616.9 650.1 759.2 585.8 723.0 669.7 741.7 792.6 700.4 591.2 643.5 571.2 528.3 587.3 662.9 701.8 571.4 693.7 689.5 677.5 774.7 563.6 682.2 569.1 627.5 600.0 729.3 782.3 514.2 523.0 665.6 597.8 555.5 656.7 651.3 695.1 704.2 719.5 570.5 599.6 718.7 635.9 680.1 626.8 651.4 628.2 609.6 502.0 803.6 724.2 655.6 400 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 5 Yıllık Hareketli Ort. Yıllık Toplam Yağış Normali 642.8 mm Yıllar Şekil 2. Uzun Yıllar Yağış Ortalamaları Karasal iklim karakteri gösteren ülkemizde, yıllık ortalama yağış (1970-2010) 643 mm olup, bu yağış yılda ortalama 501 milyar m 3 suya tekabül etmektedir. Bu miktarın 274 milyar m 3 ünün toprak ve su yüzeyleri ile bitkilerden oluşan buharlaşmalar yoluyla atmosfere geri döndüğü; 41 milyar m 3 ünün yüzeyden sızmalar suretiyle yeraltı suyu rezervlerini beslediği; 186 milyar m 3 ünün ise çeşitli büyüklükteki akarsular ile denizlere ve kapalı havzalardaki göllere boşalmak üzere akışa geçtiği kabul edilmektedir. Ayrıca komşu ülkelerden doğan akarsular ile yılda 6,9 milyar m 3 suyun ülkemiz su potansiyeline dahil olduğu, akım gözlemlerine dayanılarak belirlenmiş bulunmaktadır. Bu durumda, meteorolojik şartlara bağlı olarak her yıl önemli ölçüde değişim gösterme niteliğine sahip olduğu ve ortalama bir değeri ifade ettiği vurgulanmak kaydıyla, Türkiye nin yenilenebilir tatlı su potansiyeli brüt 234 milyar m 3 olarak hesaplanmaktadır. Ancak yapılan etütler sonucunda, günümüz şart ve olanaklarına göre çeşitli maksatlara yönelik kullanımlarda teknik ve ekonomik anlamda tüketilebilecek yüzey ve yeraltı suyu miktarının toplam 112 milyar m 3 olduğu belirlenmiştir. 112 milyar m 3 lük kullanılabilir potansiyelin 95 milyar m 3 ünün yurt içinden doğan akarsulardan, 3 milyar m 3 ünün yurt dışından giriş yapan akarsulardan, 14 milyar m 3 ünün ise yeraltı suyundan sağlanabileceği kabul edilmektedir (web 1). 2.1.1. Yüzeysel Su Kaynakları Türkiye de dağlarda bulunan küçük göllerle birlikte 120 den fazla tabii göl bulunmaktadır. En büyük ve en derin göllerimizden yükseltisi 1.646 m olan Van Gölü nün alanı 3.712 km 2 dir. 6

İkinci büyük göl, İç Anadolu daki Tuz Gölü dür. Derin bir göl olmayan Tuz Gölü nün denizden yüksekliği 925 m alanı ise 1.500 km 2 dir. Türkiye de göllerin toplandığı başlıca dört bölge vardır: Göller Yöresi (Eğirdir, Burdur, Beyşehir ve Acıgöl), Güney Marmara (Sapanca, İznik, Ulubat, Kuş Gölleri), Van Gölü ve çevresi, Tuz Gölü ve çevresi. Türkiye deki göllerin bazılarının derinliği 30 m den fazladır, bazıları ise sadece birkaç metre derinliktedir. Van Gölü nün derinliği 100 m den daha fazladır. Köyceğiz Gölü gibi denizle bağlantısı olan göller az tuzludur. Tabii göller dışında Türkiye de 741 adet baraj gölü bulunmaktadır. Bunlardan bazılarının yüzey alanı; Atatürk Barajı 817 km 2, Keban Barajı 675 km 2, Karakaya Barajı 268 km 2, Hirfanlı Barajı 263 km 2, Altınkaya Barajı 118 km 2 dir. Kaynakları Türkiye topraklarında olan birçok akarsu değişik denizlere dökülür. Karadeniz e Sakarya, Filyos, Kızılırmak, Yeşilırmak, Çoruh ırmakları; Akdeniz e Asi, Seyhan, Ceyhan, Tarsus, Dalaman ırmakları; Ege Denizi ne Büyük Menderes, Küçük Menderes, Gediz ve Meriç nehirleri; Marmara Denizi ne Susurluk/Simav Çayı, Biga Çayı, Gönen Çayı dökülür. Ayrıca Fırat ve Dicle nehirleri Basra Körfezi nde, Aras ve Kura nehirleri ise Hazar Denizi nde son bulur. Kızılırmak 1.355 km, Yeşilırmak 519 km, Ceyhan Irmağı 509 km, Büyük Menderes 307 km, Susurluk Irmağı 321 km, Suriye sınırına kadar Fırat Nehri 1.263 km, Dicle Nehri 523 km, Ermenistan sınırına kadar Aras Nehri 548 km uzunluğundadır. Türkiye 25 hidrolojik havzaya bölünmüş olup (Şekil 3), bu havzalardan toplam ortalama yıllık akış 186 milyar m 3 olarak kabul edilmektedir. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) verilerine göre bunun yaklaşık üçte biri, ülkenin doğusunda yer alan Fırat-Dicle havzasına aittir (Tablo 1). Alansal büyüklük olarak bunu Kızılırmak ve Sakarya havzaları izlerken, ortalama yıllık akış miktarı olarak Fırat-Dicle havzasından sonra Doğu Karadeniz, Doğu Akdeniz ve Antalya Havzaları gelmektedir. 2.1.2. Yeraltı Su Kaynakları Yeryüzüne düşen yağmur, kar, dolu vb. yağışların bir kısmı akışa geçer bir kısmı ise yeraltına süzülerek boşluk ve çatlaklarda durgun veya akışkan halde yeraltısuyunu oluşturur. Yüzeysuyunda olduğu gibi yeraltısularının da asıl kaynağı yağıştır. Yeraltısuyu rezervi; ova veya havza drenaj alanına düşen yağışın jeolojik formasyonların kırık ve çatlakları boyunca süzülebilecek miktarı temel alınarak hesaplanır. Emniyetli İşletme Rezervi; ova veya havza içerisindeki yeraltısuyunun beslenmesi belirlenerek bu beslenme miktarını aşmayacak ölçüde kullanıma sunulan rezervdir. Ova bazında yapılacak tahsisler Emniyetli İşletme Rezervi miktarına göre belirlenmektedir. Yeraltısuyu kullanımı için havza bazında yapılan tahsislerde, havzada yer alan ova tahsisleri toplanarak tespit edilir. Emniyetli işletme rezervini aşan ovalar Orman ve Su İşleri Bakanlığınca ilanı yapılarak yeraltsuyu kullanımına kapatılmaktadır. Bugüne kadar yapılan etütler sonucunda belirlenen yeraltısuyu potansiyeli yaklaşık 14 km 3 ve tahsis edilen miktar 13,138 km 3 tür. Bu veriler su kullanımı ve yağışla irtibatlı olduğundan revize edilmesi gerekmektedir. Revize çalışmaları tüm yeraltısuyunun yoğun kullanımının olduğu ovalardan başlayarak yapılmaktadır. 157 adet ovamızdan 2011 yılı içerisinde 21 adedi revize edilmiş, 22 adedinin de ilk kez etüdü yapılarak raporları yayınlanmıştır. Toplam 43 adet ovanın raporu yayınlanmıştır. 2012 yılında 13 adet revize etüt ile 11 adet yeni ova etüdü planlanmış ve 5 adet etüt çalışmalarına başlanmıştır. Kalan 90 adet ovadan; 31 adet yeni 7

etüt, 59 adet revize etüt çalışmaları da gelen talepler doğrultusunda değerlendirilerek tamamlanacaktır. Tablo 1: Türkiye Nehir Havzaları Hakkında Genel Bilgi (DSİ) Nehir Havzası Adı Yağış alanı Yıllık ortalama akış Ortalama yıllık verim (km²) % (km³) (%) (l/s/km²) (01) Meriç-Ergene Havzası 14.560 1,9 1,33 0,7 2,9 (02) Marmara Havzası 24.100 3,1 8,33 4,5 11,0 (03) Susurluk Havzası 22.399 2,9 5,43 2,9 7,2 (04) Kuzey Ege Havzası 10.003 1,3 2,09 1,1 7,4 (05) Gediz Havzası 18.000 2,3 1,95 1,1 3,6 (06) Küçük Menderes Havzası 6.907 0,9 1,19 0,6 5,3 (07) Büyük Menderes Havzası 24.976 3,2 3,03 1,6 3,9 (08) Batı Akdeniz Havzası 20.953 2,7 8,93 4,8 12,4 (09) Antalya Havzası 19.577 2,5 11,06 5,9 24,2 (10) Burdur Gölü Havzası 6.374 0,8 0,50 0,3 1,8 (11) Akarçay Havzası 7.605 1,0 0,49 0,3 1,9 (12) Sakarya Havzası 58.160 7,5 6,40 3,4 3,6 (13) Batı Karadeniz Havzası 29.598 3,8 9,93 5,3 10,6 (14) Yeşilırmak Havzası 36.114 4,6 5,80 3,1 5,1 (15) Kızılırmak Havzası 78.180 10,0 6,48 3,5 2,6 (16) Konya Kapalı Havzası 53.850 6,9 4,52 2,4 2,5 (17) Doğu Akdeniz Havzası 22.048 2,8 11,07 6,0 15,6 (18) Seyhan Havzası 20.450 2,6 8,01 4,3 12,3 (19) Asi Havzası 7.796 1,0 1,17 0,6 3,4 (20) Ceyhan Havzası 21.982 2,8 7,18 3,9 10,7 (21) Fırat-Dicle Havzası 184.918 23,7 52,94 28,5 8,3 (22) Doğu Karadeniz Havzası 24.077 3,1 14,90 8,0 19,5 (23) Çoruh Havzası 19.872 2,6 6,30 3,4 10,1 (24) Aras Havzası 27.548 3,5 4,63 2,5 5,3 (25) Van Gölü Havzası 19.405 2,5 2,39 1,3 5,0 TOPLAM 779.452 100,0 186,05 100,0 8

2.2. TÜRKİYE DE SU KAYNAKLARININ KALİTESİNİN DURUMU Su kaynağının ihtiyaç duyulan maksat için kullanılabilmesinde o kaynağın potansiyelinin yanısıra kalitesinin bu amaca uygunluğu da çok önemlidir. Tüm gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi ülkemizdeki su kaynakları da gün geçtikçe artan bir kirlilik baskısı altındadır. Türkiye nin su kaynaklarının kalitesinin bozulmasının başlıca sebepleri arasında; tabii kaynakların aşırı kullanımı, sanayileşme faaliyetlerinin ve kentleşmenin denetimsiz ve düzensiz oluşu ve evsel, sanayi ve tarımsal kaynaklı faaliyetler yer almaktadır. Kaynaklar kirlendikten sonra alınacak önlemler daha zor ve pahalı olmaktadır. Türkiye de, iç tatlı su kaynaklarının kirlenmesine yol açan unsurlar şu şekilde sıralanabilir: Kentsel kanalizasyon sularının arıtılmadan veya kısmen arıtılarak yüzey sularına deşarj edilmeleri, Kanalizasyon sistemlerinden ve açıktaki katı atık yığınlarından kaynaklanan sızıntıların yeraltı sularını kirletmesi, Toprakta ve sulama kanallarında bulunan tarım ilacı ve kimyasal gübre kalıntılarının yüzey sularına ve akiferlere karışması, Erozyonu hızlandıran, tabii göllerde ve baraj göllerinde çökelti birikimine yol açan ormansızlaşma ve yetersiz/yanlış tarımsal uygulamalar. Ülkemizde su kalitesi yönetimi aşamalı olarak gelişmektedir. Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği (SKKY) vasıtasıyla su kalitesi yönetimine yönelik önemli düzenlemeler getirilmiştir. Bu düzenlemelerde iki temel yaklaşım izlenmektedir; birinci yaklaşım su kaynaklarını bir ekosistem olarak değerlendirerek mevcut su kalitesinin korunması, ikinci yaklaşım ise ülke ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla su kalitesinin daha da iyileştirilmesidir (Turkey Water Report-2009). 2.2.1 Yüzeysel Suların Kalitesi Türkiye deki akarsular kadar göller de hızla kirlenmektedir. Sanayi tesislerinin atıksuları ve atıkları ile zirai maksatlı kullanılan gübreler ve zirai mücadele ilaçları, ötrofik karakterdeki gölün azot-fosfor dengesini olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca; arsenik, azot, bor, cıva, çinko, demir, deterjan, florür, gres, kurşun, kükürt, nitrat, organik madde, serbest kükürt ve yağ gibi parametrelerin de bazı göllerimizin kirletilmesinde önemli rol oynadıkları belirlenmiştir. SKKY çerçevesinde, insani tüketim maksatlı rezervuarlar çevresinde koruma bölgeleri oluşturulması ve bu bölgelerde evsel ve endüstriyel atıksuların deşarjı ve tarım alanlarının korunmasına yönelik düzenlemeler getirilmiştir. Yine SKKY ile kıtaiçi yüzeysel su kaynakları için kullanım maksatlarına yönelik olarak kalite sınıflandırma kriterleri getirilmiştir. Bu Yönetmelik 45 parametreye bağlı olarak 4 kalite sınıfı getirmektedir. Bu sınıflandırma şöyledir: Sınıf I (yüksek kalitede su) 9

Sınıf II ( az kirli su) Sınıf III (kirlenmiş su) Sınıf IV (çok kirlenmiş su) Ülkemizde tarımsal ve endüstriyel faaliyetlerin yoğun olduğu nehir havzalarında su kalite sınıfları Sınıf II ve Sınıf IV arasındadır. Mevcut durumda en önemli turizm merkezi olan havzalarımızdaki suların kalitesi genelde iyi durumdadır (Turkey Water Report 2009). SKKY ne ilaveten AB uyum sürecinde yürürlüğe sokulan diğer yönetmelikler (örneğin Tehlikeli Maddelerin Su ve Çevresinde Neden Olduğu Kirlilik Yönetmeliği, Kentsel Atıksu Arıtımı Yönetmeliği vb.) ile de evsel ve endüstriyel atıksuların yüzeysel su kaynakları üzerinde sebep olduğu kirlilik kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır. 2.2.2. Yeraltı Sularının Kalitesi Yeraltı sularına olan rağbet artmakla birlikte, kirlilik yüzeysel sularda olduğu kadar çok değildir. Yeraltı suları ile ilgili ana problem kaliteden ziyade miktar ile ilgilidir. Yeraltısuyu kirliliği bazı lokal alanlarda gözlenmektedir. Bu kirlilik genellikle, evsel ve endüstriyel atıksular ile tarımsal kimyasallar ve gübrelerden kaynaklanmaktadır. Yeraltısuyu kirliliği genelde serbest yüzeyli ve karstik akiferlerde ve bu akiferleri besleyen alanlarda görülmektedir. Orta Anadolu bölgesindeki akiferlerde de doğal jeolojik şartlar sebebiyle yeraltı suları kalitesinde bazı bozulmalar gözlenmektedir. Ege ve Akdeniz kıyı bölgelerinde ise aşırı çekim ve denizden tuzlu su girişi sebebiyle yeraltı sularında tuzluluk problemi yaşanmaktadır (Turkey Water Report-2009). SKKY de bulunan yeraltı sularına ilişkin hükümlerin yanı sıra 7 Nisan 2012 tarih ve 28257 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren Yeraltı Sularının Kirlenmeye ve Bozulmaya Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik ile de iyi durumda olan yeraltı sularının mevcut durumunun korunması, yeraltı sularının kirlenmesinin ve bozulmasının önlenmesi ve bu suların iyileştirilmesi için gerekli esaslar belirlenmiştir. Bu Yönetmelik ile atıksuların yeraltı sularına doğrudan deşarjı yasaklanmış olup bazı atıksuların dolaylı deşarjına belli şartları sağlaması şartıyla izin verilebilmektedir. 2.3 SU KAYNAKLARI İZLEME AĞI 2.3.1. Su Miktarı İzleme Ağı Su miktarı izleme konusunda en geniş ağa sahip kurumlar DSİ ve EİEİ Genel Müdürlükleri olup 2 Kasım 2011 tarihinde yürürlüğe giren 662 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile EİEİ nin kapatılması ile EİEİ tarafından bu alanda yürütülen tüm faaliyetler DSİ bünyesinde birleştirilmiştir. Mevcut durumda DSİ tarafından hidrometeorolojik gözlem yapılan yaklaşık 2.650 adet istasyon mevcuttur. Bu istasyonlardan; 1.478 adet Baz Akarsu Gözlem İstasyonunda; günlük su seviye ölçümleri ile ayda en az bir defa debi ölçümleri, 253 adet Müteferrik Akarsu Gözlem İstasyonunda; ayda bir defa debi ölçümleri, 182 adet Göl Gözlem İstasyonunda; günlük su seviye ölçümleri, 357 adet Meteoroloji Gözlem İstasyonunda, yağış ve buharlaşma ölçümleri, 10

234 adet Kar Gözlem İstasyonunda; kar derinliği ve kar su eşdeğeri ölçümleri, 145 adet Sediment Gözlem İstasyonunda ise akarsu içerisinde bulunan süspanse sediment miktarını tespit için numune alımı yapılmaktadır. DSİ tarafından yapılan bu gözlem çalışmalarının sonuçlarına Kuruluşun kurumsal internet sayfasından ulaşmak mümkündür. Meteoroloji Genel Müdürlüğüne ait 755 adet yağış ölçümü yapan gözlem istasyonu bulunmaktadır. Bu istasyonların 93 adedinde buharlaşma ölçümü yapılmaktadır. Ayrıca 10 adet meteorolojik radarla da yağış miktarı yaklaşık olarak tespit edilebilmektedir. Yine DSİ tarafından her yıl mevsim başı mevsim sonu tüm işletme kuyularında yeraltısuyu seviye ölçümü yapılmakta, birçok ovamızda ise ovayı karakterize edecek rasat kuyularımızdan aylık ve limnigraf kuyularımızdan anlık yeraltısuyu seviye ölçümü yapılmaktadır. Yeraltısuları emniyetli rezervinin kontrollü kullanımını sağlamak amacıyla 25 Şubat 2011 tarihli ve 27857 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanun ile 167 sayılı Yeraltısuları Hakkında Kanun a Kuyu, galeri, tünel ve benzerlerine çekilecek yeraltı suyu miktarının tespitini sağlayacak ölçüm sistemleri kurulmadan, kullanma belgesi verilemez. hükmü eklenmiştir. Bu Kanunda öngörülen DSİ Yeraltısuyu Ölçüm Sistemleri Yönetmeliği ise 7 Haziran 2011 tarih ve 27957 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. DSİ nin 05.07.2011 tarihli 2011/11 sayılı Yeraltısuyu Kullanımı konulu eylem genelgesi ile de DSİ Bölge Müdürlükleri tarafından havza ve/veya ovalarda yeraltısuyu potansiyeli dikkate alınarak; içme-kullanma suyu ihtiyaçları, zirai su ihtiyaçları (sulama ve hayvan içmesuyu), sanayi maksatlı su ihtiyaçları için kullanılacak su miktarlarının tespitinin yapılması istenmiştir. DSİ Bölge Müdürlükleri 2011/11 sayılı genelge gereğince eylem planlarını hazırlamaktadırlar. DSİ Bölge Müdürlükleri tarafından yapılan değerlendirmeler ve mevcut uygulamalardan yola çıkarak Bölge Müdürlüğü sınırları içerisinde amacına uygun yeraltısuyu tahsis miktarını belirleme çalışmaları devam etmektedir. 2.3.2 Su Kalitesi İzleme Ağı Su kaynakları çevresel kirliliğe bağlı olarak en fazla kirletilen kaynaktır. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye de de kirlilik önemli seviyeye ulaşmıştır. Su kalitesi izleme alanında en geniş ağa DSİ sahiptir. Hâlihazırda, DSİ tarafından kendi geliştirmekte olduğu projelere veri sağlamak maksadıyla yaklaşık 1.310 adet Su Kalite Gözlem İstasyonundan düzenli olarak numune alınarak, Merkez ve Bölge laboratuvarlarında analiz edilmektedir. Bu 1.310 su kalitesi izleme istasyonunun % 41 inde genel, %59 unda içmesuyu maksatlı olarak izleme yapılmaktadır. Ölçüm sıklığı ve parametre seçimi, mevcut ve planlanan maksatlara göre yapılmaktadır. DSİ tarafından birçok ovamızda sulama öncesi ve sulama sonrası yeraltı sularında ağır metal ve BOR analizleri ve açılan her sondaj kuyusunun açıldığı yıl bir defaya mahsus kimyasal analizi yapılmaktadır. Tüm ovalarımızda ovayı karakterize edecek kuyulardan her yıl analiz alınması planlanmaktadır. 11

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından da yüzeysel ve yeraltısularında tarımsal kaynaklı nitrat kirliliğini izlemeye yönelik çalışmalar yürütülmektedir. Avrupa Birliği uyum sürecinde, AB çevre müktesebatına uygun şekilde mevcut su kalitesini belirlemek ve planlanan projelerin olası etkilerini araştırmak amacıyla, mevcut ağı geliştirerek tüm Türkiye yi saran izleme ağının kurulması hedeflenmiştir. 2.4 SU KAYNAKLARININ KULLANIM DURUMU Suyun miktarı, kalitesi, mahallinin özelliği, zorunlu ihtiyaçları ve şartları başka türlü bir çözüm yolu gerektirmedikçe su kaynaklarından faydalanma ve kullanma hakkının tesisinde aşağıdaki öncelik sırası uygulanır; a) İçme ve kullanma suyu ihtiyaçları, b) Doğal hayat için gerekli su ihtiyaçları, c) Tarımsal sulama suyu ihtiyaçları, ç) Enerji ve endüstri suyu ihtiyaçları, d) Ticaret, turizm, taşıma, ulaşım, rekreasyon, projeye dayalı su ürünleri yetiştiriciliği ve avcılığı ile sair su ihtiyaçları. Öncelik sırasına göre birden fazla maksadın gerçekleşeceğinin mümkün görülmesi halinde, kaynağın verimli kullanılması için birden fazla maksatla kullanılmasına izin verilebilir. Ülkemizde mevcut 112 milyar m 3 kullanılabilir su kaynağının halen yararlanma oranı %39 civarında olup, 32 milyar m 3 ü sulamada, 7 milyar m 3 ü içme ve kullanmada, 5 milyar m 3 ü sanayide kullanılmaktadır. Bu durumda ülkemiz su kaynaklarının yaklaşık % 73 ü sulama, % 11 i sanayi, % 16 i kentsel tüketim için kullanılmakta iken bu oranlar Dünyada % 70, % 22, % 8, Avrupa da ise % 33, % 51 ve % 16 dır. Su varlığına göre ülkeler aşağıdaki şekilde sınıflandırılmaktadır: Su Fakirliği : Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1.000 m 3 ten daha az. Su Azlığı : Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 2.000 m 3 ten daha az. Su Zenginliği : Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 8.000-10.000 m 3 ten daha fazla. Türkiye su zengini bir ülke değildir. Kişi başına düşen yıllık su miktarına göre ülkemiz su azlığı yaşayan bir ülke konumundadır. Kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1.519 m 3 civarındadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2030 yılı için nüfusumuzun 100 milyon olacağını öngörmüştür. Bu durumda 2030 yılı için kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının 1.120 m 3 /yıl civarında olacağı söylenebilir. Mevcut büyüme hızı, su tüketim alışkanlıklarının değişmesi gibi faktörlerin etkisi ile su kaynakları üzerine olabilecek baskıları tahmin etmek mümkündür. Ayrıca bütün bu tahminler mevcut kaynakların 20 yıl sonrasına hiç tahrip edilmeden aktarılması durumunda söz konusu olabilecektir. Bu sebeple Türkiye nin gelecek 12

nesillerine sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynakların çok iyi korunup, akılcı kullanılması gerekmektedir. 2.5 SU KAYNAKLARININ GELİŞTİRİLMESİ VE HAVZA YÖNETİMİ 2.5.1. Kurumsal Yapı Ülkemizde su yapılarının inşası; Osmanlı Döneminde vakıflar tarafından yürütülmüş olup, Konya Ovası Sulaması, bazı su yolları ve bentler dışında inşa edilmiş büyük su yapısı bulunmamaktadır. Su işlerinin örgütlü bir şekilde ve sürekli olarak ele alınması 1914 yılında Nafıa Nezareti nin yeniden yapılanması ile oluşturulan Umur-u Nafıa Müdüriyet-i Umumiyesi nin (Bayındırlık İşleri Genel Müdürlüğü) kurulmasıyla başlar. Bu Genel Müdürlüğün görevleri arasında sulama, kurutma, taşkın koruma, nehir ulaşımı, su biriktirme ve dağıtımı önemli bir yer almıştır. Cumhuriyetin ilânıyla beraber Türkiye, özellikle 1930 lu yıllarda ülkenin su kaynaklarını geliştirme yolunda geniş çaplı girişimlerde bulunmuştur. 1925 yılında Umur-u Nafıa Müdüriyet-i Umumiyesi ne bağlı bir Sular Fen Heyeti Müdürlüğü kurularak Bursa, Adana, Ankara, Edirne ve İzmir Su İşleri Müdürlükleri oluşturulmuştur (Şekil 4). Ancak gerek gözlem yetersizliği gerekse ödenek azlığı, işlerin beklenen ölçüde gelişmesine imkân vermemiştir. Şekil 4. Cumhuriyetin İlk Yıllarında Su İdarelerinin Bölge Taksimatı (22 Temmuz 1925) 1929 yılında ise ortaya çıkan şiddetli kuraklık ve kıtlık neticesinde o yıl Sular Umum Müdürlüğü kurulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti nin kuruluşunun ilk çeyrek asrında gerçekleştirilen baraj inşaatlarına en önemli örnek Ankara ya içme suyu sağlayan Çubuk I Barajı dır. Çubuk I Barajı 1936 yılında işletmeye açılmış ve Su İşleri tarihinde Cumhuriyetin ilk barajı olarak yerini almıştır. 13

Bunu takip eden dönemde; Bursa da Gölbaşı Barajı (1938), Niğde de Gebere Barajı (1941) inşaatı başlamış, daha sonra Van da Sihke (1948), Eskişehir de Porsuk I (1949) barajları inşa edilmiştir. Ayrıca bazı göllerin tanzim projeleri de ele alınmış ve Isparta da Gölcük, Van da Keşiş, Doni ve Ermenis, Denizli de Işıklı, Manisa da Marmara ve Ankara da Eymir gölleri üzerinde bu kapsamda çalışılmıştır. 1939 yılında da Nafıa Vekaleti ne bağlı olarak Su İşleri Reisliği kurulmuştur. Bu tarihten sonra su işlerinin önemi çok daha iyi anlaşılmış, su kaynaklarının istikşafı, etütleri ve planlamaları ile su ölçümleri yapılmıştır. 1936 yılında çıkarılan Çeltik Ekimi Kanunu, 1943 yılında çıkarılan Taşkın Sulara ve Su Baskınlarına Karşı Korunma Kanunu, 1950 yılında çıkarılan Bataklıkların Kurutulması ve Bunlardan Elde Edilecek Topraklar Hakkında Kanun, 6200 sayılı DSİ Kuruluş Kanunu nun öncüleri olmuştur. Su İşleri Teşkilâtı 1953 yılında yeniden düzenlenmiş; 18.12.1953 tarihinde kabul edilen ve 28.02.1954 tarihinde yürürlüğe giren 6200 sayılı kanun ile yetkileri arttırılarak, Bayındırlık Vekâleti ne bağlı, Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü kurulmuştur. Mevcut durumda su kaynaklarının geliştirilmesi konusunda faaliyet gösteren kuruluşlar Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü dür. DSİ, ülkemizdeki bütün su kaynaklarının plânlanması, yönetimi, geliştirilmesi ve işletilmesinden sorumlu, kamu tüzel kişiliğine sahip özel bütçeli yatırımcı bir kuruluştur. DSİ nin temel misyonu; ülkemiz su kaynaklarından faydalanmak, zararlarından korunmak, bilim ve tekniğe uygun olarak, milli menfaatlerimizi gözeten bir yaklaşımla su ve ilgili toprak kaynaklarımızın geliştirilmesini sağlamaktır. Bunun için; Uzun zaman alan yatırımları kısa sürede tamamlayarak milletimizin istifadesine sunmak, Verimli ve ekonomik projelere öncelik vermek, Yeni bir anlayışla yatırımların inşaat sürelerini kısaltmak, Hidroelektrik enerji üretiminde; öncelikle teknik ve ekonomik üretim potansiyeline ulaşmak, Öncelikle verimli topraklar olmak üzere, sulanabilir bütün arazilere su vermek, Şehirlerin su problemlerini bir daha gündeme gelmeyecek şekilde çözmek, Dereleri ıslah ederek su baskınlarından korunmak, erozyonu kontrol altına almak, Kamu bütçesine en az yük getirecek finans modellerini geliştirmek, Hidroelektrik enerji üretiminin arttırılması için özel sektör yatırımlarını desteklemek ve teşvik etmek, Özel sektörün talip olmadığı hidroelektrik enerji tesislerinin gerçekleştirmek, DSİ nin ana hedefleridir. DSİ çalışmalarını, 04/07/2011 tarih ve 27984 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 645 sayılı 14

KHK ile faaliyetlerini Orman ve Su İşleri Bakanlığı na bağlı olarak yürütmektedir. DSİ nin Genel Müdürlüğe bağlı 26 Bölge Müdürlüğü bulunmaktadır. DSİ, bir kamu kuruluşu olarak kendine verilen; taşkın koruma, sulu ziraati yaygınlaştırma, hidroelektrik enerji üretme ve büyük şehirlere içme suyu temini yanısıra belediye teşkilâtı olan yerleşim yerlerine de içme, kullanma ve endistri suyu temini gayelerini etkin bir şekilde yerine getirebilmesi bakımından, söz konusu dört maksadın ortak noktası olan baraj çalışmaları konusunda öncelikli faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu sebeple DSİ ülkemizde barajlar yapan bir kuruluş olarak bilinir. Aynı zamanda ülkemizdeki su kaynaklarının çeşitli kullanım maksatlarına tahsisinde otorite kuruluştur. DSİ faaliyetlerini; 6200, 167 ve 1053 Sayılı Kanunlara göre yürütür. Bu kanunlar aşağıda özetlenmiştir: 28/02/1954 tarih ve 6200 Sayılı Teşkilât ve Vazifeler Hakkındaki Kanun ile; Baraj inşa etmek, Taşkın kontrol yapılarını inşa etmek, Sulama tesisleri inşa etmek, Nehirleri ve bataklıkları ıslah etmek, Hidroelektrik enerji üretmek, Yukarıdaki işlerle ilgili her türlü etüdü yapmak, proje geliştirmek ve inşaatlarını yapmak, Yukarıda anılan tesislerin işletme, bakım ve onarımını yapmak, 16/12/1960 tarih ve 167 sayılı Yeraltısuları hakkında Kanun ile; Yeraltı suyu etüt ve araştırmaları için kuyu açmak veya açtırmak, Yeraltı suyu tahsisi yapmak, Yeraltı sularının korunması ve tescili, Arama, kullanma ve ıslah-tadil belgesi vermek, Yeratısuyu işletme sahalarının tespitini ve ilanını yapmak 03/07/1968 tarih ve 1053 Sayılı Ankara, İstanbul ve Nüfusu 100 000 den Büyük şehirlere içme Suyu Temini Hakkında Kanun ile; Baraj ve isale hattı, Su tasfiye tesisi inşaatları, Su depoları yapmak, görevleri DSİ ye verilmiş iken, 18/04/2007 tarih ve 5625 sayılı Kanun ile 1053 sayılı kanunun 10. maddesinin değişmesi neticesinde nüfus kriteri kaldırılarak Belediye teşkilatı olan tüm yerleşim yerlerinin içme kullanma ve endüstri suyu ve gerekmesi halinde atık su tesislerinin yapımında DSİ yetkili kılınmış olup 1053 sayılı Kanunun adı da "Belediye Teşkilâtı Olan Yerleşim Yerlerine İçme, Kullanma ve Endüstri Suyu Temini Hakkında Kanun" olarak değiştirilmiştir. 15

Yukarıda anılan kanunlara ilaveten, 2 Kasım 2011 tarihli ve 28103 Sayılı Resmi Gazete nin mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren 662 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile DSİ yeniden yapılandırılmıştır. Söz konusu KHK ile getirilen önemli yenilikler şunlardır: 1. DSİ, kamu tüzel kişiliğine sahip, özel bütçeli kuruluş haline getirilerek, daha hızlı hareket edebilen dinamik bir yapıya kavuşturulmuştur. 2. 6200 sayılı teşkilat kanunumuzun 2. Maddesinde sayılan mevcut görevlere ilave olarak, kanuna eklenen aşağıdaki fıkralarla yeni görevler verilmiştir: c) Sulak alanları ıslah etmek, erozyon ve rüsubat kontrolü ile ilgili etüt ve planlama işlerini yapmak veya yaptırmak, kendi tesislerini korumaya yönelik erozyon kontrolü maksatlı ağaçlandırma çalışmaları yapmak, p) Kullanılmış suları tekrar kazanmak maksadıyla gerekli tesisleri yapmak veya yaptırmak, r) İşletmeye açılan hidroelektrik santrallerin su kullanım hakkı anlaşmalarına uygun olarak işletilip işletilmediğini kontrol etmek, bunlarla ilgili her türlü hesap ve tahsilât işlemlerini yapmak, s) Sınıraşan ve sınır oluşturan sular konusunda görev alanı ile ilgili çalışmalar yapmak, t) Yardım mahiyetindeki uluslararası su sondajı veya diğer faaliyetler ile sulama tesislerinin işletme ve bakım hizmetlerini devralan kuruluşlar hariç, kamu kurum ve kuruluşları ile yerli ve yabancı gerçek ve tüzel kişilere yurt içinde ve yurt dışında ücreti karşılığında eğitim, etüt, planlama, proje hazırlama, müşavirlik, laboratuvar ve kontrollük hizmeti vermek, u) Yerüstü ve yeraltı sularını kalite yönünden izlemek, atıksular sebebiyle yerüstü ve yeraltı sularının kirlenmesinin tespiti hâlinde durumu Orman ve Su İşleri Bakanlığına bildirmek 3. Özel sektör tarafından yapılan HES lerden alınacak kaynak katkı payları başta olmak üzere gelirler yeniden belirlenmiştir. 4. DSİ nin projeleri için ihtiyaç duyacağı, Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazların talep üzerine Maliye Bakanlığınca bedelsiz olarak DSİ ye tahsis edileceği hükmü getirilmiştir. 5. Deprem, taşkın ve benzeri tabii afetlerde DSİ tarafından yapılacak her türlü müdahalede ihtiyaç duyacağı kamuya ait malzeme ocaklarından, izin almaksızın ve bedelsiz olarak acilen yararlanmasına imkan sağlanmaktadır. 6. DSİ faaliyetlerinin daha etkin ve verimli bir şekilde sürdürülebilmesi için, Atıksu Dairesi ve Hidroelektrik Enerji Dairesi adında iki yeni Daire Başkanlığı kurulmuştur. 7. Elektrik İşleri Etüd İdaresi Genel Müdürlüğünün hidrometrik araştırma ve etüt çalışmaları, jeoloji ve sondaj çalışmaları, baraj ve nehir tipi hidroelektrik santral ile pompaj depolamalı hidroelektrik santral çalışmaları, bunlara ilişkin harita çalışmaları ve bu çalışmaların yürütülmesinde kullanılan makina teçhizat ile personel DSİ ye devredilmiştir Su Yönetimi Genel Müdürlüğü 4 Temmuz 2011 Tarih ve 27984 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan KHK/645 Sayılı Orman ve Su İşleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile kurulan Orman ve Su İşleri Bakanlığı nın ana hizmet birimi olarak kurulmuş ve görev ve yetkileri de aynı KHK ile aşağıdaki şekilde belirlenmiştir; a) Su kaynaklarının korunması, iyileştirilmesi ve kullanılmasına ilişkin politikaları belirlemek. b) Su yönetiminin ulusal ve uluslararası düzeyde koordinasyonunu sağlamak. c) Su kaynaklarının kıyı suları dahil olmak üzere koruma-kullanma dengesi gözetilerek, sucul çevrenin ekolojik ve kimyasal kalitesinin korunması ve geliştirilmesini sağlamak amacıyla havza bazında nehir havza yönetim planları hazırlamak, hazırlatmak, bütüncül nehir havzaları yönetimi ile ilgili mevzuat çalışmalarını yürütmek. 16

ç) Havza bazında kirliliğin önlenmesi ile ilgili tedbirleri ilgili kurum ve kuruluşlarla birlikte belirlemek, değerlendirmek, güncellemek ve uygulamaların takibini yapmak. d) Yer üstü ve yer altı sularının kalite ve miktarının korunmasına yönelik hedef, ilke ve alıcı ortam standartlarını ilgili kurum ve kuruluşlarla birlikte belirlemek, su kalitesini izlemek veya izletmek. e) Taşkınlarla ilgili strateji ve politikaları belirlemek, ilgili mevzuatı ve taşkın yönetim planlarını hazırlamak. f) Nehir havza yönetim planlarına uygun olarak sektörel bazda su kaynaklarının tahsislerine ilişkin gerekli koordinasyonu yapmak. g) Su kaynaklarının korunması ve yönetimi ile ilgili uluslararası sözleşmeler ve diğer mevzuattan kaynaklanan süreçleri takip etmek, sınır aşan ve sınır oluşturan sulara ilişkin işleri ilgili kurumlarla işbirliği içinde yürütmek. ğ) Ulusal su veri tabanlı bilgi sistemini oluşturmak. h) (Ek: 8/8/2011-KHK-648/ 31 md.) Su kirliliği açısından hassas alanları ve nitrata duyarlı hassas alanları tespit etmek ve izlemek. ı) (Ek: 10/10/2011-KHK-657/ 2 md.)(1) İçme ve kullanma suyu arıtma tesislerinin tasarım esaslarını, normlarını ve kriterlerini belirlemek, projeleri onaylamaya yetkili kurum ve kuruluşları tespit etmek, tesisleri işletecek elemanların eğitimlerini temin etmek, sertifikalarını vermek. i) (Ek: 8/8/2011-KHK-648/ 31 md.) İklim değişikliğinin su kaynaklarına etkisi ile ilgili çalışmalar yapmak. j) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak. Su Yönetimi Genel Müdürlüğünün kuruluşuyla suyun bütüncül bir yaklaşımla, havza bazında tek elden koordinasyonu hedefi gözetilmiştir. Su Yönetimi Genel Müdürlüğü nün misyonu; Ülkemizdeki kıyı ve geçiş suları dahil su havzalarının havza koruma eylem ve yönetim planlarını hazırlayarak bütünleşik bir yaklaşımla su yönetiminin altyapısını oluşturmak, ülkemizin ulusal ve uluslararası su yönetim politikasının geliştirilmesi için gerekli koordinasyonu yapmak, havza bazında su kalite standartlarını oluşturmak, su kalitesinin denetimi için etkin bir izleme sistemi kurulmasını sağlamak, su ile alakalı verileri tek elde toplamak ve değerlendirmek, havza bazında taşkın ve kuraklık yönetim planları ile taşkın risk ve zarar haritalarını hazırlamak, iklim değişikliği senaryolarının Ülkemiz su kaynaklarına etkisini belirlemektir. Kurulduğu 1954 yılından bu yana gerçekleştirdiği su kaynakları geliştirme faaliyetleri kapsamında DSİ tarafından sulama, içme-kullanma ve sanayi suyu temini, hidroelektrik enerji üretimi ve taşkın koruma maksadıyla 741 adet su depolama tesisi inşa edilerek işletmeye açılmıştır. Bu tesisler sayesinde 3.324.000 ha alanın sulanması, yerleşim yerlerine 3,31 milyar m 3 içme-kullanma suyu temini, 39.245 GWh/yıl hidroelektrik enerjisi üretimi ile ülkemiz kalkınmasına büyük katkı sağlamıştır (Şekil 5). İlaveten gerçekleştirilen 6.256 adet taşkın koruma projesi ile 1.514.102 ha alanın taşkın zararlarından korunması sağlanmıştır. 17

Şekil 5- DSİ Sulama projelerinin GSM Zirai Gelir üzerindeki etkisi DSİ tarafından Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. Yılı olan 2023 yılına kadar teknik ve ekonomik olarak kullanılabilir potansiyelimiz olan 112 milyar m 3 ün tamamının geliştirilerek kullanıma sunulması planlanmaktadır. Tam gelişim durumunda potansiyelin sektörel dağılımının %64 sulama, %16 içme-kullanma ve %20 sanayi şeklinde olması öngörülmüştür. DSİ ye ilaveten 1984-2005 yılları arasında Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü de su kaynaklarını geliştirmek maksadıyla; Köy ve bağlı yerleşim birimlerinin yol, su ve kanalizasyon tesisleri ile askeri garnizonların içme ve kullanma suyu tesislerini yapmak, Tarım alanlarının gayesine uygun kullanımını sağlamak, devlet sulama şebekelerinde arazi tesviyesi, tarla başı kanalları, tarla grup yolları ve tarla içi drenaj tesislerini yapmak, faaliyetlerini gerçekleştirmiştir. 13 Ocak 2005 tarihli ve 5286 Sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Kaldırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun un çıkmasının ardından kurum kapatılmıştır. Yukarıda belirtilen hizmetler, İstanbul ve Kocaeli illeri dışında il özel idarelerince, İstanbul ve Kocaeli illerinde ise il sınırları dahilinde yapılmak üzere büyükşehir belediyelerince yerine getirilmektedir. 2.5.2. Su Kaynakları Planlaması Ülkemizin hidrolojik olarak tespit edilmiş 25 adet havzasında, potansiyel ve ihtiyaçların belirlenerek geliştirilecek projelerin belirlenmesi amacıyla, öncelikle Havza Ön İnceleme daha sonra da Master Plan ve Fizibilite çalışmaları tamamlanarak havza bazında ve buna bağlı olarak Ülke genelinde takip edilmesi gereken politikalar ve uygulama programları tespit edilmiştir. Su kaynaklı aktivitelerin ana sistematiğini Türkiye de merkezi planlama oluşturmaktadır. Ulusal ölçekte hazırlanan beş yıllık kalkınma planları, ekonominin değişik sektörleri arasındaki optimum dağılımı sağlayan önemli bir görevi ifa etmektedir. İlgili sektörler 18

arasındaki bağlantı, temel odak noktasıdır. Ulusal seviyede planlamayı yönlendirmek ve bu maksatla akılcı karar almayı harekete geçirmek için su kaynaklarını da içeren bütün doğal kaynakların envanterini çıkarma stratejisine özel bir önem verilmiştir. Su kaynakları planlamasında, bütün aktiviteleri dikkate alan, anında veri temini ile gerçek zamanlı, tek merkezden entegre havza yönetim sistemleri uygulanması öngörülmekte ve bu alanda çeşitli modeller geliştirilmeye çalışılmaktadır. Bu çalışmaların ortak paydasını, ihtiyaçkaynak dengesi çerçevesinde verimliliğin maksimize edilerek öngörülen hedeflere ulaşılmasında sürdürülebilirliğin sağlanması oluşturmaktadır. Kullanılan teknoloji yoğun söz konusu yönetim sistemlerinde, geliştirilen matematik modellerle kullanımlar sonucu oluşan miktar ve kalitenin sürekli ve düzenli bir şekilde izlenmesi ve anında gerekli tedbirlerin alınması sağlanmaya çalışılmaktadır. Su kaynaklarının planlamasında öncelikle bütün imkanlar ve ihtiyaçların etraflıca etüt edilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda ana veri toplama çalışmalarının önemi ortaya çıkmaktadır. Çünkü, ihtiyaç ve imkanların güvenilir ve doğru bir şekilde ortaya konması planlamanın güvenilirliği ve geçerliliği üzerinde önemli rol oynamaktadır. Planlama çalışmaları ön inceleme, master plan ve planlama olmak üzere çeşitli aşamalardan geçilerek yürütülmekte ve her aşamaya uygun detayda ve çeşitlilikte veri toplanmaktadır. Çalışmaların aşaması ilerledikçe daha detaylı etütler yapılmakta ve veri toplanmaktadır. Etüt ve verilerdeki belirsizlik ve eksiklik bir sonraki aşamada yapılacak çalışmaların aksamasına sebep olacağından çalışmanın aşamasına uygun olarak belirlenen standartta etüt faaliyetlerinin yürütülmesi esastır. Bu bağlamda, su kaynakları projelerinin, içme-kullanma ve endüstri suyu temini, sulama ve drenaj, hidroelektrik enerji üretimi, taşkın koruma ve kontrol maksatlarına yönelik olarak tek veya çok maksatlı olarak planlanmasında veri toplama faaliyetleri, herbiri başlı başına bir mühendislik disiplini olan, Gözlem Harita Toprak ve Drenaj Tarımsal Ekonomi Hidroloji Çevresel Etki Değerlendirmeleri Jeoloji ihtisas dallarının koordineli olarak çalışması ile gerçekleştirilmektedir. Planlama faaliyetlerinin temelini teşkil eden bu çalışmalarda elde edilen her türlü veri belirli bir standarda göre toplanmakta, değerlendirilmekte ve raporları hazırlanmaktadır (DSİ). 2.5.3. Havza Master Planları Havza Master Planları, havza su potansiyeli ve kalitesi, toprak kaynakları, arazi kullanım durumları, su kullanımları ve ihtiyaçlarının, havza taşkın ve sediment durumunun etüt edilmesi, belirlenen potansiyelin değerlendirilme öncelikleri ile olabilecek su ihtiyacının tespiti, ihtiyacın karşılanma yöntemleri ile proje formülasyonları ve bunların teknik, ekonomik ve çevresel yapılabilirliğinin incelenmesini içeren planlardır. DSİ tarafından 25 adet havzanın havza master planları 1956-1982 yılları arasında hazırlanmış olup gelişen ve değişen şartlar dikkate alınarak bu master planların güncellenmesi bir zaruret haline geldiğinden 2010-2014 DSİ Stratejik Planı nda bu plan döneminde 10 19

havzanın (Sakarya, Susurluk, Konya Kapalı, Van Kapalı, Seyhan, Meriç-Ergene, Akarçay, Ceyhan, Büyük Menderes ve Antalya) master planlarının güncellenmesi öngörülmüş olup çalışmalar başlatılmıştır. Bir sonraki Stratejik Plan döneminde de geri kalan 15 havzanın master planlarının güncellenmesi planlanmaktadır. Söz konusu master planlar, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanacak olan Havza Yönetim Planları için önemli birer veri ve bilgi kaynağı olacaktır. 2.5.4. Havza Koruma Eylem Planları Hızlı nüfus artışı, gelişen sanayi ve tarımsal faaliyetlere paralel olarak içme-kullanma suyu tüketiminde artış, buna karşı kirlilik sebebiyle içme-kullanma su potansiyelinin gittikçe azalması vb. sorunlar su kalitesi yönetiminin havza bazında ele alınmasını zorunlu kılmaktadır. Su kaynaklarımızın miktar ve kalite açısından korunması ve iyileştirilmesi, kısa, orta ve uzun vadede korunabilmesi açısından, önce niteliklerinin bilinmesine ve daha sonra korumakullanma dengesi çerçevesinde koruma ilkelerinin belirlenmesine ihtiyaç vardır. Bu kaynakların verimli kullanılabilmesi kadar, doğal yenilenme sürecinin ve gelecek nesillerin ihtiyacının dikkate alınması büyük önem taşımaktadır. Özellikle havza bazında koruma planları yapılması yoluyla tüm gelişmelere ve kullanımlara kontrollü bir şekilde yön verilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, öncelikli havzalar belirlenerek, Havza Koruma Eylem Planları oluşturma çalışmaları yapılması zorunluluğu doğmuştur. Bu maksatla, Ülkemizdeki 25 adet su havzasından 5 adedine yönelik Havza Koruma Eylem Planları 2009 yılına kadar münferit olarak mülga Çevre ve Orman Bakanlığı ve diğer kurum, kuruluş ve/veya üniversiteler ile birlikte hazırlanmış, 11 havzanın Havza Koruma Eylem Planları (HKEP) 12.08.2009 03.12.2010 tarihleri arasında tamamlanmış olup, geriye kalan 9 havzada (Orta Akdeniz, Doğu Akdeniz, Batı Karadeniz, Asi, Batı Akdeniz, Doğu Karadeniz, Çoruh, Aras, Fırat-Dicle havzaları) HKEP hazırlanması ile daha önce münferit olarak hazırlanan 5 adet HKEP nın (Sakarya, Ergene, Akarçay, Gediz, Van Gölü havzaları) revizyonunun yapılması, içmesuyu kaynağı olarak kullanılan Beyşehir Gölü ve Karacaören I- II Baraj Gölleri Havza Koruma Çalışmaları ve Özel Hükümlerinin Belirlenmesine ilişkin proje Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından başlatılmıştır. Proje kapsamındaki her havzada proje açılış toplantıları yapılmış olup, arazi çalışmaları tamamlanmak üzeredir. Çalışmalar havzalarda yer alan ilgili paydaşlarla işbirliği içerisinde devam etmektedir. Bu projenin tamamlanmasının ardından Havza Koruma Eylem Planlarının Nehir Havzası Yönetim Planlarına Dönüştürülmesi Projesi 2013 yılında başlayacaktır (Orman ve Su İşleri Bakanlığı-Su Yönetimi Genel Müdürlüğü). 2.5.5. Nehir Havzası Yönetim Planları Entegre Su kaynakları yönetimi açısından Avrupa Birliği Su Çerçeve Direktifi (SÇD) Nehir Havzası Yönetim Planlarının hazırlanmasını öngörmektedir. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü nce Havza Koruma Eylem Planları ile havzalardaki mevcut durum ortaya konmuş ve havzalardaki kirlilik kaynakları ile mevcut kirlilik durumları tespit 20

edilmiş, kirliliğin giderilmesine yönelik öneriler getirilmiştir. Havza Koruma Eylem Planları Havzanın bütününü ele almakla birlikte, ancak sıcak noktalarda ve içmesuyu alanlarında alt havza değerlendirmesine ağırlık vermekte, daha çok kimyasal ve hidromorfolojik parametreler ve havzanın geneli için gerekli ekolojik yaşam parametrelerini değerlendirmektedir. Kirliliğin izlenmesi ile ilgili çalışmalarda sürekli izleme yer almamakta ve biyolojik ve ekolojik parametreler ölçülmemektedir. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü nce hazırlanacak Nehir Havzası Yönetim Planları ile bu eksiklikler tamamlanacak olup, su kütlelerinin belirlenmesi, baskı ve etkilerin tanımlanması sağlanarak, havzalarda sürekli izleme sistemleri kurulacak, biyolojik ve ekolojik parametrelerin de ölçülmesine başlanacaktır. Bu hizmetlerle ilgili yatırım programlarında ödenekler ayrılacak, kirlilik kaynakları kesin olarak belirlenerek çevresel hedeflere ulaşılmasını sağlayan etkin önlemler ekonomik analizler de dikkate alınarak tespit edilecektir. Bu maksatla 2013 yılında Nehir Havza Yönetim Planlarının yapımına Konya Kapalı, Meriç- Ergene, Susurluk ve Büyük Menderes havzalarında başlanılacaktır. 2.6. SUYUN FİYATLANDIRILMASI Gelişmiş ülkelerde suyun fiyatlandırması hacimsel olarak (m 3 ) ölçülen değer üzerinden yapılmaktadır. Fiyatların belirlenmesinde yetkili organ kamu kurumları ise sistemin sürdürülebilirliği ve maliyetin yanında, tüketiciler de dikkate alınarak bir değer belirlenmeye çalışılmaktadır. Ancak suyun arzı özel şirketlerce gerçekleştiriliyorsa bu durumda su bir ticari meta olarak değerlendirilmektedir. Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde ise durum biraz daha farklıdır. Bölgenin sahip olduğu kaynak ve ekonomik şartlara bağlı olarak hem kamu hem de özel sektör tarafından söz konusu hizmet sağlanmaktadır. Yer yer kamu özel sektör ortaklıkları da görülebilmektedir. Bu sistem ülkemizde yap-işlet-devret modeli olarak nitelendirilen yöntemdir. Ülkemizde suyun hem temini hem de fiyatlandırılması kamusal olarak yapılmaktadır. Uygulamalar açısından da çok fazla çeşitliliğin olduğu söylenebilir. 2.6.1 İçme-kullanma Suyu ve Atıksu Sektöründe Mevcut Uygulama Fiyat uygulamalarında fark oluşturan en dikkat çekici unsur, Büyükşehir belediyelerinin fiyatlandırmada abone tipine ve tüketim miktarına göre fiyatlandırmaya gitmesidir. Söz konusu iki unsur fiyatlandırmada dikkate alınan en temel iki faktör olup, ülkenin ekonomik durumuna göre aylık ya da yıllık bazda fiyatlandırmaya gidilmektedir. İhtiyaç duyulan geliştirme ve rehabilitasyon çalışmaları gerek duyulan şartlarda devlet destekli olarak gerçekleştirilmektedir. Türkiye'de yerel düzeydeki evsel, sanayi ve diğer tür kullanımlar için su tarifeleri her belediye tarafından ayrı ayrı belirlenmektedir. belediye meclisleri, su tarifelerine karar vermekle yükümlü idari birimlerdir. Yerel yönetimler (Büyükşehir, İl, İlçe ve Belde Belediyeleri) tarafından abone türüne ve abone gruplarına göre tarifeler tespit edilmektedir. Bu belirlemeler 2872 Sayılı Çevre Kanunu, 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu,2560 Sayılı İSKİ Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun, 5216 Büyükşehir Belediyesi Kanunu vb. mevzuta dayanılarak çıkarılan yönetmeliklerle yapılmaktadır. 21

Belediyelerin bünyesinde bulunan birçok su idaresi, su hizmetlerine özel ayrılmış bir bütçeye sahip değildirler. Bazı uzmanlara göre bunun altında yatan temel sebep, belediyelerdeki mali veya kurumsal eksikliklerdir. Su tarifelerinin belirlenmesinde, genel olarak işletim ve idare, amortisman, onarım ve genişleme maliyetleri göz önünde bulundurulmaktadır. Türkiye'deki belediye düzeyinde fiyatlandırma uygulamaları, SÇD'nin gerektirdiği tam maliyeti karşılama ilkesini yerine getirememektedir. Birçok belediyede su fiyatları, su hizmet masraflarını karşılamada yetersiz kalırken; çevresel ve kaynak maliyetlerini karşılama uygulamaları neredeyse yok denecek düzeydedir. Bu sebeple, SÇD'nin tam maliyeti karşılama ilkesinin uygulanması, belediyelerin su tarifelerinde değişen düzeylerde artış gerektirecektir. Su fiyat artışlarının belirlenmesi için, öncelikle, ortaya çıkan çevresel ve kaynak maliyetlerini hesaplaması gerekmektedir. 2.6.2. Sulama Sektöründe Mevcut Uygulama DSİ ce işletilen sulama tesislerinde uygulanan işletme ve bakım ücret tarifeleri, 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun un 28. ve 29. maddeleri uyarınca hazırlanmaktadır. DSİ ce hazırlanan tarife taslağı Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı temsilcilerinden oluşan komisyonca incelendikten sonra, Bakanlar Kuruluna gönderilmekte ve Bakanlar Kurulunca onaylanmasını müteakip Resmi Gazete de ilan edilerek yürürlüğe girmektedir. Sulama birliklerince işletilen sulama tesislerinde uygulanacak su kulanım hizmet bedeli tarifeleri 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu nda belirtildiği gibi belirlenmektedir. Söz konusu Kanunun 6 ncı maddesinin 15 inci fıkrasının (ı) bendinde, su kullanım hizmet bedelinin Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan yılı sulama ve kurutma tesisleri işletme ve bakım ücret tarifelerinde dekar başına tespit edilen en düşük ücret tarifesinden aşağı olmamak üzere sulama birliği meclisince belirleneceği hükmü yer almaktadır. Bu durumda söz konusu hüküm uyarınca, sulama birliklerinin su kullanım hizmet bedelini tespit ederken ölçü olarak alacakları tarifeler DSİ ce belirlenmekte ve Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulmaktadır. Söz konusu tarifeler, 6172 sayılı kanun gereğince sulama birliklerinin kendi meclislerinde belirleyecekleri ve uygulayacakları ücretlerin tespitinde eşik değer olarak kullanılacak olan değerleri içermektedir. Sulama ücretlerinin belirlenmesinde; sulamanın şekli (cazibe veya pompaj), tesisin bulunduğu yer (bölgesel olarak), tesisin gelişme durumu, bitki su tüketimi, sulanan bitki çeşitleri ve üretim değerleri gibi sosyal ve ekonomik kriterler dikkate alınmaktadır. Ücretler sulama sayısına bakılmaksızın, sulanan parsel sahibine, kiracı veya ortakçıya (gerçek kişiler, kamu hukuku ve özel hukuk tüzel kişilikleri dahil) uygulanmaktadır. Suyun metreküp olarak ölçülebildiği sulama şebekelerinde metreküp su ücreti uygulanabilmektedir. Ayrıca, sulama sayısı ve sulama süresine göre tarife uygulanan sulama tesisleri de bulunmaktadır. 22