ETİK VE AHLAK Bazı kaynak ve sözlüklerde etik ve ahlak kelimelerinin aynı anlamda kullanıldığını görmekteyiz. İlk bakışta aynı anlamı taşıyor gibi görünmelerine rağmen bu iki kavram birbirinden farklıdır. Etik, ahlak ile aynı kökene sahiptir. Ancak; etik ahlakın felsefi boyutunu ele aldığı için biraz daha soyut ve teorik bir anlam içermektedir. Ahlak ise, somut bir boyutta var olanı incelemektedir. Yani etiğin soyut ve kavramsal bakışının aksine insanların günlük yaşamdaki davranış, tutum ve ilişkilerini somut ve ayrıntılı olarak belirler.
ETİK VE AHLAK Ahlak, davranışların toplumsal kurallarından meydana gelirken; etik ise insanların ahlaki davranışlarının sonuçları hakkındaki değerlendirmelerden oluşmaktadır. Etik, bir etkinlik alanı olarak felsefenin bir dalı, bir ahlak felsefesi alanı; ahlaki olan davranış, karar ve faaliyetlerin özünü araştıran bir felsefe etkinliğidir.
AHLAKIN DİĞER DİSİPLİNLERLE İLİŞKİSİ Ahlak her alanda gereklidir. Bu genel bir yargıdır ve insanla doğrudan ya da dolaylı olan her alanda gereklidir. Çünkü ahlak, bir taraftan bireysel diğer taraftan toplumsal yargılarla ilgili olduğu için diğer disiplinlerle de etkileşim içindedir. Bunlar; Ahlak Mantık Ahlak Hukuk Ahlak Sosyoloji Ahlak Psikoloji Ahlak Felsefe Ahlak Din Ahlak - Kültür
AHLAK VE MANTIK İnsanlar hayatın anlamını zekada değil, duyguda ararlar. Bu noktada mantık akıldan doğan faaliyetler için bir disiplin, ahlak da manevi bir alanı ifade eder. Mantık zekanın, ahlak da duygunun en önemli kanunları olarak kabul edilmelidir. Mantıkla zeka, ahlakla duygu arasında bir organik bağ olduğuna göre, zeka ve duygu arasındaki etkileşim mantık ve ahlak arasındaki etkileşime zemin hazırlar.
AHLAK VE HUKUK Hukuk; yazılı emir ve yasakları ifade ederken, ahlak yazılı olmayan ve emredici özelliği bulunmayan, toplum tarafından kabul görmüş kurallar bütününü ifade etmektedir. Ahlak ve Hukuk kuralları arasında birtakım farklılıklar vardır. Ahlak kuralları dağınık, örgütlenmemiş bir nitelik taşımasına rağmen, hukuk kuralları toplu, örgütlenmiş ve sistemli bir niteliktedir. Ayrıca ahlak ve hukuk kuralları arasında yaptırım farkı da bulunmaktadır. Ahlakın asıl yaptırımı vicdan olmasına karşılık, hukukun maddi zorlayıcı yaptırımları vardır. Ahlaka aykırı davranışlarda bulunanlar toplumsal tepkilerle karşı karşıya kalırken, hukuka uygun davranmayanlar cezai yaptırımlara tabi olmaktadır. Bununla birlikte Ahlaki değerlerden yoksun bir hukuk düşünülemeyeceği gibi, ahlaki değerler ile çatışan bir hukuk da işlevsellikten uzaklaşır.
HUKUK VE AHLAK ARASINDAKİ FARKLAR Ahlak insanın kendisine karşı olan görevleriyle meşgul olurken hukuk genellikle bu konuyla uğraşmaz. Ahlak kuralları başkalarının haklarını çiğnememe, başlarına yardım ve acıma gibi konuları içerir. Oysa hukuk kurallarında bu tarz emirler yer almaz. Hukuk yalnızca toplumsal düzenin korunması için gerekli sosyal ve ailevi bağlar açısından gerekli gördüğü yardımların yapılması için bazı kurallar koyabilir. Hukuk kuralları genelde formel bir yapıda kanun haline getirilmiş kurallardır. Oysa ahlak kuralları informel bir biçimde toplum vicdanında yaşarlar. Hukuk ve ahlak kavramları arasındaki en önemli fark müeyyide farkıdır. Müeyyide (Hukuki Yaptırım), hukuk kurallarına uyulmasını sağlamak için otoriter güç olan devletin cebir ve zor kullanması anlamına gelir. Dolayısıyla devlet yaptırımına dayanan bir ahlak kuralı, hukuk kuralına dönüşür.
AHLAK VE SOSYOLOJİ Sosyoloji nin toplum içindeki bireylerin davranışlarını bireysel değil toplumsal açıdan inceleyen bir bilim dalı olduğudur. İnceleme konusu insan davranışı olunca da sosyolojinin ahlak kavramı ile olan ilişkisi kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Ahlak ise sosyolojik köklere sahip olan bir kavramdır. Sosyolojik açıdan bakıldığında ahlak, toplumda yapılması veya uyulması istenen eylemler ve uylmadığı takdirde toplumun sert tepki gösterdiği topluma mal olan yaygın davranışlar, kurallar ve normlar bütünüdür. İyiye ve doğruya yönelten her kural toplum için bir sosyal değer taşır. Hem ahlakın hem de sosyolojinin betimleyici-çözümleyici yöntem temelinde ortak bir yanı vardır, o da insan eylemlerini açıklama tarzlarıdır.
AHLAK VE PSİKOLOJİ Psikoloji, insan ve hayvan davranışlarını inceleyen bir bilimdir. Öncelikle, uygulamalı psikoloji ve özellikle de psikoterapi hastanın ruhsal sağlığına kavuşması için davranış bozukluklarını tedavi amacı güttüğünden bu noktada etiksel ve ahlaki kavramların yardımı muhtemeldir. Ahlakı, psikolojinin bir alt dalı olarak gören düşünürler mevcuttur. Bir açıdan ahlak hayatı anlamak ve yöneltmek olarak görülmektedir. Bu nedenle, onu sürdüren çevreyle ilişkileri sağlayan ruhsal faaliyetleri de yakından tanımak gerekir. Bu noktada psikoloji devreye girer ve ahlaklı yaşamanın şartlarını da tanımamıza yardımcı olur. Psikoloji bize öncelikli olarak aklı tanıtır. Akıl olmadan ahlakın olamayacağı gerçeğinden hareketle bu iki disiplinin birbiriyle olan ilişkisinden rahatlıkla bahsedilebilir.
AHLAK VE FELSEFE Antik çağlardan bugüne kadar felsefe, başta tabiat olmak üzere, insan, ahlak, toplum, dil, bilgi, sanat, din, bilim, politika, hukuk, devlet ve benzeri konularda genel açıklama yönünde düşünceler çabası olduğu gibi, getirilen açıklamalara şüpheci ve eleştirel yaklaşımlar sergileyen düşünce etkinliği olarak da görülebilmektedir. Ahlakla felsefe arasındaki en önemli ortak payda insan ve insan düşünceleri ve eylemleridir. Hem ahlak, hem de felsefe düşünme ve eyleme dönüştürmenin temel yapısını esas aldıklarından yakın bir ilişki sergilemektedirler. Ahlak kendi normlarına göre davranışları değerlendirirken, felsefe sorgulayıp, şüphelerini gidermeye çalışarak sonuca ulaşma gayreti içindedir.
AHLAK VE DİN Ahlakın en yakın ilişki içinde olduğu alan dindir. Bütün semavi dinlerin temelinde güzel ahlak olgusu vardır. İslam dininin de en çok önem verdiği kavram güzel ahlaktır. Hristiyanlık öğretisinde de benzer yaklaşımı görmek mümkündür. Ahlak ve din, gelişim evreleri yönünden iki özelliğe sahiptir. Bunlardan ilki, ahlak ve din ayırt edici kavram kümelerine sahiptir ki; insanlar bu kavram kümelerini yeni deneyimlerini yorumlamak ve onları belli kalıplara dökmek için kullanır. Diğeri ise, bu yorumlar bazı tür hareketlerin lehine ve bazılarının da aleyhine olan yönlendirici bilgiler içerir. Ahlakın dinle birlikte var olduğu yönünde görüşlere karşın ahlakın dinden bağımsız olarak insanın tabiatında var olan bir olgu olduğu yönündeki görüşlerde ileri sürülmüştür. Hangisi savunulursa savunulsun, ahlak olgusunun varlığı tartışmasız bir gerçektir.
AHLAK VE KÜLTÜR Kültür, bireyin hayatı boyunca üzerine yeni parçalar ekleyebileceği dinamik bir kavramdır. Kültürler toplumlara, bölgelere göre oldukça farklılıklar gösterebilmektedir. Ahlak ise kültüre göre daha dar kapsamlı olup bölge ve toplumlar arasında çok fazla farklılık göstermez. Kültür her alanda varlığını hissettirir. Her toplumun, bölgenin, kurumun, mesleğin, hatta örgütün kendine özgü kültür motifleri bulunur. Bu anlamda kültür çok çeşitlenir ve birçok kavramla birlikte kullanılabilir. Örneğin demokrasi kültürü, yemek kültürü, sokak kültürü gibi. Günlük hayatta kültür bilgi kavramıyla da aynı anlamda kullanılabilmektedir. Herhangi bir kişinin çok bilgili ve görgülü olduğunu ifade etmek için çok kültürlü adam denmesi bunun işaretidir.