AFET RİSK YÖNETİMİ VE YEREL YÖNETİMLER



Benzer belgeler
Adana da Afet Risk Yönetimi ve Sakınım Planı Urban Mitigation Plan and Disaster Risk Management in Adana

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat SEKTÖREL DEPREM GERÇEĞĠ

Yerleşik Alanlar, Yapılı Kentsel Çevre Çevre Düzeni Planları Nazım İmar Planları 3- Planlama Aşaması Gelişmeye Açılacak Alanlar

Doğal Afetler ve Kent Planlama

3. YERLEŞİM YERLERİNDE DEPREM GÜVENLİĞİ SAĞLANMASI

S E K T Ö R E L. 17 Ağustos Ağustos Nurel KILIÇ. 17 Ağustos 1999, depreminin üzerinden 6 yıl geçti.

Afet Yönetimi ve. Sel Risk Değerlendirmesi

Analitik Etütlerin Mekansal Planlamadaki Yeri ve Önemi

Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm

TÜRKİYE NİN DEPREM GERÇEĞİ. Deprem Bölgeleri Haritaları ve Deprem Yönetmeliklerinin Tarihsel Gelişimi

AFET KOORDİNASYON MERKEZİNİ (AKOM)KURDUK

Afet Sonrası İyileştirme Planı

Planlama Kademelenmesi II

Afet Risk Yönetimi. Risk Azaltma ve Yerel Yönetimler

AFET YÖNETİMİNDE BÜTÜNLEŞİK AFET TEHLİKE HARİTALARI

IV. ARAZİ YÖNETİMİ ÇALIŞTAYI

ŞUBE MÜDÜRLÜKLERİ GÖREV TANIMLARI

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI TEKNİK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Sevilay ARMAĞAN Mimar. Şb. Md. Tel: KAPSAM

İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI PLANLAMA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

AFET YÖNETĠMĠNDE ÖĞRETMENLERĠN KONUMU (Geçmiş Afetlerden Çıkarılan Dersler)

Prof. Dr. Zerrin TOPRAK Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

Sera Gazlarının İzlenmesi ve Emisyon Ticareti. Politika ve Strateji Geliştirme. Ozon Tabakasının Korunması. İklim Değişikliği Uyum

Entegre Acil Durum Yönetimi Sistemine Giriş

Gemlik-Armutlu Karayolu nun bitişiğinden güneye doğru uzanmaktadır.

Yerel Yönetimler İçin Sera Gazı Salım Envanteri (Karbon Ayak İzi) nin Önemi

Faaliyet ve Proje Bilgileri

İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI DEPREM VE RİSK YÖNETİMİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNERGE

BELGE YÖNETİMİNDE AFET PLANLAMASI Disaster Planning in Records Management

Yrd.Doç.dr. Orhan CERİT

Kapsam; Risk azaltmayla ilişkili BM dökümanları, IDNDR, Yokohama Süreci, ISDR Kuruluşu, Kobe Konferansı ve Hyogo Çerçeve ( HFA ) Eylem Planı, HFA Değe

KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN TÜRKİYE DEKİ GELİŞİMİ

MTA Genel Müdürlüğü Tarafından Yürütülen TUCBS ve INSPIRE Standartları Çalışmaları

Kirlenmiş Saha Temizleme ve İzleme Teknik Rehberi Prof. Dr. Kahraman Ünlü O.D.T.Ü. Çevre Mühendisliği Bölümü

Risk Değerlendirmesi ve Yönetimi

ESPİYE BELEDİYESİ İTFAİYE MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç

MARMARA BÖLGESİNDEKİ HAVZA KORUMA EYLEM PLANI

BAĞIMSIZ PROJE DENETİMİNİN ESASLARI ve HESAP RAPORU HAZIRLANMASI

II. DOĞAL AFETLER (NATURAL DISASTERS)

Beşiktaş Residence Tower / Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

OKMEYDANI TARİHİ SİT ALANI DÖNEM ÖDEVİ

DOĞAL AFETLER VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA. Oktay ERGÜNAY. Afet İşleri Eski Genel Müdürü Deprem Mühendisliği Derneği Genel Sekreteri

Afet Yönetimi (INM 476)

İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI PLANLAMA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ

Yerel Yönetişim ve Sosyal Politika

YILDIZ TEKNİK DOĞA BİLİMLERİ ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANI PROF. ERSOY, milliyet için İNC. ELEDİ- 1 / Serhat Oğuz

1 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29254

KIBRIS TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ YASASI (21/2005 Sayılı Yasa) Madde 18 Altında Yapılan Tüzük

DOĞAL AFETLERDE UYDU GÖRÜNTÜLERİNİN KULLANIMI VE INTERNATIONAL CHARTER SPACE AND MAJOR DISASTERS"

YEREL ÇEVRESEL PLANLAMA

80. YILINDA 1935 MARMARA

MapCodeX Web Client ELER, AKOM Modülleri

Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Şube Müdürlüğü

SERAMAR Projesi nin. Mehmet Cemal Genes Mustafa Kemal Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Hatay, Türkiye

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar

Kentsel Alanlarda Yüksek Çözünürlüklü Ortofoto Üretimi

Konya Büyükşehir Belediyesi Afet Yönetimi Koordinasyon Merkezi (AYKOM) Görev, Yetki ve Çalışma Yönetmeliği

ALANSAL UYGULAMALAR sayılıafet RİSKİALTINDAKİALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN ve UYGULAMA YÖNETMELİĞİ

TAŞKIN VE SİGORTA II. Ulusal Taşkın Sempozyumu

AFET VE ACİL MÜDAHALE BİLGİ SİSTEMİ. Yard. Doç. Dr. Mehmet Fatih DÖKER

Ders 1.2 Türkiyede Barajlar ve Deprem Tehlikesi

Rize İl Genelinde Afet Bilgi ve Meteorolojik Erken Uyarı Sistemleri Kurulması. Rize Belediyesi Halil Bakırcı, Rize Belediye Başkanı

YÜKSEK DENETİM DÜNYASINDAN HABERLER

Avrupa Birliği Taşkın Direktifi ve Ülkemizde Taşkın Direktifi Hususunda Yapılan Çalışmalar

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR VE PLANLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI ŞEHİR PLANLAMA MÜDÜRLÜĞÜ NE

KENTSEL DÖNÜŞÜM FAALİYETLERİNDE HARİTA MÜHENDİSLİĞİ NİN YASAL GÖREVLERİNE DAİR TEMEL HÜKÜMLER...

HATAY İLİ NİN JEOLOJİSİ ve DEPREMSELLİĞİ KONFERANSI

İZMİR İLİ, KONAK İLÇESİ, ÇINARLI MAHALLESİ, 1507 ADA 102 PARSEL İLE 8668 ADA 1 PARSELE İLİŞKİN UYGULAMA İMAR PLANI

Bir İçme ve Kullanma Suyu Şebekesinin Performansı

T.C. BEYLİKDÜZÜ BELEDİYE MECLİSİ İMAR KOMİSYONU RAPORU

KAMU BORÇ İDARESİNDE OPERASYONEL RİSK VE İŞ SÜREKLİLİĞİ YÖNETİMİ

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI


KENTSEL POLİTİKALAR II. Bölüm

TÜRKİYE ÇEVRE POLİTİKASINA ÖNEMLİ BİR DESTEK: AVRUPA BİRLİĞİ DESTEKLİ PROJELER

T.C BALIKESİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ

ÇANAKKALE NİN GELİŞME ALANLARINDA EKOLOJİK YAKLAŞIMLAR. İsmail ERTEN

Hem OHSAS yönetim sisteminde hem de iş güvenliği mevzuatlarında Acil durum hazırlığı ve bu durumda yapılması gerekenler tanımlanmıştır.

Bu doküman, İstanbul Kalkınma Ajansı nın desteklediği Doğrudan Faaliyet Desteği kapsamında 2013 yılında hazırlanmıştır.

ONDOKUZMAYIS İLÇESİ NDE (SAMSUN) AFETE YÖNELİK CBS ÇALIŞMALARI

EK 10 YENİDEN YERLEŞİM EYLEM PLANI FORMATI

bul ULUSLARARASI EYLEM PLANI ÇALIŞTAYI OTURUM - YAŞAMA VE ÇALIŞMA MEKANLARI Yüklenici

AFET KOORDİNASYON MERKEZİNİ (AKOM)KURDUK

İSTANBUL ATIK MUTABAKATI

ORDU BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ULAŞIM KOORDİNASYON ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam Dayanak ve Tanımlar

TÜRKİYE DE TAŞKIN GERÇEĞİ VE METEOROLOJİK ERKEN UYARI SİSTEMLERİ

MESGEMM İSG/Mevzuat/Yönetmelikler. İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik. Resmi Gazete Yayım Tarih ve Sayısı :

Belediyelerin Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri Uluslararası Sempozyumu Sonuç Bildirgesi

BURSA ĠLĠ ĠÇĠN ZEMĠN SINIFLAMASI VE SĠSMĠK TEHLĠKE DEĞERLENDĠRMESĠ PROJESĠ

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

ÜNİTE. ACİL DURUM VE AFET YÖNETİMİNE GİRİŞ Prof. Dr. Mikdat KADIOĞLU İÇİNDEKİLER HEDEFLER TARİHSEL GELİŞİM

Tedarik Zinciri Yönetimi -Bileşenler, Katılımcılar, Kararlar- Yrd. Doç. Dr. Mert TOPOYAN

Sağlıklı Kentleşme, Nitelikli Yapılaşma, Kültürel, Tarihi ve Doğal Çevre Değerlerinin Korunarak Geliştirilmesi İçin

KONU: KOMİTE RAPORU TAKDİMİ SUNUM YAPAN: SALİH BİLGİN AKMAN, İNŞ. YÜK. MÜH. ESPROJE GENEL MÜDÜRÜ

GEBZE BELEDİYESİ KENTSEL TASARIM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İŞ YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. İŞ SÜREKLİLİĞİ PLANLAMASI A. AMAÇ

64. HÜKÜMET 2016 YILI EYLEM PLANININDA TÜRKİYE BELEDİYELER BİRLİĞİNİN KATKI SAĞLAYACAĞI KONULAR

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

Transkript:

ADANA KENT SORUNLARI SEMPOZYUMU / 29 2008 BU BİR TMMOB YAYINIDIR TMMOB, bu makaledeki ifadelerden, fikirlerden, toplantıda çıkan sonuçlardan ve basım hatalarından sorumlu değildir. AFET RİSK YÖNETİMİ VE YEREL YÖNETİMLER Şehir Y. Plancısı Gülcan ULUTÜRK Yüreğir Belediyesi, İmar ve Şehircilik Müdürlüğü Planlama Şubesi 339

340

AFET RİSK YÖNETİMİ VE YEREL YÖNETİMLER ÖZET Afet yönetimi ile ilgili 1990 sonrasında yeni bir anlayış yaygınlaşmaktadır. Benimsenen yeni anlayış afet tehlikeleri karşısındaki önceliği afet sonrası etkinlikleri yerine afet öncesi etkinliklerine, yani risk yönetimi ve sakınım çalışmalarına vermektedir. Uluslararası kuruluşlar, doğal afetlere karşı özellikle sakınım konusunu sürdürülebilir kalkınmanın bir önkoşulu olarak tanımlamıştır. Dünya daki pek çok ülke bu ortak söylem doğrultusunda yasal ve kurumsal yapısını yenilemiştir. Türkiye de ise, afet yönetimi daha çok afet sonrasında başvurulacağı düşünülen bir örgütlenme ve etkinlik modelini kapsamaktadır. 1999 depremlerinden sonra afet tehlikelerine karşı önlemler alınması gereği anlaşılmış; bu konuda önemli adımlar atılmıştır. Ancak olası afet kayıplarını azaltmak ve güvenli kentsel çevreler elde etmek amacıyla acilen çalışmalar yapılması gereken asıl konu, afet risk yönetimi ve sakınım planlaması çalışmalarıdır. Bilindiği üzere Adana da en son 27.06.1998 tarihinde yaşanılan depremde 145 kişi yaşamını yitirmiş; 10.232 yıkık/ağır derecede olmak üzere toplam 82.552 konut hasar görmüştür. Kentimizde gündemde olan tarım alanlarının imara açılması, tarihi ve doğal çevrenin tahribi gibi sorunlara çözüm bulunmasının yanı sıra, kentin olası afetler (depremler) karşısında hangi zayıflık ve kusurları içerdiği tespit edilmeli, kent bütününe yönelik bir ana sakınım planı geliştirilmelidir. Bu doğrultuda atılacak önemli adımlar ise, afet bilgi alt yapısının oluşturulması, plan çalışmalarının kentsel güvenlik açısından yeniden değerlendirilmesi, risk azaltacak yöntemlerin hem yönetimler hem de vatandaşlar tarafından benimsenmesi ve belediyelere risk yönetimi çalışmalarını üstlenebilmesi için kaynak ve uzman işgücü konusunda destek sağlanmasıdır. 1. AFET YÖNETİMİNDE YENİ ULUSLARARASI YAKLAŞIM Dünya genelinde yaşanan afetler sonucu ekonomik, sosyal ve çevresel kayıpların giderek artması ve afetlerden sonra yapılan yardımlara olan gereksinmelerin aşırı büyümesi geleneksel yara sarma politikasının sorgulanmasına neden olmuştur (Bkz. Şekil 1.1). 1990 ların başlarında bilim çevreleri ve uluslararası kuruluşların da aracılığıyla afet yönetim politikasına yeni bir yaklaşım getirilmiştir. Bu yaklaşımda hedeflenen, afet yönetim politikalarının sadece acil durumlara yönelik hazırlıklar ve afet sonrası yardımlarla sınırlı bırakılmayıp, afet öncesinde risklerin ve olası kayıpların belirlenmesi, bu risklerin sistemli bir biçimde yönetilmesidir. 341

Şekil 1.1 Afetlerin neden olduğu ekonomik ve sosyal kayıplar, 1973 2002 (Kaynak: UNISDR 2004) Afet yönetimi ile ilgili daha önceki yaklaşımına bakıldığında bu alandaki çalışmalar, 1950 lerden bu yana kullanılan döngüsel bir modelin (bkz. şekil 1.2) öngördüğü dört ana bölümde yürütülür. Bu modelin süreklilik, otorite ve kurumsal teklik varsayımları nedeniyle yanıltıcı olduğu, daha çok acil durum yönetimi ve yara sarma etkinlikleri ile ilgili olduğu gözlenmektedir (Balamir 2001). Etkinlikler, Arama kurtarma işlerinin yürütülmesi, Sağlık hizmetleri ve diğer öncelikli yardımların yerine getirilmesi, Uluslararası yardımların hızla doğru tarafların eline geçmesinin sağlanması, Hasar tespit çalışmaları, Hasarların zemin özellikleri ve yapılaşma nitelikleriyle olan ilişkilerinin ortaya konulması, Hak sahiplerinin belirlenmesi, yeniden güvenli biçimlerde yer seçimi ve yapım işlerinin yürütülmesi şeklinde sıralanabilir. Şekil 1.2. Döngüsel Afet Yönetim Sistemi 342

Uluslararası kuruluşlar ülke, bölge ve kent ölçeğinde ilgiyi afet sonrasından afet öncesine ve risk azaltma çalışmalarına çekmek amacı ile bir dizi etkinlik programı düzenlenmiştir (Bkz. Şekil 1.3). Bu süreçte önce 1990 2000 yılları arası, Birleşmiş Milletler (BM) genel kurul kararı ile Doğal Afetlerin Etkilerini Azaltma Onyılı IDNDR (International Decade for Natural Disaster Reduction) olarak ilan edilmiştir. 1994 yılında düzenlenen Yokohama Konferansı ile yeni strateji ve ilkeler belirlenmiş, Güvenli bir Dünya için Eylem Planı (Plan of Action for a Safer World) hazırlanmıştır. Bu stratejiyi uygulamak üzere, 2000 yılında ISDR (International Strategy for Disaster Reduction) BM nin yeni bir kurumu olarak tanımlanmıştır. ISDR 2005 yılında Afet Risklerinin Azaltılması (The World Conference on Dısaster Risk Reduction) konulu Kobe Konferansı nı gerçekleştirmiş; on yıllık bir süreç için (2005 2015) Hyogo Eylem Çerçevesi HFA (Hyogo Framework for Action) belirlenmiştir¹. Son olarak ISDR, risk azaltma çalışmalarını uluslararası bir Küresel Platform aracılığıyla geliştirmeye çalışmakta; her ülkede merkezi ve yerel yönetimler yanında, sivil toplum kuruluşları (STK), üniversiteler ve bilim kuruluşlarının katıldığı Ulusal Platform ların kurulmasını özendirmektedir². Şekil 1.3 Yeni yaklaşımın başlıca kilometre taşları ¹ Kobe Konferansı öncesinde tüm ülke yetkililerinden, risk azaltmada hangi etkinliklerin yürütüldüğü konularında bir dizi soru sorularak bir rapor hazırlanması istenmiştir. Türkiye nin gönderdiği raporun içeriği diğer birçok ülkenin raporu ile karşılaştırıldığında (Yeni Zelanda, Avustralya, Kanada vb.) zayıf ve yanıltıcı kalmaktadır. ² Bugünden Ulusal Platformlarını oluşturmakta olan ülkeler arasında Fransa, İtalya, Almanya, Japonya, Norveç, Nijerya, Senegal, Peru, bulunmaktadır. Yüksek afet risklerine sahip olan ve 343

Küresel Platform (2007) toplantısına en kalabalık heyetle katılan Türkiye, bu yönde girişimlerde bulunmaktan uzak durmaktadır (Balamir 2007). Bu etkinlik ve çalışmaların risk azaltma konusunda ortaya koydukları bulgular aşağıdaki şekilde özetlenebilir: Ulusal düzeyden yerel eylemlere kadar risklerin doğru belirlenmesi ve sistemli bir şekilde dışlanması, azaltılması ve paylaşılması için çalışmalar yapılmalı; Afet sonrasında yardım gereksinmelerini azaltabilmek için risk azaltma (sakınım) çalışmalarına ağırlık verilmeli; Risk azaltma çalışmaları kalkınma politikasının ayrılmaz bir bütünü olarak düşünülmeli ve Sakınım çalışmalarında katılım sağlanmalıdır. Bugün çok sayıda ülke bu çabaları takiben önemli adımlar atmıştır. Japonya 1950 li yıllardan itibaren bütçesinin %5 ila %8 ini risk azaltan önlemlere ayırmakta; yasal yapı ve planlama sistemlerini sürekli güncellemektedir (Sudo 2000, Fernandez 2005). Ayrıca Yeni Zelanda (2002), Avustralya (2002), Yunanistan (2003), Kanada (2004) ve İngiltere (2004) gibi ülkeler yeni yasal düzenlemeler yapmakta; afet risk yönetimi anlayışına uygun risk azaltma çalışmaları hedefine yönelmektedir (Britton 2000, Balamir 2007). Amerika 2000 yılında çıkardığı yeni bir yasayla (Disaster Mitigation Act) ilk kez sakınım (mitigation) konusunu ön plana çıkartmış ve risk azaltma çalışmalarında yeni mekanizmalara işlerlik kazandırmıştır. Büyük tehlikelere ve yüksek risklere sahip Türkiye de ise söz konusu politika değişikliklerine büyük ölçüde yabancı kalınmış, özellikle afet risk yönetimi (sakınım) alanında yetersiz ve yanlış uygulamalara gidilmiştir (Balamir 2007). 2. TÜRKİYE YENİ YAKLAŞIMIN NERESİNDE? Türkiye başta deprem olmak üzere, çeşitli doğal afetlerden sıklıkla etkilenen bir ülkedir. (Bkz. Tablo 2.1) Türkiye de afet risklerinin, afetler olmadan önce yapılması gereken çalışma ve alınacak önlemlerle kabul edilebilir düzeyde tutulması politikaları yerine daha çok afet olduktan sonra yapılan müdahale ve iyileştirme çalışmalarına öncelik verilmiştir. Bu anlayış halen devam etmektedir. 1999 depremlerinden sonra afet tehlikelerine karşı önlemler alınması gereği anlaşılmış; bu konuda önemli adımlar atılmıştır. Ancak olası afet kayıplarını azaltmak ve güvenli kentsel çevreler elde etmek amacıyla acilen çalışmalar yapılması gereken asıl konu, afet risk yönetimi ve sakınım planlaması çalışmalarıdır. Türkiye de geleneksel afet yönetimi terimi ile afet sonrasında yapılacak işler ve bu işlerin yürütülmesi için afet öncesinde gereken örgütlenme, haberleşme, planlama ve lojistik hizmetler bütünü anlaşılmaktadır. Acil durum ve kriz planlaması bu yaklaşımın plan biçimidir. Acil durum planları afetlerin yol açtığı zararları gidermek, acil kurtarma ve yardım işlerinde verimli olmak, afetin hemen sonrasında yapılması gerekenleri önceden düşünüp planlamak, orta vadede ise meydana gelen can ve mal kayıplarını yerine koymak gibi hazırlıkları içermektedir. 344

Tablo 2.1 1990 Yılından Bu Yana Meydana Gelen Büyük Afetler (Kaynak: Afet İşleri Genel Müdürlüğü) Afet risk yönetimi ise, afet öncesinde ve sonrasında sürdürülmesi gereken işleri konu edinerek, olası afet kayıplarının azaltılmasını hedeflemektedir. Bu amaçla yapılacak ilk belirleme ve ölçüm işlemlerini, zemin ve yer bilgileri ile afetin şiddet özelliklerini, mevcut yatırımların ve yapılaşmanın zayıflık ve kusurlarını, yangın ve yer kayması gibi afetlerin yol açabileceği ikincil etkileri, olası can ve mal kayıpları ile ekonominin uğrayabileceği yıkımları kapsar. Sakınım planlaması da bu yaklaşımın plan biçimidir. Afetler meydana gelmeden kayıplar ve zarar görebilirlik düzeylerinin belirlenmesi, risklerin nerelerde ve hangi düzeylerde yoğunluk kazandığının kestirilmesi ve afet risklerini azaltacak önlemlerin alınması işleri sakınım planlaması kapsamındadır. Risk yönetiminde gözetilen temel ilke, risklerin en etkili ve ekonomik biçimde azaltılması için bir öncelikler dizisine uyulmasıdır. Bu yöntem, nitelikleri ve ilgili meslek uğraşları ile birlikte Şekil 2.1 de özetlenmiştir. 345

Şekil 2.1 Olası Afet kayıplarını azaltmak amacıyla başvurulan risk yönetimi öncelikleri (Kaynak: Balamir 2001) Türkiye genelinde afet yönetiminin kamu gündeminde düşük önceliğe sahip olması, bu konuda siyasi adanmışlığın bir türlü sağlanamaması, yürürlükte bulunan yasalar ve çok başlı kurumsal yapılanma hala eski yaklaşımın sürdürülmesine neden olmaktadır. Türkiye yeni politika yönünde etkin bir adım atmaktan adeta kaçınmaktadır. Özellikle kentsel düzeyde güvenliğin arttırılması amaçlı bir planlama kapsamının belirlenmesi ve bu çalışmaların gerektirdiği uzmanlıkların yasal tanımlarının yapılması gerekliliği, birden fazla ulusal raporda¹ yer almış olmakla birlikte, gündeme alınamamış bulunmaktadır (Balamir 2007). Türkiye de afetler yönetiminin yeniden yapılandırılmasında yeni uluslararası yaklaşımın getirdiği ilkelerin öncelik kazanması, risk azaltma (sakınım) hedefinin egemen olmasını sağlayacak kurumsal ve yasal düzenlemelerin temel alınması zorunludur. Bu açıdan bir Ulusal Platform un oluşturulması ön adım olacaktır. Ulusal Platform, yalnız yönetim birimleri ile değil, ilgili STK temsilcileri, üniversiteler ve araştırma kuruluşlarının temsilcileriyle oluşturulmalı; afetler politikasının ulusal savunma, direnç oluşturma gibi bir özellik taşıdığı gözetilerek bu kuruluşa siyaset üstü bir çalışma yeteneği kazandırılmalıdır (Balamir 2007). 115 115 Ulusal Deprem Konseyi raporu (2002), Türkiye İktisat Kongresi Afetler raporu (2004), Türkiye Deprem Şurası Raporu (2004). 346

3. RİSK YÖNETİMİ VE ADANA KENTİNDE DEPREM GÜVENLİĞİNİN SAĞLANMASI Son on yılda ülkemizde kentsel alanlarda meydana gelerek büyük ölçüde can ve mal kayıplarına neden olan depremler yaşanmıştır. Bunlar 1992 Erzincan, 1995 Dinar, 1998 Adana-Ceyhan ve 1999 Marmara depremleridir (Şekil 3.1). Ülkemizde yaşanan deprem, uğranılan maddi kayıpların yaklaşık olarak %70'ine yol açmaktadır (Ergünay ve Gülkan 1991). Baraj yapımı gibi tedbirlerin yürürlüğe girmesiyle sel afetinin etkisinin ileride gittikçe azalacağı tahmin edilirse, depremlerin ülkemiz için ciddi bir tehlike kaynağı olacağı söylenebilir (Ergünay ve Gülkan 1991). Şekil 3.1. Depremlerin neden olduğu yapı hasar oranları (Kaynak: Bayındırlık ve İskân Bakanlığı) Türkiye kentlerinin depremler karşısında aşırı ölçülerde riskler göstermesi çok neden ve etkenden ötürüdür. Öncelikle yerleşim yerlerinin pek çoğunun, tehlike gösteren konumlarda yer aldığı görülür. Bu durum tarihsel bir mirastır. Verimli topraklar, su varlığı, geçiş noktaları gibi doğal kaynaklardan ve konumsal üstünlüklerden yararlanma güdüsü ile yerleşim yerlerinin pek çoğu deprem açısından yüksek tehlike gösteren coğrafyada gelişmişlerdir. Bunun bir örneği de, aktif fay zonlarının bulunduğu ve sıvılaşma alanlarının yer aldığı Çukurova deltası üzerine yerleşen Adana şehridir (Bkz. Şekil 3.2). Tarihi kayıtlar incelendiğinde Adana da 1907, 1945, 1952 yıllarında can ve mal kaybına neden olan yıkıcı depremlerin olduğu görülmektedir. Karataş-Yumurtalık veya değişik araştırmacılar tarafından Yumurtalık-Andırın veya Aslantaş fay zonu olarak adlandırılan bölge jeolojik levha sınırını oluşturmakta, levha sınırları da en aktif deprem bölgelerini işaret etmektedir (Özey 1998). Son olarak Adana da 27 Haziran 1998 günü büyüklüğü 6.3 olan bir deprem yaşamıştır. 59 u Adana İl merkezinde, 86 sı Ceyhan İlçesi nde olmak üzere 145 kişi yaşamını yitirmiş; 802 konut, 18 işyeri tamamen yıkılmıştır. Ayrıca 10.232 yıkık/ağır derecede olmak üzere toplam 82.552 bina hasar görmüştür (Gündoğdu 1999). 347

Şekil 3.2 Adana deprem tehlike haritası (Kaynak: Afet İşleri Genel Müdürlüğü) Aşağıda yer alan Tablo 3.1 de ise, Adana il ve ilçe merkezlerinin, hangi dereceli deprem bölgesine düştüğü ve ilçe sınırları içinde hangi deprem bölgesinde ne kadar alan kapladığı görülmektedir. 348

Tablo 3.1 Adana il ve ilçe merkezleri yüzölçümlerinin deprem bölgelerine göre dağılımı (Kaynak: Özmen 1997) Depremde hasar özellikle Ceyhan ilçesi ve çevresindeki beldeler olmak üzere, eski Adana şehrinin bulunduğu alanlarda yoğunlaşmıştır. Depremdeki ağır hasarlar, Misis fayı boyunca bulunan, başta Ceyhan İlçesi olmak üzere Misis, Geçitli, Suluca, Abdioğlu beldelerinde gözlemlenmiştir (Bkz. Şekil 3.3). Şekil 3.3 Adana da yaşanan depremlerin hasar dağılım haritası (Kaynak: Afet İşleri Genel Müdürlüğü) 349

Özellikle Ceyhan İlçesi'nde yıkılan binaların yeni ve çok katlı olması ihmal ve kusurların boyutlarını göstermektedir. Her ne kadar zemin şartları ve yapılaşma hataları ön planda olmasına karşın ruhsatlı ve mühendislik hizmeti görmüş yapıların da yıkılması, yönetmelik ve yasaların uygulamaları konusunda soru işaretleri oluşturmaktadır. Teknik ve bilimsel çalışmalara uyulmadan, zemin koşulları dikkate alınmadan ve kentsel risk analizleri yapılmadan imar planlarında yapılan değişiklikler, denetimsiz, kalitesiz konut üretimi ile birleşince, Adana da afet risk yönetimi çalışmalarına bir an önce başlanmasının önemini vurgulamakta; kentin güvenliği konusunu ön plana getirmek için ayrı bir gerekçe oluşturmaktadır. Bu nedenle Adana kentinin gereksinmesi, acil durum planları ve tatbikatları kadar risk azaltma uygulamalarının hayata geçirilmesidir. Adana da deprem güvenliğinin sağlanması için acilen yapılması gereken, kent bütününe yönelik ana sakınım planı nın hazırlanması, daha sonra ise bu ana plan üzerinde kimi öncelikli ve yüksek riskli alanlarda ayrıntılı plan ve projeler geliştirerek pilot uygulamalara geçilmesi olacaktır. Sakınım planı kentsel riskleri belirleyerek, bunları azaltmak üzere alınan temel kararları gösterecektir. Yerbilimsel tespitlerin gösterildiği mikro bölgeleme harita ve bilgileri sakınım planın birincil verileridir. Ancak bunun üzerine diğer insan yapısı kentsel kusurlar ve riskler işlenmeli; tüm veriler birlikte değerlendirmelidir. Kentsel risk analizlerinin neleri kapsayacağı yerine göre değişiklik göstermekle beraber, bunlar makroform, kentsel doku, arazi kullanım, alt yapı ve yapı stoku analizleri ana konu başlıkları altında toparlanabilir (Balamir 2001). Ayrıca kent ölçeğinde hazırlanan sakınım planı doğrultusunda imar planları (Nazım İmar Planı, Koruma Amaçlı İmar Planı ve Uygulama İmar Planları) yeniden düzenlenmeli ve acil durum planları güncellenmelidir. Şekil 3.4 Kentsel risk yönetimi ve planlama (Kaynak: Balamir 2004) Planlama sürecinde kentsel risklerin tanımlanabileceği başlıca sektörler ile bunlardan kaçınma yöntemlerinin belirlenmesi gerekmektedir. Mevcut durumun değerlendirilerek; risklerin belirlenmesi ve olası bir depremde/afette, zamanında ve etkin bir müdahalede bulunabilmek için kısıtlar ile olanakların tanımlanması sakınım planlaması çalışmalarında öncelik taşır. Adana kent bütününe yönelik risk sektörleri ve yapılması gereken analiz çalışmaları aşağıda belirtilen başlıklar altında ele alınabilir (IDMP 2002, Balamir 2004). 350

Makroform riskleri o Adana nın doğal kısıtlayıcıları, orman alanları ve su havzalarının (sismik ve meteorolojik verilere göre belirlenen) tehlike bölgelemeleri ile birlikte taşıdığı risklerin belirlenmesi; o Ana altyapı ve ulaşım arterlerinin karşı karşıya olduğu risklerin tespiti; o Başlıca yerleşim alt bölgelerinin, alansal ve diğer (kaçak, yaşlı, gecekondu, vb) özellikleri ile taşıdıkları risklerin analizi; o Büyükşehir ölçeğinde belirleyici noktasal kullanım ve tesislerin (örneğin: sanayi tesisi, baraj, askeri tesis, havaalanı, çöp toplama alanları, kimyasal depoları, vb) konumları, bunlara ilişkin tasarılar (büyüme, yer değiştirme, vb) ve deprem tehlike senaryo bilgilerine göre gösterdikleri risklerin belirlenmesi; o Adana da tarihi ve kültürel değerleri nedeni ile korunması gerekli alanların (kentsel sit alanı, arkeolojik sit alanı, vb) taşıdığı risklerin tespiti (örneğin: Tepebağ ve Kayalıbağ Mahalleleri, müzeler, vb) ve yapı ölçeğinde detaylı incelenmesi; Özel alanların taşıdığı riskler o Seyhan Barajı nın yapısal niteliği, ömrü ve konumuna göre sismik tehlike duyarlığının belirlenmesi; o Bu veriler ışığında baraj alt havzasında olası tehlike altındaki nüfus, yapılar, kullanım türleri, sanayi ve tesislerin belirlediği risk düzeylerinin saptanması; o Ayrıca su havzaları analizleri ve yüzey suyu baskınlarına konu olabilecek alanlarda risk belirleme; o Deprem nedenli sıvılaşma, alüvyon vadi tabanları, kıyı çökmeleri vb. zemin hareketlerine konu olabilecek alanların ve burada yer alan olası değer kayıplarının belirlenmesi; o Potansiyel faylanma alanlarının kestirilmesi; Tehlikeli kullanımlardan kaynaklanan riskler o Patlayıcı, yanıcı, kirletici, kimyasal, organik, vb konsantrasyon noktalarının, belirlenmesi ve izlenmesi; o Tehlikeli maddeler içeren kullanımların (örneğin: elektrik santralleri, enerji nakil hatları, akaryakıt ve LPG istasyonları, çöplük alanları, kömür yığınları, vb) konumları, ölçekleri, komşuluk ilişkileri, farklı noktalardaki birimler arası ilişkilerin incelenmesi yoluyla mekânsal analizleri; o Atık sistemleri ve depolarının belirlenmesi, yürürlükteki işletme standartları ve sorumluluk kurallarının netleştirilmesi; o Farklı tehlike konsantrasyon türleri için eşikler (hacimler, debiler) ile mekânsal dağılım standartları belirlenmesi ve depreme duyarlı olan ve olmayan türleri için kısa, orta ve uzun dönemli risk azaltma programlarının geliştirilmesi; Kentsel doku riskleri o Mikro bölgeleme açısından doku riskleri; o Bu alanlara erişme ya da tahliye kolaylıkları; o Deprem sırasında olası yapı yıkımlarının yaratabileceği zorlukların kestirimi; o Deprem zararlarını azaltma çalışmaları kapsamında, mevcut dokunun güçlendirme ve iyileştirme çalışmalarında oluşabilecek direncin saptanması; Kullanım ve yapı stoku riskleri o Planlı Eski Yerleşim Alanları o Planlı Yeni Yerleşim Alanları 351

o Plansız Yerleşim Alanları / Gecekondu Alanları o Turizm Alanları o Sağlık Tesis Alanları o Depolama Alanları o Sanayi Tesis Alanları o Küçük Sanayi Alanları o Çalışma / İş Alanları Acil Durum Görevlisi¹ (ADG) güvenlik ve dağılım riskleri o ADG elemanlarının sınıflanması ve önceliklerin tanımlanması; o Yapı taşıma ve dayanım standartlarının belirlenmesi; o Çevresel koşulların ve kullanımların acil durum işleyişinde zorluklar ya da ikincil tehlikeler yaratması açısından değerlendirmesi; o Acil durum hizmet alanı ve kullanım yoğunluk düzeyinin belirlenmesi; o Yapı olağan işletim özellikleri ile özel donanımlarının belirlenmesi ve sürdürülebilirliğinin sağlanması; Açık alan yetersizliği o Mevcut açık alanlar envanterinin konum, yüzölçümü ve sahiplik bilgileriyle çıkarılması; o Mevcut açık alanlar envanterinde kullanım ve işletme biçimlerinin belirlenmesi; o Acil durum gereksinmelerine dayalı olarak açık alan yüzölçümü ya da erişim yetersizliği görülen alanların belirlenmesi. Daha sonraki adımlarda, risk yönetiminin geliştirilmesi amacıyla yöntem geliştirmek üzere etkenlerin riske katkıları ve analiz yöntemleri belirlenmelidir. Kuşkusuz sakınım planı çalışmaları yalnızca tek bir kurumun sorumluluğunda yürüyemez. Bu nedenle, merkezi yönetim düzeyinde girişimlerde bulunularak mülki yönetim ve ilgili birimleri, Büyükşehir yanında diğer ilçe ve belde belediyelerinin güçlü bir eşgüdümünü sağlayacak yöntemlerin geliştirilmesi öncelikli görülmelidir. ¹ADG ler deprem sırasında çalışır ve kullanılabilir durumda kalmaları yaşamsal önem taşıyan personel, araç-gereç ve kentsel sistemlerdir. Ayrıca, hastane ve okul binaları gibi kimi taşınmazlar da bu statüde düşünülmek zorundadır. İtfaiye istasyonları, karakollar, fırın, kuru depo, soğuk hava deposu, kimi kamu yapıları gibi hizmet birimleri, stadyum, sinema-tiyatro gibi insanların toplu olarak yer aldığı yapılar, ana yollar, köprüler / tüneller, enerji transfer istasyonları / su depoları, vb. yaşamsal altyapı elemanlarının güvenliği, yalnız kendi değerleri açısından değil, hizmet verdikleri insan grupları ve değerler açısından ağırlık taşırlar. Bu elemanların kent bütünü ile birlikte düşünülerek risk değerlendirmesinde yer almaları önem taşımaktadır. 4. AFET RİSK YÖNETİMİNDE YEREL YÖNETİMLERİN ROLÜ Doğal afetler genellikle yerel olaylardır ve yerel sorunlar doğurmaktadır. Afet yönetimi konusunda özellikle risk yönetimi açısından yerel yönetimlerin katkıları ve çalışmaları son derece önemlidir. Belediyelerimiz ellerindeki mevcut yetkileri kullanarak (imar kanunu ve yeni belediye yasalarının verdiği yetkiler) afet risklerinin azaltılmasında önemli katkılar sağlayabilirler. Ancak imkânları kısıtlı olan yerel yönetimlere, afet risk yönetimi çalışmalarını sürdürmeleri için görev, yetki ve sorumluluk verilmeli; idari yapılanma, mali kaynak, eğitim ve teknik yardım desteği sağlanmalıdır. 352

Belediyeler bu görevinde başarılı olabilmek için üç tür desteğe gereksinim duyacaktır: Kaynak Destekleri (Deprem sigortası kaynakları kullanılabilir ve başarılı uygulama projeleri merkezi yönetim tarafından ödüllendirilebilir) Yetkilendirme Destekleri (Sigorta yaptırmaya zorlama ve güçlendirme projelerine katılımı zorlama gibi) Teknik Destekler (Coğrafi Bilgi Sistemi, uzay görüntüleri ve sayısal haritalar gibi) KAYNAKLAR 1. Balamir; M. Recent Changes in Turkish Disaster Policy: A Strategic Reorientation?, in Kleindorfer, Mitigation and Financing of Seismic Risks: Turkish and International Perspectives, Paul and Sertel (eds.), Dordrecht: Kluwer Academic Publishers, 2001. 2. Balamir; M. Local Administration and Risk Management, The Role of Local Governments in Reducing the Risk of Disasters, Demeter K., Guner A., Erkan N. E. (eds.), Center of Local Government Studies and Training, Marmara University, Istanbul, 2004. 3. Balamir; M. Afet Politikası, Risk ve Planlama, TMMOB Afet Sempozyumu, 31-43, 2007. 4. Beck; U. Risk Society: Towards a New Modernity; London : Sage Publications, 1992. 5. Britton; N. R. From Response to Resilience: Emergency Management Reform in New Zealand, Natural Hazards Review, 1(3), 145-150, 2000. 6. Burby; R. J. Unleashing the Power of Planning to Create Disaster-Resistant Communities, APA Journal, Summer, 249-258; 1999. 7. Ergünay; O. ve Gülkan; P., Seismic Risk Reduction and Disaster Management, Co-operative Project for Seismic Risk Reduction in the Mediterranean Region (SEISMED), Workshop III on Seismic Risk Reduction and Disaster Management held in Rome/Castelnuovo di Porto, United Nations, 1991. 8. Fernandez; A. L. A comparative study of disaster-related science and technology policies in five countries: A discussion paper, EDM Technical Report #20, Kobe, Earthquake Disaster Mitigation Research Centre, 2005. 9. Gündoğdu; O. The Adana - Ceyhan Earthquake of June 27, 1998, International Workshop On Recent Earthquakes and Disaster Prevention Management, METU Disaster Management Implementation and Research Center, 1999. 10. UNISDR; Living with Risk: Turning the Tide on Disasters towards Sustainable Development, Final Version, Geneva, 2004. 11. Özmen; B. ve Nurlu; M. Coğrafi Bilgi Sistemi ile Deprem Bölgelerinin İncelenmesi, Afet İşleri Genel Müdürlüğü Deprem Araştırma Dairesi, 1997. 12. Özey; S. Adana Depremi Üzerine, Dönemeç Dergisi, S 19, sy 10, 1998. 13. Sudo; K. and Ogawa; Y. Recent History of Japan s Disaster Mitigation and the Impact of IDNDR, Natural Hazards Review, 1(1): 10-17, 2000. 353

354